03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
31 AĞUSTOS 1996 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA 13 ku lis i -_| . _ IŞIKKANSU DSP'de sıkıntı Kasım ayında DSP11 yaşına basacak. Kasım 1985 yılında doğan çocuklar, serpildiler. okula gittiler, okuma yazma öğrendiler. matematikte toplama. çıkarma, çarpma, bölmeyi kolaylıkla yapıyorlar. hayat ve yurttaş/ık bılgisi korusunda epeyce ilerlediler. Oysa, DSP'deki muhalifler, - ki, kendilerine "çile çiçekleri" diyorlar- partinin hâlâ örgütlenmesini tamamlayamadığını, bu konuda genel merkezin, özellikle genel başkan yardımcısı Rahşan Ecevit'in zorluk çıkardığmı ileri sürüyoriar. DSP kunjlduğunda, örgütlenme konusunda şu ilkeden yola çıkmıştı: "Örgütlenme, mahalleden, köyden başlamalı. Yani her il ve ilçe örgütü, her köy ya da mahallede en az birer inançlı partiliyi üyeyapmalı." Güzel de bu konuda yakınmalar sürüyorsa, parti hedeflediği örgirtlenme şemasını 11 yıl gibi uzun bir sürede gerçekleştirememiş olmuyor mu? DSP Genel Merkezi, eleştirilen şöyle göğüslemeye çalışıyor: "Bir il ya da ilçe yönetimi atıyoruz. Ama, bunlar mahalle ve köyden başlayarak örgütlenmeyi gerçekleştrremîyorsa, hemen görevden alıp, bu işi yapacak yeni adlara olanak tanıyonız." Bu savunmadan, şimdiye değin atanan, sonra görevden alınan birçok il ya da ilçe yönetiminin "beceriksiz" oldugu anlamı çıkıyor. Buna karşılık muhalifler, görevden almalan daha çok "güvensizliğe" bağl/yorlar. Onlara göre, genel merkez, daha çok da Rahşan Ecevit, kimseye güvenmiyor. Güven duyulmasının kıstasının da parti programına gönüldaşlık değil de lidere ve yönetime kayıtsız şartsız "bağlıhk" duygusu olduğu öne sürülüyor. "Peronist parti" suçlaması da buradan kaynaklanıyor. Yıllardır tanıdığımız, DSP'ye hep kendini yakın hissetmiş, her seçimde kesintisiz DSP'ye oy vermiş bir dostumuz, son gelişmeleri şöyle yorumladı: "Tadını kacırdılar." DSP Parti Meclisi (PM) üyesi Güneş Gürseler'in, PM toplantısına çağrılmadığını açıklaması üzerine, parti genel merkezinin "Kendisini aradık, ama bulamadık. Telefon/an değişmiş" yolundaki savına gelince. Gürseler, yaklaşık 2 yıldır Tekirdağ'da. Bu ile giderken, bize telefon numaralarını bırakmıştı. O günden bugüne numaralarda bir değişiklik olmadı. Tanığız. Sonbahar Gece, pencerelerden yağmur ile süzülüyor. Pembe yanaklı kış armudu, pazar şemsiyesinin gölgesinde. Anne, okul önlüğünü ütülüyor. Kenti gölgeleyen atkestanesi yorgun diriliğini, sanya ödünç verdiğinden belli. Naftalin kokulu dolap, küskünlüğünü üstünden attı. Şeker fabrikalannda kampana düdiiğü. Sonbahar, serin yaz aylusu. Eşikte. Ahmet Ada, Küçük Bir Anmalık'ta "Sonbahar DizelerTni paylaşıyor bizle: "Yağmur öncesi kuşlar uçuyor/ Dışarda okullu üç beş çocuk/ Kuş ayağı değmiş şarkılar söylüyor/ Belli ki sonbahar usulca şehre yerleşiyor/ Işte bu güzel, san saçlann gibi güzel/ Sokağı dolduran yaprak/ann düğünü gibi güzel/ Yaşlı