Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 14 MAYIS 1996 SALI
HABERLER
Anayasa Mahkemesi, güvenoylaması, Çekiç Güç ve OHAL başvurulannı bugün gündemine alıyor
RP'nin basvıırusıma înceleme
Sıvas
CHP,RP
oylarmm
peşinde
Transfer önerileri
CHP Sıvas Belediye Başkan
adayı İsmail Hakkı Konar,
RP başta olmak üzere sağ
partilerden adayJık teklifi
aldığını bildirdi. Konar,
Sıvas'ta "din eğitimi veren"
bir aileden geldiği için
büyük oranda RP'den de oy
alarak "birleştirici"
kimliğiyle belediye başkanı
seçileceğini iddia etti.
SIVAS (A.NKA) - CHP Sıvas'ta
"din eğitimi veren" bir aileden
gelen belediye başkanı adayı İsmail
Hakkı Konar ıle RP oylannı
bölerek belediye başkanlığını
almayı hedefliyor. RP başta olmak
üzere sağ partilerden adav lık teklifi
geldigini. sağın da oylannı alarak
birleştirici aday kımliğiv le belediye
başkanlığını alacağını iddia eden
Ismaıl Hakkı Konar. "Sıvas'ta dini
kullanan adavların çoğu bi/im evde
"Bismıllah" deme>iöğrendi" dedi.
"Onlardan daha dindanrrT
CHP'nin eski il başkanı da olan
beiediye başkanı adayı İsmail
Hakkı Konar. panısinin Sıvas'ta
genel seçımde başarısız olmasını.
aday seçımindeki yanlışlığa ve
"radikalizmden >e marjinallikten
hoşlanmavan Sıvas seçmenine
uygun bir strateji izlememesine"
bağlarken bu seçimde geçen
yıllarda sağa kavan oylarla birlikte
RP gibi oyu kemikleşmış
partilerden de oy alacağını söyledi.
Sıvas'ta din eğitimi \eren bir
aileden geldigini kaydeden Konar.
"Snas'ta dini kullanan adayların
çoğu bizim e\de "Bısiıııllah" demeyi
öğrendi. Bu nedenle bana karşı dini
kullanamıvorlar. Çünkü ben
onlardan daha dindarım. Dini daha
ivi bilnorum. ama bunu polirikava
alet etmhorum. Bana çıkıp din
diişnıanı'diyemi}orlar. Bunu
bildikleri için 4 parti de adavlık
teklif etti, sonra da CHP'den ada>
olmamanı için ikna etmeye
çalıştılar" dive konuştu.
Konar. "Sıvas'ta ortamı
gerginleştiren radikal \e
marjinal sağ politikalar halkj
bıktırdı. Halk artık Sıvas'ın
kalkınmasını istiyor. Bunun için ben
birleştirici kimliğimle seçime
girmeve karar \erdim. RP başta
olmak üzere diğer partilerin
adayları radikal e> lemler
kulianıvorlar. O>sa ben hem dindar
hem sosval demokrat kimliğimle
onlara gerginlik değiL birlikte
çalışma \e kalkınma vaat
ediyorum"dedi.
: ;
Sıvas seçımlerinin Türkiye çapında
siyasetin eğilimi konusunda önemli
işaretler \ereceğini vurgulayan
ismail Hakkı Konar. bu nedenle
özellikle RP'nin bütün maddi
olanaklannı Sı\as için seferber
etmesine dikkat çekti. CHP'nin
içinde bulunduğu maddi sıkıntı
nedenıyle kısıtlı maddi olanaklarla
propaganda çalışmalarını
yürüttüklerini söyleyen Konar.
buna karşın sonuçtan umutlu
olduüunıı vunzuladı.
• Şimdiye kadar ilk kez böyle bir davayı inceleyecek olan yüksek
mahkemenin. başvuruyla ilgili 'yürütmeyi durdurma* kararı verip
vermeyeceği merakla bekleniyor. Anayasa Mahkemesi raportörü
Ediz'in, başvııruyla ilgili raporda. RP'nin isteminin 'kısmerT
yerinde olduğu yönünde görüş bildirdiği öğrenildi.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Anavusa Mahkemesi. RP'nin.
"güvenov laması. Çekiç Güç ve
olağanüstü hal uvgulamasının süresinin
u/atılnıasına ilişkin TBMM
kararlanrun iptali istemhle" açtığı
davayı. bugün e.sastan incelemeye
başlayacak. Anavasa Mahkemesi. İ6
nısanda yaptığı toplantıda. başvuruyu
usul eksıklikleri bularak geri çevirmiş
ve RP've yenıden başvuruda bulunması
için de 20 gün siire vemıişti. Anayasa
Mahkemesi raportörünün başvuruyla
ilgili hazırladığı raporda. RP'nin
isteminin "kısmen* verinde olduğu
yönünde görüş bildirdiği
ögrenildi."Şimdiye kadar ilk kez böyle
bir da\a> ı inccleveeek olan yüksek
mahkemenin. başvuruyla ilgili
"yürütmeyi durdurma" karan \erip
vermeşeceği merakla beklenivor.
Anayasa Mahkemesi raportörü Ali
Kadri Ediz'in. baş\ uruyla ilgili
hazırladığı raporu geçtığimız günlerde
üyelere ilettiği öğrenildi. Ediz'in.
başvuruyla ilgili kısmi iptal istediğini
belirten Anayasa Mahkemesi
kaynaklan. aynntılı bilgi vermekten
kaçındılar Aynı kaynaklar. yüksek
mahkemenin. istem doğrultusunda
güvenovlamasıvla ilgili iptal karan
vermesi durunuında. kararların anayasa
gereği geriye vüriiıneveeeği ilkesinden
dolayı değişen herhangi bir durumıın
olmayacağını. sadece muhalefet
partilerinin hükümete
yüklenebileceklerini belirttiler.
RP. anaınuhalefet partısi olarak 5 Nisan
1996 Cuma günü. TBMM Genel
Kurulu'nda yapılan hükümctin
güvenoylaması. Çekiç Ciüç'ün
Türkiye'deki görev süresi \e OHAL
uygulamasının ıızatılmasına ilişkin
oylamaların. anayasanın 96.
maddesinde öngörülen esaslara
uymadığı savıvla ilgili 3 TBMM
kararınm iptal edilmesi \e vürürlüğün
durdurulması istemiyle Anayasa
Mahkemesi"ne başv umuıştu.
İddianamede Köse'nin, Göktepe'nin ağırlaştığının hildiı İIIIKMIH k.u >ın hastaneyc götüriilmesi emrini vermediği belirtiMi.
11 polis, 'kastı aşan suretle adam öldürmek' suçundan yargılanacak
Göktepe cinayeti 'iddianamesi'
YAHYA KOÇOCLl
Gazetecı Metin Göktepe'nin öldtiriH-
mesi nedeniyleaçılan davanın "iddiana-
mesi" olarak işlem göreeek Danıştay 2.
Dairesı'ııin onama kararında. görevini
>apan Göktepe'nın "vasada sayüan gö-
zaltına alma nedenleri oluşmadığı hal-
de" gözaltına alındığt vurgulandı. Iddi-
aname nıtelığindekı kararda. Göktepe'nin
"durumunun ağırlaştiğı biidirilmesine
karşın" ha^tanev e götürülmediğine dik-
kat çekilerek 11 polısin "kastı aşan MJ-
rette adam öldürmek' v e "faili belli ol-
ma>acak şekilde adam öldürmek" >uç-
larından cezalandırılması istendi.
Gazeteci Metin Göktepe'nin gözaltın-
da dövülerek öldürülmesınin ardından
oluşan kamuov u baskı.Mv la basjatılan so-
ru^turnıa sonucu hazırlanan dosya. 11
emnivetgörev lisi hakkında "Göktepe'nin
öldürülmesi". 38 emnivet görev lisi hak-
kında da "gözaltına alınanlara kötü mu-
amele>apmaktan*davaaçılmasıgerek-
tiği kaydıvla Istapbul İl İdare Kurulu'na
gönderilmişti. İl İdare Kurulıf nun Evüp
Emnivet Nfüdürü MehmetAliA>dınÂk-
demiriçin "*men-inıuhakeme"(vargıla-
maya gerek olmadığı). gerive kalan 4S
emnivet görev lisi için ıse "lüzum-u mu-
hakeme" lyargılamanın gereklilıği) ka-
ran. onanması için Danıştav 'a gönderıl-
mişti. Danıştay 2. Dairesi. benzerolay-
lardakinin aksine hızlı bir inceleme so-
nunda İstanbul İl İdare Kurulu'nun ka-
rannı 3 Nisan 1996 tarihindedeğiştirme-
denonamışvedosvayı tstanbul Naliliği'ne
göndermiştı. İstanbul Valiliği dedosya-
yı istanbuİ Cumhuriyet Başsa\cıhğfna
göndermiş. iddianame niteMğindeki Da-
nıştay onama kararıvla da İstanbul 6.
AğırCezaMahkemesi'ndedavaaçılmış-
tıT
'Gözaltına alınması yasadışf
Haklannda dava açılan polislenn suç-
landığı Danıştay karannda. Çevik Kuv-
vet Şube Müdürlüğü'nde görev lı Emni-
vet Amiri Mehmet İşbitiren. "gazeteci
oktuğunu befirterek dcfin işleminii/Jemek
için mezarlığa girmekte ısrartı da\ ranan
Metin Göktepe'nin "çok konuştuğunu"
sö\le>erek 2559 sayılı Polis Vazife ve Sa-
lahhetieri Kanunu'nun 2. maddesinde
sav ıîı sebepleroluşmadığı hakie adı geçe-
nin gözaltına alınması emrini verdigi"
için suçlandı. Kararda. İşbitırenın "gö-
revi kişilere karşı kötü>e kullanma" su-
çunudüzenleven TürkCe^a Kanunu'nun
228. maddesi uyannca 3 yıla kadar ha-
pi>le eezalandınlması istendi.
İddianame niteliğindeki Danışta\ ka-
rarında. sanıklardan emniset amiri Se>-
di BattaJ Köse ile polis memurları Şuavip
Mutluer. Saffet Hızarcı, Fedai Korkmaz,
Murat Polat, Burhan Koç, İlhan Sarıoğ-
lu, Selçuk Bavraktaroğlu. Metin Kuşat
Tuncaj L'zun \ e Fikret Kayacan ise şöy-
le suçlandı:
"Gözaltına alınarak Evüp Kapalı Spor
Salonu'na getirilen Metin Göktepe'\i
dö\dükk>ri.dövüldükten sonra fenalaşa-
rak yerdeyatan adı geçen gazeteciyi amir-
leri olan sanık Se\di Battal Kose'nin em-
ri ile spor salonunun dışına çıkarttıklan,
kendisine gelmesi için yü/ünii v ıkadıkla-
ru dinlendirdikleri. aııılan şahsın kendi-
sini kötü hissettiğini ve ıııkltsinin bulan-
dığını sö\ lemesi ü/erinedurumu amirie-
ri olan sanık Se> di Battal Köse'ye bildir-
dikleri, sanık amirin ise şahsın hastane-
>egötürülmesinisağlamadıği.tanıklann
ifadelerine göre gazeteci Metin Göktepe
olduğu anlaşılan bu kişivi kapalı sporsa-
lonunundışındakiça> biifesinin v aııında-
ki hankın ü/erinde oturur halde bırak-
tıklan \ebu itgisizliksonucu adı geçen şah-
sın ölmesine neden olduklan.tanık ifade-
leri \e otopsi raporundan anlaşıldığın-
dan.>argılanmalannıngerekti0.vönün-
de İl İdare Kurulu tarafından terilen ka-
rarın uvgulanıa maddesinin FCK'nin
452/1 \e 46J. maddelcri olarak düzeltile-
rek onanmasına_.~
Kararda. I I emnivet görev lisi hakkın-
da "kastı aşan surette adam öldürmek"
ve "faili İH'lli olnıavacakşekildeadam öl-
dürmek" .suçlanndaıı 7.5 v ıIdan azolma-
nıak koşuluvla hapiseezası istendi. Da-
nıştay karan uyannca haklannda "gö-
zaltına alınanlara kötü muameledebulun-
mak. hakaret etmek"ve "ATV muhabt-
ri Mustafa Erdoğan'ıdövmek" suçlann-
daıı dava açılan 37 polis hakkında da 3
vıla kadar hapis cezası isteniyor. Dav a-
nm görüleceği İstanbul 6. Ağır Ceza
Mahkemesi'nin. duruşma günü sapta-
madan dosyayı ele alarak "suç >eri itiba-
rhievetkisciik" karan v erebileceğı v e dos-
yayı Evüp AğırCeza Mahkemesi "negön-
derebileceöi belırtilivor.
Dışişleri Bakanlığı
'Işkence
tedavi
merkezleri
yasal değil'
İşlem yapılacak' Dışişleri
Bakanlığı Sözcü Yardımcısı
Nurkan. TlH\"yi kastederek "Bu
tiir merkezler. yönetimin sıkı
denetimi altında buhınmalıdır"
dedi. Nurkan. merkezler hakkında
sa\cılıkça gereken işlemlerin
yapılacağını belirtti.
ANKARA(Cumhuriyet Bürosu)-Dışiş-
leri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Elçi Nu-
rettin Nurkan. Türkiye İnsan Hakları Vak-
fı'nı (TİH\) kastederek işkence kıırbanla-
n için kurulan rehabilitasyon ve tedavi mer-
kezlerinin "vasal olnıadığım" söyledi.
Tedav i merkezlerine yapılan başvurular-
la ilgili kendilerine bilgi ulaşlırılmamasını
eleştiren Nurkan. merkezlerın "sıkıdene-
Hm" altında bulundurulması gerektiğinı
savundu.
Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı
Nurkan, dün yaptığı haftalık basın toplan-
tısında, işkence kurbanlannı tedavi ve re-
habilitasyon merkezlerine ilişkin tasinda yer
alan haberlerle ilgili birsoru üzerine. bu tür
merkezlerin kurulabilmesi için resmi baş-
vuru yapılması gerektiğini belirterek "Bu
konuda başvuru yok. Dolavısıvla sözde re-
habilitasyon merkezleri \asal değildir" de-
di. "Medeni ülkelerde bu tür merkezlerin,
yönetimin sıkı denetimi altında bulunduğu-
nu" kaydeden Nurkan. söz konusu mer-
kezlenn çalışmalannı sürdürdüğüniin anım-
satılması üzerine. "Çalışmalannısürdüre-
bilirler. ancak vasal değiller. Yasal olnıala-
rı için başv uruda bulunmaları gerek" diye
konuştu.
Merkezlere yapılan başvurularla ilgili
sayıların kendilerine ulaştırılmadığını \e
çalışmalann "şeffafoJmadığından"yakınaıı
Nurkan. "Bu tür merkezler, yönetimin sıkı
denetimi altında tutulmalı" dedi.
Nurkan. rehabilitasyon ve tedavi ıner-
kezlennin yasal olnıamasıhalinde sav cılık-
ça gerekenın yapılacağını söyledi.
Dışişleri'nin TIHV karşıü
kampanvası
Dışişleri Bakanlığı. Türkiye'nin gümrük
birliğine girışinden bir hafta sonra TİHV
hakkında soruşturma ve davalar açılması-
na neden olan bir kampanya başlattı. Dışiş-
leri "nin. Adalet. Içişleri. Milli Savunma,
Sağlık bakanlıkları. Milli İstihbarat Teşki-
latı ve Milli Güvenlik Kurulu'na vaptığı
"TİH\'"ye karşı iinlem alma" çağnsıv la
başlatılan kampanvada. TİH\ merkezleri-
ninyasalolmadığı vebaşvurularınadli ma-
kamlara bildinlmeyerek konuyu düzenle-
ven Türk Ceza Yasası hükümlerinin çiğnen-
diği savunuldu. Buna karşılık TİHVyöne-
ticileri.merkezin>asalardadüzenlenenden
farklı, kendine has biryapisı olduğunu ve
işkence nedeniyle yapılan başv uruların ad-
li makamlara bildirilmesi halinde kurban-
ların istemedikleri olaylarla karşılaşacak-
larının büyük bir olasılık olması nedeniy-
le başv uruların gizli tutulduğunu sav undu-
lar. Yöneticiler. gizlilik ilkesınin Türkiye >a-
salannca ve uluslararası düzeyde benimse-
nen tıp etiği ilkelerine uygun olduğunu
açıkladılar.
Nurkan'ın'Medeni ülkelerde bu tür mer-
kezler, yönetimin sıkı denetimi altındadır"
sözlerine karşılık. geçen hafta hemen bü-
tün dünya ülkelerindeki işkence rehabilitas-
yon merkezleri ve insan haklan kuruluşla-
rından Başbakan Mesut Yılmaz ve Dışiş-
leri Bakanlığı'na. TlHV'yeyapılan ba^kı-
lann durdurulması istemiyletepki mektup-
ları geldi.
GUNDUZ GOZUYLE
MELİH CEVDET ANDAY
Birllyarı
İlhan Selçuk, pazar günkü yazısında, yalnız ülke-
miz için değil, çağımız için de çok önemli sayılması
gereken bir soruna değiniyordu: Yeni Insan.
Ne demek "yeni insan?"
Kendini bildı bileli insan hep bir "örnek insan" im-
gesi taşıyagelmiştir kafasında. Gelişim inancının do-
ğal kanıtıdır bu; yetkinlik ideası olmadan yaşamı ıç-
güdülerle sürdürmek. bilinçsiz varlık ile yetinme an-
lamına gelir sadece. Bütün hayvanlar, bitkilergibi ya-
şayıp ölmek!
insan, bu yazgıya katlanamayan yaratıktır.
Onun için de, gelişerek varacağı bir örneğe gerek-
semesi vardır.
Etik değeri olan bir örnektir bu ve tarihin bütün dö-
nemlerinde değişik niteliklerde göstermiştir kendini.
Ama böyle bir örnekten hiç yoksun kalmamıştır in-
sanlık.
işte İlhan Selçuk, pazar günkü yazısında, bu önem-
li soruna değinmekle toplumu sarsmak istiyordu.
"Uyanın" diyordu insanlara, "ne olmak, nasıl olmak
istedığinizı bilmeden yaşayamazsınız; etik değerie-
riniz olsun, bunları eleyip dokuyun ve gerçekleştir-
meye çahşın!"
Bunca har gür içinde kulak veren olmuş mudur bu
uyanya dersiniz?
Ben pek umutlu değilim. . >:
-
Yırtıcı cangjl düzeninin buna olanak sağlayacağı çok
kuşku götürür.
Korkum, insan toplumunun hayvan topluluklanna
dönüşebileceği olasılığından kaynaklanıyor.
Böyle konuştuğum ıçın beni kötümserlikle suçla-
yanlar çıkabilır; ama ben iyimserlikten iyilik çıktığını
hiç görmedim.
Şunu da belirtmeden geçmeyeyim; kötümserlik,
ınsan için beslenen umudun canlılığını gösterir.
Dünyanın umut verici yönde gitmediğini görmek için
kafayı çok da yormağa gerek yok.
Globalleşmenin öncüsü ve güdümcüsü olan büyük
devletler bize yarınımız için hangi güzellik, iyilik im-
gesıni gösterebiliyorlar ki! . ..
Ülkemizın durumuna bakarsak...
Politika toplumun aynasıdır derler, doğrudur. Şim-
di bu aynaya bir gözatalım.
Çağımızın ve toplumumuzun örnek insan imgesi-
ne ilişkin bir çizgi görebiliyor muyuz?
Evet. " '
Nedir bu?
"Ne yaparsan yap, zengin ol!" buyruğunu yerine
getiren bir açıkgöz.
Onun önünde hiçbir etik engel yoktur.
Bizdeki iktidarlann paralı eğitimi olağanlaştınma po-
lıtikaları da bunun çarpıcı bir göstergesidir:
Ancak zengin çocuklan okuyabilir!
Öyleyse, her şeyden önce parayı ele geçirmeli.
Peki, ötekı çocuklar?
Onlar okumasalar da olur.
Nerde kaldı sosyal devlet?
Nerde fırsat eşıtliği?
Nerde insanlık?
insanlık mı?
O nedır o?
Politicılarırnız birbirlerini yolsuzlukla suçlama yan-
şına girmişlerhalkımız da kendi işine bakıyor.^ İ : ' Î •.
iki ayrı kes'it.
L)ÜZ YAZI /ORHAN BİRGİT
Kısa... Kısa... Kısa... Kısa... Kısa.
•Başbakan Mesut ^'ılmaz. TBMM'ye sevk edılen
özürlü yurttaşların sorunlarmı çözmeve yönelik yetki
yasasının bir an önce çıkarılması için diğer siyasi
Bartilerdendestek istedi.
İMilli Savunma Bakanlığı, 46 müteahhidin çeşitti
süreierledevlet ihalelerine katılmalarını vasakladı.
BTürk Kızılayı'nın. CunıhurbLişkanı Süleyman
Demırel'in geçen mart ayındaki Filistin ziyaretinden
sonra talimat vermesi üzerine. Filistin'e insani yardım
malzemesı gönderdiği bıldırıldi.
• Kültür Bakanlığı, önceki gün geçirdikleri kaza
sonucunda vaşamını vitiren iki personelin geçici işçi
olmaları nedenitle *göre\lendirme vazıları olmadığı'
volunda bazı gazetelerde vavınılanan haberleri
valaııladı.
M \argitay. 18 yaşını bitirmeyen kadınlann anne ve
babasinın ıznı olmaksızın ev lenmelerinin mümkün
olmadığına karar verdi.
• Dışişleri Bakanı Emre Gönensav, Türk , .,
yurttaşlannın vize için yabancı missonlara '
vaptıklan baş\urularda karşılaştıkİarı "kcvfi ve
havsivet kırıcı' davranışların 'sistenıatik' değil
*bire>sel* olduğunu, uluslararası platformlarda
görüşülmesine gerek olmadığını söyledi.
• !9 Masıs Atatürk'ü Anma ve Spor Bayramı
dolavısıyîa Büyük Kolej tarafından düzenlenen "Spor
Haftası" Spordan Sorumltı Dev let Bakanı Ersin
Taranoğlu'nun da katıldığı törenle başladı. '
• Genelkurmay Başkanı Orgeneral İsmail Hakkı
Karadayı, Portekiz Genelkurma> Başkanı Oramiral
Fuzeta Da Ponte'nin resmi konuğu olarak dün
Lizbon'a gitfi.
16 MART 1978LE İLGİLİ DAV4YI YENİ ÖĞRENDİLER
Polisin hızına yetişilmiyor
HALİLNEBİLER
istanbul Üniversitesi önünde 18 yıl önce
meydana gelen 16 Mart katliamı hakkında
açılan davadan polisin yeni haberı oldu. İs-
tanbul Emnivet Müdürlüğü Terörle Müca-
dele Şubesi Müdür V'ekili Atilla Çınar. da-
vanın görüldüğü mahkemeve yazı yazarak
dava açıldığını gazetelerden öğrendikleri-
ni belirtti.
Kamuov unda. 12 Eylül 1980 öncesinin
en önemli kitle kıyımlanndan biri olarak bi-
linen ve istanbul Üniversitesi öğrencileri
Cemil Sönmez. Baki Ekiz. Ahmet Turan
Özer. Murat Kurt Abdullah Şimşek. llati-
ceÖzen. Abdülhamit Akıl'ın bomba ve si-
lahlarla öldürülmesi>le soııuçlanan olav
hakkında 1 Aralık 1978 tarihinde İstanbul
I. Ağır Ceza Mahkemesi'nde kamu da\a-
sı açıldı.
Dava. 15 Ocak 1979 tarih ve 978 580
esas. 979 4 karar sayılı kararla görev yönün-
den İstanbul Sikıyönetim Askeri Mahkeme-
si 'ne gönderildi.
İstanbul Sikıyönetim I numaralı Asken
Mahkemesi. 30 Ma> ıs 1980 gün ve 980 10
esas-258 karar sayılı karanyla Sıddık Polat
adlı sanık hakkında hiikiim. diğer sanıklar
hakkında beraat karan verildi. Karar tem-
yiz edildi ve Askeri Yargıtay bu karan sa-
nık lehinebozdu. Sonundadavanıntümsa-
nıkları beraat etnıiş oldu.
Ancak av ukat Cem Alptekinve diğer avu-
katlar grubunun çalışmaları sonunda yeni
tanıklar ortava çıkanldı ve ülkücü militan
Zülküfİsot olay tarihinde polis memuru olan
Mustafa Doğan. LatifAktı. daha önce hak-
kında beraat karan verilen Sıddık Polat \e
ismı ve sav ısı belirlenemeven sanıklar hak-
kında 10 Eylül 1992 tarihinde suç duyurıı-
sunda bulunuldu.
Bunun üzerine I Haziran I995tarihli id-
dıanameyle yeniden dava açıldı. Ancak
1980-1995 vılları arasında her vıl İstanbul
/stanbul Üniversitesi merkez
binası önünde yedi kişinin
ölümüyle sonuçlanan 16 Mart
1978 katliamı hakkında açılan
davayı, polis 18 yıl sonra
gazetelerden öğrendi.
Cumhuriyet Savcılığı tarafından İstanbul
Emnivet Müdürlüğü'ne olavın taillerinin
bulunması için yazı yazıldı.
Tüm bu gelişmeler vaşanırken bütün ge-
lişmelerin odağında bulunması gereken İs-
tanbul Emnivet Müdürlüğü Terörle Müca-
dele Şubesi. davanın sürdüğü İstanbul 6.
AğırCeza Mahkemesi Başkanlığı'na 13
Mavıs 1996 tarihinde bir yazı gönderdı.
TEM Şube Müdür \ekili Atilla Çınar im-
zasıyla yazılan yazıda şöy le denildi:
"16.03.1978 tarihinde İstanbul İ niversi-
tesi önünde mevdana gelen ve 7 kişinin öl-
(iüriilmesiolav ı ile ilgili olarak02.04.1996 ta-
rihli Hlillivetgazetesinin 13. sayfa 2. sütunun-
da (Bombacı Kardeşimdi) %e02.04.1996 ta-
rihli Cumhurijet gazetesinin 7. sayfa 2. sü-
tununda (Zülküf Isot'u Türkeş öldürttü)
başlıklı haberde, mahkemenizce dava açıl-
dığı anlaşılmıştır. Olavla ilgili hangi sanık-
lar hakkında dava açıldığının, mevcut ise
haznianan iddianamenin birörneğinin İçiş-
leri Bakanlığı'na aktanlmak üzere nıüdür-
lüğümüze gönderilmesini arz ederim."
Evet. Polis 18 vıl önce açılan. 1992 vı-
lında MJÇ duyurusu üzerine >enıden günde-
me gelen ve 1995'te yeniden görülmesine
başlanan 16 Mart katliamı davasını 18 yıl
sonra gazete haberlerindeıı öğreniyordu.
16 Mart katliamı davasında ölenlerin ya-
kınlannın avukatı Cem Alptekin. TEM'ın
bugarip vazisinı şövleyorumladı: "Polisin
bu dat anın açıldığını bilmivorolması müm-
kün değil. Sav cılıkla. mahkeme) le >azışma-
lar oldu. Brivle bir şe> olanıaz. Ancak bili-
yor ve bö\1e bir >azıvı mahkemeye gönde-
rivorsa, bunun altından nelerin çıkacağını
merakedivomm. Bunu takip edeceğiz. Ka-
f'amıza takılan bir başka şey var. Polis sav-
cılığa nivabeten çalışır ve mahkemeve tali-
mat vermesi mümkün değil. Mahkemenin
her isteğini yerinegerirmekle görev li olan po-
lisin. iddianamenin bir örneğini müdürive-
te böy le biryazıj la istenıesi, ınahkemeye ta-
limat vermesi ise her şeyden garip."
Toplumlann yaşamında önem-
li dönemeçler vardır. Bunlar, bir
bayram olarak kutlanmazlar;
hatta üzerlerinden yıllargeçtik-
çe, hatırlanıp anılmazlar.
14 Mayıs 1950, bızim toplumumuz için
işte öyle dönemeçlerden birisidir.
Tek partili bir düzen ve iki dereceli se-
çim sistemi. O sistem içinde, açık oy ve
gizli ayırım. Böyle bir geleneği, Türkiye
toplumunun bütün kesimlerinin sessiz bir-
leşmesi sonucunda, kavgasız ve kansız bir
beyaz devrım ile 14 Mayıs 1950 seçimle-
rıyle değiştinmıştir.
14 Mayıs seçimlerinde. ben istanbul
Hukuk Fakültesi'nde okuyan, aynı zaman-
da o günkü CHP'nin üyesi ve Ulus gaze-
tesinin istanbul muhabirliğini yapan bir
gençtim. Bir iki kez yazdım ve anlattım. Se-
çim sonuçları gelmeye başladığında,
CHP'nin 27 yıllık iktidarına veda ettiği or-
taya çıktı. Akşam saatlerinde, istanbul Si-
kıyönetim Komutanı, CHP Parti Müfettişi
Sadi Irmak'ı telefonla aradı ve bu sonuç-
tan duyulan sıkıntıyı iletti: "Acaba Cum-
hurbaşkanı hazretleh, sandıklara birkomü-
nıst komplosu kanştığı yolunda duyum
alsak. bızım müdahalernize yeşil ışık ya-
karlarmı?"
Parti müfettişinin seçim sonuçlannı iz-
lediği masanın etrafında. şimdi hepsi bu
dünyadan göçmüş, llhami Sancar, Ekrem
Özden, Meliha Avni ve Tacettin Özgü-
der ile ben vardım. Saydığım isimler, is-
tanbul il Başkanı ile yöneticisiydiler. Sadi
Irmak. heyecanla Çankaya 'yı aradı ve baş-
yavere 1. Ordu Müfettişı'nin dilegini iletti.
Yanıt kısa oldu. "Cumhurbaskanı, milletira-
desine saygılı olmayı herkesten bekli-
yor"öu.
Padişah Erbakan...
Kimi düşünce ve siyaset adamı. 14 Ma-
yıs'ın onurunu, dönemın muhalefet parti-
si olan Demokrat Parti'ye ve onun Bayar,
Menderes, Koraltan ve Köprülü olarak
sıralanan dört önderinin çabalarına verir.
Kimi de bundan dolayı 14 Mayıs'ı. eza-
nın Arapça okunuşu ile başlayan devnm-
lerden dönüşün bir nirengisi olarak tanım-
lar.
14 Mayıs 1950 seçimlerinde, damar-
dan akacak kanın durdurulamayışı gibi.
bizim toplumumuzdaki doğal gelişmele-
rin, kavgasız ve kansız başlamasının altı-
nı hep çizmek isterim.
Türk toplumu, kendi arasındaki bunca
hırlaşmaya, taşkınlığa karşın seçim gun-
leri sakin bir şekilde sandık başına gidiyor
ve o sandığın vereceğı sonucu saygı ile kar-
şılıyorsa bunda 14 Mayıs 1950'den beri al-
dığı demokrasi eğitiminin payı vardır. 14
Mayıs'ın yıldönümünde bu anılarımı taze-
lemeyi düşlerken gözüm pazar günkü Hür-
riyet gazetesinin bırinci sayfasını süsle-
yen iki fotoğrafatakıldı. Gazeteci Turan Yıl-
maz, "Hoca'nın aptes ekibi" başlıklı ha-
berinde Refah liderınin seçim mıtinglerin-
de "Sakarya Grubu" olarak adlandınlan gö-
revli bir ekibin yardımı ile nasıl aptes aldı-
ğını anlatıyor. Kimi suyu döküyor, kimi hav-
luyla bekliyor. Bunlar iyı de Refah liderinin
ellerini kalçalarına dayayıp azametle otu-
rurken ayaklarını bu görevlilereyıkatıp ku-
rulatan fotoğrafına ne demelı?
Necmettin Erbakan, yinmı yıldan ben
Türkiye'nin politik arenasındadır. Hiçbir
konuşmasında, halkı yücelten, onu efen-
di olarak tanımlayan bir sözü-
nü gösteremezsiniz. Partisi-
nin iktidardan halkın oyu ile ay-
rılma günü gelirse o gün mil-
let iradesine saygı göstere-
ceğini söylediğini de kimse hatırlamaz.
Erbakan. tam aksine halkı küçümse-
yen. politik rakipleriyle alay eden bir ko-
nuşma dili kullanmayı alışkanlık haline ge-
tirmıştır. Çünkü onun düşüncesi. ulus top-
lumu değil, ümmet toplumu öne çıkaran
bir dünya görüşüne dayanmaktadır. Mil-
let egemenliğinin geçerli olduğu ulus top-
lumunda. siyaset adamı hangi rutbeyi ta-
şırsa taşısın, halkı önde tutar. Ümmetçi
ise halkın önünde gitmeyi, ona kumanda
etmeyi yeğler.
işte Erbakan Hoca'nın miting miting do-
laştırdığı görevlı partili ibrikçi ve havlucu-
lar ekibıne ayaklannı kurulatırken takındı-
ğı o pozlar da seçilmiş bir siyaset önde-
rinden çok. bir padişah azametinin gö-
rüntülerini yansrtıyor.
O görüntüler, Refah Partisi liderinin kar-
deşi ile birlikte, ne zaman, nasıl ve nere-
den edindiği bilinmeyen kilolarca altınlı,
milyon metrekarelerce özel ormanlı, apart-
man daireli arsalı, çeşitli ülkelerin dövizle-
riyle renklenmiş nakitli sen/etinin verdiği gü-
veni ve gururu da aynı fotoğralann kare-
lennde sıralıyor.
Bir uzmanı araştırsa, Erbakan'ın bilinç
altında o çevresindekilere "kul" muame-
lesi yapmaya teşne padişahlık tutkusu-
nun daha nice fotoğraflarını ele geçirir.
Daha geçen gün, halkın tuz yemiş ko-
yun gibi kendi partısıne geleceğini söyle-
yen bir siyaset adamı, 1950 yılında beyaz
devrım yaptığı söylenilen bir toplum için
çelişkili bir kara resim değil midir?