27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 6 TE MM UZ 1996 CUMA CUMHURİYET SAYFA KULTUR 15 Bayan 6 Kirfi Hany'nm intikaııı serüveni Yıllardır Berlınale'v le artık özdeşleş- miş. u>anılc şerlik patronu Mauritz De Hadeln'nın \erdiği özel ödülü almak iızere 1996 Şubatı'nın son günlerinde Berlın"e gelen SaüŞ Field \e yönetmeni John Schlesinger'ın hatınna. 46. Berlın FiImFestıvalı'n;n Panoramabölümünde göstenlen u *E\e For An E\e-Göze Göz' bugün gösterime dnyor sinemalanmız- da. Karlı. bıızlu bir Berlın akşamında sey- retiğımız 'CözeGöz', esaslı bır oyuncu kadrosunun. dene>ımlı bır yönetmenin eserı \e hızlı başlangıcıyla parlak bır fılm gibı görünüyor ilk bakışta. Ancak sinema çık.ışında, bır kez daha payına düşen posa tadıyla >etinmek durumun- dabırakılan. (varsaeger)beklentilerifos çıkmış seyircive kalan. şımdıye dek de- falarca çığnenmiş bır sakız ya\anlığın- dan baijka bir şey değil doğrusu. Holly- vvood'un ustası olduğu şekilde. şık şıkır- dım. zanaatkârane kotarılmış bır aıle 'thriüer'ı 'Cöze Göz'; ama sanatkârane bir fılm hıç değıl kesınlıkle. Birlikteyaş- landığımız. bızim kuşaktan. öteden beri belli bır duzeyin altına düşmemiş Ame- rikan yıldızlanndan. iki Oscarlı Sally Fi- eld kocası>la mutlu. iki kız çocuğu an- nesi, mesleğınde başanlı, hayatı tıkırın- da, \arlıklı. LosAngeles'lıbirkadınıoy- nuyor. Mükemmel dünyasında yaşayan bu kadının e\ ıne dönüşünde. trafikle sı- kışmışken arabasındakı telefonla konuy ruğu 17yaşındakı kızının(CMrviaBurnet- te) tecavüz edılerek hunharca öldürül- mesıne. kulaktan tanık oluşuyla asap bo- zucu bir biçimde açılan 'Göze Göz', ka- dının \e aılesinin bütün dirlik düzenle- rinın gıderek darmadağın olmasıy. la ge- lişiyor. Tüm psikopatlara ölüm! Artık hiçbır şe> eskisı gibi olmaya- caktırbu beklenmedik, vahşı cınayetten sonra. Üstüne üstlük. yakalanan. kötülük timsali katilin (Kiefer Sutheıiand) mah- keme tarafından. tam somut kanıtların bulunamaması ve yasalardakı boşluklar yüzünden salıverilmesini görmek, yüre- ği ıntıkam ateşıyle yanıp tutuşan perişan anneyı isyan ettirecek \e önlenemez bir ijfkesı. toplum için zararlı. tehlikeli psi- kopatın ensesınde patlayacaktır. önce- den tahmın edıleceği gibı. Kızının acı- sıyla ha>atı allak bullak olan. kocasın- SUNGU ÇAPAN dan. e\ınden. ışınden uzaklaşan. bır su- reliöine yakınları öldürülmüş ailelerın katıldığı psikoterapi seanslanna da katı- lan. ama >ıne de acısını dindıremeyen Sally Field anne. Kırlı Harry-Clintyada Death Wısh-Charies Bronson gibı. ken- dı elleriyle adaletı yerine getırmeye gi- rişen. gözünü kan bürümüş, öldürmeye azımli, yırtıcı bır kadına dönüşeceklir. kanncayı bile incitemezken. Kocası Ed Hams'ten ve olayı üstlenen polis Joe Mantegna'dan gizlı gizli. sılahı elinealıp atış talimlerıne başlayacak. kendini ko- ruma ve dövüşme tekniklerini öğrenecek \e adeta yenı bır dışi Rambo-komando eğitıminden geçecektir. iyice saplantı ha- lini almış intikam duygusuyla bilenmiş olarak. Zanlının. suçu kesınleşene kadar ma- sum sayıldığı, dolayısıyla acıkça suçlu olan canıleıın de serbestçe at oynattığı ABD-Los Angeles'taki mevcut. 'çalış- mayan" adalet sistemi eleştirisinden 'Ştd- det şiddeti doğurur' mesajına yönelen, adıyla mütenasip 'GözeGöz'de. olay ör- güsü geliştikçe tekdüze bir gerilim dra- masının alışılmış sarmalına dolanarak gitgide ucuzlayıp yavanlaşıyor tempo. Filmilerledikçe. suç ve ceza konusunda- ki hesaplaşmayı. tartışma>ı vaat eden özünü giderek iyice boşlayarak tican ve sürükleyici bır gerilim-heyecan serüve- ninın beylik yollanna sapıyor, türün bu- luş \e incelikten yoksun bildik klişeleri- ne. ucuz numaralarına başv urarak. Geçen yıl ABD'yı birbirıne katmış OJ.Simpsonolayının yarattığı infialden de yararlanarak çok satmış birromandan uyarlanan filmin, standart Hollyvvood becerisiyle tezgâhlanmış görsel düzeyi- ne dıvc^ck yok Acısı \e korkusuyla. sevecen aıle an- nesi konumundan. polisin serbest bırak- tığı kızuıın katilıni kesınlıkle yaşatma- maya kararlı, şiddetle dolu. gözü dönmüş bir kadın durumuna geçen karakterini canlandırmaya uğraşan, 19801ı yıllar- daki 'Places in the Heart' \e 'Norma Rae'yle iki kez Osear'ı koltuğuna sıkiş- tırmış. dünün Burt Reynolds'lı aksiyon- komedi filmlerinin çıtıpıtı genç kızı. bu- günün İran'daki mollalann baskısından, koca zulmünden kaçan Amerikalı kadı- nı. görmüş geçirmiş taze Sally Field'ın başroldeki damgası tüm filme yayılmış. Onun yanı sıra. her ne kadar bizim gö- zümüzde babasının sempatisine pek sa- hip olmasa da. genç kuşak Amerikan ak- törlerı arasında gittıkçe sivrilerek yerıni sağlamlaştıran Kiefer Sutherland. on yıl Günümüzde sinema olayının boyutları ENGİN AYÇA Sinemanın bunalımı. sınemanın sorunları gibisinden sinemayla ılgılı konuşurken, düşünürken. yazı yazarken kastedilen hep sinemanın bellı bir modelidir 90 dakika civannda. öykü anlatan. oyunculan olan ve sinema salonlarında gösterilmeyı amaçlayan, negatıf film !?eridine çekılen \e sermavenin. öncelikle para kazanmak için meta olarak ürettiği. belli standartlan olan ticari filmlerdir. ticari b.inemadır söz konusu edilen. Burada belirleyici olan. ta başlangıçtan beri hep yapım. dağıtım. gösterim sıstemini yürüten kapıtalistler olmuştur. Yönetmenlerin \e diğervaratıcı insanların sinemanın gelişmesıne katkılan da siireklı hep bu model çerçevesinde olagelmiştir. Sinema okullan. film festivalleri. sinema yazarlıgı da gene bu modele göre biçimlenmıştır. Türk sınemasının bunalımından söz ederken de kastedilen tican. sinema salonlannda gösterilecek. 90 dakika süren. öykü anlatan. oyunculu uzun film yapımlarının gerçekleşebılme durumudur ve öncelikle parasal kökenlıdir. Bir süredir Türkiye'de gerçekten de gıderek sayıca daha az ve parasaf zorluklar ıçinde filmler üretilebilmektedir. Ama eğer sinema olavını ticari uzun filmlerle sınırlamadan. daha geniş bir çerçeveden bakarak değerlendırecek olursak. farklı durumlar görebılıriz. Ticari uzun filmlerin bu parasal bunalımının yanında kısa film alanında çok umutlu, çok beıeketli bir dönem ya$anmaktadır örneğın. Bu açıdan bakıldığında Türk sineması için bunalımdan değil. belkı olumlu birgelişmeden. bir patlamadan söz edilebilir A>rıca kısa film alanını da salt amatör. öğrenci. gençlik çalışmalan ^eklinde görmek gerekir. Profesyonel olarak da kısa film reklam ve klip alanında gelişme ve \etkınle^me içindedir. Hatta etkılerı uzun film anlatımlarına da vansımaktadır. Belgesel sinema ise. TRT"nın yayına başlamasıyla Türkıye'de gelışmeye başlamıştır. Şimdilerde özel televızyon kanallannın klasik anlayıştaki belgesellerle pek ılgileri yoktur. Ama reality-shovv türü çalışmalann bırikimi bir süre sonra pekâlâ bu alanda özgün belgesel nitelikte çalışmalann ortaya çıkmasına ortam oluşturabilir. Artık dönemi kapandı denilen Yeşilçam türü sinema da şimdilerde. belli ölçülerde evrim geçirerek tele\ızyon dizilerinde seyircileriyle buluşmaktadır. Sinema olayını böylesine geniş görmeye başlayınca. kaçınılmaz olarak sinemayla ilgili kullanılagelen devimlerin içerıklerınin de yeniden tanımianmaları gerekir. Üstelıkepevdir sinema alanına elektronik teknolojisinın girmiş olması nedeniyle. fılm üretme ve ıletme yollannda da yeni durumlar söz konusudur... Sinema tarihinde film şendine bağlı olarak gelişmış ve yerleşmiş bir durum. elektronik teknolojisinin bu alana girmesiyle artık sona ermiş. sinemada yenı bir dönem başlamıştır. Filmler isterpoliküle. ıster elektronik yolla kasete. diskete çekilmiş olsun seyircilerle hem sinema salonlannda. hem de evlerin salonlannda buluşmaktadır. Evde. kitap okıır gibi durarak. gen başa dönerek. tekrar tekrar hertürden film seyredebılmenın de kendine göre. daha önce sinema salonlannda gerçekleşmeyen, yeni keyifleri olabilecektir. Bu bakımdan sinemanın önünde çok farklı. olanaklı. gizemli. heyecanlı ve de yepyeni tatlan olan bir dönem açılmaktadır diyebiliriz. Bu yeni dönemin sınemaya getirebileceği boyutlar bir başka yazının konusu. ama şunu hemen söyleyebilinz ki kısa filmde ve canlandırmada para mekanizmalarına bağımlı olmadan yaratılacak ürünler bütün sinemanın önünü açabılır ve yannın sinemasına damgasını vurabilir. Ticari sinemaya (i"un filme) endeksli olarak eğitim veren sinema okullarının programlannda. etkinlik gösteren fılm festıvallerinın yaklaşımlannda yazı yazan. film eleştiren sinema yazarlığında bu yeni döneme uyum, hatta bu konuda öncülük etme beklenir. Göze Göz EyeFor AnEye/ Yönetmen: John Schlesinger / Senaryo: Amanda Silver, Rick Jaffa, Erika Holzer'in romanından / Kamera: Amir M. Mokri / Müzik: James Nevvton Howard / Oyuncular: Sally Field, Donald Sutherland, Ed Harris, Joe Mantegna, Beverly D'Angelo, Alexandra Kyle, Olivia Burnette, Charlayne VVoodard/ 1995 ABD(UIP) kadar önce David Mamet'ın 'House of Games'ıy le çıkış yapan Joe Mantegna \ e ustalığını çoktan kanıtlamış Ed Harris gibi sıkı oyunculardan oluşan bir kadro oldukça göz alıyor. Yönetmense, eski bır tanıdık olan John Schlesinger. Beylikgerilim klişeleri gıria... Görünen o ki. gitgide şiddeti. müref- feh bir tüketim toplumu metasına çevi- ren filmleriyle kasasını doldurmaya ba- kan Amerikan sinemasının memur yö- netmenleri sınıfına dahil olmuşa benzı- yor. emektar Ingilız sinema ustası John Schlesinger. 30 yıl kadar önce. 'Billy Li- ar\ 'Darting" gibı Julie Christie filmle- riyle tanıştığımız. Amerikan kariyerini başlatan unurulmaz başyapıtı 'Midnight Cowboy'una alkış tuttuğumuz. l970"lı y ıllarda da sansürün hışmını çeken 'Sun- da>, Bloody Sunda>", 'Marathon Man' gibı fılmlenyle seyırcı ve gişeden epey ses getirmiş. 1990'dan bu yanaysa *Pa- cific Heights'la başlayan düşüşünü 'The Innocent'le (1993) sürdürmüş. mesleğe 1950'lerde BBC belgeselleriyle başla- mış, 1925 Londra doğumlu, deneyımli yönetmenin fılmografisine sıradan bır yapıt olarak geçecek 'Göze Göz'de. her ne kadar saygınlığı artık geçmişte kal- mışsa da, John Schlesinger'in 40 y ılı aş- kın birikimiyle işi götürdüğü söylenebı- liryinede. Schlesinger'ın. kolay tarafından seyir- ciyi ele geçirecek. bellenmiş heyecan- korku numaralan. klışe fıgürler, tansiyo- nu yükseltıci beylik şoklar ve rahatsız edici şiddet sahnelenyle bezediği anla- tımı. lüks, ışıl ışıl, rengârenk ama şidde- tin kol gezdiği, güvensiz bir Los Ange- les dekorunda geçen bu alışılmış psiko- lojik gerilim serüveni çeşitlemesini. çe- kilir, yenilir yutulur kılıyor görsel ba- kımdan. Ne \ar ki tanınmış oyunular- dan, ucuz numaralardan. malum klişeler- den medet uman. beylik kışkırtıcı thril- ler denemesı niteliğindeki 'Eye For An Eye-Göz Göze'yi önemsemek ve salık vermek. kesınlikle olası değil son tahlil- de. Bu temmuz sıcağında. 100 dakika süresince anaç Sally Field'den yana ta- vır alıp psikopat Kiefer Sutherland'a lanetler yağdırarak bır an önce gebertil- mesini seyretmeyi isteyip ıstememek. yine de size kalmış tabii ki! YENİ KtTAPLAR... YENİ KİTAPLAR... YENİ KİTAPLAR... YENİ KİTAPLAR... Ozgüç'ün 6 Tüık Fflm Yönetmenleri SözKiğü' KültürSenisi- "TürkFilnıleriSözlüğü'. 'Türk Sineması Sansür Dosvasf, 'Bir ^ ıl- dız Bö> le Doğdu: Türkân Şora> \ 'TürkSi- nımasında İlkler'. 'Türk SinemasındaCin- selliğin Tarihi", 'Türk Sinemasuıda Cina- >efler ve tntiharlar Dosyası' gibı sinema ta- nhımıze ışık tutan çalışmalanv la tanıdığı- mız Agâh Özgüç'ün 'Türk Film Yönet- menleri Sözlüğü'. AFA Yayınlan arasından çıktı. Kıtabında. 85 yaşını dolduran Türk sı- nema>ında. ılk '.NİüslümanTürkvönetme- ni' Fuat L'zkına> 'dan bu yana yer alan 376 yönetmen arasından. önemlı ya da önem- sız hıçbır sınırlamay a gıtmeden 344 yönet- mene yer v eren Özgüç, sözlükte adı geçen her y önetmenın bıyografık bılgılen v e y ur- tıçı ve vurtdışında aldıklan ödüllere yer verırken: hayatta olan yönermenlerle yüz vüze görüşmeyı tercıh etmiş. Hayatta ol- mayan vönetmenlere ilışkın bılgıler ıse va- kınlarının verdıklen yanıtlaragörederlen- miş. Türk'sınemasını. "valnızca film iayıla- n> la rekorlanyla. tiiriem le. çalışma tem- polanyla. ilginç kişilikleriyle. işbilir vöneî- menlerivle değil, hele "zekâ düzev ının" ile- ri mi geri mi. hangi sınırlarda olduğu pek bilinne>en zenginlikler içeren dünyasıvla her jçıdan incelenmesi gereken \e peşin vargjann dışında dunılması gereken ve pe- şin >ırgılann dışında dunılması beklenen çok tovuttu bir sinema~ olarak nıteleyen Ozgıç. Türk sınemasının \ alnızca öne çı- kanlırın değıh arkada kalıp kendı ıçlerin- de tijik özellıkler taşıyanların da sinema- sı oltuğunu behrtıvor ve eklıvor: "Birdö- nemgeniş kitlelere ulaşıp se> irciv le divalog kurna becerisini gösteren bir Muharrem Güres avnı mekânlarda senanosuz, kla- ketsz iç içe Ç<ftfilmçeken bir Semıh Ev ın, çizg-roman tipi serüven filmlerinin yönet- men bir Yılmaz Atadenız. salon ve aşk filmerinin Belgın Doruk'luvönetmenibir Neıı Savdam. Türkân Soray 'm gözleri ve duckklannın yakın çekimlerivle bir ovun- cu ttişi varatan Ülkü Erakahn sosvolojik açıan kav ranamazsa. incelenmezse Türk sin«nası tarihi. geçirdiği serüv enleriv le tüm SeeSfçfj O, SİK1EMA TarirHveMttok^tsi boyudanyla nasıl şa/ılabilir ki?.." Agâh Özgüç'ün 'Türk Film Yönetmen- leri Sözlüğü' kıtabının fılmografi bölüm- lennde yer alan ve 1914-1990 v ıllarını kap- sayan tüm fılmlenn oyunculan ve konula- nyla ılgılı olarak bılgılenmek ıstevenler. Özgüç'ün. Kültür Bakanlığı'nın katkıla- nvla çıkan ıkı cıltlık "Tarih Fılmleri Söz- lüğü"ne başvurabılirler. Ütopik sinema Bernhard Roloff \e Georg Seesslenın ~L topik Sinema/ Bilimkurgu Sinemasının Tarihi ve Mitolojisi" adlı kıtabı. V'eysel Atayman'ınçevırısıyle Alan Yayıncılık'ın Sinemanın Temellerı dızisınde yayımlan- dı. Atayman'ın. önsözünde belırttıği gibı. Roloffve Seesslen bu kıtapla üç ışlev ı ye- rıne getınyor. İlkı. bilimkurgu türünüelden geldiğınce kapsamlı olarak tanıtmak. bu türün sosyal-psıkoloıık. pohtık ve edebı nümüzdeki günlerde 'Türk Film Yapımcıları Sözlüğü' adlı son kitabı yayımlanacak olan, sinema tarihçisi ve yazan Agâh Özgüç'ün Afa Yaymlan'ndan çıkan 'Türk Film Yönetmenleri Sözlüğü'nde, Fuat Uzkınay'dan bu yana sinemamızın gelmiş geçmiş 376 yönetmeni arasından 344'üne yer veriliyor. kaynaklannı göstemıek, bu arada ütopik si- nema türünün tipik olmayan örneklerine de degınmek. tkincısı, bilimkurgu filmının düşünce ta- rihinde kısa bır gezıntı yaparak. teknolojık ve sosyal ılerleme netıcesınde birey ıçın tehlikeli bıçımde saçmalaşan veanlamsız- laşan bır dünyaya sinema yoluyla karşı koyma. onun üstesınden gelebilme gırişım- lerını. gittıkçe darlaşan dünyadan kaçma anlamındakı fantastik yolculukları değer- lendırmek, bu türün çerçevesi ıçinde yarat- ma, tasarlama ve hayal etme gücünün ürü- nü olandan keyıfalmak. kendine özgü fılm dılınin klişeleşmiş öğelennın v anı sıra, de- ğışken öğelerı de göstermek. Bır ekıp çalışmasının ürünü olan 10 ki- taplık dizının ılk çalışması "Ütopik Sine- ma". bilımkurgunun mıtolojısınden basja- yarak bu tür edebıyatmın özellıklenyle öğelerını ele alıyor. "Bilimkurgunun Te- mel\apıTaşlan"ve'*Bilimkurgu dat'top- TURK FİLMYÖNEJAAENLERİ SÖZLÜĞÜ Agâb Ozgtiı ya" baslıklarıyla ıncelenen sinemanın bu özel türüne yapılan tarıhsel yolculuk kap- samında "Sessiz Sinema Döneminde Bilim- kurgu". "Alman l topik Sineması". "Hollywood'un Gelecekle İlintili tlk Dene- meleıi". "1930-50 Arasındaki Bilimkurgu Filmleri" ve bilımkurgunun en parlak dö- nemısayılan 1950"lı yıllar karşımıza çıkı- yor. Toplumsal düşüncelere ve gerçeklikle- re, ötekı türlerden çok daha doğrudan yan- kı veren bır tür olduğu kadar. katıksız bır sinema dünyasıkurmay a. böylebırdünya- yı tasarlamaya kalkıştığı yerde de gerçek- liğın koyduğu sınırlamalardan pek gocun- mayan, bas.lıbaşma bır tür olan bilimkurgu hakkında bılgilenmek^ya da bılgı tazele- mek ısteyen sinemaseverler için edınılme- sı gereken ıdeal bır kaynak kıtap *L topik Sinema'. Atay man. 'baştasevgiliOnat Kut- lar'la \1ustafa Irgat olmak üzere 68'in bü- tün umudannı. heyecan vevenilgilerini pav- laşan genç sinemaya ve hâlâo ruhu taşıyan- lara' ıthaf etmış 'Ütopik Sinema'} ı Erotik sinema Alan Yayıncılık'ın Sinemanın Temelle- rı dizısının ıkincı kıtabı"Erotik Sinemanın Estetigi-CinseUikSinemasının Tarihi vc Mi- tolojisi'". sınemanın y üzyılı bulan serüven- li yolculuğunda özellıkle erkek seyırcının her zaman yoğun ılgısını çekmiş tür olage- len erotik fılmlenn tanhını aktanyor. \'ey- sel Atayman'ın Bernhard Roloff. George Seesslen. Claudius \\eilin 'Aesthetik des Erotischen kinos' adlı eserınden çev ırdığı "Erotik Sinemanın Estetigi-CinseUik Sine- masının Tarihi ve Mitolojisi". Theda Bara. Clara Bow, Louise Brooks gibı sessiz fılm dönemının sekstanrıçalanndan 1930'ların Mae West'ıne. Mav i Melek Marlene Diet- rich'ıne. 1950'lerın Sophia Loren, Gina Lollobrigida ıkılısine. Fransızların gururu. ünlü çocuksu seks ıkonası Brigitte Bar- dofdan Hollyvvood'un seks bombalarına. Marihn Monroe'dan Jane Mansfıeld'e ve •9.5 Hafta'.\Vild at HeartAahşi Yü- rek'.'Blue Velvet-Mavi Kadife' ve "Temel İçgüdö'lerın karaktenze ettığı günümüze kadar erotik sınemanın tanınmış yıldızla- nna, geçınlen aşamalara. zaman zaman po- pülerleşen modalanna ve seks-pomo film- leri gibı alt türlerine değınen. yararlı bir başvuru kıtabı Geleneksel 'sol söylemin, cinselliğin metalaştınlması. kadının (ero- tizmin) pazarianması gibi klişelerini de tar- tışmayaaçan' bu kıtabın sınemaseverlenn erotızme bakışını boyutlandıracağı söyle- nebılır. /* Türk Fılm Yöneimenleri Sözlüğii. Agâh Özgü^.Afa Ycmnlan. Ktısım 1995. Î6isa\1a. • ÜtopikSinema-Bıhmkıırgıt Sinemasının Tarihi ve .Uitolo/ısi. Bemhard Roloff, Georg Seesslen Uen çe\inen: Veysel Ataymun. Alan Yayıncıhk. Sınemanın Temellerıdızısı • I. Ha- zı'mn 1995. 372savfa. fötoğıvfh • Erolik Sinemanın Estetığı- Cmseltık S: - nemusııım TanhneSfitolojisı, BenıhunlRa- /<>//. Gearg Seesslen. Claudius Weıldan çe- vııvn levsel Alavman. Alan Yavtncılık. Sıne- manın Temellerı dizısr 2. \ısun 1996. İİ6 KEDIGOZU VECDt SAYAR Hiç "Jüpiter ile bir köylü gezmeye çıkmışlardı. hem yu- rüyor/ar hem de büyük bir özgürlükle ve teklıfsızce yer ve gök işlerıni konuşuyorlardı. Jüpiter hep koyluyu kan- dırmaya uğraşıyor, o da söylenenlen dıkkatle dınleye- rek kabul ediyordu. Bır ara köylü durakladı, ışıttığı sö- zü onaylayamadı, doğruluğundan şüphe ettığini söy- ledi. Jüpiter kızdı ve o anda koyluyu yıldırımla tehdıde başladı. Buna karşı köylü, 'Ha, bak şımdı anladım, Ju- piter' dedi, 'görüyorum kı haksızsın, çünku sen hep haksız olduğun zaman yıldırımlannı kullanmaya kalkar- sın!'." 1791 yılında 'Rıghts of Man' (Insan Hakları) adlı kı- tabı yazan ingilız düşünur Thomas Paine'ın avukatı Erskine, mahkemede anlatmış bu oykuyu. "Zorlama, doğal olarak direnmeyı doğurur, bu da hakkın zor kul- lanan tarafta olmadığını gösteren anlamlı bır kanıttır" demış Erskine. Bundan iki yüzyıl once. Demiş, ama gene de Paıne'ı suçlu bulmuş ingilız yar- gıçlar. Onu sınırdışı etmışler. Paıne, gıttıgı Fransa'dada rahat durmamış. 'Age of Reason'ı (Akıl Çagı) yazmış. 'Fitne Fücuru Yoketme Derneğı'nm çabaları ıle orada da yargılanmış. Kitabın yayıncıları hapsedılmış. Kitap yasaklanmış. Yayıncıyı savunmak uzere bır mektup yazmış şaır Shelley ve "Işkencelerınızle belkı ona ken- dı imanınızın inançlarını zorla kabul ettırebılırsınız, ama siz o inançları inanılır hale getırmedıkçe kendısını on- lara inandıramazsmız; onları inanılır hale getırmek ıse kudretınızın çok ustundedır" demış. f) Bundan iki yüzyıl önce Yaşlı kedı, okuduğu kıtaptan başını kaldırdı. Bıyıkla- rı titriyordu. Sanki ıkı yuzyılın ağırlığı çokmuştü üstüne. Duşünceleri uğruna ölüme gıdenlerı ve onları sessızce seyredenlerı düşündü... Çaresızlık mıydı hıssettığı, yal- nızlık mı, bilemedı. Sız hıç kendınizı boylesıne yalnız hissettınız mı? Sonra, gazetelen aldı elıne. 'Sansürün kaldırılışının' 88. yılını 'kutlayan' Başbakan Yardımcısı'nın demeci gözlerinı yaşarttı: "Herkes, göruşlerını hıçbır yasakla- ma ve etkı altında kalmadan açıklama, yazma, çızme hakkına sahiptir." Kapatılan televızyonlara ilışkın haber- lere, liderlerın hepsı birbirıne benzeyen demeçlerine şöyle bir goz attı. Sonra. The Economist'te ulkesınin 'gazetecilerin baskı gördüğü ülkeler arasında dunya üçüncüsü' olduğunu okudu. İki yüzyıl sonra çocukla- nm nasıl bır dünyada yaşayacak acaba ve ben bunun için ne yapıyorum, dıye bır soru takıldı aklına. Siz, hiç kendınizi bu denli çaresız hissettınız mı? Yaşlı kedi, çocuklarım yanına çağırdı. "Gelın çocuk- lar, size bir demokrası masalı anlatayım" dedı. Ve başladı anlatmaya... "Karyağar, yağmuryağar, ortalıkkupkuru; dışarı çık- tım, dizecek balçık. çamur, bıraz öteye gıttım, uç tor- baya rastladım, ikısı dıplı mipli, birinın hıç dıbı yok; hiç dıbı olmayan torbayı aldım, bıraz daha gittım, üç ten- cereye rastladım, ıkısı dıplı mıplı, bırının hıç dıbı yok; hıç dıbı olmayan tencereyı aldım, torbaya soktum, bi- raz öteye gıttim, üç testıye rastladım. ıkisı kulplu mulp- lu, birinın hıç kulpu yok; kulpu yok testiyı aidım, bıraz öteye gittim, üç çeşmeye rastladım, ıkısı sulu mulu, bi- rinın hiç suyu yok; hıç suyu olmayan çeşmeden kulp- suz testiyi doldurdum; bıraz öteye gittım. üç kapıya rastladım, ikısı kınk mırık, bırının hıç kapısı yok. hıç ka- pısı yok olan kapıyı çaldım, karşıma uç adam çıktı, ikı- sı gözlü mözlü, hıç bırının gözü yok; hiç gözü olmayan- dan bir akça ıstedim, bana üç akça verdı, ıkısı paralı maralı, birinde hiç para yok; hiç para olmayan akçayı aldım, bıraz öteye gittım, uç satıcıya rastladım. ıkisı. donlu monlu, birinın hıç donu yok; hıç donu olmaya- na akçamı uzattım, bana kâğıt verdi, çivı verdı, helva verdi, tahta verdı. Helvayı yedim, karnım doydu; otur- dum, üç merdivenyaptım, ikısı uzun muzun, bınnin hıç boyu yok; hıç mınaresı yok olanda üç muezzin ezan okuyor, ıkısi ses// meslı, bınnin hıç ses/ yok; hıç boyu olmayan minaresı olmayan mınareye dayadım ve çık- tım; hıç sesı olmayan müezzının kellesını uçurdum. Aşağıya indım, eve gidıyordum. Bır de baktım ki köp- rü üstünde uçurduğum kelle soğan salata satıyor." (") (*) John Bagnell Bury, 'Duşunme ve Söz Özgürlu- ğü', Çeviren: Avni Başman, Kavaklıdere Kültür Yayın- lan, 1995. (**) Başgöz, Aksekı Derlemesı. ilhan Başgöz, 'Türk Bilmecelerı', Kültür Bakanlığı Yayınlan. 1993. Nasreddin Hoca Karikatür Yarışması sonuçlandı Kültür Servisi- 16. Lluslararasi Nasreddin Hoca Yarışması sonuçlandı. Baskanlığını Semih Balcıoğlu'nun yaptığı. Mustafa Ramezani(Fransa). Bas Mitropoulos (Yunanıstan). Rov Ravmonde(tngıltere). Albert Pöch (Romanya) ve Türkıye'den Gürbüz Doğan Ekşioğlu, Mehmet Çaçağ, Metin Peker, Ferit Öngören, Canol Kocagöz. Ferit Öngören, Necati Abacı, \ecmi Rıza Vvça veTurhanSelçuk'ıın katıldığı uluslararası nıtelıktekı büyükjürı. büyük ödülu Jin Hui'ye (Çınt verdı 5 başan ödülü ise Ali Reza Karimi Moghaddam (Iran ı. O-Seoker(Belçıka). Cezmi Ermiş iTürkıye). Mikhail VI. Zlatkovsky (ABD) ve Zhang Jin'ın (Çın) oldu. Yarışmaya çok nıtelıklı yapıtlann katıldığını vurgulayun jüri ba^kanı Semıh Balcıoğlu. Uluslararası Nasreddın Hoca Karikatür Yanşması'nın dünya kankatür etkınlıklen ıçinde önemlı bır yerı oldıığunun bır kez daha kanıtlandığını söyledı. Kankatürcüler Demegı Genel Sekreterı Metın Peker ıse yanşmanın dünya çızerlen arasında büyük bır foruın olduğuna dıkkat çekerek. ödül törenının sonbaharda düzeîeneceğını sözlenne ekledı K Ü L T Ü R • Ç İ Z İ K K A M İ L M A S A R A C I
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle