Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 31 TEMMUZ 1996 ÇARŞAMBA
HABERLER
Kurîuluş
gazetesinden
protesto
• İstanbul Haber Servisi-
Kurtulus gazetesi. 24
temmuz günü Cağaloğlu
bürosunun polis tarafından
basılarak 19 çalışanın
dövülerek gözaltına
alınmasını protesto etti.
Kurtuluş gazetesi muhabiri
Muhittin Erdogan'ın
kaburgasında çatlak olduğu
ve hastaneve kaldmldığı.
Ahmet tbili'nin de e\inde
hasta yattığı kaydedilen
açıklamada. 19 çalışanın
kan revan içınde dövüldüğü
ve tüm cihazların tahrip
edildiği anlatıldı.
'Çocukları kadın
polislep
sorgulasın'
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)- Başbakanlık lnsan
Hakları Yüksek Danışma
Kurulu. gözaltına alınanların
işkence uygulamalarına
hedef olduklan şubelerde
göre\ yapan polislerin trafik
şubesine kaydırılarak
"pasifize" edilmesıni istedi.
De\let Bakanlığı bünyesinde
hazırladığı raporda. 18 yaşın
altındakı zanlıların kadın
polisler tarafından
sorgulanmasını öneren
kurul. ayrıca sorgulamanın
Adalet Bakanlığı bünyesinde
kurulması istenen ""adlı
polis" örgütünce yapılması
gerektigıni bildirdi.
Asgari ücrette
kanar günü
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Asgari Ücret
Tespit K.omisyonu'nun. yeni
asgari ücreti bugün
açıklaması bekleniyor.
Ekonomik Kurul"da asgari
ücretin yüzde 100 oranında
arttınlarak brüt 17 miKon
liraya çıkanlması
konusunda görüş birliğine
varıldıgı öğrenildi. Hak-lş
Genel Başkanı Salim Uslu.
asgari ücretin ağustos
ayında vürürlüğe girmesi
için komisyondan duvarlılık
beklediklerini söyledi.
'Otogapgapa'
duygulandıpdı
• tstanbul Haber Servisi -
Gazeteci Ayşe Önal'ın
trafik kazası sonucu bir
kolunu ve bacağını vitiren
kızı Şafak Pavey için
Beşiktas. Kültür Merkezi
oyuncalan tarafından
sergilenen "Otogargara"
oyunu izleyicilen
duygulandırdı. Ovunu.
Harbiye Açıkhava
Tiyatrpsu'nda Şafak Pavey.
Ayşe Önal. sanatçı Cem
Yılmaz, Kezban ve Hüseyin
Hatemi de izledi.
MGV'ye
bomba ihbarı
• İstanbul Haber Servisi -
Mılli Gençlık Vakfı
Yurdu'na dün yapılan
bomba ihbarı asılsız çıktı.
Kadıköy Altıyol Çilek
Sokak"ta bulunan Milli
Gençlik Vakfı yurduna
bomba konulduğu ıhban
üzerine güvenlik güçleri
çevrede arama yaptılar.
Taşap'dan, RP'ye
soru önepgesi
• ANKAR\ (Cumhuriyet
Bürosu) - ANAP Gaziantep
Milletvekili Mustafa Taşar.
Başbakan Necmettin
Erbakan'ın yazılı olarak
yanıtlaması istemiyle
TBMM Başkanlığı'na
verdiği 11 soru önergesinde.
boş olan imam-hatip
kadrolanna ne zaman atama
yapılacağını. Jandarma
Genel Komutanlığf nın
kışlalarda namaz
kılınmamasına ilişkin
genelgesinin iptal edilip
edilmeyeceğini sordu.
RP gpup
başkanvekilliği
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)- RP'de. boşalan
arup başkanvekillikleri için
seçim yapılması
beklenirken Başbakan
Necmettin Erbakan'ın isteği
üzerine atama yapıldı. Sıvas
Milletvekili Temel
Karamollaoğlu ve Kayseri
Milletvekili Salih Kapusuz
grup başkanvekilliklerine
getirildiler.
fflilere gözaltı
• İstanbul Haber Servisi -
Emek Partisi Genel Başkanı
Levent Tüzel'ın yaptığı
yazılı açıklamada. partinın
genel yönetim kurulu üyeleri
maden işçisi Şemsettin
Küçük'ün 27 temmuz.
Erdemir işçisi Hüsevin
Elitaş'ın da 29 temmuz
gecesi Zonguldak'ta
gözaltına aldığını bıldırdı.
ANAP'lı Aykut, TBMM Başkanlığı'na can güvenliği için başvurdu
Malezya'da RP skandah büyüyor• Malezya'da düzenlenen
Müslüman Kadın Parlamenterler
toplantısına katılan kadın
parlamenterler, RP Hanımlar
Komisyonu üyeleri ve
yandaşlannca tehdit edildiklerini
söyleyerek TBMM Başkanı
Kalemirden yardım istediler.
TBMM Başkanı Kalemli de,
Dışişleri Bakanı Çiller'i uyararak
"Heyetimizin can güvenliği
sağlansın" dedi.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Malez-
ya'da yapılan "Müslüman Kadın Parlamen-
terler Konferansı"na gıden kadın parlamen-
terler. "korsan" olarak konferansa katılan
RP Hanımlar Komisyonu üyeleri \e yandaş-
lannca tehdit edildiklenni bildirdiler. TBMM
adına gönderilen hevette yer alan ANAP
Adana Milletvekili İmren Aykut TBMM
Başkanlıgı "na baş\urarak. "Can güvenliğimiz
yok" dedı. TBMM Başkanı MustafaKalem-
İi de. Dişişlerı Bakanı ve Başbakan Yardım-
cısı Tansu Çiller'e gönderdigi yazıda, *he-
yetin can güvenliğinin sağlanmasınristedi.
ANAP Manısa Milletvekili Abdullah Akar-
su da konuş u soru önergesıyle TBMM gün-
demine getırdi. Akarsu. Gül'e, milletvekili
olmavan RP'lı kadınların gönderiliş gerek-
çesinı sordu.
Devlet Bakanı RP'li Abdullah Gülün
TBMM tarafından Malezya'nın başkenti Ku-
ala Lıımpur'da yapılan toplantıya katılmak
üzere görevlendirilen ANAP. DSP. CHP ve
DYP'li 4 kadın milletvekilinin "Türkiye'yi
temsiletmediğT yönünde konferans başkan-
lıgına faks çektiginin ortaya çıkması üzeri-
ne. TBMM Başkanlığıdevreyegirmişti. Ma-
lezya'da bulunan hevette yer alan Aykut.
TBMM Başkanlığı'na başvurarak yardım is-
tedı.
Aykut. TBMM Başkanlığı'nabaşvurusun-
da. konferans sekreteryasına, Malezya'nın An-
kara Büyükelçiliği'nden telefon edilerek.
"Türkiye'de hükümetin degiştiği ve orayage-
len heveringerçekhevetolmadığı. gerçek yet-
kili hevetin veni giden heyet olacağının" bıl-
dırildiöinı öörendiklerini sövledi. Avkut. kon-
ferans sekreterv asına TBMM "nin kendileri-
ni görevlendırdiğını söylemelerine karşın.
"Ne yapalım, hükümetinizonlan gönderdi"
karşılığı aldıklarını belırterek. şu bilgileri
aktardı:
"Abdullah Gül adına \e kendisinin maka-
mından çekilmiş bir faks mesajı gösterilmiş-
tir. Gerçek müietvekillerinin biz olduğumu-
zu ispat mecburiveti gibi onur kıncı bir du-
runı orta>a çıkmış \e büyükelçilikten resmi
bir yazı ibraz edilmistir. Bütün bunlara rağ-
nıcn. Malezyalı vetkililer hiçbir sıfatı olma-
van, RP'nin kadın koUanndan olduklannı
öğrendiğimiz bu kişileri Türk hükümetinin
isteği bö\le" diverek konferansa dahiletmiş-
Konferansa
katılan İmren
Aykut.
TBMM'ye
gönderdiği faks
mesajında
"Salonda
çember sakallı
erkeklerin
artması üzerine
sekretaryadan
güvenlik önlemi
istedik" dedi.
Aykut, bu
kişilerin
kendilerine
karşı eylem
yapacaklan
istihbaratını
aldıklannı da
ileri sürdü.
lerdir. Gelen bu he>et sürekli olarak diğer ül—
kelerin delegasyonlan Ue temas ederek. yan-
lannda dolaşan bazı çembersakallı erkekler-
le birlikte esas yetkili heyetin kendileri oldu-
ğunu yaymava çahşmışİardır. Bunun sonu-
cu. baa ülkeİerin millet\ckilleri. bize 'Türki-
yehevetinı mi degıştırdi.'sonılannıvönelt-
mişlerdir. Türk miUetvekillerinin gerçek tem-
silcisi olan millerimizin özgür iradesi ile seçil-
miş. olan biz milletvekilleri \e bi/i görevlen-
diren TBMM. sahte bir he\et göndermis, du-
rumuna düşürülmüştür."
Avkut. başv urusunda. "Türkive'dengelen
bayanlann yanında dolaşan erkeklerin kori-
doriarda kendilerine Biz milletvekili falan
tanımayız. Biz organıze ertık. bu hanımlan
konferansta konuşturacağız. siz de manı ola-
mayacaksınız'diyetehdittebulunduklannr
vurgulayarak şu olaylan aktardı:
"Bazı kadınlan Türk milletvekili gibi gös-
termeje çalışarak konferansta konuşturma-
ya çalışmalannın arkasında kimler vardır?
Malezva makamlan nasıl yanıltılmışlardır.
yanlanndaki erkekler konferans salonuna
nasıl girebilmişlerdir. bir kadın konferansın-
da hiçbir sıfatı bulunmayan bu kadınların
sürekli yönlendirme yetki ve cesaretini nere-
den almışlardır? Dün (önceki gün) konferans
salonlannda bu erkeklerin sayılarının art-
ması üzerine taranmızdan konferans sekre-
teryasına başvurularak ısrarla güvenlik ön-
lemi istenmiştir. Biz gerçek parlamenterlerin
giderleri TBMM tarafından karşılandığı hal-
de, hiçbir sıfatı buJunmayan bu kadmlann.
uçak paraları dahil tüm masraflarının da
konferans sekreterv asınca karşılandığı öğre-
nilmiştir. Bu nasıl ve kim tarafından gerçek-
leştirilmiştir? Bugün bu kişilerin daha kala-
balık bir şekilde gelerek bize karşı eylem ya-
pacaklan istihbaredilmiş. bunun üzerine du-
runı konferans sekreteryasına bildirilmiştir.
Konferans sekreteryasuıda ve v önetilcilerin-
de hiçbir duyaıiı vaklaşım \e önlem alma te-
şebbüsü görülmediğinden durumun vüksek
makamınıza intikal ettirilmesi gereği doğ-
muştur."
Kalemli de, bunun üzerine Dışişleri Bakan-
lığının devreye gırmesıni istedi. Kalemli.
Çiller'e gönderdiği yazıda. konferans sekre-
tery asının ve yöneticilerinin Türk parlamen-
to heyetininin itirazlanna karşın. hiçbir du-
yarlı vaklaşım ve önlem alma teşebbüsünde
bulunmadığını vurgulayarak. bu heyetin
TBMM'yi temsile yetkili tek heyet olduğu-
nun sekreteryaya bildirilmesi vecan güven-
liklerinin sağlanmasını istedi.
ANAP Manisa Milletvekili Abdullah Akar-
su. Devlet Bakanı Abdullah Gül'e yazılı bir
soru önergesi yönelterek Malezya'daki Müs-
lüman Kadın Parlamenterler toplantısına.
milletvekili olmavan RP'li kadınlann gönde-
riliş gerekçesini sordu. Akarsu. soru önerge-
sinde. konuyla ilgili keyfi bir uygulama olup
olmadığını ögrenmek isterken "Bu u>-
gulamadan yetkili makamlar haberdar edil-
miş midir" sorusunu vönelttı.
İşkenceci
polisler
Manisa'da
yargılanacak
NECATİ AYGIN
İZMtR- Manisa 'da öğrencılere işken-
ce yapan polislerin başka yerde yargılan-
nıa istemleri Adalet Bakanlığı'nca red-
dedildi. İşkenceci polisler hakkında Ma-
nisa Cumhuriyet Savcılığf nca70'şeryıl
ağır hapis istemiyle açılan dava dosyası
Adalet Bakanlığı'nca Manisa Ağır Ce-
za Mahkemesi'ne gönderildi.
Soruşturmayı yürüten Manisa Cum-
huriyet Savcısı. sanık polis memurları
Levent Özvez. Turgut DemireL Engin
Erdoğan. Fev-zi Aydoğ. Musa Geçer, Meh-
met Tan, Turgut Özcan, Atilla Gürbüz.
Ramazan Kolak. Halil Demir hakkında.
70"şer yıl agır hapis cezası istemiyle Ma-
nisa Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava aç-
tı.
Sanıklar ve mahkeme. "güvenü'k
r
' ge-
rekçesiyle davanın başka ilde görülme-
si için Adalet Bakanlığı'na başvuruda
bulundu. Başvuru. Adalet Bakanlığı'nca
yersiz görüldü \ e dav anın Manisa "da gö-
rülmesi kararına v ararak dosya aeri iade
edildi.
Adalet Bakanlığı'nın. Manisalı öğren-
cilere işkence yapan polislerle ilgili da-
va dosyasını Manisa Ağır Ceza Mahke-
mesi'ne geri gönderirken. gazeteci Me-
tin Göktepe davasını güvenlik gerekçe-
siyle Avdın Ağır Ceza Mahkemesi'ne
alması çehşki olarak yorumlandı. Gök-
tepe da\ asına adli tatil sonrası Aydm Ağır
Ceza Mahkemesi'nde başlanacak. Gök-
tepe'nin yakınlan. davanın Istanbul'da
görülmesi için tüm hukuksal yolları
denemevi sürdürüvor.
GöR
Erbakan: Olağanüstü hal bir ay içinde birçok ilde kaldınlacak
OHAL dört ay daha uzatıldı
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-TBMM
Genel Kurulıf nda dün, 10 ilde uygulanmak-
ta olan olağanüstü halın (OHAL) 4 av daha
uzatılması. ANAP ve BBP'nın de destegıvle
kabul edıldı. RP. OHAL konusunda da muha-
lefette ızledıgi polıtıkalardan "çark" ederken
Başbakan Necmettin Erbakan. "OHAL'i kal-
dıracağız. Karar uzatma değiL kaldırma ka-
randır. İki üç hafta sonra Nİeclis'i olağanüs-
tü toplantt)a çağınp birçok ilde OHAL kaldı-
nlacaktır"dedı.
TBMM Genel Kurulu'nda dün. Milli Gü-
venlik Kurulu'nun tavsiye kararı doğrultu-
sunda 10 ilde uvgulanan OHAL'ın bugünden
başlavarak dört ay daha uzatılmasına ılışkın
hükümet tezkeresı ele alındı. Genel kuruldan
önce toplanan RP grubunun açılışında konu-
şan Başbakan Necmenın Erbakan. OHAL uv -
gulamasmaRP olarak her zaman karşı olduk-
lannı anımsattı. "Terörlemücadeleedilmivor.
OHAL tersine halkın hürrhetini etkilivor"
diyen Erbakan. bölgenın 18 yıldır noımal ol-
mayan bir rejımle yönetildiğıni söyledi. Er-
bakan. "OHAL'i kaldıracağız. Karar uzatma
degil. kaldırma karandır" dı\e konuştu. Er-
bakan. şunlan söyledi: "OHAL'le birlikte gü-
venlik güçlerinin yetkileri de ortadan kaldın-
lırsa bu olmaz. ^etkilerin kısıtlanmavacagı \e
halkın hürrnetini teminat allına alacak kanun
değişikliği ortadadır. 5 kanunda değişiklik ge-
rekiyor. Amacımız OHAL'in kademe kademe
kakhnlmasıdır. İki üç hafta sonra Meclis'i ola-
TEDAŞ Soruşturma Komisyonu
Rapor, ekimde Meclis'teANKARA (Cumhurivet Bürosu) - Eski Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanı Şinasi Altmer hakkm-
da kurulan TBMM TEDAS Soruşturma Komis-
yonu, raporunu tamamlama aşamasına geldi. Al-
tıner'in aklanması yönünde hazırlanması bekle-
nenraporyazılmaya başlanıldı, ancak TBMM'nin
yann tatile girecek olması nedeniyle komisyo-
nun, raporunu yeni çalışma yüıbaşi olan ekim ayın-
da Meclis Başkanlığı'na sunması kararlaştınldı.
TBMM'de kurulan diğer 4 soruşturma komisyo-
nu da çaiışmalanna, ekim ayındadevam etmek üze-
re ara verdi.
Eski Enerji Bakanı Altmer. Engin Civan olayı
ile ilgili ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz.
DYP Genel Başkanı, Başbakan Yardımcısı ve Dı-
şişleri Bakanı Tansu Çfller hakkında malvarlığı ile
ilgili kurulan Meclis soruşturma komisyonlan
dün toplandı. Altıner'Ie ilgili TEDAŞ Soruştur-
ma Komisyonu'nun kısa süren toplantısında, ra-
por yazımına başlamlması karariaştınhrken ko-
misyonun sürc uzatma isteminde bulunmaması be-
nimsendi. Altmer'i aklayan komisyon raporunun
da, Meclis'in tatile girmesi nedeniyle ekim ayın-
da TBMM Başkanlığı'na sunulması yönünde gö-
rüş bildirildi. Edinilen bilgiye göre, komisyon
üyesi DSP Antalya Milletvekili Metin Şahin. Al-
tıner'in Yüce Divan'a gönderilmesini gerektire-
cek suç delili bulunmadtğı görüşüne katıldığmı
belirtirken raporda, "bakanın konuya yeterincesa-
hip olamadıgı ve gerekli özeni şöstermediği" gö-
rüşüne yer verilmesini istedi. Şahin 'in, bu görüş-
lerinerapordabulunmaması durumunda, karşı oy
yazısı yazacağını söylemesi üzerine. üyelerin bü-
yük bölümü de bu görüşe katıldıklannı bildirdi-
İer.
Çiller'in malvarlığı ve Civan olayı ile ilgili Yıl-
maz hakkında kuruian soruşturma komisyonlan
dagörevdağılımından sonra yapttklanilk toplan-
tıda, her iki olayla ilgili bilgi ve belgelerin ilgili
makamlardan istenilmesini kararlaştırdı.
ğanüstü toplantı> açağıracağız. OHAI _ bir a\
sonra birçok ilde kalkacaktır."
D'N'P lıderı. Başbakan Yardımcısı ve Dışiş-
leri BakanıTansuÇillerdeOHAL uvgulama-
sının bazı ıllerden başlavarak. aşamalı olarak
kaldınlacagını, 4 ay uzatma süresinın dolma-
sına gerek kalmadan bazı degi^ikliklenn ya-
pılacagını ifade ertı. Çıller. bu değışiklıgın
başta ll Idaresı Yasası olmak üzere çeşıtlı ya-
salarda yapılarak gerçekleştirileceğini kay-
dettı.
ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz da
dün düzenledığı basın toplantısında. "Iktida-
nmız devam etseydi olağanüstü hali Siirt. Şır-
nak, Hakkâri ve Van illeriyle sınırlavacaknk.
Genelkurmav'la bu konuda uzlaşma sağlan-
mıştı" dedı. Yılmaz. "il idare-
si~. "ateşli silahlar". "kimlik
biMirme" ve "kö>" yasalann-
da değişiklik öngören yasalar
çıkanlmadıgı ıçm OHAL'ın sü-
resinın uzatılmasından başka
bir alternatifsözkonusu olma-
dığını sövledi.
TBMM Genel Kurulu'nda
hükümet tezkeresi üzerine söz
alan Içışlerı Bakanı Mehmet
Ağar, Türkive'de ve özellikle
olağanüstü hal bölgesinde terör
konusunda v enlen mücadelenin
partiler üstü şekıllendıgını sa-
v unndu Görüşmelenn tamam-
lanmasından sonra. ANAPTı
mılletvekillerintn verdığı
OHAL'ın 3 av sürev le uzatılma-
sına ılışkin önerge reddedıldı
Daha sonra \ apılan ov lamada.
4 aylık uzatma istemı: RP-DYP-
BBP v e genel kurula katılan az
sayıda ANAP'lı milletvekili-
nin ov larıy la kabul edi Idı. Oy-
lamaya. Dogu ve Güneydogu-
lu bazı ANAP ve RP mılletve-
kıllerinin katılmaması dikkatı
çektı.
UŞ/ ERDOĞAN AYDIN
G L O B A L POLİTİKÜLTÜR
ERGtN YILDIZOĞLU
Yeni "Terorizm" ve
Ulusal Devlet
"Yeni Dünya Düzeni"n\n barış ve özgürlük getirme-
si bekleniyordu. Önce bölgesel savaşlar ve soykı-
nmlar. sonra da "terorizm" (*) artmaya ve yakın za-
mana kadar topraklannın ve vatandaşlarının bu tür
"hastalıklann" etkisinden uzak olduğunu düşünen
ABD'yi de etkilemeye başladı.
Japonya 'da dini bir sektin sarin gazı kullanarak, si-
vil halka yönelik bir saldırı düzenlemesi, "terorizm"
tarihinde yeni bir sayfa açtı: ilk defa kitle tahrip araç-
ları. kimyasal silahlar kullanılmıştı. Oklahoma'da fe-
deral hükümetin gökdeleni aşırı sağcı/milis iki kişi ta-
rafından, normal insana bir paranoya gibi gelen (Bir-
leşmiş Milletler'in ABD'yi işgalinin engellenmesi) bir
gerekçeyle yerle bir edildi. Aşırı sağcı/milise bağlı bir
başka Amenkalı dondurulmuş veba mikrobu satın alır-
ken yakalandı.
Bazı milis gruplarının federal hükümete ve vergi
memurlanna yönelik saldırılarında radyoaktif madde
ve biyolojik sılah kullanmaya hazırlandığı ortaya çı-
karıldı. Evde imal edilebilecek basit nükleer bomba-
lar için el kitapları ortalıkta ve Intemet'te dolaşıyor
Lockerbie üzerinde düşürülen sivil yolcu uçağı (1988)
ve Paris'e giderken düşen uçağa yönelik saldırılar doğ-
rudan sivil halkı hedef alıyordu.
Bunlara bir de UNABOMBER kod isimli. seneler-
ce yakalanmadan tek başına bombalama eylemleri-
ni sürdürebilen çevreci bombacıyı da ekledik mi or-
taya yeni bir manzara çıkar. Şımdi. anlaşılan, gelenek-
sel siyasi şiddet olaylarındaki tırmanışın yanı sıra, bir
de giderek artan bireysel. kolay kolay, (ömeğin "Bi-
rinin teröristi diğerinin özgürlük savaşçısıdır" denk-
lemi ile) açıklanamayan eylemlerie karşı karşıyayız. Üs-
telik bunlar sivil kitleleri hedef alan karmaşık kimya-
sal silahlardan, Atlanta'öa olduğu gibi son derecede
basit (boru ve barut) araçlar kullanan paranoyak ör-
gütlerden akli dengesı bozuk bireylere kadar çok çe-
şitli saldırganları kapsayan geniş bir yelpaze oluştu-
ruyorlar.
Böyle bir yelpaze içinde yaşadığımız toplumun ka(-
rakteri, temel ekonomik ve hukuksal prensipleri. bi-
reylerinde yarattığı ruhsal durumlar ve genel olarak
da geleceği üzerine bir seri soruyu gündeme getiri-
yor.
Ömeğin ulusal devletleri ele alalım. Bunlar bir za-
mandır uluslararası mali sermayenin karşısında güç
yitiriyorlar. bu yüzden ozon deliği, küresel ısınma gi-
bi hayati sorunlara bir çözüm üretemiyorlar. Üstelik
kendi propaganda araçlarının etkileri (ulusal TV ve ga-
zeteler), küresel uydu yayınlar ve basın tekelleri kar-
şısında adeta erıyor.
Şimdi bunlara bir de ulusal devletlerin vatandaşla-
rının can güvenliğini köruyamaması eklendi. Üstelik,
ulusal devletlerin can güvenliğini "teröristlere" karşı
korumaya kalkınca da ilk aklına gelen tedbir, can gü-
venliğini korumakla sorumlu olduğu vatandaşlarının
demokratik haklarını kısmak, kişisel yaşamlarının
mahremiyetıne tecavüz etmek, hatta giderek en te-
mel insan haklarını ayaklar altına almak oluyor. Ulu-
sal devletın vatandaşları üzerinde baskısını arttınrken,
kendı varlığını açıklamak için kullandığı en temel var-
sayımları yerıne getırememesi cıddi bir meşruiyet so-
runu yarattı.
Ulusal devlet üretici güçlerin küresel düzeyde ge-
lişmesine uyum sağlayamıyor. Bu uyumun sağlanma-
sına ilişkin tek akılcı proıe olan sosyalizm de şu sıra-
larda pek ağızlara alınmadığı ıçın. ortada bir çözüm
görülemiyor. Bu çıkmaz sokakta bu devletlere daya-
narak ayakta kalmaya çalışan sınıflar yönetme zor-
luğu ıçıne düşerken. aynı zamanda, bir fasit daire
oluşuyor ve yukarıda değındiğim "yeni terohzmi"
besliyor.
Birey. ortak ekonomik ve politik/kültürel çıkarlarla
bağlandığı geniş kitlelerle birlikte muhalefetini ifade
edemediğı sürece, "bireysel terorizmi" (Davut ve
Golyat misali) benimseme eğilımi göstermeye baş-
lıyor. Bunların içinde bazıları umudunu "öbür dünya-
ya" ya da "soyut tarihsel bir haklılığa" bağ layarak kur-
tuluşu "şehitolmakta"bulabiliyor. Tarihin ıronisişu ki,
geçmişin hiç olmazsa nedenıni anlayabildiği kitlesel
şiddet olaylarından, (barikatlardan, genel grevlerden,
sömürge savaşlarından) kurtulduğunu düşünürken
kapitalizm, şimdi amacını ve hedefini kavrayamadı-
ğı yeni tür şiddet eylemlerıyle karşı karşıya. The Eco-
nomist'in dipnotta değindiğim makalesinde de o es-
ki teröristlere ilişkin adeta bir nostalji havası seziliyor-
du.
(*) Terorizm tarif edilmesı zor bir kavram. Geçen ay-
larda The Economist'm konuya ilişkin bir araştırma-
sı "Biri için terörist olan dığeri için özgürlük savaş-
çısı olabiliyor" diyerek, kitle desteği ve siyasi bir gün-
demi olan şiddet eylemlerini terorizm kapsamına
sokmanın doğru olup olmadığını sorgulamıştı. Ben
de kolaylık olsun diye, kendıne özgün nedenleri olan
bireylerin ya da yasadışı faaliyet gösteren, kitleler-
den kopuk siyasi grupların. düşman olarak tespit et-
tikleri devletlerin kurumlarına ve bilerek veya bilme-
yerek sivil halka yönelik şiddet eylemlerini terorizm
olarak (çok zor olsa da bir siyasi ve ahlaki yargıda
bulunmadan) tarif edeceğim.
Ölüm orucunun, içine girdiği-
miz yeni siyasal dönem açısından
ortaya koyduğu en önemli so-
nuç, RP'nin, geleneksel devlet
politikasını sürdürmekte ne kadar
kararlı ve güvenilir bir araç oldu-
ğunu göstermek olsa gerek.
"Devletın teröristle pazarlıkya-
pamayacağı "ndan tutun da içer-
dekilerin kendi inançlan doğrul-
tusunda kendilerini ayakta tut-
malarının "suç"sayılması vesalt
bu fikir özgürlüğü kapsamındaki
evrensel hakkın engellenmesi için
onlarca insanın öldürülmesinden
geri durulmayacağına kadar her
ayrıntıda tam bir sınav verdi RP
yönetimi.
Kuşkusuz egemenlerin dayat-
tığ, politikalar açısından ne kadar
güvenilir bir araç olduğunun is-
patı. salt ölüm orucuna karşı ta-
kınılan tavırda belirginleşmedi.
Ondan önce Çekiç Güç. olağa-
nüstü hal, Türkiye-lsrail anlaş-
ması ve faizler sorununda da iz-
lenegelen rotayı değiştirmemek
konusunda, deyim uygunsa rüş-
tünü ispatlamıştı RP.
ABD karşısında dün doğrudan
veya dolaylı olarak zulüm yap-
makla suçladığı yerli egemenler
karşısında bütün sözlerini yutan
munis bir kedi konumuna geçen
RP. bu kadar keskin bir dönüşü-
mü hazmedemeyen kendi kad-
rolarıyla karşı karşıya gelmekten
bile geri durmuyor. Kimsenin kuş-
Ölüm Orucu ve RP'nin Rüşt îspatı
kusu olmasın ki bugün Suriye ve
Iran'a karşı takınılan sıcak yakla-
şımın ömrü de onların ABD barı-
şına hep birlikte göreceğimiz gi-
bi söz konusu bu çizgiye getiri-
lememeleri halinde bu ülkeler kar-
şı yürütülen geleneksel politika
bu kez bizzat RP aracılığıyla sür-
dürülecektir.
• • •
Daha kuruluşuyla birlikte hükü-
metteki RP'nin, muhalefetteki
RP'den ne kadar farklı olduğu ve
olacağını göstermek için olağa-
nüstü bir çaba ve atraksıyonla
karşı karşıya kalıyorduk. Ne ki
uzun muhalefet yılları boyunca o
kadar çok şey söylemiş, her ay-
rıntıda düzenin dengelerine kar-
şı o denli yoğun bir "cihaf sür-
dürmüştü kı, kendisine güvenil-
mesi pek öyle kolay olacağa da
benzemiyordu. Ecevit gibi birini
bile hazmedinceye kadar elinden
geleni ardına koymamış bir dü-
zenin RP'ye hemencecik güven-
mesi düşünülemezdi.
Dolayısıyla RP'den daha pek
çok çarpıcı kanıtlama girişimle
karşılaşmaya devam edecektik;
ne de olsa düzenin hazmetmek-
te zorlanacağı hedefleriyle şeri-
atçı bir dinamizm üzerinde otu-
ruyordu RP. Toplumsal tepkileri
sola kapatmak ve daha rahat
kontrol etmek için 12 Eylül'le bir-
likte yoğun bir dinselleştirmeye gi-
den egemenler, bugün topluma
öngördükleri çerçevenin, RP ara-
cılığıyla kendilerine de belli yüküm-
lülükler dayattığını görmenin ra-
hatsızlığını yaşıyorlar. RP ise bu
rahatsızlığı gidermeye yönelik sı-
nav üstüne sınav veriyor.
Muhalefetteki sözlerinin ken-
disine iktidar alanı açmak için
edilmiş sözler olduğunu, kendi-
sinden korkulmaması gerektiği-
ni, ne yapacaksa düzen için ve dü-
zenin temel dengelerine dokun-
madan yapacağını ispatlamaya
çalışıyor. Onun sopası ve sansü-
rünün, tıpkı kendinden öncekile-
rin yaptığı gibi ezilen kesımlere ve
solayöneleceğini. ancak yine tıp-
kı öncekiler gibi kendisine yöne-
lik eleştirilere karşı kayıtsız kalma-
sının düşünülemeyeceğini anlat-
mak için dört dönüyor. Her şeyin
bunca içinden çıkılmaz hale gel-
diği süreğen bir kriz atmosferin-
de, çözüm ve temsil açısından
kendisinden uygun bir araç bu-
lunamayacağını. kendisine gü-
venilmesi gerektiğıni gösterebil-
mek için her alanda kraldan çok
kralcı davranıyor.
Deyim uygunsa, temsiliyet ben-
de olduğu müddetçe, her istedi-
ğinizi yapar, dün "şeytan", "kâ-
fır", "baf//"dediklerime dost der
başımın üstüne koyanm deme-
ye getiriyor.
• • •
Bütün veriler RP'nin, mevcut
kriz konjonktüründe düzenin mer-
kez partisi olma yeteneğinde ol-
duğunu kanıtlama ve bu doğrul-
tuda gereken revizyonları yap-
maya çalıştığına ışaret ediyor. An-
cak bunun tek yanlı bir ikna ça-
bası olmadığı, aynı şekilde düze-
nin de zaten önemli mesafeler
katedilmiş olan "ılımlı Islam "yö-
nünde değişimini sürdünmeye ik-
na edilmesine çalışılıyor. ABD
kaynaklarından yansıyan, "Türki-
ye ile ilişkilerimizin devamı için /a-
ikliğin koşul olduğunu hiç söyle-
medik" sözünün, bu ikna çaba-
sında vize olarak algılandığından
da kimsenin kuşkusu olmamalı-
dır.
Işte böyle bir plan çerçevesin-
de yürüyüşünü belirlemeye çalı-
şıyor RR
Bu bağlamda cezaevlerindeki
ölümorucunu 12 Eylül'ü bile arat-
tıracak bir kararlılıkla. "devlet te-
röriste taviz vermez" diye bastır-
maya çalışıyor. Ölüm oruççuları-
nın destansı kararlılığı. munalefet-
teyken u
zalimlik"\e nitelediği dü-
zenin merkez güçlerini gerilettiği
noktada bile o hâlâ Teslım olmaz-
larsa verdiğim haklan geri alınm,
kaç kişi ölürse ölsün operasyon
yaparım" gibi bizzat egemenleri
bile şaşırtacak bir gözükaralık
sergiliyor. Bu bağlamda, ölum
oruççularının zaferi sonrasında
birdenbire insancıl demeçler ver-
meye başlaması kimseyi aldatma-
malıdır. Unutulmamalıdır ki, ancak
tüm egemenler uzlaşma fikrine
geldikten sonradır ki nihayet uz-
laşmaya razı olmuş, o naktadan
sonra bile hâlâ tutukluların dinsel
eğitimle "kazanılması" gereğinden
dem vurmaya devam etmiştir.
Gelinen noktada düzenin kla-
sik güçleriyle RP arasındakı iliş-
kiye ilericik-gericilik ikilemiyte yak-
laşmak hem yanlış hem de sığ-
laştırıcı biryaklaşım olacaktır. Ak-
sine RP'nin bu güçlerle ilişkisinin
tamamen sınıfsal temelde belir-
lendiğini, tam da bu nedenle ara-
larındaki ilişkinin çelişkilerden çok
daha ağır basacağını görmek ge-
rekiyor.
RP, hem onu besleyen topra-
ğın egemenlerin bizzat kendileri
tarafından, toplumu içine sok-
tukları dinselleşme ve çaresizlik-
le hazırlandığının bilincindedır,
hem de aynı sınıfsal çıkarları tem-
sil ettiği düzen adına toplumun di-
sipline edilmesi gibi bir sorumlu-
lukla karşı karşıya olduğunun...
Cenç ile Cöksoy tartıştı
Milletvekillerinîıı
Güneydoğu kavgası
ANKARA (ANKA) -
DYP Manisa Milletvekili
Ayseli Göksov. Günev doğu
kökenli millenekillerinı vö-
re sorunlarına kar^ı duyar-
sızolmaklasuçladı TBN1M
Başkamekili Kamer Genç.
Göksoya. "Bir kere heli-
kopterie gidip gelmekle so-
runlan öğrenemezsiniz ar-
kadaşım" dı>e kar^ılık ver-
di.
DYP Manisa Milletveki-
li Ayseli Göksov. Hakkâri
izlenimlerini gündemdışı
söz alarak anlatırken. '•Dev-
let denetiminin yetersiz ol-
ması nedeniyle >apılan yol-
lann ve köprulerin kısa sü-
re sonra vıkıldığını. asker-
lerin kullandığı vnllann as-
faltlanmaması nedeniyle
may ın dösenebildiğinı"" söv -
ledi. Göksov. vöre milletve-
killerinin bir kere bile asker-
leri zivarete gitmediğini.
karavanalarına kaşık sal-
lamadığını sövleyerek. -Bu-
rada hile ben konuşurken
sohbet edilivor. Bıırası din-
leme >eri, sohbet etme \eri
dışarısı" dedi.
Mezralarda büyüyen ço-
cukların hiç olmazsa yaz
aylarında büyük şehirlere
getirilmesini öneren Gök-
sov. terörle mücadelenin sa-
dece terörist vurmak ol-
madığını belirterek. "Onem-
li olan beyinlerden bu virü-
sü çıkarmak"'dedi. Göksoy,
PKK'nınŞemdınlı'desıniF-
dan geçen ko\ unlardan ver-
gi aldığını bildirdi.
Yöre millervekillerinip
ilgısizliğinden v akınan Gök-
soy "a vanıt oturumu yöne-
ten TBMM Başkan Vekili
Tunceli Milletvekili Kamer
Genç'tengeldi. Genç.Gök-
sov un sadece helikopterle
gidip geldiği bir geziy le yö-
renin sorunlannın tümünü
öğrenemeyeceğini vurgula
v arak "Siz sadece yüzde bî-
rini gördünüz. Oyle helikop-
terle gidip gelmekle sorun-
lan öğrenemezsiniz arkada-
şım" dedı. Orada ölen in-
sanlann kendı aralanndan
bir parça gitmiş gibi acı ver-
dığını sövleyen genç. "Bu-
nu herkesin bilmesigerekir"
dedi.