Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 1 AĞUSTOS 1996 PERŞEMBE
12 DIZIYAZI
Başkan
Bülent
Ecevit RP ile
başa çıkacak
tek partinin
DSP
olduğunu
partisinin
üye sayısını
bilmediğini,
ancak bunun
daçok
önemli
olmadığını
söyledi
"DSP 'de, hukuk ve demokrasi yokSP'nin kuruluşundan bu yana "tekadam". "aile
partisi" \ e "vefa" kavgalan gündemden
düşmedi. Zaman zaman sesıni yükseltenler de
hemen dışlandı. Grup Başkanvekilı, Ankara
Mılletvekılı Prof. Dr. MümtazSoysarın örgütlenme anlayişı
ile ilgıli görüşleri yönetimi rahatsız etti. DSP Parti
Meclisi'nin hafta başında yaptığı toplantıda. Soysal
örgütlenme konusundaki görüşlerini aktannca. Genel Başkan
Yardımcısı Rahşan Ece\it "Soysal'da bilgi eksikliği var"
diyerek karşı çıktı. CHP'de Genel Sekreter olarak görev
yapan, daha sonra da DSP'ye geçen Ertuğrul Günay şu anda
her iki partiye de eşit mesafede. Günay, DSP'nın örgütlenme
modeli ile ilgili gözlemlerini de şöyle anlatıvor: "Birçok yerde
atama örgütler var. Günlük işleri takip eden bir Merkez
Yûrütme Kurulu yok. Bütün işleri Rahşan Ecev it ile Genel
Sayman Yaşar Mengi >ürûtüyor. Beğenmedikleri il örgütünü
geceyansı telefonla alıyorlar. Hiçbir yetkili kurulda bunun için
karar alınmıyor. 6 ayda bir üye yenileniyor. İlçelerde ü\e
savısını 149'da tutup delege seçtirnıiyorlar. Kendilerinin
beliıiediği ü>elerle kongre \apıyorlar. Kurultay da, sürekli
uvarıdan sonra vapıuyor. Kurulta>da da sadece lider
konuşuvor, alkışlanıvor. Fevkalade totaliter bir yapı. DSP'de
hukuk yok, demokrasi yok. ANAP Ka\aklıkö\ Beledhe Meclis üyesi iken DSP'ye
müracaat eden Cahit Doğan İstanbul'da 6. sıradan aday gösterildi. A>iu kişi,
Ankara Milletvekili Uluç Gürkan.
MHP'nin İstanbul 2. bölge 9. sırasından da aday oldu. İki
partiye de başvurdu. DSP'de daha ön sırada olduğu için DSP'yi
tercih etti, seçime girdi. Güneş Gürseler'in. Ertuğrul Günay'ın
önüne konan adam ANAP'u, MHP'ü, DSP'li!" Günay. CHP
için ise. "Her şeye rağmen solun tarihsel olarak önem taşıyan
partisi, defterden silinmesi mümkün değü" değerlendirmesini
yapıyor. Ancak Günay; CHP'nin, "tarihsel çizgisinde
düzeltmeler yapması ve SHP'ji çağnştıran, akla getiren,
devamı olduğu kavgısını yaratacak her türiü davranıştan
kaçınması gerektigi" kanısında... TBMM Başkan Vekili, DSP
Ankara Milletvekili Uluç Gürkan da. solun bugünkü
görünümü ve örgütlenme sorunlannı şöyle değerlendiriyor:
"Solun etkisizleşmesi söz konusu. Toplumu yönlendirme
gücünü yitirdi. Aslında sol bugune kadar iddialarını
gerçekleştirdi. Ister demokratik sol, ister sosval demokrat sol
de>in. Marksist olmavan sol, çalışma haklan. süresi, diğer
sendikal haklar konularında çok büyük mesafe kaydetti. Solun
yeni ileri hedefler koyması lazım. Bugün, örgütlenme} le ilgili
olarak tarttştığımız, 12 Eylül'ün davartığı bir örgütlenme ve bu
sol bir örgütlenme değil. Bunu genel başkanımız da dile
getiriyor. Oyle görmek istiyorum olayı. Anayasa
değişikliklerinde, u>um yasalannda rsrar ederken, solun
gerçekten sol gibi örgütlenebilmesine önem \eri\or diye algüıyonım. Aslında bi/im
örgütlenme modelimizi RP çaldı."
'DSP'yi kişisefleştirınedim'
T ü r e v K ö s e
SP Genel Başkanı
Bülent Ecevit. "DSP'nin
aile partisi olduğu"
görüşlenne.
"Örgütlenmenin başında
Rahşan olmasaydı, bu ortamda partiyi
ben büe vaşatamazdun" sozlen> le
karşı çıkıvor. DSP">i
"kişiseHeştirmediğini* \ urgulayan
Ecevit. Grup Başkanvekıli Mümtaz
Soysalın örgütlenme konusundaki
eleştırilerıne katılmadığını da.
"Sonradan gelenler kültürümüze kolay
uyum sağlayamayabilirler. Bazı şe> leri
üzülsek de, kaçuulmaz karşılıyoruz"
görüşüyle ortaya koyuyor.
RP ile başa çıkacak tek partinin DSP
olduğunu. "partisinin üye sayısını
bilmediğini, ancak bunun çok önemli
olnıadığını" anlatan Ecevit, solun
görünüşü ve çıkış yolu önerileriyle
ilgili sorulanmıza. şu yanıtlan verdi:
- Solun marjinalleştigi. etkisizleştiği
yonımlanna katılıyor musunuz?
- Genel anlamda sol degil. özellikle
demokratik sol anlamda sol degil, ama
CHP marjinalleşıyor. Hem de kendi
içinde değişik marjinalliklerden oluşan
bir marjinaNeşme. Sadece CHP değil,
merkez sağ partiler de marjinalleşme
tehlikesiyle karşı karşıya. RP. bir
yandan marjinalleşmeye dönüşme ile
diğer yandan kitle partisi olma
arasında bocalıyor. Merkez sağ partiler
solun sloganlannı çalıyor. Solun da,
artık slogan solculuğu yapmaması
gerekiyor. Solun marjinalleşmesini
önlemek için bugünkü dünya ve
Türkiye koşullannda solun
mısyonunun gerçekçi biçimde
belirlenmesi gerekir. Solun evvela
moda deyişle "küreselleşme*" sürecinin
baskılan ile bağımısızlık ve ulusallık
arasında denge ve uyum sağlaması
gerekir. Sol kendini sloganlardan
kurtararak tanımlamalı. Bu >üzden
sosyal demokrasinin evrensel ve moral
ilkeleri ile. Türkiye'nin ulusal
özelliklerini gözönünde tutmak
gerekir. Örneğın Türkiye'de ağırlıklı
bir köylülük süreci var. Batıdaki sosyal
demokrat partilerin köylülükle ilgili
politikalan yok. buna gerek de
duymamışlar. Türkiye'de sol partiler
arasında gerek CHP. gerekse daha
marjınal olan partiler köylülük
gerçeğine eğilmiyor. Küreselleşme
sürecinde pazar ekonomisi ağırlık
taşıyor. Ancak "pazar ekonomisi"ne
"serbest" sözcüğü ekleniyor. Serbest
pazar ekonomisi olunca da, tekellerin,
kartellerin güdümüne giriliyor.
Türkiye"de sosyal demokrasi.
demokratik solun bir önemli işlevi de,
demokrasiye geçebilmenın koşulu
olarak laiklıği korumak ve
güçlendirmek.
Laiklik solun tekelinde değil
- Sol bu konuda nasıl bir politika
izlemeli?
- Solun bu konuda kendi politikalannı
oluşturması gerekir. Sadece Türkiye'de
değil. dünyada dinin siyasallaşması
süreci işliyor. Laiklik konusunda da
sol, çok dikkatlı politikalar izlemesi
gerekir. Laiklik. dindarlıkla çelişmez.
Bazı kesimler. genellikle CHP böyle
bir izlenim veriyor. Laikliğin solun
tekelinde gibi gösterilmesi çok yanlış.
Bu, solu çok zayıflatır. CHP. dinci
olmayan dındarlan ıncitiyor. DSP,
dindar kesimlerden tepki almıyor, oy
alıyor. Solun devlet sorununa da
çözüm getirmesi gerekiyor. 2 kutuplu
dünyada devlet \e merkezi otorite
büyük ağırlık taşıyor. Şimdi buna tepki
olarak, dev leti çözme, etkisiz lulma,
sokaklarda, meydanlarda küçük
düşürme eğilimi var. Solun aşın
merkeziyetçiliğe kaçmadan devlete
yaklaşması gerekir. Etkili ve sevecen
bir devlet anlayışı ortaya konmalı.
'CHP yok olsun. demiyorum'
- Eski partiniz CHP'ye nasıl
bakıyorsunuz? CHP'nin, misvonunu
tamamladığı eleştirilerine katılı\or
musunuz?
- CHP içinde tam bir karmaşa
var. Diziniz de bunu sergiliyor.
Deniz Baykal'ın tngiltere'de
Tonj Blair ile yaptığı
görüşmeden sonra ithal ettiği
">eni sol"un ne olduğunu
kendi parti üyeleri bile
anl§yamamış. Baykal. bir
vandan Batı tıpi bir sosyal
demokrasi. diğer yandan
Güney Kore modeline
özeniyor. Güney Kore
modelınin bedeli bıliniyor. CHP, bir
anlamda tarihsel mısyonunu
tamamladı. Ama ben "CHP yok
olmalıdır" demiyorum. Bizim ıçimize
sindiremediğimiz kesimler var, onlann
da bir yuvası olmalı. Geçmişte onlar
CHP'yi yok etmeye çalıştılar. Bız
böyle düşünmüyoruz. İki ayn parti
olarak varlığını sürdürmeli. Simdi
kapılan so'nuna kadar açsak CHP
darmagınık olur. ama bunu da
istemiyoruz. DSP, kapılannı açmıyor
diye eleştiriliyor Doğrultu
tutarlılığımızı bozmamak koşuluyla
kapımız herkese açık. Partiye
katılmalar konusunda aşın titiz
davrandığımız öne sürülüyor, bir
yandan da sizin dizinizde olduğu gibi.
sadece laiklik mücadelesi vererek
yenilgiye uğratamayız. Bugün. rejimi
savunabilme gücü, DYP, ANAP ya da
CHP'de yok. RP'nin ülkeyi "Bizdaha
iyi yönetiriz'" iddiası ıçın
gösterebildiği tek örnek tstanbul.
İstanbul Belediye Başkanı'nın o kadar
başanlı görünmesinin nedeni. önceki
CHP'li belediyenın korkunç
başansızlık ve suııstımallendır. Bu
kadar büyük başansızlığın arkasından
kim gelse. kaçınılmaz olarak daha
başarılı görünürdü. Önümüzdeki
dönemde. siyaset meydanındaki
mücadele de DSP ile RP arasında
olacak.
'Sadece laik muhalefet
olmaz'
- DSP'nin varabileceği oy sınınna
vardığı söyleniyor...
- Tam tersine. bizim son seçime kadar
güçlenememızin nedeni. DSP'ye
verilen oylann ziyan olduğu
propagandasıydı. Artık DSP'nin o
barajı rahatlıkla aşabildiği görüldü.
Ecevit kendisi iyi tamam. ama
kadrolan yok, deniyordu. Bunun da
yanlışlığı ortaya çıktı. RP'nin. bütün
iddialan 15 günde çöktü. RP karşısında
Demokratik disipiinin ne düzeyde
olduğunu görüyor musunuz?
'Modelimize RP sahip çıktı'
- Örgütlenmenin tek hâkiminin eşiniz
Rahşan Ecevit olduğu, partiye üye
kaydedilmediği, parti içi demokrasinin
en temel kurallannın bile işlemediği
konusunda >aygın eteştiriler var_.
- Sanıldığı kadar >aygın değil. Sesi
yüksek bazı kesimlerden gelen bir
tepki var. Bılen bılıyor ii>ın aslını.
Rahşan Ecevit, 3 gün
milletvekillerimizı grup grup genel
merkeze davet edıyor. Örgütlenme
modeli konusunda hem kendi
düşüncelerimizi anlatacak, hem de
görüşlerini alacak. Aşın titiz
davranmadıgımızın örneğinı \erdim.
SHP. CHP'den gelen arkadaşlar
yönetımde. grup yonetiminde yer
alıyor. Bız, bırakınız. küçük olsun.
benim olsun, demeyi. mahallelere,
köylere açılmayı savunuvoruz. Bir
sorunumuz şu: Bazı yönetim birimleri
doğrultumuzla çok i>i uyum içinde,
ama deneyimsiz. lsteklerimizi yerine
getiremiyorlar, o zaman bir uyanyoruz,
iki uyarıvoruz. üç uyanyoruz, sonunda
"kusura bakmayın, kenara çekilin"
kişisel bir beklentisi yoktur. Konuşma
bile yapmaktan kaçınır. Herhangi yere
adaylığını koymaz, bsr kere mecbur
oldu tzmir'den ada>lığını koydu. o da,
o sırada çaresızliktendir. Bir özellıği
inançlılığı, sabırlılığı, birözelliğı de,
kendisi ıçın, hatta benim için bir
beklentisi olmaması. Çünkü bu
demokratik sol harekete o da başından
ben benim verdiğım önemı verdi. 70'li
yıllarda demokratik sol hareketin
sos>al örgütlenmesini yapmaya çalıştı.
Ama kendi ıçimızden engellendi.
Benim yasaklı olduğum dönemde
genel başkanlığı örgütlemek zorunda
kaldı. Açık söyleyeyım. Türkive'nin
bugünkü ortamında. siyasetin bu kadar
yozlaştığı ve pahalılaştığı bir ortamda
eğer Rahşan Ecevit örgütlenme işlerini
üstlenmeseydı, DSP'vı ben bile
yaşatamazdım. Onun için. DSP'den
kurtulmak ıste>enler, ılk hedef olarak,
benden de önce Rahşan Ecevit'i
alıyorlar. Hepsi değil. Ama bazılan, o
nedenle doğrudan Rahşan Ecevit'i
hedef alıyor. Son zamanlarda bunu
açıkça ifade edenler de oluyor.
- Mümtaz Sovsal da, geçmişten
kavnaklanan kavgılarınız nedeniyle
\oğurdu üfleverek vediğini/i söyledi...
- Tabii geçmişten gelen kavgılanmız
1987
1989{Yere()
1991
1994(Yerel)
İ995
1996
(Ara yerel seçim)
8.6 (Ulke barajınf aşamadf)
8.9
10.8 7
8.6
14.6 75
transfer olan milletvekilleriyle ilgili
olarak "niye gereken özeni
göstermediniz" deniyor.
- Parti olarak en iddialı olduğunuz
konu örgütlenme. Ancak TBMM'de
yeni dönemin ilk transferi sizin
partinizden oldu. İki millervekiliniz sağ
partilere geçti. Bu, bir zaaf göstergesi
değil mi?
- Aşınm ve Uygun olayı. Bazı yerlerde
seçimlerden önce örgütlenmemiz eksik
kalmıştı. Afyon ve Igdırda böyleydi.
Aday gösteremeyecek durumdaydık.
Bağlılık ifadesinde bulunup, adaylık
için başvuruda bulundular. 2 fîre
verdik diye, bu değerlendirmeler
yapılıyor. Bizim milletvekiHerimizin
çoğunluğu zaten örgütten gelmemiştir.
Bugün, Baykal DSP'yi aşın
kişiselleştirdiğim eleştirisini
yöneltiyor, hiçbir zaman Baykal gibi
kişiselleştirmeye kalkışmadım. Baykal,
"Hiçbir hata işlemedim" diyor. İki
tanesini ben söyleyeyim: Türkiye'yi
hazırlıksız seçime süriiklediler v e
gümrük birliği konusunu iç politika
aracı haline getirdiler.
'RP ile blz başa çıkarız'
- RP'li bir iktidara karşı, laiklik eksenli
bir muhalefet stratejisinin öne
çıkabileceği belirtilhor...
- Laıklıgı koruma mücadelesinde en
etkili parti bizim partımiz. Ama RP'vi
bizim işlevimiz var. ANAP. DYP. CHP:
RP ile başa çıkamaz. Fakat sadece
laiklik eksenli muhalefet olmaz.
Ekonomik ve sosyal sorunlarda
inandıncı çözümler üretebilmek
gerekir. En hazırlıklı parti DSP'dir. Her
an seçim olabilir, bizim de içine
katılabileceğimiz bir hükümet söz
konusu olabilir diye arkadaşlanmız
uygulamaya dönük çalışmalar yapıyor.
Sadece laikliği savunarak RP'ye
meydan okunmaz. Sloganlan bırakıp.
somut çözümler ortaya konmalı. Bu
politikalanmızı demokratik bir
tartışma ortamı içinde oluşturuyoruz.
Sonra da doğrultu tutarlılıgı içinde
yolumuza devam edıyoruz.
- Bu noktada, partinize yönelik tek
seslilik eleştirilerûıi nasıl
değerlendiriyorsunuz?
- Başka partiler demokratik disiplinden
o kadar yoksun ki bizdeki demokratik
disiplin yadirganıyor. Dizinizde vardı,
grup başkanvekilimiz Hüsamerrin
Ozkan ile ilgili bir bölüm. Kusuru
neymiş? Basına kapalı toplantılann
sızdınlmasına karşı çıkmak. Bütün
partilerde demokratik disiplin vardır.
Kapalı toplantılar sızarsa.
milletvekilleri görüşlerini rahatlıkla
dile getiremez. Sizler, parlamento
muhabırleri olarak kapalı toplantılann
içinin sızdınlmasına çok alışmışsınız.
Ingiltere'de grup başkanvekilının adı
nedır bılıyor munuz? "Kamçı".
dıyoruz. lkinci neden, son seçımlerde
ortaya çıkan bir neden. Son seçimlere
girerken DSP'nin çok şanslı olduğu
görülüyordu. Özellikle kendi örgüt
birımlerimizden çok büyük adaylık
başvurulan oldu. birçok yerde yönetim
kurullanmız kalmadı. oysa
önümüzdeki yıl kurultayımızı
yapmamız gerekiyor. Bizim bir yandan
örgütlenmemizi birkaç il dışında.
hemen yeni baştan yapmamız
gerekiyor. Bunun için delege sistemi
yerine, V50 üyeyle, onlann hepsi
delege oluyor, bir anlamda doğrudan
demokrasi oluyor. Genel merkez bir
yandan boşalan yönetimleri
doldurmaya çalışıyor. Şimdi, örgüt
birimleri yerli yerine oturmadan üye
yazımı da mümkün değil. 80'li yıllarda
bir yozlaşma oldu. Bizi dondurmak
için üye başvurulan var, hiç uyum
sağlayamayacak uç akımlann partiv i
ele geçirme gayreti var. Kongrelenn
ardından üye yazımı başlı>or. Bizim o
mahallelere kadar örgütlenme
modelimize RP sahip çıktı.Sanıldığının
aksine biz alabildiğince açığız. Ama
doğrultu tutarlılılığımız var.
'Partiyi Rahşan yasatıyor'
- Rahşan Ecevit1
ûı örgütlenmenin tek
hâkimi olduğu eleştirilerini nasıl
karşılıvorsunuz?
- Rahşan Ecevıt'in kendisiyle ilgili bir
da var. O kavgılann ne kadar yennde
olduğu da bugünkü CHP'nin halinden
bellı.
- Sayın SoysaTın açıklamalaruıdan
sonra, "DSP'de yeni bir tasfive dönemi
olur. onlar da gider" yorumlan
\apilmaya başlandı. Bunlan nasıl
değerlendiriyorsunuz?
- Yok, >ok. Biz değişik kültürü olan bir
partıyiz. Sonradan gelenlerin hepsi
hemen uyum sağlayamayabilirler. Bazı
şeylen üzülsek de. kaçınılmaz
karşılıyoruz.
- Kuraltay takvimi belli oldu mu?
- Süre ekimde doluyor. Ama kongreleri
süratle tamamlayabilirsek, daha da
önce olur.
'Üye sayısını bilmiyorum'
- Şu anda DSP'nin ne kadar üyesi var?
- Valla onu ben de bilmiyorum. Kimse
de bilmiyor. O kadar da önemli değil.
Bazı yerlerde SHP, üye sayısının onda
bin kadar oy alamadı. Cok mobil hale
geldi toplum. Bir yerde üye kayıtlannı
yapıyorsunuz, bir de onlan her yıl
yennde mı denetlemeniz gerekiyor,
birçoğu o yerden aynlmış, bir de onlan
takip etmek gerekıyor
YARIN: Sosyalist ve
parlamento dışı sol. ÖDP,
HADEP. SİP yöneticileri ne
diyor?
ANKARA NOTLARI
MUSTAFA EKMEKÇİ ;
Dilşattn Başına Gelenler... |
198O'Iİ yıllann birındeydı; Bayındır Sokak'ta llhan ll-
han Krtabevi'nde Cahit Külebi'nin imza gününe gitmiş-
tim. Külebi'ye, bir "güzel imzalar" dileyip dönecektim.
Külebi:
- Oooo, Ekmekçi gel, gel otur şöyle! dedi.
Cahit Külebi, daha sözünü bitirmişti kı, bir genç kız
atıldı: ,
- Mustafa Ekmekçi siz misiniz? f
- Benim!
- Ben de sizi arayacaktım, sizinle nasıl görüşebilirim?
Adı Dilşat'tı, Dilşat Şahin; llhan i|]ian'dan birlikte çı-
kıp Inkılap Sokak'takı Cumhuriyet Bürosu'na gittik. Dil-
şat, sorunlannı anlattı; Mersin'den gelıyordu. Cezaevin-
den yeni çıkmıştı. 141 /5'ten beş yıl hapis cezasına çarp-
tırılmış, cezasını çekip çıkmıştı.
Işsizdi; Ankara'nın duyarsız olduğu yıllar; eski vali ve-
killerinden bir iş kurmaya çalışan Yusuf Çetin, bir sü-
re ona iş verdi. Evliydi, eşi Halil Şahin de mahkeme-
lerie sıkıntıdaydı. Bir çocukları vardı, adı: Banş! Çek-
tikleri bunca eziyetten sonra, ülkeye banşın geleceği-
ne inanmışlar, tek çocuklannın adını "Banş" koymuş-
lardı.
Bir süre sonra Almanya'ya gittiler, orada Dilşat Şa-
hin'le, Halil Şahin iş buldular, çalışmaya başladılar. Kü-
çük Banş büyüyor, orada Alman okuluna gidiyordu.
Türk yurttaşlığını koruyarak Alman yurttaşı da oldular.
Halil Şahin, öykücü Osman Şahin'ın kardeşiydi.
Yıllar sonra, Almanya'da işleri yoluna girmiş, mutlu,
özgür bir yaşamın tadını, orada yaşayan ilerici Türk
dostlarıyla çıkarıyorlardı denebılir.
Avrupa'ya her gidişimde, bulunduğum yeri öğrenir-
ler, ne yapıp edip ya karşılamaya ya uğurlamaya gelir-
lerdi. Uğurlamaya geldiklerinde ellerinde bir paket bu-
lunurdu; bu ya bir gömlek ya da başka bir şey olurdu.
Türkiye'ye de gelip gitmeye başladılar. Bu gelişleri-
ne değın, bir şeycikler olmadı. Önceki gün salı sabahı
bir telefon, Dilşat'tan:
- Mustafa Abı, havaalanında beni bırakmadılar, bil-
gisayarda adım çıktı, "tahdit" varmış!
- Ne tahdidi yahu, sen cezanı çekip çıkmadın mı? J
- Evet, ama bilgisayarlardan silinmemış! ?
- Sen şimdi nerdesin?
- Esenboğa'dapolıs karakolundayım. Buradan beni
Çubuk savctlığına gönderecekler!
Esenboğa karakolunu aradım; polıs memuru Ibrahim
Davarcı. ince bir gençtı:
- Bizim yapacağımız işlem, onu Çubuk Savcılığı'na
göndermek! diyordu. Dilşat, Çubuk Savcılığı'na gitti.
Çubuk Başsavcısı Ibrahim Babur. ilgilendi, ancak o-,
nun da yapacağı bir şey yoktu. Dilşat'ı Ankara Savcılı-;
ğı ile Adana savcılıklanndan soracaktı. Ankara'dan he-;
men yanıt gelmişti; ona göre, "Dışan çıkmasında birsa- '•
kınca yok"Xu. Adana Savcılığı'ndan bir türlü yanıt gel-!
miyordu. Çünkü, Adana Savcılığı'nın faksı bozuktu!
Özellikle, sıkıyönetimlerden, mahkemelerden gelen
"tahdit" (sınırlama) yuz binleri aşıyordu. Insanların ba-
şına. cezasını çekip bitirse bile "tahdit" belası, er geç
gelecekti. Peki, Dilşat da Halil de şimdiye degin nasıl.
girıp çıkmışlardı? Bu da illere göre mi değişiyordu? Ha-
lil: -
- Istanbul'dan binseydim, ben de gelemeyecektim'
Almanya'ya diyordu (Halil, İstanbul'da yakalanmıştı).
Çubuk Başsavcısı Ibrahim Babur'un telefonunu Ha-
lil Şahin'e de verdim, eşiyte bir konuşmak isterdi elbet-
te.
Konuşmuşlar. Banş annesine şöyle demiş: . a ',
• - Anne, savcı iyi adamsa ona da selam söylç! >?
Banş, bilınçlenmeye baştadığında, usunu çalışurdı-
ğında, ülkesini de tanımaya başlıyordu. Mersin yöresin-
de bir yerde, parkta oturup çay ıçerlerken, birden çev-
reyi askerter, polisler sarmıştı. Banş, annesine şöyle de-
di:
- Anne, askerler gelince, herkes kendi havasını boz-
madı, bir sen tedirgin oldun; neden?
Dilşat, çocuğa yanrt veremedi. Mersin'de, Dilşat ce-
zaevi arkadaşlarıyla, işkence arkadaşlanyla buluştu. İyi
kaynattılar. Annesinin arkadaşlannı Banş da sevmişti:
- Anne, neden hep iyi ınsanları içeri atıyorlar?
Yanrt veremiyordu çocuğa. Esenboğa'da bekleşir-
ken polisler sorular soruyorlardı:
- Almanya'da ayda ne alıyorsun?
- İki bin mark! " '
- Aboopovvv! Kocan ne alıyor?
- O da iki bin beş yüz mark alır!
- Eviniz var mı, Türkiye'de ne?
- Yok! ı
- Sen tam Alman olmuşsun!
Çubuk Başsavcısı Ibrahim Babur'un faksına, saat
16.00'da yanıt geldi. Dilşat Şahin'in çıkmasına engel
yoktu. Ibrahim Babur, Esenboğa Karakolu'na bir yazı
yazarak Dilşat Şahin'le ilgili olarak savcılıklardan gelen
yazıları ekledi, "Dilşat Şahin yurtdışına çıkabilir" dedi.
Yazıyı imzaladı, mühüriedı. Çarşamba sabaha karşı
03.25'te, Düsseldorf'a bir uçak vardı. Onda birinci ye-
dek oldu. Salı sabahı uçağa binemedığinden 50 mark
ceza ödeyecekti. Ama buna çoktan katlanacaktı. Dil-
şat'a sordum:
- Sen Alman yurttaşısın, neden söylemedin onlara?
- Tutuklasalardı söyleyecektim abi, elçiliğe haber ve-
recektim!
Ne yapalım, ülkemiz bu işte; milyarlan yürütenler,
yurtdışında fink atar, yurduna dinlenmeye gelenin ba-
şına neler gelir? Salı geceyarısından sonra bir telefon:
- Mustafa Abi, polis beniyine bırakmadı; savcının ya-
zısına güvenliğin de onayt gerekiyormuş!
İyi insanlanmız da vardı; ama ülke neden böyleydi?
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
SOLDANSAĞA:
1/ Kendi başına
var olan, hiçbir şe-
ye bağlı olma-
yan... Bir nota. II
Bir topluluğu
oluşturan bıreyler-
den her bin... Bir
tanmaracı.3/"Şu
—'lerkıderyaiç-
redir deryayı bıl-
mezler" (Haya-
li)... Baş örtüsü
olarak kullanılan
bırtüripeklidoku-
ma. 4/ Pencerele-
rin çerçevesine. ıçenden
tutturulan ınce perde. 5/
Bir renk... Kekliğın boy-
nundaki sıyah halka. 61
Lantan elementınm sımge- 3
si... Devir... Satrançta bir 4
taş. 7/ Asya'da bir ülke. 8/
Çobanların giydıği, dikiş-
sız ve kolsuz keçe üstlük.
9/ Çölden esen rüzgâr...
Tiksinme, igrenme.
VTKARIDAN AŞAĞ1YA:
1/Türk müzığinde bir ma-
kam. 2/ Değerlı madenlerin anlık derecesi... "- - - gıbı tu-
tarsa da âfâkı nâmımız Zevkı kederde mıhnetı rahatta gör-
müşüz" (Şeyh Galıp). 3/ Ergıme noktalan düşük metalleri
tutturma işlemlennde kullanılan. kalay ve kurşun alaşımla-
nnın genel adı... Zaman. çağ. 4/Bir elementin, atom numa-
ralan aynı olduğu halde bağh atom kütlelen farklı olan iki
ya da daha çok türü. 5/Sahip... Borneo Adası'ndakı sultan-
lık. 6/Dayanıklı. güçlü... Cısımler tarafından yansılanan ışı-
ğm gözde oluşturduğu duyum. 7/Mobılyanın uzunluğunca
konulan dar ayak... Altın. 8/ Parlak kırmızı renkte bir süs
taşı... Uzaya gönderilen ilk canlı olan köpek cinsi. 9/Sırma
tekniğıyle yapılan bir tür ışleme.