03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 NİSAN 1996 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA KULTUR 15 ALLEGRO EVtN tLYASOĞLU Şu gramofon denen acayibeGramofon \e Taşplak sergisi. bir nostalji\ı dile getinyor. Yapı ve Kredi Bankası'nın Vedat Nedim Tör Müzesi"nde sergilediği gramofonlarla ve taşplaklarla bir teknolojinin tarihi de sergılenmi^ oluyor. Bu taş plaklardan oluşan CD'lerde ise ülkemizden bir dönemin tarihini duyabiliyorsunuz. Tangolann. kantolann \aşandığı ilk cumhumet günlerini: yanık gazellerinde Hafız Yaşar'ın. Hafız Burhan'ın geleneğıni ve ilk operetlerdekı çoksesliligı anımsayabilivorsunuz. Leblcbici Horhor. Süreyva. A\>e. Lüküs Hayat gibi operetler. Alabanda Röviisü zamanın gündemindeki sanatçılann kayıtlanndan CD'ye aktanlmış. Biraz hışırtılı. biraz dengesiz bu kayıtlar. Ne var ki ta> plaktaki aslı da böyle. Artık taşplakları alıp kocaman gramofon borulanndan dinleyemeyecegimize göre. bu CD'lerde bir tarihi yaşamak. bir nostaljiyi duymak daha kolay. Gramofon \e Taşplak sergisine eşlik eden kitapta ta:> plakların \e gramofonların tanhinden ve özelliğinden bakımına kadar meraklılarına bügi \erilmişCemal Ünlii. Cökhan Akçura ve Muammer Karabet'iıı yazılanntn vanı sıra Ahmet Rasinı de bır \azisinda gramofonun icadını *ö\le anlatıyor: "Fonoğraf denilen alet-i keşfi>at-c cedide meydandadır. 1878 sencsinin Mayıs a>ında A\ rupa'nın mehafil-i Umiyesine Amerika'da kelam-ı tahrir \e hıfz \e istenildiği \akit \ine a>nı kelamı insana tebliğ eden bir aletin keşf olunduğu aks eyledi... Şunu da sövleyelim ki kalay levhası üzerine yazılan sada> ı fonograf bir kere tekrar etme> üb birkaç kerede tekrar eder ise de her tekrarda sada kesb-i zaif edüb /iyadesiyle kanşur. Fonoğrafın tahriyat-ı ilmiye \e fenniyede hiçbir hidmeti \oktur, fakat fenni bir acayibedir, hem birinci derecede bir acayibedir." Ahmet Rasim Be> fonoğraf ile ba^lavan bu 'acayibe'' tekniöini bugünkü kompakt disklerde Ayşegül Kirmanoğlu Cülsin Onay Günav Yeriz G ramofon ve Taşplak sergisi, bir nostaljiyi dile getinyor. Yapı ve Kredi Bankasf mn Vedat Nedim Tör Müzesi'nde sergilediği gramofonlarla ve taşplaklarla bir teknolojinin tarihi de sergilenmiş oluyor. Bu taş plaklardan oluşan CD'lerde ise ülkemizden bir dönemin tarihini duyabiliyorsunuz. Recordable CD'lerde veya laser disklerde görseydi acaba nasıl adlandırırdı? Sergiyi diizenleyen Şennur Şenrijrk'ü \e bu sergi-kitap-CD demetine tüm emeği geçenleri kutlanz. V iyana Senfoni taze kan getirdi Viyana Senfoni Orkestrası geçen hafta Lstanbui'un sanat yaşamma canlılık kattı. Uzun bir kış mevsimini oldukça sakin geçiren Istanbullu müzikseverlere gerçekten de taze kan getirdi. Topluluğun ilk konserde Viyana geleneginden iki besteciyi sunması. Mozart ve Mahler çalması. çok anlamlıydı. İkinci konserde Çaykovski ve Ravd dinledik. 1924 doğumlu şefleri Georges Pretre, her bestecinin kendine özgü biçemini özümsemiş, orkestrasını o baglamda gerektiği gibi yönlendiriyordu. Gerektiği yerde tempoyu sunuyor. vuruşu belirliyor. sonrasını yoruma bırakıvordu. Hem kendi kalbinden gelen yoruma hem de üyelerin yaratıcılığına. Orke.stranm en önemli özelliklerinden biri de yaylı çalgılardaki tını birliği idi. Sanki yaylar çalgıya değmeden yükseliyordu müzik. İki gecenin programından Mahler'in beşinci senfonisini uzun zaman kuiaklarımızdan silemeyeceğiz. Istanbul Devlet Senfoni Orkestrası'nın bu haftaki konuklan baba-oğul Galatiler idi. Şef lonescu Caiati tstanbullulann uzun zamandırtanıdığı. sevdigi bir sanatçı. Sahneye çıkar çıkmaz aldıgı alkışlardan bu her zaman belli oluyor. Genç Florin lonescu Galati ise önceki dinletılennden kulagımızda kalan parlak. yetenekli bir kemancı. Geçen yıl dinlediğimiz Paganini konçertoda olsun. bu yıl içindeki rcsitalinde okun. son derece nıtelikli. uluslararası düzeyde bir çalgı topluluk.'an arasında renk birliğini aradı. Kornolar ve fagotlar konçertoda olduğu kadar senfonide de rafine olamadılar. Bu arada klarnetçi Ayşegül Kirmanoğlu'nu bu konser boyunca topluluğun en başanlı üyesi olarak kutlamamız gerek. Onümüzdeki hafta İstanbul Devlet Senfoni Grkestrasf nda ilginç bir konser var. Çagdaş yapıtlan yönetmekle ünlü bir şef, Ltıcas Pfaff, iki çagdaş bestecinin konçertosunu yönetecek. Flütçü Günay Yetiz sanatçı olduğunu kanıtlamıştı. Teknik zorluklan yenmiş, güzel müzik yapabilmenin ke> fine ulaşmış. Ancak cumartesi sabahki Beethovenkeman konçertosunda her zamanki coşkusunu duyamadık. Beethoven'in romantik yönü ile klasik yönü arasındakı dengeyi yeterince yansıtamadı. Tempolarda bir anlaşmazlık seziliyordu. Kemanı çalgı olarak bazen çok hafif. uçup giden bir kadifelik içinde olsa da. bazen yerçekiminin ağırlıgını duyuyordu. Konçertonun en başanlı vönü kadanzlar ve ikinci bölümdü. İkinci bölümde rafine bir ton ile güzel ezginin duyarlılığına varabilecek konserin ikinci yansındaki Beethoven'in beşinci senfonisinde. bu çok fazla bilinen yapıtta, kulaklanmız solistliginde ilk kez dinleyeceğimiz Solivefnin Flüt Konçertosu ve piyanist Gülsin Onay solistliginde Şostakoviç'in 1. Piyano Konçertosu. Konserin ikinci yansında ise Brahms'ın 1. Senfonisi yer alacak. Geçen haftaki yazimızla ilgili bir düzelti yapmak istiyoruz. Türkiye genelinde. bir önceki haftanın yo»un müzik etkinliklerini sıralamıştık. lzmir Devlet Senfoni Orkestrası'ndaki konseri Rengim Gökmen degil. Ender Sakptnar yönetmiş. Düzeltiriz. Başkent, Saklıkent, Bilkent ve festival AHMET SAV ANKARA- Jansug Kakhidzegı- bi büyük bir şefın yönetımındekı açılış konserinden sonra. Ankara Müzik Festnalı'nın ilk etkınlıği Kathnn Tickell Trio v vdu. O güne değin canlı müzik olarak gayda din- lememiştım. Filmlerde \e televiz- yonda 15-20 sanıye süren görüntü- lerde ızlemı^tım gaydayı. Bu görün- tülerin neden on beş saniye ile sınır- landıgını Kathnn TkkeU'i dinle- yince anladım: On beş dakikava kalmadan. bu bıktıncı müzik benı bayıltacaktı. Bizde Karadentz böl- gesının dag köv lerınden bırkemen- çecivı Iskoçva'yagönderb-ek \eke- mençecimız saatlerboyu "saksaga- nin ku>nıgi. saksaganın kuyrugp diye aynı teraneyi söylese. Iskoçlar baygınlık geçirir. Halk müzığı dünyanın her ülke- sindeyalınbırmüzıktir. basıttir. saf- tır. halkın ıçtenliğımdilegetirir. Bu böyledir dıye. biz Türkler. şitr ve müzıği de içeren Anadolu hafk kiîl- türünün çok zengın. derin. renkli ve köklü geleneğıni temsil eden. Yu- nus. Kaygusuz. ÎNesimi gibi saz şa- ırlenyle daha başlangıçta doruga çı- kan incelıklere omuz sılkıp sabah- tan akşama "saksaganın kuynıgT yavesını mi dınlemekteyız? Gaydacı bavan Tickell ve arka- daşlannı dinlediğimiz "Saklıkent" adlı mekâna üç bin kişınin sığışabıl- dıgınivebudev müzik ortamınınil- gınç bir atmosfer taşıdığını duy- nıuştum. Festivalden birkaç günön- ce. gitarcımız Ahmet Kanned'yle burayı keşfegıttik: Yeraltındagenış birsokak ve iki yanda e\ ler. evlerin önünde kahveler. bırahaneler. bar- lar... Sonra köşe bucakta bakkallar. aktarlar. tötüncöler... • ' • SoT<ağınbitiminde ise gehiş' bir sahne. Bu sahnede canlı müzik ya- pılıyor. Yurtdışından gelen caz ve pop topluluklannı izleyen gençler, önce evlen, evlerin balkonlarını. cumbaları. pencerelcn. sonra bira- hane, kahve ve barları doldtıruvor ve giderek sokak dolmaya başlıyor. Parke döşelı o geniış. o uzun sokak. iğne atsan yere düşnıevecek bıçim- de kalabalıklaşınca. alın sıze üç bın kişilik bir mekân... Ankaranın mü- ziksel yaijamı ıçin bir kazanım bu "Saklıkent". "Free jazz" vaptığı belirtilen "TrioCok>r''adlı Alnıan üçlüsünün sıradanlığı üzerinde durmaja değ- meyeceği ıçin. Juango Dominguez gitar resıtalıne geçıyorum: Domin- nnde "Bilkent- ile "Saklıkenr ad- larının çapraz olarak değiştirilmesi önerisınde bulunanlar çıkarsa. ben kari!>mam bu ışe. Önemli olan, festivalleri. şölenle- bir müzıTcçi. Çalgısıyla bütfınleşen bu Arjantinli büyücü, gıtarı dilerse sağa, dılersesolayatınpçalabiliyor. Bilkent ise. festival rüzgârlanna, CSO konserlerine. önemli resital- lere hiç aldın> etmeden "Oistrakh Şöleni" düzenledı. Bu şölenın za- manlaması, sanıyorum dıkkatli de- ğildi. Oistrakh"lan kim kaçırmak is- ter? "Vapseçimini" anlamına geldı- ğı için. Ankaralı nıüzikseverler'*iki cami arasında bînamaz" durumun- da kaldı. Bazı soruların yanıtları "saklı" görünüyor. Eğer günün bi- Tîkrerin birlik-Hütünlük havâsını kollayarakgerçekleşmesidır. Kendi adıma. festival etkinliklerini izle- mek durumunda olduğum için "Oistrah Şöteni"ni kaçıracagım. Daha da önemlısı. Bilkent'te yeti- sen çok yetenekli genç pıyanistimiz Emre Şen'in 9 nısanda sunacağı re- sital. Belçika Kralıyet Balesi baş- dansçılanndan A\şem Sunalgöste- risiyle aynı güne rastlıyor. Emre Şen'i mı, Ayşem Sunal'ı mı izle- meh'.' Türkiye'de konser sezonu mayıs ayı sonunda biter. Etkinliklerin ça- kışması yerine. acaba konser sezo- nu ilgili kurumlarca biraz daha uza- tılamaz mı? Emre Şen'in piyano resitalinı öııenuediğiKii&tiortli. bir de Emre Tamerimiz vafbîzitn: onıın müzik- çi kimliğini vurgulamak isterim: Emre, dünyanın en iyi orkestrası ka- bul edilen Berlin Filarmoni'nin üyesidır. On gün önce ise, Alman- ya'nın en iyı orkestralarından Darmstadt'ın ıkıncı keman grup şefliğine getirildi. Soralım şimdi: 100 milyarlık sözleşmeler yapan futbolcu ya da basketçilerimızin hangisi •*dün\anıneni\itakımı"nda top koşturuyor.. (A.Sayileiletişinı kıımiükiçinfaks: 0312 223 39 45) DUŞUNCEYE SAYGI MEMET FUAT Sopulap "Olmak mı, olmamak mı?" gibi derin sorular değil, ga- zete okurken, televızyon izlerken akla geliveren sıradan sorular... Üniversite öğrencisi gençlerin, birbirini izleyen eylem- lerinde acımasızca coplanan, yerlerde sürüklenen kız- ların, delikanlıların istedikleri nedir? Benim bildiğim: Paralı öğretime dogru gidilmemesi. harçlannı ödeye- meyenlerin kayrtlarının silinmemesi, okullar yönetilirken öğrencilerin görüşlerinin de alınması... Öteden bir ses: Hayır, onların amacı başka... Kargaşa çıkartmak, ül- keyi bölmek istiyorlar... Uç beş kişi değil, alanlar dolusu öğrenci, binlerce genç insan, kargaşa çıkartmak, ülkeyi bölmek için eyleme geçmiş olabilirler mi? Kargaşa çıkartmak, ülkeyi bölmek isteyenlerin böyle- sine güçlü bir örgütlenmesi mi var ünıversitelerde? Değişik yeıierde birbiri ardına patlak veren öğrenci eylemlerini ateşleyen ortak özlemın ülkeyi bölmek oldu- ğu nasıl söylenebilir? Oysa her şey ne kadar açık: Türkiye'de yaşayan bütün insanlar çocuklannı okut- mak istiyorlar... Tıpkı varlıkJılar, kentsoylulargibi... Yoksullar da, yoksulluğun eşiğindekiler de, ailesini zor geçindirenler de, oğullarını, kızlarını okutabilmenin yol- larını anyorlar. Ontann da kendileri gibi sıkıntı içinde ya- şamamaları, okuyup iyı bir uğraş edınmeleri için, e/lerin- den geleni yapıyorlar. Ayrıca ülkemizde eğitimın parasız olmasını, üniversi- te harçlarının yükseltilmemesini isteyenler yaln/zca öğ- renciler mi? Çocuklarını okutmak için çırpınan ana babalar, ünıver- sitelerde harçlann yükseltilmesine, orta öğretımde kat- kı payı diye para toplanmasına pek mi seviniyorlar? Bu uygutamaya karşı olan o ana babalara da bölücü mü denecek? Yanıltmaca yapmayalım: Öğrenci eylemlerine, karga- şa çıkartmak, ülkeyi bölmek amacını yakıştıranlar, yürü- yüşlere katilan yasadışı örgütlerin taşıdıkları bayraklara, yazılara, attıklan sloganlara bakarak konuşuyorlar. Gene de "bölücü" sözcüğünün gelişigüzel kullanılma- ması gerektiği kanısındayım. Kargaşa çıkartmak, ya da gövde göstensi yapmak is- teyen yasadışı örgütlerin hepsine bölücü denemez. Ül- kenin düzenıni değiştitmek isteyen yasadışı bir örgütün yandaşlan tam tersini savunuyorda olabilirler: Böyle gı- derse bu ülke bölünecek, bölünmeyi önlemek için bu dü- zeni değiştirmeliyiz... Ama öğrenci yürüyüşlerine katılan yasadışı öfgütler- den bazılan herhalde bölücülükleri bilinen örgütlerdır. Yapılan yakıştırma onlardan kaynaklanıyordur. Peki, aralannda bayraklan, yazıları, sloganlarıyla öyle örgütler de yer aldı diye, binlerce öğrencinin, harçların yükseltilmesine karşı yaptıkları yaygın bir eyleme bölü- cülük damgasının vurulması doğru mu? Bütün üniversitelerde yasadışı örgütlerin yandaşlan vardır. Bunların yaygın bir eylemde yer almalarına. bay- rak açmalanna, yazı taşımalarına, slogan atmalarına öbür öğrenciler engel olabilirler mı? Dahası, haklıhğı yüzünden birdenbıre yaygınlık kaza- nan bir öğrenci eyleminin örgütsüzlügü nasıl gıderilır? Örgütlü çalışmalarda yer alan, deneyimli gençler, ıs- ter ıstemez öne geçmezler mi? Hatta o haklı eylemi onlar kışkırtmış da olabilirler... Onların kışkırtmış olması, sonra da ayaklananların ara- sında yer alıp gövde gösterisi yapmaları. haklı bir eyle- min haklılığını ortadan kaldırır mı? Evet, bunlar "Olmak mı, olmamak mı?" gibi derin so- rular değİI, gazete okurken, televızyon ızlerken akla g&-i liveren sıradan sorular... Geçen gün kameranın karşısında, yanı milyonların önünde, bir genç ınsan şöyle bağırıyordu: "Onlarbizim okumamızı istemiyorlar... Yoksul çocuk- lannın okumasını istemiyorlar... Okullanmızıyıkıp dökü- yorlar..." Bir genç insan çevresinde olan bitenden bu izlenimi alıyor, milyonlara haykırıyor... Bölücüydü, değildi çekişmesinin hiç anlamı yok... Ortaöğretimi katkı paylarıyla, yükseköğretimı harçlar- la bunattanlann şu kısacık soruyu yanıtlamaları gereki- yor: Yoksul çocuklarının okumasını istemiyor musunuz? 293 89 78 (3H*T) Filmin CD*si Töm Raks Müsik Marketlerde 5 Nisan'da DA&nM Sincmalarda KON3EK 3Ûl£NT SaaP EJekPm ve Terdesiz <qiı Davul CEM A/&£L Şehit Muhtar Caddesi 69 Taksim - istanbul Tel: 256 66 54 - 256 66 97 [ÂDAMDIR MaNrGauffnr Ç«Un Sankartal îi CımniE ISN<ı 21M rmr. IIM (0112) m II )! MEHMREAKSOYYİĞİT Yerebatan Sarraanda Hayal (0K8MU1HI CÖLCtMNU Yerebatan SamıoSultanahmrt Tel:522 12 59 BULUNMAZ KULTUR MEBKEZlfBULUNMAZ KULTUR MERKEZI NAZIM HİKMET SAHNIÎİ I NAZIM HİKMET SAHNESİ ISTANBUL R U HALİT KARAATA TİYATRO İŞLİĞİ 3 Nisan 1996 Saat: 18.00 KADİR YERCİ BİLİM YÖNTEMİ 3 Nisan 1996 SaaC 19.00 Istiklal Cad. Aznavur Psj. 212; 8 • Istıktal Cad. Aznavur Psj. 212 8 r..ı,...,..,. T.I . « m » . « . i/ı on • Salatasjray Te!: 251 85 23 • 251 6Ü 90 CEMAL TOLLU 1929 - 1968 ARASI YAPITLARI 3 Nisan - 7 Haziran 1996 Hüsrev Gerede Cad. Fınn Sok. No: 2 'Heşvikiye/1 istanbul Tel: 0-(212) 227 03 63 Fax: 25810 98 Galeri, Pazar ve Pazartesi dışında hergün 11.00-19.00 arası açıktır. r. Holland's Opus Mr Holland rolünde Rıchard Dreyfuss'un bugûne kadarkı en ıyi pefformansı tle kendısıne OSCAR adaylığını geûren ınce oyunculuğu fılmın tonunu oluş- turan 60lardan bogûne popû- ler müzıgın en seçkın örneklen kuşkusu7 fıimın en ûnemlı özei- lıklerı ıken, yıne de her yaştan ve her keamden seyiraden en büyûk payeyı toplayan ögret- men-ögrencı ıtışkıiennûekı duygu selı o4muştur 1964 ythrv da genç ve enerıık bir ögret- men olan Glenn Holland, John F Kennedy okulunda muzık öğretmenı olarak ışe başlar Aslında o bir muzısyendır ve en buyuk hayalı Büyuk Amerı- ka Opus'unu bestelemektır Ûğretmenlıge sadece para ka- zanmak ıçin geçıcı bir ış olarak bakan Holland eve sevgılı eşı Irıs m yanma ve pıyanosunun başına dönmek ıçin son ders zılını ıpte çeker Okul bandosu ile ugraşifken eşı Ins ın hamıle olduğunu ögrenen Holland. Opus hayalını ertelemek zo- runda kalır Tüm zamanını ög- rencılerıne vedogacak bebeğı- ne ayıran Holland daha dogmadan ona klasik muzık dınletır Oglu dünyaya geldık- ten sonra muzık egıtımıne devam eder ta kı onun sagır ol- duğunu ogrenınceye kaaar ŞEHIR TIYATROLARI HARBİYE MUHSİN ERTUĞRUL SAHNESİ (240 77 20) SP^IM BURAK SAHİBİNİN SESİ tONETBI 0HHANAUUU 3 (2030)4,5.6.7 NKAN ARSLAN KACAP, KRAL'A OYUN K A D I K O Y H A L D U N T A N E R S A H N E S İ ( J 4 0 0 4 6 3 ) ADALFT AGAOĞLU ÇATIDAKİ ÇATLAK rQMFTB4 BtGİNUUIOAi 3.4.5. & 7 NİSAN SEMA/ERBIL GÖtCTAŞ BÜYÜLÜ GÖL raCT» CANDOâAN 17 NEAN (SAAT: 11.001 a^a^j.«<ı;«;ia.Ti%av'iıi:iı EMMANUa ROBLES BİR UMUT İÇİN •>i^ aOlKBlCHTtKÇHHIttUKA* 3.4.5.İ.7MSAN MEUHCFküeTANDAY MİKADONUN ÇÖPLERİ rûNE™ aoiKiaüN 3.4.S.İ.7MSAN RKRET TER2 AKILLISOYTARI rONETÎN DBffilrfCUMEH UNMwrSAAT:ll.0O) HEINRICH BOO/DENİZ UYGUNEfi BİRLİKTEOYNAYALIM YCfCBt OENİZUTGUNB İ.7NİUN|UATII.I)O) HARBİYE CEP TIYATROSU (240 77 20) ORHANGUNER İKİNCİ NÖBETÇİNİN SIKINTILARI ARİFAKKATA î NİSAN (I800İ0 30) 4. S NrSAN (15.00) TAMER AKAKINCI Reslm Sergtsi 1 - 25 rOsan 1996 Ij Bankaa PamuUopı Svut Gaisia SEHIR TIYATROLARI 3 NİSAN 1996 TARİHİNDEN BAŞLAYARAK HARBİYE MUHSİN ERTUĞRUL SAHNESİ (240 77 20) SEVÎMBURAK SAHİBİNİN SESİ YÖNETEN: ORHAN ALKAYA SAHNE - GIYSI TASARIMI • FEYZA ZEYBEK IŞIK TASARIMI MURAT İŞÇİ KOREOGRAFI . SELÇUK BORAK 3 NİSAN (20:30), 4, 5, 6, 7 NİSAN I 5 OO. 2O JO I S İO Panr I S IMA BİLfT Cİ5ELERİND6 ORTAOYUNCULAR Anca Visdei - Ferhan Şensoy APTALLARA GÜZEL GELEN TELEVİZYON DİZİLERİ Derya Boykal - Ferhan Şensoy - Rasim Ö^tekin Salı - Çarşaınba 21.00 / Pazar 15.30 -18.30 Ferhan Şensoy ÜÇ KURŞUNLUK OPER P b 200 Ş Perscmb* 21.00 B«kwH4ı nın PCaUu Ferhan Şensoy FELEK BİR GÜN SALAKKEN Cumartesi 15.30-21.00 Ferhan Şensoy FERHANGİ ŞEYLER Cuma 21.00 Bilet Satıs Yerleri: SES-1S85 Ortaoyuncular Tel: 251 18 65-66 Tum VAKKORAMA Mafuaları.CARSI Capıtol-MaslakBakırkoy Magazalan NVSTEMA IOMMSOM histöH<*vtr«t: AHMCT IEVIMOO&.U FtMtMI 1911 KASAPO&U ' «rrou Zuhal Olcay Haluk Bilginer Mehmet Akan Selim Naşit özcan ıx. M ı a ttMaauinm otsnM kı 8 Hînn-gl Mms Cıua& :21.00 Com»no«i: 15.0<«1.00 Pttar :1S.OO DoırocnTiyacroea: {0-212) 24137 37 \Uckerooa Itiatm: (0-312) a5l 8888 M«rijm»l BOat Sattş Gijrafc (0-ÎI8) 349 38 «1 (Grotpiaıa indjrim UT9Uiaıor.) İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ CEMAL REŞİT REY KONSER SALONU 3 Nisan Çarşamba Saat: 19.30 İ.Û. D€Vin KONSERVATUAH IÜRK MUSBOSİ İCRA HEYETİ "MÜNİR NUREnİN SELÇUK ve YAHYA KEMAL KONSERİ" Şcd Rrzo Rit, Sott Merd Uğurkı •İ.T.Ü. T.M.D.K.'nın 20. Kuruluş Yıldönümü Münasebetjyle" Bilet Ryatları: 300.000-200.000 TL ***** 4 Nisan Perşembe Saat: 19-30 RUDOLF BUCHBINDER Piyano Resitali Sanatçınm rahofsdtğı nedeniyie ileri bir farihe ertelenmisfir. Resrfole biMeri olanlor, büerterini 4 Nisan Saat 19.00'a kadar iade edebflirier. ***** 5 Nisan Cuma Saat: 20.30 BİLETLER, SEHIR TIYATROLAR ;1SELE», İLE KAOIKOY HALDUN TANER | E F E S R l S HANS THEESSINK AND THE BLUE GROOVEBilet Ryatları: 600.000-500.000 TL (İndirim Yapılmaz) CBH Konnr S«loou: 232 9(30-231 54 98 Ikznmnbraaısnı leoo 19 «ınsıkıMcdb ) ONUNE Birtt SaUfı Için _ Uodsm no: (0212) 227 44 99 TM: (0216) 336 37 92 AKM Konur GİfMl: 251 46 00 AKMERKEZ Dmfma: 2S2 01 70 | CAPITOL AHuiiatH 391 19 30 • Mnfkltf Kflll* S n a l d H T * (021») 34» 38 61 K»d*.6y E»*i Iskele itoydanı ' MECAVİZYON M w k t UulltnMda _ Brfa&v: 293 07 59 / 60 3alonumu2un tûm liyal kadMnatonrate ağr«biMn-öğreno«m«kfı ve BOyi*««*ar Bfar,esı mnsupbnıa % 50. «naljOldjMı gnplara % 20 mdnm yapılmaKladn Tanrtım Sponsoru
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle