Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 10 AĞUSTOS 1996 CUMARTESİ
HABERLER
TBB 28 yaşında
Özgen:
Yargı
bağımlı
ANKARA (Cuırahuriyet
Biirosu) - Türki ve Barolar
Birlıği (TBB) Başkanı Prof.
Dr. EraJp Özgen.. Türkiye"de
yargj bağımsızlıiının
olmadığım bildirdi.
Türkiye"nin insa_n hakları
konusunda imzaSadığı
uluslararası sözleşmelerin
maddelerin yaşajna
geçirilmedıgini kaydeden
Ozgen, insan haklarına
saygılı. demokrartik bir
hukukde\leti olabılmenin
temelinde laiklik; ilkesinin
bulunduğunu kaydetti.
Eralp Özgen. Islam Ülkeleri
Arası Yatınm ve İhracat
Kredi Sigortası KLurumu
Kuruluş Anlaşması'nın
onaylanmasının TBVIM
tarafından uygun
bulunmasının demokratik-
laik. hukuk dev leti için
büyük birtalıhsizlik
olduğunu belirtti.
Özgen, TBB'nin
kuruluşunun 28. yıldönümü
nedeniyledün yayımladığı
mesajda. Türkiye
Cumhurı>eti'r)in .anayasa ile
güvence altına alınan insan
haklanna saygılı,
demokratik, laik \e sosyal
hukuk dev leti niteliğinin
yaşama tam olarak
geçinlemediğini savundu.
Ozgen. "İnsan hakJan
konusunda çeşitli
uluslararası sözleşmelere
kaülmış olmamua karşın,
günlük uygulamalarımızda
insan haklannı zedeleyen
davranışlar giderek
artmaktadır" dedi.
ANAP
Anayasa
Mahkemesi'ne
başvuruyor
ANKARA (Cumhtıriyet
Biirosu) - ANAP, atamalarda
başbakan yardımcısının da
imzasını gereklı kılan. 3"lü
kararnameleri 4"lü
kararnamelere dönüştüren
yasanın ıptali için pazartesi
günü Anayasa
Mahkemesi'ne başvuracak.
ANAP Grup Başkanvekili
Cumhur Ersümer.
atamaiarda. başbakan
yardımcısının da imzasını
arayan yasanın iptali istemi
ile Anayasa Mahkemesf ne
başvurmak için gerekli
imzalan topladıklarını
bildirerek "Başvurumuzu
pazartesi yapanz" dedi.
Ersümer, başvurularının
gerekçesini şöyle açikladı:
"Yasa, anayasanın 5,12 ve 6.
maddelerine a> kın. Her
hükümete göre yasa önerisi
ve imza yetkisinin değişnıesi
sonucu doğuracak.
bakanların başhakanlara.
başbakaniann bakanlara
sorumluluk]annda çelişki
yaratacak, anayasanın
"hiçbir maddesinde ka\ nağı
olmavan. uvdurma imza
yetkisi niteliğinde olan
yasanın iptalini istivoruz."
Cumhur Ersümer,
promosyon ile ilgili yasanın
iptali için Anayasa
Mahkemesi'ne başvurmak
üzere yaptıkları
hazırlıklann da
tamamlanmak üzere
olduğunu bildirdi.
3 ilde daha içki
satışına smır
getirildi
ANKARA (Cumhurivet
Biirosu)-Bartın. Kınkkale
veMuğla valilikleri
tarafından yayımlanan
tebliğlerle. bu kentlerde
içki satışına sınırlama
getirildi.
Bartın Valiliği'nin Resmi
Gazete'nin dünkü sayısında
vayımlanan tebliğinde
İçışleri Bakanhğı'nın 27
haziranda yayımladığı
genelge uyannca. içki
satışına düzenleme
getirildiği kaydedildi.
Teblığde. \etkili
makamlardan ruhsat
alınmaksızın açık \e kapalı
içki satışı yapılmasına izin
verilmeyeceğı belırtilerek.
"Ilimiz sınırlan dahilinde
tekel bayü ve büfelerin
yetkili makamlardan
ruhsat almaksızın içki satışı
yapmalannın vasaklandığı.
alınan ve ilan olunan bu
karara uymav anlar
hakkında Tiirk Ceza
Yasası'nın ilgili maddeleri
mannca işlem yapılacağı
ilan olunur"dendi.
Kjnkkaleve Muğla
valılıklerinin > ayunladığı
tebliğlerde de. ^
makamlardan r
almaksızın
gerçekleştirilecek içki
sanşlanna izin
verilmeyeceği belirtildi.
Adana. Çankın. Zonguldak
ve Bayburt \alilikleri de
ruhsat olmaksızın içki
satılmasını yasaklaşımlardı.
Kayseri'de Atatürk'e hakaret eden gözaltındaki imam RP'lilerce serbest bıraktınldı
Hukukâ Refah baskısıRECEP BLLLT
KAYSERİ - Sünnet olacak voksul aile
çocuklarına Atatürk ve ordu aleyhtan marş
söv lettiği gerekçesi} le tutuklanan Kayseri
Huzure\ ler Camiı İmamı Avdın Aydın Re-
fah Partilılerin girişimı sonucu serbest bı-
rakıldı. Adalet Bakanı Şevket Kazan'ın da
Avdın'ın tutuklanmasi isteminde bulunan
nöbetçi Cumhurivet Sa\cısı Mahmut Ça-
lışkan hakkında soruşturma açmak üzere Ba-
kanlık Teftiş Kurulu'ndan iki müfettiş. gön-
derdiğı ıleri sürüldü. Kayseri Cumhurivet
Başsavcı Yekili MustafaGül ıse bakanlık
soruşturnıasının doğru olmadığım savundu.
Kavseri'de sünnet olacak yoksul aile ço-
cuklarını caddede toplu halde yürüterek
"En büyük Allah. başka büyük yok.'~ ve
"Askerlerin miğferine. Atatürk'ün heyke-
line hak vol İslam yazacağız!" dive slogan
Savciya SOrUŞturma Kayseri'de Atatürk ve ordu karşıtı
eylemleri nedeniyle gözaltına alınan Huzurevler Camii imamı Aydın
Aydın. RP'lilerin girişimiyle serbest bırakıldı. Aydın'ın
tutuklanmasını isteyen savcı hakkında soruşturma açıldı.
attıran Huzurev ler Camii İmamı Avdın Ay-
dın. polis tarafından gözaltına alınmış ve ifa-
desindensonraadliveveçıkanlmı^tı. Nöbet-
çi Cumhurivet Savcısı .Mahmut Çalışkan.
Aydın Aydın'ı. "TürkiveCumhuriyetiDev-
lctinin askeri muhafaza kuv vetlerini ve Ata-
tiirk'ü dinsiz göstermek suretiv le hakaretet-
tiğT gerekçesiv le tutuklanma istemiv le 4.
Asliye Ceza Mahkemesi 'ne şev k etmişti. An-
cak nıahkeme vargıcı FarisOzsov. imam Ay-
dın Avdın "ıtutuksuz yargı lanmak üzere ser-
best bırakmıştı.
Cumhurıvet Savcısı Mahmut Çalışkan.
mahkemenın hu kararına ıtıraz edıiKC imam
Aydın Aydın. bir gün sonra 1. Ağır Ceza
Mahkemesi'nce tuiuklanarak cczaevine
gönderilmişti.
Bu gelişmeler. Refah Partisi tabanını aya-
ğa kaldırdı. Refah Partisi il örgütü ve Kay-
seri milletvekıllerinın Adalet Bakanı Şev-
ket Kazan nezdinde vürüttükleri temaslar
sonucu imam Aydın olavında ilginç geliş-
meler yaşandı. 24 Temmuz Çarşamba gü-
nü tutuklanarak cezaev ıne gönderilen imam
Aydın Aydın. adli tatıl sürmesıne rağmen
kısa siirede tekrar mahkeme huzuruna çı-
kanldı ve tutuksuz yargılanmak üzere ser-
best bırakıldı. Ancak OIÜV bununla da bıt-
medi. İmam Aydın Aydın'ın "ısrarla" tu-
tuklanmasını isteven saveı Mahmut Çalış-
kan'ın ifjdesini almak üzere Adalet Ba-
kanlığı Teftiş Kurulu'ndan da Kavseri've iki
müfettış. gönderdıği öne sürüldü. Çalış-
kan'ın ıkı gündür Bakan Şevket Kazan'ın
gönderdiği Teftiş Kurulu müfettişlerine sa-
vunma verdığı iddia ediliyor.
Kayseri Cumhurivet Başsavcı Vekili Mus-
tafa Ğül ise bakanlıktan konuyu soruştur-
mak üzere kendilenne müfettiş göndenlme-
diğini belirtti Gül. "Savcı Mahmut Çalış-
kan mesleğinde son derece titiz biridir. Onun
bu ısrarı da mesleğine duyduğu bu titizlik-
ten ka> naklanmaktadır" dedi.
Bakanlıktan gelen müfettişlerin ise Kay-
seri Adliyesi'nde görev yapan bazı hâkim
ve savcılann. savcı Mahmut Çalışkan'ın
hissi davranıp davranmadığı yolunda
ifadelerine başv urduğu öne sürüldü.
Göktepe cinayeti
Polis memuru
Metin Kuşat,
Taşanlar'ı
suçladı
İstanbul Haber Servisi - Metin Gök-
tepe oluvını araştırmak üzere kurulan
TBMM Ara^tırma Komısyonu'nun ifa-
desını aldığı polis memuru Metin Ku-
şat. istanbul Emniyet Müdürü Orhan
Taşanlar'ı suçladı.
Polis memuru Metin Kuşat. emniyet
müdürlügünde sözleşmeli çalışan avu-
kat İlhanıi Yelekçi'nın kendısının Orhan
Ta^anlar'm vanından geldığını. bu ola-
>ın mutlaka bırkaç kışinın üzerınde ka-
İacağını. hatta 2-3 kışının olay ı üstlenip
yurtdışına fırar etmesını. dığerlerinin
debuşekıldekurtulabıleceğınısöyledi-
ğinı TBMM Araştırma Komisvonu'na
verdığı ıfadede açikladı.
Araştırnıa komisvonuna ıfade veren
polıslerden hıçbin emniyet müdürlügü
ve İçışleri Bakanlığı müfettişlerine ver-
diklerı ıfadelerı kabul etmedı. Ifadele-
rin baskı altında alındığını ve okumadan
ımzalattınldığını öne üren polis memur-
ları \ usuf Kulmaç. Önder Oruç. Ergün
Akbaiık, Fedai Korkmaz. Şuayip Mut-
luver, Şiikrii Keskin ve Metin Kuşat. o
gün görev vdptıkları Evüp Kapalı Spor
Salonu'nda kımseyı dövmedıklerını.
Metin Göktepe'v ı de görmedıklerini be-
hrttıler.
Arkadaşları gıbi Göktepe'yı hıç gör-
nıedığmı ve doIayısıylaGöktepe'yekar-
şı kaba kuv v et kullanmadığını söyleyen
polis memuru Kuşat. Taşanlar'ı suçla-
yan ıfadesınde şu bılgılerı \erdı:
"Olavla ilgili olarak Mülkive müfet-
tişlerine ve cinavet masasındaki görevli-
lere verdiğim ifadev i kabul etmivorum.
Cinavet masasında 3 gün sürev le gözal-
tına alındım. İfadelerin içeriğini bilme-
den zorla imzalamam istendi. Kulun
mahkemesi kolaydır. anıa Allah "ın mah-
kemesi çok ağır olacaktır. Bu olayla ke-
sinlikle bir ilgim ve bilgim voktur. İfade-
ler tümüvle uvdurulmuştur. Asaviş şu-
besine ifade için çağrıldığımda av ukat is-
teyince başkomiser Turan bana sinkaf-
lı bir şekilde küfretti. Başkomiser Turan
vepolis memuruZübeyirtarafından sor-
gu odasında döv üldüm. Hatta bana' Po-
lisımdıvedavakyemeyeceğını mı sanı-
yorsun. Bılmem ne yaparım polisini.
Döv deseler yıne döverım. dua et haya-
lannı bükmedım. dur daha askıv a alma-
caksın' şeklinde tehditlerde ve haka-
retlerde bulunuldu. Daha sonra gece
yarısı Cekmev le uv andırılarak ifadem
alındı. Olayla ilgim olmadığı halde şu
an bana gösterilen ifade tutanağını
zorla imzalattırdılar. İmzaladıktan
sonra emniyet müdürlüğünde sözleş-
meli çalışan İlhami \elekçi isiınli av u-
kat vanımıza geldi. Kendisinin Taşan-
lar'ın vanından geldiğini ve olavın
mutlaka birkaç kişinin üstünde kala-
cağını. hatta 2-3 kişinin bu olav ı üst-
lenip v urtdışına fırar etmesini, diğer-
lerinin de bu şekilde kurtulabileceğini
söv ledi."
Metin Kuşat. kendisını döven baş-
komiser Turan tarafından kendisine
vapılan kötü muameleyı kımseye anlat-
maması ıçın tehdıt edildiğini de öne sür-
dü.
CHPGenel Başkanı Deniz Baykal, RafetGenç Haber Ödülü'nü Metin Göktepe'nin annesine sundu. (Fotoğraf:AA)
RafetGenç HaberÖdülü, Göktepe'nin
ANKARA (Cumhuriyet Büro$u) -
Çağdaş Gazetecıler Derneği'nce
(ÇGD). görev ı sırasında polis
tarafından işkenceyle öldürülen.
Evrensel gazetesi muhabırı Metin
Göktepeye vertlen "Rafet Genç
Haber Ödülü", dün CHP Genel
Başkanı Deniz Baykal tarafından
annesi FadimeGöktepe">e sunuldu.
Deniz Baykal, Rafet Genç'in
Cebeci Asri Mezarlık'taki mezarı
başındaki törende vaptığı konuşmada.
Rafet Genç ödülü ile 2 ayn dönemden,
benzer2 insanın birleştirildiğini
kaydederek "Birgazeteciningörevini
yapmasına izin verilmedi. Göktepe.
belki tüm vaşamında vapamayaeağı
kahramanlığa. ölümüv le ulaştı.
Anıa keşke kahraman olmasaydı"
dedi. Baykal^jVletin Göktepe gibi bir
ev lat yetiştirmenin 'onur'olduğunu
söyleyerek Rafet Genç Haber
Ödülü'nü. Fadime Genç'e sundu.
ÇGD Genel Başkanı İsmet
Demirdöğen de konuşmasında Rafet
Genç'ı. ölümünün 7. vılında özlemle
andıklarını belirterek
"Senin değerini. meslek ahlakını.
onurunıı. baskıya karşı direnişini
unutturnıava çalışanlara karşı koyarak
bir j ılı daha geride bıraktık.
Demokrasi adına iktidara gelenler. ilk
iş olarak basını susturmava
çalışıyorlar" dedi. Demirdöğen. basın
çalışanlarının bugün de baskı ve
engellerle karşılaştığını vurguladı.
Göktepe'nin. Rafet Genç'in. -Kamu
adına denetiminizi yapın" ilkesini
uygulayan gazetecilerden biri
olduğunu kavdeden Demirdöğen.
"Metin Göktepe'yı kurban verdik.
Veni bir Rafet Genç olmak istiyordu.
Onu gözaltında döserek öldürmüşler
ve bir duvann dibine bıraknıışlar" diye
konuştu.
Gözaltında öldürülen Servet Sürücü olayı büyüyor
Tanık çoban: Katil astsubay
OMER V URTSEVEN
SARIGÖL- Jandarma tarafından alındık-
tan sonra ölü bulunan Servet Sürücü'nün ast-
subay YiısufBilge tarafından öldüriildüğü yö-
nündeki çoban Hasan Portakal'ın açıklama-
lan, olaya yenı bir boyut kazandırdı. Manisa
Barosu olayı gündemine alırken. İHD'nın
araştırma yapmak üzere ilçeye heyet gönde-
receğı öğrenildi.
Jandarmanın baskısından korktuğu için ola-
yı öncegizîeyen sonra vicdanazabı çekriği için
konuşmayakararverdiğini söyleyen Servet'in
dayısının oğlu Hasan Portakal. önemlı bir id-
diayı daha gündeme getırerek. "Yusuf astsu-
bay benim kendileriyle bûükte gelmemi iste-
di Ancak ben gitmemek için direndim. Eğer
gitseydim. Servet'in ölümü benim üzerimeyı-
kılacaktı" dedi. Yusuf astsubayın olaydan iki
gün önce kendisini kaçak SabriGüboy'u bul-
mak için araziye götüriip dövdüğünü de an-
latan genç çoban. Servet'ın kulak arkası böl-
gesinin adli tıpta ıncelenmesi sonucunda ölüm
nedeninin beliı olacağını ve cinayeti Yusuf
astsubayın işlediğinin ortaya çıkacağını öne
sürdü.
Y'örede birçok insanın uygulamalanndan
şikâyetçı olduğu astsubay Biîge'nintüm bu id-
dialara karşın görev den alınmaması, ölen Ser-
vet Sürücü'nün ailesının tepkisıne vol açtı.
Sürücü'nünjandarma aracından yola atıldığı-
nı gördüğünü söyleyen kaçak Sabri Gülsoy'un
babası Ali Gülsoy'un. Manisa İl Jandarma
Alay Komutanlıgı'na çağrılması, tanıklara
baskı yapıldığına ilişkın kuşku doğurdu. An-
cak AJi Gülsoy, av ukatlarla görüştükten son-
ra resmi bir tebligat olmaması durumunda
jandarmava gitmemeye karar verdi.
Tüm bu gelişmelerin yaşandığı sırada ast-
subay Yusuf Bilgenın önceki gece ilçe mer-
kezinde motosıkletiyle biraraca çarparak ya-
ralandığı ve tedavi için hastaneye kaldırıldı-
ğı öğrenildi.
Servet Sürücü'nün kardeşlen Hasan ve Sez-
gin Sürücü.jandarmanın olayı kapatmak için
bazı çe\relere baskı yaptığını sav unarak. '•Va-
tandaşıncan guyenliğinden sorumlu olan jan-
darma, diri götürdüğü insanı ölü getiriyor. Ne
kadar uğraşsalarda bu olavdan kendilerini kur-
taramazlar. Çünkü tüm baskılara rağmen so-
nunda Servet'i bunlann öldürdüğü ortava ÇH
kacak" dediler.
Bir grup av ukatı Sangöl'e gönderen insan
Hakları ve Mazlumlar için Dayanışma Der-
neği(Mazlum- Der)tzmirŞubesi'nin; içışle-
ri Bakaniığı, İHD. Izmir, Manisa baroları ve
TabibOdası ile basın yayın kuruluşlanna gön-
derdiği yazıda, sanık biİe olmayan Servet Sü-
rücü'nün ölümünün yargısız infaz olduğu gö-
rüşü savunuldu.
IRMIK AYDIN ENGIN
Bunca hay huy arasında Ece-
vit(ler)in partisi DSP'de. örgüt-
lenme üstüne derinden bir tar-
tışma sürüyor. Mümtaz Soy-
sal da karışıncatartışma su yü-
züne çıktı. Rahşan Ecevit, par-
tili milletvekilleriyle ikna toplan-
tıları düzenledi. Anlaşıldığı kada-
rıyla pek "ikna" edemedi. Ancak
biraz daha ikna olmazlarsa ip-
lerinin çekileceğini bildikleri için
anlaşılan en azından şimdilik
çenelerini kapadılar.
Ecevrtler'in örgütlenme mode-
line kim karşı, kim yandaş pek
önemli değil. Ama model'in ken-
disi önemli. Ayrıntılı olarak tar-
tışılmayı gerektirecek kadar cid-
di ve önemli. Salt DSP'de de-
ğil, şu ya da bu nedenle, şu ya
da bu ölçüde, kendini sosyal
demokrat, ortanın solu, demok-
ratiksolcu, merkez sol olarak ta-
nımlayanlarbu modelle hesap-
laşmak. modeli sorgulamak zo-
rundalar.
DSP'nin uyguladığı örgütlen-
me modeli, Ecevit çiftinin icat et-
tiği, insana, partiliye güvensiz-
lik temeli üstünde kurulmuş has-
talıklı ve uyduruk bir model fi-
lan degıl. Basına da yansıdı.
Ecevit'in Çelik Çekirdeği...
Ecevitler'in, DSP'nin örgütlen-
me modelini iskandinav sosyal
demokrasisinden ithal ettikleri
yazıldı.
Modelin özü şu: Sınıriı üye,
sınırsız taraftar! Modelin kay-
nağı ise yüzyılımızın başında.
sosyal demokrat parti modeli
üstüne hemen tüm Avrupa'da
süren çok zoriu, çok karmaşık
tartışmalara dayanıyor. O dö-
nemde henüz komünistlerie sos-
yal demokratlann yollan ayrıl-
mamıştı. Komünist partilertarih
sahnesine henüz bu adla çıkma-
mışlardı. Lenin'in partisinden.
Manc'ın anayurdunun, Alman-
ya'nın partisine kadar bütün sol
partiler "Sosyal Demokrat işçi
Partisi"'filan gibi adlarla anılıyor-
lardı. Ama Marxizm temelinde
yükselen partilerde çok ciddi
aynlık tohumları yeşermişti. Par-
ti disiplini, parti üyeliği. sosya-
lizmegeçişin yöntemleri, ittifak-
lar politikası, proletarya enter-
nasyonalizmi ile ulusal çıkarla-
rın çeliştiği noktalarda izlene-
cek politikalar gibi pek çok alan-
da kıyasıya bir tartışma sürü-
yordu.
Sonunda yollar ayrıldı. Ko-
münistler sosyalizme, siyasal
iktidarı bir devrimle ele geçire-
rek ulaşmayı yeğlediler. Bu yo-
lun kendi ıç mantığı. çelik çekir-
değini bir profesyonel devrim-
ciler kadrosunun oluşturduğu
bir partiyi gerektiriyordu. Daha
sonra bu Leninci parti modeli
olarak anıldı. Lenin ise bu par-
tiyi, "yeni tip parti" olarak tanım-
lıyordu.
• • •
Tartışmanm öteki kanadında
yeralan sosyal demokratlar ise
bugünkü sol kitle partilerine ebe-
lik eden modellerle yollarına de-
vam ettiler.
Sosyalizm hedefine iki ayn
yoldan ulaşmayı seçen bu par-
tiler arasında farklar kadar ak-
rabalıklar da güçlü. Bu da do-
ğal. Her ikisi de Marxizmden
doğdular. Marxizminyorumun-
da ayrıldılar. Akrabalık bağları
en çok İskandinav yarımada-
sındaki sosyal demokratlarda
belirgin. Batı Avrupa'daki sos-
yal demokratlar, komünist akra-
balarını görünce kırmızı görmüş
boğaya dönerlerken. iskandi-
nav soğukluğu ve soğukkanlı-
lığı çok daha değişik ilişkileri
olanaklı kıldı. Ömeğin Isveç sos-
yal demokratları yıllar boyu ko-
alisyon hükümetlerini İsveçli ko-
münistlerle yürütmeyi yeğledi-
ler. Eh, bu kadar içli dışlı olun-
ca sosyal demokratların Lenin-
ci parti modelinden etkilenme-
meleri mümkün değildi. Işte bu
etkileşim. İskandinav sosyal de-
mokrasisin örgütlenme mode-
linin belirleyicilerinden oldu.
Sınırlı üye, sınırsız taraftah\ke-
si. Leninci parti modelini bilen-
lerin hiç de yabancısı olmadığı
bir ilkenin az biraz sulandırılmı-
şı. az biraz yumuşatılmasından
ibaret. Çok aktif. siyasal çalış-
malarını yaşamının eksenine
yerleştirmiş az say/daüyenin,
geniş kitleler üzerinde yönlen-
dincı. önderlik edici bağlar kur-
malarıyla iktidara yürümeye ça-
lışan bir örgütlenme ağı. Bu tür
üyelerin daha keskinlerine Le-
ninci modeldeprofesyone/dev-
rimcı deniyor.
Leninci model de sınırlı üye,
sınırsız taraftar diye tanımlanan
iskandinav modeli de temel ola-
rak parti içi disiplinin öne çıktı-
ğı, parti içi demokrasinin göre-
ce arka plana itildiği bir örgüt-
lenmeyi içerir.
Ecevitler'in DSP'sinde yıllar-
dır olan bu ve yıllardır -haydi iti-
rafedelim-kıskanılacakbirinat
ve sabırla oluşturulmak istenen
de bu.
Bu modele, bu örgütlenme
tercihine karşı çıkanlar, karşılı-
ğında neyi önerdiklerini açık se-
çik ortaya koymak zorundalar.
Sakın, "Buna karşılık CHP'nin
uygulayageldiği model varya iş-
te!" denmesin. Delege baronla-
nnın egemenliğine model de-
ğil, siyasal yutturmaca denir.
Yanna kadar sabrederseniz o
yutturmacayı deşeriz ve "Ne
DSP'nin ne de CHP'nin mode-
li" denıp denemeyeceğini ir-
delerız...
CUMARTESİ j
YAZILARI
ATAOLBEHRAMOĞLU
Cinayet Saati...
"Cinayet Saatı'" Attilâ (Ihan'ın "Sisler Bulvarı"nda
yer alan ilginç şiirlerinden biridir. Kitaptaki öteki şiir-
lerden azıcık farklıdır. Romantik fakat tümü ayık ka-
fayla yazılmış öteki şiirlerden farklı oiarak yine ro-
mantik bir duyarlıkla fakat sanki bir sanrı (hallucina-
tion) ortamında yazılmış gibidir. Bu özelliğiyle 2. Ye-
ni'yi en çok etkilemiş şiirlerinden biri olduğu söyle-
nebilir. Nıtekim bu şiirle Cemal Süreya'nın "Dalga "sı
arasındakı ilişki her iki şiirin daha ilk dizelerinde ye-
terince açıktır:
"haliç 'te bir vapuru vurdular dört kişi
demirlemışti eli kolu bağlıydı ağlıyordu
dört bıcak çekip vurdular dört kişi
yemyeşil bir ay gökte dağılıyordu"
"cinayet saati' (A.ilhan/Sisler Bulvan) 1954
"Bulutu kestiler bulut üç parça
Kanım yere aktı bulut üç parça
İki gemicıynen Van Gogh "dan aşırılmış
Bir kadının yüzü ha ha ha." ,
"Dalga" (C.Süreya/Üvercinka) 1958
Attilâ ilhan şiirinin modern Türk şiirindeki yerinin in-
celenmesi apayrı ve çok önemli bir konudur. Attilâ İl-
han. irili ufaklı birçok şairi derinden etkilemiş (ve et-
kileri sürmekte olan) bir şairimizdir. Şimdi "cinayet sq-
af/"ni izlemeyi sürdürelim: Ikinci ve üçüncü kıtalarda,
cinayeti "deli caferısmail tayfur ve şasa"nın işlediği-
ni öğrenırız. Bunlar "maktulün onbeşyıllık arkada-
ş/"dırlar. "Üçü kamarot öteki aşçıbaşı"dır. Üçüncü
kıta "hiçbiriniz orada yoktunuz" dizesiyle sona erer:
Şiir, yine aynı dizeyle sona erecek olan dördüncü kı-
tayla sürer:
"demirlemişti eli kolu bağlıydı ağlıyordu
onüç damla gözyaşını saydım
allahına kitabına sövüp saydım )
şafak nabız gibi atıyordu
sarhoştum kasımpaşa 'daydım
hiç birinız orada yoktunuz"
• • •
Attilâ İlhan şiiriyle ilgili olarak ne kadar övücü söz
söylense azdır. Attilâ İlhan, çok az sayıdaki birkaç şa-
irimiz gibi. şiirlerindeki tema ve yapı özellikleri ve çe-
şitlilıkle, başlı başına bir şıir okuludur. 1950"lı yılların
sonlarında (liseöğrenciliğim sırasında) "keşfettiğim"
bu şiirler, beni sözcüğün tam anlamıyla büyülemiş-
lerdi. "Cinayet Saati" (belki de içinde "aşk" olmadı-
ğı için) "kaptan", "pia" ya da "emperyal oteli" kadar
etkilendiğim bir şiir değildi. Fakat özgün dünyası ve
0 "sanrı" ortamıyla. yine de etkileyici, arada bir yeni-
den okuma gereksinımi duyduğum bir şiirdi... Büyük
bir Türk şairinin ürünleri içinde ve çağdaş şiirimizde
yerini çoktan almış olan bu şiirle ilgili olarak birkaç gün
önce "Milliyet" gazetesindeki haberi okuduğumda az
kalsın küçük dilimi yutacaktım... Haberi okumamış olan-
lar sıkı durabilir: Ahmet Kaya'nın her nedense "Her-
liç'te Cinayet" başlığıyla şarkılaştırdığı şiirin dördün-
cü kıtasındaki "allahına kitabına sövüp saydım" di-
zesi Kaya'nın iki yıl önceki bir konserinde şarkıyı din-
leyen Alanya Müftüsü Zekeriya Şimşek'in dikkatin-
den kaçmamış. Müftü. mahkemeye başvurarak suç
duyurusundabulunmuş. Bunun üzerinehareketege^
çen İstanbul Cumhuriyet Savcısı Hasan Hüseym
Günay, soruşturma aşaması tamamlanan dosyayı
şair için iki yıl hapis istemıyle mahkemeye sevk et^
miş... Şimdi, ey bu yazıyı okuyanlar, ey akıl ve sağ-
duyu sahipleri, ey çağdaş Türkiye Cumhuriyeti'nin yurt-
taşları, ey şıirseverler ve bu ülkede yaşamakta olup
da aklını henüz tümüyle yitirmemiş olanlar; böyle bir
haberi okuduğunuzda ne yaparsınız? Güler misiniz,
ağlar mısınız, mideniz mi bulanır, ya da artık bütün fren-
lerinizi boşaltarak ve her türlü "itidal" ölçüsüne boş
vererek "Yetti artık! Allahınıza da kıtabınıza da... "di-
ye başlayıp ağzınıza gelenı sayıp döker misiniz?.. •
• • •
Şaka ve her türlü hoşgörü bir yana, Alanya Müftü-
sü Şimşek ve istanbul Cumhuriyet Savcısı Hasan
Hüseyin Günay"m tavnyla, yıne birkaç gün önce Prof.
İlhan Arsel'ın kıtabı konusunda bir fetva veren Diya-
net Işleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz'ın anlayışı ara-
sında hiçbir fark görmüyorum. Diyanet Işleri Başka-
nı, Prof. Arsel'in "Şeriat'tan Kıssa'lar" adli kitabında
"sadece Islam dinine ve onun yüce peygamberine
değil, bütün dinlere ve dine inanan kışilere karşı" ol-
duğunu ileri sürerek "fefva"sında şöyle demekte:
"Ona göre tarih boyunca bütün dinler, hürdüşünce-
yi ve insan aklının gelişmesini önlemiştir..." Demek
ki bundan böyle şairlerın şiirlerini yayımlamadan ön-
ce müftülere ve cumhuriyet savcılarına göstermele-
ri, bilim adamlarının da diyanet işleri başkanlanndan
görüş ve "icazet" almaları gerekecek...
• • •
Tek tek cinayetlerin yanı sıra Maraş ve Sıvas'ta top-
lu cınayetler gerçekleştiren ve hiç kuşkumuz olma-
sın ki cinayetlerini ülke çapında yayma hazırlığında-
ki karanlık. kapkaranhk güçler karşısında, "demihe-
miş. eli kolu bağlı ağlayan" bu ülkenin. başta "sos-
yal demokratlar")m\z olmak üzere, aydınlarını nasıl bir
gelecek bekliyor? Bu sorunun yanıtını da. Attilâ ilhan'ın
birdenbıre inanılmaz güncellik, şairlere özgü "peygam-
berce" bir önsezi özelliği kazanan şiirinin son dize-
lerinde bulabiliriz:
"haliç 'te bir vapuru vurdular dört kişi I polis katil-
leri arıyordu I deli cafer ismail tayfur ve şaşı I üzeri-
me yüklediler bu işi I sarhoştum kasımpaşa'daydım
1 vapuru onlar vurdu ben vurmadım I ben vursam ken-
dimi vuracaktım...''
REFAHYOL'da kadrolasma
Necmettin Erbakan,
TRT'ye de el ath
ERGLN AKSOY
ANKARA - Başbakan
Necmettin Erbakan. görev
süresi I vıl sonra dolacak
olan TRT Genel Müdürü
Tavfun Akgüner'ı uzaklaş-
tırmak için tbrmül arayışı-
na girdi.
Görev den aynlması için
Akgüner'i önce ikna etme-
ye çalışacak olan RP'lile-
rin. bunu başaramamalan
halinde. TRT Sasası 'nda de-
ğişiklik yaparak. Akgüner'i
görev den almayı tasarladık-
lan kav dedi Idi.
Kulislerde Erbakan'ın.
TRT Genel Müdürlügü için
3 isim üzerinde durduğu.
bunlardan İstanbul Büvük-
şehirBelediyesi KültürDa-
iresi Başkanı Şenol Demi-
röz'ün en şanslı adav oldu-
ğu kaydedildi. RP Grup Baş-
kanvekili Salih Kapusuz,
TRT için idari ve hukuki
düzenlemenin kaçınılmaz
olduğunu belirterek, "TRT
atıl durumdadır, bunun dü-
zeltilmesi gerekir" dedi.
Cumhurba^kanı Süley-
man Demirel'in atamalara
ilişkin vetki yasasını onay-
laması haiinde kadrolaşma-
\a hız verecek olan Erba-
kan'ın yeni hedefinin. mu-
halefet döneminde en çok şi-
kayet ettiğı kurumlann ba-
şında nelen TRT oldueubit-
dirildr RP'liler. ANAYOL
hükümeti döneminde
RTÜK'ce görev den alınma-
sına karşın. mahkeme ka-
rarı ile görev ine geri dönen
Akgüner'in uzaklaştınlma-
sı için tbrmül arav ışına gir-
diler.