Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 11 TEMMUZ 1996 PERŞEMBE
14 KULTUR
Miles Davis'in sağ kolu Marcus Miller, enstrümanlardaki virtüözitesiyle bütün 'sihirbazlığım' ortaya koydu
'Cazıvareden
riûmdir'• Bugün yaptığı müzikte bile hâlâ Miles Davis'in etkilerinin
sezilebildiğini belirten Marcus Miller, "Cazı vareden insanın
içinde yaşattığı ritimdir. Benim yapmak istediğim de bu ritmin
peşinden gitmek. Miles Davis ve saygı duyduğum pek çok insan
gibi yüreğimden gelen müziği yaşamak ve yaşatmak" diyor. Marcus Miller, İstanbul 'dan sonra İngiltere ve Fransa'da konserler verecek. (Fotoğraflar:DEVRİM BARAN)
DIVGU DLRGUN
Miles Davis'ın sağ kolu. Al Jarreau. Ro-
berta Flack, Earl Klugh, David Sanborn
gıbı sanatçılarm ünlüalbümlerininyara-
tıcısı Marcus MiUer'ın. 3. Uluslararası Caz
Festivali kapsamında \erdiğı konser, fes-
tivalin en çarpıcı etkınlıklennden biriy-
di. Cazseverlenn uzun zamandırmerak-
la bekledıgi konserde Miller. enstrüman-
lardaki v ırtüözıtesiy le bütün 'sihirbazlı-
ğını' ortaya koydu.
Marcus Miller (bas). Pöogie Bell (da-
vul), Da\e Delhomme (tuşlu çalgılar).
Michael •Patches' Stevvart (trompet) ve
Dave Ward"dan (keyboards) oluşan top-
luluk. ağırlıklı olarak Miles Da\ıs par-
çalanndan oluşan bır programla cazse-
verlenn karşısına çıkarak dinleyıcilenn
Davib ile hasret gidermesini sağladı bir
anlamda.
Powerof Love Love Povveradlı parça-
sıyla 1 "WI y ılının R&B Grammy sıni alan
basçı. besteci. prodüktör Marcus Miller.
de> im yenndeyse on parmağında on hü-
ner olan bır miizık adamı. Pek çok ünlü
müzısyenın albüm prodüktörlügünü üst-
lenen Mıller'ın kendi adına yaptığı en
çarpıcıçalışması 1994tanhlı Tales'ıÖy-
küler) albümü. Miller. bu albümle zencı
müzığinın son 30 yıllık gelişimini göz-
den geçinrken Mıfes Da\is. Billie Holi-
da>, Lester Young, Joe Sample gibi usta-
lann ses kayıtlannı soul. rythm& blues.
hıp-hop gıbı akımlarla bırleştinyor. 'Ta-
les'in dikkat çekicı özellıklennden biri de.
Miller'ın bu albümde başta Beatles"dan
'Come Together' gibi bir klasik \e Ste-
\ie VVbnder'dan bir parça olmak üzere,
kendi yorumunu da kattığı 'cover'parça-
larayönelmesı.
Miller bu albümle. kendi deyimiyle. ye-
niden köklenne dönmüş bir müziği, tarz
ve dönemden bağımsız biçimde dile ge-
tirmek istiyor.
Avrupa turnesinin Istanbul durağın-
dan sonra ingiltere \e Fransa'da da kon-
serler verecek olan ^anatçı ile Caz Fes-
malı'nde \erdıgi konser öncesınde gö-
riiştük
- Miles Davis'in sağ kolu olarak bilini-
yorsunuz. Davis'in 'Tutu . "Sıesta",
"Amandla" albümlerinde birlikte çalıştı-
nız. Bu dene>im si/e neler kattı?
MİLLER- Miles ile birlikte çalışırken
her zaman özgür olduğumu hissettim.
Çalışmalanmızda birbirimize hep saygı
duyduk. Müzikteki kariyerimı şekillen-
diren en önemlı insandı. Pek çok kişı onu
eleştirse de doğru bildiğini. inandığı şe-
yi yapmaktan vazgeçmezdı. Ondan öğ-
rendığim en önemli şey kendine güven
duymak oldu.
Tabii bunun yanında, merak duygusu-
nun ne demek olduğunu da öğrendim. Bu-
gün yaptığım müzikte bile hâlâ onun et-
kileri sezılebılıyor. Çünkü gerçekten de
çok önemlı bir müzik adamıydı.
- Müzisyen olmanın yanısıra, müziğin
üretim siireci içerisinde de yer alıvorsu-
nuz. Roberta Flack. Joe Sample. Aretha
Franklin gibi sanatçılann prodüktörlüğü-
nii üstlendiniz...
MİLLER - Her şeyden önce bir mü-
zisyenım ben. Sanınm. başmdan ben çok
şanslıydım. Çok başarılı müzısyenlerle
çalıştım. Bana ne yapmam gerektiğıni
söyleyen bır plak şırketı ile uğraşmak
zorunda kalmadım. Miles Davis. Joe
Sample gıbı müzısyenlerle birlikte ça-
lışmak gerçekten de çok önemlıydi. In-
san ilişkileri. müzık anlay ışı üzerine ken-
di adıma çok şey kazandım. Ürettiğım par-
çalan birlikte çalıştığım müzısyenlerle tar-
tışarak. onlann yorumlanndan yararlana-
rak başladım işe.
- Son albümünüz "Tales" en kişisel al-
bümünüz olarak değerlendirilivor. Bu al-
bümü yaparken amacınız nevdi?
MİLLER-Albümü. yaşamım boy un-
ca yaptıklan müzik ya da savunduklan
düşüncelerden etkilendığım ve severek
dınledigım müzisyenlerden yola çıkarak
yaptım.
En önemlisi de genç \e yaşlı müzis-
yenlerarasında müziksel ıletişımi. bağ-
lantılan kurmayı amaçladım. Farklı stil-
feri. benim tarzımla ilgısı olmayanları
bile. biraraya getirerek eskı ve yeni ku-
şağın buluştuğu noktalan göstermek is-
tedim. Genci, orta yaşlısı ve en yaşlısı ile
birlikte bana kendi müzik serüvenlerini
anlatan bu ınsanlann ortak bir noktası var-
dı: Dürüstçe müzik yapmak. Kendine
karşı a.sla y alan söy lememek v e yüreğin-
den gelen sese kulak vermek.
- İstanbul Caz Festivali'ni nasıl değer-
lendiriyorsunuz? Avrupa ve dünva sıra-
lamasında İstanbul Caz Festivali nerede
duruyor?
MİLLER-istanbul Caz Festıvali hak-
kında. buraya gelmeden çok şey duy-
dum. Tanınmış müzisyenleri bir araya
getırmesı çok önemli. Örneğın JoeZa-
vvinul gıbı bir usta müzisyenin burada
çalmış olması bence önemlı bır müzik ola-
vı
•Dürüstçe' müzikyapan ve yüreğinden gelen sese kulak veren Marcus .Miller, caa bir deney olarak nitelendiriyor.
-Avnıpa'nınönde gelen festivalleriara-
sında ver alan Montreu\ vc l'mbria gibi
caz festivalleri. bildik isimlerden çok ta-
nınmamış sanatçılara ver veriyor ve bu
yön iiy le daha denev sel bir çizgiye kay mış
gibi görünüyor. Bu vonelimi nasıl deger-
lendirivorsunuz?
MILLER-Cazın kendısı bırdeneydır
zaten. Eğeryenıliklere. deneylere açık de-
ğilseniz yok olmaya mahkûmsunuz de-
mektir. Bu da bır müzisyen ıçin en teh-
likeli durumdur.. Bazen bir caz festıva-
linde bir rock grubunun çağrılı oldugu-
nu göriir \e 'Bunun neişi var burada'der-
siniz. Ama bu da bır tür deney. Cazdan
söz ediyorsak. deney lerden ürkmemek
gerek. Festivallerın bir yönü de budur
zaten Eğer. burada VVavne Shorter, Joe
Zavvinul, Herbie Hancock gibi önemlı
müzisyenlen dinleyebılıyorsanız araya
farklı stıllerin. seslerin girmesinin sakın-
cası olamaz.
- Caz müziğindeki. yeni eğilimleri na-
sıl değerlendirivorsunuz? Caz nereye gi-
diyor?
MİLLER - Her zaman olduğu gibi.
cazmüzığindedeınişlı çıkışlı bırdönem
yai>anıyor. Kimıeğılimlerıyı. Kimılen ise
vasatı aşmıyor. Bazı müzısyenler geç-
mişte var olan şey i yenıden yaratmay ı: ki-
mileri de cazı popa kaydırmayı denıyor.
Ama bu her zaman böyle olmuştur. NIi-
les Davis gibi bır müzisyen bile hayatta
iken ondan daha popülerolan pek çok mü-
zisyen vardı. Ne yazık kı. bazen popüler
ısimler gerçek müzisyenlenn önüne ge-
çebiliyor. hatta daha çok dikkat çekıyor.
Bense cazı ilk kaynagından. yani 30'la-
rın 40'lann danı> müziginden uzaklaştır-
mamak. o bağlantıyı hep canlı tutmak
istiyorum Cazı \ar eden insanın içinde
yaşattığı ritimdir. Benim yapmak istedi-
ğim de bu ritmin peşinden gitmek. Mi-
les Dav is ve saygı duyduğum pek çok in-
san gibi y üregımden gelen müziği yaşa-
mak \ e yaşatmak.
- 'Tales'den sonra sırada nasıl bir ça-
lışma olacak?
MİLLER - Konser kayıtlarından olu-
şan bir albüm üzerine çalışıyorum. Film
müziklerı yapmayı düşünüyorum. On-
dan sonra ne yapacağıma henüz karar
vermedim. Sanınm. yeni sesler üzenn-
de duracağım. Ancak henüz bır konsept
kararlaştırmış değilim. Kapıları açık
tutuyorum. Her şey stüdyoya gırdiğim-
de bellı olacak.
IŞILDAK VE YELPAZE
ATİLLA BİRKTYE
Caz Bir Coşkudur
Sinema birşenliktir...
Tiyatro bir yaşamdır...
Müzık bır serüvendir...
Caz bir coşkudur...
istanbul gecelerinı caz 'estivaliyle noktalıyoruz. Ni-
sandan ben istanbul sanatın rüzgârlan altındaydı.
Tüm umutsuzluklanmadan, festivallerdekı sanatın
barış ortamıyla bir nebze olsun sıynlabildik.
Dünyanın önde gelen sanatçılarını, akımlarını izle-
me şansımız bir kez daha doğdu. Bir kez daha; çün-
kü burası Türkiye, önümuzdeki yıl ne olur, bilinir mi?
Evet, caz bir coşkudur. Bu yıl. istanbul Kültür ve
Sanat Vakfı, düzenlediğı festivallerın sunuşlarını yu-
karıdaki belgilerle yapmıştı. Yaşamın içinden çıkan in-
celikli belgilerdi bunlar...
Hepsi birer coşku değii mıydi?
Çok çeşitli insanları. farklı ınsanları bir arada tutan,
benzer bır atmosferde benzer duygular içıne yönel-
ten etkinliklerdi bunlar. Istanbullular. her zaman oldu-
ğu gibi bu yıl da festıvallerıni sahiplendıler. Kuşkusuz
fstanbul'un demokratikleşmesi de bu festivallerden
geçiyor.
Öyle ya, istiklal Caddesı'nde yazın sıcağında ma-
salara izin vermeyen zıhriyete, içki yasağmı metre-
lerle ölçen zihnıyete karşın nasıl yanıt verılebilir...
Bekâr Sokak'takı tezgânları kaldırdıkları gibi, o gü-
zelim sokağın içıne utanmadan ış makinelerinı koyan
zihniyete başka nasıl yamt verilir...
•
Caz, bir coşku olduğu kadar tanımsız bir duygu-
dur da. Kuşkusuz bu. cazın kendine özgü "sound"un-
dan. geçmişinden, köklerinde yatan "isyankâr baş-
kaldırış "ından gehr.
Caz festivali büyük bir coşku ve büyük bir ilgiyle
sürüyor. Bazı konserler hınca hınç doldu.
Festivalin konuk toplu'uklarından New Orleans'ın
ünlü bandosu Olympia Brass Band'ın geçen per-
şembe İstiklal Caddesı'ndeki geçıtı ızlenmeye de-
ğerdi. Yüzlerce insan bu topluluğun peşıne takılıp
Taksim'e kadar bir ritim zengınliğı içinde yürüdü.
Kimileri dansettı. kimilen mırıldandı, kimilen gülüm-
seyerek izledı, kimileri pencerelerden alkışladı.
Kolay kolay başka bır yerde görülemeyecek. baş-
ka bir ortamda yaratılamayacak bır barış ortamı var-
dı.
Kendini profesyonel bıramatör olarak tanımlayan
ve tüm sanatsal etkinlıklerde görebıleceğınız Orhan
Bey ile Nevızade'nın ünlü udisi Hüseyin de bu mü-
zik geçıtinde bile ısteye. seve yapa yerlerini alıyorlar-
dı.
Yürüyenlerin bedenlerınde, her ne kadar yabancı-
lık çekseler de dansın küçük küçük hareketlerıni gör-
mek olanaklıydı.
Cumartesı günierı acımasızca annelenn dövüldü-
ğü yerden başlamıştı yurüyüş. Bir anlamda, istiklal
Caddesi'ndeki yürüyüş yasağı böylece delınmiş olu-
yordu.
Öte yandan aslında br 'cenaze bandosu" olan
topluluk, New Orleans esıntilerinı istiklal Caddesi'ne
taşırken kayıplara da bır ağıt mı yakıyordu?..
Ya da kendi köklerındekı, ta Afrıka'ya uzanan yıtik-
liğin acısını mı notalara döküyorlardı?..
Her şeye karşın güle oynaya, anımsananları unut-.
madan, anın-neşesiyle topıuca Taksim'e kadaryürü->
nüyordu.
Bir önceki gece, aynı topluluk Nevv Orleans esin-
tileriylebizebir"/sfanfaL//9eces/"yaşatmamışmıydı?
Zaten tüm bu festivaller boyunca yaşadıklarımız bir
İstanbul gecesı değil miydi?
Hangı birimız bu keyiflı İstanbul gecelerinden vaz-
geçebiliriz. Hangımız bu çok şey ifade eden istanbul
gecelerinin elimizden almrnasına göz yumabiliriz?..
+
Dead Can Dance'ın ruhtjmuzu kutsayan, Loreena
McKennitt'in gizemli ezgileriyle festıval mehtaph İs-
tanbul gecelerinde yol alırken, bir kez daha Trilok Gur-
tu'nun sıhirlı parmaklanna. Zawinul'un bitmez tüken-
mez enerjisine tanık oluyorduk.
Önümuzdeki günlerdeainleyeceğımiz, cazın büyük
ustalan dacabası...
Caz. bır coşku olduğu kadar tanımsız bir duygudur
da...
Buyıl da dinleyicilerinin karşısına bir sürprizle çıkan ArifSağ bağlamaseverleri büyüledi
Hisar'da 'Bağlama Konçertosu'
ArifSağ'a İstanbul DevletSenfoniOrkestrasıeşliketti. (Fotograf: KADERTUGLA)
MİYASE fLKMR
Türkiye'de adı bağlamayla özdeşleş-
miş tek sanatçı Arif Sağ'dır. Bağlamayı
virtüözlük derecesınde seslendiren bir-
çok bağlama ustası olmasına karşın bu
sanatçılar daha çok yorumculugu ön
plana çıkarttıklanndan Anf Sağia bağ-
lama arasındaki çağnşı.MI yakalay ama-
mışlardır. Şan Tiyatrosu'nun konser sa-
lonuna dönüştüğü 1980"li yıllann orta-
sında "İşte Bağlama, İşte ArifSağ" adı-
nı taşıyan konserlerinde Türkiye'de ilk
kez bağlama resıtalinı gerçekleştiren
sanatçı, her yıl dinleyicilerinin karşısı-
na bir yenilikle çıktı.
Bağlama ustaları arasında nadıren
kullanılan ve bağlama çalış tekniğinde
bırdevnm olarak kabul edilen bağlama
düzeninın yaygınlaşmasında öncülük
etti. O tarihten bu yana bağlama artık
bu teknikle çal ınır oldu. Bağlama düze-
ninegeçildikten sonra kullandığı sesle-
rin aralığı kadar bağlamanın sapını kı-
saltarak kısa saplı bağlamanın mucidı
oldu. Dilsiz kaval, bendir, tar \e asma
davul ve çoban kavalının Halk Müzı-
ği'nde kullanılmasında da Arif Sağ'ın
katkısı unutulmaz.
Arif Sağ geleneksel Şan Tiyatrosu
konserlerinde ilk kez "GönüMenGönü-
le"adını verdığı 100kışılikkorovebağ-
lcima dışında ütlemelı, yayiı \e \unna-
lı sazlann da y er aldığı büy ük bir orkest-
ra ile konserlerinde "tek ses tek saz"
egemenliğıni yıktı. Bu da yetmedi "Bay
Bağlama''ya. Anadolu'da Ale\ i dedele-
rinın kullandığı geleneksel şelpe teknı-
ğini geliştırerek yeni bır senteze gıtn. Te-
zenesiz çalınan bu teknıkte tenle telin
buluşmasından çıkan tınılarmüzıksever-
leri büyüledi.
Geçen yıl Rumelihisan Konseri'nde
birbaşka yenilik bekfiyordu ArifSağ hay-
ranlarını. Sanatçı bu kez. "Tekevöre-
si"nde yerel sanatçılann sazın sapında-
ki tellere dokunarak çaldığı geleneksel
bir tavırı yöresellıkten çıkarıp ulusal
kültüre kazandırdı. Konserinin ikinci
• Geleneksel Rumelihisan
Konserleri'nin üçüncü
konuğu ArifSağ, geçen yıl
olduğu gibi bu yıl da
hayranlannın karşısına bir
sürprizle çıktı. Sanatçının bu
yılki sürprizi, Betin Güneş
yönetimindeki İstanbul
Devlet Senfoni Orkestrası
eşliğinde on bölümden
oluşan "Bağlama
Konçertosu"ydu.
bölümünde bizzat yöreye giderek bu
tavrı inceleyen ve ustalıkla kullanan
Erol Parlak ve Erdal Erzincan'ı da ya-
nına alarak ensrürmental ezgileri sesien-
diren Arif Sağ, uzun süre gündemde
kalmıştı. Yurtiçinde ve yurtdışında bu
konserlerıni sürdüren ArifSağ. geçtiği-
mız aylarda Köln"de Şef Betin Güneş yö-
netimınde Köln Filarmoni Orkestrası
ile bır konser verdı. Coşkun Ozdemir ta-
rafından yazılan lObölümlük bağlama
konçertosu batı sazları ve bağlama ile
birlikte sunuldu.
Köln'den sonra İstanbuJ'da
Yöresel ezgileri önce ulusal. ardından
da evrenselliğe taşıyan ArifSağ \e ar-
kadaşlan amacına ulaştı. Türk v e Alman
basınında geniş yer alan bu konserden
Türkiye'dekı müzıkseverleri mahrum
etmek olmazdı. O nedenle geleneksel Ru-
melihisan Konserleri'nde Arif Sağ. Er-
dal Erzıncan. Erol Parlak ve Şcf Betin
Güneş yönetimindeki İstanbul Devlet
Senfoni Orkestrası on bölümlük bu kon-
çertoyu Istanbullu müzikseverlere de
dinlettı. Rumelihisan Konserleri'nin
üçüncüsü olan Arif Sağ konserlerine
gelenler böy le bir sürprızden habersiz-
di. Zıra ne tanıtım afişlerinde ne de ga-
zete ilanlannda programın içeriği mü-
zikseverlere duyuıulmadı.
Konsere gelenler birincı bölümde Arif
Sağ ve bağlamasını dinledi. Bağlama-
sıyla çoğunluğu geçen yılki repertuar-
dan oluşan türkülerini seslendiren Anf
Sağ. "\bl Ver Dağlar", u
Ne Aglarsın
Benim Zülfü Sivahım", "SeversenAli'yi
Değme \arama"* \e "Açılın Kapılar
Sah'aGkfcüm" adlı türkülen hısan dol-
duran dev bir koroyla birlikte söyledi.
Bu bölümde DavutSuiaıi İsmaiiOzden,
Daimi, Dertli DKani'dcn alınan deyiş-
lerin dışında geleneksel Kısas Semahı.
Turna Semahı. "SanGelin
1
" gibi türkü-
leri okuyan Anf Sağ. bu bölümü Anka-
ranın "Vandım Şeker" oyun havasıyla
bitirdi. On beş yıldan beri herkonsenn-
de seslendirdiği "Yandım Şeker"i her
konserinde olduğu gibi bu konserinde
de farklı bır tarzda çaldı.
Sanatçı ikinci bölümde dinleyicileri-
nin karşısına Erol Parlak ve Erdal Er-
zincan gibi son iki yıldakendilerineçok
iyi bıryeredinen bağlama ustalannın ya-
nında İstanbul Devlet Senfoni Orkest-
rası ile çıktı. Çok sesli düzenlemesini
Coşkun Özdemır'in yaptığı Bağlama
Konçertosu, Betin Güneş'ın yönetımın-
debaşladı.
Bağlama Konçertosu'nun ilk bölü-
münde "SerenlerZevbeği"nın çok ses-
li düzenlemesini dinledık. İkinci bö-
lümde Erdal Erzıncan'ın "Bağlama
l'vertürü'" seslendirıldi. Üçüncü bö-
lümdeki klarnet sololarında Köln Filar-
moni Orkestrasf nın başarılı elemanı
Seiçuk Şahinoğlu sanatını konuşturdu.
Konçerto'nundördüncübölümünde Erol
Parlak'ın bir çalışması çok seslı olarak
sunuldu. Daha sonra arka arkaya iki bö-
lümde ArifSağ ınçalışmalan bırbinne
bağlanarak dınletildı. Konçerto Dertli Di-
vanınin "Efsanevim" adlı eseri ile son
bulurken bütün dınleyıcıler ayaktaydı.
Halk Müziği adına çok ıddıalı \ e cid-
di bir çıkış yapan Arif Sağ'ın iki yıldan
beri müzik tekellerı ve basın tarafından
pompalanan onca popçu arasında Ru-
mehhısarf nda konser vermesı bile Halk
Müziği adına başlı başına birolay, önem-
lı bir dönüm noktası sayılmalı.
Şiir Oku'nda Sıvas yangını
• Kültür Servisi- Ikı aylık şiiryaprağı Şiir Oku'nun
üçüncü sayısı çıktı. Sivas yangının üçüncü yılında
Sivas'ta yakılan Metin Altıok. Behçet Aysan ve Uğur
Kaynar'ın şiirleri ve yaşamlan üzerine değinilerin
yayımlandığı yaprakta. şiırlenyle Yüksel Andız.
Yılmaz Arslan. Yalçın Aydın Ayçıçek. Mehmet
Büyiikışık. Nılay Dirim. M. Mahzun Doğan. Şükrü
Erbaş. Bunhanettın Kaya. Mıne Kaya, Yavuz Ozdem
ve düzyazılanyla Mesut Aşkın. İrfan Tannverdi yer
alıyor. Dergidekı Ingiliz şaırlerınden haıkulan
GökçenurÇ.. Ingemar Rhendin'in şıırini Nice Damar,
V'ictona Theodorou'nun şiınni ise Kenan Gülbağ
çevirmiş. Dereı içın iletişım Mustafa Köz.PK: 232,
81302 Kadıköy İstanbul
Uluslararası Ankara Hatk
Oyunları Festival
• ANK.ARA(AA) - Anadolu Folk Dans Grubu
(AFDAG)'nun düzenlediğı Uluslararası Halk Oyunları
Festivali başladı. Festival buyıl "Erozyonla Mücadele'
temasını ışlıyor. 6 gün sürecek festıval 5 ülkeden
gruplann katılımıyla yapılacak. Insanlararasında
banş, dostluk ve sevgının yaş^ıtılması ve
güçlendirilmesi amacıyla etkinlıklenni yürüten
festivale Çek Cumhuriyetı"nden "Prachensky".
Gürcıstan'dan "Tbilisi". Macaristandan "Zora".
Makedonya'dan "Yeni Yol" ısimli gruplar çağnldı 25
bın kişinın gelmesi bekleniien fe^tivalde gösteriler
Gençlık Parkı Muhsın Ertuğrul Açıkhava Sahnesi.
Altınpark. Batıkent Vedat Dolokay Parkı ve
Salıpazan'nda gerçekleştinlıyor.
Gelenbe liyatrosıTndan tiyatro kursu
• kültür Serv isi- Tevfık Geıenbe Tiyatrosunun
düzenlediğı ücretsız tiyatro kurslannın 17.si için
kay ıtlar 17 temmuz pazane^ı günü başlıyor.
İlginenenler için başvuru adresı Hasanpaşa
Kurbağalıderecad. 61 1 Saadet Han. Kar3. no:15
Kadıköy Konuyia ilgili olarak 336 21 03 nolu
telefondan bılgi alınabılir
'Yaşam Sevmçteri' fotograf yamşması
• Kültür Senisi - Şark Hayat ın duzenledıği fotograf
yarışması bu yıl 'Yaşam Sevınelerr konusuna ayrıldı.
Sıyah-beyaz. renklı negatif \e >aydam olmak üzere üç
ayrı dalda yapılacak yarı>manm seçıcı kurulunu Ersın
Alok, Ara Güler. tlker Hatun. Şakır Eczacıbaşı. Selahattın
Duman. Eren Güvener. Doç Sabıt Kalfagıl. Izzet Kerıbar.
M. Kenıal Olgaç. Doğan Saırmş ve Mehmet Yaşın
oluşturuyor Yapıtlann en geç 6 ey lüle dek teslım edılmesı
gerekiyor. Yarışma başvuru formjarı BAYMED:
Mecidıyeköy Kültür Merkezı ve İstanbul. Ankara. Iznıır
ve Eskışehir'dekı ıletışım fak Jltelennden alınabılir Daha
fazla bılgı ıçın Şark Hayat Sıgorta-^arı^ma- Bağlarbaşı
Kısıklı Cad. No9 Altunizade. İstanbul.