25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 1 TEMMUZ1996 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOMI "TMO alım yapmıyor, farklı sektörlerden büyük firmalar buğday stokluyor, herkes zam hesabı yapıyor Ekmekte aym oyunu oynuyorlarMERİH AK IZMİR-ToprakMahsulleriOfîsi'nın bugday alımındadevTe ciışi kalması. özel tekellerin oluşmasına neden oldu. Sek- tör dışından bazı büyük rirmalann bun- dan önce olduğu gibi \ine büyük mik- tarlarda buğday aiımı yaptığı bildirilir- ken. dev letin bu speküîasyona müdaha- leetmemesi durumunda. buğday. un ve ekmek zincirinde büv ük v urgunlara yol açacaği belırtilivor. Türkiyenin bu yıl üretimınin 20 mil- yon ton. aylık lüketiminm de 2 mihon ton olduğunu belirten ılgili çevreler. "Tüccar, komisyoncular. simsariar pi- yasavı elegeçirdi. Şu anda fh aflar20 bin İira ci\annda. Aralıkta ise 40-50 bin li- ra olnıası bekieniyor. Stokçunun iştahı- nı kabartan nokta da bu" görüşündeler. Tansu Çiller'ın başbakanlığı döne- minde başlayan devletin tanmdan tüm desteğini çekmesi çalışmalan sürüyor. Yeni hükümetinprogramında bu konuv- la ilgili birmaddebulunnıasada. uygu- lamalarde\ letin tanmdan elini çekme- yi sürdürecegini gösteriyor. TMO'nujı hububat alımlanna girmemesi devletın bu yönde iziediği polıtikalardan biri. TMO açıkladığı Tiyatla bir anlamda si- gorta görev i görse de alım yapmamasi 'tehlikeH" bulunuyor. Türkıy;e Zıraatçılar Derneği Genel Başkanı İbrahinı Yetkin, TMO'nun iz- iediği pofıtikayı "riskli" olarak değer- lendirdi. Hükümetlenn üriin başfîyat- Jannı artık formalıte olarak ilan ettiği- ni belirten Vetkin şunlan söyledi: "Hükümet alım yapmak için arıkia- madı fiyatı. Parası da >ok, imkânı da yok. Bu açıkladıkJan fiyatın altında sa- tışı önlediği için üreticiye bir kalkı sağ- ladığını söy le\ ebiliriz. Ancak doğnı >ap- • Türkiye'nin bu yıl üretiminin 20 milyon ton, aylık tüketiminin de 2 milyon ton olduğu, tüccar, komisyoncular ve simsarların piyasayı ele geçirdiği, şu anda 20 bin İira civannda olan buğday fiyatının aralıkta iki katını aşmasının beklendiği belirtiliyor. Stokçunun iştahını kabartan bu tablonun, ekmek fiyatını da 50 bin liralara taşıyacağı savTinuluyor. mnorlar. Devlet zaten tanmdan deste- ğiniçektiTanmıniçinde konımaalığ]yok. Devletin artık öyle bir derdi de \ok. Her şey kendi yolunda şekiüeniyor." ^'etkin. üreticinın kasıtlı olarak Ofis'ten uzaklaştırıldığını savundu. Creticınin hızla "tüccann kucağına itildiğini*" sa- vunan Vetkin. şunlan söyledi: "Tüccar, koınisyoncular. simsariar pi- yasayı ele geçirdi. Bunlar. üretimin için- de kişiler değü. Lcuza alıp pahalı sata- caklar. Tüccann karşısında belii bir re- kabetçisi yok. Tüccar istediği fiyata ve- riyor sanayiciye. Tü ketici de pahalıya ye- miş oluyor. Bu durumda. kaybeden üre- tici ve tüketici; kazanan aracı ve tefeci. Bu tehlikeli bir ovun." Ekmek 50 bin İira olur lzrnir Ticaret Borsasi Hububat Mamül- leri Meslek Komitesi Başkanı Hürriyet Doğan. TMO'nun daha öncekı dönem- lerde izledıgi politikalarla "fahisfiyata izin vermediğini". kımseyi de kimseye ezdirmediğini dilegetirdi. Geçen yıl iz- lenen hatalı politikalar sonucu savaş stoklannın bile tükendiğini. bu aşama- da ithalat yapılmak zorunluluğunun or- taya çıktığını belirten Doğan. "Ekmek ağıriıklı beslenme olan bir kültüriimüz \ar. Geçen yıl buğday ı son raddemize kadar kullandık. Hiçbir stokumuzyok- tu. Bu as.amada diyoruz ki. TMO'nun özellestirilmesi lafı bile çok tehlikeli. Bu konuy la oy nanmamalı. .Serbest rekabet geçen yıl ekmekfiyatlannı3 kat arttır- dı. Bu sene de izlenen hatalı politikalar sonucu ekmek fiyatı 50 bin liraya çıkar" dedı. TMO'nun buğday alımına girmeme- sınin "özeltekel vestokçulan" doğurdu- ğunu belirten Hürriyet Doğan. şunlan söyledi: "Büyük miktariarda stok alımına gi- rişenler var. Tüccaıiara toplattınyorlar buğdayı. Hububat jşinden başka işi olan- lar bu sektöre girip stok yapmaya başla- dıiar. Bu yıl 20 milyon tonluk üretim bek- leniyor. 2 mihon ton aylık tüketimimiz \ar. İretimle-tüketimbaşbaşa gidecek. Stokçulann iştahını kabartan da bu. Şu anda buğday 20 bin iira civannda. Ofis ise 16-18 bin liradan buğday alıyor. Fab- rikacılar. tüccarlar20 bin liradan alıyor Aç bir piyasaya girildi. T.MO'nun açık- ladığı 16-18 bin İira şu anki durunı için gerçekçi değil. Stokçulann piyasaya. üre- riciye ve tüketieiye büyük f.anr >erme- mesi için TMO'nun deMrye girip mut- laka alım yapıtıası gerekiyor. Eylül ayı- na kadar buğday fî\atlannda\ükselme de düşme de olmaz. Aralık ayinda 40-50 bin liraya kadarvurabüir. İştebu aşamada fi\atlar patlar." \L RTEN YALÇIN Geçen hat'ta ıçensınde bazı gazetelerde "Fırıncılar ekmeğe yine zam istiyor" şeklindeçıkan haberlere Fırıncılar Ödası Ba^kanı'ndan "şartlı" valanlama geldı. FmncılarOdası Başkanı FahriOzer, İNtanbul'da yenı fınn açılmasına izin verilmemesi koşuluvla 1997 martayına kadar ekmeğe zam yapmama kararı aldıklannı söyledi. Ekmekteki zam tartışmasının gereğınden fazla sayıdaki fınndan kaynaklandığını belırten Özer şöyle de\am etti: "İstanbuPun günlük ekmek ihtiyacı 15 milyon adettir. Şu anda 2500 kayıth, 400 tane de ilkel yönteınlerie çalışan 2900 fırında 50 milyonluk üretim kapasitesi \ar. Bu fırınların hiçbiri gerçek kapasiteleriyle çalışamadıklarından maliyetleri çok yüksek oluyor. Bunun sonucunda da sürekii zam isteğiyle kapımız çalınıyor." Geçen hafta ıçerisinde ekmekteki zam talebivle ileilı olarak Saölık Bakanı Yıldınm Aktuna'yla görüştüğünü >öy)eyen Özer bakana ıhtıyaçtan fazJa açılan fırınlann yarattıgı sıkıntıdan söz ettiklerini \e yetkilılerden de yeni fınn izinlenyle ilgili düzenleme yapılmasını istediklerini belirttı. Açılacak fırınlara izin \erılmeme.si. varolanların da mümkün olduğu kadar şehir merkezlennden uzaklaijtınlması gerektiğinı ifade eden Özer. durumdan en kârlı çıkanın tüketici olacağını ıleri şürdü. Şehir içerisindeki küçük fırınlann birleşmesi yoluyla hem daha kaliteli üretim yapabilme imkânı doğacağmı. hem de maliyetin düşeceğinı vurgulayan Özer "Önümüzdeki 3 yıF içerisinde yeni fınn açılmayacağı taahhüt edilirse. ben de ekmeğe zam yapılmayacağı gibi fiyatların daha da aşağı çekileceğini taahhüt ediyorum" dedi. Özer. toplantıda V ıldırım Aktuna'nın "Durumu inceleyeceğiz" şeklindeyanıt \erdiğini. bunun üzerine Fınncılar Odası olarak ekmeğe en az 7 ay zam \apmama karan aldıklannı açıkladı. Temiz toplum, laiklik ve serbest piyasadan ödiin yok TÜSİAD icraata bakacak • Koalisyon trafiği sırasında "Dosyapazarlığına" karşı çıkan TÜSİAD. demokratik kurallar içinde Meclis'ten güvenoyu alan REFAHYOL'a en baştan karşı çıkmadı, ancak toplumu kendileri ile birlikte üç temel kriter içinde icraatları denetlemeye çağırdı. Türkiye ve îtalya'dan ithalata damping iddiasıyla ek vergi geldi Makarnaya ABD engeK Ekonomi Servisi - Koalisyon pazarlıkları sürerken. "dosya pazarlıkları üzerine hükümet kurulamayacağı" uyansında bulunan Türkiye Sanayicı ve Işadamlan . Derneği (TÜSİAD), REFAHYOL hükü metine en baştan karşı çıkmak yerine. - icraatleri yakın takibe almayı tercih etti. REFAHYOL'u ızlemek için üç temel kriter belirlendiğinı açıklayan TÜSİAD bunları. "Piy asa ekonomisi. çoğulcu demokrasi *e temiz toplum" olarak ortaya koydu. AD. hükümet ieraatlannın toplumun rtim kesımleri tarafmdan yakından izlenmesi gerektiğine dikkat çekerek. üç teme! knterin de öncelik sıraMna konulamayacağını ve aynı derecede önemli olduğunu vurguladı. TÜSİAD Yönetim Kurulu RP- DYP koalisyon hükümetınin ; Meclis'ten güvenoyu almasından j sonra dün yazılı bir açıklama ı yaparak hera koalisyonu ve hem de * toplumu dikkatli olmaya çağırdı. Parlamenter demokratik kurallar içinde • yeni bir hükümetin kurularak Meçlis'ten güvenoyu aldığınının belirtildiği TÜSİAD açıklamasında. "Hükümet programı ; ülkenin tüm temel sorunlanna değinmektedir. Ancak esas olarak uygulamanın hangiyöndeseyTedeceği önemlidir. Bu bakış açısıyla TÜSİAD koalisyon hükümetınin ieraatlannın * toplumun tüm kesimleri tarafmdan çok yakından izlenmesi gerektiğj gö'rüşündedir" denildı. TÜSİAD Türkive'nin temel sorunlarının çözüme kavuşturulması açısından uygulamada hükümetin dikkate alması gereen ilkeleri ise şöyle sıraladı: - Piyasa ekenomisinin yasal \e kurumsaJ yapısının korunması \e geliştirilmesi, dünya ekonomisi ile entegrasyonun gereklerine ve serbest piyasa ekonomisinin temel kurallanna uygun davranılması, ekonominJn rekabetçi bir yapıya ka\ uştıırulnıası için gerekli yapısal öniemferin aJınması. - Gümrük birilğl ftnl.T^rrptıprlnn Hngjn aril yükümlülüklerin yerme'geririlmesı, A\Tupa B i l i i l lik k f i i i dBirligi ıle tam üyelik perspektıfi içinde gümrük birliğinin ekonomiye sağlayacağı kazanımların hızlandınlması. - Çoğulcu demokrasinin kurum ve kurallarının korunması, T 4 ? o t A r\ 8 el 'Şririlmesi. toplumsal l {J^U\iJ uzlaşmanın tesis cdilmesi. laik devlet yapısının korunması. düşünce.inanç. ifade ve basın özgürlüğünün korunması, insan haklarına saygı. eğitim ve bilimde çağdaş normlara uyulması, - Temiz sıyaset, temiz yönetim ilkeleri çerçevesinde yeni denetleme mekanizmalannın kurulması, mevcutlann ışletilmesi. "Söz konusu ilkelerden hiçbin'nin diğerinden daha az önemli \e hiçbiri diğerine göre öncelikli degildir'" denilen açıklamada. ilkelerden herhangi birinden sapılması halinde Türkiye'nin içinde bulunduğu sorunlann daha da büyüyeceğine dikkat çekildi. Sübvansiyon oranları (%) Filiz Maktaş Oba 3.87 12.61 15.82 Diğer 9.38 Damping oranları (%) Maktaş 56.87 Filiz 63.29 Diğer 58.87 Amerika Birloşik Do lctleri l luslararası Ticaret Komis- yonu'nun aldığı k;ırarla. Türk \e İtalyan ürünü tnarka- İarın ABD pazarındaki pa\ı "yüksek vergi oranlan"yü- zünden "tehlikeye'* girmiş oldu. FLAT KOZLl'KLL WASHI.\GTON-ABD Uluslararası Ticaret Ko- misyonu. yerli makama sa- nayisini zarara sokuyorge- rekçesiyle Türk \e İtalyan makarnalanna "antidanı- ping \e ila\e gümrük \er- gisi™ uygulanmasını ka- rarlaştırdı. ABD Ticaret Bakanlığı. bir sure önce. Türk v e Ital- yan makarna ürünlerinin subvanse edildiğini ve Amenkan pazannda "nor- maldegerierin*'altında sa- tıldığını açıklamiştı. Ba- kanlığın vergileri. yıllık ya- pılan incelemelere göre be- lirlcniyor. L'lu.slararası Ti- caret KLomisyonu'nun aldığı kararla. Türk ve İtahan ürü- nü markalann ABD pazanndaki pay ı "yüksek\ergioran- lan" yuzünden "tehlikeye" girmiş oldu. ABDTicaret Ba- kanlığı. öncekı günden itıbaren gümrüğe. yeni belirle- nen vergi oranlarının uygulanması "emrini" verdi. Be- lirlenen oranlar. ticaret komisyonunda l'e karşı 5 oyla kabul edildi. Karara göre Türk firmalanndan yüzde 56.87 ile yüz- de 63.29 araMnda "dampingvergisi'"alınacak. İtalyan fir- malanna uvgulanacak vergi vüzdesi ise 2.8 ile yüzde 46.67 oldu. Munzam vergi uvgulamasında da yüzdeler şöyle belirlendı: Tüık firmalanna yüzde 3.87 ile v üzde 15.82. Italyan firmalanna ise yüzde 1.21 ile yüzde 11.23. ABD Makarna Üreticileri Derneği Başkanı LukeMa- rino. yeni uygulamayla ilgili olarak yaptığı açıklamada. "ABD'deki makarna üretimi, dünyadaki en modern \e en \erimli üretimdir. Herhangi bir firmayla kolayca re- kabet edebilir. Ancak bu rekabet adil olmalıdır" dedi. ÇİFTÇİ DOSTU / SADCLLAH USUMI Pamuk üreticisine tuzak kııruluyor U ç ay sonra milyonlarca pamuk üretıcısınin ba- şına nasıl bir çorap örü- leceğini tahmin edebil- mek için, son geîışmelere birgoz atmak yeterli... Zira. bazı çalış- malar ve alınan kararlar gelecek günlere ışık tutabılıyor. Hükümet krızlerinin neden olduğu karga- şa ortamına rağmen Ankara ve Istanbul'da pamuk konusunda çalışmalar sürdürülüyor ve üre- tidlerin aleyhine yeni ve "aaklı se- naryolar" hazırlanıyor. Önümüz- deki günlerde hepsi teker teker uygulamaya konulacak!.. 1980 yılından sonra işbaşına gelen hükümetler, ilgili bakanlar ve bakanlık bürokratlarının bir kısmı. bugüne kadar sanayici- lerle aynı görüşleri paylaştılar. Üreticilerin istekleri sürekli olarak rafa kaldırılırken, sanayicilerin bütün önerileri yerine getirildi. Gelişmelere baktığımız zaman. bu yıl da durumun önceki yıllardan pek farklı olmayacağı anlaşılıyor! 1996 yılı pamuk ürünü henüz tarlada. Toplanabilmesi için da- ha 2 aydan fazla bir zaman var. Ama tekstil ve konfeksiyon sa- nayicileri ve oluşturdukları "lo- bfler mayıs ayı başından beri hareket halindeler. Yeni ürün pa- muğu da geçmiş yıllarda oldu- ğu gibi üreticinin elinden ucuza kapatabilmek için önlerine çıka- sak bütün engelleri şimdiden kal- *rmaya çalışıyorlar..... Tekstil ve konfeksiyon sanayi- îilerinin bu çalışmalannda ba- ianh sonuçlar aldıklannı da ka- )ul etmek gerekir... Nıtekım. en inemli iki engeli aştılar. Hem de sngellerı öylesine "tereyağdan jlçekergibi" aştılar ki kamuoyu şin farkına bile varamadı. Üreti- ;i bile yiyeceği kazığın farkında leğil!.. Birincı engel TARİŞ, ÇU- KOBİRLİK ve ANTBlRÜK'ti... Tam yeni sezon hazırfıklannın ya- pılacağı dönemde her üç birliğin genel müdürü görevden alınıver- di. Ayrıca birçok önemli perso- nelin ya görev yerieri degiştirildi ya da işlerine son verildi. Böyle- ce birliklerin içinde huzursuzluk yaratıldı.Özellikle TARİŞ veANT- BİRLİK genel müdürleri çok ba- şanh hızmetler vermişlerdi. Hü- kümetlerin kasıtlı olarak batır- maya çalıştığı birlikleri düzlüğe çı- karmışfardı. Bu yıl da pamuk alımlarında daha da başarılı so- nuçlar sağlayacak planları vardı. Ancak işbaşında bulunan hü- kümetlerin ve ilgili bakanların is- tekleri ve beklentileri, birliklerin başarılı olması değildi. Aksine birliklerin batması onları sevindi- recekti. Zira birlikler etkisiz hale gelirse üreticileri koruyacak baş- ka kurum kalmayacağı için sa- nayiciler pamuk fiyatlannı istedi- ği seviyeye düşürebileceklerdi. Sanayici ve Ticaret Bakanı Ya- lım Erez bu uygulamayı geçen hükümet döneminde başlattı. Üreticilerin ve diğer yöneticilerin karşı çıkmasına rağmen kararın- dan vazgeçmedi. Mesırt Yılmaz gitti... Necmettin Erbakan gel- di... Ama Ya/ım Erezgene Sana- yi Bakanlığı'nda kaldı. Erez ge- nel müdürlerin görevlerinden alın- ması ile ilgili kararnameyi Mesut Yılmaz'a imzalatamamıştı. Her- halde "cicim" ayları sırasında Necmettin Erbakan imzalaya- caktır. Ve... Böylece 5 genel mü- dürde gidecektir!.. TARİŞ, ÇUKOBİRLİK, ANT- BİRLİK, KARADENİZBİRLİK ve TRAKYABİRLİK'in başına ata- nacak yeni genel müdürler ne yapacaktır? Hemen söyleyelim ki yeni genel müdürlerin eskile- ri gibi üretıciden yana tavır koy- maları mümkün değildir... Zira Yalım Erez'in amacı bellidir. Ken- disi üreticinin yerine sanayicinin desteklenmesini istiyor... Böyle düşünen bir bakanm yapacağı iş, kendisinin sözünden ve emnn- den çıkmayacak genel müdürler atamaktır. Genel müdürün yapı- sı Yalım Erez'in görüşlerine uy- masa bile uyumlu hareket etme- si için kendisinden söz alınacak- tır. Milyonlarca üreticinin öz ma- lı olan Tanm Sa- tış Kooperatifle- ri Birlikleri'nin işi artık bitirilmiştir. Bundan sonra bu birlikler katnlyon- lara varan servet- leri ile sahibi olan üreticilere değil, tüccara hizmet verecektir. Dünyanın bir- çok ülkesinde sağ iktidarfar, sa- nayici ve ışadam- larını destekle- miştir. Ama dün- yanın hiçbir ülke- sinde, hiçbir sağ iktidar, üretici- leri kendi malı ve parası ile hol- dingleri destekletmeyi becere- memiştir. Bizim solun dağınıklığı ve Ya- lım Erez'in dehşet verici projele- ri sayesinde Türkiye bu konuda da öncülük yapmış oldu. Artık 30 milyona yakın çiftçimizin kat- rilyonları pamuk sanayicilennin emrinde olacaktır. ikinci engel de "Milli Pamuk Is- tişare Komitesi" idi... 1959 yılın- da yürürlüğe giren "Milli Pamuk Istişare Talimatı" ile kurulan isti- şare komitesi, bakanlık tarafm- dan feshedildi. Yerine "Pamuk Yalıın Erez sa- nayicinin ya- lundayeraîır- ken Hasan Özmen iireti- civisa\unuvor. Danışma Grubu" kuruldu. Sa- nayıciler istışare komitesinden memnun değildi. Komite. dünya- da ve Türkıye'de pamuk ile ilgi- li gelişmeleri günü gününe ızliyor ve hem üreticilere. hem de sa- nayıcilere bılgi aktarıyordu. Ko- mıte içinde üretıcı bırlıklerinin ağırlığı vardı. Sanayicıler tanm bakanlığına etki yaparak bu komitenin kaldı- nlmasını istediler. Bakanlık da bu isteğe uydu ve komitenin çalış- malarına son verdi. Yerine de "Pamuk Danışma Grubu" adı ile yeni bir kurul oluşturdu. Yeni ku- rul için sanayicilere daha yarar- lı olabilecek. üreticilere de ters ge- lebilecek bir çalışma bıçimi be- lırlendi. Eskı komite hazıran ve ekim ay- larında olmak uzere yılda 2 kez toplanıyordu. Yeni grup eylül ayın- da sadece bir kez toplanacaktı. Tabii eylül ayında yapılacak top- lantıda üreticilere yararlı olama- yacaktı... Üstelik yeni grubun da- ha ılk toplantısında ayrıcalık ya- pılmıştı. Üretici biriiklerinin hiçbi- ri toplantıya katılamadı. Bundan sonra da aynı tertıplerin yapıl- mayacağını düşünmek fazJa iyım- sertik olurdu... Tanm Bakanlığı'nın bu tutu- muna izmir Ticaret Borsası tep- kı gösterdi. Yeni kurulan grubun da eski komite gibi çalışmasını ve üreticilerin yeterli biçimde tem- sil edilmelerini istedi. Bu konu- da borsa yöneticilerinin yaptığı başvuru etkisini gösterdi. Ba- kanlık, yeni kurulun da yılda iki toplantı yapmasını kabul etti. Ama gene de borsa ve üretici çevrelerinde tedirginlik sürüyor. .. İzmir Borsa Başkanı Hasan Özmen, bu konuda şunları söy- lüyor: "Milli Pamuk Istişare Ko- mitesi bilgı kaynağı idi. Her ke- sim çalışmalannı, aldığı bilgile- re göre yönlendiriyordu. Pamuk piyasalanmıza, Türk tekstil üre- timine ışık tutan, dünya piyasa- lan hakkında geniş ve sağlıklı bil- giler veren böylesine yararlı bir komitenin çalışmalannı engelle- mek yanlıştır. Başvurumuz üze- rine tanm bakanlığıyeni kurulan pamuk grubunun çalışmalannı istediğimiz biçimde düzenleye- ceklerini bildirdi. Eğer çalışma- lar istediğimiz gibi sürmezse, is- tişare toplantılannı Türkiyeçapın- da biz düzenleyeceğiz..." Komitenin yok edilmesi, pa- muk araştırmalarında geleneksel hale gelen uzlaşmacı yaklaşım- ları temelinden sarstı. 16 yıldan beri sürekli olarak sanayicilerin yanında yer alan bakanlık tem- silcüerine de güven kalmadı!.. SÜRECEK İŞÇMN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Kim Kimi Kazıklıyon? Hiç kuşkum yok ki, önceki gece telvizyon haberie- rini ızieyen milyonlarca insan, Erbakan ve Refah'a kuşku ile baksalar da alınan karariardan çok hoşlan- dılar. Kendilerince rahat bir nefes aldılar. "Demek olu- yormuş" dediler. Milyonlarca memur, emekli, yüzde 50 zammın son- ra acısı fazlası ile çıksa da, günlük sıkışıklığında ken- dilerıne bir nefes aldıracağını düşünüyorlar. Televizyonlar. istediği kadar popülist poltika, oyun olsun. insanın içini ısıtan bir haberi daha veriyoriardı: Ağar'ın döneminde gelen ve cezaevlerinde 50 günü aşan açlık grevlerinin nedeni sayılan, sona ermesinde bir önemli başlangıç olabilecek genelgeler kaldınlıyor- du. Ağar'ın inatla dirertiğı genelgeler, Ağaryine hükümet içinde iken, Kazan'ın "insan haklan havarisi" pozlann- da konuşmaları ile kalkıyordu. Ağar'ın ve DYP'nin ken- dilerinı ağır zan altında bırakan bu tavra karşı sesi so- luğu çıkmıyordu. DYP önemli birgol daha yemiş olu- yordu. Bize ne? Cezaevlerinde açlık grevlerini sona erdir- memış olsa da yumuşak bir adım umutlandınyor. insanı yok sayan politikalar, öylesine acımasızca uy- gulandı ki, ınsana yönelik her adım, oyun olsa da top- luma sıcak geliyor. insanlar, oyuna geldiklerini bilseler de, günlük can- lannı yakan, sıcak soruna en küçük bir çözüm geldi- ğinde sevinçle karşılıyorlar. Açlık grevindeki çocuğunun ölmesi kaygısını yaşa- yan annenin, açlık grevlerinin kaldırılması için işe ko- yulduğunu söyleyen Kazan'a umutla bakmamasına olanak yok. Hiç unutmuyorum, aylarca grev yapan, Türkiye'nin en militan, en bilinçli işçileri, 12 Eylül ihtilali ile grevle- ri yasaklanıp, yüzde 70 ücret artışı avansıyla ışbaşı yaptırıldıklarında, yöneticileri hapishaneye atılmışken, hem de ihtilalin en karanlık günlerinde, buruk, ama günlük açlık sorunlarını çözmenin rahatlığında, baya- ğı ciddi bir sevinçle işbaşı yapmışlardı. Memur ve emeklilerin birkaç günlük rahatlama da getirse ücret artışlanna sıcak bakmalan çok doğal. REFAHYOL 'un gündeminde bu türden rahatlatıcı, pek çok işin daha da olduğu bilıniyor. REFAHYOL iktidarının popülist politikalara yönele- ceği apaçık stratejisi, bu dönüş, Çiller ve DYP'yi kur- tarır mı? Yöksa atın dizgini Refah'ın elinde görüldüğü- ne göre, sadece Refah'a mı çok yarar? Çiller, gerçekten çok pişkin, televizyon ekranlann- dan gözümüzün içine baka baka, memur ve emekliyi enflasyon altında ezdırmeyecek, hatta geçmiş yıllann kayıplannı bir ölçüde giderecek ücret artışını verdıkle- rini söylüyor. Yıllarca iziediği ideolojik politikalan en katı reçeteleri ile uygulama adına, "Milletinparasmı on- lara yedirmem" diyen kendisi değil miydi? Çiller, işçi ve memuru, emekliyi enflasyon altında ezdiren polti- kaları nedeniyle çok ağır bir sabıkalı. Şimdi kimi ünlü gazetecilerin yardımı ıleaklanmaya çalışsa da hiç şan- sı yok. Yapılan bütun iyilikler Refah'ın. kötülükler DYP'nin olacak. Sosyal demokratlan koalisyon ortağı değil de, kuklası gibi kullanmanın acısı çıkacak. Tabii ki parti kimlıklerini unutup, boyun eğmekle, bir avuç insanın iktidann nimetlerinden yararlanması, ken- dini kurtarması uğruna herdayatmaya "evef" demek- le onlar kendi sonlarını kendileri hazırlamışlardı. Şimdı de Çiller ve takımını kurtarma uğruna DYP eri- tıliyor gibi geliyor. Biz yine hükümetin ilk uygulamalarına. ilehye dönük sonuçlarına bakmaya çalışalım.. Programında, yeni yaratacağı bütçe açıklan için bile kaynak göstereme- yen REFAHYOL iktidannın günü rahatlatan birkaç ka- rarından sonra neler olabilir? Biz bu filmi daha önce de pek çok kez görmüştük değil mi? En yakın ve en çarpıcı ne zaman, ne zaman? Tabii ki Özal iktidariannda. Özal. yıllarla işçiye-me- mura kan kusturmuş, enflasyon altında ücret artışlan ile birkaç yılda akıl almaz bir yoksullaşmayı yaratmış- tı. Sonra ekonomiyi, Türkıye'yi düze çıkaracak politi- kalan iflas ettığinde, giderayak, prestijinin hızla kaymak- ta olduğu süreçte, bütün tükürdüklerini yalamış, 180 derecelik bir politika değişikliği ile, ipin ucunu bırak- mıştı. Son dakikanın popülist politikaları ANAP'ı bü- yük oy kaybından kurtaramamış, Özal kurtuluşu Cum- hurbaşkanlığına kaçmakta bulmuştu. Yılmaz'ın erken seçime giderek ANAP'ı kurtarma çabası da bir ışe ya- ramamıştı. Işçınin, memurun 80'li yıllann sonları ile 9O'lı yıllann başlannda enflasyonu kapatan, geriye dönük açıkla- nnı da bir ölçüde gideren ücretlerindeki iyileşmenin acı- sı ise daha sonraki yıllarda yine çok kötü çıkanldı. Ka- şıkla verilen kepçe ile geriye alındı. Özellikle de eko- nomik kriz bahane Çiller iktidannda. Kesin olan şu ki Izzettin Önder Hocamızın dünkü bu köşede yayımlanan yazısında vurguladığı "kısa dö- nemde şerbet verici, fakat uzun dönemde tahripkâr" politikalar, başta ekonomi. yaşamın her alanına dönük olarak gündemde. Bunun çıkmaz sokak olduğunu, el- bette ki "kirli çamaşırlarını örtme koalisyonu "yapmış olan Erbakan ve Çiller de herkes kadar biliyorlar. Öyle ise? Koalisyonu uzun süreli olarak oluşturduk- ları açıklamaları doğru değil. Tam tersi stratejileri "vu- rup kaçma" üzerine. Çıller'e kimse şans tanımıyor. Ancak Erbakan ve Re- fah'ın "vurup kaçma" stratejisi ile, kısa donemli ikti- darda puan toplayıp, erken seçime gltme koşullannı yaratabilirse, seçim şansını artırabileceği olasılığı üzerınde duruluyor. Vergi yüzsüzleri 15 temmuzda açıklanıyor ANKARA (AA) - Türki- ye genelinde bu yıl kamuya asgari bir milyar ve üzerirı- de borcu bulunanlar. 15 tem- muzdan itibaren topluca ilan edilecekler. Malive Bakanlığı yetki- 1ilerinden alınan biIgiye gö- re Amme Alacaklannın Tah- sili (Jsulü Hakkında Ka- nun'la ilgili maddesi ıle "ödeme süresinin bitim ta- rihinden itibaren 6ay geçme- sine rağmen, kanundebelir- tilen kamu alacaklannın ödenmeyen amme borçlula- nnıiL ad \v umanlan He borç miktariannın yılda en çok birdefa Vfaliye Bakanhğı'nın belirleyeceği usul ve esaslar çerçevesinde ilan edilebile- ceği" hükme bağlanmıştı. 1996 y ilında Türkiye ge- nelinde ilan edilecek amme borçlularının asgari borç miktan bir milyar İira olarak belirlendi. Bu yıl yapılacak ilan kapsamma. 31 Aralık 1995 tarihı itibariyle bir mil- yar İira ve bu miktan aşan mıktarda borcu olup da 1 Temmuz 1996 tarihi itibariy- le bu borçlarını ödememiş olan borçlularalınacak. 1996 yılı için belirlenen miktann üzennde borcu olan amme borçlulannın ad so- yad ve unvanlan. 15 Tem- muz 1996 tarihinden itiba- ren Türkiye geneiinde her bir vergi dairesınde topluca ilan edilecek. İlan edilecek borçlu ile adı. soyadı. unvanı aynı olan gerçek ya da tüzel kişilerin bulunması halinde, bu kişi- lerin borçludan ayırdedile- bilmesi amacıyla. bu durum- da olan borçluların adı. so- yadı. unvanı ile birlikte fa- aliyet konuları ve adresleri gibi avırt edici ifadelere ilan listelerinde yer verilecek. Vergi dairelerince hazır- lanan ilan listesinin onayiı bir önıeği defterdarlıklarca bir- leştirilerek. ilan tarihinı ta- kip eden iki iş günü içinde Maliye Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğü'negönde- rilecek. İlan listesi 60 gün sürey- le asılı kalacak. 12 Eylül 1996 günü mesai saati biti- minde indirilecek. Amme borçları kavramı- nın içine. vergi. SSK, fon gibi borçlar ve bunların gecikme zammı ve faizleri eirivor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle