Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1 1 TEMMUZ1996 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
"TMO alım yapmıyor, farklı sektörlerden büyük firmalar buğday stokluyor, herkes zam hesabı yapıyor
Ekmekte aym oyunu oynuyorlarMERİH AK
IZMİR-ToprakMahsulleriOfîsi'nın
bugday alımındadevTe ciışi kalması. özel
tekellerin oluşmasına neden oldu. Sek-
tör dışından bazı büyük rirmalann bun-
dan önce olduğu gibi \ine büyük mik-
tarlarda buğday aiımı yaptığı bildirilir-
ken. dev letin bu speküîasyona müdaha-
leetmemesi durumunda. buğday. un ve
ekmek zincirinde büv ük v urgunlara yol
açacaği belırtilivor.
Türkiyenin bu yıl üretimınin 20 mil-
yon ton. aylık lüketiminm de 2 mihon
ton olduğunu belirten ılgili çevreler.
"Tüccar, komisyoncular. simsariar pi-
yasavı elegeçirdi. Şu anda fh aflar20 bin
İira ci\annda. Aralıkta ise 40-50 bin li-
ra olnıası bekieniyor. Stokçunun iştahı-
nı kabartan nokta da bu" görüşündeler.
Tansu Çiller'ın başbakanlığı döne-
minde başlayan devletin tanmdan tüm
desteğini çekmesi çalışmalan sürüyor.
Yeni hükümetinprogramında bu konuv-
la ilgili birmaddebulunnıasada. uygu-
lamalarde\ letin tanmdan elini çekme-
yi sürdürecegini gösteriyor. TMO'nujı
hububat alımlanna girmemesi devletın
bu yönde iziediği polıtikalardan biri.
TMO açıkladığı Tiyatla bir anlamda si-
gorta görev i görse de alım yapmamasi
'tehlikeH" bulunuyor.
Türkıy;e Zıraatçılar Derneği Genel
Başkanı İbrahinı Yetkin, TMO'nun iz-
iediği pofıtikayı "riskli" olarak değer-
lendirdi. Hükümetlenn üriin başfîyat-
Jannı artık formalıte olarak ilan ettiği-
ni belirten Vetkin şunlan söyledi:
"Hükümet alım yapmak için arıkia-
madı fiyatı. Parası da >ok, imkânı da
yok. Bu açıkladıkJan fiyatın altında sa-
tışı önlediği için üreticiye bir kalkı sağ-
ladığını söy le\ ebiliriz. Ancak doğnı >ap-
• Türkiye'nin bu yıl üretiminin 20 milyon
ton, aylık tüketiminin de 2 milyon ton olduğu,
tüccar, komisyoncular ve simsarların piyasayı
ele geçirdiği, şu anda 20 bin İira civannda
olan buğday fiyatının aralıkta iki katını
aşmasının beklendiği belirtiliyor. Stokçunun
iştahını kabartan bu tablonun, ekmek fiyatını
da 50 bin liralara taşıyacağı savTinuluyor.
mnorlar. Devlet zaten tanmdan deste-
ğiniçektiTanmıniçinde konımaalığ]yok.
Devletin artık öyle bir derdi de \ok. Her
şey kendi yolunda şekiüeniyor."
^'etkin. üreticinın kasıtlı olarak Ofis'ten
uzaklaştırıldığını savundu. Creticınin
hızla "tüccann kucağına itildiğini*" sa-
vunan Vetkin. şunlan söyledi:
"Tüccar, koınisyoncular. simsariar pi-
yasayı ele geçirdi. Bunlar. üretimin için-
de kişiler değü. Lcuza alıp pahalı sata-
caklar. Tüccann karşısında belii bir re-
kabetçisi yok. Tüccar istediği fiyata ve-
riyor sanayiciye. Tü ketici de pahalıya ye-
miş oluyor. Bu durumda. kaybeden üre-
tici ve tüketici; kazanan aracı ve tefeci.
Bu tehlikeli bir ovun."
Ekmek 50 bin İira olur
lzrnir Ticaret Borsasi Hububat Mamül-
leri Meslek Komitesi Başkanı Hürriyet
Doğan. TMO'nun daha öncekı dönem-
lerde izledıgi politikalarla "fahisfiyata
izin vermediğini". kımseyi de kimseye
ezdirmediğini dilegetirdi. Geçen yıl iz-
lenen hatalı politikalar sonucu savaş
stoklannın bile tükendiğini. bu aşama-
da ithalat yapılmak zorunluluğunun or-
taya çıktığını belirten Doğan. "Ekmek
ağıriıklı beslenme olan bir kültüriimüz
\ar. Geçen yıl buğday ı son raddemize
kadar kullandık. Hiçbir stokumuzyok-
tu. Bu as.amada diyoruz ki. TMO'nun
özellestirilmesi lafı bile çok tehlikeli. Bu
konuy la oy nanmamalı. .Serbest rekabet
geçen yıl ekmekfiyatlannı3 kat arttır-
dı. Bu sene de izlenen hatalı politikalar
sonucu ekmek fiyatı 50 bin liraya çıkar"
dedı.
TMO'nun buğday alımına girmeme-
sınin "özeltekel vestokçulan" doğurdu-
ğunu belirten Hürriyet Doğan. şunlan
söyledi:
"Büyük miktariarda stok alımına gi-
rişenler var. Tüccaıiara toplattınyorlar
buğdayı. Hububat jşinden başka işi olan-
lar bu sektöre girip stok yapmaya başla-
dıiar. Bu yıl 20 milyon tonluk üretim bek-
leniyor. 2 mihon ton aylık tüketimimiz
\ar. İretimle-tüketimbaşbaşa gidecek.
Stokçulann iştahını kabartan da bu. Şu
anda buğday 20 bin iira civannda. Ofis
ise 16-18 bin liradan buğday alıyor. Fab-
rikacılar. tüccarlar20 bin liradan alıyor
Aç bir piyasaya girildi. T.MO'nun açık-
ladığı 16-18 bin İira şu anki durunı için
gerçekçi değil. Stokçulann piyasaya. üre-
riciye ve tüketieiye büyük f.anr >erme-
mesi için TMO'nun deMrye girip mut-
laka alım yapıtıası gerekiyor. Eylül ayı-
na kadar buğday fî\atlannda\ükselme
de düşme de olmaz. Aralık ayinda 40-50
bin liraya kadarvurabüir. İştebu aşamada
fi\atlar patlar."
\L RTEN YALÇIN
Geçen hat'ta ıçensınde bazı gazetelerde
"Fırıncılar ekmeğe yine zam istiyor"
şeklindeçıkan haberlere Fırıncılar Ödası
Ba^kanı'ndan "şartlı" valanlama geldı.
FmncılarOdası Başkanı FahriOzer,
İNtanbul'da yenı fınn açılmasına izin
verilmemesi koşuluvla 1997 martayına
kadar ekmeğe zam yapmama kararı
aldıklannı söyledi. Ekmekteki zam
tartışmasının gereğınden fazla sayıdaki
fınndan kaynaklandığını belırten Özer
şöyle de\am etti: "İstanbuPun günlük
ekmek ihtiyacı 15 milyon adettir. Şu
anda 2500 kayıth, 400 tane de ilkel
yönteınlerie çalışan 2900 fırında 50
milyonluk üretim kapasitesi \ar. Bu
fırınların hiçbiri gerçek kapasiteleriyle
çalışamadıklarından maliyetleri çok
yüksek oluyor. Bunun sonucunda da
sürekii zam isteğiyle kapımız çalınıyor."
Geçen hafta ıçerisinde ekmekteki zam
talebivle ileilı olarak Saölık Bakanı
Yıldınm Aktuna'yla görüştüğünü
>öy)eyen Özer bakana ıhtıyaçtan fazJa
açılan fırınlann yarattıgı sıkıntıdan söz
ettiklerini \e yetkilılerden de yeni fınn
izinlenyle ilgili düzenleme yapılmasını
istediklerini belirttı. Açılacak fırınlara izin
\erılmeme.si. varolanların da mümkün
olduğu kadar şehir merkezlennden
uzaklaijtınlması gerektiğinı ifade eden
Özer. durumdan en kârlı çıkanın tüketici
olacağını ıleri şürdü. Şehir içerisindeki
küçük fırınlann birleşmesi yoluyla hem
daha kaliteli üretim yapabilme imkânı
doğacağmı. hem de maliyetin düşeceğinı
vurgulayan Özer "Önümüzdeki 3 yıF
içerisinde yeni fınn açılmayacağı
taahhüt edilirse. ben de ekmeğe zam
yapılmayacağı gibi fiyatların daha da
aşağı çekileceğini taahhüt ediyorum"
dedi. Özer. toplantıda V ıldırım
Aktuna'nın "Durumu inceleyeceğiz"
şeklindeyanıt \erdiğini. bunun üzerine
Fınncılar Odası olarak ekmeğe en az 7 ay
zam \apmama karan aldıklannı açıkladı.
Temiz toplum, laiklik ve serbest piyasadan ödiin yok
TÜSİAD icraata bakacak
• Koalisyon trafiği sırasında "Dosyapazarlığına" karşı çıkan
TÜSİAD. demokratik kurallar içinde Meclis'ten güvenoyu alan
REFAHYOL'a en baştan karşı çıkmadı, ancak toplumu kendileri ile
birlikte üç temel kriter içinde icraatları denetlemeye çağırdı.
Türkiye ve îtalya'dan ithalata damping iddiasıyla ek vergi geldi
Makarnaya ABD engeK
Ekonomi Servisi - Koalisyon pazarlıkları
sürerken. "dosya pazarlıkları üzerine
hükümet kurulamayacağı" uyansında
bulunan Türkiye Sanayicı ve Işadamlan
. Derneği (TÜSİAD), REFAHYOL hükü
metine en baştan karşı çıkmak yerine.
- icraatleri yakın takibe almayı tercih etti.
REFAHYOL'u ızlemek için üç temel kriter
belirlendiğinı açıklayan TÜSİAD bunları.
"Piy asa ekonomisi. çoğulcu demokrasi *e
temiz toplum" olarak ortaya koydu.
AD. hükümet ieraatlannın toplumun
rtim kesımleri tarafmdan yakından
izlenmesi gerektiğine dikkat çekerek. üç
teme! knterin de öncelik sıraMna
konulamayacağını ve aynı
derecede önemli olduğunu
vurguladı.
TÜSİAD Yönetim Kurulu RP-
DYP koalisyon hükümetınin
; Meclis'ten güvenoyu almasından
j sonra dün yazılı bir açıklama
ı yaparak hera koalisyonu ve hem de
* toplumu dikkatli olmaya çağırdı.
Parlamenter demokratik kurallar içinde
• yeni bir hükümetin kurularak Meçlis'ten
güvenoyu aldığınının belirtildiği TÜSİAD
açıklamasında. "Hükümet programı
; ülkenin tüm temel sorunlanna
değinmektedir. Ancak esas olarak
uygulamanın hangiyöndeseyTedeceği
önemlidir. Bu bakış açısıyla TÜSİAD
koalisyon hükümetınin ieraatlannın
* toplumun tüm kesimleri tarafmdan çok
yakından izlenmesi gerektiğj
gö'rüşündedir" denildı.
TÜSİAD Türkive'nin temel sorunlarının
çözüme kavuşturulması açısından
uygulamada hükümetin dikkate alması
gereen ilkeleri ise şöyle sıraladı:
- Piyasa ekenomisinin yasal \e kurumsaJ
yapısının korunması \e geliştirilmesi, dünya
ekonomisi ile entegrasyonun gereklerine ve
serbest piyasa ekonomisinin temel
kurallanna uygun davranılması,
ekonominJn rekabetçi bir yapıya
ka\ uştıırulnıası için gerekli yapısal
öniemferin aJınması.
- Gümrük birilğl ftnl.T^rrptıprlnn Hngjn aril
yükümlülüklerin yerme'geririlmesı, A\Tupa
B i l i i l lik k f i i i dBirligi ıle tam üyelik perspektıfi içinde
gümrük birliğinin ekonomiye
sağlayacağı kazanımların
hızlandınlması.
- Çoğulcu demokrasinin kurum
ve kurallarının korunması,
T 4 ? o t A r\ 8
el
'Şririlmesi. toplumsal
l {J^U\iJ uzlaşmanın tesis cdilmesi. laik
devlet yapısının korunması.
düşünce.inanç. ifade ve basın
özgürlüğünün korunması, insan
haklarına saygı. eğitim ve bilimde
çağdaş normlara uyulması,
- Temiz sıyaset, temiz yönetim ilkeleri
çerçevesinde yeni denetleme
mekanizmalannın kurulması, mevcutlann
ışletilmesi.
"Söz konusu ilkelerden hiçbin'nin
diğerinden daha az önemli \e hiçbiri
diğerine göre öncelikli degildir'" denilen
açıklamada. ilkelerden herhangi birinden
sapılması halinde Türkiye'nin içinde
bulunduğu sorunlann daha da
büyüyeceğine dikkat çekildi.
Sübvansiyon
oranları (%)
Filiz
Maktaş
Oba
3.87
12.61
15.82
Diğer 9.38
Damping
oranları (%)
Maktaş 56.87
Filiz 63.29
Diğer 58.87
Amerika Birloşik Do lctleri l luslararası Ticaret Komis-
yonu'nun aldığı k;ırarla. Türk \e İtalyan ürünü tnarka-
İarın ABD pazarındaki pa\ı "yüksek vergi oranlan"yü-
zünden "tehlikeye'* girmiş oldu.
FLAT KOZLl'KLL
WASHI.\GTON-ABD
Uluslararası Ticaret Ko-
misyonu. yerli makama sa-
nayisini zarara sokuyorge-
rekçesiyle Türk \e İtalyan
makarnalanna "antidanı-
ping \e ila\e gümrük \er-
gisi™ uygulanmasını ka-
rarlaştırdı.
ABD Ticaret Bakanlığı.
bir sure önce. Türk v e Ital-
yan makarna ürünlerinin
subvanse edildiğini ve
Amenkan pazannda "nor-
maldegerierin*'altında sa-
tıldığını açıklamiştı. Ba-
kanlığın vergileri. yıllık ya-
pılan incelemelere göre be-
lirlcniyor. L'lu.slararası Ti-
caret KLomisyonu'nun aldığı kararla. Türk ve İtahan ürü-
nü markalann ABD pazanndaki pay ı "yüksek\ergioran-
lan" yuzünden "tehlikeye" girmiş oldu. ABDTicaret Ba-
kanlığı. öncekı günden itıbaren gümrüğe. yeni belirle-
nen vergi oranlarının uygulanması "emrini" verdi. Be-
lirlenen oranlar. ticaret komisyonunda l'e karşı 5 oyla
kabul edildi.
Karara göre Türk firmalanndan yüzde 56.87 ile yüz-
de 63.29 araMnda "dampingvergisi'"alınacak. İtalyan fir-
malanna uvgulanacak vergi vüzdesi ise 2.8 ile yüzde 46.67
oldu. Munzam vergi uvgulamasında da yüzdeler şöyle
belirlendı: Tüık firmalanna yüzde 3.87 ile v üzde 15.82.
Italyan firmalanna ise yüzde 1.21 ile yüzde 11.23.
ABD Makarna Üreticileri Derneği Başkanı LukeMa-
rino. yeni uygulamayla ilgili olarak yaptığı açıklamada.
"ABD'deki makarna üretimi, dünyadaki en modern \e
en \erimli üretimdir. Herhangi bir firmayla kolayca re-
kabet edebilir. Ancak bu rekabet adil olmalıdır" dedi.
ÇİFTÇİ DOSTU / SADCLLAH USUMI
Pamuk üreticisine tuzak kııruluyor
U
ç ay sonra milyonlarca
pamuk üretıcısınin ba-
şına nasıl bir çorap örü-
leceğini tahmin edebil-
mek için, son geîışmelere birgoz
atmak yeterli... Zira. bazı çalış-
malar ve alınan kararlar gelecek
günlere ışık tutabılıyor. Hükümet
krızlerinin neden olduğu karga-
şa ortamına rağmen Ankara ve
Istanbul'da pamuk konusunda
çalışmalar sürdürülüyor ve üre-
tidlerin aleyhine yeni ve "aaklı se-
naryolar" hazırlanıyor. Önümüz-
deki günlerde hepsi teker teker
uygulamaya konulacak!..
1980 yılından sonra işbaşına
gelen hükümetler, ilgili bakanlar
ve bakanlık bürokratlarının bir
kısmı. bugüne kadar sanayici-
lerle aynı görüşleri paylaştılar.
Üreticilerin istekleri sürekli olarak
rafa kaldırılırken, sanayicilerin
bütün önerileri yerine getirildi.
Gelişmelere baktığımız zaman. bu
yıl da durumun önceki yıllardan
pek farklı olmayacağı anlaşılıyor!
1996 yılı pamuk ürünü henüz
tarlada. Toplanabilmesi için da-
ha 2 aydan fazla bir zaman var.
Ama tekstil ve konfeksiyon sa-
nayicileri ve oluşturdukları "lo-
bfler mayıs ayı başından beri
hareket halindeler. Yeni ürün pa-
muğu da geçmiş yıllarda oldu-
ğu gibi üreticinin elinden ucuza
kapatabilmek için önlerine çıka-
sak bütün engelleri şimdiden kal-
*rmaya çalışıyorlar.....
Tekstil ve konfeksiyon sanayi-
îilerinin bu çalışmalannda ba-
ianh sonuçlar aldıklannı da ka-
)ul etmek gerekir... Nıtekım. en
inemli iki engeli aştılar. Hem de
sngellerı öylesine "tereyağdan
jlçekergibi" aştılar ki kamuoyu
şin farkına bile varamadı. Üreti-
;i bile yiyeceği kazığın farkında
leğil!.. Birincı engel TARİŞ, ÇU-
KOBİRLİK ve ANTBlRÜK'ti...
Tam yeni sezon hazırfıklannın ya-
pılacağı dönemde her üç birliğin
genel müdürü görevden alınıver-
di. Ayrıca birçok önemli perso-
nelin ya görev yerieri degiştirildi
ya da işlerine son verildi. Böyle-
ce birliklerin içinde huzursuzluk
yaratıldı.Özellikle TARİŞ veANT-
BİRLİK genel müdürleri çok ba-
şanh hızmetler vermişlerdi. Hü-
kümetlerin kasıtlı olarak batır-
maya çalıştığı birlikleri düzlüğe çı-
karmışfardı. Bu yıl da pamuk
alımlarında daha da başarılı so-
nuçlar sağlayacak planları vardı.
Ancak işbaşında bulunan hü-
kümetlerin ve ilgili bakanların is-
tekleri ve beklentileri, birliklerin
başarılı olması değildi. Aksine
birliklerin batması onları sevindi-
recekti. Zira birlikler etkisiz hale
gelirse üreticileri koruyacak baş-
ka kurum kalmayacağı için sa-
nayiciler pamuk fiyatlannı istedi-
ği seviyeye düşürebileceklerdi.
Sanayici ve Ticaret Bakanı Ya-
lım Erez bu uygulamayı geçen
hükümet döneminde başlattı.
Üreticilerin ve diğer yöneticilerin
karşı çıkmasına rağmen kararın-
dan vazgeçmedi. Mesırt Yılmaz
gitti... Necmettin Erbakan gel-
di... Ama Ya/ım Erezgene Sana-
yi Bakanlığı'nda kaldı. Erez ge-
nel müdürlerin görevlerinden alın-
ması ile ilgili kararnameyi Mesut
Yılmaz'a imzalatamamıştı. Her-
halde "cicim" ayları sırasında
Necmettin Erbakan imzalaya-
caktır. Ve... Böylece 5 genel mü-
dürde gidecektir!..
TARİŞ, ÇUKOBİRLİK, ANT-
BİRLİK, KARADENİZBİRLİK ve
TRAKYABİRLİK'in başına ata-
nacak yeni genel müdürler ne
yapacaktır? Hemen söyleyelim
ki yeni genel müdürlerin eskile-
ri gibi üretıciden yana tavır koy-
maları mümkün değildir... Zira
Yalım Erez'in amacı bellidir. Ken-
disi üreticinin yerine sanayicinin
desteklenmesini istiyor... Böyle
düşünen bir bakanm yapacağı iş,
kendisinin sözünden ve emnn-
den çıkmayacak genel müdürler
atamaktır. Genel müdürün yapı-
sı Yalım Erez'in görüşlerine uy-
masa bile uyumlu hareket etme-
si için kendisinden söz alınacak-
tır.
Milyonlarca
üreticinin öz ma-
lı olan Tanm Sa-
tış Kooperatifle-
ri Birlikleri'nin işi
artık bitirilmiştir.
Bundan sonra bu
birlikler katnlyon-
lara varan servet-
leri ile sahibi olan
üreticilere değil,
tüccara hizmet
verecektir.
Dünyanın bir-
çok ülkesinde
sağ iktidarfar, sa-
nayici ve ışadam-
larını destekle-
miştir. Ama dün-
yanın hiçbir ülke-
sinde, hiçbir sağ iktidar, üretici-
leri kendi malı ve parası ile hol-
dingleri destekletmeyi becere-
memiştir.
Bizim solun dağınıklığı ve Ya-
lım Erez'in dehşet verici projele-
ri sayesinde Türkiye bu konuda
da öncülük yapmış oldu. Artık
30 milyona yakın çiftçimizin kat-
rilyonları pamuk sanayicilennin
emrinde olacaktır.
ikinci engel de "Milli Pamuk Is-
tişare Komitesi" idi... 1959 yılın-
da yürürlüğe giren "Milli Pamuk
Istişare Talimatı" ile kurulan isti-
şare komitesi, bakanlık tarafm-
dan feshedildi. Yerine "Pamuk
Yalıın Erez sa-
nayicinin ya-
lundayeraîır-
ken Hasan
Özmen iireti-
civisa\unuvor.
Danışma Grubu" kuruldu. Sa-
nayıciler istışare komitesinden
memnun değildi. Komite. dünya-
da ve Türkıye'de pamuk ile ilgi-
li gelişmeleri günü gününe ızliyor
ve hem üreticilere. hem de sa-
nayıcilere bılgi aktarıyordu. Ko-
mıte içinde üretıcı bırlıklerinin
ağırlığı vardı.
Sanayicıler tanm bakanlığına
etki yaparak bu komitenin kaldı-
nlmasını istediler. Bakanlık da bu
isteğe uydu ve komitenin çalış-
malarına son verdi. Yerine de
"Pamuk Danışma Grubu" adı ile
yeni bir kurul oluşturdu. Yeni ku-
rul için sanayicilere daha yarar-
lı olabilecek. üreticilere de ters ge-
lebilecek bir çalışma bıçimi be-
lırlendi.
Eskı komite hazıran ve ekim ay-
larında olmak uzere yılda 2 kez
toplanıyordu. Yeni grup eylül ayın-
da sadece bir kez toplanacaktı.
Tabii eylül ayında yapılacak top-
lantıda üreticilere yararlı olama-
yacaktı... Üstelik yeni grubun da-
ha ılk toplantısında ayrıcalık ya-
pılmıştı. Üretici biriiklerinin hiçbi-
ri toplantıya katılamadı. Bundan
sonra da aynı tertıplerin yapıl-
mayacağını düşünmek fazJa iyım-
sertik olurdu...
Tanm Bakanlığı'nın bu tutu-
muna izmir Ticaret Borsası tep-
kı gösterdi. Yeni kurulan grubun
da eski komite gibi çalışmasını
ve üreticilerin yeterli biçimde tem-
sil edilmelerini istedi. Bu konu-
da borsa yöneticilerinin yaptığı
başvuru etkisini gösterdi. Ba-
kanlık, yeni kurulun da yılda iki
toplantı yapmasını kabul etti.
Ama gene de borsa ve üretici
çevrelerinde tedirginlik sürüyor.
.. İzmir Borsa Başkanı Hasan
Özmen, bu konuda şunları söy-
lüyor: "Milli Pamuk Istişare Ko-
mitesi bilgı kaynağı idi. Her ke-
sim çalışmalannı, aldığı bilgile-
re göre yönlendiriyordu. Pamuk
piyasalanmıza, Türk tekstil üre-
timine ışık tutan, dünya piyasa-
lan hakkında geniş ve sağlıklı bil-
giler veren böylesine yararlı bir
komitenin çalışmalannı engelle-
mek yanlıştır. Başvurumuz üze-
rine tanm bakanlığıyeni kurulan
pamuk grubunun çalışmalannı
istediğimiz biçimde düzenleye-
ceklerini bildirdi. Eğer çalışma-
lar istediğimiz gibi sürmezse, is-
tişare toplantılannı Türkiyeçapın-
da biz düzenleyeceğiz..."
Komitenin yok edilmesi, pa-
muk araştırmalarında geleneksel
hale gelen uzlaşmacı yaklaşım-
ları temelinden sarstı. 16 yıldan
beri sürekli olarak sanayicilerin
yanında yer alan bakanlık tem-
silcüerine de güven kalmadı!..
SÜRECEK
İŞÇMN EVRENİNDEN
ŞÜKRAN SONER
Kim Kimi Kazıklıyon?
Hiç kuşkum yok ki, önceki gece telvizyon haberie-
rini ızieyen milyonlarca insan, Erbakan ve Refah'a
kuşku ile baksalar da alınan karariardan çok hoşlan-
dılar. Kendilerince rahat bir nefes aldılar. "Demek olu-
yormuş" dediler.
Milyonlarca memur, emekli, yüzde 50 zammın son-
ra acısı fazlası ile çıksa da, günlük sıkışıklığında ken-
dilerıne bir nefes aldıracağını düşünüyorlar.
Televizyonlar. istediği kadar popülist poltika, oyun
olsun. insanın içini ısıtan bir haberi daha veriyoriardı:
Ağar'ın döneminde gelen ve cezaevlerinde 50 günü
aşan açlık grevlerinin nedeni sayılan, sona ermesinde
bir önemli başlangıç olabilecek genelgeler kaldınlıyor-
du.
Ağar'ın inatla dirertiğı genelgeler, Ağaryine hükümet
içinde iken, Kazan'ın "insan haklan havarisi" pozlann-
da konuşmaları ile kalkıyordu. Ağar'ın ve DYP'nin ken-
dilerinı ağır zan altında bırakan bu tavra karşı sesi so-
luğu çıkmıyordu. DYP önemli birgol daha yemiş olu-
yordu.
Bize ne? Cezaevlerinde açlık grevlerini sona erdir-
memış olsa da yumuşak bir adım umutlandınyor.
insanı yok sayan politikalar, öylesine acımasızca uy-
gulandı ki, ınsana yönelik her adım, oyun olsa da top-
luma sıcak geliyor.
insanlar, oyuna geldiklerini bilseler de, günlük can-
lannı yakan, sıcak soruna en küçük bir çözüm geldi-
ğinde sevinçle karşılıyorlar.
Açlık grevindeki çocuğunun ölmesi kaygısını yaşa-
yan annenin, açlık grevlerinin kaldırılması için işe ko-
yulduğunu söyleyen Kazan'a umutla bakmamasına
olanak yok.
Hiç unutmuyorum, aylarca grev yapan, Türkiye'nin
en militan, en bilinçli işçileri, 12 Eylül ihtilali ile grevle-
ri yasaklanıp, yüzde 70 ücret artışı avansıyla ışbaşı
yaptırıldıklarında, yöneticileri hapishaneye atılmışken,
hem de ihtilalin en karanlık günlerinde, buruk, ama
günlük açlık sorunlarını çözmenin rahatlığında, baya-
ğı ciddi bir sevinçle işbaşı yapmışlardı.
Memur ve emeklilerin birkaç günlük rahatlama da
getirse ücret artışlanna sıcak bakmalan çok doğal.
REFAHYOL 'un gündeminde bu türden rahatlatıcı, pek
çok işin daha da olduğu bilıniyor.
REFAHYOL iktidarının popülist politikalara yönele-
ceği apaçık stratejisi, bu dönüş, Çiller ve DYP'yi kur-
tarır mı? Yöksa atın dizgini Refah'ın elinde görüldüğü-
ne göre, sadece Refah'a mı çok yarar?
Çiller, gerçekten çok pişkin, televizyon ekranlann-
dan gözümüzün içine baka baka, memur ve emekliyi
enflasyon altında ezdırmeyecek, hatta geçmiş yıllann
kayıplannı bir ölçüde giderecek ücret artışını verdıkle-
rini söylüyor. Yıllarca iziediği ideolojik politikalan en
katı reçeteleri ile uygulama adına, "Milletinparasmı on-
lara yedirmem" diyen kendisi değil miydi? Çiller, işçi
ve memuru, emekliyi enflasyon altında ezdiren polti-
kaları nedeniyle çok ağır bir sabıkalı. Şimdi kimi ünlü
gazetecilerin yardımı ıleaklanmaya çalışsa da hiç şan-
sı yok. Yapılan bütun iyilikler Refah'ın. kötülükler DYP'nin
olacak. Sosyal demokratlan koalisyon ortağı değil de,
kuklası gibi kullanmanın acısı çıkacak.
Tabii ki parti kimlıklerini unutup, boyun eğmekle, bir
avuç insanın iktidann nimetlerinden yararlanması, ken-
dini kurtarması uğruna herdayatmaya "evef" demek-
le onlar kendi sonlarını kendileri hazırlamışlardı.
Şimdı de Çiller ve takımını kurtarma uğruna DYP eri-
tıliyor gibi geliyor.
Biz yine hükümetin ilk uygulamalarına. ilehye dönük
sonuçlarına bakmaya çalışalım.. Programında, yeni
yaratacağı bütçe açıklan için bile kaynak göstereme-
yen REFAHYOL iktidannın günü rahatlatan birkaç ka-
rarından sonra neler olabilir?
Biz bu filmi daha önce de pek çok kez görmüştük
değil mi? En yakın ve en çarpıcı ne zaman, ne zaman?
Tabii ki Özal iktidariannda. Özal. yıllarla işçiye-me-
mura kan kusturmuş, enflasyon altında ücret artışlan
ile birkaç yılda akıl almaz bir yoksullaşmayı yaratmış-
tı. Sonra ekonomiyi, Türkıye'yi düze çıkaracak politi-
kalan iflas ettığinde, giderayak, prestijinin hızla kaymak-
ta olduğu süreçte, bütün tükürdüklerini yalamış, 180
derecelik bir politika değişikliği ile, ipin ucunu bırak-
mıştı. Son dakikanın popülist politikaları ANAP'ı bü-
yük oy kaybından kurtaramamış, Özal kurtuluşu Cum-
hurbaşkanlığına kaçmakta bulmuştu. Yılmaz'ın erken
seçime giderek ANAP'ı kurtarma çabası da bir ışe ya-
ramamıştı.
Işçınin, memurun 80'li yıllann sonları ile 9O'lı yıllann
başlannda enflasyonu kapatan, geriye dönük açıkla-
nnı da bir ölçüde gideren ücretlerindeki iyileşmenin acı-
sı ise daha sonraki yıllarda yine çok kötü çıkanldı. Ka-
şıkla verilen kepçe ile geriye alındı. Özellikle de eko-
nomik kriz bahane Çiller iktidannda.
Kesin olan şu ki Izzettin Önder Hocamızın dünkü
bu köşede yayımlanan yazısında vurguladığı "kısa dö-
nemde şerbet verici, fakat uzun dönemde tahripkâr"
politikalar, başta ekonomi. yaşamın her alanına dönük
olarak gündemde. Bunun çıkmaz sokak olduğunu, el-
bette ki "kirli çamaşırlarını örtme koalisyonu "yapmış
olan Erbakan ve Çiller de herkes kadar biliyorlar.
Öyle ise? Koalisyonu uzun süreli olarak oluşturduk-
ları açıklamaları doğru değil. Tam tersi stratejileri "vu-
rup kaçma" üzerine.
Çıller'e kimse şans tanımıyor. Ancak Erbakan ve Re-
fah'ın "vurup kaçma" stratejisi ile, kısa donemli ikti-
darda puan toplayıp, erken seçime gltme koşullannı
yaratabilirse, seçim şansını artırabileceği olasılığı
üzerınde duruluyor.
Vergi yüzsüzleri 15
temmuzda açıklanıyor
ANKARA (AA) - Türki-
ye genelinde bu yıl kamuya
asgari bir milyar ve üzerirı-
de borcu bulunanlar. 15 tem-
muzdan itibaren topluca ilan
edilecekler.
Malive Bakanlığı yetki-
1ilerinden alınan biIgiye gö-
re Amme Alacaklannın Tah-
sili (Jsulü Hakkında Ka-
nun'la ilgili maddesi ıle
"ödeme süresinin bitim ta-
rihinden itibaren 6ay geçme-
sine rağmen, kanundebelir-
tilen kamu alacaklannın
ödenmeyen amme borçlula-
nnıiL ad \v umanlan He borç
miktariannın yılda en çok
birdefa Vfaliye Bakanhğı'nın
belirleyeceği usul ve esaslar
çerçevesinde ilan edilebile-
ceği" hükme bağlanmıştı.
1996 y ilında Türkiye ge-
nelinde ilan edilecek amme
borçlularının asgari borç
miktan bir milyar İira olarak
belirlendi. Bu yıl yapılacak
ilan kapsamma. 31 Aralık
1995 tarihı itibariyle bir mil-
yar İira ve bu miktan aşan
mıktarda borcu olup da 1
Temmuz 1996 tarihi itibariy-
le bu borçlarını ödememiş
olan borçlularalınacak.
1996 yılı için belirlenen
miktann üzennde borcu olan
amme borçlulannın ad so-
yad ve unvanlan. 15 Tem-
muz 1996 tarihinden itiba-
ren Türkiye geneiinde her
bir vergi dairesınde topluca
ilan edilecek.
İlan edilecek borçlu ile
adı. soyadı. unvanı aynı olan
gerçek ya da tüzel kişilerin
bulunması halinde, bu kişi-
lerin borçludan ayırdedile-
bilmesi amacıyla. bu durum-
da olan borçluların adı. so-
yadı. unvanı ile birlikte fa-
aliyet konuları ve adresleri
gibi avırt edici ifadelere ilan
listelerinde yer verilecek.
Vergi dairelerince hazır-
lanan ilan listesinin onayiı bir
önıeği defterdarlıklarca bir-
leştirilerek. ilan tarihinı ta-
kip eden iki iş günü içinde
Maliye Bakanlığı Gelirler
Genel Müdürlüğü'negönde-
rilecek.
İlan listesi 60 gün sürey-
le asılı kalacak. 12 Eylül
1996 günü mesai saati biti-
minde indirilecek.
Amme borçları kavramı-
nın içine. vergi. SSK, fon
gibi borçlar ve bunların
gecikme zammı ve faizleri
eirivor.