25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
TEMMÜ21996 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Orman Mühendisleri Odası, orman yağmasının iptali için Danıştay'a dava açacak Ormanda 'Koç Plaza' kıırıılacakİstanbul Haber Servisi - Orman Mü- hendislen Odası. ormanhk alanlann üni- versitelere tah-.isinin iptali istemiyle Da- nıştay'a dava açacak. Jstanbul Üniversi- tesi Orman Fakültesı bu konuda hazırla- dığı bilımsel raporu. davava temel oluş- turmak üzere Orman Mühendisleri Oda- sı "na gönderdi. IÜ Orman Fakültesi Ormancılık Hu- kuku Anabilim Dalı Başkanı, Orman MühendLsleri Odası Marmara Şubesi Başkanı Prof. Dr. Ertuğrul Acun, yanm yüzyıldan bu \ana devlet ormanlannın politikacılann çıkarlarına alet edilerek ya da ülkeyi sömüren çıkar gruplannca sürekli olarak talan edildiğini anımsattı. "Her düzenlemenin yeni bir orman kat- liamına çanak tuttuğunu" vurgulavan Prof Acun. ,->ö>le de\am ettı: "Özellikle son 15 > ıldır devlet orman- ları; yeni vasalann göstermelik amaçla- nnın özendirdiği ormana hücumla yok olmaktadır. Ömeğin. orman kövlerinin kalkındırılmasına vönelik >asa. aslında Hazine adına orman dışına çıkarılan top- rakJarın inşaata açılmasına çanak tutu- yordu \e anayasa>a da avkınvdı. Nite- kim. Anavasa Mahkemesi'nce bu yasalar birçok ke/ iptal edildi. Ancak, 4127 sa>ı- lı vasa vine avnı gavelerle yüriirlüğe ko- nuldu ve üzüntüvle vurgulavalım ki. ip- tali gerektiği \e anavasava avkırı olduğu halde iptali için hiçbir başvunı vapılma- dı. Orman alanlannın elden çıkanlmasi konusunda. orman davalannda çok şa- ibeli bilirkişi raporlan da \agmanin baş- ta gelen nedenleri arasına girebilmekte- dir. O kadar ki, sabahleyin çok geniş bir orman alanı için ' Burası orman' diyen • IÜ Orman Fakültesi Ormancılık Hukuku Anabilim Dalı Başkanı, Orman Mühendisleri Odası Marmara Şubesi Başkanı Prof. Dr. Ertuğrul Acun, yanm yüzyıldan bu yana devlet ormanlannın politikacılann çıkarlanna alet edilerek ya da ülkeyi sömüren çıkar gruplannca sürekli olarak talan edildiğini söyledi. uzman bilirkişiler, öğleden sonra ikinci bir bilirkişi raporunu utanmadan. sıkıl- madan aynı mahkemeve sunarak, 10 bin dönüm orman için "Burası orman değil- dir' diyebilmektedirler.'* Son 15 yılın rağbet gören yeni yönte- minin ormanlann 49 yıllığına kiraya ve- rilmesi olduguna dikkat çeken Prof. Dr. Ertuğrul Acun şu görüşlere yer verdi: "Orneğin, trilyonerlerin yerleştiği bir fstanbul sitesinde ormandan kazanılan yerler yetmryormuş gibi 2700 dönüm or- man içi açıklık. golf alanı olarak bu (ril- yonerlere bedava divebileceğimiz bir fi- yatla 49 yıllığına kiraya verilmiştir. hor- tumlanmıştır. Oysa ki. her tiirlü Hazine arazisinin böylesine kiraya verilebilmesi için 'kamu yaran' bulunması şarttır. Dü- şünmek gerekir, ekonomisi ifias etmiş bir devlet trilyonluk arazilerini. trihonerle- re bedava veriyor. Bu yöntem son 15 yıl- dır vakıf üniversiteJeri konusunda da uy- gulamaya konmuş bulunmaktadır. Bu ta- lan biçimi Boğaziçi gibi çok yönlii yasal kalkanlaıia korunan yöreyi bile orman- sızlaştırabüecektir." İÜ Orman Fakültesi raporu ~ Prof. Ertuğrul Acun, ormanhk alanla- nn 49 yıllığına kiralanması yönteminin son 15 yıldır üniversiteler için de uygu- landıgını, ormanlık alanlann üniversite- lere tahsisinin iptali için Danıştay'a açı- lacak davaya temel oluşturması için bi- limsel birraporhazırladıklannı söyledi. Raporda yer alan görüşler özetle şö> le: 1- Ormanların korunması hakkında anayasamızda yer alan kesin hükümlere rağmen. orman alanlarını daraltan çeşit- li işlem ve eylemlerin hızla sürdürüldü- gü görülmektedir. 