Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
25 -AĞUSTOS 1996 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 15
Yönetmen Muammer Özer, yeni filmi 'Hollywood Kaçaklan'nm çekimlerine başladı
Çocukhığım 'güzel günleıi'ıım aınsma
'Siyahbeyaz
düşlerin
dünyası'
"Hûllyvvood Kaçaklan'nda rol alan
oyuncu Füsun Demirel. senaryoyu çok
basanlı bulııyor. Çocuklann düş
dünyasını anlatan film aynı zamanda,
sinemanın en büyük eğlerce aracı
olduğu bir dönemi anlatıyjr Füsun
De.7iirel'm deyişiyle- "Bizler o dö'nemi
yaşamadık. Küçük kasaba gibi
verierde insanlan Hollynood'a
kaçıracak kadar düş kurdurtan siyah
beyaz düşlerin dünyasını tanımadık.
Anıa o küçük dünyanın içindeki
çocuklann böyle büyük bir düş
kurması doğrusu beni çok
hevecanlandırdı. Zaten buhikâyenin
baş kahranıanı çocuklar. Bizler o
kahramanlann anne \e babalan
olarak o dünyaya katkıda
foulunacağız".
Yönetmen Muammer Özer'le ilk kez
çalı^an Demirel. senaryo kadar filnıin
d e başarıh olacağı kanısında. 'Kara
Sevdau Bulut' ıleyasakçı zihniyetin
baskılarıyla kar^ılayan Özer'in. uzun
bir aradan sonra Türkıye'de çekeceği
rilmınde rol alnıamn 'mesleki
dayanışmanın gereği' olduğunu
v urgulayan Demırel'ın canlandıracağı
rol üzerine düşünceleri şöyle:
-Hollywood KaçakJan'nda
canlandırdığım kasabalı kadın. bugiine
dek çizdiğim köy lü. kabasalı
tiplemelerden görünürde çok da
büyük bir fark taşımasa da ben bu
kadındaki farklılıkfan bulup
çıkartmaya bir oyuncu olarak çaba
göstereceğim".
• Muammer Özer'in kendi
yaşamöyküsünden esinlenerek
yazdığı bir senaryo olan
'Hollyvvood Kaçaklarf, kenar
mahaüede yaşayan birgrup
haylaz çocuğun. yaşı belli
olmayan Kocakan ve onun saf
oğlu Kocaoğlan'ın dostluğu,
dayanışmayı ve sinema tutkusunu
anlatan serüven dolu öyküsü...
'Bu bir yönetmen biyografisi
olmayacak. Özgeçmiş hem var
hem yok gibi filmde.
Yaşamöyküm, filmin arka
planında hissedilecek' diyen
yönetmen. yüreğinden kopup
gelen bir öyküyü. çocukluğunun
'güzel günıeri'nin anısına
beyazperdeye aktanyor.
DL VGl PURGLN
' Kardeş Kanı' (1984), 'Bir AMIÇ Cen-
net" (1985) ile uluslararası film festival-
lennde ödüller toplayan: ancak sansürle girdiği sava-
^ıma yenik düşfüğü için kitlelere ulaşamayan 'Kara
Sevdalı Bulut'tan }\ 987) sonra. uzunca bir süre sessiz
kalan yönetmen MuammerÖzer, yeni fılmi 'HolJyvo-
od Kaçakları'nın çekimlerine başladı.
Kendi ya^am öyküsünden esinlenerek yazdığıbirse-
naryo olan 'Holh\>ood KaçakJan'. kenar mahallede
yaşayan bir grup haylaz çocuğun, yaşı bellı olmayan
Kocakan ve onun saf oğlu Kocaoğlan'ın dostluğu. da-
yanışmayı \e sinema tutkusunu anlatan serüven dolu
öyküsü...
Çocukluk yıllanndan beri içinde büyüttüğü sinema
sevgisi. büyüyünce 'filmci' olmaya yemin etmeye ka-
dar götürmü^ Muammer Özer'ı. Bu uğurda, Amerikan
gemileriyle Hollyvvood'a kaçma düşleri kuran Özer.
yolu Amerika'vadek uzatmamış. Almanya \e Finlan-
diy a'da sinema eğitımi görmekle yetinmiş. 1977'de ts-
veç'egöçederek sinemaöğrenimi veçalışmalannade-
\am eden vönetmen. yüreğınden kopup gelen bir öy-
küyü. çocukluğunun 'güzel günleri"nın anjsına beyaz-
perdeye aktarıyor.
Halil Ergün, Füsun Demirel. İlyas Salman. Bülent
Kayabaş, Mazlum Kiper. Atilla Ergün,Serra Yılmaz.
Suzan Aka> gibi oyunculan bir araya getiren filmin
'esas rolleri'ni çocuk
oyuncular üstlenmiş: "So-
guk Geeeler'in küçük yıl-
dızı Rahim Çakmak ıle
•Şahmaran' filminde
Türkan Şoray ile başrolü
pay laşan Mehmet Balkız.
Filmin genel koordinatör-
lüğü ise yapımcı-yönet-
mcn Zafer Par'a ait. Çe-
kımleri Kırklareli'nın Vi-
zc nahiyesinde gerçekleş-
tirilecek film üzerine Mu-
ammer Özer'le görüştük.
- 'Kardeş Kanı' ve 'Bir
Avuç Cennef ten sonra 87"dc çektiğiniz 'Kara Sevdalı
Bulut' başınıza epey dert açtı. Film y asaklandı. Peki siz
o günden bugüne, sinemaya ilişkin neler yaptınız?
Hollywood Kaçakları 'nın 'Kocakarısı'
Yolu. Küçük Sahne'ye
düşmüş olanlar belki he-
menanımsayacaklardır; ti-
yatronun tuvaletinde otu-
rup Mgaradan boğuklaşan
sesiyle ücretleri isteyen o
yaşlı kadını.
Birzamanlann kantocu-
su, Küçük Sahne'nin kuru-
cularından. vodvillerin
vazgeçilmez ismi Suzan
Akay'dırbu miniminnacık
kadın. Eşi dostu. 'Suzan
Abla" diye çağmrlar onu.
Cezmi Ersöz'ün. 'Son Yüz-
ler' kitabında \er verdiği
yaşamöyküsıü epey inişli
çıkışjıdır. 1923 Izmir do-
ğumludurAkay. "Türkiye-
li birYahudrdir. Kantoyla
baîlavan sanat >aşamında
önce tı\atrova he\es eder.
Sa\ aş yıllarının o ağır şart-
lannda Aydın'datemsillere
çıkar. Derken Muammer
Karaca Tıyatrosu'nda baş-
larovunculuğa "CibaliKa-
rakolu* ile. Ancak çok
uzun sürmez oyunculuk
yasami. 1973'teeşini kay-
betmıştir. maddi durumu
ağır bir sarsintıya uğramıştır. Eşinin
mesieğini sürdürmeve karar\erir: Kuk-
lacılık.
Tam bu sırada Ferhan Şensoy yetişir
imdada. Küçük Sahne'nin tuvaletinde
ış vardır. Işte böyle ba^lar 'Suzan Ab-
la'nın tuvalet bekçiliği...
**Tam 21 sene" diyor üstüne basa ba-
sa... 'HolhMood Kaçakları' film ekibi-
nin düzenledıği tanıtım toplantısında
karşılaştığımız Suzan Aka>. Kantocu-
luk. tivatro ovunculuâu. kuklacılık. tu-
valet bekçiliği derken. 73 yaşında ka-
mera karşısına geçmeye hazırlanıvor
Muammer Özer'in yeni filminde.
Bu kadar işitı arasında Suzan Ab-
la'nın sinemacılık geçmişi olmaz mı?
Pek çok Yeşilçam filminde figüranlık
>apmış bugüne dek. Bu işi hâlâ sürdü-
rii>or. Belki bir iş çıkar umuduyla Ye-
şilçam'daki ArtizlerKahvesi'nehergün
uğruyor mutlaka... Şansı var belki de.
15 gelip onu buiuvor. **Şimdi yine baş-
ladık. Ama benim birkaç sinemam da-
ha \ardır" dev ıp saymaya başlıyor si-
nema geçmişini: 'Arabesk','Hababam
Sınıfı Güle Güle" sonra Ferhan Şensoy
ile TV dizisi 'Narsayalım İsmail".
Kocakan roliinü canlandınyor
'HollyHood Kaçaklarr'nda. Saf oğlu
Kocaoğlan'labirlikteçöplükteya^ayan.
mahallenin \aramaz veletlenne masal-
lar anlatan 'Kocakan'. Acaba hoşuna
gitmis mi 'kocakarı' olmak Suzan Ab-
la •nın'.'"ÇopIükte\aşı>orişte*" diye ge-
çiştıriyor. "Bakşuradaduranuzunbm-
lu adanı var ya, işte o
benim oğlum" deyıp
filmin Kocaoğlanı'nı
gösteriyor bize.
Yaptığı işten mem-
mun. Kırklareli'nde
başlayacak çekimler
hayli heyecanlandın-
yor onu. Tek derdi,
film yüzünden saçla-
rını beyaza boyatmak
zorunda kalışı. "Böyle
değildim ben aslında"
diye serzenişte bulu-
nuyor: "Saçımda tek
bevaz tel vokru. Şimdi
boyandı, ö) le istediler."
Emekli ayhğı dışın-
da süreklı güvence
oluşturacak bir geliri
yok. Arada birkaç klip
çekimine gidiyor da
cebi birkaç kuruş gö-
rüyor. "Tu\aleti de bı-
rakhm artık. Kliplere
gidiyorum. Dans\apı-
yorum. konuşmadan
etmeden. Geçenlerde
ŞileV gittik. Bir kız
beni (elefonla aradı.
evimin önünden ara-
ba>la aldılar. Şile've götürdüler, çekim
oldu. Dcna divc bir kız, bilmiyor mu-
sun?!.. 'Hasretim' şarkısını sö>lüyor. O
kadar güzel sovlüvor ki, afledersin ba-
vıldım. bayıldım." Kliplerde o\namak
hoşuna gıdivormu? Pek tercih etmivor
aslında. Çünküdansettinvorlar. "Dans
ettirmezlerse nıemnun olunım** dijor
Suzan Abla. çiinkü en büyük korkusu
dans edevim derken birdenbire yığılıp
düşmek: "N'a bir verûtı tıkanırsa, kab-
\eririm orada."
vııuıiiiı aıparlamayaçalıştımçünküoolay
beni hem psikolojik hem ekonomik olarak çok kötü
çarptı. Kendime gelmem uzun zaman aldı. Hiçbirşey
yapamaz. hiçbir şeye konsantre olamaz duruma gel-
dım. Sinemaya ilişkin, bir belgesel film dışında hiçbir
şey yapmadım. 1994'te bu senaryo üzerinde yoğunla-
şabildim ve ondan sonrası da finansman ve çeşitli ha-
zırlıklarlageçti. Benim için sekizyıl kadarbirsüreka-
y ıp oldu. 'KaraSe\dalı Bulut'un yasaklanması. mah-
kemelerde sürünmek. psikolojik işkence. bugün bile
etkisi süren büyük bir ekonomik sarsıntı ve filmi pa-
zarda değerlendiremeyişimiz gibi kayıplara neden ol-
du, ama daha önemlisi ben yaşamımın önemli bir sü-
resinde(sekizvıl kadar) hiçbir şey üretemedim. Buen
önemli kayıptı... Kadere filan inanmam ama. bazen dü-
şünüyorum da. belki 'Holl>
r
wood Kaçaklan'nın orta-
ya çıkması için o kayıplan yaşamak gerekivordu.
- 'HolK^ood Kaçaklan'nı vaşamövkünüzden esin-
lenerek yazdınız. Vaşamöykünüzü be>azperde>e nasıl
vansıfacaksınız?
ÖZER- Senaryoyu 17 vaşındayken yazdım. 1962
yılında. Hattaçekerim umuduyla I964'te
bir çekim planı bile hazırlamıştım. Ama
bir türlü >apılamadı. 1994'te malzemev i
veniden elitne aldım ve bir daha yazdım.
Bu bir yönetmen bi>ografisi olmayacak.
Özgeçmiş hem var hem yok gibi filmde.
Yaşamöyküm, filmin arka planında his-
sedilecek. Biyografi yapmak istemiyo-
rum. çünkü biraz egoistçe bir şey oluyor
insanın biyografisini yapması. Zaten öy-
kü, benim öz yaşamöv, küm olmaktan çık-
tı ve bambaşka bir şeve dönüştü. Karak-
terler 0 kadar geliştiler ki, kendi kimlik-
lerini aştılar, başka bir kimliğe büründü-
ler.
- Peki senaryo aşamasında ö> küye düş-
sel öğeler de katıldı mı?
ÖZER - Elbette. Pek çok figür gerçek
olmaktan çıkıp düşsele dönüştü. Aynı za-
manda yaşayan figürlerdi bunlar. Onem-
li olan da bu. Siz çok düşsel bir şeyi an-
latabilirsinız ama o anlattığınız şeyin de
bir kimliği olacak. ayaklan yere basacak.
Sey irci inanmadığı takdırde kabul etmez
çünkü onu. Bu filmin de önemli unsuru
zengin bir fantezi örgüsünün oluşu. Aynı
zamanda gerçeklikten kopmaması...
Kıızey'in büyük dans ve tiyatro festivali
GÜRH^NUÇKAN
GÖTEBORG - 24-31 ağustos tarih-
leri arasında Göteborg'da görkemli bir
dans \e tivatro festivali gerçekleştirüi-
yor. 10 tiyatro sahnesinde. 1 sporsalo-
nunda ve çeşitli açıkhava sahnelerinde
gerçekleştirilecek olan Göteborg Dans
ve Tiyatro Festivali. aynca çok özgün
bir gösteriyi de içeriyor. 25 ağustostaki
"Dionysos Şenliği"nde tiyatroseverler.
!2 saatlik birgezi yapacaklar klasik Yu-
nan tiy atrosunun derinliklerinde. Dram
Tiyatrosu. Euripides'in kadını odak
noktası alan 4 klasik oyununu sahnele-
yecek. Perde aralannda izleyicilerin yi-
yecek ve içecek gereksinmeleri karşıia-
nacak.
Göteborg"daçeşitli resmi ve özel ku-
ruluşlann işbirliğiyle gerçekleştirilecek
bu ilginç festivalde. ekonomik neden-
lerle dünyaya açılmakta güçlük çeken
Vietnamlı dans ti> atrosu Compagnie Ea
Sola, I Secheresse et Pluie (Kuraklık ve
Yağmur) oyununda yönetmen Ea Sola,
bu oyun sahneye konuiana dek halk
önünde hıç dans etmemiş v e yaşlan 51 -
77 arası olan 14 Yietnamlı kadına. gü-
neş ile yağmur arasında ezeli kavgayı
özgün bir dille anlattınyor.
Ea Sola. herhangi bir dans öğrenimi
görmemiş: lıer >e> i kendi kendlne öğ-
renmiş. \ietnam hafk kültüründe dan-
sın öyle özgün biryeri olmadığını söy-
lüyor. Yolu Paris'e düşünce, içindeki bi-
rikimi anlatmanın bir yolunu aramaya
haşlamış.
- Paris'te kendimi yabancı hissettim.
Direnmem gerekiyordu. Dünyaya ve
herkese başkald/rmak istiyordum. Vbr-
• Dün başlayan \ e 31 ağustosa dek sürecek
olan Göteborg Dans ve Tiyatro Festivaii'nde bugün 'Dionysos
Şenliği'nde tiyatrose\ erler 12 saatlik bir gezi yapacaklar klasik
Yunan tiyatrosunun derinliklerinde. Dram Tiyatrosu. Euripides'in
kadını konu alan dört klasik oyununu sahneleyecek.
Festivale katılan gruplar arasında Al Warsha. Robert Lepage, Grupo
Teatro Rita Montaner, The Maly Drama Theatre. Leo Bassi ve The
VVrestiine Scholl veralıvor.
gun \e yaüıızdım. Ansızın bana çok ya-
bancı bir şey, içimde dogdu. Gittim bir
sokak köşesinde hiç kıpırdamadan dur-
may a başladım. Saatlerce, giinlerce. Be-
denim beni böy le da\ranmaya zorluyor-
du. Bir çeşit protestoydu bu yaptığım.
Sonunda bana, "Senin bu yaptığın bir
sanattır' dediler, 'adı happening"."
Ea Sola. daha sonra müzisyenlerle ve
dans sanatçılanyla tanışıvor. Grubunu
oluşturduktan sonra oyunculannı, sü-
rekli olarak amatörler arasından seçi-
yor. "Kuraklık ve Yağmur", yaklaşık 1
yıldır AvTupaturnesinde.Gördüğüilgi-
nin büyük olduğu söyleniyor.
- İki yaşamım, iki yıı>am var. Ruhunı
Vletnam'a dönmekistiyor. Bu oyunla iz-
leyicilere bir anlık da olsa \ ietnam"ı ge-
tiriyorum. Öyle kesin bir bildirim yok.
Ortaya koyduğumuz. bir Metnam kola-
jı, hepsi bu.
Sirk sanatmda de\Tİm
Paris yakınlanndaki bir sirk okulun-
da tanışan üç genç. ilginç bir anlayışla
yepveni bir sirk oluşturmuşlar: Que-
Cir-Que. EmmanuelleJacqueline. Hya-
cinthe Reisch ve Jean-Paul Lefeu\re,
L'eü Hirzel'in y apımcılığında ve ilk adı-
nı andığımız oyuncunun yönetmenli-
ğinde şıirsel bir sirk oluşturmuşlar. Üç
genç, tekdirekli bırçadır, TomYA'aitsve
Janis Joplin müziği: O la la! Akrobasi.
şıirsel dans ve absürd ti\atro. aray a hiç-
bir efekt sokmadan. izleyicilere çok ya-
kın olarak sunuluyor. Kullanılan aletler.
günlük şeyler: Bisiklet lastiği. fırça.
ayakkabı cilası. bisiklet tekerleği gibi.
Que-Cir-Que. ağustosun ilk yarısında
Stockholm"deki Su Festivaii'nde büyük
beğeni kazanmıştı. Bu zevki tatmanın
sırası. şimdi Göteborglularda.
Akrobasiyle müziği basanlı birkore-
ografi sonucu birlcştiren bir başka il-
ginç grup Kanada'dan. La La La Hu-
man Steps. Koreograf Edourd Lock v e
yönetmen Stephane Roy. artistık buz
dansındakileri andıran "pirüetler"le ve
Kevin Shields ıle Iggy Pop müziğiyle
görkemli bir gösteri yapıyor. Göte-
borgagruptanönce iınüulaştı. Emsam-
leninbalerini LouiseLecavaüer-ki nam-
1 diğer "alevlibaeaklar"- iki sinema per-
desi arasında yaptığı akıl almaz hareket-
lerle tanınıyor.
Dans konusıınu bırakmadan. Alman
koreograf Susanne Linke'nin "Brcnder-
burgKjrlan" adlı ilginç oy unıına değin-
mekte yarar var. İronık bir şekilde. İn-
cil'deyer alan kardeş ölümleri veerkek-
le kadın arasındaki ayrılıklar işleniyor.
Biraz güldürerek. biraz düşündürerek.
Linke. 30'lu yıllann Alman "e\pressi-
onist" dansını geliştimieye çalışıyor.
Koreograf \\andaG<>k>nka ise farklı bir
anlay ışı olan bir başka Alman. "Neuer
Tanz" adlı grubu. adından da anlaşıla-
cağı gibi. ülkesindekı yeni dans anlayı-
şını tanıtmayı amaçlamış.
Isveç Dram Tiyatrosu'nun Göte-
borg'da Eundes'ın oyunlannı sahneye
koyacağmı yaznnştık. Bu yerleşmiş.
güçlü ekiple bir^aşka dünyanın ilginç
ekibi yarışacak: Küba'dan Grupo Teat-
ro Rita Montaner. Afro-Karibyan gele-
neğini sürdüren grup. üç ayrı oyunla ve
farklı uygulamalarla kendini Kuzeylile-
re tanıtacak. Örneğin. La \enganza de
Medea'da Euripides'in trajedisi çağdaş
Küba'ya uyarlanıvor. Rafael Gonzales
Rodriguez'in yönetmenliğinde Kübalı
ekip. bir süredir Küba dışında sürdürdü-
ğü başanlı gösterileri. Göteborg'da da
gerçekleştirmekte kararlı. Topluluğun
adını aldığı Rita Montaner. 1900-1958
yılları arasında yaşayan ünlü bir film
artistiydi. Karayibler'de. Nevv \brk'ta
ve Paris'te yaşayan sanatçı. 1962'de Kü-
ba'da oluşturulan topluluğa adını vere-
ceğini ölmeden önce biimiyordu sanı-
rız.
Göteborg Dans ve Tiyatro Festiva-
li'ne katılan diğer ilginç ekiplerden ba-
zılan şunlar:
AI VVarsha (Mısır), Faınilia (Tunus),
Leo Bassi (Italya). Zik Group (İsrail),
The Maly Drama Theatre (Rusya),
Compagnie \ vette Bozsikl Macaristan).
Robert Lepage (Kanada) v e The \Vrest-
ling Scholl (Ingiltere).
Yaşananlar ve düşler
- Bu düş \e gerçeğin bir arada yaşadığı
örgüyü örnekleyebilir misiniz?
OZER- Mesela. bir gün senarist Bülent
Oran bana çöplüklerle ilgili olarak yap-
tığı birarşiv gösterdi. S.öyle birgözattım.
birbaktım ki fotoğraflardan birinde çöp-
lüğün ortasında yaşayan bir at var.. Çöp-
lerin ortasında kafasını kaldırmış yukan-
ya doğru. Benim ilk yazdığım senaryoda
da Kocakan veoğlunun yaşadığı birçöp-
lük manzarası çiziliyordu. Bunun üzeri-
ne o atı alıp senaryomdaki çöplüğün içi-
ne yerleştirdim. Ve geüştirdim konuyu.
Öylesine güzel oturdu ki o at senaryoya...
Kısacası yaşanmışlıklan düşlerden ayır-
mak bazen mümkün değil.
- 1977'den bu yana İsveç'te yaşıyorsu-
nuz. Harta ilk uzun metrajlı fiİminizi de
(Kardeş Kanı) orada çektiniz. İsveç'ten
Türkiye'deki sinema endüstrisi nasıl görii-
niiyor?
ÖZER - Üretimin sayıca fazla olması
değil. kaliteli olması önemli. Üretilen
filmler. baktığımızda kaliteli filmler. Za-
ten sadece bu tür filmlerin yaşama şansı
kaldı. Bir noktada artık Türkiyede kali-
teli film yapmak zorunluluğu doğdu. Ya-
ni belli birteknik ve sanatsal kaliteyi tut-
turmak zorundasınız. Abuk sabuk fimle-
ri artık izleyici kabul etmivor. Zaten izle-
yici aksini izlemek istiyorsa telev izyonu
dakullanabilir. Telev izyon. uydu veçanak
antenler sinemaya belki en büyük darbe-
yi indirdi. ama aynı zamanda yararı da
oldu. Artık. doğru dürüst film izlemek is-
teyen sinemaya gidiyor.
- İsveç sinemasMiı ve sinema izleyicisini
nasıl değerlendiriyorsunuz?
ÖZER - Orada da durum asağı yukan
burası gibi. Ancak sekiz milyonluk İs-
veç'te bir film nüfusun sekizde biri tara-
fından izleniyor.
Burada. 65 milyonun yaşadığı bir ülke-
de ise seyirci sayısı bir milyonu aşmıyor.
tsveç'te oynayan filmlerin belli bir düze-
y i var. Çünkü yine belli düzeydeki bir iz-
leyici tarafından izleniyor.
- İsveç'teki Göçmen Filmler Derne-
ği'nin kuruculanndansınız. Bu dernekle
ilişkilerinizi hâlâ sürüyor mu?
ÖZER- Dünyada ilk defa kuruldu böy -
le bir dernek. Isv eç'te y aşayan göçmen si-
nemacıların katıldığı bir festıvalle başla-
dık. daha sonra uluslararası bir festival
düzenledik. Bütün dünyadan göçmen
filmler. azınlık filmleri bir araya geldi.
Dernek hâlâ etkinliklerini sürdüryor. Ben
de zaman zaman gidiyorum.
- İsveç'te ya da Türkiye'de bundan son-
ra gerçekleştirmek istediğiniz bir başka
proje >ar mı?
ÖZER- Yaşadığımız sürece bir şeyler
yapacağız. Büyük bir proje \ar sırada. Fi-
nansmanı sağladığımız zaman ona başla-
yacağız. Büyük bir kısmı Türkiye'de çe-
kilecek.
Martin Lillich ve Kâmil Erdem'in
Manhattan konseri
Kültür Senisi - Türk müziği ve cazdaki birikimini
"Asiaminor" topluluğu için yaptığı bestelerie
sergileyen Kâmil Erdem ik "Silent Jazz Ensemble'.
"Volker Schlort Quartet'. 'Die Elephanten". 'Nevv Way
Out". "Per Dee Doo' gibi topluluklarla çalı^an Martin
Lillich. birikimlenni sıradışı bırdeneyimle. birbas
ikilisiyle sergiliyorlar. 'Bassic Connection' adlı ikili.
bu pazartesi gecesi Manhattan'da cazseverlerle
buluşuyor. Repertuvarlannda caz standartlarının
yorumlannın yanı sıra kendi çaiışmalanna da yer
veren Kâmil Erdem ve Martin Lillich. bu yıl içinde
Türkiye ve Almanya'da konserler verecekler.
Hambupg Uluslararası Tiyatro
Festivali
Kültür Servisi - Hamburg'da düzenlenen Uluslararası
Tiyatro Festivali. bu yıl 13 ülkeden 20 tiyatro
topluluğunu ağırlıyor. 16 ağustosta başlayan festivale
katılan gruplar arasında Israilli Batsheva Dans
Topluluğu'nun. Ohad Nahann'in koreografisıni
üstlendiği gösterinin ilgı görmesı bekleniyor. Dans ile
tiyatro arasındaki sınırlan yok eden Belçikalı topluluk
Les Ballets C De La B ise Alain Platelin "La Tristeza
Complice" adlı yapıtını sergıleyecek. Kore. Japonya ve
Brezilya'dan gruplann katıldığı festivalde. Cri.stina
Caprioli ve Russell Maliphant atölye çalışmaları
gerçekleştirecekler. Festival 31 ağustosta sona erecek.
Malraux'nun naaşı Pantheon'a
naklediliyor
Kültür Senisi - Son on yılda Nobel Ban> Ödülü sahibı
Rene Cassin. Avrupa Ekonomik Topluluğu'nıın
kurucularından Jean Monnet. Nobel ödüllü bilim
adamlan Pierre ve Marie Curie'nın naaşlannm
nakledildiği Pantheon. bu kez ünlü Fran^ız yazar
Andre Malrau.\"yu
ağırlamaya
hazırlanıvor.
Malrau\'nun naaşı,
Fransız Devrimi'nin
pek çok ünlü isminın
yattığı Pantheon "a
nakledilecek. Nakil
işleminin eylül veya
ekim aylan içerisinde.
görkemli bir kutlama
programı çerçevesinde
gerçekleştirileceği
bıldirildi. Fransa'nın
önemli aydınlan
arasında yer alan yazar.
sanat tarihçisi.
felsefecı Malrau\. aynı
zamanda Fransa'nın ilk
kültür bakanı olarak
çalıştı. Politik
kişıliğiyle dikkatleri
çeken Malrau.x. İspanya İç Savaşı'nda
Cumhuriyetçiler'in yanında çarpışmış ve sürpriz bir
kararla. General de Gaulle'ün safına geçerek sol
kanattaki dostlannı ^aşırtmış \e 1959-69 yılları
arasında Fransa'nın ilk kültür bakanı olmuştu.
Asaf Koçak Karikatür Yarışması
Albümü
Kültür Servisi - Karikatürcüler Derneği. 2 Temmuz
Sıvas katliamında yaşamım yitiren karikatünst Asaf
Koçak anısına bu yıl ikıncisini düzenlediği karikatür
yarışmasında ödül alan ve yayımlanmaya değer
görülen karikatürleri bir albümde topladı. Kısa bir süre
önce yayımlanan albümde; yanşma jürisi başkanı
Semih Balcıoğlu ile Karikatürcüler Derneği Başkanı
Canol Kocagöz'ün önsöz yazılan ve yarışmada
"Büyük Ödül'ü kazanan Necati Abacı. "Başarı
Ödülleri'ni kazanan Marek Brozozskı. Oğuz Gürel.
Hicabi Demirci. Hakan Sümerve Abdullah Orhan'ın
yapıtları da yer alıyor.
Devon'da edebiyat festivali
Kültür Servisi- Ingiltere'nın Devon kentinde 26
ağustos-2 eylül tarihleri arasında düzenlenecek
"Edebiyat Festivali'ne pek çok yazar. gazeteci ve
akademisyen katılıyor. Klasik ve modern edebıyatın
tartışılaeağı festivale katılacak yazarlararaMiıda ilk
göze çarpan isımler Ray Monk. Marina \\'arner. John
Lance. Barbara Trapido. Giles Smith. Richard
\Villams. Doris Lessing. Ned Shernn. Hılarv Mantel.
Joan Brady, Antohny Clare. Ruth Rendell. Polly
Toynbee. Terry VVaite. John Cole ve Adam Phılips.
Picasso anısına sergiler
Kültür Servisi - Ünlü ressam Pablo Picasso anısına bu
yıl sonbaharda Kopenhag. Paris ve Barcelona'da üç
büyük sergi açılacak. 20 eylülde Kopenhag
yakınlanndaki Modern Sanatlar Müzesf nde açılacak
ilk sergi. "Picasso ve Akdeniz' başlığını taşıyor. Paris
Grand Palais'te. 15 ekimde açılacak "Picasso ve
Portre' sergisini. 20 kasımda Barcelona'daki Pica^so
Müzesi'nde yer alacak 'Picasso ve Tiyatro' ba^lıklı
sergiler izleyecek. Aynca sanatçının. 1945-1960 yılları
arasında iirettıği el yazmalan da Leipzig'dekı güzel
sanatlar müzesinde sergilenecek. Sergi. 29 ey lüle dek
ızlenebılecek.
'Karagöz ve Hacivaf Danimarka
yolcusu
ANKARA(ANKA)-
Danimarka'nın
başkenti Kopenhag
"Uluslararasi Gölge
Oyunu ve Kukla
Tiyatrosu Festivali'ne
sahne olacak.
Türkiye'nin "Karagöz
ve Hacivat' gösterileri
ile katılacağı
festivalde lOüikeden
11 tiyatro grubu yer
alıyor Festivalde
Türkiye'yi temsil
edece'k olan Shovv
Tiyatrosu. 29-30 ve 31
ağustos tarihlerinde Karagöz ve Hacivat gösterisi
sunacak. 8 eylülde sona erecekfllan festival sirasında
oyun ve figürlerle ilgili bilgilcprJfcıie toplantılan da
düzenlenecek. * •
Antalya'ya kültür mqoHKi
Kültür Servisi - Antalya Büyiikşehir Belediy esi
tarafından yaptırılan kültür merkezi. 14 eylülde M
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'ın katılacağı bir •
törenle açılacak. Inşaat çalışmalan tamamlanan I
yapının ses ve ışık düzeniyle ilgili çalışmalan ise 30
ağustos tarihine dek bitirilecek. Fuaralanı içinde yer
alan kültür merkezinde iki büyük salon bulunuyor.
338 kişilik Perge ve 822 kişilik Aspendos salonlannda
tiyatro. sinema. opera. bale ve konferans gibi çeşitiı
etkinliklenn yapılmasına olanak sağlayacak şekilde
düzenlemeleryapılıyor. Kültür merkezinin açılı^ında
Ankara Devlet Opera ve Balesi de "Mevsimler
Serenad' isimli bir tıösteri sunacak.