27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA. CUMHURİYET 16 AĞUSTOS 1996 CUM, 12 HABERLER 0 • 6 Ortünnıe zonuılıılıığıı zuKimdür'îslamcı basında yazan değişikyazarlara, "Başı açık birisine başörtüsü taktırmak sizce zulüm değil mi? " diye sorduk. Yazarlar bize yaptıkları açıklamalarda îran V savunamadılar ve Îran daki bu yaptmmı benimsemediklerini söyiediler SERPİLGLISDÜZ Başbakan Necmettin Erbakan'la İran'a giden bayan görevlı ve gazetecıler, Jran yönetımının isteğı üzerıne agustos sıcağında pardösü giyip başlannı sıkıca örterek Tahran'a indiler. Iran'dakı yasalara göre bu üilceye girerken örtünmeyen kadınlar. Îran topraklanna a>ak basar basmaz örtünmezlerse ya gen göndenliyorlar ya da orada açıimava kalkarlarsa cezaya çarptınlıyorlar. Daha önce Türkiye'de yaşanan "türban" tartışmalarında (slamcı yazarlar. "Türbanı açtırmak bir zulümdür" demış ya da "Türbanı yasaklamaıun İsJami yaşam biçimini yasaklamaya yönelik bir kısıtlama" olduğunu one surmü'şlerdı. Bu görüşlerden farklı olarak "Herkes kendi hukununu uvgulasın" dıyerek "çok hukukiu" 3ir sısîemı savunan Islamcılar da \ardı. /slamcı yazarlar kendi ülkelerinde başırn örtmeyen. ancak Iran'a gidince örtünmek zorunda bırakılan bayan gazetecilerın de aynı zulmü yasadıklan konusunda tek laf etmediler. 'ZorunJuJuk olmamair İslamcı basında köşe yazarı değışık yazarlara. ~Baş) açık birisine başörtüsü taktırmak sizce zulüm değil mi" diye sorduk. Vazarlarbize>aptıklan açıklamaJarda. İran'ı savunamadılar ve İran'daki bu yaponmı benimsemediklenni söyiediler. Akit gazetesi yazan Abdurrahman Dilipak " Başörtüsü Müslümanlar için farz olan bir şey "derken şöyle konuştu: "Müslüman olmayanlann örtünme zurunluluğu olmamaJı. Kaldı ki Müslüman olmadığı haJde açı>orsa da bunun cezası Allah katındadır, dünyada değil. kuran'da bunlar için tayin edilen bir ceza yokrur. Ahrette cezası vardır. İran'daki uygulama daha çok devlet politikasının sonucudur." Millı Gazete Başyazarı Sadık Albayrak ıse Doğu'nun da Batı'dakı gibi kimı kurallan olduğunu savunarak Tahran'da başını örtmek zorunda bırakılan bayan görevlilerin durumunu "zulüm" olarak değerlendırmedığıni söyledı. Albayrak **Her ülkenin her kara parçasınjn coğrafi konumu iribarıvla kendine göre kuraiian vardır. Hangi coğrafyada olursa olsun o cografvanın kendine Abdurrahman Dilipak. Bahri Zengin. Emine Şenlikoğlu. uygun töreleri zaman zantan kendini gösterir. Afrika'ya gidersini/ başkadır, Amerika'ya gidersiniz başkadır. Sizi orada TC pasaportuyla ciddive biie almazlar" dedi. lran'ın da burada görev yapacak kişıler için uyguladıgı kurallan olduğunu söyleyen Albayrak "Hanımlar başörtü örtüyorsa, erkekler de ayakkabılannı çıkanıîar. Batı'nın da bunun gibi birtakım toplumsal değerleri vardır. \emeklerde kadeh kaldınlır. Doğu top/umlannın da İslanıi özellikleri nedeniyle birtakım toplumsal değerleri var. Burada kadın görevlilerin başörtü takmalannı zulüm olarak değerlendirmemek lazını. Ama bazı gazetecilerin Tahran sokaklannda haber alma özgüıiükleri kısıtlanırsa bu zulümdür" dıve konuştu. Albavrak şöy le devam ettı: "Aneak benim görüşlerime göre kendi toplunıunda örtünmeyen bir insana da istediği gibi giyinme özgüıiüğü tanımak la/ıın. Bu datranışı İran'a ö/gü kabul etmek gerekir. Eğer o ülkede dini kurallar \arsa o kurallara da uygun olmak lazım." Mektup Dergısı >azarı Emine Şenlikoglu ıse fran'ın budavranışını kesınlikle onaylamadığını belirrti. 'ÇıplakJıkra tahrik var' "Başı açık bir kadına örtünme zorunlulugu getirmek bence zulümdür" dedı \e "Ancak aşın çıplaklıkta da tahrik söz konusudur" diye ekledi. $en!ikoğlu'na göre başını örten mecburıyerten örtiiyorsa bu bir zulüm. "Bunu onavlamıvorunı. Bir Yahudi'nin bir Ermeni'nin inancında örtünme yoksa İran'a gittigi zaman ona baş örtüsü zorunlulugu getirmek zulümdür." "Biz önce kendi ülkemizin sorunlarını tartışalım" diyen RP Istanbul Milletvekılı Bahri Zengin ıse ınsanların kendi mançlarına de\ letin karışmaması görüşünü savunuvor. Zengin. "Türkiyegibilaik ülkelerde başı kapalı olanlar da açmalıdır" demey ı uygun görnıedığını belırttı. Zengin "Bence her ikisi de bir bakıma zulümdür. Türkiye'de yapılan bir /ıılnıü dengelemek için bir başka ülkede yapılanı ömek göstermek yanlıştır. Bazıları bunu bö\le vapıvor. Kötü nıisal ömek olmaz. fnsanlann kendi inançlanna de\let kanşmamalı. Biz şu anda kendi ülkemizin sorunlan ile meşgul oluyoruz. İnsan haklan ihlallerini bertaraf etmeliyiz. Ancak daha sonra başka ülkelerdeki ihlaJJeri için uluslararası Uişkilerin izin verdiği öiçüJerde bunian dile getirmeliyiz. Ancak Türkiye gibi laik ülkelerde başı örtülü olanlar açmaiıdır demeyi de dogru bulmuyorum" diye konuştu. Zengın sözlerinı şöyle sürdürdü: "Oradaki ayrı, buradaki ayn bir olay. Insanlar ister başlannı örterier isterîerse örtmezler. Kamu yönetiminde üç unsur »ardır. Kamu sağlığı. kamu ahlakı ve kamu güvenliği. Bireyler bu üç alan içine girmedikleri takdirde kendi tercihlerine göre \aşariar. Kamu ahlakı dediğimiz o toplumun genel ah/ak ilketeridir. Bunlara herkes u\ar. Herkes kendi inancını kendi vaşamına yansıtma hakkına sahiprir." 'Demokrat değilsiniz' Akıt gazetesi yazan Ahmet Kekeç ıse fran hükümetinin ıki Tiirk gazetecınin başını kapattırması olayını "zulüm"şeklinde değerlendirme hakkına sahip misıniz di\e sorarak söyle konuştu "Laiklik anlayışını/ ve Türkive'deki başörtüsü sorununa \aklaşımınız sizi bu haktan yoksun bırakıyor. Çünkü demokrat değilsiniz, otoriter ve totaliter de\ letten \anasiniz, doktriner Kemalizmi pozitifdüşünce>le kanşbnyorsumız." Sorumuzun yanhş olduğunu öne süren Kekeç "Hem yanhş hem demagojik. lran'ın başörtü konusundaki tavn, Türkhe'de'ki u>gulamalar için emsal teşkil etmez. Bunu tartışabilmek için taraflann biraz fıkıh. biraz tarih. biraz sosvoloji. hatta asgari ölçülerde de olsa biraz antropoloji bilyisine sahip ulnıası lazım. Soru demagojik... Pekâlâ ben de size aynı mantık silsilesi>le şunu sorabilirim; Salman Rüşdü'ye karşı gırışılen topyekün lınç kampanyasını yıllardır vandaiizm ve terorizm olarak yorumluyorsunuz. Peki Şapka Risalesi kıtabından dolayı ıdam edilen tskilipli Atıf Hoca'yı da a>nı kategoride degerlendiri>or musunuz? Ce\abınız 'evet'se İran'daki mgulamalan tartışabiliriz. İslamcüan sıkıştırmak gibi bir niyeriniz \arsa bu soru>u. 'RP ıkîıdannın kadınların başını zorla kapatması zulüm değil midır' şekünde sormanız gerekirdi. Ö zaman yanıbm "elbette zulümdüVolurdu." Bodrutn Uçak seferleri tehlikedeİstanbul HaberServisi- Türk Hava Yolla- n (THY) Lçuş tşletmeden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Okta> Öztekin. Bodrum Imsık Havaalanı üzennde hıssesı bulunan Hatıce Ba\ 'a. alan üzennde bulunan ıcrayı bugüne kadar kaldırması koşuluyla, hısse- sıne tekabül eden rniktan ödemeye hazır ol- duklannı ^öyledi. Öztekin, icranın kaldınl- maması halınde THY'nin Bodrum seferle- nnı durduraeağını bıldırdı Öztekin, konuş- la ılgılı olarak THY Genel Müdürlügü'nde düzenledığı basın toplantısında. Hatıce Bav'ın Imsık Ha\aalanı üzennde bulunan hıssesının kullanma hakkını Top Aır'ede\- rettigıni hatırlatarak. "Burada aianın üzeri- ne kurulduğu 28arsa \ar. Bu arsalardan sa- dece bir tanesi Hatice Ba\ 'a ait. Top Air ve Hatice Ba> buarsa>a icra kosdurdu. Eğerk- ra\ı>anna(bugüne) kadarkaJdınrlarsa,his- seîerine tekabül eden miktan ödemeye hazı- nz" dedı. Bodrum Imsık Havaalanı'nı 1.5 yıllığınaışadamı Ah'Şen'den, J.ömilvondo- îara kiraladıklarını da belirten Öztekin. "Ödeme teklifîmiz kabul edilirse, Hatice Ba>'a öde\eceğimizparayı .Ali Şen'den talep edeeeğiz"dedi. Öztekin. icranın kaldınlması halinde ise THY'nın. diger havavolu şırketlerıne de THY'ye alan kullanma ücretını ödemelen koşuluyla. Imsık Havaalanı'na ınış ızni ve- receğını söyledı. THY'nın Bodrum Imsık Havaalanfnın sözleşmesının 31 Aralık 1996 tanhındedo- lacagmı da belirten Öztekin. bu tanhten son- ra konunun tekrariflas masasına intıkal ede- ceğıni bildirdı. Hatıce Bay ve Top Air ile görüşmelerinın sürdüğünü belirten Öztekin, kendılennden ce\ap bekledıklerini de söz- lenne ekledi Yüzde3 İsdemir ürünlerine yeni zam İSKENDERl'N (CumhuriyetGünev İl- leri Bürosu) - Iskenderun Demir Çelik Fabrikalan ürünlerine yüzde 3 oranında zam yapıldı. İsdemir AŞ Yönetim Kurulutarafından yapılan zamma göre 8 mılimetrelik de- mirin tonu 26.9 milyon liradan 27.7 mil- yon liraya çıkanlırken. 8 milimetrelik çu- buk demır 26 milyon 950 bin, 12 mili- metrelik çubuk 26.7 milyon, 14 milimet- relik çubuk 26.4 milyon, 14 milimetrelik nervürlüde27.2 milyon liradan satılacak. Yüzde 3lük zamma göre ST 37 kütük 23.8 milyon. Grd. 40 kütük 24 mıl>on li- radan işjem görecek. İsdemir ürünlennın fiyatı en .son 17 temmuz tarıhinde arttınl- nııştı. Arsa satışı nedeniyle ayaklanndan mafya usulü vurulan Ersin Ortaç 4 Benî Turgay Ciner vurdıırftu'• Turizmci Ersin Ortaç, Bodrum Bitez'deki 12 bin metrekarelik arsasının satışında anlaşmazlığa düştüğü Turgay Ciner tarafından tehdit edildigi gerekçesiyle Üsküdar Savcılıfı'na suç duyurusunda bulunduktan 5 gün sonra ayaklanndan vuruldu. Polis. suç duyurusunu vurulma olayından sonra işleme koydu MfYASE İLKNLR Turizmci Ersin Ortaç'ın, Bodrum Bi- tez'deki !2dönümlükarsasınısatışaçı- karmasından sonra başına gelmedik kalmadı. Tek suçu arsa satışında tem- kınli davranmak olan Ersin Ortaç. şım- dı iki dızınden vurulmuş olarak evinde yatıyor. Ortaç. arsa satışından dolayı ba- şına gelen olaylarla ilgili olarak yargı. emniyet \e ekonomı dünyasının önde gelen ısimlenne suçlamalaryöneltı>or. Içışlen Bakanı Mehmet Ağar. Yargıtay Başkanı Müfît L tku, eski Bodrum Sav - cısı Selami Bereket ve HAVAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Turgay Ciner" i. mafya usulü bu alım-satım \e \urulma ola\ı- nın sorumlulan olarak gösteriyor. Suç duyurusu bekJetildi Turgav Ciner tarafından "Ayaklannı kırdırtacağım" şekünde tehdit edildiğı gerekçesiyle 28 Mayıs 1996 tarihinde Üsküdar Savcılığı'na suç duyurusunda bulunan Ersin Ortaç. 2 Ağustos 1996 ta- rihinde ayaklanndan \uruldu. Ortaç'ın savcılığa vaptığı suç duyurusu ıse \u- rulduktan on gün sonra işleme şırdı. Beylerbeyi'ndeki evinde iki dizinden vurulmuş olarak yatan Ersin Ortaç, ar- sa satışı ile başlayan olavın başlangıcı- nı şöyle anlatıyor: "lö.Nisan 1995 tari- hinde Bodrum dan gelen Kenıal Samsa adlı şahıs. Beylerbeyi'ndeki e\ime gefip Bitez'deki arsamı Mehmet Vtrııaca >e arkadaşları adına 900 bin dolara satın alacagını söyledi ve bu konuda benden taahhütname aldı. Daha sonra arsaya asJ taüp olan Polin İnşaat sahibi .Meh- met Atmaca e\ime gelerek arsamı 815 bin dolara almak üzere benimle anlaş- ma vaptı. Aynı gün aramızda bir proto- kol düzenledik. Bana kapora olarak 25 bindolar verildi ve kalan 790 bin dolar 15Mayıs 1995tarihinde İşBankasıTak- sim Şubesi'ne yatınlacakrı. Ben de 26 Mayisl995'tetapuyııde\Tedecektim. 15 mayısta İş Bankası Taksinı Şubesi'nden gelen yazının şekiinden şüphelendim. Bunun üzerine İş Bankası'na yazılı ola- rak baş\ urarakparanın kün tarafından yatınldığını sordum. O gün bu soruma yanıt alamadığım gibi bugün de alama- dım. Ben iyice şüphelendim. Çünkü ön- ce ben tapuyu verecek sonra parayı ala- caktım. O nedenle bankayi değiştirmek istedim. Paranın İş Bankası yerine Yapı Kredi BeyJerbeyi Şubesi'nde bloke edil- mesini istedim. Buna yanaşmadılar. Mehmet Atmaca'nın avukatı hiç habe- rim yokken ve tapu devir tarihi 26 ma- yıs iken 23 mayısta Bodrum'da mahke- meye başvurup tedbir kararı çıkartmış. Arsa satışı yüzünden başına gelmedik olay kalmayan Er$in Ortaç iki dizinden \urufmuş olarak yatıyor. Hem de 815 bin dolar bedelindeki arsa için tek kuruşteminatyatırmadan. Böy- le şey olmaz. Tedbir kararı için bu bede- lin en azyüzdeonu rutannda teminatya- tırması gerekirdi. Bu yatınlmn or ve fed- bir karan çıkıyor. Protokolde de tahri- fat yaparak 26 Mayıs olan tapu devir-tes- tim tarihini 16 Mayıs olarak değiştiri- yoriar. Bütün bunlar Mehmet Atma- ca"nın kansı Neşe Atmaca "nın desteğiy- le oluyor. Çünkü Neşe Atmaca, Bod- rum'un ünlü savcısı Selami Bereket'in sekreteridir. Selami Bereket'i Bod- rum'datanımayan yok. Mafya ile içli dış- lı. işadamlarının yatında Müfit l tku ile çiğköfte yoğuran, her akşam bariarda dolanan savcı. Yargıtay Başkanı Müfit Ltku'nun yakın dostu \e Bodrum'da birçok gay rimenkulün sahibi. Onun bü- yük desteği olduğu şüphesiz. Tedbir ka- ran aldıktan 10 gün sonra dava açma- lan gerekirdi ama da\a\ ı açmadılar. At- maca'nın as ukatı tedbir karan aldırdı- ğı tarihte bana henüz elime ulaşmayan bir teigrafçekerek 'Tapu için gelin işle- me başlayın' diyor." Ciner olaya kanşıvor Arsayı alan kişinin başlangıçta Meh- met Atmaca olarak göründüğünü söy- leyen Ersin Ortaç, Turgay Cıner'in ismı- nin olaya daha sonra karıştığını beiirte- rek şöyle devam ediyor "Mehmet At- maca sonraTurgay Ciner'in özel a\ uka- tı Asım tplıkçioğlu'na \ekâlet verince Ciner'in olayda parmağı olduğu ortaya çıkmaya başladı. Ciner'in a\ ukatı İplik- çioğlu. Beyoğlu Savcılığı'na başvunırak benim dolandırıcı olduğumu öne sür- müş. Savcılık hakkımda soruşturma aç- mış. Beylerbeyi Karakolu'ndan bu işle ilgili olarak çağırdılar. Gittim ifade ver- dim \e savcıljğın kararına itiraz ettim. Bu arada de\reye Güvener Hoiding'in sahibi Halıl Güvenergirdi. Benim arsa- yı almak için benimle pazarlık etti. 1.5 milvon dolar istedim. Bana kendisinin zengin biri olmadığını söylemişti. Ho- Iding binasını görünce şüphelendim ve kendisine arsayı kimin adına aldığını sordum. Mehmet Atmaca adına pazar- lık etriğini söy ledi. Bu arada sürekli evi- me tehdit telefonlan yağıyor. Turgay Ci- ner, 26 Mayıs 1995 tarihinde bana tele- fon ederek arsanın asıl alıcısının kendi- si olduğunu te HA\AŞ için aldığını, pa- rayı Mehmet Atmaca'ya da kendisinin \erdiğini söyledi. Ekim ayında tekrar arayarak kapora olarak >eriien 25 bin dolan geri «erniemi istedL Ben de para- yı kendisinden değil Mehmet Atma- ca'dan aldığımı. o nedenle kendisine de- ğil kimden aldıy sam ona >ereceğimi bil- dirdinı. Satış protokolünde cezai şart konmuştu. kim satıştan dönerse 50 bin dolarödeyect'kri. Ben buna karşın para- y ı kendisine geri ödeyeceğimi ancak ar- say ı sartıktan sonra bunun mümkün ola- cağını söy ledim. Bu gelişmeden sonra 26 mayısta bana telefonda, Senın ağzına s. m. O. çocuğu. senın ayaklannı kır- dırtacağıın" diyerek küfürler \e tehdit- leryağdırdı." Ortaç. Ciner'in daha sonra da başka- lanna tehdit telefonlan açtırdığını öne sürüyor. Tehditler yüzünden 28 Mayıs 1996 tarihinde Turgay Ciner hakkında Üsküdar Sa\cılığf na suç duyurusunda bulunan Engin Ortaç. 2 ağustosta da v u- ruluyor. \'urulduktan 10 gün sonra polisin Turgay Ciner'i Merter Karakolu'naça- ğırarak ifadesini aldığını belirten Or- taç. polisin geç kalmasını Turgay Ci- ner'in kışisel dostluklarına bağlıyor. Hürriyet gazetesinde Turgay Cıner'le il- gili bir haberi delil olarak göstererek Ciner'ın Içişlerı Bakanı Mehmet Ağar'ın kardeşı Viınus Ağar'la olan dostluğuna gönderme yapıyor. Balıstık ıncelemelerden sonra tetıkçı- nin İrfanGençolduğu ortaya çıkıyor. fr- fan Genç'in sabıka dosyası kabank. Ga- zioMiıanpaş,a'da daha önce kendi karde- şini de vurmuş. Polis. Irfan Genç'in te- tıği kimin adına çektiğini yakaladıktan sonra öğrenecek. Ancak Ortaç, tetiği çektırenin Ciner olduğundan emin gö- rünüyor. Konuyla ilgili görüşlerini al- mak için aradığımız Yazeks Holding \e HAVAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Tur- gay Ciner. vurulma olayından sonra Merter Karakolu'na verdiği ifadeyi bi- ze de tekrarlıyor. 'Psikopat Ortaç' Ciner. Ersin Ortaç'ın psikopat. ruh hastası \ e dolandıncı olduğunu öne sü- rüyor. Ortaçı kendisinin olmayan arsa- yı birden çok kişıve satmakla suçlayan Turgay Ciner. "Ben vurmak istesem kendim vururum. tetikçi kullanmam" diyor. Arsa olayı ile ilgısinin sadece Bafra- lı birarkadaşınınyeğeni Mehmet Atma- ca adına Ersin Ortaç'a kapora olarak 25 bin dolar vermekten öteye geçmediğini belirten Turgay Ciner. şöy le dev am edi- yor: "Ersin Ortaç hedef şaşırtmak için beni suçluyor. Daha önce de teknesini yakmışlardı. Şu anda arsasının üstüne birileri konmuş kafe falan yapmışlar. Onlarla arasında bir anlaşmazlık olabj- lir. Korktuğu için de bizi hedef gösteri- yor herhalde. Ruhen sapık. Ben artık o 25 bin dolan da istemiyorum. Teknesi- ni kimler yakmışsa kendisini de onlar vurdurtmuş olamaz mı?" Arsa olay ı ile tek ılgisı sadece 25 bin dolar kapora vermekten ibaretse Ersın Ortaç'ın Ciner'e karşı ne gibi bir husu- meti varki, kendisini suçluyor diye sor- duğumuzda da Turgay Ciner, "Arsasuu almadığımız için herhalde. Arsayı ille alacaksınız diye rutrurdu. Oysa bu arsa zaten kendisinin dedeğilmiş. Kardeşinin arsasını kendisininmiş gibi ona bunapa- zarlıyor. Hedef şaşırtmak için de bizûn isminıizi ortaya atıvor. Dedim ya ruh hastası" dıyor. ANKARA...ANKA... MÜŞERREF HEKİMOĞLU AydınKişilerEmekli Olamaz 196O'Iı yılları çok severim. 27 Mayıs Devrimi'nden sonra oluşan ortamda umutlu bir beklenti var toplum- da. Çağdaş bir anayasa yürürlüğe giriyor. O anaya- sada öngörülen kuruluşlar açılıyor; sendikalar, der- nekler çalışıyor; siyasal yelpaze sola açılıyor, Türkiye işçi Partisi emekçilerin sesini duyuruyor; önce alan- larda, sonra Meclis'te. Elbet tepkiler de var, çağdaş anayasayı onanm çabalan... Ama devrımin coşkusu ağır basıyor, anayasal hak ve özgürlüklerini yaşamak için güzel bir savaşım veriyor tüm kesimler. O anayasaya emek veren bir bilim adamı, bugün hocaların hocası diye anılan Bahri Savcı da genç bir profesör o zaman. Elbet o da çok mutlu; yeni öğren- cilenni umutlaselamlıyorkürsüden, Mülkiye'nin cum- huriyetimiz için taşıdığı önemi anlatıyor. Gelecekte onurlu görevler üstlenerek demokratik yaşama, ülke kalkınmasına katkılarda bulunacaklar. Gençler umut- la gülümsüyor. O gençler orta kuşak bugün. 1961 yılında Mülkiye Mektebi'nde başlayan arkadaşlık hâlâ süruyor. Her yıl birkaç kez buluşuyor, güzel birliktelıği kutluyorlar. Bu kez bizim iskelede, Agora'da, bir akşam yeme- ğinde sevgili hoca/arı Bahri Savcı 'nın çevresinde top- landılar. Çeşme'den Profesör ilhan Unat ve Nermin Aba- dan Unat da geldi, körfezin mavi şarkıları ortak anı- ların, sevginin, dostluğun şarkılarıyla uzadı saatlerce. O sofranın konuğu olmaktan ben de büyük onur duy- dum elbet. MM'ye 1961 'de gırenler ilginç bir moza- ik oluşturuyor. Orhan Emirdağ, Tansel Akalın, Te- oman Gürgân, Remzi Banaz, Kudret Akçalı, Sa- vaş Sönmez, Yüksel Suveren, Metin Kazancı ve eşlerinden oluşan grupta kımı bilim dalında, kimi ka- mu görevinde, kimi emekli, kimi hâlâ görevli. Yaz ge- lince onlar da mavi günler yaşıyor; kımı Denetko'da, kimi Coşkun Sitesi'nde, kimi Şirinkent'te, kimi Ar- kent'te kalıyor, iletişim bitmiyor. Güldal Mumcu da konuklar arasında. O da Mülkıyeli, ama 1961 'de kü- çük bir kızdı sanırım. Şimdi güzel ve yürekli bir kadın; onurlu dırenişi var. Profesör Nermin Abadan Unat büyük coşkuyla Selçuk'takı Uğur Mumcu heykelini anlatıyor ona. Güldal Mumcu da heykel gibi dikiliyor, gülümseyerek dınliyor. Bilkent Senfoni Orkestrası'nın Efes konserine gıdersem o heykeli de selamlayaca- ğım. Soframızda mumlar yanıyor birden. Sevgili yazarı- mızı anımsayarak ışıklı söyleşilere dalıyoruz. Öcal Beningtan, Uğur ile çatı katımıza geldiği günleri anımsatıyor, sakıncalı pıyadelik döneminin öyküle- riyle duygulanıyoruz. Aslında çok duygusal bir akşam. Teoman Gürgân körfez mavisi yazılarla, beyaz eşarplar, 'MM 1961 'yazılı peçetelerleselamlıyorokul arkadaşlarını; Raks'ın kasetlermı armağan venyor. Bi- rinde Sezen Aksu, ötekinde Demet'ın şarkıları. Ner- min Abadan Unat ile ben de öykü ve roman kasetle- ri yapmasını öneriyoruz. Denemeler düş kırıklığı ya- ratmış meğer. Dışsatımda rekorlar kınyor kasetlerimiz, belki de bizim hiç dinlemediklerimiz! Ama zorla din- lediklerimiz de var. Ören tepeleri, kahveler, barlar on- larla çınlıyor sabahın ilk saatlerine dek! Agora'n/n mü- ziği de sofrası kadar güzel. Yeni garsonlardan biri so- ruyor bana, MM ne demek. Meme mi diye merak edi- yor galiba! Bilim ve ışık emzıren bir meme diye yo- rumlanır bence. 1961 yılında Mülkiye Mektebı'negi- renler de o yılların öğretim üyelerinin ışığıyla ne gü- zel aydınlandılar! Sadun Aren'ler, Cahit Talas'lar, Seha Meray'lar, Fehmi Yavuz'lann ışığı var kafala- nnda da, yüreklerinde de. Şimdi, 1996 yılında bir yaz akşamı bir sofrada buluştuklan zaman ne hissediyor- lar acaba? 1961 yılında Mülkiye'ye girdikleri zaman ne umdular, ne buldular? Neler düşünüyor, gelece- ğe nasıl bakıyorlar? Mutlu mu, umutlu mu ya da kı- nk düşlerin birikimiyle küskün ve umutsuz mu?.. Sorularıma açık seçik yanıtlar alamadım doğrusu. Hepsi dalında belli bir yere tırmanıyor, eşleriyle mut- lu oluyor, çocuklanyla onur duyuyor, ama bireysel mutluluklar ve başarılar iyimserliğe yetmiyor elbet. Karamsarlığı aşmak için yeniden kolları sıvamak ge- rekiyor bence. 1961 yılının öğrencıleri olarak yeniden yola çıkmak. Mülkiye Mektebı'nin ışığı, değişik gö- revlerde geçen yılların deneyi ve birikimiyle demok- ratik sivil örgütleroluşturmak; sesini, tepkisini duyur- mak; suskunluğu aşan, eleştiriyi, öneriyi eyleme dö- nüştüren bir altyapı oluşturmak da önemli bir görev bugün. Gecikmeden üstlenmek gerekiyor. Toplum- daki yerini, yaşam biçimini saptamak, kanıtlamak ge- rekiyor. O güzel geceyi çok güzel örgütleyen, çiçeği bur- nunda emekli Savaş Sönmez'den duydum. Bahri Hoca'nın elini öpen tek profesör Nermin Abadan U- nat. Yıllar boyunca Bahri Ağabey diye seviyor, sayı- yor onu. Ayrılık saati gelince Nermin Hoca da güzel birders verdi eski öğrencilerine. Yazımı onun sözcük- leriyle sona erdiriyorum: Aydın kişiler emekli olamaz. BULMACA SOLDANSAĞA. 1/Mesleğınıyapa- bilmekıçıngerek- li bılgi ve ustalığa sahjp olan. 2J Kâ- ğıtları bir arada tutmaya yarayan çengel... Bir stra- tejı oyunu. 3/ Mü- rekkebı kurut- makta kullanılan çok ınce kum... "Kolaycakandın- labılen. aptal" an- lamında argo söz- cük. 4/ Adapazarı Ovası'na verilen bir başka ad... Karakter. 5/ Csründe ölü yıkanan kerevet. 6/ Rütbesız asker.. Ekınlere zarar veren bir böcek. II 3 Hoş kokulu ve baharlı meyvelerı anason gıbı kul- lanılan otsubırbıtkı... llkel benlık. 8/ Irmakları geç- 6 mek ıçın kullanılan sal... Bırnota. 9/Kundakçocuk- lannın tepelennde görülen n kepek tabakası... Gürgen- gıllerden, kerestelık bıraâaç cınsı. VTJKARIDAN AŞAĞIYÂ: 1/Mezar. 2/Süt ve yoğurt çalkafamaya yarar kûçük yayık... Bir bankanın, sartığı menkul değerleri gen satın alma taah- hüdüne verilen ad. 3/ Ege ve Akdeniz'de yaşayan eti lezzet- lı birbalık... Bnçte bir roberi oluşturan iki bölümden her bi- ri. 4/Uğraş... Bir tür ınce meşın. 5/Gelin olacak kıza erke- ğın verdiği parayada armağan. (VDüşünce... Türlü bıtkıle- nn y aprak ve kabuklanyla kokulandınlmış acımtırak bir ıç- kı. II L'rünü ma! sahibi ile yan yanya bölüşerek çalışan iş- çı... Yan memnunluk belirten ünlem. 8/ Kışa kadar sak- lanabılen san renklı birüzüm cınsı. 9/Karadenız'ın kuzeyın- deki ıç denız... Göğüs.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle