25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 31 AĞUSTOS 1996 CUMARTESİ HABERLER TBMM Başkanı Mustafa Kalemli, PKK ile görüşmeye giden RP milletvekilini istifa etmeye çağırdı Siyasilerden Erbaş'a tepkî yağıyor • TBMM Başkanvekili Uluç Gürkan, PKK bayraklan altında fotoğrafları çekilen ve örgütün askeri törenle karşıladığı Erbaş'ın, bu davranışıyla dokunulmazlığı kaldınlan eski DEP milletvekillerinden daha ağır bir suç işlediğini söyledi. • RP'nin hükümet ortağı DYP de Erbaş'ın girişimini "eşkıya ile pazarlık" olarak nitelendirdi. DYP Genel Başkan Yardımcısı Hayri Kozakçıoğlu, Erbaş'ın PKK'nin oyununa alet olduğunu belirtti. ANKARA (Cumhuriyet Büro- su)-TBMM Başkanı Mustafa Ka- lemli. esir askerler içın PKK ile görüşen RP Van Milletvekıli Fet- hullah Erbaş'ı üstü kapalı olarak istifaya çağırdı. Başbakan .Necmettin Erbakan \ e RP'nin bilgisi dahilinde PKK ile pazarlık yaptığı ve diyalog başlat- maya çalıştığı ileri sürülen RP V'an Millenekili Fethullah Erbaş'ınesir askerler için yaptığı görüşmeve tepkilerbüyüyor. Meclis Başkanı Mustafa Kalemli. Erbaş'ın PKK yöneticileriyle görüştüğü Kuze> Irak'tan dönmesinin ardından yap- tığı yazılı açıklamada. Erbaş'a sert tepki gösterdi. Erbaş'ın. kaçmlan askerler için "bir milletvekili ola- rak PKK ile temasa geçmesi \ e bir nevi arabulucuk rolünii üstlendi- ğıni" söv leyen Kalemli. bu olav ın tüm halkı rahatsız eden boyutlara ulaştığını kaydetti. Olaydan üzün- tü duyduğunu ifade eden kalemli. şu görüşleri dile getirdi: "Türk devleri ve parlamentosu olarak > dlardır bu örgütle açık \e- > a kapalı temas kuran bazı de\ let- İerin millervekillerini. yetkililerini bu davranışlan nedeniyle şiddetle protestoederken birüyemizin bö\- le bir ola>a alet olmasını kınıvo- rum. Bir kere daha, bölücü terör örgiitü ile hiçbir şekil \ e isim altın- da. dev letin \e pariameııtonun pa- zarlık edeme\eceğinin altını çiz- mek isti>orum." TBMM'nin olavı hassasiyetle takip edeceğıni bildiren Kalemli. Erbaş'a. "Sa\ın iiyemizin de bu durumda konumunu gö/den ge- çirmesinin u\gun olacağını ifade et- mek isterim*" diyerek istifa çağrı- sında bulıındu. TBMM Başkan\ekili UluçGür- kan da PKK bayraklan altında fo- toğraflan çekilen \e örgütün aske- rı törenle karşıladığı Erbaş'ın, bu davranışıyla dokunulmazlığı kal- dınlan eski DEP milletvekillerin- MM.n-A.Vİ'.m.a Kaçan teröristler kampta MOSKOVA (AA) - Rus- ya'nın tam ortasında. Mosko- va'nın 250 kılometre kadar kuzeydoğusunda bulunan PKK kampı, bölücü terönst kaynıyor. Vblga Nehri'nin bir kolu boyunca. vaklaşık 100-150 merrelıkbırşerithalinde. 1.5 kilometre kadar uzanan kampta. Türk gazetecilerle. Türkçe dışmda bir dılle anla- şamayan. tek kelıme Rusça bılmeven çok sayıda mılıtan bulunuyor. Moskova'da. bö- lücü terör örgütünün merke- zı olan Kürt Evi 'nde daha ön- cekarşılaşılan mılıtanlar. şim- di burada bulunuyorlar. Yak- laşık 2 saatlık gözlem sıra- sında bu mılıtanlardan en az 25'inin göze çarptığı kamp- ta, BDT ülkelerinden gelen bölücü örgüt sempatızanı ve- ya üyesi gruplar da bulunu- yor. Bölücü örgütün simgesını taşıyan işaretlerledonatılmış girîş kapısında, belinde ta- bancayla bekleyen bir kişi. "Rusça biliyor musunuz?" sorusuna olumsuz yanıt veri- yor ve "Türkçe konuşabiü- riz" diyor. Kampa giden AA muhabırı ile ılk karşılaşanda yine Türkıye'den kaçmış bir militan oldu. Kendisinı RP V'an Millefvekili Fethullah Erbaş, Kuzey Irak'taki PKK kampında düzenlenen bir törenle karşılandı. ı i otoğı al -\ -\ ı Refah faturayı Erbaş'a kesti • RP Grup Başkanvekili Salih Kapusuz, Erbaş'ın girişimlerinden partinin hiçbir bilgisi olmadığını söyledi. Kapusuz, Erbaş'ın ,'^m rr°larakt ?n !.tan .b !Jnı .i - ifadesini alacaklannı, lıtan. bölucuterororgurunun • • gerekırse grup disiplin kuruluna sevk edeceklerini başından "başkanunız". or- gütlennden "partimiz" olarak söz edıyor \e Türkıye'dekı bölücü terör faaliyetlerini ya- kından izlıyor. Kampın sorumlusu Kampa, Moskova'da faali- yet gösteren ve bölücü terö- ristlerın yu\ ası haline gelmiş olan "Kiirt Evi"nde olduğu gibi, U BDT Kürtlerinin kiil- tiirel faaliyet yaptığı bir böl- ge" süsü verılmış.. Bu neden- le, kamp sorumlusu olarak. BDT kökenlı. Ermenıstan do- gumlu. "Aziz" ısimli bir kışi görevlendırilmiş. Moskova'da yayımlanan gazetelere göre AzizMamoyan, aynı zaman- da kampta yayımlanan "Ston Rodini" (Vatan Feryadı) ad- lı gazetenin de sorumlusu. Aziz, yaptıklarının yalnızca "tiyatrofaaliyetJeri,gazeteçı- karmak. dil eğitimi'" gibi şev- ler olduğunu iddia edıyor. An- cak Türkıye'den kaçan bölü- cü teröristlerin buradaki var- lıkları, duvarlarda asılı olan ve bölücü terör örgütüne an afiş. fotoğraf ve diğer sim- geler, kampın gerçek sahıbı- nı kendiliğinden ortaya ko- yuyor. Vaklaşık ıkı aydır faalıyet- te olduğu belırtılen kamp, açıldığından bu yana, Türki- ye'den kaçmış yaralı terörist- İerı de ağırlamış. Türkıye'den gelen bir mi- lıtan. kamptakı gezıntı sırasın- da - Burada yaralı tedavi edi- liyor mu" sorusuna. "Evet. 3-4 kişi geldi" yanıtını verdi. belirtti. E r b a ş ' ı n d o k u n u l m a z l ı ğ ı t e h l i k e d e DGM'den soruşturma hazırlığı ANKARA (Cumhurhet Bürosu)-Haftalar öncesinde planlanan rehin askerleri almak için Kuzey Irak'a partili bir milietvekilinin gitmesine itiraz etmeyen RP, gezinin partiyle ilişkısi olmadığı izlenimini yaratmaya çahşıyor. RP Van Milletvekili Fethullah Erbaş, dün gınşimini "Allah adına. \icdani sorumluluğu olan bir kişi olarak vaptığını" söyledi. Erbaş. askerlerin 15 gün içinde bırakılacağını umut erriğini bildirdi. Ankara'ya gelir gelmez Erbaş'la görüşen Adalet Bakanı Şevket Kazan. "İyi niyetli bir girişinı. Şu anda sonuç alınmaması, sonuç alınmayacağı anlamına gelmez. Bunun partiyle ilgisi yok. ferdi bir girişimdir" dedi. PKK'nin propaganda malzemesi olarak kullanmak üzere askeri törenle karşıladığı Erbaş'ın. örgüt bayraklan altında fotoğraflannın basına yansıması, parlamento ve kamuoyunda sert tepkılere yol açınca. RP yönetimi de sorumluluğu üzerinden atmanın yolunu aramaya başladı. Fethullah Erbpş'ın girişimine, Kuzey Irak'a gitmeden önce destek veren RP yönetimi kamuoyu ve hükümet ortağından gelen tepkiler üzerine sıkıntıva sıirdi. RP'nin baskılann ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Ankara Devlet Güvenlik Mahkeme- si (DGM) Başsavcılığı, rehin asker- leri kurtarmak için PKJC'Iilerle görü- şen RP Van Milletvekili Fethullah Erbaş hakkında soruşturma açmaya hazırlanıyor. DGM Başsavcısı Cevdet Volkan, şimdilik bir soruşturmanın söz konu- su oimadığını belirterek. "Konunun olgunlaşmasını bekii>oruz. Daha son- rageregjneyse)apacağız''dedi. Vol- kan, PKK ile Kuzey Irak'ta görüşme- ye giden heyette yer alan diğer kişi- lerin de durumlannın değerlendirile- cegini bildirdi. PKK'lilerle görüş- tükleri gerekçesiyleeski DEP millet- vekilleri hakkında idam istemiyie da- va açan Ankara eski DGM Başsav- cısı ISusret Oemiralda Erbaş ve be- raberindekiler hakkında derinleme- sine soruşturma yapılmasını istedi. Demiral, "İğrençörgütfc,eşkıy^'- la hangi amaçla olursa olsun ilişkive geçilmesi yanlıştır. Ceza yasalanna göre deaçıkçasuçtur* dedi. DEP mil- letvekiHeriyle Erbaş"ın durumunun farklı olduğunu söyleyen Demiral, şöyle devam etti: u Biz DEP'liter için PKK'nin si- yasi uzantısı' dediğimiz için bu yön- dece/a istedik. Erbaş'ın durumu fark- lı, ama onun da örgütle ilişkisi araş- tınlmalı. Bu işe kalkişırken kimseden talimat alıp almadığı araştınlmalı- dır." Soruşturmaya Kuzey Irak'a geçe- rek PKK kamplarına giden diger he- yet üyeleri LHD ve Mazlum-Der yö- neticilerinin de dahil edilmeleri ge- rektiğini savunan Demiral, bir soru- ya karşıhk Erbaş'm Anti-teröryasa- sının yasadışı örgütler ile bölücülük propagandasının yapılmasını yasak- İayan 1 ve 8. maddeleriyle örgüte yardım ve yataklık erjme hakkmdaki TCK'nin 169'uncumaddesinegöre suçlanabileceğini savundu. Ankara DGM Savcısı Noh Mete Yuksel de, Erbaş hakkında şu ana ka- dar başlatılan bir soruşturma olma- dığını antmsatarak. "Ancakbudurtım, bundan sonra bu konuda herhangi in- celeme-soruşturnia >apunıa>acagı an- lamına geimez" diye konuştu. Ancak. DGM Başsavcılığı, soruş- turma başlatsa da RPTi Erbaş hakkın- da doğrudan dava açamayacak Bu du- rumda Erbaş hakkında davaaçılabil- mesi için Adalet Bakanlığı aracılığıy- ia TBMM Başkanhğı'na "dokunul- mazhğının kaldınlnıası" istemiyie fezleke gönderilmesi gündeme gele- cek. O aşamada. TBMM Genel Kuru- lu, istemi yerinde görerek dokunul- mazlığının kaldınlmasına karar ver- mesi halinde Erbaş mahkemeye çı- kanlabilecek. Aksi durumda muhte- mef fezleke dönem sonuna bırakıla- cak. Heyetin diğer üyeleri hakkında ise doğrudan dava açılabilecek. den daha ağır bir suç işlediğini söyledi. Hatip Dicle \e Le\1a Za- na dışındaki DEP'Iilerin yalnızca düşüncelenni açıklamalan nede- niyle dokunulmazltklannınkaldı- nlarak cezae\ine konulduğuna dik- kat çeken Gürkan. "Erbaş, iyi ni- yetle gitmiş olabilir. ama doğru- dan PKK ile görüşü\or >e propa- gandasının yapılmasına yol açıyor" dedi. DSP'li Miimtaz Soysal da "Küçük küçük infialler bir araya geldiği zaman devletin temeli sarsılır" dedi. ANAP Genel Başkanı Mesut V ılnıaz da olavı üzüntü ile karşı- ladığını belirterek şöyle konuştu: "Her alanda olduğu gibi, bu alanda da RP-DYP hükü- nıerinin bir girişimi daha fi\as- koyla sonuçlanmıştır. Ne ka- dar inkâr edilse de yapılmak istenen aslında bölücü eşkıya ile ilişki kurmaktır. Bu ilişki- nin insani amaçlar için kurul- mak istenmesi, vanlışlığını or- tadan kaldırmaz." CHP lideri Deniz Baykal. gazetecilerin görüşmeyle ilgi- li sorularına. "Iran veSuri\e birsüredir RP'v i kendi amaç- ları doğrultusunda kullanı- yordu. Şimdi buna bir de PKK'nin eklendiğine tanık olu>oruz. RP, PKK \ e alet ol- nıav ı nasıl içine sindircbilivor, anlamak mümkün değil" > a- nıtını verdi. 