Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
22AĞUST0S1996 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
Konut Edindirme Yardımlan, TOKİ ve Emlakbank'm işbirliği ile uzun vadeli krediye dönüştürülebilir
6
Ucuz konut' için yasa değişmeliCA.V4NSOVSAL
Toplıı Konut Idaresi'nin Emlak
Bmkası'r.ın hesaplannda bulunan
konut edindırmeyardtmı (K.EY) pa-
raîar.nın. konut kredilerine dönüşe-
biimesi ıçın yasal düzenleme gerek-
tiJi belirîiidı. Emlak Bankası Genel
Müdürü Zafer Kültüriü ve Toplu
Konut İdaresi (TOKİ) Başkanı Ylğit
Gûk)ksÜ7_ 3320 sayılı Konut Edin-
dirme Vardımı Kanunu'nun toplu
konut projelerınin fınansmanı ve
kredılendirilmesıne olanak tanıma-
dığını belirterek gerekli yasal deği-
şitlik gerçekleştıriIdiginde. iki ku-
mluşunışbırliğı halınde Türkiye'nin
konut sorununun çözümünde önem-
li adımlar atabileceğmi belirttiler.
Faizlerle birlikte 85 trilyon lira-
ya ulaşan KEY paralarının. söz ko-
nusu kanun çerçevesinde Emlak Ban-
ka>ı tarafından gerektiği gibi kulla-
nılmadığı iddiasıyla TOKl tarafın-
darı açılan dava karar aşamasında.
Emlak Bankası Genel Müdiirü
Zafer Kültüriü. vapı tasarruf sıste-
mıdahi!. her konuda TOKl ileişbir-
liğine hazir olduklannı belirterek
KEY hesaplannda biriken paranın
TOKl projelerine finansman deste-
ği için altyapı oluşturabileceği fik-
rine karşı olmadıklannı ifade etti.
Yasadaki ilgılı hükümlerin bu duru-
mu engellediğini vurgulavan Kül-
türiü. vasanın sadece TOKİ kredile-
• Emlak Bankası Genel
Müdürü Zafer Kültüriü ve
Toplu Konut İdaresi Başkanı
Yiğit Gülöksüz, gerekli
yasal değişiklik
gerçekleştirildiğinde, iki
kuruluşun işbirliği halinde
Türkiye'nin konut
sorununun çözümünde
önemli adımlar atabileceğini
belirttiler.
rinin geri ödenmesi ve 75 metreka-
relik konutlann 60 metrekaresinin
kredilendirilmesi için kullanımına
açık olduğunu ve bu biçimiyle hiç-
bir projenin finansmanına olanak
tanımadığını söyledi.
TOKi Başkanı Yigit Gülöksüz
de yasada gerekli değişikliğin ya-
pılması halinde Emlak Bankasf nda-
ki KEY paralannın konut kredisine
dönüşebileceğini belirtti. Gülöksüz,
idare ile Emlak Bankası nın ellerin-
de stok arsalar bulunduğunu hatır-
latarak bu arsalann sabit gelirlilere
konut yapımı için kullanılabilece-
ğini, bu aşamadaki kredilerin TO-
Kl'deki konut fonu ile Emlak Ban-
kası'ndaki KEY paralanndan sağla-
nabileceğini söyledi. Gülöksüz, ida-
renin organizasyonu ve Emlak Ban-
kasf nın ihtisas bankacılıgının bir
araya gelerek işçi ve memurlann.
ucuza mal olacak konutlara 10-12 yıl
vadeli ödemelerle sahip olabileceği-
ni sözlerine ekledi.
3320 sayılı Konut Edindirme Yar-
dımı Kanunu'nun 10"uncu madde-
sininbirinci fıkrasındayeralan "Top-
lu Konut ve Kamu Ortaklığı İdare-
si Başkaıılıjı. bu kanun uyannca,
Emlak Bankası" nda açılan hesap-
larda toplanan paralan devlet tah-
vili. Hazine bonusu ve geür ortaklı-
ğı senedine yatırmak suretiyte ne-
malandırabiİir. Emlak Bankası, söz
konusu hesaplarda toplanan parala-
nn bakiyesine aitı a\ vadeli nıevdu-
ata uygulanan oranda faiz tahakkuk
ettirir1
* ibaresi 1994 yılına kadar
Emlak Bankası tarafından uygulanır-
ken, TOKl son iki yılda yönetimin
bu maddeyi dikkate almadığı iddi-
asıyla banka aleyhine 3 dava açtı.
Söz konusu davalardan ikisi, sü-
resinde açılmadığı gerekçesiyle dü-
şerken en son açılan dava karar aşa-
masında bekliyor.
Bu arada TOKİ tarafından faizle-
riylebirlikte83 trilyon liraolarak be-
lirtilen KEY miktannın faizler ha-
riç 52 trilyon lıra olduğunu vurgu-
lavan Emîak Bankası yetkilileri. bu
miktann toplam KEY miktannın ya-
nsı olduğunu. geri kalan yaklaşık
50 trilyon liranın büyük bir bölümü-
nün TOKl'de, geri kalan kısmının
da Kamu Ortaklığı Idaresı'nde bulun-
duğunu belirttiler.
Demir Tatil Köyü'nün 'bedava'ya yakın bir kiraödediği Ataköy'deki alan ya saülacak ya geri aiınacak.
Emlakbank trilyonluk arsasınınpeşinde
Ekonomi Servisi- Emlak Ban-
kası'nın yeni yönetimi, bankayı
zarara uğratan. proje ve uygula-
malara karşı sessiz bir mücade-
le yürütüyor. Bu çerçev ede, 1981
yıfındakirayaverilenAtaköy sa-
hil şeridindeki 73 bin metreka-
relik alan için, son derece düşük
olan kira yerine. sözleşme süre-
si dolan arazinin ya kiracı konu-
mundaki Demir Turıstik Işlet-
meciliği'ne satılması ya da geri
alınması öngörülüyor.
Emlakbank yönetimi, yaptı-
ğı açıklamada söz konusu alan-
dan elde ettikleri yıllık kira ge-
lirinin 3 milvar lira olduğunu.
buna karşın bu arsa için 2 mil-
var 950 milvon lira vıllık emlak
\ergisı ödedıklerini belirterek.
bankanın trilyonluk değere sahip
araziden aylık kira gelinnin yal-
nızca 4 milvon 166 bin lirada
kaldığını kaydettiler.
Açıklamada. sözleşmede bu-
lunmadığı halde kiracı Demir
Tatil Köyünün bölgeye 230 mil-
von dolarlık yabancı sermaye
yatınmı getireceği yolundaki ha-
berlerin basında yer aldığına dik-
kat çekildi.
Emlakbank yetkilileri. yerli
ya da uluslararası kuruluşîann
yapacağı ekspertiz sonucu be-
İirlenecek değer üzerinden, ara-
ziyi Demir Turistik Işletmeciii-
ği'ne satmaya da hazır oldukla-
nnıvurguladılar.
Söz konusu arsayı Emlak Ban-
kası'ndan kiralayan Süleyman
Demir. bankanın ekspertiz öne-
risini kabul ederek, makul bir
değer bıçilırse almayı da düşü-
nebıleceklerini ifade etti.
Demir. 1990 yılında bankay-
la yapılan yap-işlet-devret söz-
leşmesınin banka v önetimleri ta-
rafından engellendiğini öne sü-
rerek. söz konusu sözleşme ha-
yata geçirildiği takdirde arsanın
üzerinde gerçek değerini yansı-
tan birtesis yapılabileceğini be-
lirtti. Demir aynca. bu sözleş-
me sonunda bankanın yılda 600
bin dolarkira kazanacağını ve kâ-
nn yüzde 15'ine sahip olacağı-
nı ifade etti.
Avrupa Birliği üyesi ülkelerin Türkiye'nin ithalatındaki payı yükselirken ihracattaki payı geriliyor
Gümrük birliğinde rüzgâr tersten estiNURTEN YALÇIN
Gümrük bırliğinin daha bi-
rinci yılı dolmadan "ihracat-
taki patlama' umudu. ıthalat-
ta patlamay la son buldu. Tür-
kiye'nin ocak ayı ıthalatında
15 Avrupa Birligi (AB) ülke-
sinin payı geçen yılın aynı ayı-
na göre yüzde 46'dan yüzde
53"e yükselirken ihracattaki
payı yüzde 52'denyüzde 51 "e
indi.
Devlet Istatistik Enstitü-
sü'nce açıklanan ocak ayı ge-
çici dış ticaret verilerine göre
AB ülkelerinden yapılan ya-
tırım maddeleri ithalatında
yüzde 93.7. tüketim maddele-
ri ithalatında yüzde 108.8.
hammadde ithalatında ise ge-
çen y ıla oranla yüzde 38.8"lik
artış gerçekleşti. AB ülkele-
rıne yapılan ithalat hızla artar-
ken bu ülkelerle yapılan ihra-
catta toplamda sadece yüzde
1,08'lik bir artış yaşandı.
Türkiye'nin AB'ye üye ül-
kelerden geçen yıla oranla it-
halatı en fazla artan ülke. yüz-
de 108.9luk artışla Avustur-
va. Av usturya'yı yüzde 92.9'la
Isveç takip ediyor. Yunanis-
tan ve lrlanda dışındaki tüm
AB üyesi ülkelerle yaptığımız
ithalat son bir yılda artarken
AB üyesi ülkelerle olan ihra-
catımızda gözle görülür tek
artış yüzde 330'luk oranla Por-
tekiz'legerçekleşti. Ancakbu
ülkeyie yapılan dış ticaretin
zaten toplamda az paya sahip
olması nedeniyle kayda değer
olmadığını beîirten yetkililer,
asıl dikkat çekici rakamlann
Türkiye'nin dış ticaret rakam-
lannda önemli yer sahibi olan
Almanya'ya yapılan ihraca-
tın yüzde 1 düşüp. ithalatın
ise yüzde 77.5 artması oldu-
ğunu vurguladılar.
Prof. Dr Gülten Kazgan
Türkiye'nin başlıca ihraç pa-
zan olan Avrupa ülkelerinin
Maastrich Anlaşması'nın ko-
şullannı yerine getirmek ama-
cıyla sıkı para politikalan uy-
guladıklannı \ e bu ülkelerde-
ki yavaş büyüme ve durakla-
manın etkilerinin Türkiye'nin
ihracatını etkilediğini vurgu-
ladı.
Türkiye'nin tekstil dışında
dışanya satacak ürünü olma-
dığını söyleyen Kazgan "İh-
racat yapabilmek için elinizde
dış piyasalarda rekabet ede-
cek malınıan olması gerekir.
O>sa Türkiye'de bir yatınm
malı üretmek için halen 4 a\-
n yatınm malına ihtiyacınız
\"ar. Ay nca Türkiye'de başı ağ-
nsa Avrupa kökenli tüketime
basvuracak yapıda bir zengin-
ler grubu var. Bu insanlar
GSMH'nin yansından fazla-
sını alıyorlar. Bu şartlarda ih-
racat panamasına falan olanak
tanıması münıkün değildir"
dedi.
İthalat 6.822.238 Duşüş %5001 İthalat 38.936.042 Artış %92.9 İthalat 17.504.333 Artış %27.6
Ihracat 2.913.939 Düşuş %&4 ftj Ihracat 7.704.851 Artış %1
rmalat 18171OA50\to!^îs6J3\ [ithalat 11.385.876 Artış %74.1
Ihracat 3 205.245 jDOşuş %4
FINLANDIYA
Ihracat 102.728.713 Artış %46.3 Ihracat 11 374.173 Duşuş %16.5
İthalat 11.385.876
Ihracat 11.374.173
İRLANDA
CJ İthalat 105.012.232
Ihracat 54.630 379
thalat 206.984.802
Ihracat 77.448.695İthalat 529.322.377
Ihracat 384.662.062
İthalat 34.253.166
Ihracat 25.950.693Khalat 5.212.512
Ihracat 8.262.120
İthalat 303.450.084
Ihracat 117.928.247İthalat 60.241.259
Ihracat 25 822 718
rthalat 11.240.360
Ihracat 18.597.833
AB ülkelerinden ithalat -
ihracat karşılaştırması
{Son ıkı yılın ocak aylan ıtıbanyla dolar olarak)
IKV Başkanı Eriş:
' Ihracat
patlar
demedik'
Ekonomi Ser>isi-Avrupa Birliği ile ilişkilerde
Türkıye'yi temsil eden Iktısadi Kalkınma
VaktVnın Yönetim Kurulu Başkanı MeralGezgin
Eriş, gümrük birliğinin seyrınin eyiülden itibaren
netleşeceğini belirtti. Eriş. hükümetin gümrük
birliğine yönelik tutumu konusunda bir
değerlendirme yapmak için henüz erken olduğunu
da kaydederek şunlan söyledi: "Ağustos ayı nda
AB'de muhatap bulmak çok zor. Türkiye'de de
Rekabet Kunılu'nun oluşturulması gibi pek çok
konunun e>lül ayında değerlendirilmesini
bekliyoruz. Hükümetin tutumunu da eylülden
sonra hep birlikte izleyeceğiz." GB öncesinde
ihracatta artış yaşanacağı iddıalanna karşın
ithalatın patlamasını nasıl değerlendirdiğı
konusunda da Eriş, şöyle konuştu: "Biz ihracatin
patiamavacağını bep vinledik. bu şişirilmiş bir
beklentiydi. Çünkii Türkhe'den alınan ürünlerden
zaten 1971'den beri gümrük \ergisi alınmıyordu,
kota uygulaması vardı. Kotanın kalkması. ihracatın
patlaması için yeteıii değil. İthalattaki artışa gelince,
biritıcisi. pek çok ithalatçı, ithalatı 1 Ocak 1996
sonrasına erteiedi. bu da ocak a>ında bir yığılmaya
neden oldu. İkincisı, yalnız ocakta değil daha
sonraki ay larda da biryoğunlukvar. Nedenide, 95
yılının yatınm teşvik belgelerinin çok fazla olmasına
bağlı olarak yatınm maddelerinin ithalindeki artış
ile AB dışından Türkiye'ye ihracata yönelik giren
mamullerin AB've vönelmesi."
Bedelsiz otomobil
ithalinin durdurulması
için temaslar yoğunlaştı
AMC\R.\ (Cumhuriyct Bürosu) -
REFAHYOL: gümrük birliği sürecinde
yoğun pazarlıklarla alınan. kullanılmış
otomobilde gümrük duvarlannın 5 yıl
süresince korunması yönündeki
uygulamadan, kendi isteğiyle
\azgeçiyor. Otomobil Üreticileri
Derneği. otomobil ithalindeki
korumalann kaldınlmaması için
Ankara'da temaslannı yoğunlaştırdı.
Dernek temsilcileri. Dış Ticaret
Müsteşarı Nejat Erenile Devlet Bakanı
Fehim Adak'a. korumalann kaldınlması
Ahnan haldardan vazgeçiliyordurumunda sektörün büyük darbeye
uğrayacağı, bedelsiz otomobil ithali ile
kara para aklanacağı görüşünü iletti.
Devlet bakanları Ajfer Yılmaz ile Ufuk
Söytemez'in, dernek temsilcilerinin
görüşme istemlenne yanıt vermedikleri
öğrenildi. REFAHYÖL'un. yurtdışında
çalışan işçilere, Merkez Bankası'ndaki
süper döviz hesabına 50 bin mark
yatırmalan durumunda. bedelsiz olarak
kullanılmış otomobil ve makina ithal
etme izni verileceği yönündeki
açıklamasına otomobil üreticileri büyük
tepki gösterdi. Kullanılmış otomobil
ithalinde alınan KDV ve gümrük
vergilerinin. süper döviz hesabına para
yatıran gurbetçilerde uygulanmaması
için gereken yasal düzenlemeler
tamamlanma noktasına geldi. Maliye
Bakanı Abdüiiatif Şener. yapılan
düzenlemelerin gelecek hafta
toplanacak Ekonomik Kurul'da
görüşüleceğini. daha sonra da Bakanlar
Kurulu'nda onaylanarak uygulamanın
başlatılacağını bildirdi. Hükümet
çalışmalarını tamamlarken. Otomobil
Sanayiciler Derneği Genel Sekreteri
Ercan Tezer başkanlığındaki heyet, 2
gündür Ankara'da sürdürdüğü
görüşmelerinde. Eren \e Adak'a,
bedelsiz otomobil ithali izniyle
Almanya'dan Türkiye'ye getirilecek
otomobiilerde kara para akJanabilecegi,
getirilecek araçlarla Türkiye'deki
otomobil üretiminin büyük darbe
alacağı yönündeki raporlannı ilettiler.
Dış Ticaret Müstesarlığı yetkilileri de
kullanılmış otomobil \e makinede
uvgulanacak bedelsiz ithaJat ile hem
yurtiçindeki üreticilerin büyük darbe
alacağını, hem de Türkiye'nin makine
çöplüğü haline dönüşebileceğini
belirterek şu değerlendirmeyi yaptılar:
"Biz bu tehlikeler > üziinden gümrük
birliği sürecinde. büyük pazarlıkla
kuilanılmış makine \e otomobil için
korumalann kaldınlnıasında 5 y ıllık
geçiş süreci hakkı aldık. Şimdi hükümet
kendi eliyle bu pazarlıkta aldığımız
haklardan \azgeçiyor. Daha sonra
üreticinin düşeceği mağduriyetin
sorumlusu da $i\asiler olacaktjr."
ÇIFTÇI DOSTU/ SADULLAH usı MÎ
Balıkçılar balık katliamını önlemek için devleti anyorEDREMİT - Devletin ve mille-
tin malına, hakkına sahip çıkma
alışkanlığımızı kaybettik. Türk eko-
nomisi can çekiştiği halde, bazı
vurgun ve soygunlara "Milletin
malı deniz, yemeyen domuz" an-
layışı içinde bakmaya çalışanla-
nn sayısı ne yazık ki giderek artı-
yor!..
1980 yılında bir virüs gibi insan-
lanmızın kanına giren bu hastalık,
ülkemizin tüm variığını yedi bitir-
di. Katrilyonlarlaölçülebilecektüm
servetimizı tükettık. Şimdi de sı-
radenizlenmize geldi. Gelişmele-
re bakınca. kısa süre içinde deniz-
lenmizdeki yüzlerce trilyonluk ser-
vetimizi de yok edeceğimiz anla-
şılıyor!..
Ne yazık ki, bu yağma düzeni-
ne en büyük yardımcı, devlet gö-
revlilen ve hükümetlerimiz... Alınan
kararlann birçoğu vurgun ve sö-
mürü düzeninin çalışmalannı ko-
laylaştınyor. Bu konuda yüzlerce
örnek vemnek mümkün!..
10 yıldan beri tüm denizleri-
miz yağma ediliyor. Neredeyse
artık balık kalmadı. Bazı balık cıns-
leri tamamen tükendi. 6 ile 7 yıl ön-
cesine kadar denızlerimizdeki ba-
lık stoku, 2 milyon ton olarak he-
sap ediliyordu. Şimdi o kadar azal-
dı ki, son zamanlarda küçük ba-
lıkçı tekneleri sabahlara kadar ça-
lıştıklan halde üç beş kilo balıkla
geri dönüyorlar. Çoğu, mazot pa-
rasını bile çıkaramıyor. Milyonlar-
ca insanımız balığa hasret. Yüz
binlerce balıkçımız da
işsiz ve parasız. Çoluk
çocuğuna bakabilmek
için ayak işlennde çalış-
mak zonjnda kalıyor!..
Durum, bu kadar va-
him.
Denizlerimizi en çok
iki veya üç yıl tam koru-
yabilsek, her tarafımız
balıkla dolup taşaca'--
Milyonlarca insanımız
en değeıii besin ürünü-
nü ucuz fiyatlarla alıp yi-
yebitecek. Gene en azın-
dan yüz binlerce balıkçı
ailesi, iyi bir geçim dü-
zeyine erişecek. Ülke-
miz. balık ithalatından
kurtulup büyük çapta ih-
racatçı durumuna ula-
şacak. Milyonlarca do-
lar döviz gelecek. Böy-
le birgelişmeyi kim iste-
mez!.. Halkımızın kesin olarak is-
tediğini biliyoruz. Ancak, hükü-
metimizin de istedigini söylemek
çok zor. Zira, istese denizlerimiz-
deki balık katliamını 10 gün için-
de durdurur. Ama senelerden be-
ri ne Özal ne Yılmaz ne de Çil-
ler hükümetleri işe yarar bir tek ön-
lem aldı.
Bazı hükümetler dönemınde,
denizlerimizdeki vurgunu ve soy-
gunu teşvik edici karaıiar bıle çık-
tı. Örneğin, bütün balıkçı koope-
ratifleri ve dernekleri avlanma sü-
resinin uzatılması için ısrar ettik-
Denizlerimizi tam koruyabilsek, her tarafımız balıkla dolup taşacak.
lerı halde, hükümetler hep aksi-
ne kararlar aldı.
1996 yılında avlanma yasagı ile
ilgili alınan yanlış karar, geçimini
denizden sağlayan küçük balık-
çıların bile protestosuna neden
oldu. Nisanda başlaması istenen
av yasağı. mayıs ayına ertelendi.
15 eylüle kadar uzatılması iste-
nen av yasağının bir kısmı ise 1
temmuzda sona erdirildi. Aynca,
trolcülerin avlanma yasağı 3 mil-
den bir buçuk mile indirildi. Balık-
çılar, sahanın böylesinedaraltılma-
sını "cinayet" olarak nitelediler.
1 temmuzda av yasağı kaldı-
rılınca trol tekneleri Ege Bölge-
si'nde cirit atmaya başladı. En gü-
zel ve verimli koylanmız, körfez-
lerimiz dipten taranarak balık nes-
li adeta kurutuldu.
Ege Denizi'nde ve özellikle
Edremit ve Ayvalık civarında tam
bir balık katliamı yaşanmaktadır.
Trol tekneleri, sahile 200 ile 300
metreye kadar sokularak sabah-
lara kadar ağ atmaktadır. Ama
buna rağmen görünürlerde ne
devlet var ne de hükümet!..
Bu yazımı okuyanlar, hemen
ışin kolayına kaçıp sahil
güvenlik komutanlıklan-
nı veya tarım il ve ilçe
müdüriüklerini suçlaya-
caklardır. Hatta, bakan-
lıklar veya ilgili genel mü-
dürlükler, yerel kuaıluş-
lara birer yazı göndere-
rek bılgi ve önlem alınma-
sını isteyeceklerdır.
Bu tür yazışmalann
hepsi göstermeîiktir. Bu-
güne kadar bu tür mek-
tuplann yüzlercesi, bin-
lercesi yazılmıştır. Ama
hiçbir sonuç alınama-
mıştır. Eğer sahil güven-
lik ve tarım müdüıiükle-
rinin güçleri yetseydi. de-
nizlerimızde değil yasak
avlanma yapmak, kuş
bileuçamazdı!..
Ancak, gerçekleri bil-
mek gerekir. Denizleri-
mizin güvenliğinden sorumlu ör-
gütlerimizin eli kolu bağlıdır... Si-
lahsız, mermisiz, topsuz, tüfek-
sizordugibidir... Hele, sahil kasa-
balanndaki tarım il ve ilçe müdür-
lüklerinin çoğunda denize açıla-
caktekneyoktur... Olanlarınki de
işe yaramaz haldedır... Çalışabi-
lecek durumda teknesi olan mü-
dürlüklerin de kasalannda mazot
alacak para bulamazsınız!.. Koca
Edremit Körfezi nasıl korunacak!..
Dikili ile Behram Burnu arasın-
da kalan denizimiz, bir bölge ola-
rak tespit edilmiş. Bu kadar ge-
niş bir bölgeyı korumak için de
bir tek bot tahsis edilmiş. O da
Ayvalık'ta Sahil Güvenlik Komu-
tanlığı'nın emrinde bekleyecek.
Ya kendiliğinden dolaşacak veya
bir ihbar alınca gidecek... Dikili
tarafınaçağnldığızaman, Edremit
Körfezi; Edremit Körfezi'ne doğ-
ru yolaçıkarsa Dikili'ye kadar olan
bölge boş kalacak... Nasrettin
Hoça'nın ahşveriş hikâyesı gibi!..
Ülkede devlet ve hükümet, var
mı yok mu... Karar sizin... Ama
denizlerimızde hükümet ve dev-
let olmadığı kesin... Edremit Kör-
fezı'ne kadar gelme zahmetine
katlananlar, bu gerçeği hemen
öğreniıier... Trol tekneleri sahiller-
de cirit atıyor...
Hükümet ve yetkili makamlar
sorumlu aramasın. Komik olu-
yor... Çünkü denizlerimizin tahrip
olmasından ve balık katliamından
sorumlu olan. yeteıii önlemleri al-
mayan hükümetlerdir... Devlet yet-
kilileridir!..
Edremit Körfezi'nin balıkçıla-
nndan Nusret Ekin, Ahmet Ba-
balı, İbrahim Babalı, Mehmet
Harmankaya trol teknelerınin za-
man zaman sahillere kadar so-
kularak küçük balıkçı tekneleri-
nin ağlannı bile parçaladıklarını
ileri sürüyorlar.
Burhaniye Su Ürünleri Koope-
ratifi Başkanı Yüksel Aras ile
2.Başkan Cengiz Ekin hüküme-
ti ve ilgili makamları trolcülerle
mücadeleye çağınyoriar! •
İŞÇİNtN EVRENİNDEN
ŞÜKRAN SONER
Dört Eğilim
ANAP genel kuruluna yönelik kavga, Turgut Özal'ın
ünlü "dört eğilim" sloganını gündeme getirdi.
Şişko, kısa kollarını havaya kaldırarak iki elini bir-
leştirerek verdiği selamda simgeleşen "dörteğilim",
ANAP içinde kalacak mı yoksa milliyetçiler, mukad-
desatçılar, sosyal demokratlar kendi partilerine dö-
necekler mi?
ANAP'lılar, köşe yazarlan, kamuoyu ciddı ciddi bu-
nu tartışıyorlar.
Özal Dört eğilimipartimizde buluşturduk" dedi-
ğinde de yeni bir ideoloji yaratmış gibi hava basmış,
kamuoyunu, kitleleri, yıllarla bu sloganla oyalayıp
kandırmıştı.
Özal'ın mucizelerinden (!) biri olarak kabul edilen
bu sloganın patenti de aslında kendisine aıt değildi.
Türkiye'de siyasette hep kullanılan, özellikle de De-
mokrat Parti'nin yükselişinde çok işe yaramış, nasıl
olabiliyorsa, "imtiyazsız, sınıfsız kitle" s\ogan\n\n bir
başka aranjmanıydı.
Aslı aranırsa, ideolojilerin yerine oturduğu Batı
demokrasilerindeki düzeni istemeyen ABD icadıy-
dı. ABD'de sol, sosyal demokrat ideolojilere dayalı
partilerin kurulmasını fiilen yasaklayan, tek ideoloji-
li düzende, merkez sağda biri biraz daha sosyal, bi-
ri biraz daha liberal iki parti ile oynanan demokrasi
oyununun bir yansımasıydı.
Özal'ın pek sevdiği yeni dünya sömürü düzeni,
globalleşme, küreselleşme ideolojisinde, kitlelerakıl
almaz yoksullaşır, başta çalışma hakkı, sağlık, eği-
tim en temel insan haklarından yararlanma giderek
azalır, sınıflar arası uçurum büyürken dünya düze-
yinde ve Türkiye'de tek ideolojiden, eğilimleri birleş-
tiren partilerden söz edilmesi daha da ciddi bir an-
lam kazanıyor.
Tek ideoloji, "imtiyazsız, sınıfsız kitle, dört eğilimi
aynı çatı altında toplayan parti;" insanları, toplum-
ları, kendi hak ve çıkarlanna daha da yabancılaştır-
mayı, ideolojik anlamda köleleştirilmeyi hedefliyor.
• • •
12 Eylül'ün sadece anayasa ve yasalarda değil,
asıl insanlann bilincinde gerçek demokrasiyi yok et-
mesi, kitlelen köleleştirmesi, çıkarlanna, kendilerine
yabancılaştırması sayesinde, meydanı boş bulan
Ozal, güçlü bir ideolojik karşı çıkış, eleştiri ile de kar-
şılaşmadan, merkez sağdaki partisinde, milliyetçi-
leri, mukadesatçılan, zenginleri ve yoksulları ve de
solculaıia-sağcılan bir arada, bir çatı altında topla-
dığını iddia etmişti.
Bir sürü yağdanlığı da bu dahiyane (!) buluşu ne-
deni ile kendisini alkışlamıştı. Amaç, çıkarlarda bir-
birinin karşıtı milliyetçilerle-mukaddesatçıların, sağ-
cılarla-solculann, zenginlerle-yoksullann, merkez
sağla-merkez solun aynı parti çatısı altında, aynı
amaçlara yönelik nasıl birleşebileceği hiç sorgulan-
mamış, galiba arabesk kültürü gibi her ideolojinın olum-
suzluklarını birleştirme yoluna gidılmişti.
Sonuç olarak da ANAP ve Özal iktidart uygula-
malarında, 12 Eylül'ün yasaklı düzeni daha da pe-
kiştirilmişti. Demokratik düzene, insan haklarının iş-
letilmesine adımlar atılması şöyle dursun, askeri dö-
nemi aratan bir yoksullaştırma, yozlaşma, vurgun,
rant, yolsuzluk, üretim ve yatınmdan vazgeçme sü-
reci yaşanmıştı.
Aradan bunca yıl geçtikten sonra ANAP genel ku-
ruluna giderken Ozal döneminin bütün bu kötülük-
lerinin unutulması, gerçekleri, sorunları, kitlelerin çı-
karlarını yok sayan "dört eğilim" sloganının bir kur-
tarıcı gibi ağızlara alınabilmesi akıl alır gibi değil.
Gönül isterdi ki ANAP genel kurulu, liberal bir sağ
partinin gerçek ilke ve ideolojisinin arayışlanna ışık
tutsun. Siyasi partilerimizden birisi olsun, doğru-dü-
rüst bir kimlik arayışı içine girsin. Gerisi için bir baş-
langıç, ışık tutucu olurdu.
Şeriatçılar, REFAHYOL iktidarında çok daha ko-
lay olarak güçlenmek üzere laikliği, siyaseti, eksik-
çarpık da olsa var olan demokratik hakları sonuna
kadar kullanmakta.
Refah'ın yükselişini yaratan merkez sağ ise ge-
rek DYP, gerekse ANAP çatısı altında, şeriata, ırkçı-
lığa ödün vererek ayakta kalmayı ummakta.
Bu kafalar liberal sağ adına başka ne üretebilir-
ler ki?
Görülen o ki yolsuzluklann örtbas edilmesi. ittifa-
kı üzerine koalisyon ortaklıklarının oluşturulduğu,
bütün değerlerin yitirildiği bir ortamda, DYP genel
kurulundan sonra ANAP genel kurulu da merkez
sağın kimlik arayışında bir umut, ışık olamayacak.
4
Refah'çı esnaf
vergi afl& peşinde
Ekonomi Senisi- Hükü-
metin esnafa yönelik politi-
kasını eleştiren Müstakil Es-
naf \e Sanatkârlar Derneği
(MESDER). küçük esnaf ve
sanatkânn huzura kavuşma-
sı için \ers»i borçlarının af-
fedilmesimistedı. MESDER
tarafından düzenlenen dün-
kü basın toplantısında 54'ün-
cü hükümetten \ ergi affı ko-
nusunda beklentileri oldu-
ğunu söyleyen MESDER ls-
tanbul İl Başkanı HasanŞa-
hroğlu. esnaf \e sanatkânn
hakkının korunması için ba-
kanlık kurulmasının zorun-
lu olduğunu dile getirdi.
Bakanlık kuruhnası tale-
bıni Başbakan Nec-
mettin Erbakan \e
Başbakan Yardım-
cısı Tansu Çiller'e
ilettiğinibıldirenŞa-
tıroğlu. henüz bu ta-
leplerineolumlubir
yanıt alamadıklannı kaydet-
ti.
De\ leti soyanlann affedil-
diğini beîirten Satıroğlu.
"Hapishanedekiler affcdili-
yor, ama devlet. küçük esnaf
ve sanatkâr üzerinde olan
vergi borcunun faizleriyle
birlikte alacağını açıklıyor.
Hu/ııryalnızde\ letten alan-
larda aranmamau, de\ k'ttcn
hiçbir destek alamayan es-
naf. haksız uygulanıalara
karşı korunnıalıdır" dedi.
De\ lete 11 bin 511 vergi
yüzsüzünün 195 trilyon bor-
cu olduğunu hatırlatan Şatı-
roğlu. 5.5 milvon esnafın 4
trilyon borcu bulunduğunu
kaydederek şöyle konuştu:
"Devlet hep almakla mı
vaıiığını gösterecek? De\ let
bu meblağı tahsil etmese ne
olur? Bu tip aflan diğer de\ -
letler yapıyor. Bizim
hükümetimizdeyapnialıdır.
Esnafın sırtındaki kambur
kaktınlmalıdır."
İşçi. memur \e emekliyi
yüksek maaş zammı ile se-
\ ince boğan hükümetin. ay-
nı duyarlılığı esnafa da gös-
termesı gerektiğini söy leyen
Hasan Satıroğlu, sosyal şem-
siyenin yalnızca emekli. iş-
çi \ e memuru kapsamadığı-
nı belirterek "Esnaf ve sa-
natkârlar da bu şemsiye al-
tına alınmalıdır" dedi. Dc\ -
letin kesesınden bol bol da-
ğıtan hükümetin üretim ya-
tınm için gözünün esnafın
kesesine diktiğini
belirterek "Vergi
borçlannı ödemeyen
esnaftan \ıllık yüzde
207 faiz isteyerek
de\let zenginleştiri-
lemez" dıye konuş-
tu. De\ letin tek gelir kayna-
ğının vergi olmaması gerek-
tiğini ileri süren Satıroğlu.
büyük kuruluşîann 5 yıl üst
üste zarar gösterip. v ergiden
kurtulduğunu hatırlatarak
"Olan küçük esnafa oluyor.
Düzenli olarak vergisini öde-
mek zorunda kalıvor" diye
konuştu.
Esnaf ve sanatkâra kredi
sağlayan dev letin esas rahat-
lığı sağlayacak icraatlan ger-
çekleştiremediğini bildiren
Satıroğlu. "Maliye Bakanı'-
nın açıklamalany la \ergi \e
faiz uygulamalannı gündeme
getirmesi neyin ifadesidir.
Maliye Bakanı medyada es-
tirilen af ha\asına karşı oldu-
ğunu ifade etnıekle hangi
amaca hizmet etmcktedir"
dedi.