25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
««.10 MAYIS1996 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Hükümet, sosyal güvenlik sorununun çözümü için hazırladığı tasanyı ay sonuna kadar TBMM'ye sunacak Kangrene neşter vurulacak• Başbakan Mesut 'Yılmaz. sosyal güvenlik sistemindeki tıkanıkiığın bugüne kadar Çözümlenememesinin tek nedeninin siyasi kavgalar olduğunu, bu yüzden sistemin çöktügünü söyledi. Başbakan Yılmaz, hükümet olarak nüfusun tamamının sosyal güvenlik şemsiyesi kapsamına alınmasını hedeflediklerini belirtti. ANKAR.A (Cumhuri>«t Bürosu)- Baş- bakan Mesırt Yılmaz sosyal güvenljk sis- teminin popülıst politiicalar nedeniyle çöktüğünü. siyasi kavgalar sonucunda da ' çözülemeyecek noktaya geldıgını söyle- di. Yılmaz. sistemin venidenyapılandınl- ması ıçin hazırlanacak programın "kesin- fikktoplumsai uzJa>rna" sonucunda belır- leneceginı belirtti. Sağlık Bakanı Yddı- nm Aktuna. sagJık hızmetlerinde Sağlık Bakanlığı'nın standartları belirleyen ve hizmeti denetleyen bır konuma gelmesi gerektiğini söyleyerek. ''Devlet Hastane İşçi Sağlığı Güvenliği Sempozyumu 'îş kazalanndaki ölümler kader değil'İSTAıNBUL/ADXXA (Cumhuri- yet)-Her vıl binierce ışçınin ölümü- ne, on binlercesinin yaralanmasına ve milyonlarca saatlik işgûcü kay- bına neden olan iş kazalarının "ka- der olmadığı1 ". çalişanlara bunu arı- latabılmenin yoğun eğitimle ola- naklı olduğu vurgulandı. DİSK'e baglı De\-Maden Sen Genel Başkanı Tayftın Görgün, in- sanın en kıymetli varlığı olan yaşa- mının bir meta olmadığını behrte- rek işçi sağlığı alanında yapılmayan yatınmlann tş cinayetferi ve tedavi masraflanna neden olduğunu belirt- ti. Türk-lş'in düzenlediği 'İşveri İş- çi Sağbgı ve İş Güvenliği Hizmrtleri Seınpozvumu'nda. basının soruna bakışım aniatan gazetemiz Göney llleri Temsilcisi Çetin Yiğenoğlu, toplumun genelinde olduğu gibi ça- lışanlarındadakadercibiranlayışın egemen olduğuna dikkat çekti. Te- vekkülcü yaklaşımın ınsanımızın sıgındıgı "'iek kaİe" durumuna gel- digıni aniatan Yigenoğlu, **Toplu- nHiinu/da IK yazık ki Tanrı verir, Tann alır' zihniyeti egemen. Oku- mayan,düşünmeyen,sorgufamav an insanlar 'Neden kaza oldu' sorusu- na yanıt arannyorlar" dedi. Basındaki tekelleşmeye de işaret ederek yazılı ve görsel medyanın popülist bir söylemi tercih ettiğini," bunda "gerçcği aranıayan okur- lar^m da suçu bulunduğunu belir- ten Yiğenoglu. "Son yıJlann kont- rolsüz medva çeşitlenmesinden i$çi sağltğı \e «fğitimi vapması da bekle- neınez"" dıye yakındı. Türk-Iş uz- ınanı Sabahartin Dertii de konuş- mastnda Armutlu'da yıllar önce meydana gelen maden kazasında 9 işçi öldügü halde gazete \ e televiz- yonlann büyük çoğunluğunun o günlerde Türkân Şoray'la ilgilen- meyi tercih ettiğıne işaret ettı. ış]etmektenvazgeçmeu"''dedı. Çalışmave Sosyal Güvenlik Bakanı Emin Kul ise de\ letin sosyal güveniık sısteminden çe- kilmesinın olanaksız olduğuna dikkat çekti. Türkiye'nın sosval güvenlik sıste- mınin yenıdcn yapılandırıiması ıçın dün- ya Bankası finansmanında. Uluslarası Çalışma Orgütü (ILO) öncülügünde Avusturalya Sağlık Sıgortasi Komısyonu. Çalışma ve Sosval Güvenlık Bakanlığı. Sağlık Bakaniığı v e Hazıne tarafından or- taklaşa hazırlanan "Sosval Güvenlik ve SağiıkSigortası Reform Projesi"nın tartı- şılması amacıyla düzenlenen uluslarası konferans dün başladı. Başbakan Yılmaz konferansın açılışın- da yaptıgı konuşmada. sosyal güvenlik sistemindeki sorunların. bugüne kadar sı- yası kavgalar nedeniyle çözülmedigını ve popülıst polıtıkalara uğradıgını kaydede- rek. "Sosyal güvenlik sistemimiz, bugün geldiği noktada. maalesef çökmüş nokta- dadır"dedı. Sosyal güvenlik kuruluşları- mn nakıt aeıktannın bütçeden karşılan- masında sıkıntılar yaşandıgına dikkat çe- ken Yılmaz, nüfusun tamamının sosyal güvenlik şemsiyesi kapsamına alınması- nı hedefledıklenni vurguladı. Emekli ma- aşlarının ve sosyal güvenlik yardımlarının azlığınadıkkateeken Yılmaz. sunlan söy- ledi ' "Sosval güvenlik sistemimizin mâli vapısındaki bozulmalar, en başta erken emekiilikolmakü/ere,vaşlanannüfus\a- pısından, kavıt dışı istihdamdan, düşük ücret bevanından, emeklilere prim karşı- lığı olnıaksı/ın sosval vardını zamntı öde- moleri gibi sistemin uzun dönemli aktüer- yal dengesini bozan nedenJerden kav nak- İanmaktadır." Türkiye'de sağlık hizmetle- rinin yetersizliğini de vurgu- layan Yılmaz. kaynaklan da- ha rasyonel v e etkin kullanma arayışının gündemde olduğu- nu belirtti. Yılmaz. hüküme- tin "kangren haline gelmiş oJan" sosyal güvenlik sorunu- nu çözmede kararlı olduğunu vurgulayarak. "Kanamayı durdurmak için, acil tedbirle- ri içeren bir tasanyı. bu av so- nuna kadar TBMM'ye suna- cağız" dedı. Yılmaz. sosyal güvenlik sistemıninyenıden yapılandı- rıiması içın hazırlanacak pro- jenın "kesinlikle toplunısaJ uz- laşmayla" belırlenecegini söyledi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Emin Kul. bakanlık ola- rak sosv al gü\ enliğı, ~temel bir insan hak- kı" olarak degerlendırdıklerinı v urgulaya- rak. şöyle konuştu' "Sosval güvenliğin, kalkınmanın dinamiği. iiretim vc verimli- liğin en etkin bir unsunı, beşeri sermaye- nin sağlığının kavnağı, gelirin yeniden ve daha adil dağılımı için ulusal banş veada- let sağlavacak bir araç ve nihavet, vannla- nndan endisedu.v ma> an birev lerin güven- cesi oima yönü\le, demokratik rejimin si- gortası olarak kabul ediyonız.'" Deli inek paniği Çiftçüerin borcu eıtelendi ANK.\R.4 / STRASBOLRG rCumhuri- yet)-Tarım ve Köyişleri Bakanı Ismet Atti- İa, delı ınek hastalığından (BSE) dolayı mag- durduruma düşen besici lerin Ziraat Banka- sı ve Tanm Kredi K.ooperatifleri'neolankre- dı borçlannın biryıl süre ile faizsiz olarak er- telendıgını bıldırdi. Fransa'da ıse 1991-1995 yılları arasında deli inek hastalıgı yüzünden imhaedılen hay- vanların bırkısmıhın daha sonra kasaplara sa- Iıldığı iddia edildi. Deli ınek hastalıgı nedeniyle zarargören besicılere gereken yardımın saglanacağını kaydeden Attıla, "Mağdur olan besicilerimi- an Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kuopera- tiflerfne olan kredi borçlaruıı, bir v ıl süre ile faizsiz olarak erteUyoruz" dedi. Attila. delı inek hastahgının kamuoyunda "yarattığı panik nedeniyle besicılerin ellerin- deki hayvanlan satamadığını vurgulayarak bu konuda hazırladıklan kararname teklifı- ni Başbakanlığa gönderdıklerini bıldirdi. Attila. kararname teklifinde şunlann öngö- rüldügünü söyledi' "Deli inek hastalığından dolavı mağdur olan besicilerin Ziraat Bankası ve Tanm Kre- di Kooperatifleri'ne olan gerçek ve tüıelkişi- lerin günü gelnifiniş kredi borçlan, vade ta- rihinden itibaren bir yıl siire ile faizsiz olarak iertelenecek. İ rtticilerin borçlu bulundukla- rı Ziraat Bankası ve Tanm Kredi Koopera- tifleri'ne ertelenme için talep süresi, karama- menin yayımlandığı tarihten itibaren 3 av ola- rak uvgulanacak. Ertelenme kapsamındald borç sebebi ile iireticiler. nıüşterek borçiu ve müteselsil kefiller hakkında başlatılmış bulu- nan vasal takibat. müracaatsüresi sonuna ka- dar durdurulacak. Kararname, 01.01. 1996 tarihindcn 31.12.1996 tarihinekadarolan ala- caklan kapsayacak ve vayım tarihinde\ürür- Jüğe girecek." Fransa'da ise siyasi skandal ve yolsuzluk- ları ortaya çıkarmasıyla ünlü "Le Canard Enchaine" gazetesı. 1991 -1995 yıllan arasın- da deli inek hastalıgı nedeniyle ımha edilen hay\anların bir kısmmın daha sonra kasap- lara satıldığını ıddıa ettı. Söz konusu tarihlerde Fransa'da 16 sürü- nün ımha edılmesinın kararlaştınldıfı belır- tilen haberde. Tanm Bakanlıgı'nın genelge- sine göre bu hayvanlann sadece beyın, bagır- sak. dığersinır sıstemı organlann ımha edil- diğı vurgulandı. Dığer bölümlennin ıse ka- saplara satıldığı ileri sürüldü Bakan Güney'in, 1 Mayıs olaylanndan sonra yaptıgı açıklamalar tepkiyle karşılandı 'Kazanılmış hak engellenemez' • Izmir Barosu Başkanvekili Cafer Özkan. ÇHD Izmir Şube Başkanı Ahmet Hür ve Türk-Iş 3. Bölge Temsilcisi Mustafa Kundakçı yaptıklan açıklamalarda işçinin en doğal hakkı olan demokratik haklannın geri alınmak ıstendıüını ifade ettiler. NECATİ AYGIN İZMİR-lçışleri Bakanı ÜlkiiGüney'in I Mayıs olaylannın ardından gösten ve yürüyüşlerle ilgıli valılere geniş yetki ve- nlmesı yaklaşımı. hukukçu ve sendikacı- lar tarafından tepkiyle karşılandı. Hukuk- çu ve sendıkacılar, I Mayıs olaylangerek- çe gösterılerek. bazı demokratik hakların geri alınmak ıstendigıni belırttıler. V'alılerin vetkılennı kamu vönetıcısı so- rumluluğu ile kullanmak zorunda olduk- larını vurgulayan Izmır Barosu Başkan V'ekılı CaferOzkan. şunları sövledı: "\a- liler bir görüşün vandaşı ya da karşıti gibi davrananıa/lar. Son günlerde kendüerine özgü gi> siieriyle hiç bir j asal başv uru v ap- maksızın cumhurivet alevhine gösteri va- pan. slogan atan guruplara gösterdikleri sevecenliği >asal hiçimde mitingvapmak is- teyenk're de göifernıeleri gerekir. Birinci- ler, üstelik kendi gösteri alanlarını. kendi BaşpatıikKarekin I, tütsülerle karşılandı Ermeni Başpatriği Karekin I Gatoğjgos, dün İstanbul'da bulunan Fener Rum Ortodoks Pam'khanesi'nde düzenlenen ayine katıidı. Fener Rum Ortodoks Patriği Bartholomeos'un davetlisi olarak İstanbulu zivaret eden Karekin I, a> injn yapıldığı Saint Georges Kilisesi'nde tütsülerie karşılandı. İstanbu! için Konstantinopol" adını kullanan Karekin I, avine katüanlan. kendisine sunulan haç ile kutsadı. Töreoe kablanlaria basuı arasında tartışmah anlann \aşandıgı a\inin sonunda Karekin I. Ortodokslar tarafîndan dua \e tütsülerie uğurlandı. Karekin I, buradan Bartholomeos'un makamına geçerek Fener Patriği'yle ikili bir görüşme yapa. Karekin I, görüşme sonunda, "Sizinle bir araya gelmek. tenısil ettiğimi/ kesiınler arasındaki kardeşliğin güçlenmesine ve pekışnıesine vardını edecektir" dedi (Fotoğraf: UÖUR GÜNYÜZ)) pankartlannu kendi giysilerini ditedikleri gibi seçebilirlerken. vasal gösteri vapanla- ra bazı alanları kapataraksorunu çözmek mümkün değildir. Geçenierde bir stad- vumda Cumhurbaşkanı taşlandı. Bu gös- teri çok mu vasalara uvgundu?" ÇHD Izmır Sube Başkanı Ahmet Hür. Içışlerı Bakanı Ülkü Güney"ın I Mayıs olavlarını bahane ederek emekçılerin en dogal hakkı olan kutlama ve protesto hak- larını engellemeyeçalıştıgını belirtti. Hür, Toplantı ve Gösteri Yürüyüş- lerı Yasası'nın kendi ıçınde demokratik olmayan hüküm- ler taşıdığına dikkat çekerek şunları söv ledı: "Her olavdan sonra de- mokrasi bir darbe daha alı- yor. Bu olavlann çözümü de- mokrashi kısmak va da de- nıokrasiv i askıv a almak değil. Hukuk devletini vedemokra- sivi tam olarak havata geçir- mektir. jçişleri Bakanı, Kadı- köv olavlarını bahane ederek emekçilerin en doğal hakkı olan kutlama ve protesto hak- larını engellcmck voluna gidi- yor." Türk-Iş 3. Bölge Temsilci- si Mustafa Kundakçı. sendı- kaların demokratık rejımı ya- salardan arındırma mücade- lesı verdığını vurgulayarak görüşlerını şöyle açıkladı: "İşçi sımfının haklarını ko- ruyup geliştirerek. ülkemizde- ki v asaklı demokran'k rejimin düzeltilmesi içiıı gavret sarf edivoru/. Demokratik rejimL siyasi iktidariarın. işverenle- rin şefkat ve merhametinden çıkanp Bati demokratik ülke- krindf olduğu gibi, haklann hukuki teminat altına alındı- ğı birdemokratik rejim anvor ve istiyoruz. Böv le birdemok- rasinin içindeToplantı ve Gös- teri Yüriiv üşleri hakkı temel haklardandır. Bunu kısmak verine sendikalann, diğer de- mokratik kitle örgütlerinin kamuov una demokratik tep- kilerini hiç bir müdahaleve fırsat »ermeden ve bunların toplanma hakları sağlanarak hak istemeözgürlükleri temi- nat altına alınmalıdır. Tabii hiç birzaman bu hak kırarak, dökerek. tahrip ederek kulla- nılamaz." HAFTAY4 BAKIŞ AHMET TANER KIŞLALI Bürokratlap ve Prensler... Bir adam, bir şubesine memur olarak alınmadı- ğı bir bankaya genel müdür olabilir mi? Türkiye'de olabilir. Genç bir adam, 1984 yılında Ziraat Bankası'nın New York şubesinde görev almak için başvurur. "Bankacılık konusunda hiçbir deneyimi ve geç- mişi olmadığı için" bu isteği geri çevrilir... Ve bir süre sonra, Ozal tarafından o bankaya genel mü- dür yâpılır. Bu genç adamın adı Coşkun Ulusoy'dur... • • • Bir adam, küçük bir otelin idare memuru iken, büyük bir üretici biriiğine, hükümet tarafından ge- nel müdür atanabilir mi? Türkiye'de atanabilir... Hem de iki kez atanabi- lir. Adam, Gaziantep Mimar Oteli'nin danışmasın- da görevlidir. 1978'de, Güneydoğu Birfik Genel Müdürlüğü gibi, yöre açısından validen bile daha önemli bir göreve getirilir... Aradan 16 yıl geçtik- ten sonra, aynı göreve bir kez daha getirilir... Bu adamın adı Ökkeş Kıroğlu'dur. Ve O'nu yeniden göreve getiren hükümetin SHP'li başbakan yardımcısı, olayın içyüzünü ge- çenierde öğrenince, şöyle der: "Nasıl tahmin edebiiirdik ki?.. Peşine iki-üç il başkanını takıp öyle gelmişti!" • • • Bir adam, daha ilgili mevzuatı bile bilmediği bir konudaki önemli bir kuruluşa genel müdür olabi- lir mi? Türkiye'de olabilir. Adam, Emlak Bankası'nın başına, Özal tarafın- dan Amerika'dan getirilmiştir. Ünlü bir işadamı ile 'kanuni takiptekı borçlar' üzerine görüşme yap- maktadır. Sinirlenir ve şöyle der: "Şu andan itibaren, bize ipotekli olan ve tapu- ları elimizde bulunan gayrimenkullerinize el koy- muş bulunuyorum. Artık gehsini siz düşünün..." Adamın adı Bülent Şemiler, işadamının adı da Erdoğan Demirören'dır... Ve sayın genel müdür, ABD'dekı gibi Türkiye'de de gayrimenkullerin bu şekilde kolaylıkla el değiştirebildiğini sanmaktadır. • • • Bir adam, konuyla ilgıli hiçbir birikimı olmadığı halde, elektrik mühendisliğinden banka genel mü- dürlüğüne atlayabilir mi? Türkiye'de atlayabilir. Şeker Fabrikası'nda elektrik mühendisi iken DE- SİYAB Genel Müdürü olabilir. Ve sonra da temi- nat mektubu karşılığı kredi alma konusunda, ban- kanın iştirakler müdürüne şöyle "parlak" emirler verebilir: "Teminat mektubunu da biz verelim, krediyi de biz açalım ki hem teminat mektubunun komisyo- nundan hem de kredinın faizinden bırlikte yarar- lanmış olalım..." Askeri yönetimin bu genel müdürünün adı Ha- litKara'dır. • • • Almanya'da bir Devlet Gözetim Dairesi var. Özel bankalara atanacak yöneticiler için bile, bu daire- nin onayı gerekli. Bir Türk bankasının Almanya'daki şubesine bir Alman müdür yardımcısı atanması gündeme ge- liyor. Ve önerılen ilk isim bu dairece reddediliyor. İlgili kişi, altı yıl önce banka değiştirmiş. Ama ye- ni işine başlamadan önce geçen 45 günlük süre- de ne yaptıgı belli değil... Reddediliş nedeni bu! Türkiye'de bir teğmeni tutup da ordu komutanı yapamazsınız. Bir banka memurunu tutup da Hir- fanlı Barajı'na teknik sorumlu yapamazsınız... A- ma koca koca kuruluşları, o konulardan hiç anla- mayan, yeterli deneyimleri olmayan insanların eli- ne teslim edebilirsiniz. Yukardaki örnekleri, Teoman Yazgan'ın "Bü- rokratlar Nereye Koşuyor?" kitabından aldım... Daha sürüyle örnek var... Ve Yazgan, bir solukta okunan kitabının önsözünde şöyle diyor: "Ben bir özel uçak şirketi kursam, kaptan pilot olarak, arkadaşıma, akrabama, eşime, dostuma değil, ancak deneyimli uçak pilotlarına görev ve- rebilirim. Başka bir seçeneğim yoktur. Çünkü uçak uçurmak ciddi ve önemli bıriştir. Ancak ba- nagöre, sözgelimi Ziraat Bankası'nı, Emlak Ban- kası'nı, Sümerbank'ı, Vakıfbank'ı ya da başka bir kamu kuruluşunu yönetmek de çok ciddi bir iş- tir." Doğru! Ama o ciddiliği anlamak için, devleti yönetenle- rin ya da yönettiğini sananların da "ciddi" olması önkoşuldur... Cukur davası Bayraktar'a yargılanma karan A\K.AR.\ (Cumhuri- yet Bürosu) - Danıştav 2. Daıresı. 6 şubat gecesi Bornova'da meydana ge- len ve 5 kışinın öiümüyle «onuçlanan çukur faci- 2sıyla ilgili olarak Borno- .ya Belediye Başkanı Aysel Bavraktar ile 3 belediye görev lısi hakkında Izmir İl îdare Kurulu tarafından Verilen "yargılanmalan gerekn^i" 1 yönündeki ka- rarı onadı. • Danıştay 2. Dairesi. bavraktar, Bornova Bele- iliyesı Fen îşleri Müdür Vekilı Mücella Çelik, Fen jşleri Şantiye Şefi Murat Ak ile Şantiye Araç ve İş Makıneleri Sorumlusu Ya- kin Türkeri'nin. haklann- üa Izmir tdare Kurulu'nca verilen "lüzumu muhake- me" karanna yaptıklan ıtı- razı sonuçlandırdı. Söz ko- nusu hüküm. üç aydan bır yıla kadar hapis ve altı bin liradan 30 bin liraya kadar ağır para cezasını öngörü- vor. UZYAZII ORHAN BİRGİT Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin ıhale- si nedeniyle Tansu Çiller hakkında Mec- lis soruşturması açılması yolundaki kara- rına birkaç saat kala. Özer Çiller, dün bir gazetede yayımlanan bır haben yalanlı- yor. Haber. Ozer Bey'in 114 milyar liralık ve 30 metre boyunda bir yat yaptırmak- ta olması ile ilgili. DYP Genel Başkanı'nın adının bu tür olaylara karıştırılmasında başlıca etken olduğu bılinen eşi. yat ha- berini kesin bır biçımde yalanlamakla kal- mıyor. Bu haberi, son günlerde Tansu Çil- ler'i politika sahnesinden sılmek isteyen- lenn başvurduğu yenı bir ıftıra olarak ni- telendiriyor. Eski başbakanın, görevini bırakacağı gün örtülü ödenekten 500 milyar lira çek- tiğı iddiasını dayalanlarken buturiddiala- n ortaya atanlan "şerefsizlikle suçlama- sının hemen arkasından Özer Bey'in yap- tıgı açıklamada kullandığı dıl. Çiller aile- sinın de, ona sadakat andı ıçmiş DYP'lı- lerin de en büyük silahı. Bu silah, sadece bir savunma aracı olarak değil. öyle gö- rülüyor ki yakın günlerde karşı saldırı için de sık sık kullanılacak. Bu tür olaylarda, hasımlannızın eline geçen bır iddianın en küçük bır kuşku bu- lutu ile örtülmesi, bütün bir buyük dosya- nın tçindekileri bile kamu vıcdanında ge- çersiz kılmaya fazlasıyla yeter. 1960 Yassıada davalannda Celal Ba- yar'a yöneltilen afgantazısı besleme su- çu ile Adnan Menderes'i suçlamaya ça- lışan örtülü ödenekten cımbız alma ya da bebek davası gibi. Ama dün TBMM ço- ğunluğunun Meclıs soruşturması açılma- Ipler Gerilmiş, Ortalık Toz Duman sı için TOFAŞ'taki kamu hısselerinin ıha- lesi ile ilgili ışlemler ıçin verdiğı karar, öy- le sanıyorum kı, geçen haftaki TEDAŞ olayından daha açık kanıtlar taşıyor. Ni- tekim, TEDAŞ olayında oylamaya katıl- mayan DSP'liîer, TOFAŞ dosyası için, is- tanbul Milletvekıli Zekeriya Temizel'ı dın- ledikten sonra, bu eski istanbu! defterda- nnın verdiği bilgiler ışığında vıcdanlannın toplu bir biçımde hareket etmesınde sa- kınca görmemişlerdir. • • • Önümüzdeki perşembe günü, eski başbakanın malvarlığı ile ilgili soruştur- ma dosyası da bu ılk iki soruşturma öner- gesinden daha büyük boyutta suçlama- lan ıçererek gündeme gelecektir. Bu üç soruşturma önergesini bir baş- kası izleyecek: Erbakan'ın malvartığı ile ilgili DYP önergesi gündeme alınınca, bu kez sanık- la müdahil avukatlar kimlik değiştirecek. Bu hızlı trafiğin, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin üzerınde, önce büyük bir toz bulutunun dolaşmasına yol açacağı, ama bir süre sonra o bulutun yerinı 'erken ge- nel seçim'in alacağını söylemek kehanet sayılmamalıdır. Nitekim, dün sabah Özer Çiller'in yat olayı ile ilgili açıklamasını yapmak için kol- lannı sıvadığı saatlerde ne zamandır, er- ken seçim ıçin ışaretler vermeyi sürdüren Demokratik Sol Parti Genel Merkezi'nde yenı bir eylem planı uygulamaya konulu- yordu. Genel Başkan Yardımcısı Rahşan Ecevit, 2 hazıranda yerel seçımlenn ya- pılacağı illerin milletvekillerinı bölüm bö- lüm topluyor ve onlardan arazıye dağıl- malarını, yerel seçımlere asılmalarını ısti- yordu. DSP milletvekilleri. soruşturma önergelerinin görüşülmesi dışında TB- MM'de bulunmayacaklar. DSP'nin davranışlarınm bugünkü or- tamda ortaya koyduğu durum birkaç yö- nüyle önem kazanıyor. Ecevit, bir hükümet bunalımı olmama- sı gerekçesi ile ANAYOL'un kuruluşuna önce güçlük çıkarmayarak sonra da gü- ven oylaması sırasında çekınser kalarak DSP'yı odak noktası haline getirdi. DSP'nin son kamuoyu araştırmalann- da Refah'a atbaşı yaklaşan bır ivme ız!e- dıği ilerı sürülüyor. Partının. Çiller ile bir kan davası olma- dığı ıçin, DYP liderinın "Beni politıkadan silmek ıstiyorlar" sözlerinın muhatabı ol- mayacağı açık. Ve îüm bunlara, Bülent Bey'in koalıs- yon partilerı aralannda anlaşamazlarsa ya da yolsuzluk ıddialannın soruşturma- sından kamu vicdanmı inandırıcı, tatmin edicı bir sonuç çıkmazsa önce bir iktidar bunalımının. daha sonra da bır erken se- çımın kaçınılmaz olacağını ilerı süren de- meçleri, politik meteorolojının. yaz ayla- nnda Türkiye'yi bekleyen kümülüs bulut- larının habercısi olarak değerlendirılmeli- dır. Adı üzennde. erken seçimin hiç beklen- medik bir anda kapınızı çalan bir sürpriz konuktan farkı yokiur. Pekı, evlerıni henüz başkente taşımış, bir bölümü hâlâ kamu mısafimanelerinde ya da otellerde kalan milletvekillerinin, boyle bır erken seçıme gönül rızası ile evet demeyeceği hesabı da yapılmıyor mu? • • • Elbette yapılıyor. Yapıldığı için de Ana- vatan Partisi'nın Genel Başkanı. anaya- sanın 113. maddesinde var olan hükmü bir bakla niteliğınde ağzında ıslatmıyor. Böylelikle Doğru Yol'cu milletvekillerine, "Refahlılann verdiği soruşturma önerge- lerı karşısında benim elim kolum bağlı; a- ma madem kı anayasa öyle söylüyor, Çil- ler'in başbakan olamayacağını içinize sindirmeye başlarsanız bir hükümet bu- nalımını, dolayısıyla da erken seçimı ön- leyebılirsıniz" demek istiyor. Bu mesajın, boşlukta kalması olanak- sız. Bu mesaj, genel başkanlan için sada- kat andı içmiş olan DYP milletvekillerinin önemli bir bölümünde istenilen etkiyi gös- terebilir. Hele bır de Erbakan'ın malvarlığı dos- yası da Anayasa Mahkemesi'nin önüne giderse Refah Partisi'nde de postun ge- lecektekı sahıbınin aranılmasına başlanı- lacaktır. Yaz aylannda promosyonların brteceği söylenıyor, ama gazeteler yeni malzeme- lerle ısınan politika arenası ıçın, bakaJım kaç kupona bır erken seçim tahmini ya- pabılecekler? Axix Nesin'den bir öykii UNESCO 1996 yılını "Utustttrarosı fittmddin Atımtt yıtı" olarak ilan etti...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle