Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
7 NİSAN 1996 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Öğretim üyeleri, YÖK yasa taslağının YÖK'ün merkeziyetçi yapısını güçlendirdiğini söyledi
'Taslak târikatçıbğı yayguJaştırır'
,; EMİNE KAPLAN
' . ANKARA - Ankara ÜniverSitesi Eği-
. tim Bılımlerı Fakültesi öğretim üyesi
• Prof. Dr. Mahmut Adem. yeni hazırla-
nan YÖK. yasa taslağının, YÖK'ün mer-
• kezıyetçi yapısını güçlendireceğini be-
lirtti. Adem. yönetıcilerin atanması için
öngörülen hükümlenn tarikatçı kadro-
laşmayı yaygınlaştıracağını savijndu.
Ankara Unıversitesi Eğıtim Bılimleri
Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mah-
mut Adem, Cumhuriyet'e yaptığı açık-
lamada, 1991 yılından ben hükümetle-
rin programlannda YÖK'ün kaldınlma-
sı. ünıversıtelenn bürokratik ve merke-
ziyetçi yapıdan kurtanlması, rektör ve
dekanlann seçımle göreve gelmelerinin
sağlanmasının hedeflendığıni belirtti.
YOK tarafından hazırlanan yeni YÖK
yasa taslağının "olumlu ve olumsuz"
yanlannı anlatan Adem, öngörülen dü-
zenlemede çok az olumlu hüküm bulun-
duğunu. ancak birçok hükmün yükse-
kögretım içın tehlikeli ve endişe verici
olduğunu bildirdı. Adem, taslağın geti-
receği sakıncalan şö>le sıraladr.
- Yürürlükteki yasaya göre, tüm öğre-
• Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mahmut
Adem, üniversitelerin özerk bir yapıya kavuşturulması gerekirken. YÖK yasa
taslağının merkeziyetçi yapıyı güçlendirdiğini belirtti. Adem, yöneticilerin atanması
için öngörülen hükümlerin tarikatçı kadrolaşmayı yaygınlaştıracağı görüşünü savundu.
tim üyelerinin oylanyla seçilen 6 rektör
adayı YÖK'e sunuluyor. YÖK, aday sa-
yısını 3'e indirerck Cumhurbaşkanı'na
sunuyor. Değişiklik taslağına göre, 6 a-
day yerine 3 aday öğretim iiyelerince
YÖK'e önerilecek, YÖK. bu 3 adayı
Cumhurbaşkamna sunacak ve biri rek-
tör olarak atanacak. Bu durum demok-
ratikdeğil,ama bugünden iyi. Demokra-
tik olanı, rektörü, dekanı, enstitü ve yük-
sekokul miidürlerini doğrudan öğretim
iiye ve yardımcdannca seçilmesidir. An-
cak, taslakta 3 rektör yardımcısı 9'a çı-
kanlıyor. Bu da, akademik çalışmalann
bürokrasiye boğulması anlamına gelir.
Asıl tehlikeli olanı da 9 rektör yardımo
sının 3'ünün profesör. diğerlerinin lisans
öğrenimi görmüş \e öğretim elemanı oJ-
mayanlar arasından atanabilecek olma-
SL Bu, üni\ersitenin özelleştirilmesi anla-
mına gelebileceği gibi, 1992"den beri y a> -
gın olarakyasanan tarikatçı rektör u> gu-
lamalanna. bir yenisini eklemek, >ani her
düzeydeki üniversite, fakülte, yükseko-
kul, enstitü birimlerinde tarikatçı yöne-
tim kadrolannın oluşmasına \e yaygın-
laşmasına neden olabilir.
- Taslakta. bir fakültenın bölüm baş-
kanlığına başka birüniversiteden atama
yapılabilmesi öngörülüyor Bu. kesinlık-
le kabul edilemez bir durum. Başka ünı-
versiteden gelecek olan bölüm ba^kanı
bölümle bütünleşemez v e yama gibi du-
rur. Dışardan atanan rektör ve dekanlar-
da bu durum halen yaşanmaktadır. Bu.
mevcut durumu iyıleştirme bir yana da-
ha da berbat yapacaktır. Taslağın bu hük-
mü, tankatçı kadrolaşmaya gıden önem-
li bıryol olabilir ve çok tehlikelidir.
- Üniversitelerin işletme hesabının.
1050 sayıh Genel Muhasebe \e 2886 sa-
vılı Dev let thale kanunlarına tabi olma-
maları. üniversiteler için bir çeşit mali
özerklik anlamı taşır. Anıa. üyelerinin y a-
nsı üniversite senatolarınca seçilen Üni-
\ersitelerarası Kurul'un yetkilerinin. he-
men hemen tüm yetkilerinin YÖK üye-
leri \e YÖK Başkanı'nca belirienen Aka-
demik Değerlendirme Kurulu'na veril-
mesi. şu hiç olmayan üniversite ve fakül-
telerin yönetsel özerkliğine büyük bir
darbe olacaktır.
- Öğrencı katkı payları ve özel vakıf
ünisersitelenneyardımın YÖK'cebelir-
lenmeM. sosyal devlet anlayışina taban
tabana ters düşer
Öğretim elemanlan v e öğrenci lerinsi-
yasal partilere üveolabilmesi olumlu bir
gelişmedır Üniversıtelerde öğrenci bir-
liğının oluşturulnıası. başkan ve y ardım-
cılarının ünıverMte ;<enatosu \e üniversi-
te vönetım kuruluna katılması olumlu a-
ma yetersİ7dir.
Öğrenci temsilcilerinin kurullarda o>
haklan bulunmuyor.
- Akademik Değerlendirme Kuru-
lu'nun tüm üyeleri YÖK Başkanı'nca
atanacak. Üyelerin de 10"u öğretim üye-
si. 5'i iş çevrelerinden lisansı olan kişiler-
den oluşacak. Bu durum. t ÖK'ün özel
kesime diyet borcu olduğu izlenimini \er-
mektedir. İş adamlarının, akademik de-
ğerlendirme yapmalarını kabul etmek
mümkün değil, antidemokratik, hatta
Türk bilimine v uruunuş bir darbe. key-
fîliğe açık bir gelişmedir. Adem, Akade-
mik Değerlendirme Kurulu'na verilen
yetkilerle "totalıter bir ünıversıte" anla-
v ışı getirileceği endişesini taşıdığını belir-
terek. "Taslakia yetkıler tek elde topla-
nıyor. 15 yıllık merkeziyetçı YÖk uygu-
lamalanndan sonra gehnecek nokta bu
olmamalıydı. Taslak. özgür ve özerk üni-
versite özlemımizı kesinlıkle karşılamı-
yor" dedi.
Adem, üniversitelerin özerk bir yapı-
ya kavuşturulabilmesi için yasa taslağı-
nın üniversitelerin en küçük birimlenn-
de tartışılmaM \e öğretim üveleri sendı-
ka ve derneklerinın görüşlerinin alınma-
sı gerektiğini bildirdi.
Devlet okuüarı
borç batağında
• Okullar inanılmaz boyutlarda ödenek
sıkıntısı yaçıyor. Su. elektrik. telefon faturalan
ödenemiyor, bakım-onarım yapılamıyor. Kimi
okullarda öğretmenler, yalnızca müdür
odalanndaki telefonu kullanabiliyorlar. Çünkü,
diğer telefonlar faturadaki rakamı düşürmek
amacıyla kilitlenmiş durumda.
FİGEN ATALAY
Hukümet. özel sektörün
okul açmasinı teşvık için
yenı düzenlemeler getırır-
ken, dev let okullan parasız-
lıktan su, elektrik. yakıt, te-
lefon faturalannı ödeyemı-
yor. Mıllı Eğıtim Bakanı
Turhan Tayan. "Bu >ıl büt-
çeden daha büyük pay ala-
rak açığımızı kapatmava ça-
lışacağız. Havnrsever vatan-
daşlanmızın katkılannı
bekliyoruz''dedı. Velilerden
katkı payı toplanmaması
halinde okulların su ve
elektnklennın kesilebilece-
gfbelırtildi.
Okullar inanılmaz boyut-
larda ödenek sıkıntısı yaşı-
yor. Su. elektrik, telefon fa-
turalan ödenemiyor. bakım-
onarım yapılamıyor. Kımi
okullarda öğretmenler. yal-
nızca müdür odalanndaki
telefonu kullanabiliyorlar.
Çünkü. dığer telefonlar fa-
turadaki rakamı düşürmek
amacıvla kilitlenmiş du-
rumda. Bir ilköğretim oku-
lumüdürüanlatıvor: "tkiyıl
öncesine kadar su. elektrik
faturalan doğrudan Milli
Eğitim Müdürlüğü'ne gi-
derdi. Şimdi tüm faturalar
okullara vollanıyor. Okulla-
rın birçoğu bu faturalan
ödevemivor. Eğitime Katkı
Pa>ı albnda toplanan paray
la hangi eksiğimizi kapata-
cağımızı şasırdık. Özel İda-
re Bütçesi'nde para bulun-
madığı için bize 'mahalli im-
kanlan kullanın" deniyor.
Öğretim yılı başında okul-
lara dağıtılan kömür. kışın
yansında bitti. Kimi mü-
dürler. askeri birliklere, be-
ledivelere gidip, kömür iste-
' diler. Personel için kadro
! yok. Benim okulumdaki ka-
İorifer kazanı artık çürü-
müş, sürekü bozuluyor. Ka-
pılar. pencereler bozuk. Eği-
time Katkı Payı da uygula-
madan kaldınlmalı. İsteyen
veli bağış japar anıa bu uy-
gulama adaletsizliğe neden
oluyor. Bir sınıfta 20 öğren-
ci verip, 20'si \ermediği za-
man veren veliler, 'para ver-
mevenler de benim param-
la ısmıvor' dive tepki göste-
rebiUvor. Temel ihtiyaçlar
devlet tarafından karşılan-
Cumhuriyet'ın sorulannı
yanıtlayan Milli Eğitim Ba-
kanı Turhan Tayan. devlet
okullannda ödenek sıkıntı-
sı bulunduğunu doğrulaya-
rak, "Dtvletimizheralanda
ödenek sıkıntısı içinde. Mil-
li Eğitün"de de ödeneklerye-
tersiz. Bütün imkanlanmı/ı
zorluvoruz, Doğu'da soğuk-
ta, susuz öğrenci bırakma-
dık. De\ let olarak vetiştme-
diğimiz yerlerde havırsever
vatandaşlanmızuı katkısını
sağlamalıyız. Nelilerimiz-
den, gönüUerinden kopa-
rak, nzayla bu açığı kapat-
maya yardımcı oimalannı
istiyonız" dedi. Anado-
lu'dan Istanbul'a büyük bir
göç yaşandığına dikkat çe-
ken Tayan, Anadolu'da kimi
okullarda öğrenci bulmada
zorlanılırken, Istanbul'da
80-90 öğrencilik sınıflar bu-
lunduğunu söyledi.
Ünıversıteleşme oranının
jükseltılmesi gerektiğini de
vurgulayan Bakan Tayan,
"Bir yandan vakıf üniversi-
telerini, öte yandan da dev-
let denetiminde özel üniver-
siteler kurulmasını teşvik
edeceğiz. Bu konudaki Ana-
yasa değişikliği önerimizi
önümüzdeki günlerde TB-
MM gündemine getirece-
ğiz'dedı. lstanbul Milli Eği-
tim Müdürlüğü'nden alınan
bilgiye göre, ildeki ilköğre-
tim okullarının yaklaşık 80
mılyar lira elektrik, 210 mıl-
yar lira da su borcu bulunu-
yor. ll Özel Idare Bütçe-
si'nde okullann su ve elekt-
rik gıderleri için 10"ar mil-
yar lira ayrılmış durumda.
Bu paranın yüzde 20'sinin
de kesilmesi nedeniyle
elektrik ve su faturalan için
kalan para toplam 16 milyar
lira. lstanbul Milli Eğitim
Müdürü Aydın Ozyar. "Ve-
liler Eğitime Katkı Payi ver-
meseler su ve elektrik tama-
men kesilebüir''dedı.
Bu durumun Eğitime
Katkı Payı uvgulamasının
önemini ortaya koyduğuna
dikkat çeken Özyar. okul-
larda toplanan paranın yüz-
de 7'sinın Milli Eğitim Mü-
dürlüğü'ne verildiğini. bu
parayı da katkı pay ı toplana-
mayan yoksul bölgelerdeki
okullara harcadıklarını be-
lırttı.
Dükkânda Acun'un gü/el sohbetLsıcakçayı. takılar ve tek tek anlatacak bir sürii el sanatian ömeği var. (Fotoğraf: KAAN SAĞANAK)
Beyoğlu'nda bivtakı ııstasıİstanbul Haber Servisi- Bevoğlu, tarihin
dennlığını kendı ıç evrenınde çoğaltarak
yaşamıştır bugüne dek... Renk. koku. tarih,
kültürve ınsan çeşıtlerinin mozaığiyle
karşılaşırsınız Beyoğlu'nda. Hele o ara
sokaklar >ok mu? Bırakın kendınizi o dar ve
arnavutkaldınmlı sokaklara. mutlaka bir
bilinmezi keşfeder. kendinizi bir masal
dünyasının içinde bulursunuz.
Amacımız burada yaşayanlann arasında şair
ve ressamlann da bulunduğu Postacılar
Sokağı'nda daha önceden bıldiğımiz bir
sınema yazarıyla röportaj yapmaktı. Çatkapı
gıttığimiz yazanmızı evinde bulamayınca
sokağın başına geri dönmek üzerevdik kı onu
gördük. O tüm görkemiyle da>andığı yerden
bize bakarken hakkındaki bılgıleri çoktan
almaya başlamıştık. Osmanlı
Imparatorluğu'nun son dönemlerinden kalma
bir padişah, «ehzadesine 'kaligrafi' dersi
veren hocasına armağan etmiş onu. O bir
kapı. Değen ise bir buçuk mılyann üzerinde.
Sizin de zannettiğiniz gibi bir antikacı
dükkânına girdiğimizı düşünürken zev kle
döşenmiş ve bir müzeyi anımsatan bu
mekânın bir takı ustasının olduğunu
öğreniyoruz. Takı ustası dediğimiz Nurhan
Acun aslında bir iç mimar A.ncak iç
mimannın. özellikle dekoras>on
tasanmcılığının Türkiye'de çok iyi
anlaşılamadığından yakınan Acun. sanatla
para ilışkilennin.çok sıcak yürütlümesine
uvıım sağlayamadığını söylüyor Kendisini
1969 yılında ıç mimarlıktan emekliye
ayırdığını behrten Acun. ıddiasız bir şekılde
başladığı takı yaratma sanatını. 30 kişinın
çalıştığı atölyelere kadar taşımış. Vakko"nun
bazı takı kreasyonlannı hazırlayan Acun'un
anlatmaktan en mutlu göründüğü tecrübesi ise
Avrupa Konseyi tarafından 1983 yılında
Istanbul'da gerçekleştirilen bir müze sergisine
katılması. Topkapı Sarayı'nda bulunan
mücevherlerı kopyalayan Acun. sergıde 70-80
modelinın değerlendınldiğini belirtti.
Arkeoloji Müzesı'nden 'Kopyalama'
konusunda gösterdıği başandan dolayı bir
kutlama belgesi verildiğini söyleyen Acun
için önemli olan. Anadolu Uygarlığı'nı
yansıtan motıflerı yaşatmak ve dünya
ınsanlarıyla payla^mak. Acun'un dünya
insanlanyla paylaşma idealıne biraz kuşkuyla
bakar olmuştuk kı içerıye birden turistler
gırmeye başladı Turistlerin halinden
dükkânın pek yabancısı olmadıkları
anlaşılıyordu. Zaten bu dükkanda yabancı
gıbı durmak pek de mümkün değildı Ocağın
üzerinde sürekü kaynayan çay j-adece Acun
içın kay namıyor. hemen hemen her gelene
ıkram edılıyordu. Ancak tunstlerin burada
yabancılık çekmemesindekı tek neden.
Acun'un siz ıçerı gırer girmez söyledıği
"İstediğinize bakabilirsiniz. İstediğinizi
sorabilirsiniz. Almak zorunda da değüsiniz"
dıye, herruketıcıyı rahatlatan sözlen değıldi.
Yabancılar zaten kendı ülkelerinde Acun'un
ö\güsünü duydukları içın. ellerınde
kartvizıtle gelıyorlardı buraya. Fılıpınler'den.
Yeni Zellanda'dan. lngiltere. Fransa ve diğer
ülkeierden sıpariş alıyor \e zıyaretçi
ağırlıyordu Acun Acun'un '"Tüylerim dıken
diken oluyor" diyerek anlattığı. Ö'nu çok
duygulandıran bir de gözlemı var.
Dükkânında Atatürk'ün resimlerinin ve
rozetlerinin yer aldığı bir köşesi de bulunan
Acun. bu rozetlerin en çok yabancılar ve
öğrencılertarafından satın alındığını
belirterek sözlenne şöyle devam edıyor:
"Beni asıl duygulandıran, bu rozetlerin
Anzaklann gelip almasıdır. Bazılan yerine
Anzaklann Atatürk'ü düşman gibi görmeleri
gerekirken onlar, "Çanakkale topraklarında
yan yana yatanlar sızin kardesjennızdir"
diyen Atatürk'ü çok seviyorlar." Dükkanda
Acun'un güzel sohbeti. sıcak çay ı. takılar \e
bir de o görkemlı kapı dışında tek tek
anlatacak bir sürü el sanatian örneği var.
Ferforjeler. antık karekterde yapılmıs. mumlar.
tezhip ve minyatür ömeklerı. eski lstanbul
fotoğraflan. porselen takımlar. bakır kaplar.
işlemeli aynalar ve dantel örtiiler. Hepsının
ortak özellıklerı Anadolu Uygarlığı'nın
izlerıni yansıtıyor olmalan. Güzel bir havayı
kapalı bir mekânda geçirmeye değecek az
rastlanır bir yer bulduk. Birbırinın içine
girmiş Anadolu motıflerinı aklımızda tutmaya
çalışarak dükkândan tam çıkarken. kapısında
çok ho^ bir seramik sergısı afışi görmez
mıviz° Haydı. onu da siz keşfedin
HAFTAYA BAKIŞ
AHMET TANER KIŞLALI
Fenerbahçe'nin Halleri...
Fenerbahçe'nin altı yıl önceki son şampiyonluğunu
anımsarsınız.
Lig şampıyonluğu kesinleşmiş, ama kupa finali he-
nüz oynanmamıştı. Sazlı sözlü, sabahlara dek süren
eğlenceler düzenlendi. Ve Fenerbahçe, finalin son ma-
çında Beşiktaş'a 2-1 yenilerek, çok önemli bir kupa-
dan oldu.
Hadi o zaman, kazanılmış bir şampiyonluğun kutlan-
masıydı söz konusu olan. Hata kutlamayı erken yap-
maktan ıbaretti...
Oyuncular gevşemiş, fazla bir güven duygusu içıne
girmişlerdi... Ya da gözlerinde "kupa şampıyonlu-
(Ju'Yıun önemi azalmıştı.
Ama ortada -hiç değilse- kazanılmış koskoca bir lig
şampıyonluğu vardı.
Peki şimdi ne var?
Beşiktaş'ı yenmekle ış bıtiyor muydu? Galatasaray-
lı, Trabzonsporlu tam dokuz maç "formalıte" haline mi
geliyordu?
• • •
Hıncal Uluç, Fenerbahçe için "dönüm noktası" olan
Galatasaray maçından sonra, bir "teşekkür" yazısı yaz-
mıştı.
Bir Galatasaraylı olarak, Selim Soydan a ve San-La-
civertli bazı yöneticılere teşekkür ediyordu. Onların
alaylı, kışkırtıcı konuşmalan olmasa, Galatasaray'ın o
maçı kazanmasının çok zor olduğu kanısındaydı.
Ve hakhydı!
Bir yandan, "yanlı basın" Fenerbahçe'yi peşin galip
olarak ilân etti. Öte yandan, Fenerbahçe'nin çok ko-
nuşmayı seven bazı yöneticıleri, rakibi aşağılayan de-
meçleri patlatmayı marifet saydılar.
TV kameralan karşısına geçtiklerınde, kendilerinden
geçtıler.
Benim gibi çok sayıda Fenerbahçeli bile, o yılışık gö-
rüntülerden rahatsız oldu.
Ve rakip o maçı bir "haysiyet savaşı" gıbı görürken,
San-Lacivertli oyuncular da "çantada keklık" gıbı gör-
meye başladılar... Yenilgi bir anlamda kaçmılmazlaştı!
• • •
Kalıtelı yabancı oyuncular... Genç ve yetenekli yerli
transferler... Bir maçın sonucunu tek başlanna etkile-
yebilecek çapta yıldızlar... Oğuz gibi, futboluyla da ki-
şiliğiyle de "kusursuz" bir kaptan...
Ve dünyaca ünlü, iyi bir teknik adam...
Fenerbahçe, bu futbol mevsimıne çok iyi bir malze-
me ile başladı. Çok başanlı sayılabilecek bir çizgi izle-
di. Ama sağduyu yoksunluğu ve basında kendinden
söz ettirme merakından, bir çuval inciri berbat etme
noktasma gelindi.
Basketbolda ise durum tersıne.
!ki "süper" Amerikah ve bir Ibrahim ile şampiyon olu-
nabileceği gibi, bir yanlış hesapla yola çıkıldı. Koraç Ku-
pası'nda çeyrek finale kadar yukselme gibi, "inanıl-
maz" bir başarıya ulaşıldı.
Ama o "üç/ü"den birismin bile devre dışı kalması du-
rumunda, büyük maç" kazanmanın şansa bağlt ola-
cağı açıktı.
Commegs sakatlandı, Meysu'dan fark yendı.. Tur-
ner sakatlandı. kupaya çeyrek finalde veda edildi...
Fenerbahçe basketbol takımından bundan fazlasını
beklemek haksızlıktır.
• • •
Futbolda ne yapmalı?
San-Lacıvertlılenn futbol yönetimi susmayı oğrenme-
li... Yenince rakiplerı, yenilince de kendi futbolcuları
hakkında "uluorta" konuşmamayı öğrenmeli!
Alaturka eğlenme merakına, kulüp yöneticitiğinı alet
etmemeyi öğrenmeli!
Altyapidan. oyuncu ve antrenör seçimine kadar; ya-
pılmış olumlu şeylerle kazanılmış artıları, gösteriş me-
rakı ile eksilere çevitmemeyi öğrenmeli... Bir Süleyman
Seba'dan örnek almayı öğrenmeli!
Basketbolda ne yapmalı?
1907 Demeği, bir tek Harun'un eklenmesiyle, geçen
yılkı Fenerbahçe'nin şampiyon olmuş olacağını unut-
mamalı. Üç yıldızla buyük takım kurulamayacağını
unutmamalı!
Milli takıma sadece tek bir oyuncu vermekten dola-
yı üzülmeli!
Mirsad gibi, Hüseyin Beşok gibi, geleceğin yıldız-
larını renklerine bağlayamadığı için; Faruk Beşok gi-
bi bir genci bile kendi eliyle dışanya ittiği için dövün-
meli!
Ve geçmiş hataların telafisi için, şimdiden kollan sı-
vamalı!
Büyük hedeflere küçük adamlarla vanlamaz...
Yöneticisi ile... Oyuncusu ile... Çalıştıncısı ile...
Once Sonra
Kaburgasız doğan kıza
göğüs kafesi yapıldı
İstanbul Haber Servisi-
Kaburgasız doğan küçük
kıza Amerikan
Hastanesi'nde
gerçekleştinlen bir
ameliyatla göğüs kafesi
yapıldı. Sol tarafındaki
kaburgalan doğuştan
eksik olduğu içın akciğer
ve kalbi normai
çalışmayan, bu nedenle de
yaşamı tehlikeye giren üç
yaşmdakı Serap Köken'e
Plastik ve Rekonstrüktif
Cerrahı L'zmanı Dr.
Ibrahim Özkuş tarafından
başanlı birameliyat
yapıldı. Ameliyattan
hemen sonra. Serap
Körken'ın tam olarak
çalışmayan ve büzülme
gözlenen sol akciğeri de
normale dönerek
sağlığına kavuştu.
Kültür Bakanı Güner, Türk Ocaklan Kurultayı'nda konuştu
^Nâzun'ın kenuklerini getireceğiz'
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Tıirk Ocaklan'nın 31. Olağan Genel Ku-
rultay ı'nda konuşan Kültür Bakanı Agâh
Oktây Güner'm. "Nâzım Hıkmet'in,En-
ver Paşa'nın kemiklerini getireceğiz'' de-
mesi üzenne çıkan tartışmada, salondan
"Nâam'ı getirmeyin. toprağını öptüğü
yerdekalsm" seslen yükseldı. Dev let Re-
sım ve Heykel Müzesı olarak kullanılan
bınanın Türk Ocaklan'na "özür dilene-
rek" gen verıleceğını açıklayan Güner,
kendısıneyöneltılen "Turancrsuçlama-
sını reddenı. Güner. "Milli kültür yok;
evrensel kültür vardiyenleri. layık olduk-
lan pacavra se\iyesine indireceğjz" dıye
konuştu
Dev let Resım ve Heykel Mûzesi Ope-
ret Sahnesinde çalışmalannı sürdüren
Türk Ocaklan Kurultayı'nda konuşan
Güner. sıyası yaşamıy la ıftıharettığini ve
12 Eylül dönemmde Mamak'ta ıdamla
yargılandığını söyleyerek ""İnançlanmı-
n idam sehpasının gölgesinde haysiyetle
savunduk. O ne adalettir ki. Güner'i i-
dam sehpasının gölgesinden bakan yap-
ö" dedi. Güner, bir ınanç ve fikır uğruna
yaşadıklarını anlatırken "yapılannın
Türk Ocaklan çatası altında yoğuruklu-
ğunu" söyledi.
Mamak'ta "Turancı" suçlamasıyla
karşılaştıklannı kaydeden Güner. "Tür-
kiye Cumhuriyeti Sovyetler Birliği'nin
dağılmasından sonra bağımsızlığını kaza-
nan Türk dünyasına hazırlıksız yakalan-
dı. Türk Ocaklan'ndan yetişenler olma-
saydı. Türkiye oradaki Türklere hangi
malzemeyle gidecekti"' dıye konuştu.
"\lilli kültür yok; evrensel kültür var
diyenleri layık oMukJan paçavra seviyesi-
ne indireceğiz"'dıyen Güner, konuşmaü-
m şöyle sürdürdü: "Nânm Hikmefin.En-
ver Paşa'nın kemiklerini getireceğiz. On-
lanyad ellerde terkedenlerutansın. Bun-
lann hepsi bizinı. Türk Ceza Nasası'nın
141.142 ve 163. maddekri. sosyalisnerin
vetslamdüşünürierinin kendidüşüncele-
rini gelişrirmesini engelledi. Bunun için
eserier verilemedi. Hiçbir düşünceden
korkmuyorum. Tek korkum. yobazuk ve
cehaJettir."
Güner'ın konuşmasından sonra bazı
delegeler. "Nâam'ı getirmeyin. toprağn
nı öptüğü yerde kalsın" dıye bağırdılar.
Türk Ocaklan Genel Başkanı Necati
Gültekin de. son yıllarda bazılannın Türk
BayTağı dışında bayrak arama gınşımı
başlattığını, ancak bunlann boşa çıkaca-
ğını söyledi. Gültekin. Türk polısının pa-
sıfıze edılmeye. ordunun sıyasete çekıl-
meyeçalışıldığını ileri sürdü. Türk Ocak-
lan Merkez Yönetimf nce. "Mamdullah
SuphiTannöver Kültür ,\nnağanrna de-
ğergörülen Atatürk Kültür Dıl ve Tanh
>'üksek Kurumu Başkanı Prof. Dr. Reşat
Genç'e. Kültür Bakanı Güner tarafından
plaket venldı. Atatürk Kültür Merkezi
Başkanı Prof. Dr. Sadık Tural ile Prof.
Dr. OsmanTuran, "Türk Dili Araştırma-
lan Armağanı" plaketını Devlet Bakanı
tbrahim Vaşar Dedelek'ten aldılar.
"Nihal Adsu Türk Dünyası Araştırma
Armağanı'"na değer görülen TRT y apım-
cılan Ertürk Yöndem ile GüntaçÂktan'a
da plaketlennı mıllervekıllerı Refaiddin
Şahin ile Zeki Ertugay verdıler.
Tatil keyfini SKODA ile yaşayın,
Volksvvagen'in üstün teknolojisi ve
Skoda'nın yüz yıllık deneyimiyle üretilen
konforiu, dayanıklı ve çağdaş bir
station wagon: FRIC1A COMBI
Ailece seyahatlerde, 5 yolcu ve
447 litrelik bagaj kapasitesi...
Hobi araçlan ve havaleli yükler için,
arka koltukları ayn ayn yatırarak,
ek alanlar oluşturma olanagı...
Alümınyum blok motorun sağladığı
hafiflik ve yakıttan tasatruf...
Yaygın setvis agı_
lurkiye Distribütörü YÖCe AlltO AŞ
E-5 Karayolu Soganlı Kavşagı, Yan Yol 4, Kartal 8)440 lstanbul
Te'efcn (0215) 306 44 44 (5 nat) Fab (0216) 353 53 11
Senris re Yedek Parça : (0216) 306 40 34 - 306 40 35
(Felicia Combi = Station Wagon)
Volksvvagen Group
Nakliye dahil, anahtar teslim fiyatı:
FELİCİA COMBI LX (Opak) 798.000.000 TL
FELİCİA COMBI GLX (Opak) 837.000.000 TL
FELİCİA COMBI CLXı (Opak) 918.000.000 TL