Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 11 TEMMUZ 1996 PERŞEMBE
HABERLER
Eskişehir Cezaevi'nin kapatılmaması durumunda eylemlerin süreceği bildirilirken tepkiler sürüyor
u
Göz boyama genelg<HaberMerkezi-Adalet Ba-
kanı Şevket Kazan'ın yayın-
ladığı cezaevlerı genelgesı.
demokratik kitle örgütlerı ile
hükümlü ve tutuklu aılelerı
tarafından eleştınhrken. "ta-
buthık" diye bılinen Eskişe-
hırCezaevi'nesevklenndur-
durulmaması \e bu cezaevı-
nin biran önce kapatılmama-
sı halinde cezaev Ierindekı pro-
testo eylemlerınin bıtmeve-
ceğj \urgulandt.
Ankara Büromuzun habe-
rine göre Çaödaş Hukukçular
Demeği(CHD) Genel Başka-
nı avukat Şenal Sanhan. ge-
nelgedeki olumlulukların hü-
kümlü vetutuklular tarafından
dikkate alınmasım ısterken.
bir takım yenı düzenlemele-
n içeren söz konusu genel-
geyle cezaev Ierindekı "Ağar
anİayışrnın terkedildığını kay -
dettı. Sanhan. şunlan söyle-
dı: "Ancak. Ağar genelgele-
rinde yer alan. savunma hak-
kını tümüyle zedeleyen. adil
yargılama hakkını ortadan
kaldıratı. \ arguamalan süren
tutuklulann özellikle İstanbul
ve Izmir'de vargılandıkları
aian dışında hapsedilnıeleri
oigusunu, hukukçuolarak ka-
bul etnıemiz olanaksı/dır."
ÇHD Ankara Şube Başka-
nı av ukat Kazıın Genç. "Sevk
sorunu: cezaev lerinde başla-
mış olan süresiz açtık gre* le-
ri \e ölüm oruçlannın temel
nedenlerinden birisidir. Se> k
sonınunun çö/ümü. yani Es-
kişehir ve benzeri cezaevleri-
ne sevk durdunılmadan. aç-
lık grevleri ve ölüm oruçlan-
nın bitmesini beklemek, eeza-
evi soranlannı bilmemekrir"
diye konuştu.
Tutuklu ve hükümlü vakın-
lan, öncekı gün açıkJanan ge-
nelgeyı "•gözboyama'" genel-
gesı olarak nıtelendırdi.
Özgürlük ye Dayanışma
Partisı'nde (ÖDP) toplanan
bir grup hükümlü \e tutuklu
yakmı, Şevket Kazan'ın ge-
nelgesinı ınandırıcı bulma-
dıklannı söyledıler.
Eskişehir Cezaevi'nin bı-
ran önce kapatılmasını da is-
teyen aıleler, tüm insan hak-
lannı savunan kurum. kuru-
luş ve kıtle örgütlennı ceza-
evlerinde kitlesel ölümlenn
yaşanmamasına karşı hare-
kete geçmeye çağırdılar.
İstanbul HaberSenisi'mı-
zın haberine göre Özgürlük ve
Dayanışma Partisı Genel Baş-
kan Yardımcısı ErdaJ Kara
cezaevlerindekı tutuklu ve lıü-
kümlülerin ölüm sınınna gel-
diğini hatırlatarak "Takkive-
ci Refah, daha ilk icraatında
takıyye yapmav ı ihmaJ etme-
dLAdfl-Ybl hükümeti bu ilk ic-
raamla bir takme hüküme-
ti olduğunu \e ülkenin hiçbir
köklü sorununa çözüm getire-
meyeceğini ortaya koymuş-
tur"dedi.
Sınıf Sendikacılığı Hare-
keti de ölüm orucu direnişçı-
lerinı desteklemek amacıyla
bazı partı \e medya kuruluş-
larının telefonlarını kılitleme
eylemı yaptığını bıldırdı. 6
temmuzdan itibaren ATY Sa-
bah. Yeniyüzyıl. Sho\v TV,
Hürrıyet, DYP, lnter Star, RP.
Kanal 6. Akşam ve ANAP te-
lefonlannı yoğun olarak ara-
dıklan belırtılen açıklamada
önümüzdekı günlerde Flash
TV Yeni ŞafakGazetesı. DSP.
TGRT. Türkıye Gazetesı.
CHP. Kanal D ve Millıyet Ga-
zetesı'nin telefonla sürekli
arayacaklan kaydedildi.
Eylemlerin sona ermeme-
sı üzerıne, bu kez Ceza ve
Tev kifev lerı Genel Müdürlü-
gu'nde. Kazan'ın talimatıy-
la "Açük Grevlerini İzieme
MasasT kuruldu. Masada gö-
revlendırılen kışiler. açlık
grevleri ve ölüm oruçlannın
sürdüğü cezaevlerinın yetkı-
lilenyle sık sık telefonla gö-
rüşüp ey lemlenn bitip bitme-
digi konusunda bilgı alıyor-
lar
Sa|hk Bakanı Yddırnn Ak-
tuna. Adalet Bakanlığı'nabır
nıesaj göndererek eylemcı-
lenn sağlık kontrollennin yap-
tırılması içın uyanlmaları ve
ikna edilmelerı gerektığını
v urguladı. Tutuklu ve hüküm-
lü de olsa herkesin sağlık hiz-
metlerinden eşit biçimde ya-
rarlanması gerektiğıne dik-
kat çeken Aktıına. Sağlık Ba-
kanlığı'na düşecek hizmetın
ve alınması gereken önlem-
lerın bıldirılmesı durumun-
da, gereken hertürlüyardımı
yapacaklannı söyledı.
Dört kişiden oluşan e\lemciler polislerin müdahalesinden sonra gö/altına alıııdı. Polis kuleve Türk bayrağı astı. (Fotoğraf: HATtCE TUNCER)
Açlık grevlerine destek olmak amacıyla yapılan eylem 1.5 saat sürdü
BeyazjtKulesVne cemeviişgaUİstanbul Haber Servisi - İstanbul
Cnıversıtesi (IÜ) Merkez Kampusu
içensınde bulunan tanhı Beyazıt Yan-
gın Kulesı dört kışı tarafından yak-
laşık bir buçuk saat ışgal edildı.
Cezaev lenndekı baskıları protes-
to ıçin yapılan eylem, güvenlık güç-
lerinın müdahalesiyle sona erdi.
Kampus ıçınde bulunan yangın ku-
lesıne dün saat 09.15 sıralannda ge-
len bın bayan dört kişı. ıçende bulu-
nan itfaıye ennın engellemesıne kar-
şın kuleyı işgal etti. 85 metre yüksek-
liğindeki kulenin en üst katına çıkan
dört eylemcı balkona "Cezaevlerin-
deki katliamJara izin vermeyecegiz"
\e "TİKB-CK" (Türkıye Ihtılalcı
Komünıstler Bırliğı- Genç Komü-
narlar) yazılı pankart asarak slogan
an ılar.
Kampus içinde ve dışında yoğun
gü\ enlik önlemleri alan polıs. ıçeri gi-
nş ve çıkışları yasakladı. Saat 10.45
sıralannda operasyon hazırlıklarına
başlayan güvenlık güçlerı. içerıye
gözyaşartıcı bomba atarak eyiemci-
leri etkisizhalegetırdı. Bu sırada bal-
kondakı pankartları ındirerek yere
atan polis, büyük bir Türk bavrağı
astı. Olayıngörgütanığıolan ıtfaıve
görevlisı SerdarCan oiayı şöy le an-
lartı: "INöbeti teslim etmek üzere> ken
janıma gelen bir genç ba> rak asmak
istediğinisöyledi. "Burası yangın gö-
zetleme kulesı bura>a bayrak asa-
mazsın' dedim. Daha sonra biri kız
üç kişi daha geldi. Ellerinde silah gör-
nıedinı, ancak bırinin elinde demir
çubukvardı. Bana'Sen karışma' de-
diler. Ben aşağıva merdivenlerden ko-
şarak inerken verde bir çanta gör-
dihn >e onun üstünden atladım geç-
tim~.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nden
yapılan açıklamada ışgalcilerin .\B\ ü-
dı/bakar(IS) S A ( P ) . LmitGür-
büz (22). Esmeray Özdemir (19) ol-
öuğu. olay yerinde pankartlann yanı
sıra birde mecafon bulunduğu bıldı-
rıldı.
Yaklaşık 20-25 kışıden oluşan bir
grup tutuklu ailesi ise. RP Beyoğlu
Tarlaba$f nda bulunan Kadın Komıs-
vonu II Merkezi'ne gelerek ıstekle-
rinı dile getırdi. Burada Idare Müdü-
rü Ahmet Cengiz Arancı ile bir süre
görüşen aileler. Adalet Bakanı Şev-
ket kazan ın, cezaev leriy le ılgılı yap-
tığı açıklamaların yeterlı olmadığını
dılegetırdiler. Gelenkişılerınsertbir
davranış göstermedığıni söyleyen
Arancı. ailelerın 5 maddeden oluşan
ısteklennı Şevket Kazan'a iletecek-
lennı belırttı.
Açlık grevleri
Eylemleri
IRA
başlatmıştı
EVtN GÖKTAŞ
ANKARA - Adalet Bakanlığı. yaklaşik
iki aya yakın bir süredır kamuoyu
gündemini işgal eden açlık grevlerinin,
tarihsel sürecini inceledi. Bakanlığın
cezaevi uzmanları tarafından yapılan
ortak bir araştırmada, açlık grev lennın
"yemek boykotu, süreli açlık gre\i,
siiresiz açlık grevL, dönüşümlü açlık
grevi ve ölüm orucu" şeklınde beş ay n
şekilde gerçekleştirildiğı bildırildi.
Araştırmada. şöyle denildi. "Adli
suçlardan çeşitli mahkûmlann infaz
sürelerini kısalması \a da cezaevi
koşullarının düzeltilnıesi amacıyla
başvurduklan bu pasif direniş vöntemi.
ilk olarak Irlanda'nın bağımsızhğı için
mücadele eden IR.A örgütü
militanlarınca İngihere cezaevinde
gerçekleşririüniştir. Özellikle bu
örgütün gerçekleştirdiği açlık grevi
eylemleri toplumda büy ük tepki
dogurmuşrur." Adalet Bakanlığı'nın
cezaev ı uzmanlarınca yapılan
araştırmada. açlık grevı eylemlerinin
insan vücudunda yarattığı tahribatlar
üzerinde bilgi verilırken. bu eylemlenn
vücutta telafisi mümkün olmayan
tahribatlara yol açtığı vurgulandı
Araştırmada. açlık grev lennın insan
sağlığı ve vücut fonksiyonlanna etkısı
konusunda. şu bılailere yer verildi:
Kilo kaybı: ilk 24 saat içinde 800-1500
gram. sonraki 10 gün içinde bir
kilogram. daha sonra gıderek 300
grama kadar inen kilo kavbı oluşuyor.
Başlangıçta kilo sadece su \e tuz ile
ılgılıyken daha sonra doku kaybı da
meydana geliyor. Vücut ağırlığının
yiizde 4O'ı kaybedildiğınde ise yaşam
tehlikeje gınyor.
Kaslar: Vücudun proteın birikimi
kullanıldığı dönemlerde. kaslarda
enme görülürken kalıcı doku kayıplan
ortaya çıkıy or.
Bevin ve sinirler: Beyın dokusunda
küçülme meydana geliyor. Omunlıkte
incelme ve doku bozukluğu. sinır
uçlarında iltihaplanma oluşuvor.
Deri ve saç: Deride incelme. kuruma.
pul pul dökülme oluşuyor. kıllar
dökülüyor.
Gözler: Canlılık kaybolup. bakişlarda
anlamsızlık meydana geliyor.
Sindirim sistemi: Mıde-bağırsak
dokusunda incelme ve bozukluklann
yanı sıra ıştah azalması ve ılerikı
dönemlerde ishal görülüyor.
Kalp ve damar sistemi: Kalp
dokusunda küçülme. nabızda azalma,
tansıyonda düşmemn yanı bira kan
dolaşımı yetersizliği nedenıyle baş
dönmesi oluyor.
Tarikatçı çevreler, Meclis'te bekleyen idam dosyalannın işleme konmasından yana
Oliim cezacıları ceset istiyorA> K.\R.A(Cumhuriyet Bürosu)- Rc-
fahlı Adalet Bakanı Şevket Kazan
"Ağar'ın mayıs genelgelerini'* kaldıra-
rak cezaevlerindeki sorunlann çözülebı-
leceği ızlenımi verirken. dinci çevreler
"idam cezalarının infaz edilmesini" ı>-
tedıler.
%
*Birlik\'akfı~nın hazırlattığı ra-
porda. TBMM'de 1 yıldan fazla bekle-
yen idam cezası dosyalannın. tersine bir
İcarar venlmemesı durumunda infaz edil-
mesi önerildı.
Yargıtay üyeleri Kadri Keskin. Hayret-
tin Coheroğlu. Ziya Sağdur. Şakir Şe-
ker ve Süha Terzibaşıoğlu tarafından ha-
ziran ayında Birlik Vakfı içın hazırla-
nan "Adalet Raporu"nda. Türkiye'deki
adalet sistemineilişkinönerilere yer ve-
rildi.
Dünya genelinde 94 ülkenin yasalann-
da idam cezasına yer verdiğı. 25 ülke-
nin yasalannda yer almasına karşın son
10 yıldır idam cezası vermediğı. 18 ül-
kenin yasalannda da ölüm cezası sade-
ce savaş suçlan ve asken suçlar için ön-
görüldüğü. 44 ülkenin yasalannda ise
ölüm cezasına yer verilmediği kaydedi-
len raporda." 1992 vılı itibariyle ABD'de
idam cezalan kesinleşmiş 2 bin 575 ka-
rar van ay ıu > ıl içinde de 31 idam cezası
gerçekleştirilmiş'" denıldı.
Mahkemece verilen ve Yargıtay tara-
fından onay lanarak kesinleşen idam ce-
zalannın anayasanın 87. maddesine gö-
re TBMM'ninyerine gctirilmcsı yönün-
de karar veımesi durumunda infaz edil-
diğı belirtılen raporda. şu görüşler sav u-
nuldu: "Kesinleşen idam cezalan ile ilgi-
li kararlar TBMM giindeıtıinde, mah-
kûmlar hücrelerinde beklemektedir. Bek-
ledikçe bu say ı gittikçe kabarmış.zaman
zaman bir sosyal ve hukuki yara halini
almıştır. Artık yerine getirsen bir türlii.
getinnesen bir türliL. KanaatimİAre ölüm
cezalarının yerine getirilip getirilmeme-
sinde, yine TBMM vetkili olmalıdır, an-
cak bu vetki sınırsız ve sorumsuz olma-
telığine aykırı olduğu ve iş yükünü art-
tırdığı gerekçesiy le kaldınlması istendi.
Anayasa Mahkemesi konusundaki en
önemlı sorunlann başında. yüksek mah-
keme üyeliğinin süre ile sınırlanmama-
sı oldugu sav unulan raporda, "Kararla-
n itira/sız. temv i/si/ kesin olan 11 kişiyi
65 v aşma kadar sürekli ay nı v erde görev-
ii kılnıak.dolay lı da olsa bir zümrenin ege-
menliğini. kişilori kurumiann üzerineçı-
karmak gibi kabul edilemez bir neticev i
doğurabilir. Anayasa Mahkemesi üycli-
ği. venidcn seçilmek mümkün olmak kay-
urculuğa yakınlığıyla bilinen Birlik Vakfı tarafından bazı
Yargıtay üyelerine hazırlatılan raporda. TBMM'de 1 yıldan fazla
bekleyen idam cezası dosyalannın. tersine bir karar verilmemesi
durumunda infaz edilmesi önerildi.
malıdır. Şimdiki olumsuz durum da dik-
kate alınarak. anayasada vapılacak bir
değişiklikle, ölüm cezası ile kesinleşmiş
karannı TBMM Başkanlığı'na intika-
linden itibaren mesela I \ıl içinde ölüm
cezasının yerinegetirihnemesine karar ve-
rilmediği takdirde, ölüm cezasının veri-
ne getirilmesine karar verilmiş say ılaca-
ğı hükmü getirilebilir."
Raporda. aynca Yargıtay kararlanna
ılişkın "tashihi karar (karar düzeltme)"
düzenlemesinin yüksek mahkemelenn nı-
dıvla, 4 y ıl ile sınırlı olmalıdır" denildi.
Raporda. \'üce Dıvan'ın bir ceza mah-
kemesi niteliğınde olduğu kaydedilerek
şöyle devanı edildi. "Yüce DNan göre-
vi de Yargıtav Ceza Daireleri Başkanla-
n'ndan oluşacak. \argrtay Ceza Gend Ku-
rulu Başkanı'nın da katılacağı ve Yargı-
tay Başkam'nın başkanhk edeceği bir
kurula verilmelidir."
Raporda özetle şu önenlerde bulunul-
du.
İddianamenin reddi mümkün olmalı-
dır: Ceza Muhakemelerı Usulü Kanu-
nu'muzun bugünkü .sistemine göre iddi-
anamenin mahkemece reddı mümkün
değildır. Cumhuriyet savcılannın kamu
davası açtıklan iddianame ne kadar nok-
san, ne kadar yanlış, ne kadar hukuki ve
kanuni unsurlan taştmaz olursa olsun, bu
noksanlara rağmen. cumhuriyet savcısı
ıddianameyi tanzımle kamu davası aç-
tığı takdirde mahkeme bunu geri çevi-
rememektedir.
Verilen cezalarçektirilmeli:Çoğu sıya-
si mülahazalarlayapıldığı içın infaz sıs-
temimizi bozan değişikliklerle. bugün
verilen hiçbir cezanın tam olarak çekti-
rılmesı söz konusu değıldir. Ortalama
bır hesapla. mahkûm aldığı cezanın an-
cak yüzde 40'ını çekmektedir. Yani 24
yıl ceza alan birı. yaklaşık olarak 10 yıl
yatacak.
Yansı bile değil. O da infazla ilgili ye-
nı bir değişiklikle yeni imkânlar tanın-
maz veya af kanunu çıkmazsa.
Birlik Vakfı'nm Yüksek tstişare Ku-
rulu. tarikatlara yakınhklarıyla bilinen
ANAP millervekilleri AbdülkadirAksu,
CemilÇiçek, Kültür Bakanı İsmail Kah-
raman. İstanbul Büyükşehir Belediye
Başkanı RecepTa»ip Erdoğan. ilahiyat-
çı-hukukçu Hiiscyin Coşkun. Enerji \e
Tabıı Kaynaklar Bakanı RecaiKutan'ın
da bulunduğu bazı bilim adamları ve
siyasetçılerden oluşuyor.
ŞIFIR NOKTASI / ORAL ÇALIŞLAR
15 yaşındaki Esra Tarlan. iki gün
önce, Büyükada'da patenle dolaşır-
ken büyük bir kaza geçirdi. Yokuş
aşağı kayarken çarşı içinde kontrol-
süz bir şekilde bir dükkânın vitrinin-
den içeri girdi. Vıtrin büyük şangırtı-
larla kınldı ve camlar Esra'nın baca-
ğını paramparça etti. Ortalık kan gö-
lüne döndü.
Şangırtıyı duyanlar Esra'nın başına
toplandılar. Paramparça olmuş ba-
cağa kimse bakamıyor ve müdahale
edemiyordu. Gürültüyü duyanlardan
bırisi de 29 yaşındaki Büyükadalı
Erol'du. Erol, manzarayı görünce ön-
ce etraftakilerden bez bulmalarını is-
tedi. Kimsede hareket olmadığını gö-
rünce hemen tişörtünü Esra'nın ba-
cağına sardı ve onu kucaklayarak bir
faytona bındirdi.
Büyükada Hastanesi hemşirelerinin
Esra'nın bacağına tampon yapmala-
nnı sağladı ve koşarak Esra'yı helıkop-
tere yetiştirdi. O anda cebinde hiç
para olmadığı fark etti. Kızın ailesi ise
plajdaydı ve onlara hemen ulaşmak
mümkün değildi. Birisinden 3 milyon
lira borç aldı ve helıkoptere devam de-
Büyükadalı Erol Örneği
dı. Helıkopter, Kartal Hastanesı'neın-
di. Büyükadadakiler yerdeki kanlara
bakarak umutsuzluğa kapılmışlardı.
Erol, helikopterden inerken acil ser-
visi de harekete geçirmeyi unutma-
dı. Esra'nın kanı durdurduldu. ilk mü-
dahale yapıldı. Erol, Esra'dan teyze-
sının telefonunu öğrendi ve oradan bır
cep telefonu bularak ailesini haber-
dar etti.
Hayati tehlike atlatıldığında ailesi
de hastaneye yetişmişti. Esra. daha
sonra Amerikan Hastanesi'ne kaldı-
rıldı. Ameliyata alındı ve geçirdiği ağır
kazaya rağmen zamanında yetiştiril-
diği için bacağında birsakatlık kalma-
yacağı anlaşıldı. Esra kurtulmuş, sa-
kat kalma tehlikesini de atlatmıştı.
Büyükadalılar iki gündür Erol'u ko-
nuşuyorlar. Erol, Büyükadalı bir te-
mizlik işçisinin oğlu. Herkesin yardı-
mına koşmaktan büyük birzevk alan
Erol'un daha önce de böyle krıtık du-
rumlarda benzer davranışları göster-
diği anlatılıyor. Bir hafta önce araba-
cıların kavgası sırasında bırısı bıçak-
la yaralanıyor. Herkes korkuyla ve en-
dişeyle gerı çekılirken yıne Erol, ya-
ralıyı kaptığı gibı helikoptere yetiştiri-
yor ve onu da ölümden kurtanyor.
Erol'la dün uzunca bir sohbet ettik.
Başına türlü dertler de gelmiş. Ada-
nın etrafından dolaşmaktan zevk alan
Erol'u bir gün orman yangını sanığı ola-
rak alıp Terörle Mücadele Şubesi'ne
götürüp, iki gece çarmıha gerip işken-
ce etmişler.
•••
Erol bu olayı acı ile anlatıyor: "Ağa-
bey, şu Ada 'da ne zaman yangın ol-
sa önce ben koşar yetişirım. Elim-
den gelen gayreti gösteririm. Beni
kalkıp yangın çıkardım diye işkence-
ye aldılar. Bu ülkenin adaleti yok."
Erol'un öyküsünü neden yazdığımı
merak edebilirsiniz. Erol, son dönem-
lerde yabancısı olduğumuz bazı de-
ğerlerı koruyan tutumuyla ıçimızde
bir şeylerı canlandınyor. Onda daya-
nışma ve yardımlaşma ruhu yaşıyor.
"Gemısini kurtaran kaptan" anlayışı-
nın doğru olmadığmı bize hatırlatıyor.
"Altta kalanın canı çıksın" diyenlere
nanik yapryor. Kendisini bir başkası için
hiçbir karşılık gözetmeden tehlikeye
atabiliyor.
Esra'yı başkaları gibi o da "Ne olur,
ne olmaz" diye ortada bırakabilirdi.
"Başıma şimdiyeni dertleraçabilirim"
şeklinde düşünebilirdi. Erol'un dav-
ranışlarında hepimiz için ciddi ders-
ler olduğu innacındayım.
Erol, doğma büyüme Adalı olduğu
halde. gariban. Oturacakları birevleri
bile olmadığını arkadaşlan anlattılar.
Erol'la konuşmamızın sonunda mah-
cupyüzünü kaldırdı: "Oralağabeyne
olurbana birış bul. Bazen çayiçecek
para bile bulamıyorum" dedi. Utan-
dım. Sonra ekledi, "Belediyebaşkanı,
bana iki senediriş vereceğim dediği
halde vermiyor. Adanın yerlisi ol-
mayanları bile işe yerleştirdi ben iş-
sizim." Benden aktarması.
Vurgunculuğun. hırsızlığın kol gez-
diği Türkıye'de Erol türü örneklenn
çoğalmasına çok ihtiyaç olduğu daha
iyi anlaşılıyor.
PERŞEMBE
ORR4TS BLRSALI
Basın... Basın... Basın...
Başbakan Erbakan'ın ilk sözlü icraatlarından biri,
başına ağır bır salvo atışı yapmak oldu. Basının
devletten beslenmesıninın yollarını tıkamak, ucuz
kredi kaynaklarını kesmek ve başına karşı kişi hak ve
özgürlüklerini güvence altına almaktan bahsetti.
Gazeteler, Erbakan'ın bu açıklamalarını basını
sansür girişimi olarak değerlendirdiler. Meclis'te
gazeteci dövuldü. Kıbrıs'ta bir gazeteci vurularak
öldürüldü.
Derken Türkıye Gazeteciler Cemiyetlerı Başkanlar
Bildirisi yayımlandı ve "Basın özgürlüğüyok edilemez"
dendi.
Basın üzerinde yine minik bir kıyamet koptu.
Şimdi durumu irdeleyelim biraz.
Önce iğneyi kendimize...
Erbakan haklı mı? Bir yönüyle evet.
Ucuz kredıler ve teşvikler, basını devletle, parti ve
liderlerle al takke ver külah durumuna getirdi. Siyasi
emirle kolayca alınan trilyonluk kredilerin bedelini
basın ağır ödüyor. Örneğin şimdi Refah ortağı parti
liderinin ipe sapa gelmez doğru olmayan açıklamaları
manşetlerden yayımlanarak, halkın aldatılmasına
aracılıkediliyor (ABD'den mallannı getirtiyor, mah/ariığını
vakıflaştınyor haberlerinı anımsayın.)
Gazetecılık değil, ticaret yapılıyor.
Basın, kişi hak ve özgürlüklerine saygı konusunda
da sık sık kötü sınav veriyor. Bu konuda en tipik örnek,
mahkeme kararı olmadan ınsanları suçlu göstermek
tutumudur. Polisin yakaladığı kişi manşetten teşhiredilir,
serbest bırakıldığı haberi ise ya konmaz ya da sayfa
köşelerinde geçiştırilir.
Basın ahlak yasaları bu konuda iyi işlemiyor.
Kendinız yasaları işletemezseniz, birilerinin bu
durumu istismar etmeye kalkışması da normaldir.
Gelelim Erbakan'ın ikinci yönüne.
Erbakan, ucuz kredi sılahını basını terbıyeedebilmek
için kullanıyor.
Kişi hak ve özgürleri konusunda gösterdiğı duyarlık
ise, Mercümek'ı ve şimdiki durumda ortağını ve
bundan sonra yenecek herzeleri örtbas etmek niyetini
taşıyor.
...sonra çuvaldızı da kendimize
Gazeteciler Cemiyetlerı Başkanları Bildirisi'ne
gelınce...
Sayın Başkanlar, basın özgürlüğünü esas tehdi'c
eden basın ıçı gelışmelen ön plana çıkarmalılar. Eğer
basın özgürlüğünü savunmak konusunda gerçekten
ciddi ıseler...
Basın, hükümet kaynaklı, gerçekten tehlikeli
girişımlerın hakkından gelebılir. Buna inanıyorum.
Üstesınden gelemedıği. kendi içindeki tehlikeli
gelişmelerdır.
Örneğin basındakı tekelleşme eğilimi....
Örneğin basın-devlet-sıyası parti çıkar ilişkileri...
Örneğin basında yaşanan sendikasıziık...
Basın özgürlüğü, basın patronlannın ticaret yapma
ve para kazanma özgürlüğü değil; gazete. gazeteci
ve yazann yazma, haber alma. araştırma ve yayımlama
özgürlüğüdür, öncelikle.
Basın özgürlüğü başka bir yönüyle de Basın Ahlak
Yasası'na uymaktır.
Türkıye gibi,
• Tekelcı eğılimlerin baskısının giderek arttığı;
• Iktidar odaklarının basını kendi doğrultularında
kullanmak için çırpındıkları;
• Terör ve diğer anti-demokratik ceza maddelerinin
gazeteci ve yazarları tehdit ettiği;
• Siyasi terör odaklarının ciddi hayati tehditlerini
sürdürdüğü;
• Devletin özellikle gizlı örgütlerinde yuvalanmış
odakların gayri resmi ve yasadışı eylemlerinden
korkulan;
• Gazetecınin normal bir insan değil de kahraman
olmasının beklendiği
bir ülkede, gazete çıkarmak kolay (günde kaç
gazete çıkmaya başladı?!) ancak gazetecilik/ yazarlık
yapmak hiç de kolay değildir...
Gazeteciler. ne istediğimizi bıliyor muyuz?
ÇAĞDAŞ YAYINLARI
U l t H . E l l i l i l ! f î î . t t » H S V J V Î Î .
•/Erbakan"ın cezae\ i günleri
•Asiltürk, milletvekili arkadaşlanna
gazeteleri neden boyayarak \eriyordu?
•Erbakan. kapıdan niçin önce sol
ayağını atıyordu?
•Ecevit'le Türkeş'in volta sohbetleri...
Yerebatan Caddesı Salkım Söğüt Sokak 9 B
Cağaloğlu İstanbul Tel: (0212)514 01 95r96
M\LAZGİRT K.\DASTRO M\HKEMESİ'NDEN
1985 155 Esas
Da\acılarCemile(,'alıni. Dıla\erÇalım ve EnverÇalım
tarafından davalı Malıve Hazınesıaleyhıneaçılan Malazgirt
ilçesı Nurettın koyü 392 parsele ılişkın tespıte ıtıraz \e tescıl
da\ asında adreslen tftpıt edılemev en Cemile Çalım mirasçılan
Kahraman oğlu Harbı Çalım \ e Seyfettin oğlu Harbı Çalım'a
16 7.1996 günü saat 09 00'da vapılacak olan duruşmaya
bızzat gelmelerı \eyakendilerrnı hır\ekıl ıletenısıl ettırmeleri.
mazerotsız olarak Juru^mava aelmedıklen takdirde
yokluklannda duru^nıa vapılarak karar \ enleceğı hususu adı
geçen da\acı mırasçılarına dasetıvc tebliğı yerine geçerli
olmak uzere ilanen teblıö olunur Basın: 96684