Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
21 MAYIS1996SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Selçuk Parsadan, örtülü ödeneğin seçim propagandasına harcandığmı öne sürdü
u
Benim sııçum az istemek'İstanbul Haber Servisi - DYP've des-
tek vermesı karşılığında Tansu Çiİler'den
para isteyen ve "örtülü ödenek'ten 5.5
milyar lira alan eski basketbolcü. ünlü
dolandıncı Selçuk Parsadan. DYP'nin
seçim propagandası içın örtülü ödenek-
ten bırkaç tane 500 milyar lıra harcağını
öne sürdü. Çilier"in örtülü ödenekten
harcama yaptığına kendi adı kadar emin
oldugunu belırten Parsadan. 20 miiyar
istese o kadar alabileceğını söyledi ve
"Beninı tek hatam az istemek" dcdi. Par-
sadan. "Bildiğimbirtekşe\ \ar; Çiller'in,
örtülü ödenekten DYP'nin seçim prupa-
ganda çalışmalan için, değü beş \ üz mil-
yar, birkaç tane 500 mihar harcadığın-
daıı adını gibi enıinim" iddıasında bulun-
du.
Celalettin Selçuk Parsadan gazetemi-
ze yaptığı açıklamada "Kendisini değil
polisin. şeıtanın bile bulamaı acağını. çok
iyikaçtığını"\urguladı. Dolandırıcı Par-
sadan. pek çok ünlü kişinin kendisini
tebrîk etrişîinı de >.a\unarak "\aptığım
açıklamalar üe memlekete önenıli ivilik-
ler vaptığımı \e benim \aptığım kiiçük
Cep telefonuyla
konuşan
belirlenemiyor
İstanbul Haber Servisi - Parsadan'ın çeşitli gazete ve
televizyonlara yaptığı açıklamalar kamuoyunda, "Cep
teJefonuv ia konuşan adanun \eri tespit edilip neden
yakalanmıyor" sorusunu gündeme getirdi. Konuyla ilgili
Cumhuriyet'in sorusunu yanıtiayan Turkcell yetkilileri,
"cep tdefonlanyla konuşma yapdırken konuşma yerinin
tespit edilmesinin olanaklı olmadığını"' söylediler. Turkcell
yetkilileri, u
Cep telefonuyla konuşuJduğunda konuşan
kişinin hangi istasyondan simal gonderdiği tespit edilebiiir.
Ama tam oiarak yerini tespit etmek olanaksız" dediler.
dolandıncılığın diğerlerinin yanında do-
landıncıüktan sa> ılmayacağını sö> lüyor-
lar. Bu bana biiyükbir moral verivor" de-
di.
ANAP Genel Başkan Yardımcısı Va-
şar Eryılmaz'ın, örtülü ödenek parası-
nın bir basın kuruluşuna \erildiği ıddi-
ası ile ilgili bilgisi olup olmadığı şeklın-
deki sorumuz üzerine Parsadan ^unları
söyledi' "Daha ne iddialar ortaya atıla-
bib'r bilnmorum. Her şe> olabilir. Benim
«jjbi bir doİandırıcı bu para\ ı bu kadar ra-
hat aldıktan sonra gazeteye de verilmiş
olabilir. Ama benim en biivük iddiam. -
diyeceksiniz ki nereden bilivorsunuz- bil-
diğim bir tek şe\ var: Seçim çalışmalan
nedennie DYP'ye seçim propagandası
için, iddia edhorum, değil o beş vü/ mil-
yar onun gibi birkaç tane Çiller'in örtü-
lü ödenekten harcama \aptığına baba-
mın adı kadar, kendi adım kadar eminim.
Ben o gün 3 mihar de>ip 20 milyar iste-
sevdimben 20 milvar oiarak opara>ıala-
caktım. Çünkü o anda para vardı. Az is-
tedim. Benim tek hatam orada oldu. Pa-
ra kesilikle DYP'nin seçim propaganda-
larında kullanıldı. Tabii kendi vandaşı li-
boş gazeteciler var. Mehmet Barlas gibi,
Alı Kırca gibi. Onlara benzejen gazete-
cilere de muhakkak dağıtnııştır. Muhak-
kak dağıtmıştır."
C'umlıurbas.kanı Süleyman Demirel'e
suıkastgirisiminin, "Örtülü Ödenek Yol-
suzluğu"nu gölgelemek için kullanıldı-
gına yönelik iddialar için de Parsadan
•jiınlart söyledi "O konuda yorum yap-
mak istemiyorum fakat bir rüya görmüş-
tüm bundan 6 ay kadar önce. Rüyamda.
Doğan Güre^ Cumhurbaşkanı, Necmet-
tin Erbakan başbakan oluyordu. Allah
gecüıden versin Cumhurbaşkanımız rah-
metli oluyordu. Tabii ecelivle rahmetli
oluyordu. Çillerdegelecekteki başkan. İş-
te böyle kötü bir rüya görmüştüm. Sayın
Cumhurbaşkanımızabirşey olmamasıy-
la. Allah Türk milietini korudu. Vbksa
çok kötü günler geli>ordu. Daha fazla da
konuşmak istemiyorum. Tabii sırası ge-
lince her şey meydana çıkacak. Bu rü-
\amla başlayabilirsinizJ"
T Vdeki Temiz EDerprogramdan son-
ra kendisine tebrik telefonlan geldiğini.
halkın artık kimin gerçek dolandıneı ol-
dugunu anladıgını savunan Parsadan.
kendisini değil polisin, şeytanın bile bu-
lamayacağını iddia etti. Polisin kendisi-
ni yaİcaiamak istemediği şeklinde bir şey
söylemediğini. polisin "rencide*' edildi-
ğini kavdeden Parsadan. -Akıllı kaçarsa-
nı/, nerde olduğunuzu en yakınınız bile
bilmezse hiç kimse bulamaz sizi. Bir e\
tuttum oturuyorum. Hiç dışan çıkmı\o-
rum. Beni kim, nasıl yakalar? Beni yaka-
lamaları için müneccim olmaları lazım"
di>e konuştu.
Yıllık zarar 5 trılyon
Devlet,
limanlara
karşıilgisiz
• Sayıları 30'un üzerinde olan özel
ıskelelere sürekli gemiler yanaşırken devlet.
kendi limanlarına karşı ilgisiz kalarak, yılda
5 trilyon zarara uğruyor.
İstanbul Haber Senisi -Iz-
nıi! Körfezı'ndeki de\ letean
Derınce Lımanı. "sinek a>-
larken". sayılan 30'u as.kın
özel ıskelelere. "gemi üstüne
gemi yaklaşmasrnın. de\ le-
te her gün 1.5 milvar gıdere
ve yılda da denızcılık gelıri
oiarak 5 trılvon lira kavba ne-
den oiduğu belirtildi. Lıman-
Iş Kocaeli ve İstanbul şııbe
başkanlan. Saadettin Acar-
\ e Muzaffer Akpınar. "boş
tutulan" Derınce Lımanrnın
"de\letin sıronda kambur"
olmaktan çıkarılarak. venı-
den işletilmesini \e özel ıs-
kelelerde çalişan işçılere de
sigorta \e sendıkal hak ta-
nınmasmı istediler.
Başbakanhk Denızcılik
Müste^arlıgı. Izmit Körfe-
zı'ndeki liman. iskele ve kı-
yı tesislerınin sorunlanna
ilişkın oiarak özel iskele sa-
hipleri. işçi sendıkaları.
günırük yetkilileri x e beledi-
ve başkanlannın katıldığı bir
toplantıdüzenledı. DenızTi-
caret Odası'nda vapılan top-
lantıda. zaman zaman işçi
sendıkaları \eözel iskele sa-
hipleri arasında sert tartış-
malar \a^andı.
Türk-Iş"e bağlı Liman-İş.
Kocaeli $ube Başkanı Sa-
adettin Acar. Izmit'in kıyı
kesimlerinde küçük sanayi
kuruluşlarının kendi tabrika
mallarını taşıma amacıyla.
devlet arazileri üzerinde dü-
şük kiralar \ ererek kurdukla-
n özel iskelelerin. devlet lı-
manlarının ithalat ve ihracat
gelirine ortak oldugunu be-
lirtti.
Devlet limanlannın ücret-
lerinin digerlerine göre \arı
yanya düşük olmasına kar-
Şin boş dururken gemilerin
özel iskelelere vük indirdik-
lerine dikkat çeken Acar.
şö\ le konustu:
-Derince Limam'nın, her
gün bir buçuk mil\ar lira sa-
bit gideri >ar. Derince Lima-
nı işçisi, menıuru. korunıa
göre> lisi, bekçisi \e gümrük-
cüsüyle bomboş durujor. 30
bin tonluk, 45 bin tonluk de\ -
let iskelesine gelmesi gereken
gemi, 60-100 metrekare olan
özel iskelelere yükünü indiri-
yor. Izmit Liman Yönetmeli-
ği'ne göre ithalat-ihracat ge-
mileri Derince
1
\e gelmelidir.
De\let Limanı dolu ise gemi
özel iskelej e gitsin, ama de\-
iet limanı boş dururken ge-
minin özel iskeleye gitmesin-
den dola\ı de\let yılda 5 tril-
yon lira> a yakın bir gelir kay-
bedhor."
Acar. özel ıskelelerde ça-
lışan vaklaşık 2 bin 500 işçi-
ninancak 60-70"nin SSK'ye
kayıtlı oldugunu \e bu ınsan-
lara öğle yemegi dahi veril-
medigini de kaydetti.
Lıman-tş Sendikası tstan-
bul Şube Başkanı IMuzafier
Akpınar da izmit'deki özel
iskelelerde işçilerin sendika-
sız. sigortasız ve düşük üc-
retle çalı^tırıldıgına dikkat
çekti. Günde 14 ile 16 saat
çalişan insanların. agir ış ko-
şullarına karşı iş kazalarında
can güvenliginin saglanma-
masına karşın. asgan ücretle
çalıştınldıgını anlatan Akpı-
nar. şö>lede\am etti:
"Ben bu İzmit Bölge-
si'ndeki özel iskeleleri İstarı-
bul'da öbek öbek gelişen ge-
cekondulara benzetiyonım.
De\ let limanlan sahipsiz, \ a-
tırunsız \e kaderiyle başbaşa.
Bu iskeleler için 'Devlet bu
ıskelelerinde göre\ ini yerine
getiremivor. Biz boş buldu-
ğumuz devletin arazilerine
konarak, iskele işletelim' de-
nüivor."
Duruşmada dinlenen Selim Lsodev, sanıkları fotoğrafiarına bakarak teşhis etmeye çalıştı. (Fotoğraf: H ATlCE TUNCER)
18yüsonragelen tutuklama kararı
İstanbul Haber Senisi -12 E\lül öncesinin en
kanlı olaylanndan bin olan "İ6.\lart
katliamı" da\asında kaçak durumdaki
sanıklardan Mustafa Doğan hakkında gıyabi
tutuklama kararı \erildi.
16 Mart 1978 yılında istanbul
Üni\ersitesi merkez bınaM
çıkışında öğrencilerin
üzerlenne bomba atılması
sonucu 7 ögrencı ölmüştü. 18
vıl sonra yeniden İstanbul 6.
Ağır Ceza Mahkemesi'nde
görülen "16 Mart katliamı
davasrnın dünkü oturumuna
sanıklar katılmazken olavın
tanıklarından Selim Lsodev
dinlendi. Ola\ı görmediginı.
bomba atılması sırasında 500-
600 metre uzaktaki dükkânının
önünde oldugunu belirten
Selim Üsodev. ancak kaçan iki
kişiy i arkadan gördüğünü
sövledi. Kaçan kişilerin si\il
oldugunu vurgulayan Lsodev.
aradan 18 vıl geçtiği için bu
kişileri teşhis edemeyeceğinı
belirtti. Müdahil avukatların
isteği üzerine sanıklar Mustafa Dogan. Zülküf
İsot \e Latif Aktı'nın fotoğraflarına bakan
Üsodev. aradan uzun süre geçtiği için bu
kişileri tanı>amayacağını söyledi. Daha sonra
söz alan müdahil av ukat Cem Alptekin ise
7 öğrenci hayatını yitîrmişti
12 Eylül askeri darbesi öncesinin en kanlı örneklerinden biri olan
"16 Mart katliamı" İstanbul Üniversitesi'ne bağlı tktisat ve Hukuk
fakültelerinde okuyan öğrencilerin ders çıkışı sırasında üzerlenne
bomba atılması ve ardından kalabalığm taranması biçiminde
gerçekleşmişti. Katliamda Baki Ekiz, Hamit Akın, Ahmet Turan
Ören, Murat Kurt, Cemil Sonmez ve Hatice Özen adlanndaki 7
öğrenci yaşamını yitirmiş, 41 öğrenci de yaraJanmıştı. Toplu
katlıamlarda polisin sağcı teröristlere yardım ettiği iddiasının en
• çok geçerlilik kazandığı bu olaydan sonra Pol-Der'den vapılan
açıklamada. saldından önce polise ihbarda bulunulduğu. ancak
buna karşın katiiamın önlenemediği belirtilmişti. Olaydan sorumlu
olan Ülkü Ocaklan Derneği yöneticileri Mehmet Gül veMustafa
Verkaya aylarca yakalanmamış, soruşturmayı yürüten cumhuriyet
savcılığı, polis hakkında 'ihmal' nedeniyle soruşturma
başlatmıştı. Olayla ilgili oiarak sıkıyönetim mahkemesinde açılan
dava. beraatla sonuçlanmıştı.
TIRMIK /AYDIN ENGÎN
sanıklann TCK'nin 149/2. maddesi
uyannca"isyana ve öldürmeye teşebbüs'"
suçundan yargılanacaklarını belirterek,
sanıklann tutuklanmasını istedi. Emniyetin
olay hakkında bılgisinin olmasına karşın bir
yazı göndererek sanıklann isimlerini
mahkemeden ıstediğini sövleyen
Alptekin. bu durumun emniyetin ışini
savsakladıgını gösterdiğıni belirterek
yetkililer hakkında suç duyurusunda
bulunulması gerektiğini belirtti.
Müdahil avukatlardan Savaş Sertataş
ise Zülküf isot'un ağabeyinin
savcılıkta verdiği ifadesinde
kardeşinin Ülkü Ocaklan Unkapanı
Şubesi ikinci başkanı oldugunu
belirttiğini v urgulayarak, bunun
emniyet müdürlüğünden
araştınlmasını istedi. Görüşü sorulan
savcı da"kaçtığı kanaatine vanldığı"
için sanık Mustafa Doğan'ın
tutuklanmasını istedi. Mustafa Doğan
hakkında uzun süreden beri kaçtığı
gerekçesiyle gıyabi tutuklama karan
veren mahkeme. diğer tanıklann
dinlenmesi için duruşmayı 8 temmuz
gününe erteledi.
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
Alt Kimlik ve Fethi Arkadaş
izmir'de Arkadaş Kitabevi'nde kıtap ımzalıyordum.
Sabah saat 10'da imzaya başladığım için ve Kurban
Bayramı'nın arifesi olduğundan, her zaman görmeye
alışık olduğum uzun kuyruklar yoktu. Bir yandan çayı-
mızı içiyor, bir yandan da kendi aramızda laf atıyorduk.
Zaten Alsancak'taki kitapçılar sokağında da neredey-
se in cin top oynuyordu. fzmir'de yaşam biraz geç baş-
lıyor...
Gözlerinin içi gülerek geldi "Fethi". Aşçı öniüğü ol-
dugunu sandığım bir tür önlüğünü bir peştemal topla-
mış, beline sarmıştı. Elindeki kitabı imzalattı ve galiba
çevrenin de pek kalabalık olmamasından cesaret ala-
rak "Sizinle birazkonuşabılırmıyizhocam?" dedi.
"Elbette"dedim, "Baksanaimzaatmaktançok, ken-
dı aramızda lafatıyoruz. Sen de katıl sohbetimize."
"Benim adım Fethi" dedı. Ve sürdürdü konuşması-
nı: "Ben ve arkadaşlanm sizi çok seviyoruz. Fakat bi-
zi baten çok kınyorsunuz, çok üzüyorsunuz."
"Eyvah" dedim içimden "Gene benim hoşgörümü,
lah Gülen ile çektirdiğim resmı soracak." Ama içim-
den bunları düşünmeme karşın. "Hayrolsun" dedim,
"Bazen neden kırıyonım sızleri?"
"Biz Kürdüz hocam" diye yanıtladı. "Bu ülkeyi de çok
seviyonjz. Burası bizim de vatanımız. Ne ayrılık düşü-
nüyoruz, ne bir başka şey. Ama bizim üzerimıze çok
geliyorlar. Bu PKK çıktı çıkalı, çevremizde horlanır ol-
duk. Başkalan neyse ama, herkese hoşgörülu olan sız
bile bizi aşağılıyorsunuz."
"Hiç öyle şey olurmu?" dedim, "Ben de baba tara-
fından Kürt kökenliyim. Kaldı kı hıçbıretnık kökenı aşa-
ğılamam, küçümsemem. Ayrıca böylesine farklı etnik
kimliklerin bir arada yaşamasını, ülkemız açısından bir
şans ve zenginlik sayarım."
"Hah" diye atıldı Fethi. "Işte bu 'kimlik' sözüne kın-
lıyoruz. Siz Kürt kimliğinı alt kimlik oiarak ısımlendiri-
yorsunuz. Kimliğimize alt kimlik demek, bizi aşağıla-
mak değil midir?"
Mesele anlaşılmıştı. Fethi arkadaş, benim Türkiye
Cumhuriyeti'nin vatandaşı olmaktan kaynaklanan
"Türk" kımliğımizi "üst kimlik"; dınsel. mezhepsel, et-
nik, bölgesel vb. kimliklerimizi de "alt kimlik" oiarak
isimlendirmeme takılmıştı. Üst ve alt kimlik sözcükle-
rinde bir "derecelendırme "oldugunu düşunmuş ve
aşağılandığı izlenimini edinmişti.
Bunun doğru olmadığını söyledim. Üst kimlik tanı-
mının, daha "iyi"ya da "üstün"anlamına gelmediğini,
sadece hemen hemen herkeste "ortakkimlik" oiduğu
için "üst" oiarak isimlendirildiğini anlattım.
"Bak". dedim, "Müslümanhk da bir alt kımliktir, Ka-
radenizli olmak da, erkek olmak da. Bunu söylediğim
zaman Müslümanlığı, Karadenizlilıği, ya da erkek ol-
mayı aşağılamış oluyor muyum?"
Fethi hiç düşünmeden, "Estağfurullah hocam" de-
di, "Hiç aşağılamış olur musunuz?"
"Peki" dedim, "O halde etnik kımliğe 'alt kimlik' cte-
diğim zaman neden aşağılamış olayım? Bu sizi neden
kınyor?"
Fethi bir an düşündü ve sonra gene gözlerinin içi gü-
lerek "Tamam hocam" dedi, "Şimdi anladım, bizbo-
şuna alınganlık etmişiz. Beni hem rahatlattınız hem de
mutlu ettiniz."
Bu arada başkalannın kıtaplarını da imzalıyor ve bir
yandan da çayımızı içiyorduk. Etrafımız kalabalıklaş-
mıştı. Herkes merakla bizi dinliyordu. "Artık bana mü-
saade" diyerek yerinden kalktı. Sarıldım. yanaklanndan
öptüm.
"Bak Fethi" dedim, "Senin söylediklerin bana şunu ,
gösterdi iç, şu 'att kimlik
1
meselçsını biraz daha geniş-ğ
liğine irdelemerri ve yanlış anlaşılmalan engellemem
gerek. Seh \?e arkadaşlann nasıl yanlış anladıysanız ve\
değerlendırdıysenız, başkalan da yanlış anlamış ve de-
ğerlendirmiş olabilirler. Şu sohbetimizi, senın adım da
vererek yazabilir miyim?"
"Elbettehocam"dedı, "Elbetteadımı vererekyaza-
bilirsiniz." Ve gene gözlerinin içi gülerek; öniüğü belin-
de, "ekmek teknesinin" başına gitti.
Ve İzmir'de Türklük üst kimliğı çerçevesindeki, çok
farklı alt kimliklertaşryan insanlar arasında gözden kay-
boldu. Bu toprağın insanlarından biri, bu ülkenın sadık
vatandaşlanndan biri oiarak...
Ve ben aradan bunca zaman geçtikten sonra, bu gü-
zel sohbeti ancak bugün siz değerli okurlarımla payla-
şabildim. Ve önümüzdeki günlerde aynı konuya defa-
larca dönmek zorunda kalacağımın bilincinde oiarak...
Türkiye / Yunanistan
Batı desteği
Ankara'yı kızdırdı
LALE
SARIİBR.\HİMOĞLL
ANKL\R\-ABDveA\ru-
pa Birlıği (AB). Ege'de yenı
birbunalıma neden olan Kar-
dak kayalıklan konusunda
Yunanistan tezıne destek ve-
rir tutum ızlemeyi sürdürü-
yorlar. Bunun son örneğı.
Türkiye'nin cuma günü NA-
TO ve AB üyelenne topluca
vereceği brifinge. AB ülkele-
ri ve ABD'nin Ankara'daki
büyükelçilıklerinden çoğu-
nun alt düzeyde diplomatlar-
... olsaydı yandıydı. Durmadan
-aşağı tükürüyor, olmuyor, yukarı
•tükürüyor. Olaydı sakal da bıyık da
^sürekli ıslanacaklardı. Bıyığı saka-
;lı yok. ıslanan biz oluyoruz. Kadın-
;cağız sanki bizimle dalga geçiyor.
'"Vermedim" diyor. olmuyor. "Ver-
Idim, ama Atatürkçü derneğe ver-
dim" diyor. Yırtan olmuyor. "Açık-
layamam, açıklarsam savaş bile çı-
kar" diyor. "Yav hanım, Türkiye'yi
savaşa sokabilecek kadar vahim
<3lan hangi iştir söyle hele" diyor-
tar, "Asla söyleyemem, Demirel'e
,de söyleyemem, söylersem onu
hapse atarlar" diyor.
Bu ülkede saçmalamak bedava
ve saçmalamanın cezası yok ya,
Çiller de bu özgürlüğünü doya do-
ya kullanıyor.
Ama hâlâ şu benim vergilerden
kesilen 500 milyar liranın akıbetiy-
le ilgili somut bir bilgim yok. Bu da
beni çileden çıkanyor. Ben para-
mın hesabını sormak istiyorum. Bu
parada en az Çiller kadar (hatta on-
dan çok. çok, çok daha çok) hak-
kım olduğuna inanıyorum. Ö yüz-
den de "Bu para acaba nereye git-
ti" sorusu beni çok yakıcı ilgilendi-
riyor. Günlerdir iz sürüyorum.
Bazı sonuçlara da vardım. Para-
yı bölüşemiyoruz, bari bilgileri bö-
lüşelim.
Bir kere anladığım kadarıyla bu
Çiller'in Sakalı ve Bıyığı...
para tek bir kişiye ya da kuruluşa
gitmedi. Parça buçuk ipuçlarını
toplayınca bu sonuç çıkıyor (gibi
geliyor bana). Bu para yağmalan-
dı bence. Parsadan en küçük pa-
yı Parsadan adlı uyanık kaptı. To-
pu topu 4.5 milyarcık.
Geri kalan dört yüz doksan beş
buçuk milyar lirayla ilgili olasılıkla-
rı sıralayayım. Kime ne kadar bö-
lüştürüldüğünü bilemem. Onu da
artık siz tahmin edin:
Bir kere Clinton'ın seçim kam-
panyası için, Türkiye'den bir mali
dayanışma katkısı yapıldığını sanı-
yorum. Gerçi yağmalanan paranın
tümü aktarılsa ABD'deki seçim
kampanyası bütçesi düzenleyen-
lerin dişinin kovuğuna bile yetmez.
ama önemli olan, "dayanışma duy-
gusu"nun somutlanması ve kanıt-
lanması. Gün olur gerekir.
Apo kardeşimizın defterinin dü-
rülmesi operasyonu için de bir mik-
tarının harcandığı söyleniyor. Eh.
bütün seçim kampanyasını "Nasıl
önledi bu bacınız ama terörü!"
edebiyatı üstüne kuranların şimdi
bırde "Apo Operasyonu" ile başa-
rılarını(!) taçlandırmak istemeleri
anlaşılabilirherhalde. Kimse kalkıp
"Yahu bu PKK ateşkes ilan ettiydi.
Bu bir fırsat, Güneydoğu'da bir
çözüm bulmak için bir yol olamaz
mı" diye sormasın. Terör. Çiller
yöntemleriyle bahara. olmazsa ya-
za, o da olmazsa sonbahara, ge-
ne de olmazsa kışa. gene gene de
olmazsa bahara.. filan bitecek na-
sıl olsa...
Bir büyük gazetemiz. paranın bir
basın kuruluşuna aktarıldığını yaz-
dı. Bir bildikleri varsa ve bıldikleri
doğruysa, acaba hangi basın ku-
ruluşuna gitti? Benim bilebildiğim
bizim Cumhuriyet'e gitmedi. Bir
gitseydi, bizim haziran ikramiyele-
ri garantilenirdi, bizim yönetıciler
de kâğıt, mürekkep peşinde koş-
mazlardı. Acaba hangi "basın ku-
ruluşu" aldı parayı? Hıncal Uluç
bilir mi acaba?
Bir soru daha var: Parsadan'dan
başlayan bu pay sahipleri eğer pa-
ranın tümünü götürmedilerse ka-
lan ne oldu? Kime gitti?
Burada da bilebildiğim tek nok-
ta var: Bana vermediler. O yüzden
umudum bu satırlar yazıldığında
hâlâ sonuçları açıklanmayan Spor-
Loto'da. Eğer bu günlerde bende
çok para görürseniz kuşkulanma-
yın lütfen. Loto'dandır.
Bu aktardığım söylentilerin her
biri ciddi birer savaş konusu.
Apo operasyonunda Suriye,
"Vay sen benim topraklarımda si-
lahlı operasyon düzenlersin ha"
deyip egemenlik haklannın çiğnen-
diğini ileri sürecek. Tarihte "ege-
menlik haklannın çiğnenmesinden
doğan savaşlar" var.
Clinton'ın seçim kampanyası
için bir pay aynldıysa öteki politi-
kacılar "Vay, sen bu parayla
ABD'nin gözüne girdin. Beni açı-
ğa düşürdün" diyecekler. Bu da
politikacılar arasında kanlı bir sa-
vaş başlatır. (Bundan eminim).
Bir basın kuruluşuna gittiyse...
Ansiklopedı Savaşları'ndan beri bi-
zim cephede soğuk savaş döne-
mini anımsatan bir barış(!) ege-
mendi. Bu biter. Yeniden savaş
başlar. Bu da bir savaş nedeni ya-
ni.
Parsadan adlı dolandırıcıya ge-
lince. O çevrelerde savaş zaten
başlamış durumda. Ülkücü tosun-
lar, Parsadan'ı bir güzel dövüp
hastanelik etmişlerdi. Adamcağız
da o öfkeyle bülbül kesildiğini ken-
di söylemedi mi ? Dolandırıcılar
arasında zaten savaş başlamış ya-
ni.
Bense savaş karşıtı, kararlı. kı-
demli ve o yüzden askeri mahke-
me karanyla sabıkalı bir banş sa-
vunucusuyum.
TASARRUF SAHİPLERİNE
DUYURU
Pamukbank T.A.Ş.İkinci Menkul Kıymetler Yatırım Fonunun başlangıç tutarının
5,000,000,000- TL'ndan 25,000,000,000- TL'na çıkarılması, Birinci ve İkinci Menkul
Kıymetler Yatırım Fonlarının içtüzüklerinin bazı maddelerinin değiftirilmesi amacıyla
Sermaye Piyasası Kurulu'na başvuruda bulunulmasına Fon Kurulu'nun 29.02.1996 tarih,
34 ve 32 sayılı toplantıları ve 16.05.1996 tarih, 43 ve 41 sayılı toplantılarında karar verilmijtir.
Yapılacak içtüzük değişiklikleri ile; • .
1- İkinci Menkul Kıymetler Yatırım Fonunun başlangıç tutarı 5,000,000,000-TL'ndan
25,000,000,000- TL'na, başlangıç pay sayısı, 500,000'den 2,500,000'e çıkarılacaktır.
2- İkinci Menkul Kıymetler Yatırım Fonu Portföyünde yer alan sabit getirili
sermaye piyasası araçlan iç verim oranı yerine
- Borsa'da işlem gören borçlanma senetleri değerleme günûnde Borja'da oluşan ağırlıklı
ortalama fiyatla,
- Borsa'da işlem görmekle birlikte değerleme gününde işlem g&rmeyen borçlanma
senetleri son işlem günündeki iç verim oranı ile,
- Borsa'da işlem görmeyen borçlanma senetleri ise halen uygulandığı ûzere iç verim
oranı ile değerlenecektir.
3- Birinci ve İkinci Menkul Kıymetler Yatırım Fonlannda;
a) 09.00-12.15 olan işlem saatleri Birinci Menkul Kıymetler Yatırım Fonu'nda 09.00-15.00,
İkinci Menkul Kıymetler Yatırım Fonu'nda 09.00-13.30 oiarak değiştirilecek, ilerrki
tarihte yapılacak dûzenlemelerle, bu saatler ve bu saatlere ek olarak iş günlerinde
18.00-09.00 saatleri arasında. iş gûnleri dıştnda 24 saat ATM'ler ile de işlem
yapılabilecektir.
b) Fon portföylerinde yer alan kıymetlerin saklama kuruluşu Takasbank, IMKB Takas
ve Saklama Bankası olacaktır.
c) Tescil yanlışlığından dolayı içtüzüklerin 7.5 maddesinde yer alan "en az" ibaresi
"en çok" olarak düzeltilecektir.
PAMUKBANK
la katılım öngörmeleny le > a-
>andı. llgılı ülkeler. alt düzev
katılım polıtıkasına gerekçe
göstermezken tepki olarak
toplu brıfıngi Non anda iptal
eden Ankara. özellıkle
AB'nın oluı.ı^uz tavrının al-
tında "Yunanistan'ıntahrik-
kâr tutumuna karşın. Anka-
ra'vı suclar bir politika \attı-
ğı" görü^iine dikkat çektı.
Yunanistan. bir grup Avrupa-
lı gazetecınin ardından.
Ege'de ıkıncı bir '"tahrik ge-
zisi"düzenleverek. Kanadalı
ve Amerikalı parlamenterle-
ri Kardak'alİkizcetgötürdü.
Yunan Meclıs Başkan Yar-
dımcısı ve ıktıdar partısi Pa-
sok'un Iskeçe mılletvekılı.
bölücü dostu Panavotis Sgu-
ridis ile ana muhalefet partı-
5i Yenı Demokrası(ND) mıl-
letvekılı ve Miçotakis hükü-
metlennın Denız Tıcaret Ba-
kanı Aristotelis Pa\lidis tara-
fından tertıplenen gezı\e. 3
Kanadalı ve3 Amenkalı par-
iamenter katıldı.
Kuzev Atlantık Asamble-
sı (KAÂ | içın Atına'da bulu-
nan K.anada Parlamento-
su'ndan \1echb Başkanı ba-
yan RerrierteMalteile\unan
abillı Yanis Kannis ve Eleni
Bakopanu'un vanı iira Ame-
nkalı parlanıenterler N'unan
asıllı Mihalis Billirakis. Por-
terGross ve Bodd> Rvsh'ten
oluşan hevetın. önce Istan-
köv Ada^ı'na ve oradan da
Kilimlı Adası iizerinden Kar-
dak'a «ötürüldüklerı bildiril-
dı.
Özellikle AB üvesı ülke-
lerınbüvükelçilennın. Anka-
ra'nın mısıllemede kararlı ol-
ması üzerine tepkı olarak cu-
ma günkü bnfınge alt düzey-
de dıploınat göııdermek iste-
dıklen belımldı. Ankara da
buna tepkı olarak NATO ve
AB üve.M ülkelenn Anka-
ra'daki büs ükelçılenne Türk-
Yunaıı ılı^kilerı ve Kardak
konuMinda vereceğı bnfingi
planlanandaıı v jrım saat ön-
ee anıden ıptal etti