Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8 TEMMUZ 1996 PAZARTESİ CUMHURİYET
t»
SAYFA
KULTUR 13
3. Uluslararası İstanbul Caz Festivali'nde bir konser veren Loreena McKennitt:
ULUSLARARASI
İSTANBUL
CAZ FESTİVALİ
imi insanlar tanıtıyor'GLL ERÇETİN
Kelt folk müzıgınden İspanya'va. Or-
tadoğu'ya ve daha ötesıne Lizanan kon-
serinde sade soundu. soprano sesi ve ar-
pı ıle tzleyiciyi büvüleven Lorena
McKennith ile kendı müzığı ve dünvaya
hâkım müzik pıva.sası üzcrtne söyleştik.
- Geleneksel öğclcri kullanıvorsunuz
ama. m üziğinizgeleneksel değeHerivesı-
nıriarı aşı>or. Sizce bu süreç nasıl oluşu-
yor \eya bu oluşumun temei'mde ne »ar?
MckENNITT- Bu MJrecın nasıl oluş-
tuğunu tam bıiemıvorum. daha çok içgü-
düsel bırtakım nedenlere dayanıyor. On-
celıkle Keltlerın müzığı \e kiiltürüyle il-
gılendım, sonra da onîarın Mılattan ön-
ce beşinci yüzyılda Orta ve Doğu Avru-
pa'dan geldikİerini öğrendım. Büyük
olasılıkla KeltlerAv rupa "> a daha da Do-
gu'dan geçmışlerdir. Keltlerle ilgıli bu
araştırmalarımdan sonra da bugün kül-
türlerı birbirine bağlayan değerlerı bul-
maya çalıştım. Örneğın çok eski bır ge-
leneksel Kelt melodısı olan ~SheMo>ed
ThroughTheFair"ınezgıIerıeminimsı-
zın mıizığınızde de vardır. Işte bu ortak
noktalan bırieştinvorum. Yalnız bu de-
ğerlerınöncelıklegeçmiştengelmesıge-
rekıvor; çünkü bugün bu gerçeği unut-
muş gıbı görünsek de nereden geldığımı-
zı bılmeden hiçbırvere gıdemevız.
- Mü/iğiniz değeriendirilirken farkJı
etiketler kullamlıyor. Bazı parçalarınız
"nevv-age" grubuna sokulurken bir kıs-
mı da 'countrv' olarak adlandınlıvor.
Müziğinizi hangi rürde dt'ğerlendirhor-
sunuz?
MekENNjTT-Müzikte kategorilen:
yıdıp kasct. disk \eya plak alnıak isteven
ınsaııian vönlendırebılmek ıçın müzık
ondüstriM kendısi yaratiı. Endüstrı bır
parçav ı tam bır kategortve oturtamav ın-
ca da ne\v-age. countrv vcya vvorld mu-
sic olarak adlandırıverıvor. Piynsanın
amacı ınsaııian vönlendırmek ama. in-
sanlar bır müzığı dıııledıkten sonra ka-
tegoriMnın neolduğuy la fazla ılgılenmi-
\orlar. Önemlı olan müzıöın onlara me-
• Bugün kültürleri birbirine
bağlayan değerleri bulmaya
çalışan McKennitt, ortak
noktalan birleştiriyor. Bu
değerleri n öncelikle geçmişten
geimesi gerektiğini
vurgulayarak, "Çiinkü bugün
bu gerçeği unutmuş gibi
görünsek de nereden
geîdiğimizi bilmeden hiçbir
yere gidemeyiz" diyor.
saj verıp vermedığı ya da onlara kendi-
lenyle ilgilı bır şeylerçağrıştınpçağnş-
tırfnadığı... Ben de müziktekı kategori-
lere karşıyım. müzığimin hangi türegır-
dığivle fazla ılgilenmıyorum.
- Peki müziğinizi tanmılamak istesev-
diniz nasıl bir isim kullanırdınız ? Müzi-
ğini/e yakın bulduğunuz sanatçı veja
gnıplar var mı?
McKENNITT- Çok ısraredıldığinde
müzığinıi 'derleme Kelt müziği' olarak
adlandınyorum. Elbette her sanatçı öz-
gün ve eşsız eserler varatmak ıster. Be-
nım de asıl amacım bu. Müziğimde pek
çok öğevı bırleştirıyorum. Örneğin Is-
koçva. Mısır. Ispanya. Fransa'nın tarihi
Marcus Miller ve Roy Hargrove Altılısı bu akşam Açıkhava Tiyatrosu'nda
New %rk'tan İstanbul'a caz hattıKültür Servisi - Ölumün-
den önceki son dönemlerın-
de Miles Davis'in sağ kolu,
*Tutu" ve 'Amandla' albüm-
ierınin produktörü. AUarre-
au. Roberta Flack. George
Benson, Earl Klugh, David
Sanborn gıbı •>anatçılann ün-
lü albümlerınin varatıcısı
olan Marcus Miller ve Roy
Hargrove Vltılısı. bu akşam
Açıkhava Tivatrosu'nda.
1991 vılında R&Bdalında
Grammv ödülünü alan par-
lak bır müzısyen olan ve ül-
kemizde uzun süredirbekle-
nen Marcus Miller konserı
vılın en çarpıcı etkınliklenıı-
den birı olmava aday. Mıl-
ler'a Drew Zingg (gitar). Po-
ogie Bell (davul). Dave Del-
homme (tuşlu çalgılar). Ro-
gerBvanılsaksofon).Micha- „ _ » . . . , ,,.,,
el PatchesStewart<trompet).
C a a n
mutfagından vetışen Marcus Miller.
Bernard \Mrght (tuşlu çalgılar). yetinmezdivebuö/elliğisrilimige- bir yandang g
Dave VVard (tu^lu çalgılar) eşlık
edecek.
1959 Ne\\ York doğumlu olan
ve küçük yajta elektrobas çalma-
ya başlayan Mıller'ın ilk rnüzık
deneyimi Ne\\ \ork soul dünya-
sından geliyor. Cazla. şımdı çok
ünlü bır da\ulcu olan Kenm Was-
hington saşesinde tanışan Mar-
cus'un ilk fa\ori müzisyeni. kuze-
nı \V\nton Kelh'yi de grubuna
katmış olan Miles Da\ is.
Marcus. caz dünyasındaki ilk
cıddi göre\ ıne flütçü Bob> Hump-
re> rarafından getırildi. 16 yaşın-
da Hunıprev \e klavveci Lonnie
Linston ıle çalmaya başlayan sa-
natçı. 1980"leregehndiğmdeBob
James, Grover Uashington, Aret-
ha Franklin \e Roberta Flack gi-
bı sanatçıların kayıt çalışmalanna
katılmıştı.
1980'de Miles Da\is'in grubu-
na katılan \e efsane\i müzisyen-
leikiyılkadarbırlıkte çalışan Mil-
ler. "\Miles, \asat olan hiçbir şe>le
ğ g
İiştirmemeçokyardımcı oldu" di-
>or. "Ondan kjm oiduğumuz ve
ne yaptığımız konusunda, kendi-
mize karsı dürüst olmamı/ gerek-
tiğini öğrendim. Bunu uvgularsa-
nız hiç sorununuz kalmaz."
Mıller'ın Miles Da\ is ile yaptı-
ğıçalişmalannikınci veenönem-
li dönemı. 1986 yılında Davis'in
\Varner Bros içın doldurduğu ilk
albüm olan 'Turu'nun kaydı ıle
başladı. Da\is. albüm çalışmala-
rında o güne kadarsanatsal açıdan
denetimı hiç bu denli başkasına
bırakmamıştı. ancak sonuçtan
memnun olmalıydı kı 'Siesta*
(1988) \e 'Amandla' (1989) al-
bümlerinde de Miller ile ortak ça-
lışmayı sürdürdü.
Çok yönlü olan Miller. 'Tutu'
albümünün prodüktörlüğünü üst-
lendikten sonra. ikincı solo albü-
mü olan 'Marcus Miller'ı piyasa-
ya çıkardı. Nevv \brk"un en önem-
lı stüdyo müzısyenlerinden biri
olarak çalışmalarını sürdüriirken.
Yetenekli trompetçi Roy Hargrme.
da davulcu Lenny yenlegenç bir mü/isvcnin arasın-
da geçen ve aralanndaki iletişimi
benim sağladığım bir diyaloğa
benzemesini istiyordum. Müzikle-
rinin ne kadar farklı olduğunu dü-
şünen bu iki müzmene, aslında
vaptıkları müziğin ne kadar ben-
zer olduğunu göstermek istiyor-
dum. İşte bu, (ivkültr arasındaki
baglantılardır."
y y
VVhite ile bırlıkte eklektık. funk
kökenli grup "The Jamaica Boys'u
kurdu.
Basçı, besteci, prodüktör Mar-
cus Miller. 1994yılının büyük bir
bölümünde kendını. son dönem-
lerde bır caz müzisveninin yaptı-
ğı en şaşırtıcı \e me>dan okuvu-
cu çalışmalardan bıri olan 'Tales'
(Ö) küler) albümüne adadı. Bu en
son \e en kışisel albümüyle Mil-
ler. zenci müziğının genel duru-
munu \e son 30 >ıldakı gelışimı-
ni yeniden gözden geçirirken. ger-
çekten başanlı \ekışkırtıcı birso-
nuç elde etti.
Miles Da\ is. Billie Holiday, Les-
ter \bung, Joe Sample \ e Rober-
ta Flack gibi ustaların ses ka\ ıtla-
nnı parlak çağdaş bır müzikle bir-
leştiren Miller ".\lbumiin, yaşa-
m'ını boyunca duymuş olduğum,
benimle daha >aşlı müzis>enler
arasında geçen bir di\ aloğa benze-
mesine çalıştım" dı\or.
"AJbümümün. yaşlı bir mü/is-
Roy Hargrove ve
arkadaşları
Roy Hargrme'un isim verdiği
altılı Ron Blakelsaksofon). Char-
les Craig (pıyano). Gerald Can-
non (bas). Karriem Riggins (da-
\ııl) \e Miguel Diaz'dan (\urmali
çalgılar)oIuşıiNor.
Bu akşam \farcus Miller ıle bir-
lıkte sahne alacak topluluğun ku-
rucu-su Hargrove müzik dünyasın-
da çok genç yaşta adını duyurma-
yı başarmış. yetenekli bir müzis-
yen.
On altı \aşinda>ken Berklee
J Müzik Akademısi"nde
J j eğitimine başlayan Roy
Jw\ Hargrove. ilk çıkışını Fort
Jm VV'orth'da gerçekleştirdi.
m Wynton Marsalts ile bir-
lıkte verdiği bu konserin
ardından birkaç ay içinde
gelışen olaylar Hargro-
ve'un hızlı yükselişini
sagladı. Kısa birsüre son-
ra Frank Morgan ile tur-
neye çıkan sanatçı, 1989
yılında ilk albümü "Di-
amond in the RougtTu ha-
zırladığmda henüz 20 ya-
şındabiledeğildi. 1990'da
Berklee Müzik Akademi-
sı'nden ayrılarak, New
York'a gıtti. Orada usta
davulcu Jimmy Cobb'un
yanında eğitimine devam
eden genç trompetçi grup
lideri olarak ilk klüp çalış-
masım Birdland'da ger-
çekleştirdi.
'Fusion'dan kaçınarak, parlak
ve sıkı kempolu bir post-bop tar-
zını yeğlejen bir neo-klassist' ola-
rak tanımlanan sanatçı. GeofTKe-
ezer, Stephen Scott, Marc Cary,
Christian McBride, Rodney VVhi-
taker ve Antonio Hart eşliğinde
beş albüm doldurdu, Ateşli bir
müzisyen olarak görüImesineTağ-
men 1994 yılında "Approaching
Standards" adlı slovv parçalardan
oluşan derleme albümündeki ba-
ladları beğeni topladı.
Jonnj Griffin. Joe Henderson
ve Branford Marsalis ile birlikte
" NVith the Tenors ofour Titne" al-
bümünü gerçekleştirdikten he-
men sonra çıkardığı "FamiJy" ve
"Paker's Mood" ile müzik dünya-
sındaki verini yice sağlamlaştıran
Hargrove için müzik otoriteleri ar-
tık "VVŞnton MarsalLs'ten bu ya-
na en i>i. Freddie Hubbard'dan
beri en heyecan veren caz trom-
pefçisi'">akıştırmasını kullanıyor-
lar.
değerleri var müziğimde. Arp var. v ıyo-
lonsel. klasik müziğin etkileri var; etnik
değerler, çağdaş değerler, geleneksel de-
ğerler iç içe. Yani tamamen derleme bir
müzık.. bu nedenle de kendimi sadece
vvorld music denilen türe yakın görebi-
liyorum.
-Özgün y^pıtlar üreteme>en Batı mü-
zik pivasası Doğu'vavönelmişdurumda.
Doğu- Batı arasındaki bu trafıği nasıl de-
ğerkndirivorsunuz. 97'deki albüm Do-
gu'va daha vaklaşacak mı ?
McKENNITT - Evet, son kasetimin
kayıtlan henüz tamamlanmadı ama. bu
kasetdeDoğu'danesinleniyor. Fakat be-
nim Dogu"ya yönelişimdekı motif, Kelt-
lerin bu bölgeden gelmiş olduklarını öğ-
renmem oldu. Diğer sanatçıların yaptık-
ları ya da piyasanın taleplerı yönlendır-
medi beni Doğu'ya. Pazann fırsatçı bek-
lentileri de değildı benı Doğuya çeken.
ama Keltlerin yaşantılarındaki Doğu et-
kileri beni adeta birtutkuyla çekti bu böl-
geye.
- 'Wor!d Music'olarak adlandırılan
müziği ve Afrika'nın hızla rükerilmesini
nasıl değeriendiriyorsunuz? W'ortd Mu-
sic ve etnik müzik arasındaki ilişki ne-
dir?
McKENNITT- World Musıc denılın-
ceAfrikaanlaşılıyorama, orijinaldeğer-
lere sahip pek çok kültür var dünyada.
Kategorilere asıl bu nedenle karşı çıkı-
yorum. Piyasa bu kategorilen kullanarak
sanatçılara sınırlarçiziyor. neleryapabı-
leceklerini söylü>or. Bence kategorıler
tamamen kalkmalı pıjasadan.. çünkü
müzik endüstrisi bu yolla egemenlık ku-
ruyor pıyasaya. Sonuçta artık sanat üre-
tilmiyor. 'üriin' üretiliyor. Sanatın duy-
gusal ve ruhsal birliktelıkler kurma işle-
vi bu ürünlere ındırgendi. Artık her şeyı
üretip tüketiyorlar. Afrika'ya da böyle
yaptılar, tükettılerdeğerlerinı.
- Endöstrinin bu baskılanndan nasıl
kaçınıyorsunuz ?
MckENNITT - Benım The Wamer
Music Group'la değışık bır anlaşmam
var. Öncelikle müziğimin sponsorluğu-
nu kendım üstlenıyorum.
Böylelıkle başkalarının ticari
kaygılanndan koruyabiliyo-
rum yapıtlanmı. Bundan son-
ra da dağıtıma kadar bütün
aşamalan kendım üstlenıvo-
rum. Müziğımi kendım üreti-
yorum. kayıtlarımı yapıyo-
rum. En sonunda da 'AJın bu-
nu, dagrtın' dıyorum. Menajer
bilekullanmıyorum. Dağıtım
aşamasında da özellıkle albü-
mümün yanlış tanıtılmaması
için çaba harcıyorum. Hatta
insanlara albümlerimle ilgıli
bir şeyler vaat edilmesıni ıs-
temıyorum. Bırakın insanîar
beğenirlerse alsınlar. dinle-
sınler: beğenmezlerse alma-
sınlar. Maalesef sanatçıların
yüzde doksan dokuzunun
böyle şansları yok.
- MTV'nin müzik dünya-
sındaki ağırlığını nasıl değer-
lendirnorsunuz peki?
McKENNITT - Benım
müziğim MTV'de yayımlan-
mıyor sanırım. Ticari radyo
ve televizyonlarm çoğu ya-
yımlamaz benim müziğimı,
çoğunlukladmleyicileryapar
tanıttmımı. Yanı başarımda
MTV'nın hiçbir katkısı yok.
Bu da beni mutlu edıyor aslın-
da. çünkü MTV'yı pazar çar-
kının bır dışlisı olarak görü-
yorum. yaptıgı ışe de saygı
duymuyorum. Yelpazesıni
geniş tutmak yerıne insanla-
nn ne dinleveceğine karar ve-
riyor.
-Müzikteendüstrinin çeşit-
liruzakJanna karşı çıkıvorsu-
nuz. Peki stzden 'best of" tii-
rii bir çafışma istenirse nasıl
bir vanıt verirsiniz ?
McKENNITT-Ben debu
tür çalışmalan kandırmaca
olarak değerlendiriyorum.
Böyle bir çalışmayagirmeden
önce ürünlenm içinde en lyi-
lerini seçme vetisi ve hakkını
bulmahyım feendımde. Ben-
ce buna dinleyenler karar ver-
meli. Bir gün kendimi böyle
bır karar v ermeye hazır hısse-
dersem belki albüm çıkarabi-
lirim ama. bu kararı kesınlık-
le ticari kaygılarpeşinde ko-
şan piyasaya verdırtmem. Ge-
lecek çalışmalanmda da
özünde Kelt kalmak koşuluy-
la Doğu"yla ilgıli çalışmaları-
mı sürdüreceöim.
İbrahimova ilk
kez festivaldeKültür Serv isi- Günün bir
başka konseri de saat 18.3O"da
AKM Konser Salonu"ndager-
çekleştınlıvor. Vıldız İbrahi-
mova'nııı \ereceği konserde
Antfaom Donchev (pı>ano).
\oulian Janushev (saksofon.
klarnet). Hristo\otsov(da\u!)
ve Dimitar Shanov (bas) sa-
natçua eşlık edıyoriar.
Şan v e pıv ano eğitimine bı-
rincijikle bıtırdiğı Sofya Mü-
zık Lı^esı'nde başlavan İbra-
himova. BuIgarDevIet Müzık
Akademısı Teorik Fakülte-
si'ncie şjn eğıtımı gördiı Ko-
laratur soprano olarak eğıtı-
ınını tamamlav an sanatçı. dört
oktav lık se>i vedoğaçlamada-
kı iMalığıyla kısa ^ürctle ba-
şan\ a ulaştı. Rus Çıngene ro-
manslarından. caz şarkılarına
\ ırıncay a kadar bırcok müzık
çe^ıdıııı voruınlavan Ibrahı-
niı>va ünlü müzjsvenlerın e?-
lığınde savısız konser \erdı.
Aıalannda Antoine Hene.
François ve Louis Montin,
Ives Robert. Jean-Louis Log-
non, Lajos Ddas, Michail AJ-
pcrin. Okay Temiz. Anatoli
Vapirm. Vladimir Tarasov, Pe-
ter Kcmald. Anthonv Dontc-
he«, Lrs Leimgruber. Ru-
dolph Dasek ve Tuna Öte-
nel'ın bulunduğu bu müzis-
venlerle birlikte dünyanın çe-
şıtli yerlerınde konserler ve-
ren sanatçı. İstanbul. Sofya ve
Insbruck caz festıvallerine ka-
tıldı.
Başta Fransa olmak üzere.
bazt ülkelerın müzık okulla-
rında. konservatuvar öğrencı
\ e öğretmenleriy le "Jazz
work-shop"ları düzenleveıı
İbrahiınovj eski Yugoslavva,
Bulgarıstaıı ve Fransa'da al-
büm çalışmalarıvaptı. Bulgar
ve Türk lıalk müziklerıni caz
stılınde evrenselleştırmeve
v onelık çalıiiııalanv la müzığe
katkıdabulıınunsanatçı.avant
- garde müzık alanında dj
tıvarlaına çaiı^malarıyla dik-
katleri üzerinde topladı. ^ ıldız İbrahimova, bugün saat 1830'da AKMde.
Bugünün sanatçılan,
günün eğilimleriKültür Servisi - "Günümüz
Sanatçıiarı 17. İstanbul
SergisP. 15 temmuzda
Resim \e Heykel Müzesi
Şeker Ahmet Paşa
Salonu'nda açılıyor. Resim
ve Heykel Müzeîeri'nin
düzenlediği \anşmalı sergi.
bugünün genç sanatçılarını
ve günün eğilımlerini bir
arada izlemek ıçın önemli
bir fırsat sunuyor.
198()\ılından bu yana
düzenlı olarak yapılan ve
her)il piastık sanat
dünyaMna yeni isimler kazandıran
yarışmada bu vıl 256 yapıt
değerlendirildi. 38 iş sergilenmeye değer
buluııdu. Başarı ödüllerini Süheyla
Çağlayan, Mohaç Vücel \e Birsen Şenoğlu
Canbazalırken Uluslararası Plastik
Sanatlar Derneğfnın ödülü de Mehmet
Özen'e \erıldı
Marmara Üniversitesı Güzel Sanatlar
Fakültesi öğrencısı Süheyla Çağlayan
"Nbl" adını verdiği düzenlemesıni bir TV
ekranının merkezinde oluşturmuş. Akıp
• Resim ve Heykel
Müzeîeri'nin
diızenlediği
yanşmalı sergi,
bugünün genç
sanatçılannı ve
günün eğilimlerini
bir arada izlemek
için önemli bir
fırsat sunuyor.
gıden bembeyaz yol
şeritlen yalnızca video
aracılığıyla ekrana
yansımakla kalmıyor. ayak
bastığınız zemine de
uzamyor. Yol kavramını
"yaşam"la özdeş kıldığını
söylüyor Süheyla Çağlayan.
Yine aynı okuldan Mohaç
Yücel ise ödül alan ışınde.
projesinin yaratım
aşamasında hocası Balkan
Naci İslimyeli ile kurduğu
diyaloğu ve karşılıklı
düşünceaktanmını.
fotoğraflara eklemledigi konuşma
balonlan ve çizgi roman kahranıanı
çeşitlemeleri ile yansıtıyor.
MimarSinan Üniversitesi Güzel Sanatlar
Fakültesi"nden Birsen Şenoğlu Canbaz.
"•Yoklama" adını verdiği yapıtı için şöyle
diyor: "Yaşadığımız dönem her türlü
tarihiliğin vadsınarak geleceğe ilişkin
işaretlerin arandığı bir dönem olsa da
genel söylem içinde eriraej i reddeden,
devinsel bir ritimle tekrar tekrar
üretebiltn imgeier hâlâ var."
BU AŞAMADA
ŞÜKRAN KURDAKÜL
Karşı Devrime Hayır'
Üst üste savaşların getırdıği gozle görülür yıkım-
lar, 1910'lu yıllarda sahneye çıkan edebıyat adamla-
nna çağdaş insana özgü düşünsel olanakları elde et-
me fırsatı kazandırmıştır.
İlk aşama:
Toplumsal olayları algılamak...
Alışılmış düzende uç veren yenıyi sezinleme yete-
neği.
Halide Edip'in, Yakup Kadri'nın ilk romanlarında
karşılaştığımız kadın erkek kişiler bu sıçramanın ürü-
nüdür.
insanı kapatan düzene karşı kendilerini açığa vu-
ran bireyler...
On iki yıl arayla gelen ıki roman kışımız var.
Halide Edip'in Seviye Talip'ı (1910), Yakup Kad-
ri'nin Semiha's\ (Kiralık Konak. 1922).
Ikisinın de kendilerini kuşatan zıncırlere karşın bı-
rey olma ıstencı birincil özellıklerı. Yakın çevre ilışkı-
lerinin koşullandırılmalarından kurtulmak ıstıyorlar.
Darülmuallımât'ta. Darülfünun'da okuma olanağı
bulan yüzyılın ilk aydın kadınları, yıkımın son evresın-
de özgür insan olma ıstemlerı ve ülke sorunlarına
yaklaşımları ıle doğruluyorlar bu roman kışılerını.
Yıkımın son evresı. işgal altındakı İstanbul.
Aynanın bir yüzünde boyun eğmeyenler var
Öteki yüzünde emperyalızmın çanak yalayıcıları.
Kadınlar bu kez toplumsal katmanlarının belırledi-
ğı kimhkleri ile çıkıyor acılar dönemını konu alan ro-
manlarda.
"Bütün Şişli, Salıme Hanım başta olmak üzere, İs-
tanbul kadınlığının yapacağı propagandaya darbe
indirmek İçin, sınırlen kopacak gibi. gergın bekler-
lerdi."
Köprünün öbür yakasında da bir hanım çalışması
daha vardır.
Orada daha genç, daha yeni bir kadın unsuru Da-
rülfünuncular, genç öğretmenler. genç şaırier çalışır.
(Ateşten Gomlek, sayfa 26)
Bırıleri, Halide Edip'in deyışiyle "Kangren Olmuş
BırMillet'in Kalbı"n sımgelıyor. Yeniye. boyun eğme-
yenlere, bağımsızlık bılincıne. ozgür insana düşman.
Başkenti teslım alan yabancı güce dost.
Yakup Kadri'nın Sodom ve Gomore'sinde (1928)
tanıdığımız Leyla gibi. kendı'erını. edimlennı gızleme
gereğını duymayanlar var, aralarında.
"Neci'ciğim, elimde değıl eğlenmek ıstiyorum, bu
benim yaşımın hakkıdır. Sonra... Sonra bilıyorsun.
babamın her ışı yabancılarladır. Bu muhıttekı bağla-
nnı devam ettırmek onun ıçın bırparça da geçım me-
selesıdır." (sayfa 84)
Yaşamdaki benzerlerı doğruluyor bu romanların
da kişılerinı.
•
Elli yıldır gizli açık sınıfsal çatışkılann dışında kal-
madı kadınlarımız.
Meclis'te temel özgürlüklen kısıtlayan yasalara oy
da verdi. Düşüncelerı nedenıyle hapıshanelerde de
yattı. Alıp götürülen evlatlarını bulma umuduyla so-
kağa da çıktı.
Halide Edip'in. Yakup Kadri'nın roman kışılerı, ken-
dilerini değişmenın ilk aşamalarına özgü çalkantıda
bulmuştu.
Günümüz kadını, sürüp giden toplumsal ışkence-
nin odağındadır.
Öyleyse güncel soru şu olmalı:
Hangı kadın? Elını şeriata teslim eden ABD işbir-
likçisi mı?
Demokratikleşme savaşımının yaşamsal ilkelerine
toplumsal güç kazandırmaya çalışan dar günlerin
kadını mı?
Benim yanıtımı. 4 temmuz günü, Izmir'de Atatürk
anıtı önünde birleşen hemşehrılerim verdi:
"Karşı devrime hayır..."
Salman Rüşdü bu kez aşkı
anlatıyor
• Kültür Servisi- "Şeytan Ayetleri' adlı kitabıvla bır
anda dıkkatleri üzerine çeken Salman Rüşdü. venı
romanında bu kez aşkı konu alıvor "Islanıa küfrettığı"
gerekçesıyle İran'ındinı lıderı Avetullah Humevnı
tarafından hakkında öliim fetvası verılen Hint a~.;llı
Rüşdü'nün bu yedınci romanı a^k. ölüm ve nıüzığın
yeraldığı bir hikâyeden oluşuvor. 1989 vılında
hakkında önerılen fetva ıle ilgilı olarak düşüncelerını
açıklayan Rüşdü. edebiyatın bu türtehdıtler ile
yolundan döndürulemeveceğını ve yazarların va/maya.
kitapçılann satmaya. okuyuculann da alnıava devam
edeceğini söylüyor.
Altın Güvepcin'de birincilik
Burak Uçkun'un
• KLŞADASI (\A) - Kuşadası Festıvalı çerçevesinde
düzenlenen 10. Altın Güvercin Yanşmasi'nda
birincılıği 'Son Sevda" adlı şarkisıvla Burak Uçkun
kazandı. POPSA\' Genel Başkanı Nükhet Duru.
MÜYAP Başkanı Şahın Özer. MESAM Yönetım
Kurulu Başkanı Atılla Özdemıroğlu. Erol Evgın.
Özdemır Kaptan. Aşkın Nur '»engı. ü>maıı İşnıcn.
Selmı Andak ve 20 kişilık halk lürısimn gorev ;>aptığı
yanşmada binncilığı elde eden L'çkun. Çeşnıe'de
yapılacak L'luslararası Müzık >anşmaM'nda
Türkıye'yi temsıl edecek. ^a^şmada ikınciliğı
"Özledim Senı" adlı besteMvle Sınnn Erkoç:
üçüncülüğü ise \em Baştaıı' adlı parçasıyla Aslı
Kopuz elde ertı. En genç katılımcı olan \vdın Kahya
ise Ozan Tiirker Özel Ödülünü kazandı.
Yaşaı* Nabi Nayır Gençlik Ödülleri
• KüJtürSenisi- Yarlık Dergisi'nın kıırulduğıı (933
yılından bu yana önde gelen tutumu olan
'edebıvatımıza venı değerler kazandınna" çabasmı
sürdürmek amacıvla I99I vılında başlattığı ^•aşar Nabı
Nayır Gençlik Ödülleri bu >ı[ da sahıplennı buldu.
SennurSezer. Hilmı \avuz. Kemal Özer. Hıılkı Aktuııç
ve Enver Ercan vaptığı değerlendırme "Şıir Gençlik
Ödülü'ne Derya Çolpanı değer bulurken Seda C'ebecı
ve Yeşım Sovgın Armutak'ı dıkkate değer' olarak
nitelendırdı. Levla Erbıl. Tank Dıırsıın K . .Sııllıı Dolek.
Orhan Duru. Adnaıı Özyalçıner ise (ivkü Gençlik
Ödülii'niı Müge jplıkçi'je verdi. Bu daldı dıkkate
deger" bulunanlar Hülya Uçar ve Akın Sev ınç oldu
Selim Turan sergilerle anılıyor
• Kültür Servisi - Ressam. hevkeltıra^. fılozof Selim
Turan anısına düzenlenen resim ve lıevkel sergısı 9
temmuz günü Tahtakııslar Köv ü Özel Etnografya
Gaierisi - Selim Turan Sergi Salonıı'nda açılıvor 9-26
temmuz tarihlen arasında açık kalacak sergılerde
Hıkmct Karagöz'ün resim. Işık Erkal'm resim. Lfuk
Kanburoğlu'nun portreden resim. Işıklar kürtın
heykel ve Orhan Valtarık'ın doğal ağaç ışlerı sergıleri
yeralıyor. Aynı gün Selim Turan anısına düzenlenen
resim vanşmasında başarı gösteren kuçuk
ressamlardan Dıdem \ncı'va bırıncılık. Merve
llıksu'ya ikincilık. Melıke Kıratlı Havrana üçuncülük.
Ayça \'ongül ıle Gökhaıı Bayatar'a da maıısıvon
ödülleri verilecek.