bir kadının bilge yüzü gibi güzel/ Zarif bir dizenin hayata sokuluşu gibi güzel/ Terzi çırakîannın soğuktan moraran dizleri gibi güzel/ Uzüm bağlannın buğusu gibi güzel" Mesut gördii ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, partisinin geçen hafta yapılan kongresinde, kürsüden, "REFAHYOL iktidarının çamurun üstünde oturduğunu" söylüyordu. Kongreyı ızleyen günlerde, gazetelerde bir haber çıktı: "Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller, Marmaris tatilinde çamur banyosuyaptı." ANAP'ın çok ileri görüşlü bir lideri var doğrusu... Ortaçağa geri dönüş Prof. Dr. Bedri Karafakioğlu. Prof. Dr. Cavit Orhan Tütengil. Doç. Dr. Bedrettin Cömert, Prof. Dr. Ümit Yaşar Doğanay adları. bugünkü kuşaklarda belki bir çağnşım yapmayabılır. Ammsatalım. Bu değerli bilim adamlanmız, 1980 öncesi sokak ortasında öldürülenlerden yalnızca birkaçıydı. Cumhuriyet. öldürüjdüğü günün ertesinde, 21 Kasım 1979'da, Ümit Yaşar Doğanay'ı şöyle tanıtır: "Istanbul Hukuk Fakültesi öğretim üyesi, Siyasal Bilimler Fakültesi Dekan Yardımcısı. Anayasal özgürlüklerin, tüm demokratik haklann, toplumcu görüşlerin savunucusu olarak tanınmaktadır. Anayasayı kısıtlama hareketlerine karşı, demokratik kuruluşlann düzenlediği toplantılarda her zaman önplanda yer almıştır. 4EYLÜL. OÜMYA BARIŞ SOMU.. Randevu iptali Türk Veteriner Hekimler Birfiği Merkez Konseyi Başkanı Hasan Metin, ilgi alanındaki gelişmeleri aktarmak, sorunları dile getirmek için RP'Iİ Tarım Bakanı Musa Demirci'den randevu istedi. Demirci'nin özel kalemi, ertesi gün saat 15.30'da gelebileceklerini bildirdi. Ertesi gün oldu. Konsey üyeleri. saat 15.15 sıralannda yola çıkarken, Metin'ın ıçıne kurt düştü, "Haydi bir terslik olmasın, bir kez daha bakanlığı arayayım" dedi ve aradı. Özel kalem, "An" dedi, "Sizin randevunuzu iptal ettik. Sayın Demirci, aniden karar verdi ve yurtdışına gidiyor." Hasan Metin'in canı çok sıkılmıştı. Ciddi bir yönetim anlayışı, randevu iptal edilse bile, durumu en azından kendilerine bildirrneyi, hatta yeni bir randevu tarihi vermeyi kendine görev sayardı. Medeni Kanun'daki toplumsal haklar, kıyı yağması gibi konularda da savaşım vermiştir." Doğanay'ın ölümü; bugün eskı Cumhurbaşkanı Turgııt Özal'ın prensi, bu aile ile yakından ilişkisi olan eski Emlak Bankası Genel Müdürü Engin Civan'ın yolsuzluklarına, oradan mafya hesaplaşmasına, Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller'in koruma polisleri He bir çay bahçesinde oturan Tevfik Ağansoy'un kurşun yağmuruna tutulmasına degin uzanan bir sürecin ilk halkası. Ölümünden önce "13 leşim var" diye açıklamalarda bulunan Ağansoy'un, geçmişte Doğanay cinayetinden de yargılandığı gazetelere yansıyor. Yıllardır bir karanlık senaryonun içindeyiz. Fransız düşünür Alain Minc, "Yeni Ortaçağ" adh kitabında, tüm dünyayı saran çılgınlığı şöyte özetliyor: "Birdenbire her şey attüst olmaya . başladı: Çok genjş topraklar, doğa durumuna geri dönüyor; yasadtşılık en gelişmiş demokrasilerin bağrına yerleşiyor; mafyalar yok olma süredndeki bir tarih-dışılık gibi değil de hızla gelişen toplumsal bir biçim gibi görünüyon kentlerin bir bölümü devlet otoritesinden kurtulup kaygı verici bir tür ülkedışılık içine dalıyor; en zengin ve en karmaşık toplumların içindeki milyonlarca yurttaş karanlığa ve dışlanmaya doğru kayıyor... Yeni silahlı Çeteler, yeni yağmacılar, yeni 'terra incognita'lar (bilinmeyen topraklar): Yeni Ortaçağ'ın bütün malzemeleri bunlar işte. Silahlı çeteler mi? Somali'den Türkmenistan'a, fakat aynı zamanda Los Angeles'tan Vaulx-en-Velin'e kadar. Yağmacılar mı? Artık uluslararası fînansın kalbine yerleşmiş uyuşturucu babalanndan kamu mallarımn bir kısmını drahoma olarak alıp, kendi işlerini kuran Rusya'nın eski Komünist Parti yöneticilerine kadar. Terra incognitalar mı? Resmi toplum ile yeraltı dünyasını, temiz işler ile pis işleri, ak para ile kara parayı birbirinden ayırt etmenin giderek daha da zorlaştığı anarşi içine batan bölgeler. ... Ülkeler, toplumtar, potansiyel gerçekler, işte finans dünyası: Serbest ile yasak, ahfak ile ahlaksızlık, meşru otorite ile yasadışı erkler, resmi ile gayri resmi arasındaki ayrımın gitgide daha da önemsizleşmesiyle biriikte 'grı her yerde ilerliyor. tlk ortaçağ döneminde bulanıklık ile belirsizlik, 'iki boyuttu bir mekân' ölçeğinde, yani topraklann ve henüz kaba saba olan bir iktidann elde edilmesi amactyla hüküm sürüyoriardı. Ikinci ortaçağ ile birlikte, bu kez potansiyel, mitolojik, gerçek, sembolik gibi nitelikleri içeren sayısız boyutlu' bîr mekân içinde bütün güçleriyle geri geliyorlar." Son 15-20 yılı şöyle bir değerlendirin. Aydınlanmacı bilim adamlarımızın öldurülmesinden bu yana, ortaçağa nasıl geri döndüğümüz, adım adım gözünüzün önüne gelecek... HAYVANLAR ÎSMAIL GÜLGEÇ VEFAT Ani gelen vefatı dolayısıyla bizleri yalnız bırakan sevgili abla ve annemiz, SULHİYE TUNCAR'm acısı içindeyiz. Cenazesi bugün Şişli Camii'nde kılınacak ikindi namazını müteakip Zincirlikuyu Mezarlığı'na defnedilecektir, dost ve akrabalara duyurulur. AİLESİ ADINA KARDEŞİ FERİT ERDİNİ VEFAT Merhum Ertuğrul Kemal Eyüboğlu'nun eşi, annemiz MEBRUKE EYÜBOĞLlPnu kaybettik. Cenazesi 31 Ağustos 1996 Cumartesi günü Emirgan Camii'nde kılınacak öğle namazından sonra Emirgan Kabristanf nda toprağa verilecektir. AİLESİ KİM KİME DUM DLTMA BEHIÇ AK ÇİZGtLİK k H4RBİ sEMlıı p<mm GADDAR DAVUT MRÎKIRTCEBE MIRMIRLAR VÖUR DVRAK TARİHTE BUGUN MVMTAZARIKAN 31 Ağustos ILGİNÇ B/R YAR/Ş KAZASt'/. 1952 'DE BUGÜN, O£KI 8IR OTTOMO8IL NIK &İR KAZA OUUtUfTU, , £-f/A/£ AZ YAN Ş, OTOMOSİI- ONUN ÜSTZİfJB ÇIKMtŞTt- ÇOK S U OLAM OTOMOBİL İÇİM, ALTrA IZALAN, BİR RAMPA &OGSrİ YAPMIŞ, ONU A L e Mıprf. 6-7 ME7TZ£ YÜtcSEĞE NUMASAU BU OTDMOB/t-, fi/ST/A/ SIM/ AfA&4K SO METTZE ÖT£y£ PATUUAfÇr/. SÜ&ÜCÜ J. YIT/&MİŞ77 {.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle