23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 1 AĞUSTOS 1996 PERŞEMBE 12 DIZIYAZI Başkan Bülent Ecevit RP ile başa çıkacak tek partinin DSP olduğunu partisinin üye sayısını bilmediğini, ancak bunun daçok önemli olmadığını söyledi "DSP 'de, hukuk ve demokrasi yokSP'nin kuruluşundan bu yana "tekadam". "aile partisi" \ e "vefa" kavgalan gündemden düşmedi. Zaman zaman sesıni yükseltenler de hemen dışlandı. Grup Başkanvekilı, Ankara Mılletvekılı Prof. Dr. MümtazSoysarın örgütlenme anlayişı ile ilgıli görüşleri yönetimi rahatsız etti. DSP Parti Meclisi'nin hafta başında yaptığı toplantıda. Soysal örgütlenme konusundaki görüşlerini aktannca. Genel Başkan Yardımcısı Rahşan Ece\it "Soysal'da bilgi eksikliği var" diyerek karşı çıktı. CHP'de Genel Sekreter olarak görev yapan, daha sonra da DSP'ye geçen Ertuğrul Günay şu anda her iki partiye de eşit mesafede. Günay, DSP'nın örgütlenme modeli ile ilgili gözlemlerini de şöyle anlatıvor: "Birçok yerde atama örgütler var. Günlük işleri takip eden bir Merkez Yûrütme Kurulu yok. Bütün işleri Rahşan Ecev it ile Genel Sayman Yaşar Mengi >ürûtüyor. Beğenmedikleri il örgütünü geceyansı telefonla alıyorlar. Hiçbir yetkili kurulda bunun için karar alınmıyor. 6 ayda bir üye yenileniyor. İlçelerde ü\e savısını 149'da tutup delege seçtirnıiyorlar. Kendilerinin beliıiediği ü>elerle kongre \apıyorlar. Kurultay da, sürekli uvarıdan sonra vapıuyor. Kurulta>da da sadece lider konuşuvor, alkışlanıvor. Fevkalade totaliter bir yapı. DSP'de hukuk yok, demokrasi yok. ANAP Ka\aklıkö\ Beledhe Meclis üyesi iken DSP'ye müracaat eden Cahit Doğan İstanbul'da 6. sıradan aday gösterildi. A>iu kişi, Ankara Milletvekili Uluç Gürkan. MHP'nin İstanbul 2. bölge 9. sırasından da aday oldu. İki partiye de başvurdu. DSP'de daha ön sırada olduğu için DSP'yi tercih etti, seçime girdi. Güneş Gürseler'in. Ertuğrul Günay'ın önüne konan adam ANAP'u, MHP'ü, DSP'li!" Günay. CHP için ise. "Her şeye rağmen solun tarihsel olarak önem taşıyan partisi, defterden silinmesi mümkün değü" değerlendirmesini yapıyor. Ancak Günay; CHP'nin, "tarihsel çizgisinde düzeltmeler yapması ve SHP'ji çağnştıran, akla getiren, devamı olduğu kavgısını yaratacak her türiü davranıştan kaçınması gerektigi" kanısında... TBMM Başkan Vekili, DSP Ankara Milletvekili Uluç Gürkan da. solun bugünkü görünümü ve örgütlenme sorunlannı şöyle değerlendiriyor: "Solun etkisizleşmesi söz konusu. Toplumu yönlendirme gücünü yitirdi. Aslında sol bugune kadar iddialarını gerçekleştirdi. Ister demokratik sol, ister sosval demokrat sol de>in. Marksist olmavan sol, çalışma haklan. süresi, diğer sendikal haklar konularında çok büyük mesafe kaydetti. Solun yeni ileri hedefler koyması lazım. Bugün, örgütlenme} le ilgili olarak tarttştığımız, 12 Eylül'ün davartığı bir örgütlenme ve bu sol bir örgütlenme değil. Bunu genel başkanımız da dile getiriyor. Oyle görmek istiyorum olayı. Anayasa değişikliklerinde, u>um yasalannda rsrar ederken, solun gerçekten sol gibi örgütlenebilmesine önem \eri\or diye algüıyonım. Aslında bi/im örgütlenme modelimizi RP çaldı." 'DSP'yi kişisefleştirınedim' T ü r e v K ö s e SP Genel Başkanı Bülent Ecevit. "DSP'nin aile partisi olduğu" görüşlenne. "Örgütlenmenin başında Rahşan olmasaydı, bu ortamda partiyi ben büe vaşatamazdun" sozlen> le karşı çıkıvor. DSP">i "kişiseHeştirmediğini* \ urgulayan Ecevit. Grup Başkanvekıli Mümtaz Soysalın örgütlenme konusundaki eleştırilerıne katılmadığını da. "Sonradan gelenler kültürümüze kolay uyum sağlayamayabilirler. Bazı şe> leri üzülsek de, kaçuulmaz karşılıyoruz" görüşüyle ortaya koyuyor. RP ile başa çıkacak tek partinin DSP olduğunu. "partisinin üye sayısını bilmediğini, ancak bunun çok önemli olnıadığını" anlatan Ecevit, solun görünüşü ve çıkış yolu önerileriyle ilgili sorulanmıza. şu yanıtlan verdi: - Solun marjinalleştigi. etkisizleştiği yonımlanna katılıyor musunuz? - Genel anlamda sol degil. özellikle demokratik sol anlamda sol degil, ama CHP marjinalleşıyor. Hem de kendi içinde değişik marjinalliklerden oluşan bir marjinaNeşme. Sadece CHP değil, merkez sağ partiler de marjinalleşme tehlikesiyle karşı karşıya. RP. bir yandan marjinalleşmeye dönüşme ile diğer yandan kitle partisi olma arasında bocalıyor. Merkez sağ partiler solun sloganlannı çalıyor. Solun da, artık slogan solculuğu yapmaması gerekiyor. Solun marjinalleşmesini önlemek için bugünkü dünya ve Türkiye koşullannda solun mısyonunun gerçekçi biçimde belirlenmesi gerekir. Solun evvela moda deyişle "küreselleşme*" sürecinin baskılan ile bağımısızlık ve ulusallık arasında denge ve uyum sağlaması gerekir. Sol kendini sloganlardan kurtararak tanımlamalı. Bu >üzden sosyal demokrasinin evrensel ve moral ilkeleri ile. Türkiye'nin ulusal özelliklerini gözönünde tutmak gerekir. Örneğın Türkiye'de ağırlıklı bir köylülük süreci var. Batıdaki sosyal demokrat partilerin köylülükle ilgili politikalan yok. buna gerek de duymamışlar. Türkiye'de sol partiler arasında gerek CHP. gerekse daha marjınal olan partiler köylülük gerçeğine eğilmiyor. Küreselleşme sürecinde pazar ekonomisi ağırlık taşıyor. Ancak "pazar ekonomisi"ne "serbest" sözcüğü ekleniyor. Serbest pazar ekonomisi olunca da, tekellerin, kartellerin güdümüne giriliyor. Türkiye"de sosyal demokrasi. demokratik solun bir önemli işlevi de, demokrasiye geçebilmenın koşulu olarak laiklıği korumak ve güçlendirmek. Laiklik solun tekelinde değil - Sol bu konuda nasıl bir politika izlemeli? - Solun bu konuda kendi politikalannı oluşturması gerekir. Sadece Türkiye'de değil. dünyada dinin siyasallaşması süreci işliyor. Laiklik konusunda da sol, çok dikkatlı politikalar izlemesi gerekir. Laiklik. dindarlıkla çelişmez. Bazı kesimler. genellikle CHP böyle bir izlenim veriyor. Laikliğin solun tekelinde gibi gösterilmesi çok yanlış. Bu, solu çok zayıflatır. CHP. dinci olmayan dındarlan ıncitiyor. DSP, dindar kesimlerden tepki almıyor, oy alıyor. Solun devlet sorununa da çözüm getirmesi gerekiyor. 2 kutuplu dünyada devlet \e merkezi otorite büyük ağırlık taşıyor. Şimdi buna tepki olarak, dev leti çözme, etkisiz lulma, sokaklarda, meydanlarda küçük düşürme eğilimi var. Solun aşın merkeziyetçiliğe kaçmadan devlete yaklaşması gerekir. Etkili ve sevecen bir devlet anlayışı ortaya konmalı. 'CHP yok olsun. demiyorum' - Eski partiniz CHP'ye nasıl bakıyorsunuz? CHP'nin, misvonunu tamamladığı eleştirilerine katılı\or musunuz? - CHP içinde tam bir karmaşa var. Diziniz de bunu sergiliyor. Deniz Baykal'ın tngiltere'de Tonj Blair ile yaptığı görüşmeden sonra ithal ettiği ">eni sol"un ne olduğunu kendi parti üyeleri bile anl§yamamış. Baykal. bir vandan Batı tıpi bir sosyal demokrasi. diğer yandan Güney Kore modeline özeniyor. Güney Kore modelınin bedeli bıliniyor. CHP, bir anlamda tarihsel mısyonunu tamamladı. Ama ben "CHP yok olmalıdır" demiyorum. Bizim ıçimize sindiremediğimiz kesimler var, onlann da bir yuvası olmalı. Geçmişte onlar CHP'yi yok etmeye çalıştılar. Bız böyle düşünmüyoruz. İki ayn parti olarak varlığını sürdürmeli. Simdi kapılan so'nuna kadar açsak CHP darmagınık olur. ama bunu da istemiyoruz. DSP, kapılannı açmıyor diye eleştiriliyor Doğrultu tutarlılığımızı bozmamak koşuluyla kapımız herkese açık. Partiye katılmalar konusunda aşın titiz davrandığımız öne sürülüyor, bir yandan da sizin dizinizde olduğu gibi. sadece laiklik mücadelesi vererek yenilgiye uğratamayız. Bugün. rejimi savunabilme gücü, DYP, ANAP ya da CHP'de yok. RP'nin ülkeyi "Bizdaha iyi yönetiriz'" iddiası ıçın gösterebildiği tek örnek tstanbul. İstanbul Belediye Başkanı'nın o kadar başanlı görünmesinin nedeni. önceki CHP'li belediyenın korkunç başansızlık ve suııstımallendır. Bu kadar büyük başansızlığın arkasından kim gelse. kaçınılmaz olarak daha başarılı görünürdü. Önümüzdeki dönemde. siyaset meydanındaki mücadele de DSP ile RP arasında olacak. 'Sadece laik muhalefet olmaz' - DSP'nin varabileceği oy sınınna vardığı söyleniyor... - Tam tersine. bizim son seçime kadar güçlenememızin nedeni. DSP'ye verilen oylann ziyan olduğu propagandasıydı. Artık DSP'nin o barajı rahatlıkla aşabildiği görüldü. Ecevit kendisi iyi tamam. ama kadrolan yok, deniyordu. Bunun da yanlışlığı ortaya çıktı. RP'nin. bütün iddialan 15 günde çöktü. RP karşısında Demokratik disipiinin ne düzeyde olduğunu görüyor musunuz? 'Modelimize RP sahip çıktı' - Örgütlenmenin tek hâkiminin eşiniz Rahşan Ecevit olduğu, partiye üye kaydedilmediği, parti içi demokrasinin en temel kurallannın bile işlemediği konusunda >aygın eteştiriler var_. - Sanıldığı kadar >aygın değil. Sesi yüksek bazı kesimlerden gelen bir tepki var. Bılen bılıyor ii>ın aslını. Rahşan Ecevit, 3 gün milletvekillerimizı grup grup genel merkeze davet edıyor. Örgütlenme modeli konusunda hem kendi düşüncelerimizi anlatacak, hem de görüşlerini alacak. Aşın titiz davranmadıgımızın örneğinı \erdim. SHP. CHP'den gelen arkadaşlar yönetımde. grup yonetiminde yer alıyor. Bız, bırakınız. küçük olsun. benim olsun, demeyi. mahallelere, köylere açılmayı savunuvoruz. Bir sorunumuz şu: Bazı yönetim birimleri doğrultumuzla çok i>i uyum içinde, ama deneyimsiz. lsteklerimizi yerine getiremiyorlar, o zaman bir uyanyoruz, iki uyarıvoruz. üç uyanyoruz, sonunda "kusura bakmayın, kenara çekilin" kişisel bir beklentisi yoktur. Konuşma bile yapmaktan kaçınır. Herhangi yere adaylığını koymaz, bsr kere mecbur oldu tzmir'den ada>lığını koydu. o da, o sırada çaresızliktendir. Bir özellıği inançlılığı, sabırlılığı, birözelliğı de, kendisi ıçın, hatta benim için bir beklentisi olmaması. Çünkü bu demokratik sol harekete o da başından ben benim verdiğım önemı verdi. 70'li yıllarda demokratik sol hareketin sos>al örgütlenmesini yapmaya çalıştı. Ama kendi ıçimızden engellendi. Benim yasaklı olduğum dönemde genel başkanlığı örgütlemek zorunda kaldı. Açık söyleyeyım. Türkive'nin bugünkü ortamında. siyasetin bu kadar yozlaştığı ve pahalılaştığı bir ortamda eğer Rahşan Ecevit örgütlenme işlerini üstlenmeseydı, DSP'vı ben bile yaşatamazdım. Onun için. DSP'den kurtulmak ıste>enler, ılk hedef olarak, benden de önce Rahşan Ecevit'i alıyorlar. Hepsi değil. Ama bazılan, o nedenle doğrudan Rahşan Ecevit'i hedef alıyor. Son zamanlarda bunu açıkça ifade edenler de oluyor. - Mümtaz Sovsal da, geçmişten kavnaklanan kavgılarınız nedeniyle \oğurdu üfleverek vediğini/i söyledi... - Tabii geçmişten gelen kavgılanmız 1987 1989{Yere() 1991 1994(Yerel) İ995 1996 (Ara yerel seçim) 8.6 (Ulke barajınf aşamadf) 8.9 10.8 7 8.6 14.6 75 transfer olan milletvekilleriyle ilgili olarak "niye gereken özeni göstermediniz" deniyor. - Parti olarak en iddialı olduğunuz konu örgütlenme. Ancak TBMM'de yeni dönemin ilk transferi sizin partinizden oldu. İki millervekiliniz sağ partilere geçti. Bu, bir zaaf göstergesi değil mi? - Aşınm ve Uygun olayı. Bazı yerlerde seçimlerden önce örgütlenmemiz eksik kalmıştı. Afyon ve Igdırda böyleydi. Aday gösteremeyecek durumdaydık. Bağlılık ifadesinde bulunup, adaylık için başvuruda bulundular. 2 fîre verdik diye, bu değerlendirmeler yapılıyor. Bizim milletvekiHerimizin çoğunluğu zaten örgütten gelmemiştir. Bugün, Baykal DSP'yi aşın kişiselleştirdiğim eleştirisini yöneltiyor, hiçbir zaman Baykal gibi kişiselleştirmeye kalkışmadım. Baykal, "Hiçbir hata işlemedim" diyor. İki tanesini ben söyleyeyim: Türkiye'yi hazırlıksız seçime süriiklediler v e gümrük birliği konusunu iç politika aracı haline getirdiler. 'RP ile blz başa çıkarız' - RP'li bir iktidara karşı, laiklik eksenli bir muhalefet stratejisinin öne çıkabileceği belirtilhor... - Laıklıgı koruma mücadelesinde en etkili parti bizim partımiz. Ama RP'vi bizim işlevimiz var. ANAP. DYP. CHP: RP ile başa çıkamaz. Fakat sadece laiklik eksenli muhalefet olmaz. Ekonomik ve sosyal sorunlarda inandıncı çözümler üretebilmek gerekir. En hazırlıklı parti DSP'dir. Her an seçim olabilir, bizim de içine katılabileceğimiz bir hükümet söz konusu olabilir diye arkadaşlanmız uygulamaya dönük çalışmalar yapıyor. Sadece laikliği savunarak RP'ye meydan okunmaz. Sloganlan bırakıp. somut çözümler ortaya konmalı. Bu politikalanmızı demokratik bir tartışma ortamı içinde oluşturuyoruz. Sonra da doğrultu tutarlılıgı içinde yolumuza devam edıyoruz. - Bu noktada, partinize yönelik tek seslilik eleştirilerûıi nasıl değerlendiriyorsunuz? - Başka partiler demokratik disiplinden o kadar yoksun ki bizdeki demokratik disiplin yadirganıyor. Dizinizde vardı, grup başkanvekilimiz Hüsamerrin Ozkan ile ilgili bir bölüm. Kusuru neymiş? Basına kapalı toplantılann sızdınlmasına karşı çıkmak. Bütün partilerde demokratik disiplin vardır. Kapalı toplantılar sızarsa. milletvekilleri görüşlerini rahatlıkla dile getiremez. Sizler, parlamento muhabırleri olarak kapalı toplantılann içinin sızdınlmasına çok alışmışsınız. Ingiltere'de grup başkanvekilının adı nedır bılıyor munuz? "Kamçı". dıyoruz. lkinci neden, son seçımlerde ortaya çıkan bir neden. Son seçimlere girerken DSP'nin çok şanslı olduğu görülüyordu. Özellikle kendi örgüt birımlerimizden çok büyük adaylık başvurulan oldu. birçok yerde yönetim kurullanmız kalmadı. oysa önümüzdeki yıl kurultayımızı yapmamız gerekiyor. Bizim bir yandan örgütlenmemizi birkaç il dışında. hemen yeni baştan yapmamız gerekiyor. Bunun için delege sistemi yerine, V50 üyeyle, onlann hepsi delege oluyor, bir anlamda doğrudan demokrasi oluyor. Genel merkez bir yandan boşalan yönetimleri doldurmaya çalışıyor. Şimdi, örgüt birimleri yerli yerine oturmadan üye yazımı da mümkün değil. 80'li yıllarda bir yozlaşma oldu. Bizi dondurmak için üye başvurulan var, hiç uyum sağlayamayacak uç akımlann partiv i ele geçirme gayreti var. Kongrelenn ardından üye yazımı başlı>or. Bizim o mahallelere kadar örgütlenme modelimize RP sahip çıktı.Sanıldığının aksine biz alabildiğince açığız. Ama doğrultu tutarlılılığımız var. 'Partiyi Rahşan yasatıyor' - Rahşan Ecevit1 ûı örgütlenmenin tek hâkimi olduğu eleştirilerini nasıl karşılıvorsunuz? - Rahşan Ecevıt'in kendisiyle ilgili bir da var. O kavgılann ne kadar yennde olduğu da bugünkü CHP'nin halinden bellı. - Sayın SoysaTın açıklamalaruıdan sonra, "DSP'de yeni bir tasfive dönemi olur. onlar da gider" yorumlan \apilmaya başlandı. Bunlan nasıl değerlendiriyorsunuz? - Yok, >ok. Biz değişik kültürü olan bir partıyiz. Sonradan gelenlerin hepsi hemen uyum sağlayamayabilirler. Bazı şeylen üzülsek de. kaçınılmaz karşılıyoruz. - Kuraltay takvimi belli oldu mu? - Süre ekimde doluyor. Ama kongreleri süratle tamamlayabilirsek, daha da önce olur. 'Üye sayısını bilmiyorum' - Şu anda DSP'nin ne kadar üyesi var? - Valla onu ben de bilmiyorum. Kimse de bilmiyor. O kadar da önemli değil. Bazı yerlerde SHP, üye sayısının onda bin kadar oy alamadı. Cok mobil hale geldi toplum. Bir yerde üye kayıtlannı yapıyorsunuz, bir de onlan her yıl yennde mı denetlemeniz gerekiyor, birçoğu o yerden aynlmış, bir de onlan takip etmek gerekıyor YARIN: Sosyalist ve parlamento dışı sol. ÖDP, HADEP. SİP yöneticileri ne diyor? ANKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇİ ; Dilşattn Başına Gelenler... | 198O'Iİ yıllann birındeydı; Bayındır Sokak'ta llhan ll- han Krtabevi'nde Cahit Külebi'nin imza gününe gitmiş- tim. Külebi'ye, bir "güzel imzalar" dileyip dönecektim. Külebi: - Oooo, Ekmekçi gel, gel otur şöyle! dedi. Cahit Külebi, daha sözünü bitirmişti kı, bir genç kız atıldı: , - Mustafa Ekmekçi siz misiniz? f - Benim! - Ben de sizi arayacaktım, sizinle nasıl görüşebilirim? Adı Dilşat'tı, Dilşat Şahin; llhan i|]ian'dan birlikte çı- kıp Inkılap Sokak'takı Cumhuriyet Bürosu'na gittik. Dil- şat, sorunlannı anlattı; Mersin'den gelıyordu. Cezaevin- den yeni çıkmıştı. 141 /5'ten beş yıl hapis cezasına çarp- tırılmış, cezasını çekip çıkmıştı. Işsizdi; Ankara'nın duyarsız olduğu yıllar; eski vali ve- killerinden bir iş kurmaya çalışan Yusuf Çetin, bir sü- re ona iş verdi. Evliydi, eşi Halil Şahin de mahkeme- lerie sıkıntıdaydı. Bir çocukları vardı, adı: Banş! Çek- tikleri bunca eziyetten sonra, ülkeye banşın geleceği- ne inanmışlar, tek çocuklannın adını "Banş" koymuş- lardı. Bir süre sonra Almanya'ya gittiler, orada Dilşat Şa- hin'le, Halil Şahin iş buldular, çalışmaya başladılar. Kü- çük Banş büyüyor, orada Alman okuluna gidiyordu. Türk yurttaşlığını koruyarak Alman yurttaşı da oldular. Halil Şahin, öykücü Osman Şahin'ın kardeşiydi. Yıllar sonra, Almanya'da işleri yoluna girmiş, mutlu, özgür bir yaşamın tadını, orada yaşayan ilerici Türk dostlarıyla çıkarıyorlardı denebılir. Avrupa'ya her gidişimde, bulunduğum yeri öğrenir- ler, ne yapıp edip ya karşılamaya ya uğurlamaya gelir- lerdi. Uğurlamaya geldiklerinde ellerinde bir paket bu- lunurdu; bu ya bir gömlek ya da başka bir şey olurdu. Türkiye'ye de gelip gitmeye başladılar. Bu gelişleri- ne değın, bir şeycikler olmadı. Önceki gün salı sabahı bir telefon, Dilşat'tan: - Mustafa Abı, havaalanında beni bırakmadılar, bil- gisayarda adım çıktı, "tahdit" varmış! - Ne tahdidi yahu, sen cezanı çekip çıkmadın mı? J - Evet, ama bilgisayarlardan silinmemış! ? - Sen şimdi nerdesin? - Esenboğa'dapolıs karakolundayım. Buradan beni Çubuk savctlığına gönderecekler! Esenboğa karakolunu aradım; polıs memuru Ibrahim Davarcı. ince bir gençtı: - Bizim yapacağımız işlem, onu Çubuk Savcılığı'na göndermek! diyordu. Dilşat, Çubuk Savcılığı'na gitti. Çubuk Başsavcısı Ibrahim Babur. ilgilendi, ancak o-, nun da yapacağı bir şey yoktu. Dilşat'ı Ankara Savcılı-; ğı ile Adana savcılıklanndan soracaktı. Ankara'dan he-; men yanıt gelmişti; ona göre, "Dışan çıkmasında birsa- '• kınca yok"Xu. Adana Savcılığı'ndan bir türlü yanıt gel-! miyordu. Çünkü, Adana Savcılığı'nın faksı bozuktu! Özellikle, sıkıyönetimlerden, mahkemelerden gelen "tahdit" (sınırlama) yuz binleri aşıyordu. Insanların ba- şına. cezasını çekip bitirse bile "tahdit" belası, er geç gelecekti. Peki, Dilşat da Halil de şimdiye degin nasıl. girıp çıkmışlardı? Bu da illere göre mi değişiyordu? Ha- lil: - - Istanbul'dan binseydim, ben de gelemeyecektim' Almanya'ya diyordu (Halil, İstanbul'da yakalanmıştı). Çubuk Başsavcısı Ibrahim Babur'un telefonunu Ha- lil Şahin'e de verdim, eşiyte bir konuşmak isterdi elbet- te. Konuşmuşlar. Banş annesine şöyle demiş: . a ', • - Anne, savcı iyi adamsa ona da selam söylç! >? Banş, bilınçlenmeye baştadığında, usunu çalışurdı- ğında, ülkesini de tanımaya başlıyordu. Mersin yöresin- de bir yerde, parkta oturup çay ıçerlerken, birden çev- reyi askerter, polisler sarmıştı. Banş, annesine şöyle de- di: - Anne, askerler gelince, herkes kendi havasını boz- madı, bir sen tedirgin oldun; neden? Dilşat, çocuğa yanrt veremedi. Mersin'de, Dilşat ce- zaevi arkadaşlarıyla, işkence arkadaşlanyla buluştu. İyi kaynattılar. Annesinin arkadaşlannı Banş da sevmişti: - Anne, neden hep iyi ınsanları içeri atıyorlar? Yanrt veremiyordu çocuğa. Esenboğa'da bekleşir- ken polisler sorular soruyorlardı: - Almanya'da ayda ne alıyorsun? - İki bin mark! " ' - Aboopovvv! Kocan ne alıyor? - O da iki bin beş yüz mark alır! - Eviniz var mı, Türkiye'de ne? - Yok! ı - Sen tam Alman olmuşsun! Çubuk Başsavcısı Ibrahim Babur'un faksına, saat 16.00'da yanıt geldi. Dilşat Şahin'in çıkmasına engel yoktu. Ibrahim Babur, Esenboğa Karakolu'na bir yazı yazarak Dilşat Şahin'le ilgili olarak savcılıklardan gelen yazıları ekledi, "Dilşat Şahin yurtdışına çıkabilir" dedi. Yazıyı imzaladı, mühüriedı. Çarşamba sabaha karşı 03.25'te, Düsseldorf'a bir uçak vardı. Onda birinci ye- dek oldu. Salı sabahı uçağa binemedığinden 50 mark ceza ödeyecekti. Ama buna çoktan katlanacaktı. Dil- şat'a sordum: - Sen Alman yurttaşısın, neden söylemedin onlara? - Tutuklasalardı söyleyecektim abi, elçiliğe haber ve- recektim! Ne yapalım, ülkemiz bu işte; milyarlan yürütenler, yurtdışında fink atar, yurduna dinlenmeye gelenin ba- şına neler gelir? Salı geceyarısından sonra bir telefon: - Mustafa Abi, polis beniyine bırakmadı; savcının ya- zısına güvenliğin de onayt gerekiyormuş! İyi insanlanmız da vardı; ama ülke neden böyleydi? BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDANSAĞA: 1/ Kendi başına var olan, hiçbir şe- ye bağlı olma- yan... Bir nota. II Bir topluluğu oluşturan bıreyler- den her bin... Bir tanmaracı.3/"Şu —'lerkıderyaiç- redir deryayı bıl- mezler" (Haya- li)... Baş örtüsü olarak kullanılan bırtüripeklidoku- ma. 4/ Pencerele- rin çerçevesine. ıçenden tutturulan ınce perde. 5/ Bir renk... Kekliğın boy- nundaki sıyah halka. 61 Lantan elementınm sımge- 3 si... Devir... Satrançta bir 4 taş. 7/ Asya'da bir ülke. 8/ Çobanların giydıği, dikiş- sız ve kolsuz keçe üstlük. 9/ Çölden esen rüzgâr... Tiksinme, igrenme. VTKARIDAN AŞAĞ1YA: 1/Türk müzığinde bir ma- kam. 2/ Değerlı madenlerin anlık derecesi... "- - - gıbı tu- tarsa da âfâkı nâmımız Zevkı kederde mıhnetı rahatta gör- müşüz" (Şeyh Galıp). 3/ Ergıme noktalan düşük metalleri tutturma işlemlennde kullanılan. kalay ve kurşun alaşımla- nnın genel adı... Zaman. çağ. 4/Bir elementin, atom numa- ralan aynı olduğu halde bağh atom kütlelen farklı olan iki ya da daha çok türü. 5/Sahip... Borneo Adası'ndakı sultan- lık. 6/Dayanıklı. güçlü... Cısımler tarafından yansılanan ışı- ğm gözde oluşturduğu duyum. 7/Mobılyanın uzunluğunca konulan dar ayak... Altın. 8/ Parlak kırmızı renkte bir süs taşı... Uzaya gönderilen ilk canlı olan köpek cinsi. 9/Sırma tekniğıyle yapılan bir tür ışleme.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle