25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 NİSAN 1996 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Sosyal güvenliğin yükünü hafifletme iddiasındaki DYP ve ANAP, SSK'ye yeni yük getirecek yasa tasansı hazırlıyor un BENCE İZZETTİN ÖNDER • ANAP Kocaeli Milletvekili Bülent Atasayan'ın öncülük ettiği ve aralannda eski devlet bakanlan Cavit Çağlar. Orhan Kilercioğlu ile Milli Eğitim Bakanı Turhan Tayan'ın da bulunduğu DYP ve ANAP milletvekilleri. Türk asıllı göçmen vatandaşlara, \aırtdışında geçen çalışma sürelerinin borçlandınlması yoluyla emeklilik imkânı sağlayacak kanun teklifini ikinci kez Meclis'e getirmeye hazırlanıyorlar. Teklifin yasalaşması halinde sosyal güvenlik kuruluşlannın yükünü daha da arttıracağı belirtiliyor. Bülent Atasavan. Cavit Çağlar. Orhan Kilercioğlu. Turhan Ta\an. TAHSİN AKÇA ANAYOL hükümetı. yılhk zaran 300 trilyon liraya ulaşan sos\al güvenlık sis- temınındeğiştırilmesini Türkiye'nin gün- demıne sokarken, DYP ve ANAP'a men- supmillervekillen, SSK'ye yeni vükler ge- tirecek yasa tasanlan oluşturmakla meş- guller. Hukümet çatısı altmda. çıkmaza gı- ren sosyal güvenlik sısteminın yükünü hafifletmek için. özelleştırme ve emekli- lik yaşını yükseltme gibi radıkal önlem- leri de kapsayan çözüm arayışı sürüyor. Di- ğer yandan ise ANAP Kocaeli Milletve- kilı Bülent Atasayan'ın öncülük ettığı ve aralannda eski Devlet bakanlan Ca\it Çağlar, Orhan Kilercioğlu ile yenı Mıllı Eöitım Bakanı Turhan Tayanın da bulun- duğu DYP \e ANAP millefvekili. Türk asıl- lı göçmen vatandaşlara. yurtdışında geçen çalışma sürelerinin borçlandınlması yo- luyla emeklilik imkânı sağlavacak kanun teklıfını ikinci kez Meclis'e getirmeye hazırlanıyorlar. Teklifin yasallaşması ha- linde sosyal gü\enlik kuruluşlannın yü- künü daha da arttıracağı belirtiliyor. Türk vatandaşlığına geçen yaklaşık 300 bin göçmenı ılgilendıren kanun teklifi. geçen yasama döneminde DYP milletve- killeri Ca\ it Çağlar \ e Turhan Ta\ an ta- rafından ayn ayn. Orhan Kilercioğlu \e ANAP Kocaeli milletvekili Bülent Ata- savan tarafından da birlikte komisyona sunulmuş. ancak erken seçimlerin araya girmesiyle genel kurul gündemine gele- memişti. SSK. Bağ-Kur ve Emekli Sandığf nın zaten çok zor durumda olduğunu ve sa- dece SSK'nin her ay bütçeden 13 trilyon lira aldığını kaydeden Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Sosyal Güvenlik Ku- ruluşlan Genel Müdürü Emel Danışoğlu, "Genel olarak borçlanma sistemine kar- şıyız ve kuruluşlariçin Önemli külfet oldu- ğunu düşünüyonız. İnsanlarörneğin 10yü- daödediğimiktan 1 yıldatoplu olarakge- ri alnor. Bu da yetmiyormuş gibi kcndisi- nin vefatina kadar aİdığı emekli maaşın- dan kız çocuğu ölene kadar, erkek çocu- ğu ise evlenene dek yararlanabilivor. Bu- na dünyadaki hiçbir sosy al güvenlik siste- mi dayanamaz" diye konuştu. Türk-lş Genel Sekreteri Şemsi Denizer ise yeni borçlanmaların sosyal güvenlik kuruluşlanndaki problemi daha da arttı- racağının kesin olduğunu vurgulayarak şöyle konuştu: *Ancakdevletmümkünol- duğunca fazla insanını sosval güvenlik şemsiyesi altına alacak çözümleri bulma- lı ve bunu finanse etmdidir. Hükümetin 'Ben zaten yatınma 200 trilyon ayırabili- yorum. SSK'nin açıklan için 201 trilyon veremem' demeyehakkıyoktur. Hükümet vurgunculann \e ranthelerin kaynagını ku- rutup, bütçesini halkına hizmet etmeye > öneltmelidir. l'stelik şimdi de yalı çeteîe- riylerçbirliğiyaphlar." Bu yıl içerisinde Meclis gündemine ge- •.