Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
27AĞUSTOS1996SALI CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 13
New York'ta Samuel Beckett'in doksanmcı doğum günü nedeniyle Beckett Festivali düzenlendi
Beckelt de Godot'yu tanınnyorKültür Senisi- Son yıllarda Samuel
Beckett'ın ünlü oyunu "Godot'yu Bek-
krken", •mahkûm Godot*. 'kuşatılmış
Codot', 'fakir hayatı süren Godof gibi
yarumlarla sahnelendı. Bunlar oyunun
özıiyleçelişen yorumlardı aslında. Bec-
kett oyunculara yaşam veriden ya da on-
ları dizginlerken çok daha tıtizdavranır-
di herhalde. ama Godot'nunyorumlann-
da çe\re ve vurgulanması gereken nok-
talar sadece yönetmenlerinyaratıcılıgıy-
la ve inısiyatifiyle belirleniyor artık.
Geçen hafta New York'ta Beckett'in
yorumlan konusunda sevindirici birge-
İı>me yaşandı. Beckett (1906-1989) ya-
şasaydı bu sene doksan yaşında olacak-
tı 'Gate Tiyatrosu,' Dublin'den, New
York'un Lincoln Tiyatrosu'na geldi ve
Beckett'in doksanıncı dogum gûnü ne-
deniyle düzenlenen Beckett Festivali
kapsamında "Godot'yu Beklerken"den
kırk saniyelık "\Nefes~e. rad)o oyunlann-
dan TV ve sinema için yazılmış oyunla-
rakadaruzanantoplam 19 Beckett yapı-
tı >ahne)edı L'ğursuz sayılan 13. Cuma
günü dünyaya gelen Irlandalı karamsar
yazar bile, en büyükartistikkaygısı 'da-
ha çok kaybetmek' olmasına İcarşın bu
yorumlann başansı karşısında gülüm-
serdi sanınz.
Godot'nun kim olduğunu
bende bilmivonım
Festıval, Nobel ödüllü yazar Beckett
üzerineoldukçacanlı birendüstrikurul-
dugunu da gösteriyordu. Oyunlarboyun-
ca yer yer gulen yer yer iç geçiren. ama
kesinlikle öksürmeye bile cesaret ede-
meyen izleyiciler, oyunculan coşku ve
şükranla alkışladıktan sonra Beckett'ın
yapıtlarını. Beckett tişörtlerini. Bec-
kett'in hayatını anlatan broşürleri almak
içın dışan koşturdular.
Beckett, karamsarlığının yanı sıra
oyunlan hakkında konuşmamasıyla da
kötü bir üne kavuşmuştu. Sanatçr 1949
yılında bitirdiği ve 1953 yılında sahne-
İenen en önemli yapıtı "Godot'yu Bek-
lerken" hakkında bile yorumyapmamış-
tı. Bu oyunla ilgili olarak Beckett'in ne-
lerdüşündüğünü (aslında düşünmedıgi-
ni) ancak sanatçının radyo spiken Mic-
hael Mac'a (Beckett. Polac'ın oyunla ıl-
gilı bir röportaj yapma teklifini reddet-
mişti) \e oyunu Kanada'da sahnelemek
isteyen Desmond Smith'e yazdığı mek-
tuplardan öğrenebiliyoruz.
Beckett. Polac'a yazdığı mektupta
özetleşunlan söyler: "Programlannızda
kesitler sunduğunuz yapıhm 'Godot'yu
Beklerken' le ilgili görüşlerimi sormuşsu-
nuz. Öncelikle programınız aracıhğıyla
oy unuma gösterdiğiniz ilgi beni onurlan-
dırdı. Fakat benim tiyatro sanatı hakkın-
da bir deneyim veya becerim yok. Tiyat-
roya da gitmem aslında. Bu kabul edile-
biİir bir şey. Ama şaşırtıcı olan nokta el-
bette bu durumda bir oyun vazmam ve
sonuçta oyun üzerine söyleyecek hiçbir
£
S r
üşe sahip olmamam. Ben oyunumu
dikkatle okuyan bir okurdan daha çok
şey bilmivorum oyun hakkında. Oyunu
nasıl bir psikolojiyle yazdtğımı bilmiyo-
runı ve karakterlerle ilgili olarak onlann
söy ledikleri, yaptıklan şeylerin ve onlann
başına gelen ola> lann ötesinde bir bilgi-
ye sahip değilim. Onlann göriinümleri
ile ilgili olarak da y akalay abildiğim aynn-
tılan belirtmiştim. Melon şapka gibi.
Godot'nun kim olduğunu ben de bü-
miyorum, onun var olup olmadığını da
bilmivorum. Hatta onu bekleyenlerin ge-
leceğine inanıp inanrnadıklannı bile bil-
miyorum.
Oyuna sonradan katılan iki karakteri
de oyunu monotonluktan kurtarmak için
kullanmıştım. Fark errigim bötün a> nn-
tılan aktardım. hatta daha azryla da ida-
re edebilirdim. İzleyiciler oyundan sonra
e\lerine program ve dondurma çöpleri
dışında bir de mesaj götürmek istiyorlar-
sa bence buna hiç gerek yok. Ama istenir-
se bö> le bir mesaj yakalanabiür sanınm.
Ben artık Yladimir. Estragon, Pözzo\e
Luckv 'nin dünvasına, zamanına, tnekâ-
•'Gate Tiyatrosu.' Dublin'den.
New York'un Lincoln Tiyatrosu'na
geldi ve Beckett Festivali
kapsamında "Godot'yu
BekJerken"den kırk saniyelik
"Nefes"e, radyo oyunlanndan TV
ve sinema için yazılmış oyunlara
kadar uzanan toplam 19 Beckett
yapıtı sahneledi.
nına dahil değilim. Onlarla biraz tanışa-
bildiy sem, bu, sadece onlan anlama ça-
basından uzak kalmamla miimkün oldu.
Sizin sorularınızı ancak onlar cevapla\a-
bilirler. Bırakın onlar anlatsın kendileri-
ni size. Benim onlarla bir ilişkinı kalma-
dı artık."
150 kitaba esin kaynağı oldu
Beckett, oyunu Kanada'da sahneye
koymak isteyen ve kendısinden yardım
isteyen Desmond Smith'e ise şunlan öne-
nr: "Size aynntılı bir açıklanıa yazama-
yacağım için üzgünüm. ama bana takıl-
dığınız noktalarla ilgili bir liste göndere-
bilirsiniz; böylelikle ben de bu sorularla
biriikte pek çok noktayı açıklamış olu-
rum. Pekçokyorumcunun kaçırdığı nok-
ta... Her şeyi olanca basitliğiyle görmeye
calışın. bekleyiş; nedeni, yeri. zamanı, nes-
ne> i bilmey iş... Ay nntılar size belirsiz ge-
lirse, bu beiirsi/liği açıklığa kav uşfurmak
için sakın sembollere baş vurmayın.
Oyun kesinlikle sembolik bir oyun değil.
Poz/oŞu ele alalını örneğin. Burada
önemli olan Pozzo'nun kim olduğu, ne
olduğu veya nc\i temsil ettigi değil. Asıl
önemli olan buniann bilinmemesi. Bu
noktada bir anlıgına da olsa Pozzo, Go-
dot "yla bile kanştınlabilir. Pozzo'nun
açıkça tanımlanmaması çok önemli. Poz-
zo'nun kendisinin bile kim olduğunu, ne
olduğunu bilmediği sö\lenebilir \e ben-
ce oyun ancak bu a\ nntılar görmezden
gelinirse tarmin edici bir şekilde sahnele-
nebilir. Zihnüı \e karakterlerin belirsiz-
liği oyunun aynlmaz bir parçasL. bu da
boşu boşuna pek çok eleştirmeni oyunun
merkezindeki basitlikten uzaklaştınyor.
Londra'daki oyunda Estragon ve
Luck> 'nin oldukça başanlı canlandınl-
nıası gibi olumlu vanlar \ardı, fakat sah-
ne dekoru \e /amanlanıa yanlıştı. Za-
manlamay la. sessizliklere gerekli önemin
verilmenıesini kastediyonım.
O> un yazannıngörüşlerininyönetmen
için zarariı olma\acağından pek de emin
değilim aslında. Belki de benim için yan-
lış, ama sizin kişisel tecrübeleriniz bakı-
mından tutaıiı bir oyun, sizin kendi gö-
rüşlerini/i sizinkilerden tamamen farkb
göriişlerle birleştirmeje çalıştığınız bir
o\undan daha başanlı olacaktır. Zaten
yazarlann her /aman haklı olduklan da
söylenemez. Ama yine de bu riski göze
alabiliyorsanız yardımcı olıhak için elim-
den geleni yapanm."
Beckett az konuşsa da ba^kalan onun
boş bıraktığı yerleri zev kle doldurdular.
Sanatçı yaklaşık 150 kitaba esin kayna-
ğı oldu. Buniann içinde 'Samuel Bec-
kett'in Mizahı' ve Nevv ^brk Times eleş-
tirmeni MelGussov,oyuncu BertLahrve
Billie \\ hitelaM. yönetmen Mike Nichols
\e Beckett'le çahşan kişilenn de görü^-
lerine yer veren 'Beckett ile ve Beckett
üzıerineSohbetler' başlıklı kıtaplarda yer
alıyor.
İki yaşamöyküsü yayımlanacak
Bu kitaplann yanı sıra size güzel bir
haberimiz de var. Önümüzdeki sezonda
Avrupa ve Amerika'da Beckett'in iki ya-
şamöyküsü yayımlanacak. Bunlardan bi-
ri Lois Gordon'ın yazdığı Beckett'in.
'Godot'dan öncekı yaşamını anlatan
"Samuel Beckett'in Dünyası 1906-1946"
adlı kitap. diğeri ıse Beckett'in öğrenci-
si Jarnes Kmmlson'ın yazdığı 'Damned
to Fame' (Şöhretle Lanetlenmiş). Knou 1-
son'ın kıtabı Beckett'in günlük yaşamı-
na da geniş yer veren oldukça a> nntılı bir
kitap. (Kitapta 3361 dip not kullanılmış).
Eğer utangaç ve gizemli yazarı yakın-
dan tanıyan biri varsa o da Beckett'in
inatçı yaratıcılığmı. karma^ık özd yaşa-
mını, Suzanne Deschevaux-Dumesnil ile
(28 yıllık ev lılıkleri de dahıl olmak üze-
re) 51 yıllık beraberlikleri süresınce be-
raber olduğu birkaç başka kadını da ki-
tabında anlatan Knovvlson'dır.
İnsanın varoluşunu acılı ve yıkıcı bir
açıdan gören sanatçı. oyunlan \e kitap-
lanyla atom çagındaki dünya görüşünün
algılanmasına yardımcı oldu. Gate Ti-
yatrosu. oldukça coşkulu. hatta komik
oyunlarıyla Beckett'ın yapıtlannın ka-
ramsar. mutsuz ve umutsuz olduğu gö-
röşünü çürütüyor. Hakkındakı son kıtap-
lar ise sanatçının başka bir gezegenden
gelmişçesıne ürkütücü ve uzak duran gö-
rûntüsünün altındaki acıya dayanıklı bir
beyefendiv i açığa çıkanyor. Kendisi çok
yoğun acılar yaşadığı için ba$ka ırLsan-
lann acılannı dindirmek isteyen olduk-
ça cömert bir insan olan sanatçı bir gün
oturdugu bara gelen başıboş biralkoliğe
yepyeni ceketini cıkarıp vermişti.
Beckett. Irlanda'da Dublin civarlann-
da dünyaya geldi. Küçük bir araştırma
şirketi işleten babasının maddi durumu
iyiydi. Sakin bir kadın olan annesı ken-
disini küçük oğlu Beckett'eadamıştı. lyi
bırögrenci olan Beckett. önce Dublın'de-
kı 'Trinity College'a gittı. Dublin'in en
önemli iki tiyatrosu Abbey ve Gate'e ka-
tıldı. Abbev. daha çok Irlandalı yazarla-
nn oyunlarını sahnelerken Gate Avru-
pa'yadahaaçıktı. Beckett daha sonra Pa-
ris'e gıttı ve bu şehn çok sevdiğini ve Ir-
Y A Y I N E V L E R l N İ N Y E N Î D Ö N E M İ .
Yeni bir dizi 'Otekini Dinlemek'
MErtS YAYMJU9
Metıs Yayınlan. 1996 sonbahannda 'Ötekini
Dinlemek' adıy la yeni bir dizi başlatıyor. Dr. Saffet
Murat Tura'nın hazırladığı. psikanaliz ve
psikiyatri kitaplannın yer alacağı dizinin yaklaşık
50 kitaplık bir kütüphane oluşturması amaçlanıjor.
Freud'dan Mahler'e, VVinnicott'tan Kernberg'e
geniş bir yelpazeyi içerecek olan kıtaplarda. bu
yapıtın gerek yazann dünyasında gerekse psikiyatri
alanındaki yerini ve
önemini belirten iki önsöz
bulunacak. Dizide ilk
basılacak kitaplar şunlar:
'Bir Pamnoya Olgusunun
Otobiyografık Anlatımı
Üzerine Psikanalitik
Notlar /
Schreber
Vakası:
h'arsizim
Czerine:
Haz
llkesinin
Ötesinde:
Ego ve td; Uvgarhğın
Huzıırsuzhiğıı' Sigmund
Freud, Sapıklıklarda ve
Kişilik Bozukluklarında Saldırganlık: Sınırda
Dıınımlar ve Patolojik Narsizim ' Otto Kernberg,
Benlığin Çözümlenmesi ve Benligın Yeniden
Yapılanması' Heinz Kohut, Oyun ve Gerçeklik'
Winnicott, 'Çocuklukia Normallik ve Patoloji'
Anna Freud, 'Benlik ve Nesne Dünyası' Edith
Jacobsen.
Metis Edebiyat Dizisi'nde okuyucuyla buiuşacak
yapıtlar ise 'Altı Ay Bir Gı'iz' Bilge Karasu 'Lı
Rohilate Dile Afin (Kürtçe şiir derlemesi)
Murathan Mungan, 'Düğüne' John Berger, Jonas
2000 Yılında 25 Yaşında Olacak' (senaryo) John
Berger, 'Ressamın Sözleşmesi' (öykü denemesi)
Anti - Hamlet' Zafer Aracagök.
Metis Bilimkurgu'da yavımlanacak venı kitaplar
ise 'Dünyaya Orman Denir' Ursula K. LeGuin,
Ergenlik Ayini' Afcxei Panshin. 'Gelecekbiiim
Kongresi' Stanislav Lem, Hukuk Gludyarörii' Pohl
& Kornbulth. Puslanmaz Çelık Sıçanm Intikanıı'
Harry Harrison. Metis Polisiye dizisinin yeni
kıtapîan arasında. Güneş Bize Haram' Leo Malet
Manifesto' I. Wallerstein ve diğerleri. 'Cezayirlı
Bir Kadın' Halide Mesudi.
AÇHJM YAYİIUUa
acılım yayınları
John Steinbeck Dario Fo John Berger
'Doktor March ın Dört Oğlu' Brigitte Aubert,
'Amsterdam 'ın Gülü' Sadık Yemni yer alacak.
Metis 'Edebiyat-Dışı' dizisi kapsamında ise Göz
ve Tin TVIaurice Merleau Ponty, Peynir ve Kurtkır'
Carlo Ginzburg. Kültürel Cretımin
Kapitaüstleşmesi' Bernard \Iiege, ' Yasa
Koyucular ve Yonımcular' Z\gmunt Bauman,
'Postmoderliğm Durumu' Da>id Harvey, 'Ataerkil
Pazarlık' Deniz Kandryoti. Gerive Kalan
Devrimdir' BülentSomay, 'Kelimelerin Anayurdıı
ve Tarihi' İskender Savaşır, 'Mühendisler ve
tdeoloji' N'ilüfer Göle, 'Sosyal Bilimleri Açın. Bir
Ya\ ın yaşamında henüz
yeni olan Açılım Yavınlan,
eylül ayında Dario Fo'nun
yazdığı. Fiisun Demirel'in
çevirdiği Klakson.
Borazanlar ve Bırtkır' adlı
oyunu okurlanyla
buluşturacak. Klakson.
Borazanlar ve Bırtlar'.
AldoMoroolavından sonra
Dario Fo'nun vazdığı ıkinci
oyun.
Devlet ve terör ılışkılerını.
devletin kendi içindeki
çelişkilerinı irdelerken
ekonomik gücün daha etkın
ve onun üstünde olduğunu
vurgulayan bir yapıt olarak
dikkat çekiyor.
Açılım Yayınlan daha önce
Dario Fo ve Franca
Rame'nın 'Kadınlardan
Konuşalım' ve Joyce
Lussu'nun 'Bulusma' adlı kitaplannı yavımlamıştı.
Sinema ve tiyatro sanatçıları Füsun Demirel ve
Nurettin Şen'in kurduklan vayınev i. Dario Fo'nun
tüm yapıtlannı Türk okuruyla buluşturmayı. bu
buluşmadan kaynaklanan tadın önemli değışımler
yaratmasını hedetliyor. Bu nedenle. Fo ve Rame
oyunlan yayıne\inin kuruluş. amaçları arasında yer
alıyor.
Bu sezon sırasıyla Klakson, Borazanlar ve
Bıırrlar'. 'Kadın Oyunlan' ve Bir Anarsistin
Kaza Somıcıı Öliimü', Açılım Yayınlan"ndan
çıkacak kitaplar arasında bulunuyor.
landa'daki ınsanların "darkafalılığı'ndan
nefret ettiğini fark etti. Onun için trlan-
da'nın en önemli ınsanı olan James Joy-
ceda ParıVteydi. Pariste Joyce'un dos-
tıı \e asistanı olan Beckett. 'Finnegans
Gölii' romanında Joyce'a sekreterlık
yapmasına karşın yazın alanında Joyce
ile avnı çızgıde değildı. Beckett yapıtla-
nnda tecrübelerini damıtarak sunarken.
Joyce. yoğunlaştınlmışbirtecrübelerde-
meti sunardı okurlara; Joyce hayatı ku-
caklarken, Beckett, kuşkuşla yaklaşırdı
hayata.
Beckett. Joyce'un Fransa'ya yerleş-
mesine özenirdi Daha sonraları o da sa-
dece kısa aile ziyaretlen için gider ol-
muştu İrlanda'ya. Bir arkadaşına yazdı-
ğı mektupta annesiölümdöşeğındeyken
başında bekleyişini anlatan Beckett.
'Gözlerinin içine baktığımda başka göz-
lere bakmava gerek olmadığını gördüm.
Bir insana aşkı *e acıj ı öğretecek her şej
vardı annemin gözlerinde' diyor.
Savaş sırasında Fransa'da bir direniş
örgütüne katılan Beckett'in ilk görevı
yurtdışına mesaj yollamaktı. Kimilerı
Beckett'in yazdıklanyla da aynı i^ı >ap-
tığı için bu göreve özellikle seçıldiğini
söylerler. Daha sonra Deschevau\-Du-
mesnil ile Fransa'nın bağımsızlığı ıçın
güneye yollandığında görev i Almanlara
karşı kullanılacak silahlan saklamaktı.
Daha önce Beckett'ın yaşamöyküsünü
yazan Deirdre Bair, Beckett'in patlayfcı-
lan saklamakla gdrev lendırildığını. ama
patlayıcılann evin ıçınde patlamasından
korktuğu için hepsıni insanlann rahat-
lıkla görebilecekleri ön balkonunda tut-
tuğunu söyler.
Beckett. 40"lann sonuna doğru kendi-
sıne çok az ün ve para kazandıran birkaç
Fransızca roman da yazdı. Beckett'in de-
rın düşünce dünyasından izler tanıyan bu
romanlardan bazılannı eleştırmenler, sa-
natçının oyunlan kadar değerli bulurlar.
1949'da "Godot'yu Beklerken'le savaş
sonrası uyuşukluğu yaşayan tiyatro dün-
yasında gerekli sarsıntıyı yarartı. Avare
tipli iki karakter. Vladimır \e Estragon
ilk sahneyi saçmalayarak geçırırler, Est-
ragon (hiçbir zaman gelmevecek olan)
Godot'yu bekledıklerini belırtır. İkincı
sahnedede dikkate degerbirola) gerçek-
leşmez. İki sahnearasında hiçbirdegişik-
lık olmaz. karakterlerın belırli bir geç-
mışleri yoktur. sahne neredev se bomboş-
tur. sadece bu eylemsizlikle dalga geç-
mek istercesine veya mucizevi olarak iki
sahne arasında çıçeklerini açan birağaç
vardır sahnede. Beckett. ilk olarak
1953 "te sahnelenen bu ov unda sahnede
gerçekleşecek olav lan çok önemli olan-
larla sınırlı tutarak sahnede olabilecek-
lerin sınırlannı genişletti, elbette güldü-
rüyü de kattı işın içine. Müzik salonlan
ve jsessiz fılm komedyenlerinın merak-
lısı olan Beckett. daha sonra oyunun be-
lirli bölümlerinı düşündürücü niteligi
olan bayağı komedilere dönüştürdü. Bu
yorumlarda karakterler dans ediyor. be-
den eğitınıi yapıvor. birbirlerine göriiş-
lennı satıyor. bırbırlerını aşağılıyorlar.
ama her şey leny le Vladimir ve Estragon
olmaya devam edıyorlar.
Karakterierinin gücü ve zekası
Oyundakı Godot'yu kimse tanımasa
da Beckett'i oyundan sonra herkes tanı-
yordu. Parislıler her gece salonu doldu-
ruyordu. Miami'dekı ilk gösterimin ol-
dukça başansız olmasına karşın sonra
E.G. Marshall ve Bert Lahr'ın başrolle-
ri paylaştığı oyun, Broadvvay'de büyük il-
gi gördü. Londra'da Ralph Richardson
ve Alec Guinnes'ın Amerika'da da Bus-
ter Keaton ve Marlon Brando'nun baş-
rollennı paylaşacagı oyunlarplanlandıy-
sa da bu projeler gerçekleşemedı. Steve
McQueen, 60'larda Beckett'e. Go-
dot'nun film haklarını kendisine satma-
sını teklifettivsede Beckett kabul etme-
di. ama Queen için başka bir senaryo ya-
zabileceğini söyledi. Bu teklifi de Queen
kabul etmedi.
Beckett'le ilgili oldukça merak ediien
bir nokta da özel yaşamını gizlemeye
önem veren. insanlardan uzak duran bu
adamın neden sanatın en çok grup çalış-
ması gerektiren dalını seçtığiydi. Bunun
tek nedeni. tıyatronun Beckett için düz-
yazıkunnacadandahauygunolmasıydı.
Roman veya öykü yazan sayfalannı dol-
durmak zorundadır. ama sahnede dura-
ğanlığı ve sessizliği de kullanabilirsiniz.
Beckett. Godot"da kullandığı bu teknik-
lere ve imgelere 'SözsüzOyun" gibi bir-
kaç yapıtında da baş vurmuştur. İnsan-
lann rollenni oynamaya mahkûm oldu-
ğuna. bu rolleri sadist ve dikkatlı birgö-
zün ve en acısı umudun gözleri önünde
oynadıklanna ınanan Beckettt son oy un-
lannda insaniıgın yapısını daha derinle-
re doğru kazır. deriyi geçtikten sonra ke-
miklere ulaşır. Beckett susmay ı tercih et-
se de karakterleri konuşmak zorundadır.
"Happy Days' adlı oyunda \\ innıe "fn-
sanın konuşabileceği çok az şey var. onu
damutlakasöylüyor~der. Becket. kadın
karakterlerını çoğunlukla Dublın'de ge-
çen gençiık yıllanndakı tecrübelerinden
yararlanarak yaratmıştır. Bu kadınhklar
kadın erkek ilişkilerinden bahseder. bu
konularda birbirlerine öyküleranlatırlar.
Erkekler. vahşi ve sabırsızdır. Kımi za-
man da beklenmedik bir suçluluğa kapı-
lırlar. Kimileri Beckett'in dilini çok ke-
derli bulur. Aslında dili oldukça komik-
tir. Çünkü Beckett. umudun da anlamın
da komik olduğunu bilir. Sonuçta umut-
suzluk ve anlamsızlık üzerine yazmak
da komik olur. Beckett'in zor metinleri
sahnelenirken elbette oyuncuya çok da-
ha fazla görev düşüyor. Gates Tiyatrosu
da bu güçlüğün iistesınden geliyor. İr-
landalı aktör Jack Mac Go\vran, "Bec-
kett'in karakterleri insanın umutsuzlu-
ğunu değil acılannı dile getirir" der. Ga-
te Tiyatrosu ise bu yılki oyunlanyla Bec-
kett'ın karakterierinin gücünü, zekâsını
ön plana çıkarıyor. Gate Tiyatrosu. bu
karakterlerin insan olduğunu kanıtlarken
Beckett'in yaşamöyküleri ıse sanatçının
da onlardan biri, yani bizden biri oldu-
ğunu gösteriyor
ALINTILAR
TAHSIN 1XCEL
Kimlik
Sartre'ın ünlü kahramanı Antoine Roquentin, uzun
bunalımlardan sonra, yeryüzünde "fazladan" bir var-
lık olduğu sonucuna varır. Ama, ona sorarsanız, her-
kesle ve her şeyle paylaştığı bir koşuldur bu, herkes,
her şey birbirine göre fazladır, çünkü hiçbirinin elle
tutulur bir varolma nedeni yoktur. çünkü varolma "zo-
runluluk" değil, "rastlantı"d\r, çünkü her variık "ne-
densız doğar, yaşamını zayıfhktan sürdürür, rastlan-
tıyla da ölür". Biraz düşünülecek olursa, hoş gözlem-
ler değildir bunlar. Bu nedenle, Roquentin'in Bouvil-
le'deki tüm seruvenine başsız sonsuz bir "bulantı"
eşlik eder. Ama, daha niceleri gibi. Roquentin de bu
koşulu yaşama son verme nedeni olarak değil, birçı-
kış noktası olarak görür: "Özgürüm, varolmak için
hiçbir nedenim yok artık", der. Bulantı'nın son say-
falarında, "Some of these days" adlı sıradan şarkı
karşısındaki tepkisi, bulanık bir bıçimde de olsa, gö-
rel bir anlamlılığa doğru yöneldiğinı sezdirir. Yaratıcı-
sının daha sonraki yapıtlarında, aynı serüven daha
belirgin bir nitelik kazanır: Sartre'ın gerçek bireyleri,
yaşama görel de olsa bir yön ve bir anlam verebil-
mek için, önceden verilmiş her şeyi yadsıdıktan son-
ra, kendi özgürlüklerinden ve kendi bilinçlerinden yo-
la çıkar, her şeyi kendi özgürlükleri ve kendi bilinçle-
riyle kurarlar. Camus'nün önceden verilmiş koşulla-
ra boyun eğmeyen kişileri de, Malraux'nun Alten-
burg kitaplığında toplanmış deneyimli düşünürleri de
üç aşağı beş yukarı aynı tutumu izlerler: yaşamı ve
insanı önceden verilmiş olanı üstlenerek değil, her şe-
yi kendi bilinçlerinde yeniden tanımlayarak değerlen-
dirdikleri görülür.
Ama, söylemek bile fazla, Malraux'nun, Sartre'ın
ya da Camus'nün özgür kahramanlarının yaptığını
yapabilmek, her şeyi yeni baştan sorgulayıp yeni
baştan anlamlandırmak, üstelik hertürlü anlamın gö-
relliğini kesınlemek içın çok özel koşullargerekir, çün-
kü, en gelişmiş toplumlarda bile, bireylerin kafasın-
da sorular biçimlenmesini önleme, en azından soru-
ların sayısını azaltma eğilımi büyüktür, hiçbir toplum
üyelerinin kendi düzenini ve kendi değerlerini tartış-
ma konusu edecek sorular sormasını istemez. Uz-
manların söylediklerine bakılırsa, ilkel denilen top-
lumlar daha da sağlama bağlar bu işi, bunu da her
şeyi bireyin yerlemlerini iyiden iyiye belirleyip onu
saltık bırdüzenin yerı herzaman doldurulabilecek bir
parçası biçiminde tanımlayarak yaparlar. Claude Le-
vi-Strauss'un Yaban Düşunce'de inceden inceye
çözümlediği adtandırma dizgeleri bu tutumun en so-
mut tanıklıklarından biridir.
Gerçekten de, başka birçok ve.nler yanında ilkel
denilen çoğu toplumlann adlandırma dizgeleri de
söz konusu toplumlann insanları rastlantısal ya da
fazladan bir variık biçiminde değerlendirmek şöyle
dursun, belirli birtoplumsal, zamansal ve uzamsal bir
düzen içinde, belirli sürelerle, belirli bir yer tutup be-
lirli bir işlev yüklenmek üzere gelmiş birer öge olarak
değerlendirdiğini gösterir. Bu nedenle, yani belirli bir
düzene katılmak durumunda olduğu ıçın, oymağın
özenle saklanan, ama sınırlı ad dizelgesinde boş bir
ad bulunmayınca, "bırçocuğun6, 7 yıl adsız kalma-
sı" olağan bir durumdur. Aynı biçimde, örneğin Ist-
mul'larda, tek bir bırey, ulaştığı değişik konumlara gö-
re, otuzdan fazla ad taşıyabilir. Gene, aynı biçimde,
"birPenan, yaşına ve aıle durumuna göre, üç terim-
le belırtilebilır: bir özel ad, birbağ-adı ("şu kişinin ba-
bası", "şu kişinin anası"), ya da ölmüş bir akrabanın
özneyle akrabalık bağını belirten ve ölüm-adı dıye-
bileceğimizbirad: "babasıölmüş", "yeğeniölmüş",
vb. Kısacası, adlar kişileri kendilik olarak değil, baş-
kalanna, dolayısıyla içinde yer aldığı topluma göre ta-
nımlayıp sınıflandırır: birçocuk "ancak büyüklennden
biri ölünceye dek" kendi adıyla bilinir, ana ile baba
da çocuklan doğdukça ve öldükçe yeni adlar alır.
Doğrusunu söylemek gerekirse, bu dizgeler kusur-
suz dizgelerdir: bellı sınırlar içinde, nesnel ve gerçek-
çi olduklan da söylenebılir. Ama kimliklerin böylesi-
ne kesin bir biçimde konumlarla belirlenmesinin bi-
linç ile özgüriüğün sonu olması büyük bir olasılık. En
azından, Françoise Heritier'nın saptamaları bu yön-
de. Ona göre, bu durumun bir sonucu olarak, Sa-
mo'lar pişmanlık ve günah kavramlarını hiç mi hıç bil-
miyor, bireysel sorumluluk düşüncesini bile tanımı-
yorlar, kurduklan düzende suç bile aktöre kurallan-
na göre değil, toplum kurallanna göre değerlendiri-
liyor sayılıyor. Bu ilginç gözlem, uzaktan uzağa. Ba-
tı uygarlığının çöküşünü parmak izlerınin alınması ve
askeriiğin zorunlu oîmasıyla başlatanBernanos'a bir
doğrulama getirir gibi.
Oyle anlaşılıyor ki, kimlik ancak bellı toplumsal ko-
şullarda, ancak kendi kılgısal ve düşünsel çabamız-
la kurduğumuz bir şey.
Nesin çocuklan için HHümsüz ÇağrC
ANK.4RA(Cumhuriyet Bürosu)- Aydoğan Yazıcı ve
Bülent Tanyolaç. bırlıkte yazdıklan "Ölümsüz Çağn"
adlı kitabın gelirini. Nesin Vakfı'na bağışladılar. 211
milyon 680 bin liralık kıtapgelirı. Nesin Vakfı'ndaki
çocuklann eğitimi için harcanacak/'ÖIümsüz
Çağn"adlı kitap, 1100 yıllannda kaybolan bir
hazinenin yeniden bulunmasını anlatan bir macera
romanı. Aynı işyerinde çah>an iki arkadaş Tanyolaç ve
Yazıcı'nın biriikte kurduklan roman. Gündoğan
Yayıncılık'ın yan kuruluşu olan Sam Yayıncılık
tarafından basıldı. Yazarlar. Azız Nesin'in oglu ve
Nesin Vakff nın Başkanı Alı Nesin "e yazdıkları
mektupta şöyle dediler: "Biz. edebiyat dünyasına yeni
atılan iki yazar olarak Azız Nesin'le aynı çagda
yaşamış olmanın gururunu duyuyor. kendimizi onun
büyük inadının gönüllü paylaşımcılan sayıyoruz. Bu
yüzden üzerinızdeki ağıryüke. küçük birparça omuz
verebılmek amacıyla. ilk kitabımız olan "Olümsüz
Çağn" adlı romanımızın tüm gelirini Nesin Vakfı'na
bağışlıyoruz."
'Çocuklardan Uçurtmalar' sepgisi
Kültür Servisi-Ortakoy dekı bçurtma Cafe. 5 yaşını
çocuklarla biriikte kutluyor. Cafede düzenlenen
•Çocuklardan Uçurtmalar' başlıklı resim sergısinde 6-
12 yaş arası çocuklann 'uçurtma' konulu resimlen yer
alıyor. Senrı. cumartesi nünü sona erecek. (Osmanzade
So'kak. Nor
11 Ortaköv)
BLGLN
RLMELİ HİSARI KONSERLERİ kapsamında »aat
21 "de Çelik Konsen yer alıyor.
ENK.A \AKFI YAZ DÖNEMİ KLLTÜR
ETKİNLİKLERİ kapsamında saat 21.15'te Sadi
Gülçelik Spor Sitesi'nde Ron Howard'ın yönettiği
'Apollo 13' adlı film izlenebılır.
CONRAD AÇIKHAVÂ SİNEMASI etkinlikleri
kapsamında saat 22.00'de 'Elisa' adlı film yer alıyor.
BEYOĞLU SİNEMASI'nın düzenlediği Yaz Şenliği
kapsamında M. Antonioni'nin yönettiği 'Bulutlann
Ötesinde' adlı fılm yer alıyor.