28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15 MAYIS 1996 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA EKONOM Çimento fabrikalan, uyanlar üzerine en yüksek bedelli teklifi veren paravan şirketlerine satılmadı Uzanlar'm tekel oyunu tutmadı• Özelleştirme İdaresi Başkanlığı (ÖlB). Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'nın uyansı üzerine, Uzanlar'ın ihalelerine paravan şirketlerle katıldığı ve en yüksek bedelli teklifi verdikleri Kars ve Elazığ fabrikalan için Özelleştirme Yüksek Kuruiıf nun (ÖYK) onayına. sadece ikinci büyük öneriyi getiren diğer firmalann ismini sundu. Çimento fabrikalan böJgesel tekelden kurtuldu. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Lzan ailesinin Doğu Anadolu Bölgesi'ndeki tiim çimento fabnkalannın ihalelerine paravan şırketleraracılığıyla katılıp. en vüksek teklifi \erererek tekel oluşturma çabalan tutmadı. Özelleştirme İdaresi Başkanlığı (ÖlB). Sanayi \e Ticaret Bakanlıöı'nın uyansı üzerine. Uzanlar'ın ihalelerine paravan şirketlerle katıldığı \e en yüksek bedelli teklifi \erdikleri Kars \e Elazıû fabrikaları için Özelleştirme Yüksek Kurulu'nun (ÖYK) onayına. sadece ikinci büyük önerıyı getiren diğer firmalann ı>mini sundu. Uzanlar'ın yalnızca Edirne-Lalapaşa ve Van çimento fabrikalan için "Rumeli Çimento" aracılığıyla verdikleri teklifler kurula götürüldü. Özelleştirme çerçevesinde I99I- I 993 döneminde Türkiye Çimento Sana\ıı'nın(ÇİTOSAN) GüneydoSu Anadolu ve Karadeniz bölgelerindeki fabrikalannı alarak bölgesel tekel oluşturan Uzanlar. sektörün Doğu Anadolu pazannı da ele geçirmek için ihalelere paravan şirketler aracılığıv la katıldılar. Uzanlar. ÖİBde nisan a>ı başında yapılan ıhalelerde. ÇlTÖSAN'ın Doğu Anadolu Bölgesi'ndeki Kurtalan ve Elazığ îabnkalarına "Katsan". Kan> ve Ergani fabrikalarına da "Sema" adında ıkı ayrı paravan şirket aracılığıyla en yüksek leklifi verdiler. Aile Van ile Edirne-Lalapaşa çimento fabrikalarının ihalelerine de kendi şırketleri Rumelı Çimento aracılığıyla katılarak en yüksek öneriyi verdi. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı. fabrikalara en yük>>ek teklifi veren Sema ve Katsan firmalarının Uzanlar'ın paravan şırketleri olduguııun ortava çıknıası üzerine. ÖİB'ye bir vazı vazarak bölgede tekel olacağı uyansinda bulundu. ÖİB. Sanayi Bakanlığı'nın uyansı üzerine. Uzanların Sema ve Katsan firmaları aracılığıv la verdığı tekliflerı dikkate almadı. Çimento fabrikalarının satışına vönelik olarak ÖYK"nin onayına. Elazıö fabrikası için OYAKGAMA AŞ'nin verdiği 27 milyan S50 milyon dolarlık Kars Fabrikası için de ÇJMENTAŞ'ın verdiği 22 milvon 250 milyon dolarlık ikinci > üksek teklifler siınuldu. Idare. Uzanlar'ın tekliflcrden yalnızca Runıeli Çimanto AŞ'nin Lalapaşa Fabnkası için verdiği I25 milvon 890 bın dolarlık öneri ile Van Fabrikası için verdiği 24 milyon 500 bin dolarlık öneriyi onaya sundu. Söz konusu çimento fabrikalannın satış işlemlen. ÖYK'nin onayından sonra kesinleşecek. ÖlB'den yapılan açıklamada. ÇİTOSAN'ın Filvos ve Konya tuğla fabrikalan. Bozüyük Seramik Fabrikası. Yanmca Porselen Fabrikası ile Kurtalan ve Ergani çimento fabrikalan ıçın verilen tekliflerin düşük olduğu. satış onayına sunulmadığı belırtildi. Uzanlar. Ergani Fabrikası'na Sema Firması adıyla 38 milyon dolarlık teklif vermişlerdı. Fabrikaya ikinci yüksek teklifi GÜNSİAD firması 18 milyon dolarlık öneri getırmişti. Yine Uzanlar tarafından Katsan adıyla 28 milyon dolarlık önen verilen Kurtalan fabrikası için, ikinci yüksek teklifi 19 milyon dolarla Çimantaş Şirketi vermişti. ÖlB. Uzanlar'ın. paravan şirketler aracılığıyla verdiği teklifleri. en yüksek bedelleri içermesine karşın devredışı bıraktı. Yabancı sermaye raporu Türkiye'de herşey var, Ekonomi Servisi - Türkıve Genç İşadam- ları Dernegi'nın "yabancı sermaye" rapo- nında. yönetımlerın sözlenni yenne getir- memelerı ve mevzuatın çok sık degişmesi nedenıvle. Türkive'nın vabancı sermayevı çeknıeî. konusundaki avantajlarını veterın- ce kullanjmadığı belirtıldi. C'oğrufı konum. ucuz ışgücü. genç nüfus. içpjzann büyüklügü.çalışabıiirnüfusora- nınınvükseklığı vedoğal kav- naklara vakınlık gıbı önem- li avantajlanıu karşın. alt- vapı vetersızlikleri. ekono- mık ve -.ıvası ıstıkrarsızlık. nüfusartijhızının bü\üklüğii. gelır dağılımı adalet.sizlıgı. demokrasi an- layışmdakı eksıklıklergibı olumsuzlukları yaşayan Türkive'nın. vabancı sermayeye ilişkin politıkalarını gözden geçırmek zo- runda olduğu da v urgulandı. TLGİAD raporunda. vük^ek enflasyona dayalı kredı malıvetlerinın vüksekliği ve terör sorununun ıse kı>a v adede çözümlen- mesinın zor olduğu belırtılıvor. ÇÎFTÇÎ D O S T U / SADULLAH USUMİ Buğday krizinde vurgun hesabı Akmerkez dünya birincisi Ekonomi Senisi - Akmerkez. Uluslarara- sı Alışvenş Merkezlerı Kon^ev ı ııın. (IC'SC) düzenlediği > an^mada. dünvanın en ıvı aliş- veriş merkezı ^eçıldi. Akmerkez. 5-9 mayıs tarihlerı arasında. ABD'nin Las Vegas kentinde düzenlenen ya- nşına\ a katılarak yaklaşık 100 alışv eriş mer- kezi arasındaıı ilk 14'e girdı ve ardından birinci >eçılerek bu dalda dünvada verilen en büyük ödüi olan ICSC'nın ta^anm v e ge- lıştırmeödülünü aldı. Geçen v ılki 1CSC ya- rışmasında da bınnci seçılen Akmerkez. bu yılkı uluslararası bımıcılik ödulünü de ala- rak dünvada bu ikı ödüle bırden sahıp olan tek alışvenş merkezi olma özellığinı de el- de etmış oldu. B uğdayda bu yıl da çeşıtli "oyun "lartezgâhlanıyor. Ta- rım ürünlerini sömüren çar- kın dişlileri bilenmeye baş- ladı bile. Gazete ve televizyonlarda buğday hasadı ile ılgili yalan, yanlış haber ve programlar yayımlanıyor. Bu haberlere inanmak gerekirse, önü- müzdeki sezon buğday verimı yük- sek olacak. Üreticilerin yüzü güle- cek... Hatta, bazı bölgelerde bu mut- lu sonucu kutlamak için davullu, zur- nalı törenlenn düzenlendiği bildiriliyor!.. Gene bu çevrelere göre dünya buğ- day piyasalarından gelen haberler de "ballı börek" gibı... Büyük üretim yapan ülkelerde "bolluk" varmış... Hani utanmasalar "Bu kadar buğ- dayı nereye koyacaklar?" diye yayın yapacaklart. Ya biz Türkiye'de yaşamıyoruz... Ya da bu tür bilgileri yayanlar... Al- lah'tan tanm politikasını dikkatle iz- leyenlerçok iyi biliyorlarki bu "aldat- maca senaryo"\ar Türkiye'de her yıl oynanmaktad/r. Amaç da dünyada ve Türkiye'de bolluk olduğunu gös- terip buğday taban fi- yatlarının düşük tutul- masını sağlamak ve üreticinin buğdayını ucuz fiyatlarla tüccarın depolanna aktarmak- tır!.. Ayrıca hükümetleri- miz de izledikleri yan- lış tanm polıtikalan ile buğday üretıcisinin sö- mürülmesine yardımcı j olmaktadır... Aslında dün- yadan ve yurt içinden gelen buğday üretimi ile ilgili haberler hiç de iç açı- cı değildir. Buğday henüz tarladadır, ama gelişmeler dünyada bu yıl bü- yük bir kıtlık yaşanacağını göster- mektedir. Bazı ülkeler daha şimdi- den mevcut stoklannı koruyabilmek için önlem almaya başlamışlardır... Kriz geçen yıl başlamıştı Dünyada buğday krizi daha 1994 ile 1995 yıllannda kendini göstermiş- ti. 1992 yılında 564 milyon 837 bin ton, 1993 yılında da 564 milyon 65 bin ton olan dünya buğday rekoltesi, 1994 yılında 527 milyon 982 bin tona ge- rilemişti. Bu haber duyulduğu zaman bütün dünyada şok etkisi yaratmış- tı... Durum 1995 yılında dadüzelme- di, yapılan bazı açıklama- laria rekoltenin 510 milyon tona düştüğü ıleri sürül- dü... Ne yazık ki bu yıl durum daha da kötü... Verilen bilgilere göre dünya re- koltesi 500 milyon tonun çok altında düşecek ve birçok ülke açlık tehlike- si ile karşı karşıya kala- cak... Bu yıl panik yara- tan ilk haber Amerika'dan geldi... Buğday üretimin- de dünya ikincisi olan Amerika'da kötü hava ko- şulları yüzünden büyük verim kaybı olacak. 1992 yılında 66 milyon 222 bin ton olan yıllık üretim, 1994 yılında 63 milyon 141 bin tona düşmüştü... Bu yıl rekoltenin 50 milyon to- nun biraz üzerinde ger- çekleşeceği bildiriliyor... t •^ükümetlerimiz izledikleri yanlış tanm politikalan ile buğday üretıcisinin sömürülmesine iımcı oluyor. Dünyada ve Türkiye'de buğday bilançosu Ekiten alan (1000 hektar) Ülkeler Çin ABD Hind. Rus Fed. Fransa Kanada Türkiye Dünya 1992 30497 25399 23262 24284 5082 11386 9473 221682 1993 30326 25379 24431 24666 ı 4515 13830 9716 222497 1994 30501 24998 24437 22146 4591 12377 9600 215921 Verim (kg/hektar) 1992 3331 2635 2364 1901 6404 2635 2039 2548 1993 3519 2569 2323 1764 6479 2569 2163 2535 1994 3318 2526 2420 1449 6676 2526 1823 2445 1992 101591 66222 55690 46167 32546 29871 19318 564837 Üretim (1000 ton) 1993 106395 65210 56762 43500 29252 27232 21016 564065 1994 101205 63141 59131 32094 30652 23350 17500 527982 Bu haber de dünya ülkelerinin ba- zılannda bomba etkisi yaptı... ithalat- çı ülkeler daha şimdiden kara kara dü- şünmeye başladılar... Çünkü bu ka- dar büyük bir ürün noksanlığı dün- yadaki buğday dengelerini altüst ede- cek, fiyatlann yükselmesine neden olacak... Tabii Türkiye de artık kendi ihtiyacını karşılayamadığı için buğday ithali için bugüne kadar kendi üreti- cisinden esirgediği paralann en az 20 veya 30 katını döviz olarak ya- bancı ülkelerin çiftçilerine ödemek zorunda kalacak!.. Dünya dördüncüsü Rusya'da da kriz yaşanıyor. 1992 yılında 46 milyon 167 bin ton buğday üreten Rusya'nın rekoltesi, 1994 yılında 32 milyon 094 bin tona gerilemişti. Bu yıl da gerile- menin devam edeceği bildiriliyor... Dünya birincisi Çin'in yıllık üretimi pek değişmiyor. 1992 yılında 101 mil- yon 591 bin ton olan rekolte, 1994 yı- lında 101 milyon 205 bin ton olarak gerçekleşmişti. Bu yılın da pek fark- lı olmayacağı sanılıyor... Hindıstan 50 milyon 131 bin tonla dünya üçüncüsü, Fransa 30 milyon 632 bin tonla beşinci, Kanada 23 mil- yon 350 bin tonla altıncı durumda... Bu ülkeler için henüz bir şey söyle- mek çok erken... Ancak o ülkelerin bazılarında da sıkıntılı bir sezon ya- şanacağı yolunda belirtiler var... Verim düşecek Türkiye'de son yıllarda buğdayda hem verim hem de kalite düştü... Resmi bilgilere göre 1993 yılında 21 milyon 016 bin ton olan buğday re- koltesi, 1994 yılında 17 milyon 500 bin tona geriledi. 1995 yılında ise bu rakamın 17 milyon tonun altında kal- dığı sanılıyor!.. Ancak yaşanan olaylar, resmı ra- kamlann gerçeklere uymadığını gös- teriyor. Çünkü Türkiye'nin yıllık buğ- day tüketimi en çok 16 milyon ton... Ekmeklik için 12 milyon, çiftçinin ye- meklik ve tohumluk ihtiyacı için de 4 milyon ton buğday yeterli oluyor... Eğer resmi rakamlar doğruysa, her yıl neden yüz binlerce, milypnlarca ton buğday ithal ediyoruz? Özellikle 1993 yılında rekotteyi 21 milyon 16 bin ton olarak açıkladığımız halde, ne- den buğday ithal etmek zorunda kal- dık? Eğer bu rakamlar doğruysa, bu takdirde de yüzde 40 civannda kali- te bozukluğu var... Bu yıl, bazı çev- relerin "pariak tablo"\ar çizmeye ça- lışmasına rağmen durumumuz ne ya- zık ki gene yürekler acısı... Bazı çevrelerin yaptık- lan tahminlere göre 1996 yılı rekoltemiz 15 milyon tonu bile bulmayacak!.. Ayrıca 5 ile 6 milyon to- nunun da "yemlik, kali- tesiz" buğday olacağı ileri sürülüyor!.. Örneğin Çukurova'da geçen yıl "san pas "hastalığı yü- zünden buğdayda tam birfacia yaşanmıştı... Ve- rim yan yanya düşmüş ve kalite de bozuk olduğu için üretici buğdayını "yemlik buğday" fiyatı- na satmak zorunda kalmıştı... Tarla- lardaki geüşmelere bakıldığı zaman, Çukurovalı buğday üreticilerinin bu yıl da aynı faciayı yaşayacağı anlaşı- lıyor!.. Geçen yıl yaşanan facianın ardın- dan alınan önlemler yeterli olmadığı için, "Panda" tipi tohumluk buğday ekilen bölgelerin dışında kalan alan- larda hem "san pas" hem de "sep- torya" gibi hastalıklar buğdayda bü- yük çaptatahribat yaptı.... Tecrube- li üreticilenn verdiği bilgiye göre bu yıl iki hastalık buğday veriminin yan ya- rıya düşmesine neden olacak... En iyimsertahmın yapanlar bile önümüz- deki günlerde yağış olmazsa buğday veriminde kaybın yüzde otuzian bu- lacağını ileri sürüyoriar!... • BENCE İZZETTİN ONDER Paketteki Vergi Onlemi Yeni pakette öngörülen iki vergi değişikliği biraz abar- tılı, biraz da göstermelik gibi geldi bana. Bunlardan bi- rincisi emlak vergisi ile öngörülen düzenlemelerdir. Ye- rel bir vergi olan emlak vergisi gelirinin arttınlması için vergi matrahının her yıl yenıden değerleme katsayısı ora- nında arttırılması, her yıl artan endekse baglanması ve belediye meclislerine kanunda öngörülen oranlann yüz- de 50 fazlası ile uygulama yetkisı verilmesı öngörülrnek- tedir. Bu önlemlere ek oiarak, ikinci konutlarda vergi- nin bir kat fazlası ile alınması hükmü getirilmektedir. Bu degişiklıklerın ekonomıdekı bazı bozukluklan dü- zeltmeyeyönelik olduğu düşünülebilir. Bunlardan birin- cisi ve en önemlisi, şehir rantlannın kamulaştınlması gö- rüşü olabilir. Hızlı kentleşme yanında yüksek enflas- yon, gayrimenkul rantları oluşmasına neden olmakta- dır. Bunlardan başka ve bunlara ılave olarak gayrimen- kul varlıklar önemli servet unsurlan olduğu için de ver- gi konusu olarak görülebüır. Tüm bu görüşler doğru olmakla beraber, gayrimen- kulün potansiyel değeri halinde gerçekleştirilen servet artışının emlak vergisi gibi yıllık servet vergisi tıpinde bir vergi ile törpülenmesı olası olmadığı gibi bu tür önlem- lerde aşınlıga gıtmek beklenenin tam tersı bir sonuç da- hi ortaya koyabilir. Bu nedenle tüm çağdaş ekonomi- lerde bu tür emlak vergıleri yüzde oranlarla değil, fakat birde oranlarla uygulanır. Zira burada gizlı amaç, em- lakin geliri üzerine bir vergi salmaktır. Kent rantlannın törpülenmesi fevkalade önemli ve gereklidir. Ancak bunun yolu bu değildir. Çünkü gayri- menkul rantlannın etkin vergilendirilmesı, bunların biri- kim sürecinde değil, fakat paraya çevnlmesı, yani re- alizasyon aşamasında yakalanması ile olasıdır. Diğer bir deyişle. kentsel rantları vergilendirebılecek teknik araç, emlak vergisi değil, fakat deger artışı vergisıdir. Böyle bir uygulamaya Türkiye 1971 yılında Finansman Yasa- sı içindekı beş vergi yasasından bın ile geçmış idi. Ne yazık kı bu başlangıç. eksikleri tamamlanıp yanlışları dü- zeltilerek geliştırilmesi yenne. 1980 felsefesi içinde kal- dınldı. Yazık oldu! Gayrimenkul degerlerı tapu kayıtlannın fevkalade dü- şük gösterilmesı, istinasız bir uygulamadır. Bu uygula- ma da tapu harcının indirilmesi ile düzeltilemez. Zira em- lak satış degerlerı tapu kayıtlanna, sadece yüksek gö- rülen tapu harcı ya da emlak alım vergisi nedeniyle dü- şük yazılmamaktadır. Bu degerlerin düşük yazılmasın- da çok daha farklı nedenler rol oynamaktadır. Istenirse kuşkusuz bu konuda da fevkalade radikal önlemler alı- narak, önce gaynmenkullerin gerçek değenne ulaşılıp ancak ondan sonra vergi gelirinde bir azalma olmadan, hatta bir miktar artış dahı sağlanacak biçimde tapu harçlannda ve emlak alım vergisınde ındirimlere gidiie- bılir. Bu etkilı onlem, bir gayrimenkulün alım-satım ış- temınin tapu kaydına geçinlmesı esnasında, ılgili kanun organının, örneğin belediyelerm, bu işlemde taraf ola- bilmesidir. ilgili kamu organının böyle bir hakkmın olma- sı taraflann tapu kaydına düşük değer beyan etmesini engeller. Üstelik bu işlem için ılave bir gelire de gerek yoktur. Zira kamu organı bu alımı geçicı olarak yapa- caktır. Yenı pakette kolaycı bir çözüm gibi gözüken diğer bir önlem de katma değer vergisınde düşünülen oran art- tınmıdır. Bu önlem hem vergi adaletı hem ekonomık et- kinlik hem de vergi yönetımi açısından sakıncalı görül- mektedir. Zira KDV oranı yükseldıkçe, vergi dışına çık- ma eğilimi artabilir. Bunun sonucunda sadece vergi adaleti ve etkinliği değil, aynı zamanda vergi yönetimi de zorlaşabilir. Zira KDV konusunda vergi dışına çıkmak, diğer ilgili dolaysız vergilerde de vergi dışına çıkmak an- lamına gelır. Vergi politikalan ile ekonomılerde bazı lyileştirmeler yapmak zordur, fakat tahribat oluşturmak çok kolaydır. ZtRAAT QDALARI>DAN LYARI 6 Krediler üretim dışı kıdlanıhyor' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-TürkıveZiraatOda- ları Birliği (TZOB) Yöne- tım Kurulu Başkanı Faruk Viiccl. Ziraaf Bankasf nın "(, iftçilik belgesi almadan" çiftçi olmayanlara da dağıt- tıgı tanm vehav vancılık kre- dilerinin üretim dışı işlerde kullanıldığım bildırdi. Yü- cel. "Kredide hortum delin- di. sorumlusu da Ziraat Ban- kasının sorumsuz kredi da- ğıtımı~dedi. Cumhurbaşka- nı Süle>man Demirel. tanm sektöründe yeniden yapı lan- manın şart olduğunu v urgu- larken. geçimmi bu sektör- den sağlayan nüfusun hayat »tandartını yükseltilmesi için gerekli önl'emlerın alınnıa- sını istedı. Yücel 14 Mayıs Dünva Çiftçiler Günü dolavısı dün düzenledığı basın toplantı- sinda C'uınhıırbaşkanı De- mirerin 9 şubalta kredi alı- mında belge alınıııa»! konu- sunda talimat vennesıne kar- şın. Ziraat Bankası 'nın "çift- çilik belgesi almadan*. çift- çi olınavan kesimlere kredi dağıttığını >öv !edi. Yücel. Ziraat Bankasi'nın denetlenmesi ıçın. iielecek haftj.TBMMKITKSmisvo- nu'na başvuracaklarını ve çiftçi kredilennin kap>amdı- şı kullanıldığım saptanması hahndc. Cumhuriyet Başsav - cılığı'na >ikâ_vette bulumı- caklarım bildirdi. Yücel. kilogram başına desteklemealım fivatlannın. kılo başına ekmeklik buğ- davda I ? bın S00. makarna- lıkta 32 bin. arpada 15 bın. çavdarveyulafta Hbin.mı- birda 18 bın lıra olma.iı gerek- tişini bildirdi Sanayi Bakanlığı'nın tebliğleri duyuramaması, promosyonu gazetelerin insafına bırakıyor Okur, umduğunu değîl bulduğunu alıyor S on günlerde elimize geçen tuketici şikâyet mektuplannın birçoğu, bazı gazetelerin verdikleri promosyonlara yönelik. Dağıtımı yapılan ürünlerin marka ve kalitesının kampanyaya başlamadan önce vaat edilen urünlerle birbirini tutmaması, teslimatın gecikmesi. ürün dağıtımında güçlük çıkması bize ıletilen şikâyetler arasında yer alırken kampanyaların başlangıcında tüketıcıye bıldırılmemesıne karşın. daha sonra talep edilen "ek ücretler" de cabası. Basın kuruluşlannın hedef kitle olarak "çocukları" seçmesi de bütün bu olumsuzlukların üzerine tuz bıber ekıyor. Oyuncaklar. video oyunlan, barbı bebekler. okul çantası. okul gereçleri ile çocukların dikkatını çekmeyı başaran rnedya kuruluşları. aıleleri çocukların ısrarlı tavırları ile karşı karşıya bırakıyor. Muşterıye dönüşturülen "okuyucu''yu korumak için Sanayi ve Ticaret Bakanlığı 'nın zaman zaman çeşıtli düzenlemeler yapmasına karşın. hazırlanan teblığlenn basın kuruluşlannın gölgesinden kurtulamamış olması. uygulamaları etkisız hale getırıyor. Bakanlığın, tuketici ve üreticilerden gelen şikâyetler üzerine, Tüketicinın Korunması Hakkındakı Yasa'ya dayanarak hazırlamış oldugu promosyon teblıği, basın kuruluşlarının baskısı sonucu 3 ay süresince Başbakanlık'ta bekletilmişti. Beklemekte olan teblığde bırtakım degişıklıkler yapacaklannı açıklamayan eski Sanayi ve Ticaret Bakanı Fuat Çay. "Gazetelenn bazı şikâyetlen oldu. Şikâyetleri değeriendinp tebliği buna göre değiştireceğiz" şeklinde açıklama yapmıştı. Gazetelerle yaptığı pazarlık sonucunda promosyon tebliğini yumuşatan eski Bakan Çay, bundan önceki tebliğin bir gecede alelacele hazırlanmış olduğunu ileri surerek "Bekleme süresi içinde diğer basın organlannın. Basın Konseyı 'nin görüşlehni aldık. Kımseyle pazarlık yapmadık. En ıdeale yakınını hazırlamaya çalıştık" diye açıklama yapmıştı. Promosyon teblığinın ışierliğıni sağlayan diğer bir mekanizma ise tüketicilerın sözlerinde durmayan basın kuruluşları hakkında suç duyurusunda bulunma hakkına sahip olması. Okuyucuların promosyon tebliği hakkında yeterınce bilgi sahibi olmaması, mekanızmanın çalışmasını engelliyor. Günlerce kuyruklarda bekleyen okuyucular, ılgili kuruluşların "Dağıtımlar sürüyor. Talebin fazla olması nedeniyle her yere yetişemiyoruz, en kısa zamanda bütün okurlarımız. ulaşacağız" açıklamalarıyla yetinmek zorunda kalıyor. Sanayi Bakanlığı'nın 9 ocakta yayımladığı promosyon tebliği. son kuponun yayım tarihinden itibaren 15 gün içinde dağıtıma başlanmasını, 45 gün içinde ise dağıtımın tamamlanmasını öngörmesine karşın, promosyon kuyruklarının sonu geleceğe benzemiyor. Gazetelerin promosyon kampanyası için yaptığı açıklamalara uymaması, vaat edilen ürün yerine başka bir ürün vermelerı halinde okuyucuların haklannı arayabilmek için ellerindeki belgelerle Sanayi ve Ticaret Müdüriüğü'ne müracaat etmeleri gerekıyor. 1996 yılı başında yaytmlanan tebliğ, promosyon dağıtım kampanyasının ürünün özelliklerı, menşei, hangi şartlarda dağıtılacağı, kampanyanın başlangıç ve bıtim tarihierinın bildirilmesini öngörmesine karşın, geçen günlerde "Her we bir bilgisayar", "Bilgisayar çağını yakalayın" sloganlanyla diz üstü bilgisayar kampanyası düzenleyen basın kuruluşları, kampanyaya başladıklan dönemde verecekleri ürünlerin \ fonksiyonları konusunda yeterli bilgi vermekten kaçmmışlardı. Bazı okuyucuların gostermiş olduğu tepkı üzerine açıklama yapmak zorunda alan basın T _rı. sektörunün önde gelenfirmalarınında tepkisine neden olmuştu. Basın kuruluşlarının vermiş olduklan ürünlerin "laptop"tan çok, "data bank" olarak bilinen hesap makinesi ve adres defteri gibi basit işlevlere sahip düşük hafızalı cep bilgisayarlarının gelişmiş çeşitlerini çağnştırdığını kaydeden piyasa uzmanları. tüketıcileri bu konuda uyarmışlardı. Promosyon tebliğinde, ürünün sözleşmede öngörülen özelliklere uygun olduğuna dair menşei ülkeden alınan geçerli belgesinin bulunması, böyle bir belge yoksa TSE'den uygunluk belgesi alınması öngörülüyor. Bu düzenlemenın promosyon olarak verilen ürünlerin standartlara uygun olması ve 2'nci kalite ürünlerin dağıtılmasını önlemek amacıyla getirilmesıne karşın. okuyuculara ulaştınlan ürünlerin kalitesi genelde ılanlardakini tutmuyor. Bir gazetenin vermiş olduğu tava takımı için kupon biriktiren Süleyman Oylum'un göndermiş olduğu mektup, bu konunun nasıl suüstimal edildığini ortaya koyuyor. Günlerce bekledikten sonra aldığı tava takımının çok hafif olduğunu ve kolayca şekil değiştirdiğini yazan Oylumlu, kampanya ilanlannda bu ürünün teflon olarak lanse edildığini hatırlatarak kandınlmaktan rahatsızlık duyduğunu aktarmış. Okurumuzun şıkâyeti üzerine aradığımız ılgili kuruluş, söz konusu takımın vaat ediien ürün olduğunu, ancak birinci kalite yerine ikinci kalite ürünlerin ithal edildiğini kabul etti. Tavaların çok hafıf olduğunu kabul eden yetkililer. okurumuzun "Tavalar çok kolay şekıl değıştınyor" iddiasına karşılık olarak "Tavalar üzennde güç denemenın anlamıyok" dediier. • ÇAĞDAŞ DEMOKRAT MUHAŞEBECİLER BİRLİĞİ'NDEN İSTANBUL SER6ESIMUHASEBECİ MALİ MÜSAVİRtER ODASI GENEL KURUl'U VE SECİM1ERİNE CAĞRI SEN GELMEZSEN BİR EKSIGIZ Bizler, Demokrat, Yurtsever, Atatürk'çü, Laik, Çağdaş Muhasebeci ve Mali Müşavirler olarak "Çaâdaş Demokrat Muhasebeciler Birliği Genel Kurulu'nda" adaylanmızı önseçimle belirledik. Yaptıklarımızla övünç duyuyoruz, Yapılacakları biliyoruz. Saygın meslek, saygın meslek mensubu için, Laik-Demokrarik Türkiye için Çağdaş Demokrat Muhasebeciler Biriiği adaylarma görev verin. OYLARI BOLME, OYUNA GELME, OYUNU KULLAN ADAYLARIMIZ Denetleme Kurulu Mefin BAŞER Kemal ÇOLAK Arif ÖZDEMİR Yönetim Kurulu Yahya ARIKAN NailSANLI Mustafa KARSAVURAN Numan SAG Serpil ZORBOZAN Genel Kurul:l 8 Mayıs 1996 Cumartesi saat 10.30 The Marmoro Oteli Seçimler : 19 Mayıs 1996 Pazar saat 09.00-17.00 İTÜ Maçka Kompüsü G Anfisi (Eski Maden Faküffesi) Noh Aidat Borcu oy kullanmaya engel değildir. Meslekı kımlığınızı, nufus cüzdanınızı veya surucu belgenızden bırım getirmeniz yeterlıdır Disiplin Kurulu Mustafa GAYRETLİ Nazmi AKKAYA Ali HÜSREV Mehmef ATİK Mustafa ÇAKIR ÇAĞDAŞ DEMOKRAT MUHASEBECİLER BİRLİĞİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle