23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 NİSAN 1996 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Öğretim üyeleri, YÖK yasa taslağının YÖK'ün merkeziyetçi yapısını güçlendirdiğini söyledi 'Taslak târikatçıbğı yayguJaştırır' ,; EMİNE KAPLAN ' . ANKARA - Ankara ÜniverSitesi Eği- . tim Bılımlerı Fakültesi öğretim üyesi • Prof. Dr. Mahmut Adem. yeni hazırla- nan YÖK. yasa taslağının, YÖK'ün mer- • kezıyetçi yapısını güçlendireceğini be- lirtti. Adem. yönetıcilerin atanması için öngörülen hükümlenn tarikatçı kadro- laşmayı yaygınlaştıracağını savijndu. Ankara Unıversitesi Eğıtim Bılimleri Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mah- mut Adem, Cumhuriyet'e yaptığı açık- lamada, 1991 yılından ben hükümetle- rin programlannda YÖK'ün kaldınlma- sı. ünıversıtelenn bürokratik ve merke- ziyetçi yapıdan kurtanlması, rektör ve dekanlann seçımle göreve gelmelerinin sağlanmasının hedeflendığıni belirtti. YOK tarafından hazırlanan yeni YÖK yasa taslağının "olumlu ve olumsuz" yanlannı anlatan Adem, öngörülen dü- zenlemede çok az olumlu hüküm bulun- duğunu. ancak birçok hükmün yükse- kögretım içın tehlikeli ve endişe verici olduğunu bildirdı. Adem, taslağın geti- receği sakıncalan şö>le sıraladr. - Yürürlükteki yasaya göre, tüm öğre- • Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mahmut Adem, üniversitelerin özerk bir yapıya kavuşturulması gerekirken. YÖK yasa taslağının merkeziyetçi yapıyı güçlendirdiğini belirtti. Adem, yöneticilerin atanması için öngörülen hükümlerin tarikatçı kadrolaşmayı yaygınlaştıracağı görüşünü savundu. tim üyelerinin oylanyla seçilen 6 rektör adayı YÖK'e sunuluyor. YÖK, aday sa- yısını 3'e indirerck Cumhurbaşkanı'na sunuyor. Değişiklik taslağına göre, 6 a- day yerine 3 aday öğretim iiyelerince YÖK'e önerilecek, YÖK. bu 3 adayı Cumhurbaşkamna sunacak ve biri rek- tör olarak atanacak. Bu durum demok- ratikdeğil,ama bugünden iyi. Demokra- tik olanı, rektörü, dekanı, enstitü ve yük- sekokul miidürlerini doğrudan öğretim iiye ve yardımcdannca seçilmesidir. An- cak, taslakta 3 rektör yardımcısı 9'a çı- kanlıyor. Bu da, akademik çalışmalann bürokrasiye boğulması anlamına gelir. Asıl tehlikeli olanı da 9 rektör yardımo sının 3'ünün profesör. diğerlerinin lisans öğrenimi görmüş \e öğretim elemanı oJ- mayanlar arasından atanabilecek olma- SL Bu, üni\ersitenin özelleştirilmesi anla- mına gelebileceği gibi, 1992"den beri y a> - gın olarakyasanan tarikatçı rektör u> gu- lamalanna. bir yenisini eklemek, >ani her düzeydeki üniversite, fakülte, yükseko- kul, enstitü birimlerinde tarikatçı yöne- tim kadrolannın oluşmasına \e yaygın- laşmasına neden olabilir. - Taslakta. bir fakültenın bölüm baş- kanlığına başka birüniversiteden atama yapılabilmesi öngörülüyor Bu. kesinlık- le kabul edilemez bir durum. Başka ünı- versiteden gelecek olan bölüm ba^kanı bölümle bütünleşemez v e yama gibi du- rur. Dışardan atanan rektör ve dekanlar- da bu durum halen yaşanmaktadır. Bu. mevcut durumu iyıleştirme bir yana da- ha da berbat yapacaktır. Taslağın bu hük- mü, tankatçı kadrolaşmaya gıden önem- li bıryol olabilir ve çok tehlikelidir. - Üniversitelerin işletme hesabının. 1050 sayıh Genel Muhasebe \e 2886 sa- vılı Dev let thale kanunlarına tabi olma- maları. üniversiteler için bir çeşit mali özerklik anlamı taşır. Anıa. üyelerinin y a- nsı üniversite senatolarınca seçilen Üni- \ersitelerarası Kurul'un yetkilerinin. he- men hemen tüm yetkilerinin YÖK üye- leri \e YÖK Başkanı'nca belirienen Aka- demik Değerlendirme Kurulu'na veril- mesi. şu hiç olmayan üniversite ve fakül- telerin yönetsel özerkliğine büyük bir darbe olacaktır. - Öğrencı katkı payları ve özel vakıf ünisersitelenneyardımın YÖK'cebelir- lenmeM. sosyal devlet anlayışina taban tabana ters düşer Öğretim elemanlan v e öğrenci lerinsi- yasal partilere üveolabilmesi olumlu bir gelişmedır Üniversıtelerde öğrenci bir- liğının oluşturulnıası. başkan ve y ardım- cılarının ünıverMte ;<enatosu \e üniversi- te vönetım kuruluna katılması olumlu a- ma yetersİ7dir. Öğrenci temsilcilerinin kurullarda o> haklan bulunmuyor. - Akademik Değerlendirme Kuru- lu'nun tüm üyeleri YÖK Başkanı'nca atanacak. Üyelerin de 10"u öğretim üye- si. 5'i iş çevrelerinden lisansı olan kişiler- den oluşacak. Bu durum. t ÖK'ün özel kesime diyet borcu olduğu izlenimini \er- mektedir. İş adamlarının, akademik de- ğerlendirme yapmalarını kabul etmek mümkün değil, antidemokratik, hatta Türk bilimine v uruunuş bir darbe. key- fîliğe açık bir gelişmedir. Adem, Akade- mik Değerlendirme Kurulu'na verilen yetkilerle "totalıter bir ünıversıte" anla- v ışı getirileceği endişesini taşıdığını belir- terek. "Taslakia yetkıler tek elde topla- nıyor. 15 yıllık merkeziyetçı YÖk uygu- lamalanndan sonra gehnecek nokta bu olmamalıydı. Taslak. özgür ve özerk üni- versite özlemımizı kesinlıkle karşılamı- yor" dedi. Adem, üniversitelerin özerk bir yapı- ya kavuşturulabilmesi için yasa taslağı- nın üniversitelerin en küçük birimlenn- de tartışılmaM \e öğretim üveleri sendı- ka ve derneklerinın görüşlerinin alınma- sı gerektiğini bildirdi. Devlet okuüarı borç batağında • Okullar inanılmaz boyutlarda ödenek sıkıntısı yaçıyor. Su. elektrik. telefon faturalan ödenemiyor, bakım-onarım yapılamıyor. Kimi okullarda öğretmenler, yalnızca müdür odalanndaki telefonu kullanabiliyorlar. Çünkü, diğer telefonlar faturadaki rakamı düşürmek amacıyla kilitlenmiş durumda. FİGEN ATALAY Hukümet. özel sektörün okul açmasinı teşvık için yenı düzenlemeler getırır- ken, dev let okullan parasız- lıktan su, elektrik. yakıt, te- lefon faturalannı ödeyemı- yor. Mıllı Eğıtim Bakanı Turhan Tayan. "Bu >ıl büt- çeden daha büyük pay ala- rak açığımızı kapatmava ça- lışacağız. Havnrsever vatan- daşlanmızın katkılannı bekliyoruz''dedı. Velilerden katkı payı toplanmaması halinde okulların su ve elektnklennın kesilebilece- gfbelırtildi. Okullar inanılmaz boyut- larda ödenek sıkıntısı yaşı- yor. Su. elektrik, telefon fa- turalan ödenemiyor. bakım- onarım yapılamıyor. Kımi okullarda öğretmenler. yal- nızca müdür odalanndaki telefonu kullanabiliyorlar. Çünkü. dığer telefonlar fa- turadaki rakamı düşürmek amacıvla kilitlenmiş du- rumda. Bir ilköğretim oku- lumüdürüanlatıvor: "tkiyıl öncesine kadar su. elektrik faturalan doğrudan Milli Eğitim Müdürlüğü'ne gi- derdi. Şimdi tüm faturalar okullara vollanıyor. Okulla- rın birçoğu bu faturalan ödevemivor. Eğitime Katkı Pa>ı albnda toplanan paray la hangi eksiğimizi kapata- cağımızı şasırdık. Özel İda- re Bütçesi'nde para bulun- madığı için bize 'mahalli im- kanlan kullanın" deniyor. Öğretim yılı başında okul- lara dağıtılan kömür. kışın yansında bitti. Kimi mü- dürler. askeri birliklere, be- ledivelere gidip, kömür iste- ' diler. Personel için kadro ! yok. Benim okulumdaki ka- İorifer kazanı artık çürü- müş, sürekü bozuluyor. Ka- pılar. pencereler bozuk. Eği- time Katkı Payı da uygula- madan kaldınlmalı. İsteyen veli bağış japar anıa bu uy- gulama adaletsizliğe neden oluyor. Bir sınıfta 20 öğren- ci verip, 20'si \ermediği za- man veren veliler, 'para ver- mevenler de benim param- la ısmıvor' dive tepki göste- rebiUvor. Temel ihtiyaçlar devlet tarafından karşılan- Cumhuriyet'ın sorulannı yanıtlayan Milli Eğitim Ba- kanı Turhan Tayan. devlet okullannda ödenek sıkıntı- sı bulunduğunu doğrulaya- rak, "Dtvletimizheralanda ödenek sıkıntısı içinde. Mil- li Eğitün"de de ödeneklerye- tersiz. Bütün imkanlanmı/ı zorluvoruz, Doğu'da soğuk- ta, susuz öğrenci bırakma- dık. De\ let olarak vetiştme- diğimiz yerlerde havırsever vatandaşlanmızuı katkısını sağlamalıyız. Nelilerimiz- den, gönüUerinden kopa- rak, nzayla bu açığı kapat- maya yardımcı oimalannı istiyonız" dedi. Anado- lu'dan Istanbul'a büyük bir göç yaşandığına dikkat çe- ken Tayan, Anadolu'da kimi okullarda öğrenci bulmada zorlanılırken, Istanbul'da 80-90 öğrencilik sınıflar bu- lunduğunu söyledi. Ünıversıteleşme oranının jükseltılmesi gerektiğini de vurgulayan Bakan Tayan, "Bir yandan vakıf üniversi- telerini, öte yandan da dev- let denetiminde özel üniver- siteler kurulmasını teşvik edeceğiz. Bu konudaki Ana- yasa değişikliği önerimizi önümüzdeki günlerde TB- MM gündemine getirece- ğiz'dedı. lstanbul Milli Eği- tim Müdürlüğü'nden alınan bilgiye göre, ildeki ilköğre- tim okullarının yaklaşık 80 mılyar lira elektrik, 210 mıl- yar lira da su borcu bulunu- yor. ll Özel Idare Bütçe- si'nde okullann su ve elekt- rik gıderleri için 10"ar mil- yar lira ayrılmış durumda. Bu paranın yüzde 20'sinin de kesilmesi nedeniyle elektrik ve su faturalan için kalan para toplam 16 milyar lira. lstanbul Milli Eğitim Müdürü Aydın Ozyar. "Ve- liler Eğitime Katkı Payi ver- meseler su ve elektrik tama- men kesilebüir''dedı. Bu durumun Eğitime Katkı Payı uvgulamasının önemini ortaya koyduğuna dikkat çeken Özyar. okul- larda toplanan paranın yüz- de 7'sinın Milli Eğitim Mü- dürlüğü'ne verildiğini. bu parayı da katkı pay ı toplana- mayan yoksul bölgelerdeki okullara harcadıklarını be- lırttı. Dükkânda Acun'un gü/el sohbetLsıcakçayı. takılar ve tek tek anlatacak bir sürii el sanatian ömeği var. (Fotoğraf: KAAN SAĞANAK) Beyoğlu'nda bivtakı ııstasıİstanbul Haber Servisi- Bevoğlu, tarihin dennlığını kendı ıç evrenınde çoğaltarak yaşamıştır bugüne dek... Renk. koku. tarih, kültürve ınsan çeşıtlerinin mozaığiyle karşılaşırsınız Beyoğlu'nda. Hele o ara sokaklar >ok mu? Bırakın kendınizi o dar ve arnavutkaldınmlı sokaklara. mutlaka bir bilinmezi keşfeder. kendinizi bir masal dünyasının içinde bulursunuz. Amacımız burada yaşayanlann arasında şair ve ressamlann da bulunduğu Postacılar Sokağı'nda daha önceden bıldiğımiz bir sınema yazarıyla röportaj yapmaktı. Çatkapı gıttığimiz yazanmızı evinde bulamayınca sokağın başına geri dönmek üzerevdik kı onu gördük. O tüm görkemiyle da>andığı yerden bize bakarken hakkındaki bılgıleri çoktan almaya başlamıştık. Osmanlı Imparatorluğu'nun son dönemlerinden kalma bir padişah, «ehzadesine 'kaligrafi' dersi veren hocasına armağan etmiş onu. O bir kapı. Değen ise bir buçuk mılyann üzerinde. Sizin de zannettiğiniz gibi bir antikacı dükkânına girdiğimizı düşünürken zev kle döşenmiş ve bir müzeyi anımsatan bu mekânın bir takı ustasının olduğunu öğreniyoruz. Takı ustası dediğimiz Nurhan Acun aslında bir iç mimar A.ncak iç mimannın. özellikle dekoras>on tasanmcılığının Türkiye'de çok iyi anlaşılamadığından yakınan Acun. sanatla para ilışkilennin.çok sıcak yürütlümesine uvıım sağlayamadığını söylüyor Kendisini 1969 yılında ıç mimarlıktan emekliye ayırdığını behrten Acun. ıddiasız bir şekılde başladığı takı yaratma sanatını. 30 kişinın çalıştığı atölyelere kadar taşımış. Vakko"nun bazı takı kreasyonlannı hazırlayan Acun'un anlatmaktan en mutlu göründüğü tecrübesi ise Avrupa Konseyi tarafından 1983 yılında Istanbul'da gerçekleştirilen bir müze sergisine katılması. Topkapı Sarayı'nda bulunan mücevherlerı kopyalayan Acun. sergıde 70-80 modelinın değerlendınldiğini belirtti. Arkeoloji Müzesı'nden 'Kopyalama' konusunda gösterdıği başandan dolayı bir kutlama belgesi verildiğini söyleyen Acun için önemli olan. Anadolu Uygarlığı'nı yansıtan motıflerı yaşatmak ve dünya ınsanlarıyla payla^mak. Acun'un dünya insanlanyla paylaşma idealıne biraz kuşkuyla bakar olmuştuk kı içerıye birden turistler gırmeye başladı Turistlerin halinden dükkânın pek yabancısı olmadıkları anlaşılıyordu. Zaten bu dükkanda yabancı gıbı durmak pek de mümkün değildı Ocağın üzerinde sürekü kaynayan çay j-adece Acun içın kay namıyor. hemen hemen her gelene ıkram edılıyordu. Ancak tunstlerin burada yabancılık çekmemesindekı tek neden. Acun'un siz ıçerı gırer girmez söyledıği "İstediğinize bakabilirsiniz. İstediğinizi sorabilirsiniz. Almak zorunda da değüsiniz" dıye, herruketıcıyı rahatlatan sözlen değıldi. Yabancılar zaten kendı ülkelerinde Acun'un ö\güsünü duydukları içın. ellerınde kartvizıtle gelıyorlardı buraya. Fılıpınler'den. Yeni Zellanda'dan. lngiltere. Fransa ve diğer ülkeierden sıpariş alıyor \e zıyaretçi ağırlıyordu Acun Acun'un '"Tüylerim dıken diken oluyor" diyerek anlattığı. Ö'nu çok duygulandıran bir de gözlemı var. Dükkânında Atatürk'ün resimlerinin ve rozetlerinin yer aldığı bir köşesi de bulunan Acun. bu rozetlerin en çok yabancılar ve öğrencılertarafından satın alındığını belirterek sözlenne şöyle devam edıyor: "Beni asıl duygulandıran, bu rozetlerin Anzaklann gelip almasıdır. Bazılan yerine Anzaklann Atatürk'ü düşman gibi görmeleri gerekirken onlar, "Çanakkale topraklarında yan yana yatanlar sızin kardesjennızdir" diyen Atatürk'ü çok seviyorlar." Dükkanda Acun'un güzel sohbeti. sıcak çay ı. takılar \e bir de o görkemlı kapı dışında tek tek anlatacak bir sürü el sanatian örneği var. Ferforjeler. antık karekterde yapılmıs. mumlar. tezhip ve minyatür ömeklerı. eski lstanbul fotoğraflan. porselen takımlar. bakır kaplar. işlemeli aynalar ve dantel örtiiler. Hepsının ortak özellıklerı Anadolu Uygarlığı'nın izlerıni yansıtıyor olmalan. Güzel bir havayı kapalı bir mekânda geçirmeye değecek az rastlanır bir yer bulduk. Birbırinın içine girmiş Anadolu motıflerinı aklımızda tutmaya çalışarak dükkândan tam çıkarken. kapısında çok ho^ bir seramik sergısı afışi görmez mıviz° Haydı. onu da siz keşfedin HAFTAYA BAKIŞ AHMET TANER KIŞLALI Fenerbahçe'nin Halleri... Fenerbahçe'nin altı yıl önceki son şampiyonluğunu anımsarsınız. Lig şampıyonluğu kesinleşmiş, ama kupa finali he- nüz oynanmamıştı. Sazlı sözlü, sabahlara dek süren eğlenceler düzenlendi. Ve Fenerbahçe, finalin son ma- çında Beşiktaş'a 2-1 yenilerek, çok önemli bir kupa- dan oldu. Hadi o zaman, kazanılmış bir şampiyonluğun kutlan- masıydı söz konusu olan. Hata kutlamayı erken yap- maktan ıbaretti... Oyuncular gevşemiş, fazla bir güven duygusu içıne girmişlerdi... Ya da gözlerinde "kupa şampıyonlu- (Ju'Yıun önemi azalmıştı. Ama ortada -hiç değilse- kazanılmış koskoca bir lig şampıyonluğu vardı. Peki şimdi ne var? Beşiktaş'ı yenmekle ış bıtiyor muydu? Galatasaray- lı, Trabzonsporlu tam dokuz maç "formalıte" haline mi geliyordu? • • • Hıncal Uluç, Fenerbahçe için "dönüm noktası" olan Galatasaray maçından sonra, bir "teşekkür" yazısı yaz- mıştı. Bir Galatasaraylı olarak, Selim Soydan a ve San-La- civertli bazı yöneticılere teşekkür ediyordu. Onların alaylı, kışkırtıcı konuşmalan olmasa, Galatasaray'ın o maçı kazanmasının çok zor olduğu kanısındaydı. Ve hakhydı! Bir yandan, "yanlı basın" Fenerbahçe'yi peşin galip olarak ilân etti. Öte yandan, Fenerbahçe'nin çok ko- nuşmayı seven bazı yöneticıleri, rakibi aşağılayan de- meçleri patlatmayı marifet saydılar. TV kameralan karşısına geçtiklerınde, kendilerinden geçtıler. Benim gibi çok sayıda Fenerbahçeli bile, o yılışık gö- rüntülerden rahatsız oldu. Ve rakip o maçı bir "haysiyet savaşı" gıbı görürken, San-Lacivertli oyuncular da "çantada keklık" gıbı gör- meye başladılar... Yenilgi bir anlamda kaçmılmazlaştı! • • • Kalıtelı yabancı oyuncular... Genç ve yetenekli yerli transferler... Bir maçın sonucunu tek başlanna etkile- yebilecek çapta yıldızlar... Oğuz gibi, futboluyla da ki- şiliğiyle de "kusursuz" bir kaptan... Ve dünyaca ünlü, iyi bir teknik adam... Fenerbahçe, bu futbol mevsimıne çok iyi bir malze- me ile başladı. Çok başanlı sayılabilecek bir çizgi izle- di. Ama sağduyu yoksunluğu ve basında kendinden söz ettirme merakından, bir çuval inciri berbat etme noktasma gelindi. Basketbolda ise durum tersıne. !ki "süper" Amerikah ve bir Ibrahim ile şampiyon olu- nabileceği gibi, bir yanlış hesapla yola çıkıldı. Koraç Ku- pası'nda çeyrek finale kadar yukselme gibi, "inanıl- maz" bir başarıya ulaşıldı. Ama o "üç/ü"den birismin bile devre dışı kalması du- rumunda, büyük maç" kazanmanın şansa bağlt ola- cağı açıktı. Commegs sakatlandı, Meysu'dan fark yendı.. Tur- ner sakatlandı. kupaya çeyrek finalde veda edildi... Fenerbahçe basketbol takımından bundan fazlasını beklemek haksızlıktır. • • • Futbolda ne yapmalı? San-Lacıvertlılenn futbol yönetimi susmayı oğrenme- li... Yenince rakiplerı, yenilince de kendi futbolcuları hakkında "uluorta" konuşmamayı öğrenmeli! Alaturka eğlenme merakına, kulüp yöneticitiğinı alet etmemeyi öğrenmeli! Altyapidan. oyuncu ve antrenör seçimine kadar; ya- pılmış olumlu şeylerle kazanılmış artıları, gösteriş me- rakı ile eksilere çevitmemeyi öğrenmeli... Bir Süleyman Seba'dan örnek almayı öğrenmeli! Basketbolda ne yapmalı? 1907 Demeği, bir tek Harun'un eklenmesiyle, geçen yılkı Fenerbahçe'nin şampiyon olmuş olacağını unut- mamalı. Üç yıldızla buyük takım kurulamayacağını unutmamalı! Milli takıma sadece tek bir oyuncu vermekten dola- yı üzülmeli! Mirsad gibi, Hüseyin Beşok gibi, geleceğin yıldız- larını renklerine bağlayamadığı için; Faruk Beşok gi- bi bir genci bile kendi eliyle dışanya ittiği için dövün- meli! Ve geçmiş hataların telafisi için, şimdiden kollan sı- vamalı! Büyük hedeflere küçük adamlarla vanlamaz... Yöneticisi ile... Oyuncusu ile... Çalıştıncısı ile... Once Sonra Kaburgasız doğan kıza göğüs kafesi yapıldı İstanbul Haber Servisi- Kaburgasız doğan küçük kıza Amerikan Hastanesi'nde gerçekleştinlen bir ameliyatla göğüs kafesi yapıldı. Sol tarafındaki kaburgalan doğuştan eksik olduğu içın akciğer ve kalbi normai çalışmayan, bu nedenle de yaşamı tehlikeye giren üç yaşmdakı Serap Köken'e Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahı L'zmanı Dr. Ibrahim Özkuş tarafından başanlı birameliyat yapıldı. Ameliyattan hemen sonra. Serap Körken'ın tam olarak çalışmayan ve büzülme gözlenen sol akciğeri de normale dönerek sağlığına kavuştu. Kültür Bakanı Güner, Türk Ocaklan Kurultayı'nda konuştu ^Nâzun'ın kenuklerini getireceğiz' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Tıirk Ocaklan'nın 31. Olağan Genel Ku- rultay ı'nda konuşan Kültür Bakanı Agâh Oktây Güner'm. "Nâzım Hıkmet'in,En- ver Paşa'nın kemiklerini getireceğiz'' de- mesi üzenne çıkan tartışmada, salondan "Nâam'ı getirmeyin. toprağını öptüğü yerdekalsm" seslen yükseldı. Dev let Re- sım ve Heykel Müzesı olarak kullanılan bınanın Türk Ocaklan'na "özür dilene- rek" gen verıleceğını açıklayan Güner, kendısıneyöneltılen "Turancrsuçlama- sını reddenı. Güner. "Milli kültür yok; evrensel kültür vardiyenleri. layık olduk- lan pacavra se\iyesine indireceğjz" dıye konuştu Dev let Resım ve Heykel Mûzesi Ope- ret Sahnesinde çalışmalannı sürdüren Türk Ocaklan Kurultayı'nda konuşan Güner. sıyası yaşamıy la ıftıharettığini ve 12 Eylül dönemmde Mamak'ta ıdamla yargılandığını söyleyerek ""İnançlanmı- n idam sehpasının gölgesinde haysiyetle savunduk. O ne adalettir ki. Güner'i i- dam sehpasının gölgesinden bakan yap- ö" dedi. Güner, bir ınanç ve fikır uğruna yaşadıklarını anlatırken "yapılannın Türk Ocaklan çatası altında yoğuruklu- ğunu" söyledi. Mamak'ta "Turancı" suçlamasıyla karşılaştıklannı kaydeden Güner. "Tür- kiye Cumhuriyeti Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra bağımsızlığını kaza- nan Türk dünyasına hazırlıksız yakalan- dı. Türk Ocaklan'ndan yetişenler olma- saydı. Türkiye oradaki Türklere hangi malzemeyle gidecekti"' dıye konuştu. "\lilli kültür yok; evrensel kültür var diyenleri layık oMukJan paçavra seviyesi- ne indireceğiz"'dıyen Güner, konuşmaü- m şöyle sürdürdü: "Nânm Hikmefin.En- ver Paşa'nın kemiklerini getireceğiz. On- lanyad ellerde terkedenlerutansın. Bun- lann hepsi bizinı. Türk Ceza Nasası'nın 141.142 ve 163. maddekri. sosyalisnerin vetslamdüşünürierinin kendidüşüncele- rini gelişrirmesini engelledi. Bunun için eserier verilemedi. Hiçbir düşünceden korkmuyorum. Tek korkum. yobazuk ve cehaJettir." Güner'ın konuşmasından sonra bazı delegeler. "Nâam'ı getirmeyin. toprağn nı öptüğü yerde kalsın" dıye bağırdılar. Türk Ocaklan Genel Başkanı Necati Gültekin de. son yıllarda bazılannın Türk BayTağı dışında bayrak arama gınşımı başlattığını, ancak bunlann boşa çıkaca- ğını söyledi. Gültekin. Türk polısının pa- sıfıze edılmeye. ordunun sıyasete çekıl- meyeçalışıldığını ileri sürdü. Türk Ocak- lan Merkez Yönetimf nce. "Mamdullah SuphiTannöver Kültür ,\nnağanrna de- ğergörülen Atatürk Kültür Dıl ve Tanh >'üksek Kurumu Başkanı Prof. Dr. Reşat Genç'e. Kültür Bakanı Güner tarafından plaket venldı. Atatürk Kültür Merkezi Başkanı Prof. Dr. Sadık Tural ile Prof. Dr. OsmanTuran, "Türk Dili Araştırma- lan Armağanı" plaketını Devlet Bakanı tbrahim Vaşar Dedelek'ten aldılar. "Nihal Adsu Türk Dünyası Araştırma Armağanı'"na değer görülen TRT y apım- cılan Ertürk Yöndem ile GüntaçÂktan'a da plaketlennı mıllervekıllerı Refaiddin Şahin ile Zeki Ertugay verdıler. Tatil keyfini SKODA ile yaşayın, Volksvvagen'in üstün teknolojisi ve Skoda'nın yüz yıllık deneyimiyle üretilen konforiu, dayanıklı ve çağdaş bir station wagon: FRIC1A COMBI Ailece seyahatlerde, 5 yolcu ve 447 litrelik bagaj kapasitesi... Hobi araçlan ve havaleli yükler için, arka koltukları ayn ayn yatırarak, ek alanlar oluşturma olanagı... Alümınyum blok motorun sağladığı hafiflik ve yakıttan tasatruf... Yaygın setvis agı_ lurkiye Distribütörü YÖCe AlltO AŞ E-5 Karayolu Soganlı Kavşagı, Yan Yol 4, Kartal 8)440 lstanbul Te'efcn (0215) 306 44 44 (5 nat) Fab (0216) 353 53 11 Senris re Yedek Parça : (0216) 306 40 34 - 306 40 35 (Felicia Combi = Station Wagon) Volksvvagen Group Nakliye dahil, anahtar teslim fiyatı: FELİCİA COMBI LX (Opak) 798.000.000 TL FELİCİA COMBI GLX (Opak) 837.000.000 TL FELİCİA COMBI CLXı (Opak) 918.000.000 TL
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle