Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
6TEMMUZ 1996 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 15
Ölümsüzlüğünün Birinci Yılında:
6
Nesin Usta'nın Oyınıları•Aziz Nesin'i gelecek
kuşaklara, 2 Temmuz 1993'te
kundaklanan Madımak
Oteli'nde olanlann belleklere
kazıdığı korkunç anıyla değil
de insanhğa bıraktığı yapıtlarla
ulaştırma yolunda
tiyatrocularımızı da yaman bir
görev beklemektedir.
AYŞEGÜL V ÜKSEL
Insanlar. çevrelerindeki insanlann zih-
ninde oluşturdukları öncelikli imgelerle
tanımJanırlar. Eylem adamı olarak ön dü-
zeye çıktıysanız. sizi o özelliğinizle yii-
celten toplum karşısında ozanlığınız
ikinci düzeyde kalır söz gelimi. Güler
yüzlü. kara gün dostu biri olmanız, kom-
şulannız için büyük bir düşünür olma-
nızdan çok daha önemlidir. Sevecen, eli
açık. kafadar bir babaysanız. mesleği-
nizde başanh olup olmadığınız küçük
çocuklannızın umurunda bile değildir.
Eşinizin gözünde pasaklı bir kadıasanız.
usta bir ressam olmanız kaç para eder?
Sizi büyük bir roman yazan olarak gÖ-
ren dostunuz. aşağılık bir zampara olu-
şunuzla ilgilenmez bile. Kısacası. önce-
likli özelliğiniz çe\renizdeki insanlann
size bakışına göre değişir.
Gülmece yazan ve düşün-eylem
savaşcısı
Aziz Nesin gibi elli yıl boyunca toplu-
mun gündeminde kalmış -hep kalacak-
bir yazın. düşün ve eylem adamının ön-
celikli sayılan özellikleri kuşkusuz. sıra-
dan bir insanınkine oranla daha belirle-
yici olacaktır. Bu özelliklerin ilki yazın
yaşamının onu "jıldız" yapan ilk döne-
minde "göz kamaştıran"(göz kamaştır-
mayı sürdünnekte olan) "gülmece yazar-
lığı", ikincisi de yaşamının lüm aşama-
lannda sürdürdüğü. özellikle de 12 Ey-
lül'den sonra birincil düzeye çıkan "de-
mokrasi yolunda düşiin \e eylem savaş-
çısı" olma niteliğidir. Bu ıki niteliğıyle
ulusal ve uluslararası düzeyde öylesine
parlamıştır lci. başka alanlarda ortaya
koyduğu eylem ya da başka yazın türle-
rinde ürettiği yapıtlar, onun ikincil dü-
zeydeki etkinlikleri olarak sayılagelmiş-
tir. Nesin'in tiyatro yazarlığı bağlamın-
daki deneyimi de böyle bir yazgıya tut-
sak olmuştur. Moda deyimle. gülmece
yazan "imajı", oyun yazan "imajı"na
her zaman baskın çıkmıştır.
Oysa Nesin. tiyatro merni yazmayı ne
boyutta önemsediğini yazarlık yaşamı
boyunca sık sık belirtmiştir. 1976 Nesin
Vakfi Edebiyat Yıllığı'nda yeralan. Ce-
mal Süreya ile yaptığı konuşmadaki
"Oyun, çoğunlukfa \ apıldığı gibi -arada
benim de vaptığım gibi- sahneye çıkani-
mış öykü değildir", saptamasıyla, 'gül-
meceyazarTimajının getirdiği beklenti-
leri karşılayan (çoğunlukla daha önce öy-
kü ya da roman olarak yazmış olduğu)
"Sait Hopsait","Yaşar Ne Yaşar Ne Ya-
şamaz", "Toros Canavan" gibi oyunla-
nyla. doğrudan dogruya tiyatro sahnesi
için oluşturduğu oyunlan arasına biray-
nm koymuştur.
Nesin. tiyatro yazan kimliğinin bu
ikinci rüroyunlaryoluyla belirginleşece-
ği düşüncesindeydi. "Tiyatroda neyap-
mak istediğimi "Biraz Gelirmisiniz?'le,
'Bir Şey Yap Met\ "Çiçu' anlatmakta-
dır". der 1963 te (Günce). 1970'te bu
oyunlanna "Düdükçülerie Fırçacılaruı
Savaşı"nı ve "Tut Elimden Ro\ni"yi de
katmıştır. Yeni bir not düşer güncesine:
"Bunlar benim yazarlık ölçüm içinde
kendi oyun yazarhğımın büyük senfoni-
leri ölçüsündedir."
'Çalgdı-şarkılı' oyunlar
Nesin'in. genel olarak "çalgıb-şarkılı"
oyunlar olarak nitelediği ve tiyatro yaza-
n kimliğinin doğrudan bir yansıması ola-
rak görmediği -başka rürdeki yapıtlann-
dan uyarlanmış- oyunlarına da yogun
emek harcamış olduğu görülür. Oyun
yazma uğraşını ne düzeyde önemsediği-
ni. "Ojunlanm arasında on beş-yirmi
kez vazdıklanm olmuştur" sözleriyle
vurgulayan Nesin, bu popüler oyunlan-
nı her yeni basımında içerik açısından
yenilemiş ve güncelleştinniştir. Taşlama
ağırlıklı oyunlann güncel vuruculukla
ayakta kalacağını bildiği için bu türün
gereğini büyük bir titizlikle yerine getir-
miştir. Bu oyunlarda yazann en büyük
başansı. toplumca son elli yıldır yaşa-
maktaolduğumuzgürülrülüpatırtılı "de-
ğişim" serüveninin yüzeysel görüntüle-
rialtındaki "degişmezçelİşkileri",yaman
zekâsının süzgecinden geçirip, gülme-
cenin en incelikli boyutu olan "tersinle-
me" (ironi) ile buluşturmuş olmasıdır.
Popüler yapıtlannı tiyatro
yapıtına dönüştürdü
Nesin, oyun yazarlığının özgül biruğ-
raş olduğuna inanmasına karşın. popüler
olmuş yapıtlannı '•tiyatro yaprtı"na dö-
nüştürmekte sakınca görmemiştir. çün-
kügeleneksel tiyatromuzun "çokekfem-
li" yapısı. "oyunsu" özelliği, "anlatma"
öğesini çokça kullanması. "güldürü"
ağırlıklı oluşu, "tipleme"ye ve "sözya-
nştırma"ya yatkınlığı, Nesin gülmece-
sine denk düşen bir tiyarro potansiyeli
oluşturmaktadır. Nesin'in, bu potansiye-
li degeriendirirken meddah. Karagöz ve
ortaoyunu geleneğimizin özelliklerini ti-
tizlikle incelediği ve çağdaş sahne anla-
tımıyla buluşturmada özenli bir çaba
gösterdiği. gerek oyunlanna yazdığı ön-
söz ya da tanıtma yazılannda, gerekse
oyun metinlerinde yer alan sahne ve ha-
reket tanımlannda açık seçik görülmek-
tedir. Sanatçılanmızın görevi. Nesin'in
bu tiir -seyircı tarafından tutulmuş- oyun-
lan bağlamında ortaya koyduğu duyar-
lıgı aşındırmamak, her yeni sahneleme-
de. yenilenmiş birdramaturji, daha yet-
kin bir estetiğe ulaşmayı amaçlayan bir
Nesin'den tiyatro üstüne
Hem öykü. hem oyun yazarlığında
ustaların ustası Çehov "dur benim için.
(1975)
• • •
Roman \e oyun yazmak. bence
coşkudan çok ussal bir iştir. (1975)
• • *
Şimdiye dek sahnelenmiş ya da
vayımlanmış oyunlarımın ulusal
olmadığı sanılmıştır. Çünkü özellikle
tiyatroda ulusalla yerel ve bölgesel
birbırine kanştınlmaktadır. (1970)
• • •
Bir düşüncemi ovundan başka hiçbir
türle anlatamavacağım zaman oyun
\azı\orum.
Bir va/ar herhangi bir konu> u, canı
isterse öv kü. isterse roman, senaryo,
o\ un olarak \azamaz. (1959)
• • •
Ovunlarımdakı kişilere... Mateh. Zani.
Effer gibi adlar verdiğim için "Kolavca
uluslararası olmak istediğinden böyie
adJar u>durmuş"dıvenler bile oldu.
(1962)*
• • •
Biz se> irci olarak bir tiyatronun
kapısından girerken. divelim "A" isek.
çıkarken -A" artı "X" (AX) olmalıvız.
Son perde inerken bu o>un ("Biraz
(.elir misiniz?") sizleri arttırmışsa
mutluvum, arttırmamışsa beceriksizim.
ıf962)
• • •
Çalgılı-şarkılı oyunlann başanlannda
\e başarısızlıklarında. yönetmenin,
oyuncuların. müzikçilerin payı
büyüktür. Bu da oyunun yazan olarak
benim çok işime geliyor. Çünkü. seyirci
olarak sizler oyunu başansız bulursanız.
14
Ne japavım, >önetmen, muncular,
müzikçi beceremediler" diyeceğim.
Yoook, o\unu beğenirseniz, o zaman da
"Bu oyunu ben yazdım" derim. (1989)
sahneleme anlayışı ve kolaya kaçmayan
biroyunculuk çizgisinin yakalanmasıv-
la. çalgılı-şarkılı oyunlan gündemde tut-
mak olmalıdır.
ChTinlarını >eterince
değeriendirmeliviz
Nesin'in tivatroda özgün bir anlatım-
la oluşturduğu \e "senfonilerim" dediğı
oyunlarla ise seyırcinın tam anlamıyla
buluştuğu söylenemez. Bu oyunlaryete-
rince çok sahnelenmemiş. sahnelenen-
ler de yeterince ilgi görmemiştir. Çünkü
bu ovunlarda sevircinin beklentisine va-
nıt verecek. "vasalJaşmış". popüler ol-
muş Aziz Nesin "imaj"ı vansımaz. El
üstünde tutulan biryazara-tıvatro>apıt-
lan bağlamında- hem ilgi gösterme hem
de onu bu ilgiden yok.sun bırakma çeliş-
kisi. olsa olsa :>u ya da bu nedenle yadır-
gadığımız sanat yapıtlanndan uzak dur-
ma alışkanlığımızla açıklanabilir. An-
cak. vazarımızartık aramızda olmadıgı-
na v e artık bızi kev i fiendırecek > a da ke-
yiflendirme>ecek oyunlar vazamayaca-
ğına göre. bize bıraktığı yirmi beş dola-
> ındaki oyunu yeterince degerlendirmek
durumundayız.
Gülmece öğesinin >alnızca aynntısa!
birözellik taşıdığı ve Aziz Nesin'in ye-
rel ve toplumsal görüntüleri alabildiğine
geri düzeve atarak. kendisine özgü bir
soyutlamaeylemi içinde. "İnsan'ı "ka-
rakter" bovutunda ön düzeye çıkardığı
"Biraz Gelir misiniz", "Çiçu", "Tut
Elimden Rovni", "Bir Kadın İçin Düet"
gibi şiir-ONunlarda, toplumsal yaşamı
içindeki "insan"la, dogum ve ölüm ara-
sındaki süreçte yaşayan "insan" buluş-
turulmuştur.
Bu ovunlarda. "Benim için yaşamak
çalışmaktır'"diyen Aziz Nesin'in. "çalış-
ma" otgusunö birkaç ayn boyutta değer-
lendirdiğinı görürüz. "Çalışmak" her
şeyden önce yaşamla ve ölümle baş et-
menin tek yolu, yaşamın en anlamlı ey-
lemi olarak gösterilmiştir. Kusursuzluğa
ulaşma çabası -hele toplum yararına bir
çabaysa bu- bireyeölümsüzlük. topluma
da esenlik getirir. Bu yolda gerekiyorsa
ölüm bile göze alınabilir. Öte yandan,
kusursuzluğa ulaşma yolunda çalışan ki-
şinin bencilliği de göz ardı edilemez:
çünkü kendi ölümsüzlüğünü yaratma
adına en yakınlannın yaşamından. mut-
luluğundân veesenliğinden çalmaktadır.
Çalışmayı -hele toplum yaranna değilse-
yalnız ölüm karşısında bir avuntu olarak
görmenin ölüm gerçeğini yok edemedi-
ği de vurgulanır bu oyunlarda. "yalıuz-
lık" ise bir boyutuyla huzur \e güvence
verir insana; başkalanyla paylaşılama-
yan pek çok şey vardır. fnsanlarla kuşku-
\u bir birliktelik içinde olmak zordur;
ama insansızlaşma da dayanılır şey de-
ğildir. Ya kadınlar? Onlarsız ve onlarla
hep sorunlar vardır. Amaonlardahaklı-
dır. Nesin'in çoğu soyutlamalı oyunların-
da birdolu izlek iç içe girerek insan du-
yarlığının karmaşık düzeneğinden çarpı-
cı. dürüstçe dile getirilmiş çelişkiler su-
nar. Toplumsal kimliğinin zaman zaman
gizlediği "insanoğlu". Aziz Nesin'den
yakaladıgınız izdüşümleriyle yalnız top-
lumun bir bireyi olarak değil. insan ola-
rak da özdeşlik kurarsınız.
Isim veyersoyutlarnasıyla toplumsal,
evrensel düzeyde politik ve toplumsal
göndermeler yaptığı oyunlan ("Düdük-
çülerie Fırçacdar", "Sen Gara Değilsin".
"Hazır Ol", "Bir İnsan Başı İçin LçSes-
H Üzünç")yanında sev ımli buruk bir fan-
tezi olan "HadiÖldürseneCanikom"da
Aziz Nesin'in özgün ve özel tiyatro ya-
zarlığının ürünleridir. Nesin'in bu özgün
tiyatro anlayışı içinde işlediği izleklerve
kullandığı biçimsel öğeler büyük bir çe-
şitlilik gösterir. Nesin'in metin içindeki
sahne ve hareket tanımları da onun ti)at-
ronun olanaklannı değerlendirme yö-
nündeki titizliğinden ipuçlan verir. Bu
nedenle de Aziz Nesin'in oyun yazarlı-
ğınıyasallaşmışşablonlarayerleştirmek
söz konusu değildir. Tiyatroculann. dra-
maturji çalışmasından. sahne-ışık giysi
tasanmına ve karakter yorumlanna dek
tüm yaslandıklan klişelerden uzak dur-
malannı gerektiren. sahnelemesi. başa-
nya ulaştırması zor metinlerdir bunlar
Tiyatroda yaratıcılığı ön koşul olarak gö-
ren. yetkin sahne yorumlanna olanak
sağlayabilecek metinler...
Aziz Nesin'i gelecek kuşaklara. 2
Temmuz 1993'te kundaklanan Madımak
Oteli'nde olanların belleklere kazıdığı
korkunç anıyla değil de, insanhğa bırak-
tığı yapıtlarla ulaştırma yolunda tiyatro-
culanmtzrdayaman bırgöıev.beklemek-
tedir.
1Aziz Nesin, kitapları, oyunlan, şiirleri ve bilinmeyen yönleriyle yine aramızdayd
'Sanık sandalyesindeki koca çocuk'
• Edebiyatçılar
Derneği'nin düzenlediği
'Aziz Nesinli Günler'
sempozyumu, Nesin'i
pek de bilinmeyen
yönleriyle yeniden
karşımıza çıkardı.
Nesin'i, kitapları dışında
özel yaşamıyla
tanıyanlar, onun "gizli
şairliğinden",
duygusallığından,
çocuksuluğundan ve
'ashnda hiç olmayan'
cimriliğinden söz ettiler.
EBRU TOKTAR
ANKARA - Kimilerine göre
kara mizah ve taşlama ustası. ki-
milerine göre gizli şair. kimile-
rine göre de zamana karşı at
koşturan. hep "yetişebilme" en-
dişesi ile çalışan bir yazardı
Aziz Nesin. O. yaşadığı döne-
min tanıklığını >aparken. çoğu
kez de sanık sandalyesine otur-
tulan kocaman bir çocuk: eleş-
tirirken. eleştirilmekten yorul-
mayandı. Kımine göre. onun
oluşturduğu savaşımgeleneğine
karşın susmak "aptallığı hak et-
mek"ti! Aydın olmanın sorum-
luluğunu bir gömlek gibi üze-
rinde taşırken. yaşamıyla yaz-
dıklan arasındaki tutarlı çizgiyi
koruyandı Nesin. İşte. o bu yüz-
den hep gündemdeydi ve gün-
demde kalmaya devam ediyor.
Aziz Nesin. ölümünün birin-
ci yıldönümünde. kitapları.
oyunlan. şiirleri ve bilinmeyen
yönleriyle yine aramızdaydı.
'Onun yapıtlanna
karşın susarsak; aptahz'
Şair-yazar Hüse\in Atabaş,
onun askerlik ve hapisane yaşa-
mından edindiği disiplinli çalış-
maalışkanhğına işaretederken.
"Çalışkan. disiplinli, tutarlı. ça-
ğına ve geleceğe karşı du\arlı bir
insan. .Aziz Nesin, yanm > üzy ıl-
dır Türkiye gündeminden düş-
meyen. hatta gündem belirleyen
bir düşünür. bir eylem adamı.
bir sanatçı. .\ziz Nesin, shri.
abartılı, aykırı çıkışlanyla top-
lum dinamiğini canlı tutnıavı ba-
şardı. Onun bıraktığı bunca >a-
pıta, oluşturduğu savaşım gele-
neğine karşın hâlâ susacaksak.
aptallığı hak ettniş olmaz mı-
.MZ?" diyor.
Atabaş. Aziz Nesin'in. aynı
giysiyi belki de 10 yıl üzerinde
taşıdığını >öyledikten sonra.
onun hıç de sanıldığı gibi cimri
olmadığını belirterek. ekliyor:
"Pilav tabağında kalan dört pi-
rinç tanesi yüzünden adam do-
vebileceği söylenttsine degülüp,
geçmişimdir. Ama onun, birkaç
pirinc tanesini tabakta btrakma-
nın emeğe sa> gısızlık olduğu de-
ğerlendirmesini du>duktan son-
ra. yaşamının 30 > ılında emeği
savunmak için sa\aşım \erdiği-
ni sanan biri olarak, kendimden
utanmasanı da bilisizliğime ha-
> ıflandım. .4ziz Nesin, jalnızja-
şadıklarıyla değil, vaşamı ile de
>aşamın içinde kalan bir ömek
insandı. Hem olduğu gibi görü-
nen, hem göründüğü gibi olan
bir örnek insan."
Eleştirmen Feridun Andaç.
Aziz Nesin'in ölümünden 6! vıl
önce başlayan "gizli şairliğini"
dile getirivor. Övkülerinde ve
romanlarında toplumun. şiirle-
nnde kendi kişiliğinin topoğraf-
yasını çıkaran Nesin'in. şairlik
yönünün fazlaca açığa çıkarıl-
madığına biraz da hayıflanıvor.
Andaç. Nesin'in içsel serüveni-
ni betimlediği şiirlerindeyalnız-
lık. ölüm. yaşama sev inci ve se-
vinin işlendiğinı sövledikten
sonra. onun. şiirlerinin büyük
bölümünü 80 sonrasında yazdı-
ğına işaret ediyor ve şöyle de-
vam ediyor: "Gittiği her yer, so-
luk aldığı her an şiire kapı ara-
lar. Sevgi, se\gili üzerine söylene-
bilecek sözleri biriktirir, sürekli.
İnsana dönüp bakarken, valnız-
Jığın. hüznün acılann, sevinçle-
rin. pavlaşmanın duvgu yoğun-
luğunu vaşar. Bunlann izleri şi-
irlerini biçimlendirir. \'azmayı
vaşamakla eş tutan usta gülme-
ce\azanmızınşiirlerini;öyküle-
rine, romanlarına, oyunlarına.
denemelerine daha iyi bakabil-
memiz için, bize sunduğu bir de-
nwt çiçek olarak adlandırmak
istivorum..."
Andaç. Nesin'in coşkun ço-
cuk sevgisini. yaşamayı yaz-
maklaeş tutan aydın sorumlulu-
ğunu somutlamak için. yine
ona. onun şiirlenne başv uruyor:
"Öjleacılarçeksem kiçocuk-
lar/Sizehiçacı kalmasa/Oyleöi-
sem ki çocuklar/Size hiç ölüm
kalmasa."
"•\azilarla yaşadım/YazıIarla
ölüvorum/Beni yazılara koyunJ
Sevmeler için yazdım/Sev meler
için ölüjorum." Andaç. Tem-
muz 1993'teki kanlı Sıvas kat-
liamına tanık olan Nesin'in ya-
şadığı korku dolu anları dizele-
rine taşıdığı "Sıvas Acısı" adlı
son şiir kitabının ölüm duygusu-
nun voğunluyla örüldüğüne işa-
ret ertikten sonra. konuşmasını
Ne-ııı . v le noktalıyor:
"Bir kara kalabalık/Binlerce
bağnaz binlerceyobaz/Başlann-
da takkeler sanklar/Sakalla bı-
yıkarasından/lstimsalargibiso-
İuyorlar/Kuduz saKalan aka-
rak/Ölüm ölüm diye uluyor-
lar/Yosun tutmuş sivri köpek
dişlerini, kirli uzun nmaklam-
la biIiyoriar/Çepeçevre çember
olmuşlar çevremde/Zil çalan
etekleri ayaklanna dolanarak/
Beni öldürme törenine hazırla-
nıp/Çevremde dört dönerek/
Sahalı scvinç nağralan atıyor-
lar."
Öner Vağcı. Nesin'in "so-
nımlu aydın" kişiliği üzerinde
duruyor ve hep daha iyisi için
savaşan Nesin'in yazarlık çiz-
gisinin "halkaborçluolma"dü-
şüncesinden kaynaklandığını
vurguluyor. Eleştirmen Semih
Gümüş ile de aceleci ve mizah-
çı Nesin'i görüyoruz karşımız-
da. Gümüş. onun kara mızahta-
ki ustalığını. "Nesin, bazen acı
buruklukları da neredeyse kara
mizah düzeyine getirir. 'Güleriz.
ağlanacak halimize" sözü belki
en çok Nesin'in mizah övküle-
rinde dilegelen gerçeklereyakış-
tınlabilir"sözleriyle özetliyor.
Gümüş. Nesin'in aceleci yapısı-
na işaret ederken de yine ona
başvuruyor: "İçimde hep geç
kalmış olmanın. >etişememenin,
vetiştirememenin acelesi vardu
İşte bu acele yüzünden eserleri-
me istediğimce özeni göstereme-
dim, daha dikkatli ve ritiz dav ra-
namadım. Eskiden çalakalem
yazdığım, yazmak zorunda ol-
duğum ö\külerimin. romanla-
nmın yeni basımlarını vapmıvo-
rum; bir zaman bulup bunlan
yeni baştan gözden geçirip, dü-
zeltip hatta yeniden vazıp orta-
ya çıkaracağım."
Evdeki Aziz Nesin
Ali Nesin. evdeki Aziz Ne-
sin'i, imgelerindeki baba Aziz
Nesin'i anlattı. boğazında dü-
ğüm düğüm olan duygulan da
ele vererek. "Babam kocaman
bir çocuktu" diyen Alı Nesin.
anlatıyor: "Babam hiçbir za-
man evinde zekâsıyla. yazarlı-
ğıyla övünememiştir. Biz de ço-
cukluğumuzda hiçbirzaman bir
yeteneğimizle, bir başanmızla
övünemedik. Bu aile terbivemiz,
büyüdükçe,dış dünyavı daha iyi
ranıdıkça >e ailenin etkisinden
çıktıkça vavaş vavaş kaybolmuş
olabilir, ama çocukluğumuzda
öyleydik. Ne annem, ne de ba-
bam çocukluğumuzda bize
övünmesini öğretmediler, sınıfı-
mtzı geçtiğimizde, bir başan ka-
zandığımızda bizi ödüllendir-
mcdilcr, hatta bir "aferin" de-
diklerini bile anımsamıyorum.
Bunun tersi de doğrudur, başa-
nsız olduğumuzda herhangi bir
ceza görmedik ve başansız ol-
duk diye de kimseden utanma-
dık. Öfümünden bir-iki hafta ön-
ce kalp rahatsızlığtndan kaldı-
nldığı hastanenin koridorunda
hüngür hüngür ağlayan bir de-
likanlı görmüştü. Delikanlının
perişan hali kendisine çok do-
kunmuştu. Kardeşim Ahmetde
yanımızdaydı. 'Ya anasını ya da
babasını kaybetmiştir zavalh"
dedi odaya dönüp bize gördüğu-
nü anlattığında. Öldüğüm za-
man sakın ola ki herkesin önün-
de böyle ağlamayın. Kendinizi o
güne hazırlayın, önünde sonun-
da nasıl olsa bir gün öleceğim.
Ben bu yaşta bile babamı düşün-
düğüm zaman gözlerim \ asarır,
ama yalnız başımayken, herke-
sin içinde değil. Babamın bu va-
siyetini ne va/ık ki, tutamıyo-
rum. Elimde değil."
Aziz Nesin. borçlu olduğunu
hiç unutmadığı halkının yaşamı-
nı, sorunlannı anıtlaşan yapıt-
larla ortaya koyarak geçti dünya-
dan. Kimi yerde suçlanarak. taş-
lanarak! Ama yaşamın heryanı-
na birdüşünce gibi akarak...
DUŞUNCEYE SAYGI
MEMET FUAT
Yazınsal Kişilik
Yazılarını okuduğumuz bir yazarı merak eder. re-
simlerine bakmak, ya da olanak varsa bir yolunu bu-
lup kendisini görmek isteriz.
Oysa bir insanın kişiliğini anlama bakımından dış
görünüm çoğu zaman aldatıcıdır.
Ama okurun istediği de, bir anlama değil, asbnda
bir sağlamadır: Yazılarını okurken kafasında yarattı-
ğı yazar kişiliğini, hatta görüntüsünü sağlama...
Hiçunutmam.birokurbeğenmediğinisezdırenbir
edayla bana:
"Sizi esmer sanıyordum," demişti...
Yazınsallığın dışına taşacak kadar güçlü olan bu
merak, okuma sürecinde başlıyor.
Onun için de yazarlann bir kendi gerçek kişilikleri,
bir de yazınsal kişilikleri var.
Okur olayları ele alışına. anlattığı ınsanlara, arada
söylediklerine bakarak yazara bir kişilik yakıştırıyor.
Yazdıklarında birtakım ipuçlan buluyor. Ayrıca bir ya-
pıtı yorumlarken nasıl katkıda bulunuyorsa, kafasın-
da yazann kişiliğini çizerken de öyle katkıda bulunu-
yor.
Demek ki yazann yazınsal kişiliği okurdan okura
değişebilir.
Yoruma açık yapıt, yoruma kapalı yapıt ayrımına
benzer biçimde, yazarlarm yazılannda kendilerini ele
verişlerine göre, yazınsal kişiliği yoruma açık yazar-
lar, yoruma kapalı yazarlar ayrımı da yapılabilır.
Konuyu çok kanştırmamak için şairlerden örnek
vererek konuşalım.
Bir şairin kendi başından geçmemiş olayları anlat-
masına herhangi bir engel yoktur. Kendi yaşamadı-
ğı duygulan da işleyebilir.
Çok düzenli bir aile yaşamı vardır, şiirlerinde sürek-
li serüvenlerden, içkiden, aşklarından söz eder.
Böyle bir durumda şairin gerçek kişılığiyle yazın-
sal kişiliği arasında ister ıstemez büyük bir tutarsız-
lık görülecektir.
Hele çeşitli kişilerin ağzından konuşan bir şairi dü-
şünün. Şiirlerinde kılıktan kılığa giriyor. Hiç evlenme-
miş, ama karılarının adlannı sıralıyor. Bir bakıyorsu-
nuz işçi, bir bakıyorsunuz öğretmen olduğunu söy-
lüyor. Daha bunlar gibi okuru yanıltacak bir sürü bir-
birini tutmaz bilgi var yazdıklarında.
Böyle bir şairin yazınsal kişiliği, gerçek kişiliğine uy-
mamak bir yana. okurlarının dikkatsizliği oranında
çeşitlenecektirde...
Kendini hiç ele vermeyen. düşüncelerini. duygu-.
larını örten, saklayan, şiiri sözcüklerın somut dünya-
sında imgelerle oynanan bir oyun olarak gören bir şa-
irin yazınsal kişiliği ise yorumların da ötesinde. ger-
çek kişiliğinin kınntıları üstüne kurulan yakıştırmalar
niteliğini aşamayacaktır.
Bir de özü sözü doğru bir şair düşünün. Şiiri dü-
şüncelerini, duygularını başkalarına iletme aracı ola-
rak görülüyor. Renklı, ilginç bir yaşamı. toplumsal
alanda bir kavgası, kişisel dünyasında ise fırtınalı
aşklan, kısacası. anlatacak çok şeyi var.
Böyle bir şairin gerçek kişiliğiyle yazınsal kişiliği bir-
birine yakın olacaktır. Birçok durumda okur şairin ya-
şamıyla ilgili bilgileri yapıtlanndan alacak, başka ile-
tişim kanallarından gelen bılgilerle uyuştuğunu gör-
dükçe onların doğruluğuna güvenecektir.
- Ama ne kadar açık, aydınlık, özü sözü doğru bir
kişi olursa olsun, yazann gerçek kişiliğiyle yazınsal
kişiliği tam olarak çakışmaz.
Bu çakışmayı engelleyen öğeleri yazar, yapıt, okur
diye üçe bölersek:
Yazar gerçekçi, düz anlatımlı, kendi yaşadıklann-
dan söz eden bir insan da olsa, öncelikle bir kurma-
ca kişisidir. Yalın gerçeği olduğu gibi aktarırken bile
kurmacanın olanaklannı göz ardı edemez.
Yapıt gerçeği aktarma gücü sınırlı bir araçtır. Kul-
lanan ne yaparsa yapsın gerçeğin yazıya sığmayan
yanlan hep dışarda kalacaktır.
Okur kendi algılama yeteneği, yaşantısı. dünya gö-
rüşü, çağnşımlanyla çevrıli bir yorumcudur. Okuma
eylemine mutlaka katkıda bulunur.
Onun için de kendini bütün yönleriyle olduğu gibi
yapıtına koyduğu düşünülen, açık sözlü bir yazann
bile yazınsal kişiliği. gerçek kişiliğiyle çakışmaz.
Nesin'den geriye kalanlar
İZMİR (AA) - 6 Tem-
muz 1995'te vitirdicimiz
Türkiye'nin en üretken ya-
zarlanndan Aziz Nesin'in
yapıtlan, ölümünden sonra
da en çok satanlar listesın-
den inmedi.
82 yıllık yaşamına 110
kitapsığdıran ünlüjazann
90 yapıtı halen piyasada
satılıvor.Arkasında kıtap
haline getirilecek önemlı
bir malzeme bırakan Ne-
sin'in 111. kitabı dageçen
ay pıyasaya çıktı. Yazann
oğlu ve Nesin Vakfı Yöne-
tım fCurulu üyesi Ahmet
Nesin, vazann kitaplannın
heryıl yeni baskılannınya-
pıldığını belirterek "Onun
üretkenliğini akıllar al-
maz... Basılanlar kadar,
notlar halinde bulunan
1200 dosya var. Nesin Vak-
fı'nda kitap haline gelmevi
bekliyor. Buniar zaman
içinde kitap olacak.Önce
güncesiv le başladık.Birinci
cilt bir a> içinde 4.basıma
ulaştı ve 8 bin sartı.Oaha
ikinci cilt çıkacak. Eski ya-
zı ile yazılan günce> i Türk-
çeleştirmektezorlandık. Bu
kitap, yazann kendisivlc
hesaplaşmasıdır. Bu günce
Nesin'in birfilozofolduğu-
nu orta>a çıkarıvor. Bu ne-
denleçok önemli. Okurdan
büyük ilgi gördü."
Aziz Nesin ve kemalTa-
hir'iıı 195^yılında kurduk-
lan. daha sonra çev,ıtlı ne-
denlerle kapanan "Düşün
Yayınevi"ni venıden faalı-
yete geçiren Ahmet NeMn.
yazann ölümünden sonra
"Ali Nesin ve Aziz Nesin
Mektuplaşmalan" ve
".Aziz Nesin \e Tahsin Sa-
raç Mektuplaşmalan"nı 4
ciltte topladı. Düşiin \a\\-
nevi, vazann kendi elyazı-
sı ile yazdığı güncesıni ise
3 kitap halinde basacak.
Aziz Nesin'in kitapları-
nın basımını üstlenen
Adam Yavınlan Genel Ya-
vın Yönetmenı Semih Gü-
müş de yazann kitaplannın
ölümünden sonra da sat-
maya devam ettiğını belir-
terek . "Eskiden ne kadar
satılıyorsa şimdi de 0 kadar
satılı\or"dedı. Gümüş'ün
verdiği bilgilere göre yaza-
nn şimdiye kadar en çok
satan kitabı 26 baskı yapan
ve yaklaşık 200 bin satan
"Şimdiki Çocuklar Hari-
ka". Aziz Nesin'ın kitap-
larından elde edilen gelir
Nesin Vakfı'nabırakılıvor.
BUGUN
• 24. ULUSLARARASI MÜZİK FESTİVALİ
kapsamında saat !9.00"da Aya Irini Müzesi'dc Zurich
OdaOrkestrasf nın konseri yeralıyor.
• 3. ULUSLARARASI C.AZFESTİ\ALİ nde saat
21.00'da Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi'nde 'Laura
Mckennitt' konseri. AKM Konser Salonu'nda ise saat
18.30'da "Asia Minor" konseri yeralıyor.
• RUMELİ HİSARIkonserleri kapsamında bu akşam
saat 21 .OO'da Cem Yılmazın gösterisi yer alıyor.
• KABALCI KİTABEVİ'NDE Saat 14.00-16.00
arasında Emre Kongar'ın imza günü ver alıyor.
• TARANTA BABU KÜLTÜR \ E SANAT
NfERKEZİ etkinlikleri kapsamında saat 19.00-21.00
arasında "Sivas'ı unutmadık. 37 Can'ı Anıyoruz' adlı
| anma programı yer alıyor.