Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 22 TEMMUZ 1996 PAZARTESfcS
HABERLER
HADB>'liler adli
tatilde
yargılanacak
• AMCARA(LBA)-
HADEP2 Olağan
Kongresi'nde Türk
bayrağının indirilmesi
ola>ınin ardından
tutuklanan aralarında parti
genel başkanı Murat
Bozlak'ın da bulunduğu 29
kişinin adlı tatil kapsamına
girmeyen Ankara DGM'de
ağustos ayı içinde yargı
önüne çıkanlacağı
öğrenildı. Avukatlaroiaylı
kongre sonrasında
gözaltına alınmalann ve
tutuklanmalann hukuka
aykın olduğunu da
belirterek •"İtirazımız
üzerine bir süre önce
tutuklu bulunan lOkişi
serbest bırakıldı. Tutuklu
bulunan diğer kişiler için
hangi maddeden da\a
açılacağını biz de merak
ediyoruz. Polis halen
bayrağı indireni bıle
bulamadı. Bayrağı toplayan
ise suçlu olarak ilan edildi"
dedıler.
Keyfi çıkarma
yargıya takıldı
• ANKARA (ANKA)-
Işçilerin. keyfi işten
çıkanlmalan yargı engeline
takıldı. Yargıtay Hukuk
Dairesi. sendıkalı
işyerlennde dısiplin kurulu
karan olmadan ışçilere
herhangi bır disıplın cezası
verilemeyeceğine karar
verdi. Işverene hakaret
ettiği gerekçesiyle ıhbar ve
kıdem tazminatı
ödenmeden işten çıkarılan
işçi, yargıdan destek buldu.
Tazminatsız işten çıkarma
işlemı keyfi olduğu
gerekçesiyle iptal edildi.
Kararda. aynca işten
çıkarma cezasının
oybirliğiyle alınmasının
şart oldugu bildinldi.
Hukuk daıresı, yerel
mahkemenin yaklaşımını
onaylamadı. Kararda toplu
iş sözleşmesi yapılan
işyerlennde işçilere disiplin
cezası verilmesi için
disiplin kurulu karan
gerektiğine dikkat çekıldı.
içbitören
• ANTALYA(AA)-
Antalya "da dün akşam
devriye görevi yaparken
düşen polis helikopterinde
şehit olan 4 emniyet
görevlısi için tören
düzenlendı. Antalya'nın
Kemer ılçesindeki Phasclıs
mevkiinde trafik
helikopterinin düşmesı
sonucu şehit olan emniyet
göie\lilerinden başkomiser
Mehmet Yener Antalya'da
topraga \erilirken
helıkopterpilotu komiser
Tahsin Demirayak ile polis
memuru Şahin Güngör'ün
cenazeleri dün Ankara'da
toprağa verildi. Polis
memuru Raşit Ermenek'in
cenazesi de memleketi
Konya'ya göndenldi.
ANAP, hükümeti
halka soracak
• ANKARA (LBA)-
ANAP anketli muhalefet
dönemini başlatıyor. ANAP
Genel Başkanı Mesut
Yılmaz'ın talimatı ile
yapılacak anketlerde.
özellikle REFAHYOL
uygulamalarına karşı halkın
bakışı belirlenecek. Elde
edilen verilerle yenı
stratejiler saptanacak.
ANAP Genel Başkanı
Mesut Yılmaz"ın
prenslennden lsparta
Milletvekilı Erkan
Mumcu, ANAP'ta anketli
muhalefet dönemini
başlatıyor. ANAP'ın
anketlerinde halka
REFAHYOL uysulamalan,
DYPIideriTansuÇıllerile
ilgili iddialara bakışlan ve
2000 yılının lideri kim
olmalı sorulan
yöneltılecek.
Adli tatile
eleştiri
I ANTALYA (AA) -
Çağdaş Hukukçular
Dernegı (ÇHD) Antalya
Şube Başkanı Sezgin
Tekin, "45 günlük adli tatıl
nedeniyle ertelenen
davalann gecikmiş adalete
neden oldugu eleştirisine
katılmamak elde değil"
dedi. ÇHD Şube Başkanı
Tekin. yaptığı açıklamada.
adli tatilın. adli
mekanizmanın bır an olsun
rahatlaması. yargısal
birikimlenn gıdenlmesı.
toplumun çoğunluğunun
tanm ekonomisıne dayalı
olması nedeniyle üretıcınin
hasat mevsiminden
alıkonulmaması, yargıç.
savct.adli personel \e
avukatlann dınlenmesi
gerekçeleriyle
konulduğunu: ancak tatıl
süresinin I aya indırılmesı
gerektiğıni belırttı.
Çekiç Güç için gizli oturum. Muhalefet ve DYP'den istifa edenler görüşmeye katılmayacak
'Erbakaırm aleti olmayız'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Türki-
ye'de konuşlandınlan Çekıç Güç"ün göre\
süresinin uzatılıp uzatılmaması için karar
verecek olan TBMM, Başbakan Necmettin
Erbakan'm isteği doğrultusunda. genel gö-
riişme yapacak. RP'nin \erecegi önerge-
nin kabul edilmesi durumunda, genel gö-
rüşme eizlı biroturumla gerçekleştirilecek.
Muhalefet partileri ANAP. DSP. CHPgrup-
ları ile DYP'den istifa eden bağımsız mil-
letvekılleri görüşmeye katılmayacaklar.
CHP Genel Sekreteri Adnan Keskin. Er-
bakan'ın kendi kafasında geliştırdiğı "ka-
ranlık senaryolara" alet olmayacaklarını
söyledi. DYP Genel Başkanı. Başbakan
Yardımcısı ve Dışişlerı Bakanı TansuÇil-
ler'in "Çekiç Güç çocuğu olduğunu ve
ABD'nin kucağındaoturduğunu". "düşen
takkesinin Erbakan'm kelini gösterdiğini"
milletvekıllerine yazdığı mektuptaöne sü-
°ren Yeniden Doğuş. Partısi (YDP) Genel
Başkanı HasanCelalGüzelde. RP'nin eiin-
de.ÇekıçGüç'ünPKKkamplanndaeğitim
yaptığına ilışkın belgeler olduğunu belırt-
•CHP Genel Sekreteri Adnan Keskin. hükümetin kendi çalıp kendi
söyleyeceğini belirterek, Erbakan'ın kendi kafasında geliştirdiği
"karanlık senaryolara" alet olmayacaklarını söyledi.
ti. Güzel. "ABD'nin köpeği olmava devam
mı edeceğiz" diye sordu.
Muhalefette izlediğı politıkalardan dö-
nüş yapmak için TBMM 'de genel görüşme
yaptırarak kılıf hazırlama ve muhalefet par-
tilerinı de alınan kararlara ortak etme anla-
yışı sergilediği belirtılen Başbakan Erba-
kan'ın girişimı. iktidar dışındaki parti grup-
iarınca reddedildi. Muhalefet partileri, Çe-
kiç Güç ile ılgilı bugün. olağanüstü hal için
de 24 agustos çarşamba günü yapılacak gö-
rüşmelere katılmama karan aldılar.
TBMM Genel Kurulu'nun bugün saat
15.00'tc başlayacak çalışmaları öncesinde
TBMM Dışişlerı ve Mıllı Savunma komıs-
yonlan ortak bır toplantı yapacaklar. Top-
lantıda Dışişlerı. Genelkurmay. MİT ve
ABD yetkilılerinın açıklamalarının dinle-
neceğı belirtildi. Komisyona. ANAP'lı üye-
lerin katılmayacağı bildinldi. ÇHP ve DSP'li
üyelenndeaynı yönde hareket etmesi bek-
lenıyor.
Daha sonra toplanacak genel kurulda da,
RPmilleHekilleri.görüşmelerin gizli birotu-
rumla yapılması ıçın önerge verecekler.
Önergenin kabul edilmesi durumunda, gö-
rüşmeler gizli yapılacak. Sağırvedilsızele-
manlar, genel kurulda görev yapacak. Gö-
riişmelenn tutanaklan. 10 yıl süreyle saklı
tutularak yayımlanamayacak.
CHP Genel Sekreten Adnan Keskin, dün
düzenledigı basın toplantısında. Çekıç Güç
konusunda bugün yapılacak görüşmeye ka-
tılmayarak hükümeti, "kendi söyleyipken-
di dinleyen" konumuna düşüreceklerini söy-
ledi. Keskin, "TBMM, Erbakan Hoca'nın
kendi kafasında geliştirdiği karanlık senar-
yoları sahnelevebileceği bir atrna değildir.
TBMM'yi yabancı ülkelerin elçileriv le mu-
hatap erme anlayışı, demokratik bir uygu-
lama değildir"'' dedi.
GüzePden ret mektabu
YDP Genel Başkanı Hasan Celal Güzel
de partısinin genel ıdare kurulu toplantısın-
da, tüm millet\ekıllerine ayrı ayrı gönder-
diği mektuplarla. millet\ekillerini Çekiç
Güç'e "hayır" demeye çagırdığını belirtti.
Oylamanın \atanse\erlik sınavı olduğunu
söyleyen Güzel. Çıller'in "Çekiç Güç ço-
cuğu olduğunu, ABD'nin kucağmda otur-
duğunu", Erbakan'ın da. "takkesinin düş-
tüğünü, kelinin göründüğünü" söyledi
MektubundaÇekıç Güç'ün. Kuzey Irak'ta,
halkın güvenliği ıçın bulunduğu ıddıasının
doğru olmadığını. asıl amacın Kuzey Irak'ta
bağımsız Kürdıstan kurdurulması \e Tür-
kiye'den toprak talep edilmesi olduğunu
belirten Güzel. mılletvekillerini. Çekiç
Güç'ün Türkiye'de kalması süresinin tek-
rar uzatılmasına "hayır" oyu vermeye ça-
ğırdı.
Keskin: Haberleşme
özgürlüğü kısıtlandı
'RTÜK,
idam
mangası
gibi'
•Keskin, "Takkeli Hoca"
diye nitelendirdiği
Başbakan Necmettin
Erbakan'ın. parlamento
kürsüsünden Türk
basınını açık bir üslupla
tehdit ettiğini belirtti.
ANKARA
(Cumhuriyet
Bürosu)-CHP
Genel
Sekreten
Adnan Keskin.
REFAHYOL
hükümetınin, basına yönelik
olarak II. Abdülhamit dönemi
uygulamalan sergiledığıni.
haberleşme özgürlüğünün
ayaklaralttna almdığmı söyledi.
Keskin. RadyoTelevizyon Üst
Kurulu'nun da (RTÜK)
televizyon kapatma cezalanyla
"adeta idam mangası işlev ine
soyunduğunu" ileri sürdü
Adnan Keskin. dün
düzenledıği basın toplantısında,
hükümetin basına yönelik
tutumunu sert bir dille eleştirdi.
"Takkeü Hoca" diye
nitelendirdiği Başbakan
Necmettin Erbakan'ın.
parlamento kürsüsünden Türk
basınını açık bır üslupla tehdit
ettiğini belirten Keskin.
"Arkasından haber yasaklamayı.
yayın durdurmayı iceren
yaptınmlarla haberieşme
özgürlüğü ayaklar alfına alındı.
Haksızlıkların ve gerici
uygulamalann toplum
tarafından öğrenilme korkusu ile
haber \asakJanıaları ve
televizyon kapatmaları gündeme
geldi ve haberleşme özgürlüğü
avaklar altına alındı" diye
konuştu.
RadyoTelevizvon Üst
Kurulu'nun da bıı uygulamalan
infaz edecek "idam mangası"
görev ine soyunduğunu sa\unan
Keskin. "Türk basınını
Abdülhamit susturamamıştır. 50
yıllık demokrasi deneyiminden
sonra onunfotokopileriTürk
basınını susturmada başanlı
olamavacaktır" dedi.
Cumhurbaşkanı Süleyman Denıı ıtık1 * 1 1 1
PİlliflPH fllfli
Ksll # U€*sfl W I U t ti£ küçük kasabalaıtfakiinsanlarahepadlany-
la hitapetti.Öncekigündesel felaketinin vaşandığı bülgeyegitınişti( unıhurbaşkanı. Ahun'un Şulıutilçesinde, ktndisi-
oin 1974 ydındaçekiJmiş rvsnıini taşı\an \a>lı \atandasm Denıirere ulaşınasjıu koı umaJartngelleıııekisrcdi. "Baba" çek-
ti aldı yaşlı amcavı onlann elinden. Ğönlünü aldı. yoluna devanı etti. (Fotoğraf: AA)
Başbakan'ın KKTC gezisinden notlar
Erbakan
9
a alkolsüz kokteyl
ERGUN AKSOY
LEFKOŞA/GtRNE - Başbakan Necmettin
Frbakan ve beraberindekilerı taşıy an Türk
Hava Yollan'nın (THY) "Şanhurfa" uçağı.
Esenboğa Havaalanı'ndan kalktıktan bır saat
sonra, Ercan Havalimanf na doğru alçalıyor
Hostes. dahili anonsla, önce kemerlerin
baglanmasmı istiyor ve konuşmasını. RP'nin
dini söylemine ayak uydurarak, "Hayırlı
inişler" dileğiyle noktalıyor. "Hayıriı
inişlerle" gezisine başlayan Erbakan'ı.
Başbakan olduktan sonra ilk yurtdışı
gezisini gerçekleştirdıği Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyeti'nde (KKTC), Cumhurbaşkanı
Rauf Denktaş ile dığeryetkililer karşılıyor.
Ercan Ha\alımanfnda ilk göze çarpan, bez
bır afış üzerinde "Mücahit Başbakan;
hoşgeldiniz" yazısı. Havalımanının üst
katında bekleyen bır grup türbanlı kadın.
kalabalığın arasındaki "Mücahit Başbakam"
görmek için bırbırleriyle yanşıyor.
Erbakan'ın ilk durağı Lefkoşa. Kıbrıs Barış
Harekâtf nın 22. yıldönümü kutlamalanna
katılan Erbakan, alana bir grup RP'linin
"Kıbns fatihi" sloganıv la girdı. Bu sloganla
coşan Erbakan. Başbakan Yardımcısı oldugu
sırada 1974'te yapılan Barış Harekâtı'nı tek
basına gerçekleştırmış bır "koımrtan" gibı
davrandı. "Dönemin Başbakan
Yardımcısı'ydım" diyen Erbakan. harekât
karannı veren dönemin Başbakam. DSP
Genel Başkanı Bülent Ecevit'in adını
anmamaya özen gösterdı. Törenı izleyen ada
halkı. Ecevit'in göz ardı edilmesinden
hoşlanmamasına karşın; tepkiler fısıltı
düzeyinde kaldı
Ayranlı kokteyl
Hükümet kurduktan sonra. Türkiye'de halka
her gün bir müjde vereceklerini söyleyen
Erbakan. "vaat zincirini" adava da taşıdı.
Çalışanlanna maaş ödemekte zorlanan
KKTC'nın "olmayan kalkınma programınr
destekleyeceklcrinı açıklayan Erbakan.
adadaki emeklileri. memurları ve işçılen de
unutmadı. Başbakan. "Yoksulu
güçlendirmek için hanrlanan projeter
desteklenecektir™ mesajı verdi.
Erbakan. daha sonra geçtiği Gırne'de.
Başbakan Hakkı Atun tarafından onuruna
verilen kokteyl ve öğlen yemeğıne katıldı.
Girne'nın en lüks otellennden bırisı olan
Dome'de verilen kokteylin mönüsünün.
Erbakan'a göre hazırlandığı gözlendi.
Masalarda; portakal suyu. ayran. vışne suyu
ve kolalann yanında "olmayan içki
mezderine" de yer \ enlme^i dikkat çekti.
Bikinililere örtü
Yemek salonunun plaja bakan cephesı
Erbakan'ın zıyareti nedeniyle örtüldü
Plajdaki bikinili. mayolu kadınlann
görüntüsünün yemek salonuna vansımasını
engellemek ıçın. öğle saatleri olmasına
karşın. kırmızı kalın kadıfe perdeler sıkı
sıkıya örtüldü Geçmiş yıllardakı kutlama
kokteyllennde ıçkılerın "su" gıbi aktığı. gece
hayatıyla ünlii Girne'de. KKTC'li yönetıciler.
Erbakan'a uyum sağladıklan görüntüsü
vermeye özen gösterdıler.
Çanakkale muhabırimız Turhan Narler'ın
bildırdıgıne göre. Başbakan Erbakan. Kıbrıs
dönüşü, hafta sonu tatilını geçirmek üzere
Ata uçağı ile Çanakkale'ye gıttı
ORAL ÇALIŞLAR
Birarkadaşım, "Erbakan, partisinde-
ki bütün kadınlann çarşafı çıkarmasınt
söylese ne yaparsın" diye sordu. Taoii
ki memnun olurum diye cevapladım.
Erbakar'ın o kafayla böyle bir şey söy-
lemesini beklemenin hayal olduğunu bi-
liyorum. Kendi eşini ve çocuklarını ka-
patan. kapatmada hayır olduğunu sanan
ve bunun propagandasını yaparak oy
toplayan bir parti liderinin, "Örtününüz"
yerine ",Açrf/n/z"demeyeceği hepimizin
malumu.
• • •
Peki Erbakan ne yapabilir?
Erbakan, siyaset sahnesine çıktığı gün-
den bu yana üç aşağı beş yukarı belli bir
siyasi ve ekonomik çizgi izliyor.
Bu çizgi. taşra tüccarlarının, küçük ve
orta büyüklüktekı yerii imalatçıların çıkar-
lannı esas alıyor. 1965 yılında Demirel le
Erbakan'ın Odalar Birliği'ndeki kapış-
masının esası da, merkezı istanbul'da
olan büyük sanayi ve ticaret burjuvazi-
siyle, bu büyümeden zarar gören Ana-
dolu sermayesinin çatışmasıydı.
Erbakan, gelişen ve modernleşen ka-
pitalizme dırenen, geleneksel küçük ve
ortaya sermayeye dayandı. Bu serma-
yegrubu.gelişmeden zarar gördüğü için
modernleşmeye karşı tutucu fikirlere
yatkınlık gösteriyordu. Islamcı propa-
ganda bu kesımler içinde daha etkili olu-
yor ve daha fazla taraftar topluyordu.
Süreç ıçınde TÜSlAD'a karş; MÜSİ-
RP, Neden Geri Adım Atıyor?
AD'ın ortaya çıkması da bu tepkinin so-
nucuydu. Erbakan ve RR Türkiye'de
devletçilıği en fazla sahiplenen akım
özelliğiyle de ön plana çıkıyor. Gümrük
duvarlarının yüksek tutulması ve iç pa-
zann korunması da orta büyüklüktekı
üreticilerin eğilimini yansıtıyor.
Erbakan, bu kesimleri kollayarak on-
lar arasında önemli bir örgütlenme ba-
şansı gösterdi. Türkiye'nin son yıllarda
Gümrük Birliği'ne yönelmesi en çok bu
kesimleri tedirgin ettiği için onların tep-
kilerinin de sözcüsü olmayı bir görev
edindi.
Erbakan'ın ekonomik siyaseti, devlet-
çi ve korumacı. Bu nedenle büyük ser-
maye kesimleriyle arasında bir güven-
sizlik oluşmuşdurumda. Son dönemde
RP'nin iktidara ortak olmasıyla tekelci ba-
sında gelişen tepkileri de bu endişenin
bir parçası olarak görmek gerek.
Ancak, Erbakan ne kadarorta büyük-
lükteki sermayeyı kollarsa kollasın, ne ka-
dar onlara dayanırsa dayansın, artık ik-
tidarın bir parçası haline geldi. Türki-
ye'de, yalnızca orta sermayeyi koruya-
rak ve onların tutucu tepkilerini dıle ge-
tirerek hükümet edilemez.
Türkiye, ciddi büyüklükte ve kapitaliz-
min oldukça geliştiği bir ülke. Dikkat alı-
nacak ağırlıkta bir sanayi ve ticaret bur-
juvazisinın oldugu birgerçek. Bu büyük
burjuvazınin, hem ekonominin yönlen-
dirilmesinde hem de siyasi tercihlerde bir
varlık olarak ortaya çıktığını görmek ge-
rek. Onları yok sayarak Erbakan'ın Tür-
kiye'yi yönetmesi mümkün değil.
Türkıye'dekı iktidarın önemli ayakla-
rından birısi de Ordu. Ordu. tercihini Ba-
tı'dan yana yapmış, Türkiye'de her za-
man bir rol oynadığını gösterdi. Ikı as-
keri darbe, ordunun ıktıdar içindeki ağır-
lığını daha da arttırdı.
Türkiye'nin Iran olmadığını Erbakan
biliyor. Aynca Türkiye'deki islamcı kesim-
lerin önemli bir bölümü, laik gündelık
yaşam nimetlerinden yararlanıyorlar. Is-
lamcı kadınlar hiçbir Islam ülkesinde ol-
madığı kadar rahat hareket edıyorlar.
Türkiye'deki ayrıcalıklarınm da farkında-
lar.
RR Islamiyeti bir siyasi propaganda ara-
cı olarak kullanıyor. Öte yandan, bütün
RP yöneticileri, -buna il ve ilçeleri de ek-
leyebiliriz- sistemın nimetlerinden ya-
rarlanmaktan vazgeçmıyorlar. İktidara
ortak olmak. onların bu rahatını daha da
yaygın hale getirecek.
RR artık islamı anlamda radikal bir
parti değil. İçindeki radikal kesimlere
rağmen yönetiminin düzeni değiştire-
cek girişimlerde bulunması çok zor. Çün-
kü, gitgide yozlaşan bir laik sistem ıçın-
de semirdi, büyüdü ve bu kültürü içine
sindirerek kendisine bir yaşam alanı ya-
rattı. Bu arada kendisi de Islami anlam-
da yozlaştı. Sistemin diğergüçleriyle ya-
pacağı ciddi çatışmalardan neler kaybe-
debileceğini çok iyi biliyor. Ayrıca, böy-
le bir çatışmanın onları, eski konumları-
nın gerisine iteceğinin farkındatar.
RP, giderek sisteme uyum sağlaya-
cak. Sistemle uzlaşan bazı adımlar attı-
ğında da, "Vaybe söyledikleriniyalıyor-
lar" tepkisinı göstermenın bir yararı ola-
cağını sanmıyorum.
12 Eylül'den bu yana 16 yıldır Türki-
ye otoriter sağcı bir egemenlik altında.
Partiler değişse de anlayışlar değışmi-
yor. RP. 16 yıldır Türkiye'yi yöneten sağ-
cı partilerden daha mı otoriter, daha mı
halkdüşmanı? Meseleyeemekçileraçı-
sından baktığımızda değişen bir şey yok.
O zaman RP'ye karşı tutumumuz da
diğer partilere karşı tutumumuzdan fark-
lı olmayacak. Halk aleyhtarı, demokra-
si ve laiklik aleyhtarı her adımının karşı-
sınadikileceğiz. Onlardan, halkın çıkar-
larına uygun hareket etmelerıni isteye-
ceğiz ve bunun mücadelesini yürütece-
flız-
• • •
Iyiye iyi, kötüye kötü
Geçmişte bol keseden attıklarını, ik-
tidarda yalayıp yutarlarsa da fena ol-
maz.
BIZBKE
ERDAL ATABEK
Asıl Tehlike: Fanatizm...
Bugün yalnız biz değil. bütün dünya "fanatizmln
tutkulu batağına daha çok saplanmış görünüyor. Di-;
limize "tutkulu yandaşlık", "körinançlılık", "bağnaz-
lık" diye çevirebıleceğimiz "fanatizm", kaynağı ne'
olursa olsun "ınancına körü körünebağlıolmak", "bu
inancın dışında kalanlan karşıtya da düşman görmek"
olarak açıklanır. Bu tanımıyla da sadece "din köken-
li fanatizm"yoktur, milliyet, etnik köken, meslekfeti-
şizmi, okul klancılığı gibi her "inanca dönüşmüş bağ-
lılık" fanatizme varabilir. Bir dine inanıp da fanatik ol- •
mayanlar bulunduğu gibi, dinsiz olmayı da fanatiklik
düzeyine çıkarmış olanlar bulunabilir.
Kullandığımız sözcüklerı kavramsal olarak anlama-
mak, dahası merak etmemek bir toplumun kültür dü-
zeyi için temel eksiklıktir. O nedenle de yanılgılar bir
türlü kabul edilemez, özeleştiri yapılamaz, bu da yan-
lışların düzeltilememesıne yol açar.
Fanatizmin duygusal kökeninde "duygulannı tanı- '
mamak, duygulannı yönetememek" yatar. Duygula-
nnı yönetemeyen insan boşlukta kalmaktan korka-
cağı için "duygulannıyöneten birakıma katılmak" is-
ter. Aslında bu davranış bir katılma değildir, sürüklen-'
medir. Içinegirdiğiakımonu "birgücünparçası"^yap-
tığı, böylece "değerli kıldığı", "koruma altına aldığı"
için kişinin duygusal karışıklığı sona erer. O artık "grup
etkileşimı" ıçındedir, kendine göre "ilkeleri vardır" ,
"varacağı hedefler bellidir", "gerekirse hayatı paha-
sına onlan savunacaktır". O zamana kadar duygula-
rı karmaşa içinde, ne yapacağını bılemez durumda
olan insan kendisinj "değerli ve güçlü biri" olarak
bulur.
Artık "onlar ve düşmanlan" vardır. Her şey "ak ve '
kara"gib\ berraklaşır. Düşmanlık psikolojisi bir kez
oluştuktan sonra arkadan "şiddet" gelecektir. Fana-
tizm ve şiddet aynı memeden emzirilen kardeşlerdir.
• • •
Atlanta Olımpiyat Oyunları "ırkçı fanatizm"\n şid- ,
dete dönüşerek yaşadığı güney bölgesinde yapıl-
maktadır. Amerika, siyahlara karşı beyazlann üstün-
lüğünü sımgeleyen "ırk ayrımı"ndan çok acılar çek-
miş bır ülkedir. Bugün bile bu aynm bütünüyle orta-
dan kalkmış değildir.
Güney Afrika ırk ayrımcılığını bütün şiddetiyle ya-
şamıştır.
Bugün Kuzey Irlanda'da Proteston çoğunluk ile
Katolik azınlık arasında mezhep aynmcılığının yarat-
tığı fanatizmin ve şıddetin acıları yaşanmaktadır.
Hitler Almanyası "âri ırkın üsf(vn/ügt/"fanatizmiyle
başta Yahudiler olmak üzere kendilerinden olmayar,
herkese yönelen şiddetı yaşamıştır.
Türkiye Sünni-Alevi çatışmalarını, Sıvas olaylarını
yaşamıştır. Kürt sorunu da Kürtler arasında da Türk-
ler arasında da fanatik grupların eline geçmiş durum-
dadır. Islamcı gruplar arasında fanatik olanlar vardır,
Bunlar şiddete başvurmaktan kaçınmamaktadırlar.
Dünyadaki bütün toplumlan tehdit eden "fana- .
tizm"in en tehlikeli yanı görülmemesi, fark edilmeme-
si, dahası "övülecek bir sosyal değer" sayılmasidır.
Fanatik, ortalama toplum değerlerinde, "ilkeleri olan
ve bundan şaşmayan, ödün vermeyen, ne yapaca-
ğını kesinlikle bilen ve düşüncelerini değıştırmeyen
kişi" olarak övgüye değer bulunmaktadır. Özellikle az-
gelişmiş kültürterdeyaşanan en büyük tehlike budur.,
Olumlanmasıgereken "sosyaldeğer", "bilinçlika-''
rahıhk"t\r. "Bılınçli karartılık" ile "körü körüne bağlı-/,,
lık" arasındaki temel fark, bilinç ile kör inanç arasın- ,"
daki farktır.
Bilinçli kararlılık ile inanç arasındaki fark görülme-
diği'sürece ibre fanatizmden yana kayacaktır, böyle
de olmaktadır.
Fanatizmin panzehri "bilinçli kararlılık"Ur.
Önemli olan. bireyleri "bilinçli kararlılık" hedefinde
yetiştirebilmektir. -'
• • • '•
Bunu sağlamak için temel koşul. "laik eğitim'ö'ır. •
"Laik eğitim", ınsanları bır dine inanan ya da bir dine'
karşıt olmadan "her konuda kendi karannı ölçüp bi-
çerek doğruyu yanlışı ayırarak karar verebilen, karar-
larının sorumluluğunu da taşıyan kişiler" olarak ye-
tiştiren eğitimdir. Böyle bir eğitim, insanlan bilginin ha-
malı yapmaz, "bilgiyi bulabilen ve kullanan kişi" ya-
par. Böyle bır eğitim sadece bilgi vermekle kalmaz,
ondan çok daha önemli olarak "kışılık eğitimi" yapar,,
"doğru davranış eğitimi" yapar.
İkinci temel koşul, insanlara "kendiemekleriyle hak
ettiklerinin kendilerinın olduğunu" öğreten toplum-
sal düzendir. Bir toplumda insanlar emekleriyle ya-
şayanların hiçbir şey kazanamadığını. başkalarının
emeklerini kendine aktaranların kazançlı çıktığını gö-
rürse orada fanatizme açık bir ortam var demektir. '
Üçüncü temel koşul da, toplumda sınıflar arasın-
daki ekonomik dengesizliğin ortadan kaldırılmasıdır.
Tarihin bütün fanatik hareketlerı, sosyal ve ekonomik
dengesizliklerden kaynaklanmıştır.
Onun için de "bu gidışle" fanatizm daha da geii-
şecek gibi görünmektedir.
ANAP'h Okuyan, DYP
kongresini değerlendirdi
4
Çîller tasfiye
kayynııı oldu'
DÜRDANE
KOCAOĞLU
ANK.AR.4 -
ANAP Genel
Başkan Yardım-
cısı Yaşar Oku-
yan. DYP kongresini değer-
lendınrken, "DVP, bu kong-
reyle tasfiye sürecine girdi.
Tansu Çıller de DYP'nin
tasfivesini yapacak kavvım
oldu" dedi ANAP Ö'rup
Başkanvekılı CumhurEr-
sümerde Çıller'in kendisi-
ni DYP'deki atanmış dele-
gelere seçtirerek genel baş-
kan olduğunu. ancak hiçbir
zaman milletın seçtiği baş-
bakan olamay acaeını söyle-
di
Okuyan. Cumhuriyet'e
yaptığı açıklamada. DYP
kongresini. "Çiller'in ha-
babam sınıfi" olarak nıtelen-
dırdı. DYP kongresinın Çıl-
ler' ın kesın zaferiy le sonuç-
landığına dikkat çeken Ya-
şar Okuyan. "DYP,Çiller'in
partisioİmuştur" dedi. DYP
kongresinin. DYP için so-
nunbaşlangıcıoldu-. .
ğunu ileri süren Oku- .
yan. kongrenin De- •;
mokrat Parti (DP)ve,
Adalet Partısi (AP)
mısyonunu da sona)ty
erdirdığini söyledi. • j
DYP kongresinin, parti-;,.
nın hükümet içindekt kor d
numunudeğiştirmeyeceğir .
ni savunan Yaşar Okuyan, :
"Çiller. kendisi hakkındaki,
volsu/Jukiddialannınörtbas
edilmesi uğruna DYP'yi hü-
kümete sığıntı yaptu,..
DYP'nin, RPyönetiminde' .
ki hükümetteki bu sığınU -,
konumu devam edecek" de- •
dı. Okuyan, DYPkongresi- ••
nin merkez sağın bırleşme ','<
adresınin de ANAP oldu-
ğunu bır ke^ daha ortaya
koyduğunu söyledi. .
ANAP'ın 5. olağan kongre-
sinin 24-25 ağustosta yapı- '
lacağını anımsatan Yaşar.
Okuyan. "Kfvngrenasjlolur-
muş göstereceğiz. ANAR :•
merkez sağın çekim merke- '
zi olduğunu bir kez dahaor-•''
tava kovacak"dedi. ' •'