07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27AĞUSTOS1996SALI CUMHURİYET SAYFA KULTUR 13 New York'ta Samuel Beckett'in doksanmcı doğum günü nedeniyle Beckett Festivali düzenlendi Beckelt de Godot'yu tanınnyorKültür Senisi- Son yıllarda Samuel Beckett'ın ünlü oyunu "Godot'yu Bek- krken", •mahkûm Godot*. 'kuşatılmış Codot', 'fakir hayatı süren Godof gibi yarumlarla sahnelendı. Bunlar oyunun özıiyleçelişen yorumlardı aslında. Bec- kett oyunculara yaşam veriden ya da on- ları dizginlerken çok daha tıtizdavranır- di herhalde. ama Godot'nunyorumlann- da çe\re ve vurgulanması gereken nok- talar sadece yönetmenlerinyaratıcılıgıy- la ve inısiyatifiyle belirleniyor artık. Geçen hafta New York'ta Beckett'in yorumlan konusunda sevindirici birge- İı>me yaşandı. Beckett (1906-1989) ya- şasaydı bu sene doksan yaşında olacak- tı 'Gate Tiyatrosu,' Dublin'den, New York'un Lincoln Tiyatrosu'na geldi ve Beckett'in doksanıncı dogum gûnü ne- deniyle düzenlenen Beckett Festivali kapsamında "Godot'yu Beklerken"den kırk saniyelık "\Nefes~e. rad)o oyunlann- dan TV ve sinema için yazılmış oyunla- rakadaruzanantoplam 19 Beckett yapı- tı >ahne)edı L'ğursuz sayılan 13. Cuma günü dünyaya gelen Irlandalı karamsar yazar bile, en büyükartistikkaygısı 'da- ha çok kaybetmek' olmasına İcarşın bu yorumlann başansı karşısında gülüm- serdi sanınz. Godot'nun kim olduğunu bende bilmivonım Festıval, Nobel ödüllü yazar Beckett üzerineoldukçacanlı birendüstrikurul- dugunu da gösteriyordu. Oyunlarboyun- ca yer yer gulen yer yer iç geçiren. ama kesinlikle öksürmeye bile cesaret ede- meyen izleyiciler, oyunculan coşku ve şükranla alkışladıktan sonra Beckett'ın yapıtlarını. Beckett tişörtlerini. Bec- kett'in hayatını anlatan broşürleri almak içın dışan koşturdular. Beckett, karamsarlığının yanı sıra oyunlan hakkında konuşmamasıyla da kötü bir üne kavuşmuştu. Sanatçr 1949 yılında bitirdiği ve 1953 yılında sahne- İenen en önemli yapıtı "Godot'yu Bek- lerken" hakkında bile yorumyapmamış- tı. Bu oyunla ilgili olarak Beckett'in ne- lerdüşündüğünü (aslında düşünmedıgi- ni) ancak sanatçının radyo spiken Mic- hael Mac'a (Beckett. Polac'ın oyunla ıl- gilı bir röportaj yapma teklifini reddet- mişti) \e oyunu Kanada'da sahnelemek isteyen Desmond Smith'e yazdığı mek- tuplardan öğrenebiliyoruz. Beckett. Polac'a yazdığı mektupta özetleşunlan söyler: "Programlannızda kesitler sunduğunuz yapıhm 'Godot'yu Beklerken' le ilgili görüşlerimi sormuşsu- nuz. Öncelikle programınız aracıhğıyla oy unuma gösterdiğiniz ilgi beni onurlan- dırdı. Fakat benim tiyatro sanatı hakkın- da bir deneyim veya becerim yok. Tiyat- roya da gitmem aslında. Bu kabul edile- biİir bir şey. Ama şaşırtıcı olan nokta el- bette bu durumda bir oyun vazmam ve sonuçta oyun üzerine söyleyecek hiçbir £ S r üşe sahip olmamam. Ben oyunumu dikkatle okuyan bir okurdan daha çok şey bilmivorum oyun hakkında. Oyunu nasıl bir psikolojiyle yazdtğımı bilmiyo- runı ve karakterlerle ilgili olarak onlann söy ledikleri, yaptıklan şeylerin ve onlann başına gelen ola> lann ötesinde bir bilgi- ye sahip değilim. Onlann göriinümleri ile ilgili olarak da y akalay abildiğim aynn- tılan belirtmiştim. Melon şapka gibi. Godot'nun kim olduğunu ben de bü- miyorum, onun var olup olmadığını da bilmivorum. Hatta onu bekleyenlerin ge- leceğine inanıp inanrnadıklannı bile bil- miyorum. Oyuna sonradan katılan iki karakteri de oyunu monotonluktan kurtarmak için kullanmıştım. Fark errigim bötün a> nn- tılan aktardım. hatta daha azryla da ida- re edebilirdim. İzleyiciler oyundan sonra e\lerine program ve dondurma çöpleri dışında bir de mesaj götürmek istiyorlar- sa bence buna hiç gerek yok. Ama istenir- se bö> le bir mesaj yakalanabiür sanınm. Ben artık Yladimir. Estragon, Pözzo\e Luckv 'nin dünvasına, zamanına, tnekâ- •'Gate Tiyatrosu.' Dublin'den. New York'un Lincoln Tiyatrosu'na geldi ve Beckett Festivali kapsamında "Godot'yu BekJerken"den kırk saniyelik "Nefes"e, radyo oyunlanndan TV ve sinema için yazılmış oyunlara kadar uzanan toplam 19 Beckett yapıtı sahneledi. nına dahil değilim. Onlarla biraz tanışa- bildiy sem, bu, sadece onlan anlama ça- basından uzak kalmamla miimkün oldu. Sizin sorularınızı ancak onlar cevapla\a- bilirler. Bırakın onlar anlatsın kendileri- ni size. Benim onlarla bir ilişkinı kalma- dı artık." 150 kitaba esin kaynağı oldu Beckett, oyunu Kanada'da sahneye koymak isteyen ve kendısinden yardım isteyen Desmond Smith'e ise şunlan öne- nr: "Size aynntılı bir açıklanıa yazama- yacağım için üzgünüm. ama bana takıl- dığınız noktalarla ilgili bir liste göndere- bilirsiniz; böylelikle ben de bu sorularla biriikte pek çok noktayı açıklamış olu- rum. Pekçokyorumcunun kaçırdığı nok- ta... Her şeyi olanca basitliğiyle görmeye calışın. bekleyiş; nedeni, yeri. zamanı, nes- ne> i bilmey iş... Ay nntılar size belirsiz ge- lirse, bu beiirsi/liği açıklığa kav uşfurmak için sakın sembollere baş vurmayın. Oyun kesinlikle sembolik bir oyun değil. Poz/oŞu ele alalını örneğin. Burada önemli olan Pozzo'nun kim olduğu, ne olduğu veya nc\i temsil ettigi değil. Asıl önemli olan buniann bilinmemesi. Bu noktada bir anlıgına da olsa Pozzo, Go- dot "yla bile kanştınlabilir. Pozzo'nun açıkça tanımlanmaması çok önemli. Poz- zo'nun kendisinin bile kim olduğunu, ne olduğunu bilmediği sö\lenebilir \e ben- ce oyun ancak bu a\ nntılar görmezden gelinirse tarmin edici bir şekilde sahnele- nebilir. Zihnüı \e karakterlerin belirsiz- liği oyunun aynlmaz bir parçasL. bu da boşu boşuna pek çok eleştirmeni oyunun merkezindeki basitlikten uzaklaştınyor. Londra'daki oyunda Estragon ve Luck> 'nin oldukça başanlı canlandınl- nıası gibi olumlu vanlar \ardı, fakat sah- ne dekoru \e /amanlanıa yanlıştı. Za- manlamay la. sessizliklere gerekli önemin verilmenıesini kastediyonım. O> un yazannıngörüşlerininyönetmen için zarariı olma\acağından pek de emin değilim aslında. Belki de benim için yan- lış, ama sizin kişisel tecrübeleriniz bakı- mından tutaıiı bir oyun, sizin kendi gö- rüşlerini/i sizinkilerden tamamen farkb göriişlerle birleştirmeje çalıştığınız bir o\undan daha başanlı olacaktır. Zaten yazarlann her /aman haklı olduklan da söylenemez. Ama yine de bu riski göze alabiliyorsanız yardımcı olıhak için elim- den geleni yapanm." Beckett az konuşsa da ba^kalan onun boş bıraktığı yerleri zev kle doldurdular. Sanatçı yaklaşık 150 kitaba esin kayna- ğı oldu. Buniann içinde 'Samuel Bec- kett'in Mizahı' ve Nevv ^brk Times eleş- tirmeni MelGussov,oyuncu BertLahrve Billie \\ hitelaM. yönetmen Mike Nichols \e Beckett'le çahşan kişilenn de görü^- lerine yer veren 'Beckett ile ve Beckett üzıerineSohbetler' başlıklı kıtaplarda yer alıyor. İki yaşamöyküsü yayımlanacak Bu kitaplann yanı sıra size güzel bir haberimiz de var. Önümüzdeki sezonda Avrupa ve Amerika'da Beckett'in iki ya- şamöyküsü yayımlanacak. Bunlardan bi- ri Lois Gordon'ın yazdığı Beckett'in. 'Godot'dan öncekı yaşamını anlatan "Samuel Beckett'in Dünyası 1906-1946" adlı kitap. diğeri ıse Beckett'in öğrenci- si Jarnes Kmmlson'ın yazdığı 'Damned to Fame' (Şöhretle Lanetlenmiş). Knou 1- son'ın kıtabı Beckett'in günlük yaşamı- na da geniş yer veren oldukça a> nntılı bir kitap. (Kitapta 3361 dip not kullanılmış). Eğer utangaç ve gizemli yazarı yakın- dan tanıyan biri varsa o da Beckett'in inatçı yaratıcılığmı. karma^ık özd yaşa- mını, Suzanne Deschevaux-Dumesnil ile (28 yıllık ev lılıkleri de dahıl olmak üze- re) 51 yıllık beraberlikleri süresınce be- raber olduğu birkaç başka kadını da ki- tabında anlatan Knovvlson'dır. İnsanın varoluşunu acılı ve yıkıcı bir açıdan gören sanatçı. oyunlan \e kitap- lanyla atom çagındaki dünya görüşünün algılanmasına yardımcı oldu. Gate Ti- yatrosu. oldukça coşkulu. hatta komik oyunlarıyla Beckett'ın yapıtlannın ka- ramsar. mutsuz ve umutsuz olduğu gö- röşünü çürütüyor. Hakkındakı son kıtap- lar ise sanatçının başka bir gezegenden gelmişçesıne ürkütücü ve uzak duran gö- rûntüsünün altındaki acıya dayanıklı bir beyefendiv i açığa çıkanyor. Kendisi çok yoğun acılar yaşadığı için ba$ka ırLsan- lann acılannı dindirmek isteyen olduk- ça cömert bir insan olan sanatçı bir gün oturdugu bara gelen başıboş biralkoliğe yepyeni ceketini cıkarıp vermişti. Beckett. Irlanda'da Dublin civarlann- da dünyaya geldi. Küçük bir araştırma şirketi işleten babasının maddi durumu iyiydi. Sakin bir kadın olan annesı ken- disini küçük oğlu Beckett'eadamıştı. lyi bırögrenci olan Beckett. önce Dublın'de- kı 'Trinity College'a gittı. Dublin'in en önemli iki tiyatrosu Abbey ve Gate'e ka- tıldı. Abbev. daha çok Irlandalı yazarla- nn oyunlarını sahnelerken Gate Avru- pa'yadahaaçıktı. Beckett daha sonra Pa- ris'e gıttı ve bu şehn çok sevdiğini ve Ir- Y A Y I N E V L E R l N İ N Y E N Î D Ö N E M İ . Yeni bir dizi 'Otekini Dinlemek' MErtS YAYMJU9 Metıs Yayınlan. 1996 sonbahannda 'Ötekini Dinlemek' adıy la yeni bir dizi başlatıyor. Dr. Saffet Murat Tura'nın hazırladığı. psikanaliz ve psikiyatri kitaplannın yer alacağı dizinin yaklaşık 50 kitaplık bir kütüphane oluşturması amaçlanıjor. Freud'dan Mahler'e, VVinnicott'tan Kernberg'e geniş bir yelpazeyi içerecek olan kıtaplarda. bu yapıtın gerek yazann dünyasında gerekse psikiyatri alanındaki yerini ve önemini belirten iki önsöz bulunacak. Dizide ilk basılacak kitaplar şunlar: 'Bir Pamnoya Olgusunun Otobiyografık Anlatımı Üzerine Psikanalitik Notlar / Schreber Vakası: h'arsizim Czerine: Haz llkesinin Ötesinde: Ego ve td; Uvgarhğın Huzıırsuzhiğıı' Sigmund Freud, Sapıklıklarda ve Kişilik Bozukluklarında Saldırganlık: Sınırda Dıınımlar ve Patolojik Narsizim ' Otto Kernberg, Benlığin Çözümlenmesi ve Benligın Yeniden Yapılanması' Heinz Kohut, Oyun ve Gerçeklik' Winnicott, 'Çocuklukia Normallik ve Patoloji' Anna Freud, 'Benlik ve Nesne Dünyası' Edith Jacobsen. Metis Edebiyat Dizisi'nde okuyucuyla buiuşacak yapıtlar ise 'Altı Ay Bir Gı'iz' Bilge Karasu 'Lı Rohilate Dile Afin (Kürtçe şiir derlemesi) Murathan Mungan, 'Düğüne' John Berger, Jonas 2000 Yılında 25 Yaşında Olacak' (senaryo) John Berger, 'Ressamın Sözleşmesi' (öykü denemesi) Anti - Hamlet' Zafer Aracagök. Metis Bilimkurgu'da yavımlanacak venı kitaplar ise 'Dünyaya Orman Denir' Ursula K. LeGuin, Ergenlik Ayini' Afcxei Panshin. 'Gelecekbiiim Kongresi' Stanislav Lem, Hukuk Gludyarörii' Pohl & Kornbulth. Puslanmaz Çelık Sıçanm Intikanıı' Harry Harrison. Metis Polisiye dizisinin yeni kıtapîan arasında. Güneş Bize Haram' Leo Malet Manifesto' I. Wallerstein ve diğerleri. 'Cezayirlı Bir Kadın' Halide Mesudi. AÇHJM YAYİIUUa acılım yayınları John Steinbeck Dario Fo John Berger 'Doktor March ın Dört Oğlu' Brigitte Aubert, 'Amsterdam 'ın Gülü' Sadık Yemni yer alacak. Metis 'Edebiyat-Dışı' dizisi kapsamında ise Göz ve Tin TVIaurice Merleau Ponty, Peynir ve Kurtkır' Carlo Ginzburg. Kültürel Cretımin Kapitaüstleşmesi' Bernard \Iiege, ' Yasa Koyucular ve Yonımcular' Z\gmunt Bauman, 'Postmoderliğm Durumu' Da>id Harvey, 'Ataerkil Pazarlık' Deniz Kandryoti. Gerive Kalan Devrimdir' BülentSomay, 'Kelimelerin Anayurdıı ve Tarihi' İskender Savaşır, 'Mühendisler ve tdeoloji' N'ilüfer Göle, 'Sosyal Bilimleri Açın. Bir Ya\ ın yaşamında henüz yeni olan Açılım Yavınlan, eylül ayında Dario Fo'nun yazdığı. Fiisun Demirel'in çevirdiği Klakson. Borazanlar ve Bırtkır' adlı oyunu okurlanyla buluşturacak. Klakson. Borazanlar ve Bırtlar'. AldoMoroolavından sonra Dario Fo'nun vazdığı ıkinci oyun. Devlet ve terör ılışkılerını. devletin kendi içindeki çelişkilerinı irdelerken ekonomik gücün daha etkın ve onun üstünde olduğunu vurgulayan bir yapıt olarak dikkat çekiyor. Açılım Yayınlan daha önce Dario Fo ve Franca Rame'nın 'Kadınlardan Konuşalım' ve Joyce Lussu'nun 'Bulusma' adlı kitaplannı yavımlamıştı. Sinema ve tiyatro sanatçıları Füsun Demirel ve Nurettin Şen'in kurduklan vayınev i. Dario Fo'nun tüm yapıtlannı Türk okuruyla buluşturmayı. bu buluşmadan kaynaklanan tadın önemli değışımler yaratmasını hedetliyor. Bu nedenle. Fo ve Rame oyunlan yayıne\inin kuruluş. amaçları arasında yer alıyor. Bu sezon sırasıyla Klakson, Borazanlar ve Bıırrlar'. 'Kadın Oyunlan' ve Bir Anarsistin Kaza Somıcıı Öliimü', Açılım Yayınlan"ndan çıkacak kitaplar arasında bulunuyor. landa'daki ınsanların "darkafalılığı'ndan nefret ettiğini fark etti. Onun için trlan- da'nın en önemli ınsanı olan James Joy- ceda ParıVteydi. Pariste Joyce'un dos- tıı \e asistanı olan Beckett. 'Finnegans Gölii' romanında Joyce'a sekreterlık yapmasına karşın yazın alanında Joyce ile avnı çızgıde değildı. Beckett yapıtla- nnda tecrübelerini damıtarak sunarken. Joyce. yoğunlaştınlmışbirtecrübelerde- meti sunardı okurlara; Joyce hayatı ku- caklarken, Beckett, kuşkuşla yaklaşırdı hayata. Beckett. Joyce'un Fransa'ya yerleş- mesine özenirdi Daha sonraları o da sa- dece kısa aile ziyaretlen için gider ol- muştu İrlanda'ya. Bir arkadaşına yazdı- ğı mektupta annesiölümdöşeğındeyken başında bekleyişini anlatan Beckett. 'Gözlerinin içine baktığımda başka göz- lere bakmava gerek olmadığını gördüm. Bir insana aşkı *e acıj ı öğretecek her şej vardı annemin gözlerinde' diyor. Savaş sırasında Fransa'da bir direniş örgütüne katılan Beckett'in ilk görevı yurtdışına mesaj yollamaktı. Kimilerı Beckett'in yazdıklanyla da aynı i^ı >ap- tığı için bu göreve özellikle seçıldiğini söylerler. Daha sonra Deschevau\-Du- mesnil ile Fransa'nın bağımsızlığı ıçın güneye yollandığında görev i Almanlara karşı kullanılacak silahlan saklamaktı. Daha önce Beckett'ın yaşamöyküsünü yazan Deirdre Bair, Beckett'in patlayfcı- lan saklamakla gdrev lendırildığını. ama patlayıcılann evin ıçınde patlamasından korktuğu için hepsıni insanlann rahat- lıkla görebilecekleri ön balkonunda tut- tuğunu söyler. Beckett. 40"lann sonuna doğru kendi- sıne çok az ün ve para kazandıran birkaç Fransızca roman da yazdı. Beckett'in de- rın düşünce dünyasından izler tanıyan bu romanlardan bazılannı eleştırmenler, sa- natçının oyunlan kadar değerli bulurlar. 1949'da "Godot'yu Beklerken'le savaş sonrası uyuşukluğu yaşayan tiyatro dün- yasında gerekli sarsıntıyı yarartı. Avare tipli iki karakter. Vladimır \e Estragon ilk sahneyi saçmalayarak geçırırler, Est- ragon (hiçbir zaman gelmevecek olan) Godot'yu bekledıklerini belırtır. İkincı sahnedede dikkate degerbirola) gerçek- leşmez. İki sahnearasında hiçbirdegişik- lık olmaz. karakterlerın belırli bir geç- mışleri yoktur. sahne neredev se bomboş- tur. sadece bu eylemsizlikle dalga geç- mek istercesine veya mucizevi olarak iki sahne arasında çıçeklerini açan birağaç vardır sahnede. Beckett. ilk olarak 1953 "te sahnelenen bu ov unda sahnede gerçekleşecek olav lan çok önemli olan- larla sınırlı tutarak sahnede olabilecek- lerin sınırlannı genişletti, elbette güldü- rüyü de kattı işın içine. Müzik salonlan ve jsessiz fılm komedyenlerinın merak- lısı olan Beckett. daha sonra oyunun be- lirli bölümlerinı düşündürücü niteligi olan bayağı komedilere dönüştürdü. Bu yorumlarda karakterler dans ediyor. be- den eğitınıi yapıvor. birbirlerine göriiş- lennı satıyor. bırbırlerını aşağılıyorlar. ama her şey leny le Vladimir ve Estragon olmaya devam edıyorlar. Karakterierinin gücü ve zekası Oyundakı Godot'yu kimse tanımasa da Beckett'i oyundan sonra herkes tanı- yordu. Parislıler her gece salonu doldu- ruyordu. Miami'dekı ilk gösterimin ol- dukça başansız olmasına karşın sonra E.G. Marshall ve Bert Lahr'ın başrolle- ri paylaştığı oyun, Broadvvay'de büyük il- gi gördü. Londra'da Ralph Richardson ve Alec Guinnes'ın Amerika'da da Bus- ter Keaton ve Marlon Brando'nun baş- rollennı paylaşacagı oyunlarplanlandıy- sa da bu projeler gerçekleşemedı. Steve McQueen, 60'larda Beckett'e. Go- dot'nun film haklarını kendisine satma- sını teklifettivsede Beckett kabul etme- di. ama Queen için başka bir senaryo ya- zabileceğini söyledi. Bu teklifi de Queen kabul etmedi. Beckett'le ilgili oldukça merak ediien bir nokta da özel yaşamını gizlemeye önem veren. insanlardan uzak duran bu adamın neden sanatın en çok grup çalış- ması gerektiren dalını seçtığiydi. Bunun tek nedeni. tıyatronun Beckett için düz- yazıkunnacadandahauygunolmasıydı. Roman veya öykü yazan sayfalannı dol- durmak zorundadır. ama sahnede dura- ğanlığı ve sessizliği de kullanabilirsiniz. Beckett. Godot"da kullandığı bu teknik- lere ve imgelere 'SözsüzOyun" gibi bir- kaç yapıtında da baş vurmuştur. İnsan- lann rollenni oynamaya mahkûm oldu- ğuna. bu rolleri sadist ve dikkatlı birgö- zün ve en acısı umudun gözleri önünde oynadıklanna ınanan Beckettt son oy un- lannda insaniıgın yapısını daha derinle- re doğru kazır. deriyi geçtikten sonra ke- miklere ulaşır. Beckett susmay ı tercih et- se de karakterleri konuşmak zorundadır. "Happy Days' adlı oyunda \\ innıe "fn- sanın konuşabileceği çok az şey var. onu damutlakasöylüyor~der. Becket. kadın karakterlerını çoğunlukla Dublın'de ge- çen gençiık yıllanndakı tecrübelerinden yararlanarak yaratmıştır. Bu kadınhklar kadın erkek ilişkilerinden bahseder. bu konularda birbirlerine öyküleranlatırlar. Erkekler. vahşi ve sabırsızdır. Kımi za- man da beklenmedik bir suçluluğa kapı- lırlar. Kimileri Beckett'in dilini çok ke- derli bulur. Aslında dili oldukça komik- tir. Çünkü Beckett. umudun da anlamın da komik olduğunu bilir. Sonuçta umut- suzluk ve anlamsızlık üzerine yazmak da komik olur. Beckett'in zor metinleri sahnelenirken elbette oyuncuya çok da- ha fazla görev düşüyor. Gates Tiyatrosu da bu güçlüğün iistesınden geliyor. İr- landalı aktör Jack Mac Go\vran, "Bec- kett'in karakterleri insanın umutsuzlu- ğunu değil acılannı dile getirir" der. Ga- te Tiyatrosu ise bu yılki oyunlanyla Bec- kett'ın karakterierinin gücünü, zekâsını ön plana çıkarıyor. Gate Tiyatrosu. bu karakterlerin insan olduğunu kanıtlarken Beckett'in yaşamöyküleri ıse sanatçının da onlardan biri, yani bizden biri oldu- ğunu gösteriyor ALINTILAR TAHSIN 1XCEL Kimlik Sartre'ın ünlü kahramanı Antoine Roquentin, uzun bunalımlardan sonra, yeryüzünde "fazladan" bir var- lık olduğu sonucuna varır. Ama, ona sorarsanız, her- kesle ve her şeyle paylaştığı bir koşuldur bu, herkes, her şey birbirine göre fazladır, çünkü hiçbirinin elle tutulur bir varolma nedeni yoktur. çünkü varolma "zo- runluluk" değil, "rastlantı"d\r, çünkü her variık "ne- densız doğar, yaşamını zayıfhktan sürdürür, rastlan- tıyla da ölür". Biraz düşünülecek olursa, hoş gözlem- ler değildir bunlar. Bu nedenle, Roquentin'in Bouvil- le'deki tüm seruvenine başsız sonsuz bir "bulantı" eşlik eder. Ama, daha niceleri gibi. Roquentin de bu koşulu yaşama son verme nedeni olarak değil, birçı- kış noktası olarak görür: "Özgürüm, varolmak için hiçbir nedenim yok artık", der. Bulantı'nın son say- falarında, "Some of these days" adlı sıradan şarkı karşısındaki tepkisi, bulanık bir bıçimde de olsa, gö- rel bir anlamlılığa doğru yöneldiğinı sezdirir. Yaratıcı- sının daha sonraki yapıtlarında, aynı serüven daha belirgin bir nitelik kazanır: Sartre'ın gerçek bireyleri, yaşama görel de olsa bir yön ve bir anlam verebil- mek için, önceden verilmiş her şeyi yadsıdıktan son- ra, kendi özgürlüklerinden ve kendi bilinçlerinden yo- la çıkar, her şeyi kendi özgürlükleri ve kendi bilinçle- riyle kurarlar. Camus'nün önceden verilmiş koşulla- ra boyun eğmeyen kişileri de, Malraux'nun Alten- burg kitaplığında toplanmış deneyimli düşünürleri de üç aşağı beş yukarı aynı tutumu izlerler: yaşamı ve insanı önceden verilmiş olanı üstlenerek değil, her şe- yi kendi bilinçlerinde yeniden tanımlayarak değerlen- dirdikleri görülür. Ama, söylemek bile fazla, Malraux'nun, Sartre'ın ya da Camus'nün özgür kahramanlarının yaptığını yapabilmek, her şeyi yeni baştan sorgulayıp yeni baştan anlamlandırmak, üstelik hertürlü anlamın gö- relliğini kesınlemek içın çok özel koşullargerekir, çün- kü, en gelişmiş toplumlarda bile, bireylerin kafasın- da sorular biçimlenmesini önleme, en azından soru- ların sayısını azaltma eğilımi büyüktür, hiçbir toplum üyelerinin kendi düzenini ve kendi değerlerini tartış- ma konusu edecek sorular sormasını istemez. Uz- manların söylediklerine bakılırsa, ilkel denilen top- lumlar daha da sağlama bağlar bu işi, bunu da her şeyi bireyin yerlemlerini iyiden iyiye belirleyip onu saltık bırdüzenin yerı herzaman doldurulabilecek bir parçası biçiminde tanımlayarak yaparlar. Claude Le- vi-Strauss'un Yaban Düşunce'de inceden inceye çözümlediği adtandırma dizgeleri bu tutumun en so- mut tanıklıklarından biridir. Gerçekten de, başka birçok ve.nler yanında ilkel denilen çoğu toplumlann adlandırma dizgeleri de söz konusu toplumlann insanları rastlantısal ya da fazladan bir variık biçiminde değerlendirmek şöyle dursun, belirli birtoplumsal, zamansal ve uzamsal bir düzen içinde, belirli sürelerle, belirli bir yer tutup be- lirli bir işlev yüklenmek üzere gelmiş birer öge olarak değerlendirdiğini gösterir. Bu nedenle, yani belirli bir düzene katılmak durumunda olduğu ıçın, oymağın özenle saklanan, ama sınırlı ad dizelgesinde boş bir ad bulunmayınca, "bırçocuğun6, 7 yıl adsız kalma- sı" olağan bir durumdur. Aynı biçimde, örneğin Ist- mul'larda, tek bir bırey, ulaştığı değişik konumlara gö- re, otuzdan fazla ad taşıyabilir. Gene, aynı biçimde, "birPenan, yaşına ve aıle durumuna göre, üç terim- le belırtilebilır: bir özel ad, birbağ-adı ("şu kişinin ba- bası", "şu kişinin anası"), ya da ölmüş bir akrabanın özneyle akrabalık bağını belirten ve ölüm-adı dıye- bileceğimizbirad: "babasıölmüş", "yeğeniölmüş", vb. Kısacası, adlar kişileri kendilik olarak değil, baş- kalanna, dolayısıyla içinde yer aldığı topluma göre ta- nımlayıp sınıflandırır: birçocuk "ancak büyüklennden biri ölünceye dek" kendi adıyla bilinir, ana ile baba da çocuklan doğdukça ve öldükçe yeni adlar alır. Doğrusunu söylemek gerekirse, bu dizgeler kusur- suz dizgelerdir: bellı sınırlar içinde, nesnel ve gerçek- çi olduklan da söylenebılir. Ama kimliklerin böylesi- ne kesin bir biçimde konumlarla belirlenmesinin bi- linç ile özgüriüğün sonu olması büyük bir olasılık. En azından, Françoise Heritier'nın saptamaları bu yön- de. Ona göre, bu durumun bir sonucu olarak, Sa- mo'lar pişmanlık ve günah kavramlarını hiç mi hıç bil- miyor, bireysel sorumluluk düşüncesini bile tanımı- yorlar, kurduklan düzende suç bile aktöre kurallan- na göre değil, toplum kurallanna göre değerlendiri- liyor sayılıyor. Bu ilginç gözlem, uzaktan uzağa. Ba- tı uygarlığının çöküşünü parmak izlerınin alınması ve askeriiğin zorunlu oîmasıyla başlatanBernanos'a bir doğrulama getirir gibi. Oyle anlaşılıyor ki, kimlik ancak bellı toplumsal ko- şullarda, ancak kendi kılgısal ve düşünsel çabamız- la kurduğumuz bir şey. Nesin çocuklan için HHümsüz ÇağrC ANK.4RA(Cumhuriyet Bürosu)- Aydoğan Yazıcı ve Bülent Tanyolaç. bırlıkte yazdıklan "Ölümsüz Çağn" adlı kitabın gelirini. Nesin Vakfı'na bağışladılar. 211 milyon 680 bin liralık kıtapgelirı. Nesin Vakfı'ndaki çocuklann eğitimi için harcanacak/'ÖIümsüz Çağn"adlı kitap, 1100 yıllannda kaybolan bir hazinenin yeniden bulunmasını anlatan bir macera romanı. Aynı işyerinde çah>an iki arkadaş Tanyolaç ve Yazıcı'nın biriikte kurduklan roman. Gündoğan Yayıncılık'ın yan kuruluşu olan Sam Yayıncılık tarafından basıldı. Yazarlar. Azız Nesin'in oglu ve Nesin Vakff nın Başkanı Alı Nesin "e yazdıkları mektupta şöyle dediler: "Biz. edebiyat dünyasına yeni atılan iki yazar olarak Azız Nesin'le aynı çagda yaşamış olmanın gururunu duyuyor. kendimizi onun büyük inadının gönüllü paylaşımcılan sayıyoruz. Bu yüzden üzerinızdeki ağıryüke. küçük birparça omuz verebılmek amacıyla. ilk kitabımız olan "Olümsüz Çağn" adlı romanımızın tüm gelirini Nesin Vakfı'na bağışlıyoruz." 'Çocuklardan Uçurtmalar' sepgisi Kültür Servisi-Ortakoy dekı bçurtma Cafe. 5 yaşını çocuklarla biriikte kutluyor. Cafede düzenlenen •Çocuklardan Uçurtmalar' başlıklı resim sergısinde 6- 12 yaş arası çocuklann 'uçurtma' konulu resimlen yer alıyor. Senrı. cumartesi nünü sona erecek. (Osmanzade So'kak. Nor 11 Ortaköv) BLGLN RLMELİ HİSARI KONSERLERİ kapsamında »aat 21 "de Çelik Konsen yer alıyor. ENK.A \AKFI YAZ DÖNEMİ KLLTÜR ETKİNLİKLERİ kapsamında saat 21.15'te Sadi Gülçelik Spor Sitesi'nde Ron Howard'ın yönettiği 'Apollo 13' adlı film izlenebılır. CONRAD AÇIKHAVÂ SİNEMASI etkinlikleri kapsamında saat 22.00'de 'Elisa' adlı film yer alıyor. BEYOĞLU SİNEMASI'nın düzenlediği Yaz Şenliği kapsamında M. Antonioni'nin yönettiği 'Bulutlann Ötesinde' adlı fılm yer alıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle