Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
11 MAYIS 1996 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMİ
Ziyaret, örgütün ana sözleşmesinin 4. maddesi gereği her yıl yapılması zorunlu rutin incelemeden ibaret
IMF stand-by için gelmiyor
FUAT KOZLLKLU
• IMF'nin ana sözleşmesinin 4'üncü maddesi
gereği bir üye ülkenin durumu hakkında o ülkeyle
konsültasyon yapılıyor. Bu çalışma sanayileşmiş
ülkelerle iki yılda bir, Türkiye gibi ülkelerle yılda
bir kez gerçekleştiriliyor. Ülkelerin bu ziyaretleri kabul edip
etmemek gibi bir lüksleri bulunmuyor.
dığını gözlediklerini söyledikleri kay-
dedildi.
Cumhuriyet'in IMF'ye yakın kay-
naklardan edindiği bilgilere göre 15
mayısta Türkiye'de olması planlanan
heyetin ziyareti. en fazla 2.5 hafta ola-
rak öngöriildü. Ziyaret. beklendiğinin
aksine stand-by amaçlı değil. Heyetin
ziyareti konusunda bilgi veren bir IMF
yetkilisi, "IMF ana sözleşmesinin 4'ün-
cü maddesi gereği bir üye ülkenin du-
rumu hakkında o ülkeyle konsültasyon
yapılır. Bu çalışma sanavileşmiş ülke-
lerle iki > ılda bir,Türkiye gibi gelişmek-
te olan ülkelerle yılda bir kez gerçekleş-
tirilir. Ülkelerin bu ziyaretleri kabul edip
etmemek gibi bir lüksleri voktur. Kabul
etmek zorundadırlar. Bu Iran için de ge-
>\ASHINGTON -Uluslararası piya-
salardan "düşük faizle" kredi arayışın-
da başanlı olabilmek için heryolu de-
neyen ANAYOL hükümetine ABD baş-
kentinden kötü haber. Türk hüküme-
tinin imzalamayı "ısrarla arzuladığı"
stand-bv düzenlemesine ilışkin anlaş-
ma için Uluslararası Para Fonu'nun
(IMF) "siyasi istikrar"kaygısıyla ya-
naşmak istemediği öğrenildi.
Turkive'dekigelişmelerisaatsaatta-
kip eden IMF uzmanlannın. ellerine
ulaşan venlerçerçevesındeyaptıklan de-
ğerlendirmelerde, ANAYOL ile stand-
by diizenlemesi anlaşmasına gidilme-
si için umut edilen zeminden uzaklaşıl-
çerli, Almanya için de Türkiye için de.."
dedi.
Stand-by neden yok?
IMF, Türkiye'nin ısrarla dile getirdi-
ği "stand-by"konusuna, daha çok si-
yasi güvencelerin yetersiz olmasından
dolayı sıcak yaklaşmıyor. Stand-by ve-
yabenzerdüzenlemeleregidilmesinde
IMF'nin Türkiye'ye baskı yapmadığı-
nın altını çizen bir IMF yetkilisi, "Ba-
şı sıkışan ülke IMF'ye kendisi geliyorve
dil döküp yahanyor. Bu her ülke gibi
Türkiye için de geçerti. Burada söz ko-
nusu olan IMF'nin kredibilitesi" dedi.
Yetkili şöyle konuştu: "IMF, anlaş-
maya girtiği ülkev le birlikte ortaya ken-
di kredibilitesini de kovduğundan, ba-
şansızlığa uğramayı kesinlilde istemiyor.
"Siz bu işi yaparsınız. program başany-
la yürür' diye ikna olmadıkça ve uygu-
layıcılann ciddiyetinden kuşkulanırsa
stand-b> 'a gitmekten kaçumor. Özellik-
le Meksika krizinden sonra i> ice sertte-
şildL Pazarkkson derece akı artık. Stand-
by isteyenlerin kendilerini kanıtlamala-
n gerekiyor. IMF, Türkiye'deki politik
gelişmelerin farkında \e gmenli bir ya-
pı olmadığını görihor."
Cumhuriyet'in çeşitli kaynaklardan
edindiği bilgilere göre 15 mayısta Tür-
kiye'de olması planlanan IMF heyeti. ko-
alisyon hükümetinin ekonomi kurmay-
lanna "uluslararası piyasalardan kre-
di bulma"olanağı sağlayacak "parasız"
türden bir stand-by düzenlemesi öne-
recek.
Beraberinde 4 teknik uzmanla Tür-
kiye'vegeleceği bildirilen IMF Türki-
ye Masası Şefi olan Martin Hardy'nin,
Başbakan Mesut V ılmaz'la görüşmesi
de planlandı. İngiliz \atandaşı olan
Hardy. Türkiye masası şefliğinden ön-
ce ağırlıklı olarak Arjantin'e bakıyor-
du. Bir değişiklik olmaması durumun-
da 3 yıl süreyle Türkiye'den sorumluola-
cağı belirtilen Hardy'nin sorumluluğu-
na giren diğer ülkeler ise Ispanya, Mal-
ta ve Israil.
ANAYOL iktidarının bütçesini ve
Başbakan Mesut Yılmaz'ın haftabaşın-
daaçıkladığı hedefleri "pekparlakbul-
madıklan" öğrenilen IMF uzmanlan-
nın. bütçe için faiz dışı temel dengele-
re bakıldığında. "oldukça uzun birdö-
nemin en iyi bütçesi" görüşünü dile ge-
tirdikJen belirlendi.
"Faizi hesaba kattığınızda çok kötü
bir manzara ortaya çıkıyor" görüşünü
dile getiren bir ekonomiste göre Tür-
kiye'nin önündeki süreç çok sancılı ve
çok sıkı bir para politikası gerektiriyor.
Washington'daki IMF ve Dünya Ban-
kası uzmanlan, bugünkü koşullar göz
önünealındığında. "Türkiye'ninortava-
dede, makro ekonomik istikrarda başa-
nya ulaşmış, enflasyonunu düşürmüş,
kurunu kontrol altına almış \e bütçe
açığını kapatan afty apı ve sh asi istikra-
ra sahip ülkeler stnıtina gjrmesinin müm-
kün olmadığını" da kaydediyorlar.
Hardy'nin önümüzdeki hafta gele-
ceği Türkiye'de, ANAYOL kurmayla-
rıyla IMF I. Başkan Yardımcısı Stan-
ley Fısher'ın geçen ay Başbakan Yılmaz
\e Bakan UfukSöyİemez'egönderdiğı
mektup çerçevesinde pazarlık yapaca-
gı bildirilivor.
Yasa tasarısı tartışmaya acıldı
Zorunlu tasarrufa
tasfiye hazırlığı
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - "Ekonomide ye-
niden yapılanma" çerçe-
vesinde 1988yılındayürür-
lüğe konulan ve kamuoyun-
da "zorunlu tasarruf" ola-
rak bilinen Çalışanlann Ta-
sarruflannı Teşvık Hesabı
kaldırılıyor. Hesap bir za-
man dilimi ıçinde tasfiye
edilecek. Fondan çıkış iste-
ğe baglı olacak.
Gönüllü çıkacaklara. bu-
güne kadar yatır-
dıkları kendı
primleri \e de\-
letin katkı pa\ı
birlikte verilecek.
Ancak, bu mik-
tarın vüzde 50*si
peşin ödenecek.
Kalan yarısı da
kısa bir sürede
hak sahiplerine
verilecek.
Zorunlu tasar-
ruf hesabından
çıkmak istemeyenler ise he-
sapta bıriken paralarını
emekli olduklannda alabi-
lecekler. Hesabın tasfiyesi
çerçevesinde. sisteme yeni
ginşler durdurulacak.
Dev let Bakanı Ifuk Söy-
lemez. zorunlu tasarrufun
zaman içinde tasfiye edile-
cegini dogruladı.
Çalışanların Tasarrufla-
nnıTeş\ikHesabı'nın 1988
yılından beri uygulandığı-
nı anımsatan Söylemez. şun-
lan kaydetti: "Hesap kapsa-
mındaki yaklaşık 5.5 milyon
çalışanın yansını kamu ça-
lışanlarının oluşturması,
epey bir kaçak işçi çalışünl-
ması. kesilen tasarruflann
Bakan Söylemez:
Tasfîve ediiecek.
bazı işverenler ve belediye-
lerce bu hesaba yatınlma-
ması nedeniyle, hesap fizibil
değil. Hesaba girişlerle ilgi-
ii oranın düşürülmesi \e gi-
rişlerin azaltılması da gözö-
nüne alındığı ve bir çok du-
runı bir araya geldiğinde he-
sap fizibil olmaktan çıkmış.
Arnk açık üretecek tehlike-
ye ulaşmışhr. Bu sebeple bu-
nun zaman içinde tasfiyesi-
ni öngörüyoruz."
Söylemez. ya-
sa tasarısı hak-
kında. ilgiliçev-
relerden görüş al-
maya başladıkla-
rını da bildirdi.
1995yılısonu
ıtibarıyla hesap-
ta biriken para
279.7 trilyonlira
düzeyınde bulu-
nuyor. Bu mik-
tarın 61.7 trilyon
lirası anapara ve
nema olarak hak sahipleri-
ne ödendi. llgili kurumlara
1.2 trilyon lira. Ziraat Ban-
kası'na yatırım harcamala-
n ve komisyon olarak 1.3
trilyon lira ödeme yapıldı.
Bu ödemelerdışında hesap-
ta kalan 215 trilyon lira ise
nemalandırıldı.
1994 sonuna kadar Ka-
mu Ortaklıgı idaresi tara-
fından yönetilen bu hesap.
Özelleştirme Yasası çerçe-
vesinde 1 Ocak 1995tarihin-
den itibaren Hazine Müste-
şarlığı'na devredildi. He-
sapta toplanan paralar. Yük-
sek Planlama Kurulu'nca
belirlenen esaslar kapsamın-
da nemalandınlıyor.
îhracatta sağlanamayan artış, serbest ticaret anlaşmaları ile yakalanmaya çalışılıyor
AB'nin çevresinde pazar arayışı
• 1994'tetoplam
85 milyar dolarlık
bir ithalat
gerçekleştiren Ve
100 milyon nüfusa
sahip olan merkez
ve Doğu Avrupa
ülkelerinin
Türkiye'den
ithalatı, 95
rakamlanyla
yaklaşık 1 milyar
dolarda kaldı.
• Bu ülkelerle 2
milyar dolarlık
ticaret hacmine
sahip olan
Türkiye'nin. en
fazla ticari ilişkide
bulunduğu ülkeler
de Romanya ve
Bulgaristan.
Merkez ve Doğu Avrupa Ülkelerinde
İthalat ve İthalat Rakamları
Polonya Macaristan Çek-Slovakya Romanya Bulgaristan Baltık Toplam
ÖZGÜR ULUSOY
Gümrük birliğinin ilk dört
ayında Avrupa'da beklenen yeni
pazarlara ulaşmak \e ihracatta
sıçrama yapmak hayallen boşa
çıkan Türkiye. şimdi ortak
gümrük politikalan çerçevesinde
yapacagı tercihli ticaret
anlaşmalan sayesinde üçüncü
ülkelerde yeni pazarlann
kapısını aralamaya çalışı>or.
Ortakhk Konseyi karar metni
uyannca. 5 yıllık süre içinde
AB'nin tercihli rejimini
üstlenmesi öngörülen Türkiye.
yeni ihracat pazarları olarak
gördügü merkez \e Dogu
Avrupa ülkeleri başta olmak
üzere. üçüncü ülkelerle tercihli
ticaret anlaşmalarını bir an önce
tamamlamayı planlıyor.
1994 yılında toplam 85 milyar
dolarlık bir ithalat gerçekleştiren
ve 100 milyon nüfusa sahip olan
merkez ve Dogu Avrupa
ülkelerinin Türkiye'den ithalatı.
1995 rakamlanyla yaklaşık I
milyar dolar düzeyinde kaldı.
Bu ülkelerle ortalama 2 milyar
dolarlık ticaret hacmine sahip
olan Türkiye'nin. en fazla ticari
ilişkide bulunduğu ülkelerde
Romanya ve Bulgaristan.
Merkez ve Doğu Avrupa
ülkelerinde tüketim
mallannın başlıca ithalat
kalemini oluşturduğuna dikkat
çeken Dış Ticaret Müsteşarlığı
yetkilileri. söz konusu
ülkelerdeki koruma oranlarının
indirilmesini sağlayacak tercihli
ticaret anlaşmaları yoluyla
Türkiye'nin büyük bir ihracat
potansiyeline sahip olduğunu
belirtiyor.
Dış Ticaret Müsteşarlığı AT
Genel Müdürü Reyhan Atmaca,
söz konusu ülkelerin çoğundaki
koruma oranlarının Türkiye'den
daha > üksek olduğuna.
Türkıve'de ise bu oranın
ortalama yüzde 5'e indirildiğine
dikkat çekerek şöyle konuştu:
ihracat pazarianna doğru
"Türkiye'nin vakit kavbetmeden
ihracat pazarlan bulması laanı.
Bu ülkelerin hepsinin (opluluk üe
ticaret anlaşması var. Bazı
ürünlerde topluluk bize karşı
çok aNantajlı. Anlaşmalan bir an
önce tamamlamazsak Türk
işadamları. Avrupalı rakiplerine
göre geri kalacak."
Bu çerçe\ede ilk elde Çek
Cumhuriyetı. Macaristan.
Slovakya. Romanya. Polonya ve
Bulgaristan ile yürütülen
görüşmelerin anlaşmaya
çevrılmesi planlanıyor.
Yeni anlaşma haarlığı
İlk kez 14 Mart 1996 tanhinde
lsrail ile serbest ticaret
anlaşması imzalajan Türkiye'de.
Malta ve Baltık ülkeleriyle de
anlaşmaların imzalanmasına
yönelik hazırlıklar
sürdürülürken Tunus. Fas ve
Mısır ile de tercihli ticaret
anlaşması görüşmelerinin
başlatılması planlanıyor.
IŞÇININ EVRENINDEN
ŞL KRAN SONER
Toz DumanYazının başlığı yanıltmasın. bugün siyasette yaşanan sıcak
gelişmeler ve ortalığın toz duman olmasından söz etmek iste-
miyorum.
Çiller'i Yüce Divan'a götürebilecek ve daha uzun bir süreç-
te, Erbakan da dahıl, kendi ve yakınlarının akıl almaz zengin-
leşmelerinin kamu vicdanında hesabını veremeyecek liderler-
den başlayarak, siyasette kirlenenlerın ayıklanmasını getirebi-
lecek bir demokratıkleşme sürecinin başlamış olmasını umut
etmek istiyorum.
Medyada düzenin bekçiliğini yapanların kaygılannın aksine
böyle bir sürecin başlamış olmasmın, kısa dönemde çözüm-
süzlük gibi görünse de uzun süreçte ülkemiz ve halkımız için
gerçekten çok hayırlı olacağına inanıyorum.
En azından yaşanan çözümsüzlüğün, 12 Eylül düzeni için-
de çare üretme kapılarını kapatmakla gerçek demokrasi için-
de çare arayışlarını gündeme getirmesini diliyorum.
Iktidarı ellerinde tutan asıl güçlerin bile. bu tabloda kendile-
rini sorgulamak zorunda kalacaklarına ve yeni arayışlara gire-
ceklerine inanıyorum. Çözümsüzlük içinde elbette siyasi par-
tiler; yönetimlerınden tabanla»ına, sendikalar, demokratik ör-
gütlenmeler ve toplumun her kesimindekı bıreyler, olup biten
her şeyı yeniden düşunmek zorunda kalmakla ülkemiz insanı
için çok daha yararlı işler yapmış olacaklardır.
Bu ınanç ve umutla Türkiye'nin en sıcak gündemi, sıyaset-
teki son gelişmeler ve "Ne olacak halimiz" sorusuna yanıt ara-
mayı bir yana bırakıyorum. Daha doğrusu bu konuyu nasılsa
tartışmaktan yorulacağımızı göz onune alarak bugun için er-
telemek istiyorum.
Ufkumuzu açabileceginı düşünerek dünyanın gündeminde-
ki bir başka tartışmayı bir ucundan da olsa bıze taşımayı umu-
yorum.
Friedrich Ebert Vakfı ile TÜSES'in dün Istanbul'da düzenle-
dikleri ortaklaşa toplantıda "Çağımızda Sosyal Demokrasi ve
Sendıkalar'' konusu masaya yatırıldı. Daha doğrusu Avrupa'nın
yetkili siyasi ve sendikacı ağızlarından, gündemi ve tartışma-
ları yakalamaya çalıştık.
Biliyorsunuz, sağ olsunlar bizim sol ve sosyal demokrat par-
tilerimiz, sendikacılık hareketımız henüz ne olup bittiğini, ba-
şımıza gelenleri düşunmek ve tartışmak noktasına, cıddiyeti-
ne ulaşabilmiş değiller.
Türkiye'de katlanarak yaşanan işsizlik, yoksullaşma sorun-
larını, sendikalizmin, sol partilerin, gerek örgütlenme gerekse
güç kaybını henüz yaşamsal sorunlar olarak görebilmış değil-
ler. Daha doğrusu. siyasi partilenmiz ve sendikalarımızdakı kı-
sır çıkar tartışmaları, gunlük sorunlarla boğuşma ön planda ola-
rak asıl sorunları tartışmayı ve çözüm üretmeyi engelliyor.
Dünya sendikacılık ve sol partiler deneyimini. güncel sorun-
larını dınlediğımizde sorunlar açısından pek de farkh bir tablo
ile karşı karşıya kalınmadığ nı görüyoruz. Şüphesız, sorunlann
boyutları çok farkh olarak küreselleşme, globalleşme. tek pa-
zar ve tek ıdeolojinin egemenliğı, benzer sorunlar ve sonuçlar
üretmiş.
Thatcher'da simgeleşen Ingiltere'deki devletin küçüftülme-
si, sosyal devlet ilkelerınden vazgeçme. özelleştirme sonuçla-
nnın büyük bir ışsizhk ve yoksullaşma, eğitim ve sağlık hakla-
rınrian yararlanmama olduğunu biliyorduk. Yine de donem
içinde 5 milyon sendıkaiı ışçinin kaybedildiğini, sendikaların üye
sayılarının yarı yarıya duştuğünü öğrenmek çok çarpıcı.
Ingılız sendıkalarının konfederasyonu TUC'nın, Uluslararası
llişkıler Başkanı Michael Walsh, İngiliz Işçı Partısı'nın yaşamak-
ta olduğu ideolojik sapmayı anlatabilmek için, "Bensizınle bir-
likte ıken ingıltere ye dönene kadar, yani ingiliz Işçı Partısı 'nde-
ki sağa kaymada, partıyı bıraktığım yerde bulup bulamayaca-
ğımdan emın değihm" diyordu.
Portekiz Cumhurbaşkanlığı Çalışma ve Sosyal işler Danış-
manı Antonio Dornelas için durum daha da karışık. Onlar yıl-
ların diktatoryasından demokratik sendikacılığın örgütlenme-
sine geçmeye çalışırken kureselleşmenin getirdiğı yeni ve çok
ağır sorunlarla boğuşmanın sıkıntılarını yaşıyorlar. Doğal ola-
rak küreselleşme ile gelen işsizlik. sendıkasızlaştırma, sosyal
hakları geriletme programlarına karşı direnmek güçleşıyor.
Alman sendikacılık hareketi DGB'nin sozcüsü Matthias von
Randow da farklı bir tablo çızemıyor. Dünyanın en güçiu eko-
nomılerınden bırinin ulkesınde de sendikacılık hareketi. sol par-
tiler, ışsızlığın, gelır kaybının, sosyal devletten vazgeçilmenin,
çevre tahrıbatının butün sorunlarını yaşıyor. Onlann da yeni
baştan örgütlenme ve çözüm üretmeyi gerekli kılan çok ağır
sorunları var. Onlar da uluslararası boyutta dayanışma ve or-
tak çözümlere gereksinim duyuyorlar.
Gelişmiş ülkelerin sol partilerınin ve sendikalarının sorunla-
rını, sorunlara çözüm arayışlarını dınlemek; onlarda da gidişin
parlak olmadığını görmek, karamsarlık getirmiyor. Çünkü so-
runların büyümesi, ortalığın toz dumana kanşması ile insanın
çözüm arayışının guçlendiğini de gözlemliyorsunuz. Bizim de
siyasette yaşadığımız güncel çıkmaz. toz dumandan başlaya-
rak sendikalarımızın, sol partilerimizin çöküşlerine çözüm ara-
yışlarına kadar uzanan, yaşamın her alanındaki sorunlar için
düşunmeye ve çözüm üretmeye başladığımız günlerin yakın
olması dileğı ile...
Maliye Bakanı: Yasa haftaya Bakanlar Kurulu'nda
Emlak vergisine yeni
düzenleme, kolaya ÖTV..
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Maliye
Bakanı LütfuUah Kayalar akaryakıt, tütün. al-
kol ürünleri ile taşıt alım-satımlanna. arala-
nnda beyaz eşyanın da sayıldığı **lüks tüke-
tim mallan" kapsamındaki ürünlere getirile-
cek özel tüketim vergisine ilişkin yasa tasla-
ğının gelecek hafta Bakanlar Kurulu'na su-
nulacagını bildirdi. Kolalı içeceklerin de ÖTV
kapsamında olacağı bildirildi. Maliye Bakan-
lığı Gelirler Genel Müdürü HasanBasri Ak-
tan. emlak \ergilerinin arttırılması için vapı-
lacak düzenleme çerçevesinde. emlak bedel-
lerinin yeniden değerlendiri-
lecegini ve 1997 yılında ge-
nel beyan uygulanmasının baş-
latılmasının planlandığını söy-
ledi. Aktan. 1 "den fazla emlak
sahıbi olanlann ödeyecekleri
vergilerin yükseltilmesinin dü-
şünüldüğünü bildirdi.
Kayalar. Ankara Ticaret
Odası tarafından düzenlenen
"Yeni Vergi Düzenlemeleri
Toplantısrnın açılışında yap-
tığı konuşmada, 10 civannda
vergi ve fonun sadeleştirilerek
tek bir kalemde toplandığı
ÖTV yasa taslağının. gelecek
sene yıllık enflasyon oranı düzeyinde yeniden
değerlendirmeye tabi tutulmasının planlandı-
ğını anlatan Aktan. çalışma çerçevesinde uy-
gulamanın başında emlak değerlerinin yeni-
den belirleneceğini bildirdi.
Değertespitkomisyonlannın. her ilde Ma-
liye ve Bayındırlık bakanlıklan, valılikler. es-
naf ve ticaret odalarının temcilcilerinin katı-
lımıyla oluşturulacağını bildiren Aktan. bu ko-
misyonlann bağh olacağı birüst komisyon da
bulunacağını bildirdi.
Aktan emlak vergilerinde yapılması düşü-
nülen değişikliklere ilişkin ça-
hşmalar hakkında şu biigileri
verdi:
"Birden fazla emlakın da-
ha çok vcrgilendirilnıcsi düşü-
nülmektedir. Çevre vergisinin
emlak vergisi ile birlikte bir
harç olarak alınması gündem-
dedir. Alım-saOm sırasında bin-
de 48 oranında u\ gulanan. iki
taraftan da binde 96 oranında
alınan tapu harçlannın. ma-
kul scvivcve düşürülmesini
planlıjoruz. Beledhesınııian
ve mücavir alanlardaki Hazi-
ne arazilerinin sahşı sırasında
hafta "içinde Bakanlar Kuru- KavalanYasatasanahazır. gavrimenkulvedeğerlemever-
lu'na. daha sonra da TBMM'ye sunulacağı-
nı bildirdi.
Beyaz eşya liiks mal
Gelirler Genel müdürü Aktan da toplantı-
da teknik konularüzerindeyaptığı konuşma-
da. ÖTV'nin sınırlı malları kapsayacağını ve
imalat aşamasında alınacağmı söyledi. Aktan
şu biigileri verdi: "Kaldınlanvergifon vepay-
lann aşağı yukan aynı ağırbğında \ergi geti-
rilecek. OTV 4 ana tablodaki mallan kapsa-
yacak. 1. tabloda bütün akaryakrt ürünleıi ikin-
ci tabloda otomotiv, karavan, yat, kotra türü
mallan, 3. tablo tütün mamulleri. alkoilü iç-
kiler ve kolalı içecekleri. 4. tablo ise kıymetli
taşlan. be\az eşya, silahlar. kürk cşv a gibi lüks
nitelikli mallan kapsavacak."
Aktan. emlak vergılerı üzerindeyapılacak
dÜ2enlemeler çerçevesinde 4 yılda bir yapı-
lan emlak vergisi genel beyanının 5 yıla çı-
kanlmasının planlandığını. ilk aşamada da
1997 yılında bir genel beyan yapılmasının
programlandığını bildirdi.
Emlak değerlerinin 5 yıllık dönemlerde her
gisi adıv la düşük oranlı bir vergi alınması üze-
rinde çalışıyoruz."
Emlak vergisi oranlannın belediye mec-
lislerinin karanyla yüzde 50 düzeyinde arttı-
nlabileceği anlatan Aktan, vergi kaçaklannın
önlenmesi için yapılması düşünülen düzen-
lemeleri de şöyle özetledi:
"Kiralan tam ka\ra\amı>oruz. Emsal ki-
ra bedellerinin kav ranması miimkün olabilir.
Hayatstandardının tasfij esl bunun jerinege-
lire da\alı gerçek usukle \ergileme düşünüle-
bilir. Kurumlarvergisindededüzenlemeyegi-
dilerek, temettü (kâr pa> ı) dağıtımı sırasında
stopaj yapılması üzerindedurulabilir. Teşvik-
ler amaca u>gun hale getirilmeli. KDV'deki
oran sayısı aza indirilmelidir. İşletme defteri
yerine bilanço esasına dayalı defter tutma üze-
rinde durulmatıdır. \ergi ceza sistemi de cay-
dıncı nitelikte ııv gulanmalıdır. Hamiline öde-
melerin. hamiline mevduat sırdaş hesap u>-
gulamalannın kaldmlması. kambho senetle-
ri üzerinde vergi numarası vazılması, düz
be> az cironun kaldmlması. üzerinde dunılan
düzenlemelerdir."
^.••••'""/"V^
/
//
/
Onduline Avrasya
Tüm Yapılara
Dünya Kalitesinde
Ürünler Sunar.
Çünkü
Onduline HR Çatı-Cephe Kaplama Levhası,
Rufoline. S Alaturka Kiremit Altı Levhası,
Isoline Marsilya Kiremit Altı Levhası,
Bardoline Asfalt Shingle,
Fondaline Drenaj Membranı,
Bituline Yalıtım Şiltesi,
Ondupor Isı Yalıtım Köpüğü,
Isoband Yalıtım Bandı,
Rufo. S Alaturka Kiremit
ürünlerinin kalitesi dünya çapında kanıtlanmıştır.
dndulîne Avrasya A.$. IZlprıng Gı; K 19/20 Bûyûkdere Caddesı
an Sokak Maslak 80670 ISTANBUL
T H E I N T C « N A T I O N A L O F I C G R O U P Tel 1212) 286 19 86 PBX F»x. 12121 286 19 88
A s k a r a B û l g t M i < t r l i | t : T e l 13121 4 1 8 8 8 51 I m i r B ö l g ı M û d û r l û | l : T « l ( 2 3 2 ) 4 2 2 2 0 2 1
TİSK, Hak-iş ve MÜSİAD'a göre yapılanma yetersiz
Sosyal konsey tartışması
Denizer: Olumlu
Ekonomi Senısi-TÜSİAD'ın
iş dünyası adına tek temsil orga-
nı olarakele alınması Ekonomik
veSosval Konsev'leilgili tartış-
maları yeni bir boyutta tekrar
alevlendirdi. Başbakanlıkgenei-
gesi ile konseyin yeniden yapı-
landırılması işçi sendikalannca
olumlu karşılanırken. Türkıje
Işveren Sendikaları Konfederas-
yonu ile ekonomide Islami nite-
liğini ön plana çıkaran işçi ve iş-
veren örgütleri. yeni yapıyı eleş-
tirdıler.
İşçi ve işveren temsilcileri. ül-
ke sorunlannın demokratik top-
lum örgüt temsilcilerinin katılı-
mı ilebirmasaetrafındatartışıl-
masının doöru yol olduğunu kav -
dederek. konseye ilişkin bir va-
sanın çıkanlması gerektiğini bil-
dirdiler.
Türk-İş Genel Sekreteri Şem-
si Denizer, ülke sorunlannın ör-
gütlü toplıım temsilcilerinden
oluşacak bir konsey tarafından
tartışmaya açılmasının ve çözüm
aranmasınm en gerçekçi vol ola-
cağını v urgulayarak. konsevin
oy birliği ile alacağı kararların
mutlaka>aşamageçirilmesi ge-
rektiğini sö\ ledi.
Ekonomik ve Sosyal K.on-
sey'de dev letten olduğu kadar. de-
mokratik örgüt temsilcilerinin
de yer almasını olumlu karşıla-
dıklarını bildiren Denizer. "De-
mokratik toplum örgüttemsilci-
lerinin ülke vönetiminde söz sa-
hibiolmalançok önemlidir. Kon-
seyin bu yapısı bize göre önemli-
dir" dedi.
Ülkede örgütlü kesimlerin bir masa etra-
fındaoturup. ülke sorunlarını çözmesini yıl-
lardırtek çıkaryol olarak gördüklerini kav-
deden DlSK. Genel Başkanı Rıdvan Budak
da. Ekonomik ve Sosyal Konsev "ın venıden
yapılandınlmasını doğru bir vakla^ım ola-
rak gördüklerini söyledi. Budak. kendileri-
nin yalnızca ülkenin bozuk olan ekonomi-
sine sendikaların ortak edilmesine karşı ol-
duklarını, ülkenin diğer sorunlannın çözii-
münde de sendikaların görüsünün l
Budak: Yaklaşım doğru.
L slu: Üve az.
aerektıûini kaydetti.
" TİSK Genel Sekreteri Kubi-
la> Atajasar ise yeniden \ apılan-
dınlan Ekonomik ve Sosyal Kon-
sev "de gerekli dengenin sağlana-
madığını savunarak. konseyin
görevlerinin ve alacağı kararla-
rın çok iyı değerlendirilemedi-
ğiııi bildirdi.
Başbakanlık genelgesinde
konseyin görev alanının geniş
ve darolacağına iliijkin kesin bir
bilginin bulunmadığını belirten
Atasayar. "Başlangıçolarak i>i,
ancak bu v apıda bir sonuç alına-
maz. Konseyi düzenlemenin tek
yolu yasa çıkanlmasıdır. Kon-
se>de üçlü > apı gözetilmemiştir"
şeklinde konuştu.
Ekonomik ve Sos,val Kon-
se> "in yapılanmasının biremn-
vaki ilegerçekleştirildiğinı savu-
nan Hak-!ş Genel Başkanı Sa-
lim Lslu, konse>de ü>e say ısının
dar tutulduğunu ve konsev ın hu-
kuki altyapısının oluşturulama-
dığını kaydetti.
VIÜSİÂD Başkan Yardımcısı
Natık Akvol îse Ekonomik ve
Sosval Konsey"e sert tepki gös-
tererek Başbakan MesutS ılmaz'a
"Niçin gönüllü iş dünvası kuru-
luşlan arasından valnızca Tİ -
SİAD'ı konscvealdını/" sorusiı-
nuvöneltti. Akyol konuvla ilgı-
li yaptıâı açıklamada şunîan söy-
ledi:
"Başbakan'a soruvorum: Ni-
çinsadeceTÜSİAD'ıkonseveal-
dınız'.'BizÇillcrdöneminde kon-
sevin kamu ağırlıklı olmasını eleş-
tirmiş ve iş dünyasından da temsilciler ol-
masını istemiştik. Veni genelgenin eskisine
göre daha dengeli olmasını olumlu buluyo-
ruz. Hak-İş ve DİSK'in konseve dahil udil-
mesi labana vav ılma ve katılııiKiiık açısından
u>gun olnıuştur, ancak gönüllü kurulu^lar
arasından yalnızca TÜSİAD'ınseçilmesiek-
sik bir tercihi yansıtmaktadır. Savın Başba-
kan'ı bu vanlıştan dönmeve çağırı\or, kon-
sevin yapısı içinde iş düm ası kuruluşları ara-
sında daha katılımcı. dengeli. tabanu \a> ıl-
nıış bir >eçim vapmava davet edivoruz."