Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ip ^\ĞUSTOS 1996 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Danıştay 8. Dairesi, Gazi Üniversitesi'nin yaptığı başvuruyu reddederek öğrenci lehine karar verdi
6
Tutukhı öğrencinîn kaydı sflinenıez
9
ALF»ER BALLI
- Damştay. davası süren öğ-
renci aıin tutuklu olarak yargılansa da kay-
dınıra silıııemeyeceğine karar verdi. An-
kara <6. Idare MahkemeM. Celal Mutad-
lı öğrencinin kaydının yapıiması ıstemi-
nı recâdeden Gazi Üniversıtesı'ninişlemi-
ni iptal ederken. karann bozulmasi ıste-
jnini inceleyen Danıştay öğrenci lehine
karar verdi.
Damıştay 8. Dairesfnin. 18 Hazıran
1996 tarihİi karannda Celal Mut'un Ga-
zi Ümıversitesi Mühendislik-Mimarlık
Fakültesi öğrencisi olduğu sırada işledi-
gı ö n e sürûlen suç nedeniy le tutuklandı-
ğjve sekizvılbonratahlıveedildiğı kay-
dedilcii. Mut'un yargılanma aşamasında
kaydısnın sılinmesi üzerine. kaydı silinen
öğrencilenn başv urmaları durumunda
• Danıştay 8. Dairesi, tutuklu olarak yargılanan öğrencinin kaydının silinemeyeceğine karar
verdi. Dava konusu olayda Ankara 6. İdare Mabkemesi, tutuksuz olarak yargılanan Celal Mut adlı
öğrencinin kaydının yapılması istemini reddeden Gazi Üniversitesi'ni haksız bularak işlemi iptal
etti. Gazi Üniversitesi'nin temyiz başvurusu üzerine dosyayı görüşen Danıştay 8. Dairesi,
üniversitenin istemini reddetti.
kaydının yenilenmesini düzenleyen 2984
sayılı > asadan yararlanma başv urusunda
bulunduğunun anlatıldığı kararda. okul
yönetiminin bu ıstemi reddettıği vurgu-
İandı. Kararda. Mut'un üniversitenin bu
işlemi üzenne Ankara Bölge İdare Mah-
kemesi'ne açtığı dava üzerine dosyayı
görüşen Ankara 6. İdare Mahkemesi'nin
"... devlete karşı suç işlediği nedeniyle
1980 y ılında tutuklanan davacı bu suçtan
hüküm givse dahi 1983 yıJından önce iş-
lenmiş bir suç nedeniyle 2984 savılı >asa-
dan doğan öğrenim hakkının ortadan
kaldırılamayaeağı"'gerekçesıy le işlemi
iptal ettiği belirtıldi. İdarenin bu karar
üzerine temy iz istemiy le Danıştay 'a baş-
\urduğu kaydedilen kararda. Danıştay
Tetkik Hâkimi Özdal Özeren'in temyız
isteminin reddedilmesı yönünde görüş
biidirdiğı belirtildi Danıştay Savcısı Bel-
ma Kösebalaban'ın da temy iz isteminin
reddiyle idare nıahkemesinin karannın
onanması yönünde görüş biidirdiğı belir-
tildi. Danıştay 8. Dairesi. davacınındev-
letin kişilığine karşı işlenen bir suç ne-
denivle hüküm mv mediöine ve varmlan-
ması de\amettığinegöre hakkında veri-
lecek karann kesınieşmesine kadar eğı-
tinıine de\am etmesi gerektiğıne karar
\erdi. Danıştay. Gazi Cni\ersitesı"nın
Ankara 6. İdare Mahkemesı'nce verilen
kararın iptaii istemini reddederek. İdare
Mahkemesı'nin karannı onadı. Kararda
aynca. de\ letin kişiliğine karşı işlenen
suçlar nedeniy le hüküm giyenlerin y ük-
seköğretim kurumlarınagiremeyeceğıni
belırten 2547 sayılı yasanın 45. madde-
sinin c fıkrasmın 9 Haziran 1991 gün ve
20896 savılı Resmı Gazete'de vavımla-
nan 3747 >a\ ılı yssa ile yürürlükten kal-
dınldığı da anımsatıldı.
Üni\ersite öğrencileri hakkında harç-
ların kaldınlması ve demokratik ünıver-
site istemlerıni dilegetırdiklen eylemler
nedeniyle çok sayıda dava açılmıştı. 23
Mart 1996 taribinde Ankara da gerçek-
leştirilen \e 2 binin üzerinde öğrencinin
katıldığı eylem. Ankara Ünıversitesi Dil
\e Tarih Coğrafya Fakültesi'nde olaylı
sona ermişti. Olaylar sonunda çok sayı-
da öğrenci polis tarafından coplanmış.
gözaltına alınan 270 öğrenci hakkında
"2911 saytlı Topiantı veGösteri Yüriiy üş-
leri Yasası"na muhalefet ertikleri ve ka-
mu malına zarar verdıkleri gerekçesiyle
dava açılmıştı. Ögrencilcrden tutuklu
olarak yargılanan 26'sı çıkanldıkları
mahkemeler tarafından tutuksuz olarak
yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı.
Ha rp Akademileri Strateji raporu
Ordudan 'aktif
politika' önerisi
• TSK. Kardak krizi sırasında kısa sürede çatış-
ma ontamına gelindiğini de anımsatarak harekât
alanına hızlı birlik intikaline yönelik hazırlık ya-
pılması gereğine dikkat çekti.
Attilâ İlhan, şiiri nedeniyle açılan davanın çok komik olduğunu söyledi
'Vapurunaüalunasövülmez'
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu )-Türk Sılahlı Kuv vet-
lerı (TSK). Egedekı uvuşmaz-
lıkların hedefının. Yunanıs-
tan'ın. —Megali Idea"sinı ger-
çekleştirmek amacıyla "yan-
bş taraflta bulunan" adalan da
kullanarak Ege'yı bir Yunan
denizı halıne getirme çabası
olduğunu bıldırdı. Yunanıs-
tan'ın. adacık ve kayalıklarla
ilgili olarak ulusal ve askerı
gücünün. politık hedeflerını
destekleyebılecek düzeye gel-
rrîesını ya da Türkıye'nın cıd-
dt bir bunalıtm düşmesını
beklediğını kaydeden TSK,
Türkıye'nın. ınısıyatifi elınde
bulunduran aktıfpolitika ızle-
rnesı gerektiğını \urguladı.
TSK. Kardak krizı sırasında
kr'sa sürede çatışma crtamına
gCİindiğını de anımsatarak ha-
rekât alamna hızlı birlik ıntıka-
line yönelik hazırlık yapılma-
sı gereğine dikkat çekti Harp
Akademılerı Komutanlığı'nca
hazırlanan "Ege Ada, Adacık
ve Ka>alıklannın Cografi-Ta-
ritıi-Hukuki Durumu \e l \-
gulanan Politikalar" konulu
stratejı raporunda. Türk- >'u-
nan uyuşmazlıklarının temel
nedenıntn. zamanın biiyük
de\letlerince dıkte edilen ve
AVıadolu'nun ıçıne kadar so-
kulmuş olan adalann Yunanis-
tan'a aıt olmasım saglayan je-
opolitık statüko ile ıkı de\ letin
gçnel turumlan olgularına da-
yandığı belirtıldi Raporda.
"Ege'deki uyuşmaziıklann he-
defî ise V'unatıistan'ın " Megalı
ldea°sının(Bü>ükVunanistan
ideali) gerçekleşmesine var-
dımcı ülmak amacıyla yanhş
tarafta bu lunan' bu adalan da
kullanarak Ege'yi bir Yunan
denizi haline getirme çabası-
dır" denıldi.
Türkiye'nin mevcut ve ben-
zerı sorunların ikılı müzakere-
lef ile çözümlenmesınden ya-
na oldufuna ışaret edilen ra-
parda. Ege'de 6 mılın üzerin-
de bir karasuları uygulaması
dadahil olmak üzere hiçbirol-
di birtıyi kabul etmeyeceSini.
b^yle bir gırışime karşı gerek-
tıjinde tüm mıllı güç unsurla-
ruleyanıtvermeyehazıroldu-
ğıinudakararlı birşekılde gös-
terdıgı anımsatıldı. Yunanis-
tan'm Kardak konusunda
mevcut polıtıkasının başanlı
olmasi durumunda Ege'de
benzerı arazı parçaları üzenn-
de de hak ıddıa etmesının bek-
lenmesı gerektığı dıle getiri-
len raporda. "Bu nedenle»eri-
lecek en ufak bir odün. gele-
cekte Türkiye'yi çok daha bü-
v iik pn>WemlerJe karşj karşıya
bırakacaktır" görüşü vurgu-
landı. \unanıstan'ın. 12 mıl
uygulamasında olduğu gibı
adacık ve kayalıklarla ılgılı
olarak da ulusal ve askerı gü-
cünün. politık hedeflerıni des-
tekleyebılecek düzeye gelme-
sını veyaTürkıve'nin cıddı bir
bunahma düşmesinı bekledığı
kay dedilenraporda.şöy le den-
dı'
"Türkiye. politikalannı bu
gerçeğe göre şekillendirmek
zorundadtr. Ege'de gerileyebi-
lecegi son noktaya kadar gel-
miş olan Türkiye'nin me>cut
stratejisinin başansı. ancak
hiçbirdönemde \uııaııistan"ın
bekkdiği zaafa diişmemekle\e
uluslararası hukukça korunan
hak >e menfaatlarını koruma-
daki karariılığını \e haklılığını
tüm uluslararası plarformlar-
da duyurabilme becerisi ile
mümkündiir. Chsa jeopolitik
konumu. sosyoekononıik özel-
likleri ve tarihi gerçekleri. Tür-
kiye'nin belirli periyodlarla
ciddi bunalınılar yaşadığını
göstermektedir. Türkiye'nin
inisiyatifi yeniden ek gecirmek
\egekcekte kaçınılmazolduğu
görülen çahşma nedenlerini
ortadan kaldırmak üzere. ön-
celikle hukuken daha avantaj-
lı olduğu sorunJu sahalardan
başlamak üzere inisiyatifi elde
bulunduran aktif bir politik
iislııp kullanmasının gerekli ol-
duğu görülmüşriir. Bu neden-
le birlik egirimlerinin >e hare-
kât sahasına hızlı birlik intika-
linin sağlanaması hayari önem
taşınıaktadır. Askeri gücün ne
zaman \e ne ölçüde kullanıla-
caği mevcut koşullar \e sivil
otorite tarafından dikte edil-
miştir. Bu nedenle yapılacak
planların dinamik. esnek ve
koşullara uygulanabilirbirya-
pıda olmaları »trıklidir."
Cinayet Saati
hcıliç 'fe hir vapıını vıtnhdür dön kişı
demirlemiftı eli kolıı bağlndı ağlıvordıı
dört bıçak çekı'p vunhılar dört kişi
vemveşil hir cıv gökte dağılıyordu
deli caf'er ismuil luyfur ve fafi
maktulün onbi'f yıİlık arkadaşı
üçıi kamaıvt atcki aşçıbafi
dört btçak çekip vıırdıılar dört kişi
cinuyeti kör hir kayıkçı gönlii
ben gördiim kulaklanm gönlii
vapur kudttnlu kııdıtz gihi bögürdü
hiçbiritüz orada voktıımız
demirlemişli cli kolıı buğlıvdı cıglıvordu
oıı «V damla gözyafiııı suydım
ııllalıına kitahına söviip savdım
şalcık ııabız gihi utıvordu
sarhoftıım ku\ııııpuşıi duvdım
ln\hıriııiz orada voktıımız
lıuliç /c bir vapıını vıırdıılar dört ki$i
polis katillcri arıvoniu
deli cafer ısımıil tav/ur re şaşı
iizerinn' \ iiklediler bu i$i
sarhoştum kasıınpa^a davdım
vapıını onlar vunlıı ben vurmadım
ciııavcti kör hir kııvıkçı gönlü
ben vıırsam kendimi vııracaktını
MİVASE İLKNLR
Türkedebıyatının ün-
lü şaıri Attilâ İlhanın.
Halıç'te bir vapurun sö-
külüşünü anlatan "Ci-
nayet Saati" adlı şiirin-
de vapura küfretmesi di-
ne hakaret sayılarak da-
va açıldı.
Ahmet Kaya'nın şar-
kısınasözolanbuşiirde,
suç unsuru sayılan "*al-
lahına kitabına söv-
düm" dızesı gerçekte
vapur için söylendıgi
halde dava açılmasını
komik bulan »air Attilâ
İlhan. "Benşiirde vapu-
run ailahına kitabına sö-
\ üyorum: vapunın allahı kitabı olur
mu?" dıye sorarken. suç duy uru-
sunda buiıınan müftü Zekeriya Şim-
şek "Bi/im allahınıız ve kitabımız,
ay nı zamanda vapurun da allahı ve
kitabıdır. sövülemez" dıyor.
Bu komik davanın öyküsü şöyle
gelışir-
Alanya Müftüsü Zekeriya Şim-
şek. 1994 yılıntn Aralık ay ında bin-
diğı bir tican taksıde Ahmet Ka-
ya'dan. sözleri Attilâ Ilhan'a ait
"CinayetSaati" adlı şarkıyı tesadü-
fen dinler. Daha doğrusu dinlemek
zorunda kalır. Şarkının sözlerini bil-
meyen \e vapur için yazıldıgından
habersız olan müftü. bir dizeye ta-
kılır.
Müftü Şımşek. söz konusu dize-
de "ailahına kitabına sö\düm"den-
mesinı dine hakaret sayarak Alan-
ya Cumhuriyet Saveılığı'na bir dı-
lekçeyle ihbarda bulunur. Alanya
Savcılığı. kasetın fstanbul'da bası-
lıp dağıtılması nedeniyle konuyu
incelemesı için dosyayı istanb'ul
Sa\cılığı'na gönderir.
Aradan koskoca iki yıl geçme^ı-
nekarşın fstanbul Cumhuriyet Sav-
cısı Hasan llüseyin Cünay. müftü-
nün şikâyetini yerinde bularak da-
v ay ı açar.
Şaır Attilâ İlhan. davanın çok ko-
mik olduğunu. şiirde konu edilen
vapurun ailahına dınine küfredıl-
mesınin suç unsuru sayılamayaca-
ğını belirterek şunları söylüyor:
"Dava neresinden bakarsamz ko-
mik. Şiin Haliç'te demiHeıniş eski
bir vapurun sökülüşünii anlatıyor. Attilâ İlhan, "Hiç vapurun allahı. kitabı olur mu" dive soruyor.
Ailahına ve kitabına sö-
vülen de bu eski vapur.
Vapurun dini. allahı, ki-
tabı söz konusu olanıaz.
Kaldı ki, bir dava açılır-
ken eserin bütününden
hareketedilir. Burda sa-
dece bir dizeye bakıla-
rak dav a açılamaz. Ger-
çi savcılıktan banaya da
Ahmet Raya'ya henüz
intikaf eden bir şey yok.
Dava bana mı. Ka-
ya'ya nııyoksa kasediçı-
karan Raks fırmasına
mı açılmış, o da belli de-
ğil.A>nca "allahına kita-
bına söv nıek' fliligüney
illerinıi/de sıkça işlenir.
Adanalılann büyük bir
kısmı her gün birilerinin ailahına ve
kitabına küfreder. Ozaman Adana-
lılann her gün adliyeye gidip gelme-
si lazım."
Şair İlhan. şiirde vapurun ailahı-
na ve kitabına söuildügünü söyle-
se de müftü "Olsun.. varatan bir-
dir" diyerek ihbarmda haklı oldu-
ğunu ve ceza venlmeM gerektiğini
savunuyor.
Şımşek. ^avcılıgın bu konuda da-
va açtığından da habersiz. Dava
açıldığını basından öğrendiğıni
söylüyor. Kendısıyle telefonda gö-
rüştüğümüz Müftü Şırnşek. neden
ihbarda bulunduğunu şöyle açıklı-
yor: "1994 Aralık ayının ortalann-
da Aianya'da bir taksiye bindim.
Takside Ahmet Kaya'nın bir şarkı-
$ı çalınıyordu. Bu şarkıda allaha ve
kitaba sövülüyordu. Kasedin suç
unsuru taşıdığınıdüşünereksavcılı-
ğa birdilekçe ile ihbarda buiundum.
Aradan iki yıl geçtiği halde ses çık-
madı. Herhalde unufuldu diye dii-
şündüm. l nıudumu kesmiştim. Da-
va açıldığını basından öğrendim.
Şiıııdi MZ vapura külredildiğini söy-
liıvorsunuz. Bu, suçu ortadan kal-
dırnıaz. Çünkü bi/im inancımıza
uıire varatan birdir ve vapurun da
Mlahı vardır. Küfredilemez."
Müftu $ımşek'e bu sözün güney
illerınde. özellikle de Adana'da çok
kullanıldığını hatırlattıgımızda ıse
"Cahil insanlarorda da var. Ancak
duy duğuma göre böyle küfür eden-
ler orada da azalmış. Koskoca bir
şair cahil insan gibi küfretmemeli"
dıve vanıt verıvor.
TÜBAdan kadrolaşmaya tepki
tOzerklik olmazsa
fcilim de olmaz'
Kaynak Yayınlan'ndan şeriat uyansı
AMC4RA (Cumhuriyet
Bürosu) - Türkiye Bilimler
Akademısı|TLBÂ).özerkbı-
lim kurumlarına geçmişte ya-
pılan bazı müdahalelerin ül-
keyi gerı kalmışlığagötürebi-
lecek
r
zararlara yol açtığını
vurgulayarak "Eğer özerklik
obnazsa bilim de olmaz" gö-
rüşünüdilegetırdı.
RP'nin Yetkı Yasası ile
Türkiye Bilimsel ve Teknik
Araştırma Kurumıı (TLBİ-
TAK). TL'BA. Atom Enerjisi
Kurumuve Mıllı Prodüktıvı-
te Merkezi'ne yönelik kadro-
laşma gırışımıne ılk tepkı.
TL'BA Akademı Konse-
yi'ndengeldi. Konseydenya-
pılanyazılıaçıklamada. bifım
karumlannın görev ınm. ülke-
de bilimsel düşüncenm yer-
leşmebi. bilımın bütün dalla-
rında araştırma etkınlıklennin
gelıştinlmesı. bilim ınsanları
yetiştırilmesi v e bunlann des-
teklenmesi olduğu vurgulana-
rak. snası dalgalanmalardan
etkilenmemesi ıçın bu kurum-
lara özen göstenlmesı gerek-
tifeine dikkat çekildi.
"Açıklamada. TÜBİTAK ve
TÜBA'nın Başbakan'a bağlı.
ancak tüzel kışıhğe. ıdari ve
malı özerklığe sahıp. kural
olaraközel hukuk hükümlen-
ne tabı kurumlar olarak ku-
rulduğuna işaret edılerek.
şöyle dendi:
**Özerk bilim kurumlarına
ytjçnıişte yapılan benzeri mü-
Ği haleter. salt bu kurumlarda
d^il ve fakat Türk bilim ya-
şamında giderilmesi mümkün
olmay acak ülkey i geri kalmış-
lığa götürebilecek zararlara
yol açmıştır. Bilim kurumlan.
özerk olmadıklarında. uzun
vadeli bilim politikalan oluş-
turmakta tarafsız, güvenilir.
rutarlı ve saygın olanıaz. ülke-
nin kendilerinden beklediği
görev leri yerine getiremezler.
Özerklik, bilim kurumlannın
olmazsa olmaz koşuludur."
ANIC\RA (Cumhuriyet
Bürosu^ - Kay nak Yay ınları
sahibi Ismet Öğütçü. Prof.
Dr. İlhan Arsel'in "Şeri-
at'tan Kıssa'lar" kitabına
gösterilen şeriatçı tepkileri
protesto ederken. Türk hal-
kını gelişmeler konusunda
dikkatli olmay a çağırdı. İş-
çi Partısi Genel Sekreteri
Mehmet Bedri Gültekjn de.
"Şeriatçı basının saldırısı.
özgiir düşünceli. farklı dün-
ya görüşlerine sahip yurt-
taşlann vaşam hakkına yö-
neliktir" dedi.
Kaynak Yayınlan Sahibi
Öğütçü. kendilerini hedef
gösteren radikal sağ görüş-
lü Akıt eazetesi hakkında
• İlhan Arsel'in. "Şeriat"tan Kıssa'lar" kitabını yayımlayan Kaynak
Yayınevi'nin sahibi Ismet Öğütçü, şeriatçı tepkileri protesto ederken.
Işçi Partisi Genel Sekreteri Mehmet Bedri Gültekin de, "Saldırı
özgür düşünceye, yaşam hakkına yöneliktir" dedi.
İstanbul DGM Başsavcılı-
ğı'na suç duy urusunda bu-
lunmasının ardından kendi-
lerine yönelik saldırıların
arttığını bıldirdi. Öğütçü.
dün yaptığı yazılıaçıklama-
da. "Yayınevımizeveyazan-
mız Arsel'e karşı. yalana ve
tertibedayalı kışkırtmalan-
nı bir haftadır sürdüren şe-
riatçı yay ınlara karşı herke-
si dikkatli olmaya çağınyo-
ruz" dedi.
işmet Öğütçü. dünkü Ak-
it gazetesinde yer alan. Prof.
Dr. Arsel'e yönelik tehdıt
ve küfürlerin bulunduğuya-
zıya dikkat çekerek buıuın
bir suç olduğunu sö\ ledi.
Akit gazetesinde "Kamu-
oyuna" başlıklı yazıda şiı
ıddialara yer verıîdı: "Haf-
talık bir dergide yer alan ve
her şey i ile dışanda olan bu
sapık Prof'un yazdığı kita-
ba dayandınlan tez. tüm in-
sanlarda olduğu gibi bizler-
de de infiale yol açmıştır. İl-
han Arsel adlı sapık Prof. ta-
rafından ya/ılan ve uzun sü-
redir kitapçı ratlarında bu-
lunan kitap. onu vayınlayan
y ay ınev inin ne ilk. ne de son
pisliğidir. Yıllardan beri İs-
lanı ve onun kutsallarına
düşünre özgürlüğü kisvesi
altında küfreden bu kişiler
hakettikleri eezaya uğraya-
caklardır. Bundan kimsenin
kuşkusu olmasın."
İşçi Partısi Genel Sekre-
teri Gültekin de dün yaptı-
ğı yazılı açıklamada. şeriat-
çı basının Prof. Dr. Arsel'in
kitabına karşı yürüttüğü
tahrik ve saldın kampanya-
sını kınadı. Gültekin.
"Kampanya yalan üzerine
inşa edilnıiştir. Kitapfa hiç
kimseye küfür edilmemek-
tedir"dedi. Türkiye'nin bü-
y ük bir tehlikey le karşi kar-
şıya bulunduğunu kayde-
den Gültekin. "Bu tehlike,
özgür düşünceli herkesin,
farklı dünya görüşlerine sa-
hip y urttaşların. değişik
inançları savunanlann ya-
şam hakkına yöneliktir. Bu
tehditancak örgütlü bir nıü-
cadele ile bertaraf edilir"
açıklamasını yaptı.
Türkiye, zorunlu eğitiıııde en geride
E.Mİ.VE K.^PLA.\
A\KARA-Mi!h Eğitim Bakan-
lığı. şeriatçı çevrelerin ımam-hatıp
ortaokulları ve Kuran kurslan konu-
sıındakı baskısı nedeniyle 8 yıllık
zorunlu eğitimin uy gulanma biçimi
üzerinde net bir politika belırleye-
mezken. Türkiye. zorunlu eğitimde
en geri olan 8 ülke arasında yer alı-
yor. Madagaskar. Koiombıya.
Bangladeş. İran. Myanmar. N'epal,
\'ıetnam ve Türkiye dışındakı bütün
ülkelerde zorunlu eğıtım süresi. 6-
12 yıl arasında değışiyor.
Imam-hatıp ortaokullan ve Ku-
ran kurslarının konumu nedeniy le
23 yıldır yaşama geçınlemeyen 8
yıllık zorunlu eğitim konusunda,
15. Millı Eğitim Şûrası'nda alınan
"kesintisiz uygulanması" y önünde-
ki tavsiye kararı. REFAHYOL hü-
kümeti tarafından dikkate alınmadı.
DYP'lı eski Millı ESıtim Bakanı
3 Türk kızmdan biri okula gitmiyor
AıNKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Türkıye'de zo-
runlu eğit»m süresinin 8 yıla çıkartılması tartişılır-
ken. Birleşmiş MİUetler Çocuklara Yardım Fonu
(UNICEF). okula gitme yaşı geldiği halde ilkoku-
la gönderilmeyen kız çocuklannın oranının yüzde
29 olduğunu belirledi. UNICEF. aynı oranının şeri-
at hükümlerine göre yönerilen İran'da yüzde 7'de
kaldığmt da saptadı. UNlCEF'in yayımladiğı
"Uluslann Gelişmesi 19%" raporunun eğitim bö-
lümünde, okula gönderilmeyen kız çocuklann üJ-
kelere göre oranlan yer aldı. Türkiye'nin Kuzey Af-
rika ve Ortadoğu bölümünde gösterildiğı raporda,
kız çocuklannın okula gönderilmeme oranlan şöy-
le sıralandı: "Birteşik Arap Emiriikleri-yüzde 1, Dr-
dün-y üzde 3, Libya-yüzde 4, Tunus-vüzde 5, Iran-
yüztte7,Surij e-yüzde 9, Cezayir-yüzde 9, !\lısır-yüz-
de 18, Irak-yüzde 26. L mroan-yüzde 28. Türkiye-
yüzde 29, Suudi Arabistan-yüzde 43. Fas-yüzde 55,
VemeD-yüzde65." Afrika'da Botsvvana. Asya'da Ja-
ponya ve Singapur. Anıerika kıtasında Küba. Jama-
ika ve ABD ile Avrupa kıtasında Portekiz'de bütün
kız çocuklannın ilkokula gönderildiği belirtildi.
Turhan Tayan, toplumun her kesi-
minden büyük bir katılımla gerçek-
leştırilen şûrada alınan tavsiye ka-
rarlarımn yaşama geçirilmesi konu-
sunda gereken bütün çabaların gös-
terileceğini belirtirken. REFAH-
YOL hükümetinin DYP'li Milli Eği-
tim Bakanı Mehmet Sağlam. 8 yıl-
lık zorunlu eğitimin şûrada kabul
görıneyen "5+3"modeliyleuygula-
nacağını bildirdı.
Eğitim çev releri. bakanlığın deği-
şen tav n nedeniy le yaşanacak tartış-
malarsonucu zorunlu eğitimin uzun
süre yaşama geçırileıneyeceği gö-
rüşünü sav unurken. dünya ülkelerı-
nin zorunlu eğitim sürelennı hızla
arttırdıklanna dikkat çektıler. Milli
Eğıtım Bakanbğı \erilerıne göre.
Türkiye. zorunlu eğitim >üresi en
gerı oian 8 ülke arasında yer alıyor.
Zorunlu eğitim süresı 5 y ıl olan \ld-
dagaskar. Kolombiya. Bangladeş.
İran. Vfvanmar, Nepal. Vıetnam ve
Türkıye'nin dışında bütün düny a ül-
kelerinde bu süre 6 ile 12 yıl arasın-
da değişiyor.
Avrupa Birliği ülkelerinde ıse zo-
runlu eğitim süresi şöyle: "Alman-
va (12).~Belçika (12), Hollanda (11).
îngiltere (II), Fransa (10), İspanya
(10). Avusrurya (9). Danimarka (9).
Finlandiva (9). İrlanda (9). Lüksem-
burg (9). \unanistan (9). İtalya (8).
Portekiz (6)."
"Az gelişmiş ve gebfmekte olan ül-
keler" listesinde göslerılen Asya ve
Afrika ülkelerınderi'15'ınde zorun-
lu eğıtım süresi 8, 13'ünde 9. 5'in-
de 10. 4'ündede 11 yıl olması dik-
kat çekti. Birleşmiş Mılletler Ço-
cuklara \ardnn Fonu (L'MCEF).
okula gıtme yaşı geldığı halde ilko-
kula gönderilmeyen kız çocuklan-
nın oranının yüzde 29 olduğunu be-
lırledı. L'N'fCEF aynı oranın şeriat
hükümlerine göre yönetılen Iran'da
yüzde 7'de kaîdığını da saptadı.
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
Işimiz Zorlaşıyor
Refah Partisi'nin foyası gün geçtikçe meydana çı-
kıyor. Bir gün önce söylediklerinin tam tersini bir gün
sonra söylediklerinde hiç yüzleri kızarmıyor. Bir ba-
kıyorsunuz, en üst perdeden atıp tutuyorlar. Sonra bir
bakıyorsunuz, aynı konuda sesleri solukları çıkmıyor.
Dün söyledikleri ne varsa, bugün onun tersini yapı-
yorlar. Hem de inanılmaz bir pişkinlikle.
Bu hükümete "REFAHYOL" hükümeti demek de
çok zor. Doğru Yol Partisi tam anlamıyla "pısmış"
durumda. Genel başkanlarının, yakasını adaletin elin-
den kurtarmanın dışında hiçbiretkinliği olmuyor. Za-
ten sinirleri de iyiden iyiye zayıfladı. Sözcüklerin an-
lamını karıştırdığı gibi, konuşurken lafları da kanştırı-
yor. Yürekler acısı bir durum...
Erbakan Hoca, böylesine "aslını inkâr" etmesini,
kendi yandaşlanna açıklamakta pek zorlanmıyor.
"Köprüden geçene kadar..." gibisinden masallarla;
"Hele birkadrolaşaltm..." gibisinden avuntularia yan-
daşlarını tatmin ediyor. Zaten şeriatçı basınımız da
aynı şeyleri pompalamakla meşgul. Halkın unutkan-
lıgına güveniyorlar.
Geçenlerde bu kesimin gazetelerinden biri "Çekiç
Güç Tamam Inşallah" diye başlık atmıştı. Başlığı gö-
renler, "Çekiç Güç 'ün varlığını isteyen ve sağlayan"
partinin Refah olduğunu sanacaklar. Başlığın altında-
ki haber de benzer bir doğrultudaydı. Çekiç Güç'ün
uzatılması önerisi, şimdiye dek hep Milli Güvenlik
Kurulu'ndan gelirmiş. Bu kez Hoca uzatma önerisi-
ni yapmış. Böylece "inisiyatif" Hoca'ya geçmiş...
Vallahi "pes". Buifadeveanlayışakargalarbilegü-
ler. Ama adamlar, yandaşlarını kandırabileceklerini
umut ediyorlar. Acaba haklılar mı?..
Gene şeriatçı kesimin bir gazetesinde, bir Refahlı
milletvekili, "Erbakan Hoca ordudan irtica nedeniy-
le 13 subayın atılmasına imza vermemiş, tam tersi-
ne irtica ile ilgili 160 dosyanın gündeme sokulması-
nı engellemiştir" diyordu. Böylece hem irticanın bir
"suç" olmadığını, hem de Hoca'nın bu konuda hiz-
metleri olduğunu yutturmaya çalışıyordu...
Acaba yutturabildi mi?
Aslında gazetelerde her gün okuduğunuz ve sinir-
lendiğiniz şeyleri boşuna yinelemek amacında degi-
lim. Bu tür sayısız örneği her gün yaşıyoruz ve kor-
karım yaşamaya devam edeceğiz. Ve bunlann foya-
sı her gün biraz daha açığa çıkacak.
Kimi arkadaşlarım, "Refahlı seçmen bunlardan et-
kilenmez, yapılan tüm mantıksız açıklamalan doğru
kabul eder" diyorlar. Ben öyle düşünmüyorum. Re-
fah Partisi'nin ıdeolojik oyları, yüzde 6-7 civarında-
dır. Bunlar ne söylenirse inanırlar. Çünkü inanmak is-
terler. Fakat Refah'a oy veren insanlann büyük bir kıs-
mı, bir islam şeriatı istediklerinden değil, bambaşka
nedenlerle oy vermişlerdir.
Bu nedenler arasında; daha iyi bir iş umudu, enf-
lasyonun sona erdirilmesi beklentisi, adam yerine
konma arzusu, daha iyi sağlık hizmetı, daha iyi eği-
tim hizmeti talepleri vardır. Ve bunları bulamadıklan
zaman akılları başlarına gelecektir. Refah Partisi,
1994 yerel seçimlerine kadar yüzde 10'ların altında
dolaşıyordu. Üç yılda mı "şeriatçı" oldu milyonlarca
insan?
Fakat Refah, DYP'nin pısırıklığından da sonuna
kadar yararlanarak, onartması güç yaralar açmakta-
dır. Hem ekonomtk alanda, hem de dış politikada diz-
ginler Refahlıların ellerindedir. Malezya'daki kadın
konferansına, TBMM'nin seçtiği üyelerın yerine ken-
di yandaşlarından oluşan bir heyet gönderebilecek
kadar gözü kararmış ve yasa saygısı kalmamış bir
kadronun, frenlenememesı durumunda neleri karış-
tırabileceğini düşündüğüm zaman, doğrusu büyük
endişe duyuyorum.
PKK ile barış masasına oturma konusundaki giri-
şımleri, ya da böyle bir girişimin söylentisi de tüyler
ürpertıci bir tutumdur. Kimi "süperzekâlı" köşe ya-
zarlarının hararetle destekledikleri bu tür girişimlerin
söylentisi bıle karşımızdaki insanlara güç ve moral ve-
rir.
Geçenlerde Kadri Gürselın. "Dağdakiler" (Ba-
gok'tan Gabar'a 26 Gün) başlıklı kitabını okudum.
Gazeteci olan bu arkadaş, bölgede PKK'lılar tarafın-
dan kaç/nlmış ve 26 gün birlikte dolaştınidıktan son-
ra serbest bırakılmış. Çok ılginç gözlemleri var. Kimi
bölümlerini okurken çok sinirlendım, kimi bölümleri-
ni okurken memnun oldum. Eminim PKK sempati-
zanları benim sinirlendiğim yerlerde memnun olmuş,
memnun olduğum yerlerde sinirlenmişlerdir...
Bu kitapta en çok ilgimi çeken noktalardan biri,
PKK ile birlikte çarpışan Suriye kökenli Kürtler oldu.
Yahu eğer Kürdistan uğruna savaşılacaksa, bu Su-
riyeli insanlar neden acaba kendi ülkelerindeki bas-
kı rejimine karşı değil de, Türkiye'deki iyi-kötü de-
mokratik rejime karşı savaşıyorlar? Acaba Suriye'de-
ki Kürt kökenli Suriyelilerin durumu, Türkiye'deki Kürt
kökenli vatandaşlarımızdan daha mı iyi? Demokra-
tik haklannı daha mı iyi kullanıyorlar? Kimliklerini da-
ha mı rahat ön plana çıkarıyorlar? Gerçekten merak
ettim...
Sonra düşündüm, acaba Kürt kökenli Suriyeliler bir
örgüt kurarak Suriye ordusuna karşı savaşa tutuşsa-
lar ve sonra gelip Şam'da bir gösteri yapmaya, ya da
"demokratik haklan" için bir yürüyüş yapmaya yel-
tenseler, halleri nice olurdu? Bugün Türkiye'yi en ağır
biçimlerde mahkûm eden "Batı medyası "nın tutumu
acaba nasıl olurdu? C. Roth acaba Şam'da bir"/rt/-
bat bürosu" açabilir miydi?
Bir yandan bunları düşünürken, bir yandan bölge-
deki MHPörgütlenmesini, biryandan Refahlıların so-
rumsuzluğunu düşününce iyice canım sıkılıyor. Re-
fah iktidan, Refah balonunu söndürüyor ama, yapı-
lan hataları tamir etmek gitgide zorlaşıyor. Bakalım
bu sorumsuzluklar nereye kadar sürecek...
OYS sonuçlan
bugün açıklanıyor
ANK.ARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Öğrenci Seçme
ve Yerleştirme Merkezı
(ÖSYM). Öğrenci Yerleş-
tirme Sınavı (ÖYS) sonuç-
larını bugün açıklayacak.
Öğrenciler. sonuçlan "Sı-
na\
r
Sonuç Gazetesi". Inter-
net ve 900lü telefonlardan
öğrenebilecekler.
ÖSYM. 23 haziran günü
gerçekleştirilen 949 bin
752 adayın katıldığı ÖYS
sonuçlannı bugün açıklı-
yor.
Aday lar. yerleştirildikle-
ri y ükseköğretim kurumla-
rını. Gazeteciler Cemiye-
ti'nce bugün çikarılacak
"Suıav Sonuç Gazetesi". In-
ternet ve 900'lü telefonlar-
dan öğrenebilecekler.
Sınav sonuçlarına göre.
Açıköğretim Fakültesi ve 2
yıllık önlisans proeramla-
nna 647 bin 279.4yıllık fa-
kültelere 129 bin 999, özel
yetenekjsınavıvla alınan
böliinmfye 12 bin 542 ol-
mak ümPkoplam 789 bin
820 öğrencinin yükseköğ-
retim kurumlannayerleşti-
nlmesi bekleniyor.
Internet adresi ve 900'lü
telefon numaralan şöyle:
"900 909 1000. 900 910
1000,http://oys.metu.edu.tr,
finger (a oy s.metu.edu.tr"