2. Ülkemizde yılda ortalama 200 bin dönüm orman alanının orman dışına çı- kanldığı bilinmektedir. 7. beş >ıllık kal- kınma planında yılda 250 bin dönüm ala- nın orman rejimi dışına çıkanlması lıe- def olarak gösterilmiş bulunmaktadır. 3. 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 17. \e 115. maddelerine göre. kamu yararı- na yapılacak bina ve tesisler için izin \e irtifa hakları \erilmesi olanağı kötüye kullanılarak veni bir orman yağmasına yol açılmıştır. Irtifak hakkı uygulama- sında son gelişim ise Koç. Sabancı ve Galatasaray üniversitelerine orman alan- lannın tahsis edilmesidir. Gerçekten. ağaçlandırma alanlannın yoğunluk oluş- turduğu. istanbul orman alanlarında Koç Üniversitesi'ne 1930 dönüm. Sabancı Üniversitesi "ne 930 dönüm. Galatasaray Üniv ersitesi 'ne dokuz bin dönüm orman arazisi tahsis edilmiştir. Bu arazilerin anılan üniversitelere tahsis edilen alan- lanarasındadauygunbiroranbulunma- dığı anlaşılmaktadır. 4. Vakıf üniversitelerine yapılan bu tahsisler anayasamıza ve Orman Kanu- nu hükümlerine aykırı olduğu gibi. ka- mu hizmetinin gereklerine de uygun bu- lunmamaktadır. İzin ve irtifak hakkı ile orman arazisinden yararlanma istisnai birdurumdur. Bu istisnai düzenlemenin kamu hizmetinin gereklerini aşacak bi- çimde genişletilmesi hukuk kurallanna tersdüşmektedir. Üstelik. Koç Üniversi- lesi kendisine tahsis edilen ormanda 'Koç Plaza'vapmak üzere ilgili makam- lara başvuruda bulunabilmiştir. Buna karşın. üniversitelerin ağaçlandırma alanlannın tahrip edilerek, orman içinde kurulması. dünyada eşine rastlanmaya- cak bir uygulamadır. Devlet. kendi üni- versitelerinın ihtiyaçduyduğuaraziyi ka- mulaştırma yoluyla ve büyük zorluklar- la temin ederken. dünyanın ilk 500 şir- keti içinde bulunan bu şirketlerin oluş- turduğu iki-üç fakülte ve bir enstitüden ibaret üniversitelere binlerce dönüm or- man tahsis etmektedir. Söz konusu bu ormanlar Istanbul'un rantı en yüksek verleridir. Örneğin. Koç Üniversitesı'ne tahsis edilen alanın en azından 30 trilyon lira değerinde olduğu uzmanlarca açık- lanmaktadır. 5. Devlet ormanlanndan üniversite arazi tahsisi birzorunluluk değildir. As- lında. üniversitelerin orman dışı alanlar- da kurulması zaten yetersiz olan orman- lanmızın daraltılmaması açısından daha uygundur. Nitekim, Ortadoğu Teknik Üniversitesi Ankara dışında bozkırlarda kurulmuş,tur. Arazi. adı geçen üniversi- te tarafından ağaçlandırılarak büyük bir orman kurulmuş ve uluslararası Ağa Han Mimarlık \e Çev re Ödülü'ne layık görül- müştür. İstanbul Üniversitesi Avcılar Kampusu, İstanbul Teknik Üniversitesi ve Harp Akademileri Ayazağa kampus- lan ile Ankara Kara Harp Okulu, kıraç arazilerde orman yetiştirilmesinin en gü- zel örnekleridir. 6. İzin ve irtifak hakkı uygulamaları- nın ormana zarar vermeyecek ve orma- nın fonksiyonlannı aksatmayacak biçim- de düzenlenmesi zorunluluğu da vardır. Halbuki söz konusu üniversitelere yapı- lan tahsisler ormana zarar verdigi gibi, olumsuz örnek de teşkil etmektedir. Zi- ra, ekolojik dengeyi bozmaktadır ve or- manın sosyo-kültürel. rekreasyonel fonksiyonlannı engellemektedir. Söz ko- nusu üç üniversite ile bundan sonra ku- rulacak olanlann da aynı şekilde orman arazisi talep edecekleri kuşkusuzdur. 7. Söz konusu üniversiteler sadece ku- rulacaklan orman alanlanna zarar ver- mekle kalmayacak. çeşitli altyapı gerek- sinmeleri nedeniyle komşu ormanlar üzerinde de olumsuz etkiler yaratacak- lardır. Ağaçlandırma alanları parçalana- rak orman içinde yerleşme eğilimleri ar- tacaktır. 8. Aynca. söz konusu tahsis işlemleri- nin hem ImarMevzuatı ile Boğaziçi Ka- nunu'na hem de Kiiltür ve Tabiat Var- lıklannı Koruma Kanunu'na aykın ol- duğu Danıştay kararlarıv lada saptanmış bulunmaktadır. 90 bin kişiyi kapsayan toplusözleşme Metal işkolunda pazarlık başladı • Türk-İş"e bağlı Türk Metal Sendikası'nın "Işçi işveren çıkar ayrılığı yoktur" görüşünü sa\ unarak .VIESS'ie pazarhk masasına oturması. Hak-İş"e bağlı Özçelik-Iş Sendikası tarafından tepkiyle karşılandı. GLNEŞGLRSON ANKARA - Metal işko- lunda örgütlü olan vakla^ık 90 bin i^çi adına ba^layan toplusözleşme süreci. "bir- Hkte pazariık masasına otur- tna r% konusunda ışçı sendı- kalarını böldü. Türk-tş'e -bağlı Türk Metal Sendika- sı'nın 1 eylülde vürürlüğe gireeek olan toplu>özleşme için. "İşçi işveren çıkar ayn- l^ı yoktur" eörüşünü sav u- narâk. MESS'le (Metal Sa- nayicileri Sendikasi) pazar- lık masasına oturması. Hak- Iş'e bağlı Özçelik-îş Sendi- kası tarafından tepkiyle kar- şılandı. Özçelik-İş Sendikası Ge- nel Sekreten Recai Başkan. Türk Metal Sendikasf nın. pazarlık sürecinde birlikte hareket etnıemesini eleştire- rek. "Sendikalararasındaki [uzlaşma vofiarı görnu'nuv- likten gelinmemelidir" dedı. Türk Nletal Sendıka.M Genel Başkanı MustafaÖzbek'in. MESS'le masava otururken. "Artık işçi-işveren çıkar a>- nlığı \oktur. işçi-işveren çı- kar biriiği vardır" görü'îün- den hareket etmesini eleştı- ren Ba^kaıı. "Türk Metal Sendikası. diğer sendikalan görmezden gelerek harekete geçti.4 işyerindevetki alıral- maz, pazarlık masasına oturdu. Diğer işyerlerinin sözleşme u'tkilerini bekle- meden, süreci başlattı. Çalı- şanlann düşüncelerini alma- dan. diğer sendikalan gör- me/den gelerek hareket et- mek. metal işkolunda daha önemli sürecin başlamasına engel olmak demekrir" diye konuştu. Sendikaların bırbirlerine karşı sorumlu davranması gerektiğine dikkat çeken Başkan. işkolunda olumlu bir sürece katkıda bulunula- bilmesi için birlikte hareket edilmesini istedi. Pazarlık süresince. bu işkolunda ör- gütlü olan 3 sendikanın (Türk-lş'ebaülı Türk Metal. DlSK'e baöh Birleşik Me- tal-lş. Hak-lş'e bağlı Özçe- lik-Iş) ortak doğrular çerçe- vesinde sağlıklı bir yapı oluşturmak için birlikte mü- cadele etmesini savunan Başkan. şunlan söyledi: "İşçi ve işveren arasında çıkar ayniığı yoktur demek, yanlış bir ifade olsa gerek. Çünkü, işçi \e iş"veren ara- sında çıkar avrılıgı olması, son derece doğaldır. Işin ta- biatinda vardır. Anıa işçiler, iş\erenler ve bunların örgüt- leri belirli süreler iribanyla çıkar avnlıkJarını bir vana bırakarak. iilke \e ekonomi yararına adımlar atabilirler ve\a çıkar av nlıkları üzerine değil; olabüdiğince tarafla- rın varanna olacak doğru adımlar atma yolunu seçebi- lirler. Aslolan, çıkar aynlık- lannı ön plana çıkarmak de- ğiL taraflann ve iilke ekono- misinin geleceği açısından birlikte yapılabileceklerini ortaya koy maktır. Ama İşçi ve işveren arasında çıkar a>- nlığı yoktur' divekesriripaf- mak. alabildiğince kolaycı ve de sorunun temelini inkâr e- den bir yaklaşım olacaktır." İşsizlik sorunu büyüyor Çözüm için 20 katrüyon gerek ; ANKARA (ANKA) - • Türkivede işsizliğı ortadan • kaldırmanın maliyetinin 20 '. katrilyonubulduâubelirlen- di. ANKA'nın Hazine Müs- ; teşarlığı verilerine davana- rak vaptığı hcsaplamalara • göre"bir kişinin istihdamının ! maliveti yaklaşık 6.5 milyar , liraya ulaşıvor Hesaplama- ;-da, Hazine tarafından teşvik •3capsamında gerçekleştirile- cek vatınmlarla sağlanacak istihdam göz önüne alındı. Devlet Istaıistik Enstırü- sü'nün Ekım 1995 sonu iti- banvla 1 milvon450bıniek- sik istihdamdakiler. 1 mil- yon 522 bıni de doğrudan ış- siz olmak üzere. toplam iş- siz sav ısını 2 milyon 972 bin kışi olarak açıkladığı ve bir kı^ıveışyaratmanın maliye- tinin 6.5 milyar lira olduğu göz önüne alındığında. ek- sîk istihdamdakiler için 9.4 katrilyon. işsizler içirî de 9.9 katrilyonluk yatınm gerek- tiği orta> a çıkıyor. Buna gö- re Türkivede işsizlerin tü- müne iş yaratmanın bedeli 19.3 katrilyona ulaşıyor. Kentlerdeki işsizliğin gi- derilmesi için gerekli yatı- rını tutarının 10.9 katrilyo- nu bulduğu hesaplandı. DİE verilerine göre. Ekim 1995 sonu itibanyla 643 bini ek- sik istihdamdakilerden ol- mak üzere kentlerde toplam 1 milyon 670 bin işsiz bulu- nuyor. Kentlere göçün başlıca nedenlerinden biri olarak gösterilen kırsal kesimdeki işsizliğin giderilmesi için de toplam 8.5 katrilyon liraltk >atınma gereksinim bulunu- vor. Kırsal kesimdeki ışsiz sayısı 1 nıilyon 302 bin ola- rak hesaplanıvor. Bunun 807 bin kişilik bölümünü eksik istihdamdakiler oluşturuyor. Bir başkadır Boğaz J ın keyfi Mevsim normallerinin üzerinde se> reden şıcaklardan bunalan İstanbul'un varoşlulan, dün Boğaz'a akın erri. Istanbul'un kıvılannda ver alan plajlardaki deniz kirliliğinin girilemeyecek kadar la/la olmasına karşın, akıntı nedeniyle Mivun daha temiz olduğu Boğaz, tatile gidemeyenler için bir serinleme ve piknik yeri oldu. Boğaz'da dün denize girenlerin büyük çoğunluğu. üzerierindeki kıvafetlerden o çevrede oturanların gelir dü/eviniıı çok altında bir vaşam sürdürdüğünü adeta belgeledi. Çocuk denecek yaştaki gençlerin beyaz donlanv la denize girmesine. başını bağladığı halde eteğini baldınna kadar sıvınp avaklarını denize sokan kadınlara aldınş eden yok artık. Cüneşlenmek için beton kaldınmlar üzerine serilenler yer yer vavaların caddelerde v ürümesine neden oldu. Her şe>e rağmen hafta sonunda Boğa/'da denize girmek ve güneşlenmek de bir başka kevifolsa gerek. (Fotoöraf: MEHMET DEMİRK.AYA) Akdeniz Üniversitesi ilaç yolsuzluğıımın soruştıırma sonuçları hâlâ açıklanmadı YÖK'ün suskunluğu sürüyor FİGEN ATALAY Akdeniz Cnı\ersitesrndekı ilaç vol- suzluğu skandalıvla ilgili YÖK soruş- turması sonucunun aradan uzun bir sü- re geçmesıne karşın açıklanmanıası öğ- retim üyelerinın tepkisıne neden olu- vor. Akdeniz Ünı\ ersitesi Öğrelinı byeleri Derneğı. soruşturma sonuçla- nnın açıklannıası istemiyle YÖK'eva- zı gönderdi. Rektör Prof Dr. Tuncer Karpuzoğlu. bu konuda ~Üniversiteyö- netim kurulu kararlannın gereği yapıl- mıştır" dedi. Sözü edilen yolsuzluk ıd- dıası.yeni değil. \'eni olan YÖK'ün bu konuda yaptığı soruşturmanm sonuçla- nnın gızlenmesı ve öğretını üyelerınin kuşkulannın giderilmesi için sonucun açıklanmasını ıstemelerı. "Sonkullan- ma tarihi geçmiş bazı kiımasalların bi- le bile aldınlıp laboratuvarlarda kulla- nılması" konusundakı ıddıalar şöyle: "Tahlil ve analiz sonuçlannın çok ters çıkması$onucukliniklerdenbi>okimya bölümüne uvarılar vapılmış, ancak bunlara kulak hkanarak, kullandml- mava devam edilmiştir. Zorunlu olarak açıian soruşturmada Prof. Dr. Çetin Yetkın'e görev verilmiş. Prof. Yetkin olayın üzerine gidince emekli olmak zorunda bırakıldı. Ardından yeni bir komisyon kurulup, başına Prof. As- lan Aksu getirilmiş. hemen ardından kendisi dekan \ardımcısı vapılmış- tır. Sonuç bu kez rektörün istediği vöndeolmuştur." Olayı biraz daha açığa çıkarabılmek için açıian soruşturmadaki ifade tuta- naklanndan bazı cümlelerverelim: • Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tuncer Karpuzoğlu. "Bu iddıa ile ilgili olarak 29 Aralık 1994 tarihli Hürnvet gazetesi Akdeniz ekindeki yazıya ilişkin haber üzerine konunun soruşturulması için aynı gün rektörlügümüzce soruşturma komisyonu oluşturulmuş ve bu komisvon çalışmalarına derhal başlamıştır. Vanlan sonuçlar. üniversite yönetim kurulunun takdınne sunulmuş. yönetim kurulu kararlannın gereği yapılmıştır" şeklinde konuştu. ifade sahıbı Prof. Dr. Yaşar Uçar: "Ben Doç. Dr. Metin Erkılıç'ın açık- lamalarından. kullannıa süreleri dol- muş kitlerin hasta matervallerinin tah- lillerinde kullanılıp. sonuçların kliniklt- re bildirildiğini anladım." İfadesahibi \edatTosun. "Elimizde- ki kalibratörier > a eskiden kalmış olan- larya da Medtek firmasının veni vermiş olduklandır. Her iki grup kalibratöıie- rin de kullannıa tarihleri Tcmmuz 1994'tedolmuştur. Ben kalibrasyoniçin bunları kullanmaktmım." ifade sahıbı Doç. Dr. Gültekin Sülev- manlar ~Bu laboratu>ann sorumlu öğ- retim ü>eliğine Doç. Dr. Metin Erkılıç getirildi. Bu tarihten sonra kliniğimize gelen laboraruvar sonuçlannda rutar- stzlıklar görüldü ve kan örnekleri kav- bolmarva başladı. Bu nedenle de zaman zaman gelen laboratuvar sonuçlannın tutarsızlığı veya klinik bulgulara ters düşmesi > üziinden tahlilleri dev let has- tanesi, sigorta hastanc-si ve ö/el labora- tuvarlarda vaptırmava başjadık." İfade sahibı Prof Dr. Sevin Balkan "Doç. Dr. Metin Erkılıç göreve başladı- ğından bu vana laboratuvarlardan ge- len sonuçlar.uzelliklevatan hastalarba- kımından çok sık olarak hastanın has- talığı ve yapılan tedav iv le uv umsuz çık- mış ohıp. vine çok sık olarak da isteni- len tetkikİer kavbolmava başladı. (...) Eğer süresi dolmuş kitler kullanılırsa. hiçbir şekilde sağlıklı sonuç alınamaz. Biz artık merkez laboraruvarı sonuçla- rına güvenerek tedav i uvgulamıyoruz. Ancak, başında, durum fark edilmeden önce bürün klinikler bir süre için bu ra- por sonuçlanna itibar etmişk'rdir." ifade sahıbı Doç. Dr. Yakup Alıcıgü- zd "Son kullanrna tarihleri altı a>, bir >ıl gibi uzun süreler geçmiş kalibratör- ier ve analizreaktiflerininkullanıldığı- nı gözlcmlcdim. (...) Hastalara verilen sonuçlardevam ettikçe, j ani gü\eneme- diginı sonuçlar sürdükçe. vicdan azabı çekmeve başladım." Ifade sahibi Prof. Dr. TomrisÖzben: -Bu tür malzeme kullanılarak dogru- dan hasta sağlığını ilgilendiren klinisye- ni tedavide vönlendiren sonuç verilme- si tıbbi bakımdan kabul edilmesi ola- nak dışı bir hatadır. Bu tür miadı geç- mij malzeme kullanımının hatalı oldu- ğunun kabul edilmemcsi, aynı tür olaj- lann tekrarına >ol açabileceğinden va- himdir." Akdeniz Üniversitesi Öğretim Üve- len Derneği'nce bir süre önce YÖK'e göndenlen yazıda. rektörlüğün soruş- turması sonueunda. basında suçlanan- lar yenne. soruşturnıaeı veva tanık ko- numundakı bazı öğretim üvelerinin ce- zalandınlması \oluna gidıldiğı beiırtı- lerek şövle deniliyor: "Konunun baş- kanlığınıza iletilmesi üzerine Denetle- me Kurulu'nuzun ikideğeıii üyesi Prof. Dr. Ömer Şarlak ve Prof. Dr. Süleyman Arslan.Antaha'va kadar gelerek. olav- ları yerinde soruşturmuşlardır. Buna rağmen. kamuov unda üniversitemizin ve öğretim üveleri camiasının onurunu ve sav gınlığını zedeleven iddia ve itham- laria ilgili olarak. başkanlığınızın yüriit- tüğü bu soruşturmaların sonuçlan ara- dan uzun bir süre geçmiş olmasına kar- şın bugüne kadar açıklanmamış. aksi- ne kuşkuları arrtırıcı bazı duyumlar alınmıştir." Akdeniz Gniversıtesı Rektörü Prof. Dr. Tuncer Karpuzoğlu. bu ıddıayla il- gili sorumuzuşöviecevaplandırdı: "Bu iddia ile ilgili olarak 29 Aralık 1994 ta- rihli Hürrivet gazetesi Akdeniz ekinde- ki \a/ıva ilişkin haber üzerine konunun soruşturulması için avnı gün rektörlü- gümüzce soruşturma komisyonu oluş- turulmuş ve bu komisyon çaltşmalanna derhal başlamıştır. Vanlan sonuçlar. üniversite vönetim kurulunun takdiri- ne sunulmuş. vönetim kurulu kararla- nnın gereği vapılmıştir. Rektötiüğümüz bu konudaki iddia ortava atılır atılmaz gerekliciddivetve hassasivetleolav ın üs- tüne gitmiş \e gerçeğin ortava çıkması için kanun \e töneîmeliklerçerçevesin- de mümkün olan her çabav ı göstermiş- tir." CUMHURIYETTEN OKURLARA ORHAN ERİNÇ Basının Gündeminde Tröstleşme Var... Tekelleşmede üst noktaya ulaşan ve yavaş yavaş ini- şe geçen Doğan-Bilgin grupları. bir yandan yeni yayın- larla satış oranlarını korumanın hazırlıklarını sürdürür- ken bir yandan da tröstleşmenin ilk adımlannı attılar. Bu kanıya neden vardığımıza geçmeden tekelleşme- nin son durumuna bir göz atalım. 27 mayıs - 2 haziran dönemini kapsayan hafta için- de günlük ortalama 5 milyon 94 bin 709 gazete satıl- mıştı. Bu satışın yüzde 45.30'unu Doğan Grubu. yüzde 27.72'sini de Bilgin Grubu gerçekleştırmişti. iki grubun tüm satışlar ıçindekı payı da yüzde 73.02'ydi. 24 haziran - 30 hazıran günleri arasında ıse yeni çı- kan gazetelere karşın günlük ortalama satış 4 milyon 710bin201'edüştü. Bu düşüşe paralel olarak iki grubun satış yüzdesi de yüzde 70'e indi. Bu oranın içindeki Doğan Grubu payı yüzde 43.76, Bilgin Grubu payı da yüzde 26.24 olarak gerçekleşti. Medyamız, promosyon ve taksitle mal pazarlama gi- rişimleri sonunda en yüksek ortalamaya 4-12 Aralık 1995 haftasında ulaşmış ve günlük 6 milyon 641 bin 183 gazete satılmıştı. O günden bugüne bakınca, medyamızın 30 gün için- de okur ya da müşteri kaybının 1 milyon 930 bin 982 olduğu görülüyor. Bu düşüşün nedenlerinin başında okurların, gününe ve iktidara göre politika belirleyen, bu belirlemenin de grupların ticari ılişkilerınden kaynaklandığı izlenimini edinmeleri gelıyor. Bir başka neden de promosyon dağıtımı konusunda verilen sözlenn tutulmaması. sürekli ertelemeye gidil- mesi ve kalite düşüklüğü. Satış fiyatları konusundakı artışlar da bunun cabası gibi. Bilgin Grubu'nun Bugün gazetesi, Akşam gazete- sinin rekorunu egale ederek 100 bin liraya çıktı. Bilgin Grubu'nun bir başka gazetesi olan Takvim de 75 bin li- radan satılıyor. Doğan Grubu'nda ıse birincilik 75 bin li- ra ile Posta'da, Meydan 70 bin, Son Havadis de 60 bin liradan satılıyor. Tekelleşme bu durumda iken tröstleşme de nereden çıktı denebilir. Geçen hafta Doğan Grubu'nun Kanal D'si ile Bilgin Grubu'nun atv'sinde bir imza töreni ya- yımlandı. Ulusfararası başanlarına tanık olduğumuz bir basketbol takımımız, içte ve dışta oynayacağı maçla- rın naklen yayın hakkını bu iki televizyon kuruluşunun ortak oldukları bir şirkete vermişti. imza töreninde üç taraf da vardı ve sıra ile açıklama yaparak bu ışbiriiğin- den duydukları memnunluğu dıle getirdiler. Grupların gazeteleri ise genelde yalnız kendı temsilcilerinın yer al- dığı ölçülerle haberi ve fotoğraflan aktardılar. Basına yönelik ortak dağıtım şirketinden sonra tele- vizyonlara yönelik ortaklık gırişimi, tröstleşmenin ilk adımları değil de nedir? • REFAHYOL hükümetinin güvenoylaması bugün ya- pılıyor. Hükümet protokolunde yer alan "laiklik, Atatürk ilke ve inkılaplan" gibi kavramlar karşısında bazı safoş- lann, Erbakan Hoca'nın laikliği savunmaya başladığı kanısını yaymaya çabaladıklarına tanık olduk. Dedikle- rini kendi anlayışı ölçüsünde yorumlama ya da yok say- ma konusundakı uzmanlıgı goz önüne alınınca Erbakan Hoca'nın kısa bir süre sonra yapacaklarını nasıl tevil edeceğini göreceğiz. TBMM'deki program görüşmeleri bir noktayı da göz- ler önüne serdi. Güvenoylamasının demokrasiden çok, siyasal ahlak açısından önemli olduğu bir kez daha gö- rüldü. • DYP'den istifa eden İstanbul Milletvekili ve eski is- tanbul Emniyet Müdurü Necdet Menzir'ın, polis ıçın- deki mafya soruşturmasına dikkat çekerek, Içışleri Ba- kanı Mehmet Ağar'a yönelik ıddialarda bulunması, An- kara'da geçen hafta gündemin en önemli maddelerin- den birini oluşturan "DYP'demafya tartışmas/"nı orta- ya çıkardı. DYP Aydın Milletvekili Ismet Sezgin'in, Ağar'ın Içişleri Bakanhğı'nagetirilmesinin "bellı maksat- lara" dayandığını söylemesı ve Menzir'in, DYP lideri Tansu Çiller'in "yolsuzlukların üzeriniörtemeyeceğini" belirtmesi. tartışmaları iyice alevlendirdi. Menzir ve Sez- gin'in görüşlerinı Osman Aydoğan haberleştirdi. Ağar'ın görüşlerini de Yusuf Özkan kamuoyuna yan- srttı. • Sıvas'ta 2 Temmuz 1993 tarihinde yaşanan şeriatçı ayaklanma sırasında 37 aydının katledılmesinin yıldö- nümünde, dava ile ilgili gelışmelen Evin Göktaş ızledi. Davaların bir bölümüne katılan bir askerı yargıç, dava heyetinin çok yönlü baskı altında olduğunu açıkladı. • ABD'nin, Ankara'ya, Bakü-Ceyhan güzergâhmın ger- çekleşmesinin belirsiz bir tarihe ertelenmesi üzerine, 2010 yılında petrol üretimı 65 milyon tona çıkacağı he- saplanan Kazak petrollerinin bir bölümünün Türkiye üzerinden Akdeniz'e ulaştırılmasını önerdiğini Lale Sa- nibrahimoğlu ortaya çıkardı. • Genelev işletmecisı Matild Manukyan'ın yanında bombalı suikast sonucu öldürülen Mehmet Urhan'ın. İstanbul Bankası Genel Müdurü olduğu sırada Başba- kan Yardımcısı Çiller'in eşı Özer Uçuran Çiller'in özel kuryeliğini yaptığını Osman Aydoğan kamuoyuna du- yurdu. Söylemez kardeşler mafyasınm gerçekleştirdi- ği öne sürülen suikast sonucu ölen Urhan. Bankalar Ye- minli Başmurakıbı Mustafa Tosun'a el yazısıyla verdı- ği ifadesinde, Özer Uçuran Çiller'in kredı verdigi iki şir- kete ait çeklerı tahsil ettiğinı ve paraları yıne Özer Uçu- ran Çiller'e teslim ettiğini açıklamıştı. • Turizm yörelerinın altyapı sorunlarında yıllardır somut bir düzelme görülmediğini. sorunların artık turizmı zor- layacak boyutlara geldiğini Asuman Abacıoğlu yazdı. • Refah Partisi lideri Erbakan'ın, REFAHYOL koalisyo- nuna duyulan tepkiyi azaltmak ve dargelırlilerin deste- ğini kazanmak için "guvenoyu vaatlerinın" 400 trilyon liraya ulaştığını Hacer Gemici haberleştirdi. • 1994 yılındaki krizle birlikte kapatılan Marmara, TYT ve lmpexbank mudilerinin paralannı almak için son u- mut olarak Dantştay Genel Kurulu'nun kararını bekle- diklerini Sabiha Semerci duyurdu. • Hükümetin canlı et ithalatında Avrupa Birlıği ile güm- rük vergisıni sıfıra indirmeye çalışması nedeniyle zaten zor durumda olan hayvancılığın yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kaldığını Hülya Genç yazdı. • Iç savaştan sonra harabeye dönen Bosna'da Dünya Bankası ve Avrupa Birliği'nın Türk fırmalannı devre dı- şı bıraktığını Ahmet Çelik duyurdu. • Özelleştirme Idaresi Başkanlığı'nın 25 milyara sattı- ğı Ağrı Kombinası'nı özelleştirildikten sonra üretim yap- maması nedeniyle Ağrı Valisi'nın öncülüğünde il Özel Idaresi nin 60 milyara geri almaya çalıştığını Nurten Yalçın duyurdu. • Yaş meyve ve sebze ihracatının uçte birini oluşturan Rusya pazannın. kara taşımacılığındaki sorunlar nede- niyle kapanma noktasına geimesi üzerine büyük kent- lerde toptan meyve, sebze fıyatlarının düştüğünü Ca- nan Soysal haberleştirdi. • Önümüzdeki pazartesiye kadar gönlünüzce bir haf- ta geçirmeniz dileği ve saygılarımızla.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle