23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
'% TEMMUZ 1996 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Sönmez, iddiaları yalanladı J | HaberMerkezi-DYP Bursa Millenekili Alı Osrnan Sönmez. dün gazetemizde yer alan "MılletvekilıPazan" başlıklı manşet haberde yer aiar» "DYP'ye transferlerde JOO milyar lirayı bulan paraîann etkıli olduğu öne sürülürken. Çıller'in en yakırundaki isimlerden DYP'nin işadamı millenekili Ali Osman Sönmez"in maddi destek sağladığı iddialan kulislere yayıldı" şeklındeki iddialann "tamamen gerçekdışı" olduğunu söyledi. Sönmez. " DYP'ye transferlerde maddi destek sağladığım iddialan adımı kötülemek isteyen, art niyetli kışilenn -nydurmasından başka bır şey değildir" dedı. Kalemli'den seminere tepki • ANKARA (AA)- .TBMM Başkanı Mustafa K.alemli. Konrad Adenauer Vakfı "nca 11 temmuzda gerçekleştırilecek "Türk Demokrasisi tçin Siyasi partilerGerekli mi°" konulu seminerin gereksiz. yararsız, abesle iştigal olduğunu söyledi. Kalemli, Konrad Adenauer Vakfı TürkiyeTemsilcisi Max Georg Meier'e gönderdiği mesajda. vakıf tarafından gönderilen davetiyede bilgisi dışında adının konuşmacı olarak gösterilmesinı hayretle • karşıladığını bıldirdi. TBMM TEDAŞ Komisyonu | • ANKARA (AA) - Eski /Başbakan Tansu Çiller için kurulan TBMM Soruşrurma Komisyonu. eski Enerjı \e Tabiı Ka> naklar Bakanlıgı Müsteşan Ahmet Gökçen .ile eski TEDAŞ Yönetim JCurulu üyelen ve bazı üst düzey bürokratlan tanık olarak dinledi. Komisyon İBaşkanı DSP Sınop Millenekili Metin Bostancıoğlu. toplantıdan sonra yaptıâı açıklamada. TEDAŞ Genel Müdür ' Yardımcısı Necdet Kayahan '11ei>u kişiye silah çektiği iddia edilen eski TEDAŞ Genel Müdür Yardımcısı Hasan Tözüner'i dinlediklerinı bildirdi. Bostancıoğlu. Ismaıl Ayvalı. Naci V'arlık ve Fikret Baran ile Muammer işıkoğlu'nun da görüşlerini aldıklannı ka>detti. Bostancıoğlu, komisyonun çarşamba günü yapacağı toplantıda da öteki tanıkların görüşlerine başvurulacağını bildirdi. Törende şeriat göstenisi • Bl RDUR (Cumhurhet) - Burdur Eğitim Fakültesı Sınıf Öğretmenliği Bölümü öğrenciîerinin diploma töreninde. türbanlı ögrenciler diplomalannı veren öğretim görevlilerine ellerini uzatmadılar. Süleyman Demırel Üniversitesı Rektörü Prof. Dr. Lütfü Çakmakçı ile Burdur Valisi Erhan >-Tanju'nun da bulunduğu Ttöreride gerginlık yaratan olay tepki>e yol açtı. Kız öğrenciîerinin eylemine tepki gösteren bir öğretim üyesinin öğrencıye elini sıkmadan diplomamasını vermemesi törene katılanlar tarafından alkışlandı Uçak kazası • BURSA (Cumhuriyet) - Yaiova Hava Eğitim fComutanlığı'ndan havalanan T-41 tipi askeri öğitim uçağı Bursa'nın Orhangazı ilçesi Yeniköy üzerinde anzalandı. Uçağı Dumanhtepe Düztarla mevkiinde indirmeyi başaran kaptan pilot Binbaşı Nusret Beşiroğlu vile yardımcı pilot Teğmen llker Dimılli çeşitli yerlerinden yaralandılar. Dün saat 12.30'da meydana gelen olyayda yaralanan ve öölcük Askeri -Hastanesi'ne kaldınlan Binbaşı Beşiroğlu"nun durumunun ciddiyetıni koruduğu bildirildi. Düzeltme Gazetemızin dünkü çayısında yer alan "Artış pıemur zammını bekliyor" başlıklı haberde DİSK Genel Sekreteri Kemal Daysal'ın Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplantısına katıldığı yolunda yanlış bır ıfade yer almıştır. Düzeltır, özür dilenz. Retçilerin sayısı artarken REFAHYOL ortakları, BBP'yi ikna etmeye çalışıyor Güvenoyu gidip geliyorANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DSP ve ANAP'tan transferlerle pazartesi günü TBMM'de yapılacak olan gü\enoyu soru- nunuaşmayaçalışan REFAHYOL ortakla- nndan RP'nin. "Once gü\enoyu. sonra or- takük"önensine BBP ret yanıtı verdi. RE- FAHYOL'dan istedıği ödünleri dün ıtıba- rıyla koparamayan BBP Genel Başkanı Vluhsin Yaacıoğlu.'koalisyon ortaklığı öne- risini kabul etmediklerini belirtırken. güv en oylamasında çekimserkalabileceklen me- sajını verdi. Retcephesı dedün DYP'den bir katılımla genijledi. DYP Genel Başkanı Tansu Çiller'e yakınlığıyla bılınen Istan- bul Millenekili TekinEneremde hüküme- te "hayır" oyu vereceğini açıkladı RP'nin ardından BBP konusunda da görüş değiş- tiren Çiller. bu partiye koalisyon ortaklığı için sıcak baktığını söylerken Başbakan Necmettin Erbakan'a. so- ruşturma dosyalarının ha- sıraltı edılmesinı isteme- yen Yazıcıoğlu'nun kabi- neye alınmasına taraftar olmadığını ilettı. BBP'nın kararsız tutumu nedenıy- le DYP gibi diğer partile- reçengel atan RP'nin, adı- nı gızli tuttuğu Güneydo- ğuluANAP'lıbirmiIlerve- kilinı bugün transferede- ceği bildirildi. Hükümetin programı ile ilgili görüşmeler bugün TBMM'de yapılacak. Gruplar adına bırer saat konuşmadan sonra eleştı- rilere. Başbakan Erba- kan'ın yanıt vereceği bil- dirildi. Koalisyonun gü- ven oylaması da 8 temmuz pazartesi günü gerçekleş: tınlecek. Koalisyon ortaklan, gü- ven oylaması öncesinde. "evet cephesi"nı genişlet- mek için transferarayışla- rını sürdürürken. ret cep- hesine. oyunun rengını res- men açıklayan DYP Istan- bul Millenekili Tekin Ene- rem dekatıldı. Birsüreön- cesine kadar Çıller'ın ya- kınında yer alan \e eski DYP Istanbul tl Başkanı olan Enerem. dün TBMM 'de düzenlediği ba- sın toplantısında, REFAH- YOL hükümetine "hayır" dıyeceğını bildirdi. Ma- kam ve mev ki uğruna dav - rananlann. kendilerini \ ıc- danlarında aklayamaya- DYP'den bir fire daha: REFAHYOL ortaklan güvenoylaması öncesinde, "evet cephesi"ni genişletmek için transfer arayışlarını sürdürürken ret cephesine, oyunun rengıni resmen açıklayan DYP İstanbul Millenekili Tekin Enerem de katıldı. Bır süre öncesine kadar DYP liden Çiller'ın yakınında yer alan eski DYP İstanbul İl Başkanı Enerem. dün TBMM'de düzenlediği basın toplantısında. REFAHYOL hükümetine "hayır" diyeceğıni bildirdi. caklannı sö>leven Enerem. şövlededi: kurulmak istendiğını vurgula>an Enerem. "Soninumuz,Türkive'debirhükümete\e- Çiller'e kararını ılettığını de sözlerine ek- ya görüşlerini beğenmediğimiz, katılmadı- ğunız bir ortaklığa güvenoj u \erip \erme- mek değildir. Söz konusu olan, DYP meşa- lesinirı sönme fehlikesinc rıza göstermeme- mizdir. Söz konusu olan, dün kara dedikle- rimize, bugün ak demenin sonunun nere\o varacağını kestiremememi/dir. Sivasetin sa> gınlığını vok ettirmenie>e kesin ta\ır ko>- mamızdır." Kavgılara karşın oldu-bittilerle hükümet leyerek "İstismara açık \orumlaria kuru- lan, seçim öncesi durum \e ta\ ırlarla çelişen, Çiller'i lider bilen, kendimi ikna edemedi- ğim, kişiliğime sığdıramadığım için o> umun ret olacağını ifade edi>orum" dedı. Ene- rem. partiden ıhraç konusunda dabirçekin- cesı olmadığını kaydettı. DYPyönetimınin iknaçabalarınakarşın. say ıları artan ret cephesindekt mıllenekıl- lerinin isimlen şövle. ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART CavitÇağJar. RıfatSendaroğlu, Refaiddin Şahin. Mehmet Batallı, Genca> Gürün. Te- kin Enerem, Mehmet Köstepen, Emre Gö- nensa>, Köksal Toptan, İsmet Sezgin, Hay- ri Kozakçıoğlu \ e Jefi Kamhi. DYP'de. Elazığ Mılletvekıli Cihan Pa- çacı, oylamaya katılmama ya da ret oyu ver- me konusunda kararsız tutumunu sürdü- rürken. Kamer Genç, A>seli Gökso>, Ali U>ar, Demir Berberoğlu, Muzaffer Ankan ile eski Genelkurmav Başkanı veKılisMiI- let\ekjJı Doğan Güreş'in. o>lama>a katıl- mama eğılimınde oldukları bildirildi. Ret cephesi BBP'de Güven ojlamasında anahtar partı konu- muna gelen BBP've. REFAHYOL ortakla- nnın \anı sıra ret cephesı de ikna harekâtı başlattı. DYP \e RP'nin. "evetoyu"\erme- si karşılığında koalisyon or- taklığı ve bakanlık önerdiği BBP'nin. "hayır oyu" ver- mesini iste>en DYP'lı muha- Iıtlerın önde gelen isımlerın- den Bartın Millenekili Kök- sal Toptan ile Ordu Mıllene- kılı Refaiddin Şahin,dün BBP Genel Başkanı Muhsın Yazı- cıoğlu ile görüştüler. BBP'ye. "önce güvenovu \er, hükümete girme işini da- ha sonra konuşaluiı" önerisin- de bulunan REFAHYOL'un bü>ük ortağı RP. dün de te- maslannı sürdürdü. BBP'nin. bürün kararlarda Çiller \e Er- bakan'la eşit yetkıye sahip olacak Başbakan Yardımcılı- ğı ve ıcracı birkuruluşun bağ- lanacağı Devlet Bakanlıgı ıs- temine, ortaklann ret yanıtı verdikieri bildinldi. Çillerde BBP'ye sıcak bak- tıklarını belırterek. BBP'nin güveno> u konusunda bugün- lerde kararaşamasında oldu- ğunu söyledi. Çiller. "Buka- rarlannı DYP olarak destek- lij oruz. Tek başına karar \er- memiz münıkıin değil. RP ile birlikte bu konu\ u görüşme- miz gerekli,ama onlara sıcak bakıjoruz" dıve konuştu. DYP'li muhalifler Toptan ve Şahin'le vaklaşık I saat süren görüşmesinin ardından biraçıklamayapan BBP Ge- nel Başkanı Yazacıoğlu. "BBP Başkanhk Di\anı. RP tarafından yapılan koalisvon teklifini değerlendirmiş >e bu- nu usul \e esas bakımından doğru görmemiştir. Bu tekli- fi kabul etmemişÖr" dedi.' Çillerci Enerem Çiller'i 4 hançerledi' tstanbul Haber Senisi- DYP Genel Başkanı Tansu Çiller'e yakınlığıyla tanı- nan ve gerek DYP istanbul tl Başkanı gerekse mıllet- vekıli seçilmesınde Çıller'in katkısı bulunan Tekin Ene- rem'in "Ret Cephesi"ne geçmesi şaşkınlıkla karşı- landı. DYP îstanbul İl Başkan- lığı'na seçıldiği günlerde partı içı muhaliflere sert çı- kışları> la tanınan Tekin Enerem. Çiller'e yakın ol- dugu günlerde baSlılıĞını "DYP,"2000'li ydlara Çİİler ileyürüvecek" ve mokasen- lerini giyerek meydanlara çıkması istenen partı ıçi muhalefetin lideri Hüsamerrin Cindoruk için de "O mokasen yerine ter- lik giysin" sözleriyle dile getirmişti. l990yılındaDYPİIsek- reterliğine seçilen Tekin Enerem, daha sonraki yö- netimlerde. il yönetim ku- rulu üyesi ve teşkilatlandır- ma başkanı olarak göre\ yaptı. 7 Mayıs 1995 günü DYP Genel Sekreten Şina- si.\)tıner. Genel Idare Ku- rulu'nun Başkanhk Diva- nı'nın verdiği >etkiyedaya- narak. RasimCinisli'den bo- şalan ıl başkanlığına Tekin Enerem in atandığını açık- ladı. Altıner. bu açıklama sı- rasında. "Sa>m Başbaka- nımız tekrar emrettiler, lxv şalan il başkanlığının boş kalmasının teşkilatımıza de~ rin iizüntü vereceği endişe- siyle Enerem'in atanması- na karar \erildi" diye ko- nuştu. Enerem de burada, "DV P, 20001i vıllara Baş- bakan Çillerile \üriij ecek" dedi. Seçimlerden sonra DYP Genel Başkanı ve Başba- kan Tansu Çiller'in de maz- batasını alacak kadar genel başkana yakın olan Tekin Enerem'ın ANAP'a geçe- cegı söylentileri de son gün- lerde ya>gınlaştı. Ancak Enerem. dün ANAP'ageç- meyeceğını ama güveno- yunda ret oyu kullanacağmı sövledi. Erbakan \n başbakanlıkia iîk cumasî RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan, "Başbakan" sıfatıyla ilk cuma namazını dün RP Genel Merkezi'ndeki mescirtc kıldı. Erbakan'ın bugüne kadar parti lideri olarak namaz kıldığı mescitte cuma namazı kılacak olması, namaza gelenlerin saMsını da arttırdı. Randev ıılanna geç gelmesiyle bilinen Erbakan, bu abşkanlığını dün de sürdürdü. Ezanın okunmasının ardından Başbakanlık binasından a> nlan Erbakan. namazın sünnetinin kıünmasından sonra RP Genel Merkezi'ne ulaşabildi. trbakan'ı. başbakan olarak cuma namaa kılarken görüntülemek isteyen kameraman ve foto muhabirierinin voğunluğu da dikkat çekti. Başbakan'ın RP'li özel korumalannın basın mensuplarının çaltşmasını engeHemek istemesi üzerine tarüşma çıktı. Resmi korumalann devreye girmesiyle olay vatıştinldı. (Fotoğraf: REUTERS) IRMIKIAYDIN ENGİN e-mail: engin@planet.com.tr Bugünlerde "birtür" izinliyim. Hem de resmen. Yazılar aksa- mıyor. Ama gazeteye gitmek zo- runda da değilim. Evdeyim ve "tembellik hakkırnı" kullanıyo- rum. Örneğin bugün (size göre dün) sabah tam 130 dakika bil- gisayarıma karşı satranç oyna- dım (ve hiç yenemedim). Ardın- dan da... Neyse... Bu 'Tırmık"\ tamam- ladıktan sonra çıkıp ellerim ce- bimde, hafiften bir ıslık tutturup ta Kanlıca'ya kadar deniz kıyı- sında yürüyeceğim. Buna ihtiyacım var. Durup du- rurken içim karardı. Anlatayım da bana hak verin. Öğle saatiydi. Balkona çıkıp hava alayım dedim. Daha bal- kona adımımı atarken seslendi: - Selamünaleyküm hemşe- rim. Tanımıyorum. 40-45 yaşların- da, tıknaz, belli beiirsiz sakallı bir adem. Evin önündeki merdiven- le sokak arası yoldan aşağıya ini- yor. Selamı karşıladım. Hem de onun gönlünce: - V'aleyküm selam. Selamlaşmayla yetınmek ni- yetinde değil besbelli. Bastı mı Beni Bir SıkıntıL- Buyur gıdelim. Vakittir. - Nereye? Ne vaktidir? - Bugün Cuma. - Evet biliyorum. - Namaza inmiyor musun? Cuma namazına? Vakittir. Buyrun bakalım. Adam be- nim dini bütün bir Müslüman olduğumu veri kabul etti de ha- ni belki dalgınlığıma gelmiş, na- maz vaktini unutmuşumdur di- ye uyarıyor. Pişkinliğe vurdum. - Hele bir güvenoyu alalım. Ondan sonraki cuma inerim ar- tık... • • • Anlamadı. Anlamaya da uğ- raşmadı. Yüzünü mü buruştur- du, yoksa yaptığından pek hoş- landı da sırıttı mı anlamadım. Ama bir şey söylemeden yürü- dü indi merdivenleri. Gelecek cuma aynı saatte ge- ne balkonda olmam gerekiyor. Hele Erbakan Emmim güve- noyu alırsa bu artık bana farz olur. Merak ediyorum. Örneğin bu kez: - Yürü len kâfir namaza! Zın- dıklıkyasak bundan böyle... fi- lan mı dıyecek benim ahbap? Ve o zaman ben ne yapaca- ğım? Dikkatli okuyucu anımsaya- caktır. Daha mürekkebi kuru- madı. Önceki günkü "Tırmık"ta "Inananların, Müslümanlığı 'bir yaşam biçimı' olarak seçmele- rine hiçbiritirazım yok" diye yaz- mıştım. • • • Gerçekten de yok. Inananla- rın inancına saygılıyım. Bunu deyince, "Başkalannın da benim inancıma -ya da inançsızlığıma- saygılı olmalan gerekır" demiş oluyorum. Sanırım bu demok- rasiye de uygun, Islam dinine de. Eğer dindarsam, daha doğru- su Müslümansam, daha doğru- su "Sünni" Müslümansam (hat- ta Maliki. Hanbeli, Şafii deolsam idare eder) "inancıma" saygı gösterileceğine pek kuşkum yok. Ama bunlardan herhangi bı- ri değilsem (değılsen. değilse- niz, değilsek) ne olacak? Bu ya- zı yazılırken Refah ve ona yakın çevrelergergin bir bekleyiş için- deler: "Hükümetgüvenoyu ala- bilecek mı, alamayacak mı?" Üstelik pek açıkça seslendiril- mese bile bır başka soru (sorun?) daha var: "Erbakan hükümeti güvenoyu alsa bile bırileri (kim- se onlar) buna razı olacaklarmı? Darbe olur mu? ABD ne di- yor(muş)?" Refah'a oy vermedim. Güve- noyu alıp almaması da benim so- runum değil. Ama şu param- parça sıyasal aritmetikte, birin- ci olan partinin başkanhğında bir hükümet güvenoyu alırsa bi- rilerinin (kimse onlar) bu hükü- mete engel olmaya kalkışma- sına seyirci kalmayı demokrat- lığımla bağdaştırmam. Yani tam da Voltaire'in dediği gibi: "Dü- şüncelennize kesinlikle katılmı- yorum. Ama onlan savunma öz- gürlüğünüz için kellemi verebı- lınm." Bunu Voltaire çağında söyle- mek elbette çelik gibi bir yürek, dupduru bir bilinç gerektirirdi. Ama Voltaire'den 200 yıl sonra bu artık marifet filan değil. De- mokrat olmanın, "olmazsa ol- maz" koşuluna dönüştü. Evet, böyle düşünmek marifet filan değil. Ama-boyle düşünmemek ayıp. * • • iyi güzel de başkalannın dü- şüncelerine, seçtikleri yaşam biçimine saygı duymamın kar- şılığı, aynı kuralın benim (senin, bizim) için de geçerii olması de- ğil mi? Oyle sanıyorum ki Refah'ın çekilmesi gereken tartışma plat- formu "Anıtkabir'e gitti mi, git- medı mi? Atatürk'ün adını ağ- zınaaldı mı, almadımı?"olma- sa gerek. Refah, kendisi için istediğı öz- gürlük ve demokrasiyi, başka- ları, "kendinden olmayan baş- kalan" için de savunacak mı, savunmayacak mı? Refahçılar- la bu tartışılmalı. Gelecek cuma gene evimin balkonunda olacağım. Erbakan ve ekibı nerede ola- cak acaba? POIİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Gazetecilik... Arkadaşımız Orhan Bursalt'nın ilginç bir araştırma- sı yayımlanmaya başladı Cumhurıyet'te: 'Gazetecı- ler haber veyorumtannı yazarken ne kadar özgürler?' Orhan, bu araştırması ıçın yoğun birçaba harcadı. Aralarında benim de bulunduğum 51 muhabır, köşe yazarı ve çizere anket formları gönderdi. Adlarını giz- li tuttuğu muhabir. çizer ve yazarlar Crhan Bursalı'nın hazırladığı araştırmaya katkıda bulundu. Araştırmada 'Düşüncenin önündeki engeller' bö- lümünü okuyunca insan ister istemez şu soruyu yö- neltiyor kendisine: "Niye gazetecilik yapıyoruz?" Orhan Bursalı soruyor: "Haber yazımında nesnel gerçeği ve olayı; yorum yazımında, düşündüklerinızı olduğu gibiyansıtmak is- terken karşılaştığınız engeller oldu mu I oluyormu?" Bu soruya 30 kişi 'evef', 13 kışi 'hayır' yanıtı verir- ken, 4 kişi kararsız kalıyor, 4 kışı ıse yanıt vermiyor... işin ilginç yanı 30 yazar. çizer ve muhabir engelle karşılaşıyor. Yani çalıştığı gazete ve dergıde düşün- cesine kelepçe vuruluyor... Sorunun B bölümünde düşünce önündeki engel- ler sıralanırken 6 kişi mafya odaklanndan, 9 kişi siya- sı terörden, devletin resmı ve açık gizli örgütlerinden zarar göreceğini söyleyen 15, TMY'den (Terörle Mü- cadele Yasası) 18 yazar. çizer ve gazeteci bulunuyor.. Ne yazık ki Türkiye'de gazetecıliğın bugün içınde bulunduğu durum bu... Gazetecıler mafyadan, devlet içindeki açık gizli ör- gütlerden, yasalardan ve terör odaklanndan korku- yor... Eğer yazar, çizer ve gazeteciler korkarsa ne olur? Çevrenize bakın göreceksinız... • • • Basın, toplumda itibarını yitiriyor mu? Gazetecıler ve özellikle de muhabırier bu soruya 'evel' yanıtı venrker> şöyle dıyorlar: "iktidar - basın yakınlaşması..." Acaba gazeteciler niçın kendilerini daha az özgür hissediyorlar? işte bu sorunun yanıtı: "Basındaki tekelleşme..." Şımdi de Orhan Bursalı'nın görüşlerine bir baka- lım: "Gazetecinin mesleğinı özgürce ıcra etmesinin önüne en büyük 2 engel, patron ve devlet olarak çı- kıyor. Gazeteci, maddi çıkarlannı dışa karşı koruma ve kollama zorunluluğu ile karşı karşıya bulunduğu- nu I bırakıldığını veya bu durumun, kendisine olduk- ça güçlü bırşekilde hıssettınldığinı (yuzde 39 ve yüz- de 33) görüyor ve bundan rahatsızlığını dıle getinyor. Gazeteci, öte yandan devletin de baskısını tenin- de duyumsamaktadır. Gazete patronunun çıkarlanile düşünce özgühüğunü sınırlayan anti-demokratik ya- salar ve devletin kendısı, gazetecinin yazma özgür- lüğünü sımrlamada el ele gidiyorlar. Gazeteci, toplumun gözünün en çok üzerinde ol- duğu kişilerden bıridır. Çunku gazeteci. toplumda süreklı ve her gün, bir ıletışim aracı görevını yerine getirır. Haber taşıyıcıdır. Bununla kalmaz, uzmanlaş- tığı konularda yorum yaparak toplumda fikir oluşma- sına katkıda bulunur. Her şeyı dıdıkler." • • • • GazetecıJer en büyük eleştinyi kendilerine yönelti- lyoriğr Orhan Bursalı'nın yaptığı ankette. Dıyörlar kı: "Bazı gazeteci ve yazarlar başanlı olmak için ikti- dar odaklanna sürekliyakın olmayı tercih edıyorlar..." Orhan Bursalı'nın araştırması basının içınde bu- lunduğu acıklı durumu yansıtıyor. Halkın güvenini yitiren basın ışte bu nedenle pro- mosyonla ayakta durmaya çalışıyor... Orhan Bursalı'nın bu araştırması şöyle noktalanı- yor: "Köşk gazeteciliği: Basın mesleği içinde iktidar/ lıder gazeteciliği yenı değil. Geçmış zamanlarda da hükümetlerin veya liderlerın ne düşündükleri, onla- ra yakın duran kalemlerin yazılarından okunur ve bi- linirdi. Ancak, Özal dönemiyle bıhikte bu kulvarda çok hızlı bırgelışme oldu, konut ve köşk yazarlığı mesle- ği ortaya çıktı. Öyle ki, liderlerden gece yarısı tele- fonlar beklenir oldu. Bu tür yazarların, gecenin saat birinde örneğin Özal'ın kendisini aradığını övünerek yazmaya başladıklan görüldü. Bu iç içelikten ikı tarafın da yararlandığı açıktır; ga- zeteci 'haber vererek' ve 'gündemde kalarak' kariyer ve 'önemli gazeteci' özelliği kazanmakta; siyasal odaklar da uygun gördükleri yer ve zamanlarda ka- muoyunu etkileyici veyönlendıricı açıklamalarını, faz- la bir süzgeçten geçırmeden bu kanallar aracılığıyla yapmaktadır. Tabii bu kanal, bir gazeteci I yazar ol- duğu gibi, gazete yönetıminın bizzat kendisi de ola- bilmektedır. Bu sonuçlardan da görüldüğü gibi gazeteci, ken~ di mesleğinin geleceğinden duyduğu kaygıyı açık yüreklilikle belirtiyor. Gazeteci, tekelleşme süreci ile basın patronlarının ticarı çıkarlannm gıderek ön pla- na çıkmasından rahatsızlığını dıle getırirken, bazı ga- zetecilerin siyasi odaklarla sarmaş dolaş durumun- dan da büyük rahatsızlık duymaktadır. Muhabirler cephesi: Ankete, sadece muhabirle- rın gözuyle bakacak olursak, muhabirler, meslekle- rinde en tehlikeli gelişme olarak, bazı gazeteci veya- zarlann iktidar odaklanyla geliştirdiklen bu özel iliş- kileri görmekte ve tekelleşme eğılımını ıkinci sıraya itmektedir. Köşe yazarlannı ise iktidar odaklarının özel haber verme politikalanyla tekelleşmeyı başla- tan tehlikeli eğilim olarak gördüklerinın de altını çiz- mek gerekir. Gazeteci. kendisini dördüncü kuvvet yapan özelliklerin tehdit altında olduğunu ve erozyona uğradtğını görmektedir." hıternet: http: // www.planet.com.tr/Xn E mail: Hikmet .Cetinkaya (u Planet.com. TR MED TV'ye MİT takibi HÜLVA KARABAĞLI ANKARA -Avrupa'da çe- şitli ülkelerden kıraladıeı uydu sözleşmeleri yenılen- meyince günübırlik korsan yayınlara başlayan PK.K yanhsıMEDTVMilhlstih- barat Teşkılatfnca (MİT) jakın takibe alındı. Tekno- lojık alanda güçlü bır iletı- şim ağı bulunan MlT'ın. MED TV'nın hangı ülke- den frekans kullandığını be- lirlemeye çalıştığı öğrenıl- di. Kullanılan frekans nok- tasının belırlenmesi duru- munda ya> ınlann durdurul- ması için Türk hükümeti- nın ilgılı ülke nezdınde gi- rişimde bulunacaeı ka>de- dildı. Türkıye'nın kapatılması konusunda sürdürdüğü mü- cadele sonucunda yerleşik merkezlerinden ya> ın yolu tıkanan MED TV. Mİt ta- rafından takibe alındı. En son Polonva hükümetinın "Türkhe ile i>i ilişkisini'" gerekçe göstererek uydu sözleşmesını ıptal ettıği MED TV'nın manevraala- nının daha da daraltılması için MİT. çalışmalarını yo- ğunlaştırdı. Türkiyeileya- > ın bağlantısı tamamen ke- sılen ve çanak antenlerden ızlenmedığı kavdedılen MED TV'nın günübırlik vayınlarınınyalnızca \sx\\\- barat bünvesinde ızlendi- ğı. frekans tespiti ıçın çaba gösterildigı bildirildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle