Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 1 AĞUSTOS 1996 PERŞEMBE
14 KULTUR
1930'lu yıllann Hollywood sinemasmın önde gelen sanatçılanndan Claudette Colbert 92 yaşmda öldü
HoflywoocPdan bir yıldız kaydı...
Kültür Servisi- 1930'lu yıllardaHolly-
vvood'un büyük yıldızlanndan biri olan
Oscarlı sanatçı Claudette Colbert, salı
günii Barbados'ta yaşama gözlerini
yumdu. 30 > ıldır yaşamını Karayip Ada-
îannda sürdüren Colbert. 92 yaşınday-
dı. Ünlü sanatçı. 1993 yılında geçirdiği
kalp krizinin ardından sağlığına tam ola-
rak kavuşamamıştı. Lyndhurst Cenaze
Şirketi'nden yapılan bıraçıklamaya gö-
re, Claudette Colbert Barbados'un batı
sahillerindeki evinde "huzurlu" bir
ölümle yaşama \eda etti.
1934 yıhnda başrollenni ClarkGaMe
ile paylaştığı "It Happened One Night"
(BirGecede Oldu...) filmındeki perfor-
mansıyla Oscar kazanan Claudette Col-
bert. o yıllarda bir güldürü filmiyle Os-
car'a değer göriilen tek tük kadın sanat-
çıdan biri olmuştu. Hollyvvood'un kla-
sikleri arasına gıren "It Happened One
Night". yönetmeni FrankCapra ile baş-
rol erkek oyuncusu Clark Gable'a da bi-
rer Oscar getirmişti.
Amerikan sinemasının ilk dönem ses-
sız filmlennden bınnde sinema dünya-
sına giren Claudette Colbert, güldürü
filmlerindekı performansıyla ön plana
çıkmasına karşın daha ciddi rollerle de
oyunculuğunu kanıtlamış. 1932 yıhnda
yönetmenlığini Cecıl B. DeMille'in üst-
lendiği iki filmde. "The Sign of the
Cross"da başrol oynamış-. 1934'te "Cle-
opatra'''daki rolüyle büyük övgü kazan-
mıştı.
1950 tanhlı "AII About EveTilmiyle
eline büyük bir fırsat geçıren Claudette
Colbert, o dönemde belinden rahatsız-
lanması nedeniyle bu filmdeki rolü Bet-
te Davis'e kaptırmıştı... Colbert'in şöh-
reti. 1960'h yıllarda •paslanmaya' başla-
dı Ancak ünlü oyuncu. her zaman eleş-
tirmenlerin gözdesi olmayı sürdürdü. Si-
nemanın yanı sıra tiyatroda da oynayan
Colbert, en son 1987 yılında bir turne
kapsamında Rex Harrison ile birlikte
Londra. New York. San Francisco, Los
Angeles \e Avustralya'da "Aren't We
AJJ?" oyununda sahneye çıkmıştı.
Hollyuood tarihine güldürü filmleri-
nin unutulmaz kraliçesi olarak geçen
Claudette Colbert. 1903 yılında Paris'te
dünyaya gelmişti. Ailesi. Claudette beş
yaşındayken Amerika'ya göç etmiş,
Ne\v York'a yerleşmişti. Colbert, bundan
sonra yaşamını Nevv York ve Barba-
dos'ta geçirdi. Ailesinin Fransız gele-
neklerıne her zaman başkaldıran Col-
bert, NVashington'daki IrvingHigh Scho-
ol'da sanat eğitimı görnıüş. o yıllarda
Shakespeare'in "As \bu Like Ifoyunun-
da rol almıştı. 1927 yılında bir tiyatro
oyununda görüp beğendiği Norman Fos-
Claudette Colbert, 1934
yılında Oscar kazandığı
"
u
Bir Gecede Oldu" (altta) ve
büyük begeni kazandığı
"Cleopatra" (>anda)
fdmlerinde.
0 yıldır yaşamını sürdürdüğü
Barbados'ta yaşama veda eden
ünlü sinema sanatçısı Claudette
Colbert, 1934 yılında kazandığı
Oscar'la Hollyvvood'un en çok aranan
kadın oyunculan arasına girmiş,
güldürü filmlerinde unutulmaz
performanslar sergilemişti.
ter ile ev lenen Colbert' in sinema kariye-
rinedeoyıl başladı: "FortheLoveofMi-
ke" (Mike'ın Aşkına) adlı sessiz filmde
rol alan Colbert. bu ilk deneyiminden
sonra hoşnut kalmayarak bir daha asla
film çevırmeyeceğıne yemin ettiyse de
kısa bir süre sonra Paramount Film Şir-
keti'nden gelen birteklifi geri çevireme-
di. tlkbaşarılı çıkışını DeMille'in 1932
tarihli "The Sign of the Cross" filminde
canlandırdığı kötükalpli kadın rolüyle
elde eden Colbert, iki yıl sonra çevirdi-
ğı "Cleopatra" ile artık Hollywood'un
aranan kadın sanatçılan arasına girmiş-
ti. Aynı >ıl Foster'dan boşandı, 1936 yı-
lında Joel Pressman ile evlendi. Sanatçı-
nın bu evliliği de Pressman'ın 1968 yı-
lındaki ölümüne dek siirdü.
Sinema tarihçısı Jeanine Basinger. sa-
natçıyla ilgili olarak "Colbert'in kadın
hayranlan çoğunluktaydı. Zarif bir ka-
dındı. Akıllı>dı. Asla aptal kadın rolle-
rinde görünmedi. Her zaman içinde bu-
lunduğu durumun üstesinden gelebile-
cek, kontrolü elinde tutan kadın rolleri-
ne çıktı. Güldürü sanatçısı>dı ama ka-
dınsılığını asla gö/ardı edemezdiniz" dı-
yor.
En parlak dönemi 1930'lar
1930 yılında özellıkle ikidil konuştu-
ğu için "The BigPond" (Film, Ingilizce
ve Fransızca olarak piyasaya sunulmuş-
tu) filminde başrol üstlenen Claudette
Colbert'in bu fılmindeki rol arkadaşı
Maurice Che\alier. onunla ilgili olarak
"Yetenekli, sevimli, çok iyi bir komed-
>en"demişti. 1933 yılında Noel Co-
ward"ın yazdığı "Tonight isOurs" (Bu
Gece Bızim) filminde oynayan Colbert,
bu filmın ardından Paramount ile tartış-
mış, daha küçük stüdyolarda çalışmaya
başlamıştı.
1940 yılında o güne dek bir oyuncu
için görülmemiş birteklifi reddetti: Pa-
ramount'un yıllık 200 bin dolar maaşı-
na burun kıvıran Colbert, serbest çalışa-
rak daha çok para kazanabileceğini söy -
ledi. söyl'ediöini de cerçekleştirdi.
1950li yıllarda "Three Came Home",
"TheSecret Fury" gibi dramatik filmler-
de rol alan Colbert'in 1958 yılında rol al-
dığı Broadvsay oyunu "The Marriage-
Go-Round". Colbert'in sayesinde 450
gösteri gerçekleştirdi.
" Colbert ıçın 1960'h yıllar. artık eski
şöhretini koruyamadığı ve kolay kolay iş
bulamadığı bir dönem oldu. O dönemde
gerçekleştırdiği bir film "TheTwo Mrs.
Grenvilles" ile Colbert, bir kez daha si-
nema eleştirmenlerinin övgü dolu yazı-
lanna konu oldu.
Zor oyuncu...
Claudette Colbert, güldürü fılmlenn-
deki unutulmaz performanslannın yanı
sıra sinema setlerinde çıkardığı zorluk-
larla da nam salmıştı! Isteklerı tükenme-
yen. katı kurallan olan bir sanatçıydı.
"Cleopatra" filminin setinde yaşanan
"vılansorumTnu sinema tarihçisi Jeani-
ne Basinger anlatıyor:
"Cleopatra'nın bir yılan tarafindan so-
kulup öldürüldüğü son sahnede, yılanı
yanına yaklaştırmav ı reddetti. Onu ikna
edebilniek için yönetmen DtMille daha
küçük bir vılan bulacağına söz verdi.
Gerçekte kullanacağımız \ ılandan daha
büyük bir \ ılan bulup. onu gösterdi Cla-
udette'e. Sonra yine büdiğini okudu..."
Colbert'in ilgınç kurallarından bın de
kameranın kendısını yalnızca sağ profı-
linden çekmesiydı...
Kimi zaman. bir film seti Colbert'in
bu istegini yerine getırebılmek için onun
sağ tarafma göre ayarlanıyordu. Gençli-
ğınde sporyaparken iki kez burnunu kır-
mış olan Colbert'in bu ısteğı. aslında
burnundaki küçük bombenin görünme-
sini engellemeye çalışmas\ndan kaynak-
lanıyordu!
Colbert, bir kere yıldız olduktan son-
ra kurallarından asla şaşmadı. Akşam
üzen saat beşten sonra çalışma> ı redde-
den ünlü oyuncu. her filmden sonra film-
de kullandığı giysılerın kendisıne veril-
mesini öngören bir maddeyi de kontrat-
lanna eklemişti.
Gazetecilenn de işi zordu Colbert'le.
Söyleşi ısteklerine çok nadır olumlu ya-
nıt venrdı 1987 yılında kendısınden ya-
şamının bir özetını isteyen gazeteciye
şöyle vanıt vermıştı sanatçı: "Az önce
bir film bitirdim. Sonra yüzmeye gittim.
Mutlu bir e\ liliğim oldu... Hayat nedir
ki?" Bu yıl nısan ayında V'anıty Fairder-
gisinde yaptığı söyleşıde ise en önemli
başansı sorulmuştu.
Colbert'in yanıtı yine kısa olmuş:
"Oscar'ım... Va da 92 yaşında hâlâ bura-
larda oJmam..."
'Ecevit 'in
şairliği'
tartışması...
Kültür Senisi- Bir kaç gündür basında
çıkan "DSPGenel Başkanı Bülent
Ecevit'in Edebivatçılar Derneği tarafindan
şairtikten azledilmesi" konusundaki
haberlere karşılık DSP ll Yönetim Kurulu
ÜycM Mehmet Y'üceer yazılı bir
açıklamada bulundu.
Merkezı Ankara'da bulunan EdebiyatçılaT
Derneği. 27 07 1996 tarihinde yaptığı bir
yazılı açıklama ile Bülent Ecevit'in
siyasal olaylar karşısında bir şairden
beklenen duyarlılığı göstermediği
düşüncesiyle neden şair olamayacağına
dair gerekçelerini bildirmişti. Metinde yer
aldıgı üzere Ecevit'in "Sıvas'ta37kişinin
topluöldürümüne maşalık yapanlann
avukatlığına soyunan Adalet Bakanı'nın
söylemine katılarak insan ömrünün
kutsallığını hiçe savması. toplumsal
sonınlann dağ gibi Mgıldığı bir dönemde
çekınser sözcügünü uvdurarak. bütün
bunlardan çekindığım topluma
duyurması" nı örnek göstererek. şair
olamayacağını bıldiren Edebiyatçılar
Derneği. "De\let otoritesini ivedilikle
kurmak adına hapishaneye düzenienecek
operasyontan sa\ unduğunu iddia ettikleri
Ecevit'in. hükümetteyken
Kahramanmaraş ve Çorum olav lanna
sevirci kaldığını, iki bakanmın Yüce
Divan'da \ argılanmasına rağmen bugün
güçlü iradesi ve temiz kimliğiyle
övünmesini" örnek göstererek Ecevit'ten
şair olarak bahsedilemeyeceğini belirttiler.
'Buna halk karar verir'
Konuyla ilgili olarak yazılı bir açıklamada
bulunan DSP ll Yönetim Kurulu Üyesi
Mustafa ^ üceer ise parlamentoya girdiği
1957 yılından bu yana Ecevit'in her
zaman demokrasiden yana tavır koyarak,
ınsan haklannın yerleşmesi için mücadele
verdi&ini belirttı. "Şevket Kazan'la avıu
çizgiye düşmediğinin canlı örnekleri orta
verdedir. 27 \lart 1994 Verel
Seçimlerinden bu yana Refah Partisi'ne
karşı vermiş okluğu mücadelevi herkes
biür" diyen Yüceer. açıklamasında,
Ecev it'in şair olup olmadığına ancak
halkın karar verebileceğine dikkati
çekerek. "Sayın Ecevit şiirleriyle halkının
özgür olmasını, emeğe savgıyı, insan
haklannı kısaca insan olrnanuı gereğini
«apmıştır. Bu değerler dümanın kabul
ettiği evrensel değerlerdir. Evrensel
değerleri savunan insanların haklılığına
tarih karar verir, kişiler değiL" dedi.
Konuyla ilgili olarak göriişlerinı bildiren
Edebiyatçılar Derneği Genel Sekreteri
Hüseyin Atabaş ise, derneğin yaptığı bu
açıklamanın bir azletme olmadığını
>öyle>erek. "bir insanın şair olabilmesi
için herşeyden önce insanların yaşamlannı
ciddiye alması lazım. Ecevit'in görüşleri ne
olursa olsun insanların ölümüne
gözyumması yanlıştır" dedi.
Yeııiden yazmayı bekliyor, ödemle
Kültür Senisi - Geçen hafta pazartesı gü-
nü geçirdiği trafik kazası nedeniyle agırya-
ralanan ve voğun bakıma alınan ünlü yazar
Adalet Agaoğlu bugün bir sınav daha veri-
yor. Kazj sonucunda başından. göğsünden
ve sağ bacağından yaralanan Ağaoğlu'nun
göğsündekı kanama sona erdı. Şışlı Etfal
Hastanesı doktorlan. Ağaoğlu'nun kırılan
kabuışalarının ise zamanla iv ileşeceğını bıl-
dırıyorlar.
Agaoğlu, beynındekı kanamanın durma-
sı ve bılıncının tamamen açılması sayesin-
de bugün sağ bacağındakı kınk nedeniyle
ameli>at olabılecek. Sabah saatlerinde ger-
çekleşecekve yaklaşık ıkı saat sürecek ame-
lıyat ıçın Ağaoğlu'nun öncelikle narkoz ala-
bilecek konuma gelmesi bekleniyordu.
Bilıncı tamamen yenne gelen yazar ken-
disıne vazılan notlan ve kendısı hakkında
yazılan yazılan merak edıyor. Ancak dok-
torlan kendisinı yormaması için henüz oku-
masına Lzın vermıvorlar. Yazann eşı Halim
Agaoğlu. "Adalet benden özellikle Cumhu-
rivet'te kendisi hakkında çıkan vazılan sak-
lamamı istiyor" dedi. Adalet Agaoğlu ame-
lıyattan sonra önümüzdeki pazartesi günü-
ne dek yoğun bakımda kalacak. Ünlü yazar.
pazartesı gününden sonra kendisine aynlan
özel odada zıv aretçılennı kabul edebıİecek.
Isveç'te gençler müzikle coştu
GÜRHAN LÇKAN
STOCKHOLM - Geçen hafta sonu
Isveçli müzikseverler için
gerçekten görkemli bir şölen
gibiydi. Göteborg'da "tlç
Tenor"operaseverleri mutlu
ederken. Stockholm'de de
"Lollipop" festivalinde gençler
çılgınca eğlendiler. Bu festivalin
doruk noktasını, konsere 15 dakika
geç gelip 45 dakika geç bıtıren Bob
Djlanoİuşturdu.
"Uç Tenor". yanı Placido Domingo,
Luciano Pavarotti ve Jose Carreras,
cumartesi gecesi, Göteborg'un 40
bin kişilik Ullevi Stadyumu'nu
dolduramadı: ama. boş yerlerin
sayısı da oldukça azdı. Uç ünlü
sanatçı. ilk kez 1990"da Roma'daki
Dünya Futbol Şampiyonası
sırasında birlikte sahneye
çikmışlardı. Göteborg'daki
konserde. James Levine
yönetimindekı "Filharmonia
Orchestra" tenorlara eşlik etti.
Havanın serin ve rüzgârlı olması.
stadyumdaki ses kalitesini olumsuz
etkıledi. Akustik de titiz
müzıkseverleri hoşnut etmekten
uzaktı. Pavarotti'nin "Nessun
Dorma"sı ve Domıngo'nun "E
lucevan k steUe"si, ısınmak için
zıpla>an izleyicileri ısındırdı İki
buçuk saatlik konserin en çok
alkışlanan şarkısı ise. Pavarotti'nin
klasiği "OSole Mio" idi. Jose
Carreras, ses bakımından öbür iki
tenordan biraz geri kalıyordu; ama.
• "All Along the
Watchtower", "Maggie's
Farm" ve "Tombstone
Blues". Bob Dylan
konserinin son bölümünün
en çok beğenilen
parçalanndandı. Konser
süresince, birkaç kez, o da
kısa süre için mızıka çaldı;
buna karşılık, her olanakta
gitanyla solo geçti.
son derece istekli olarak \e
kendisinden bir şeyler katarak şarkı
söylemesi büyük beğeni kazandı.
Stockholm'ün dış^emtlerınden
Tullinge'de yapılan ve iki gun
süren "Lollipop FestfvaM".
gençlerin şöleni. Yalnızca ikinci
kez yapılıyorolmasına karşın. ünlü
yıldızlann ilgısini çekti. Giriş
ücreti olan 500 kron (6.5 milyon
lıra) bırçok genç için büyük
paraydı: ama. bir yerlerden kısıldı
vc on binler halınde konser
bölgesıne gelindi. Açık havada
kurulan üç ayn sahnenın önündeki
çimlere vayılan gençler. bol bol
bira içtiler ve yan ya da tüm çıplak
halde biraz ilerdeki havuza
atladılar. Uzun süredır kötü
giderken geçen hafta sonu düzelen
hava, gençlerin ıslak ve çıplak
olarak fazla üşümemelerını sağladı.
Cuma gününün en ılgi çekici
adları. Kylie Mingoue, Bob Hund
\e en gençlerin gözdesi Nick Cave
and the Bad Seeds idı. Nick Cave,
baladlardan oluşan son albümü
"Murder Balldas" ile büyük ilgi
toplamıştı. Minogue ile yaptığı
düet, belkı müzık olarak kusursuz
değildi: ama. günün en ilgi çeken
gösterisıydi. Isveç'in kendi
"rapçisi" Leila K, "Manic Panic"
adlı CD'sinden parçalar sundu.
Leila K, Naneh Cherry ile birlikte.
bu ülkenın diş ülkelere ıhraç ettiği
en önemli kadın sanatçılann
başında geliyor.
Cuma gününün repertuvan.
Amerikan ağırlıklıydı. Bunlar
arasmda en ilgi görenlerden
bazılan şunlardı: Beck David
Campbell (Los Angeles), Maria
McKee (Los Angeles). dört genç
kızdan oluşan Londra bandı Flufij',
Rappçı Pharcyde (Los Angeles) ve
"technocu" Underworld.
Gelecek dendi. gelmeyecek dendi
ve sonunda Bob Dylan. 15
dakikacık bir rötarla geldi. Ortam
hoşuna gitmiş olacak ki, süresi
dolduğu halde. kırk beş dakika
daha sahnede kaldı. Her zamanki
gibi, şarkılannı dilediği gibi
yorumladı. Uzattı, kısalttı. ek solo
koydu... "Tangled up in Blue" on
iki. "A Hard Rain's Gonna Fall" on
dakikayı buldu. Bob Dylan'a. dört
olgun erkekten oluşan bir band
eşlik ediyordu. Defalarca
izleyicileri. bandı alkışlamaya
davet etti.
IŞILDAKVEYELPAZE
ATİLLA BİRKİYE
Masa da Masaymış ha
Yaşadığınız şehirden uzak kaldığınızda, kısa sü-
re de olsa, eve dönüşte ister istemez özlediğiniz
yerlerin, nesnelerin olduğunu fark ediyorsunuz.
Daha önce özlemiş olduğunuzu duyumsamamış-
sanız da. o yerleri ya da nesnelerı gördüğünüzde
birdenbire bir özlem duygusu bedeninizi sarıveri-
yor.
Kuşkusuz ki bu, sizin o nesneye ya dayerle olan
ilişkinize bağlı bir durum.
Evden uzaklarda kaldığımda en çok masamı öz-
lerim. Belki uzaklardayken aklıma gelmez; ama,
anahtarı çevirip evin içine girdiğımde, masamla
yüz yüze geldigimde "Ah ne kadar da özlemişim"
sözcükleri mırıltıyla dudaklarımdan dökülüverir.
(Masadan söz edince ister istemez insan Enis
Batur'u anımsıyor.)
Yazılarımı yazdığım masamın, yani masam dıye
tanımladığım ve günün, yaşamımın büyük bir kıs-
mının geçtiği yerle tanışıklığım yaklaşık otuz beş yıl
önceye uzanır.
Bankanın üzerindeki evden babamın yanına gü-
nün içinde kaçtığımda, henüz okula başlamamış-
tım. Bir kenarda sanki unutulmuş gibi duran bir ma-
sada önüme konan bir kâğıt ve kalemle küçük bir
mesai süresi geçırirdim.
Beş altı yıl sonra (bunu tam anımsamıyorum,
1966 ya da 67 olmalı; ben 67'yi seçtim; önümüz-
deki yıl masamın otuzuncu çalışma yılını kutlaya-
cağım) masa eve geldi ve artık benim "mülkiye-
tim "deydi.
O tarihten bu tarihe kadar sınavlanm, aşklarım,
şiirlerim, romanlarım, kardeşlerimle kıran kırana
geçen o muhteşem para maçları; yazılarım, ke-
derlerim, acılarım hep bu masanın üzerinde oluş-
tu. Yaşandı.
Önceleri kurşun kalemle başlayan karalama se-
rüveni, uzun bir evreden sonra daktilo ara basa-
mağını aşarak (bir iki daktilo eskidi), bilgisayar tek-
nolojisine kadar geldi.
Her ne kadar bilgısayan tam kapasıte kullanma
becerisıni gösteremiyorsam da; doğrusu masa-
mın tamamını kullanabiliyorum...
Kendi masanızın dışında, bir şekliyle sahiplen-
diğiniz çeşitli yerlerdekı masalar da vardır. Bunlar
ortak masalardır; o masalar başkalarıyla birlikte
paylaşılır. Yine de bazılan sızin masalarınızdır.
Orneğın sık sık gittiğiniz bir lokantadakı, bir mey-
hanedeki, bir bardaki, bir kafedeki, bir kahvedeki,
belki bir kütüphanedekı masalardır bunlar.
Bir de masalara karşı tutkusu olanların yanı sıra
masalardan korkan. masaların varlığından çekinen
ve ürken birileri daha vardır.
Özellikle şimdıki belediyeler masalardan korkan
bir belediyedir. Beyoğlu Beledıyesi bunun tarihe
geçecek tipik örneğidir. Yazın sıcak günlerinde,
içerde tıkılmak yenne dışarda oturmayı ne yazık ki
seçemeyeceksiniz.
Ustelik bu durum Istiklal Caddesi'nde tam HA-
BITAT arefesinde güvenlik bahane edilerek uygu-
landı. Temmuzu bitirdik, ama masaiara hâlâ izin yok
ve hâlâ içerde terlemek, kalp krizi eşiğine, çıldırma
eşiğine gelmekle meşgulüz.
Belli, bu yaz masalardan yoksul kalacağız: dışa-
rıya atılan, çeşitli renkli masalardan; kırmızı, yeşil,
mavi masalar...
Bir zamanlar bir başbakanımız, özel radyo ve te-
levizyonlar kapatıldığında, çocuklanmızın radyosu-
nu geri istiyordu. Şimdı bizler masalarımızı iste-
sek; bu devlet büyüğümüz acaba bizleri destekler
mı?
Sorunun çözümü aslında kolay! Oturmayın, iç-
meyin, yemeyin! Gıdin evinize oturun! Dışarda işı-
niz ne? Yöneticilerin yeni yeni güzellıkler yaratmak
için uğraşacakları yerde, var olan güzelliklerı yok
etmelerine ne denir bilemiyorum?
•
Anlaşılan biz evimizdeki masayla idareedeceğiz.
Bu masa söyleşisini, ara sıra dönmek umuduyla,
Edip Cansever'in, "Masa da Masaymış ha" şiirı-
nin son dörtlüğüyle noktalayalım:
Masa da masaymış ha
Bana mısın demedi bu kadar yüke
Bir iki sallandı durdu
Adam ha babam koyuyordu
'Kııthı Adalı' anısına karikatür
yarışması
Kültür Servisi- Kıbns Türk Gazeteciler Derneği, Mez-
Koop Bankası. Ada-m Yayıncılık ve Yenidüzen
Gazetesi'nin katkılanyla Kutlu Adalı anısına. 'faili
meçhul' konulu bir karikatür yanşması düzenliyor.
Amatör ve profesyonel bütün katıİımcılara açık olan
yanşmanın ön koşulu eserlerin en az 30X25cm, en
fazla 40X30cm ölçülerinde, çerçevesiz. paspartusuz
ve siyah beyaz olması. Eserler en geç 25 Ağustos
1996 tanhıne kadar Uluslararası Karikatür Yayınlan
Merkezı, PK: 643 Lefkoşa-Kuzey Kıbns adresıne
gönderilebilıyor. Her katılımcının en fazla üç eserle
katılabileceği yanşmanın sonuçlan 28 Ağustos 1996
tarihinde açıklanacak: ödül töreni ve sergı ise 1 Eylül
1996 tarihinde Lefkoşa'da gerçekleşecek.
'Avrupa Hlmleri Festivali', ikinci
kez sinemaseverlerle buluşuyon
ANK\RA(ANKA)-Avrupa filmlerinın en seçkin
örneklerinin yeraldığı 'Avrupa Filmleri Festivali',
kasım ayında ikinci kez sinemaseverlerle buluşuyor.
Festival 26 Kasım-22 Aralık tarihlerı arasında Ankara.
Izmir. Bursa ve Eskişehır'i dolaşacak.
"7. Sanat Derneğf tarafindan geçen yıl ilk kez
düzenlenen "Avrupa Filmleri Gezici Festıvali'nin
ikıncısi. 26 Kasım-1 Aralık arasında lzmır. 10-15
Aralık arasında Bursa ve 17-22 Aralık tarihleri
arasında da Eskişehir'de sinemaseverlerle buluşacak.
Festival, yanşmasız ve yalnızca gösteri bölümlerinden
oluşuyor. \
DÜZELTME
15. sayfamızda dün Amhet Say ımzasıyla yayımlanan
"Festivaller üreten bir fabrıka" başlıklı yazıda. son
paragraftan önce "Bılkent Anadolu Festivali" şeklinde
bir arabaşlığın çıkmaması üzenne. son paragrafına dek
Uluslararası Istanbul Müzik Festivallen'nden söz eden
yazı. yanlış anlaşılmalara neden oJmuştur. Düzeltir.
özür dileriz.
14. sayfamızda dün ver alan Necmi Sönmez imzalı
yazının resimaltında Genevıeve Cadieux, "Fransız
sanatçı" olarak anılmıştır. doğrusu "Kanadalı sanatçı"
olacaktır, düzeltir, özür dileriz.