ırilmesıne çalışıian kanun teklifinın ya- saliaşması halinde. sosyal giivenlikkuru- luşlarından herhangi birine prim ödemek- te olan göçmenler. yazılı istekte buluna- rak. yurtdışındaki en fazla 15 yıla kadar olan çalışma sürelerini borçlanabilecek- ler. Komisyonda değışıkliğe uğramama- sı halinde. borçlanma tutan beş yıl içeri- sinde eşit taksitlerle ödenecek ve beş yı- lın sonunda borç tutannın tümünün öden- miş olması halinde aylıktahsisı yapılabi- lecek Göçmenın borçlanma süresi içeri- sinde ölümü halinde ise eş. bakmakla yü- kümlü oldukları çocukları ya da anne ve babaları, borçlanmanın devamını veya ip- talini isteyebilecekler. Teklifi tekrar gündeme getirmeye ha- zırlanan milletvekillerinden ANAP Koca- eli Mılletvekıli Bülent Atasavan ise tek- lifin kabulüyle devletin anayasal sorum- luluğunu yerine getirmiş olacağını vurgu- layarak. konunun Çalışma ve Sosyal Gü- venlik Bakanlığf nda tartışmaya açılaca- ğını. teklifin bakanlık tarafından Mec- lıs"e getirilmesı halinde kabul edilme ve Öne geçme şansının artacağım kaydetti. Halen sosyal güvenlik kuruluşlanndan SSK'nin 4 milyon 370 bin, Bağ-Kur'un 1 milyon 800 bin, Emekli Sandıgf nın ise ise 2 milyon düzenli prim ödeyen aktif üye- si bulunuyor. Bu kuruluşların açıklan ise sırasıyla 201. 68 ve 40 trilyon lira. tKB'PE\ KOBİ LERE 60 MİLYON DOLAR Krediyi Batı'dan beklerken Doğu'dan geldi Bankaya gıdecek projeler önce Hazine Müşteşarlığı'na gidiyor. Hükümet. kendisine gelen projeler için. proje fizibilete çahşması ile birlikte resmı olarak tslam Kalkınma Bankası'na başvuruyor. Özel sektöre ait projelerde. İKB'nin kabul ettığı büyük ticari Ekonomi Servisi- tslam Kalkınma Ban- kası, Türkıye'de orta boy ışletmelcre 30 milyonu ithalat. 30 milyonu da ihracat ıçın olmak üzere. yaklaşık 60 miKon dolarhk kredi olana- ğı sağlıvor. tslam Kalkınma Bankası. Türkhe'de kamu ve özel sektö- re sağlayabileceklen finansman olanakla- rını tanıtmak üzere dün bir seminer dü- zenledi. Sınai Yatırım ve Kredi Bankasf nın da katkılanyla gerçek- leştınlen ve özel ve kamu sektöründen 300 kadar temsılci- nin bulunduğu semi- nerde konuşan Dı- rektör Yardımcısı Sa- leh Amaran bin Ja- miaan.Türki\e'nin daha çok orta boy ış- letmelerine yönelik olarak Banka'nın yansı ithalat kredisi yansı ihracat kredı- si olmak üzere yaklaşık 60 milyon do- larlık finansman olanağı sağlayacağını ifade etti. Jamıaan. 1995'te Banka'nın faaliyet- lerininvüzde70'iniözelsektörlegerçek- leştirdiğını belirterek, "Bundan sonra da özel sektörle iş yapmava devam ede- ce0z. Bö\ lece hükümetin devreyegirme- si gerekmiyor" şeklınde konuştu. Ellı üyesı bulunan Banka'nın üyeleri arastnda. proje fınansmanı kredilenn- Proje kredileri nasıl alınır? bankalann da garantısi gerekiyor. Bu garantinin. projenın finansmanın sağlanacağı süre boyunca. yani İKB'ye geri ödemelerin de yapılmasına kadar geçerli olması şart. İKB. özel sektör projelen için leasing ve vadelı satış finansman modellerinı uyguluyor. İKB'nin Türklve Kredileri Dönem 1978-1985 1986-1990 1991 -1995 TOPLAM Kabul Edilen Proje Sayısı 18 13 13 44 Tırtar (ABD $ Milyon) 157.964 88.787 60.699 307.450 den yararlanmada Türkiye'nin ilk üç ıçindeyeraldığını kavdeden Amaranbın Jamiaan. "Tıcari fınansmanda daha da önde. İhracat finansmanında ise bir nıı- marah fon kullanıcısı" dedı Fınansmanda şeriat ilkelerıne baglı kahnacağını ifade eden Amaran bin Ja- miaan. ancak bunun herhangi bir sorun teşkil etmediğıni belirtti. Düşük mark- up oranlannın yatınmcılara cazip geldi- ğini anlataran Amaran bin Jamıaan. hem leasing'de hem vadeli satışta. 2.4 yıllık gen ödemesiz bir sürenin bulunduğuna dadikkatçekti. TİSK Başkanı, yanlış politikalan eleştirdi: Sosyal güvenlik de, üretim de tıkaıulı Refik Bay dur: Sosyal güvenlik S.O.S. veriyor. ADANA (Cumhuri- >etGüne> İBeri Bürosu) -Türkiye Işveren Sen- dikalan Konfederasyo- nu(TİSK) Başkanı Re- fik Baydur,SSK'deuy- gulanan sistemin tıkan- dığını ve "S.O.S. sin- yafleriverdiğini" belir- terek "SSK bugünkü noktaya popülist politi- kalarla getirilmiştir^ dedı. TlSK Yönetım Ku- rulu'nun toplantısı öncesinde basın toplantısı düzenleyen Başkan Refık Baydur. SSK'nin içınde bulunduğu ağır sorunlan çözebilmenin yolunun. müktesep haklara dokunmadan yaş haddinden emeklilik olayının u\gu- lamaya sokulması olduğunu sö\ ledi. De\ letin kısa vadeli borçlanmasının faizleri çok arttırdıgına işaret eden Tüketerek büyüdük ANKARA (ANKA) - Türkiye'nın geçen yıl kaydettiği yüzde 7.3'lük Gayri Safi Hasılabüyü- mesinde en fazla etkiyi daha çok ıthalata dayalı tüketim artışı yaptı. Özel nihai tüketim harcama- lan. 95'te önceki yıla göre yüzde 7.6 artarak sa- fi yurtiçi hasıladaki büyümeye 5.2 puanlık katkı sagladı. Stoklardakı arti:> büyümeve 4 puan kat- kıda bulunurken yatırımlardaki yüzde 8.3'lük ar- tışın gayri safi yurtiçi hasıla\a katkisi 2.2 puan olarak hesaplandı. Bu artışlann büyümeye sağ- lad\ğı katkının 6.6 puanı ithalattan kaynaklandı. Macaristany dan rekor özelleştirme Ekonomi Servisi - Dış Ekonomik«llişkiler ku- rulu (DEİK) bünyesinde faaliyet göstereıı Türk- Macar İş Konseyi'nin 3. ortafc toplantısı Buda- peşte'de başladı. Toplantıda konuşan Türk-Macar Iş Konseyi Başkanı Tuğrul Erkiruıkı ülke arasındaki tica- ret hacmının gerçek potansiyeli yansıtmadığını sövledi. Erkın. Türkiye ile Macaristan arasında ko- münikasyon. ekipman, \apı malzemeleri. me- talurji ürünleri. tanm. alüminyum. ağaç üreti- mi. ecza malzemeleri. kimyasallar. gıda. otomo- tıv deri. seramik ve cam gibı alanlarda is.birliğı vapılabileceğini kaydetti. Macaristan Sanayi ve Ticaret Odası Başkanı Lajoş Tolnay da konuşmasında. ülkesinin ser- best pazar ekonomisine geçıikten sonra uygu- lanan ekonomik politikalarda özelleştirmeye büyük önem verdiğıni belirtti. Tolnay. bu doğ- rultuda yapılan uygulamalar sonucu son 5 yıl- da 8.6 milyardolartutannda özelleştirme yapıl- dığını ifade etti. Özelleştırmede sağlanan başa- nnın vabancı sermayenin gelişi konusunda et- kıli olduğunu kaydeden Tolnay. aynı dönemde Macaristan'a 12.8 milyardolar vabancı serma- ye geldığini bildirdi. Baydur. şöyle devam etti: "Borçlanı- labilir kaynaklann büyük kesimini devlct kullanıyor. Kısa vadeli borç- lanma çok tetilikeli. Devlet borcunu borçla ödüyorsa faiz trendi sürekli vükselecekrir. Aşağıya çekilemeyen bu faiz hadleri vatınmı engeOi)or. Hiç kimsc Türk özel sektöründen bu ko- şuilarda mucize beklememelidir. Risk alarakvatınmvapmak. istih- dam varatmak her banaviği- din harcı değUdir." Baydur. ekonomik sorun- lann çözümünün ke^imler ara- sında konsensus ile sağlana- bileceğini de vurguladı.Bav- dur. işsizligi azaltmanın > olu- nun yatınm için gerekli ikli- min yaratılmasından geçtıği- nı vurgularken de "Rantiye ortamında yatınma yönelin- mez. Bunun yolu >eni fabrika. işyeri açmaktır. Nutuk ve te- mennilerle hiçbir şe> olmaz" görüşünü dile getirdi. Sistemsel Davranış Kalıbı Bugünlerde üniversiteye yeni elemanlar alını- yor. Bu nedenle, geçen hafta içinde, merkez bina onünde ve içinde çok sayıda müracaatçı vardı. Bir gün iki müracaatçının konuşmasına kulak misa- firi oldum. Biri diğenne şöyle diyordu: - Yemek moiası iyi, dışarı evrak götür-getiri var, yanı istirahatı bol bir iş! Tesadüf bu ya, aynı gün iki liseli öğrenciye de kulak misafiri oldum. Öğrencilerden biri diğenne, sadece 1.5 aldığı takdirde felsefeden kurtulaca- ğını (!) büyük bir övgü ile anlatıyordu. Konuşma sürdükçe, aynı delikanlı bir kılıf aradığını söyledi.- Arkadaşının, ne kılıfı aradığını sorması üzerine, cevap çok net olarak geldi: - Ne kılıfı olacak, tabancı kılıfı! Yeni tip tabanca kılıfı varmış. Bu kılıflarda, taban- ca yatay olarak, belde taşınabiliyormuş. • • • Bu manzaralann sadece toplumun yozlaşmış ke- simi ile ilgili olmadığını, genel toplumsal dokuyu yansıttığını düşünüyorum. Toplumsal doku, bire- yin katlandığı zahmet ile sağladığı yararlar arasın- daki farkı ençoklaştırması mantığı üzerine kurul- muştur. Bu genel mantık, politikacıda, işadamın- da. memurda, işçide, talebede. kısacası tüm top- lum katmanlannda aynı biçimde açığa çıkmakta- dır. Mantığın özeti şudur: Olabildiğinde az vere- ceksin, olabildiğince çok alacaksın! Maaş tavanı belli olan memur çabasını zayıflat- maya çalışmakta; ücretı belli olan işçi üzerindeki sömürüyü hafifletmeye gayret etmekte; iş bulma ve yükselme olanağının bilgiye bağlı olmadığına inanan öğrenci ise, eğitimi, aşılması gereken bir kâbus olarak algılamaktadır. Toplum; memuru miskin bir insan, işçiyi denetlenmesi gereken tem- bel bir kişi, talebeyi ise haylaz olarak görmekte- dir. İşadamı da aynı davranış kalıbını sergılemekte- dir. Girdi maliyetlerini bastırmaya, çıktı gelirlerini yükseltmeye çalışarak kâr denen artığı sağlama- ya yönelirken memur, işçi ve talebe ile aynı dav- ranış kodu sergilemekte ve davranış ile gözümüz- de büyümüktedir. • • • Sistem içinde hemen tüm taraflann davranışı ay- nı olduğu halde, belli olmayan bir nedenle diğer şahıslara, özellikle de politikacılara yönelik suçla- malanmızda, herkesin kendisini düşündüğü, kim- senin ülkeyi düşünmediği savını ileri süreriz. Bana göre. hemen hepimizde çok yaygın ola- rak görülen bu suçlama iki konuyu çok net olarak açığa çıkarmaktadır. Bunlardan birincisi, aslında kendimızde çok derinden duyup algıladığımız ego- ist davranış kalıbı ve buna yönelik suçluluk duy- gusunun başkalanna yansıtılmasıdır. Bu derin su- çu başkalanna izafeederek biraz da günahlanmız- dan arınmaya çalışıyoruz. Söz konusu suçlamanın aydınlattığı ikinci konu- su ise, egoist bir davranış kalıbı sergjleyen birey-- lerin ne denli sistemin hâkim baskısı altında dür- 1 tülendiğidir. Diğer bir deyişle, sistem bizi böyle dav- ranış kalıplarına itmekte ya da ego ve süper-ego baskıları ile denetim altına alınması gereken dür- tüleri, hayvansal motifler biçiminde açığa çıkarmak- tadır. Bir noktaya dikkat etmemiz gerekmektedir. As- lında, diğer ınsanlan toplumu düşünmemekle suç- larken, sadece kendimize yönelik potansiyel suç- lamalan, üçüncü kişilere yansıtmış olmuyor; fakat aynı zamanda bu tür davranışların sistemden ba- ğımsız, bireysel davranış bozukluklan olduğunu ka- nıtiamaya, hatta kendimizi buna inandırmaya ça- lışıyoruz. Sistemin inanılmaz güçlü koruma mekaniz- ması burada da işbaşında! EKONOMI POÜTÎKALARI ÇALIŞMA GRUBU, Eğitim sorunlan üzerine ll Tüketici Şikâyetleri Hakem Heyeti Başkanı Hilmi Sezer: Yalnızca dert dinlemiyor, denetliyoruz T üketici Yasası'nın yürürlüğe girmesinin tüketicilerin bilinçlenmesınde etkili olduğunu söyleyen Istanbu! Sanayi Ticaret ll Müdürü ve ll Tüketici Hakem Heyeti Başkanı Hilmi Sezer, hakem heyetlerinin görevinın yalnızca tüketicilerin sorunlannı dinlemek ve çözmek olmadığını vurgulayarak tüketici haklannın gözetildiği uygun bir zemin haztrlamak istediklennı dile getirdi. Bu nedenle piyasanın sık sık kontrol edilmesi gerektığıni savunan Sezer, bazı büyük alışveriş merkezlerinde bile Tüketici Yasası'nın getirdiği yükümlülüklere uyulmadığına dikkat çekti. il Hakem Heyeti Başkanı ve Sanayi ll Müdürü olarak bırçok mağaza ve alışveriş merkezini denetlediklerini bildiren Sezer, etiket yönetmeliğine uymayanlara, garanti belgesi ve Türkçe kullanma kılavuzu vermeyenlere idari para cezası verdiklenni belirtti. Tüketici Yasası'nın yürürlüğe girdiği tarihten bu yana Istanbul'daki Tüketici Sorunlan Hakem Heyeti'ne gelen şikâyetlenn 944'ü bulduğunu belirten Sezer. şimdiye kadar bunlardan 599'unun çözümlendiğini, 345 tanesınin çözüm aşamasında olduğunu bildirdi. Bu zamana kadar uygulanan idari para cezalanndan 63'ünün garanti belgesi, tanrtma kılavuzu veımeyen firmalara ait olduğunu ifade eden Sezer, 39'unun kapıdan satış yapan firmalara, 21 'inin sattıklan ürünlere etiket koymayan satıcılara yönelik olduğunu dile getirdi. Şikâyetlenn en geç bir ay içinde HULYA GENÇ Cumhuriyet Gazetest Turkocağı Cad 39/41 Cağaloğlu/ISTANBUL TEL- 512 05 05 FAX 514 07 51 çözümlendiğine dikkat çeken Sezer, çözülmesi uzun süren şikâyetlenn genelde satıcısı Istanbul'da, şikâyet eden tüketicinin başka ilde bulunduğu vakalar olduğunu söyledi. Hakem heyetlerinin demokrat'k ve uzlaşmacı kurullar olduğunu belirten Hilmi Sezer, çözüme ulaştırdıklan şikâyetlenn yüzde 95'inin tüketici lehine çözümlendiğini kaydetti. Yakında bilgisayar sistemine geçeceklerini vurgulayan Sezer, bu durumun büyük TÜKETİCİ ISTANBUL AD,ALAR AVCIUR BAĞCILAR B EVLER BAKIRKOY BAYRAMPAŞA BEŞIKTAŞ BEYKOZ BEYOĞLU B ÇEKMECE ÇATALCA EVINONU EYUP FATİH G.OSMANPAŞA BASVURU 51<M0 32 382 60! 7 509 54 50 510 71 OC 506 26 92 543 58 OC 544 96 96-97 261 00 29 322 14 2C 245 41 74 88310 58 78913 20 513 35 36 612 52 73 631 39 63 61543 33 YERLERI VE TELEFONLARI KADIK0Y KÂGITHANE KARTAL K. ÇEKMECE MAUEPE PENDİK S.AP1YER SİUVRI SULTANBEYLI ŞİLE ŞIŞL, TUZLA USKUDAR UMRANİYE ZEYTINBURNU GUNGOREN 3306099 294 07 54-55 306 00 34 580 00 58 305 82 63 375 46 30 242 02 55 72710 05 39887 06 71122 64 233 62 50 395 63 20 31C54 66 316 52 54 5821662 502 67 78 kolaylıklar getıreceğıni hatırlattı. Hakem heyeti olarak tüketici lehine sonuçlanan şikâyetleri takıp ettiklerini bildiren Sezer, satıcı finmanın gerekli para iadesini veya ürün değişikliğini yapıp yapmadıklarını kontrol ettiklerini dile getirdi. Bu zamana kadar hakem heyetinin verdiği kararlara itıraz eden satıcı ve üretıci firma bulunmadığını bildirerek "Karara uymayan firmalann olması halinde tüketicilerin davayla hakkını araması gerekecek" dedi. • Çiçekçiler hormonlu çiçeklerden şikâyetçi T üketici Yasası'yla birliktegetirilen "ayıplı malın 15 gün içinde iade edilmesi" uygulaması, çiçekçileri sıkıntıya soktu. Sattıklan çiçeklerin bir süre sonra geri getirilmesinden dert yanan çiçekçiler, bu konuda yenı bir düzenleme yapılması için Rekabetin ve Tüketicinin Korunması Genel Müdürlüğü'ne başvuruda bulundular. Ithal edilen hormonlu çiçeklenn iklime adaptasyon zorluğu çektiğini vurgulayan çiçekçiler, tüketicilerin de gerekli bakımı vermemesi nedeniyle çiçeklerin kısa bir sürede solduğuna değindiler. Hollanda'da bütün çıçeklere uzun ömürlü ve dayanıklı olması için hormon verildiğini belirten Istanbul Çiçekçiler Odası Başkanı Ahmet Nadir Yüksel, gümrük kapılarında günlerce bekleyen çiçeklerin iklime adaptasyon zorluğu çektiğini dile getirerek kısa bir sonra çiçeklerin solduğunu anımsattı. Sattıklan çiçeğin bir gün sonra bile solduğu gerekçesıyle gen getirildiğini vurgulayan Yüksel, bu durumun bütün çiçekçileri mağdur ettiğine değinerek kendilerine faturasıyla başvuran tüketicilerin iade isteklenni yenne getırmek zorunda kaldıklarını anımsattı. Çiçeklerin kısa bir süre • sonra ölmesınde hatanın tüketicıden kaynaklandığı vakalara da rastladıklannı söyleyen Yüksel, "Günlerce çiçeği su vermeyen müşterilerimiz oluyor. Daha sonra çiçek soldu diye geri getiriyorlar" dedi. Hollanda'dan ithal edilen hormonlu çiçeklerin kısa bir süre sonra solmasının kendilerini zor durumda bıraktığını kaydeden Izmır Çiçekçiler Odasına Geçiş Komitesi Sözcüsü AN Osman Öğümen, "Adaptasyon zorluğu çeken hormonlu çiçeklerin bir de kötü bakımla karşılaşması, ömrünü iyice kısaltıyor"dedi. Yerli çiçeklenn ömrünün 10 yılı aştığını anımsatan Öğümen, hormonlu çiçek ithalatına sınırlama getirilmesini beklediklerini dile getirdi. Konuyla ilgili olarak görüşlerinı aldığımız Rekabetin ve Tüketicinin Korunması Genel Müdürlüğü yetkilileri, Çiçekçiler Odası tarafından iletilen söz konusu şikâyeti değerlendirdiklerini belirttiler. • T ürkıye'de eğitim, ciddi so- runlar ve açmazlar içindedir. Uluslararası kıyaslamalarda, neredeyse tüm ölçütler ba- kımından hem sanayileşmiş hem de gelişmekte olan ülke ortalamalannın altında kalmaktadır. Her düzeydeki okullaşmaoranlarındaki önemli artış- lara, çalışan nüfusun eğitim düze- yindeki bütün iyileşmelere rağmen, Türkiye'de bugün 25 yaşın üstünde- ki nüfusun gördüğü ortalama eğitim süresi yalnızca 3.5 yıldır. Bu sayı Ka- nada ve ABD'de 12'nin üstüne çı- karken, Yunanistan'da 6.9, ispan- ya'da 6.8, Portekiz'de 6'dır. Bu ko- nuda dünya ortalaması 5. sanayileş- miş ülkeler ortalaması 10, gelişmek- te olan ülkeler, ortalaması ise 3.7'dir. Aynca. ilkokulu bitirenlerin yaklaşık olarak yansı, ortaokulu bitirenlerin beşte biri, liseyi bitirenlenn ise üçte bire yakını bir üst okula devam etme- mekte ya da edememektedir. Mal ve hizmetlerin üretiminde eme- ğin üretkenliğini ve teknolojik düze- yi belirieyen önemli bir girdi olan eği- tim, ister insana yapılan bir yatınm is- terse bu eğitimi alan kişilerin ötesin- de kamusal yararlara neden olan bir harcama olarak ele alınsın. iktisadi ve toplumsal gelişmeyi sağlamada ve toplumdaki gelir dağılımını düzelt- mede önemli roller oynamaktadır. Yalnız burada hassas bir noktanın da bulunduğu gözden kaçırıimama- lıdır. Ülkedeki işgücünün eğitim dü- zeyinın yükseltilmesi buna koşut bir sermaye birıkimi ve teknolojik geliş- me olmadıkça, dışarıya beyin göçü- nü uyarıp canlı tutma bıçımınde ye- ni hayal kırıklıkları yaratmaktan öte- ye gidemez görünmektedir. Aynca eğitim düzeyini yükseltme sürecinde, kanımızca, niceliksel yanında nite- liksel özelliklerin de vurgulanması ge- rekmektedir. Neler yapılmalı? * Kamunun en az sekiz yıllık, nite- likli bir temel eğitimi hedef alması, kamu maliyesinın günümüzdeki ge- lir kısıtlan göz onünde tutulduğunda, orta ve yükseköğretimi etken bir gö- zetim ve denetim altında bulundura- rak özel eğitim kurumlarıyla paylaş- ması, kaynaklann daha etkin kullanıl- masını saglayabilecektır. " Eğıtimin, ölçülmesi güç dışsal- lıklan nedeniyle ilke olarak kamu kay- naklanyla gerçekleştirılmesi asıldır. Bu bakımdan. eğitim amaçlı kamu harcamaları belirgin ölçüde arttınl- malı, kamu kesimince eğitime ayn- lan kaynaklann gayri safi millı hasıla içindeki payının yüzde beşten aşağı düşmemesi bir hedef olarak benim- senmelidir. * Eğitim hizmetlerinden yararla- nanlan sayıca arttırmak ve eğitim sü- resindekı tüm kişisel giderlerin fi- nansmanına destek olmak üzere, kul- lanıcılann gelir düzeyi ile ilintilendiril- miş bir burs ve kredi sistemi hızla yaygınlaştınlmalıdır. Kapsayıcı bir burs ve kredi sistemi ile birlikte kök- lü bir vergi reformu, eğitimin tüm aşa- malarında katkı payını tartışma konu- su olmaktan çıkaracaktır. * Insanların problem çözme ve ye- nilik birleştirme yeteneklerindeki ge- lişmeyi yansıtan bir gösterge olarak beşeri sermayenin, toplum ölçeğin- de yararlara neden olduğu sürece kamuca yönlendırilmesi şarttır. Eği- timle ilgili kaynak tahsisi kararlannın tümüyle piyasa güçlerine bırakılma- sı ve eğitim hizmetlerinden yararla- nanlann kullandıkları hizmetin tüm karşılığını hemen ya da burs ve kre- di sistemi ilefinanseedilerek gelecek- te ödemeleri yolunda epeydir sürüp gitmekte olan ideolojik baskıya ve böylece eğitimin toplumsal yararlan özelleştirılirken bireysel risklerin top- lumsallaştınlması uygulamasına işte bu nedenle karşı çıkmak gerekir. * Imam-hatip liselen her ne kadar örgün eğitim içerisinde meslek lise- leri olarak görülseler de bu okullar, bu- gün yaratılan büyük kapasiteler ara- cılığıyla fiilen genel eğitim kurumları haline dönüşerek cumhuriyet eğıtimi- nin en önemli özelliklerınden biri olan eğitim bırliğı ilkesıni neredeyse orta- dan kaldırmış durumdadırlar. Bu okul- lar sekız yıllık temel eğitim sonrasın- da ilk kuruluş amaçlarına da uygun olarak özel meslek okulları haline dö- nüştürülmelidır. * Türkiye'de eğitimin büyük soru- nu ortaöğretimden yükseköğretime geçişteki çözülmez görünen düğüm- le şekillenrnektedir. Bunun çözümü ise, genel ve mesleki öğretim prog- ramlannın gelişme politikalarıyla tu- tarlı modellerini ciddiyetle arayıp bul- mada yatmaktadır. Bu modellerdeki amaç. doğaldır ki ortaöğretımdeki öğrencileri ilgi ve yeteneklerine göre bir mesleğe ya da üniversiteye yönelt- mek olmalıdır. * Yükseköğretimi, üniversite ve yüksekokul diye iki ayn çizgide örgüt- lemek çok daha uygun olacaktr. Mes- leğe yönelik yüksekokullarla, üniver- siteleri birleştirmenin seksenli yıllann büyük bir hatası olduğu bugün açık- lıkla görülmektedir. Ne yazık ki aynı hatada bugün de ısrar edilmekte, ye- terli kaynak ve nitelik sağlanmadan yeni üniversiteleraçılmaktadır. Bun- dan hızia vazgeçilmelidir. * Araştırmalar yoluyla bilimsel bil- ginin üretildiği ve yayıldığı merkezler olarak üniversitelerin, bilgi ve bece- ri-yoğun sanayilerin ağııiık kazandı- ğı bir ortamda yeniden yapılandınl- ması kaçınılmaz bir hedef olarak kar- şımızda durmaktadır Akademik, yö- netsel ve mali özerkliğe sahip, ancak topluma karşı sorumluluk taşıyan ve kullandığı kamu fonlarının hesabını verme durumunda bulunan üniversi- teleri, araştırma ve özellikle lisansüs- tü öğretimde "mükemmellik merkez- leri" düzeyine eriştirmek için öğretim yöntemlerinden kaynak tahsisine ka- dar her şeyin yeniden değerlendiril- mesi gerekli görülmektedir. Türkiye'de yukarıda bazılanna de- ğinilen noktalarda bir eğitim reformu yapılmadığı takdirde ülke, 21. yüzyı- la ancak sahip olacağı düşük nitelik- li işgücü ile uluslararası piyasalarda rekabet etmeye mahkûm bir ülke ko- numunda girecektir. (*) Ekonomipolitikosı öııeıilerigeliş- hnnekamacıyla 1994yıhndu birgnıpik- tiiatçı tarafinJan kunılan Ekonomi Po- litikalan Çalışma Grubu halen şu iive- lenk'n ohışmaktaJır: Hacer Ansal, Se- rapAşık-Türüt, KorkutBoratav, Mâzım K. Ekinci, Fikret Görün, H. Alper G«- zel, Gülten Kazgan, Yakup Kepenek, Oğıız Oyan, îzzettin önder, Lerzan Öz- kale. Erdal Ozmen, Şei'ket Pamuk, Vey- siSeviğ, CemSomel, CmitŞenesen, Fık- retŞeıtses, Erol Taymaz, Oktar Türel, Erinç Yeldan, Sıırhan Yentürk.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle