Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
13 AĞUSTOS 1996 SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
ÖYS sınavı, başan oranınm düştüğünü ortaya çıkardı; üniversitede smav sistemi sorgulanıyor
AOF kontenjanları boş kaldıEMİNE KAPLAN
AİNKARA-Üniversiteye giriş sistemin-
de değişiklik yapılmaması için yıliardır
sergiledıği ka:ı tutumla dikkat çeken Yük-
şeköğretim Kurulu (VÖK) ve Öğrenci
Seçıne ve Yerleştirrne Merkezi (ÖSYM).
aday sayısının artması. kontenjanlann dol-
rnaması ve yeni iise mezunlannın başan
oranımn düşmesi üzerine. sistemi bü> üteç
altına aldı. ÖSYM. Öğrenci Seçme Sına-
vı'nın (ÖSS) :ki aşamalı duruma getirüe-
rek yalnızca belirli puanın üzerine çıkan-
lann Öğrenei Yerleştirme Sınavı'na
(ÖYS) alınması. sınava giriş sayısına sı-
nırlama getirilmesi. liseden yeni mezun-
lara ek puan \erilmesi ve ortaöğretim ba-
şan puanının yeniden düzenlenmesi üze-
rinde çalışıyor.
Eğitim sisteminde ilkögretimden yük-
seköğretime kadar birçok çarpıklığın ya-
şanması. üniversite sınavlarının işlerliği-
• ÖSYM, yeni öğretim yılında geçerli olmak üzere, ÖSS'nin iki aşamalı duruma
getirilerek belli puanın üzerine çıkanların ÖYS'ye alınması. sınava giriş sayısına sınırlama
getirilmesi, liseden yeni mezunlara ek puan verilmesi ve ortaöğretim başan puanının
yeniden düzenlenmesi üzerinde çalışıyor.
ni kaybetmesine yol açtı. Ortaögretim ku-
rumlarında mesleğe yönelik okullara
önem verilmemesi ve öğrencilenn yön-
iendirilmemesi nedeniyîe. sınava giren
öğrenci sayısı heryıl katlanarak arttı. Bu
yıl yapıJan sınavlara kalılan l milyon 386
bin öğrenciden 950 bini ÖSS'yi geçerken.
yalnızca 385 bini ÖYS sonucunda yükse-
köğretim kurumlarına girmeye hak ka-
zandı. Sınav sonuçlanna göre. iktidara ge-
len hükümetlerin, "herkese üniversife"
projesini gerçekleştirmek için çözümii
kontenjanlarını arttırmakta bulduğu Açı-
kögretim Fakültesi. beklenen ilgiyi gör-
medi. Bu fakültenin yaklaştk 400 bin ki-
şilik kontenjanı açık kaldı.
Liseden yeni mezun olan adaylann her
yıl başan oranlan düşerken. buoran 1996
ÖYS'de de yüzde 21.86 olarak gerçekleş-
ti. Yükseköğretim kurumlanna yerleştiri-
lenlerin büyük bölümünü. yüzde
54.39'lukoranla önceki yıllardaüniversi-
teyi kazanamayanlar. yüzde l0.2l'ini bir
yükseköğretim programında okuyanlar.
yüzde 3.77"sini öğrenim gördüğü fakülte-
İerden kayıtlarını sildirenler. yüzde
5.73'ünü önceki yıllarda kazanmasına
karşın kaydını yaptırmayanlar. yüzde
3.l4"ünü de yükseköğretimden mezun
olan adaylar oluşturdu.
Üniversite sınavlarında. "birinci iT un-
vanı hervıl Izmir. Istanbul veAnkaraara-
sındagidipgelirken. Hakkâri veŞırnak'ın
"sonunculuk yazgısrdeğişmedi. Okulla-
nnın 1800'ü terör ve öğretniensizlik ne-
deniyle kapalı olan Doğu illeri. başanlı
iller sıralamasında sonlarda yer aldı.
ÖSYM. öğrenci sayısının giderek art-
ması. başan oranının düşmesi ve konten-
janlann boş kalması nedeniyîe, sistemde
değişiklikler öngören yeni bir çalışma
başlattı. ÖSYM'nin 1997 yılına yetiştir-
mek üzere çalışmalannı hızlandırdığı pro-
jeler şöyle:
Liselilereekpuan: Liseden yeni mezun-
lann başarı oranının arttırılması için ek
puan verilecek. Bu puan. öğrencinin sına-
va ikinci ve üçüncü girişınde azaltılacak.
Sınava giriş sayısına sınırianıa:Bır yük-
seköğretim kurumunda okuyan. öğreni-
mini tamamlayan ya da bir fakülteyi ka-
zanmasına karşın kaydını yaptırmayan
öğrenciler dikkate alınarak. sınava giriş
sayısına sınırlama getirilecek.
İki aşamalı ÖSS: Öğrenciler. ÖSS'de
alacaklan puana göre ÖYS'ye alınacaklar.
ÖSS'deki baraj yine 105 olarak belirlene-
cek. ancak YÖK bu puanın üzerinde ikin-
ci bir barai daha belirleyecek. 105 puanla
ikinci baraj arasında kalan öğrencilerÖSS
puanı ile yükseköğretim kurumlanna yer-
leştirilecekler. İkinci barajı belirleyen pu-
anın üstüne çıkan öğrenciler ise ÖYS'ye
girmeye hak kazanacaklar.
ÖSYM. fen ve Anadolu liselerine
olumsuz etkide bulunması nedeniyîe, or-
taöğretim başan puanına da yeni bir
düzenleme netirecek.
AVUKATLARDA\ LTARI
4
01üm orucu
eylemcilerinhı
tedavisi yapılmıyor'
• Halkın Hukuk Bürosu. eylemcilerin
kalıcı bir rahatsızlıkla karşı karşıya
kalmaları durumunda. sorumluluğun Sağlık
Bakanlığı'na ait olacağını bildirdi.
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Cezaevlerinde 69
gün süren ve 12 tutuklu ve
hiikümlünün yaşamını yitır-
mesiyle sonuçlanan ölüm
orucu eyleminin sona erme-
sinın ardından hastanelere
kaldınlanlann tedavilerinin
yapılmadığı ıleri sürüldü.
Halkın Hukuk Bürosu. ey-
lemcilerin kalıcı bir rahatsız-
lıkla karşı karşıya kalmalan
durumunda. sorumluluğun
Sağlık Bakanlığı'na ait ola-
cagını bildirdi. Halkın Hukuk
Bürosu avukatlanndan Zeki
Rüzgâr. diin yaptığı yazılı
açıklamada. ölüm orucu eyle-
mine katılan bütün tutuklu ve
hükümlülerın tedaviye ihtı-
yacjan bi'Junduğunu vurgu-
îadı. Sağlık Bakanı Yıldınm
AJvtuna'nın eylemin sona er-
diği günlerde yaptıgı açıkla-
malarda. gerekirse cezaevle-
rine zorla ginlerek tedav ilenn
yapılmasını önerdığini anla-
tan Rüzgâr. tutuklu ve hü-
kümlülenn sağlıklı bir tıbbi
müdahaleye ihtiyaçları oldu-
ğunu anlattı. Rüzgâr. "Ba-
kanlık bugün tutuklu ve hü-
kümlülerin tedavisi için üzeri-
ne düşeni yapmalıdır. Aksi
takdirde sakatlıklardan so-
runılu olacaktır. Adalet ve
Sağlık bakanlıklannı göreve
çağınyor ve kamuoyunıı yüz-
lerce insanın sakatlıklannın
önlenme$i için du>aruğa da-
\*t ediyoruz
1
" dedi.
Rüzgâr'm verdi^i bilgiye
göre. sağlık durumu kritik
olan tutuklu ve hükümlülenn
son durumları şöyle:
- Çankın Cezaevi'nde bu-
lunan tutuklu ve hükümlüle-
re bugüne kadar herhangi bir
tıbbi müdahalede bulunulma-
dı. ancak. hastaneye sevkedil-
melerı ıçın kendilerine söz
venlmıştir.
- Ankara Merkez Kapalı
Cezaev i "nde bulunan Zeynep
Göngörmez. YıldızDoğrudu-
man. HaticeGiiden ve Cemal
Çakmak hayati tehlike ile
karşı karşıyla bulunmalarına
karşın henüz ciddi bir tıbbi
müdahale ile karşılaşmadılar.
- Zemep Güngörmez: Ha-
fızası tam olarak yerine gel-
memiş ve tek başına yüriiye-
mez durumda. Çeşitli ağn şi-
kâyetleri var.
- \ıldız Doğruduman:
Duymakta zorluk çekiyor ve
tek başına yürüyemiyor. Çe-
şitli ağn şikâyetlen var.
- Hatiee Güden: Ağnları
var.
- Cemal Çakmak: Daha
önce v aptığı açlık grev leri ne-
deniyîe birgözü tamamen ip-
tal olmuş. diğer gözü de son
açlık grevi nedeniyîe çok az
görüyor. Ayaklanndaki şa-
rapnel parçaları nedeniyîe
yürüyememektedir.
-Sinan Yavıız: Hastaneden
ayrıldıktan sonra gözlerinde
kısmi açılma oldu. ancak he-
nüz tek başına yürüyemiyor.
- Mehmet Eroglu : Bilinci
kısmen de olsa açıldı. Gör-
mede zorluk çekiyor. Aynca
kısmi felç nedeniyîe yürüye-
miyor.
-Aaz.Nahçı: Bilinci henüz
yerine gelmedi.
Bu 'çağdaş kentin' yaratılması için 2300 dönümliik ornıan yokedümiş. (Fotoğraf: ERZADE ERTEM)
Orman talanuıabirörnek:Acarkent
DEVRİM SEVİMAY
Beykoz sırtlanndaki Acarkent. rantiyeciliğin.
kaçak yapılaşmanın. orman yangınlarının ve
talanının rutın haberler arasına girdiği
günümüz Türkiyesi'nde ders alınması
gereken bir örnek. Elmalı Barajı'nın yafmur
havzasının yakınlanndakı 2300 dönümlük
kesintisiz bir orman alanının yok edilmesiyle
oluşturulan Acarkent vadisi. bitişik
nizamda sıralanmış 1452 villayla
doldurulmuş.
Acarkent'in 1998'de tamamen hayata
geçirilmesi planlanan maketine bakıldıgında.
spor tesisleri. apart oteli. alış-venş ve iş
merkezleri. yüzme havuzlan. I997'de
bitirilecek oîan Şile otobanı bağlantılı Fatih
Sultan Mehmet Köprüsü'ne çıkış yoluyla
gefçekten çağdaş yaşam standartlannda bir
kent 2örülüvor. Ustelik bu kentin. arkasına
şimdilik de olsa yeşil bir ormanı. karşısına da
Boğazın yine şimdilik mavi sularını aldığı
düşünülürse buradaki evlerin kaba
inşaatlannın 30 milyar. tamamlanmışlarınin
ise 475 bin dolardan başladığına şaşnıamak
gerekir. Ancak Acarlar İnşaat. herkesin
konut sahibi olmayı isteyebileceği bir kent
kurup yaklaşık 6 bin kişinin de böyle bir
yerde yaşamasının koşullarını oluşturmasına
karşın. 6 milyarhk dünvanın akciğerlerinden
bir kılcal daman da koparmış oldu.
Ormanla ilgili yönetmeliklenn tapu sahibine
sadece yüzde 6"lık bir kullanım izni
vermesine karşın. bu oran Acarkent'te
yüzde 100'lere varmış durumda. Yapımına
1987'de başlanan Acarkent'in bu derecede
• sık yapılaşmaya kanundaki boşluklann ve
siyasi birtakım desteklerin sağlanmasının yol
açtığı belirtiliyor. Y'etkililer. söz konusu
yüzde 6'lık yönetmeliğin yakın bir zamanda
yürürlüğe girdiğını vurgulayarak Acarkent'in
türünün son örneğı olduğunu ve bir daha
ormanı yok ederek gerçekleştirilecek böylesi
yapılaşmalara izin verilnıeyeceğini
kavdedivorlar.
TBB de viUa yapıyor
Türk Basın Birlıği (TBB). Beykoz'un Kırazlı
Tepesi'ndeki 680 dönümlük ormanlık
arazisinde TBB've üye gazeteciler için \ illa.
huzurev i ve yurttaşların da yararlanabileceği
birhastane kuruyor. 18 aylık ön izın süresinin
bitmesine 6 ay kalan TBB'nin. bu siirenin
sonuna kadar proielerini yetkili makamlara
ileterek onay alması gerekiyor. Onay
sonrasında inşaat çalışmalarının başlaması
beklenen TBB villalan. içinden kaynak suyu
geçen ve birinci dereceden SİT alanına girme
vasfinda ağaç özellikleri bulunan bir orman
içerisinde yapılacak.
DOSYA: BANKACILIK SiSTEMiNiN ANALiZI (3)
Tekn^anajizciler degerlendınyor:
Bofâa endeksi
nere
Magrip
ülkeleri mal
Ozelleştirme
atağının ilk
hedefi
^Celekom
nın
Otopark
güvenliği tartışılıyor
• Cuma akşamından beri su boşaltma
çahşmalannın, pazar gününden itibaren
de kurtarma çalışmalarının sürdürüldüğü
otoparkta. araçları kaskolu olan
vatandaşlann zararlannın sigorta
şirketleri tarafından karşılanacağı
bildirildi.
TJREND
CXJL=
İstanhul Haber Senisi- İstanbul'da önceki
cuma günü yağan sağanak nedeniyîe
Eminönü Belediyesine ait otoparkta
çamura saplanan araçlann kurtarılması
için çalışmalardevam ediyor.
Belediye tarafından şahıslara kiralanan
yaklaşık 350 araç kapasiteli Aksaray
Geçit Otoparkf nda araçiarının
çekilmesini bekleyen vatandaşlar, bir an
önce zararlarının karşılanmasını istedi.
Cuma akşamından beri su
boşaltma çalışmalarının. pazar gününden
itibaren de kurtarma çahşmalannın
sürdürüldüğü otoparkta. araçlan kaskolu
olan vatandaşlann zararlarının sigorta
şirketleri tarafından karşılanacağı
bildirildi.
Araçiarının güvenliği için otoparka saat
başı 150 bin lira ücret ödeyen yurttaşlar
zor durumda kaldı. Pantolonlarının
paçalarını sıvayarak. otomobillerini
çamurdan kurtarmaya çalışan
'otoparkzedeler'. belediyenin duyarsız
olduğunu belirterek. "500 milyon liraya
varan zararlannıız var. Perişan olduk,
olaydan 3 gün geçmesine rağmen hâlâ
uğraşıyoruz. Yctkililer, çözüm için daha ne
beklivor" dediler.
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
Refah ve Dış Politika
Yirmi yılı aşan devlet deneyimlerine karşın Refah Par-
tili kimi milletvekillerinin ve yetkililerinin "gaf"\ar\, artık
"münasebetsizlik" düzeyine yükseldi. Abdullah Gürün
Malezya'daki kadın konferansıyla ilgili münasebetsiz
tavrına, Temel Karamollaoğlu'nun "Türkiye ile Iran
arasında hiçbirzaman sorun yaşanmamıştır" gibisin-
den ifade ettiği görüşleri katıldı.
Sayın Karamollaoğlu'nun bir basın toplantısı düzen-
leyerek bu görüşlerini dile getirmesinin nedenini anla-
mak pek mümkün değil. Türkiye ile iran arasında, za-
man zaman iyi ilişkiler yaşanmasına karşın. bütün bir
tarih boyunca bu iki devlet "hasım" konumundaolmuş-
lardır. Ve yüzyıllardan beri bu iki devletin sıcak bir sa-
vaşa girişmemeleri. aralarındaki dostluktan değil, güç-
lerinin dengeli olmasındandır.
Zaten bunun aksi de pek mümkün olamazdı. Zira ge-
rek Iran (hangi hanedan olursa olsun), gerek Türkiye
(nasıl bir yönetim olursa olsun), "Büyük" devletlerdir ve
bulundukları bölgelerde "egemen" olmasa bile, en
azından "etkin"olmak isterler. Hele birbirlerinin "etkin-
liğinin" artmasına hiç tahammül edemezler.
Özellikle son yarım yüzyıllık tarihimizde Türkiye'nin
bölgedeki en büyük hasmı Iran olmuştur. llişkilerin en
düzgün göründüğü Pehlevi Hanedanı döneminde bi-
le Iran. Türkiye'yegüleryüz gösterirken, Türkiye'nin "al-
tını o/mak" için elinden geleni ardına bırakmamıştır.
Siz değerli okurlarım bu satırları okurken. Erbakan
Hoca'nın "Doğu Sefen"nin, Iran bölümü tamamlanmış
olacak. Siz o "cafcaflı karşılanışlara" falan pek bakma-
yın. Erbakan'ın iran'dan somut birtakım kazanımlarla
dönmesi mümkün değil. Zira Iran'ın "bölge politikasın-
daki" en büyük rakibi Türkiye'dir ve "güçsüz" bir Tür-
kiye'yi, "güçlü" bir Türkiye'ye tercih eder.
Peki, Erbakan Hoca bunu bilmez mi? Bilmesi gere-
kir. Ama belki de, bildiğine inanmamak istiyordur. Ay-
nca ilk dış gezisini Iran'a yaparak, "biryerlere" çiçek
göndermek istiyordur. iran'a gelince, ABD'nin son teh-
ditleriyle belli bir yalnızlık duygusuna itilen Iran'ın bu z\-
yaretten hoşnut olduğuna eminim. Zaten karşılama ve
ağırlamaları da bunu göstermektedir. Fakat gene de
fazla bir şey beklememek gerekir.
Bu arada üzerinde durmamız gereken bir başka hu-
sus, ABD'nin Erbakan Hoca'nınlran gezisiyle ilgili tu-
tumundaki münasebetsizlik oldu. Bu gezi bence de
gereksiz bir gezi, zamansız bir gezi idi. Ama ABD'nin
buna bu derecede karışmaya hakkı yoktu. Ve doğru-
su Erbakan Hoca bu konuda (görüntüde de olsa) kişi-
likli bir tavır sergiledi. 1980 sonrasında Evren'in Ro-
manya gezisini, geziden iki gün kala iptal ettirebilen
ABD, bu kez "kazın ayağının" farklı olduğunu gördü.
(Erbakan hoca. ne de olsa seçimle gelen ve yarın da
aynı seçmene giderek oy isteyecek olan bir insan. Si-
lah zoruyla iktidara gelene benzemez...)
Laik kesimdeki kimi yazar arkadaşlarımızın ABD'nin
tutumunu desteklemelerine çok şaşırdım. Kimileri ne-
redeyse "Aman ABD'yikızdırmayalım" gibisinden ya-
zılar yazdılar. Ayıp ettiler.
ikinci Dünya Savaşı'nı izleyen dönemde Türk - ABD
ilişkileri gözden geçirilirse, Türkiye'ye en büyük zarar
ne SSCB'den, ne İran'dan; ABD'den gelmiştir. Tabii
Türkiye'yi ABD'ye böylesine gözü kapalı iten de SS-
CB'nin politikaları olmuştur. Hal böyleyken, "ABD kı-
zar" gibisinden ifadelerin çok yakışıksız kaçtığını dü-
şünüyorum.
Fakat Refah Partisi'nin dış politika yaklaşımlarının da
(eğer varsa) hep gerçekçi olmadığını görüyorum. Şim-
dilik görebildiğimiz kadarıyla "günü kurtarmak" ama-
cındalar. Doğrusu işleri de hiç kolay değil. "Hem Batı
Kulübü'ne karşı olacaksınız hem de aynı kulübe fena
halde muhtaç olacaksınız.
Hem Islam dünyasını kucaklamak isteyeceksiniz,
hem de Islam dünyasından (kimi görüntüler dışında)
"hüsnü kabul" görmeyeceksiniz.
Htm ABD'ye karşı olacaksınız, hem "Çekiç Güç"ü
onaylamak zorunda kalacaksınız.
Hem Israil'le askeri işbirliği yapacaksınız, hem de
Arap dünyasına çiçek göndermek isteyeceksiniz.
Bazen "Acaba Tansu Çiller, bu çelişkileri doya do-
ya yaşasmlar diye mi dış politikadan elini eteğini çek-
ti?" diye düşünüyorum. Ama sonra bakıyorum. Çil-
ler'in dış politika falan düşündüğü yok. Kendini kurtar-
dı ya, onun keyfini sürüyor. (Tabii eğer kurtarabildiyse...)
Refah'ın dış politikası, aynen iç politikası ve ekono-
mik politikası gibi tam bir çelişkiler yumağı. Ve Refah'a
oy veren ve Refah'tan çözüm bekleyen insanlarımızın,
bu çelişkileri değerlendirmekte olduklanndan da emi-
nim. "Sen halkımızın sağduyusuna fazla güveniyor-
sun"diyeeleştirirbazıarkadaşlarım. Dogrudur. Benbu
halkın sağduyusuna çok güvenirim. Zaten güvenecek
başka neyimiz var?
Refah'ın balonu gün geçtikçe sönmeye devam ede-
cektir. Başta Erbakan Hoca olmak üzere, pek çok Re-
fahh'nın "muhalefet günlerini" özlemle aradıklanna
eminim.
Negüzeldi öyledesteksiz "atıp-tutmak", eleştirmek.
"ahkâm kesmek"...
Buyrun bakalım. Meydan sizin...
TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞt
6
Hekiınler nıulıbirliğe
sürükleniyor'
YL'StF ÖZKAN
,\NKAR.A-ManisaVali-
si Muzaffer Ecemiş. kentte-
ki sağlık kurumlanna bir
genelge göndererek. hekim-
lerden. "memleketlerini
terk ederek metropol illere
gelen birtakım şahısların"
hastanelere başvurmalan
durumunda, kendileriyle il-
gili bilgileri içeren bir for-
mun doldurularak. en yakın
karakola iletilniesini istedi.
Türk Tabipleri Birliği (T-
TB) Merkez KonseyİBaş-
kanı Fiisun Sayek. Ece-
miş'in geneigesinin. "he-
kimlerijurnalciliğesürükle-
meyi" amaçladığını söyle-
di. Hacettepe Cniversitesi
HalkSağhğıAnaBilimDa-
lı öğretim üyesi Prof. Dr.
Nevzat Eren. Ecemişin is-
tediği bildirimin hekim tara-
fından yapılmasının. sağlık
hakkının ihlaline neden oia-
cağını belirterek. böyle bir
uygulamanın hekim ahlâkı
açısından da olanaksız ol-
duğunu vurguladı.
Manisa Valisi Ecemiş'in.
20 Haziran 1996 tarihinde
sağlık müdürlüğü aracılıyla
kentteki sağlık kuruluşlan-
na gönderdiği genelgede.
kent dışından gelip. tedavi
amacıyla hastanelere baş-
vuran kişilerin kimlik bilgi-
lerini içeren bir formun he-
kimlerce doldurulması ve
en yakın polis noktasına bil-
diriimesi istendi. Hekimle-
re birer örneâi aönderilen
formda. hastanın nüfus kay-
dı. işi. konut ve iş adresleri.
teleon numaraları ve hasta-
neye yatış-aynlış tarihleri-
nin yazılması istendi. Ece-
miş'in gönderdiği genlge
şöyle:
"Alınan ba/ı istihbari bit-
giler sonucunda çeşitli suç-
lardan dolavı aranır duru-
ma düştükten sonra mem-
leketlerini terk ederek met-
ropol illere gelen birtakım
kişilerin hasralıkları sonu-
cunda muavfiıt için başv ur-
duklan özel ve resmi sağlık
kuruluşlar ında vataklı teda-
vilerinin yapıldığı öğrenil-
miştir. Çeşitli suçlara karı-
şan bu tip şahıslann böige-
mi/de de daha sıhhatli taki-
binin yapılıp. vakalanarak
vasalar karşısına çıkartıla-
bilmesi için hastanelerimi-
zin de gerekli du> ariıhğı gös-
termesi gerekmektedir. Bu
amaçla lıastane vetkililcri-
mi/in. Manisa ili dışından
gelen \e ilimi/in nüfusuna
kayıth olmayan hastaların
>atışlanndan itibaren hasta-
nelerde, hastane polisine.
hastane polisi olmayan yer-
lerde ise ilgili mıntıka kara-
kollanna ekteörneği gönde-
rilen formun doldurularak
verilmesini rica ederim."
TTB Merkez Konseyi
Başkanı Sayek. geneigeden
duyduğu şaşkınlığı. "Buge-
neîge, hekimleri jurnalciliğe
sürijkleme» i amaçlamakta-
dır. Hekimin görevi bu de-
ğildir" diye dile getirdi.