02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 NİSAN 1996 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Veterinerler, 6 Şubat 1996 tarihli karantina ile ilgili tebliğin kaldınlmasını istiyor Hayvancıbk^ ithalatçıya emanetANKARA (CumhuriyetBürosu)- Res- mi Gazete'de 6 Şubat 1996 tarihinde ya- yımlanan teblığ ile ithal edilen hayvanlar, sınırlarda değil ithalatçı tarafından belir- lenmiş alanlarda karantinaya alınıyor. Tanın ve Köyişlen Bakanlığı tarafın- dan yayımlanan tebliğ. canlı hayvan itha- latındaki denetımsizligi yasal hale getirir- ken, veterinerlerin konuya ilişkın tepki- leri sürüyor. Tebliğe göre; ithalatçılann, jtha] ettikleri hayvanlan 21 gün karanti- naya tutmadan dağıtacaklanna ilişkin bir taahhütnameyi Tarım ve Köyişlen Ba- kanhğı'na iletmesi yeterlı sayılıyor. Ka- rantina siiresı ıçinde tazminata konu olan herhangı bir hastalığın çıkması halinde de kuşkulu hayvanlar tazminatsız olarak, itlafediliyor. Vetennerler, bu tebliğ ile tazminatı ödenmeyen hayvanlann itlaf edilmediği- ne dikkat çektiler. Veteriner Hekimler Birliğı Genel Konsey Başkanı Hasan Me- tin, 6 Şubat 1996 tanhlı tebliğin, yazboz tahtasına dönüştürülen hayvancıhk itha- lat ve ıhracat rejımının son halkalanndan biri olduğunu belirtti. Deli inek hastalığına ilişkin soru önergesi TBMM'de ANKARA (Cumiıuriyet Bürosu) - DSP İzmir Milletvekih Hasan Tartas, Ağustos 1995 tarihinden sonra Türkiye'ye Ingütere. Irlanda ve Iskoçyacian et ve canlı hayvan ithalatı yapıhp yapılmadıği konusunda soru önergesi verdi. Tartan, Başbakan Mesut Yılmaz tarafından cevaplandınlması istemiyie TBMM Başkanitgı'na sunduğu soru önergesinde, halk arasında "defi inek" diye adiandjrılan BSE yirüsü konusunda kamuoyunda tartışmalar yapıldığını belirtti. Tartan, önergede. "Baa firmalann İngiltere, İrianda ve tskoçya mcsşei taşryan et ve canlı hayvaniann başka ülkekrin menşd ahında getirdiklerine ilişkin söylentiler var. Bunu ~ yid ne gibi çanşmalar yaptldı" dedı. Hastalıkh hayvanlara ait organlann kozmetik sanayiinde kullanıldığma ilişkin iddıaiar olduğunu da anımsatan Tartan, bu konuda ne gibı önlemler alındığını sordu. Tartan. "Baa Avrupa iilkelerilngiltere'den kozmetik ithalatuu durdunnuşiur. Tiirkiye'dt bu konuda öntemler altndı mi?" dedi. Canlı hayvan ithalatındaki özensizliğin veba hastalığının yeniden ortaya çıkrnasına neden olduğunu vurgulayan Tartan. bu konuyla ilgili verilerin kamuoyuna açtklanmasını istedi. RP iideri Neanettn Erhakan da partısmin grup toplantısında yaptığı komışmada, ıngiltere'de ortaya çıkan "deli inek" hastalıjpna değinerek Türkiye'ye hastalıkh hayvanlann ithal edildiğini öne sürdü. RP liden, "Hâlâ İngiltere'den deS inek eti ithal edHiyor. Yönetkiieriıniz haika değü, tüccafiara hizmet edivor" dedi. Türkıye'nın Cenevre Anlaşması'ndan kaynaklananyükümlüjükleriniyerine ge- tirmediğini söyleyen Metin. Cenevre An- laşması'na göre ithal edilen hayvan ya da hayvansal üriinün karantinaya alınması gerektığmı belirtti. Metin, "Hayvan ve hayvansal ürün ha- reketteri, taraf ülkelerin devlet kurumla- n tarafından denetlenerek, karantinaya alınmalıdır. Giriş vapacağı ülkenin güm- rüğünde karantinada hekim gözetimi al- ünda toplanır. Sağlıklı olduğuna karar ve- rilen hayvan harekerJeri serbest bırakıbr. Bu evrensel bir kuraldır" dıye konuştu. Metin. Türkıye'de TurgutÖzal'ın başba- kanlık yaptığı dönemde, Cenevre Antlaş- ması'nın yaptınmlannı yerine getiren Ve- teriner Işİeri Genel Müdürlüğü'nün kal- dınlmasıyla hayvancılığın denetimsizlik- le karşı karşıya kaldığını vurguladı. Özal döneminde uygulanan yüksek fa- ız politikası sonucu üreticinin mandırası- nı satarak, kentlere geçmeye başladığını kaydeden Metin. u Bu dönemle birlikte devlet, hayvan harekederinden eüni çek- ti. Korsan kurumlar türetüdL Özel sektö- re inanılmazteşvikler verildi. Türkiye yol- geçen hanına dönüştü" diye konuştu. 15 Temmuz 1995 tarihinde lop ete it- hal izni verildiğini belirten Metin, şunla- n söyledi: "Gövdeetin kaynağı belirlene- bilirken, lop etin kökeni saptanamamak- tadır. Nereden geldiği bilinemektedir. Et, ne kadar küçük parçalara aynürsa, dene- rimi o kadar zoriaşır. Ben, kiyma almayuı derim. Kıyma, etin en minimize edilmiş şeklidir. Sağlıksız unsurlan taşımaya çok vatkındır." Metin, Tarım Bakanlığı'nda bilimdışı bir kadrolaşma olduğuna işaret ederek, bakanlığın ibadethaneye dönüştüğünü söyledi. Bakanlığın ülke gerçekleriyle bağda- şan bir kurum olmadığını vurgulayan Me- tin. "Tanm Bakanlığı, ülkenin hiçbir so- rununa yanıt vermemektedir" görüşüne savundu. 27 EKİME KADAR SÜRECEK THY'de yaz tarifesi başladıİstanbul Haber Servisi - Türk Hava Yollan (THY), yaz tarifesi açıklandı. Yaz tarifesi kapsamında direkt ve aktarmalı seferlerin yolcu tercihleri doğrulrusunda hazırlandığı bildirildi. Uygulama 27 ekim tarihine kadar sürecek. THY'den yapılan yazılı açıklamaya göre 24 mayıs tarihinden itibaren cuma günleri Bişkek seferieri yapılacak. Kış tarifesiyle başlayan Tiran uçuşlan pazartesi ve çarşamba günleri haftada iki kez uygulanacak. THY, mayıs ayının ikinci haftasından sonra da lstanbul-Bangkok- Singapur, Smgapur- Bangkok- İstanbul seferlerini Airbus-340 tipi uçaklanyla gerçekJeştirecek. Paris, Frankfurt, Londra noktalanna her gün iki sefer uygulamasını sürdürecek olan THY, aynca Münih. Düsseldorf, Köln hatlannda da yoğun dönemlerde ıkincı seferler düzenleyecek. THY, yaz tarifesi kapsamında Istanbul'dan Viyana, Brüksel ve Atina'ya her gün seferler düzenlerken pazartesi, perşembe ve cuma günleri de ek sefer koyacak. Roma, Milano, Amsterdam'a ıse her hafta pazar günleri iki kez uçacak. THY aynca Moskova, Zürih'e, yoğun dönemlerde de New York'a cumartesi günleri ikinci sefer yapacak. THY, iç hat seferieri de başta Adana.Ankara, Antalya, lzmir uçuşlan olmak üzere yolcu talepleri karşılanacak şekılde yeniden düzenlendi. Ankara'dan. Batman, Kars. Gaziantep ve Malatya'ya her gün, Elazığ'a cumartesi, Muş'a perşembe hariç her gün sefer gerçekleştirilecek THY, Erzincan ve Siirt'e 3, Sıvas, Samsun ve Kayseri'ye 2, Tokat'a 1, Şanlıurfa'ya da haftada 5 kez uçacak. Istanbul'dan Dalaman'a her gün 2 sefer. haziran ayından itibaren her gün 3. cumartesi ve pazar günleri de 4 sefer yapılacak. THY aynca Trabzon, Kayseri, Diyarbakır, Gaziantep, Samsun ve Van'a her gün, Denizli'ye haftada 3 gün, Bodrum'a ise her gün 2, yoğun günlerde 3 kez sefer düzenleyecek. Hâkime hakaret etti 'Kalemiti Ceyn Hatice' tutuklandı SIVAS (Cumhuriyet) - Sı- vas'ın Şenbağlar Köyü'nde terör estiren ve kamuoyun- da "Kalemiti Ce>nterM ola- rak bilinen Kurt kardeşler- den Hatice Kurt yargılan- dığı mahkemede hâkime ha- karet edince tutuklandı. Kurt kardeşleri "istenmeven kişiler" ilan eden Şenbağlı- lar, 500 imzalı bir dilekçeyi Cumhuriyet Savcılığına ver- diler. Sıvas'ın Şenbağlar Kö- yü'nde bir süredır gasp, teh- dit, şantaj ve saldın olayla- nyla suçlanan ve kamu- oyunda "Kalemiti Ceynler" olarak bilinen Sultanve Ha- tice Kurt kardeşleri. yargı durdurdu. Köyde terör estirmekle suçlanan.jandarma ve muh- tarlığa yapılan tüm şikâyet- lere karşın engellenemeyen kardeşlerden Hatice Kurt, daha önce köyde meydana gelen bir kavga nedeniyle yargılandığı mahkemede hâkime hakaret edince tu- tuklandı. Akıncılar Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki duruşma sırasında sorulan yanıtsız bırakan Hatice Kurt, hâki- me, "Neden beni her zaman mahkemeye çağınyorsunuz. Ben sizinle konuşmam. Baş- kası gelsin ona konuşaca- ğım" deyince tutuklanarak Şebinkarahisar Cezaevi'ne gönderildi. Şenbağlar köylüleri de Kurt kardeşleri "istenmeyen kjşüer" ilan ettiler. tki kız- kardeşin köyü terk etmesinı isteyen Şenbağlar halkı, Al- manya ve Istanbul'daki köy- lülerinin de destek verdiği 500 imzalı dilekçeyi Akın- cılar Cumhuriyet Sav- cılığı'na verdiler. Karikatürcüier Derneğı'nden Turhan Selçuk ve Semih Balcıoğlu'na 'Onursal Başkanlık' plaketi 'DünyaŞaka GüniVkııûuuh Kültür Senisi- Karikatürcüier Derneği, 1 Ni- san "Dün\a§akaGünü"nde Beyoğlu Catı Res- taurant'ta bir yemek düzenledi. Mert Ali Başa- nr'ın esprileri eşlığinde sunduğu, derneğin ge- leneksel mızah gecesınde Karikatürcüier Derne- ği kuruculan Ferit Öngören, Semih Balcıoğlu ve Turhan Selçuk'a "Onursal Başkanlık" plaketi verildi. Prof. NurettinSözen.karikatunstKâmü Masaracu Nuri Kurtcebe, Erdal Atabek'ın yanı sıra çok sayıda yazılı \e sözlü mizah ustasının katıldığı ve ilginin oldukça fazla olduğu gece- de İlhan Şeşen, mizah dolu bir parçasını da ses- lendırdiği küçük bir konser verdi. Geceye müziğiyle katılan diğerbirsanatçı ise Onur Akın oldu. Gecede kısa bir konuşma ya- pan Karikatürcüier Derneği Başkanı Şenol Ko- cagöz, derneğin her yıl düzenlediği ve dünyada da kutlanan ""Şaka Günü"nü geleneksel hale ge- tirerek ülke geneline >a>Tnak istediklenni dile getirdi. Çok savıda mızah adamının bir arada olduğu gecede takılmalar. şakalaşmalar ve en çok da politik espnler yer aldı: Mert Ali Başanr'ın ıs- ranyla Kâmil Masaracı'nın kulağını muayene e- den Sözen. "Sosjal demokrat kulak biraz has- ta, küçük bir tedaviye ihtiyacı var" teşhısinde bulununca, bu sözlen kendı espnlı uslubunca yorumlayan Mert Ali Başanr'ın "Öylediyorlar, sonra hep büvük operasyondan geçiriyorlar" şeklindeki sözlen tüm salonu güldürdü. Daha sonra söz alan Dr. Erdal Atabek. güncelliğini ve öneminı koruv an ~deli dana hastaüğı"na deği- nerek -Bizim hastalığımız, uslu eşek hastalıgı. Eşekier usludur. büyüklerinin dedikleri >apar. Bir de akıllı köpek hastaJığı var. Eşeklerin uslu, köpeklerin akıllı olduğu memlekette insan ol- mak çok zor" dedı. Gecede aynca dernek yaranna bir çekilış dü- zenlenerek kazananlara, Turhan Sdçukve Se- mih Balcıoğlunun özgün baskısı ile FeritÖngö- ren'in "Türk Mizahı ve Hicvi" adlı eseri ve- riidi. Bu arada her yıl nisan ayının ilk haftasın- da düzenlediği "Mizah Haftası" etkinliklerini devam ettiren Karikatür Derneği, çalışmalannı uluslararası platformlara taşımak amacıyla UNESCO ile bağlantı halinde bulunuyor. 6 ni- sana kadar devam edecek Mizah Haftası kapsa- mında bugün saat 16.00'da Salih Memecan'ın "Karikatür Üzerine" söyleşisi, yarın saat 16.00'da Yürdagün Göker'in "Alman Karikatü- rii" üzerine vereceğı konferans, 5 nisan cuma günü saat 15.00'te Charlie Chaplin'ın "Dikta- tör" filmınin video gösterimi ile saat 17.00'de Musa Kart ve Leman dergisinin "Demokrasi İçin Karikafür" başlıklı dia gösterisi, etkinliğin son günü olan 6 nisan cumartesi günü saat 14.00 'te "Çizerfcr Kahvesi: Ocakbaşı Söyleşisi" yer alıyor. Mizah Haftası etkinlıkeri Saraçha- ne'deki Karikatür ve Mizah Müzesi'nde gerçek- leştirilecek. Sağ görüşlü saldırılara protesto Araştırma Görevlileri Derneği adına açıklama yapan Cem Kirazoğlu, 14 mart günü ülkücü bir grubun öğrencilere yaptığı saldın karşısında güvenlik güçlerinin müdahale etmediğine dikkat çekti tstanbul Haber Senisi - Aralannda Araştırma Görevlileri Derneği. Öğretim Elemanlan Sendikası ve Eğitim-Sen İstanbul 6 No'lu Şube çalışanlannın da bulunduğu bir grup. sağ görüşlü öğrencılerin üniversitelere yönelik yaptığı saldınlan protesto etti. Araştırma Görevlileri Derneği adına açıklama yapan Cem Kirazoğlu. 14 mart günü ülkücü olarak nitelendirilen bir grubun İstanbul Üniversitesi'nde öğrencilere yaptığı saldın karşısında güvenlik güçlerinin müdahale etmediğine dikkat çekti. Kirazoğlu, "Buolayların, demokrafik ünhersite ve parasız, eşit eğitim hakkı için öğrenci örgütleri tarafından evlemlerin yapıldığı bir döneme rastlamasu 1980 önce olduğu gibi yapa> sağ-sol çatışması > arahlması yoluyla gençlik mücadelesini farkh boyutlara çekmenin bir kanıtıdır" diye konuştu. Eğitim Bilim ve Kültür Emekçileri Sendikası İstanbul 6 No'lu Şubesi adına açıklama yapan Zeynep Güler ise özgür bir üniversite için mücadele yapan öğrencilerin yaptığı eylemlerin. sağ-sol çatışması görüntüsü ile söndürülmeye çalışıldığını öne sürdü. Güler, bu gibi olaylara karşı tüm demokratik kurumlann. öğrenci ve öğretim üyelerinın birlikte tepki göstermesi gerektiğini söyledi. KESK Genel Başkanı Siyami Erdem, ANAYOL'u eleştirdi: Toplumun istemleri karşılanmıyor • KESK'in tüm baskılara karşın kararlı bir sendikal mücadele sürdürdüğünü ve artık sendikal haklan kullanma zamanunın geldiğini belirten KESK Genel Başkanı Erdem, sendikalann taleplerinden oluşan dosyalann 8 nisanda bakanlıklara ve Başbakanlık'a iletileceğini söyledi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - sürdürdüğünü ve artık sendikal Kamu Emekçileri Sendikalan Konfederasyonu (KESK) Genel Başkanı Siyami Erdem. ANAYOL hükümet programının, toplumun ekonomik. sosyal, siyasal ve demokratik istemlerini karşılayamadığını öne sürdü. Ankara Valiliği'nce Emekli-Sen'in kapatılması istemiyle açılan davanın duruşması 13 mayısa ertelendi. Sendikal haklan kullanma KESK'in tüm baskılara karşın, kararlı bir sendikal mücadele haklan kullanma zamamnın geldiğini belirten KESK Genel Başkanı Erdem, sendikalann taleplerinden oluşan dosyalann 8 nisanda bakanlıklara ve Başbakanlık'a iletileceğini söyledi. Erdem, KESK yönetim kurulunca alınan diğer kararlan da şöyle açıkladı: "13-14 nisan tarihlerinde, Ankara, tstanbul, lzmir, Adana. Diyarbakır, Trabzon, Samsun, Antaha, Zonguldak, Muğla. Sinop, Kocaeli, Aydın, Manisa. Bursa. Sakarva oİmak üzere 16 ilde 'Banş, Demokrasi, Sendikal Hak ve Özgürlükler' mitingi yapılacak. 18 nisan tarihinde taleplerimiz karşılannıadığı takdirde, tüm Türkiye'de bir günlük iş bırakma eylemi gerçekleştirilecek." Duruşma 13 mayısta Emekli-Sen Genel Başkanı İbrahim Şahin de düzenlediği basın toplantısında, Emekli-Sen hakkında Ankara Valiliği'nce açılan davanın 3. duruşmasının 9. İş Mahkemesi tarafından 13 mayısa ertelendiğini bildirdi. Genel sekreter ve avukat Rasim Öz, şunlan söyledi: "Yapay bir davadır, hukuki hiçbir temel yoktur. Ankara Vaüliği'nin böyle bir dava açnıava da yetkisi yoktur. Örgürlenme hakkı temel haktır. Ulusal yasalarda dayanağı olmadığı gerekçesi ile böyle bir sendika kapatılamaz." BÜLEjYT DİKMENER HABER ÖDÜLÜ YARIŞMASI Gazetecı Bülent Dıkmener'in anısını yaşatmak ve Türk gazetecilığine olan katkılannı manevı yönden sürdürmeyi sağ- lamak amacıyla. adına 1980 yılında konulan "Haber Odülü" 1995-19% döneminde de sürdürülmektedir. Ödül koşullan şöy- ledir: 1- Ö(Jüle her Türk gazetecı aday olabilır. 2- Adaylık, gazetecinm kendi ya da Ödül Komitesi'nin önensı ile gerçekleşir. 3- Odüle aday gösterilecek haberlerin 1 Nisan 1995 ile 31 Mart 1996 tarihleri arasında günlük gazeteler ya da süreli ya- yımlardan bırinde yayımlanmış olması gereklidir. 4- Ödüle aday olabılmek için nıtelikleri 3. maddede belirtilen haberlenn yayımlandı- ğı gazete ya da süreli yayımlann I sayısımn 10 Nisan 1996 günü akşamına kadar Bülent Dikmener Haber Ödülü PK:246/lstanbul adresine taahhütlü olarak ulaştınlması zorunlu- dur. 5- Ödüller: a) Haber ödülü b) Mansıyon c) Jüri özel ödülü olarak belırlenmiştir. Kazananlara, ödülü simgeleyen birerplaket ile özel armağanlar verilir. 6- Seçıcı Kurul. Erhan Akyıldız. Müfît Alaçalı, Yalçın Bayer, Fikret Dağlıoğlu, Or- han Erinç, Yalçın Eryalçın. Doğan Katırcıoğlu, Ergin Konuksever, Oktay Kurtböke, Turga\ Olcayto, Deniz Sotn, Yılmaz Tunçkol, Seçkin Türesay ve (Jlvi Vanardağ'dan oluşmuştur. ÖDÜL KOMİTESİ HAFTAYA BAK1Ş AHMET TANER K1ŞLALI Küreselleşme ve Kemalizm "Emperyalizmin Yeni Masalı"... Işık Kansu'nun "küreselleşme ideolojisi"ne ışık tutan dizisini, her ay- dının okuması gerekiyordu. Küreselleşme ideolojisi, geri kalmış ülkeler ve emekçi kesimler için ne anlam taşıyor? Sivil toplum " laflannın arkasında yatan gerçek nedir? Etnik aynm- cılık, mezhepsel ayrımcılık, köktendincilik niçin gün- deme geldi? Ulusal devlet niçin hedef yapıldı? Oklar niçin Ke- malizme çevrildi? Küreselleşmenin geleceği nedir? Prof. Sencer Ayata, Prof. Alpaslan Işıklı, Prof. Cem Eroğul, Doç. Gencay Şaylan, Prof. Korkut Boratav. Prof. Anıl Çeçen, Doç. Haluk Geray'ın katkılan ile... Cumhuriyet gazetesi, bir kez daha, far- kını fark ettirdi. ••• Küreselleşme nedir? Manc'ın "/çç/s/n///en(ernasyona//"ninyerini, "ser- mayedar sınıf enternasyonali"n\ almasıdır. "Emeğin vatanı yoktur" sloganının yerini, "Sermayenin vatanı yoktur" sloganını almasıdır... Sermayenin önündeki ulusal engellerin kaldırılmasıdır. Sermayesi en güçlü ülkelerin egemenliğinin perçin- lenmesidir. Yani küreselleşme, emperyalizmin yeni ideolojisi- dir! Bu kısa giriş bile, küreselleşme ideolojisinin niçin ulus-devleti hedef aldığını göstermeye yeter... Türki- ye'de niçin, Kemalizmi yıkmak amacıyla, her türlü aracı kullanmaktan çekinmediğini ortaya koyar. Eroğul'un deyişiyle; "pazartığını güçlü bir ulusal devletle yapmak yerine, zayıf bir yerel birimle yap- mak" elbette ki emperyalizmin işine gelir. Durum böyle olunca da yeni emperyalizmin, "ef- nik bölünmelsr başta olmak üzere, hemen her tür- lü bölünmeye niçin destek verdiğini anlamak kolay- laşır. Ama "yeni dünya düzeni", emperyalist devletlerin ulusallığına karşı değildir. Emperyalist devletlerin önünde engel gibi görünen, "orta boy" devletlerin ulusallığına karşıdır. Hadi Japonya'yı bir yana bırakın; Avrupa'da bile ulusal devlet ortadan kalkıyor mu? Hayır! Avrupa Biriiği -ulusal devletlerin ortadan kalkışı de- ğil- bir dayanışma içine girmesidir... Üst düzeyde bir "çıkar birliği" yapmasıdır. Ama "pef/"o/zeng/n/"Ortadoğu'yaönerilen model; ulusal devletlerin yerini alacak "etnik devlet"\erdir... Ve bunun üstelik çok yeni bir yanı da yoktur. "Böl ve yönet" tarih kadar eskidir! • • • Ulusal devleti savunmak, elbette ki kapılannı dışa- nya kapatmak anlamına da gelmiyor. Türkiye'de ulu- sal devletin temellerinin atıldığı Atatürk döneminde bile, bu anlamı hiçbir zaman taşımamıştı. Türkiyede ulusal devlet kurulurken birçok bölgesel ışbiriiği ve dayanışma girişimlerinin öncülüğünü kim yapmıştı? "Tam bağımsızlık" ilkesinin savunucuşu olan Atatürk! Almanya, Italya, Avrupa Birliği'ne girerken ulusal devletten vaz mı geçti? Fransa, Avrupa ile bütünle- şebilmek için Brötonlara, Korsikalılara bağımsızlık mı verdi? Hayır! Cem Eroğul, bugünün bağımsızlık ve ulusal devlet anlayışını çok güzel açıklıyor: "Üretim düzeyinin bugünkü gelişmişlik düzeyin- de, dünya iktisadi-ticari ağından tam bağımsızbiror- tam düşünmek olanaksızdır. Bugünkü devletin ba- ğımsızlığını, eski ulusal sermaye günlerinde, birsen- dikanın san sendika olmamasına, gerçekten işçinin sendikası olmasına benzetmek gerekir. Nasıl ki eski- den 'sendikalar bağımsız olmalı' dediğimizde, bunu, sendikalar ulusal yaşamın dışına çıkmalı anlamında söylemiyor idiysek, bugün 'ulusal devlet bağımsız olmalı' dediğimizde, onu da ulusal devlet dünya iliş- kilerinden kopmalı anlamında söylemiyoruz." Öyleyse dışa açılmada ölçüt nedir? Ulusal çıkariann öncelik taşıması ve "eşitlik" ilke- sine uyulmasıdır! ••• Ulusal devlet varlık nedenini yitirmedi. Ama ulusal devletin savunucusu olan temel güç değişti... Serma- yedar sınıflann yerini emekçi sınıflar aldı. Eskiden sermayedar sınıf, kendini korumak için ulusal devleti kalkan olarak kullanırdı. Şimdi serma- ye uluslararası düzeyde bütünleşince, karşısında ge- leneksel sendikalann bir güç dengesi oluşturması olanağı ortadan kalktı. Kol ya da kafa emekçilerinin, artık kendilerini bu uluslararası güce karşı savunabilecekleri tek araç kal- dı: Ulusal devlet! Kamuda çalışan yüzde 12.2 azaldı ANIC\R.'V (Cumhurivvt Bürosu) - Imalat sanayiinde geçen yılın son 3 ayında, 1994'ün aynı dönemine gö- re kamuda çalışanlann sayı- sı yüzde 12.2 oranmda düş- tü. Aynı dönemde özel sek- törde çalışan sayısı yüzde 10.7 düzeyinde yükseldi. Ay- nı dönemler ıtibanyla kamu- da çalışılan saat yüzde 14.8 oranmda azahrken, özel sek- törde yüzde 12.2 düzeyinde arttı. Devlet Istanstik Enstitüsü (DtE) tarafından ya>ımlanan venlere göre, 1995 yılmın son 3 aylık döneminde. 1994'ün a>-nı dönemme gö- re kamu ve özel sektör olmak üzere imalat sanayiinde çalı- şanlann sayısı yüzde 4.3, ça- lışma saatleri de toplam yüz- de 4.7 oranında yükseldi. Kamuda çalışan sayısı, ay- nı dönemler ıtibanyla gıda sektöründe yüzde 11.9, men- sucat sanayınde yüzde 6.3, orman ürünleri sektöründe yüzde 8.5, kağıt ve basım sa- nayınde yüzde 2.3. kimva sektöründe yüzde 5. taş-top- ram sanayınde yüzde 10. me- tal sektöründe yüzde 25.6. makına sanayi yüzde 10.1 azaldı. Özel sektörde aynı dö- nemler ıtibanyla, çalışan sa- yısı, gıda sektöründe yüzde 6.6. mensucat sanayınde yüzde 9.8. kâğit sanayiinde yüzde 10.4, kimya sanayiin- de yüzde 6.5, taş ve topram sanayiinde yüzde 5.2. metal ana sanayiinde yüzde 31, ma- kine sanayiinde de yüzde 14.6 oranmda yükseldi. Çalışan sayısı tüm sıstem- de. gıda sektöründe yüzde 2.1. kâğıt sanayiinde yüzde 4.6, metal ana sanayiinde de yüzde 4.9 düştü. Çalışma saatleri aynı dö- nemler itibanyla kamuda, gı- da sektöründe yüzde 13.5, mensucat sanayiinde yüzde 7.6, orman ürünlennde yüz- de 8.3. kâğıt ve basım sana- yiinde yüzde 9, kımya sana- yiinde yüzde 4.3, taş-toprak sanayiinde yüzde 16.6, metal ana sanayiinde yüzde 27.2, makine sanayiinde yüzde 19 oranmda azaldı. Aynı dö- nemler itibanyla, çalışma sa- atlen özel sektörde gıda sa- nayiinde yüzde 7.3, mensu- cat sanayiinde yüzde 10.8, orman ürünlennde yüzde 5.9. kâğıt sanayiinde yüzde 8.7, kimya sektöründe yüzde 7.9, taş-toprak sanayiinde 38.2, metal ana sanayiinde yüzde 16.9, makine sanayiin- de de yüzde 34.4 oranında arttı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle