03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 AĞUSTOS 1996 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER ÖYS sınavı, başan oranınm düştüğünü ortaya çıkardı; üniversitede smav sistemi sorgulanıyor AOF kontenjanları boş kaldıEMİNE KAPLAN AİNKARA-Üniversiteye giriş sistemin- de değişiklik yapılmaması için yıliardır sergiledıği ka:ı tutumla dikkat çeken Yük- şeköğretim Kurulu (VÖK) ve Öğrenci Seçıne ve Yerleştirrne Merkezi (ÖSYM). aday sayısının artması. kontenjanlann dol- rnaması ve yeni iise mezunlannın başan oranımn düşmesi üzerine. sistemi bü> üteç altına aldı. ÖSYM. Öğrenci Seçme Sına- vı'nın (ÖSS) :ki aşamalı duruma getirüe- rek yalnızca belirli puanın üzerine çıkan- lann Öğrenei Yerleştirme Sınavı'na (ÖYS) alınması. sınava giriş sayısına sı- nırlama getirilmesi. liseden yeni mezun- lara ek puan \erilmesi ve ortaöğretim ba- şan puanının yeniden düzenlenmesi üze- rinde çalışıyor. Eğitim sisteminde ilkögretimden yük- seköğretime kadar birçok çarpıklığın ya- şanması. üniversite sınavlarının işlerliği- • ÖSYM, yeni öğretim yılında geçerli olmak üzere, ÖSS'nin iki aşamalı duruma getirilerek belli puanın üzerine çıkanların ÖYS'ye alınması. sınava giriş sayısına sınırlama getirilmesi, liseden yeni mezunlara ek puan verilmesi ve ortaöğretim başan puanının yeniden düzenlenmesi üzerinde çalışıyor. ni kaybetmesine yol açtı. Ortaögretim ku- rumlarında mesleğe yönelik okullara önem verilmemesi ve öğrencilenn yön- iendirilmemesi nedeniyîe. sınava giren öğrenci sayısı heryıl katlanarak arttı. Bu yıl yapıJan sınavlara kalılan l milyon 386 bin öğrenciden 950 bini ÖSS'yi geçerken. yalnızca 385 bini ÖYS sonucunda yükse- köğretim kurumlarına girmeye hak ka- zandı. Sınav sonuçlanna göre. iktidara ge- len hükümetlerin, "herkese üniversife" projesini gerçekleştirmek için çözümii kontenjanlarını arttırmakta bulduğu Açı- kögretim Fakültesi. beklenen ilgiyi gör- medi. Bu fakültenin yaklaştk 400 bin ki- şilik kontenjanı açık kaldı. Liseden yeni mezun olan adaylann her yıl başan oranlan düşerken. buoran 1996 ÖYS'de de yüzde 21.86 olarak gerçekleş- ti. Yükseköğretim kurumlanna yerleştiri- lenlerin büyük bölümünü. yüzde 54.39'lukoranla önceki yıllardaüniversi- teyi kazanamayanlar. yüzde l0.2l'ini bir yükseköğretim programında okuyanlar. yüzde 3.77"sini öğrenim gördüğü fakülte- İerden kayıtlarını sildirenler. yüzde 5.73'ünü önceki yıllarda kazanmasına karşın kaydını yaptırmayanlar. yüzde 3.l4"ünü de yükseköğretimden mezun olan adaylar oluşturdu. Üniversite sınavlarında. "birinci iT un- vanı hervıl Izmir. Istanbul veAnkaraara- sındagidipgelirken. Hakkâri veŞırnak'ın "sonunculuk yazgısrdeğişmedi. Okulla- nnın 1800'ü terör ve öğretniensizlik ne- deniyle kapalı olan Doğu illeri. başanlı iller sıralamasında sonlarda yer aldı. ÖSYM. öğrenci sayısının giderek art- ması. başan oranının düşmesi ve konten- janlann boş kalması nedeniyîe, sistemde değişiklikler öngören yeni bir çalışma başlattı. ÖSYM'nin 1997 yılına yetiştir- mek üzere çalışmalannı hızlandırdığı pro- jeler şöyle: Liselilereekpuan: Liseden yeni mezun- lann başarı oranının arttırılması için ek puan verilecek. Bu puan. öğrencinin sına- va ikinci ve üçüncü girişınde azaltılacak. Sınava giriş sayısına sınırianıa:Bır yük- seköğretim kurumunda okuyan. öğreni- mini tamamlayan ya da bir fakülteyi ka- zanmasına karşın kaydını yaptırmayan öğrenciler dikkate alınarak. sınava giriş sayısına sınırlama getirilecek. İki aşamalı ÖSS: Öğrenciler. ÖSS'de alacaklan puana göre ÖYS'ye alınacaklar. ÖSS'deki baraj yine 105 olarak belirlene- cek. ancak YÖK bu puanın üzerinde ikin- ci bir barai daha belirleyecek. 105 puanla ikinci baraj arasında kalan öğrencilerÖSS puanı ile yükseköğretim kurumlanna yer- leştirilecekler. İkinci barajı belirleyen pu- anın üstüne çıkan öğrenciler ise ÖYS'ye girmeye hak kazanacaklar. ÖSYM. fen ve Anadolu liselerine olumsuz etkide bulunması nedeniyîe, or- taöğretim başan puanına da yeni bir düzenleme netirecek. AVUKATLARDA\ LTARI 4 01üm orucu eylemcilerinhı tedavisi yapılmıyor' • Halkın Hukuk Bürosu. eylemcilerin kalıcı bir rahatsızlıkla karşı karşıya kalmaları durumunda. sorumluluğun Sağlık Bakanlığı'na ait olacağını bildirdi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cezaevlerinde 69 gün süren ve 12 tutuklu ve hiikümlünün yaşamını yitır- mesiyle sonuçlanan ölüm orucu eyleminin sona erme- sinın ardından hastanelere kaldınlanlann tedavilerinin yapılmadığı ıleri sürüldü. Halkın Hukuk Bürosu. ey- lemcilerin kalıcı bir rahatsız- lıkla karşı karşıya kalmalan durumunda. sorumluluğun Sağlık Bakanlığı'na ait ola- cagını bildirdi. Halkın Hukuk Bürosu avukatlanndan Zeki Rüzgâr. diin yaptığı yazılı açıklamada. ölüm orucu eyle- mine katılan bütün tutuklu ve hükümlülerın tedaviye ihtı- yacjan bi'Junduğunu vurgu- îadı. Sağlık Bakanı Yıldınm AJvtuna'nın eylemin sona er- diği günlerde yaptıgı açıkla- malarda. gerekirse cezaevle- rine zorla ginlerek tedav ilenn yapılmasını önerdığini anla- tan Rüzgâr. tutuklu ve hü- kümlülenn sağlıklı bir tıbbi müdahaleye ihtiyaçları oldu- ğunu anlattı. Rüzgâr. "Ba- kanlık bugün tutuklu ve hü- kümlülerin tedavisi için üzeri- ne düşeni yapmalıdır. Aksi takdirde sakatlıklardan so- runılu olacaktır. Adalet ve Sağlık bakanlıklannı göreve çağınyor ve kamuoyunıı yüz- lerce insanın sakatlıklannın önlenme$i için du>aruğa da- \*t ediyoruz 1 " dedi. Rüzgâr'm verdi^i bilgiye göre. sağlık durumu kritik olan tutuklu ve hükümlülenn son durumları şöyle: - Çankın Cezaevi'nde bu- lunan tutuklu ve hükümlüle- re bugüne kadar herhangi bir tıbbi müdahalede bulunulma- dı. ancak. hastaneye sevkedil- melerı ıçın kendilerine söz venlmıştir. - Ankara Merkez Kapalı Cezaev i "nde bulunan Zeynep Göngörmez. YıldızDoğrudu- man. HaticeGiiden ve Cemal Çakmak hayati tehlike ile karşı karşıyla bulunmalarına karşın henüz ciddi bir tıbbi müdahale ile karşılaşmadılar. - Zemep Güngörmez: Ha- fızası tam olarak yerine gel- memiş ve tek başına yüriiye- mez durumda. Çeşitli ağn şi- kâyetleri var. - \ıldız Doğruduman: Duymakta zorluk çekiyor ve tek başına yürüyemiyor. Çe- şitli ağn şikâyetlen var. - Hatiee Güden: Ağnları var. - Cemal Çakmak: Daha önce v aptığı açlık grev leri ne- deniyîe birgözü tamamen ip- tal olmuş. diğer gözü de son açlık grevi nedeniyîe çok az görüyor. Ayaklanndaki şa- rapnel parçaları nedeniyîe yürüyememektedir. -Sinan Yavıız: Hastaneden ayrıldıktan sonra gözlerinde kısmi açılma oldu. ancak he- nüz tek başına yürüyemiyor. - Mehmet Eroglu : Bilinci kısmen de olsa açıldı. Gör- mede zorluk çekiyor. Aynca kısmi felç nedeniyîe yürüye- miyor. -Aaz.Nahçı: Bilinci henüz yerine gelmedi. Bu 'çağdaş kentin' yaratılması için 2300 dönümliik ornıan yokedümiş. (Fotoğraf: ERZADE ERTEM) Orman talanuıabirörnek:Acarkent DEVRİM SEVİMAY Beykoz sırtlanndaki Acarkent. rantiyeciliğin. kaçak yapılaşmanın. orman yangınlarının ve talanının rutın haberler arasına girdiği günümüz Türkiyesi'nde ders alınması gereken bir örnek. Elmalı Barajı'nın yafmur havzasının yakınlanndakı 2300 dönümlük kesintisiz bir orman alanının yok edilmesiyle oluşturulan Acarkent vadisi. bitişik nizamda sıralanmış 1452 villayla doldurulmuş. Acarkent'in 1998'de tamamen hayata geçirilmesi planlanan maketine bakıldıgında. spor tesisleri. apart oteli. alış-venş ve iş merkezleri. yüzme havuzlan. I997'de bitirilecek oîan Şile otobanı bağlantılı Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'ne çıkış yoluyla gefçekten çağdaş yaşam standartlannda bir kent 2örülüvor. Ustelik bu kentin. arkasına şimdilik de olsa yeşil bir ormanı. karşısına da Boğazın yine şimdilik mavi sularını aldığı düşünülürse buradaki evlerin kaba inşaatlannın 30 milyar. tamamlanmışlarınin ise 475 bin dolardan başladığına şaşnıamak gerekir. Ancak Acarlar İnşaat. herkesin konut sahibi olmayı isteyebileceği bir kent kurup yaklaşık 6 bin kişinin de böyle bir yerde yaşamasının koşullarını oluşturmasına karşın. 6 milyarhk dünvanın akciğerlerinden bir kılcal daman da koparmış oldu. Ormanla ilgili yönetmeliklenn tapu sahibine sadece yüzde 6"lık bir kullanım izni vermesine karşın. bu oran Acarkent'te yüzde 100'lere varmış durumda. Yapımına 1987'de başlanan Acarkent'in bu derecede • sık yapılaşmaya kanundaki boşluklann ve siyasi birtakım desteklerin sağlanmasının yol açtığı belirtiliyor. Y'etkililer. söz konusu yüzde 6'lık yönetmeliğin yakın bir zamanda yürürlüğe girdiğını vurgulayarak Acarkent'in türünün son örneğı olduğunu ve bir daha ormanı yok ederek gerçekleştirilecek böylesi yapılaşmalara izin verilnıeyeceğini kavdedivorlar. TBB de viUa yapıyor Türk Basın Birlıği (TBB). Beykoz'un Kırazlı Tepesi'ndeki 680 dönümlük ormanlık arazisinde TBB've üye gazeteciler için \ illa. huzurev i ve yurttaşların da yararlanabileceği birhastane kuruyor. 18 aylık ön izın süresinin bitmesine 6 ay kalan TBB'nin. bu siirenin sonuna kadar proielerini yetkili makamlara ileterek onay alması gerekiyor. Onay sonrasında inşaat çalışmalarının başlaması beklenen TBB villalan. içinden kaynak suyu geçen ve birinci dereceden SİT alanına girme vasfinda ağaç özellikleri bulunan bir orman içerisinde yapılacak. DOSYA: BANKACILIK SiSTEMiNiN ANALiZI (3) Tekn^anajizciler degerlendınyor: Bofâa endeksi nere Magrip ülkeleri mal Ozelleştirme atağının ilk hedefi ^Celekom nın Otopark güvenliği tartışılıyor • Cuma akşamından beri su boşaltma çahşmalannın, pazar gününden itibaren de kurtarma çalışmalarının sürdürüldüğü otoparkta. araçları kaskolu olan vatandaşlann zararlannın sigorta şirketleri tarafından karşılanacağı bildirildi. TJREND CXJL= İstanhul Haber Senisi- İstanbul'da önceki cuma günü yağan sağanak nedeniyîe Eminönü Belediyesine ait otoparkta çamura saplanan araçlann kurtarılması için çalışmalardevam ediyor. Belediye tarafından şahıslara kiralanan yaklaşık 350 araç kapasiteli Aksaray Geçit Otoparkf nda araçiarının çekilmesini bekleyen vatandaşlar, bir an önce zararlarının karşılanmasını istedi. Cuma akşamından beri su boşaltma çalışmalarının. pazar gününden itibaren de kurtarma çahşmalannın sürdürüldüğü otoparkta. araçlan kaskolu olan vatandaşlann zararlarının sigorta şirketleri tarafından karşılanacağı bildirildi. Araçiarının güvenliği için otoparka saat başı 150 bin lira ücret ödeyen yurttaşlar zor durumda kaldı. Pantolonlarının paçalarını sıvayarak. otomobillerini çamurdan kurtarmaya çalışan 'otoparkzedeler'. belediyenin duyarsız olduğunu belirterek. "500 milyon liraya varan zararlannıız var. Perişan olduk, olaydan 3 gün geçmesine rağmen hâlâ uğraşıyoruz. Yctkililer, çözüm için daha ne beklivor" dediler. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Refah ve Dış Politika Yirmi yılı aşan devlet deneyimlerine karşın Refah Par- tili kimi milletvekillerinin ve yetkililerinin "gaf"\ar\, artık "münasebetsizlik" düzeyine yükseldi. Abdullah Gürün Malezya'daki kadın konferansıyla ilgili münasebetsiz tavrına, Temel Karamollaoğlu'nun "Türkiye ile Iran arasında hiçbirzaman sorun yaşanmamıştır" gibisin- den ifade ettiği görüşleri katıldı. Sayın Karamollaoğlu'nun bir basın toplantısı düzen- leyerek bu görüşlerini dile getirmesinin nedenini anla- mak pek mümkün değil. Türkiye ile iran arasında, za- man zaman iyi ilişkiler yaşanmasına karşın. bütün bir tarih boyunca bu iki devlet "hasım" konumundaolmuş- lardır. Ve yüzyıllardan beri bu iki devletin sıcak bir sa- vaşa girişmemeleri. aralarındaki dostluktan değil, güç- lerinin dengeli olmasındandır. Zaten bunun aksi de pek mümkün olamazdı. Zira ge- rek Iran (hangi hanedan olursa olsun), gerek Türkiye (nasıl bir yönetim olursa olsun), "Büyük" devletlerdir ve bulundukları bölgelerde "egemen" olmasa bile, en azından "etkin"olmak isterler. Hele birbirlerinin "etkin- liğinin" artmasına hiç tahammül edemezler. Özellikle son yarım yüzyıllık tarihimizde Türkiye'nin bölgedeki en büyük hasmı Iran olmuştur. llişkilerin en düzgün göründüğü Pehlevi Hanedanı döneminde bi- le Iran. Türkiye'yegüleryüz gösterirken, Türkiye'nin "al- tını o/mak" için elinden geleni ardına bırakmamıştır. Siz değerli okurlarım bu satırları okurken. Erbakan Hoca'nın "Doğu Sefen"nin, Iran bölümü tamamlanmış olacak. Siz o "cafcaflı karşılanışlara" falan pek bakma- yın. Erbakan'ın iran'dan somut birtakım kazanımlarla dönmesi mümkün değil. Zira Iran'ın "bölge politikasın- daki" en büyük rakibi Türkiye'dir ve "güçsüz" bir Tür- kiye'yi, "güçlü" bir Türkiye'ye tercih eder. Peki, Erbakan Hoca bunu bilmez mi? Bilmesi gere- kir. Ama belki de, bildiğine inanmamak istiyordur. Ay- nca ilk dış gezisini Iran'a yaparak, "biryerlere" çiçek göndermek istiyordur. iran'a gelince, ABD'nin son teh- ditleriyle belli bir yalnızlık duygusuna itilen Iran'ın bu z\- yaretten hoşnut olduğuna eminim. Zaten karşılama ve ağırlamaları da bunu göstermektedir. Fakat gene de fazla bir şey beklememek gerekir. Bu arada üzerinde durmamız gereken bir başka hu- sus, ABD'nin Erbakan Hoca'nınlran gezisiyle ilgili tu- tumundaki münasebetsizlik oldu. Bu gezi bence de gereksiz bir gezi, zamansız bir gezi idi. Ama ABD'nin buna bu derecede karışmaya hakkı yoktu. Ve doğru- su Erbakan Hoca bu konuda (görüntüde de olsa) kişi- likli bir tavır sergiledi. 1980 sonrasında Evren'in Ro- manya gezisini, geziden iki gün kala iptal ettirebilen ABD, bu kez "kazın ayağının" farklı olduğunu gördü. (Erbakan hoca. ne de olsa seçimle gelen ve yarın da aynı seçmene giderek oy isteyecek olan bir insan. Si- lah zoruyla iktidara gelene benzemez...) Laik kesimdeki kimi yazar arkadaşlarımızın ABD'nin tutumunu desteklemelerine çok şaşırdım. Kimileri ne- redeyse "Aman ABD'yikızdırmayalım" gibisinden ya- zılar yazdılar. Ayıp ettiler. ikinci Dünya Savaşı'nı izleyen dönemde Türk - ABD ilişkileri gözden geçirilirse, Türkiye'ye en büyük zarar ne SSCB'den, ne İran'dan; ABD'den gelmiştir. Tabii Türkiye'yi ABD'ye böylesine gözü kapalı iten de SS- CB'nin politikaları olmuştur. Hal böyleyken, "ABD kı- zar" gibisinden ifadelerin çok yakışıksız kaçtığını dü- şünüyorum. Fakat Refah Partisi'nin dış politika yaklaşımlarının da (eğer varsa) hep gerçekçi olmadığını görüyorum. Şim- dilik görebildiğimiz kadarıyla "günü kurtarmak" ama- cındalar. Doğrusu işleri de hiç kolay değil. "Hem Batı Kulübü'ne karşı olacaksınız hem de aynı kulübe fena halde muhtaç olacaksınız. Hem Islam dünyasını kucaklamak isteyeceksiniz, hem de Islam dünyasından (kimi görüntüler dışında) "hüsnü kabul" görmeyeceksiniz. Htm ABD'ye karşı olacaksınız, hem "Çekiç Güç"ü onaylamak zorunda kalacaksınız. Hem Israil'le askeri işbirliği yapacaksınız, hem de Arap dünyasına çiçek göndermek isteyeceksiniz. Bazen "Acaba Tansu Çiller, bu çelişkileri doya do- ya yaşasmlar diye mi dış politikadan elini eteğini çek- ti?" diye düşünüyorum. Ama sonra bakıyorum. Çil- ler'in dış politika falan düşündüğü yok. Kendini kurtar- dı ya, onun keyfini sürüyor. (Tabii eğer kurtarabildiyse...) Refah'ın dış politikası, aynen iç politikası ve ekono- mik politikası gibi tam bir çelişkiler yumağı. Ve Refah'a oy veren ve Refah'tan çözüm bekleyen insanlarımızın, bu çelişkileri değerlendirmekte olduklanndan da emi- nim. "Sen halkımızın sağduyusuna fazla güveniyor- sun"diyeeleştirirbazıarkadaşlarım. Dogrudur. Benbu halkın sağduyusuna çok güvenirim. Zaten güvenecek başka neyimiz var? Refah'ın balonu gün geçtikçe sönmeye devam ede- cektir. Başta Erbakan Hoca olmak üzere, pek çok Re- fahh'nın "muhalefet günlerini" özlemle aradıklanna eminim. Negüzeldi öyledesteksiz "atıp-tutmak", eleştirmek. "ahkâm kesmek"... Buyrun bakalım. Meydan sizin... TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞt 6 Hekiınler nıulıbirliğe sürükleniyor' YL'StF ÖZKAN ,\NKAR.A-ManisaVali- si Muzaffer Ecemiş. kentte- ki sağlık kurumlanna bir genelge göndererek. hekim- lerden. "memleketlerini terk ederek metropol illere gelen birtakım şahısların" hastanelere başvurmalan durumunda, kendileriyle il- gili bilgileri içeren bir for- mun doldurularak. en yakın karakola iletilniesini istedi. Türk Tabipleri Birliği (T- TB) Merkez KonseyİBaş- kanı Fiisun Sayek. Ece- miş'in geneigesinin. "he- kimlerijurnalciliğesürükle- meyi" amaçladığını söyle- di. Hacettepe Cniversitesi HalkSağhğıAnaBilimDa- lı öğretim üyesi Prof. Dr. Nevzat Eren. Ecemişin is- tediği bildirimin hekim tara- fından yapılmasının. sağlık hakkının ihlaline neden oia- cağını belirterek. böyle bir uygulamanın hekim ahlâkı açısından da olanaksız ol- duğunu vurguladı. Manisa Valisi Ecemiş'in. 20 Haziran 1996 tarihinde sağlık müdürlüğü aracılıyla kentteki sağlık kuruluşlan- na gönderdiği genelgede. kent dışından gelip. tedavi amacıyla hastanelere baş- vuran kişilerin kimlik bilgi- lerini içeren bir formun he- kimlerce doldurulması ve en yakın polis noktasına bil- diriimesi istendi. Hekimle- re birer örneâi aönderilen formda. hastanın nüfus kay- dı. işi. konut ve iş adresleri. teleon numaraları ve hasta- neye yatış-aynlış tarihleri- nin yazılması istendi. Ece- miş'in gönderdiği genlge şöyle: "Alınan ba/ı istihbari bit- giler sonucunda çeşitli suç- lardan dolavı aranır duru- ma düştükten sonra mem- leketlerini terk ederek met- ropol illere gelen birtakım kişilerin hasralıkları sonu- cunda muavfiıt için başv ur- duklan özel ve resmi sağlık kuruluşlar ında vataklı teda- vilerinin yapıldığı öğrenil- miştir. Çeşitli suçlara karı- şan bu tip şahıslann böige- mi/de de daha sıhhatli taki- binin yapılıp. vakalanarak vasalar karşısına çıkartıla- bilmesi için hastanelerimi- zin de gerekli du> ariıhğı gös- termesi gerekmektedir. Bu amaçla lıastane vetkililcri- mi/in. Manisa ili dışından gelen \e ilimi/in nüfusuna kayıth olmayan hastaların >atışlanndan itibaren hasta- nelerde, hastane polisine. hastane polisi olmayan yer- lerde ise ilgili mıntıka kara- kollanna ekteörneği gönde- rilen formun doldurularak verilmesini rica ederim." TTB Merkez Konseyi Başkanı Sayek. geneigeden duyduğu şaşkınlığı. "Buge- neîge, hekimleri jurnalciliğe sürijkleme» i amaçlamakta- dır. Hekimin görevi bu de- ğildir" diye dile getirdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle