23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 22 AĞUSTOS 1996 PERŞEMBE HABERLERIN DEVAMI Istanbul B 27 Sinop Y 26 Adana Edime B 29 Samsun Y 26 Mersin Çanakkale B 29 Trabzon Y 24 Diyarbakır Kocaeli B 26 Gıresun Izmır A 31 Ankara Y 24 Şanlıurfa Y 27 Mardin Manisa Aydın _A 33 Konya B 27 Siirt A 33 Eskişehir B 27 Hakkâri B 30 Denizli A 31 Sıvas Y 27 Van B 29 Zonguldak Y 27 Antalya A 31 Kars Yurdun kuzey ke- »-•a '3Sf "5S4t simleri parçalı bufut- ' lu, Karadeniz ile iç ve Doğu Anado- Londra lu'nun kuzeyi şağa- nak ve gökgürültülü Y 22 nak ve gökgürültulü sağanak yağışlı, dı- Roma Y 28 B e r h n B 2 6 - Amsterdam B 25gy dun doğu kesimle- Madrid rinde bıraz azala- cTZ£ cak, diğer yerlerde b 0 T v a B 28 önemli bir değişiklik Brüksel olmayacak. B 26 Budapeşte Y 27 Münih Atına Mılano Oslo Helsinki Stockholm Belgrad Viyana Bonn b Y Y B B B B Y 29 27 25 25 29 27 25 24 23 Moskova Aşkabat Almatı Taşkent Bakü Bişkek Tiflis Kahire B B B B B B B B 27 35 27 34 32 28 33 33 Şam B 34 0Aç.k Parçalı bulutlu Stsli Bulutlu ^ Çok bulutlu • Yağmurtu G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafi 1. Sayfada Esen riizgâra göre, gerekirse özelleştirirsiniz... Erbakan, Asya gezisinin son durağı Endonez- ya'da şöyle dedi: "Türkiye, Avrupa Birliği ile Islam dünyası arasın- da köprü vazifesi görebilecektir..." Ankara'dadün düzenlediği basın toplantısında ise köprüden merkeze geçti. Hızını alamayıp, "Türkiye dünyanın merkezindedir" dedi. "Bizde beyin yok" diyen de Erbakan , "Dünyaya hükmedebiliriz" diyen de... Bu psikoloji, ülkemizdeki genel hastalığın yansı- ması. Kendimizi ya dünyanın merkezi görüyoruz ya çömezi... Erbakan, Asya gezisinden eli boş döndüğü için, gezinin ne kadar önemli olduğunu basın toplantısıy- la anlattı. Gezinin meyvelerini ballandıra ballandıra sıraladı. Hocanın basın toplantısı, kaynak açıklama- lan gibiydi. Verim düşük başan yüksek... Aslında, dünyaya duygularla değil, gerçeklerle ba- kabilsek, hocanın Asya gezisi gerekli ve önemli. Ne varki gezi, Türkiye'nin uluslararası ilişkilerinin geniş- letilmesi değil, hocanın itibannın Endonezya'ya, Ma- lezya'ya kadar yayılması temeline dayandınldı. Hocanın kendisi söylüyor... Endonezya Cumhur- başkanı Suharto, resmi ziyaretlerde devlet başkan- lanyla en çok on dakika görüşürmüş, hocaya üç sa- at ayırmış. Niyetini anlamak içindir... Geçelim... Dünyada üç ana merkez oluşuyor. Avrupa, Uzak Doğu, Amerika... Avrupa AB'yle kıta devlet olma yo- lunda. ABD, kuzeyi ve güneyiyle bütünleşip NAFTA'yı kurdu. Uzak Asya da Japonya'nın öncülüğünde "kı- ta devlef'e doğru adım adım gidiyor. Bu görünüm bizim bulunduğumuz bölgeyi açıkta bırakıyor. Ortadoğu ve Kafkaslar, sözünü ettiğimiz merkezlerin temel gereksinimi petrolün geçiş nok- tası. Yani, tümü için önemli... Bulunduğumuz bölgede etkin olan güç, öteki iki- sine karşı da büyük üstünlük kazanmış olacak. Ortadoğu, Kafkaslar, Asya öteki üç merkezin dı- şında ayrı bir merkez oluşturabilir mi? Bugünkü görünüme bakarsak çok zor... Her şeyden önce sınırları, içinde yaşayanların is- tenciyle değil, emperyalist ülkelerin cetveliyle çizil- miş Oöadoğu devietleri arasındaki kan davası buna engel. Ortadoğu ve Kafkaslar'ı nasıl tanımlayabiliriz? Petrol Batı'ya akıyor. Karşılığında gelen dolar, si- lah alımı için Batı'ya akıyor. Bölgede yaşayanlar bir- birierinin kanını akıtıyor. Hocanın deyimiyfe, beyinsizlerin bile anlayabilece- ği çarpık bir tablo. Bu tabloda sağlıklı bir yer edin- mek gerçekten güç. Çünkü, bölgede tüm ülkelerin katılımıyla gerçek- leşecek kalıcı banş, sözünü ettiğimiz üç merkezin işi- ne gelmiyor. Zira o zaman, bölgeyi kontrol edemez- ler. Hocamızda da "kul" mantığı etkin olduğu için, bir yandan AB'yi ürkütmeme, bir yandan ABD'yi karşı- yaalmama politikası uyguluyor. Bu da Türkiye'yi be- lirsiz bir konuma itiyor. Dünya yuvariaktır... Türkiye'nin yerini, haritaya bakarak değil, plan ya- parak belirleyebiliriz. Kaldı ki harita da bir planla çi- zilir. Çin'e gittiğimde görmüştüm. Pekin Belediye- si'nin girişinde bir harita... Tam ortada Çin, Avrupa batı tarafında, ABD doğuda... Meksika'da gördüğüm dünya haritasının şekli ise şöyleydi: Ortada Amerika kıtası, batıda Asya, doğuda Av- rupa veAfrika... Avrupa'dayapılan haritalardan esinlendiğimiz için, bizim atlaslârımızda ise, Avrupa ortada, Asya doğu- da, Amerika batıda... Bir gün Antarktika'da olağanüstü bir uygarlık ge- lişirse, o zaman da dünya haritası ters çevrilip am- pül şeklinegetirilir... Haritaların bu göreceliliğine bakarak, "Türkiye dünyanın neresinde" sorusuna şu karşılığı verebili- »riz: • "Dünya yuvariaktır..." Yazıyı bir atasözü ile noktalayalım: "Planınızyoksa, başkalannın planının parçası olur- sunuz..." O zaman nerede olduğunuza da başkaları karar verir... Bazen merkezde bazen kanatta... Kâh eşikte kâh beşikte... PKK, Sıvas'tan sızmak • Baştarafi 1. Sayfada lar, "Güneydoğu'dald ateş çemberinden bunalan terör örgütû,Güneydoğu çemberi- ni aşarak iç bölgetere sızma- ya çalışıyor. Bu anlamda Sı- vas, bir geçiş kapısı, batıya açılan köprü. PKK, Sıvas'ı kontrol aitına alarak kendisi- ne hareket alanı yaratmaya çahşryor" görüşünü dile ge- tirdiler. PKK'nin. Sıvas'ı kontrol aitına alarak, Hatay- Sıvas hattını da elinde turma- yı hedeflediğine işaret eden kaynaklar. güvenlik güçleri- nin, örgütün bu planlarım dikkate alarak operasyonlan- nı sürdürdüğünü kaydettiler. TSK'nin bölgede geniş çap- lı operasyonlara başladığını da vurgulayan kaynaklar, te- rörün kökü kazınıncaya de- ğin bu operasyonlara devam edileceğini bildirdiler. Içişleri Bakanı Mehmet Ağar. songünlerde PKK'nin eylemlerinin artması nede- niyie Sıvas'ta bölge illerinin valileriyle bir toplantı yaptı. Toplantıya. OHAL Valisi Necati BİIican. Emniyet Ge- nel Müdürü Alaattin Vüksel, Jandarma Genel Komutanlı- ğı Harekât Dairesi Başkanı Tümgenera! Hakkı Kılıç. Sı- vas Vali Vekili Mehmet l- nal; Malarya. Ordu. Giresun. Tokat illerinin \ alileri: Emni- yet Genel Müdürlüğü Özel Harekât Daire Başkanı tbra- him Şahin. lstihbarat Daire Başkan Vekili Hanefi Avcı katıldılar. Kredi yağmasıB Baştarafi 1. Sayfada tamamının yanm trilyon liraya varan düzeyler- de zarar beyan ettikleri vurgulanan raporda, bu firmalann 1994 rakamlan şöyle verildi: "Lapis Hediyelik Eşya Tic. AŞ-470 mi/yar364 miryon 999 bin lira zarar; Lapis Efes El Sanatla- n Tic. AŞ - 388 milyar 755 nıilyon 565 bin lira za- rar; LapisDenizli EJSanatlanAŞ-193mijyar506 mihon 690 bin lira zarar; Lapis Gümrüksüz Sa- tış Mağazalan AŞ - 94 mihar 516 mihon 898 li- ra zarar; Golden Horn Anadolu El Sanatlan Sa- tış Merkezi AŞ -31 milyar 768 mihon 255 bin li- ra zarar; Lapis Kapadokya Otelcilik AŞ -111 mihar 5% mihon 234 bin lira zarar: Lapis Rek- lam ve Yayın ÂŞ - 40 mihon 223 bin lira zarar; Lapis Havalimanı Turistik Alışveriş Merkezi AŞ -172 mihar 346 mihon 60 bin lira zarar; Lapis Aspendos El Sanattan Tic. San. AŞ - 71 milyar 300 mihon 769 bin lira zarar; Lapis Antalya tu- ristik İşj. Tic. AŞ -122 milyar 695 mihon 987 bin lira zarar; Lapis İnşaat San. Ticaret .AŞ 49 mü- yon 716 bin lira zarar; Lapis Anadolu Turizm İşL AŞ - 74 milyar 720 mihon 114 bin lira zarar." Söylemezyönetimindeki Dışbank'ın kredi po- litikalanna ilışkin rapordaki bazı değerlendirme- ler özetle şöyle: Faiz oyunu: Lapis firmalannın zarar tablolan incelenmesiyle de görüleceği üzere, Lapis gru- buna dahil firmalann tamamı. 1994 yılı sonun- da özkaynaklarını kaybedecek düzeyde bir zarar beyan etmişlerdir. Firmalann. maruz kaldıklan- nı beyan ettikleri zarann tamamına yakın bir kıs- mı finansman giderlerinden kaynaklanmıştır... Burada dikkat edilmesi gereken husus. firmala- nn beyan ettikleri finansman giderlerinin fiilen ödenmemiş olduğudur. Bir başka ifadeyle, grup firmalan, kullandıklan krediler için tahakkuk et- tirdikleri faizler ile kur farklannı, finansman gi- derlenne aktarmak suretiyle "kavdi" bir zarar yaratmışfardır... Bunun. hakJannda yapılacak muhtemel takibatlan sonuçsuz çıkarma amacı- na yönelik olduğu, grup (Lapis) firmalannın 1993 ve 1994 yıllanna ilişkin olarak düzenledik- leri mali tablolarda yer alan finansman giderle- rinin. ilgili firmalann anılan dönemlere ait mat- rahlannın (vergiyetabı kurumgelirleri)tespitin- de dikkate alınmaması gerektiği, grup firmala- nnın 1993 ve 1994 yılı beyanlannın doğruluğu- nu tespit etmek üzere vergi incelemesine alınma- lannın uygun olacagı kanaat ve sonucuna vanl- mıştır. Planlı operasyon: (Söylemez yönetimindeki Başbakan Erbakan skandala sessiz ANKAR.\ (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Necmettin Erbakan. De\ let Bakanı L'fukSöyle- mez skandalına sessiz kalmayı tercih etti. CHP Grup Başkanvekili Önder Sav, birkaç gün içinde Ufiık Söylemez için hangi Meclis de- netim mekanizmasının işletilmesini isteyecekle- rıne karar \ereceklerini belirterek. "Bağlantılar mide bulandınyor 1 " dedi. Başbakan Erbakan. dünkü basın toplantısuı- da Cumhuriyet'in. "Sayın Söylemez'in usulsüz kredi kullandırdığı Maliye müfettişlerinin rapor- larıyla saptandığına göre, Ha/ine'nin sonımlu- luğunu almayı \e>a başka bir işlem yapma\ı dü- şiinüyor musunu/" sorusuna. "Konuyu dağıt- mayalım. Türkiye'nin önemli meseleleri \ar" kar- şılığını vermekle yetindi. Dışbank'ın kredi açtiğı) fırmalann 1992.1993ve 1994 yıllanna ait mali tablolannın incelenmesi sonucunda. yüksek tutarlarda kredi kullandınlan Lapis tnşaat AŞ ve Lapis Antalya Turistik Işlet- meleri AŞ gibi bazı firmalann "faaliyetsiz" ol- duklan. bazı fınnalara özsermayelerinin 400 ka- tına yakın tutarlarda kredi açıldığı (özsermayesı 1993'te 208 milyon 145 bin lira olan Lapis İnşa- at"a 78 milyar 989 milyon 500 bin lira teminatsız kredi venldi). bazı firmalann ise Dışbank kay- naklannı aktarmak amacıyla elde tutulduğu an- laşılmıştır. Normal şartlarda hiçbir banka tara- fından kredilendirilmeyecek bir mali yapıya sa- hip olan grup (Lapis) firmalannın almış olduk- lan kredilen Dışbank'a geri ödemedikleri \e te- minatsız olduklan da dikkate alındığında, yapı- lan işlemlerin normal bir kredi verme işlemi de- ğil, Dışbank kaynaklannın "bilinçü*1 bir şekilde grup firmalanna ve ortaklanna aktanlma işlemi olduğu kanaatine vanlmıştır. BaökTYT'yepompa: Sermaye hâkimiyeti La- pis grubuna ait TYT Bank'ın 1994 yılı başlann- dan itibaren krize girmesi ve bankacılık faaliyet- lerinı yenne getirmekte zorlanması üzerine. 17 Mart-11 Nısan 1994 tarihleri arasında Dışbank ta- rafından adı geçen bankaya yoğun bir şekilde dö- viz ve Türk Lirası kredi olarak kaynak aktanmın- da bulunulmuştur... Dışbank'ın (Bakanlar Kuru- lu'nca tasfiye edilmesine karar verılen) TYT Bank'tan olan kredi alacakları tutan 62 milyon 660 bin dolara (yaklaşık 5 trilyon 400 milyar li- ra) ulaşmıştır. Dışbank. TYT Bank'aaçmış oldu- ğu kredilerin tamamına \akın bir kısmını, 7 gün ve 1 ay vadelerle yurtıçi bankalardan temın etti- ğı fonlarla (yani kendisi de borçlanarak) karşıla- mıştır. Teminatsız trihonlar: Genel olarak kredi hae- minde daralma yönünde bir politika izlenmesine karşın. Dışbank'ın Lapis Holding yönetimine geçmesinden itibaren. Lapis Grubu'na dahil fir- malara açık kredi şeklinde \ e hiçbir temınata bağ- lı olmaksızın sürekli bir kaynak aktanmı yapıl- mış ve Dışbank'ın Iş Bankasf nca gen alındığı 22 Nisan 1994 tarihi itibarıyla söz konusu firmala- ra kullandınlan kredi tutan. 95 milyon 501 bin 52 dolara ulaşmıştır. Lapis'e ait TYT Banka yapı- lan 62 milyon 660 bin dolar tutanndaki depo da dikkate alındığında. 22 Nısan 1994 tarihi itiba- nyla Lapis Grubu'na aktarılan kaynakların top- lamı 158 milyon 161 bin 52 ABD Doları (yakla- şık 13 trilyon 600 milv ar lira) olarak hesaplanmış- tır. Bu tutar, Nisan 1994 dönemi bilançosuna gö- re Dışbank aktiflerının yaklaşık yüzde 37'sıni oluşturmuşfur. Söylemez'e Kayalar koruması • Baştarafi 1. Sayfada kalaryeminli murakıplan, Ma- liye Teftiş Kurulu, Merkez Bankası ve Sermaye Piyasası Kurulu temsilciJerince oluştu- rulması planlanan ortak ince- leme komisyonu kurulamadı. Maliye Teftiş Kurulu'nca ha- zırlanan 22 Mart 1°96 tarihli "3,2" sayılı raporda, Hazi- ne'den yanıt almamadığı. Ser- maye Piyasas» Kurulu'nun da birrapordüTeniediğinin basın- daki haberlerden aniaşıldığı be- lirtilerek, -Devtet Bakanuğı "olur'unaragmen komisyonça- bşmasının gerçekleştirileme> > e- ceğinin anlaşılnıası üzerine, ko- nu Malhe müfettişlerince mün- feriden incelenmiştir" bilgisine yer veriidi. Maliye müfettişleri, ekleriy- le birîikte 531 sa>faya ulaşan raporda, Dışbank'ı satın alan Lapis Holding'e bağh kuruluş- lara. yaklaşık 10 ayltk süre için- de hiçbir teminat alınmadan 158 milyon 161 bin 52 dolar kredi verildiğine, kredilerin hiçbirinin geri dönmediğine dikkat çektiler. Raporun "Sonuç" bölümün- de, usulsüz aktanmlardan so- rumlu tutulan dönemin genel müdürü Söylemez ile Yönetim Kurulu Başkanı Bfiiend Ener. Yönetim Kurulu ûyeleri E-Cü- neyt Kalpakoğlu, İsmail Özas- lan, Ylgit Tahsin Okur, Meral Keskin ve Mahir Bay > urdoğlu hakktnda suç duyurusunda bu- lunulması ve "emniyeti suiisti- m a r suçlannı düzenleyen Türk Ceza Yasası'nın 508 ve 510. maddeleri uyannca yasal takibe geçilmesi istemlerinde bulunuldu. Ancak dönemin Maliye Ba- kanı ANAP'lı Lücfullah Kaya- lar, "suç duyurusu" talebinin rapordan çıkanlması istemini içeren şu yazılı talimatı, "So- nnç" bölümünün aitına ekleye- rek imzaladı: "Raporda yer alan hnsuslar, Hazine Müsteş,arhğTnın bağh bulunduğu Devlet Bakanln ğı'nın yetki ve sorumluluğu kapsammda olup, ilgili Devlet Bakanhğı'nın istemi üzerine bakanlığımız mtifettişlerince incelemeye alınnıışür. Bu niteliği itibarıyla yapılan çalışma, doğrudan bakanlığı- mızı ilgilendiren ve incelenme- ye alınnıasını gerektiren bir hu- sus da degildir. Yapılan işin, bir inceleme ve araştırma görevi olduğu, dik- kate ahnarak, raporda belirti- ten tespit,görüş veönerilerin bu kapsamda degeriendirilmesi ve raporun (4.12) maddesindeki '... Cumhuriyet Savcılığı'na iletiltnek' yönündeki öneri, ilgi- li bakanlığın takdirinegiren bir husus olduğundan. 'bu bölü- mün metinden çıkartılarak' ge- reginin ilgili nıakamlarca yapık- ması 178 sajüı K.H.K'nin 5. w 20. maddeİerine dayanılarak uygun görülmüştür." Hazine ve Maliye yetkilileri, raporda Bankalar Yasası açtsın- dan değil, Türk Ceza Yasası açısından yasal takibat istendi- gine dikkat çekerek, "Kaja- lar'ın, konunun Maliye Bakan- hğı'nın alanına«irmediğiyonı- nıu doğru değil. Bankalar Yasası açısından takibat istenseydi, o zaman Ha- zine MüsteşarbğTna bağiı ban- kalar yeminli murakıplannın yetki alanı söz konusu olurdu. Kayalar, suç duyurusu iste- mini rapordan çıkarttırarak, yasal yükümlülüklerine de ay- kın datrandı" dediler Gelişmelere ilişkin Cumhu- rryet'in sorulannı yanıtlayan Ufiık Söylemez. Maliye rapo- runu doğrulamayan Hazine ra- porlan bulunduğunu savunur- ken. KayaJar'm "basirrtB''dav- randığıru belirterek şu açıkla- mayı yaptı: u Raporu. başta kendi Mali- ye Bakanlan (Kayalar) olntak üzere kunse ciddiye almamışttr. Gerek hukuki. gerek ticari. ge- rek \icdani boy utları açısından Malhe'vi ilgilendiren bir yani oimadıği için konuy u Hazine'ye havak etmiş, Hazine de gereği- ni vapmış, cevabını vermiştir. Olayda örtbas edilen bir sey yoktur. O dönemin Maliye Ba- kanı da, aslında basiretli dav- ranmış ve nıüfettişin bilgf sevi- yesini amacını aşan yorumlara katümamısör. r Kapatılan dosyada yeni iddia 6 Eşref Bitlis'in uçağuıda padama' 'Dünyanın merkezindeyiz' ALPER BALLI .\NK.\R.-\ - Adalet Bakanı Şevket Kazan' ın. Jandarma Ge- nel Komutanı Eşref Bittîsin de içinde bulunduğu uçağın düşüş nedeninin yeniden araştınlması yoiundakı açıklaması, takıpsız- likle sonuçlanan soruşturmayı yeniden gündeme getirdı. Olayla ilgili olarak hazırlanan raporlarda yer alan. uçağın •buzlannıa' nedeniyle düştüğü yolundaki görüşlertartışma ko- nusu olurken: "büyükbirpatla- madan sonra uçağın yanarak düştüğü"'ne daır PTT Başmü- dürlüğü'nce hazırlanan raporun yetkililerce hıç dikkate alınma- dığı ortaya çıktı. Olayda yaşamını yitiren pilot Tuğrul Sezginler'in ablası Sa- imeSezginler'in av ukatı Nusret Senem, dosyanın çelişküerle dolu olduğunu söyledi. Başba- kan Necmettin Erbakan'm mu- halefette olduğu dönemde vap- tığı açıklamalarda. Jandarma Genel Komutanı Bitlis'in uçağı- nın Çekiç Güç tarafından düşü- rüldüğü volundaki iddiasının ar- dından. Adalet Bakanı Ka- zan'ın. Bitlis dosyasının yeni- den ele aiınması gerektiğini söylemesi dikkatleri yeniden ta- kipsizlikle sonuçlanan dosyaya çevirdi. Jandarma Genel Komutanı Eşref Bitlis'in de bulunduğu 5 kişiyi taşıyan Beechraft B-200 tıpi uçak, 17 Şubat 1993'te ha- valandıktan 10 dakika sonra Ye- nimahalle Posta Işleme Merke- zi'nin yanına düşmüştü. Genel- kurmay Başkanlığı'ndan >apı- lan açıklamada düşüşün nedeni "uçakmotorundaki buzlanma" olarak değerlendirilmişti. Kara Ku\ r \etleri Komutanlığı Askeri Savcılığı. olayla ilgili yaptığı soruşturma sonunda 5 Mayıs 1993'te dosya hakkında takipsizlik karan verdi. Askeri savcılık, uçak kalkmadan önce saat 09.00"daki hava raporuna dikkat çekerek olayınbuzlanma nedeniyle meydana geldiğini ta- kipsizlik karanna gerekçe gös- terirken, 12.20'deki Meteorolo- ji raporu, "olaysırasındakarya- ğışının başladığını" gösteriyor- du. Bugün Uğur Munıcu'nıın doğıım günü ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Bombalı suikast sonucu yaşamını yitiren gazetemiz yazan Uğur Mumcu, bugün yapılacak etkinliklerle ilk kez doğum gününde anılacak. Uğur Mumcu Araş- tırmacı Gazetecilik Vakfı (um.ag) \e Cumhuriyet gazetesi yöneticileriyle Mumcu dostlan. saat 11.00'de Mum- cu'nun mezan başında toplanacaklar. 22 Ağustos 1942 yılında dünyaya ge- len Mumcu'nun öldürülmesinin üzerin- den 3 yıl geçmesine karşın açılan soruş- turmada hiçbir sonuç alınamazken. Mumcu'nun 54. yaşı çeşitli sanat ve kül- tür kurumlannın da katılımıyla bugün kutlanıyor. um:ag ve Cumhuriyet gaze- tesi yöneticileriyle Mumcu dostlan. sa- at 11.00'de Cebeci Asri Mezarlığı'nda Mumcu için toplanacaklar. Mumcu, say- gı duruşunun ardından yapılacak konuş- malarla mezan başında anılacak. Mumcu'nun doğum günü nedeniyle düzenlenen "Dayanışma Kampanya- sı"çerçevesinde. tstanbul'daGençlik Ki- tabevi. Ankara'da da Bilgi Yayınevi, Dost ve Arkadaş kitabevleri, bugün ya- pacaklan kitap satışlanndan elde ede- cekleri gelirin yüzde 10'unu vakfa ba- ğışlayacaklar. Ankara Sanat Tiyatrosu (AST) da yeni sezon için hazırladığı "İnadına Yaşamak" adlı oyunun prömi- yerini 29 ağustos günü um:ag yaranna gerçekleştirecek. Izmir Bornova Belediyesi'nce yap- tınlan Uğur Mumcu Kültür Merkezi'nin açılışı da bugün gerçekleştirilecek. Yalo- va'da ise Mumcu dostlan, 29-30 ağustos günlerinde Uğur Mumcu kitaplan ser- gisi açacaklar. I Baştarafi 1. Sayfada Pakistan. Singapur. Malezya ve Endonez- ya'ya yaptığı 10 günlük ziyaretin ardın- dan dün bir basın toplantısı düzenleyerek gezi değerlendiımesi yaptı. Değerlendir- menin büyük bir çoğunluğunda Endonez- ya turizmini anlatan Erbakan. ülkelerle ayn ayrı yapılan mutabakatlar hakkında bilgi verdi. Erbakan'ın. "seks turizmi"yle patlama gösteren Uzakdoğu ülkelerinin turizm sek- töründeki ilerlemelerini uzun uzun anlat- ması dikkatçekti. Erbakan. fran'la yapılan görüşmelerin ağırlık noktasının terörle mücadele ve dış ticaret hacminin gelişti- rilmesi olduğunu kaydederek, Tahran yö- netimiyle doğalgaz alımı ve ulaşım konu- lannda iki anlaşma imzalandığını bildirdi. Iki ülke arasındaki ticaret hacminin 1 mil- yar dolardan 2.5 milyar dolara çıkartılma- sı konusunda mutabakata vanldığmı belir- ten Erbakan, Iran'la karşılıklı bir elektrik ticareti gerçekleştirileceğini de söyledi. Erbakan; Pakistan, Malezya \e Endo- nezya ile ilişkilerin daha çok savunma sa- nayii alanında gerçekleştirileceğine dik- kat çekerek. söz konusu ülkelerle işbirliği konusunda mutabakata vanldıöını yinele- di. Türkiye'nin yılda 36 milyar dolar tuta- nnda ithalat, 21 milyar dolar tutarında da ihracat yaptığını belirten Erbakan. arada- ki 15 milyar dolarlık dış ticaret açığının ka- patılmasının Türkiye'nin temel sorunla- rından biri olduğunu bildirdi. Erbakan, Türkiye'nin turizm ve diğer gelirleriyle 10 milyar dolarlık açığı kapatma olanağı ol- duğunu. geriye kalan 5 milyar dolarlık açı- ğın da söz konusu ziyaret sırasında \ an- lan mutabakatlarla kapatılacağını bildirdi. lran, Pakistan, Malezya, Singapur ve En- donezya ile olan dış ticaret hacmi mikta- nnın arttınlarak 9 milyar dolara çıkanl- masını hedeflediklerini kaydeden Erba- kan, "9 mihar dolarlık tkaret hacminin 43 milyan ihracat demektir. fşte elde edi- len bu gelirle Türkiye'nin 5 milyar dolar- lıkticaretaçığı da kâpanacaknr" dedi. Er- bakan. birgazetecinin. "Bunun geri kalan 4.5 milyan da ithalat oluyor. Bu durumda açık nasıl kapanacak?" sorusuna, "Bizim için esas olan ihracattır, büyük müteahhit- lik hizmetleri \ardır. Bunlarlaticariilişki- lerimizde, teknolojik sahada gelişmiş ol- mamız nedeniyle dış ticaret açığını kapat- mak için çok büyük avantajımız olacak" diyerek. dış ticaret dengesinde yaptığı yan- lış hesabı kapatacak gerekçe bulamadı. Hükümetin yönünü Doğu'ya dönmesine yönelik eleştırilerı yanıtlarken. bu ülkele- re giden turist say ısındaki artışa dikkat çe- kerek "Bir nevi dünya tersine dönmekte- dir. Büriin dünya altüst ounaktadır. Ekono- mik zenginlik Asya'ya kaymaktadır. Şim- di dünya yeniden verine oturuyor. Bütün dünja buraiara gjttiği için bu oraya gittik" diyen Erbakan, bu yaklaşımı geîecek dö- nem için de sürdürecekleri mesajı verdi. "Biz uyuyoruz. Bu seyahatin maksadı, bu uykudan uyanmakbr. Bu. karşılıklı uyanış seyahati olmuştur. Türkive'nin, Müslünıan ülkelere sırtçe\irmediği görülmüştür" di- yen Erbakan. salondakı basın mensuplan- na gösterdiğı saydam filmde. projeler için kaydedi len '"ümit ediliyor, olabilir. gerçek- leşebilir" şeklindeki olasılıklı ıfadeleri, ya- zıîanın tersine kesin bir dille.u Olacak,ger- çekleşecek" şeklinde okudu. Erbakan. seçkin turizm merkezleri olan Endonezya. Malezya \e Singapur'a turis- tik bir gezi yapmadığı mesajını vermek amacıyla da "Rutubedi sıcak mevsimde bu ülkeleri ziyaret etmek kolay bir iş değil- di. Fakatkaybedecek vaktimizyoktu. Bun- lar, geceli gündüzlü çalışmanın ürünüdür" açıklamasını yaptı. Endonezya'daki uçak fabrikasını ziyaretinde."Bizde aletvar,be- yin yok" açıklamasını yapan Erbakan. açık ifadelerine karşın basın toplantîsında bu konuda en uygun dönüşü yapabilmek amacıyla uzun açıklamalaryapmak zorun- da kaldı. Endonezya uçak sanayiinden bahseden ve "beyin" ifadesini yeni uçak teknolojileri geliştirmeye yönelik uçak fabrikası için kuüandığın) savunan Erba- kan, "Bizde uçak fabrikalan montaja dö- nük. Sadece uçak fabrikalanna münhası- ran olmak üzere, bizim uçak fabrikalan- nuzda beyin konmadığını belirtmek benim vazifem. Bu uçaklann en ileri modelleri Türkiye'de üretilmelidir. Bütün bunlan görmeden, bu sözü söyleyende beyin yok demektir" diye konuştu. Başbakan. "En güzel, en kıymetli insan kaynağı Türki- ye'dedir" diyerek tepkileri gidermeye ça- İıştı. Sulu kar • A GOK gurültulû G U N C E L CÜNE^TARCA^TREK • Baştarafi 1. Sayfada Hoca, her açıdan tamam. Hoca tamamsa yardım- cısı zaten her sözüne lebbeyk! 2000'li yıllarda dünyanın ekonomik ağırlık merke- zinin Asya'ya kayacağını keşfettikten ve düşünüp ta- şındıktan sonra Hoca. "Singapur'un Asya'nın doğu, Türkiye'nin de batı kapısı olacağını" ilan buyuruyor. Kuşkusuz bir de köprü olan Türkiye'nin durumu var. Bu köprü, elbette başka bir köprü. Haliç'teki de- ğil. Peki ne işe yarayacak bu köprü? Kopya edilmesin diye olacak, şımdilik gizlenen bir proje olabilir. Batı ucundaki Türkiye, köprüden gelip geçişi ücrete bağlayacak. yılda örneğin 10 milyar do- lar kazanç sağlayacak. Hoca, durup durup "hayalle- rine kimsenin yetişmeyeceğini" söylemiyor mu? Basın toplantısındaki açıklamalanna bakılırsa Ho- ca'nın hayalı, örnegin iran'la ticaretin 300 milyondan 2 milyara, Pakistan'la 100 milyondan 1.5 milyar do- lara yükseleceğtni göstenyor. Oysa Hoca'nın, ticareti geiiştirmek falan pek umu- runda değil. Necmettin Bey, gittiği Müslüman ülkeleriyle "Isla- mi ilişkıleri sıkı fıkı duruma getirip Islamın buyurdu- ğu devlet düzenini nasıl gerçekleştireceğini" konuş- tu mu konuşmadı mı? "Işte mesele bu." Örneğin bir soru: Rafsancani'den sonra islama- bad'da Necmettin Bey oranın islami Cemaat Başka- nı Gazi Hüseyin Ahmet'le bir odaya kapanıp 2 saat boyunca neler konuştu? Merakımızı mazur gösterecek nedenler pek çok. Ancak Pakistanlı dostlar, bu görüşmeye niçin buruk baktıklarını gerekçeleriyle açıklayabilirler mi acaba? Söylentıye göre. Gazı Hüseyin Ahmet, "silahlı mü- cadele dahil, her yola başvurarak Pakistan 'dakı reji- mı devirmeyi amaç edinmiş". Pakistan'dakı dinci rejimi bile hafif görenlerin ba- şında geliyormuş Hüseyin Ahmet. Dünkü Milli Gazete, her ülkeyı, bu arada Pakis- tan'da görüştüğü kişilerı sıralarken, nedense Ho- ca'nın sözünü ettiğimiz Hüseyin Ahmet'le baş başa 2 saatine hiç değinmiyor. İki haber Şu araya bir not sıkıştıralım. Hoca'nın yardımcısı- nın fazla okuma alışkanlığı olmadığından, RP'nin res- mi yayın organındaki olumsuz dokundurmaları tabii görmüyor. "Batıya koşup... 'gerici tehlikesini önle- mek için destek' arayanların dönemi kapanmıştır" cümlesindeki hedef kuşkusuz Tansu Hanım. Bir Dışışlerı Bakanı olarak acaba Tansu Hanım, Necmettin Bey'in Cakarta'da son gün "Türkiye'nin çevresindeki gelişmelerin Türk dış politikasının gün- demini doğrudan etkilediğini" söylerken, kafasının arkasında hangi amaçları saklı tuttuğunu hiç düşün- müş müdür? Ya da Hoca'ya sormuş mudur? Veya Dışişleri yetkililerinin alınmadığı kapalı görüş- melerin içeriğini öğrenmek gereğini duymuş mudur? Hiç sanmıyoruz. Artık güncel olaylan izleyen hemen herkes, RP'nin kendi felsefesi ve stratejisi yönünde Türk dış politi- kasını değiştirmeye yöneldiğini gösteren işaretler alı- yor. Dinamizmden yoksun muhalefet partileri sessiz kal- dıkça, örneğin TBMM'yi "şark seferı"n\ sorgulamak için olağanüstü toplantıya çağırmayı bile düşünme- dikçe.. RP. kendi amaçları doğrultusunda daha çok mesafe alır. Necmettin Bey ve savunucuları, boş buldukları meydanda bu 10 günü allayıp pullayacaklar. Ne var ki dünya dönüyor. Öyle hızlı dönüyor ki, daha Hoca'nın Iran'daki ayak izleri silinmeden Yunan Dışişleri Bakanı Pangalos dün Tahran'da. Pangalos, PKK'yi barındıran bir ülkeden geliyor. Tahran'ın da aynı yakınlığı PKK'ye göstermesini Raf- sancani'den isterse fazla bir dilekte mi bulunmuş ola- cak? Bir başka haber, iran ile Pakistan arasında 1.2 mil- yar dolara mal olması beklenen bir petrol rafinerisiy- le ilgili anlaşmanın imzalandığını bıldiriyor. Bu iki haber, Türk dış politikasıyla uluslararası tica- retinin İslami koşullarla ne denli gelişip serpildiğini göstermiyor mu? Uçak taksiye çarpü H Baştarafi 1. Sayfada Yetkilıler. kaza sırasında uçaktan çevreye yav ılan yakıt nedeniyle etrafta toplanan vurttaşlan sigara içmemelerı için uyardılar. Bu arada Is- tanbul Valisi Rıdvan \'enişen. Sıvıl Havacılık Genel Müdü- rü Kayhan Kabadayı. Istan- bul Emnıvet Müdürü Kemal YazKioğlu ve Bakırköy Bele- dive Başkanı Ahmet Bahadır- h da kaza yenne gelerek ınce- lemelerde bulundu. Kaza sonrasında uçağın çevresmde geniş güvenlik ön- lemleri alınırken. çevre yolla- nn trafiğe kapatılması nede- nnle Istanbul'un Florya'nın batısında kalan semtlerinin trafiğı felç oldu. Kaza sırasında yaralanan ya da kalp knzi geçiren yolcu- İardan 18'i International Hos- pital'da. l'i de Sefaköv'dekı Özel DoâanHastanesı'ndete- davi aitına alındı. Tamamı Mısırlı olan yaralılârın ve kalp krizı geçırenlerın sağlık durumiarının ciddi oimadıği öğrenıldı. Uçağın çarptığı taksinın sürücüsü Mehmet YUdınm hafıf yaralanarak a> akta teda- \ ı görürken yolcusu yara al- madan kurtuidu. 1994'te de olmuştu TH\"'nın Trabzon-İstanbul sefenni yapan "Eskişehir" adlı Boeing-737 tıpi uçağı. 27 Ağustos 1994 tarihinde Ata- türk Havalimanı'na mdikten sonra kayarak pist dışına sü- rüklenmışti. Karayolunu ge- çen Eskişehir. ancak demir- yolu önünde durabilmişti. Uçaktakı 164 kişıden yal- nızca iki hostes hafif yaralan- mış, yaklaşık yanm trilyon li- ra maddi zarar meydana gel- mıştı. Pîlot kuleyî suçladı İstanbul Haber Ser\isi - tstanbul Havalimanf nda dün ak- şam saat 17.00'de pistten çıkarak yanan uçağın u geç tekerlek koyması" ve aşin yağış nedenivle pısnen çıktığı öne sürülür- ken. Mısırlı kaptan pilot Tarek Bawoumy. kazadan. kendisine pıstin durumu konusunda >anlış bilgi \erdığinı iddia ettiği Atatürk Ha\alimanı kulesinı sorumlu tuttu. İstanbul \alisi Rıdvan Yenişen. kaza yennde basın mensup- lanna yaptığı açıklamada, Mısır Hava Yollan'na ait uçağın 18 yıllık. oldukça eski bir uçak olduğunu kaydettı. Uçağın pistten neden çıktığını henüz bilemediklerinı anla- tan \'enışen. "Uluslararası anîaşmalara göreev sahibi ülkeden bir ekip gerekli inceiemeierde bulunarak teknik rapor haar- lar. Bunun dışında, uçağın kara kutulan incelenecek, ondan sonra da kazanın kesin nedeni beüi olur" dedi. Bazı havalimanı yetkılılen. uçağın pıste geç tekerlek koy- ması nedeniyle duramayarak pistten çıkmak zorunda kaldığı- nı öne sürdüler. Uçağın kaptan pilotu Tarek Bauoumv ise "Bu bir kaza de- gildir. Kuk bana pistin orta ıslaklıkta olduğunu söyiedi. Oysa pist çok ıslaktı" diyerek kule görevlilerini suçladı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle