Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
r,
SAYFA CUMHURİYET 31 TEMMUZ 1996 ÇARŞAMBA
14 KULTUR
Lella Cuberii Anne Sofie\on Otter Victoria de Los Angeles GalinaCorçakova
Sesleriyle büyüKiyorlar...
COŞKUN TUNÇTAN
PARİS- Dünyaca ünlu yazarlar.
bes'tecıler. çeşıtli dallarda büyük
sanatçılar aramızdan lemelli
aynldıklannda, artık onlann yerini
kimse dolduramaz diye hayıflanıyoruz.
Halbuki, heryeni kuşak. yazının ve
sanatın her alanında yepyenı ve
hayranlık uyandıran adlardan hiç
yoksun değıl..
Son aylarda. gerek sahnede. gerek
plaklardan zevkle dınlemek fırsatını
bulduğum, çoğu genç ama şimdiden
dünya çapında ün salmış bırkaç ses
sanatçısına değıneyım öncelikle.
Angela Cheorghiu Romanyalı. Müzik
Akademisi'ne 14 yaşmda girmtş.
1990'da mezun olmuş Aradan ikı yıl
geçmeden. Londra'da. Covent
Garden'da. Mozart'ın "Don
Giovanni"sınde. uluslararası kariyen
başlamış. Ardından "Turandot", "La
Boheme" ve "Carmen"de büyük
roller \enlmış ona. Sonra Viyana
Operası'nda, New York
Metropolitan'da oynamış. Nihayet,
geçen yıl. Sır Georg Solti'nin
yönetımındekı orkestranın eşliğinde
canlandırdığı "La Tra\iata'" daki
Violetta ile, günümüzün en yetenekli
sanatçılannın ilk safında oldugunu
kanıtlamış. Plaklannın yapımı için salt
Decca şirketıyle sözleşme imzalayan
Angela'nın ilk yayımlanan kayıtlan.
"La Traviata"nın tümü, bir de
"Aryalar" adı altında, ünlü
operalardan seçilmiş 11 parça.
Şimdiden planlanmış başka kayıtlan
ona yakın. Bunlann arasında üç opera
var: "La Boheme", "Aşk İksiri" ve
"Faust".. Birönceki kuşaktan olan
Edita Gruberova Çek. Parıs'te bu kış
verdiği konser, ünlü ve kocaman Pleyel
salonunu hıncahınç doldurmuş olan
müzikseverlen öylesine mest etti kı
eğer onlann dinmek bilmeyen
isteklerine uysaydı. bu ses şöleni
sabaha dek sürecekti! Dünyanın en
ünlü operalannda. en şanlı
/
talya'dan Kore'ye, her biri farklı bir ülkeden
gelen sekiz kadın opera sanatçısı... Dünya
sahnelerinde şimdi onlar konuşuluyor: Angela
Gheorghiu. Edita Gruberova, Anne Sofie von Otter,
Sumi Jo, Galina Gorçakova, Cecilia Bartoli, Lella
Cuberli ve elbette Victoria de Los Angeles...
festıvallennde. çeyrek >"üzyıldır sürekli
başrollen canlandıran sanatçıyı hıç
unutmamak ıçin. bir kez dınlemek
yeterli! Sesinin berraklıgını, gücünü.
anlatım zenginlığını. çoğunluğu EM1,
Decca ve Nightıngale'ce yayımlanmış
çok sayıda plaklan aracılığıyia tanımak
da olanaklı.
Anne Sofie von Otter tsveçlı. Şu
sıralarda en çok satılan
plaklar listesinin
başlannda onun
kaydettigı kendi
ülkesinin ezgılen \ar:
"VVings in the Night."
1984'ten bu yana.
çeşitli ülkelerde (Nevv
York. Berlin. Viyana.
Tokyo ve daha birçok
büyük kentin
operalannda) sürekli
başroller canlandıran
bu nefis seslı sanatçı
Stockholm'de doğmuş.
san öğrenimini en çok
lngiltere \e
Avusturya'da yapmış.
Tümü Deutsche
Grammophon
şırketınce yayımlanan
plaklannın say ısı
muazzam. Kimileri
opera, kimileri lied türünde. Sesinin
özgün bırtathlığı var.
Koreli Sumi Jo...
Edita Gruberova
Sumi Jo Koreli. Seul'de doğmuş. Genç
ve güzel. Şan ve piyano öğrenimini,
aynı zamanda. Italya'da yapmış.
Herbert \on Karajan'ın onun sesıne
hayranolması sonucunda 1990'da
başlayan uluslararası sanat yaşamı
bugüne dek sürekli görkemlesiyor:
Avusturya'dan Şili'ye. Fransa "dan
Amerika"ya. Belçika'dan Israil'e. yani
ülkeden ülkeye. bu arada tabıi
anayurdu Kore'ye de aralıksız
çağınlıyor. Heryerde başarılı. Çeşitli
şırketlerce (Decca, Erato, Phılıps.
Deutsche
Grammophon. Sony,
Samsung, Yirgın.. )
yayımlanan plaklannın
bırçoğu satış rekorları
kırıyor. Bunlardan
bırınin adı "Mrtuoso
Arias". koloratur bir
soprano içın değışık
operalardan seçilmiş en
zor parçalardan
oluşuvor.
Galina Gorçakova.
Rus Şan öğrenimini
kendı ülkesınde yaptı.
sahnede ilk adımlarını
yıne orada başanv la
artı.
Çok geçmeden,
1991 'den başlay arak
uluslararası ünlü bir
sanatçı oldu. Bir yıl rol
aldığı ya da alacağı
operaları saymak, kendısıne verilen
değeri yansıtmaya yeterli: "Madama
Butterfly" (Italya ve Japonya).
"Aida" (Hollanda ve Almanya).
"Yazgının Gücü" (Fransa). "Maça
Kızı" (Fransa ve Avusturya), "Don
Carlos" (lngiltere), "Tosca"
(Amenka ve lngiltere, herseferinde
Placido Domingo ile
birlikte)... Bunların dışında.
yine bu yıl. dünyanın dört
köşesinde, kah bir opera
turnesı çerçeve.sinde. kah tek
başına verecegı resıtallerde
alkışlanacak.
Plaklannın tümü, 1994'ten bu
yana Phılıps şirketince
yayımlanıyor.
Cecilia Bartoli ttalyan.
Gençliğıne karşın ünü çok
büyük. Onu çağımızın en
beğenilen sanatçılarıvla
birlikte dünyanın en ünlü
sahnelerinde. her sefennde
başrollerde seyretmek
sürekli olanaklı. Kuşağının
sanatçılannın en
güzellerınden üstelık;
yürek yakıcı bir Akdeniz
tadı var bakışında.
gülüşünde. Sesı de
okşayıcı, dolgun. güçlü.
Repertuvan şimdiden çok
geniş Plaklannın tümü
Decca şırketınce
yayımlanıyor Aralannda
"Sevil Berberi"nın ve "La
Cenerentola"nın tümü ve çeşitli
resıtaller var. "A Portait" adlı
antolojide Mozart'ın. Rossini'nın.
Schubert"in yapıtlarından seçilmiş
parçalar Cecilia'nın yeteneğiyle daha
da güzelleşmişler.
Lella Cuberli Amenkalı. Teksas'ta
doğmuş. Ama adının da yansıttığı gibi
atalan İtalyan. Şan ögrenimini
Dallas'ta tamamladıktan sonra. 1975te
Macaristan'da. "La Traviata"'nın
başrolünde. sahnedekı ilk büyuk
başarısını kazannıış Ardından,
ülkeden ülkeye giderek başlattığı
pariak kariyen hâlâ sürüyor.
Milano'nun La Scala'sı. New York'un
Metropolitan'ı. Paris ve Salzburg
operalan. sık sık alkışlandığı sahneler
arasında. Özellıkle Rossinı, Bellini ve
Donizetti'nın vapıtlannda, "bel
canto'' dıye nıtelendinlen türde,
olağanüstü
başanlı
sayılıyor.
Fonit Cetra
şırketınce yayımlanan bir plak
("Momenti di bel canto"! bu türdeki
yeteneklerinı kanıtlıyor.
Bu kış Paris'te verdiği resital de çok
beğenıldı \ ictoria de Los Angeies
Ispanyol. Sanat ya^amına yanm yüzyıl
önce başlamış olmasına karşın hâlâ adı
bir afı^te yeralınca salonları tıklım
tıklım dolduran, her resıtalinin
sonunda tekrar tekrar sahneye
çağrılan. aralarında çok sayıda
gençlenn de bulunduğu hayranlan
tarafından kcndisine bir yıgın
kocaman çıçek buketı sunulan. haylı
ılerlemış olan şimdiki yaşında bile
kusur^uz tekniğiyle şanseverleri
mestcden büyük. çok büyük bir
sanatçı. Bu sefer, her bıri değişik bir
ülkeden gelen. >ekiz degerli kadın
sanatçıdan bahsettim. Onlar kadar
yetenekli ve bir çoğu genç erkek
operacılar da bol. Başka bir yazımın
konusu olacak onlar
10 yıldır sessizliğini koruyan Yoko Ono'nun yeni albümü "Rising" Avrupa'da Beatles "Antoloji"den daha çok beğenildi
Yoko Ono'nun yeniden doğuşu
Kültür Servisi - Yoko Ono yeniden
doğdu. 1960'ların efsanevı rock
topluluğu Beatles'ı dağıtan' kadın
olarak tarihe geçen ve Beatles
hayranlannın düşmanlığını kazanan
Yoko Ono. 10 yıllık bir sessızlıkten
•^onra Beatles'ın "Antoloji" albümüyle
aynı sıralarda pıyasaya çıkardığı
"Rising" albümüy le. "Antoloji"den
daha iyı eleştıriler aldı. Amenka,
Avrupa ve Japonya'da John Lennon'dan
olan oglu Sean Lennon'ın topluluğu
IMA ile birlikte bir dızı konsere
hazırlanan Yoko Ono. müzık
çevrelerinden ilk kez aldığı »olumlu'
tepkı karşisinda şaşkın: "Rüyamda
görsem. inanma/dım" dıyor. "Belki
artık benimle uğraşmaktan sıkıldılar.
Hakkımda o kadar olumsuz şeyler
söylendi ki. sövlevecek bir şe> kalmadı!
O zaman da şaşkınlık içindeydim.
neden bu kadar düşmanlık
uyandırdığımı anlayamıvordum. Şimdi
de şaşkınım. Ama en azından. olumlu
bir şaşkınlık bu."
196O'lı yıllarda, John Lennon ile
tanıştığı sıralarda Avrupa ve
Amenka'da tanınan bir fluxus sanatçısı
olan Yoko Ono, 1970'li yıllarda kendi
adınt taşıyan Plastıc Ono Band
topluluğu ile çeşitli albümler çıkarmış,
ancak pek beğeni kazanmamıştı. tşin
ilginç yanı, Yoko Ono'nun yeni albümü
"Rising"ın. tarz olarak o eskı
albümlerinden çok da farklı olmaması.
Ono'nun 20 yıl sonra müzık
piyasasında bu kez 'tutmasf. müzık
eleştirmenlerınce müzıkseverlerin
değişen beğenılerıvle açıklanıyor:
Björk ve PJ Harvey gibi etkın kadın
şarkıcılann kabul gördüğü bir çağda.
Yoko Ono'nun zamanında müziksevere
'tuhaf gelen tarzı artık beğeniyle
karşılanı>or.
63 yaşındakı Yoko Ono için 'rüzgânn
>önü*. 1992 yılında pıyasaya çıkan ve
tüm şarkılannı içeren altı CD'lik
*
4
Onobox" derleme albümüyle
değişmeyebaşladı. Albümde. Yoko
Ono'nun 19601ı yıllarda John Lennon
ile birlikte yaptığı kimi parçalar da yer
alıyor. Yeni albüm "Rising"de ise. oglu
Sean Lennon ile çalışmış Yoko Ono.
Başta "Hiroşima" adlı biroyun için
bestelenecek iki şarkı projesiyle
başlayan "Rising"in öyküsü. Sean
Lennon'ın annesiyle birlikte bir
albüme ımza atmak arzusu üzenne
boyutlanmış. Yoko Ono. "Aslında
benim müziğimi tanıyıp tanımadığını
bile bilmiyordum" dıyor. oğlu Sean
ıçın. "John'un (Lennon) müziğini
dinlemesini. öğrenmesinL, babasının
tarihini bilmesini istivordunı tabii. Ama
kendi mü/iğim konusunda çekingen
da\ randım. belki de annelik
içgüdüsüvle bilmivorum. Avnca benim
yaşadığun sorunian vaşasın istemedim
hiç. Benden yana olacağına, Beatles"dan
yana görünmesi daha iyi olur diye
düşündüm."
Yoko Ono'nun vaklaşık 25 yıldır kendı
nıüzığiv le ön plana çıkmamasının. ya
da müziğini bir anlamda
"sa\unmamasının', medyanın kendine
gösterdıği düşnıanlıktan başka
nedenlen de var. 1930-40'lı yıllann
Japonya'sında. tutucu. geleneksel bir
ortamda buvüven Ono'ya babası,
"Boşuna besteci olmaya çalışma"
demış "Hiç başanlı kadın besteci v^r
mı?" Yoko Ono. hiç
yüreklendinlmeden bir şeyler üretmeye
çalışmanın zorluklarından söz edıyor.
Sbko Ono'nun "Rising" albümünde,
"Ask the Dragon" başlıklı bir şarkı var:
"Bir kuşa neden o kadar yüksekten
uçtuğunu stırun... Bilmcın, diyecektir,
uçuvorurn işte..." Bu sözlerin kendisiyle
bir ilgiM olup olmadığı sorulduğunda.
~Aslında... evet. işte benim yaşamımın
özeti" dıve \anıtlı\or
Istanbul'daJapon davulları
Kültür Servisi- Bu y\l lzmir'de düzenle-
necek olan Japon Kültür Haftası'nın açılışı
bugün lstanbul'da gerçekleştiriliyor. Türk
Japon Dostluk Derneğf nin önceki yıllarda
tstanbul ve Ankara'da düzenlediğı "Japon
Kültür Haftasr kapsaoıında bu yıl Türkı-
ye'vegelecek çeşitli Japon gruplar arasında
yer alan Tamakkoza Dav ul Gnıbu bugün ıkı
gösten sunuyor. Saat 16.00'da Kanal lskele
Meydanf nda gerçekliştınlecek gösteri ak-
şam 19.30'daTaksim Meydanf nda tekrarla-
nacak.
Konuyla ilgili olarak görüştüğümüz Türk
Japon Kültürel Dayanışma Derneği Genel
Sekreten Kanji İshimoto2-4 ağustos tanhle-
ri arasında gerçekleştırecek haftamn dönü-
şümlü olarak beş yıldır Türkıye ve Japon-
ya'da yapıldığını söyleyerek, bu etkınlılenn
ikı ülk'e arasındaki ılışk'ılenn gelişımine bü-
yük yarar sağladığı inancında. Bu yıl Iz-
mir'de yapılacak Japon Kültür Haftası bo-
yunca gerçekleştirilecek etkınlikler için yüz
kadar Japon sanatçı. egıtımcı ve sporcu Tür-
kiye'ye geliyor. Japon geleneksel sanatla-
nndan ve sporundan örneklenn sunulacagı
hafta içınde Türk ve Japon kadınlan arasın-
da da bir tanışma toplantısı yapılacak.
'Origami'den (kâğıt katlama sanatı) 'aki-
do'ya (geleneksel Japon sporu). 'çay sero-
monisi'nden 'ıkebana'ya(çiçeksüslemesa-
natı ) kadar Japon kültüriınü yansıtan çeşitli
aktivitelerdenoluşanetkınliklerarasında Ja-
pon geleneksel lemsılı sanatının ünlü ısmi
Tamakkoza Da\ ul Gnıbu' nun gösterilen ay-
n bir yere sahıp 23 kışıden oluşan topluluk.
ay nı zamanda bir drama topluluğu olarak da
tanınıyor
1985 'te kurulan Tamakkoza Dav ul Grubu.
1988 v ılından ben y urtdışı festivallerıne ka-
tılıyor. Şımdıye kadar Almanya, Ispanya.
Romanya. Fransa, Amenka ve Kanada'da
göstenlenni sunan grup. lzmır gösterılenni
tamamladıktan >onra. 5 ağustostan itibaren
sırasıyla Çeşme. Bergama. Bursa ve Amas-
ya'da da gösteriterinı tekrarlayacak.
Adalet Ağaoğhı yarın
ameliyat oluyor
Avrupa Tophıhığu Korosu Adana'da
ADANA (Cumhuriyıet Bürosu) -Çukurova
Devlet Senfonı OrkesJası, yeni sezonu 4-5
ekım tanhlennde Avrupa Topluiuğu Korosu
ile birlikte açacak. Luduıg V'an Beetho-
ven"ın ^.Senfoni' ve
%
Korolu Fantazi' yapıt-
larının seslendırılcegı konserde ÇDSO'ya
100 kışilık AT korosu eşlık edecek. Orkestra
ve Koro'yu şef Emin Güven Vaşlıçam yöne-
tecek.
Çukurova Devlet Senfonı Orkestrası Şefi
ve Sanat Yönetmeni Emın Güven Yaşlıçam.
tüm masraflan Avrupa Topluluğu tarafından
karşılanacak konserle ılgıli çalışmalan sür-
dürdüklerinı, olaym Türkiye açısından bü-
yük önetn taşıdığım behrterek şunlan söyle-
di: "Bir yıldır bu işin üzerinde çalışıyo-
ruz. Ağustos sonu >a da evlül başında son
göriişmeler için Avrupa'va gidece-
ğim.Brüksel ve İtalva'da çeşitli temaslar-
da bulunacağım.Konser tarihini 4-5 ekinı
cuma >e cumlartesi günleri olarak belir-
ledik. Konser, Adana'da Çukurova Devlet
Senfonı Orkestrası Salonu'nda gerçekle-
şecek.Konserin tüm masraflan \T tara-
fından karşılanacak. Bu etkinlik . Türki-
ye'nin Avrupa ile görüşmelerinin sürdü-
ğü bu dönemde kaynaşma açısından çok
önemli.Sanatın yumuşaklığı, kaynaştırıcı-
lığı, politika açısından varar sağlayacak."
Çukurova Devlet Senfonı Orkestrası'nın.
kuruluşundan bu yana geçen çok kısa dö-
nem ıçensınde önemli gelışme kaydettığını.
çok değerlı sanatçılara sahıp oldugunu vur-
gulayan \aşlıçam.AT Korosu'yla birlikte
çalmaktan büyük mutluluk duyacaklarını
belirterek şövle dedı: "Avrupa Topluluğu
Korosu 23 değişik ülkeden toplam 100 sa-
natçının bîr arava gelmesiyle oluşmuş.Bu
korovla vereceğimiz konser hem orkestra-
mız. hem Adana'nın kültürel >aşamı,
hem de Türkive açısından çok önemli ve
sağlayacağı yarar çok fazla."
Kültür Servisi- Geçen
hafta pazartesı günü
Sanyer sahihnde
kendi sine araba çarpması
sonucu ağır yaralanan
y azar Adalet Ağaoğlu,
dokuz gündür
sürdürdüğü y aşam
mücadelesı sonunda
yaşamsal tehlikeyi atlattı.
Şışli Etfal Hastanesi
Yoğun Bakım
Servısınde kalan
Ağaoğlunun durumu
geçirdiği kazanın,
yaralannın agırlığı göz
önüne alındığında
oldukça iyı. Yazar kaza
anına kadar olan her şeyı
hatırlıyor ve şu anda
bılınci tamamen açık.
Ağaoğlu'nun
durumundaki bu olumlu
gelişmeler sonucunda
doktorları, artık bir sorun
kalmadığına karar
vererek sağ bacağındaki
kınk ıçın 1 ağustos
perşembe günü ameliyat
edileceğini bıldirdiler.
DEFNE GOLGESİ
TURGAY FİŞEKÇİ
Ölüm Sözleri
Kimi şairlerin, yaşamlarına kendi elleriyle son ver-
meleri üstüne çok düşünmüşümdür.
Mayakovski, sonsuzca benimsediği, uğrunda
savaştığı sosyalızmin kuruluş sürecinde kendi eliy-
le yaşamına son vermiştir.
Pavese, uzun faşizm yılları boyunca baskı altın-
da yaşarken değıl de, 1950'de, ülkesi ve halkı öz-
güıiüğe kavuştuktan sonra canına kıymıştır.
Bu intiharlardatoplumsal koşullardan çok, birey-
sel iç dünyanın o sıradaki bungunluğu rol oynamış-
tır kanımca.
Mayakovski intihar ettiğinde, henüz yirmi sekiz
yaşında olan Nâzım Hikmet, "Resimli Ay" dergi-
sınde "Muazzam Şair Mayakovski Neden İntihar
Etti?" başlıklı bir yazı yazarak, bu intihar üstüne dü-
şünmeye başlar. Ancak bu yazıdaki düşünceleri ola-
yın yalnızca toplumsal boyutuna ilışkındir, bırey ola-
rak Mayakovski'nin o günlerdekı iç dünyasından
söz etmez: bireysel etkenler henüz şairimizin gün-
demıne gırmemıştır.
N/îayakovski'nin intihar ettiği yıl yazmaya başla-
dığı Benercı Kendini Niçin Öldürdü? adlı kitabında
da bırdevrimcınin hangi koşullarda kendini öldüre-
bıleceğı sorununu ışler. Yanıt: Devrimci, hareketin
gelışmesini engelleyıci bir konuma düşmüşse, an-
cak intihar hakkı vardır. "Kavgada I kendi kendini
öldüren I lanetli bir / cenazedır I benim için: I ölü-
süne / ellerimiz ! dokunamaz. I Arkasından I ma-
tem marşı I okunamaz."
Nâzım Hıkmet'ın yaşamındaki en önemli döne-
meçlerden biri henüz yirmi yaşındayken devrim
Rusyası'na gıtmesıyse, bir başkası da ülkesinde
otuz altı yaşında ve suçsuzluğu apaçık ortadayken
1938'de yırmı sekiz yıl hapse hüküm giymesidir.
Hapıshane yılları, şıirierinde de açıkça görüldüğü gi-
bi onu delıfışek şaırlikten çıkarıp olgun bir insan
yapmıştır.
Yıllargeçmiş, amauğradığı haksızlığın düzeltilme-
si yolunda hiçbir ilerleme sağlanamamıştır.
Bu büyük haksızlık karşısında, kendisine canını
ortaya koymaktan başka bir seçenek bırakılmadı-
ğında açlık grevi yapmaya sürüklenmıştir.
"... bu karanm, herhangi biryeıs, bir yılgınlık, bir
korkaklık, bir sabırsızlık neticesi değildir. Sabırtı. şu-
uriu, ümitlıyım. Fakat hakkın ve hakikatin ortaya çık-
ması için meydana hayatımı atmaktan başka imkâ-
nım kalmadığına kaniim. Bundan doiayı bu son im-
kânımı şuurla, ümitle kullanıyorum. Hakkın ve ha-
kikatin tecellısi uğrunda ölürsem de bu sizin baba~-
nıza layık bir ölüm olacaktır." (Nâzım ile Piraye, s.
333)
30.3.1950'de başladığı ilk açlık grevine bir süre
sonra ara verır. 2 mayısta yeniden başladığı açlık
grevı ıse 19 mayısa dek sürer. "Açlık Grevinın Be-
şıncı Gününde" adlı son derece dokunaklı şıirinde
"yaşamakta devam edeceğim yanı başınızda" der.
•
İntihar, sonunda bireysel bir eytemdir, anlıktır; aç-
lık grevi ise onu yapanların gösterdikleri irade kar-
şısında toplumu derin bir iç hesaplaşmaya sürük-
ler ya da sürüklemesi gerekir.
Bir ya da bir grup ınsan, gözünüzün içıne tjaka
baka, kendi ıradelerıyle aylar süren bir ölüm yötcu-
luğuna başlıyor. Toplum vicdanı denen bir şey var-
sa işte onu sınamanın zamanı!
Son ikı aydır cezaevlerindeki yüzlerce insanın gi-
riştıği açlık grevleri ne yazık ki toplumumuzun tari-
hine yeni bir yüz karası olarak yazılacak. İkı ayı aş-
kın süre boyunca kılımız kıpırdamıyor, ancak ölüm-
ler başlayınca, daha fazla ölüm olmasın noktasın-
da bir çaba başlıyor. Ne acıklı bir sonuç!
Bu denli ölümseverlikle birtoplumun nasıl birge-
leceği olabilir dersinız?
BLGÜN
RL'MELİHİSARl KONSERLERİ kapsamında saat
2l.00'de Sıbel Tüzün konserı izlenebilir. (265 80 22
-265 42 36)
AKSANAT'ta bugün saat 12.30 ve 17.30'da
yönetmenlığıni H. Ross'un yaptığı 'True Colors*
adlı film Inuilizce orijinal haliyle laser-disc'ten
izlenebilir. (252 35 00-01-02)'
SAHAF Kİ LTÜR MERKEZİ'nde saat 19.00 da
"Şiir tşliöinde Şiir Inceleniyor" başlıklı söyleşi yer
alıyor.(4İ4 42 06-349 81 42)
YILDLZ DIŞ KAR\KOL BtNASI Etkinlikleri
kapsamında saat 18.30"da Prof. Dr. Necati
Inceoğlu'nun 'Mimarlıkta Eskizler" başlıklı
söyleşisi yer alıyor. (227 69 10-11)
ENKA VÂKFI etkinlikleri kapsamında saat 21.30'da
Sadi Gülçelik Spor Sitesi'nde Martin Chambil'in
yönettiği, "Golden Eye" adlı film izlenebilir.
TARANTA BABU KÜLTÜR VE SANAT
MERKEZİ etkinlikleri kapsamında saat 19.00-
21.00 arasında Necati Cumalı'nın ^iir akşamı yer
alıyor.
K Ü L T Ü R • Ç İ Z İ K
K A M İ L M A S A R A C I