Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 31 TEMMUZ 1996 ÇARŞAMBA
OLAYLAR VE GORUŞLER
Ankara'ya Saldırı...
ERTAN f
G
ünümüzde. elektronik
ve sayısal te<nolojının
20. yüzyıla egemen
mekanik teknolojiyi
yenilgiye ugratmasıyla
gelinen noktada çok il-
ginç gelişmeler \ aşanmaktadır. Meka-
nik teknolojinin türe\ i olan sanayı üre-
tım bıçimi. gıderek dünyayı taşıyama-
makta: bu üretim bıçimi üzenne temel-
lenmış olan kapıtalızm. oynamaya ça-
lışıığı seçeneksızlık rolünü başanyla
sürdürememektedır Refah toplumlan-
nın yayılması gıderek tatlı bir düş du-
rumuna gelmektedır. Açıkçası kapita-
lizm çözüm olmaktan çıkmakta. bu du-
rıımu kapitalizm dünvası. -açıkça be-
lırtmese de- bal gibi görmektedir. Üre-
tım bıçıminın dönüşümüne dek uzanan
bu yenı teknolojik gelişmeyı önleme
yönünde kapitalizm. hiçbır ^ey yapa-
mamaktadır. Çiinkü.veni teknolojik ge-
lışmeden kopamamanın zorunluğunu
yaşamaktadır. kapitalizm. bu son aşa-
mada.
Durum özetle böyle olunca. dünya
\e ınsanhğı son gelıs.melere karşınege-
nıenlıği altında tutmak zorlaşmaktadır.
kapitalizm ıçın. lşte yü^yılımızın son
çeyreğıne damgasını vuran Yenı Dün-
va Düzenı fYDD) masalı tam bu aşa-
mada de\reye girmektedır. Bunun en
somut yaymaca (propaganda) aracı ola-
rak da küresel leşme (global leşme) dün-
va gündemıne sokulmaktadır. O küre-
selleşmeartık •*herderdedeva*'olarak
yutturulmaya çalışılmaktadır. Yuttur-
macanın sıvasal \e ekonomik olmak
iızere başlıca iki ayağı \ardır. (Yuttur-
macada bile olması gereken üçüncüsü-
ne. sosyal ayağa gerek görülmemekte.
siyasal ayak içinde bir güzel çarpıtıl-
maktadır, işin o yönü.) Küreselleşme-
nin siyasal ayağında, -sözde- yepyeni
özgürlükçü bir dünya sunulmaktadır in-
sanlığa. Tüm bağlardan, bağımlılıklar-
dan annmış bır geniş alandır bu; yeni
ve saptınlmış göreceliğe dayandırılan.
Her şey bireyin özgürlüğü içindir: uy-
garlaşma (sivilleşme) insanlığın siyasal
kurtuluşunun temelidir. Bunlar için ön-
ce. devletin geriletilmesi. küçültülme-
si zorunludur. Sonra, devletin boşalttı-
ğı tüm alanlara özellik egemen olmalı-
dır. lşte burada küreselleşmenin eko-
nomik ayağıyla yuttuımacaya ivme ka-
zandırılmaktadır. Pazar ekonomisıne
bırakılmalıdır dünya. Sorunlar ancak
öyle çözümlenecektir çünkü. Her şey
özelleştirilmelı ve ekonomi piyasanın
buyruklanyla düzenlenmelidir; çıkışı
bundadır insanlığın.
Ancak ışın içyüzüne bakınca, oyun
ve düzmece çıkışın sınttığı görülmek-
tedir Çünkü siyasal ayakla sunulan
tüm. -bıreysel ve sivil- özgürlüklerin
sözde kaldığı ve göstermelik olduğu,
insanlığın hemen tümünce yaşanmak-
tadır. Ekonomik alandaki çıkışın da.
yalnızca sermayenin çıkış yoluna dö-
nük olduğu ilk ağızda belirmektedir.
Yaşananlar, aslında bu gerçeklerdir.
Yaşanan nesnel gerçekler bunlar
olunca, kapitalizm bir sanal gerçekler
dünyası yaratmıştır. Bu dünya, temelde
kuru bir hoş söylem'e dayanır. O hoş
söylemin "jargonunda" insanlığın ve
tarihin sonu getırilir; ulus devlet bitiri-
""lır: bırey ve sivilleşme yüceltilır: Özel-
leşme si\riltilir. vs. vs... Vanlan nok-
tada birçok değer çağdışı sayılırken,
birçok yeni değer yükseltilir. Bunlar
putlaştırılırken, "sözdeçağdışı kanalla-
ra da" saldınlır. Evrenselde gerçekle-
şen bu genel saldın. ülkeler boyutunda
kımi özgün alanlara yönelir. Türkıye'de
de o kural ışlemektedir. YDD ve küre-
selleşme furyasının özel Türkiye gö-
revlisi akım. son zamanlarda bir yeni
hoş söylemi (retoriği) ülke gündemine
soktu bu konuda. Her alandaki yaklaşı-
mını bir "Ankara" sözcüğü ile bütün-
leştinyor. i
"Ankara"olumsuzlukbetim-
leme sözcüğü oldu. Devletçilığe mi kar-
şı çıkılacak; gelsin Ankara sözcüğü.
Bürokrasiden mi yakınılıyor, gelsin An-
kara... Biryozlaşma. çürüme. kokuşma
betimlemesi mi yapılacak, orada da An-
kara. Açıkçası Ankara adı üzerinde bir
saldınya dönüşüyor o furyanın söyle-
mi.
Evrenselde tükenen Sanayı Üretim
Biçimf nin (SÜB'nın) doğal koruyucu
vekollayıcısı kapitalizm. ülkeler bovu-
tunda oynadığı yutturmacayı. kendınce
en uygun gördüğü bu alanda %e biçim-
de de sergilemektedir; Türkıye"ye bu
türlüsü uygun göriilmüştür. Ankara
adıyla birçok öğeyı bırden betimleme
olanağı vardır çünkü. Ankara gölge et-
mektedır; Ankara tutuculuğun simgesı-
dır; an bir Ankara olmasa! Birçok sap-
kın akım buraya gizlenmektedir. Bura-
dan bir taban yaratma çabasına girmek-
tedir...
Atatürk karşıtlığı öyle. Ikinci cum-
huriyetçilik öyle, ırkçılık. dıncilik öy-
le. Bu ve kimi benzeri akımlar el ele
vermiş, habire Ankara"ya yükleniyor-
lar. Çoğu zaman da açıktan tavır koya-
mayan o yaklaşımlar. türlü perdelerin
ardına saklanıyorlar. Resmi ideoloji,
resmi tanh karşıtlığı ve sivilleşme söy-
lemi; hantal devlet. kıvrak özel teşeb-
büs edebıyatı; tutucu tekelleşme. vara-
tıcı rekabet muhabbeti orada. Merkezi
otorite. yerel özerklık kıyaslaması; ka-
yıt veplan, ka> ıt dışı ve plansızlık tar-
tışması; toplum \ e sosy al mantık. birey
ve kişi özgürlüğü saptırması burada.
"Orman vasası. gemisini kurtaran kap-
tan, kap meşe>i dön köşeyi" tuzaklan.
öylece gizlenebılıvor ancak.
Küreselleşmenin rüzgânyla getinlen.
dışaaçılma "birinciligdeoynama" ma-
sallan varbirde. Ardına saklanılan per-
delenn en kalınları da buralarda.
Tümünün toplandığı nokta, Anka-
ra'ya saldırı. Ancak bılinmiyor ki. o
Ankara ıstedikleri duruma bir gelse. ön-
ce kendilerının "kıblesişaşacak'". Çün-
kü. her dönüşüm ve yenıleşme. nesnel
koşulları oluşmadan, zorlamalarla ge-
tirildiğinde tersıne sonuçlar vermekte-
dir Kaldı kı, onlann istedikleri '•Anka-
ra 'sızlık*1
, nesnel koşullarının oluşma-
sıyia gelse bile, -ki onun koşullan oluş-
turulmaya çalışılıyor- Türkiye insanın-
dan yana sonuçlar getırmeyecektir. Öy-
le bir "Ankara'sızlık", bir avuç Türkı-
yeli sönıürgenin yeni ortamını yarata-
caktır ancak...
Işın çözümü. yine dünyanın ve Tür-
kiye'nin nesnel gerçeklerı doğrultusun-
da ve de gerekirci bılimsellığin göster-
diği yönde gelıştirilecek olan solun ye-
ni yorumundadır. Marksizmın madde-
ci felsefe temelınden kopmadan, dün-
yavı ve Türkiye'yi yeniden çözümle-
mevle başlanmalıdır ışe. Hemen görü-
lecektir ki. insanlıktan yana gerçekleş-
tinlecek her eylem için Ankara karşıt-
lığı. "Ankara'sızlık" hiç de gerekli de-
ğildir. Tersine önce Ankara yandaşhğ\,
Ankara çağdas.lığını sağlama ilk zorun-
luluktur. Bunun temelinde, insanın ye-
niden yorumlanıp çözümlenmesi bu-
lunmalıdır. tnsanın, oluşum, karar ve
yönetım erklerine daha katmansal, kıt-
lesel ve yığınsal katılımını sağlamaya
dönük bir yeni çızem (şema) çıkacak-
tır karşımıza, uyulması gereken. O za-
man gerçekten resmiliğin sıv illiğe; dev-
let hantallığının insandan yana eylem-
liğe; tutucu tekelleşmenin insandan ya-
na yaratıcılığa; merkezi otoritenin öz-
erk yerel egemenliğe sorunsuz bir bi-
çimde dönüştüğü görülecektir. Hem de
kayıt ve plan altına almmış bir Türkiye
düzleminde. O zaman. sapkın ve düz-
mece bıreysellık. sıv illik maskeli Anka-
ra saldınsı, Türkiv,e insanın öncülüğün-
de kolayca geriletılıp yoğaltılacaktır.
Toplumsal bireyden, toplumcu sivilliğe
geçışin basamaklan öylece döşenecek-
tirTürkiye'dede...
Yenı teknolojik gelişmenin ışığında,
evreni \e ınsanı yeniden değerlendır-
meyle ıvme kazandınlacak solun yeni
yorumunun dayanacağı nesnel temel-
lerden alınacak yenı güçle. Türkiye ile-
ricılığı ve Atatürkçülük kaynaşmalıdır.
Bunun geçerlı hiçbir engeli yoktur ar-
tık. O ka^naşmayla Türkiye, Ankara
karşıthğını da, Ankara'ya saldınlan da
püskürtecek yepyenı çizgide, yepyeni
etkinlıkte. yepyenı dev ingenlıkte (dına-
mizmde) bir nesnel bıreşime (senteze)
ulaşacaktır. Bu bıreşımin karşısında
tüm düzmecelikler yıkılırken; bıreşi-
min çözümlemelerı \e tasarı ile öner-
ARADABIR
BEKİR Egmmci
Çağdaş Yeni Okul
15. Milli Eğıtim Şûrası'nda alınan kararlar ne ölçü-
de yaşamsaldı? Bunlar da, çoğu kez olduğu gibi, yi-
ne kâğıt üzerinde mi kalacak? Kim bile, kime soru-
la?..
Ama görülüyor ki, bilgi toplumunda akış hızlı, ge-
lişmeler başdöndürücü.Özellikleeğitimalanında. Bu
nedenle olmalı ki, uygarlaşmayolundaki her toplum,
eğitim dizgesinı çağdaşlaştırmak için özverili bir ça-
baya girmış bulunmaktadır. Bunu başarabilmek için
de, her ülke;
- Paralı eğitimden parasız eğitime, seçkinci okul-
dan eşitlikçı okula,
- Otoriter eğitimden demokratik eğitime, devlet
okulundan halk okuluna,
- Tüketici eğitimden üreticı eğitime, karatahtalı
okuldan iş okuluna,
- Kuramsal eğitimden uygulamalı eğitime, apart-
man okulundan çevre ve yeşil okuluna, pilot okul
modelınden kampus modeline,
- Ders ve öğretmen merkezlı eğitimden öğrenci
odaklı eğitime tek amaçlı okuldan çok amaçlı oku-
la,
- Parçacı (örgün) eğitimden sürekli (yaşamboyu)
eğitime, klasik okuldan yaşam okuluna,
- Kul ve ümmet eğitiminden birey ve yurttaş eği-
timine, din okulundan laık okula,
- Eşeyli eğitimden karma eğitime, gelenekçi okul-
dan çağcıl okula,
- Şabloncu eğitimden ulusal yerli eğitime, başı-
bozuk okuldan planlı okula ulaşabilmenin yollannı
aramaktadır.
Türkiye de bu eğılimın içinde midir? Bu soruya ta-
kıyyesiz yanıt 'evetl' ise, ulusal eğitimin dizgınlerini
elinde tutanların işi güç olmasa gerektir. Çünkü yu-
karıda sözü edilen çağdaş eğitimin ilke ve yöntem-
leriyle yıllar öncesinden tanışmışlığı vardır Cumhuri-
yetTürkiyesi'nin. Bu disiplinlerin tümünün yeralıpya-
şama geçirildiği 'yeni okul'un adresi de bellidir: Köy
Enstitüleri...
Öyleyse, enstıtülerde yaşanan eğitim dinamikleri-
ni bir kez daha gözden geçirmek durumundayız. Gü-
nümüzün değışen koşullannı ve yeni ortaya çıkan ge-
reksinimleri bu doğrultuda değerlendirmek zorun-
dayız. Atatürk'ten bu yana, dinci çevrelerce gerileti-
len 'öğretım birliği'n'm önünü açmakyükümlülüğün-
deyiz.
Türkiye, bu güzelim tarihsel deneyiminden yarar-
lanma olanağı bulamaz ise 'çağdaş yeniokul'u, baş-
ka hangi az gelişmiş ülke. eğitim dizgesine katabi-
lir?
Haydi Türkiye, üzerindekı ölü toprağını bir kenara
at. Sen, kökü eğitime dayalı devrimlere alışkınsın.
Hem de, en darda olduğun günlerde. Tıpkı bugün-
kü gibi.
ISTANBUL
Artık her Çarşamba akşamı
The President Hotel'deyiz
Üzentrizde lcıcıveniı hirgökyiizii. aşağuia
tepeden tırıuıga Marmara ve tstanbııl...
Barbeküde kokusuyla davetkâr bir lezzet.
Ardmdan canlı miizik ve oıyantal...
Salata Büfesi
Soğuk Mezeler
Barbekü
Tatlı - Meyve Büfesi
Limitsiz Yerli İçkiler.
TL. 1.450.000.-
Canlı Miizik
Oryantal
Rezervasyon: 0.212 - 516 69 80'den 654
Tiyatro Caddesi, 25
Beyazıt 34490, İstanbul
Tel.:0.212-516 69 80/20Hat
Faks: 0.212-516 69 99
Best
VVestern
TARTIŞMA
Şu Anda Ulkemizin Durumu...
PENCERE
Çekiç Güç?..
Çekiç Güç'e evet mi?..
Hayırmı?..
Bir araba laf edildi bu konuda, bir çuval dolusu yazı ya-
yınlandı, asker ve sivil uzmanlar zengin bilgilerie donarî-
mış durum tartışmaları yaptılar... . ',
Ne oldu?..
Hiç!..
Emperyalizmin sarmahnda yaşayan bir ülkede gerçeğin
yüzüne yalanın maskesi takılır.
Kral'a ülkesinin uzak bir yöresinde yaşayan bir Ermiş'in
marifetlerini anlatmışlar...
Buyruk vermiş Kral: ,
- Bulun getirin şunui. '
Apar topar huzura çıkarmışlar Ermiş'i. ';
Kral sorgulamış:
- Sen rüzgâriarın sesini dinleyerek gelecekte neler o/a-
cağını seziyormuşsun...
- Sanırım...
- Hayvanlann dilinden anlıyormuşsun...
- Öyle diyorlar...
- Insanlann düşüncelehni okuyormuşsun...
- Evet...
Kral;
- öyleyse, şimdi arkamda kavuşturduğum ellerimin ara-
sındaki kuşun canlı mı cansız mı olduğunu bil bakalım!..
Ermişönceduraksamış, "canlı"dediği andaKral'ın ku-
şu boğup öldüreceğini sezerek:
- Majesteleri, demiş sorunuzun yanıtı avucunuzun için-
dedir.
Bu öyküyü daha önce yazmıştım; Çekiç Güç'e ilişkin ta*-
tışmaları özetlediği için yineliyorum. "Çekiç Güç ülkemize
yararlı mı, zararlı mı?.. Çekiç Güç 'e evet mi, hayır mı ? Çq-
kiç Güç'ün süresi uzasın mı?" gibi soaıların yanıtlan Kral'ın
ellerinın arasındadır. , ;
Kral kim?.. \
ABD!.. ' ' • İ
T
ransıstörlü radyonun ilk
çıktığı yıllarda, radyoyu el
çaması gıbı omuzda
taşımak modaydı. Temel
buna özenerek bahçe
komşusundaiı aldıgı borçla
transıstörlü radyosunu bangır bangır
bağırtıyordu. Borç ödemenın zamanı
geldığınde alacaklıva verecek para
olmadıgından bahçenın bir bölümü
alacaklıva satıldı. Tapuva tescılden
sonra Temel bir mıktar daha borç aldı.
Bir süre sonra Temel arazının
lamamını satmış ve *terk-idj>iır''
etmıştı. Şu anda Türkıye'nın durumu
Temel'ınkınden hıç de farklı değıl' Iç
borç TL üzennden olduğundan hesap
makınelenne sığmıvor. dış borç
dıyelım seksen mılyar dolar.
Rantçının gelıri ise. vıllık yüzde yuz
elli. dev let bile vüzde ellısını
alamadığı vergıden yuzde yüz kırk
dört faız ıstijor. Beledıyeler siyasal
nedenlerle şışırdıklen kadrolannm ne
gelır vergısmı, ne de sosyal sıgorta
prımıni ödüyorlar. Polıs ve bazı asken
memurlar mafya ile ıç ıçe çalışıvor
galıba. Bu yolda çıkan haberler
yalanlanmıyor. Ilkokula ceplı
torbalarla kura çekılerek öğrencı
alınıvor. Ünıversıteler açılıvor.
bınasız, ogretmensız. Dış iılkelere
göndenlen öğrencıler Atatürk
düşmanlarından \e şerıatçılardan
seçılıvor Parlamento üye sayısı
yetmıyormuş gıbı 55O'ye çıkanldı ve
158 kışıiık RP ile görünürde ortak
hükümet ıstemevenler bayıla bayıla
hükümet kurdular. Oysa RP. çoktan
ıktıdar olmuş. ülkede at oynatışor. Bır
de cumhuayete numacı veqne
hevesıne ksprtrmç sezdc aydinlar
turedı Nevmış efendım;
Atatürkçuluğun (Kemalızmın) modası
geçmıs, Nıve geçmış Atatürkçülügün
modası'Çünküadamın modası
geçmış Atatürk devrımlerıneaklı
vetmıyordaondan Atatürk
zamanında kurulan sanavı tesıslerıne
baksa, bakabılse anlayacak Atatürk'ü.
Ama onun sorunu anlamak. bılmek
degıl kı!.. Sorunu. gazete va daTV
degıştırırken ne kadar transfer ücretı
alabılınm . Ülke toprakları ormanla
kaplı. nüfus şımdıkı İstanbul nüfusu
kadar ıken Atatürk bataklık kurutup
çıftlık açıyordu. Gençlık Parkı.
Atatürk Orman Ç\ftlığı olmasaydı kış
günlennde Ankara'nm halı nıce
olurdu'.' Numaracı cumhunyetçıler.
kaç metre demıryolu döşedınız
Atatürk"teo sonra? Kaç tane. çıftlik., _
"aftınız, kaç afaç dtkrinız şuçüaeltm-^-'
topraklara'.' Tanm ülkesıydık. Şimdı
etı. bugdayı dışarıdan alıyoruz. V'asa
çıkardınız ormanlan çakallara peşkeş
çekmek ıçın. Bırilennın üç kişilık
ak>am vemeğı bedelı. asgarı ücretlı
ışçının avlık maaşından fazla. Ve
şımdı gazetecı soruyor Devlet mı
mafyalaşıyor. yoksa mafva mı
dev letleşıyor'' Bır ülkede üç beş
kışınin elinde toplanmış paraya devlet
yüzde vuz ellı faız vererek kullanmak
zorunda kalmış ise. gıdış. ".._ Bütün
bu şeraitten daha etîm ve daha vahim
otmak üzere, memleketin dahilinde,
ikrJdara sahip olanlar gaflet \« dalalet
\e hatta hıvanct içinde bulunabUirler.
Hatta bu iktidar sahipleri şahsi
menfaatlerini. müstev lilerin siyasi
emelleriv le te> hit edebilirler.-'' den
ABD, canı isterse Irak'ta kendisine bağlı kukla bir Küjt
devleti kurar... jj
Işine gelmezse kurmaz. {
Çekiç Güç'ü Saddam'ı vurmak için araç diye kullanabl-
lir ya da PKK'yi yola getimnek için gerekli iştemleri te2gâH-
lamakla görevlendirir. "
Oyunun kuralları bellidir. ^f
Emperyalizm, Ortadoğu'da petrol çıkarlannı korumakyt
kollamak için konuşlanmıştır...
Erbakan muhalefetteyken Çekiç Güç'e itişkin gerçek-
leri dilegetiriyordu...
Başbakan olunca pıstı.
Erbakan, muhalefetteyken söylediklerini yalayıp yutmak-
tansa, hükümetten çekilmek onurunu yeğlemelidir....
Ama Necmettin Hoca'da o göz var mı?..
O kişilik var mı?
UNO CUP #
9 6 HEYECANI SURUYOR.
Katılın, bu coşkuyu siz de yaşayın.
Türkiye'nin amatörlere yönelik ilk ve tek marka
kupası Uno Cup, bu yıl yine yanşseverlere
unutulmaz anlar yaşatıyor. Beş etap ve
bir fınalden oluşan Uno Cup '96,
yarış heyecanını tatmak isteyen bay ve
bayan tüm amatör sürücülere açık.
Bir Uno otomobiliniz varsa ya da bir Uno
sahibinin birinci dereceden yakınıysanız,
Uno Cup '96'nın bundan sonraki
etaplarında yerinizi alabilirsiniz. Eğer bir
Uno'nuz yoksa, hemen bir Uno'ya sahip
olarak siz de bu hevecana katılabilirsiniz.
İlcinci etap 4 Ağustes Pazar İzmit Körffez Pisti'nde.
HAKD HAREL? ^ MARTUR <$>Qpar PPG Industries, Inc.
Uno Cup '96 Temmuz-Ekim aylnrt arasmda gerçekleştiriteceklir. Yartfmaya katılacak Uno'lar Tofaf taraftndan temin edilecek; ayticayartfmactlann hiçbir muddiyükümlülüğü hulunmayacaktır.
Başturuformu, Tofaf Ana Bayi ve YetkiliSattcıtart'ndan veya afağtdatiintemetadresinden temin ediUbilir.
Uno Cup '96 hakktnda daha oyrtnttlı bilgi almak için 0 800 21142 42 no 'lu ücretsiz Tofaf 24 hatttnt arayarai, önce J'i. sonra 4'ü tuflaytnıt.
Internet Adresi: http: //www.tofas.com.tr.
TOFAŞ F I AT