07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22AĞUST0S1996 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Konut Edindirme Yardımlan, TOKİ ve Emlakbank'm işbirliği ile uzun vadeli krediye dönüştürülebilir 6 Ucuz konut' için yasa değişmeliCA.V4NSOVSAL Toplıı Konut Idaresi'nin Emlak Bmkası'r.ın hesaplannda bulunan konut edindırmeyardtmı (K.EY) pa- raîar.nın. konut kredilerine dönüşe- biimesi ıçın yasal düzenleme gerek- tiJi belirîiidı. Emlak Bankası Genel Müdürü Zafer Kültüriü ve Toplu Konut İdaresi (TOKİ) Başkanı Ylğit Gûk)ksÜ7_ 3320 sayılı Konut Edin- dirme Vardımı Kanunu'nun toplu konut projelerınin fınansmanı ve kredılendirilmesıne olanak tanıma- dığını belirterek gerekli yasal deği- şitlik gerçekleştıriIdiginde. iki ku- mluşunışbırliğı halınde Türkiye'nin konut sorununun çözümünde önem- li adımlar atabileceğmi belirttiler. Faizlerle birlikte 85 trilyon lira- ya ulaşan KEY paralarının. söz ko- nusu kanun çerçevesinde Emlak Ban- ka>ı tarafından gerektiği gibi kulla- nılmadığı iddiasıyla TOKl tarafın- darı açılan dava karar aşamasında. Emlak Bankası Genel Müdiirü Zafer Kültüriü. vapı tasarruf sıste- mıdahi!. her konuda TOKl ileişbir- liğine hazir olduklannı belirterek KEY hesaplannda biriken paranın TOKl projelerine finansman deste- ği için altyapı oluşturabileceği fik- rine karşı olmadıklannı ifade etti. Yasadaki ilgılı hükümlerin bu duru- mu engellediğini vurgulavan Kül- türiü. vasanın sadece TOKİ kredile- • Emlak Bankası Genel Müdürü Zafer Kültüriü ve Toplu Konut İdaresi Başkanı Yiğit Gülöksüz, gerekli yasal değişiklik gerçekleştirildiğinde, iki kuruluşun işbirliği halinde Türkiye'nin konut sorununun çözümünde önemli adımlar atabileceğini belirttiler. rinin geri ödenmesi ve 75 metreka- relik konutlann 60 metrekaresinin kredilendirilmesi için kullanımına açık olduğunu ve bu biçimiyle hiç- bir projenin finansmanına olanak tanımadığını söyledi. TOKi Başkanı Yigit Gülöksüz de yasada gerekli değişikliğin ya- pılması halinde Emlak Bankasf nda- ki KEY paralannın konut kredisine dönüşebileceğini belirtti. Gülöksüz, idare ile Emlak Bankası nın ellerin- de stok arsalar bulunduğunu hatır- latarak bu arsalann sabit gelirlilere konut yapımı için kullanılabilece- ğini, bu aşamadaki kredilerin TO- Kl'deki konut fonu ile Emlak Ban- kası'ndaki KEY paralanndan sağla- nabileceğini söyledi. Gülöksüz, ida- renin organizasyonu ve Emlak Ban- kasf nın ihtisas bankacılıgının bir araya gelerek işçi ve memurlann. ucuza mal olacak konutlara 10-12 yıl vadeli ödemelerle sahip olabileceği- ni sözlerine ekledi. 3320 sayılı Konut Edindirme Yar- dımı Kanunu'nun 10"uncu madde- sininbirinci fıkrasındayeralan "Top- lu Konut ve Kamu Ortaklığı İdare- si Başkaıılıjı. bu kanun uyannca, Emlak Bankası" nda açılan hesap- larda toplanan paralan devlet tah- vili. Hazine bonusu ve geür ortaklı- ğı senedine yatırmak suretiyte ne- malandırabiİir. Emlak Bankası, söz konusu hesaplarda toplanan parala- nn bakiyesine aitı a\ vadeli nıevdu- ata uygulanan oranda faiz tahakkuk ettirir1 * ibaresi 1994 yılına kadar Emlak Bankası tarafından uygulanır- ken, TOKl son iki yılda yönetimin bu maddeyi dikkate almadığı iddi- asıyla banka aleyhine 3 dava açtı. Söz konusu davalardan ikisi, sü- resinde açılmadığı gerekçesiyle dü- şerken en son açılan dava karar aşa- masında bekliyor. Bu arada TOKİ tarafından faizle- riylebirlikte83 trilyon liraolarak be- lirtilen KEY miktannın faizler ha- riç 52 trilyon lıra olduğunu vurgu- lavan Emîak Bankası yetkilileri. bu miktann toplam KEY miktannın ya- nsı olduğunu. geri kalan yaklaşık 50 trilyon liranın büyük bir bölümü- nün TOKl'de, geri kalan kısmının da Kamu Ortaklığı Idaresı'nde bulun- duğunu belirttiler. Demir Tatil Köyü'nün 'bedava'ya yakın bir kiraödediği Ataköy'deki alan ya saülacak ya geri aiınacak. Emlakbank trilyonluk arsasınınpeşinde Ekonomi Servisi- Emlak Ban- kası'nın yeni yönetimi, bankayı zarara uğratan. proje ve uygula- malara karşı sessiz bir mücade- le yürütüyor. Bu çerçev ede, 1981 yıfındakirayaverilenAtaköy sa- hil şeridindeki 73 bin metreka- relik alan için, son derece düşük olan kira yerine. sözleşme süre- si dolan arazinin ya kiracı konu- mundaki Demir Turıstik Işlet- meciliği'ne satılması ya da geri alınması öngörülüyor. Emlakbank yönetimi, yaptı- ğı açıklamada söz konusu alan- dan elde ettikleri yıllık kira ge- lirinin 3 milvar lira olduğunu. buna karşın bu arsa için 2 mil- var 950 milvon lira vıllık emlak \ergisı ödedıklerini belirterek. bankanın trilyonluk değere sahip araziden aylık kira gelinnin yal- nızca 4 milvon 166 bin lirada kaldığını kaydettiler. Açıklamada. sözleşmede bu- lunmadığı halde kiracı Demir Tatil Köyünün bölgeye 230 mil- von dolarlık yabancı sermaye yatınmı getireceği yolundaki ha- berlerin basında yer aldığına dik- kat çekildi. Emlakbank yetkilileri. yerli ya da uluslararası kuruluşîann yapacağı ekspertiz sonucu be- İirlenecek değer üzerinden, ara- ziyi Demir Turistik Işletmeciii- ği'ne satmaya da hazır oldukla- nnıvurguladılar. Söz konusu arsayı Emlak Ban- kası'ndan kiralayan Süleyman Demir. bankanın ekspertiz öne- risini kabul ederek, makul bir değer bıçilırse almayı da düşü- nebıleceklerini ifade etti. Demir. 1990 yılında bankay- la yapılan yap-işlet-devret söz- leşmesınin banka v önetimleri ta- rafından engellendiğini öne sü- rerek. söz konusu sözleşme ha- yata geçirildiği takdirde arsanın üzerinde gerçek değerini yansı- tan birtesis yapılabileceğini be- lirtti. Demir aynca. bu sözleş- me sonunda bankanın yılda 600 bin dolarkira kazanacağını ve kâ- nn yüzde 15'ine sahip olacağı- nı ifade etti. Avrupa Birliği üyesi ülkelerin Türkiye'nin ithalatındaki payı yükselirken ihracattaki payı geriliyor Gümrük birliğinde rüzgâr tersten estiNURTEN YALÇIN Gümrük bırliğinin daha bi- rinci yılı dolmadan "ihracat- taki patlama' umudu. ıthalat- ta patlamay la son buldu. Tür- kiye'nin ocak ayı ıthalatında 15 Avrupa Birligi (AB) ülke- sinin payı geçen yılın aynı ayı- na göre yüzde 46'dan yüzde 53"e yükselirken ihracattaki payı yüzde 52'denyüzde 51 "e indi. Devlet Istatistik Enstitü- sü'nce açıklanan ocak ayı ge- çici dış ticaret verilerine göre AB ülkelerinden yapılan ya- tırım maddeleri ithalatında yüzde 93.7. tüketim maddele- ri ithalatında yüzde 108.8. hammadde ithalatında ise ge- çen y ıla oranla yüzde 38.8"lik artış gerçekleşti. AB ülkele- rıne yapılan ithalat hızla artar- ken bu ülkelerle yapılan ihra- catta toplamda sadece yüzde 1,08'lik bir artış yaşandı. Türkiye'nin AB'ye üye ül- kelerden geçen yıla oranla it- halatı en fazla artan ülke. yüz- de 108.9luk artışla Avustur- va. Av usturya'yı yüzde 92.9'la Isveç takip ediyor. Yunanis- tan ve lrlanda dışındaki tüm AB üyesi ülkelerle yaptığımız ithalat son bir yılda artarken AB üyesi ülkelerle olan ihra- catımızda gözle görülür tek artış yüzde 330'luk oranla Por- tekiz'legerçekleşti. Ancakbu ülkeyie yapılan dış ticaretin zaten toplamda az paya sahip olması nedeniyle kayda değer olmadığını beîirten yetkililer, asıl dikkat çekici rakamlann Türkiye'nin dış ticaret rakam- lannda önemli yer sahibi olan Almanya'ya yapılan ihraca- tın yüzde 1 düşüp. ithalatın ise yüzde 77.5 artması oldu- ğunu vurguladılar. Prof. Dr Gülten Kazgan Türkiye'nin başlıca ihraç pa- zan olan Avrupa ülkelerinin Maastrich Anlaşması'nın ko- şullannı yerine getirmek ama- cıyla sıkı para politikalan uy- guladıklannı \ e bu ülkelerde- ki yavaş büyüme ve durakla- manın etkilerinin Türkiye'nin ihracatını etkilediğini vurgu- ladı. Türkiye'nin tekstil dışında dışanya satacak ürünü olma- dığını söyleyen Kazgan "İh- racat yapabilmek için elinizde dış piyasalarda rekabet ede- cek malınıan olması gerekir. O>sa Türkiye'de bir yatınm malı üretmek için halen 4 a\- n yatınm malına ihtiyacınız \"ar. Ay nca Türkiye'de başı ağ- nsa Avrupa kökenli tüketime basvuracak yapıda bir zengin- ler grubu var. Bu insanlar GSMH'nin yansından fazla- sını alıyorlar. Bu şartlarda ih- racat panamasına falan olanak tanıması münıkün değildir" dedi. İthalat 6.822.238 Duşüş %5001 İthalat 38.936.042 Artış %92.9 İthalat 17.504.333 Artış %27.6 Ihracat 2.913.939 Düşuş %&4 ftj Ihracat 7.704.851 Artış %1 rmalat 18171OA50\to!^îs6J3\ [ithalat 11.385.876 Artış %74.1 Ihracat 3 205.245 jDOşuş %4 FINLANDIYA Ihracat 102.728.713 Artış %46.3 Ihracat 11 374.173 Duşuş %16.5 İthalat 11.385.876 Ihracat 11.374.173 İRLANDA CJ İthalat 105.012.232 Ihracat 54.630 379 thalat 206.984.802 Ihracat 77.448.695İthalat 529.322.377 Ihracat 384.662.062 İthalat 34.253.166 Ihracat 25.950.693Khalat 5.212.512 Ihracat 8.262.120 İthalat 303.450.084 Ihracat 117.928.247İthalat 60.241.259 Ihracat 25 822 718 rthalat 11.240.360 Ihracat 18.597.833 AB ülkelerinden ithalat - ihracat karşılaştırması {Son ıkı yılın ocak aylan ıtıbanyla dolar olarak) IKV Başkanı Eriş: ' Ihracat patlar demedik' Ekonomi Ser>isi-Avrupa Birliği ile ilişkilerde Türkıye'yi temsil eden Iktısadi Kalkınma VaktVnın Yönetim Kurulu Başkanı MeralGezgin Eriş, gümrük birliğinin seyrınin eyiülden itibaren netleşeceğini belirtti. Eriş. hükümetin gümrük birliğine yönelik tutumu konusunda bir değerlendirme yapmak için henüz erken olduğunu da kaydederek şunlan söyledi: "Ağustos ayı nda AB'de muhatap bulmak çok zor. Türkiye'de de Rekabet Kunılu'nun oluşturulması gibi pek çok konunun e>lül ayında değerlendirilmesini bekliyoruz. Hükümetin tutumunu da eylülden sonra hep birlikte izleyeceğiz." GB öncesinde ihracatta artış yaşanacağı iddıalanna karşın ithalatın patlamasını nasıl değerlendirdiğı konusunda da Eriş, şöyle konuştu: "Biz ihracatin patiamavacağını bep vinledik. bu şişirilmiş bir beklentiydi. Çünkii Türkhe'den alınan ürünlerden zaten 1971'den beri gümrük \ergisi alınmıyordu, kota uygulaması vardı. Kotanın kalkması. ihracatın patlaması için yeteıii değil. İthalattaki artışa gelince, biritıcisi. pek çok ithalatçı, ithalatı 1 Ocak 1996 sonrasına erteiedi. bu da ocak a>ında bir yığılmaya neden oldu. İkincisı, yalnız ocakta değil daha sonraki ay larda da biryoğunlukvar. Nedenide, 95 yılının yatınm teşvik belgelerinin çok fazla olmasına bağlı olarak yatınm maddelerinin ithalindeki artış ile AB dışından Türkiye'ye ihracata yönelik giren mamullerin AB've vönelmesi." Bedelsiz otomobil ithalinin durdurulması için temaslar yoğunlaştı AMC\R.\ (Cumhuriyct Bürosu) - REFAHYOL: gümrük birliği sürecinde yoğun pazarlıklarla alınan. kullanılmış otomobilde gümrük duvarlannın 5 yıl süresince korunması yönündeki uygulamadan, kendi isteğiyle \azgeçiyor. Otomobil Üreticileri Derneği. otomobil ithalindeki korumalann kaldınlmaması için Ankara'da temaslannı yoğunlaştırdı. Dernek temsilcileri. Dış Ticaret Müsteşarı Nejat Erenile Devlet Bakanı Fehim Adak'a. korumalann kaldınlması Ahnan haldardan vazgeçiliyordurumunda sektörün büyük darbeye uğrayacağı, bedelsiz otomobil ithali ile kara para aklanacağı görüşünü iletti. Devlet bakanları Ajfer Yılmaz ile Ufuk Söytemez'in, dernek temsilcilerinin görüşme istemlenne yanıt vermedikleri öğrenildi. REFAHYÖL'un. yurtdışında çalışan işçilere, Merkez Bankası'ndaki süper döviz hesabına 50 bin mark yatırmalan durumunda. bedelsiz olarak kullanılmış otomobil ve makina ithal etme izni verileceği yönündeki açıklamasına otomobil üreticileri büyük tepki gösterdi. Kullanılmış otomobil ithalinde alınan KDV ve gümrük vergilerinin. süper döviz hesabına para yatıran gurbetçilerde uygulanmaması için gereken yasal düzenlemeler tamamlanma noktasına geldi. Maliye Bakanı Abdüiiatif Şener. yapılan düzenlemelerin gelecek hafta toplanacak Ekonomik Kurul'da görüşüleceğini. daha sonra da Bakanlar Kurulu'nda onaylanarak uygulamanın başlatılacağını bildirdi. Hükümet çalışmalarını tamamlarken. Otomobil Sanayiciler Derneği Genel Sekreteri Ercan Tezer başkanlığındaki heyet, 2 gündür Ankara'da sürdürdüğü görüşmelerinde. Eren \e Adak'a, bedelsiz otomobil ithali izniyle Almanya'dan Türkiye'ye getirilecek otomobiilerde kara para akJanabilecegi, getirilecek araçlarla Türkiye'deki otomobil üretiminin büyük darbe alacağı yönündeki raporlannı ilettiler. Dış Ticaret Müstesarlığı yetkilileri de kullanılmış otomobil \e makinede uvgulanacak bedelsiz ithaJat ile hem yurtiçindeki üreticilerin büyük darbe alacağını, hem de Türkiye'nin makine çöplüğü haline dönüşebileceğini belirterek şu değerlendirmeyi yaptılar: "Biz bu tehlikeler > üziinden gümrük birliği sürecinde. büyük pazarlıkla kuilanılmış makine \e otomobil için korumalann kaldınlnıasında 5 y ıllık geçiş süreci hakkı aldık. Şimdi hükümet kendi eliyle bu pazarlıkta aldığımız haklardan \azgeçiyor. Daha sonra üreticinin düşeceği mağduriyetin sorumlusu da $i\asiler olacaktjr." ÇIFTÇI DOSTU/ SADULLAH usı MÎ Balıkçılar balık katliamını önlemek için devleti anyorEDREMİT - Devletin ve mille- tin malına, hakkına sahip çıkma alışkanlığımızı kaybettik. Türk eko- nomisi can çekiştiği halde, bazı vurgun ve soygunlara "Milletin malı deniz, yemeyen domuz" an- layışı içinde bakmaya çalışanla- nn sayısı ne yazık ki giderek artı- yor!.. 1980 yılında bir virüs gibi insan- lanmızın kanına giren bu hastalık, ülkemizin tüm variığını yedi bitir- di. Katrilyonlarlaölçülebilecektüm servetimizı tükettık. Şimdi de sı- radenizlenmize geldi. Gelişmele- re bakınca. kısa süre içinde deniz- lenmizdeki yüzlerce trilyonluk ser- vetimizi de yok edeceğimiz anla- şılıyor!.. Ne yazık ki, bu yağma düzeni- ne en büyük yardımcı, devlet gö- revlilen ve hükümetlerimiz... Alınan kararlann birçoğu vurgun ve sö- mürü düzeninin çalışmalannı ko- laylaştınyor. Bu konuda yüzlerce örnek vemnek mümkün!.. 10 yıldan beri tüm denizleri- miz yağma ediliyor. Neredeyse artık balık kalmadı. Bazı balık cıns- leri tamamen tükendi. 6 ile 7 yıl ön- cesine kadar denızlerimizdeki ba- lık stoku, 2 milyon ton olarak he- sap ediliyordu. Şimdi o kadar azal- dı ki, son zamanlarda küçük ba- lıkçı tekneleri sabahlara kadar ça- lıştıklan halde üç beş kilo balıkla geri dönüyorlar. Çoğu, mazot pa- rasını bile çıkaramıyor. Milyonlar- ca insanımız balığa hasret. Yüz binlerce balıkçımız da işsiz ve parasız. Çoluk çocuğuna bakabilmek için ayak işlennde çalış- mak zonjnda kalıyor!.. Durum, bu kadar va- him. Denizlerimizi en çok iki veya üç yıl tam koru- yabilsek, her tarafımız balıkla dolup taşaca'-- Milyonlarca insanımız en değeıii besin ürünü- nü ucuz fiyatlarla alıp yi- yebitecek. Gene en azın- dan yüz binlerce balıkçı ailesi, iyi bir geçim dü- zeyine erişecek. Ülke- miz. balık ithalatından kurtulup büyük çapta ih- racatçı durumuna ula- şacak. Milyonlarca do- lar döviz gelecek. Böy- le birgelişmeyi kim iste- mez!.. Halkımızın kesin olarak is- tediğini biliyoruz. Ancak, hükü- metimizin de istedigini söylemek çok zor. Zira, istese denizlerimiz- deki balık katliamını 10 gün için- de durdurur. Ama senelerden be- ri ne Özal ne Yılmaz ne de Çil- ler hükümetleri işe yarar bir tek ön- lem aldı. Bazı hükümetler dönemınde, denizlerimizdeki vurgunu ve soy- gunu teşvik edici karaıiar bıle çık- tı. Örneğin, bütün balıkçı koope- ratifleri ve dernekleri avlanma sü- resinin uzatılması için ısrar ettik- Denizlerimizi tam koruyabilsek, her tarafımız balıkla dolup taşacak. lerı halde, hükümetler hep aksi- ne kararlar aldı. 1996 yılında avlanma yasagı ile ilgili alınan yanlış karar, geçimini denizden sağlayan küçük balık- çıların bile protestosuna neden oldu. Nisanda başlaması istenen av yasağı. mayıs ayına ertelendi. 15 eylüle kadar uzatılması iste- nen av yasağının bir kısmı ise 1 temmuzda sona erdirildi. Aynca, trolcülerin avlanma yasağı 3 mil- den bir buçuk mile indirildi. Balık- çılar, sahanın böylesinedaraltılma- sını "cinayet" olarak nitelediler. 1 temmuzda av yasağı kaldı- rılınca trol tekneleri Ege Bölge- si'nde cirit atmaya başladı. En gü- zel ve verimli koylanmız, körfez- lerimiz dipten taranarak balık nes- li adeta kurutuldu. Ege Denizi'nde ve özellikle Edremit ve Ayvalık civarında tam bir balık katliamı yaşanmaktadır. Trol tekneleri, sahile 200 ile 300 metreye kadar sokularak sabah- lara kadar ağ atmaktadır. Ama buna rağmen görünürlerde ne devlet var ne de hükümet!.. Bu yazımı okuyanlar, hemen ışin kolayına kaçıp sahil güvenlik komutanlıklan- nı veya tarım il ve ilçe müdüriüklerini suçlaya- caklardır. Hatta, bakan- lıklar veya ilgili genel mü- dürlükler, yerel kuaıluş- lara birer yazı göndere- rek bılgi ve önlem alınma- sını isteyeceklerdır. Bu tür yazışmalann hepsi göstermeîiktir. Bu- güne kadar bu tür mek- tuplann yüzlercesi, bin- lercesi yazılmıştır. Ama hiçbir sonuç alınama- mıştır. Eğer sahil güven- lik ve tarım müdüıiükle- rinin güçleri yetseydi. de- nizlerimızde değil yasak avlanma yapmak, kuş bileuçamazdı!.. Ancak, gerçekleri bil- mek gerekir. Denizleri- mizin güvenliğinden sorumlu ör- gütlerimizin eli kolu bağlıdır... Si- lahsız, mermisiz, topsuz, tüfek- sizordugibidir... Hele, sahil kasa- balanndaki tarım il ve ilçe müdür- lüklerinin çoğunda denize açıla- caktekneyoktur... Olanlarınki de işe yaramaz haldedır... Çalışabi- lecek durumda teknesi olan mü- dürlüklerin de kasalannda mazot alacak para bulamazsınız!.. Koca Edremit Körfezi nasıl korunacak!.. Dikili ile Behram Burnu arasın- da kalan denizimiz, bir bölge ola- rak tespit edilmiş. Bu kadar ge- niş bir bölgeyı korumak için de bir tek bot tahsis edilmiş. O da Ayvalık'ta Sahil Güvenlik Komu- tanlığı'nın emrinde bekleyecek. Ya kendiliğinden dolaşacak veya bir ihbar alınca gidecek... Dikili tarafınaçağnldığızaman, Edremit Körfezi; Edremit Körfezi'ne doğ- ru yolaçıkarsa Dikili'ye kadar olan bölge boş kalacak... Nasrettin Hoça'nın ahşveriş hikâyesı gibi!.. Ülkede devlet ve hükümet, var mı yok mu... Karar sizin... Ama denizlerimızde hükümet ve dev- let olmadığı kesin... Edremit Kör- fezı'ne kadar gelme zahmetine katlananlar, bu gerçeği hemen öğreniıier... Trol tekneleri sahiller- de cirit atıyor... Hükümet ve yetkili makamlar sorumlu aramasın. Komik olu- yor... Çünkü denizlerimizin tahrip olmasından ve balık katliamından sorumlu olan. yeteıii önlemleri al- mayan hükümetlerdir... Devlet yet- kilileridir!.. Edremit Körfezi'nin balıkçıla- nndan Nusret Ekin, Ahmet Ba- balı, İbrahim Babalı, Mehmet Harmankaya trol teknelerınin za- man zaman sahillere kadar so- kularak küçük balıkçı tekneleri- nin ağlannı bile parçaladıklarını ileri sürüyorlar. Burhaniye Su Ürünleri Koope- ratifi Başkanı Yüksel Aras ile 2.Başkan Cengiz Ekin hüküme- ti ve ilgili makamları trolcülerle mücadeleye çağınyoriar! • İŞÇİNtN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Dört Eğilim ANAP genel kuruluna yönelik kavga, Turgut Özal'ın ünlü "dört eğilim" sloganını gündeme getirdi. Şişko, kısa kollarını havaya kaldırarak iki elini bir- leştirerek verdiği selamda simgeleşen "dörteğilim", ANAP içinde kalacak mı yoksa milliyetçiler, mukad- desatçılar, sosyal demokratlar kendi partilerine dö- necekler mi? ANAP'lılar, köşe yazarlan, kamuoyu ciddı ciddi bu- nu tartışıyorlar. Özal Dört eğilimipartimizde buluşturduk" dedi- ğinde de yeni bir ideoloji yaratmış gibi hava basmış, kamuoyunu, kitleleri, yıllarla bu sloganla oyalayıp kandırmıştı. Özal'ın mucizelerinden (!) biri olarak kabul edilen bu sloganın patenti de aslında kendisine aıt değildi. Türkiye'de siyasette hep kullanılan, özellikle de De- mokrat Parti'nin yükselişinde çok işe yaramış, nasıl olabiliyorsa, "imtiyazsız, sınıfsız kitle" s\ogan\n\n bir başka aranjmanıydı. Aslı aranırsa, ideolojilerin yerine oturduğu Batı demokrasilerindeki düzeni istemeyen ABD icadıy- dı. ABD'de sol, sosyal demokrat ideolojilere dayalı partilerin kurulmasını fiilen yasaklayan, tek ideoloji- li düzende, merkez sağda biri biraz daha sosyal, bi- ri biraz daha liberal iki parti ile oynanan demokrasi oyununun bir yansımasıydı. Özal'ın pek sevdiği yeni dünya sömürü düzeni, globalleşme, küreselleşme ideolojisinde, kitlelerakıl almaz yoksullaşır, başta çalışma hakkı, sağlık, eği- tim en temel insan haklarından yararlanma giderek azalır, sınıflar arası uçurum büyürken dünya düze- yinde ve Türkiye'de tek ideolojiden, eğilimleri birleş- tiren partilerden söz edilmesi daha da ciddi bir an- lam kazanıyor. Tek ideoloji, "imtiyazsız, sınıfsız kitle, dört eğilimi aynı çatı altında toplayan parti;" insanları, toplum- ları, kendi hak ve çıkarlanna daha da yabancılaştır- mayı, ideolojik anlamda köleleştirilmeyi hedefliyor. • • • 12 Eylül'ün sadece anayasa ve yasalarda değil, asıl insanlann bilincinde gerçek demokrasiyi yok et- mesi, kitlelen köleleştirmesi, çıkarlanna, kendilerine yabancılaştırması sayesinde, meydanı boş bulan Ozal, güçlü bir ideolojik karşı çıkış, eleştiri ile de kar- şılaşmadan, merkez sağdaki partisinde, milliyetçi- leri, mukadesatçılan, zenginleri ve yoksulları ve de solculaıia-sağcılan bir arada, bir çatı altında topla- dığını iddia etmişti. Bir sürü yağdanlığı da bu dahiyane (!) buluşu ne- deni ile kendisini alkışlamıştı. Amaç, çıkarlarda bir- birinin karşıtı milliyetçilerle-mukaddesatçıların, sağ- cılarla-solculann, zenginlerle-yoksullann, merkez sağla-merkez solun aynı parti çatısı altında, aynı amaçlara yönelik nasıl birleşebileceği hiç sorgulan- mamış, galiba arabesk kültürü gibi her ideolojinın olum- suzluklarını birleştirme yoluna gidılmişti. Sonuç olarak da ANAP ve Özal iktidart uygula- malarında, 12 Eylül'ün yasaklı düzeni daha da pe- kiştirilmişti. Demokratik düzene, insan haklarının iş- letilmesine adımlar atılması şöyle dursun, askeri dö- nemi aratan bir yoksullaştırma, yozlaşma, vurgun, rant, yolsuzluk, üretim ve yatınmdan vazgeçme sü- reci yaşanmıştı. Aradan bunca yıl geçtikten sonra ANAP genel ku- ruluna giderken Ozal döneminin bütün bu kötülük- lerinin unutulması, gerçekleri, sorunları, kitlelerin çı- karlarını yok sayan "dört eğilim" sloganının bir kur- tarıcı gibi ağızlara alınabilmesi akıl alır gibi değil. Gönül isterdi ki ANAP genel kurulu, liberal bir sağ partinin gerçek ilke ve ideolojisinin arayışlanna ışık tutsun. Siyasi partilerimizden birisi olsun, doğru-dü- rüst bir kimlik arayışı içine girsin. Gerisi için bir baş- langıç, ışık tutucu olurdu. Şeriatçılar, REFAHYOL iktidarında çok daha ko- lay olarak güçlenmek üzere laikliği, siyaseti, eksik- çarpık da olsa var olan demokratik hakları sonuna kadar kullanmakta. Refah'ın yükselişini yaratan merkez sağ ise ge- rek DYP, gerekse ANAP çatısı altında, şeriata, ırkçı- lığa ödün vererek ayakta kalmayı ummakta. Bu kafalar liberal sağ adına başka ne üretebilir- ler ki? Görülen o ki yolsuzluklann örtbas edilmesi. ittifa- kı üzerine koalisyon ortaklıklarının oluşturulduğu, bütün değerlerin yitirildiği bir ortamda, DYP genel kurulundan sonra ANAP genel kurulu da merkez sağın kimlik arayışında bir umut, ışık olamayacak. 4 Refah'çı esnaf vergi afl& peşinde Ekonomi Senisi- Hükü- metin esnafa yönelik politi- kasını eleştiren Müstakil Es- naf \e Sanatkârlar Derneği (MESDER). küçük esnaf ve sanatkânn huzura kavuşma- sı için \ers»i borçlarının af- fedilmesimistedı. MESDER tarafından düzenlenen dün- kü basın toplantısında 54'ün- cü hükümetten \ ergi affı ko- nusunda beklentileri oldu- ğunu söyleyen MESDER ls- tanbul İl Başkanı HasanŞa- hroğlu. esnaf \e sanatkânn hakkının korunması için ba- kanlık kurulmasının zorun- lu olduğunu dile getirdi. Bakanlık kuruhnası tale- bıni Başbakan Nec- mettin Erbakan \e Başbakan Yardım- cısı Tansu Çiller'e ilettiğinibıldirenŞa- tıroğlu. henüz bu ta- leplerineolumlubir yanıt alamadıklannı kaydet- ti. De\ leti soyanlann affedil- diğini beîirten Satıroğlu. "Hapishanedekiler affcdili- yor, ama devlet. küçük esnaf ve sanatkâr üzerinde olan vergi borcunun faizleriyle birlikte alacağını açıklıyor. Hu/ııryalnızde\ letten alan- larda aranmamau, de\ k'ttcn hiçbir destek alamayan es- naf. haksız uygulanıalara karşı korunnıalıdır" dedi. De\ lete 11 bin 511 vergi yüzsüzünün 195 trilyon bor- cu olduğunu hatırlatan Şatı- roğlu. 5.5 milvon esnafın 4 trilyon borcu bulunduğunu kaydederek şöyle konuştu: "Devlet hep almakla mı vaıiığını gösterecek? De\ let bu meblağı tahsil etmese ne olur? Bu tip aflan diğer de\ - letler yapıyor. Bizim hükümetimizdeyapnialıdır. Esnafın sırtındaki kambur kaktınlmalıdır." İşçi. memur \e emekliyi yüksek maaş zammı ile se- \ ince boğan hükümetin. ay- nı duyarlılığı esnafa da gös- termesı gerektiğini söy leyen Hasan Satıroğlu, sosyal şem- siyenin yalnızca emekli. iş- çi \ e memuru kapsamadığı- nı belirterek "Esnaf ve sa- natkârlar da bu şemsiye al- tına alınmalıdır" dedi. Dc\ - letin kesesınden bol bol da- ğıtan hükümetin üretim ya- tınm için gözünün esnafın kesesine diktiğini belirterek "Vergi borçlannı ödemeyen esnaftan \ıllık yüzde 207 faiz isteyerek de\let zenginleştiri- lemez" dıye konuş- tu. De\ letin tek gelir kayna- ğının vergi olmaması gerek- tiğini ileri süren Satıroğlu. büyük kuruluşîann 5 yıl üst üste zarar gösterip. v ergiden kurtulduğunu hatırlatarak "Olan küçük esnafa oluyor. Düzenli olarak vergisini öde- mek zorunda kalıvor" diye konuştu. Esnaf ve sanatkâra kredi sağlayan dev letin esas rahat- lığı sağlayacak icraatlan ger- çekleştiremediğini bildiren Satıroğlu. "Maliye Bakanı'- nın açıklamalany la \ergi \e faiz uygulamalannı gündeme getirmesi neyin ifadesidir. Maliye Bakanı medyada es- tirilen af ha\asına karşı oldu- ğunu ifade etnıekle hangi amaca hizmet etmcktedir" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle