Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
TEMMÜ21996 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Orman Mühendisleri Odası, orman yağmasının iptali için Danıştay'a dava açacak
Ormanda 'Koç Plaza' kıırıılacakİstanbul Haber Servisi - Orman Mü-
hendislen Odası. ormanhk alanlann üni-
versitelere tah-.isinin iptali istemiyle Da-
nıştay'a dava açacak. Jstanbul Üniversi-
tesi Orman Fakültesı bu konuda hazırla-
dığı bilımsel raporu. davava temel oluş-
turmak üzere Orman Mühendisleri Oda-
sı "na gönderdi.
IÜ Orman Fakültesi Ormancılık Hu-
kuku Anabilim Dalı Başkanı, Orman
MühendLsleri Odası Marmara Şubesi
Başkanı Prof. Dr. Ertuğrul Acun, yanm
yüzyıldan bu \ana devlet ormanlannın
politikacılann çıkarlarına alet edilerek
ya da ülkeyi sömüren çıkar gruplannca
sürekli olarak talan edildiğini anımsattı.
"Her düzenlemenin yeni bir orman kat-
liamına çanak tuttuğunu" vurgulavan
Prof Acun. ,->ö>le de\am ettı:
"Özellikle son 15 > ıldır devlet orman-
ları; yeni vasalann göstermelik amaçla-
nnın özendirdiği ormana hücumla yok
olmaktadır. Ömeğin. orman kövlerinin
kalkındırılmasına vönelik >asa. aslında
Hazine adına orman dışına çıkarılan top-
rakJarın inşaata açılmasına çanak tutu-
yordu \e anayasa>a da avkınvdı. Nite-
kim. Anavasa Mahkemesi'nce bu yasalar
birçok ke/ iptal edildi. Ancak, 4127 sa>ı-
lı vasa vine avnı gavelerle yüriirlüğe ko-
nuldu ve üzüntüvle vurgulavalım ki. ip-
tali gerektiği \e anavasava avkırı olduğu
halde iptali için hiçbir başvunı vapılma-
dı. Orman alanlannın elden çıkanlmasi
konusunda. orman davalannda çok şa-
ibeli bilirkişi raporlan da \agmanin baş-
ta gelen nedenleri arasına girebilmekte-
dir. O kadar ki, sabahleyin çok geniş bir
orman alanı için ' Burası orman' diyen
• IÜ Orman Fakültesi Ormancılık Hukuku Anabilim Dalı Başkanı, Orman Mühendisleri
Odası Marmara Şubesi Başkanı Prof. Dr. Ertuğrul Acun, yanm yüzyıldan bu yana devlet
ormanlannın politikacılann çıkarlanna alet edilerek ya da ülkeyi sömüren çıkar
gruplannca sürekli olarak talan edildiğini söyledi.
uzman bilirkişiler, öğleden sonra ikinci
bir bilirkişi raporunu utanmadan. sıkıl-
madan aynı mahkemeve sunarak, 10 bin
dönüm orman için "Burası orman değil-
dir' diyebilmektedirler.'*
Son 15 yılın rağbet gören yeni yönte-
minin ormanlann 49 yıllığına kiraya ve-
rilmesi olduguna dikkat çeken Prof. Dr.
Ertuğrul Acun şu görüşlere yer verdi:
"Orneğin, trilyonerlerin yerleştiği bir
fstanbul sitesinde ormandan kazanılan
yerler yetmryormuş gibi 2700 dönüm or-
man içi açıklık. golf alanı olarak bu (ril-
yonerlere bedava divebileceğimiz bir fi-
yatla 49 yıllığına kiraya verilmiştir. hor-
tumlanmıştır. Oysa ki. her tiirlü Hazine
arazisinin böylesine kiraya verilebilmesi
için 'kamu yaran' bulunması şarttır. Dü-
şünmek gerekir, ekonomisi ifias etmiş bir
devlet trilyonluk arazilerini. trihonerle-
re bedava veriyor. Bu yöntem son 15 yıl-
dır vakıf üniversiteJeri konusunda da uy-
gulamaya konmuş bulunmaktadır. Bu ta-
lan biçimi Boğaziçi gibi çok yönlii yasal
kalkanlaıia korunan yöreyi bile orman-
sızlaştırabüecektir."
İÜ Orman Fakültesi raporu ~
Prof. Ertuğrul Acun, ormanhk alanla-
nn 49 yıllığına kiralanması yönteminin
son 15 yıldır üniversiteler için de uygu-
landıgını, ormanlık alanlann üniversite-
lere tahsisinin iptali için Danıştay'a açı-
lacak davaya temel oluşturması için bi-
limsel birraporhazırladıklannı söyledi.
Raporda yer alan görüşler özetle şö> le:
1- Ormanların korunması hakkında
anayasamızda yer alan kesin hükümlere
rağmen. orman alanlarını daraltan çeşit-
li işlem ve eylemlerin hızla sürdürüldü-
gü görülmektedir.
2. Ülkemizde yılda ortalama 200 bin
dönüm orman alanının orman dışına çı-
kanldığı bilinmektedir. 7. beş >ıllık kal-
kınma planında yılda 250 bin dönüm ala-
nın orman rejimi dışına çıkanlması lıe-
def olarak gösterilmiş bulunmaktadır.
3. 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 17.
\e 115. maddelerine göre. kamu yararı-
na yapılacak bina ve tesisler için izin \e
irtifa hakları \erilmesi olanağı kötüye
kullanılarak veni bir orman yağmasına
yol açılmıştır. Irtifak hakkı uygulama-
sında son gelişim ise Koç. Sabancı ve
Galatasaray üniversitelerine orman alan-
lannın tahsis edilmesidir. Gerçekten.
ağaçlandırma alanlannın yoğunluk oluş-
turduğu. istanbul orman alanlarında Koç
Üniversitesi'ne 1930 dönüm. Sabancı
Üniversitesi "ne 930 dönüm. Galatasaray
Üniv ersitesi 'ne dokuz bin dönüm orman
arazisi tahsis edilmiştir. Bu arazilerin
anılan üniversitelere tahsis edilen alan-
lanarasındadauygunbiroranbulunma-
dığı anlaşılmaktadır.
4. Vakıf üniversitelerine yapılan bu
tahsisler anayasamıza ve Orman Kanu-
nu hükümlerine aykırı olduğu gibi. ka-
mu hizmetinin gereklerine de uygun bu-
lunmamaktadır. İzin ve irtifak hakkı ile
orman arazisinden yararlanma istisnai
birdurumdur. Bu istisnai düzenlemenin
kamu hizmetinin gereklerini aşacak bi-
çimde genişletilmesi hukuk kurallanna
tersdüşmektedir. Üstelik. Koç Üniversi-
lesi kendisine tahsis edilen ormanda
'Koç Plaza'vapmak üzere ilgili makam-
lara başvuruda bulunabilmiştir. Buna
karşın. üniversitelerin ağaçlandırma
alanlannın tahrip edilerek, orman içinde
kurulması. dünyada eşine rastlanmaya-
cak bir uygulamadır. Devlet. kendi üni-
versitelerinın ihtiyaçduyduğuaraziyi ka-
mulaştırma yoluyla ve büyük zorluklar-
la temin ederken. dünyanın ilk 500 şir-
keti içinde bulunan bu şirketlerin oluş-
turduğu iki-üç fakülte ve bir enstitüden
ibaret üniversitelere binlerce dönüm or-
man tahsis etmektedir. Söz konusu bu
ormanlar Istanbul'un rantı en yüksek
verleridir. Örneğin. Koç Üniversitesı'ne
tahsis edilen alanın en azından 30 trilyon
lira değerinde olduğu uzmanlarca açık-
lanmaktadır.
5. Devlet ormanlanndan üniversite
arazi tahsisi birzorunluluk değildir. As-
lında. üniversitelerin orman dışı alanlar-
da kurulması zaten yetersiz olan orman-
lanmızın daraltılmaması açısından daha
uygundur. Nitekim, Ortadoğu Teknik
Üniversitesi Ankara dışında bozkırlarda
kurulmuş,tur. Arazi. adı geçen üniversi-
te tarafından ağaçlandırılarak büyük bir
orman kurulmuş ve uluslararası Ağa Han
Mimarlık \e Çev re Ödülü'ne layık görül-
müştür. İstanbul Üniversitesi Avcılar
Kampusu, İstanbul Teknik Üniversitesi
ve Harp Akademileri Ayazağa kampus-
lan ile Ankara Kara Harp Okulu, kıraç
arazilerde orman yetiştirilmesinin en gü-
zel örnekleridir.
6. İzin ve irtifak hakkı uygulamaları-
nın ormana zarar vermeyecek ve orma-
nın fonksiyonlannı aksatmayacak biçim-
de düzenlenmesi zorunluluğu da vardır.
Halbuki söz konusu üniversitelere yapı-
lan tahsisler ormana zarar verdigi gibi,
olumsuz örnek de teşkil etmektedir. Zi-
ra, ekolojik dengeyi bozmaktadır ve or-
manın sosyo-kültürel. rekreasyonel
fonksiyonlannı engellemektedir. Söz ko-
nusu üç üniversite ile bundan sonra ku-
rulacak olanlann da aynı şekilde orman
arazisi talep edecekleri kuşkusuzdur.
7. Söz konusu üniversiteler sadece ku-
rulacaklan orman alanlanna zarar ver-
mekle kalmayacak. çeşitli altyapı gerek-
sinmeleri nedeniyle komşu ormanlar
üzerinde de olumsuz etkiler yaratacak-
lardır. Ağaçlandırma alanları parçalana-
rak orman içinde yerleşme eğilimleri ar-
tacaktır.
8. Aynca. söz konusu tahsis işlemleri-
nin hem ImarMevzuatı ile Boğaziçi Ka-
nunu'na hem de Kiiltür ve Tabiat Var-
lıklannı Koruma Kanunu'na aykın ol-
duğu Danıştay kararlarıv lada saptanmış
bulunmaktadır.
90 bin kişiyi kapsayan toplusözleşme
Metal işkolunda
pazarlık başladı
• Türk-İş"e bağlı Türk Metal Sendikası'nın
"Işçi işveren çıkar ayrılığı yoktur" görüşünü
sa\ unarak .VIESS'ie pazarhk masasına
oturması. Hak-İş"e bağlı Özçelik-Iş Sendikası
tarafından tepkiyle karşılandı.
GLNEŞGLRSON
ANKARA - Metal işko-
lunda örgütlü olan vakla^ık
90 bin i^çi adına ba^layan
toplusözleşme süreci. "bir-
Hkte pazariık masasına otur-
tna
r%
konusunda ışçı sendı-
kalarını böldü. Türk-tş'e
-bağlı Türk Metal Sendika-
sı'nın 1 eylülde vürürlüğe
gireeek olan toplu>özleşme
için. "İşçi işveren çıkar ayn-
l^ı yoktur" eörüşünü sav u-
narâk. MESS'le (Metal Sa-
nayicileri Sendikasi) pazar-
lık masasına oturması. Hak-
Iş'e bağlı Özçelik-îş Sendi-
kası tarafından tepkiyle kar-
şılandı.
Özçelik-İş Sendikası Ge-
nel Sekreten Recai Başkan.
Türk Metal Sendikasf nın.
pazarlık sürecinde birlikte
hareket etnıemesini eleştire-
rek. "Sendikalararasındaki
[uzlaşma vofiarı görnu'nuv-
likten gelinmemelidir" dedı.
Türk Nletal Sendıka.M Genel
Başkanı MustafaÖzbek'in.
MESS'le masava otururken.
"Artık işçi-işveren çıkar a>-
nlığı \oktur. işçi-işveren çı-
kar biriiği vardır" görü'îün-
den hareket etmesini eleştı-
ren Ba^kaıı. "Türk Metal
Sendikası. diğer sendikalan
görmezden gelerek harekete
geçti.4 işyerindevetki alıral-
maz, pazarlık masasına
oturdu. Diğer işyerlerinin
sözleşme u'tkilerini bekle-
meden, süreci başlattı. Çalı-
şanlann düşüncelerini alma-
dan. diğer sendikalan gör-
me/den gelerek hareket et-
mek. metal işkolunda daha
önemli sürecin başlamasına
engel olmak demekrir" diye
konuştu.
Sendikaların bırbirlerine
karşı sorumlu davranması
gerektiğine dikkat çeken
Başkan. işkolunda olumlu
bir sürece katkıda bulunula-
bilmesi için birlikte hareket
edilmesini istedi. Pazarlık
süresince. bu işkolunda ör-
gütlü olan 3 sendikanın
(Türk-lş'ebaülı Türk Metal.
DlSK'e baöh Birleşik Me-
tal-lş. Hak-lş'e bağlı Özçe-
lik-Iş) ortak doğrular çerçe-
vesinde sağlıklı bir yapı
oluşturmak için birlikte mü-
cadele etmesini savunan
Başkan. şunlan söyledi:
"İşçi ve işveren arasında
çıkar ayniığı yoktur demek,
yanlış bir ifade olsa gerek.
Çünkü, işçi \e iş"veren ara-
sında çıkar avrılıgı olması,
son derece doğaldır. Işin ta-
biatinda vardır. Anıa işçiler,
iş\erenler ve bunların örgüt-
leri belirli süreler iribanyla
çıkar avnlıkJarını bir vana
bırakarak. iilke \e ekonomi
yararına adımlar atabilirler
ve\a çıkar av nlıkları üzerine
değil; olabüdiğince tarafla-
rın varanna olacak doğru
adımlar atma yolunu seçebi-
lirler. Aslolan, çıkar aynlık-
lannı ön plana çıkarmak de-
ğiL taraflann ve iilke ekono-
misinin geleceği açısından
birlikte yapılabileceklerini
ortaya koy maktır. Ama İşçi
ve işveren arasında çıkar a>-
nlığı yoktur' divekesriripaf-
mak. alabildiğince kolaycı ve
de sorunun temelini inkâr e-
den bir yaklaşım olacaktır."
İşsizlik sorunu büyüyor
Çözüm için 20
katrüyon gerek
; ANKARA (ANKA) -
• Türkivede işsizliğı ortadan
• kaldırmanın maliyetinin 20
'. katrilyonubulduâubelirlen-
di.
ANKA'nın Hazine Müs-
; teşarlığı verilerine davana-
rak vaptığı hcsaplamalara
• göre"bir kişinin istihdamının
! maliveti yaklaşık 6.5 milyar
, liraya ulaşıvor Hesaplama-
;-da, Hazine tarafından teşvik
•3capsamında gerçekleştirile-
cek vatınmlarla sağlanacak
istihdam göz önüne alındı.
Devlet Istaıistik Enstırü-
sü'nün Ekım 1995 sonu iti-
banvla 1 milvon450bıniek-
sik istihdamdakiler. 1 mil-
yon 522 bıni de doğrudan ış-
siz olmak üzere. toplam iş-
siz sav ısını 2 milyon 972 bin
kışi olarak açıkladığı ve bir
kı^ıveışyaratmanın maliye-
tinin 6.5 milyar lira olduğu
göz önüne alındığında. ek-
sîk istihdamdakiler için 9.4
katrilyon. işsizler içirî de 9.9
katrilyonluk yatınm gerek-
tiği orta> a çıkıyor. Buna gö-
re Türkivede işsizlerin tü-
müne iş yaratmanın bedeli
19.3 katrilyona ulaşıyor.
Kentlerdeki işsizliğin gi-
derilmesi için gerekli yatı-
rını tutarının 10.9 katrilyo-
nu bulduğu hesaplandı. DİE
verilerine göre. Ekim 1995
sonu itibanyla 643 bini ek-
sik istihdamdakilerden ol-
mak üzere kentlerde toplam
1 milyon 670 bin işsiz bulu-
nuyor.
Kentlere göçün başlıca
nedenlerinden biri olarak
gösterilen kırsal kesimdeki
işsizliğin giderilmesi için de
toplam 8.5 katrilyon liraltk
>atınma gereksinim bulunu-
vor. Kırsal kesimdeki ışsiz
sayısı 1 nıilyon 302 bin ola-
rak hesaplanıvor. Bunun 807
bin kişilik bölümünü eksik
istihdamdakiler oluşturuyor.
Bir
başkadır
Boğaz
J
ın
keyfi
Mevsim normallerinin
üzerinde se> reden
şıcaklardan bunalan
İstanbul'un varoşlulan,
dün Boğaz'a akın erri.
Istanbul'un kıvılannda
ver alan plajlardaki deniz
kirliliğinin girilemeyecek
kadar la/la olmasına
karşın, akıntı nedeniyle
Mivun daha temiz olduğu
Boğaz, tatile gidemeyenler
için bir serinleme ve
piknik yeri oldu.
Boğaz'da dün denize
girenlerin büyük
çoğunluğu. üzerierindeki
kıvafetlerden o çevrede
oturanların gelir
dü/eviniıı çok altında bir
vaşam sürdürdüğünü
adeta belgeledi. Çocuk
denecek yaştaki gençlerin
beyaz donlanv la denize
girmesine. başını
bağladığı halde eteğini
baldınna kadar sıvınp
avaklarını denize sokan
kadınlara aldınş eden yok
artık. Cüneşlenmek için
beton kaldınmlar üzerine
serilenler yer yer
vavaların caddelerde
v ürümesine neden oldu.
Her şe>e rağmen hafta
sonunda Boğa/'da denize
girmek ve güneşlenmek
de bir başka kevifolsa
gerek. (Fotoöraf:
MEHMET
DEMİRK.AYA)
Akdeniz Üniversitesi ilaç yolsuzluğıımın soruştıırma sonuçları hâlâ açıklanmadı
YÖK'ün suskunluğu sürüyor
FİGEN ATALAY
Akdeniz Cnı\ersitesrndekı ilaç vol-
suzluğu skandalıvla ilgili YÖK soruş-
turması sonucunun aradan uzun bir sü-
re geçmesıne karşın açıklanmanıası öğ-
retim üyelerinın tepkisıne neden olu-
vor. Akdeniz Ünı\ ersitesi Öğrelinı
byeleri Derneğı. soruşturma sonuçla-
nnın açıklannıası istemiyle YÖK'eva-
zı gönderdi. Rektör Prof Dr. Tuncer
Karpuzoğlu. bu konuda ~Üniversiteyö-
netim kurulu kararlannın gereği yapıl-
mıştır" dedi. Sözü edilen yolsuzluk ıd-
dıası.yeni değil. \'eni olan YÖK'ün bu
konuda yaptığı soruşturmanm sonuçla-
nnın gızlenmesı ve öğretını üyelerınin
kuşkulannın giderilmesi için sonucun
açıklanmasını ıstemelerı. "Sonkullan-
ma tarihi geçmiş bazı kiımasalların bi-
le bile aldınlıp laboratuvarlarda kulla-
nılması" konusundakı ıddıalar şöyle:
"Tahlil ve analiz sonuçlannın çok ters
çıkması$onucukliniklerdenbi>okimya
bölümüne uvarılar vapılmış, ancak
bunlara kulak hkanarak, kullandml-
mava devam edilmiştir. Zorunlu olarak
açıian soruşturmada Prof. Dr. Çetin
Yetkın'e görev verilmiş. Prof. Yetkin
olayın üzerine gidince emekli olmak
zorunda bırakıldı. Ardından yeni bir
komisyon kurulup, başına Prof. As-
lan Aksu getirilmiş. hemen ardından
kendisi dekan \ardımcısı vapılmış-
tır. Sonuç bu kez rektörün istediği
vöndeolmuştur."
Olayı biraz daha açığa çıkarabılmek
için açıian soruşturmadaki ifade tuta-
naklanndan bazı cümlelerverelim:
• Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tuncer Karpuzoğlu. "Bu
iddıa ile ilgili olarak 29 Aralık 1994 tarihli Hürnvet gazetesi Akdeniz
ekindeki yazıya ilişkin haber üzerine konunun soruşturulması için aynı
gün rektörlügümüzce soruşturma komisyonu oluşturulmuş ve bu
komisvon çalışmalarına derhal başlamıştır. Vanlan sonuçlar. üniversite
yönetim kurulunun takdınne sunulmuş. yönetim kurulu kararlannın
gereği yapılmıştır" şeklinde konuştu.
ifade sahıbı Prof. Dr. Yaşar Uçar:
"Ben Doç. Dr. Metin Erkılıç'ın açık-
lamalarından. kullannıa süreleri dol-
muş kitlerin hasta matervallerinin tah-
lillerinde kullanılıp. sonuçların kliniklt-
re bildirildiğini anladım."
İfadesahibi \edatTosun. "Elimizde-
ki kalibratörier > a eskiden kalmış olan-
larya da Medtek firmasının veni vermiş
olduklandır. Her iki grup kalibratöıie-
rin de kullannıa tarihleri Tcmmuz
1994'tedolmuştur. Ben kalibrasyoniçin
bunları kullanmaktmım."
ifade sahıbı Doç. Dr. Gültekin Sülev-
manlar ~Bu laboratu>ann sorumlu öğ-
retim ü>eliğine Doç. Dr. Metin Erkılıç
getirildi. Bu tarihten sonra kliniğimize
gelen laboraruvar sonuçlannda rutar-
stzlıklar görüldü ve kan örnekleri kav-
bolmarva başladı. Bu nedenle de zaman
zaman gelen laboratuvar sonuçlannın
tutarsızlığı veya klinik bulgulara ters
düşmesi > üziinden tahlilleri dev let has-
tanesi, sigorta hastanc-si ve ö/el labora-
tuvarlarda vaptırmava başjadık."
İfade sahibı Prof Dr. Sevin Balkan
"Doç. Dr. Metin Erkılıç göreve başladı-
ğından bu vana laboratuvarlardan ge-
len sonuçlar.uzelliklevatan hastalarba-
kımından çok sık olarak hastanın has-
talığı ve yapılan tedav iv le uv umsuz çık-
mış ohıp. vine çok sık olarak da isteni-
len tetkikİer kavbolmava başladı. (...)
Eğer süresi dolmuş kitler kullanılırsa.
hiçbir şekilde sağlıklı sonuç alınamaz.
Biz artık merkez laboraruvarı sonuçla-
rına güvenerek tedav i uvgulamıyoruz.
Ancak, başında, durum fark edilmeden
önce bürün klinikler bir süre için bu ra-
por sonuçlanna itibar etmişk'rdir."
ifade sahıbı Doç. Dr. Yakup Alıcıgü-
zd "Son kullanrna tarihleri altı a>, bir
>ıl gibi uzun süreler geçmiş kalibratör-
ier ve analizreaktiflerininkullanıldığı-
nı gözlcmlcdim. (...) Hastalara verilen
sonuçlardevam ettikçe, j ani gü\eneme-
diginı sonuçlar sürdükçe. vicdan azabı
çekmeve başladım."
Ifade sahibi Prof. Dr. TomrisÖzben:
-Bu tür malzeme kullanılarak dogru-
dan hasta sağlığını ilgilendiren klinisye-
ni tedavide vönlendiren sonuç verilme-
si tıbbi bakımdan kabul edilmesi ola-
nak dışı bir hatadır. Bu tür miadı geç-
mij malzeme kullanımının hatalı oldu-
ğunun kabul edilmemcsi, aynı tür olaj-
lann tekrarına >ol açabileceğinden va-
himdir."
Akdeniz Üniversitesi Öğretim Üve-
len Derneği'nce bir süre önce YÖK'e
göndenlen yazıda. rektörlüğün soruş-
turması sonueunda. basında suçlanan-
lar yenne. soruşturnıaeı veva tanık ko-
numundakı bazı öğretim üvelerinin ce-
zalandınlması \oluna gidıldiğı beiırtı-
lerek şövle deniliyor: "Konunun baş-
kanlığınıza iletilmesi üzerine Denetle-
me Kurulu'nuzun ikideğeıii üyesi Prof.
Dr. Ömer Şarlak ve Prof. Dr. Süleyman
Arslan.Antaha'va kadar gelerek. olav-
ları yerinde soruşturmuşlardır. Buna
rağmen. kamuov unda üniversitemizin
ve öğretim üveleri camiasının onurunu
ve sav gınlığını zedeleven iddia ve itham-
laria ilgili olarak. başkanlığınızın yüriit-
tüğü bu soruşturmaların sonuçlan ara-
dan uzun bir süre geçmiş olmasına kar-
şın bugüne kadar açıklanmamış. aksi-
ne kuşkuları arrtırıcı bazı duyumlar
alınmıştir."
Akdeniz Gniversıtesı Rektörü Prof.
Dr. Tuncer Karpuzoğlu. bu ıddıayla il-
gili sorumuzuşöviecevaplandırdı: "Bu
iddia ile ilgili olarak 29 Aralık 1994 ta-
rihli Hürrivet gazetesi Akdeniz ekinde-
ki \a/ıva ilişkin haber üzerine konunun
soruşturulması için avnı gün rektörlü-
gümüzce soruşturma komisyonu oluş-
turulmuş ve bu komisyon çaltşmalanna
derhal başlamıştır. Vanlan sonuçlar.
üniversite vönetim kurulunun takdiri-
ne sunulmuş. vönetim kurulu kararla-
nnın gereği vapılmıştir. Rektötiüğümüz
bu konudaki iddia ortava atılır atılmaz
gerekliciddivetve hassasivetleolav ın üs-
tüne gitmiş \e gerçeğin ortava çıkması
için kanun \e töneîmeliklerçerçevesin-
de mümkün olan her çabav ı göstermiş-
tir."
CUMHURIYETTEN
OKURLARA
ORHAN ERİNÇ
Basının Gündeminde
Tröstleşme Var...
Tekelleşmede üst noktaya ulaşan ve yavaş yavaş ini-
şe geçen Doğan-Bilgin grupları. bir yandan yeni yayın-
larla satış oranlarını korumanın hazırlıklarını sürdürür-
ken bir yandan da tröstleşmenin ilk adımlannı attılar.
Bu kanıya neden vardığımıza geçmeden tekelleşme-
nin son durumuna bir göz atalım.
27 mayıs - 2 haziran dönemini kapsayan hafta için-
de günlük ortalama 5 milyon 94 bin 709 gazete satıl-
mıştı.
Bu satışın yüzde 45.30'unu Doğan Grubu. yüzde
27.72'sini de Bilgin Grubu gerçekleştırmişti. iki grubun
tüm satışlar ıçindekı payı da yüzde 73.02'ydi.
24 haziran - 30 hazıran günleri arasında ıse yeni çı-
kan gazetelere karşın günlük ortalama satış 4 milyon
710bin201'edüştü.
Bu düşüşe paralel olarak iki grubun satış yüzdesi de
yüzde 70'e indi. Bu oranın içindeki Doğan Grubu payı
yüzde 43.76, Bilgin Grubu payı da yüzde 26.24 olarak
gerçekleşti.
Medyamız, promosyon ve taksitle mal pazarlama gi-
rişimleri sonunda en yüksek ortalamaya 4-12 Aralık
1995 haftasında ulaşmış ve günlük 6 milyon 641 bin 183
gazete satılmıştı.
O günden bugüne bakınca, medyamızın 30 gün için-
de okur ya da müşteri kaybının 1 milyon 930 bin 982
olduğu görülüyor.
Bu düşüşün nedenlerinin başında okurların, gününe
ve iktidara göre politika belirleyen, bu belirlemenin de
grupların ticari ılişkilerınden kaynaklandığı izlenimini
edinmeleri gelıyor.
Bir başka neden de promosyon dağıtımı konusunda
verilen sözlenn tutulmaması. sürekli ertelemeye gidil-
mesi ve kalite düşüklüğü.
Satış fiyatları konusundakı artışlar da bunun cabası
gibi. Bilgin Grubu'nun Bugün gazetesi, Akşam gazete-
sinin rekorunu egale ederek 100 bin liraya çıktı. Bilgin
Grubu'nun bir başka gazetesi olan Takvim de 75 bin li-
radan satılıyor. Doğan Grubu'nda ıse birincilik 75 bin li-
ra ile Posta'da, Meydan 70 bin, Son Havadis de 60 bin
liradan satılıyor.
Tekelleşme bu durumda iken tröstleşme de nereden
çıktı denebilir. Geçen hafta Doğan Grubu'nun Kanal
D'si ile Bilgin Grubu'nun atv'sinde bir imza töreni ya-
yımlandı. Ulusfararası başanlarına tanık olduğumuz bir
basketbol takımımız, içte ve dışta oynayacağı maçla-
rın naklen yayın hakkını bu iki televizyon kuruluşunun
ortak oldukları bir şirkete vermişti. imza töreninde üç
taraf da vardı ve sıra ile açıklama yaparak bu ışbiriiğin-
den duydukları memnunluğu dıle getirdiler. Grupların
gazeteleri ise genelde yalnız kendı temsilcilerinın yer al-
dığı ölçülerle haberi ve fotoğraflan aktardılar.
Basına yönelik ortak dağıtım şirketinden sonra tele-
vizyonlara yönelik ortaklık gırişimi, tröstleşmenin ilk
adımları değil de nedir?
•
REFAHYOL hükümetinin güvenoylaması bugün ya-
pılıyor. Hükümet protokolunde yer alan "laiklik, Atatürk
ilke ve inkılaplan" gibi kavramlar karşısında bazı safoş-
lann, Erbakan Hoca'nın laikliği savunmaya başladığı
kanısını yaymaya çabaladıklarına tanık olduk. Dedikle-
rini kendi anlayışı ölçüsünde yorumlama ya da yok say-
ma konusundakı uzmanlıgı goz önüne alınınca Erbakan
Hoca'nın kısa bir süre sonra yapacaklarını nasıl tevil
edeceğini göreceğiz.
TBMM'deki program görüşmeleri bir noktayı da göz-
ler önüne serdi. Güvenoylamasının demokrasiden çok,
siyasal ahlak açısından önemli olduğu bir kez daha gö-
rüldü.
•
DYP'den istifa eden İstanbul Milletvekili ve eski is-
tanbul Emniyet Müdurü Necdet Menzir'ın, polis ıçın-
deki mafya soruşturmasına dikkat çekerek, Içışleri Ba-
kanı Mehmet Ağar'a yönelik ıddialarda bulunması, An-
kara'da geçen hafta gündemin en önemli maddelerin-
den birini oluşturan "DYP'demafya tartışmas/"nı orta-
ya çıkardı. DYP Aydın Milletvekili Ismet Sezgin'in,
Ağar'ın Içişleri Bakanhğı'nagetirilmesinin "bellı maksat-
lara" dayandığını söylemesı ve Menzir'in, DYP lideri
Tansu Çiller'in "yolsuzlukların üzeriniörtemeyeceğini"
belirtmesi. tartışmaları iyice alevlendirdi. Menzir ve Sez-
gin'in görüşlerinı Osman Aydoğan haberleştirdi.
Ağar'ın görüşlerini de Yusuf Özkan kamuoyuna yan-
srttı.
•
Sıvas'ta 2 Temmuz 1993 tarihinde yaşanan şeriatçı
ayaklanma sırasında 37 aydının katledılmesinin yıldö-
nümünde, dava ile ilgili gelışmelen Evin Göktaş ızledi.
Davaların bir bölümüne katılan bir askerı yargıç, dava
heyetinin çok yönlü baskı altında olduğunu açıkladı.
•
ABD'nin, Ankara'ya, Bakü-Ceyhan güzergâhmın ger-
çekleşmesinin belirsiz bir tarihe ertelenmesi üzerine,
2010 yılında petrol üretimı 65 milyon tona çıkacağı he-
saplanan Kazak petrollerinin bir bölümünün Türkiye
üzerinden Akdeniz'e ulaştırılmasını önerdiğini Lale Sa-
nibrahimoğlu ortaya çıkardı.
•
Genelev işletmecisı Matild Manukyan'ın yanında
bombalı suikast sonucu öldürülen Mehmet Urhan'ın.
İstanbul Bankası Genel Müdurü olduğu sırada Başba-
kan Yardımcısı Çiller'in eşı Özer Uçuran Çiller'in özel
kuryeliğini yaptığını Osman Aydoğan kamuoyuna du-
yurdu. Söylemez kardeşler mafyasınm gerçekleştirdi-
ği öne sürülen suikast sonucu ölen Urhan. Bankalar Ye-
minli Başmurakıbı Mustafa Tosun'a el yazısıyla verdı-
ği ifadesinde, Özer Uçuran Çiller'in kredı verdigi iki şir-
kete ait çeklerı tahsil ettiğinı ve paraları yıne Özer Uçu-
ran Çiller'e teslim ettiğini açıklamıştı.
•
Turizm yörelerinın altyapı sorunlarında yıllardır somut
bir düzelme görülmediğini. sorunların artık turizmı zor-
layacak boyutlara geldiğini Asuman Abacıoğlu yazdı.
•
Refah Partisi lideri Erbakan'ın, REFAHYOL koalisyo-
nuna duyulan tepkiyi azaltmak ve dargelırlilerin deste-
ğini kazanmak için "guvenoyu vaatlerinın" 400 trilyon
liraya ulaştığını Hacer Gemici haberleştirdi.
•
1994 yılındaki krizle birlikte kapatılan Marmara, TYT
ve lmpexbank mudilerinin paralannı almak için son u-
mut olarak Dantştay Genel Kurulu'nun kararını bekle-
diklerini Sabiha Semerci duyurdu.
•
Hükümetin canlı et ithalatında Avrupa Birlıği ile güm-
rük vergisıni sıfıra indirmeye çalışması nedeniyle zaten
zor durumda olan hayvancılığın yok olma tehlikesi ile
karşı karşıya kaldığını Hülya Genç yazdı.
•
Iç savaştan sonra harabeye dönen Bosna'da Dünya
Bankası ve Avrupa Birliği'nın Türk fırmalannı devre dı-
şı bıraktığını Ahmet Çelik duyurdu.
•
Özelleştirme Idaresi Başkanlığı'nın 25 milyara sattı-
ğı Ağrı Kombinası'nı özelleştirildikten sonra üretim yap-
maması nedeniyle Ağrı Valisi'nın öncülüğünde il Özel
Idaresi nin 60 milyara geri almaya çalıştığını Nurten
Yalçın duyurdu.
•
Yaş meyve ve sebze ihracatının uçte birini oluşturan
Rusya pazannın. kara taşımacılığındaki sorunlar nede-
niyle kapanma noktasına geimesi üzerine büyük kent-
lerde toptan meyve, sebze fıyatlarının düştüğünü Ca-
nan Soysal haberleştirdi.
•
Önümüzdeki pazartesiye kadar gönlünüzce bir haf-
ta geçirmeniz dileği ve saygılarımızla.