23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 MART 1996 PAZAR CUMHURİYET SAYFA KULTUR 15 Oyunculukta bir asır devirmiş sanatçı Ferhan Şensoy ile 110'uncu oyundan önce görüştük ^Seyirci tiyatronun gerisinde'DİKMEN GÜRÜN L'ÇARER Bir oyunu bın kez oynamak. hatta bın sınınnı da aşmak pek kolay olmasa ge- rek. Ferhan Şensoy'la bu sının aşmış oyunlar üstüne konuşuyoruz. "CibaJi Karakolu", -Bir Garip Orhan Y'elT, "Asiye Nasıl Kurtulur" ılk ağızda aklı- mıza gelenler. Ama "FerhangiŞeyler*'in ayncalığı onun bir süreklıliğı olması. Başlandığı günden bu vana hiç aralıksız oynanıyor olması. "Tiyatroda bir asır" devirmışbirsanatçıyla 11 IO'uncu oyun- dan önce konuşuyoruz. FERHAN ŞENSOY - Çok şey öğren- dım bu oyun boyunca.. Aynı rolü bin kez oynamak. bu tek kışılik bir oyun da ol- mayabilir, büyük bir okul "Ferhangi Şeyler'de öğrendıklenm bir yazar ola- rak, yönetmen olarak. oyuncu olarak çok gelişmemi sağladı. Büyük birdene>ım kazandım. Birkalıbı değil de içinde de- ğişiklikleryaptığımbirmetnioynadığım için. doğaçlama >aptığım için o tarafım da çokgelışti. Zaman zaman artık refleks olarak oynuyorum. - "Felek BirGün SalakkeıTe "Ferhan- gi Şev1ern in devamı diyebilir miyiz? ŞENSOY- E\et, "Ferhangi Şe\ler"ın ikinci cıldi. "Ferhangi Şeyler" ı bırvan- dan oynuyorum. ama on) ıl önce bırebır hayatımolanbirhıkâyeyışimdıbanaçok yabancı bir hıkâye olarak sürdürüyorum. Evlenmışım. Üç çocugum olmuş. yaş- lanmışım. Çocukken başlamışım gıbi bir şey. Bugün baktığımızda çıkış noktasın- da Türkıve'nin on yıl sonrası. bugünün Türkiyesi. vardıgımız >er gibı şeylerin eksikligi \ar "Ferhangi Şeyler"de. Bu eksıklergazetelerle tamamlanıyor. O gü- nün gazetelerini okuyunca bırdenbire bugüne geliyor "Ferhangi Şeyler", ama benim Orkınos Hanımla ılişkım. bekâr hayatım artık çok yabancı şe>ler. Birde evlilik üzenne düşüncelenmı söylüyo- rum. ama evliyım. "Ferhangi Şeyler"in bir de\amı olması gerekir diye düşun- düm. "Felek Bir Gün Salakken" de za- mana >ayıldığında çocuklar büvümüş olacaklar. Bir vabancılaşma olacak ha- hyle. Tele\izyon komikliklerinin darbesi oldu tiyatroya - Herhalde o zaman da bir üçüncü oyun gündeme gelecek. ŞENSOY- Bir tnloji olması gerekir di- ye düşünüyorum."Ferhangi ıNeyler'" di- ye bir dosya var zaten. Bir yalnız adam hıkâyesi - İzleyicinin tepkileri nasıl bu iki oyu- na? ŞENSOY- "Felek Bir Gün Salak- •taenr de seyırcı daha çok egleniyor. Ola- ya katkısı var. Onlara laf atmaktan çok degışik nedenlerle sahneye çekıyorum. Sahneve çıkıvorlar. oyuna bulaşıyorlar. bana bulaşı>orlar. "Ferhangi Şeyler"de ise oyunu sevreden 550 kı^ıden 200 kı- şisi mutlaka oyunu daha önce en az bır kere görmüş oluyor. Zaten bılen ınsan- lara avnı şevı oynadığım zaman her şe- ye o kadarçok gülmüyorlar. Gazetelerin okunmasını bekliyorlar. degişik olan şeylere gülüyorlar, ama "Felek Bir Gün Salakken"öyle degil. Daha taze ve gün- cel oldugu için çok eğlenıyorlar. - Bu hafta yeni bir oyuna başladınız. "Aptallara Güzel Gelen Tele\ızyon Dı- zilen" tele>iz)on dünyasına yöneltilmiş bir eleştiri mi? ŞENSOY - Anca Msdei'nin "Femme Sujet" ya da "Özne Kadın", "Vaka Ka- dın" adlı oyununda "sujet" (\ aka) psıkı- yatrideki "hasta" karşılıgı olarak kulla- nılıyor. Bir de Fransa'da femmist hare- ket çıktıgında kullanılmış bir terim. Fe- ministlerce kadının aşagılanışının alayı olarak kullanılıyor. Türkçede bu sözcü- gün böyle anlamlan yok. Ben oyun ıçin- de geçen bir cümleden giderek *Aptal- lara Güzel Gelen Televizyon Dizileri" ıs- mini o>unun içınden cımbızladım. Hat- ta Anca Vısdei de kitabı basılmış olma- sına rağmen bu başlığı daha güzel bulu- yor. Konusu da psikivatra giden bir ka- dın yazann, doktoruyla arasındaki 13 bölümlük birtelevizyon dizisıni andıran bir aşk hıkâyesi. - Bu aşk öyküsünün ötesinde vurgulan- mak istenen nedir? ŞENSOY- Kadının işi televizyona di- ziler yazmak, ama o hep kendini aptal- lara güzel gelen dizıler yazan biri olarak tanıtıyor. Niçin kendinizi daha iyi hisse- deceginiz şeyler yazmıyorsunuz denildi- ginde de benim istediklerimi hiçbir pro- düktör beğenmiyor diyor. Dünyada da bizde oldugu gibı aptallara güzel gelen televizyon dizileri var. Türkiye'de var olan dizilere dırekt bir göndermemiz fi- lan >ok isim bunu çağnştırsa da. Evren- sel olarak Amerikada da Avrupa'da da her yerde aptal kesime hitap eden tele- vizyon dizileri var. Buradaki aptal lafı da insanlan aşagılayıcı degil. Olay aptal bir şey. Afyonlanmış gibi insanlaronun kar- şısına oturuyor."Devamı yann, devamı naftaya"gibi... lnsanlarbunlarabaglanı- yor \e o kutunun karşısına oturuyorlar. Bu anlatim içinde psikiyatr ve hastası arasındaoldukçastatikbirtekst. tlkoku- dugumuzda televizyona dizi mi yapsak diye düşünmüştük. Sonra, oyunu dört kanallı bir televizyon sıstemı içinde oy- rak oynuyor. Kendince yorumlan var. Zaman zaman oyundan şikâyetçi, zaman zaman "dedığimi yapmıyorlar" diye gi- diyor. Bu rolde Rasim Öztekin oynuyor. Birde yazann avukatı, denetçisi var. Pi- yanonun başında duruyor, piyano ile efektler yapıyor, müdahalelerde bulunu- yor. Oyunun böyle de bir yapısı var. Za- man zaman kesiliyor. kopuyor. - Madem televizyon dizilerinden söz ediyoruz biraz da ekranlardaki komik- likkre değinelim. Nereye gidiyor olay? ŞENSOY- Bence rating endişesinden ötürü asağı çekilıyor. Ne derece saglıklı oldugu tartışılır bir sistemle 1000 küsur eve birtakım aletler baglanmış. O evle- rin hangı evler oldugu bunun kavgasını veren ınsanlartarafından zaten biliniyor. O evlere biraz nazik davranarak istedı- ğini seyrettirmek de mümkün. Bu kadar laçkalaşmış. Dünyada da rating kavgası oldugu için bunun bir sürü üçkâğıdı çık- mış.Tkı ucu sıvalı degnek durumu. Rek- lam ona göre venliyor. O reklam aldığı yı öyle olmuştur. Ilk geldiginde videosu olmamak ayıp gibi bir durum yaşandı ve her mahallede; her sokakta dörder tane video kulübü... 2 yıl sonra kuaför oldu oralar. Konu hemen kapandı. Türkler çok çabuk bıktıklan için sanınm böyle bir bıkma, televizyon olayında da yaşa- nacaktır. - Televizyonda izled/ğimiz tiyatro adı- na yapılan kimi komiklikler genekk se- yirciyi ters etkitemiyor mu? ŞENSOY- Tabii, sen demin güzel söy- ledin. Komedi degil de komiklik yapılı- yor. Rating almaya yönelik yapıldıgı için düzey düşürülerek yüksek rating alma- ya ugraşılıyor veya o düzeyde yapılan işler çok rating aldıgı içjn böyle komik- likler yapılıyor. O ratingin korunması için düzeyden taviz venliyor. Aşağı çe- kıliyor. Daha önce daha güzel şeyler ya- pılırdı televizyonda. Giderek o düzey dü- şüyor. Çoğunu izlemiyorum, ama gözü- me çarpanlardan belli. Hepsine bırer ke- re baktım nedir diye. Bence düzey dü- eyirci tiyatronun gerisinde. Biz )<-J önde gidiyoruz. Fren yapmak zorunda kalıyoruz. Ben kendi tiyatrom adına konuşuyorum. Örneğin "Aptallara Güzel Gelen Televizyon Dizileri" seyircinin biraz önünde. riyatroda da 2000 yihna giderken bir şeyler gerekli. Ben hep dinamit patlatmak lazım diyorum. Çılgınlıklar yapmak gerekli belki. Ama tiyatroya kıçını dönmüş bir kuşağa ne yaparsan ilgisini çekecek? Dünyayla aşık atmak durumuna geldiginde Türkiye'de seyirci elinin tersiyle itiyor. namaya karar verdik Geçen yıldan bu yıla sarkmasının sebebi de bu oldu. Gıl- lıgışlı bir işe girmiş bulunduk. Bizı çok zorlayan bir iş. ama sen de göreceksin yakın planın çok büyük önemi var oyun içinde. Oyun sahne üzenndeki büyük ek- rana da yansıyor. Yani hem aşagıda oy- nuyoruz hem yukanda. Biraz pinpon seyredergibi olacak izleyicı. Aynca, ha- rici sahneler de var. Genç kadının psiki- yatra gelişi. sokak sahneleri gibi. Bura- larda da v ıdeo film giriyor ışin ıçine. Bir- ıki yerinde de bütün televizyon dizilerin- de oldugu gibi reklamlar v ar. Çok olma- makla beraber araya reklam alıyoruz. Mesela şimdi ıki reklam var. Ilk 30 oyun için aldık. Sonbaharda yeniden alacagız. Bütün dizilerde böv le bir şey var. Biz de bir espri olarak düşündük. - Siz daha önee de bir Anca Vlsdei o>- namış ve düm'a prömij erini \apmıştınız. Bu oyun da dünya prömiveri vapıvor \o sanınm izleyicinin alıştığı Ferhan Şensov oyunlaruıdan değil. ŞENSOY - Bu zaten başından belli. Anca V'isdeidiyoruz. Vısdei'nin metnin- den, çok Fransız olan şeyleri kendısın- den iz:n alarak ayıkladım Bir de roller ilave ettim ıki kişilik oyuna. Bir paran- tez ekledim. Oyunu çevırirken hissetti- ğim bir gereklifikti. O kadar önemli pa- rantez içleri var ki. izleyicinin bunlan bilmesı gerekiyor bir biçimde. Parantez bu parantez içlerini önemli bir şahıs ola- ıçın o parayı ödüyor gibı bır sıstem içe- risinde gıdıyor. Bence Türkiye'de tele- vizyonda özel kanal sayısının fazlalığın- dan kaynaklanan bir oturmamışlık var. Bu telev izyonlann hepsı günlük fahiş bir uydu kirası ödedikleri için zaten o para- yı zar zor ödüyorlar. Büyük transferler- le. büyük paralarla insanlar alıyorlar. sözleşmeleryapıyorlar. Herhangi birka- nalı kastetmiyorum ama genel olarak telev izyonlardan para almak bayagı mü- cadeleyle oluyor. Bu kadar kanal olma- ması gerek. Hepsi birbinnın batmasını bekliyor. Bınlen batarsa, iki televizyon kalırsa, pastayı ikisi bölüşürlerse. ora- dan para kazanırlarsa... Bu geçiş safha- sı çok uzun sürdü Türkiye'de. Olmuyor. Bırilerinın kapatması beklenirken yeni kanallar açılıyor. Garip bir keşmekeş ya- şanıyor. Bunun oturması lazım. Otura- cak kı. o zaman bu sorunlar çözülecek. At gibi gûlmezse eğlenmi\x>r Günün 24 saati rating yakalaması ge- rekmez televızyonun. Gece 10-11 gibi de başkalanna hitap eden programlar olma- sı gerek. Örnegin ben klasik müzik kon- seri anyorum. Hıçbır kanalda yok. Böy- le bir televizyon izleyicısi var, yokmuş gibi yapılıyor. Yaşanmakta olan bu keş- mekeş konusunda bızim milletin çabuk bıkma duygusuna çok güveniyorum. Bırden herkes kapatırsa dügmesini, bu konu çözümlenir. Türkiye'de vıdeo ola- şük. - Yumurta mı tavuktan tavuk mu yu- murtadan gibi bir $oru olacak bu galiba : Sevirci mi tiyatronun önünde, tiyatro mu seyircinin? ŞENSOY- Seyirci tiyatronun gerisin- de. Biz önde gidiyoruz. Fren yapmak zo- runda kalıyoruz. Ben kendi tiyatrom adı- na konuşuyorum burada. Örnegin "Ap- tallara Güzel Gelen Televizyon Dizileri" bizim ürkerekkoydugumuzbıroyun. Se- yircinin biraz önünde. Oyunda Fretıd'a yapılan göndermelerin çoğunuattım. Bu konu bile bize yabancı. ama izleyicinin rahat etmesi anlamında parantezlerle, X'!erle. bır takım açmalarla oyunu bi- zim üslubumuza yakınlaştırdık. Anca Visdei'nin yazdığı üsluptan biraz Orta- oyuncular üslubuna çektik. Buna rag- men ürküyoruz. Seyircinin çogu bunun önünde değil ki, muntazaman ahştiği o at gibi güldüğüoyunlardanistiyor bizim tiyatromuzda. Kimi oyunlarda at gibi gülü- yor. At gibi gûlmezse kendini eğlenmiş say- mıyor. Seyirci neyin önünde? Biz onu çek- meye çalışıyoruz. Za- ten örneklerini de ya- şadık. "GüleGüleGo- dot" gibi bir oyun. bi- zim en ıddialı oyunlan- mızdan biri. Ortaoyun- cular'da en az seyirci yapan oyundur. Ba- tı"da ilgi uyandırdı. Rusça'ya çevrildı. Almanlar festivailere davet ettiler. Onla- nn festivalleri iki yıl önceden program- landığı için biz iki yıl bu kadroyu ve de- koru koruyamadıgımız için gidemedık. Burada iki yıl seyirci bulamadık ki! Biz bekleyip bekleyip iki yıl sonra Alman- ya'da oynayamayız. Öyle bir Devlet Ti- yatrosu konumumuz yok... -Seyirci graflğindeki düşüş 1980'lerde başladı öyle değil mi? ŞENSOY- Başka bir kuşak geldi. Bi- zim o zaman tiyatrolanmızı dolduran iz- leyici şimdi çoîuga çocuğa kanştı. Arka- dan gelen yeni kuşak tıyatroyla çok ılgı- li değil. Sinemaya daha çok gidiyorlar. Hafta sonu ne yaptın dendiğinde sinema- ya girmiş olmakla. John Travolta ne giy- miş veya Kevin Kostner saçını nasıl ta- ramışla çok ilgililer. Modayı takıp etmek gibi o Amerikan filmlerine gidiyorlar. Iddialı bır sanat filmi genelde aynı seyir- ciyı yapmıyor. Bu kuşakta bır ılgısızlık var tiyatroya karşı. Bızim tiyatromuzda seyirci sayısında bır düşüş yok. Yine de dolu oynuyoruz. Bizim seyircimiz ge- nelde 80'lerden beri bizi izleyen seyirci. 'Muhsin Ertuğrurun yetiştirdiği kuşak ölüyor' - Acaba genç izleyici tiyatroda aradığı- nı bulamadığı için mi 60'larda 70'lerde ol- duğu gibi rağbet etmivor tiyatroya? Ti- yatro mu seyirciyi çekemi>t)r? ŞENSOY"- Tıyatroda da 2000 yılına giderken bir şeyler gerekli. Ben hep di- namit patlatmak lazım diyorum. Başka bır şeyler yapmak gereklılığıne inanıyo- rum. Çılgınlıklar yapmak gerek belkı. İzleyicinin çok ilgisini çekecek şeyler yapmak lazım ama. tiyatroya kıçını dön- müş bir kuşağa ne yaparsan ilgisini çe- kecek.. pek bılmiyorum. Son yıllarda yaptığımız ışlerde biz çok kolav güldük- len. çok çabuk algıladıklan. çok düşün- melerini gerektirmeyen şeyler yapıldı- gında ilgi gösterdiklerini gördük. Bun- da telev izyonlarda yapılan komikliklerin de etkisi var. Onlan seyrediyorlar. onla- ra alışmışlar. oniargibi şeyler ıstiyorlar. Televizyon komikliklennın de böyle bir darbesi oldu tiyatroya. -Türk tiyatrosunun şu an için en önem- li sonınu nedir? Bir yerierde bir yaratı- cılık eksikliğinden söz edebilir miyiz? ŞENSOY- Çok iyı oyunculanmız var. Yönetmen konusunda da aynı şeyı söy- leyebilinm. Deminki "Godot" örnegın- den yola çıkarsak benim orada yaptıgım rejiye izleyici prim vermıyor."Aferim re- ji" diye bir şey yok. "Ne lan bu?" denı- yor. Halbuki o rejıyi benim tiyatroma ge- len bütün Avrupalılar çok ılginç buldu- lar. Gerçekten çok lyı bir reji vardı ora- da. Bizde ise oyun tutmadı. Şimdi. Tür- kiye'dekı izleyiciyemı tiyatro yapılacak? Dünyaya dönük tiyatro mu yapılacak? Böyle bir ikilem var. Dünyaya dönük ti- yatro yaptığında ızleyicisi yok. Bizde basmakalıp ortaoyunu düzeninde ıki ki- şi sahneye çıkıp çok komik şeyler söy- lediğinde ortalık kınlıyor. Dünyayla aşık atmak durumuna geldiginde Türkiye'de- ki seyirci elinin tersiyle itiyor. Dünya ça- pındatiyatro yapacagım deyincevarola- mıyorsunuz. Halk böyle bir şey istemi- yor ve istemeyince de bizı geri çekiyor. Tabıi onlann ıstediğı fantezilerle de bir yere gıdılmesi gerekiyor ama, tiyatro- nun bugüne kadar katettiği yola bakıldı- ğinda bu mümkün olamıyor. Muhsin Er- tuğnıl "Tiyatroda kabuklu yemiş yen- mez"diye yazmış, sonra bunun ögrenıl- diğı düşünülerek kaldmlmış. Şimdi ben "Cep Telefonlannızı Kapatınız" diye yazmak durumundayım. Adam cep tele- fonuyla geliyor tiyatroya. Muhsin Bey'in yetiştirdiği kuşak ölüyor. Yeni bir kuşak geliyor. Onlan tekraregitmek gerekiyor. G A L A T A S A R A Y L t S E S t Tiyatro Günleri yann başlıyor Külrür Servisi - Galatasaray Lisesı Tiyatro Toplulu- ğu tarafından düzenlenen Tiyatro Günleri'nin dördun- cüsü bu yıl 25-30 mart tarihlen arasında gerçekleştiri- liyor. Başlangıcından bugüne değın sanat bılıncini gelış- tirmek amacıyla ücretsiz olarak sürdürülen Tiyatro Günleri. bu yıl geleneksel bir festıval hava^ına bürün- müş durumda. Etkınlikler çerçe\esinde. Kadıköy Ana- dolu Lisesi "Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz"; Avazağa Işık Lisesı "Deli Dumrul". Amerikan Robert Lisesi "Bir Garip Orhan \eli": Istanbul Kültür Ovunculan "Carrar Âna'nın Silahları": Dormen Tivatrosu " O Güzel Kaymaklı Dondurma Rengi Elbise": Deneme Sahnesi "Siirüklenme ve Düşüneeler" adlı oyunlan sahneleyecekler. 25 mart günü saat 19.00'da Galatasaray Tiyatro Top- luluğu'nun 'Lysistrata* adlı oyunuyla başlayacak olan etkinlikler kapsa- mında 26 mart günü saat 11.00'de Sainte Pucherıe Lısesı 'Le Leçon de Pi- ano', saat 14.00"te Galata- saray Lisesi Ti- yatro Topluluğu 'Au theatre com- me au theatre', saat 15.30'da Ayazaga Işık Li- sesi "Deli Dum- rul", saat 19.00"da Deneme Sahnesi "Sürük- lenme ve Düşün- eeler' adlı oyun- lan sahneleye- cek. Ayşe Baş- kut'un '20. Yüz- yılda Fransız Ti- vatrosu' konulu söyleşisi ise saat 12.30da Aktüali- te Merkezi'nde gerçekleştirile- cek. Dünya Tiyat- rolar Günü olan 27 mart günü sa- at 13.00"te Sezai Gülşen 'Dünya Tiyatro Tarihi' üzerine söyleşe- cek. MSÜ Tiyat- ro Kulübü saat 15.00'te 'Tam Sayfa Ölüm lla- m' adlı oyunu. Galatasaray Lisesı Tıvatro Topluluğu ise saat 19.30'da Aziz Nesin'in 'Düdükçülerie Fırçacı- lann Savaşı" adlı oyununu sahnelevecek 'Galatasara> Lisesi'nde Tij-atro ve Tnatro l'opluluğu' konulu söyle- şi 28 mart günü saat 12.00'de Tevfık Fıkret Salo- nu'nda izlenebilır. Özel Amerikan Robert Lısesi'nin Murathan Mungan'm yazdığı "Bir Garip Orhan \'eli" adlı oyunu saat 15.00"te. tLKO'nun Brecht'ten uvarla- dığı 'Carrar Ana'nın Silahları1 adlı oyunu ise saat 19.00"da sahnelenecek. Tiyatro sanatçısı Taner Bar- las'ın 'Pandomime Ne Oldu?' başlıklı söyleşisi ise saat 16.30'da Aktüalite Merkezf nde izlenebilır. 29 mart günü saat 10.00'da Çağdaş Repertuvar Ti- yatrosu 'Göriinmez Sirk', saat 11.20"de Akbank Kara- göz Kukla Tivatrosu 'Karagöz', saat 12.15'te Istanbul Sahnesi Topluluğu 'Nasreddin Hoca Gide Gide", saat 14.30'da Kadıköv Anadolu Lisesi 'Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz". saat 19.00"da Dormen Tivatrosu 'O Güze- lim KaymakJı Dondurma Rengi Elbise" adlı ovunlany- la tiyatro şenlıgıne katılacaklar. Kerem Kurdoğlu'nun 'Tiyatro Tiyatro' başlıkh söyleşisi ise saat IV.00"de gerçekleştirilecek. Etkinliğin son günü olan 30 mart günü saat 15.30'da Müjdat Gezen Sanat Merkezi Tivatro Bölümü Güner Sümer'ın yazdığı. Savaş Dinçel'ın yönettiği 'Bozuk Düzen* adlı oyunu sergileyecek. Çisentı Sanat Top- lulugu'nun 'Yabana' adlı oyunu ise saat 20.00'de Tev- fık Fikret Salonu'nda sahnelenecek. GALATASARAY USESl TİYATRO TOPtüLÜĞÜ O 8 . U L U S L A R A R A S I A N K A R A F İ L M F E S T İ V A L İ Festival, ödiillü filmlerle kapamyor Y BNÇf A R 1 9 CUMHUR CANBAZOĞLU Festıvalde son gün. ustalann yapıt- lanyla sürüyor. Istanbul Kanatlanmın AltındaveBöcekgıbı ıki ıddialı çalış- mayı gende bırakarak ulusal yanşma- da bınncı olan Düş... Gerçek._ Bir de Sinenıa. 21.15'te Megapol \eşil Sa- lon'da yeniden göstenme sokuluyor. Istanbul Fılm Festıvah'neyanşma dı- şı katılacak bu TRT filminde yönet- men Tfilav Eratalay üç öyküvii bır ara- ya getınvor. Onak" noktası 'beklenti' olan bu üç bölümden Düş, Reşat Nu- ri Güntekin'ın Bahçeli Lokanta Oy- küsü'nden. Gerçek. Memduh Şev ket Esendal'm Ev Ona Yakıştı öyküsün- den. Bir de Sinema. Muzaffer Buy- rukçu'nun Sinema Düşleri öyküsün- den sinemaya uyarlanmı^. Megapol Yeşıl Saloncla bu gece Se- çıcıler Kurulu Özel Ödülü'nü alan TomrisGiritlioğlu'nun 80.Adımfılmı de v ar. Macar Panoraması'ndan Karoly Makk'ın Aşk. Peter Gardos'un Boğ- maca. Istvan Szabo'nun Baba. Miklos Jancso'nun Kızıl Ilahi adlı fılmlerıyle kapamyor festıval. Hepsı büvük festı- vallerden ödül getırmış bu fılmlerden özellıkle Szabo'nun Baba adlı çalış- masını ne yapıp yapıp ızlemek gere- kiyor. Vincente Aranda'nın bir Türk reh- berleonatunılan Desıderıaadlı Isyan- yolun aşkını anlattığı Türk Tutkusu. 'Düş... Gerçek... Bir de Sinema' Tülav Eratalay B U G U N KA\:\KLIDERE- 12J0 Aşk 15J0 Taş Yıllar 18J0 Bogmaca 21.00 101 Gece MEGAPOL (Yeşil) 12.15 Gündüz Güzeli 15.15 Türk Tutkusu 18.15 80. Adım 21.15 Düş... Gerçek... Bir de Sinema MEGAPOL (Kırmızı) 12.00 Kızıl İlahi 15.00 Sevdalılar 18.00 Baba 21.00 Vatanseverler KATIL1N... ĞİJSİLERİbLlZ PÜNYA PODYUMLMlN dördüncü kez festivalde. Aranda'nın büyük bölümünü Türkiye'de çektiği fılmle bıriıkte. Megapol Yeşıl Salon'da Ispanyol sı- nemasının ustalarından Bunuel'ın Gündüz Güzeti v ar. Catherine Dene- uve'un ögleden sonraları bir randev u- evınde çalışan. bu yolla vaşamın de- ğışık >üzünü tanımak isteyen bır ka- dını canlandırdıgı fıim, Bunuel'ın uluslararası piyasada ün tazelemesıne yaramıştı. İki Fransız filmi Vatanseverler (Yö- netmen: Erıc Rochant) ve Sevdalılar (Yönetmen: Catherina Corsını) Me- gapol Kırmızı Salon'da gösteriliyor. Yunan sinemasının festivaldeki tek temsılcısı Pantelis Vöulgaris, komü- nıstolduklan ıçın yirmi yıl birbirinden ayn saklanarak. hapse düşerek %aşa- yan ıki sevgılı Eleni ve Babis'ın serü- venıni 1985 yapımı Taş Yıllar'da an- latıyor. Daha önce telev izyonda fılmı izlemeyen varsa bugünün en ıyı se- çımlennden bınnı yapabılır Türk-İngiliz Külrür Derneği'nde 10.00'dan başlayarak Uluslararası Canlandırma bölümününödüllü fılm- lerı göstenlecek. Ögleden sonra aynı salonda Turgut Çeviker''ın hazırladı- ğı 1995 yapımı vıdeo filmi Türk Can- landırma Sineması. Kerime Şenyü- cel'in Türk Sinemasında Alü Yöıiet- men (Lütfi Akad. Osman Seden, Atıf Yılmaz, Metın Erksan, Halit Refiğ, Memduh Ün) adlı belgeseller var programda. Alman Kültûr Merkezi'nde ödül kazanan kısa filmlerin gösterimi saat 10.00'da başlıyor. Fılmlerden sonra ödüllü >önetmenlerle söyleşıler dü- zenlenecek. Saat I4.00'teTavianikar- deşlerin 1972'de yaptığı San Miche- le'ninHorozutSan Mıchele Aveva Un Gallo) fesitvalın son ağırtopu olacak. RU TARİHİ: 20 MAYIS 1996 ihracatçılar; 8 r ıçi Han 'ANBUL TEL: (0212) 274 30 30 (10 Hat)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle