Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
22 TEMMUZ 1996 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
DemireVe
'ver
kurtuV
suçlaması
• •Demirel'e: İktidarda
"\er kurtul' anlayışını
buldu. Yılmaz'a:
Türkiye"yi teröriste
emanet etti, bayrağı
indirdi.
• "Laikliğin.
demokrasinin üzerinden
geçmesine izin vermeyiz"
ANKARA (Cumhurivet
Bürosu) - DYP Genel'
Başkanlığı'na yeniden
seçilen Tansu Çiller.
Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel'i. basbakanliğı
dönemınde "ver kurtur
politikası izlemek; ANAP
Genel Başkanı Mesut
Yûmaz'ı da "Türkiye'yi
teröristiere teslim etmek ve
Ankara'da Tiirk bayTağını
indirmek"le suçladı. Çiller,
partideki avnlıklar
nedenıyle DYP'nin tek
başına iktidar olanağını
kaybettiğini belirtirken
kendi yönetimi altında
partisinın bölünerek, kan
kaybettiSini ilk kez itiraf
ett'ı. DYP liden Tansu Çiller,
partisınin 5. olağan
kongresinde yaptığı
konuşmada. DP ve Adalet
Partisi misyonuna
değinirken "Nke şehitler
verdik, nice adstz
kahramanlar geldi geçti. İşte
onlar biziz'" dedı. DYP'nin
geçmiş, iktidar dönemindeki
icraatına değinirken Kardak
kayalıkları konusunda çıkan
bunalımı uzun süre anlatan
Çiller. daha örtce zafer
olarak açıkladığı boru
hatlan konusunda ortaya
çıkan bozgun nedenıyle, bu
konuya gırmemeye özen
y.iisterdi.
Demirere suçlama
DYP Genel Başkanhğı için
-Bir faniye nasip olabilecek
en büyük onur" diyen Tansu
Çiller'2.5 yıllık
basbakanlıfiı dönemınde
terörle mücadelede eikin
olduğunu savunmaya
çalışırken kendisinden
önceki Başbakan Süleyman
Demırel'i ısım vermeden
"ver kurtul politikası
izlemek"le suçladı.
"İktidara geldiğimizde,
ülkenin bir bölümü için
adeta 'ver kurtul' anlayışını
gördük" diyen Çiller. "Can
verilir, çakıl taşı verilmez
dedik. O çakıl taşının üsrüne
basan her bebe, bizim
bölünınez bütünlüğümüzün
bir parçasıdır. Sizin
yüzünüzü kara çıkarmadım.
Ölen bir bebenin, onun
ağlayan anasıııın değeri
trilyonlarla ölçüJür mü? Bu,
bir iktidan tarih öniinde
önıür boyu ibra etmeye
yeter" diye konuştu. Çiller.
iktidarda bulunduğu
dönemde en çok önem
\erdiklen diger konunun
"özgürlük" oldugunu. si\il
topluma yönelik anayasal
değişiklikleri
gerçekleştırdiklerini
savunurken insan haklan
konusuna gırmedi. Avrupa
Bırliği ile gümrük birliği
sürecindeki prosedürü de
çarpıtarak anlatırken
"Türkiye'nin 30 yıldır
>apamadığ) vardi" diyen
Çiller. gümrük birliginin
ardından. Avrupa'dakı işlen
Türklerin aldığını ve bu
nedenle bu ülkelerdeki
işsizliğin arttığını iddia
ederek "lOyıl içinde ne
kadar büyük bir tarihin
yazıldığını tarih göreceknV
görüşünü dile getirdi. Çiller.
asıl mücadeleyi siyasi
rakiplerine degil.
Türkiye'nin yeni geleceginı
önlemeye çalışan gruplara
karşı verdiğıni ve ANAP
lideri Yılmaz'ın, bu çjkar
gruplannın "taseronu"
oldugunu savunarak daha
önce hedef aldığı holdingleri
suçladı. Çiller. RP'li
koalisyonu savunurken
-Dediİer ki. RP'yi iktidar
yaptınız. Hayır DYP değil,
demokrasi ve millet
yapmıştır. Ben, 'RP'nin
prögramını iktidar yapmam'
dedim. Bu programda
kıratın miinrü vardır. Benim
ülkemde bu toplıımsal
uzlaşmaya. banşa ihtiyaç
vardı. Demokrasinin gereği
RP ile bir ikridardı. Meclis
aritmetiğinin gereği buydu"
dedı. Hazreti Muhammed'in
birlik, bütünlüge ilişkin
söilerinden örnekler
\erdikten sonra. "Eğer
peygamberin bize gösterdiği
yoİda gitseydik,
böiünmeseydik, tek başımıza
iktidar olurduk" dıyerek.
yönetimindeki partinin
bölünerek kan kaybettiğini
itiraf etti. Genel başkanlığa
yeniden seçilmesinden sonra
teşekkür konuşması yapmak
için kürsüye gelen Çiller.
"Bir kez daha bir fani
insana. bu büyiik onuru. bir
I iirkiye sevdasının başında
bulunma gururunu
verdiniz" dedı.
HABERLER
D Y P k o n g r e s i n d e s k a n d a l
Çjfler'in raldbine salchrı
Başkan adayı Mehmet Dülger, seş düzeni bozularak konuşturulmadı. Dülger, kürsüde meyve
suyu kutusu yağmuruna tutuldu. Önünde pankartlar açılarak televizyon görüntüleri engellendi
.\NKARA (Cumhurivet Bürosu)- DYP 5.
olagan büyük kongresinde Tansu Çüler'e
karşı genel başkan adayı olan kuruculardan
Mehmet Dülger, çirkin saldınlara hedef o(-
du. Di\an Başkanı Mehmet Gazioğlu'nun
"Bırakın konuşsun, sonra da gitsin" dedigi
Dülger. ses düzeni bozularak. hakaret edile-
rek, "hain" denilerek. üzerineçeşitli madde-
leratılarakengellenenkonuşmasında. Çiller'i
sertbirdilleeleştirdı. Dülger. "Biz, ihtilalle-
ri aştık. şimdi otorite hedefley enlere karşı mü-
cadele ediy oruz. Parti, otorite karşısında sec-
de eder hale getirilmeye çalışılıyor. Tek ses. tek
nefes. Böyle parti olmaz. DYP, doğru söyle-
yenleri biçen bir kıyma rnakinesi olmuştur"
dedi.
12 Eylül darbesinin ardından 1987'de ya-
pılan ilk yasaksız seçimler öncesinde "Ko-
nuşan Türkiye" sloganının sahibi olan DYP.
Çiller'e karşı genel başkan adayı olan mu-
halif parti kuruculanndan Mehmet Dülger'i
kongrede konuşturmadı. DYP kongresinde.
24 aratıkseçımleri öncesi partiden ihraçedı-
len. REFAHYOL koalisyonunun ardından
istifa eden \ e bir bölümü de sessiz kalan mu-
haliflenn tek sözcüsü Dülger oldu. Merkez
ararkurulu<MK.K.)üyesi NurullahAydın'ın,
lehineçekilmesi sonucuÇiller karşısında tek
aday olan Mehmet Dülger. Çiller'in konuş-
masının ardından boşalan kongre salonuna
\e bir gmp delege olmadıkları dikkat çeken
-militan topluiuğa" hitap etmek zorunda kal-
dı. Istânbul II Başkanı eski MHP'li Celal
Adan ile Isparîa Miliervekiü Ömer Bilgin'ın
organıze ettigi belırtilen bir grup. Dülger'i
konuşturmamak içın heryolabaşvururken dı-
van yönetimi deDülger'ın konuşmaMnı uzun
süre anonslarlaengelledı. Kürsünün önünde
toplanan grup, Dülger'e kâgıt, teneke ve
meyve suyu kutuları fırlatırken pankart aça-
rak kameraların görüntü almasını da engel-
lemeye çalıştı. Dülger, divanın mikrofonun
sesini açmaması nedeniyle konuşmasına uzun
süre başlavamazken daha sonra ses düzeni-
ninbozulmasıdadikkatçektı. Kongreyi can-
iı veren TRT'nin yayınında da ses kaybı ol-
ması üzerinecanlı yavını sunan Zafer Kiraz.
ses kıiy bının TRT'den değil. sev düzenım \a-
pan firmadan kaynaklandıgını belirterek özür
diledi.
"Hainler dışarı*
Organize grubun Çiller yanlısı sloganla-
rının yanı sıra. -Hainler dışan" dıye slogan
atmalan ve yuhalamanna karşin konuşma-
.Mnı güçlükle siirdüren Dülger. böliinmeyi
önlemek ıçın adav oldugunu belirterek "Bu-
rada konuşan I ürkive'vi arıyorum. Şarkı
söylemek konuşmak değildir. Biz köşelerde,
kuliilerde değil, kongrelerde konuşnıak isti-
yoruz" dedı.
DYP misyonunun, yabancı ellerde küçük
kişisel hesaplarla gölgelendiğini anlatan Dül-
ger. şunlan söyledi: "Dağlanaşan DYP'nin
bugün barajı aşıp aşamayacağı (artışılıyor.
Biz ihtilalleri astık. tanklar karşısında ezilme-
ÇUJer, yanında eşi ve korumalanvla keyif çatarkcn rakibi Mehmet Dülger'e çirkin saldınlar yapıldı. konuşmasından sonra korumaları eşli-
ğinde genel ba^kanlık için o\ kullanmava gelen Dülger, ses dü/eninin bozulması ve v uhalanmasına ilişkin sorulara "Fa/Ja yorum yapmak Lste-
miyorum.Olur böyleşe>ler,girmekistemiyorum" dedi; (fotograf: TARIK TINAZAY)
Kongreden notlar
dik. Şimdi. otorite hedefley enlere karşı mü-
cadele edeceğiz. A takımu B takımı, Çillerci,
Demirelci ay nmı yapdmasına karşjyiz.Tekses,
tek hedef isteniyor. Böyle parti olmaz. Parti
otorite karşısında secde eder hale getirilme-
ye çalışılıyor. Hesap sornıak için geklik. He-
sap sorma zemini kongredir."
Parti realizmımn Çiller realizmıne. kong-
renin de Çiller şovuna dönüştüğünü söyleyen
Dülger, ülkenin sorunlannın konuşulmama-
sını eleştirdi. Delege seçıminde Çiller müda-
halesine dikkat çekerek kongrenın tek aday
esasına göre yapıldıgını belırten Dülger, **Aİ-
kışladığınız genel başkan seçildiğinde, DYP
yüzde 27'lerdey di. Şimdi yüzde 10'larda. Yüz-
İerce örgüt acımasızca feshedildi. Kendi ör-
gütüne husumet duyan bir genel başkan is-
temiyoruz. DYP. doğru söyleyenleri biçen bir
kıyma makinesi olmuştur" dıye konuştu.
Dülger, partılılenn yanı sıra divanın mü-
dahalesiylede sık sik kesılen konuşmasını ta-
mamlayamadan bitıımek zorunda kalırken şu
sözlerle kürsüden ındi:
"Türkiye kurtanlmak de-
ğil, yönetilmek istiyor. Parti
kötü yönetiliyor. Çünkü yö-
netenler ehil değil. Koltuğu
yönetim için değil. kendiieri
için istiyoriar. DemireL tele-
fon açanın karşısma çıkardı.
Bana Çiller'in teletbn numa-
rasını söyleyin. Partiye saygı
duymayan. partiyi evinden
yöneten genel başkan istcmi-
yoruz. Gel. partideki kultuğa
otur; orada Menderes oturdu.
Demirel oturdu."
Mehmet Dülger, konuşma-
sının ardından. tepkinin arta-
rak sürmesi üzerine polisler
tarafından koruma altına alı-
narak, salonun arka kapısın-
dan dışan çıkanIdı. Daha son-
ra yine korumalar eşliginde oy
kullanmak için kongre salo-
nuna dönen Dülger. ses düze-
ninin bozulması ve yuhalan-
masına ilişkin sorulara. "Ohır
böyle şey ler, girmek istemiy o-
rum" dedi. Gazetecilere.
olumsuz koşullara karşın yap-
tığı konuşma nedeniyle ken-
dısini kutlayan bir partilinın
faks mesajını gösteren Dülger.
ünlüdüşünürSeneca'nın "Bir
muhatapyeter" sözünü anım-
satarak. "Asıl olan da benim
için bu. Hazreti Yunus da, 40
yıl pey gamberlikjt aptı, ama 3
inananı vardı. Önemli olan
mesajın yerini bulmasıdır. Bu
faks da onunkanıtı" dedı.
Özeleştiri, fanatizme yenildi...
YP'nin 'nıescit'egiden kongrı
BÜLENTSARIOĞLL
ANK.ARA - Bütün heyecanı Tansu Çil-
ler'in yaptıgı "hamasi" konuşmayla sınır-
lı kalan DYP'nin 5. Olağan Kongresi'nde.
Çiller fanatizmiylegüdümlenengençlerve
delegeler, partinin en köklü misyon tem^il-
cilerinden olan bir kurucunun bile özeleş-
tırisine dayanamadılar.
D't'P kongresınin yapıldığı Atatürk Spor
Salonu'ndaki ilk yenilik. delegeler için ha-
zırlanan mescit oldu. RP dışındaki parti
kongrelerinde tanık olunmayan "Mescite
gjder" levhalan izlendikten sonra küçük
bir sapmayla kongre alanınagirilebilırdi. Çil-
ler'in davetıne karşın. mazeret bildirerek
DYP kongresine katılamayan ve kutlama
gönderen îspanya Başbakanı FelipeGonza-
les ile tngiltere Başbakanı John Major de-
leeenin alkışını aldı.
Çiller'in. DP. AP ve DYP'nın eski genel
başkanlanyla yaşamda olmayan kurucula-
nndan bahsederken.~Bakın demokrasi mü-
cahitlerine" ifadesini kullanması. Başba-
kan Necmettin Erbakan'dan ka>naklanan bir
etkilenme olabilirdi. Çiller. Çumhurbaşka-
nı Süleyman Demirel'in yanı sıra DP ve
AP'nin yaşamda olmayan tarihi kişilikleri-
ne de "selam'' gönderdi. DYP kuruculuğu-
nun ardından genel başkanlık da yapan Hü-
samcttin Cindoruk ile Yıldırım Avcı.
D^'P'nin eski genel başkaıılarını tek tek sa-
van Çiller'in çifte standart süzgecine takıl-
dı.
Çiller. başbakanlığı dönemindeki icra-
atını anlatırken. birçok kez "Tarihten bah-
setmiyorum" sözlerıni tekrarladı. Ancak.
bazı çarpıtmalarla aktardıgı 3 yıl önceki
gelişmeler tarihin ta kendisiydi. Çiller.
l
*D\'P'nin birinci parti çıkması önlenmiştir.
tarihin akışı değiştirilmek istenmiştir" diye
devam ederek. tarih kavramına değişik ba-
kışını gösterdi \e zaferiyle sonuçlanmayan
dönemlen "tarih" olarak kabul etnıediği
ızlenımı uyandırdı.
"İlk kez dedim ki: bu terör ya bitecek, y a
bitecek" dıyerek kendisinden önceki başba-
kanları. bellı ki istenıeden. zan altında bı-
rakan DYP lideri. Irak toprağındaki Zeli
Kampı'na gerçekleştirilen sınırötesi ope-
rasyonların uluslararası arenada yarattığı
bunalımı da "Ayağa kakhrmışı/dünyayr söz-
leriyle reklam olarak kullandı. Çağdaşlık ve
muhafazakârlığı DYP potasina toplayan
Çiller. küreselleşme ve bölgesel i^birliğini
arttırıcı ülkeler arası bloklaşmalara değin-
dikten sonra, "Dünyada yine milliyetçilik
yükselen değerdir'* sözleriy le. bulabildiği her
akıma eğilim gösteren birsiyasi strateji gös-
terdi.
Çiller. HADF.P kongresindeTürkbayra-
ğının indırilme.sınden dönemın Başbakanı
Mesut Yılmaz'ı doğrudan sorumlu göste-
rırken. Dıvan Ba.şkanlığı'nın arkaMndakı
platt'ormdahazırlanandev Türk bayrağıta-
vana çekildi. Ba\ rak ve ezan söylemini sür-
düren Çiller'in. ~Bizim için bay rak mukad-
destirderiz. Kardak'taderiz,Zeli'dederiz"
sözleri. belkı delegeleri değil. ama basın
mensuplarını şaşırttı. Gazetecilergülüşme-
lerle düşünüyorlardı: Zeli Kampı'na Türk
bayrağının dikilmesi gibi bir plan olabilir
miydi? •
Konuk Tuncay siniriendi
Kongreye konuk olarak katılan ANAP
Genel Başkan Yardımcısı İlkerTuncay. si-
nirlenerek takip ettiği Çiller'in konuşma.M-
nın hemen bıtiminde salondan aynldı.
Yolsuzlukiddıalannıgündemegetiren ve
muhalif seslerı kamuoyuna duyuran basın
da saldınlardan payını aldı. Etrafında kala-
balık bir grupla salonda gövde gösterisi ya-
pan İstanbul II Başkanı ülkücü Celal Ada.
gazetecilerle tartiştı. Birgün önce tutuklu
yakınlannın eylemi sırasında kurt işareti
yapan DYP'lilerce hırpalanan Kanal D mu-
habiri SerdarCeoe'yi hedefalan partililer,
gazetecilerin üzerine içeçek kutulan ve ya-
nan sigaralar attılar. Serdar Cebe'yi proto-
kol bölümüne alarak kurtarmak isteyen Sağ-
lık Bakanı Yıldınm Aktuna. Dev let Baka-
nı Bahattin Yücel tarafından "Boşver" di-
yerek engellendi.
Gazetecı RkretDadaşdapartilıgibidav-
ranan ses tesısatçıları tarafından döv ülerek
yaralandı.
Mehmet Dülger'i konuşturmamak için
yuh ve küfür seslenyle salonu gürültüve
boğan partililer de basını hedef aldı. 37 ki-
şinin yakılarak öldürüldügü Sıvas olaylan
sırasında içişleri Bakanı olan MehmetGa-
zioğlu. Divan Başkanlığı görev inde. Dülger'e
pet şişe atarak küfreden partililere karşı sü-
kunetı sağlamadı.
Salondaki büv ük bir pankart, genel mer-
kez denetiminde yenilenen örgütün siyasi
taraflara mesajını özetliyordu.
Gumhurbaşkanı Süleyman DemireTi sim-
geleyen fötrşapkanın karşı.sinda, "Senise-
viyoruz. Gölge etme. başka ihsan istemez":
Mesut \ılmaz"ın portresınin karşısında, "3
ay sanaçokbile": DSP'nin ak güvercininin
karşısında. "Karaoğlan değil,çekimseroğ-
lan": CHP'nin 6okunun karşısında "Mu-
halefet kaderin. barajlar korkun olacak"
ifadelerini taşiyan pankartta. takunyayla
gösterilen koalisyon ortağı Erbakan'a da
"Emanetçi, emanet sahibinde" sözleriyle
mesaj gönderildi.
TJIRMIKIAYDIN ENGİN e-mail: engin@planetcom.tr
DünküTırmık, "PekiRefah'ın
devlete karşı konumu ne, ko-
numlanışı nasıl" sorusunu bu-
güne bırakarak noktalanmıştı.
Ideolojik ve siyasal bir çizgi
olarak Refah'ı bir sivil güç ola-
rak görenler var. Böylece Re-
fah'ı baskıcı, despotik devlete bir
seçenek, onu zayıflatacak, gü-
cünü kıracak, hatta burnunu
sürtecek bir siyasal güç olarak
olumluyortar. Orneğin YDH'nin
resmi Refah çözümlemesinde
bu, en uç noktaya götürülmüş,
Refah, devlete en uzak , dola-
yısıyla da sivil toplum güçlerine
en yakın hareket olarak tescil,
tebrik edilmişti.
Tuhaftır, Refah'a böyle ve do-
layısıyla da onu olumlayarak ba-
kanlar, aynı zamanda devletin
küçülmesinin ateşli savunucu-
ları. Siyasal liberalizmin olmaz-
sa olmaz koşulunu, devleti eko-
nomiden tümüyle kazımakta an-
yorlar.
Bu kesimlerin özelleştirmeyi
ve kuralına uygun işleyen bir
serbestpiyasa ekonomisini şid-
detle savunmalarında, devletin
gücünün olabildiğince daraltıl-
ması, giderek en aza indirgen-
Refah Üstüne Sesli Düşünceler (2)
mesi tercihi yatıyor.
Devletin gücünün toplumsal
yaşamda olabildiğince azaltıl-
masına, birey-devlet ikilemir\\n
silinip, devlet aygıtının salt insa-
na hizmet etmek için var olma-
sına hiç bir itirazımız yok. Bu
bağlamda Erbakan'ın garson
devlet tanımlamasına da itirazı-
mız yok.
Ama Erbakan'ın 'garson'u,
nasıl bir garson acaba? Büyük
olasılıkla bu garson, müşterile-
rine (bana, sana, bize) gelip "Bu-
nu yiyeceksin lan. Hesap da şu
kadar tuttu. Ödeyeceksin. Ta-
mam mı? Yoksa!.." diyecek, ol-
dukça tuhaf bir garson.
Refah'ın devleti küçültmek,
toplum yaşamında devletin bas-
kıcı gücünü kırmak gibi tercih-
leri olduğunun en küçük bir ka-
nıtı, bırakınız işareti bile yok. Re-
fah sadece Cumhuriyet Türkiye-
si'nde tanımlanıp uygulanan la-
isizm anlayışına. Batılılaşma yö-
nelimlerine itiraz ediyor. O siya-
sal İslama ve Islami yaşam bi-
çimine yönelen kısıtlamaların
kalkacağı ve... Ve onun yerine,
yurttaşlarına islami yaşam biçi-
mini, islami hukuk mantığını-, is-
lami eğitim ilkelerini dayatacak,
güçlü, çok güçlü, 1923-1996
arasında tanık olunan devletten
çok daha güçlü bir devlet üret-
mek istiyor.
Daha kestirme deyişle Refah,
devlete, sivil toplum güçlerinin
konumundan bakmıyor. Onu
küçültmek gibi bir niyeti ve prog-
ramı yok.
Tersine (evet tersine) var olan
devleti ele geçirmek, onu, kad-
rolannı tümüyle değiştirerek, Re-
fah ıdeolojisi uyarınca işleyecek
bir baskıcı devlete dönüştür-
mek hedefini önüne koyuyor.
Bugüne kadar buna çabaladı
ve bugün bu olanağı ucundan
da olsa yakaladığı kanı ve umu-
dunda.
Refah'a kesinlikle karşı çıkan.
onun iktidar şansı yakalaması-
nı ülke için bir talihsizlik, bir ka-
ra yazgı gibi görenleregelince...
Burada bir bütünlük aramak
yanıltıcı. Elmalarla armutları ay-
nı sepete koyup adlarına da la-
ikler cephesı demenin anlamı
yok. Bir kere Refah; ideolojisi,
toplumsal, ekonomik dayanak-
ları, kültürel tercihleri ile bir si-
yasal hareket. Bunun karşıtları
laisizm ortak paydasına sığdırı-
lamaz. Zaten sığmaz da...
Bugün Refah'a karşı, var olan
devlete sahip çıkarak konumla-
nanlar var. Yani köy yakan, Kürt
sorununa bomba, kan ve ölüm-
le çözüm öneren, tersi öneri sa-
hiplerine düşmanca saldıran.
ihbareden, "özgüriüklerve dev-
let" ikilemi karşısında gözünü
kırpmadan devleti yeğleyen,
anayasadaki kutsal devlet teri-
minden rahatsızlık bile duyma-
yanlar Refah'a karşılar.
Refah'ın islami yaşam biçi-
mini dayatmayacağına inansa-
lar, onu demokrasinin bir ürünü
olarak kabullenebılecek, gel gör
ki doğası gereği İslami yaşam bi-
çimini dayatacağını sezecek bi-
linç ve deneyimle donanmış
olanlar da Refah'a karşı.
Refah'ın devleti tümüyle ele
geçirmesi durumunda ülkede-
ki gelır dağılımında, ufak tefek
değışiklikler olabileceğinden,
bugüne dek kana kana ve tek
başlarına su içtikleri muslukla-
ra, çıkarlarını Refah'ın savun-
duğu kesimlerin de ağız yanaş-
tıracağından korkanlar da Re-
fah'a karşılar.
Nihayet, bir yanda köy yakan,
özgürlükleri alabildiğine kısıtla-
yan bir güçlü devlet ile öte yan-
da şeriatı, ekonomik, siyasal ve
kültürel gericiliği savunacak bir
başka güçlü devlet arasında ter-
cih yapma ikilemine düşmeme-
ye kararlı olanlar da Refah'a kar-
şılar. Onlar için veba ile kolera
arasında tercihte bulunmak bir
zorunluluk değil, olsa olsa bir
tuzak.
Görülüyor ki Refah karşıtları
aynı cephede buluşabilecek bir
ortak paydaya sahip değiller...
Son cümle ister istemez konu-
yu demokrasi ve özgürlüklere
ve 'düzen'e getiriyor.
Bunu yarına bırakalım mı?
POLİTtKA GUMAJGU
HİKMET ÇETİNKAYA
Gerçek...
Tansu Çiller Hanım kürsüde estikçe esti. Salon al-
kıştan yıkılıyordu konuşmasını bıtirdiğinde...
Bacı Çiller, kürsüye. 'Anatürk'ürnuz olarak çağrıl-
mıştı. O anda salon inlemeye başladı:
"Vurvurınlesın, Mesut Yılmaz dinlesin..."
Aslında kimsenin dinleyecek hali yoktu...
Tansu Hanım, neler söyledi?
Hiçbirşey!..
Koskoca DYP bu hale mi düşecekti? Adnan Men-
deres, Fatin Rüştü Zorlu, Hasan Polatkan bu ko-
şullar altında mı anılacaktı?
DYP'nin 5. Olağan Kongresı'nin Divan Başkanı Meh-
met Gazioğlu, görevini 'başan 'yla yerine getiriyordu
doğrusu. Genel başkanlığa adaylığını koyan Mehmet
Dülger'i gayet 'demokratik birtavır'\a konuşturmamak
için elinden geleni yapıyordu.
Baha Dülger'in oğlu Mehmet Dülger'in sesı duyul-
muyordu. Bu koşullar altında konuşmaya çalışan Dül-
ger'i, Tansu Hanım'ın amigoları susturmaya çalışıyor-
du.
TRT spikeri Zafer Kiraz. sonunda açıklamak zorun-
da kaldı:
"Mehmet Dülger'in konuşması TRT'den kaynaklan-
mıyor..."
Tansu Çiller, kendi kuyusunu kazıyor ve DYP kendi
geçmişini inkârediyordu...
DYP bu hallere mi düşecekti?
• • •
DYP'liler, 'Eller Havada' şarkısıyla çoşarken acaba
ilk genel seçımlerde alacakları oyun hesabını da yapı-
yorlar mıydı?
Avanta, çıkar ve yolsuzluk ıddıaları üçgeni içinde şı-
kışmış bir siyasal partinin lideri gelecekte ne yapabi-
lirdi?
Şeriatçı Yeni Şafak gazetesinın manşeti tam isabet-
li bize göre:
"DYP küçük ama Çiller'in..."
RP'yi destekleyen şeriatçı gazete, bir gün önce de
DYP'li İsmail Köse ıçın şu başlığı atmıştı:
"DYP'li İsmail Köse'den şok sözler: ıran, 5 erimizi
şehitetti..."
Yeni Şafak, ismail Köse'nin bu sözlerini şöyle değer-
lendiriyordu:
"Büyük gaf..."
Aynı gazetenin yazarı Ahmet Taşgetiren ise hâlâ bir
soruya yanıt arıyordu:
"Cevap bekleyen soru: Bayan Erbakan kapıda mı
kalacak?"
Başbakan Necmettin Erbakan'ın eşı Nermin Er-
bakan ve kızları orduevıne gıttığinde içeri alınacak
mıydı yoksa alınmayacak mıydı?
Muhterem günlerdirbu soruya yanıt arıyordu. işi gü-
cü bırakmış önüne gelene soruyordu:
"Söyleyin bakalım, Nermin Hanım ve kızları türban-
la orduevıne gırebılir mi?"
Aklınca nabız tutuyor. Necmettin Erbakan'a da bu
konuda soru yöneltiyor.
Diyor kı:
"Nermin Hanım ve kızlan orduevıne alınmazsa, oza-
man Başbakan Erbakan ne yapacaktır?"
Bizim 'uyanık ve üstelık şehatçı' yazar, ardından ek-
liyor:
"Mustafa Kemal Paşa ve Celal Bayar/a ilgilı bir
anekdot okumuştum. Hanımlara başörtulerin attırıldı-
ğı Cumhuriyet'in ilkyıllan. Birbaloda devleterkânı bu-
luşuyor O dönemde Bayar'ın hanımı hâlâ başörtülü.
Ayaküstü sohbet edilirken, Mustafa Kemal. bir ha-
nımlargrubunun içinde, Bayar'ın hanımınıbaşörtüsü-^
nü çıkarması noktasında zorluyor. Kadıncağız çıkar-
mak ıstemıyor. Paşa ısrar ediyor, kadın direnıyor. Bu ı
ara sesleryükseliyor. Bayar, seslerm geldiğı tarafa yö-
neldiğınde kendi eşı ile ılgılı bir sorun oldugunu anlı-
yor. Oraya vanyor. Ne oldugunu soruyor. Durumu Mus-
tafa Kemal Paşa anlatıyor. Celal Bayar, Paşa 'yı rahat-
latıyor: - Elbette açacaklardır Paşam.
Karısının başörtüsünü kendi elleriyle çıkarıyor ve
Cumhuriyet bir meseleyi daha böylece çözmüş olu-
yor.
Bu anekdotu okuduğumda Bayar'ın eşi hesabına içim
ezilmiştı. Birde, Trakya'dabirbirlikte, orduevinde. üst
rütbeli subaylann önünde, bir astsubayın eşının başı-
nın açtınldığını öğrendığımde içım ezılmişti. Sanki kez-
zap dökülmüştü yüreğime. Bunlar bu ülkede oluyor
ve bizler insan gibi yaşadığımızı düşünüyorduk."
• • •
Tansu Hanım "DYPküçük olsun, benim olsun"öer-
ken şeriatçı basın. Erbakan'ın eşınin orduevine türban-
la girip giremeyeceğiyle uğraşıyor...
Biz, şeriatçı basına şunu söyleyebiliriz:
"Orduevıne erkekler kravatsız, kadınlar çarşafla, tür-
banlagiremez..."
Ayrıca, hastanelerde kılık kıyafet yönetmelıği oldu-
ğu için kara çarşaf. başörtüyle ne bayan doktor ne de
hemşire görev yapabilir...
Camıye nasıl ayakkabıyla gıremezsenız, yineTBMM
Genel Kurulu'na milletvekıli kravatsız. olarak katıla-
maz...
Orduevlerinın de yönetmeliği vardır...
RP'nin iktidarda olması. 'karayobaz çefe/er/'nin is-
tediğini yapacağı anlamma gelmez.
Kalın kafalannızabu gerçeği sokun!..
Türkiye'nin, İran ve Afganistan olamayacağını da bir
kenarayazın!..
Türkıye laik, demokratik cumhurıyettir, islam cum-
huriyeti değil...
Internet: http: // www.planet.com.tr/Xn
E mail: Hikmet .Cetinkaya '/ Planet.com. TR
İzlenimler
Konuşan Türkiye'den
susturulan DYP'ye
OSMAN .
ANKARA-12 Eylül darbe-
sinin ardından ilk yasaksız se-
çımlenn şapıldığı sırada. Sü-
leyman Demirel lıderlığınde
"Konuşan Türkiye" sözlenv -
lemeydanlardahavkıran DYP.
dün ~Susan.\otsuzhıksuclanıa-
lannın hesabını veremeyenşa-
ibeü liderinin karşısında sustu-
rulan DYP" damgasını \edı.
Doğru Yol Partısı (DYP)!dün
Tansu Çiller Partisi (TÇP) ol-
du!
Eşi ve kendısı hakkında her-
gün bir yolsuzluk iddıası orta-
ya atılan, hakkında 3 Meclis so-
ruşturması açılan. \ ergı kaçır-
dığı belgelenen ve kuşkulu ser-
vetinın hesabını verenıeyen
Çiller. medya'in tanımlama-
sıyla. "Türkiye'nin ilk kadın
Başbakanı olarak fürkiye'vi
2OOO'li yıllara taşıyacak Hder"
avansını 3 vıl içinde rükettı.
1993 kongresinde rakıplen İs-
met Sezgin \ e Köksal Top-
tan'ın çekilmcbi sonucu. ıkın-
ci turda 933 oyla genel baş-
kanlığa seçilen Çiller. dün ya-
pılan kongrede bu desteği tek
tek seçtırdığı delgelerle konı-
vabıldı. Denıırerıngölgeiinin
hı>>edıldığı ve farklı görüşle-
rın dıle getmlerek genel baş-
kanlık \an^ının\aşandığı 1993
kongresınden sonra dünkü
konure. Çiller'in egenıenliği-
nın \e D\'P'nin Tansu Çiller
partisi olacağının kesin ışare-
tıııı \erdı Kıııet Sezgın'in "Bu
kongre önceden bitmiş. Bu. ci-
lalıimajkori!ia
L
si" JcJığı D\P
kongresinde, genel başkanlığa
sorun^uz seçilen Çıller'ın, bir
kitle partisinin değil, küçük
gruplann partisinin genel baş-
kanı olacağı ıfade edıldi.
DYPdışında kalan muhalıf-
ier. kongredekı sazlı sözlü coş-
kuyuvealkışlan "Çiller'in bi-
tişinin işareti" olarak değer-
lendırseler de Çiller. 3 yıl so-
runsuz başkanlığı garanti-
ledi. MuhalifTııçbirsesinçıkar-
tılmadığı kongrede. valnızca
Çıllerve Çiller vanlılannın ko-
nuşmasına ızın venldı. Türki-
ye'nin sorunlannın konuşul-
nıası yerine şova ağırlık \eri-
len kongrede. konuşan . ko-
nuşmaya çalışan kesım hedef
alındı.