Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 NİSAN 1996 SALI CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
Dünya Bankası özelleştirmeyi tek çözüm değil, ancak özel sektör katkısını kaçınılmaz görüyor
Sosyal güvenliğe
4
karma' modelEkonomi Servisi- Dünya Bankası.
sosyal güvenlik sisteminin reformunda ka-
mu \e özel sektörü içine alan bir çözü-
mün ideal olduğunu düşünüyor. Dünya
Bankası Ankara Bürosu Müdürü Frede-
rick T. Temple, Türkiye gibi sosyal gü-
venlik sisteminde ciddi birkrizin yaşan-
dığı bir ülkede kamu ve özel sektörü içi-
ne alan çeşitlı formüHergeliştirilebilece-
ğini kaydederek. "Özellikle ikisini deiçi-
ne alan bir çözüm iiretüebilir" şeklinde
konuştu. Istanbu! Üniversitesi Ingilizce
tktisat Fakültesi Ekonomi Kulübü'nün
konuğu olarak istanbul'a gelen Temple,
bütün dün>ada sosyal güvenlik sistemin-
de yaşanan sorunlar. ve sorunlara getiri-
len çeşitli çözümlerle ilgili Dünya Ban-
kası raporunu anlattı.
tki şemsiye önerisi
Dünya Bankası raporunda, sosyal gü-
venlik sisteminin tasarruf ve kaynakla-
nn tekrar dağıtımı fonksiyonlannın bir-
birinden aynlarak farklı finansman ve
yönetim model lerini içeren iki şemsiye
akmda toplanabileceğinin önerildiğini
ifade eden Temple şöyle konuştu:
*Bunun ilk bölümünü vergi gelirleriy-
k finanse edilen kamu yönetimindeki sis-
tem, ikincisini de. özkaynakiara dayalı
özel sektör >önetimindeki sistem oluştu-
nıyor. YaşulıkJannda daha fazla geür ve
güvence isteyen kisilere ek bir koruma
sağlamak üzere, gönüllü tasarruf planla-
n da üçüncü bir ayak olarak geliştirilebi-
• Dünya Bankası Ankara
Bürosu Müdürü Temple,
sosyal güvenlik sisîemi için
kamu ve özel sektörü içine
alan kartna bir model
önerdi.
• Temple "Dünya
Bankası 'nın da ilk tercihi
özelleştirme değil. Banka,
özellikle yoksul insanları
gözetecek ve kamu
tarafından finanse edilen
bir refah sistemini tercih
ediyor" dedi.
lir. Bu tip çok ayaklıdiizenlemelerie sigor-
tacılıkta risk üç parçaya bölünür, çiinkü
çeşitlilik, risk korumasına karşı en etkin
yöntemdir.'"
Çözüm tek değil
Türkive için bir tek bu çözüm üzcrin-
de durmadığını dile getiren Temple. Tür-
kiye gibi bir ülkede özel sektör ıle kamu-
yu birleştiren bir çözüm üzerinde durul-
ması gerektığini kaydetti.
Toplantı sonrasında Cumhuriyet'in so-
Frederick Temple, İstanbul l niversitesi'ndc öğrencilerin sorulannı yanıtladı.
rularını yanıtlayan Temple, Dünya Ban-
kası'nın özelleştirmeyi sosyal güvenlik
sisteminin yeniden yapılandınlnıa.sında
ilk çözüm olarak görmcdiğini bclirterek.
şunlan söyledi: "Uluslararası Çalışma
Örgütü'nün raporunda, özelleştirnıc bir
çözüm olarak görülmüyor. Dünya Ban-
kası'nın da ilk tercihirt/ellestirmedeğil.
Banka, özellikle yoksul insanlan «özete-
cek ve kamu tarafından finanse edilen
bir refah sistemini tercih ediyor."
Temple. Türkiye'de bir yandan kamu
sektörünün bovutlannı küçültmck için
erken emekliligin teşvık edilip bir yan-
dan emeklilik yaşının yük.scltilme.si ge-
rektığı ıddıalarının bırbıriyle çclişip çe-
li:jino<Jiğı konusundaki soruya da şu \a-
nıtı vcrdı: "Bu. Türk hükümetinin re-
form tasansını hazırlarken dikkate al-
ması gcrcken ikilemlerden birisi. Bu so-
runun basit bircevabı yok. Uükümet, bir-
biriyle çelişen bu iki noktayı da gerçek-
leştirehilecek bir tasarıyı ha/ırlamak
znrunda kalacak."
G-7 Zirvesi
Işsizlik
çalışanı da
tehdit ediyor
Dış Haberler Servisi - Fran»a
Cumhurbaşkanı Jacques C'hirac.
dünyanın sanayileşmiş yedi ülkesinin.
"'dizginsİ7" serbest piyasa ekonomileri
ile milvonlarca kişınin ışsizler ordusuna
katıldığı müdahalecı politikalar
arasında üçüncü bir yol bulmalan
gerektiğini söyledi. Fransa'nın l.ılle
kentinde biraraya gelen G-7 ülkeleri
ekonomi ve çalışma bakanları
toplantısının açılış konuşmasını yapan
Chırac. G-7 ülkelerinin ABD'deki ış
güvenı yokluğu ıle Avrupa "da cömert
sosyal güvenlik sisteminin yol açtığı
yüksek düzeye varan işsizlik arasında
üçüncü bir yol bulmalan gercktiğını
belırtlı. C'hırac. '"<\tlantık okyanu.sunun
iki kıyısına baktığınızda iki değışik
tehdit görüyorsunıi7. Ya ış güvenı
yetcrsizlığı >a da vüksek bir işsızlik
düzeyi " dedı. C'hırac. 22 mılvon ışsızın
yeniden ış. hayatına kazandınlmasının
G-7 ülkelerinin önde gelcn endışe
kaynağı olduğunu vurguladı
Mardin'de büyük hissesi kamuya ait 4 tesis özelleştirildi
Özel idareler de satısta
ADNAN AVUKA
MARDİN - Mardin'de büyük hıssesı
ll Özel Idaresf ne aıt iki un. bir ıplık ve
bir beton fabrikası. ihaleyle satıldı. Ba-
zı ihaleler sırasında tartışma yaşanırken
arada özelleştınlecek başka tesisler de
bulunduğu bıldınldı.
Çok sayıda kışinın ılgiyle ızlediğı, Va-
li Yardımcısı Mehmet Ersoy başkanlı-
ğındakı ll Daımı Encümen üyelennın ha-
zır bulunduğu satışlarda, ilk sıra Midyat
Un Fabnkası'nındı. Yapılan açık arttır-
ma sonucunda 6 mılyar lira muhammen
bedellı fabnka sadece 262 bın lira artış
yapılarak 6 milyar 262 bin lıradan satıl-
dı. Yüzde 54.5'lik hissesi Özel Idare'ye
ait olan Midyat Un Fabnkası'nın satişı-
nın ardından Kızıltepe Un Fabnkası 9.5
mılyar lira muhammen bedelle satışa su-
nuldu. Bu fabnka 35 mılyar 18 bın lıra-
dan alıcı buldu.
Nusaybın'de kurulu Nuksataş iplik fab-
rikası ıse muhammen bedelin üzerine sa-
dece 60 bın liralık artış yapılarak 9 mil-
yar 60 bın lıraya Vluşa KartaJ adındakı
işadamına satıldı. ll Özel Idaresı'ne ait
önemlı yatınmlardan olan Betonsan fab-
rikasının yüzde 30'luk hissesi de bir mıl-
yar lira muhammen bedelle açık artiır-
maya sunuldu. Sonunda Betonsan fabri-
kası 2 milyar 160 bın liraya alıcı buldu
Ozellestirilen Sumer Tekstil calışmıyor
Özel sektör işçi bulamıyor
UFLKTEKİN
ADANA - Sümer Holding'e
bağlı Adana'daki Sümer
Tekstil fabrikasını "çok
uygun koşullarda" satın alan
Yüksekbaş Holding, her
türlü yasal işlemleri yerine
getirdiği halde ışyerini
çalıştırmayı henüz
başaramadı. Fabrikayı
işletmek için aradığı işçileri
bulamayan holding
yönetiminin çalışmaya razı
etttği bazı kişiler de ücret
düşüklüğü yüzünden işten
aynldılar.
Daha önce 850 işçınin
çalıştığı işyerinde
yönetimine getirilen Ozcan
Vüksekbaş'ın telefonla ya da
bizzat ulaştığı işçılerle ücret
miktan ve sendika
konusunda pazarlık ettiği
öğrenildi.
Aynı zamanda Yüksekbaş
Holding Yönetim Kurulu
Başkanvekili dc olan Özcan
Yüksekbaş. gazetelere ve
ycrel TV kanallanna faks
çekerek, "lşçilerin dönmesi,
çalışması için basının aracılık
vapmasını" ıstedi.
lşçilerin üyesi olduğu Teksif
Sendikası Yavuzlar Şube
Başkanı Musa Uysun,
Yüksekbaş Holding'ın
Adana kamuoyunda "işçi ve
sendika düşman/" tutumuyla
yakından bilmdıfiini
belirterek. "IşçHer
güvenmivorlar. F.ğer holding
yönerimi samimiyse gclsinler
protokol yapalım. Ama
yanaşmıyorlar,
'Sendikayla işimiz yok"
diyorlar. Niyetıeri örgütsÜA
düşük ücretlc işçi çalıştırmak
ama, bizim işçiler bilinçli"
dedı.
•VIUI û lllll_Jt*» I V V KftH I I I U ^ U UIIVI U U I U U . U c i l C H l J U I . UtUI.
Vehbi Koç'un ölümünden sonra yapılan ilk genel kurul
Koç Holding'den üretim uya
Ekonomi Scrvisi - Hükümetin
geleceğindeki belirsizlik ve bürok-
rasidekı kararmekanizmasının tam
olarak çalışmaması sonunda sana-
yinin devini de kızdırdı. Koç Hol-
ding Idare Meclisı Başkanı Rahmi
Koç. hükümetin en kısa zamanda
sanayiciyi destekleyecek kararlaral-
ması gerektiğini belirterek Türk
sanayiinin önündeki engellerin kal-
dınlarak rekabetin geliştinlmesi
gerektiğini ifadeetti. Vehbı Koç'un
ölümünden sonra yapılan ilk ge-
nel kuruldan sonra basın mensup-
lannın sorulannı yanıtlayan Rah-
mi Koç, sağ ve sol merkezdeki par-
tilerin birleşmesinin önemine de
değinerek, bürokrasideki atamala-
nn da en kısa zamanda gerçekleş-
• Koç Holding'in 1995 yılı
faaliyet raporunda faiz
gelirlerinin yüzde 100'ün
üstünde arttığı dikkat çekerken
Rahmi Koç, yaptığı
konuşmada işadamlannı
parayla para kazanmaktan
vazgeçmeye çağırdı.
mesi gerektiğini kaydetti Koç.
"Türkiye'nin enönemli sorunu eko-
nominin M idare edilntesidir" dı-
ye konuştu.
Rahmi Koç. genel kurul sirasın-
da yaptığı konuşmada da isadam-
lanna seslenerek paradan para ka-
zanma yerine işten para kazanma-
yı hedeflemeleri gerektiğini belırt-
ti. Ancak. Koç Holding'in dün açık-
lanan faaliyet raporunda yeralan fa-
ızgelirlerindeki artış bir öncekıyı-
la göre yüzde 101 olarak gerçek-
leşti. Holdingin3.7trilyon lira ola-
rak açıklanan net kân 1994 yılına
göre yüzde 12.4 oranında bir artış
kaydetti. Aynca faiz gelirleri Koç
Holding'in 1995 genel gelirleri ara-
sında iştirak gelirlerinin arkasın-
dan ikinci sırayı aldı.
Dün gerçekleşen genel kurulda
altnan karara göre Koç Holding'in
6 trilyon lira sermavesıni oluşturan
ortaklarına yüzde 15 oranında ve
beher 1000 liralık hisseye 150 lira
olmak üzere temettü ödenecek. Ay-
nca haziran ayında yüzde 67 nıs-
petinde bedelsiz ikinci bir hisse
dağıtımı da yapılacak.
Pendik Tersanesi'ne 1SO 9001 Belgesi alınması için çahşılıyor
Ozefleştirmeye kalite makyajı
CANAN SOYSAL
Türkiye Gcmı Sanayi'nc
(TGS) bağlı tersanelervn en bü-
yüğü olan Pendik Tersancsi'ne
özellcştirme makvajı yapıldı-
ğı ileri sürülüyor. Pendik Ter-
sanesi'neÖ7CİIikleulusIarara-
sı piyasalarda bir tercih aracı
olanlSO9001 kalite belgesi ve-
rilmesı için çalışmalar başlar-
ken tersane çalışanlan bunun
yenı bir özelleştirme hamlesı
olduğu görüşünde bırlcşiyorlar.
Bu arada geçen yıl açılan iha-
levi ıptal eden Özelleştirme
idarcsi Başkanlığı (ÖİB)tersa-
neleri venıden satışa çıkarma
planlan vapıyor. Yetkililerın verdiği bilgivc göre
TGS'ye bağlı tersanelerın >a önceki ihalede oldu-
ğu gibi blok satış yoluyla ya da parçalanarak ayn
ayn satışı gerçekleştirilecek. Bu arada tcrsanelerin
işletme hakkının 49'aryıldan 10'aryıla indirilme-
sinindeOzelle^tirnıe Yüksek Kurulu tarafından cle
alınacağı da belirtilivor.
Geçcn vılın sonbahar avlannda işçi sendıkası
Dok Geını-iş tardfından kurulan GLSTASJ isımli şir-
kete devredilen tersaneler. venıden gündeme geli-
>or. TGS">e bağlı tersanelerin en büv üğü olan Pen-
dik Tersanesi'nde son bir aydır ISO9001 Kalite Bel-
gesi ile ilgili yerlı ve yabancı kalite uzmanlannın
çalışmalan devam ediyor.
TGS Genel Müdürü NeeatiSüer. ISO 9001 bel-
ISO 9001 nedir?
Uluslararası Standartlar Teşkılatı,
standartlan belirleyen dünya
çapında bir kuruluştur. Avrupa
Topluluğu ülkelcrine yapılan
ihracatta uyulması gereken
normlardan biri de ISO 9000
serisidir. Uluslararası Standartlar
Tcşkilatı tarafından geliştirilen
standart demetinin (9001. 9002,
9003, 9004) tümüne bu ısim verilir.
Bu standartlan alan herhangi bir
işletme, tasanm. geliştirme. üretim,
tesis ve hizmette tam bir kalite
sunduğunu belgelemiş sayılır
gesinin özelleştirilecek bir ka-
mu kuruluşunun özellikle yurt-
dışındakı müşteri portföyünü
daha fazla arttıracağını kabul
ettiğini belirterek bu çalışma-
lann I993yılındabaşladığını.
ancak şimdi sonuç verdiğini
vurgulddı.
Tersane çalışanları Pendik
Tersanesı'ne kalite belgesi ve-
rilmesının özelleştirme çalış-
malannın tam üzerine gelme-
sinın anlamjı olduğunu ka>-
dedcrek -ÖİB kapasitesi tam
olarak kullanılnıavan tersane-
lere böy le bir özellik ka/^tndır-
mayaçalışıyor*' şeklinde konuş-
tular. Eskı Sanavi Bakanı Fu-
at Çay ise tersanelerin Avrupa standartlarındakı
teknik kapasiteyı yakalaması gerektığinc dikkat
çekerek bir özelleştirme iv ıleştırmesinin söz konu-
>u olama>acağını kavdetti.
Bu arada tersanelerin bundan önceki özelleştir-
me girişiminden istedığı sonucu alamayan ÖİB.
yeni bir strateji arayışına girdi. Yetkıliler. tersane-
lenn bundan önceki ihalede olduğu gibi ya blok ola-
rak satılacağını ya da parçalanarak tek tek satıla-
cağını kavdettiler Bu arada GF.STAS/ın kazandı-
ğı ihalede 49'ar vıl olarak belırlenen devir hakkı-
nın >akındatoplanması beklencnÖ^K'de lü'aryı-
la indırilmesi dc gündemde Bu arada TGS'ye bağ-
lı tersanelerin 3 ay içinde yeniden ihaleye çıkarıl-
ması beklenivor.
Arjantin'de Son Tango J v r i z G
ERlıNÇ YELDAN, Bilkeni Üniversitesi, Ankara
1
990'lann Meksika ve Arjantin
(bu listeye Türkiye'yi de dahil
etmeliyiz) ve 1980'lerin Şili
deneyimleri finansal
liberalizasyon-kriz-reel daralma ve
yeniden stabilizasyon sarmalına
sürüklenmiş bir ekonominin ana
özelliklerini yansıtmaktadır: (i) Yoğun
sıcak para girişleri; (ii) Ulusal paradan
uzaklasma (dolarizasyon); (iii) Reel
olarak aşın değerlenmiş döviz
kurundan kaynaklanan ticaret açıklan
ve bunun pompaladığı yapay büyüme
ve aşın tüketim patlaması: (iv) Finans
piyasalannda tekelci yoğunlaşma ve
bunun getirdiği kaynak israfı ve
adaletsiz gelir dağılimı süreci... Bütün
bu süreçlerin dayandığı fiyat dengesi
ise reel faizlerin yüksekliği ve döviz
kurunun reel olarak aşın değerli
olmasında yarmaktadır. Zira ithalatın
ve yurtiçi tüketim hacminin
finansmanında kullanılan spekülatif
sermaye girişlerinin sürdürülebilmesi
ancak bu dengenin korunabilinmesine
bağlıdır.
Anılan ülkelerin hepsinde bu koşulun
bir süre için korunabildiğini, ancak
yüksek reel faizlerin ve gittikçe
büyüyen dış ticaret açıklannın
baskısına dayanamayan ulusal
ekonominin sonunda derin bir
istikrarsızlık ve güvensizlık ortamına
sürüklendiğini gözlemekteyiz.
Elde edilen hızlı büyümeye ve
enflasyonun düşürülmesine rağmen,
Arjantin ekonomisinin yoğun olarak
süren dışa bağımlılığı 1995 krizinin
habercisiydi.
Amerika'da faiz hadlerinin
yükselmesine koşut olarak kısa vadeli
(sıcak) sermaye istikrarsızlaşmaya
başlayan Latin Amerika piyasalannı
hızla terk ediyor ve dünya ölçeğinde
daha güvenli ve yüksek getirili pazarlar
anyordu.
Gerek ekonomik büyümesini gerekse
de parasal tabanını dış sermaye
akımlanna bağlamış olan Arjantin
ekonomisi için bu olgu. ülke
tarihindeki en derin iktisadi bunalımın
ön koşullannı ortaya çıkanyordu.
Büytime olanaksız hale geldi
I995'in başından itibaren. dış
tasarruflann kurumasıyla Arjantin'in
ithaiata dayalı büyümesinin
finansmanı olanaksız hale geldi. Para
tabanında ve ulusal kredi hacminde ani
bir daralma yaşandı.
Uluslararasj likid rezervler 5 milyar
dolar (yüzde 30), parasal taban ise 3.1
milyar dolar geriledi.
Arahk 1994 ile Mayıs 1995 arasında
bankalardan çekilen mevduatlar,
toplam mevduatın yüzde 20'sini
aşıyordu.
Ulusal üretim faaliyetleri durma
noktasına gelince. işsizlik ülke
tarihinin en yüksek düzeyine ulaştı.
Bütün bu gelişmelere paralel olarak
kamu gelirleri hızlı bir aşınmava
uğradı ve kamu genel dengesi açık
vermeye başladı. Bu ise konvertibilıte
planının dayandığı en temcl ideolojik
söylemin yıkılması anlamına
geliyordu.
Arjantin Merkez Bankası 'nın
kriz idaresi
Merkez Bankası. finans piyasalannda
patlayan krizi birdizi önlemle
karşıladı: İlk olarak, rezerv oranlannda
kapsamlı bir indirim yapıldı. Böylece
ulusal kredi hacmi genişletilmiş oldu.
İkinci olarak para tabanmın yüzde
20"ye kadar olan bölümü için kamu
kesimine borç verme olanağı
getirilerek sınırlı açık piyasa işlemien
başlatıldı.
Dağıtılmış olan bankacılık sıgorta
sisteminin yerine, yeni ve zorunlu bir
sistem getirildi.
Bütün bunlara ek olarak IMF ile
yapılan bir ara anlaşmayla 8 mılyar
dolarlık biryardım paketi sağlandı.
Bütün bu tedbirler, Merkez
Bankası"nın ve genelde kamu
kesiminin son derece sıkı bir şekilde
denetim altına alınmasını getiren
konvertibilite planının ana felscfcsinin
terk edılmesi anlamına gelmekteydı.
Arjantın ve Meksıka finans
piyasalannın 1995 boyunca yaşamış
olduğu knz sürecinden ne gibi dersler
çıkarılabilır?
Birincisi. merkez bankalarının
bağımsız para politikası
sürdürebilmesınin önemidır. Aynca
anılan bağımsızlık. sadece kamu
sektörünün geri kalan kesimıv le sınırlı
kalmayıp uluslararası sermaye
hareketlenne görece de sağlanmış
olmalıdır.
Bilhassa ödemeler dengesinın eari
işlemler kalemlerinde gerekli
dengelerin henüz kurulamamış olduğu
bır ortamda atılan Mnırsız finansal
serbesti, merkez bankalannı
uluslararası finans piyasalannın basit
bir dövız bürosu haline dönüştürmekte
ve ulusal ekonomiyi yüksek reel faiz
vc düşük kur sarmalında sürekli
ıstikrarsızlığa sürüklemektedır
Ulusal para
İkinci olarak, ulusal paranın yabancı
paralarla ikamesı -dolarizasyon- ve
devalüasvon beklentilcri. özel sektör
açısından yoğun ve sistemik risk
kaynağı oluşturmakta ve mali
piyasaların derinleşme sürecini
geciktirmektcdir.
Şılı. Meksıka. Arjantın ve Türkiye'den
edindiğimız dersler. finans
piyasalannın serbestleştinlmesıyle
denetımsız kalan özel sermdyenin kısa
dönemde aşın nskli yatınmlara
yönelmeyi tercih ettiği yönündedir
Ddayısıyla merkez bankalannın para
otoritesıni kullanabilme becerisının
önemı bir kere daha öne çıkmaktadır.
Üçüncü olarak, ulusal malı pıyasalar.
kısa vadeli yabancı sermaye
hareketlennın istikrarsızlık unsuru
taşıyan spekülatif saldınlanna karşı
korunmalıdır.
Bunu sağlamak için gerekli vergi.
munzam karşılık vb. tcdbırlcrlc kısa
vadeli sermaye girişleri caydırılmalıdır.
llgınçtir ki bu son husus giderek
uluslararası finans kuruluşlarında
geçerli bir polıtika önensı olarak değer
kazanmaktadır
Örneğin Wall Street Joumal'in 24
Ağustos 1995 sayısında veralan bır
yazı. IMF'nin "gelişmektc olan finans
piyasalannda isrikran sağlamak için
kısa vadeli sermaye harekVtlerinin
caydınlmasını \e bu yönde kontrollerin
oluşturulmasını" önerdiğındcn sö/
efmektcdır Kapitalizmin globalle^mc
aşamasında ulusal piya.saların ıstikrar
ıçindc kalkınması giderek daha da
zorlaşmış görünmektedir İlginçtir kı
bu knzlerın ne zaman ve hangı ülkede
ortaya çıkacağı da artık kctirilmesi
çok zor olan bir olgudur.
BİTTİ
IŞÇININEVRENINDEN
ŞÜKRAN SONER
Milliyeîçi Cephe
Ana-Yol ıktıdarı Çiller'ın Yılmaz'a geçit vermeme-
si krızıni aşar mı? Refah'tan Yüce Divan atağı, DYP
ıçinden kongre savaşı gündemde iken Çiller, biryer-
lerde Yılmaz'la anlaşmak, tutkularını frenlemek nok-
tasında gözüküyor. Büyük bır sürpriz olmazsa, Ana-
Yol ite kaka yürümeye devam edebilir.
Ancak belli oldu ki Ana-Yol uzun ömürlü olsa da,
Çiller'le Yılmaz nöbet değiştirme şansını yakalasa-
larda, sorumlu iktıdar olamayacaklar. Birbırlerinetu-
zak, ayak oyunu peşinde. kamu yaranna çok daha
büyük zarariar verecekler.
Gerçek anlamda iktıdar olamamaları, bizi olum-
suz ışlerde de çok fazla zararlı olamayacakları gibi
bir iyimserliğe sürüklüyor Çok ağır bir yanılgıya düş-
memıze neden oluyor.
Sokaktaki vatandaş, zorla kurulmuş Ana-Yol ikti-
danndan yaşamsal sorunlarının hemen hemen hıç-
biri için çözüm beklemiyor. Sivil toplum örgütleri da-
ha da bir teslim olmuş konumdalar.
Gözü dönmüş, ilkesiz bır çıkar çatışması, iktidar
kapışması içinde bütün olumsuzlukları doğal kabul
eden birtepkisizlik gelişti. Ana-Yol iktidan sanki bol
bol zam yapmak, bürokrasiyi, devlet olanaklannı
parsellemek gıbı bır işlevle oluştu.
Yılmaz ve Çiller, ANAP ve DYP. doğrudan hesap
sormak üzere sorumlu iktidar degillermiş gibi çok
korkulması gerekli bir hoşgörü gelişti. Sokaktaki va-
tandaş, sıvil toplum örgütleri, daha önceki ıktidar-
lara sordukları kadarı ile bile hesap soramaz oldu-
lar.
Baksanıza geçen yıl DYP-CHP hükümetine ateş
püsküren Türk-İş, şımdi hükümetle "a/ gülüm, ver
gülüm" üslubunda. Bu arada Türk-lş Genel Başka-
nı'nın başkanı olduğu Yol-İş Sendikası'nın onbinler-
ce üyesı geçıci işçinın ya hiç ışe alınmamaları ya da
sendıkasız asgarı ücretle çalıştırılmaları gündem-
de. Genel Başkan'ın sendikası onbınlerce üyesıni kay-
bederken. nefesını kesmiş Türk-İş, yeniden yağma-
lamaya dönüşen özelleştirme furyasına mı karşı çı-
kacak?
Sosyal güvenlik sisteminin katledilmesı anlamına
gelen girişimler yaşanıyor. Milyonların malı kurum-
ların üzerinde boza pışıriliyor. Bizimkiler uyduruk
tepki demeçleri ıle sözde zaman kazanıyor.
Gazetelerde, televızyon haberierınde, iktidarın içi-
ne bulaştığı kirlenmışlığın, her gün bir yeni örneği
ortaya çıkıyor. "Şok, skandal haber, büyük yolsuz-
luk, vurgun..." sözcüklerı, etkı ve anlamlarını yıtir-
miş gibi. Milletvekıllerının, bakanların bankalarla,
holdinglerle olan açık ortaklıklarını, skandal patlak
verdiğinde lütfedıp gerı çekmelerine şükreder ol-
duk.
Başbakanların, bakanların, çok haksız, çok kirii ko-
kular gelen kilit bürokrası, çıkar noktalanndaki ata-
maları durmuşsa başarı, durdurulamamışsa olağan
sayılıyor.
Bır önceki koalisyonda, ınsan hakları ihlalleri, iş-
kence, devlet terörü uygulamalan yaşandığında, şe-
rıata iktidar gücü sahıp çıktığında, yolsuzluklar pat-
lak verdiğinde, kızıp hesap sorduğumuz, yargıladı-
ğımız bır CHP ve başkanlan vardı.
Bu nasıl iş ki sorumlulukta iktidar olamayanlar, akıl
almaz güçlü ve etkılı yenı bir "Milliyetçi Cephe" ik-
tıdarını devletin bütün kurumlannda çok daha bü-
yük bır hızla yerleştirmede seferber olmuş konum-
dalar. O konularda hıç çatışmadan, gerçek bir uz-
laşma içinde, daha doğrusu güç kapma yarıştnda,
şenata ve ırkçılığa, devlet terörü niteliğındeki uygu-
lamalara çok tehlıkeli boyutlarda açıhyoriar.
Ana-Yol hiç değılse radikal şenatçı ve milliyetçi akım-
lara, Refah'a karşı güvence oluşturacaktı. Türki-
ye'nin yüzünün Batı'ya dönük olmasında rol oyna-
yacaktı. Yılmaz'ın, Çıller'in söylediklerine inanmaya
kalkarsanız, çağdaş demokrasinın, insan haklarının
gereklerine kapı açılacaktı.
Refah bugüne kadar zorunlu eğitimin 8 yıl olma-
sına ayak diretmekte başarılı olmuştu. Ancak zorun-
lu eğitimin kapsamına din eğitiminı sokmayı başa-
ramamıştı. ANAP'ın kendi milletvekillerıne dağıttığı
hükümet programında bu da var.
Her bürokrat atamasında ANAP'a ve Yılmaz
:
a
karşı duran Çiller'in, bu türden konularda sesız kal-
ması sızce ne anlama gelıyor?
Polis her zaman taraflı idi. Şimdi Ağar'lardan,
Menzir'lerden. Yılmaz'ın olaylar sonrası demeçle-
rınden moral. güç alarak, milliyetçi-şeriatçı deste-
ği, yandaşlığında, her gün ayırımcılığın, taraflılığın,
polıs devletinin vahim yeni örneklenni veriyor.
Devlet korumasında, kadınlar-erkekler ayrılmış
olarak ırkçı-şerıatçı örgütlenme, üniversite çatısı al-
tında oluşturuluyor. Rektörlerın öngördüğü Üniver-
site Öğrencı Bırliği'nın kurulmasına ılişkin kurultay,
polıs korumasında Nizanıı Âlem Ocaklan'nın göv-
de gösterisıne dönüşüyor.
Biz daha önceki "Milliyetçi Cephe" iktidarlarının
ektığı tohumlann, mılliyetçı-şenatçı kadrolan ıktıda-
ra yerleştirmelerının bedelını çok ağır ödedik. Yeni
sorumlulukta iktıdar olamayan. ancak "Milliyetçi
Cephe" oluşturmada çok hızlı ve tehlikelı yol al-
makta olan Ana-Yol iktıdannın yapmakta oldukla-
rından çok ama çok korkmak ve şiddetle karşı dur-
manın yollarını bulmak gerekiyor.
Üniversite gençlığınin yaşadıklarını, sadece. ça-
tışmalarda coplanan, yaralanan, tutuklanan genç-
lerın, aılelerinin sorunlan olarak görmek, devletin
daha da fazla milliyetçi-şeriatçı kuşatmasına seyir-
cı kalmak. bu ülkede yaşamak isteyen herkes için
çok büyük sakınca taşır.
Ahmet ÖzaPın
iflası istendi
ANKAR.A
(ANKA) - Ha-
len Almanya'da
bulunan ,\hmet
Özal'ın Türki-
ve'deki holdin-
gi alevhine ıf-
las davası açıl-
dı
Ahmet
Özal'ın "Arti"
adıv la kurduğu
şırketlerı için
oluşturduğu
"Artı Holding AŞ" aleyhi-
ne İstanbul 6'ncı Ticaret
Mahkemesi'nde l may
Gençsoy Arslan adlı kisi
tarafından açılan dava 18
ııısandagöailecek. Mahkc-
me Başkanlığı. davayla ıl-
gıli duyuru.sunda. Artı Hol-
ding'dcn Lmay Gençsoy
Arslan dışında alacağı bıı-
lunanlann iflas istemine iti-
razedebileceklennı bildır-
di.
Başkanlık, ıtırazda bulu-
Ahmet Özal'a dava.
nacakların bu-
nunla ilgili kanıt-
larını duruşma
gününc kadar
mahkemeye ib-
raz etmelerı ge-
rektiğini belirtır-
ken. bizzat kendi-
lerinin ya da ve-
killerinin duruş-
madahazırbulu-
nabilecek lerini
kaydetti.
Bu arada. his-
se senetleri borsada işlem
görürkcn itlas eden Sıın
Flektronık Devre F.leman-
lan Sanayı ve Ticaret A."nın
alacaklılar listcsinin hazır
olduğu bildirildi.
Ötc yandan. İ>tanbul I "ın-
cı İtlas Müdürlüğü. tasfiye
ışlemlerıni yürüttüğü Er-
kafleks Yer Döşemeleri Sa-
nayi AŞ ile Frka Oto Rad-
yotörleri Sanayi AŞ'nin ala-
caklılar lıstesmm ınceleme-
ye hazır olduğunu bildirdi.