4 Eşkıya ile pazarlık' RP'nin hükümet ortağı DYP de Erbaş'ın girişimini "eşkıya ile pazarlık" olarak nitelendirdi. DYP Genel Baş- kan Yardımcısı HavriKozak- çıoğlu. RPTi Erbaş'ın PKK'nin ov ununa alet oldu- ğunu belirterek bu tavnn onay- lanmasının mümkün olmadı- ğını söyledi. Kozakçıoğlu, PKK'nin bu olayla "yumu- şak vemerhamedi" gibi bir gö- riinüm v ererek dev letle masa- ya oturmak ıçın adım attığı- na dikkat çektı. Kozakçıoğlu şöyle konuştu: "PKK'nin elinde 7 asker \arken bu görüşme sonunda 5 >urttaşımız daha orada re- hin kalmıs.tır. Onlann canla- rına bir zarar gelmesi duru- mu nda dev letin hesapsorma- sı. onlan orav a götürenlerden de hesap sormasıgerekir. Tür- khE'nin milk'tv ekiü o duruma düşmemelivdi. Terörörgütü- nün oyuncağı olmavalım. Yar- gıorganlan bu kişijerhakkın- da gereken işlemleri vapma- lıdır." DYP Meclis Grup Başkan- vekilı Mehmet Gözlüka>a. savcıları harekete geçmeye çağırdı. Gözlükaya. "Eşkıya ile pazarlık yapılmaz. Doku- nulma/Jıgınm kaJdınlması için sa\cılar harekete geçnıeli. Ko- nu Meclis'e geldiğinde biz ge- reğini yaparız" diyerek Er- baş'ın dokunulmazlığının kal- dırılabıleceâini ima etti. yoğunlaşması durumunda kamuoyuna karşı partiyi kurtannak için Disiplin Kurulunu çalıştırarak Erbaş'ın ihracını gündeme getirebileceği bildirildi. Kuzev Irak'tan döner dönmez. Meclis'e gelen Erbaş. vaptığı işi sonuna kadar savunduğunu. ancak bayrak ve askeri tören olayının kendi inisiyatifi dışında geliştiğini söyledi. 'Yine aynı davTanınm' Meclis kulisinde gazetecilerin sorulannı yanıtlayan Erbaş. TBMM Başkanı Mustafa Kalemli'nin üstü kapalı olarak istifaya çağırdığı açıklamasını henüz okumadığını. ancak değerlendireceğini söyledi. Benzer bir durumda, yine aynı hareketi yapabileceğini belirten Erbaş. "Ben bunu Allah için, \ iedani sorumluluğu olan bir kişi olarak yaptım" diye konuştu. Kamuov undan v e siv asi partilerden gelen tepkılerin kendisini ilgilendirmediğini belirten Erbaş. bayrak altındaki fotoğraflarını değerlendirirken. "Artık ne yapalım. olan olmuş. ne di\ev im, görünen köv kılav uz istemez" dedi. Adalet Bakanı Şevket Kazan. aazetecilerle görüşmesini yarıda keserek Erbaş'ı TBMM'de'ki RP grup odasına çağırdı. Görüşme sonraM Kazan. "İ\i niyetli bir girişim. Şu anda sonuç alınamamış olınası, bundan sonra da sonuç alınma>acağı anlamına gelmez. Böyle bir girişimi herkes >apamaz" dedi. Kazan. Kalemli'nin açıklamasına da "Brivle bir açıklama yapmadan önce milietvekilinin görüşünü almalıydı" eleştirisıni yöneltti. Erbaş'a partinin sahip çıkjp çıkmayacağı sorusuna da Kazan. "Bunun partiyle ilgisi yok, ferdi bir girişimdir" yanıtını verdi. TBMM Genel Kurulu Salonu'na giren Erbaş'a. RP milletveküleri sanlarak moral verdi. RP Grup Ba^kamekili Kapusuz. bu girişimlerden partinin hiçbir bilgisi olmadığı görüşünü savundu. Kapusuz. Erbaş'ın ifadesini alacaklannı ve gerekırse grup disiplin kuruluna sevk edılebıleceğini belirterek. "Biz partiden izinsiz bu tür girişimleri doğru bulmayız" dedi. TBMM'de tartışma Erbaş'ın girişimi. TBMM'- de de tartışmalara neden ol- du. RP tstanbul Milletvekili Mehmet Ali Şahin. Erbaşın tutumunun tartışılabıleceğı- ni. kendisinın üzerinde durdu- ğu konunun 8 erin vaklaşık 2 v ıldır PKK'nin elinde esir bu- lunması olduğunu söylerken saiondan tepkiler yükseldi. DYP'ii Ünal Erkan ile DSP ve ANAP'lı milletvekillerı. Şahin'den "esir" lafını geri almasını istediler. Kuzev Irak'taki PKKkam- pına giden İHD Genel Başka- nı Akın Birdal. PKK'nin uzun süredir rehin turtuğu askerle- ri "Kürtsorunununçözümün- de kapıların kapanmaması için" bırakmadığını sav undu. Birdal. "7 asker bizimle dön- seydi banş sürecinin önü ar- dına kadar kapanacakn. PKK asker kozunu kav betmek iste- mivor" dedi. ŞJFIKNOKTASII ORAL ÇALIŞLAR Bu ülkenin çivileri çıktı. Toplumu ve devleti pis kokular sarmış durumda. Her suç eyleminin al- tından birkaç tane devlet görevlisinin çıkması ar- tık olağan kabul edilmeye başlandı. Dünkü ga- zeteleri şöyle bir kanştırın, felaketin büyüklüğü- nü anlarsınız. Ağansoy'un yanında öldürülenlerden birisi devletin resmi polisi. Çiller'in koruması. Yaralılar- dan birisi de polis. Öldürülen ve Alaattin Çakı- cı'nın adamı olduğu söylenen Recep Çiçek. bir kaç ay önce bir mafya tahsilatı için adam öldür- meye kalkıştığında yakalanmıştı. Bu kişinin ağa- beyinin de Çakıcı'nın yakın adamı olduğu ve te- tikçilik yaptığı aylardan beri yazılıp çjziliyordu. Kumarhaneler kralı olarak bilinen Ömer Lütfü Topal'ı öldürenlerin de Özel Tim elemanı polis- lerolduğunu gazeteleryazıypr. Bunlar yalnızca dün- kü gazetelere yansıyanlar. Önceki günküleri ve da- ha öncekileri kanştırırsanız bu doğrultuda çokça haber bulabilirsiniz. Bu ^'anunsuz kişiler, basının ve kamuyonun gözlerı önünde aylardır bir hesaplaşma içine gir- mişlerdi. TV kameralan önünde, bırbirlerini öl- dürme yemini ediyorlardı. Hepsinin silahlı oldu- ğu da biliniyordu. Bütün bunlar bilindiği halde, "mafyayı yok et- tiğini" pankartlarla ilan eden güvenlik güçleri, bu Şiddetin ve korlcunun egemenliği kişilerin ellerini kollannı sallayarak yaptıkları teh- ditlere ve öldürme hazırlıklarına seyirci kaldı. İstanbul'da artık gündelik yaşam. mafya diye anılan kanunsuz güçlerin denetimi aftında. Eğlen- ce yerleri, oteller, otoparklar. kumamaneler, hat- ta bir kısım oto galerileri ve bir çok kolay gelir ge- tiren alanlar, eli silahlı adamların eline geçmiş du- rumda. Bu manzara karşısında sorularımızı sormaya başlayabiliriz: Güvenlik güçlerinin izni veya kol- laması olmadan bütün bu alanlarda astığı astık. kestiği kestik bir düzen kurulabilir mi? Bu kişiler, kim oldukları ve paralan nereden temin ettikleri bilindiği halde, silahlı bir şekilde ellerini kollannı sallaya sallaya. istanbul gibi polisin inanılmaz yetkilerle donatıldığı ve güçlendirdiği bir şehirde. hiçbir engellekarşılaşmadan nasıl dolaşabilirler? Sıradan bir yurttaşın bile bir çırpıda adını sa- yabileceği kişiler, nasıl oluyor da istedikleri yere gidip silahlarını ateşleyip kolayca kaçabiliyorlar? Bu kanunsuz kişiler. medya önündeki açıklama- larında çeşıtli polis müdürleriyle, senli benlı şe- kilde konuştuklarını. onlarla sohbetler ettiklerini isim vererek açıklamaktan çekinmiyorlar. Kimse de bu söylenenlerden dehşete kapılmıyor. Böy- le ilişkiler artık doğal karşılanıyor. Mafya çatışmalarının gazetelerde yer aldığı gün bir haber belki gözlerden kaçmış olabilir. Olağa- nüstü Hal Bölgesi'nin kaldınlmasına ilışkın yasa tasarısı. güvenlik güçlerine. şüphelendiği kişileri öldürme yetkisi veriyor. Tasanya göre güvenlik güç- leri. "teslim ol" çağrısına uymayan şüphelilere. "doğruca ve duraksamadan ateş" edebilecek. Türkiye'nin büyük birpisliğin içine battığı bir ger- çek. Bu konuda en tehlikeli gelişme, güvenlik güç- lerinin geldiği nokta. Bir mafya tetikçisi televiz- yona çıkıp, herkesin gözü önünde " 13 leşim var" diyor. 13 leşim dediği insanlararasında profesör Ümit Doğanay gibi çok değerli bilim adamları- mızın olduğunu da hatırlatmak istiyorum. işte böy- le bir tetikçinin yanında devletin güvenlik güçle- ri dolaşıyor. Kımsenin de garibine gitmiyor. Kurumların çürüdüğü ve boğazına kadar pis- liğe battığı bir dönemden geçiyoruz. Tehlikeli olan. bunun içinde güvenlik güçlerinin yer alma- sı. Bir vergi memurunun yapacağı yolsuzluğun so- nunda bir şekilde önüne geçilebilir. Ama işin içi- ne elinde silah olanlar girdiği zaman, ortaya in- sanların yaşamı hedef alan bir felaket çıkar. Tür- kiye şimdi böyle bir ortamın içine boğazına ka- dar batmış durumda. Şiddet sürekli tırmandınlıyor. Devlet giderek bir polis devleti haline dönüşüyor. Polis devleti, maf- yanın pervasızlaşmasıyla el ele yürüyor. Yani dev- let içinde şiddet eğilimi güçlendikçe. kimse on- lardan hesap soramaz hale geliyor, bu da kanun- suz ılişkilerin ortalığa yayılmasına neden oluyor. Görünen o kı. otoriteryönetim kafası. mafya olay- lannı de bahane göstererek, daha sıkı bir rejimin kapılarını açacak. Bu da, Mafya türü güçlerin ek- meğine yağ sürecek. Aslında çözüm yolu belli: Devletin hızla demok- ratikleştirilmesi. Her suç işleyenden sivil güçlerin de hesap sorabileceği bir ortam yaratmak. Halk pasifleştirildıkçe ve seyirci durumuna düşürül- dukçe. kanunsuzluk azıyor. O zaman çözüm, top- lumun önünü açacak ve inisiyatifini geliştirecek yollar bulmak. Burada da sıvil güçlere görev düşüyor. "Korku ve şıddet" ortamına karşı claha örgütlü ve bilinç- li tepkiler gelıştinmek. Devleti istılaetmiş çıkar çe- telerini yola getirebilecek bir tek güç var, o da dırenen ve hakkını arayan halk. işte mesele de bu. CUMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU "Çocuğun Gördiiğü Düştür Barış" Yunanistan'ın büyükşairı Ritsos'un "Banş"adlı şi- iri bu dizeyle başlar. Bir yerlerden bulup bütününü okumanızı dilediğim bu uzun şiirin özgünlüğü ve gücü, "banş"\r\ soyut bir kavram olarak değil, yaşamın maddi olgulanyla, her gün yaşanan somut hayatla ilişki içinde anlatılmasın- da, bir de şairin bu hayata ve insanlara duyduğu sev- gi ve inançtadır: "banş ışın demetleridir yaz tarlala- rında I iyilik alfabesidir o dızlerinde şafağın I sıcacık bir ekmektir o, masası üstünde dünyanın I banş bir annenin gülümseyişinden başka bir şey değildir..." "İyilik alfabesi" şiirin ilk dizesinin ilk sözcüğü olan "çocuk"u çağrıştırır. "Çocuk" sözcüğü bir başka di- zede yine geçer: "Bir tas sıcak süttür banş ve uya- nan bir çocuğun gözlerinin önüne tutulan kitaptır...", "banş"\n "çocuk"\a bir arada anılmasının bir yenilik olmadığı söylenebilir. Yine de, onu "çocuğun gördü- ğü düş" olarak tanımlamak, yalın, aynı ölçüde de et- kileyici, büyük bir buluş. Benim bu yazıda, tam da 1 Eylül Dünya Banş Günü öncesinde, Ritsos'un dize- sinden (ve şiirin bütününden) yola çıkarak söz etmek istediğimse, onlara, çocuklara, bugün nasıl bir dün- ya ve nasıl "düşler" sunmakta olduğumuzdur... • • • Ikinci Dünya Savaşı benim zihnimde bir çocuk fo- toğrafı olarak kazılıdır. Kocaman kasketi, kısa panto- lonundan fırlamış diz kapakları ve cılız bacaklan, ke- derle ve kaygıyla açılmış (Anne Frank'ınkilere ben- zeyen) kara gözleriyle. ailesinden ve yakınlarından koparılmış, ölüm kamplarına götürülecek bir kalaba- lığın içindeki bu şaşkın, kimsesiz, çaresiz çocuk fo- toğrafı, insanın insana yapabileceği kötülüğün en et- kileyici simgelerinden biridir. Vietnam savaşının ço- cuklara yaptığı kötülükler, yine fotoğraflarda. görün- tülerde belgelendi. Halepçe'de, Bosna'da çocukları da esirgemeyen zalimliğin görüntüleri, izlenimleri he- nüz çok taze. Türkıye'de bütün acımasızlığıyla ya- şanmakta olan "savaş "tan çocuklar da katledilerek ya da öksüz bırakılarak nasiplerini alıyor... Yirminci yüz- yıl dediğimiz, bu bitmek bilmeyen kanlı çağın sonla- rına yaklaştığımız bir dönemde, şu günlerde, iki ço- cuk, bizleri insanlığımızdan utandırarak, adlarıyla ve görüntüleriyle yaşamlarımıza girdi. Bunlar, Belçika'da- ki inanılmaz canavarlığın kurbanı. İki küçük kız, Julie Lejeune ve Melissa Russo dur... • • • Canavarlığın bir "Batı" ülkesinde yaşanmış olması onu daha da inanılmaz ve ürkütücü kılıyor. Bunca ge- lişmişhğe rağmen, Batı, kendi çocuklannı korumada nasıl böyle acız kalabılir? Belçikagibi nispeten küçük ve denetlenmesi kolay bir Batı ülkesinde, Avrupa'nın tam ortasında, çocuk kaçırmalar, çocuklara yapılan seksüel kötülükler, canavarlık sözünün bile tanımla- maya yetmeyeceği akıl almaz alçaklıklar bu boyutla- ra nasıl ulaşabılir? Şu sıralar Stockholm'de sürmek- te olan "Çocukların Ticari ve Cinsel Olarak Sömürül- mesıne Karşı Dünya Kongresi"nin ilk günündeki ko- nuşmasında Almanya Dışişleri Bakanı Klaus Kin- kel'in söyledıkleri. yaşanmaktaolan dehşetın boyut- larını, bu konuda yetkili bir ağızdan, yeterınce açık- lıkla ortaya koyuyor: "Almanya 'nın Adalet Bakanı'yken çocukların cinsel sömürüsünü içeren dehşet verici film- leri, fotoğrafları görmüş, korkunç çığlıklannı duymuş- tum. Yaşadıklanm, o andan itıbaren peşimi bırakma- dı. Çocukların cinsel sömürüsü, iğrenç ve alçakça bir şeydir. Bu konu artık tabu olmaktan çıkanlmalıdır. Gerçekleştirenler ağır şekilde cezalandınlmalı ve ka- muoyunun gözleri önüne çıkanlmalıdır." • • • Stockholm'deki kongreyi düzenleyen örgütlerden UNICEF (Birleşmiş Milletler Uluslararası Çocuklara Acil Yardım Fonu), yayımladığı bir raporda, başta Gü- ney Doğu Asya ve Afrika olmak üzere dünyanın çe- şitli ülkelerinde 2 milyon çocuğun fahişe olarak çalış- tırıldığını ya da porno filmlerde oynatıldığını ve her yıl 1 milyon çocuğun bu piyasaya sürüldüğünü açıklıyor. "Çocuk fahişe"sl müşterilerinin yüzde doksanı bu ül- kelerin kendi içinden, yüzde onu dışandan gelmek- te... Yoksul ülkelere Batı ülkelerinden bu amaçla tur- lar düzenleniyor... Alman yetkililer, her yıl en az 5000 Almanın buralarda 13 yaşın altındaki çocuklarla cin- sel ilişkıye gırdiğinı belirtiyor... Konuyla ilgili uluslara- rası şirketler, bu amaçlarla Intemet'in güçlü iletişim ağın- dan da yaralanıyor. "Komünizmin çöküşü "nden son- ra Doğu Avrupa da bu piyasaya dahil oldu... Şu an- da Moskova'da 1000 kadar çocuk fahişe bulunmak- ta... İğrenç tabloyu geliştirmek mümkün... Belçika'da- ki korkunç trajedi ise pisliğin artık her yere sıçramış olduğunu, bir anlamda asıl kaynağını gösteriyor... • • • Çocuk pornosu diye adlandırılan iğrenç tıcaret (ya- yın, film. kaset vb.) bazı Batı ülkelerinde "özgür"dü... Son birkaç yılda yasaklandığı ya da sınırlamalar ge- tirildiği anlaşılıyor. Belçika'daki trajedinin Batı'da bir "kültür şoku" yaratması, "ahlaki değerlerin yeniden sorgulanmasını gündeme getirmesi" de doğal... Fa- kat acaba, "modern kapitalizm"in, "yeni dünya dü- zeni"ri\n yarattığı ve dayattığı adaletsizlik, zengin ve yoksul ülkeler arasındaki uçurum, çocuk fuhuşu tica- retinin en yaygın olduğu ülkelerin kendi içlerindeki gelir dağılımı adaletsizliği sürdükçe, bu kötülüklerin önü alınabilecek mi? (Bu arada, yine UNICEF'in bir raporunda, "çocuk fuhuşu" ticareti sorununun kısa süre içinde Türkiye'de de önemli boyutlara ulaşabi- leceğinin ileri sürülmüş olması sanıyorum ki pek de şaşırtıcı değil...) • • • Çocuk fuhuşu tacirleri 21. yüzyılın kendileri için "al- tın birçağ" olacağını ummaktalarmış... Öyleyse, ço- cukların da artık düş görmeyeceklerı biryüzyıla doğ- ru yol alıyoruz demektir... Buna izin verecek miyiz? Bel- çika'daki küçük kurbanların, Julie ve Melissa'nın ce- naze törenine, Fransa'da ve Almanya'dan da gelen- lerle yüz bın kişinin katıldığını öğrendiğimde gözlerim- den akan yaşlan engelleyemedim... Çok acı bir neden- le ve çok gecıkmiş de olsa, bu büyük ve dokunaklı dayanışmayı insanlığımızın geleceğı adına umut sayıyorum... Ankara bilgi isteyecek ANKARA (Cumhurnet Bürosu) - Türkiye'nin. PKK'nin Moskova'ya 300 kilometre uzakhktakı bir kövde kamp kurduğu sav- larıvla ılgılı olarak. Rus\a Federasyonu'ndan bılgı ıste- veceğı öğrenıldı. Dışişleri Bakanlığı vetkı- lılerı. PKK'nin kampıvia il- gilı haberlerindoğrulanma- si durumunda. "vahim" bir durumla kar^ı karşıva kalı- nacağını bıldırdıler. PKK'nin Rusya Federas- yonu topraklannda bir kamp kurduğuna ilişkin haberler, Dışişleri Bakanlığı'nda ra- hatsızlık yarattı. Yetkililer. kamp hakkında Moskova'dan bilgi istenece- ğinı; kampın nıteliği. açılı- şına kimin ızin verdiği gibi konulann değerlendirilme- sinin ardından. gerekli görül- düğü takdırde Rusya'nın protesto edileceğini kaydet- ti ler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle