Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 1 TEMMUZ 1996 PAZARTESİ
12 BIR KONU BIR KONUK
Kendisini sosyalizm ve emek mücadelesine adayan DİSK kurucusu Kemal Nebioğlu:
Solun namusu birlesmekle kurtulıır
MİYASE İLKNUR
-DİSK Genel Başkanlığrndan
ayrıldıktan sonra neyapıyorsunuz?
-Aslında dişa dönük büyük bır uğraş
ıçınde olduğumu söylemek mümkiin
değil. Kışın evde hatıralarımi
yazıyorum. Meşhurperi geldiği \akıt
bır ıki satır şiir karalıyorum. Yazın
bahçede gül yetıştiriyorum. Aynca
kırkın üzennde ağacım var. onlann
bakımını yapıyorum. Bırtamir
atelyem var. Hertürlü marangozluk.
kaynak ve soğuk demir ışlerini
yapıyorum. Işgal edilmemış kırlarda
dolaşmaktan çok hoşlanıyorum.
Emekliliğin tadını çalışarak
çıkarıyorum. Birde polıtıkanın ıçıne
gırnıeye ilişkin sondaj çalışmalarım
\ar. 'Ne yapmalıyız. ne yapabiliri/'
sorusuna sendıkacılar. kooperatif
yönetıcılen, meslek odaları
yönetıcilerı, solda olan demokratik
kıtle örgütleri ile birlıkte yanıt
anyoruz. Bu konu>a ilişkin bır
çahşmam var. Arkadaşlarıma
gotürdüğüm önenlenm var.
-N'edir bu öneriler?
- Solda olan arkadaşlanmızın tümünün
tek bir partide etkin olması gerekır. O
partıyi toplumda etkin kılmak içın
çalışmalar yapılması bugünün
Tiirkıyesi'nde sol içın bir
zorunluluktur. Bu görüşümü paylaşan
bırçok arkadaşım var. Bu konuda
sağlıklı bır karar alabilirsek tarihsel bir
görev ifa etmış oluruz. Çünkü bugün
Türkıye'de solun ciddi bir şekilde
örgütlenmeye ihtıyacı var. Yalnız
sosyalistlerin birleşmesi yetmez sosyal
demokratlar da bırleşıp sosyalıstlerle
ittıfak yapmak zorundadır.
-Sa>ın Başkan siz, TİP'in
kurucularındansınız. Bu partide
millletvekilliği, grup başkanvekilliği
yaptınız. Şimdi 6O'lı yılların
koşulları ile bugünün koşullannı
karşılaştırınız. Solun başarılı olması
için her alanda koşulların uygun
olduğu bir Türkiye tablosu \ar
önümü/de. Peki TİP'in elde ettîği
başarı bu koşullarda neden
tekrarlanamıyor? Ne eksik?
-Solun önünde 196ü'lı > ıllardakı
>asaklar yok bugün. Ama engeller
daha fazla, daha çarpıcı ve daha
biiyük. Çünkü bugün o dönemde
olmayan ınsan engeli var. Geri kalmış
ülke sosyalistlen. maalesef hareketin
önünde birengel. Sosyalist sol
paramparça. Yenı >eni partıler
kuruldu. Bu kadar bölünmüşlük halkta
tereddüt uyandırıyor. Konuştuğumuz
emekçı neden ayrı olduklarını soruyor.
Sosyalistler ve sosyal demokratlar
sermayepartilerine değtl birbirlerine
yükleniyorlar. Bazan bu küfre bıle
dönüşebılıyor. Bız 1%0'h yıllarda TİP
adına köylere gıttiğımızde tek pani
adına ve tek ağızdan gidiyorduk.
-C'stelik de işçi sınıfının olmadığı
yerlere gidiyor ve köy lüden destek
alıyordunuz?
-Evet. Köylerde bızi dinleyenler
çıkıyordu. tlkintepkı ile karşılaşsak
bile bır süre sohbetten sonra bizi
bırakmak istemıyorlar ve sömürünün
boyutlannı daha fazla açmamızı
istiyorlardı. Bugün birherhangı bır
sosvalist partiden birisı halka gittıği
vakit, ona sorulacak 'Neden
birleşmiyorsunuz' sorusuna
verecekleri yanıt yok. İnandıncı yanıt
vermeleri mümkün degil.
-Bölünmüşlüğün ötesinde kitleve
ulaşmalarında başka eksiklikler,
yanlışlıklar yok mu?
- Elbette var. Kitleye yabancılaşan bir
tavır içinde gidiyorlar. Solun en
önemli zaafı çok horoz var. Çok
horozun olduğu yerde de sabah
olmuyor. Bölünmüşlügü getiren teorik
tartışmalardır bıraz da. Öyle bir an
geliyor kı. sagdakı politikacılarla
oturup tartışmayı demokrasinin gereği
sayan sosvalistler. kendi aralarında
konuşma ve meseleleri müzakere
edecek olgunluf u gösteremiyorlar.
Birbirleıine karşı tahammülleri yok.
Sosvalist harekette nüans
farklılıklannı herkesin kabul etmesi ve
bu farklılıkları hareketin zengınliğı
olarak görmek lazım. Tornadan çıkmış
gibi aynı düşünceleri benımsemek ve
söylemek zaten fukaralıktır. Tartışma
zenginligi içerir. Peki ne olacak böyle
gider mi ? Hayır bö> le gıtmez. İşçi
sınıfı gittikçe köşeye sıkışıyor.
-Bir de çok yadırganması gereken
bir tablo yok mu Türkiye'de?
Bugünkü koşullarda Türkiye'de
işçilerin kendi sınıf çıkaıiarını
savunan partiler yerine sermayenin
çıkarlarını savunmak üzere
kurulmuş ve bunu da açıkça ifade
eden sağ partilere destek vermesini
neye bağlıyorsunuz? Bu nasıl bir
çelişki?
-Gcri kalmış ülkelerin çıkmazı bu. Gen
• Kemal Nebioğlu 70'inde bir delikanlı. Genç yüreği hep sosyalizm ve emek mücadelesi için
çarpıp durdu. Zaman zaman tekledi ama yenilmedi.Onun da üstesinden geldi. Otobüs biletçisi,
komi. işyeri temsilcisi. sendika başkanı, DİSK kurucusu, TİP kurucusu, milletvekili, grup
başkanvekili, darbeli yıllann gedikli mahkûmu, DİSK Genel Başkanı ve emeklilik. Emeklilik
Nebioğlu'nda bir mücadelenin sonu değil. başlangıcı oldu.
DİSK \eTİP'in kurucusu Kemal Nebioğlu günlerini bahçesiyle uğraşarakgeçimor. (Fotoğraf: KUBİLAY TÜNTÜL)
kalmış ülkelen sadece ekonomik
bakımdan geri saymak doğru değil. bu
ülkeler kültürel bakımdan da geridir.
İşçi sınıfı büyük bir karmaşanın içinde.
Ekonomik sıkıntılar korkunç boyutlara
ulaşmış. Sendıkalar örgütlenmede
yeterlı değil. Geçmişte olduğu gibı ışçı
sınıfını kucaklayan mücadeleler tarihte
kalmış. Sermaye çok örgütlü,
ekonomik olarak örgütlü, siyasal
açıdan örgütlü. med>asıyla örgütlü.
Çağ bır ıletışım çağı ve sermaye bunu
çok ıvi kullanıyor. Sermayenin partıleri
emekçılerden o> alıyor. Fakat benim en
çok hayret ettiğım Alevilenn bu
konuda tavır degiştirmelen. Onlann
ilencıliği ve soldan yana tavırlannı
terkedıp bir başka dal aramalarını ben
hazmedemediğim gibı
yorumlayamıyorum da. Gerek TİP'in
kuruluşunda gerekse büyümesinde en
büyük destek Alevilerden gelmişti
Geçmişte Anadolu"nun herhangi bır
bölgesıne gidıp taban aradığımızda
bize ısım önerenlere neden o ısmı
önerdiğını sorduğumuzda "Çünkü o
kızılbaştır sizin bu görüşlerinize ancak
onlardestek verir' dıvorlardı ve
gerçekten de önerilen isme
gittiğımızde bizden önce TlP'li
olduğunu görüyorduk. Alevilerin
desteği öyle böyle bir destek de
değildi. bilinçli birdestekti. Sadece oy
vererek değıl. sadece üve olarak degil.
onların yaşamları bile TİP'e
başlıbaşına birdestekti. Çünkü
felsefeleri TlP'ın programıyla
örtüşüyordu. Şımdı bu insanlann
sağdaki partilere yönelmesinı doğrusu
anlayamıyorum ve çok acı duyuyorum.
Kabahatı Alevilerde aramak ygnlış
olur. Kabahatın büyüğü sosyalfstlerde
ve sosyal demokratlarda.
-İşçi sınıfında sınıf bilinci dönemin
modasına uygun olarak terk
edilirken sermaye, sınıf bilincine
daha fazla ve hem de örgütlenerek
sahip çıkıyor. Oysa sosvalist blok
yıkılmış. Sermayenin rehavete
girmesi gerekirken işçi sınıfı
olabildiğince rahat. Bunu bir
değerlendirir misiniz?
-Sermaye ıkı açıdan örgütlenıyor. Bir
uluslararası bilinçlenme ve örgütlenme
var. Yanı emperyalizm safhası var. Bır
dığer husus. azgelişmiş ülkelerde
ezilen sınıflaröncelikle örgütlenı>or.
Bizde ışçiler. sendıkalar etrafında
toplanırken ve sınıf mücadelesi ilk
başladığında işverenler örgütsüzdü.
Onlar örgütlenmeyi gündemlerine bıle
almamışlardı. O dönemlerde bız
sendikacılar uzmanlarla. öğretım
üyelerıyle Mkı ışbırliğı içinde
ışverenlere karşı bilımi de arkamıza
alarak oturur mücadele ederdik Şımdı
bunu işverenler >apıyor Tabıi
örgütlenmeyi sermaye bu sevıyeye
çıkarınca. yani ekonomik
örgütlenmesını tamamlayınca. siyasi
örgütlenmede de bçlJi bir mesafe
alınca ideolojısini topluma dayatmaya
Jl
başladı Sermaye örgütlenmesıni
uluslararası çapta tamamladı. Belli
bilinç düzeyıne ulaşmayı da bılgı
elınin altında olduğu için rahatça elde
edebılıyor. Bızım sendikacılığa
başladığımız yıllarda gıda işkolunda
Ayvansaray Un Fabrikası sahıbı Nazım
Düzenli Av rupa'da öğreninı görmüş
tek patrondu ve biz bunu işçi sınıfı
adına olumlu buluvorduk. Hiç olmazsa
belli bır demokrasi anlay ışı ve kültürü
vardırdıye düşünüyorduk. Gerçekten
de Nazım Düzenli diğer patronlarla bu
anlamda kıyaslanamazdı. Ama bugün
Avrupalarda eğıtım yapmış ınsanlarda
kapıtalızmin en ılkeî silahlarını
kullanan bir nesil görüyoruz.
-Şunu mu demek istivorsunuz.
İkinci hatta üçüncü kuşak sermaye
DİSK; beyni olan ama,
gövdesi olmayan örgüttü-DİSK açılmadan önce bir olumsuzlukla karşılaşıldı-
ğıada 'DİSK açık oisaydı böyîe olur muydu?' denirdi.
DİSK açıldığı zaman işçi sınıfında ve onun mütteffikle-
rinde bir heyeean kasırgası esti. Fakat bir süre sonra
DİSK'in eski DİSK olmaktan hayli
uzak olduğu ve güçsüzlüğü orta.va çık-
tı.DİSK neden eski gücüne ulaşantadı.
Eksiklik işçi sınıfında mı DİSK'te mi?
-Hepsi var. Fakat 1980 öncesi DİSK
üyeleri ile yönetimleri ile kadrolan ile bir
bütündü. DtSK açıldığj zaman 900 mifyar
Jira nakiti vardı. Hapisanelerden geçerek
o deneyimi de kazanmış kadrolan vardı.
Ancak asıl gövde bilinçii ışçiler, temsilcİ-
ler, şube yöneticiferi yoktu. Adeta beyni
olan ancak gövdesi olmayan bir örgüttü.
Ben başkanhgı Rıdvan Budak'a devretti-
gim vakit 342 bin üyesi vardı. Ama nastl
üye. Eğirimden geçmemiş, DİSK'İ duy-
muş, daha insanca yaşama umuduyla gel-
miş ama henüz sınıf bilincine kavuşmuş
değülerdi. Yaşh yöneticilerle çok genç yöneticiler vardı ama
ara kadro yoktu. Onu doldurma konusunda gereken çabayı
biz sarf edemedik. Ounun da zamana ihtiyacı vardı. Türkı-
ye'deki sendikacı arkadaşianmız hep dövüşe dövüşe ya da
egitimlerden geçerek belli yere gelmişlerdi. O kadrolann tü-
mü artık ya Hak-İş ya da Türk-İş'te belli yerlere seçilmişler-
di. Öte yandan (2 Eylül görevini hakkıyla yerine getirmişti.
Soldaki düşünceleri, inançlı militan kadrolan silindir gibi
ezip geçmişti. 12 Eylül'ün tahribatını gözardı ederek buna
bakmak mümkün degildi. Ben DtSK'in
yine işlev inin süreceğine inanıyorum. A-
ma o üyelerin belli egitimden geçmesin-
den ve DİSK'in ilkelerine yöneticilerin
tavizsiz bir şekilde sahip çıkmasıyJa ger-
çekleşir bu. Sınıf ve kitle sendikacıhgı
dendiği vakit. DİSK'in. ekonomik, siya-
sal ve ideolojik mücadeieyi bir bütün ofa-
rak vermesi gerektiği algılanmalıdır. Bu-
nu bugün DlSK'te tarttşan sendikacjlar
var. İdeolojik mücadeienin döneminin ar-
tık geçtiğini ifade eden ve bunu terk etme-
nin gerekli olduğunu savunan arkadaşla-
nmız var. Düşünebiiiyor musunuz, sınıf
ve kitle sendikacıhğinı terk ettiğiniz za-
man DİSK ve Türk-lş arasmda fark kahr
mı? 1980 öncesi DİSK'e bağlı bir sendi-
ka başkanı bunu söyleyebtiir miydi? Bu ilfceyi tartışmak
DİSK'in varlığım tartışmak demekrir. O zaman da yeni bir
DİSK'in kurulması işçi sınıfının gündemine girer. Eğer bu
ilkeyi savunan sendika başkanı, bu ilkenin DİSK'te sürme-
sini istemiyorsa onun yeri DİSK değildir.
Avrupa'da eğitim görmesine karşın
burjuva kültüründen nasibini
almamış, işçi sınıfına babalarından
bile daha çarpık bakan patronlar mı
var?
-Belli bir kültürden geçmemiş
olma.sına rağmen babaları
örgütlenmeyi hazmeden bır kuşaktı.
Gücü gördükleri zaman
kabulleniyorlardı. Şımdı öyle değil.
İşin garibi ıçlerınde eski sosyalistler
hatta komünıstler de var bu
patronlann. Mesela. Çanakkale
Dardanel'ın sahibı. Geçmişte
Çanakkale'de DİSK'in propagandasını
yapan kişı. şımdi Dardanel'in sahibi
Gıda-İŞ'in örgütlenmesı içın
Çanakkale've gıdenlere "Bu
yabancılar da nereden geldiler.
Amaçları ne?' dıye gazete ılanı
verebilıyor Bu eski solcu ışadamının
çalıştırdığı ışçinın yüzde 40"ı da kaçak
ışçiydi. Bugünkü durumu bılmıyorum.
Sendikal örgütlenmeyi engellemek
için de elınden ne gelirse yapmıştır.
-Eskiden Türkiye işçi sınıfının
tarihini oluşturan büyük direnişler,
eylemler olurdu. Daha geçen gün
Mİdönümünü kutladığımız 15-16
(la/iran olayları, Domirdöküm ve
Kavel olayları, Sungurlar, MAN ve
İ Iker direnişleri şimdi birer tarih
oldu. Koşullar eskisinden daha ağır
ı>lmasına karşın artık bu tür
direnişler niçin olmuvor?
-Sömürü bıtmedıkçe dıreniş bıtmez.
Şöyle bırdurgunluk dönemı
geçiriyoruz. Soldaki örgütler bır
durgun su gibı Ben bırazyozlaşmaya
bağlıyorum bunu. Sendika yöneticileri
henüz yerlı yerine oturamadılar Daha
çok DİSK içın söylüyorum. Türk-tş
zaten değışmedı. eskiden de yapısı
buydu. Yenı fabnkalardan ışçiler yeni
yeni sendikal harekete girıyor Bır
deyim vardır.'Güneş çanğı sıkar, çank
ayağı. ya çank patlar ya ayak' derler.
Şimdi gerçekten tüm şartlar ekonomik.
siyasal ve toplumsal şartlar emekçileri
sıkıyor. Ya çank patlayacak ya ayak.
Ben ondan korkuyorum Işçiler artık
ekmeklerinı büyütmek içın bıle değil
yasal haklarından yararlanmak.
sıgortalı olmak için sendıkalı olmak
ıstiyor. DlSK'e gırmek isteyen
bınlerce ışçınin iş akdi feshedildi.
Acaba bız mı tükenmiştik de
işlevımizı yerine getiremedik.?
Ozeleştıri yapmak zorundayız. Ben 10
saatımı ayırdığım sendikal hareke
acaba 15 saatımı mi ayırmalıydım?
DlSK'ı anlatmak için daha mı çok yeri
dolaşmalıydım'
1
Eski DİSK'İ
yaşatniahyız. çünkü Türkiye'nin eski
.ÖİSK'e ihtiyacı var
-Sol nasıl kurtulur?
-Önce RP'nın kendilerınden çaldığı
örgütlenme modelıne yeniden sahip
çıksınlar Sonra birbirlerıni acımasızca
eleştirmekten vazgeçsınler Hiç
olmazsa küfretmesınler. Ilk adım
olarak bunu yapsınlar. Mesela Deniz
Baykal, Ecevit'ı eleştınnesın. Karşıda
ANAP var. DYP var. Sosyalistler önce
kendi aralarında bırleşsın sonra da
sosyal demokratlarla eylem bırliği
içine girsınler Çünkü iyı bır sosyalıst
blok sosyal demokratları da kendıne
getırır. öerçek demokrasiye ulaşıncaya
kadar solun bırlikte hareket etmesi bir
mecburıyet. bır namus borcudur.
Solun namusu böyle kurtulabılır.
Sosyalistlerin de karşısındaki partıler
de CHP ve DSP değil. sağ partiler
olmalıdır.
-Hamsilerle aranız nasıl Başkan?
-Biz Lazlar hamsısız büyüyemezler.
Hamsisiz büyüyen Lazların öğleden
sonra kafalan çalışmaz.
Milli Prodüktıv ite Merkezı bir
araştırma yapmış. Öğlen saatlerinde
lazlann kafasının normalın üç katı
fazla çalıştığı. öğleden sonra ise
normale dönüştüğü ise resmen
belirlenmiş.
-Hamsinin nesli azaldığına göre
Karadenizlileri ciddi bir tehlike
bekilyor. teterince hamsi
yiyemeyecekJeri için zekâ geriliği mi
söz konusu olacak?
- Hayır zekâ genlığı olmayacak
zekâlan normale dönecek.
-Sizin bir de Lazlarla Kürtlerin
akraba olduğuna dair bir teziniz
vardı. Hâlâ ısrarlı mısınız bu
konuda?
-Elbette. Bu bır gerçek. Lazlar
Kürtlerin atasıdır.
-Yaşar Kemal bunun aksini
savunuyor ama...
-Yaşar Kemal hamsı yıyemediği için
kafası çalışmaz ve öne sürdüğü tezler
de ciddiye alınmaz. Oysa benım tezim
Darvvin'e ve dine göre de doğrudur.
Bilime göre yaşam. denizlerde
başlamıştır. Önce hamsı. hamsiden
Laz, Lazdan da Kürtler dünyaya
gelmiştir.
POLITİKA VE ÖTESİ
MEHMED KE>L4L
Yollar Candarma...
Orhon Murat Anburnu'na eski Galata Köprüsü
üstünde rastladım. Koltuğunda kâğıda sarılmış bir
kutu vardı.
"Hayrola" dedim.
Kutuyu gösterdi.
"Radyo" dedi, "yolsuzkaldım, bitpazarına gidiyo-
rum, satacağım."
Bu radyo satma olayı en az ellı yıl öncedir. Şöyle
bir hesaplıyorum.. elli çıkıyor.
Açlık, yoksulluk, yoksunluk öykülennin hemen hep-
si doğrudur, Orhon Murat Anburnu'nun başından
geçmıştır. Örneğın birtanesi daha vardır; ölümünden
bırkaç gün önceye rastlar. Beyoğlu'nda karşılaştık.
"Nereye?"
"Eve gidiyorum."
O yıllar Cihangir'de oturuyorum.
"Bizim eve gidelim."
"Niye?"
"Bizim ev daha yakın. Şurda arka sokakta."
Parmakkapı'dayız. Yakın değıl ıç ıçe nerdeyse.
"Peki" diyorum.
Sokağın ucunda durduk. Koridorun başına kadar
kör adımlarla seke seke yürüdük.
Durdu.
Eliyleduvarda bir şeyler arandı. Belli mum anyor-
du.
Buldu, yaktı. Ortalığı bir mum ışığı bürüdü.
"Elektrikler kesik" dedı. "Bugün yatıracaktık, pa-
rayı denkleştiremedik. Mumla ıdare ederiz."
El yordamıyla rakıyı, suyu, kuru yemişı buldu. Bü-
yük bir beceri ve alışkanlıkla yerinden çıkardı.
Kendi pek ıçmezdi, benim kadehi doldurdu, azıcık
da kendıne aldı.
"Sağlığa!.."
"Yarasın!.."
Sıkıntılı günler geçiriyordu, sıkıntısız günü var mıy-
dı?.. Elinde bın türlü becerisi varken, bir tanesınden
doğru dürüst yararlanamıyordu. Şairdi, yazardı, ak-
tördü.rejisördü, pilottu, Beyoğlu'nda ılk şıir sergisıni
açmıştı. Ondan sonra açanlar vardı ama.. ilk açan oy-
du.
Adının kımseye benzemesini istemiyordu: Orhan'ı
Orhon yapmıştı.
5'lik sımit gibi kurulup oturanlardan hazzetmezdi.
Ne gam kalırdı
Ne kasavet
Bır de simit ağacı olaydı
Bizim sayılırdı saadet
Her şeyıni küçük dizelerle kendıne özgü anlatırdı.
Sinemaoyuncusuydu, senaryolar yazardı, yapımcıy-
dı, her şeyi kendi kotarırd/. Başarılı filmler yapmıştı.
Yeni şiır hareketinin öncülerındendi ama. öne çık-
mazdı. Arayanlaronu önde bulurlardı. Neyi anlatmak
ıstıyordu, aşkı mı? Hemen şöyle döşenirdi?
Lâlelım
Lâleli'de oturur
Lâleli lâle kokar lâlelimden
Lâleliden geçilir
Lâlelimden geçilmez.. .- ,
Şiirlerinde ıkı cambaz bir ıpte oynamaz, bir ipte bir
sürü cambaz oynamalıdır. Bunlarhılebaz, madrabaz,
kumarbaz, ateşbaz, işvebaz. hokkabaz olmalı...
Ip niye kopmaz
(tersinden almalı)
Zampok eyin pil
Karmaşık bır dönemde yaşıyoruz, her şeyin bırbi-
rıne karıştığını görüyoruz, oturup bugüne özgü şiirler
yazsa "candarma"y\ mı yazardı?
Ankara 'nın yolları asfalt
Candarma
Ne olur dinle beni
Çözüver sallansın ellerim
Vur mavzerin boynuma,
Candarma!..
B U L M A C A SEDAT YiŞAYAS
SOLDAN SAĞA:
1/ Argoda görgü-
süz, kaba saba.
yontulmamışkım-
se. II Un. et ve
bamya ile yapılan 3
bır yemek... Bır
meyve. 3/Judo ve
karatedekı en üst
derecelere venlen
ad... Avrupa'nm
Ladoga'dan sonra
ıkıncı büyük gölü.
4/Put 5/Türlübıt- 8
kılerın yaprak ve n
kabuklanyla ko-
kulandınlmış acımtrak bır
ıçkı... Uluslararası Okçu-
luk Federasyonu'nun ;>ım-
gesı. 6/ Türk müzıgınde
kullanılan zılsız büyük
tef... Radon elementının 4
sımgesı. 7/ Ağır bır şeyı
denızden çıkarmak ya da
oraya ındırmek ışınde kul- "
lanılan büyük vınçlı denız
teknesı. 8/ Şaka. 9/ Dört Q
Halıfe'nın üçüncüsü.. „
Borsada belli mıktardakı
hisse senedını belırtmekte kullanılan ışlem bınmı
VXK.\RIDAN AŞAĞIYA:
1/At yanşlannda binıcılenn kılosunu tamamlamak içın eye-
re ya da eyerın altındakı örtüye konan kurşun levhalar. 2/
Üstün bır yetkının gücünü simgeleyen değnek... Şeker üre-
tımınde bıliurlaşan şeker alındıktan sonra kalan posa. 3/
Özüründe kuvvet vencı. yorgunluk gıdencı ve afrodızyak
etkı bulunan Uzakdoğukökenlı bıtkı. 4/Şöhret... Deveyeta-
kılan büyük çan. 5/ Bır element... Asy a"da bır ülke. 6/ Böb-
rek ıltıhabı. 7/Kansızlık... Afnka'da bır ırmak. 8/Gümüşün
simgesı... Kent elektnk akımını sağlayan kuruluş. 9/Türk
müzığınde bır makam... Bır aıda maddesı.
AKÇADAĞ ASLİ\T HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
Davacı Bagkur vekılı Av. Şule Yıldız tarafından
davalılar Mustafa Ülker ve arkadaşlan hakkmda mah-
kememıze açılan alacak davasının mahkememızde
yapılan açık duruşması sonunda: Mahkememızın
4.4.1994 tarıh 1992 362 esas 1994-77 karan ile davanın
kısınen kabulü ile kurum zararı olan 6.465.810 TL ala-
cağın 11.11.1989 olay tarıhınden itıbaren yasal faızı ile
bırhkte davalılardan müştereken ve müteselsılen tahsilıne
karar verılmiş verılen karar tüm aramalara rağmen Kül-
tür Mahallesı Bıngöl adresınde ikamet eder Mustafa Ül-
ker'e teblığ edılemedığınden 7201 sayılı teblıgat ka-
nununun 2^ ve 29. maddeleri gereğince ılan edılmek
suretıy fe teblığı. Aynı kanunun 31. maddesı gereğince 1-
lanın neşrı tanhınden itıbaren 15 (on beştgün^onrahük-
nıün davalı Mustafa Ülker'e teblığ edılmış sayılacağı 1-
lanolunur. Basın: 93832
PAZARCIK ASLİYT HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
DosyaNo: 1996 10
Davacı Mehmet Suna vekıîı avukat Fıkri Suna ta-
rafından davalı MarıonSuna(Corsten)aleyhıne açı-
lan boşanmanın tanınmaM davasınınyargıl'aması so-
nunda verılen hükmün davalının adresının belli ol-
madığından ılanen teblığıne karar verılmiş olmak-
la: Mahkememızden venlen 16.5.1996 gün ve
1996 240 sayılı hüküm ile tarafların boşanmalarına
ılışkın Dortmund Sulh Hukuk Mahkemesfnın
10.10.1994 tarıh \e 183 F 259 93 sayı[1 25.1 i. 1994
tarıhınde kesınleşen karannın tanınmasına daır hük-
mün davalı Manon Suna (Corsten)'e ılanen teblığı-
ne. ılanın yayın tarıhınden itıbaren 15 gün ıçensın-
de temy ız edılmemesı halınde hükmün kesinleşece-
ğı ilanen teblıS olunur.
Basın: 94004
DENIZLI1. ASLIYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
EsasNo: 1995 1020
Davacı Bağ-Kur Genel Müdürlüğü tara-
fından daval 1 lar Ahmet ve Hasan Ay dın aley-
hıne açılan tazmınat davasının yapılan açık
yargılaması iirasında:
Davalı Çukurköyü Denızlı adresındeotu-
ran Hasan Aydın'ın adresının zabıta marıfe-
tıy le tesbıt edılememesı bebebıy le adına ıla-
nen teblıgat y apılmasına karar v erilmekle ış-
bu davalının duruşma günü olan 19 9.1996
günü saat 09.00'da bızzat kendısi vey a bır v e-
kılle davasını takıp ettırme^ı. takıp ettırme-
dığı veyagelmedığı takdırde davanın yoklıı-
ğunda bıtirıleceğı ve hüküm verıleceğı hu-
susu ılanen teblığ olunur.
Basın: 94431
BURDUR1. ASLIYE
HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
1995 312
Ayşin Eı türk tarafından Hü-
seyin Ertürk aleyhıne açılan
boşanma davasında davalı Hü-
seyın Ertürk'ün adresı meçhul
olduğundan duruşma günü
olan 9.9.1996 aünü saat
09 10"da Fıkrı oğ.""l961 doğ.
davalı HüseyınErtürk'ünmah-
kememizde hazır bulunması.
aksı halde yokluğunda
HUMK'nın 509 ve 510rn
iad-
desı gereğince karar verıleceğı
ilanen teblığ olunur.
Basın: 94657
ZONGULDAK İKİNCİ SULH HUKUK
HAKİMLİĞİ'NDEN
Davacılarlsmaıl Hakkı Toptan \earkadaşları \ekılı A\. Yılmaz
Kayhan tarafından. davalılar VValtraud Inge Irmgard Adler (Fıtz-
ner) ve arkadaşlan aleyhıne ıkame edılen ortdklığın gıderılmesı
davasının mahkememızde yapılan açık yargılaması sırasında ve-
nlen ara karan gereğince: Davalılar VValtraud Inge Irmrad Adler
(Fıtzner). Torsten Karl Heınz Ercış. Gülperı Inge Ercış. Ingrıd
Elfnede Börste Ercış. Emıne Sevtap Gökçe Ercış. Ahmet U mıt Er-
cış. Hüseyın Ekrem \enel ve Mehmet Faruk Yenel'ın tüm arama-
lara rağmen adreslerının tespıt edılemedığı ve kendilerıne teblı-
gat yapılamadığından. Hıssedaroldukları Zonguldak MerkezTe-
rakki Mah. İlıtcık sokakta kaın ve tapunun 17 pafta. 371 ada ve
209 parselınde kayıtlı taşmmazın satış suretıy ie ortaklığın gıde-
rılmesi davacılar tarafından talep edıldığınden. 9.7 1996 günü sa-
at 9.00'da yapılacak olan duruşmada hazır bulunmalan. aksı tak-
dirdeyoklukİarındayargılamayadevamedıleceğı veyoklukların-
da karar verıleceğı hususu ılanen teblığ olunur. Basın- 93557