Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 10 TEMMUZ 1996 ÇARŞAMBA
OLAYLAR VE GORUŞLER
Yerin Oynaması
ÇELİKGCLERSOY
T
oprağın sarsılması. "tatsız"
sa\ ılan bir* konu. Insanlar ge-
nell.Le. "durup-dururken"
boyleaklı kanştıracak lafla-
nn açılmasından hoşlanmaz-
lar. Özellikle deprem gibi.
Tanrı'ıunalanınagıren.. nerede. nezaman
olacağını kımselerınbiTeme\eceği konu-
larn gürdeme getirilmesı. şom ağızlılık
sa>ılır. Bannımızda. buna ilışkındemeç-
ler ve haberleri. -Felâfcet tellalbğı" baş-
lığ1
ıle \erme jlıskanlı.gında.
Tellallann neden dolayı küçümsendiği-
ni \a da jşağılandığını. oldum olası an-
iayamamişimdır Duyurulacak birolav bir
haber \ardırkı. onun bir"münâdisr(tel-
lal) de. ona\a çıkmıştır! Özellikle felâ-
kettellallığındaönemli olan.ufuktadaol-
sa. bir felâketin kendı^.inı bellı etmiş ol-
masıdır. Budurumda. onıı haberveren ada-
ma. üstelik teşekkür etnıek gerek.
Ha. ortada "fol >ok- v umurta yokkerT
felâket lafı eden. tabıi. hoş görülemez
Ama acaba. toprağın açmaması konusiı,
"folyok-\umurta>ok" tanımına. herza-
man girer mi?
Pek öyle gözü kapalı giremeyeceğinin.
bazı ciddı kanıtları \ar.
Öncejeolojik bir gerçek olarak. bu şelı-
rin dünvadakı birçok metropoller gibı
saglam bir zenııne (ınesela granit'e) otur-
madığını. altımı/ın "şisf" denilen yumu-
şak bir zemin olduğunu bilmenin. (kor-
ku.su demesek bıle). tedirginliğı \e dik-
kati içinde olmamız gerek
İkîncisLbu şist tabakası. \inejeolojik
birgerçek olarak. tam kendi altından de-
ğil ama. Marmara Denizı'nin ortasından
geçen bir yarık'ın kenarında yer alıyor.
Bu da, başka büyük şehirlerde olmavan
bir handikap.
Cçünciisü, bu zemin altının bileşimi
ve durumu dolayısıyla. bu şehir geçmiş-
te.durup-durup sallanmıştır. Tarih bizegös-
teriyor ki,yerin şöyle bir iyice oynadığı.
de\amlı bir yüz >ıl yok.
En son büyük deprem ıse. 1894"te ol-
du... Tarihte ilk kez, 102 yıldır bu toprak
kıpırdamadı. Eski Istanbul'da,yani Bızans
sonrasından, Cumhuriyetin ilk 20-30 yı-
lını da içeren bir 500 yıllık Osmanlı şeh-
nnde. konutlann hepsi. tahtadan yapılmış-
tı. Tahta ise. yangına karşı kötü. ama dep-
reme karşı en gü\enli bir malzeme. Yer
o> nadığında. evin de. en çok çı\ ileri gı-
rer-çıkar. ama yapı yerinde kalırdı.
Oyle olduğu halde. 1894 "zelzelesin-
de". binlerce kişi havatını kaybetti, çün-
küminareler.evlerin üstünedevrildı. Ka-
palı Çarşrnın kubbeleri-kasnaklan çök-
tü. Tarihte bu sallantı, tstanbul'un başı-
na gelen felâketlerın en bü\ üğü hiçdeğil-
di. 16. yy'da "kıyametgünü" sayıfacak çap-
ta yerdarbeleri olmuştu. Fakat 1894. ya-
kın bir tarih olduğu ve artık payıtahtta telg-
rafhane. rasathane, gazeteler ve biraz Ba-
tı tipinde kurumlar doğmuş olduğu için.
onun hakkında daha fazla bilgi kayda
geçmiş ve günümüze de erişmiş. durum-
dadır.
Bunlara göre. depremin merkezi Ada-
pazan'ndan Çatalca'ya uzanan. denız al-
tından bir çizgi idi. 175 km'lik bu hattın
40 km. kadar sağı \e solu. bırincı dere-
cede etki altında kaldı. En çok hasar. Sa-
rayburnu ile sur'lar arasındaki \anma-
dada görüldü. Kuzeyde kalatı Beyoğlu
\e Boğaziçi.çokazzararlaatlattılar. Ada-
lar ise. haşat oldu
Bilgilerin yeterlıliği içinde dikkati çe-
ken bir husus. ölü sayısı hakkında resmi
bir açıklamanın bulunmayişıdır. Bu da
çok doğal. Çünkü ülke. Abdülhamit i.s-
tıbdadının en ko\u vıllannı yaşıyordu.
\es\eselı padişahın hiç se\mediği işler-
den biri. "telâş-ı âmme" idi.
3-5 bin kişinin havatını kavbettiği an-
laşılı\or. kolubacağıgidenlerin. sa>ısı hıç
belli değıl. \ ine de. nüfusu mihona \a-
kın bir şehir için. çok fazla say ılmaz. Bu
sonuçta en önemli kaynak. konutlann bü-
yük çoğunluğunun tahtadan oluşıı \ e kâr-
girlenn de en çok 2-3 katlı küçük >apı-
lar oluşudur. Bir ba.şkası. bu küçük çap-
lı binalann yıkılması ile sokaklann ka-
panmayışı \e uiaşımın, \aralı kurtarma
çalışmalarının. de\amedebilmesi kolay-
lığı idi. Diğer olumlu %an etkenler. a) Pa-
\ itahtta mutlak bir otoritenın hüküni sür-
mesi de. trafik. enkaz kaldırma. yangın
\esukıtlığı faktörlennde. resmiçalışma-
lara hiçbir engel çıkmaytşıdır, b) S'ine
olumlu biretmen olarak. Nİüslüman hal-
kın "te\ekkiil \e kadere nza" felset'esi-
nin bu işte son derece i^leri kolaylastirı-
cı rol oynanıasıdır. Çok ilgi çekiei bir
gözlem olarak kaydedeyim ki. zararın
çok-çok az olduğu Bevoğlu'nda. azınlık
\e frenk nüfusun kapıldığı panik. Müs-
lüman İstanbul tarafında hiç yaşanma-
mıştı!
Bu sa>ıp dökfüğiim faktörlerin hiçbi-
risi, günümüz İstanbulu'nda yokl Olgu-
lann hepsi,tam tersi: Önce. nüfus! Topuıı
ağzında olduğu anljsılan Marmara kı\ ı-
larında. sadece Bakırkö\ 'de. 2.5 mıKon
insan yaşı\or. >blların bü\ük kısnıı.
1894"ün dariığım sürdürü\or. Eski \ol-
lann szenişliklerı avnı. ama iki \anmda-
ki bina dizıleri 2 kattan. 4-6 kata çıktı. Kı-
mı \erde 8-10 kat. Yeni oluşan semtler-
de dıırum daha kötü. Bına \e yol doku-
su. böyleiine trajik.
Pekiv. bari deprem ıçın özel bir plan,
bir hazırlık.bir uyanıklık.bir enerji \ e ön-
görü çabası \ ar mı? Onun da. en ufak be-
lırtisıni görmü\oruz.
Aynca en kötüsii. bö\le birçabanın. ba-
şarı şansı da çok değil!
Önlemlerin çoğu için, vakit çokgeç bi-
k sa> ılabilir. Bu acıklı durumun okkalı se-
bepleri, ş.unlar:
a) ^'apıların proıeli-ruhsath bölümün-
de. önce kâğıt üstünde gösterilen hesap-
lara >apını sırasında uyulmay ıs,ı kural ha-
lindedir. Çimentonun \e demirin az, ku-
muıı çok tutulması gibi.
b) tstanbul'unşandan fazlası. kaçakin-
şaat. Hiçbir mühendislikhesabınadavan-
madan ra>tgele çıkılmı^ bu binalann. da-
ha tam sa\ısı belli değil. Beton analizle-
ri gibi eiddi İ!;ler. akla bıle gelmıvor. c)
Ulaşıın. günlük normal trafikte bile, yü-
rümü\or. Yarın yüksekbinalann \ere ka-
panması ile. ne hale gelir? d) Sağlık ku-
rumlarının hali ortada. Her şeyden önce,
su yok. Natak hiç \ok. Yüzbinlerce. hatta
mılvonlarca \aralıyı nere>e kovacağız'.'
Ana faktörlerin şö> le bir sıralanması gö^
terir ki. ktanbul bir deprem halinde. an-
cak Allaha emanettir. En önemlisi, her
bin dağ gibı > ığılacak olan. sırası ıle: En-
kaz kaldırma ula^ımı açma yaralıkur-
larnıa ölü ııakletme \e gömme besin
maddelerıni güvenceye alma \e dağıtma
tedauler enerji bağlanması.. ışleri ile
başedebilecek bir kurulu>da. me\ cut de-
ğil Başetmek şö> ledursun. bu işlerin her
birinin ön etüdleri bile \apılmıvor.
Birtakım hesap kitabın yapılmakta ol-
duğunu okuyoruz. ^etkıli kurulların de-
ğişik raporlarının ortak noktası. şöyle
imiş: ~Şu kadar bina ilk anda\ıkılır. Tam
tanıına şu sa\ıda insan, henıeıı ölür. / Şu
kadan. daha sonra teslim-i ruh eder \e /
bin şu kadar küsıır hemşeri de. yaralanır!"
İnanılır gibi değU ama, \erılen sa> ıfar.
hem nedense böylesine nıinik ve sembo-
lik. hem o kadar küsuratlı. Bu kişiler. bi-
zimle ala> mı edi>or? Yıllar sürecek bir
tarama ile her binanın betonu \e toprağı
analiz edilse bile. > ine de küsuratlı hesap-
larçıkarılama/.Âkıl \ar. vakın var: Bun-
ca hurda binanın zor a>akta durdugu bir
şehirde. o hurdalar tam enkaza dönüşün-
ce. altında kalacaklann saytsı. mihonla-
rı bulur.
Aklıngördüğü ıkinci çıplakgerçek, ta-
rihte benzen olmayan bö> lesine kapsam-
lı bir \ ıkıntı ıle başedebilecek bir kuru-
luşun. de\rede bulunmadığıdır. İş. elin-
de kalem. gülünç bakkal hesaplan ya-
panlara bırakılacak kadar "ga>Tİ-ciddi"de-
glL
Adını koyalım: Hem olayı bugünden
planlayıp bir kurmay çalışmasına bağla-
vabilecek. hem de bela çöktüğünde ona
-bir oranda- çareler üretebilecek tek gü-
cümüz.ordu"dur.
İstanbul'un'hava \e su gibi ağır dert-
lerinibirbakanlığabağlamakisteyenhü-
kümetler. dertlerin en okkalısının incele-
nıesini. Genelkurma>'a\ermeli.
Yarın anlaşılan. nasıl olsa. mecbur ka-
lacak.Ordu,şimdidenetüde baslasın. Sa-
>ısız>arar\ardır. Ülkenindışsaldırılara
karşı savunulrnası. siiper giiçlerin kara-
nna vejeopolitik gibi diğer faktörkre çok
bağlı. Biraz da. soyut bir ış.
En bü\ük şehrimizin ovnaması ve >ı-
kımı ise, çok somut bir konu.
ARADABIR
Prof.Dr. AZ>1İ GÜRAN /svıçre
Olumunun
Yıldönümünde Aybar...
Varlıklı aileden gelen Mehmet Ali Aybar, Kuzgun-
cuk'taki köşklerinde ve bız de Istınye'de Villa Azmi
adlı yalımızda otururken çok yakın akrabalığımızdan
ötürü. sık sık ailece görüşürdük. 2. Dünya Sava-
şı'ndan önceki yıllarda ben Yeniköy'de 33. ilkokula
giderken Aybar'ın. Şırket-i Hayriye vapurunun Kuz-
guncuk Burnu'nu dönmesınden sonra uzun adımla-
rıyla koşa koşa vapur iskelesine ulaşarak üniversite-
ye gidişı nedense bende büyük tesır bırakırdı.
Bütün yurtta ancak yüzde beş okur-yazar bulun-
duğu, lise mezunlarının subay oldukları o devirde, üni-
versiteye gıdenlere adeta bilgın gözüyle bakılırdı. Ha-
tırladığım kadar Parıs'te Sorbonne Universitesi'nde
tek yabanc/ doçent olarak görevli Aybar. 2. Dünya Sa-
vaşı başladığında üç Türk arkadaşıyla birlikte tandem
bisikletle Marsilya üzerinden serüvenli bir yolculuk-
tan sonra Istanbul'a döndü. 40 yıllan sonlarına doğ-
ru sosyalist fikirlerinden ötürü istanbul Üniversite-
si'ndeki görevinden azledilen Aybar, Istanbul'da ör-
fi idare nedenlyle, izmır'de haftalık "ZıncirliHürriyet"
gazetesını çıkarmasından dolayı hapse atıldı ve an-
cak Demokrat Parti'nin iktidara geçmesinden sonra
genel aftan istıfade ederek serbest bırakıldı. Ben de
o zaman Almanya'ya yüksek tahsılime başlamak
üzere uzun ayrılığı göz önünde tutarak kendisine ve
ailesine veda etmek için Kuzguncuk'a gıtmiştim ve
kendisinın Fransa'ya yerleşmek üzere pasaport mü-
racaatı hakkında gazetelerde çıkan rivayetlerin ne
derece doğru olabileceğini sorduğumda, bunun ta-
mamen asılsız olduğunu ve hiçbir zaman yabancı ül-
kenin kanadına sığınıp vatanını tenkit etmeyi aklın-
dan geçirmedığini sözlerine ilave etmişti.
Kendisinı uzun süre görmedim. Ancak terhisimden
sonra 60ların başında Beyoğlu'nda kalabalık kaldı-
rımda tesadüfen uzun adımlarından ayırt edebildiğim
ve tekrar irtibat temin ettiğım Aybar, istediği siyasi par-
tiyi kurmuş ve beni de üyelerı arasında pek çok tek-
nokratların bulunmasından, partisine davet etmişti.
Her türlü siyasetten uzak kaimayı tercih ettiğimden
nazik teklifini kabul etmedim. Buna rağmen aramız-
daki dostluk daima baki kaldı.
1908'de Selanik'ten Istanbul'a yürüyen Hareket
Ordusu Komutanı Hüseyin Hüsnü Paşa'nın torunu
olan Aybar. Atatürk hayranlığmı. Bebek'te güzel man-
zaralı evinde. fırsat buldukça anlatırdı! Hüseyin Hüs-
nü Paşa ve yaveri kolağası Mustafa Kemal ile bir-
likte Selanik tren istasyonunda çekilen ender resmi,
hatirası olarak hâlâ saklarım.
Söyleşilerimiz arasında, ben Amerikan Deniz Kuv-
vetleri'ndeGüneyVietnam'dagörevliykenkendisinin
aynı zamanda Kuzey Vietnam'da bulunduğunu ve bir
hava taarruzunda fıçı şeklindeki sığınakta. korunmak
için uzun boyu ile nasıl zorluk çektiğinı anlatmıştı.
Asla yabancı bir gazeteciye Türkiye'yi çekiştirme-
yen Aybar, bir gün Tages- Anzeiger gazetesinden
VVerner van Gent adlı gazetecinin kendisiyle müla-
kat yapmak istediğini telefonda anlattı ve düşünce-
mi sordu. Bu gazeteyi iyi tanıdığımı ve Türkiye hak-
kında hiçbir olumlu haber yayımlamadığını söyle-
mem üzerine görüşmesini iptal etti.
Ölümünden önce son iki yıl kendisini göremedim,
fakat geçirdiği muhtelif kalp krizlerinden dolayı he-
men her ay kendisine telefon ederdim.
Dürüstlüğü elinden bırakmayan. hiçbir skandala
karışmamış, vatan ve milletini seven, yasalara karşı
asla aykırı hareket etmemiş Aybar'ı sonsuzluk uyku-
sunda, aramızdan ayrılışının yıldönümünde. saygıy-
la anıyorum. Kendisiyle aynı düşüncede olmayanlar
bile inanıyorum kı bana katılacaklardır.
ANKARA 3. SL1.H HLTOJK
MAHKEMESİ'NDEN
Dos\aNo: 1996 6
Mahkememızde aörülmekte olan ızaleı şüyu davasın-
da:
Ankara ıli. Altındağ ilçesi. Karapürçek mahallesi. 21757
ada. 1 parsel. 21 "5S~ada. 2. 3 parseller. 21774 ada. 2, 3.
4. 5 parseiienn hıssedarianndan Nıhal Maraşlıoğiu (Ba-
kıcı). Serpıl Maraşlığoğlu (Hayberl. Hayriye Maraşlıoğ-
iu (Keçece). Nerıman Maraşlıoğiu ve Ersin Maraşlıoğiu,
Erdal Maraşlıoğiu tüm aramalara rağmen bulunamadık-
larından gazete i lanına karar \erildiğındep niahkememız-
de duruşmanın atılı bulunduğu 25.9.19^ö»nü saat 9.45'te
hazırbulunmalan \e\a kendilennı kam(ş^)ir\ekilletem-
sil ettirmelerı duruşma\a gelmedıklen vej^endılerini ka-
nunı bır\ekılletemiil ettırmedıklerı takdirdedavanıngı-
yaplannda yürütüleceğı \e gı\aplarında karar \erıleceğı
hususu teblıgat >erine kaım olnıak üzere ılan olunur.
24.6.1996 ' "
Basın: 96"2
istanbul Üniversitesi Yönetim Kurulu'na Açık Mektup
Prof. Dr. ÇETİN YETKİN
S
ayın hocalanm. 6 Temmuz 1996 gün-
lüCumhuriyet'in 'Laikcumhuri>etin
temeUerisarsıbyor'ba^lıâı altında \er-
diğı \e DYP-RP ışbirlığıni. ikısı ara-
sında bu ortaklığın gerçekleştırilme-
si amacı ile yapılan kirli paıarlıklan
eleştiren, laikliği ortadan kaldırmayı amaçla\an
karanlıkoluşum\egirişimleredıkkatıçekenaçık-
lamanız. ülkemiz ıçın bir umut ışığıdır. Bu açık-
lamanız. henüz bütün kalelenmızin duşmemiş
olduğunun kanıtıdır. Ne ki Atatürk'ün bizearma-
ğan ettıği apaydınlık ülkede bugün artık bir umut
ışığının pınltısı. bizi mutlu etmeve şettiği ıçın de
aynı zamanda, yurdumuzun üzenne çökmüş bu-
lunan bulutların da ne denli karanlık olduğu ger-
çeğıni bir kez daha orta\a koyuyor.
Ben. İstanbul Üniversitesi Yönetim Kurulu
ü>elen olan sizlerı. haddim olmasa da içtenlikle
kutluvorum. Yüreğimesuserptiniz. \arolun,sağ
olun! 12 E\lül faşizminin \erle bir ettıği. gerici
güçlerebağışladığı üni\ersıtenin\ıkıntı.M içıııden
silkinip çıktınız. yara bere içinde olsanız da. Ama
beni bağışlayınız sayın hocalanm. bana biraz
Hamlet'ı anımsatıyorsunuz. Bilirsiniz, Hamlet
babasınınöldürülmesininöcünüalacaktır, ama bu-
nun için eline herolanak geçtiginde kendisine bir
öziir bularak bundan kaçınır. Söz gelimi, babası-
TARTIŞMA
Temmuz'u
seçmişti...
82 yıl sürdürdüğü \aşam
savaşımını.
r
Temmuz 1993
günü noktalamıştı Rıfat
Ilgaz: •"Naşam \alama oldu"
dışerek. 2 Temmuz 1993
günü Sı\as'ta vobazların
"Cumhurijet Sıvas'ta
kuruldu: Sıvas'ta yıkılacak"
savıyla başlattıkları e\lemde
Madımak Otelı ateşe
\erilmiş. 37 can (sanatçı)
yakılmıştı. Gerekçe. Aziz
Nesin'in tahrik edıcı
konuşmasıvdı. Ilgaz. bu
yakında dostu Bearci\ı
yıtırmiştı. Ilgaz'ın ölümünü.
bu olaya bir protesto olarak
değerlendırenlere hak
\eriyorum. Ölümünden bir
yıl önce Ilgaz'ı. De\rekte.
9. Baston \e Kültür
Şenlıgimızde Muzaffer İzgü,
Btırhan Gtinel'le birlikte
"Kendileri ve Yapıtlan"
söyieşısinde konuk etmıştık.
O gün kitap ımzası üç buçuk
saat sürmüş. ertesı gün de
Çınar Otelı salonunda
de\am etmişti. De\rek'tekı
coşkulu karşıiama için oğlu
Aydın'a üç yüze >akın kıtap
ımzalamanın mutluluğunu
belirtmişti. Yazdıklan.
yaşadıklanydı.
Tutukluluklarının. kaçış
günlerinin. hapıslerde \e
sanatoryumlarda geçen
süreler dışında hep halkının
arasındaydı. Halkını yazdı...
Öğretmen'dı; şıırleri
yüzünden öğrencılerınden
kopartıldı. Yazardı.
yüreklıce \azdı:
tutuklanmalanna ınat
\'ilmadı. direndı. yazdı...
Yaşama se\ incını güreltti
hep içinde. Sıvas ateşı. onun
ınadını da dırencıni de
se\ incini de >ok etmişti.
Protesto edercesine
ölümüyle, ölümsüzleştı.
Ömrü kadar kitaba ımza attı.
Bizlere ulaşmayan kıtaplar,
yazılar bıraktı ardında. O
şımdı, "Romanlamla,
oyunlanyla. gülmece
öyküleriyle. çocuk
kitaplan\ la. şürleriyle,
tikralanyla. anılanyla
yaşıyor. Savunduğu.
yarattığı. duyumsattığı
değerler yeşeri>or içimizde.
Daha bir aydınlannoruz."
Oğlu Aydın. onu sonsuza
dek yaşatacak kıtaplarının
basımı yanında adına yaraşır
bir kültür merkezi de
kurarak bu alanda soyluluk
ve örneklık etmiştır. Onu
yürekten kutluyorum.
Mustafa Kademoğlu
De\ rek
nın katılını bırkeresınde "uyuduğu için'bir kere-
Mnde de 'dua etmekte oiduğu için' öldürmez. Ne
zaman ki artık kendısi de ölümün pençesıne dü-
ser. ı^te o zaman son bir çaba ıle ödinü alır. Ne
çare kı kendısı de artık ölümün tutsağıdır!.. Evet.
nıçın bu kadar gecıktinız'
1
Değerli hocalanm. hazır>ize bu mektubu yaz-
mişken izin verir.Neııız. aklımı kurealayıp duran
bir soru>u sormak istıuırum. Kuşkusuz. Kenan
E\ren'ııı. 1961 Ana\asasfnı bir kâğıt parçası t;i-
bı burujturup çöp scpetme atmasina karşın. is-
tanbul Ûni\ersıtesi"nın ona 'ana\asa profesörü'
uınanıııı törenle \ermesinden bugünkü yönetim
kurulu ü\elerı olarak elbette sızler sorumlu de-
ğılsıniz. Fakat bugünedeğm neden bu un\anı ge-
çersız kılmak için bırşe>ler>apmadınız? Bugün
neden yapmnorsunuz'.'
Kaldı kı 12 Eylürünbaşyapıtı(!|olan2547sa-
yılı \'ÖK Yasası'nın 4. maddeşinde bile deniyor
ki "^ ükseköğretimin amacı: Öğrencilerini Ata-
türk inkılaplan >e ilkeleri doğruItusunda Atatürk
milli\etçiliğine bağlı... Türk olmamn şeref \e mut-
luluğunu duyan... vatandaşlar olarak yetistirmek-
tir..." Elinizde bu >asa maddesi \arken istersenız
tekertekeradlarını sayabileceğim, Atatürk'le kan
da\ah. onun tüm de\ rim \e ilkelerine düşman. tam
anlamı ile "mürteci" onca öSretim üve.si ile avnı
çatı altında nasıl bannabili>orsunuz?
Bu mektubumu yanlış değerlendiımeyin lütfen.
Yalnızca bir dost sitemı. Ama daha çok son ba-
sın açıklamanız için bir ö\gü... Üniversitenin ne
olduğunu. ne olması gerektiğını anınısattığınız için
bir kutlama yazısı.
Bilmeniz gerekir. Istanbul'da eskiden uskum-
ru boldu. Çiroz da uskumrudan yapılırdı. Ls-
kunıru \ttip gidince. çiroz istavritten yapılmava
başlandı. N'eni kuşaklar uskumrudan vapılan çi-
rozun tadını bilmezler\e sanırlar ki çiroz hepis-
ta\rıtten\apılagelmıştir. Öylesine ki bırgündost-
lanm AzizÇalışlarve Prof. Dr. KıvançErtop.Bo-
ğazda bir lokantada çiroz istevıp de Aziz Çalış-
lar gar>ona "Ama sakın ista\ritten olrnasın" de-
dığinde garson: "Ama be\im. çiroz başka neden
olurki" de\i\ermiş. Kissadan lıisse: 12 Eşlül'de
üniv ersıteye asistan olarak girenler. bugün ya pro-
fesör \a da doçent. 12 Eylülöncesi üni\ersiteler
düzeninin lezzetini hiç tatmamışlar. Sızler. onla-
ra bu tadı tattırdınız! Dilerim. vine unurturmaz-
sınız.
Sayın hocalanm. 12 Eylülcülerin amaçlannı
geçersiz kılarak "üniversite'nın •medrese' ve "öğ-
retim üyesi'nın hoca efentb' olmadığını kanıtla-
dınız, Dansı öteki üniversitelerin başına. Sitem-
lerim bir yana. ama şunu iyi biliniz kı sîzierle ay-
nı akademik unvanı taşınıaktan gerçek bir mut-
luluk \e onur duvuvorum. Savüilarımla.
Euromoney tarafından
iki yıl üst üste
Türkiye'nin en iyi bankası"
seçilen Türk bankası
hangisi?
A A G î N R T
PENCERE
TiirkıviMim fn ivi t
Şeddeli Eşşekler
Şu hırgür içinde vaktiyle yazdığım bir hayvan ma-
salını yinelemek istedim, ortalıkta hayvanhktan ge-
çilmediği için tam sırasıdır diye düşündüm.
•
Bir varmış, bir yokmuş. uzak bir ülkede eşek çok-
muş, her şey bokmuş, her yan kokmuş. Uzak ülke-
deki eşekler, üstelik şeddeli eşek imişler...
Şeddeli eşek ne demek?..
Eşek sözcüğündeki ş'yi iki kez yazıp okursan, eşek
eşşek olur.
Şeddeli eşşek, eşekten beterdir.
Nitekim bunlardan birisi, günlerden bir gün, orta-
ya atılıp herkesi telaşa vermiş:
- Ey eşşekler, diye söze başlamış, bizim düşma-
nımız pek çoktur; önlem almalıyız.
Şeddeliler sormuşlar:
- Düşmanımız kim?..
Eşşeoğlu eşşek:
- Ohoooo.. demiş. kurt, çakal. yılan, sırtlan, do-
muz, köpek, gergedan, timsah, vb...
Ortalıgı bir korku sarmış, sağdan bir düşman çı-
kacak, soldan bir başkası salacak...
- Peki, ne yapalım?..
Şeddeli, hem eşşekliğini hem de eşşeoğlu eşşek-
liğini şeddelemek için:
- Geyiklerden boynuz alalım!..
- Boynuzu ne yapacağız?
- Güvenliğimiz için herkes boynuz taksın!..
Bütün eşşekler kuyruklarını sallamaya, kulaklarını
oynatmaya, çifte atmaya. anırmaya, yerlerde yatıp
yuvarlanmaya ve debelenmeye başlamışlar...
- Yaşa, varol, işkembene bereket, çok doğru söy-
ledın, boynuz takalım...
Eşşekler ellerinde ne var ne yoksa geyiklerin eski
boynuzlarına yatırmışlar, tüm birikimlerini harca'yıp al-
dıkları boynuzları kafalarına takmışlar...
Ancak kısa sürede eşşeklerin ülkesinde işler bo-
zulmuş, boynuzlar pahalandıkça pahalanıyormuş,
yakınmalar başlamış, yoğunlaşmış. yükselmiş, art-
mış; bu kez bir başka eşşek kendıni meydana atıp
ortalıkta anırmaya başlamış:
- Ey eşşek kardeşlerim...
Eşşekler merakla toplanmışlar...
- Ülkede ahlak kalmadı...
- Kalmadı...
- Hepimiz rezil olduk..
- Olduk..
- Kirlendik.. • . ,
- Neden?.. I
- Neden olacak, elinize birer ayna alıp baksanıza;
hepimiz boynuzlu olduk..
Eşşekler doğru yakındaki göle koşmuşlar, durgun
suya bakmışlar. kendilerini görmüşler, sonra biranır-
tıdır başlamış:
- Eyvah, boynuzlandık, bizi boynuzladılar...
Ancak bir dişi eşşek, daha kurnaz, daha aşağılık
bir yöntemle edepsizlenmiş:
- Boynuzlarımızdan vazgeçemeyiz, sonra düş-
manlarımız bizi yok ederler...
Tartışma başlamış: ama, eşşeklerin yüreğine kurt
düşmüş. boynuzlarından bir türlü vazgeçemiyorlar;'
sonunda birisi çıkıp demiş ki:
- Oylayalım...
Bir başkası:
- Biz demiş, dededen babadan eşşeoğlu eşşek ikeri
nasıl da bırer boynuzlu geyik olduk ?.. •
Sonunda eşşekler ata başvurmuşlar.
At demiş ki:
- Kendi çiftesine güvenmeyip de geyiğin boynu-,
zuna özenen eşşek, geyik olmaz, olsa olsa boynuz-
lu merkep olur. '
•
Gökten üç ayva düştü; biri sana, biri bana, biri de
mazlum halkımıza...
GAV RIiMENKUL MALLAR AÇIK
ARTTIRMA İLAM MERSİN
2. SULH HUKUK MAHKEMESİ
SATIŞ MEMURLUĞU'NDAN
Dos\aNo 1996 33 Satıs,
Pı\er Edde \c dığerlen adlarına kayıtlı ıken aralarında tak-
sımı mümkun olmadığından Mersın 2. Sulh Hukuk Mahke-
mesfnden \erılen 12*4 1990 gün \e 1988 110-365 esas ve
karar »ayıtı kesmleşmış ilamı ıle satışına karar verilen;
Mersın Nuzhetıye Mah Sılıtl<eCad me\kıındekain tapu-
nıın 21 pafta. 2ü ada \e 1 parsel sayılı 1608 m2 mıktannda-
kıta^ınmazuzerinde 33.22 m2 alanlı kargırtek katlı yenıva-
pı \e 15 98 m2 alanlı baraka \e bekçı kulübesi olarak kuila-
nılan 5.2H m2alanlı yapı ıle yeralfmda 4adet benzın. mazo!
\egazdeposuoluppetrol istasyonu olarak kullanılmaktase
taşımaz 1 1000'hkMersınılikentselStTalanıkorumaamaç-
lı ımar planı içinde olup park \e \olu ısabet etmekte. ta^ın-
mazın bir kısmı otopark olarak kullanılmaktadır. Akdeniz
Beledıye Ba^kanlığı'nca ıstınılak şerhı konulmu> ancak he-
nüz kamulaştıtmaışlemlenneba^lanamdmıştır Ta^ınmazabi-
lırkı^ılermanfetıyle3 6 l(
W6tanhındedeğertakdırenınlmi5;
olup bu değer üzerinden \e b,u özellıklen ıle satışa çıkartıl-
mıştır Satışı halinde alıcıdan O
Ü15 KDV alınacaktır Hi^se-
darlardan Mışel Sıırsok. Pıver Edde'ye teblıgat \erine kaım
olmak üzere
Muammen bedelı: 8.3T
2 400 000 - TL
Bınncı satış gunıi 2" 8 1996 Salı günü saat 15 30-16 00
arasında Mersın Adlıye Sarayı 6. kat 606 nolu odadayapıla-
caktır
1 - Amırmaya ıştırak edeceklerin yukanda yazılı muammen
kıy metın \ üzde (20) nısbetınde pev akçesı \ eya milli bır ban-
kanın tenıinat mektubunu \ermelen lazımdır (124)
2- Alıcılann satiş saatlerinden e\ \ el ga\ nmenkulü görmüş
beğenmış şanname>ı tetkık etmış \e tamamen kabul etmiş
olmalan icap edeceğinden buna matuf ıtırazlan sonradan din-
lenmez,
3- İş bu gayrimenkulün ^annameM ilan tarıhınden itıbaren
herkesın görebılmesı ıçın dosyasında açık bulundurulacak-
tır llanda\azılıolandan fazla malumatalmakısteven 199633
san* numura ıle memunyetımıze müracaat etmelıdır
4- tpotek sahıbı alacakhlarla diğer alacakhlann intıfa hak-
kı sahıplennın gaşnmenkul iizenndekı haklannı hususiyet-
le faız ve masrafa dahıl olan ıddıalarını ılan tanhınden ıtiba-
ren 15 gun zarfında memurişetımıze müracaat etmelen lazım-
dır Aksı halde hakları tapu Mciüyle \eya leraset belgesı sa-
bıt olanlar. satış parasının pa\ laştınlmasından hanç kalırlar.
5- Gûsterılen günde gas rımenkul üç defa baânldıktan son-
ra en çok arttırana ihalesı ıcra edılır. Ancak arttırma bedeli
muhammen kı\ metın \ üzde > etmiş beşını geçmezse ıhale on
gün daha temdıt edılerek on gün sonra 6 9.1996 Cuma aynı
yerde ve aynı saatlerde yapılacak v e o gün y üzde 40 artı mas-
raflan geçmezse satış yapılamaz.
6- Gavnmenkul kendisine ihale olunan kımse ihale bede-
hnı peşinen \e\a \cıılecek mühlel zarfında ödemezse ıhale
karan fesh olunarak kendısmden ev vel en > üksek teklıfte bu-
lunan kımse arzetmıs. olduğu bedelle almaya razı olursa ona
razı olmaz \eya bulunmaz.sa ıhale şedı gun muddetle yenı-
den ıhaleye çıkanhr \e yuzde 4()'ını bulmazsa satılmaz iki
ıhale arasındaki fark \e geen günler için hesap edileceky üz-
de 30 faiz venr. masraflar. hiçbir hükme hacet kalmaksızın
tahsıl ofunur (133)
7- Satış tapu kayıdna goredir
8- Satış gününe kadar bırikmı:, \ergıler \e masraflar bın-
dealtı ılamharcı hısscdara satıştan sonra ıhale pul bedellı ta-
puya bağlama harcı alıcışa aıttır.
iş bu gaynmenkulün lianda \e ^artnamesinde yazılı oldu-
ğu üzerı satılacağı ılan olunur 27 6 1996
Basın: 97001