06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25 -AĞUSTOS 1996 PAZAR CUMHURİYET SAYFA KULTUR 15 Yönetmen Muammer Özer, yeni filmi 'Hollywood Kaçaklan'nm çekimlerine başladı Çocukhığım 'güzel günleıi'ıım aınsma 'Siyahbeyaz düşlerin dünyası' "Hûllyvvood Kaçaklan'nda rol alan oyuncu Füsun Demirel. senaryoyu çok basanlı bulııyor. Çocuklann düş dünyasını anlatan film aynı zamanda, sinemanın en büyük eğlerce aracı olduğu bir dönemi anlatıyjr Füsun De.7iirel'm deyişiyle- "Bizler o dö'nemi yaşamadık. Küçük kasaba gibi verierde insanlan Hollynood'a kaçıracak kadar düş kurdurtan siyah beyaz düşlerin dünyasını tanımadık. Anıa o küçük dünyanın içindeki çocuklann böyle büyük bir düş kurması doğrusu beni çok hevecanlandırdı. Zaten buhikâyenin baş kahranıanı çocuklar. Bizler o kahramanlann anne \e babalan olarak o dünyaya katkıda foulunacağız". Yönetmen Muammer Özer'le ilk kez çalı^an Demirel. senaryo kadar filnıin d e başarıh olacağı kanısında. 'Kara Sevdau Bulut' ıleyasakçı zihniyetin baskılarıyla kar^ılayan Özer'in. uzun bir aradan sonra Türkıye'de çekeceği rilmınde rol alnıamn 'mesleki dayanışmanın gereği' olduğunu v urgulayan Demırel'ın canlandıracağı rol üzerine düşünceleri şöyle: -Hollywood KaçakJan'nda canlandırdığım kasabalı kadın. bugiine dek çizdiğim köy lü. kabasalı tiplemelerden görünürde çok da büyük bir fark taşımasa da ben bu kadındaki farklılıkfan bulup çıkartmaya bir oyuncu olarak çaba göstereceğim". • Muammer Özer'in kendi yaşamöyküsünden esinlenerek yazdığı bir senaryo olan 'Hollyvvood Kaçaklarf, kenar mahaüede yaşayan birgrup haylaz çocuğun. yaşı belli olmayan Kocakan ve onun saf oğlu Kocaoğlan'ın dostluğu, dayanışmayı ve sinema tutkusunu anlatan serüven dolu öyküsü... 'Bu bir yönetmen biyografisi olmayacak. Özgeçmiş hem var hem yok gibi filmde. Yaşamöyküm, filmin arka planında hissedilecek' diyen yönetmen. yüreğinden kopup gelen bir öyküyü. çocukluğunun 'güzel günıeri'nin anısına beyazperdeye aktanyor. DL VGl PURGLN ' Kardeş Kanı' (1984), 'Bir AMIÇ Cen- net" (1985) ile uluslararası film festival- lennde ödüller toplayan: ancak sansürle girdiği sava- ^ıma yenik düşfüğü için kitlelere ulaşamayan 'Kara Sevdalı Bulut'tan }\ 987) sonra. uzunca bir süre sessiz kalan yönetmen MuammerÖzer, yeni fılmi 'HolJyvo- od Kaçakları'nın çekimlerine başladı. Kendi ya^am öyküsünden esinlenerek yazdığıbirse- naryo olan 'Holh\>ood KaçakJan'. kenar mahallede yaşayan bir grup haylaz çocuğun, yaşı bellı olmayan Kocakan ve onun saf oğlu Kocaoğlan'ın dostluğu. da- yanışmayı \e sinema tutkusunu anlatan serüven dolu öyküsü... Çocukluk yıllanndan beri içinde büyüttüğü sinema sevgisi. büyüyünce 'filmci' olmaya yemin etmeye ka- dar götürmü^ Muammer Özer'ı. Bu uğurda, Amerikan gemileriyle Hollyvvood'a kaçma düşleri kuran Özer. yolu Amerika'vadek uzatmamış. Almanya \e Finlan- diy a'da sinema eğitımi görmekle yetinmiş. 1977'de ts- veç'egöçederek sinemaöğrenimi veçalışmalannade- \am eden vönetmen. yüreğınden kopup gelen bir öy- küyü. çocukluğunun 'güzel günleri"nın anjsına beyaz- perdeye aktarıyor. Halil Ergün, Füsun Demirel. İlyas Salman. Bülent Kayabaş, Mazlum Kiper. Atilla Ergün,Serra Yılmaz. Suzan Aka> gibi oyunculan bir araya getiren filmin 'esas rolleri'ni çocuk oyuncular üstlenmiş: "So- guk Geeeler'in küçük yıl- dızı Rahim Çakmak ıle •Şahmaran' filminde Türkan Şoray ile başrolü pay laşan Mehmet Balkız. Filmin genel koordinatör- lüğü ise yapımcı-yönet- mcn Zafer Par'a ait. Çe- kımleri Kırklareli'nın Vi- zc nahiyesinde gerçekleş- tirilecek film üzerine Mu- ammer Özer'le görüştük. - 'Kardeş Kanı' ve 'Bir Avuç Cennef ten sonra 87"dc çektiğiniz 'Kara Sevdalı Bulut' başınıza epey dert açtı. Film y asaklandı. Peki siz o günden bugüne, sinemaya ilişkin neler yaptınız? Hollywood Kaçakları 'nın 'Kocakarısı' Yolu. Küçük Sahne'ye düşmüş olanlar belki he- menanımsayacaklardır; ti- yatronun tuvaletinde otu- rup Mgaradan boğuklaşan sesiyle ücretleri isteyen o yaşlı kadını. Birzamanlann kantocu- su, Küçük Sahne'nin kuru- cularından. vodvillerin vazgeçilmez ismi Suzan Akay'dırbu miniminnacık kadın. Eşi dostu. 'Suzan Abla" diye çağmrlar onu. Cezmi Ersöz'ün. 'Son Yüz- ler' kitabında \er verdiği yaşamöyküsıü epey inişli çıkışjıdır. 1923 Izmir do- ğumludurAkay. "Türkiye- li birYahudrdir. Kantoyla baîlavan sanat >aşamında önce tı\atrova he\es eder. Sa\ aş yıllarının o ağır şart- lannda Aydın'datemsillere çıkar. Derken Muammer Karaca Tıyatrosu'nda baş- larovunculuğa "CibaliKa- rakolu* ile. Ancak çok uzun sürmez oyunculuk yasami. 1973'teeşini kay- betmıştir. maddi durumu ağır bir sarsintıya uğramıştır. Eşinin mesieğini sürdürmeve karar\erir: Kuk- lacılık. Tam bu sırada Ferhan Şensoy yetişir imdada. Küçük Sahne'nin tuvaletinde ış vardır. Işte böyle ba^lar 'Suzan Ab- la'nın tuvalet bekçiliği... **Tam 21 sene" diyor üstüne basa ba- sa... 'HolhMood Kaçakları' film ekibi- nin düzenledıği tanıtım toplantısında karşılaştığımız Suzan Aka>. Kantocu- luk. tivatro ovunculuâu. kuklacılık. tu- valet bekçiliği derken. 73 yaşında ka- mera karşısına geçmeye hazırlanıvor Muammer Özer'in yeni filminde. Bu kadar işitı arasında Suzan Ab- la'nın sinemacılık geçmişi olmaz mı? Pek çok Yeşilçam filminde figüranlık >apmış bugüne dek. Bu işi hâlâ sürdü- rii>or. Belki bir iş çıkar umuduyla Ye- şilçam'daki ArtizlerKahvesi'nehergün uğruyor mutlaka... Şansı var belki de. 15 gelip onu buiuvor. **Şimdi yine baş- ladık. Ama benim birkaç sinemam da- ha \ardır" dev ıp saymaya başlıyor si- nema geçmişini: 'Arabesk','Hababam Sınıfı Güle Güle" sonra Ferhan Şensoy ile TV dizisi 'Narsayalım İsmail". Kocakan roliinü canlandınyor 'HollyHood Kaçaklarr'nda. Saf oğlu Kocaoğlan'labirlikteçöplükteya^ayan. mahallenin \aramaz veletlenne masal- lar anlatan 'Kocakan'. Acaba hoşuna gitmis mi 'kocakarı' olmak Suzan Ab- la •nın'.'"ÇopIükte\aşı>orişte*" diye ge- çiştıriyor. "Bakşuradaduranuzunbm- lu adanı var ya, işte o benim oğlum" deyıp filmin Kocaoğlanı'nı gösteriyor bize. Yaptığı işten mem- mun. Kırklareli'nde başlayacak çekimler hayli heyecanlandın- yor onu. Tek derdi, film yüzünden saçla- rını beyaza boyatmak zorunda kalışı. "Böyle değildim ben aslında" diye serzenişte bulu- nuyor: "Saçımda tek bevaz tel vokru. Şimdi boyandı, ö) le istediler." Emekli ayhğı dışın- da süreklı güvence oluşturacak bir geliri yok. Arada birkaç klip çekimine gidiyor da cebi birkaç kuruş gö- rüyor. "Tu\aleti de bı- rakhm artık. Kliplere gidiyorum. Dans\apı- yorum. konuşmadan etmeden. Geçenlerde ŞileV gittik. Bir kız beni (elefonla aradı. evimin önünden ara- ba>la aldılar. Şile've götürdüler, çekim oldu. Dcna divc bir kız, bilmiyor mu- sun?!.. 'Hasretim' şarkısını sö>lüyor. O kadar güzel sovlüvor ki, afledersin ba- vıldım. bayıldım." Kliplerde o\namak hoşuna gıdivormu? Pek tercih etmivor aslında. Çünküdansettinvorlar. "Dans ettirmezlerse nıemnun olunım** dijor Suzan Abla. çiinkü en büyük korkusu dans edevim derken birdenbire yığılıp düşmek: "N'a bir verûtı tıkanırsa, kab- \eririm orada." vııuıiiiı aıparlamayaçalıştımçünküoolay beni hem psikolojik hem ekonomik olarak çok kötü çarptı. Kendime gelmem uzun zaman aldı. Hiçbirşey yapamaz. hiçbir şeye konsantre olamaz duruma gel- dım. Sinemaya ilişkin, bir belgesel film dışında hiçbir şey yapmadım. 1994'te bu senaryo üzerinde yoğunla- şabildim ve ondan sonrası da finansman ve çeşitli ha- zırlıklarlageçti. Benim için sekizyıl kadarbirsüreka- y ıp oldu. 'KaraSe\dalı Bulut'un yasaklanması. mah- kemelerde sürünmek. psikolojik işkence. bugün bile etkisi süren büyük bir ekonomik sarsıntı ve filmi pa- zarda değerlendiremeyişimiz gibi kayıplara neden ol- du, ama daha önemlisi ben yaşamımın önemli bir sü- resinde(sekizvıl kadar) hiçbir şey üretemedim. Buen önemli kayıptı... Kadere filan inanmam ama. bazen dü- şünüyorum da. belki 'Holl> r wood Kaçaklan'nın orta- ya çıkması için o kayıplan yaşamak gerekivordu. - 'HolK^ood Kaçaklan'nı vaşamövkünüzden esin- lenerek yazdınız. Vaşamöykünüzü be>azperde>e nasıl vansıfacaksınız? ÖZER- Senaryoyu 17 vaşındayken yazdım. 1962 yılında. Hattaçekerim umuduyla I964'te bir çekim planı bile hazırlamıştım. Ama bir türlü >apılamadı. 1994'te malzemev i veniden elitne aldım ve bir daha yazdım. Bu bir yönetmen bi>ografisi olmayacak. Özgeçmiş hem var hem yok gibi filmde. Yaşamöyküm, filmin arka planında his- sedilecek. Biyografi yapmak istemiyo- rum. çünkü biraz egoistçe bir şey oluyor insanın biyografisini yapması. Zaten öy- kü, benim öz yaşamöv, küm olmaktan çık- tı ve bambaşka bir şeve dönüştü. Karak- terler 0 kadar geliştiler ki, kendi kimlik- lerini aştılar, başka bir kimliğe büründü- ler. - Peki senaryo aşamasında ö> küye düş- sel öğeler de katıldı mı? ÖZER - Elbette. Pek çok figür gerçek olmaktan çıkıp düşsele dönüştü. Aynı za- manda yaşayan figürlerdi bunlar. Onem- li olan da bu. Siz çok düşsel bir şeyi an- latabilirsinız ama o anlattığınız şeyin de bir kimliği olacak. ayaklan yere basacak. Sey irci inanmadığı takdırde kabul etmez çünkü onu. Bu filmin de önemli unsuru zengin bir fantezi örgüsünün oluşu. Aynı zamanda gerçeklikten kopmaması... Kıızey'in büyük dans ve tiyatro festivali GÜRH^NUÇKAN GÖTEBORG - 24-31 ağustos tarih- leri arasında Göteborg'da görkemli bir dans \e tivatro festivali gerçekleştirüi- yor. 10 tiyatro sahnesinde. 1 sporsalo- nunda ve çeşitli açıkhava sahnelerinde gerçekleştirilecek olan Göteborg Dans ve Tiyatro Festivali. aynca çok özgün bir gösteriyi de içeriyor. 25 ağustostaki "Dionysos Şenliği"nde tiyatroseverler. !2 saatlik birgezi yapacaklar klasik Yu- nan tiy atrosunun derinliklerinde. Dram Tiyatrosu. Euripides'in kadını odak noktası alan 4 klasik oyununu sahnele- yecek. Perde aralannda izleyicilerin yi- yecek ve içecek gereksinmeleri karşıia- nacak. Göteborg"daçeşitli resmi ve özel ku- ruluşlann işbirliğiyle gerçekleştirilecek bu ilginç festivalde. ekonomik neden- lerle dünyaya açılmakta güçlük çeken Vietnamlı dans ti> atrosu Compagnie Ea Sola, I Secheresse et Pluie (Kuraklık ve Yağmur) oyununda yönetmen Ea Sola, bu oyun sahneye konuiana dek halk önünde hıç dans etmemiş v e yaşlan 51 - 77 arası olan 14 Yietnamlı kadına. gü- neş ile yağmur arasında ezeli kavgayı özgün bir dille anlattınyor. Ea Sola. herhangi bir dans öğrenimi görmemiş: lıer >e> i kendi kendlne öğ- renmiş. \ietnam hafk kültüründe dan- sın öyle özgün biryeri olmadığını söy- lüyor. Yolu Paris'e düşünce, içindeki bi- rikimi anlatmanın bir yolunu aramaya haşlamış. - Paris'te kendimi yabancı hissettim. Direnmem gerekiyordu. Dünyaya ve herkese başkald/rmak istiyordum. Vbr- • Dün başlayan \ e 31 ağustosa dek sürecek olan Göteborg Dans ve Tiyatro Festivaii'nde bugün 'Dionysos Şenliği'nde tiyatrose\ erler 12 saatlik bir gezi yapacaklar klasik Yunan tiyatrosunun derinliklerinde. Dram Tiyatrosu. Euripides'in kadını konu alan dört klasik oyununu sahneleyecek. Festivale katılan gruplar arasında Al Warsha. Robert Lepage, Grupo Teatro Rita Montaner, The Maly Drama Theatre. Leo Bassi ve The VVrestiine Scholl veralıvor. gun \e yaüıızdım. Ansızın bana çok ya- bancı bir şey, içimde dogdu. Gittim bir sokak köşesinde hiç kıpırdamadan dur- may a başladım. Saatlerce, giinlerce. Be- denim beni böy le da\ranmaya zorluyor- du. Bir çeşit protestoydu bu yaptığım. Sonunda bana, "Senin bu yaptığın bir sanattır' dediler, 'adı happening"." Ea Sola. daha sonra müzisyenlerle ve dans sanatçılanyla tanışıvor. Grubunu oluşturduktan sonra oyunculannı, sü- rekli olarak amatörler arasından seçi- yor. "Kuraklık ve Yağmur", yaklaşık 1 yıldır AvTupaturnesinde.Gördüğüilgi- nin büyük olduğu söyleniyor. - İki yaşamım, iki yıı>am var. Ruhunı Vletnam'a dönmekistiyor. Bu oyunla iz- leyicilere bir anlık da olsa \ ietnam"ı ge- tiriyorum. Öyle kesin bir bildirim yok. Ortaya koyduğumuz. bir Metnam kola- jı, hepsi bu. Sirk sanatmda de\Tİm Paris yakınlanndaki bir sirk okulun- da tanışan üç genç. ilginç bir anlayışla yepveni bir sirk oluşturmuşlar: Que- Cir-Que. EmmanuelleJacqueline. Hya- cinthe Reisch ve Jean-Paul Lefeu\re, L'eü Hirzel'in y apımcılığında ve ilk adı- nı andığımız oyuncunun yönetmenli- ğinde şıirsel bir sirk oluşturmuşlar. Üç genç, tekdirekli bırçadır, TomYA'aitsve Janis Joplin müziği: O la la! Akrobasi. şıirsel dans ve absürd ti\atro. aray a hiç- bir efekt sokmadan. izleyicilere çok ya- kın olarak sunuluyor. Kullanılan aletler. günlük şeyler: Bisiklet lastiği. fırça. ayakkabı cilası. bisiklet tekerleği gibi. Que-Cir-Que. ağustosun ilk yarısında Stockholm"deki Su Festivaii'nde büyük beğeni kazanmıştı. Bu zevki tatmanın sırası. şimdi Göteborglularda. Akrobasiyle müziği basanlı birkore- ografi sonucu birlcştiren bir başka il- ginç grup Kanada'dan. La La La Hu- man Steps. Koreograf Edourd Lock v e yönetmen Stephane Roy. artistık buz dansındakileri andıran "pirüetler"le ve Kevin Shields ıle Iggy Pop müziğiyle görkemli bir gösteri yapıyor. Göte- borgagruptanönce iınüulaştı. Emsam- leninbalerini LouiseLecavaüer-ki nam- 1 diğer "alevlibaeaklar"- iki sinema per- desi arasında yaptığı akıl almaz hareket- lerle tanınıyor. Dans konusıınu bırakmadan. Alman koreograf Susanne Linke'nin "Brcnder- burgKjrlan" adlı ilginç oy unıına değin- mekte yarar var. İronık bir şekilde. İn- cil'deyer alan kardeş ölümleri veerkek- le kadın arasındaki ayrılıklar işleniyor. Biraz güldürerek. biraz düşündürerek. Linke. 30'lu yıllann Alman "e\pressi- onist" dansını geliştimieye çalışıyor. Koreograf \\andaG<>k>nka ise farklı bir anlay ışı olan bir başka Alman. "Neuer Tanz" adlı grubu. adından da anlaşıla- cağı gibi. ülkesindekı yeni dans anlayı- şını tanıtmayı amaçlamış. Isveç Dram Tiyatrosu'nun Göte- borg'da Eundes'ın oyunlannı sahneye koyacağmı yaznnştık. Bu yerleşmiş. güçlü ekiple bir^aşka dünyanın ilginç ekibi yarışacak: Küba'dan Grupo Teat- ro Rita Montaner. Afro-Karibyan gele- neğini sürdüren grup. üç ayrı oyunla ve farklı uygulamalarla kendini Kuzeylile- re tanıtacak. Örneğin. La \enganza de Medea'da Euripides'in trajedisi çağdaş Küba'ya uyarlanıvor. Rafael Gonzales Rodriguez'in yönetmenliğinde Kübalı ekip. bir süredir Küba dışında sürdürdü- ğü başanlı gösterileri. Göteborg'da da gerçekleştirmekte kararlı. Topluluğun adını aldığı Rita Montaner. 1900-1958 yılları arasında yaşayan ünlü bir film artistiydi. Karayibler'de. Nevv \brk'ta ve Paris'te yaşayan sanatçı. 1962'de Kü- ba'da oluşturulan topluluğa adını vere- ceğini ölmeden önce biimiyordu sanı- rız. Göteborg Dans ve Tiyatro Festiva- li'ne katılan diğer ilginç ekiplerden ba- zılan şunlar: AI VVarsha (Mısır), Faınilia (Tunus), Leo Bassi (Italya). Zik Group (İsrail), The Maly Drama Theatre (Rusya), Compagnie \ vette Bozsikl Macaristan). Robert Lepage (Kanada) v e The \Vrest- ling Scholl (Ingiltere). Yaşananlar ve düşler - Bu düş \e gerçeğin bir arada yaşadığı örgüyü örnekleyebilir misiniz? OZER- Mesela. bir gün senarist Bülent Oran bana çöplüklerle ilgili olarak yap- tığı birarşiv gösterdi. S.öyle birgözattım. birbaktım ki fotoğraflardan birinde çöp- lüğün ortasında yaşayan bir at var.. Çöp- lerin ortasında kafasını kaldırmış yukan- ya doğru. Benim ilk yazdığım senaryoda da Kocakan veoğlunun yaşadığı birçöp- lük manzarası çiziliyordu. Bunun üzeri- ne o atı alıp senaryomdaki çöplüğün içi- ne yerleştirdim. Ve geüştirdim konuyu. Öylesine güzel oturdu ki o at senaryoya... Kısacası yaşanmışlıklan düşlerden ayır- mak bazen mümkün değil. - 1977'den bu yana İsveç'te yaşıyorsu- nuz. Harta ilk uzun metrajlı fiİminizi de (Kardeş Kanı) orada çektiniz. İsveç'ten Türkiye'deki sinema endüstrisi nasıl görii- niiyor? ÖZER - Üretimin sayıca fazla olması değil. kaliteli olması önemli. Üretilen filmler. baktığımızda kaliteli filmler. Za- ten sadece bu tür filmlerin yaşama şansı kaldı. Bir noktada artık Türkiyede kali- teli film yapmak zorunluluğu doğdu. Ya- ni belli birteknik ve sanatsal kaliteyi tut- turmak zorundasınız. Abuk sabuk fimle- ri artık izleyici kabul etmivor. Zaten izle- yici aksini izlemek istiyorsa telev izyonu dakullanabilir. Telev izyon. uydu veçanak antenler sinemaya belki en büyük darbe- yi indirdi. ama aynı zamanda yararı da oldu. Artık. doğru dürüst film izlemek is- teyen sinemaya gidiyor. - İsveç sinemasMiı ve sinema izleyicisini nasıl değerlendiriyorsunuz? ÖZER - Orada da durum asağı yukan burası gibi. Ancak sekiz milyonluk İs- veç'te bir film nüfusun sekizde biri tara- fından izleniyor. Burada. 65 milyonun yaşadığı bir ülke- de ise seyirci sayısı bir milyonu aşmıyor. tsveç'te oynayan filmlerin belli bir düze- y i var. Çünkü yine belli düzeydeki bir iz- leyici tarafından izleniyor. - İsveç'teki Göçmen Filmler Derne- ği'nin kuruculanndansınız. Bu dernekle ilişkilerinizi hâlâ sürüyor mu? ÖZER- Dünyada ilk defa kuruldu böy - le bir dernek. Isv eç'te y aşayan göçmen si- nemacıların katıldığı bir festıvalle başla- dık. daha sonra uluslararası bir festival düzenledik. Bütün dünyadan göçmen filmler. azınlık filmleri bir araya geldi. Dernek hâlâ etkinliklerini sürdüryor. Ben de zaman zaman gidiyorum. - İsveç'te ya da Türkiye'de bundan son- ra gerçekleştirmek istediğiniz bir başka proje >ar mı? ÖZER- Yaşadığımız sürece bir şeyler yapacağız. Büyük bir proje \ar sırada. Fi- nansmanı sağladığımız zaman ona başla- yacağız. Büyük bir kısmı Türkiye'de çe- kilecek. Martin Lillich ve Kâmil Erdem'in Manhattan konseri Kültür Senisi - Türk müziği ve cazdaki birikimini "Asiaminor" topluluğu için yaptığı bestelerie sergileyen Kâmil Erdem ik "Silent Jazz Ensemble'. "Volker Schlort Quartet'. 'Die Elephanten". 'Nevv Way Out". "Per Dee Doo' gibi topluluklarla çalı^an Martin Lillich. birikimlenni sıradışı bırdeneyimle. birbas ikilisiyle sergiliyorlar. 'Bassic Connection' adlı ikili. bu pazartesi gecesi Manhattan'da cazseverlerle buluşuyor. Repertuvarlannda caz standartlarının yorumlannın yanı sıra kendi çaiışmalanna da yer veren Kâmil Erdem ve Martin Lillich. bu yıl içinde Türkiye ve Almanya'da konserler verecekler. Hambupg Uluslararası Tiyatro Festivali Kültür Servisi - Hamburg'da düzenlenen Uluslararası Tiyatro Festivali. bu yıl 13 ülkeden 20 tiyatro topluluğunu ağırlıyor. 16 ağustosta başlayan festivale katılan gruplar arasında Israilli Batsheva Dans Topluluğu'nun. Ohad Nahann'in koreografisıni üstlendiği gösterinin ilgı görmesı bekleniyor. Dans ile tiyatro arasındaki sınırlan yok eden Belçikalı topluluk Les Ballets C De La B ise Alain Platelin "La Tristeza Complice" adlı yapıtını sergıleyecek. Kore. Japonya ve Brezilya'dan gruplann katıldığı festivalde. Cri.stina Caprioli ve Russell Maliphant atölye çalışmaları gerçekleştirecekler. Festival 31 ağustosta sona erecek. Malraux'nun naaşı Pantheon'a naklediliyor Kültür Senisi - Son on yılda Nobel Ban> Ödülü sahibı Rene Cassin. Avrupa Ekonomik Topluluğu'nıın kurucularından Jean Monnet. Nobel ödüllü bilim adamlan Pierre ve Marie Curie'nın naaşlannm nakledildiği Pantheon. bu kez ünlü Fran^ız yazar Andre Malrau.\"yu ağırlamaya hazırlanıvor. Malrau\'nun naaşı, Fransız Devrimi'nin pek çok ünlü isminın yattığı Pantheon "a nakledilecek. Nakil işleminin eylül veya ekim aylan içerisinde. görkemli bir kutlama programı çerçevesinde gerçekleştirileceği bıldirildi. Fransa'nın önemli aydınlan arasında yer alan yazar. sanat tarihçisi. felsefecı Malrau\. aynı zamanda Fransa'nın ilk kültür bakanı olarak çalıştı. Politik kişıliğiyle dikkatleri çeken Malrau.x. İspanya İç Savaşı'nda Cumhuriyetçiler'in yanında çarpışmış ve sürpriz bir kararla. General de Gaulle'ün safına geçerek sol kanattaki dostlannı ^aşırtmış \e 1959-69 yılları arasında Fransa'nın ilk kültür bakanı olmuştu. Asaf Koçak Karikatür Yarışması Albümü Kültür Servisi - Karikatürcüler Derneği. 2 Temmuz Sıvas katliamında yaşamım yitiren karikatünst Asaf Koçak anısına bu yıl ikıncisini düzenlediği karikatür yarışmasında ödül alan ve yayımlanmaya değer görülen karikatürleri bir albümde topladı. Kısa bir süre önce yayımlanan albümde; yanşma jürisi başkanı Semih Balcıoğlu ile Karikatürcüler Derneği Başkanı Canol Kocagöz'ün önsöz yazılan ve yarışmada "Büyük Ödül'ü kazanan Necati Abacı. "Başarı Ödülleri'ni kazanan Marek Brozozskı. Oğuz Gürel. Hicabi Demirci. Hakan Sümerve Abdullah Orhan'ın yapıtları da yer alıyor. Devon'da edebiyat festivali Kültür Servisi- Ingiltere'nın Devon kentinde 26 ağustos-2 eylül tarihleri arasında düzenlenecek "Edebiyat Festivali'ne pek çok yazar. gazeteci ve akademisyen katılıyor. Klasik ve modern edebıyatın tartışılaeağı festivale katılacak yazarlararaMiıda ilk göze çarpan isımler Ray Monk. Marina \\'arner. John Lance. Barbara Trapido. Giles Smith. Richard \Villams. Doris Lessing. Ned Shernn. Hılarv Mantel. Joan Brady, Antohny Clare. Ruth Rendell. Polly Toynbee. Terry VVaite. John Cole ve Adam Phılips. Picasso anısına sergiler Kültür Servisi - Ünlü ressam Pablo Picasso anısına bu yıl sonbaharda Kopenhag. Paris ve Barcelona'da üç büyük sergi açılacak. 20 eylülde Kopenhag yakınlanndaki Modern Sanatlar Müzesf nde açılacak ilk sergi. "Picasso ve Akdeniz' başlığını taşıyor. Paris Grand Palais'te. 15 ekimde açılacak "Picasso ve Portre' sergisini. 20 kasımda Barcelona'daki Pica^so Müzesi'nde yer alacak 'Picasso ve Tiyatro' ba^lıklı sergiler izleyecek. Aynca sanatçının. 1945-1960 yılları arasında iirettıği el yazmalan da Leipzig'dekı güzel sanatlar müzesinde sergilenecek. Sergi. 29 ey lüle dek ızlenebılecek. 'Karagöz ve Hacivaf Danimarka yolcusu ANKARA(ANKA)- Danimarka'nın başkenti Kopenhag "Uluslararasi Gölge Oyunu ve Kukla Tiyatrosu Festivali'ne sahne olacak. Türkiye'nin "Karagöz ve Hacivat' gösterileri ile katılacağı festivalde lOüikeden 11 tiyatro grubu yer alıyor Festivalde Türkiye'yi temsil edece'k olan Shovv Tiyatrosu. 29-30 ve 31 ağustos tarihlerinde Karagöz ve Hacivat gösterisi sunacak. 8 eylülde sona erecekfllan festival sirasında oyun ve figürlerle ilgili bilgilcprJfcıie toplantılan da düzenlenecek. * • Antalya'ya kültür mqoHKi Kültür Servisi - Antalya Büyiikşehir Belediy esi tarafından yaptırılan kültür merkezi. 14 eylülde M Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'ın katılacağı bir • törenle açılacak. Inşaat çalışmalan tamamlanan I yapının ses ve ışık düzeniyle ilgili çalışmalan ise 30 ağustos tarihine dek bitirilecek. Fuaralanı içinde yer alan kültür merkezinde iki büyük salon bulunuyor. 338 kişilik Perge ve 822 kişilik Aspendos salonlannda tiyatro. sinema. opera. bale ve konferans gibi çeşitiı etkinliklenn yapılmasına olanak sağlayacak şekilde düzenlemeleryapılıyor. Kültür merkezinin açılı^ında Ankara Devlet Opera ve Balesi de "Mevsimler Serenad' isimli bir tıösteri sunacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle