27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 3 NİSAN 1996 ÇARŞAMBA 14 KULTUR Şehir Tiyatrolan, Sevim Burak'ın 'Sahibinin Sesi' adlı oyununu sahneliyor Gerçektiğiıı snıırlarnn zoriaıııak... DLYGU DURGUN Şehir Tiyatrolan, edebiyatımızda ken- dine özgü btr yeri olan. 'öncülsüz ve ar- dılsız' yazar Sevim Burak'ın sahne met- ni "Sahibinin Sesi"nı Orhan Alkaya'ntn yönetmenliğinde sahneliyor. 3 nisanda Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nde perdelerini açacak olan oyunda Mazlum Kiper,Asü İçözü, Doğan Bavli, Yüdıray Şahinler, Tanju TunceL Kahraman Acehan, Oktay Sözbir, Ayşe- gül Işsever ve Ergun Üğlü rol alıyor. Oyu- nun sahne tasarımı Feyza Zeybek, özel efektleri Kubilay Tunçer imzasını taşı- yor. Orhan Alkaya, Sevim Burak yapıtla- nnda sıkça işlenen O^manlıdan cumhu- riyete geçiş sürecinde bireyin trajedisi, o geçişte yenilen. uyum sağlayamayan in- sanlar, iktidar ve iktidar karşısında bire- yin konumlanışı gibi temalann "Sahibi- nin Sesi"ni sahneye taşıma karannda et- kili olduğunu söylüyor. Alkaya, "birya- zar olarak beni beslemts, imkânlanmı ço- ğaltmış ve dilin ne denli zengin bir araç olduğunu göstermiş olan Sevim Burak'a borcumu ancak bu şekildc ödeyebilirim" diyor. - Sevim Burak'ı Türk edebiyatında na- stl bir yere oturtuyorsunuz? ALKAYA - Öncelikle kendine ait bir dili olan bir yazar. Bir yanıyla onu hep Flaman ressam Bosch'a benzetiyorum Bosch'un da tıpkı Burak gibi öncülü ve ardılı yoktur. Türk edebiyatında da Se- vim Burak'ı hazırlayan hiçbir şey yok- tur. Tek başına duran bir yazardır o. Türkçe ülkesinde Sevim Burak, kimse tarafından hazırlanmamış ve kimse tara- fından izlenmemiş eşsiz bir yapıdır. Bu konumuyla. benim için çok çekicı bir ya- zar. Burak'ın edebıyat dünyasındakı ko- numuna gelince... En fazla körün fili ta- rif etmesi kadar kavranmış bir yazardır kanımca. Ancak onun dünyasına girip oradan bir eleştıri metni çıkarmanın zor- luğu düşünülürse. eleştirinin henüz Se- vim Burak' ı kavrayacak donanımı olma- masıyla açıklanabılir belki bu durum. - Peki, Burak gibi'zor' bir yazann met- nini yorumlarken sizin karşınıza çıkan güçlükler nelerdi? ALKAYA - Se\ im Burak' \n metni her şeyden önce vorumlanmaya son derece açık bir metin. Bu. aslında her iyi tiyat- ro yapıtının sahip olması gereken bir özelliktır. Ancak bir yapıtı değerlı kılan anlam katmanlannın zengınlığıdir. yüzeyde du- ran bir yapıt böylc bir zengınlikten yok- sundur dıye de kestirip atamayız. Anla- mın kendi ıçcrisinde çoğalma yeteneği. alt anlamlardan \enı anlam bınmlenne yönclcbilme yeteneği ıle değer kazana- bilırbır vapıt.. Elınıze'Ki'bırmetıngeç- tiğinde yorumlanmava son derece açık olduğunu görürsünüz; tıpkı Sevim Bu- • Oyunu Sevim Burak'ın sahnede görmek ıstedıği biçimde, onun dünyasıyla gerçek bir örtüşme ve anlama çabası içinde sahnelemeye çalıştığını belirten Orhan Alkaya. "Sevim Burak. gerçekliğin sınırlannı yazarak 7orladı, biz de aynı çabayı sahnede göstermeye çalışıyoruz" diyor. rak, taolduğu gibi. BirSev ım Burak met- nınde yapılabilecek en kötü şey, yüzey- de duran öyküyü anlatmaktır Oysa, o öykü yanı sıra anlatılacak şeylen çıkar- maktır önemli olan. Bu yapısıyla da son derece tehlikeli bir yazardır Sevim Bu- rak. Karşısında her an dıri ve dikkatlı ol- mazsani7hemen\anlışbiryolasürükle- yebılır sizı. Bütün çok zekı yazarlar gi- bi onun metinleri de tuzak metinlerdır. Eğer dilinı anlamazsanız sızi kolaylıkla alt edebilır. Ben de işte bütün bu özellık- lerı >üzünden Sevim Burak'ı sahneme- leye yöneldim. - Neden özellikle "Sahibinin Sesi"ni seçtiniz? ALKAYA - Öncelikle, seyirci ileoyun alanı arasındaki mesafeyi koruyan bir oyun "Sahibinin Sesi". Izleyicı gerçek hayatın bir yansımasını değil, bir kur- macanın sahnedeki yorumunu ızlemelı. Bir kurmacanın içinde gerçek olan hiç- bır şey yoktur kendisı dışında. Onu gün- delık gerçekle kanştırmaya başladığınız andan itibaren çok sanal bir gerçeklik ortaya çıkarortaya.. - Yorumlamava son derece açık bir ya- zar di>e nitelediğiniz Se\im Burak'a siz nasıl bir yorum getirdiniz? ALKAYA - Sevim Burak. gerçekliğin sınırlannı yazarak zorladı. biz de aynı çabayı sahnede göstermeye çalışıyoruz Çok bilinen bir laf vardır: "En iyi yazar ölü yazardır" diyc. Oysa ben Sevim Burak sahnelerken kendimi ölü bir yazann metni üzerine çalışıyorgibı hissetmedim. Aksıneohep yakınımda bir yerlerdeydı. Oyunu, Bu- rak'ın sahnede görmek ıstediğı biçimde. onun dünyasıyla gerçek bir örtüşme ve anlama çabası içinde sahnelemeye çaliş- tım. Bu çerçevede tiyatronun anlatım olanaklannı zorlayantekniklcrdckulla- nıldı. Metnı ele alırken ıse parantez ıçle- rine çok başvurdum, çünkü metınde ger- çeklik üç ana katmanda oluşuyordu: Ya- şam (reel hayat), rüya (karabasan, halü- sinasyon) \e ölüm. Sevim Burak'ın met- nınde yürüdüğüm yer bu üç katmanı re- el hayatın gerçeklik birimlerine göre kur- gulamak hatasından kaçmak oldu. Bire- bir gerçeklığe göre kurgulanmış bir rü- ya değil, rüyanın kendi içinde biryaşan- tısının olması hali öne çıktı. Çünkü rü- yanın da kendi fonksiyonlan var. Böyle- likle düş artık kendi içerisinde birbaşka gerçeklığe dönüştü. - Sevim Burak'ı kavramamın zorluk- lanndan söz ettiniz. Bu zoriuk, o>un sah- nelenirken se\irciye nasıl yansıyacak? ALKAVA - Seyircinin Sevim Burak'ı kavrayamayacağı gibi bir düşünceden sakınmak gerek kanımca. Çünkü her şe- yin herkese anlatılabileceği bir yol var. Yeter ki doğru anlatılsın Tiyatro zor bir alan. Herkcsın birikimi, geldikleri yerler arasında farklılıklar var. Bu ekip de Se- vim Burak'ı yadırgadı. sevdi vebağlan- dı. Ancak kuşkusuz kalabalık bir kadro- yu bir arada tutabilmek ıçin Se\ im Bu- rak metinlerinden çok daha kolay me- tinlerdebulunabilirdi.Bizımyaptıgımız bir bakıma daha zor olanı göğüslemek. Dünyamüziği ve umutlandıncı gelişmeler... • Afrika etkileri olmasaydı ritm ve blues, caz ve kilise ilahileri nerelerde olurdu? Bartok'un, Debu&sy'nin ya da Copeland'in çahşmalanndan Asya ve Afrika etkilerini süzüp çıkarsaydık, geriye kalan neye benzerdi? Şamanlardan, Tibetli rahiplerden, Sufilerden ve diğer tını ustalanndan yararlanan Philip Glass olmasaydı bugünün yeni müzik çalışmalan nasıl bir gelişme gösterirdi? MURAT SES LINZ,-Sononyılınsürekltgündemin- de olan ve giderek daha geniş bir dinle- yiciyi kendine bağlayan VVorM Musk (Dünya Müziği). geçen birkaç yıl içinde Nevv Age ile yoğun bir etkileşim içine girdi ve yenı biçemler uzlaşmasındaki yerini sağlamlaştırdı. Zamanınakışı içinde dünya, bir türkü- çülme sürecinde sanki: Yolculuk yapma- nın, iletişimin ve teknolojinin gelişme- sine koşut olarak, gezegenimizin üstün- deki farklı kültürler, çok renkli bir coğ- rafyanın sanatsal çeşitliliklerinden 'na- siplerini' alıp durmaktalar... Yerel kültü- rel niteliklerin ve ayncalıklann korun- ması çok önemli kuşkusuz, ama hangi coğrafi konumdan bakılırsa bakılsın, di- ğer kültürlenn 'riişrünü ispat etmiş oldu- ğunu' (!) da kabullenmek gerekli. Yeni evrensel düşüncenin temeltaşlanndan bi- risi bu... Dinleyicilerim ve okurlanm bilirler. Yıllardır savunmasını yaptığım Anado- lu kültürünün: Afrika. Latin Amerika, Hint kaynaklı kültürler gibi, dünya sanat plarformunda hak ettiği yeri alması için yıllardır süren bir savaşımın içindeyim: 6O'lı yıllann sonlanndan 70*li yıllann ortalanna değin sürdürdüğüm 'Anadolu Pöp'; MID1 devrimıni takiben yeni tek- Yehudi Menuhin Ravi Shankar Sun Ra Birbirinden farklı kültürlerin ileti^ime hazır bir biçimde karşı karşı\a gclebilmeleri çok önemli! Bu rür karşılaşmalardan doğabilecek yeni oluşumlann nitelikieri ise ortada! Ravi Shankar-Yehudi Menuhin'in ortak plak çalışmalan, Brian Jones'taki Fas etkilori George Harrison'ın sitar, tabia, tambura uygulamalan, Z^rtinul'un. Andreas \'ollenweider'in. Brian Eno'nun. Peter Gabriel'in etnik vaklaşımlan ve dünya müzilderinden aldıklan ezgiler, şu anda aklıına gtlenler... Brian Eno Philipp Class nolojilenn özümsenmesı sonucu, Avus- rurya'da ürettığim. 'bilim ve teknolojinin suurve zanıantanımaz birlikteliğini' vur- gulamaya çahştığım, üçlemenın ilk ürii- nü Automaton (algorıtmler temelinde otomasyon çahşmalannın görmezlikten gelinen Cezari boyutunun müzık yoluy- la anlatımı) \ e Tan'la birlikte kotard\ğ\- mız. üçlemenin ikinci ayağı Binfen (ha- vacılık tarihınin görmemezlikten geli- nen boyutunun aynı biçimde anlatımı. konunun Gevheri, Firnas, Lagari Binfen ya da Hezarfen boyııtu) bu savaşım sü- recinde ortaya çıkmış olan ürünler. Dünya müzığinın genel etkilerine bak- tığımızda öyle \lginç olgularla karşı kar- şıya geliyoruz ki... Afrika etkileri olma- saydı ritm ve blucs, caz vc kilise ilahile- ri nerelerde olurdu'' Bartok'un, De- bussy'nın ya da Copeland'in çahşmala- nndan Asya ve Afrika etkilerini süzüp çıkarsaydık, genye kalan neye benzerdi? Şamanlardan, Tibetli rahiplerden. Sufi- lerden ve diğer tını ustalanndan yararla- nan Philip Glass olmasaydı bugünün ye- ni müzik çaltşmalan nasıl bir gelişme gösterirdi? 5O'lı ve 6O'lı yıllarda Coltrane, Cole- man ve Sun Ra,Hint, Afrika, Latin Ame- rika etkilerini müziklerinekatmıştı. Do- ğu-Batı karşılaşmasının ıvmelendiğı dö- nemde de ABD'nin Batı kıyısında Hıp- pi kültürü önyargılardan annmanın sava- şımını verirken, Rock sanatçıları da 'di- ğer kültürterden nasiplerini aldılar' ve türün belkı de en güzel örneklen ortaya çıkmış oldu. Bir sava göre, Beatles'ın ün- lü 'Sergeant Pepper's Lonely Hearts' Club Band' albümü. yapısal açıdan Ra- vi Shankaretkilcrinden de öte, Beach Bovs'un (Brian VVilson'ın) tecimsel ol- mayan. belki de gözardı edilmiş bir al- bümünden etkilenmiş Bu Beach Boys albümünün. Beatles'ın albümünde oldu- ğu gibi. dünya müziği ve psychodelic te- melinde yapılandığı söylenıyor. Birbırinden farklı kültürlerin itetişîme hazır bir biçimde karşı karşıya gelebıl- meleri çok önemli! Butürkarşılaşmalar- dan doğabılecek yeni oluşumlann nıte- lıkleri ise ortada! Ravi Shankar-Yehudi Menuhin'in ortak plak çalışmalan, Bri- an Jones'taki Fas etkileri George Harri- son'ın sıtar. tabla. tambura uygulamala- n, Zawinul'un. AndreasVbllenweider'in, Brian Eno'nun.Peter Gabrierin etnik vaklaşımları ve dünya müziklennden al- dıklan ezgıler, şu anda aklıma gelenler... Enigma ve Deep Forestda, değişik kül- türlerden aldıklan güzellıklerle başarı kazanmış sanatçı beraberliklennden di- ğer örnekler... Bu olgu yalnızca müzikle de sınırlı kalmıyor. Bu öğelerden başanlı bir bi- çimde yararlanmanın önkoşullarından biri. kaynak ülkelerin. uluslann düşünce biçimleriyle. o coğrafyalara egemen olan, binlerce yıllık öğretilerle 'haşırne- şir olmak." Burada. Grateful Dead'den Mickev Hart'ın yazmış olduğu 'ThePla- net Drum' (Gezegen Davulu) adlı, ntm- lerin ve tınıların sağlığa olumlu katkıla- nnı konu aldığı kıtaba değinmek istiyo- rum. Bireylere ritim yoluyla olumlu denge- lerin ve bakışlann özümsetilmesi, ana amaçlanndan biri bu çalışmanın... Yöne- ticilerın sağlıklı kararlar alabilmesine yönelık, dünya müziği temelinde eğitım yöntemlen de oldukça yaygın son yıl- larda. Örneğin, bu alanda çalışmalar yapan Arthur HulL General Electric. Apple Computers, Levi Strauss vb. kuruluşla- ra hizmet vermekte... Umutlandıncı di- ğer bir gelişme de. Grammy kapsamııı- da. Nevv Age'den sonra, dünya müziği- nin de özel bir ödül dalı olarak dikkate alınması... Kimbilir. dünya müziği giderek. Ba- tı'nın 'yüreğiyle düşünmesini, beyniyle duyumsamasım' sağlayabilecek. Bu ge- lişmelerden en çok. bu gezegenin insan- lan ve doğası yararlanacak. önyargılar azalacak v e toplumlann ortak bırikimleri oluşacak... 1 5 . U L U S L A R A R A S I İ S T A N B U L F İ L M F E S T Î V A L İ PORTRE / AKIRA KUROSAWA 1910 yılında Tokyo'da doğan ünlü yönetmen Aki- ra Kurosawa. resım eğıtimı gördü. 192O'l ı yıllann so- nunda yaşamını ressam olarak kazanmaya çalışan sa- natçı, bu dönemde popüler dergilen resımledı. 26 > a- şına geldiğinde Toho film şırketıne yönetmen yar- dımcısı olarak giren Kurosawa, 1943 yılında ılk fıl- mi "Sugata Sahshiro"yu gerçekleştirene kadar se- naryolar > azdı Ilk filminın ardından sırasıyla imza- sını attığı on filmle. Japonya'da tanınmış yönetmenler arasına girdı. 1951 tanhli ün- lü "Rashomon" fil- mıyle Venedık Fılnı Festivali'nde Altın Palmiye kazanan Ku- rosavva, bu ödülden sonra Batı'da da anılır oldu. Yönetmenın da- ha sonraki yıllarda en iyi yabancı film dalın- da aldığı Oscar ödülü. Sıbırya epığı "Dersu l zala" ıle Moi.kova Film Festı\alı'ndekdzandıâı Bü- yük Ödül s e 1980'da "Kagemusha" ıle Cannes'da ka- zandığı Altın Palmiye ıle uluslararası ünü pekişti. Ja- ponya'nın ve kuşkusuz dünya sinemasının önde ge- len ustalanndan bın olan Kurosawa, son yıllarda "Düşler* ve "Ağustosta Rapsodi"gıhi fılmlere ımza attı. Yönetmenm 1952 tarihli "Yaşamak" filmi. gü- nün programmda yer alıyor. Acı Amerika'mn 6 tatsız öyküleri' CLMHUR CANBAZOGLII Gizem Treni (Mystery Train) mü- ziğin ilahlannın merkezi Memp- his'te. 24 saat içinde yaşanan üç ayrı öşküden oluşuyor; üç öykü Arcade otelinde çakışıyor. M> stery Traın, EKis Presley "nın de seslendirdiği 50'li yıllann bir hit par- çasının adr, zaten Elvis'in ruhu filmın her anmda başrolde. Filmin yaşayan kahramanlannda tanıyalım: İlk öykü Yokohama'dan Uzakta'da rock'n'roll tutkunu iki Japon'dan bi- ri Elvıs'e tapıyor diğeri de Carl Per- kins'e. Geceyi Arcide otelinde geçi- riyorlar ve radvodan Elvis'in söyledı- ği BlueMoon'udınliyorlar Ikıncıöy- künun adı Hajalet. Kocası ölen bir İtaKan kadın Roma'ya dönerken ge- cej ı aynı otelde geçiriyor ve o da Blue Moon'udinliyor. Üçüncü öykü Uzayda Kaybolan- lar'da kötü giden bir soygundan çık- mış üç hırsız var. Onlar da otelde rock'n'rolunbirnumaralı ilahınırad- \odan dınliyorlar. Eski parlak günlerini özleyen ve Elvis'in hayaliyle yaşayan Memp- his'te fılozof bir zencınin yönettıği otelde geçen bu üç öykü, sonuçta bir şekilde kesişiyor... Gizem Treni. Jim Jarmush'un dör- düncü uzun metrajlı Tılmi. Jarmush. festnalde de izleyeceğımiz Cennet- ten de Garip ve İçerdekiler'le bir üç- leme gibi kabul edilebilecek Gizem Treni'nde. klasik silahlannı konuştu- ruyor. Öyle karakterler seçiyor ki bunlan o kadar ölçülükullanıyorkihepsiba- ğımsız olarak konuyu alıp tek başla- nna bitirebilecekleri kadar sağlam çi- zilmiş. farklıdillerverilmiştipler. Te- sadüflen. kanşıklığı seven Jarmush, bu insanlan film boyunca kara miza- hın öne çıktığı senaryoyla yaşattık- tan sonra ortak kaderle yüzyüze kal- dıklan noktaya getiriyor. Film, Hollyvvood için hayli ağır öğeler içeriyor, ama özgün sinema di- lini Amerikalılara kabul ettiren Jar- mush, ticari kurallar içinde kendi ka- fasındakileri yapmayı çok iyi başan- yor. Aynca bu film. Japonlar'm bir Amerikan yapımına ılk kez para ya- tırdıklan çalısma olarak tanhe geçmiş durumda. Gizem Treni. Jarmush'un filmin içıneki üç öyküyü son derece iyi ma- tematiksel hesaplarla ördüğü, vasatı aşan bir çalışma. Roby Muller'in renkleri vefotoğrafı, YoukiKudohve MasatashiNagaseadlanndaki iki Ja- pon oyuncunun dört dörtlük oyunu \e John Luri'nin 30'lann soul-blues formuyla bestelediği müzığiyle Gi- zem Treni *Acı Amerika"yı başany- la tattınyor seyirciye. 'Nisa Serezli Tiyatroda Yılm " Kadını' ödülleri açıklandı Kiiltür Servisi- 1995-1996 sezonu 'Nısa Serezlı Ti- yatroda Yılın Kadını' ödüllen açıklandı KamiSuveren, Hami Çağdaş, Yaşar İlksavaş, Amil Kunt, Can Şengler, Osman Şengezer v e Tolga .\şkıner'den oluşan seçıcı ku- rul; bu yıl 30 yıla yakın. 50'yi aşkın çe\ ınleri, yurdun dört kentınde bırden oynayan bu sezondaki çevırileri ıçin Hale kuntaya. uzun yıllar sürekli yazdığı tiyatro yazılan, Tiyatro Tiyatro dergısıne ve Uluslararası fstan- bul Tiyatro Festivali'ne yaptığı büyük katkılar- dan dolayı Dikmen Gü- riin Uçarer'e ve Tiyatro lstanbul'da sahnelen- mekte olan "Çetinceviz" adlı oyundakı üstün oyun gücüyle de Nevra Serez- li'ye verildı. 1992 yılında yitirdiğı- miz büyük tiyatro ustası Nisa Serezlı'nın adını yaşatmak amacıyla. eşı Tolga Aşkıner tarafından kurulan 'Nisa Serezli Ti- yatroda Yılın Kadını' ödülleri her yıl nisan ayında dağıtılıyor. Ödüller, ya2ar, çevir- men, düşünür. inceleme- ci, rejisör, oyuncu, de- kor. kostüm, ışık, afiş, müzik vs. gibi dallarda tiyatro sanatma katkıda bulunan kadın sanatçılara veriliyor. Bu ödülleri 1992-1993 sezonunda Bedia Muvahhit, Yıldız Kenter, 1993-1994 sezonunda Prof.Dr. Se\da Şener, Tomris Oğuzalp, 1994-1995 sezonunda da Gen- cay Gürün,Göksel Kortay ve TülinOral almtşlardı Ödüller, 22 nisan pazartesi günü saat 18.00'de TO- BAV lokalinde düzenlenecck birtörenle sahiplerine ve- rilecek. Dikmen Gürün Lçarer Düşlerin ressamı Bastuji öldü Kültiir Servisi - Yas.amını 1947 yılından beri Paris'te sürdüren ressam Kemal Bastuji, 30 mart cumartesı günü Paris'te öldü. 1923 yılında Malatya'da doğan sanatçı. Ankara Dıl-Tanh ve Coğrafya Fakültesi'nde klasik filoloji okudu. 1947 yılında gıttiğı Paris'te önce estetik öğrenimi görcn sanatçı. arduidan tablo restoratörlüğüyaptı. Ilk kişisel sergisıni 1972 yılında Henri Benezıt Galerisı'nde açan sanatçı, daha sonra Sagittaire. Monique Bonıer, Haute- Savoie, Alpes-Maritımes, La Hune. Dauphine, Ajaccio galerilerinde sergiler açtı. Türkıye'de eserlennı, 1986 yılında Ankara'da. 1989 yılında tstanbul'da Galeri Nev 'de ızleyicilere sundu. Kemal Bastuji. Lionel Ra>*ın "Aveuglant Aveugİe" adlı şiir kitabı için renkli grav ür vç kabartma baskılar. Jean-Ciaude Renard'ın u Ditsd'un LKre de L'Amour 1 " adlı kitabı için renkli gravürler. yine Lıonal Ray' in "Traversee des Ombres" şiirleri için desenler de gerçekleştirdi. Aynca, metnini Lionel Ray'in yazdığı -Kaligrafık/ Erotik" adlı özgün baskı dosyası Türkiye'de Galeri Nev tarafından 1986 yılında vavımlandı •'Kemal Bastuji'nin resmi bir çocuğun tanyerinde karşıcı çıktığı şey lerdir aynen, gizlerini yitirmeden bizi ziyaretçi gelen düşlercesine, bakın diyor bize, bakın ama dokunmayın nefsime. nefesime. Bu kaçak gibi görünen çerden köledenlikten, bu saydam gel-girler içinde, bu resim bir aeunun \e bir acının ^ hem unutuluşudur, hem yeniden doguşu." Fransız eleştırmen Jean Baptiste Para, Kemal Bastuji'nin resımlerini bu sözlerle değerlendinyor. Hıçbır akıma bağlanmayan. daha çok şairlere yakınlık duyan ve resım yeteneğinı kendi çalışmalan ve müzc kültürüyle gclıştıren sanatçı ıse şu sözlerle açıklıyor sanatının gelışimını. "1959'dan 1972'ye kadar kendi kendime çi/dim. Şiir olarak sürrealistleri severdim. Onlara eğilimim vardı. Avrupa'da edindiğim sürrealist bakışıyia yaşadığım çocukluk anılan. gördüğüm manzaralar, Anadolu manzaralan, Bingöl v s. su v üzüne çıkryordu. Siirrealistlerin espri \ezihniyet bakımından etkisi oldu." Bastuji'nin cenazesi Fransa'da toprağa verilecek K Ü L T Ü R t Ç İ Z 1 K K A M İ L M A S A R A C 1
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle