01 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10 AĞUSTOS 1996 CUMARTESİ HABERLER TBB 28 yaşında Özgen: Yargı bağımlı ANKARA (Cuırahuriyet Biirosu) - Türki ve Barolar Birlıği (TBB) Başkanı Prof. Dr. EraJp Özgen.. Türkiye"de yargj bağımsızlıiının olmadığım bildirdi. Türkiye"nin insa_n hakları konusunda imzaSadığı uluslararası sözleşmelerin maddelerin yaşajna geçirilmedıgini kaydeden Ozgen, insan haklarına saygılı. demokrartik bir hukukde\leti olabılmenin temelinde laiklik; ilkesinin bulunduğunu kaydetti. Eralp Özgen. Islam Ülkeleri Arası Yatınm ve İhracat Kredi Sigortası KLurumu Kuruluş Anlaşması'nın onaylanmasının TBVIM tarafından uygun bulunmasının demokratik- laik. hukuk dev leti için büyük birtalıhsizlik olduğunu belirtti. Özgen, TBB'nin kuruluşunun 28. yıldönümü nedeniyledün yayımladığı mesajda. Türkiye Cumhurı>eti'r)in .anayasa ile güvence altına alınan insan haklanna saygılı, demokratik, laik \e sosyal hukuk dev leti niteliğinin yaşama tam olarak geçinlemediğini savundu. Ozgen. "İnsan hakJan konusunda çeşitli uluslararası sözleşmelere kaülmış olmamua karşın, günlük uygulamalarımızda insan haklannı zedeleyen davranışlar giderek artmaktadır" dedi. ANAP Anayasa Mahkemesi'ne başvuruyor ANKARA (Cumhtıriyet Biirosu) - ANAP, atamalarda başbakan yardımcısının da imzasını gereklı kılan. 3"lü kararnameleri 4"lü kararnamelere dönüştüren yasanın ıptali için pazartesi günü Anayasa Mahkemesi'ne başvuracak. ANAP Grup Başkanvekili Cumhur Ersümer. atamaiarda. başbakan yardımcısının da imzasını arayan yasanın iptali istemi ile Anayasa Mahkemesf ne başvurmak için gerekli imzalan topladıklarını bildirerek "Başvurumuzu pazartesi yapanz" dedi. Ersümer, başvurularının gerekçesini şöyle açikladı: "Yasa, anayasanın 5,12 ve 6. maddelerine a> kın. Her hükümete göre yasa önerisi ve imza yetkisinin değişnıesi sonucu doğuracak. bakanların başhakanlara. başbakaniann bakanlara sorumluluk]annda çelişki yaratacak, anayasanın "hiçbir maddesinde ka\ nağı olmavan. uvdurma imza yetkisi niteliğinde olan yasanın iptalini istivoruz." Cumhur Ersümer, promosyon ile ilgili yasanın iptali için Anayasa Mahkemesi'ne başvurmak üzere yaptıkları hazırlıklann da tamamlanmak üzere olduğunu bildirdi. 3 ilde daha içki satışına smır getirildi ANKARA (Cumhurivet Biirosu)-Bartın. Kınkkale veMuğla valilikleri tarafından yayımlanan tebliğlerle. bu kentlerde içki satışına sınırlama getirildi. Bartın Valiliği'nin Resmi Gazete'nin dünkü sayısında vayımlanan tebliğinde İçışleri Bakanhğı'nın 27 haziranda yayımladığı genelge uyannca. içki satışına düzenleme getirildiği kaydedildi. Teblığde. \etkili makamlardan ruhsat alınmaksızın açık \e kapalı içki satışı yapılmasına izin verilmeyeceğı belırtilerek. "Ilimiz sınırlan dahilinde tekel bayü ve büfelerin yetkili makamlardan ruhsat almaksızın içki satışı yapmalannın vasaklandığı. alınan ve ilan olunan bu karara uymav anlar hakkında Tiirk Ceza Yasası'nın ilgili maddeleri mannca işlem yapılacağı ilan olunur"dendi. Kjnkkaleve Muğla valılıklerinin > ayunladığı tebliğlerde de. ^ makamlardan r almaksızın gerçekleştirilecek içki sanşlanna izin verilmeyeceği belirtildi. Adana. Çankın. Zonguldak ve Bayburt \alilikleri de ruhsat olmaksızın içki satılmasını yasaklaşımlardı. Kayseri'de Atatürk'e hakaret eden gözaltındaki imam RP'lilerce serbest bıraktınldı Hukukâ Refah baskısıRECEP BLLLT KAYSERİ - Sünnet olacak voksul aile çocuklarına Atatürk ve ordu aleyhtan marş söv lettiği gerekçesi} le tutuklanan Kayseri Huzure\ ler Camiı İmamı Avdın Aydın Re- fah Partilılerin girişimı sonucu serbest bı- rakıldı. Adalet Bakanı Şevket Kazan'ın da Avdın'ın tutuklanmasi isteminde bulunan nöbetçi Cumhurivet Sa\cısı Mahmut Ça- lışkan hakkında soruşturma açmak üzere Ba- kanlık Teftiş Kurulu'ndan iki müfettiş. gön- derdiğı ıleri sürüldü. Kayseri Cumhurivet Başsavcı Yekili MustafaGül ıse bakanlık soruşturnıasının doğru olmadığım savundu. Kavseri'de sünnet olacak yoksul aile ço- cuklarını caddede toplu halde yürüterek "En büyük Allah. başka büyük yok.'~ ve "Askerlerin miğferine. Atatürk'ün heyke- line hak vol İslam yazacağız!" dive slogan Savciya SOrUŞturma Kayseri'de Atatürk ve ordu karşıtı eylemleri nedeniyle gözaltına alınan Huzurevler Camii imamı Aydın Aydın. RP'lilerin girişimiyle serbest bırakıldı. Aydın'ın tutuklanmasını isteyen savcı hakkında soruşturma açıldı. attıran Huzurev ler Camii İmamı Avdın Ay- dın. polis tarafından gözaltına alınmış ve ifa- desindensonraadliveveçıkanlmı^tı. Nöbet- çi Cumhurivet Savcısı .Mahmut Çalışkan. Aydın Aydın'ı. "TürkiveCumhuriyetiDev- lctinin askeri muhafaza kuv vetlerini ve Ata- tiirk'ü dinsiz göstermek suretiv le hakaretet- tiğT gerekçesiv le tutuklanma istemiv le 4. Asliye Ceza Mahkemesi 'ne şev k etmişti. An- cak nıahkeme vargıcı FarisOzsov. imam Ay- dın Avdın "ıtutuksuz yargı lanmak üzere ser- best bırakmıştı. Cumhurıvet Savcısı Mahmut Çalışkan. mahkemenın hu kararına ıtıraz edıiKC imam Aydın Aydın. bir gün sonra 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nce tuiuklanarak cczaevine gönderilmişti. Bu gelişmeler. Refah Partisi tabanını aya- ğa kaldırdı. Refah Partisi il örgütü ve Kay- seri milletvekıllerinın Adalet Bakanı Şev- ket Kazan nezdinde vürüttükleri temaslar sonucu imam Aydın olavında ilginç geliş- meler yaşandı. 24 Temmuz Çarşamba gü- nü tutuklanarak cezaev ıne gönderilen imam Aydın Aydın. adli tatıl sürmesıne rağmen kısa siirede tekrar mahkeme huzuruna çı- kanldı ve tutuksuz yargılanmak üzere ser- best bırakıldı. Ancak OIÜV bununla da bıt- medi. İmam Aydın Aydın'ın "ısrarla" tu- tuklanmasını isteven saveı Mahmut Çalış- kan'ın ifjdesini almak üzere Adalet Ba- kanlığı Teftiş Kurulu'ndan da Kavseri've iki müfettış. gönderdıği öne sürüldü. Çalış- kan'ın ıkı gündür Bakan Şevket Kazan'ın gönderdiği Teftiş Kurulu müfettişlerine sa- vunma verdığı iddia ediliyor. Kayseri Cumhurivet Başsavcı Vekili Mus- tafa Ğül ise bakanlıktan konuyu soruştur- mak üzere kendilenne müfettiş göndenlme- diğini belirtti Gül. "Savcı Mahmut Çalış- kan mesleğinde son derece titiz biridir. Onun bu ısrarı da mesleğine duyduğu bu titizlik- ten ka> naklanmaktadır" dedi. Bakanlıktan gelen müfettişlerin ise Kay- seri Adliyesi'nde görev yapan bazı hâkim ve savcılann. savcı Mahmut Çalışkan'ın hissi davranıp davranmadığı yolunda ifadelerine başv urduğu öne sürüldü. Göktepe cinayeti Polis memuru Metin Kuşat, Taşanlar'ı suçladı İstanbul Haber Servisi - Metin Gök- tepe oluvını araştırmak üzere kurulan TBMM Ara^tırma Komısyonu'nun ifa- desını aldığı polis memuru Metin Ku- şat. istanbul Emniyet Müdürü Orhan Taşanlar'ı suçladı. Polis memuru Metin Kuşat. emniyet müdürlügünde sözleşmeli çalışan avu- kat İlhanıi Yelekçi'nın kendısının Orhan Ta^anlar'm vanından geldığını. bu ola- >ın mutlaka bırkaç kışinın üzerınde ka- İacağını. hatta 2-3 kışının olay ı üstlenip yurtdışına fırar etmesını. dığerlerinin debuşekıldekurtulabıleceğınısöyledi- ğinı TBMM Araştırma Komisvonu'na verdığı ıfadede açikladı. Araştırnıa komisvonuna ıfade veren polıslerden hıçbin emniyet müdürlügü ve İçışleri Bakanlığı müfettişlerine ver- diklerı ıfadelerı kabul etmedı. Ifadele- rin baskı altında alındığını ve okumadan ımzalattınldığını öne üren polis memur- ları \ usuf Kulmaç. Önder Oruç. Ergün Akbaiık, Fedai Korkmaz. Şuayip Mut- luver, Şiikrii Keskin ve Metin Kuşat. o gün görev vdptıkları Evüp Kapalı Spor Salonu'nda kımseyı dövmedıklerını. Metin Göktepe'v ı de görmedıklerini be- hrttıler. Arkadaşları gıbi Göktepe'yı hıç gör- nıedığmı ve doIayısıylaGöktepe'yekar- şı kaba kuv v et kullanmadığını söyleyen polis memuru Kuşat. Taşanlar'ı suçla- yan ıfadesınde şu bılgılerı \erdı: "Olavla ilgili olarak Mülkive müfet- tişlerine ve cinavet masasındaki görevli- lere verdiğim ifadev i kabul etmivorum. Cinavet masasında 3 gün sürev le gözal- tına alındım. İfadelerin içeriğini bilme- den zorla imzalamam istendi. Kulun mahkemesi kolaydır. anıa Allah "ın mah- kemesi çok ağır olacaktır. Bu olayla ke- sinlikle bir ilgim ve bilgim voktur. İfade- ler tümüvle uvdurulmuştur. Asaviş şu- besine ifade için çağrıldığımda av ukat is- teyince başkomiser Turan bana sinkaf- lı bir şekilde küfretti. Başkomiser Turan vepolis memuruZübeyirtarafından sor- gu odasında döv üldüm. Hatta bana' Po- lisımdıvedavakyemeyeceğını mı sanı- yorsun. Bılmem ne yaparım polisini. Döv deseler yıne döverım. dua et haya- lannı bükmedım. dur daha askıv a alma- caksın' şeklinde tehditlerde ve haka- retlerde bulunuldu. Daha sonra gece yarısı Cekmev le uv andırılarak ifadem alındı. Olayla ilgim olmadığı halde şu an bana gösterilen ifade tutanağını zorla imzalattırdılar. İmzaladıktan sonra emniyet müdürlüğünde sözleş- meli çalışan İlhami \elekçi isiınli av u- kat vanımıza geldi. Kendisinin Taşan- lar'ın vanından geldiğini ve olavın mutlaka birkaç kişinin üstünde kala- cağını. hatta 2-3 kişinin bu olav ı üst- lenip v urtdışına fırar etmesini, diğer- lerinin de bu şekilde kurtulabileceğini söv ledi." Metin Kuşat. kendisını döven baş- komiser Turan tarafından kendisine vapılan kötü muameleyı kımseye anlat- maması ıçın tehdıt edildiğini de öne sür- dü. CHPGenel Başkanı Deniz Baykal, RafetGenç Haber Ödülü'nü Metin Göktepe'nin annesine sundu. (Fotoğraf:AA) RafetGenç HaberÖdülü, Göktepe'nin ANKARA (Cumhuriyet Büro$u) - Çağdaş Gazetecıler Derneği'nce (ÇGD). görev ı sırasında polis tarafından işkenceyle öldürülen. Evrensel gazetesi muhabırı Metin Göktepeye vertlen "Rafet Genç Haber Ödülü", dün CHP Genel Başkanı Deniz Baykal tarafından annesi FadimeGöktepe">e sunuldu. Deniz Baykal, Rafet Genç'in Cebeci Asri Mezarlık'taki mezarı başındaki törende vaptığı konuşmada. Rafet Genç ödülü ile 2 ayn dönemden, benzer2 insanın birleştirildiğini kaydederek "Birgazeteciningörevini yapmasına izin verilmedi. Göktepe. belki tüm vaşamında vapamayaeağı kahramanlığa. ölümüv le ulaştı. Anıa keşke kahraman olmasaydı" dedi. Baykal^jVletin Göktepe gibi bir ev lat yetiştirmenin 'onur'olduğunu söyleyerek Rafet Genç Haber Ödülü'nü. Fadime Genç'e sundu. ÇGD Genel Başkanı İsmet Demirdöğen de konuşmasında Rafet Genç'ı. ölümünün 7. vılında özlemle andıklarını belirterek "Senin değerini. meslek ahlakını. onurunıı. baskıya karşı direnişini unutturnıava çalışanlara karşı koyarak bir j ılı daha geride bıraktık. Demokrasi adına iktidara gelenler. ilk iş olarak basını susturmava çalışıyorlar" dedi. Demirdöğen. basın çalışanlarının bugün de baskı ve engellerle karşılaştığını vurguladı. Göktepe'nin. Rafet Genç'in. -Kamu adına denetiminizi yapın" ilkesini uygulayan gazetecilerden biri olduğunu kavdeden Demirdöğen. "Metin Göktepe'yı kurban verdik. Veni bir Rafet Genç olmak istiyordu. Onu gözaltında döserek öldürmüşler ve bir duvann dibine bıraknıışlar" diye konuştu. Gözaltında öldürülen Servet Sürücü olayı büyüyor Tanık çoban: Katil astsubay OMER V URTSEVEN SARIGÖL- Jandarma tarafından alındık- tan sonra ölü bulunan Servet Sürücü'nün ast- subay YiısufBilge tarafından öldüriildüğü yö- nündeki çoban Hasan Portakal'ın açıklama- lan, olaya yenı bir boyut kazandırdı. Manisa Barosu olayı gündemine alırken. İHD'nın araştırma yapmak üzere ilçeye heyet gönde- receğı öğrenildi. Jandarmanın baskısından korktuğu için ola- yı öncegizîeyen sonra vicdanazabı çekriği için konuşmayakararverdiğini söyleyen Servet'in dayısının oğlu Hasan Portakal. önemlı bir id- diayı daha gündeme getırerek. "Yusuf astsu- bay benim kendileriyle bûükte gelmemi iste- di Ancak ben gitmemek için direndim. Eğer gitseydim. Servet'in ölümü benim üzerimeyı- kılacaktı" dedi. Yusuf astsubayın olaydan iki gün önce kendisini kaçak SabriGüboy'u bul- mak için araziye götüriip dövdüğünü de an- latan genç çoban. Servet'ın kulak arkası böl- gesinin adli tıpta ıncelenmesi sonucunda ölüm nedeninin beliı olacağını ve cinayeti Yusuf astsubayın işlediğinin ortaya çıkacağını öne sürdü. Y'örede birçok insanın uygulamalanndan şikâyetçı olduğu astsubay Biîge'nintüm bu id- dialara karşın görev den alınmaması, ölen Ser- vet Sürücü'nün ailesının tepkisıne vol açtı. Sürücü'nünjandarma aracından yola atıldığı- nı gördüğünü söyleyen kaçak Sabri Gülsoy'un babası Ali Gülsoy'un. Manisa İl Jandarma Alay Komutanlıgı'na çağrılması, tanıklara baskı yapıldığına ilişkın kuşku doğurdu. An- cak AJi Gülsoy, av ukatlarla görüştükten son- ra resmi bir tebligat olmaması durumunda jandarmava gitmemeye karar verdi. Tüm bu gelişmelerin yaşandığı sırada ast- subay Yusuf Bilgenın önceki gece ilçe mer- kezinde motosıkletiyle biraraca çarparak ya- ralandığı ve tedavi için hastaneye kaldırıldı- ğı öğrenildi. Servet Sürücü'nün kardeşlen Hasan ve Sez- gin Sürücü.jandarmanın olayı kapatmak için bazı çe\relere baskı yaptığını sav unarak. '•Va- tandaşıncan guyenliğinden sorumlu olan jan- darma, diri götürdüğü insanı ölü getiriyor. Ne kadar uğraşsalarda bu olavdan kendilerini kur- taramazlar. Çünkü tüm baskılara rağmen so- nunda Servet'i bunlann öldürdüğü ortava ÇH kacak" dediler. Bir grup av ukatı Sangöl'e gönderen insan Hakları ve Mazlumlar için Dayanışma Der- neği(Mazlum- Der)tzmirŞubesi'nin; içışle- ri Bakaniığı, İHD. Izmir, Manisa baroları ve TabibOdası ile basın yayın kuruluşlanna gön- derdiği yazıda, sanık biİe olmayan Servet Sü- rücü'nün ölümünün yargısız infaz olduğu gö- rüşü savunuldu. IRMIK AYDIN ENGIN Bunca hay huy arasında Ece- vit(ler)in partisi DSP'de. örgüt- lenme üstüne derinden bir tar- tışma sürüyor. Mümtaz Soy- sal da karışıncatartışma su yü- züne çıktı. Rahşan Ecevit, par- tili milletvekilleriyle ikna toplan- tıları düzenledi. Anlaşıldığı kada- rıyla pek "ikna" edemedi. Ancak biraz daha ikna olmazlarsa ip- lerinin çekileceğini bildikleri için anlaşılan en azından şimdilik çenelerini kapadılar. Ecevrtler'in örgütlenme mode- line kim karşı, kim yandaş pek önemli değil. Ama model'in ken- disi önemli. Ayrıntılı olarak tar- tışılmayı gerektirecek kadar cid- di ve önemli. Salt DSP'de de- ğil, şu ya da bu nedenle, şu ya da bu ölçüde, kendini sosyal demokrat, ortanın solu, demok- ratiksolcu, merkez sol olarak ta- nımlayanlarbu modelle hesap- laşmak. modeli sorgulamak zo- rundalar. DSP'nin uyguladığı örgütlen- me modeli, Ecevit çiftinin icat et- tiği, insana, partiliye güvensiz- lik temeli üstünde kurulmuş has- talıklı ve uyduruk bir model fi- lan degıl. Basına da yansıdı. Ecevit'in Çelik Çekirdeği... Ecevitler'in, DSP'nin örgütlen- me modelini iskandinav sosyal demokrasisinden ithal ettikleri yazıldı. Modelin özü şu: Sınıriı üye, sınırsız taraftar! Modelin kay- nağı ise yüzyılımızın başında. sosyal demokrat parti modeli üstüne hemen tüm Avrupa'da süren çok zoriu, çok karmaşık tartışmalara dayanıyor. O dö- nemde henüz komünistlerie sos- yal demokratlann yollan ayrıl- mamıştı. Komünist partilertarih sahnesine henüz bu adla çıkma- mışlardı. Lenin'in partisinden. Manc'ın anayurdunun, Alman- ya'nın partisine kadar bütün sol partiler "Sosyal Demokrat işçi Partisi"'filan gibi adlarla anılıyor- lardı. Ama Marxizm temelinde yükselen partilerde çok ciddi aynlık tohumları yeşermişti. Par- ti disiplini, parti üyeliği. sosya- lizmegeçişin yöntemleri, ittifak- lar politikası, proletarya enter- nasyonalizmi ile ulusal çıkarla- rın çeliştiği noktalarda izlene- cek politikalar gibi pek çok alan- da kıyasıya bir tartışma sürü- yordu. Sonunda yollar ayrıldı. Ko- münistler sosyalizme, siyasal iktidarı bir devrimle ele geçire- rek ulaşmayı yeğlediler. Bu yo- lun kendi ıç mantığı. çelik çekir- değini bir profesyonel devrim- ciler kadrosunun oluşturduğu bir partiyi gerektiriyordu. Daha sonra bu Leninci parti modeli olarak anıldı. Lenin ise bu par- tiyi, "yeni tip parti" olarak tanım- lıyordu. • • • Tartışmanm öteki kanadında yeralan sosyal demokratlar ise bugünkü sol kitle partilerine ebe- lik eden modellerle yollarına de- vam ettiler. Sosyalizm hedefine iki ayn yoldan ulaşmayı seçen bu par- tiler arasında farklar kadar ak- rabalıklar da güçlü. Bu da do- ğal. Her ikisi de Marxizmden doğdular. Marxizminyorumun- da ayrıldılar. Akrabalık bağları en çok İskandinav yarımada- sındaki sosyal demokratlarda belirgin. Batı Avrupa'daki sos- yal demokratlar, komünist akra- balarını görünce kırmızı görmüş boğaya dönerlerken. iskandi- nav soğukluğu ve soğukkanlı- lığı çok daha değişik ilişkileri olanaklı kıldı. Ömeğin Isveç sos- yal demokratları yıllar boyu ko- alisyon hükümetlerini İsveçli ko- münistlerle yürütmeyi yeğledi- ler. Eh, bu kadar içli dışlı olun- ca sosyal demokratların Lenin- ci parti modelinden etkilenme- meleri mümkün değildi. Işte bu etkileşim. İskandinav sosyal de- mokrasisin örgütlenme mode- linin belirleyicilerinden oldu. Sınırlı üye, sınırsız taraftah\ke- si. Leninci parti modelini bilen- lerin hiç de yabancısı olmadığı bir ilkenin az biraz sulandırılmı- şı. az biraz yumuşatılmasından ibaret. Çok aktif. siyasal çalış- malarını yaşamının eksenine yerleştirmiş az say/daüyenin, geniş kitleler üzerinde yönlen- dincı. önderlik edici bağlar kur- malarıyla iktidara yürümeye ça- lışan bir örgütlenme ağı. Bu tür üyelerin daha keskinlerine Le- ninci modeldeprofesyone/dev- rimcı deniyor. Leninci model de sınırlı üye, sınırsız taraftar diye tanımlanan iskandinav modeli de temel ola- rak parti içi disiplinin öne çıktı- ğı, parti içi demokrasinin göre- ce arka plana itildiği bir örgüt- lenmeyi içerir. Ecevitler'in DSP'sinde yıllar- dır olan bu ve yıllardır -haydi iti- rafedelim-kıskanılacakbirinat ve sabırla oluşturulmak istenen de bu. Bu modele, bu örgütlenme tercihine karşı çıkanlar, karşılı- ğında neyi önerdiklerini açık se- çik ortaya koymak zorundalar. Sakın, "Buna karşılık CHP'nin uygulayageldiği model varya iş- te!" denmesin. Delege baronla- nnın egemenliğine model de- ğil, siyasal yutturmaca denir. Yanna kadar sabrederseniz o yutturmacayı deşeriz ve "Ne DSP'nin ne de CHP'nin mode- li" denıp denemeyeceğini ir- delerız... CUMARTESİ j YAZILARI ATAOLBEHRAMOĞLU Cinayet Saati... "Cinayet Saatı'" Attilâ (Ihan'ın "Sisler Bulvarı"nda yer alan ilginç şiirlerinden biridir. Kitaptaki öteki şiir- lerden azıcık farklıdır. Romantik fakat tümü ayık ka- fayla yazılmış öteki şiirlerden farklı oiarak yine ro- mantik bir duyarlıkla fakat sanki bir sanrı (hallucina- tion) ortamında yazılmış gibidir. Bu özelliğiyle 2. Ye- ni'yi en çok etkilemiş şiirlerinden biri olduğu söyle- nebilir. Nıtekim bu şiirle Cemal Süreya'nın "Dalga "sı arasındakı ilişki her iki şiirin daha ilk dizelerinde ye- terince açıktır: "haliç 'te bir vapuru vurdular dört kişi demirlemışti eli kolu bağlıydı ağlıyordu dört bıcak çekip vurdular dört kişi yemyeşil bir ay gökte dağılıyordu" "cinayet saati' (A.ilhan/Sisler Bulvan) 1954 "Bulutu kestiler bulut üç parça Kanım yere aktı bulut üç parça İki gemicıynen Van Gogh "dan aşırılmış Bir kadının yüzü ha ha ha." , "Dalga" (C.Süreya/Üvercinka) 1958 Attilâ ilhan şiirinin modern Türk şiirindeki yerinin in- celenmesi apayrı ve çok önemli bir konudur. Attilâ İl- han. irili ufaklı birçok şairi derinden etkilemiş (ve et- kileri sürmekte olan) bir şairimizdir. Şimdi "cinayet sq- af/"ni izlemeyi sürdürelim: Ikinci ve üçüncü kıtalarda, cinayeti "deli caferısmail tayfur ve şasa"nın işlediği- ni öğrenırız. Bunlar "maktulün onbeşyıllık arkada- ş/"dırlar. "Üçü kamarot öteki aşçıbaşı"dır. Üçüncü kıta "hiçbiriniz orada yoktunuz" dizesiyle sona erer: Şiir, yine aynı dizeyle sona erecek olan dördüncü kı- tayla sürer: "demirlemişti eli kolu bağlıydı ağlıyordu onüç damla gözyaşını saydım allahına kitabına sövüp saydım ) şafak nabız gibi atıyordu sarhoştum kasımpaşa 'daydım hiç birinız orada yoktunuz" • • • Attilâ İlhan şiiriyle ilgili olarak ne kadar övücü söz söylense azdır. Attilâ İlhan, çok az sayıdaki birkaç şa- irimiz gibi. şiirlerindeki tema ve yapı özellikleri ve çe- şitlilıkle, başlı başına bir şıir okuludur. 1950"lı yılların sonlarında (liseöğrenciliğim sırasında) "keşfettiğim" bu şiirler, beni sözcüğün tam anlamıyla büyülemiş- lerdi. "Cinayet Saati" (belki de içinde "aşk" olmadı- ğı için) "kaptan", "pia" ya da "emperyal oteli" kadar etkilendiğim bir şiir değildi. Fakat özgün dünyası ve 0 "sanrı" ortamıyla. yine de etkileyici, arada bir yeni- den okuma gereksinımi duyduğum bir şiirdi... Büyük bir Türk şairinin ürünleri içinde ve çağdaş şiirimizde yerini çoktan almış olan bu şiirle ilgili olarak birkaç gün önce "Milliyet" gazetesindeki haberi okuduğumda az kalsın küçük dilimi yutacaktım... Haberi okumamış olan- lar sıkı durabilir: Ahmet Kaya'nın her nedense "Her- liç'te Cinayet" başlığıyla şarkılaştırdığı şiirin dördün- cü kıtasındaki "allahına kitabına sövüp saydım" di- zesi Kaya'nın iki yıl önceki bir konserinde şarkıyı din- leyen Alanya Müftüsü Zekeriya Şimşek'in dikkatin- den kaçmamış. Müftü. mahkemeye başvurarak suç duyurusundabulunmuş. Bunun üzerinehareketege^ çen İstanbul Cumhuriyet Savcısı Hasan Hüseym Günay, soruşturma aşaması tamamlanan dosyayı şair için iki yıl hapis istemıyle mahkemeye sevk et^ miş... Şimdi, ey bu yazıyı okuyanlar, ey akıl ve sağ- duyu sahipleri, ey çağdaş Türkiye Cumhuriyeti'nin yurt- taşları, ey şıirseverler ve bu ülkede yaşamakta olup da aklını henüz tümüyle yitirmemiş olanlar; böyle bir haberi okuduğunuzda ne yaparsınız? Güler misiniz, ağlar mısınız, mideniz mi bulanır, ya da artık bütün fren- lerinizi boşaltarak ve her türlü "itidal" ölçüsüne boş vererek "Yetti artık! Allahınıza da kıtabınıza da... "di- ye başlayıp ağzınıza gelenı sayıp döker misiniz?.. • • • • Şaka ve her türlü hoşgörü bir yana, Alanya Müftü- sü Şimşek ve istanbul Cumhuriyet Savcısı Hasan Hüseyin Günay"m tavnyla, yıne birkaç gün önce Prof. İlhan Arsel'ın kıtabı konusunda bir fetva veren Diya- net Işleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz'ın anlayışı ara- sında hiçbir fark görmüyorum. Diyanet Işleri Başka- nı, Prof. Arsel'in "Şeriat'tan Kıssa'lar" adli kitabında "sadece Islam dinine ve onun yüce peygamberine değil, bütün dinlere ve dine inanan kışilere karşı" ol- duğunu ileri sürerek "fefva"sında şöyle demekte: "Ona göre tarih boyunca bütün dinler, hürdüşünce- yi ve insan aklının gelişmesini önlemiştir..." Demek ki bundan böyle şairlerın şiirlerini yayımlamadan ön- ce müftülere ve cumhuriyet savcılarına göstermele- ri, bilim adamlarının da diyanet işleri başkanlanndan görüş ve "icazet" almaları gerekecek... • • • Tek tek cinayetlerin yanı sıra Maraş ve Sıvas'ta top- lu cınayetler gerçekleştiren ve hiç kuşkumuz olma- sın ki cinayetlerini ülke çapında yayma hazırlığında- ki karanlık. kapkaranhk güçler karşısında, "demihe- miş. eli kolu bağlı ağlayan" bu ülkenin. başta "sos- yal demokratlar")m\z olmak üzere, aydınlarını nasıl bir gelecek bekliyor? Bu sorunun yanıtını da. Attilâ ilhan'ın birdenbıre inanılmaz güncellik, şairlere özgü "peygam- berce" bir önsezi özelliği kazanan şiirinin son dize- lerinde bulabiliriz: "haliç 'te bir vapuru vurdular dört kişi I polis katil- leri arıyordu I deli cafer ismail tayfur ve şaşı I üzeri- me yüklediler bu işi I sarhoştum kasımpaşa'daydım 1 vapuru onlar vurdu ben vurmadım I ben vursam ken- dimi vuracaktım...'' REFAHYOL'da kadrolasma Necmettin Erbakan, TRT'ye de el ath ERGLN AKSOY ANKARA - Başbakan Necmettin Erbakan. görev süresi I vıl sonra dolacak olan TRT Genel Müdürü Tavfun Akgüner'ı uzaklaş- tırmak için tbrmül arayışı- na girdi. Görev den aynlması için Akgüner'i önce ikna etme- ye çalışacak olan RP'lile- rin. bunu başaramamalan halinde. TRT Sasası 'nda de- ğişiklik yaparak. Akgüner'i görev den almayı tasarladık- lan kav dedi Idi. Kulislerde Erbakan'ın. TRT Genel Müdürlügü için 3 isim üzerinde durduğu. bunlardan İstanbul Büvük- şehirBelediyesi KültürDa- iresi Başkanı Şenol Demi- röz'ün en şanslı adav oldu- ğu kaydedildi. RP Grup Baş- kanvekili Salih Kapusuz, TRT için idari ve hukuki düzenlemenin kaçınılmaz olduğunu belirterek, "TRT atıl durumdadır, bunun dü- zeltilmesi gerekir" dedi. Cumhurba^kanı Süley- man Demirel'in atamalara ilişkin vetki yasasını onay- laması haiinde kadrolaşma- \a hız verecek olan Erba- kan'ın yeni hedefinin. mu- halefet döneminde en çok şi- kayet ettiğı kurumlann ba- şında nelen TRT oldueubit- dirildr RP'liler. ANAYOL hükümeti döneminde RTÜK'ce görev den alınma- sına karşın. mahkeme ka- rarı ile görev ine geri dönen Akgüner'in uzaklaştınlma- sı için tbrmül arav ışına gir- diler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle