Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 22 AĞUSTOS 1996 PERŞEMBE
HABERLER
Heyet vazgeçti
Rehin
askerler
için geri
adım
• PKK'nin, elindeki
askerlerin
bırakılmayacağı
yönündeki açıkJaması
üzerine, RPIi Erbaş
ve beraberindeki
heyet, Kuzey Irak'a
gitmekten vazgeçti.
ANKARA (Cumhurhet
Bürosu)-PKK~nın sıvaM
kanadı ERNK"nın.
ellerinde bulunan 9 askerin
verilmeyeceğı vönündeki
açıklaması üzerine. RP Van
Milletvekıli Fethullah
Erbaş'ın başkanlığındaki.
si\il girişimciler \e
örgütler tarafından
oluşturulan heyet, Kuzev
Irak'a gitmekten
"şimdilik" vazgeçti.
PKK'nin kararını >eniden
gözden geçirmesinı isteyen
Erbaş. "Gerekçesi neolursa
olsun, bu kararın veniden
gözden gecirilmesi
gerektiğini düşünüvoruz**
dedi. Askerler konusunda
umutlannı kesmediklerını
vurgulavan Erbaş. "PKK.
şu anda gtheniıiriik
testinden geçivor. önce
'vereceğiz' dediler.şimdi
geri adım atarlarsa. hem
bir siire önce başlatılan
banş sürecini tehlikeve
düşürürler hem de şimdiye
kadarki hükümetlerin
tezlerini haklı çıkanrlar"
diye konuştu.
Düş kınklığı
RP V'an Mılletvekılı Erbaş.
ERNK'nin önceki gün
rehin askerlerin
verilmeyeceğıni
açıklamasından >onra.
Kuzev Irak'a gitınek içın
oluşturulan heyette
temsilcilen bulunan İHD
Genel Başkanı Akın Birdal
ve Mazlum-Der Genel
Başkanı V ılma/ Ensarioğlu
ile birlikte dün
parlamentoda bir ba.sııı
toplantısı diizenledi. Erba^.
9 aydır PKK'niıı elinde
tuttuğu rehin askerlerin
aıleleriyle temasları
olduğunu \e ınsanı bir
yaklaşımla sorunu çözmek
için bir heyet
oluşturulduğunu belirterek
"Bunun Türkive'nin
gereksinmesi olan banş için
bir adım olacağım
umuyorduk" dedı. PKK
adına önceki gün vapılan
biracıklamada. askerlerin
serbest bırakılması
girişiminden \azgeçildığini
öğrendiklerinı kaydeden
Erbaş. sözlerinı şövle
sürdürdü: "Gerekçesi ne
olursa olsun. bu kararın
yeniden gözden geçirilmesi
gerektiğini diişünü>oruz.
Bu karar ile asker
ailelerinde bü\ük bir haval
kınklığı \aratmakla
kalmamış.barışve
kardeşlik için bir hevet
oluşturan bizlerin
girişiminin önü kesilmiştir.
Son kararın bir kez daha
değerlendirilmesini \e
askerlerin serbest
bırakılmasını beklhoruz.
Bunun için Mazlum-Der ve
İHD ile oluşturduğumuz
heyetimiz. askerlerin
serbest bırakılması
dummunda onlan alarak
ailelerine teslim edecegimizi
ilgililere duv uruv oruz."
Bu girişimi hükümet. değil.
"banş heyetT olarak
yaptıklanna dikkat çeken
Erbaş. PKK'nin askerlen
\ermemesine gerekçe
olarak. hükümetle
diyaloğun veterli
olmadığını göstermesini
eleştirdi. Yine de Türk
hükümetinın bu konuda
girişimlerde bulunması
gerektiğini ifade eden
Erbaş, şunlan söyledi:
"ABD, bir askerinin başına
böyle bir şe> gelse,
muhatap kim olursa olsun.
resmi, gayri resmi çözüm
vollarını arıyor. Bir albav
için dünyayı ayağa kaldırdı.
İnsanlanna değer
veriyorlar. Bu insanlar fakir
ailelerden gelhor, pasaport
alacak paraları bile >ok.
Bizde de devletin devreye
ginnesi lazım. Bu PKK ile
masaya oturmak anlamına
gelmez, tamamen insani bir
girişimdir." PKK'nın.
sözünde durmasını umut
ettiğini, aksi takdirde. Kürt
sorunu konusunda "askeri
çözüm"ü sa\ unan
hükümetlerin tezlerini
haklı çıkaracagına dikkat
çeken Erbaş. "Bu, banş
sürvcini tehlikeye
sokmuştur. PKK şu anda
güvenirlilik testinden
geçiyor" diye konuştu.
79 il, 550 ilçede örgütlenen DBH, 31 ağustosta resmi kuruluş başvurusunu yapacak
Banş Hareketi partileşiyor
AYŞE SAVI.N
ANKARA - "Adlarımız farklı,
soyadımız Türkiye" sloganı ileor-
tava çı kan \ e hedefini "Türkiye ba-
nş projesini gerçekleştirmek" söz-
leriv le belırleyen Demokratık Ba-
nş Hareketi (DBH) partileşiyor.
Hareketin "mimarı vefinansörü"
olarak bugüne dek trilvonluk har-
camalar>apan DBH Geçicı Yürüt-
me Kurulu Başkanı Aİi Havdar
Veziroğlu. 31 ağustosta vapılacak
kuruluş ^enlığınden sonra. vöne-
timden çekilmeye hazırlanırken:
>olda venı transferlerin gündeme
gelme.M bekleni.vor.
Aralarında Samsun Mılletveki-
li Murat karavalçın ın da bulun-
duğu bazı CHP'lılerin DBH için-
deveralabileceklerikulislerdedi-
CÖZİer CHP'Cfe Geçici Yürütme Kurulu Başkanı Veziroğlu
görevi bırakıyor. CHP Samsun Milletvekili Murat Karayalçın ve ekibinin de
DBH'ye geçeceği ileri sürülüyor. Veziroğlu. amaçlannın Türkiye banş projesini
gerçekleştirmek olduğunu söylüyor.
le getiriliyor. Veziroğlu. •*Yıldız,yal-
dız, transferpeşindedeğiliz. Ancak
kapınıız herkese açık" dedi.
Eskı CHP Tuneeli Milletvekili.
işadamı Ali Havdar Veziroğlu"nun
öncülüğünde >aklaşık 9 ay önce
başlatılan proje kapsamında 79 il
ve 55O'ye yakın ilçede örgütlen-
me "teknik" anlamda tamamlan-
dı. DBH Geçici Yürütme Kurulu
Başkanı Veziroğlu'nun verdiği bil-
giye göre. üve kayıt "rezenasyo-
nu" yaptıranların sayısı 50 bini
buldu.
Ekonomik yönden. parlamen-
toda temsil edilen partileri kıskan-
dıracak kadarzenginliğe sahip olan
hareket için. Veziroğlu. tek başı-
na tri lyonu bulan harcamalar v ap-
tı. Veziroğlu. partinin "geleceği-
nP garanti altına alabılmek için bir
de şirket kurarak "hareketi". "par-
ti" olarak veniyöneticılere dev ret-
meye hazırlanıvor.
Sorularımızı yanıtlavan Vezi-
roğlu. genel başkanlık için koşul
olarak öne sürdükleri 40 yaş sını-
nnı aştığı veamacına ulaştığı için
parti yönetimine girmeyeceğini
bildirdi.
Veziroğlu. merkez sol yelpaze-
de >er almalarına karşın. kapıla-
rının herkese açık olduğunu ifade
ettı.
Veziroğlu. kamuoyunda "AJevi
hareketi" olarak değerlendirildik-
lerı anımsatıldığmda "Kesinlikle
bö>le bir avnm söz konusıı değil.
Bi/ Ale\ ileri de bütiin kesimleri de
kucakiamav ı amaçlıvoru/. Türki-
>e mozaiğini kucaklayacağız~ de-
di.
31 ağustosta vapılacak kuruluş
şenliğınde. kurucular hstesinı açık-
la\aeaklarını beiirten Vezıroclu.
kimlerin yer alacağı konusunda
isim vermekten kaçındı. Ancak.
bazı eski CHP'îiler \ e \ ine bu par-
tiden millenekillerinin adı DBH
için kulislerde dolaşmaya başladı.
Aralarında Murat Karayalçın"ın
SHP Genel Başkanhğı dönemin-
de Genel Başkan Yardımcılığıgö-
revınde bulunan Nilgiin Süer'in
de bulunduğu bazı SHP kökenli-
lerin de DBH 'de çalışmalannı sür-
dürdüğü bilini\or.
Karavalçın ve ekibinin DBH
içındeveralacağı sövlentilerini de
değerlendıren Veziroğlu. "Kara-
valçın benim arkadaşun,her zaman
görüşürüz. ama biz transfer pe-
şinde değiliz. Sade milletvekili ola-
rak isterlerse gelirler kanlıriar. > li-
dız-\aldız peşindedeğiliz" demek-
le vetindı
Akit gazetesi yazarı Mustafa Kaplan'ın 'Zelzele' başlıklı yazısındaki iddiası
'Depremler Allah'ın Alevilere ikazı'
MİVASE İLKNLR
Akıt gazetesi vazarlanndan Mustafa
Kaplan'ın 19 Ağustos 1996 Pazartesi
günkii "Zelzele** başlıklı vazısında
Alev ilen "inanç zaafiyeti olan bir
topluluk'olarak göstererek. Amasva ve
Ç'orıım depremı ile Allah'ın Alev ileri
ııv ardığını öne sürdü. Av rupa Alev i
Birlikleri Federasyonu Genel Başkanı Ali
Rıza Gülçiçek. gerıcilerın doğal bir afeti
bile kııllanacak kadar alçaldıklarını
belirterek. "Bundan önceki doğal afetier
kime ikazdı?" dive >ordu. Akit >azarı
Mustafa Kaplan. **Zelzek** başlıklı
yazısının girişinde de Kıbns'ta ölen iki
Rum gencinden de "Geberen iki Rum
kopili" dive söz etti. Deprem nedeniyle
Alevılerin inancına saldıran Kaplan
şunları yazdı: "Bölgedeki köylerin
ekserisi Ale\ i kardeşlerimizin vaşadığı
yerler. Bü\ ük ölçiide inanç zaafiyeti
vardı. Bu manevi ikazla inşallah akıllannı
başlanna alırlar. kabri unutmazlar.
Allah'ın emir \e vasaklarına riavet
ederler. Bu tiir musibetler elbette
istennıe/: ama geldikleri zaman da en
kuv vetli nasihatçılardan daha tesirli
olduklan da gizknemez.
C enab-ı Hakk'ın bu musibetlerle
verdiği ikaz dersine itirazınıız vok." Hacı
Bektaş Anma Törenlen nedeniyle
Türkiye'de bulunduğu sırada yazıyı
okuduğunu beiirten Avrupa
Alevi Birlikleri Federasyonu Genel
Başkanı Ali Rıza Gülçiçek. vaptığı yazılı
açıklamada Mustafa Kaplan'ın vazısını
"alçaklık** olarak değerlendirdi. Gerici-
yobazların doğal bir afeti bile kirli
emellerine alet edecek kadar
alçaldıklarını beiirten Gülçiçek. daha
önce gericilerin güçlü olduğu
bölgelerde de doğal afetier mevdana
geldiğını anıııisatarak "Tann buralarda
kimleri ikaz etti aeaba?**
diye sordu. Avrupa'nın çeşitli
üfkelerinde I40derneğin bağlı
bulunduğu Avrupa Alevi Birlikleri
Federas>onu'nun Genel Başkanı Ali Rıza
Gülçiçek. insanların
inançlarına saldırmanın geri
tepen bir silah olduğunu ve saldırana da
hayır getirmediğini vurguladı.
Laiklikten. demokrasiden. banştan ve
insaıı haklarından yana olan tünı kurum
ve kişileri bir blok oluşturmava
çağıran Gülçiçek. "*Tiirki>e">igericilik
ahtapotunun kollanndan. Ortaçağ
karanlığından kurtarmak valnı/ca buna
bağlıdır" diye konuştu.
Sıkı gihenlik önlemleri alınan davada işkence saptıklan saviyla yargılanan 10 polis için 70'er \ ıl ağır hapis cezası isteni\or.
Hukuk 'işkencesınavı
J
veriyor
NECATİ AVGIN
MANİSA-AdaletBakanhğı'nın
karanv la işkenceci polıslerin vargı-
lannıasına Manisa AğırCeza \1ah-
kenıesindebaşlandı Saveı. DHKP-
C operasvoııunda gözaltına alınan-
lara i;,kencevaptıklan savlanan 10
polis hakkında
7
0'ervıl ağır hapis
cezası istedi İşkence görenlennsa-
vunmanlığını üstlenen avukatlar.
sanık polis memurlannın tutuklan-
nıalannı talepettıler. Mahkemehe-
vetı tutuklama istemini reddeder-
ken. duruşmava katılnıavan altı sa-
nık polısin gelecek duruşmava po-
lis gözetimındekatılmalannıkarar-
laştırdı.
Sıkı giivenlik önlemleri alınan
duruşmada sav cı. sanık polis memur-
ları. Le\entÖzvez,Turgut Demirel.
Engin Erdoğan. Fevzi Aydoğ, >1u-
sa Geneer, Mehmet Tan, İurgutÖz-
can, Atilla Giirbüz. Rakazan Ko-
lak. Halil Demir ın. Ali Göktaş,
M.G« Faruk Deniz. Emrah Sait Er-
da, Aşkın Veğin. Levent Kılıç, Hü-
se>in Korkut Boran ŞenoLJaJe Kurt
Nİünüre Apaydın.A..M.B^Sema Ta-
şar, Abdullah ^ ücel Karakaş. Öz-
gür Ze>bek'e gözaltında kaldıkla-
rı süre içınde şıddet ve kötü mu-
amele yaptiklannı öne sürerek 70'er
yıla kadar ağır hapis cezası ile ce-
zalandınlmalarını talep etti.
Duruşmava katılan Manisa Em-
niyet Müdürülüğü Terörle Müca-
dele Şubesi'nden Başkomiser. Ha-
lil Emir ile polis ınemurlan. Levent
ÖzAez, Turgut Demirel, Turgut Öz-
cankimseve işkence yapmadıklan-
nı öne sürdüler. Duruşmava davacı
olarak katılan öğrencılerden. Hüse-
yin Bozkurt, Boran Şenol.Jale Kurt
Münire Apavdın. Sema Taşar. Ab-
dullah Vücel Karakaş. Özgür Zcv-
bek emnıyette kaldıkları süre içın-
de sanık polis memurları tarafın-
dan kendilerine işkence vapıldığı-
nı. ışkencenin polisler arasında Ko-
mutan olarak cağrılan Ba^konıiser
Halil Emir tarafından vönetildiğı-
ni sövlediler.
Duruşmava tanık olarak çağnlan
Manisa Dev let Hastanesi'nde görev -
li doktorlar. A>han Taşpınar, Hari-
ceÖte>iizoğlu, Av han Taşpınar, Emi-
ne Keskin, Erhan Keskin. Hatice
Dilber, Canan Kuş da ıfadelerinde
hastaneyegetirılen çocukları sağlık
kontrolünden geçirdiklerini. ancak
çocuklann şifahi olarak birşıkâvet-
lerinın olmadıöını öne sürdüler.
A\ ııkat Pelin Erda > e .Sema Pektaş.
mihekkıllenne işkence vapıldığını
öne sürerek. "Gerekli muaveneva-
pılmadan raporverilmiştir. Dnktor-
ların \erdikleri raporlar eksiktir.
Adli Tıp Kurumu tarafından \eri-
len raporlarda müvekkillerimize iş-
kence vapıldığı nelirtilmektedir. Bu
nedenle hastane doktorlannın \er-
dikleri rapoıian kabul etmnonız. Sa-
nık polislerin tutuklanmasını talep
edhoruz" dediler.
Mahkeme hevetı, av ukatların sa-
nık polıslerin tutuklanma ıstemle-
nni reddettı. Mahkeme heveti du-
ruşmav a katılmavan. polis memur-
iarı. Engin Erdoğan. Fevzi Avdoğ.
Musa Gecer, Mehmet Tan, Âtilla
Giirbüz. Ramazan Kolak'm polıs
gözetimınde duruşmava getırilme-
sini kararlaştırdı.
Tuneeli
Yargısız
infaza
CHP
heyetiTLNCELİ (Cumhuri>et) -
Tunceli'de 15 Ağustos
1996 günüÇermik
mezrasındakı e\ inde özel
timler tarafından sağ olarak
alınan ve aynı gün akşam
saatlerinde ölü olarak
dev let hastanesi morguna
getırilen Mazlum
Mansuroğlu olayını CHP
Meclisgündemıne
getirecek. Bir rapor
hazırlamak için dün
Tunceli've geleıı CHP
Genel Sekreter Yardııneısı
Sinan ^erlikaya ile CHP
Merkez Yürütme Kurulu
Üvesi. Tuneeli milletvekili
Orhan Veli Yıldırım. dün
ilk olarak Mazlum'un
götürülüşünde canlı tanık
olan annesi Emine
Mansun>ğlu ve babası
Şerif Mansuroğlu'v la
görüştü. \erlikava ve
Yıldınm. Tuneeli "Vali
V'ekili Me*litAtbaşve
Emnivet Nfüdürü
Süleyman Güleç'le de
görüşerek geniş çaplı bir
rapor hazırladılar.
Yıldınm. "Görgii
tanıklarımn ifadesine göre
Mazlum evinden özel
timler tarafından sağ
alınmış, ancak bir süre
sonra ölü olarak geri
getirilmiş. Bu konuda
hazırladığımız raporu bilgi
\e belgeleri sa>ın genel
başkanınıı/a sunacağız**
dedi.
3IFIR NOKTASII ORAL ÇALIŞLAR
Bir hapishane ranzasına sıra-
lanmış üç genç ve güzel kadın.
Hepsi de kocalarını öldürmüş-
ler. Gülten Gülhan, Meltem
Tunç ve Fatma Çevik. Fatma.
Sabah gazetesinden Sedef
Şenkal a şunlan söylüyor. "Bel-
kı şu an toplumdan dışlanmış
olabiliriz. Fakat bizteri bu yolla-
ra iten toplumun ta kendisi. Ben
burada rahat mıyım? Bir katil
gibi görünebiliriz. Ama biz de in-
sanız. Dörtduvar arasında insan-
larolduğunu. bizlerihatırlayın."
Fatma Çevik'in söyledikleri,
bana 1986 yılı sonlarında kaldı-
ğım Üsküdar Paşakapısı Ceza-
evı günlerini anımsattı. Paşaka-
pısı"nda o dönemde siyasi olma-
yan mahkûm ve tutuklular kalı-
yordu. Cinayetten yargılanan er-
keklerin önemli bir kısmı da eş-
lerini öldürmüşlerdi. Cezaevle-
rinde cinayetten yargılananlara
özel biritibargösterilirdi. Erkek-
lerın önemli bir kısmı cinayeti
namus nedeniyle işlediğini an-
latırdı. Her cinayet işleyenin bir
kendi anlattığı öykü vardı, bir
de diğer mahkûmların onlarla
ilgili söyledikleri. Bu öyküler de
çoğu zaman birbirini tutmazdı.
Kocalannı Öldüren Kadınlar..."Namus" gerekçesiyle cina-
yet işlemiş olanların itibarı da-
ha da yüksekti. Bu yüzden. er-
kek tutuklular hemen her cina-
yete bir namus ilişkisi katmaya
çaba sarf ederlerdi. Bu onların
cezaevinde daha fazla ilgı gör-
melerini sağlardı.
Sonuçta cinayet bir yıkımdı.
Aynı koğuşta kaldığımız bir po-
lis memuru vardı. Çok sevdiği
eşini. sırf bir tartışma sırasında
kendisine "domuz" dediği için
öldürmüştü. Annesi mezara, ba-
bası cezeevine giden iki küçük
çocuk ortada kalmışlardı. Ço-
cuklara, teyzeleri, yani öldürü-
len annenin kardeşi bakıyordu.
Aynı kadın, görüş günleri ise,
kızkardeşini öldüren adama ço-
çuklarını getıriyordu. Böyle bir
acıya nasıl katlanıyordu bilemi-
yorum.
Meltem. Fatma ve Gülten ko-
calarını öldürmüşlerdi. Hepsi de
koca dayağından bıkıp usan-
dıklarından, çaresiz bir anların-
da can havliyle yılların acısının
intikamını almak için cinayet iş-
lemişlerdi. Erkekler "namus"yü-
zünden eşlerini öldürürken, ka-
dınlar büyük eziyete son ver-
mek için kocalarını ölüme gön-
deriyorlardı.
•••
Arada ilginç bir fark var. Ne-
redeyse hıçbirerkek. eşı kendı-
sini her akşam dövdüğü gerek-
çesiyle cinayet işlemiyor. Nere-
deyse hiçbir kadın da. kocası-
nı "namus"gerekçesiyleöldür-
müyor. Çünkü. erkeğin başka
kadınlarla ilişki kurması, kadın
açısından bir "namus" sorunu
olarak görülmüyor. Bir "aldat-
ma"öan söz edilebilir, ama ke-
sinlikle kadının namusu, koca-
sı nedeniyle "kirlenmiyor."
Her iki örnek de erkek egemen
sıstemin cinayetlerin temel ne-
deni olduğunu gösteriyor. Ege-
menliğin kayıtsız şartsız sahibi
olarak erkek kabul edildiğinden,
o da kendisinde kadına her tür-
lü eziyeti yapma hakkını görü-
yor. Bu "r7a/(A;/n"kullanılması za-
man zaman kadınları canların-
dan bezdıriyor. insanın en zor ya-
pabileceği şeyi yapmaya, ka-
dınları cinayet işlemeye götü-
rüyor.
Gülten'in öyküsü bunun çar-
pıcı örneklerinden birisi: "Ha-
yatta en değer verdiğim varlık-
lanm çocuklarımdı. Kocam on-
lan süreklı dövüyordu, Bu ne-
denle onlan mahkeme kanalıy-
la aldım. Kendime yeni bir ya-
şam kurdum... Eşimyine kapı-
ya dayandı. Içerı almak zorun-
da kaldım. Sarhoştu. Bıçak çe-
kip çocuklarımın gözü önünde
bana tecavüz etti. Sızıp kalınca
kızlanm polise haber verdi. Bu
olay onu çılgına çevirdi. Sık sık
kapıya gelip sizi öldüreceğim
diye tehditler savuruyordu. Bir
gece. pencerenın açıldığını fark
ettim. Tehdıt ve küfüre başlayın-
ca sesin geldiğiyöne doğru so-
payı salladım. Sopa üzerınde
kırıldı. Ona bir şey olmamıştı.
Korkudan orada bulunan balta-
yt aldım ve 'Gitmezsen bunun-
la vururum' dedım. Gıtmedı.
Baltayı sallamışım."
Dayak cınayetleri gibi. "na-
mus cinayetleh" de erkek ege-
men sistemin ürünü.
Erkeğin kendisi. başka kadın-
larla ilişki hakkını kendinde gö-
rürken. eşinin erkek sineğe bak-
masını bile ciddi bir namus so-
runu haline getiriyor. "Namus
belası "na eşini öldürmek de er-
keğin erkeklik görevleri arasın-
da sayılıyor.
Örneğın "namusu elden git-
miş" ve buna rağmen eşini öl-
dürmemiş erkek, bu toplumun
en aşağıladığı erkek tipi olarak
kabul edilir. Ama özellikle evliy-
ken başka kadınlarla ilişki kuran
erkek ise itibar görür. gıpta ile ba-
kılır. "Erkek adam, bir anda kaç
tane kadını birden idare ediyor"
diye kendisine övgüler düzülür.
Kocalarını öldüren kadınların
fotoğraflarına bakıyorum. Gü-
zel ve hüzünlü yüzler. Eşlerini
namus yüzünden öldürmüş er-
keklerin görüntüleri gözümün
önüne geliyor.
Diğer tutuklulann gözünde
"namuslu", "itibarlı", gerçekte
çaresiz ve zavallı.
Erkek egemen sistem, kadın-
lara da, erkeklere de büyük acılar
çektiriyor.
PERŞEMBE
ORHAIS BLRSALI
Erbakan, İlim,
Ay, Beyin...
Erbakan'ın Malezya'da islam Üniversitesi'nde bi-
lim ve bilim tarıhi üzerine attığı nutuk 18 ağustos ta-
rihli Hürriyet gazetesinde ayrıntılarıyla yayımlandı da
Hoca'nın bu konudaki düşüncelerini öğrenme fırsa-
tını bulduk.
Başbakan. Sedat Ergin'in haberine göre. Batı bi-
liminin temelınde islam âlimlerinin buluşlarının yattı-
ğını. Arap matematıkçilerin rakamları, dört işlemi keş-
fi sayesinde. Batılıların Ay'a gidebildiklerini söylemiş.
Hoca. bir de fatura çıkartmış Batılılara: islam âlemi,
bu buluşlara patent hakkı ödemelerini isteseymiş,
Batılıların ayaklarına giyecek donu kalmazmış... NA-
SA âlimleri de Kuran dersı aldıktan sonradır ki Ay'a,
uzaya gidebilmişler...
Hoca, Uzakdoğu Müslümanlanndan çok etkilenmiş
ve seyahatinin sonunda şu sonuca varmış: Türki-
ye 'de beyin yok!
• • •
Erbakan bilim doktoru. Yanı bir uzmanlık tezi yaza-
rak, bılimsel araştırma yapabilirlik ve bilimsel düşü-
nebılirlik payesı almış. İTÜ'de hocalığını överter. Ko-
nuları tatlı dılle anlattığı söylenır. Tıpkı bugünkü sakin
konuşması ve tatlı dille bütün Türkiye'ye her şeyi süt-
liman göstermesi gibi.
Hoca'nın bilim doktorluğu var. ama daha sonra
ünıversıtede bılımle ılişkili bir araştırma yapmamış. Ulus-
lararası bilim dergilerinde, bir bilimsel çalışma yaptı-
ğına ve bunun sonuçlarını yayımladığına ilişkin her-
hangi bir kayıt yok.
Hoca. 196û"lı yıllarda profesör titri almak için baş-
vurmuş. O dönemde profesör olabilmek için, dokto-
ra çalışmalarından başka. yabancı bilim dergilerinde
yayımlanmış en az 1 bilimsel makaleye sahip olmak
şart koşuluyor.
Kurulan jüri. Hoca'nın dosyasını incelemiş. Dosya-
da Almanca yazılmış bir makale olduğu görülmüş.
Böylece Hoca'ya profesörlük unvanı verilmiş.
Verilmesine verilmiş, ama...
Jüri. Hoca'nın bu Almanca makaleyi nerede, ne
zaman ve nasıl yayımladığını merak etmiş, ancak za-
mansızlıktan da yeterince araştıramamış doğrusu.
Makalenin menşei konusunda ise rıvayet muhte-
lif...
• • •
Her ne kadar profesörlük unvanı. bilim adamlığına
tekabül etmese de, en azından bir zamanlar aldığı bi-
lim doktorluğu unvanı, Sayın Erbakan'ı, bilim tarihin-
de daha nesnel konuşmaya ve davranmaya zorunlu
kılabilırdi. diye düşünüyor ınsan.
Ancak demek ki bilimle köprüleri bir attınız, tam atı-
yorsunuz, öyle ki geri dönmeniz mümkün olmuyor.
Erbakan'ın onlu sayı sistemlerinin keşfini tamamen
Arap matematikçilere mal edıp, Hint matematikçile-
rinin öncülüğünü reddetmesi. yanlış bir bilgi aktan-
mıdır. Evet İslam, Arapdünyası bir zamanlar Avrupa'nın
çok önündeydı. Avrupalılar çok şey öğrendi İslam
dünyasından. Ancak Rönesans'la, aydınlanma döne-
miyle birlikte Avrupalıların yıldızı parladı. Erbakan, İs-
lam ülkelerinde bilimin niçin sıfırı tükettiğini de açık-
lamalıdır. 500 yıllık bir dönem es geçilebilir mi?
Sayın Erbakan, NASA'da hangi bilim adamlannın
Kuran'ı okuduktan, rehber edindikten sonra Ameri-
kalıların uzayı keşfetmeye başladıklarını da açıkla-
malıdır.
Ayrıca. Hoca'nın, biz de Batılıların buluşlarına pa-
tent ödemeye kalksaydık neler olurdu, konusunda da
söyleyecekleri olmalı.
• • •
Gelelim Türkiye'de beyin olup olmadığı konusuna.
Hoca'nın gezip görüp etkilendiği Müslüman ülke-
lerdeki bilimsel çalışmalara bir göz attık. Öyle ya, be-
yinsel faaliyetin bir ölçüsü de bilimsel çalışma. Şu so-
nuç çıktı: 6 ülkenin 1985 ve 1995 yıllarında yayımla-
dıkiarı uluslararası bilimsel makale sayısı ve 6 ülke-
nin dünya bilımındeki sıralamaları şöyle:
Ulke adı
Dünya
bilimindeki
yeri (85-95)
1985 yıh 1995 yılı
makale makale
sayısı sayısı
Türkiye
Sıngapur
Malezya
Pakistan
iran
Endonezya
43-34
45-37
51-46
52-50
55-51
54-53
493
408
256
184
15
146
2812
1934
672
531
463
325
Tabloyu incelerseniz, nerelerde beyin gücü olduğu
ortaya çıkar. Türkiye bilimsel ve teknik beyin gücüne
sahip bir ülkedir. Minik bir ateşleme ile bu beyin gü-
cünün neler yaratabileceğini test etmek, politikaa-
nın işidir.
Sanınm, Türkiye'de olmayanı, yanlış yerlerde
arıyoruz...
Bayrak zanlısı gözaltına alındı
PKK'nin gençlik
kanadına darbe
htanbul Haber Servisi-
HADEP2.OlağanKongre-
si'nde Türk bayrağını indir-
diğı. Abdullah Öcalan \e
PKK bayrağı astığı iddıa
edilen üniversite öğrencisi
Fa>sal Akcan. kendisine yar-
dını ettiğı belirtilen Gi>a-
settin Mordenizle birlikte
yaklaşık 2 av sonra İstanbul
terörle Mücadele Şubesi
ekiplennce Edırnekapı Öğ-
renci Yurdu'nda gözaltına
alındı. Polisavnca PKK'nin
gençlik kolu YCK'ye (Kür-
distan Yurtsever Gençlik
Birliği) vönelik operasyon-
da 8 kişiv i 42 adet bom'bay-
la birlikte gözaltına aldı.
Polis açıklama.Mna göre.
Ankara Atatürk Spor Salo-
nu'nda 23 Haziran 1996 ta-
rihınde yapılan HADEP
kongresinde Mehmet Öz-
men sahte kimlikli Hasan
kodadlı tstanbul Ünıversi-
tesi Edebıvat Fakülte^i 2. sı-
nıftan terk Givasettin Mor-
deniz ile birlikte Türk bav-
rağını ındiren Marmara Üni-
\ersite\i Atatürk Eğıtim Fa-
kültesı 2. Sınıf öğrencisi Fav-
sal Akcan. İstanbul pölisinin
YCK've vönelik operasvo-
nunda gözaltına alındılar
Olav la iigılı çekılen \ideo
kasctten teşlıis edilen Fav sal
Akcan'ın iizeriııde bulunan
tişörtü yaktığı. ancak üzerin-
de bulunan pantolon, ayak-
kabı ve kol saatini sakladı-
ğı yeri ıtiraf ettiği bildirildi.
Emniyet müdürlüğünde ba-
sına gösterilen Faysal Ak-
can'ın gözlerini açamadığı
ve konuşamadığı görüldü.
Terörle Mücadele Şubesi'nin
Bevlikdüzü ve Yakacık'ta
yaptığı operasyonlarda
gözalrına alınan SercanÖz-
kan(Ali tlmaz sahte kimlik-
li. Fırat Öztürk. Ercan ve
Serkan kod adh - İTÜ Fizık
Mühendisliği I. sınıf terk),
Düzgün Kava Avdoğmuş
(Nihat kod adh - l.Ü. Işlet-
me Fakültesi 1. sınıf öğren-
cisi). Hülya Özveren^l.Ü.
Sağlık Hizmetleri Meslek
Yüksek Okulu mezunu - Ön-
cü Yurtsever Gençlik Dergi-
si imtiyaz sahibi). Tekin Boz-
kurt (l.Ü. Bilgisayar Mü-
hendisliği 4. sınıföğrencisi
- Dergi çalışanı). Pınar Gün-
yel (f.Ü. Edebiyat Fakültesi
4. sınıföğrencisi - dergi ça-
lışanı). Demet L'zun (l.Ü.
Adalet Yüksek Okulu 2. sı-
nıföğrencisi - dergi çalışa-
nı). inşaat işçisi .Mehmet De-
ğirmenci ve demirci Meh-
met Salih Can. İstanbul Em-
nivet Müdürlüğü Toplantı
Salonundabasınagösteril-
di.