28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 TEMMUZ 1996 SAL» CUMHURİYET SAYFA HABERLER AU'de ön kayıtfar • ANKARA (AA) - Anadolu Inıversitesı Eğitım Fakültesi • Resim-!ş Bölümü'ne ön kayıtlar başladı. Üniversıtenin Sivi! Havacıîık Yüksekokuiu. Beden Egitımi ve Spor Y üksekokulu ile De\ let Konservatuvan'na da ön kavıt ve yetenek sınavlan ıleöğrenci alınacağı bildirildi. Eğitim Fakültesi Resim-lş Öğretmenliği programına alınacak öğrencilenn başlayan ön kayıtları. 29 ağustos tarihine kadar de\am edecek. Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu'nda ön kayıtlar 29 temmuz-16 ağustos arasında. De\ let Konservatuvan Tiyatro Oyunculugu Bölümü'nde 12- 23 ağustos arasında yapıfacak. Sivıl Havacilık Yüksekokulu'nda da ön kay ıtlar 26-28 ağustos tarihlen arasında gerçekleştirilecek. Eü'ye öğrenci alınacak • KAYSERİ(AA) - Erciyes Lniversitesi ne (EÜ) özel yetenek smavıyla öğrenci alınacağı bildirildi. EÜ Rektörlüğü'nden yapılan açıklamay a göre Güzel Sanatlar Fakültesinın müzik ve resım bölümlenne I5'er, heykel ve sınema-televizyon bölümlenne 10'ar. Beden Egitimi ve Spor Yüksekokulu'na da 50 ögrenci alınacak. Özel yetenek sınav lannın ÖSYM tarafıhdan merkezi sınavla yapılacağı. sınav tarihini de bu kunımun açıklayacağı ka\dedildi güvencesi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-DYPGenel Başkanı. Başbakan Yardımcısı \e Dışişleri Bakanı Tansu Çiller. koalisyon ortağı RP"nin "faize sınırlama getirileceği" yönündeki açıklamalanna, "Serbest pıyasa ekonomisinden ödün verilmeyecektir" diye yanıt verdi. Çıller. dün devlet bakanları Lfuk Söylemez, Ayfer Yılmaz \e üst diizey ekonomi bürokratlanyla bir toplantı yaptı. Çiller. kaynak gereksinimi için kamu arazi ve lojmanlannın satılmasının programlandığını belirtirken "Bu satışlardan 300 trilyon lira gelir bekliyoruz" dedi. Zeynep Özal boşandı • İstanbul Haber Senisi - 8. Çumhurbaşkanı Turgut Özal'ın kızı Zeynep Özal ile işadamı eşı Adnan Güngör, dün tek celsede boşandılar. Kadıköv Adliyesi 5. Asliye Hukuk Mahkemesı'nde gorülen duruşmaya, Zeynep Ozal ile Adnan Güngör'ün avukatlan katıldı. Yaklaşık yanm saat süren duruşma sonucunda hâkim. "şiddetli geçimsizlik" sebebiyle taraflann boşanmasına karar verdi. Asgapiücret komisyonu • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Asgari Ücret Tespit Komisyonu. dün 6. keztoplandı. 19 temmuz cuma günü tekrar toplanma kararı alan komisyon, asgari ücretin \ergi dışı bırakılması vaadini "sağlam kaynak yaratılması" koşuluna bağladı RP'li Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Necati Çelik. Başbakan Necmettin Erbakan'ın. asgari ücretin vergi dışı bırakılacağı yolundaki vaadiyle ilgiİi olarak takvim vermekten kaçınarak "En kısa sürede. Önümüzdeki aylarda sağlam kaynaklar yaratılacak" dedi. MihPi Belli davası • İstanbul Haber Servisi - Eski Türkiye Emek Partisi Genel Başkanı Mıhn Belli'nin Özgür Ülke gazetesinde yayımlanan "Daha Ne Bekliyoruz?" başlıklı yazısı nedeniyle hakkında açılan davaya bugün İstanbul 2 No"lu DGM'de devam edilecek. Belli'nin "Daha Ne Bekliyoruz?" başlıklı yazısı nedeniyle Özgür Ülke Gazetesi Yazıişleri Müdürü ceza almıştı. Düzeltme B Haber Merkezi - Gazetemızin 15 temmuz 1996 tarihli sayısında. 7. sayfada yer alan "Tek istegi, sosyalistlerın birleşmesıydi" başlıklı haberde Müzehher Vâ-nû'nun ısmı yanlışlıkJa Müzeher Banu olarak çıkmı?tır. Düzeltır. özür dileriz. Refahh kadmlarkapnnzdaECE TEMELKl'RAN ANKARA-RP'li kadınlar. örgütlen- meçahşmalannı "apartman temsilcili- ğine" dek genişletiyor. RP Ankara Ha- nımlar Komisyonu Başkanı Halise Çift- çi. kadın örgülenmesinde "sokaktem- silciligı'"'nden sonraki yeni hedeflennin 4 haneli apartmanlara kadar "apartman temsilciliği" kurmak olduğunu söyledi. "Bir emirle harekete geçecekpartili ka- dınlar grubunu" anlatan Ankara Lni- versitesi Hukuk Fakültesi mezunuÇift- çi. yalnızca Ankara'da erkek üyelerin üçte birini oluşturan partili kadınların Meclis'e girememeleri konusunda "Hocamızın bir bildiği vardır. Erkekler bizi savumır" diyor. Evlilik öncesi cinsel ilişki. zina ve cınsel taciz konulanna gırmek isteme- yen Çıftçi. Cumhuriyet'in sorularını şöyle vanıtladı: - Çok yoğun çalışmalar yapıyorsu- nuz. Yaz sıcağında teserrürle çalışmak zor olmuyor rou? - Otobüste bakıyorum. açık olanlar daha çok terlıyorlar. Birincisi çok faz- la çekmivoruz, daha rahat hareket edi- yoruz. AİIah için örtünüyoruz. Bize zor gelen şeyler de bile Cenab-ı Hakk"ın istedigıne uymak zorunda oldugumuzu hissedıvoruz. Cenab-ı Hakk bir sabır. bir ferahlık venvor herhalde. - Kadın üyelerin parti içindeki sayı- • RP'li kadınlar. örgütlenme çaiışmalannı 'apartman temsilciliğine' dek genişletiyoriar. RP Ankara Hanımlar Komisyonu Başkanı Halise Çiftçi, RP'li kadınlann Türkiye"yi her yandan sarmaya hazır olduğunu söylüyor. RP'nin milletvekilliğine kadın aday göstermemesi konusunda. "Hocamızın bir bildiği vardır. Erkekler bizi savunur" dıyen Çiftçi, Tansu Çiller hakkında da "Tansu Hanım'la kadına bakışımız farklı değil" diyor. sal oranı \e çalışmalanndan söz eder misiniz? - Ankara da 100 bine yakın hanım üyemiz var. Türkiye çapında 1 milyo- na yaklaşıyor. Erkeklerin Ankara'da yaklaşık 3"te biri. 3-4yılda bu sayıya u- laştık. Genel Merkez Hanımlar Komis- yonu'nun altında il. ilçe ve belde teşki- latlanmız var. llde 50 kişiyiz. ayda bir toplanan 100 kişilik istişare heyetimiz var. II içinde. teşkılatlanma. ınsan hak- lan. tanıtım birimleri \e bunların alt ko- misyonları var. İlçe 30. belde 14 kişi- den oluşuyor. Mahalle komisyonları- mız 7 asil 7 yedek üyeden oluşur. On- lardan habersiz malıallede kuş uçarsa değiştiririz. Onların altında, herbirı 150 kişiden sorumlu olan sandık müşahıt- lerimiz var. 4 haneli apartmanlarda. apartman temsilciliğine inmek nihai hedefimiz. Ankara"da 500 küsur san- dık müşahidi hanım var. "Hadisandık- lann başına gidin" dedigimızde hepsi hazır bekler. Çankaya'da 1789 sandık varsa, 1789 sandık müşahidi hanımvar- dır. Onlardan her ay bir üye yapmasını isteriz. - Ev sohbetlerinde cinsel taciz, cinsel şkkJetgibi konularda konuşuyor musu- - Kadın sorunlannı konuşuvoruz. a- ma bunlar bıze çok uzak. - Ama bütün kadınlara çok yakın? - Herhalde tesettür bir koruma saha- sı getiriyor. Bu hiç gündcme gelmedi. - Tesettiiıiü kadınlar bu sorunlarla karşılaşmıyor diye konuşulmuyor mu? - Genelleme getirmek istemivorum. Biz kadına uygulanan şiddete kar^ıyız. Biz karşılaşmıyoruz diye karşılaşan kardeşlerimizın sorunlarına bakmıyor degiliz. - Medeni Vasa'da >apılması tarhşılan kadının durumunun i\iles,tirilnıesint' ilişkin değjşiklikler kunusunda ne düşii- nüyorsunuz? - Olumlu baktığınıız sovadı var. Ka- dın kcndi soyadını kullanabılir. E\li çıftlerin ayrı ınekânlarda yaşama hak- kının kaldınlmasinı istiyoruz. Çünkü o zanıan evlilik gıbi olmaz. Aile. anne. baba. çocukların her şeyi paylaşması anlamına geliyor. Kadınİa erkek birbi- nne daha bağlı olmalı. - Bağlıhk. genellikle kadının bağımlı- lığı olarak gerçekleşiyor. - Her ıki cıns de bağlı olmalı. Ikı ta- rafın da bırbiri üzennde hakları var. Bır- likte edinilen malların evlilik sonrası paylaşımı konusunda da. bizim inanç- İarımızda. kadının malı kendısinındir. - RP'den kadın nıillerv ekili ada> ı gös- terilmemesi, kadınlann yer almadığı Meclisdüşüncesi rahatsızetmiyormu? - Hayır. Beni savunacaklanmı inanı- y orum. - Niye kendinizi savunmuvorsunu/? - O. zamanı geldıginde olacaktır. - Alıştıra alıştıra mı yapacaksınız? - Hocamızın bir bildiği vardır. "RP'de kadın aday olmaz" dive bir şey yok. Ben 27 mart seçimlerinde belediye meclisi üveliğine adaylığımı koydum kazandım. - Salt erkeklere gü\enmekle oluyor mu? - Çok güzel oluyor. RP digerpartıle- re benzemez. Bızde bir inanç etrafında kenetlenme vardır. Bizde disiplın var. - Yani "Demokrasi istiyoruz"deme- nize karşın, parti içinde demokrasi ye- rine disiplin var? - Son sözü hocamız söyler. Bizde ay- kırı ses yoktur. - Feminist kadınlara nasıl bakıvorsu- nuz? - Çok sert buluvorum. Toplumu. er- kek-kadın diye kamplara ayınyorlar. - Asıl sizin avnnıcı olduğunuz sö>lc- niyor. Örneğin. erkekleıie av nı mekârı- da oturmuyorsunuz. - Ama bızimki rahatlık açısından. Onlardan türbanlı kadınlann haklannı sav unanı görmedim. - Siz de onlann sorun olarak giinde- me getirdikleri cinsd taciz konusuv la. te- settür sizi koruduğu için ilgilenmediği- nizi smlihorsunuz. - Biz karşılaşmıyoruz dıve. karşı de- ğiliz diye bir şe> yok. Biz. bu koıuıdan üzüntü duyuyoruz. Biz kılık kıyafetle uğraşmıvoruz. - Ama 2 vıl önce izlediğim bir RP'K hanımlar roplantısında. bir kadına nıa- nev i baskı yapılmıştı başörtüsü için. - Öyle yapmışlarsa luta yapmışlar. Partıde başkasına örtünmesini telkin e- den insanlar olabilir. anu bu parti po- lıtikası değıl. - Tansu Çiller hakkında ne diişiinü- yorsunuz? - Onunla kadına bakışımız konusun- da çok farkımız yok. O da ailenin güç- lendirilmesinden yana. - Evlilik öncesi cinsel ilişkiye nasıl ba- kıvorsunuz? - Ban.! böyle sorular sormay ın. Evli- ligıneer-'kliİigmeinanıyorum. Hertür- lü'bırîikf^l'^ e v l'l'k gerektinr. - Sohl^tlerinizde. örneğin cinsel iç- «üdülcri" bastırılmasından doğan psi- kolojik rahatsı/lıklar gibi konular giin- demegdi>ormu? - Evlilıği kolaylaştırandernekler. va- kıflar var - İnsan etlenmek istemiyor oiamaz mı? - Bana böyle sorular sormayın. - Karşı mısınız yani? - Evet karşıyım. - Kadınlann korunması için mi? - Hayır biz erkekler için de kar^ıvız. - Zina konusunda ne düşünüyorsu- nuz? - Bu in>anların özel hayatlan. - Bu <i/fl hayat değil, yasada düzen- lenmiş bir suç. - Kanunlar işler o zaman. - Ama vasada, bu konuda kadın-er- kek eşitsi/liği %ar. Erkeğin zina vapnıış sayılması için başkasıvlayaşadığınm ka- nıtlanması gerekiyor, kadının $uçlan- ması için ise bir kere yapması veterli sa- yılıyor. - Erkek de. kadın da aynı cezayı al- malı. Bö> le sorular sormay m. - Ama bu bir kadın sorunu. - Biz topluında kim hifksızlığa uğra- mışsa. kadın erkek hepsine üzülüyoruz. Yaşanunuzıntünıü tiyaüvAslı yedi yaşındayken, AKM'de çalışan annesinin odasından dolaşmaya çıktığında, belki de tümyaşamını etkileyecek bir sezgiyleyolıı Jııles Sezar 'ın provalanna düşüyor; böylece sahnenin tozunu yutuveriyor ATİLLA BİRKfYE istiklal Caddesi'ne yığılan taşları aşa- rak sanki dekoru yeni kurulmakta olan bir sahneden geçerek Aslı Yılmaz ile söyleşi yapacağım yere toz toprak içinde ulaşıyo- rum. Aslı Yılmaz. konservatuvaröğrenci' si; tiyatro bölümünde son sınıf öğrencisi. Tiyatro yapmayı düşünüyor; tiyatro üzeri- ne çahşmayı düşünüyor; gün yirmi dört saatse. o da y irmi dört saat tiyatro düşünü- yor. Yani yaşamının tümü tiyatro... Aslı. henüz yedi yaşındayken AKM'de çalışan annesinin odasından dolaşmaya çıktığında. belki de tüm yaşamını etkileye- cek bir sezgiyle yolu Jules Sezar'ın prova- lanna düşüyor ve Can Giirzap bir rol tek- lif ediyor; Aslı, bu teklifi geri çevirmiyor ve böylece sahnenin tozunu yutuveriyor. *Neden tiyatrodi>emeyecek,düşüneme- yecek, sebebini bulamayacak kadar kiiçük yaşlardav dını._ Tiyatroyu yaşamdan daha üstün göriiyorum. Bir o> un demek. seçilmiş anlann ya da seçilmiş ilişkilerin bütüniiy- se eğer, çok daha özel. çok daha dov urucu geliyor. Hep orada yaşamayı tercih eder- dim. Herhalde küçükken de alkışlanmak çok hoşuma gitmiştir Y'ıllar Aslı için hep tiyatroyla geçiyor; çeşitli roller, ortaöğrenimde sorunlarçıka- rıyorsa da sonunda kendini çok istedigi konservatuvarda buluyor. Ama girınce bir yandan da hayal kınklığına uğruyor Tür- kiye'de yaşayan birçok ünıversite öğrenci- si gibi. "Konservatınar eğitimi yetersiz. Girdi- ğinizde hayal ettiğiniz şeylerçok başka. çok başka şeyler umuvorsunu/; çok başka kav- gılarla mezun oluyorsunuz. Hocalarımız çok ivi hocalar. ama çok değiller, azlar. Yıl- dız Kenter olsun, Haldun Dormen olsun çok önemli isimler: sahiden ivi hocalar,çok çok şey katıyoriar, ama hocaİanmızın sayı- sı az. Ölanaklar az." Sanat eğitimi genelikle öğrenciler ara- sındaki bir rekabeti, harta kıskançlığı ge- tirmiyor mu? Büyük bir yarış yok mu'? "Bu genellikle hemcinsler arasında olu- yor; kadın ovuncular kadınlarla; erkek oyuncular erkekleıie yanşıvor." Ya hocalannızla 0 Önlar da sanatçı? "Hocalarımı/la böyle bir şey olmuyor. Onlar. kendi yolannı çok iyi belirlemişler. Ama öğrenciler arasında böyle bir yanş var. Bu yanş yüzünden üişkiler çok zayıf, ne yazık ki ilişki kurulamıyor; hocalar da biraz bundan hoşnutlar, onu fark ediyo- rum. Hatta bu bir yöntem olarak bizi içine bile aldı. Bazen sınıfta hiç kimse hazjrlan- maz, hoca "Sen de mi hazırlanmadın. bari sen yapma' der. onun için herkes çalışma- ya başlar. kendisi için de aynı şey söylensin diye." Aslı'ya göre iyi birtiyatro öğrencisi de- mek. kendisini oldugu gibi tiyatroya ver- mek demek. "Ne yazık ki, konservatuvar, fele>izyon çekimi. reklamlar ve okula nasıl girdiğini unutan insanlarla dolu. Telev izyondan nef- ret ediyorum... Okumuyorlar; cepten yivorlar, yetenek- li insanlar ise hiç okumuyor. Kimsenin za~ manı yok. para gibi çok önemli bir şey var, Asü'ya göre iyi tiyatro öğrencisi demek. kendisini olduûu uibi tivatrova vernıek demek. insanlar para kazanmayı tercih ediyor. Ba- na göre tiyatro vetelevizyon ov unculuğu di- ye iki bölüm açılsa; ben inanıyorum ki. kon- servatuvarlara her sene iiç y üz kişi gin'yor- sa iki vüzü. iki v üz ellisi telev izvon a\ uncu- vabancı olan insanlarla çalışmaktan hoş- İanmıyorum; tiyatroya çok biiy iik birzara- n olduğunu düşünüyonım. Seyirciye nede olsa siz o di/ilerle bir şey alıştınyorsunuz. Dü/evli dizi olursa olur, ama vine de kor- .onservatuvar eğitimi yetersiz. Girdiğinizde hayal ettiğiniz şeyler çok başka. çok başka şeyler umuyorsunuz; çok başka kaygılarla mezun oluyorsunuz. Hocalarımız çok iyi hocalar. ama çok değiller, azlar. Yıldız Kenter olsun. Haldun Dormen olsun çok önemli isimler; sahiden iyi hocalar. çok çok şey katıyoriar; ama hocalarımızın savısı az. Ölanaklar az. luğunu seçer." Asîı teiev izyon dizilerini de şimdilik dü- şünmüyor. Peki ama ya düzeyli diziler?.. -Düzeyli telev izyon dizisi elbette düşü- niiliir. Ama ben televizyonun kendisini de sevmivorum. Dört sene eğitim alıp; çok çok kutuyor beni: insan yaşadığı vere benzer. O dizilerin içinde ne paıiak arkadaşlar kav ıp gittiler. o dizilere benzediler; bu da beni korkutuyor. Böv le bir tehlikesi de var. ne de olsa tiv atrocu olmayanlarla çaltşıvorsunuz." Düzevli drama olsa. insanların beöeni- sini yükseltecek yapımlarolsa. Bunun ör- neğini yıllaröncc İsmailCemdöneminde- ki TRT'de yaşamıştık. İzleyicilerin büyük birçoğunluğu. BBÇyapımlannı büyük bir zevkle izliyordu. Rus ve Fransız klasikle- rinı izliyordu... "Keşke böy le olsa..." Bu keşkeye katılmamak olanaksız tabii ki... Sözü dolaştırıp lstanbul'a getiriyo- rum: ama. Aslı "nın yanıtları beni şaşırtıyor. "İstanbul'da yaşamayı sevivorum. ama neden bilmivorum. Keşke sevmesevdim. Duygudan söz edemem. İstanbul'da olma- mayı tercih ederim. Merkez burada. tivat- rolar, sinemalar. kitapçılar, vb; zannedivo- rum ki artık tek neden bunlar kaldı." Ya Bogaz? "Boğaz... Keşke baksak, evim deniz gö- rüvor. Evimden bakmak çok güzel. ürta- köv'e gitmek mümkün değil. ^akından bakmamak lazım. uzaktan— Bunlar kal- madı. Çok kalabalık, rahat yüreyemediği- niz bir yerde nasıl mutlu olursunuz?" Ağzındaki baklayı birtürlüçıkaramıyor. tiıraz da utanıyor. Ben söyleyeyim. açık- cası İstanbul gelip işgal edildi. Köylerden gelen insanlar ctti. Niye saklıyoruz ki? "İstanbul için, bugün artık bizim divemi- yorsunuz. Ben umudumu kaybetmiş dtı- rumdayım. Çoklar. Çok kalabalıklar. Hâ- lâ gelivoıiar. çok karariılar. O insanları se- viyorum, ama döniip bana laf atıvorlar." Aslı benım gibi düşünmüyor. Her şeye karşın Istanburungüzelliklerınınyaşanıl- masının tercih edilmesi düşüncesine kar- şın. o Istanbul'dan kurtulmayı düşünüyor. Ama İstanbul aşklann kenti değil midir? "Aşk... Çok dolu; çok güzel bir aşk yaşı- yorum. Aşk bence insan hayatının yansı: hayır. tamamı değil. Aslında tamamı olma- lı, ama korkular yansı dedirthor. 'Doğru i nsan' kav ramı dive bir şeye inanıyorum. O insanı bulduv sanız. her şey çok kolay laşıyor. Mutsuz oluyorum. işimden nefret ediyo- rum. arkadaşianmla kav ga ediyorum. ama bir tarafta hâlâ âşık olduğumu ve âşık olun- duğunu bilmek, beniçok üstün bir yerde tıı- tuyor. İnmiyorum oradan aşağıya hiç: çok çok önemli." Aslı ev lilik konusunda da beni şaşırtıyor. oldukça kararlı, evlenecek. \irmi bir ya- şında ve ev lilikle ilgili düşünceleri akran- larına oranla çok daha 'gelenekçi.' Birlikte yaşamanın getirdiğı olumsuz- luklara karşın ev (iliği savunuyor. Bu kez o bana soruyor: "Siz de her şeye karşın İstanbul İstanbuldiyetutturuv orsu- nuz™" Zekice sorusunun karşisında bir an durup; hani ben de aklımı nasıl iyi kullan- dığımı gösteriyorum: "Sen ev liliği İstanbul'a benzetirken; ben evliliği. hani gelip de kenti bozanlara ben- zetiyorum. Nani bakışta fark var™" Aslı bir sahne âşığı. Sahne de özgür mü- sün? "Sahnede özgür olabilmek için kendini- ze güveninizin olması gerekir; ne kadar gü- venirseniz o kadar çok özgür olabilirsiniz. Vine de özgürlük konusunda. bir kadın ol- manın getirdiği sorunlar var. Çok rahat ola- mıyorsunuz, bir kadın olduğunuz için. Çok rahat olamıvorsunuz Türkiye'de yaşadığı- nız için." Rüşvet aldı iddiası Ahmet Ozal'ın 10 yıla kadar hapsi isteniyorİstanbul Haber Senisi - Aslan L luslararası Naklivat AŞ'nin kurtarılması karşılı- gında 4 milvon mark rüşvet aldıkları iddiasıyla eski Em- lak Bankası Genel Müdürü BiilentSemiler ile birlikte 10 vıla kadar hapis ıstemıyle vargılanan X. Cumhurbaşka- nı Turgut Özal'ın oğlu Ah- met Özal. Türkıveve dön- dükten sonra ılk kez sanık olarak ıtade verdi. Istanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi'ndekiduruşma- ya. sanık Ahmet Özal. avu- katı Burhan Apaydın ile bir- likte katıldı. Dığersanık Bü- lent Şemıler ise duruşmaya gelmedi. Ahmet Özal. heyet başkanının "Bülent Şemiler ile birlikte Aslan Naklivat'ın kurtanlması karşılığında 4 milvon mark rüşvet aldıgınız sövleniyor. Ne diyorsunuz" sorıısu üzerine. "Ben bu id- dialann asılsız »Iduğunu söy- lemeye geldim. Türkive Cumhuriveti'nin en üst ma- kamına gelmiş. cumhurbaş- kanı olmuş bir kişinin oğlu olarak huzurunuzdav ım. So- rularınızı \anıtlama>a gel- dim" dedi. Bu yanıt üzerine he>et başkanı. "Bu parayı aldınız mı" şorusunu yönelttı. Ah- met Özal. söz konusu ıddi- alann asılsız olduğunu söy- ledi. \1ahkeme bdşkanının Mahnıut Şahin'i tanıvıp ta- nımadığı. bu kışının kendi- sinden Aslan Naklivat'ın kurtarılmaM için arabulucu- lıık vapmasını isteyıp iste- medığini sorduğu Ahniet Özal>Kendisi Malatyalı ol- duğu için hemşerim ofdu- ğundan tanırım. Ancak. <>- nun ticari ifişkilerini bilmiiiı. Yakın bir ilişkimiz olmadığı için bana aracılıkgibi birtek- lif gerirmesi mümkün değil- dir"dıvekonuştu. Duruşma. daha sonra tanıkların dınlen- mesı ıçın enelendı. Duruş- ma bittikten sonra çeşitli so- ruları yanıtlayan Ahmet Özal.Türkıve'desıyasi kım- liği olan kışilerın mahkeme- >e 3-5 kez geldiğinı ıfade ederek "Tarihbunlantakdir edecektir. Bu memlekete hiz- met eden insanlan. bu kadar rvncide etmemek lazım. Bu av nı zamanda toplumumuzu da zedeler"dı\e konu^tu. Ahmet Özal ve Bülent §e- nııler hakkında TC'K'nııı 2I3 \e 227 son maddeleri uyarınca "nitelikli rüşvet al- mak ve rüşvete aracılık et- mek" suçlarından 4 vıklan 10 yıla kadar ağır hapis ce- zası istemivle dava açılmış- tı. Karar bugün acıklanacak Başansız öğrenciye yeni smav hakkı ANK.AR4 (Cumhuriyet Bürosu)- Eğitimde öğrencile- re sürekli af vererek "kalite- den ödün" vermey ı gelenek- selleştıren Vlillı Eğitım Ba- kanlığı. bu vıl uygulamaya konulan sınıf geçme sistemi- ne göre başansız olan öğren- cilere yeni bir hak vermeye hazırlanıyor. Bakan Mehmet Sağlam'ın bugün vapacağı açıklamayla. başansız olan öğrencilere yeni bir sınav hakkı tanınması ya da sınıf geçme ortalamasının 2.50den 2.00'ye düşüriilme- sı beklenivor. Sağlam. buöğretimyılında ders geçme ve kredı sistemı yerine uygulamaya konulan sınıf geçme sisteminde 2.50 not onalaması tutturamayan öğrencilerin durıımlannı ele alan bir toplantı yaptı. Top- lantı sonrasında açıklama v a- pılmazken alınan kararın bu- gün düzenlenecek olan basın toplantısıv la duv urulacağı bildirildi. Toplantıda. sınıf geçme için önkoşul olan 2.50 not ortalamasını tutturama- yan başansız öğrencilere ye- ni bir sınav hakkı verılmesı venot ortalamasının 2.50"den 2.00'ye düşürülmesı konula- rının ele alındığı öğrenıldi. Milli Eğitim Bakanlığı. ders geçme v e kredı sıstemın- den önce uygulanan sınıf geç- me sisteminde bütünleme sı- nav lannda da başansız olan öğrencilere her y il şarrsız ku- rul hakkı tanıdı. Ders geçme ve kredi sisteminde bütünle- me ve şartsız kurul oluşturul- masınm mümkün olmaması nedeniyle başka bir formül uvgulanarak kredilerini ta- mamlayanıayan öğrenciler için "voğunlaştınlmış kredi tamamlama programı" uy- gulandı. RÜŞ/Prof. Dr. TÜRKKAYA ATAÖV Din, toplumsal bilincin bir ifadesidir. Fan- tastik ima/lar ve kavramlarla da bezenmiş- tir. Hem çok eski hem çeşitli hem de yay- gın bir insan deneyiminin ürünüdür. Dinin sözcüleri, konuyu doğaüstü güce bağlar- ken sosyoloji (Durkheim), antropoloji (Frazer), psikoloji (Freud) ve fenomenolo- ji (Scheler) gibi değişik disiplinler, kendi varsayımlarından hareketle, dinin kişi ve toplum için önemi üstünde durdular. Bi- limleTann'yainancınbiraradaolamayaca- ğını savunanlar (Huxley) bulunduğu gibi yalnızca matematik ve fizik gibi doğruluğu kanıtlanabilir değerler dışındaki inançları gözardı edenler (VVittgenstein, Russell) dini bir kültür olayı (Weber) ya da kolektif bir bilinçaltı (Jung) olarak görenler de çık- mıştır. llkel düzenlerde enimizm ve sınıflı toplu- ma geçerken çoktannlılık biçiminde görü- Köktendinciliğin İnanç Dışı Kazandırdıkları len din, feodal düzenlerde evrensel ideolo- jilere de dönüşmüş, bazı dınler adalet, eşit- lik ve özgürlük isteklerine aracı olmuştur. Çıkış nedenleri ne olursa olsun, din (laik dü- şüncenin de gelişmesine karşın) hem ayak- ta kalmış hem de (Luther'in protestosun- dan sonra Loyola veXavier'in öncülükle- rinde Katolik reformasyonu ve bugünkü is- lam örneklerinde görüldüğü gibi) güçlen- miştir de. Bu arada, bazı bireylerin daha inançla dindar oldukları da kabul edilebilir. Ancak ruhbilimciler, inancın dışında kim- lik arayışı, sahiplik. ün, güç ve etki benze- ri (üstünde nispeten az durulan) psıkolojik öğelerin de önemli rollerine dikkatleri çe- kiyorlar. Bu yaklaşım dinsel inançla ilgisi ol- mayan ama kişiye günlük yaşamda çevre- ye egemen olma olanağı tanıyan öğeleri bi- raz daha su yüzüne çıkarmaktadır. Özellik- le yetersizlik duygusu içinde olan kişilerin çevrelerini hazır ve kesin yanıtlarla etkileri altına aldıkları görülüyor. "Sakalım yok ki sözümü dinleteyim" ifadesinin de vurgula- dığı gibi bu kişilerin önemli bir kısmında sakal bırakma eğilimi de yaygın. Bazılarının yorumuna göre yaşamın her ayrıntısını düzenleyen Islam bu düzenle- mede 'rehber' olma görevini üstlenenlere müthiş bir denetleme yetkisi de vermekte- dir. O kadar ki rehber konumundaki kişi sır- tını dine dayayarak ve o kanalla Tann'ya sı- ğınarak çevresinde bir egemenlik rüzgârı estirebilir, bu 'yeffey/e'üstlerine karşı, hak- lı-haksız, çıkışlar bile yapabilir. Din. erkek için gereğinde kadına ege- men olma amacına da yarayabilir. Şöyle bir soru sorulabilir? Hedef, kadını 'zayıftır' diye korumak mı yoksa zayıf tutmak mı? Kadının örtünmesini isterken birTann buy- ruğunu yerine getirdiğini savunarak aslın- da gizlenen başka bir amaç var mıdır? Dini bütün erkek örtünmeyi Tanrı buyru- ğuna bağlarken kendinin benzeri Tanrı buy- ruklarını çiğnediği oluyor mu? Eğer oluyor- sa. bu durumda, erkek dinsel görünümün ardında kendi ayrıcalıklı durumunu pekiş- tiriyor demektir. Bazı Müslümanların birkaç saat süren danışıklı evlilik ve boşanma törenleriyle en liberal ülkelerden daha da liberal hareket olanağına kavuştukları bilinmektedir. Bazı psikiyatristlere göre birtakım kişilerin so- kakta kadınlara örtünmeleri için ihtarda bu- lunmaları ya da el ele tutuşmuş karı-koca- yı bile ayırma girişımleri tatmin edilmemiş bazı duyguların ifadesidir. Kadın da dinden yararlanarak bazı öz- gürlükler elde edebilir. Eşi, yaşamını evle çerçevelese ve genelde bir yere tek başı- na gitmesine izin vermese bile, kadının ça- miye gıdişini kimse engelleyemez. Öte yandan, bazı kadınların içinde bir hayli tu- tucu Müslüman ülkelerde peçenin ardına gizlenerek açık yüzle yapamadıklarını ya- panların da bulunduğu bilinir. Köktendinci eğilimlerin artma olasılığı karşısında bazı psikoloji uzmaniarı, tüm dinlerin birtakım mensuplarının köktendin- ci yaşam biçimini izlerken kendi amaçları- na erişmeyi umduklarını söylemektedirler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle