23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 TEMMUZ 1996 ÇARŞAMBA CUMHURİYET KÛLTÛR SAYFA 13 ALLEGRO EVİN İLYASOĞLU Çok kültürlü toplumun sorunlarıKudsi Erguner, kendini yurtıçinde \e dışında kanıtlamış. saygınlık kazanrnış bir sanatçımız. Islam kültürünü. Türk müziğını çok lyı tanıdığı gıbi yıllardır Paris'te sürdürdüğü çalışmalanyla e\ rensel ölçütien de vakalamış. Doğuvu-Batıyı \e Uzakdoğu'yu birleştırme felsefesı. geleneksel müziğımizi dünyaya sunma çabalan. sayısı 40ı aşan kompakt dısklerı. övünç \encı ne>ı bır gızemlı İslam çaJgısı olmanın ötesınde değışık çalgı renklenvle kullanabılmış: aynca taksim geleneğı ıle caz müziğindeki dogaçlamanın nıhunu birleştırmiş. Onu bir müzık elçısı. bır müzik otorıtesi olarak kabul etmektev. ız. Bu nedenle elinde buyük olanaklar taşıdığına inanıyoruz. Kudsı Erguner ve Türk Müziğı Topluluğu. geçen hafta fstanbul Festi\alı çerçevesinde Hamamizade tsmail Dede Efendi'nın Ferahfeza Me\)e\i Avını'nı ıcra ertı. Programın üstünde "konser yorumu" açıklamasının yanı sıra eserin Mevlevi ayinleri geleneğıne uygun olarak icra edileceğı >azıvordu. Erguner. konser günü gazefelere >aptığı açıklamalarda bugiine kadar özgün şeklinden saptınlan dini yapıtlanmızdan, müziğin özünün bozulmasından yakınmıştı. Burada birçelişkiye deginmek istıvorum. Ayin. konser için uyarlandıysa özgün şeklınde birtakım özverıler vapılmıştı. Acaba ıçındekı Kuran bö'lümlen avnı uyarlama gerekçesi ile çıkarılamaz mıydı? Ne de olsa "hazurun" da sonuçta konser dinleyicisi ıdı \e Kuran dinlemeye hazırİıklı değıldı. Dinletinın müzıksel vönüne gelince. okuvuculann arasında Kani Karaca, Recep Birgit gıbi ışin uzmanlan oldugu halde. tedırgin ya da atak gırışler. yeterince birlikte çalışılmadığı izlenımı veriyordu. Festıval kıtapçığındakı açıklamada "Günümüzün okuvuş tekniği ise son clli vıldır yerieşen \e ancak mikrofon aracılığıyİa dut ulabilen göğüs sesidir" denılıvor. Ozüne baglı kalmak ıçin güçlü hafızlann kafa sesıyle okuması uvgun bulunmu^tu "Günümüzde çekingen \e içe kapanık. bö> lece yapmacık bir liriznık"ritimsizokunan" ayinlen eleştiren Erguner. "Ayin müziğinin en önemü unsuru ritimdir" dıyor. Bövlece topluluğuna ney kemençe ve tanburun yanı sıra çok sayıda kudüm ve bır de kös yerleştırmiştt. Hafızlann gür okuyuşlanna eklenen bunca vurma saz. mikrofon ıle bırleşince Aya İrini'nin kubbesınde mekânik bır tını yarattı. Kemençe taksımi sırasında tanburinin çalgısını akort etmesi ıse hayret vericiydi. Tüm eleştınler bır yana, Hamamizade Dede Etendi'nın Mevlevi St Petersburg Filarmoni Orkestrası, Ayıni'ni Aya Innı'nın Ortaçağ kubbesı altında dınlemek. Iıpkı bır oratoryo ya da requiem dinlemeye eş degerdı Anlaşılan Kudsi Erguner'in topluluğunu. bıraz daha çalıştırması ve konser izleyıcisı kulağı ıle olayı bir kez daha değerlendirmesi gerekirmiş. Sanınm bu açıdan baktığımızda çok kültürlü bır toplum olmanın tadını çıkarmak kadar sorumlulugunu da taşımış olacağız. St Petersburg Filarmoni Orkestrasf nın görkemi St. Petersburg Filarmoni Orkestrası. Rusya'nın kendi dışında en çok tanınan en şanlı senfoni orkestrasıdır. Çok eskı bir geleneğe dayanan bu topluluk. Mravinski'nın ellı yıllık dısiplinli yönetımı altında efsaneleşmiştır 1988"den bu yana topluluğu Viıri Temirkanof vönetnıekte. 1990 yılında 18 İstanbul Festıvalı çerçevesınde aynı topluluğu yıne şet Temirkanof yönetıminde bu kez Lenıngrad Filarmoni başlığı altında dinlemıştık. Üç dinletide Rus bestecılerını çalmışlardı. Parasal nedenler. toplumsal sorunlar. deği^en sanatçı koşullan ile topluluk doğal olarak aynı nıtelığı sürdüremivor Yıne de geçen hafta sunduklan ıki konseri dınleyiciler büyük bir ılgiyle ızledıler. Bu kez valnız Rus besteciler yoktu. tlk gecekı konserde şef Yuri Temirkanof vönetimındekı orkestra Mozart, Brahms ve Bruckner"den oluşan bır program sundu. İkinci konseri ıse çağdaş Rus bestecilennden Şçedrin ve Stra>inskigibi örnekleri de ıçeriyordu. llk konserdeki Brahms'ın keman ve çello ıçın tkili Konçerto'sunda solistler. topluluğun genç üyelen arasından seçılmıştı: tkinci yanda başkemancı olarak dinlediğımiz Iha Iyoff( 1966) ve çelılistlerden Sergei Sknaçevski (1966). Solistlenn yer yer tedirgınligi ve yapıtın oda müziğı özelliğinı koruyan yorumu. beklediğimız İkilı Konçerto görkeminın biraz altındaydı. Bırde sahneyi tümuyle çevreleyen kemanlann oturtulma şeklı oldukça yadırgandj Ancak Anton Bruckner ın Romantik Senfonisi ıle karşimızda yüce bır orkestranın varlığını duyduk. Yaylı çagıların saydamlaşan tınıları. tahta ve bakır çalgılann zengın udsi Erguner ve Türk Müziği Topluluğu. festival çerçevesinde Hamamizade Ismail Dede Efendi'nin Ferahfeza Me\levi Ayini'ni icra etti. Su Petersburg Filarmoni Orkestrası, ilk geceki konserde şef Yuri Temirkanof yönetiminde Mozart, Brahms ve Bruckner'den oluşan bir program sundu. Şef Hovvard Griffiths ve Zürich Oda Orkestrası. programına bizlerce az tanınmış İsviçreli bestecileri katmıştı. sonoritesi bu post-romantik senfoninın tüm özelliklerini sergıledi. Bruckner'ı ifk dinleyen de Bruckner dınlemenın zorluğundan yakınan da Bruckner tutkunu olup her yorumu kolay kolay beğenmeyen de zev k aldı bu dinletıden. Topluluğun bis olarak çaldığı yapıt. Bruckner'den sonra en çok ılgi toplayan parça oldu Rimski Korsakof un Gizli Şehir Kitezh vc Bakire Fevronia adlı 1904'te yazdığı operadan "DoğayaÖvgü" başlıklı bır intermezzo ıdı. Bruckner'ın genlınıının ardından yumuşak birdüş vaşattı. Hmvard Griffiths ve Zürich Oda Orkestrası Hovvard Griffiths, kendini dinleyicisine ve bir o kadar da orkestrasına sevdiren bir şef. Konserlennde hep taze bir coşku bulabılırsınız. Ya müzik tarihinın unutulmuş sayfalarını keşfetmiştir ya değişik bır çalgımn ustasını getirmiştir. Mutlaka bir değişik tını duyar. mutlaka bır değişik ruh halı ile aynlırsınız onun konserlerinden. Dinleyiciye konser sırasında açıklavıcı birkaç ipucu vermesı. özellıkle gençlere ve çocuklara yönelık dinletiler düzenlemesi. onun çalışmalânna daha bir deger kazandınyor. Griffiths şu sıralarda Zürich Oda Orkesrrası gibi Avrupa'nın önemli bir müzık topiuluğunun başına geçti. Griffiths ve Zürich Oda Orkestrası. geçen haftaki istanbul konserlerinde de programına bizlerce az tanınmış tsv içreli bestecileri katmıştı. Frank Martin ve Otmar Schoeck'ın yeni- romantık bıçemdekı yapıtlannı yönetti. Reinhodf Friedirch modern trompet kadar klasik trompetin de ustası olan bır sanatçı. Karlsruhe Devlet Müzık Yüksek Okulu'nda trompet profesörü olan bu degerli müzikçiden önce Johann VVîllhelın Herel adlı bir aydınlanma çağı bestecisini sonra da Telemann'ın barok kurallar içınde. yazılmış bir konçertosunu dinledik. Her ıki yapıtta da R. Friedrich'in trompetinde tatlı bir ton. orkestanın eşliginde yumuşak bır uyum vardı. Çaykovski'nin yaylı çalgılar serenadı ve Isviçre Ulusal Marşı'nın bestecisi Frank Martin'in Pavan'ı Zürich Oda Orkestrası'nın seslendirdiği en duyarlı yapıttı. 'Chick Corea ve Arkadaşlan', Bud PowelPı anıyorKiiltiir Servisi - Piyanıst. grup lideri \e besteci Chick Corea, Ro> Haynes (davul). Wallace Roney (trompet). .loshua Redman (tenor saksofon) ve Christian McBride'ten (bas) oluşan 'Chick Corea ve Arkadaşlan'. bu akşam Açıkhava'da vereceklerı konserde bebop döneminin efsanev ı piyano dehası Bud Pw\eü'ın müziğini seslendirecekler. 'Bud Ponvell'ı Anma Turnesi 1 için birarava gelen üç nesilden caz virtüözlerı. cazın gerçek dehalanndan biri olan Povvell'ın müziğini yenıden varatacaklar. 1960"ların sonlarından bu yana tuşlu çalgılann bellı başlı v ırtüözleri arasında yer alan Chick Corea'nın otuz yıllık müzik karıyeri. sınırları zorlayan etkilı müziksel deneyımlerin bır bıleşımi olarak 20. yüzyıl müzik tarıhi ansıklopedilennde pek çok sayfayı dolduruyor. 8 Grammy ödüllü Corea. gitarist John McLaughlin'e göre "20. yüzyılın son döneminin en iyi pivanist/bestecilerinden biri. Günümüz müziğinde beürleyki bir rol o\ nadı ve o\ namav ı sürdürü>or." Chick Corea. "Bopa tek gerçek piyano sesini kazandıran kişi" olan Bud Povvell ıçın şövle dıyor: "Bud Powell'ın müziğine şimdi, 90'larda eğilmek. benim için son derece avdınlatıcı bir deneyim oldu. Bud'ın müzigivle büvüdüm ve onun kendine özgü tarzını öziimsedim. Onun sayesinde. müzik ve phanoda doğaçlama çalmak hakkında çok şev ogrendim. Bud. benim için hiçbir pivanistin olmadığı kadar, sürekli bir ilhanı ka> nağıdır." Diay Gillespie v e Thelonious Monk ile birlikte 'bop' veya 'bebop' dıye tanınan müziğin başmımarlarından biri olan Povvell'ın çalışmalannı "caza ve20.yüzyıl Amerikan müziğine gerçek bir miras' olarak Chick Corea, "Bud. benim için hiçbir pivanistin niteleyen Corea. "Yıllar pek çok müziksel nıesajı zamanaşıınına uğratnor; ancak Bud'ınkiler sürekli güçleniyor. Benim için Bud'ın müzik mirasına tekrar vönelnıenin zamanının geldiğini biliyordum. Ro> Haynes. Bud'ın müziğini yeniden varatma konusunda bana elvermek istediğini söylediğinde. bunun harika bir deneyim olacağını hissetmiştim. Christian McBride. olmadığı kadar. sürekli bir ilham kav nağıdır." Joshua Redman \e Uallacc Roney, bu genç yeteneklerin her biri özgün bir bakış açısıv la valdaştıklan Bud'a havranlıkduyuyor" diyor. 'Chick Corea ve Arkadaşlan'nı oluşturan müzısyenlerden, caz davulcusu Ro> Haynes ise cazın altı ustasıyla. Chariie Parker, Miles Davis, John Coltrane, Chick Corea, Pat Methenv ve Lester Vbung ıle birlikte çalmış. Ardında uzun ve verımlı bır kanyeryatan müzısyen. Louis Armstrong, Chariie Parker ve John Coltrane ile birlikte çalışmış tek davulcu. Günümüzün *Genç Aslan" kuşağından trompetçıler arasında seçkin bir yen olan YYallace Roney ise Elvin Jones. Sonnv Rollins ve Art Blakey ıle birlikte çalıştı. Mıles Davis tarafından Montreux Caz Festivali'nde kendısiyle birlikte solo yapması ıçın çağnlan sanatçı. 1992 yılında 'A Tribute To Miles Davis' turnesınde Herbie Hancock. Ron Carter, Wayne Shorter ve Tony \Villiams ile çaldı. 24 yaşındakı genç saksofoncu Joshua Redman i ise istanbullu cazseverler yakından tanıyor. Son on yılda eleştirmenlerden hiçbir yeni caz müzısyeninin başaramadığı kadar olumlu puan toplayan Redman. günümüzün en iyi cazcılannı yetıştıren Berkeley Lısesi mezunu. llk albümü 'Joshua Redman' ile 1992'de Grammy ödülüne aday gösterilen Redman, 1995 yılında da Rolling Stone Eleştirmenler Anketi'nde '1 numaralı Akustik Caz Grubu (Daha Fazla Tanınması Gereken Vetenek)' umanını aldı .Günümüzün en ıvı bebop basçılarından biri olan Christian McBride ise düzenli olarak Benny Green ve Joshua Redman ile turnelere çıkıyor. Nevv York Juilliard Müzik Okulu'nda ögrenim gören sanatçı. bugüne dek VVŞnton Marsalis, Pat Methenv, Betty Carter, Freddie Hubbard, Joe> DeFrancesco gibi pek çok müzisyenle kayıt çalışmalan yaptı. Bu akşam saat 21.00'de Istanbullu müzikseverler. 50'li yıllann müziğini çağdaş bir yorumla sunmakta usta bu beş müzisyeni biraraya getiren tarihı caz olayını izleme olanağı bulacaklar. DUŞUNCEYE SAYGI Amatör heyecanın yaratıın gücü Deutsche Kanınıerphilharmonie'nin şefi Daniel Harding. ZEVNEPSAYGI Deutsche Kammerphilharmo- nie "İyi, bazen yeterince iyi değil- dir" görüşünü paylaşan ve Al- manya'dakı müzık akademilerin- de eğitım gören üstün yetenekli ogrencilerin biraraya gelmesiyle 1980 yılında, Frankfurtta. •'Kammerorchester der Jungen Deutsche Philharmonie (Genç AJ- man Filarmonisi Oda Orkestra- sı)" adıyla kuruldu. 1983"te Nevv York'ta Birleşmiş Mılletler'de verdiğı konserden sonra üst düze>de denenmeye başlandı ve 1984 >ılında Gidon Kremer'ın yönettiğı Lockenhaus Festıvalı'ne davet edıldı. 1987 yılında başlangıç ve de- nenme süresini tamamlayan oda orkestrası "DeutsceKammerphil- harmonie (Alman Oda Orkestra- sı)" adıvla profes>onel konserler vermeye başladı. Topluluğu kısa dönemlerde Mario Venzago, Heinrich Schiff, Jiri Belohlavekgibı bırçok konuk şefvönettı Orkestranın >aptığı kayıtlar arasında. 1993 )ılında ChicagoSanat Topluluğu ile y ap- tıkları ortak çalışmanın ürünü olan bır laser-dısc kavdı ve Ber- lin Classics, Deutsce Grammap- hon. Teldec, Decca, Vırgin Classics gıbi önemli firınalar ıçın yaptık- ları kavıtlarbulunujor. 24, Uluslararası İstanbul Mü- zik Festivali'ne dün gece 21 ya- şındaki şef Daniel Harding. bu ak- şam ıse Sanat Yönetmenleri ve şef Thomas Hengelbrock yöneti- minde ikı konserle katılan toplu- luk. üvelerine kışisel ve müzıkal sorumluluklar yükleyen demok- ratik bır anlayışla kurulması ve özellıkle programlarının niteliği açısından var olan klasik orkest- ralara bır alternatif oluşturuyor. Şef Daniel Harding orkestranın yapısı hakkında şövle dıyor: "Deutsche Phifharmonie'nin tüm üveleri kendilerini bütünüv- k yaptıklan işe adamıs ve müziğe yürekten bağlı sanatçılardır. Bu ilk bakışta fazla basit gelcbilir. an- cak bizi ayncalıklı kılan işte bu, çünkü müzik dünyasınıyakından tanıyanlann çok i> i bildikleri gibi sürekli olarak kendini aşma çaba- sı ve zorlu bir çalışma temposu içinde amatör ruhu korumak im- kânsız denecek kadar zor. Deuts- ce Philharmonie ile yaptığım çalış- malar bo> unca amatör heyecanın sağladığı varatım gücünü sürekli kılmak için birlikte durmaksızın ne yapmak istediğimiz, nasıl mü- zik yapmak istediğimiz üzerine tartıştık ve kafa yorduk". Barok çağdan 20. yüzyıla kadar uzanan geniş bır repertuvara sa- hip orkestra için ilk yorumlandı- ğı haliyle yakalamaya çalıştıklan tarihsel müzik büyük deger tası- yor. Harding tarihsel müziğin uygu- lama olanaklan konusunda "Sha- kespeare'i orijinalinden okuduğu- nuzda. sözcükleri anlasanız da günümüzde ifade ettikleri ilk ya- zıldığında ifade ettiklerinden çok farklıdır. Müzik için de aynı şey geçerli; notalaraynı kalıyor. ancak düzen- lemeler değişiyor. Mozart döne- minde yazılan keman teknığı ki- taplannda düzenlemelerin nasıl olması gerektiğine dair pek çok bilgi bulabilirsinız. Mozart'ın ba- basının dediği gibi 'her beste sus- la başlar ve susla son bulur'. \o- rumlar arasındaki ana ortak nok- ta da budur. İşte bu yüzden parça- nın ilk yorumunu yakalamaya ça- Iışmak. bizım amatör heyecanı- mızı kamçılıyor" Deutsche Philharmonıe'nin Sanat Yönetmenleri Thomas Hengelbrock yönetimindebu ak- şam saat 19.00'da Aya lrini'de ve- receği konserde ise Joseph Haydn, Jean Vaclav Vbrisek ve FranzSchubert'in eserleri seslen- dırilecek. Konserde kemanda Da- niel Sepec. viyolonselde Marc Froncouxve piyanoda Clement Rave yer alıyor. MEMET FUAT Yapıttan Yapıta Günümüzde yazılan bazı yapıtlardan. özellıkle çağ- cıllık ertesi anlayışın ürünü romanlardan söz edilirken, yazınbilimde "metinlerarasılık" dıye adlandırılan bır uygulamaya değiniliyor. Nedir metinlerarasılık? Başka yazarların yapıtlarından yararlanarak yaz- mak, doğrudan yaşamdan değıl de. yapıtlardan yo- la çıkarak ikinci elden bır kurmaca yaratmak... Gerçekçı ya da gerçekçı olmayan butün yazarlar aslında yaşamdan edindikleri bılgilerle bıçımlenırler. Bilebildiğimiz her şey içınde yaşadığımız dünyadan gelir. Gerçeğe uymayan şeyler düşlerken de o bilgi- lerın sınırını aşamayız. Oktay Rifat Perçemlı Sokak adlı kıtabında dış dünyanın bu baskısını sözcüklerın "konuşma dilın- deki gündelikdüzeni"nı bozarak bilinçle kırmaya ça~ lışmıştı. Aynı işi, Fransa'da, gerçeküstücülerın. şap- kadan sözcük çekmek gibi teknıklerle. bilınçten de uzaklaşarak yapmayı denediklerinı bilıyoruz. Ne var ki sözcükler de gerçeğın bır parçası... Yazar kesinlikle özgür değıl, her şeyı. duşlerinı de. kapsayan yaşamın avucunda... En akla aykın şeyle- ri bile yaşamdan aldığı bilgılerle kurguluyor. Ama daha önce bır sanatçı anlatmadığı ıçın Bafa Gölü'nü göremedığinı söyleyen Melih Cevdet An- day'ı da unutmayın. Sanatın gizıne gıden yol bu sözden geçıyor. Nedir istenen? Bafa Gölü'nün bir resmı, fotoğrafı, müziğı. öykü- sü, vb... Bakılanın sanatçı yorumuy>a dondurulma- sı... İşte bu noktada "metinlerarasılık" özel bır önem kazanıyor. Bafa Gölü'nü görmemiz için bir sanat yapıtının ara- cılığı gerekiyorsa, bütün göllerı denızlerı, ağaçları, kuşları, yağmuru karı. düşünmeyı konuşmayı. dost- luğu düşmanlığı, doğmayı ölmeyı görmemiz için de sanat yapıtlarının aracılığı gerekır. Demek ki bır yazar. doğrudan yaşamdan yola çık- mak yerıne, başka yazarların yapıtlarından yola çı- karak gerçeğı daha iyi yansıtabilir. Yıllar yılı üstüne tıtredığımız özgünlük elden gitti mi? Özgünlük bir kuruntu yalnızca... Sözcükleri siz mi yarattığınız? Duygulan. düşünce- leri? Yazıyı, şiiri, öyküyü, romanı? Ucunu bırazcık kı- pırdatınca özgün sayıldığınız bütün bır yazı gelene- ğini? Yapılan yalnızca yeni bileşımler... Öyleyse daha önce başka bırılerının yapmış oldu- ğu bileşımlerden yola çıkmakta da hiçbir sakınca yok... Peki, bu "metinlerarasılık" yeni. bir şey mi? Değil, ama son yıllarda üstüne çok düşülüyor. ay- nca bir özgünlük olsun dıye de, yazarlar bu oyunu göstere göstere, lyice tadını çıkararak oynuyorlar... Değişik gerekçeler öne sürülüyor, ılgınç kuramsal sözler ediliyor. Sanırım yazın için salt yaşamdan yola çıkmak dı- ye bir şey hiçbir zaman söz konusu olmamıştır. Belki ilk söylenen şıir... Yazarlar yazarları sürekli gözler. kendılerınden ön- cekilerden olduğu gibi, çağdaşlarından da etkilenir, esinlenirler. Belirterek, kimi zaman da belırtme gereğı duyma- dan, birbirlerının yapıtlarından alıntılar yaparlar... Dahası dünyayı (dıyelim Bafa Gölu'nu) görmek ıçın sanatların yorumlarından yararlanırlar... Başkalanndan alıntı yapmayı değıl. esinlenmeyı bıle doğru bulmayan, bütünüyle özgün olmaya ça- balayan yazarlar için de durum pek değişik değıldır. Örnekse Bruegel'ın, Van Gogh'un. Picasso'nun resimlerini görmüş bir ınsanın dünyaya bakışı kendi- ne özgü olabilir mi? Yazarlar da, bütün insanlar gibi. sanatlarla dünya- ya açılıriar, sanatlarla dünyayı görürler... Güçlerini sa- natlardan alırlar... Bu anlamda özgünlük aranışına gırmek. kendini yoksulluğa gömmek olurdu... Yapıttan yapıta akış, kurallı ya da kuralsız, bütün çağlarda yaşanmıştır. Özgünlük dediğimiz yeni bir bıleşımdır yalnızca... Bugün yadırganan. işin iyice abartılıp bır bilmece havasına sokularak, "Haydı, bulun bakalım!" dıye okurlarla oynanan bır oyuna dönüştürülmesıdır. 'Nasreddin Hoca'ya armağan • Kültür Servisi - Oölak Yayınları. Nasrcddm Hoea hakkında herhangı bir çalışma yapılacağı zaman ilk gözönüne alınması ve mutlaka yararlanılması geıeklı bir çalışma yayınladı. 300 biiv ük bov sav tav ı aşan bu çalışmada ıkisı vabancı 22 araştırmacınııı \;isrcddin Hoca hakkındaki son ve genış araştırmaları ver jlıvor Çalışmanın editörlügünü halkbılım uzmanlarından M. Sabri Koz üstlenıvor. Rotterdam Müzik Festivali • Kültür Smisi - Bır -.üreden bcrı Rotterdam Filarmoni Orkestrası"nın ^efliğını yürütcn düınaca ünlü Valerv Gergiev'in. orkestra ile birlikte plaııladığı Rotterdam Müzık Fesrivalfnin ılkı bu vıl 18-27eyliil tarihlerı arasında Rotterdamda vapılıvor. Festi\al. Eylül 1996'dan başlayarak 10 günlükdönenılerle her yıl düzenlenecek ve programlarda senfoni konserlerı. opera ve bale. oda müziğinin yanı sıra fılm ve özel etkinliklere de yer venlecek. Festivalın bu > ılkı programında çağımızın en önemli uç bestecisi olan Igor Stravınsky. Claude Debussv ve Sergeı Prokofiev 'ın yapıtlan ver alıvor. Türk cazcılar Intennet'te • Kültür Servisi- Pnzmanet-Vıdeo on Lıııe \e Türk Caz Derneğı ışbırlığıyle gerçekleştırilen ışbırlığı kapsamında3. Uluslararası İstanbul Caz Festıvalı'nde yer alan Kerem Görsev. İllıan Erşahın. TLIIKI Ötenel. Can Kozlu. Neşet Ruacan. Kürşad And. înıer Demırer. Ateş Tezel ve Asıa Minör grubu elemanlarım Internette tanıtmava başladı. Tanıtım bılgılerı içınde sanatçılann festival kapsamındakı programlan. görüntüleri. kendileri ve albümlen hakkında bılgıler yeralırken; seslendırdiklerı bazı parçalardan kısa bölümlerden de dinlemek mümkün. Daha sonra da Okay Temiz ve Aydın Esen gibi dığer caz sanatçılarının sayfalan Internet'ten tanıtılmııvj devanı edilecek. Türk caz sanatçılan hakkında bılgı almak ısteyenler http://www.vol.com.tr internet adresıne ulaşabilirler. Bilim Teknik'ten fotoğraf yarışması • Kültür Servisi-TÜBİTAK Bılım Tekııık dergısımn ilkı geçen yıl yapılan fotoğraf yanşmasınııı ıkınciM bu yıl e\im-kasım aylarında gerçekleşecek. '»arişma siyahbeyaz ve saydam dallarında yapılıvor >apıtların en son 11 Ekim 1996 tanhiııde teslım edıleceğı yarışmanın konusu "metal" olarak belirlendı. Seçıcı kurulu. Tuğrul C a kar İbrahım Göğer Zafer Karaca Güven İncirlıoğlu Gülnur Sözmen Ahnıet Tolungü»; \c Ahmet Cevdet Yalçıner'denoluşan yanşmavla ılgili bılgıleri ıçeren şarfname Bilim \e Tekııık ı k T g d edinilebilir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle