04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 24 MART1996 PAZAR 10 PAZAR YAZ1LARI Kötüler ve daha kötüler arasında M0SK0VA Cnümüze yalnızca iki ssçenek getirildiği zunan, üçûncûsünü aramak gelmiyor adımıza. Çoğunlukla iki lötüden birini 'ehveıuşer'saymaktan bışka bır şey değil >iptığııruz. Ve oynarken bayük keyif duyduğumuz hıkemlik rolü, aslında ne kadar da sığ! Yılanın mı, yoksa yarasanın ıru daha sempatik olduğu sorulduğunda, oturup gerçekten de bu ikisini kjyaslamalda uğraşıyoruz. Kendimize 'objektif ve diriist' havalar vererek bakışımızı iki kûçük ağaca sapladığımız anda koca ormanı gözden kaçınyoruz. Seçimlenmiz sahte. Seçme özgürlüğümüz, aynı rengin düzü ve çizgilisı arasında yalnızca. Mahallemizdeki dedikoducu esmerle, yalancı sanşın arasında sıkişmış durumdayız; başka mahalleden üçüncü bir kız bulmak gözûmüzde büyüyor hep. Tuttuğumuz futbol takımmdan. dinsel, ideolojik ve siyasal tercihlerimize kadar her zaman, bumumuzun dibine sokulan seçenekte karar kılıyoruz. Kjşiliğimizi kanıtlamak için yaptığımız tek şey ise, sözleri aynı olan şarkılardan, arabesk ya da pop müzikJe bestelenmiş olanını 'özgürce'seçmekten ibaret. Benzer partılenn benzer yöneticileri arasındakı düzeysiz atışmalann uzun sürebilmesi buna bağlı. Nasıl olsa birinin kaşına, ötekinin saçma aşık olan yandaşİan hoş görürler; üstelik birde liderlerini desteklemek için onlann düzeyine inerek kavgaya tutuşurlar. Seçim yapılmıştır nasıl olsa bir kez. Namus meselesi gibidir seçimden sonrası. Hiç de 'şık' olmayan iki şıktan birisine beşik kertilmiştirya artık; üçûncü, dördüncü, beşinci seçenenekler aranmaz... "Kimidestekliyorsun? Aktan yana mısın, karadan mı? Evet mi, hayır mı?"Sorular çoğu kez böyle sıralanıyor; üçüncü seçenek, gri ve belki için yer birakılmıyor. Son günlerde kime rastlasam HAKAN AKSAY bu tür sorular duyuyorum: Kimden yanasın? Sovyetler Birliği'ni dağıtan karan iptal eden komünistlerden mi, yoksa onlara karşı çıkan iktidardan yana mı? Ben iki tarafa da mesafeli olduğumu açıklamaya •""""^~~™""" çalışırken, sıkıcı olduğumu hissetmemi sağlamaya çalışıyorlar. "Açık konuş! Bu işin ortası yok!" demeye getınyorlar. 'Ortası' değıl, ama 'dışı' var. Komünistlerin ve iktidann, öteki eski Sovyet cumhunyetlerini Rusya çevresinde yeniden birleştırme amaçlan arasında bir farklılık var mı? Hayır. Her ikisinin aklı da, bu birleşmenin geçmişten daha esnek yapıda, muhtemelen bır konfederasyon biçiminde gerçekJeşebileceğini ve bazı ülkelerin bunun dışında kalabileceğini anlamaya yetıyor mu? Evet. Bır zamanlar Gorbaçov'u devirmek için koca ülkeyi elbirliğiyle feda ettiklerinden ve böylece sahip olabilecekleri iktıdan daralttıklanndan dolayı, şimdi her ikisinin de içi yanıyor mu? Evet. Öyleyse?.. Komünistler, ilkeler adına, zaman aşımuıa uğramış yasalarla oynuyorlar: ulusal sınırlan tartışmaya açabilecek tehlikeli adımJar atıyorlar. Ona karşı çıkan, ama ondan daha demokratik olmayan iktidar ise, bu hatayı kullanarak kendine pay çıkarmaya çalışıyor Üçüncü seçenek, zaman zaman ilk ikisine karşı yansızlık gibi görünüyor. Bazen de ikisinden birine daha yakın duruyor. Örneğin, 2,5 yıl önce iktidar, Beyaz Ev'i tanklarla dövmeye başladığı zaman, parlamento binasında direnenleri desteklemek -onlan beğensek de beğenmesek de- insanlık borcuydu. Bunca farklı renkler. boyutlar, notalar arasında, kendimizı iki sahte seçenekle sınırlamanın ne alemı var? Neden hep ehvenişeri arayalım? Koyunun olmadığı yerde, keçiye Abdurrahman Çelebi denirmiş! Ama çevreye bakın bir: Öyle çok koyun var ki!.. Montmartre'dan kimler geldi geçti PARİS Gezmiş olanlannız Fransız başkentini bilir. Geçmişte gerçekten köy olan Montmartre, bugün turist akınlan sayesinde kjmliğini azdaolsa korumaya çaba harcıyor. 50'li yıllann Amerikan filmlerinde görmüşsünüzdür Montmartre'ı, Paris'in bir simgesi olarak. Kuşkusuz, Eyfel Kulesi evrensel bir üne sahip, fakat şu Montmartre var ya, bambaşka bir dürfyadır o! Başka türlü nasıl olsun ki? Çünkü gerçekten yaşıyor orası. Daracık sokaklar, dik merdivenler, bu yere özgü evler, Tertre meydanındaki kımi gerçek, diğerleri palavra, bir sürii ressam. Birçok olayı anımsayıp bu satırlan yazarken içimin cız ettiğini söylersem, bilmem inanır mısınız bana... 30 küsur yıllık birlikte yaşamanın yarattığı bir hukuk var ne de olsa aramızda. Kimler gelmiş, kimler geçmiş, dedikten sonra noktalamak olmaz burasını. Kjm gelmiş. kim gitmiş ha? Vaktiyle, Fransız resim sanatının patlamasını yaratmış her sanatçmın adını yazmak ne mümkün! Fakat, unutmayın, Montmartre'in simgesel ressamı Maurice Utrillo'yu, Moulin Rouge kabaresinin unutulması olanaksız ressamı TouiouseLautrec'i. Evet, insana yaşamak arzusunu aşılayan Montmartre'da topu topu 2 yeldeğirmeni kaldı. Kanatlan da dönmüyor artık. Lakin onlara bakıp kendini düşlerin kucağına armak nıye mümkün olmasın. Hoş, yanm saat, 60 dakikalık bir tt tur"dan sonra şu bizim semti tanıyıp arüamak hiç de kolay değil. Hatta, zor demek bile gerekjr. Bir de şunu söyleyeyim: Son birkaç ay içinde bizim komşulardan bazılan. pılıyı pırtıyı toplayıp sessizce aynldı bu dünyadan, ama bizimkilerden büyük bir bölüm bilmezse olayı. nerede kalmış turistler. Öyle değil mi? Televizyon, radyo, gazete de ne demekmiş arkadaş! Sen gel, şu küçük bahçenin karşısındaki minicik "bistro"ya gir. Sonrası kolay, ağzını açmaya bıle gerek yok. Derhal kapacaksın havadaki "haberTDaha geçenlerdeydi. Bizim Tiyatro sanatçısı Henri VTrlojeuî, sevgili köpeğıni ardında bırakıp ufuklara doğru uçtu gitti... Daha önceleri ise. gözleri şimşek çakan, ozan Jen-Marc Tennberg. Onlara son zamanlarda, Fransa'nın prestij tıyatrosu Comedie Française'de yıllar boyunca sahneye egemen olmuş, gerçekten dev oyuncu François Chaumette katıldı. Işte sizlere onunla ilgili kısacık bir anı. Eşimin anısı. Günlerden bir gün, sormuş bizimki: "Sizin şu kasapta MİŞEL PERLMAN işiniz ne? Bari yemek pişirmesini biliyor musunuz?" Chaumette ıstifinı hiç bozmadan "Gajet iyi yemek pişiririm" diye yanıtlamış. Montmartre'in kozmopolit bir semt olduğunu söylersek, yanılmış olmayız herhalde. 18. Kesım'deki bu mahallenin~miitevazr sokaklan da, "varuklı" olanlan da var. Belki 7. dışında Paris'in diğer tüm kesimlerinde oldugu gibi. Bizim semt bir süredir öylesıne gururlandı ki, sormayın gitsin. Lakin, hakJı olarak. Son zamanlarda, duvar afişlerinde, gazete sayfalannda boy gösteren Montmartre'lı Fabrice Luchini. Edouard Molinaro yönetimınde çevnlmiş ve gösterime girmiş Kiistah Beaumarchais fılminin yıldızı. 15 Louis, 16 Louıs ve Fransız devriminde yaşamış, Pierre Augustin Caron de Baumarchais 1799'da öldü. Yapmadığı iş kalmayan Beaumarchais'nın dünyaya bıraktığı en ünlü yapıtlar Figaro'nun Düğünii ile Sevilla Berberi. Le Figaro gazetesinin iç sayfalanndaki künyede, Beaumarchais'nın şu laflanna iyice sahip çıkmak gerek: Kınama özgürlügü olmadan, gurur okşayıcı övgü yoktur. Tam isyankâr Montmartre zihniyetiyle Fabrice Luchini'ye yakışan sözler... 'Bize bir şey olmaz abi'Ben bu politikacıyı çok yakından tanıyorum.. Ben bu bürokratı daha önce birkaç kez görmüştüm.. Ben bu sözde bilim arîamını da bayağı iyı bilıyorum.. Hani "Ekmek Kuran çarpsın ki çaylarda radyasyon yok" dıyerek elindekı çay bardağından "hüpüüürt" diye sesli bir yudum çekip ardmdan da "oohhh" diye inleyen gen zekalı değil mi bu ? Bütün dünya Çernobil'in olası etkilerine karşı önlem alırken radyasyon bulutunun nerede olduğu çok iyı bilinir ve herkes kendine göre belli bır sorumluluk yüklenirken sorumsuzluğun tarihi örneklerini verip -Bizim milletiınize bir şey olmaz, bize radyasyon filan dokunmaz" deyip çayından bir yudum daha çeken zat-ı muhterem değil mi bu ? Bu adamı bir yerden daha gözüm ısınyor. Hani şu asbest tartışması çıktığmda, asbestli geminin kamu sağlığını tehdit ettiği ayan beyan ortada iken "Yok yahu, bu madde bir şey \apmaz_Bakın bana yapmıyor" diyerek gemiden alınan bir parçayı suratına sürüp şov yapan akıl fukarası değil mi ekrandaki ? İster inanın ister inanmayın, aynı muhterem politikacı ve bürokratlar yıllardır Ingiliz televizyonlanna konuk oluyorlar. Evet aynı surat, aynı çirkın dişlerini göstererek sıntıyor ve milletin gözünün içine baka LONDRA ZAFER ARAPKİRLİ baka yalan söyleyip "'yemin billah" ediyor. "İki gözüm önüme aksın ki, sıgır etierimiy.de hastalık yok_ Göoül rahaüığı içinde yiyebiHrsinizJ' Hazret. bununla da kalmıyor küçücük yavrusuna kendi eliyle hazırladığı köfteyi yedirip "Bakın ben kendi kuuna bile yediriyonım bir şe> olmuyor" diye gösteriş yapıyor. ZavalJı kız da sanki içine doğmuş gibi köfteyi daha :sıramadan kaçıyor, "arnan baba çok sıcak, ağzım yandı" diyerek.. Değcrli büyüğümüz, koskoca bilim adamlannın önüne yığdıklan "tehüke raporlannT elinin tersi iie sümen altı ederek aklı sıra memlekete hızmet ettiğini sanıyor. Yıllardan beri "Sığırlarda hastalık var, insanlara da geçebilir, aman önlem alalım" diyenlen hastanelerde hemşıre posterleri gıbı "şşşşt' diye susturan da bu.. Aynı büyük devlet adamlan, bakan, müsteşar, başbakan, genel müdür, belediye başkanı kimliği altında memleketin yüce menfaatleri ve işadamlannın bekasını koruduklannı sanarak büyük felaketleri böylesine pişkinlikle karşılarken burada da utanmıyorlar, başka yerde de.. Onurlu bilim adamlan bangır bangır bağınrken "Tehlike geüyor, üstelik binlerce kişinin \aşamına mal otacak ciddiyette tehlike" diyerek uyanrken "De\1etimizher tüıiü tedbiri almışür, endişe edecek bir şey yoktur" diye durumu idare eden bu herifi u ekmek Kuran çarpsın" tanıyorum.. Bizde bunlardan çok var.. Buraya ihraç bıle etmişiz.. Adlan John, Da\id, George olmuş.. Ama (olmayan) yüzleri hep aynı.. Küçük kaplancık doktorda Yavru Sibirya Kaplanı 'Taro'. kaldığı hayvanat bahçesinde sağlık kontrolünden geçirilirken ortalıği ayağa kaldırmakta bir sakınca görmüyor. Berlin Hayvanat Bahçesı'nde yaşayan üç buçuk haftalık Taro, ağabeyi 'Tagon' ile götürüldüğti klinikte tartılırken aşıya götürülmüş çocuklar gibi avazı çıktığı kadar bağınyor. Katil sivrisineklerin dönüşüAnopheles Arabiensis, aylardır yağan yağmurun oluşturduğu gölcüklerden birinin çevresinde keyiflc dolaşıyor. sıcak ve nemli havanm tadını çıkanyordu. Karnı toktu. Bir süre önce soktuğu genç kızın kanı pek tatlıydı doğrusu. Tam çiftleşme mevsimi diye düşündü. Vücudunda taşıdığı ölümcül hastalıktan habersiz, hemcinslerine katılmak üzere daha hızlı kanat çırpmaya başladı. Gözune, çiftleşmek için bir erkek sivrisinek kestirmrşti bile. 19 yaşındaki Nokuthula Khoza. uzun zamandır hayalini kurdugu yolculuğu gerçek leştireceği günün sabahında. Mozambik'deki kö>'ünde uyandı. Erginliğe ulaştıgı gün aklına koymuştu sının geçip Güney Afrika'ya gitmeyi. Orada yaşam daha güzeldi. Çok para kazanacaktı. İş bulmak kolay değil demışlerdi. Bu düşünce biraz gözlerini bulutlandırdıysa da cesaretle yola koyuldu. Sınıra ulaşmak, umduğundan daha zorlu olacağa benziyordu. Kendini güçsüz hissedıyordu. Ateşi vardı. Ba§ı ağnyordu. Kolundaki sivrisinek ısınğa süreklı kaşınıyor, yolu daha da dayanılmaz hale getiriyordu. Nokuthula, Mozambik sınınndaki hastanede sıtma tedavisi gören kaçak Mozambiklilerden yalnızca biri. Hastaiığın i!k evresinde oldugu için ilaç tedavisıyle yakında iyileşecek. Ancak sıtma, çoğu kişiye, Nokuthula'ya tanıdığı şansı tanımıyor yazık ki. Yaşlı kıtanın büyük bir bölümü, yeni yetme hastalıklar AIDS ve ebolayla savaşırken yeni cumhuriyet Güney Afrika, insanoğlunun eski belası sıtmanın pençesinde. Hint Okyanusu kıyısındaki Kvvazulu Natal JOHANNESBURC AYSU ÖNEN bölgesınden ölüm haberlen geliyor her gün. Sıtma ölümlerı, yılın ilküçaymda. 1995 rakamlannın üç katına tırmandı. Günde en az 50 sıtma vakasıyla karşı karşıya olan hastaneler, hastalığı konrrol altına alma konusunda yetersiz. Hızlayayılan salgın, Afrika kıtasının savaşmak zorunda olduğu hastalıklar arasına bir yenisinı daha ekliyor. Sıtmayla savaşı çetinleştıren yalnızca yetersiz sağlık hizmetleri değil. Mozambik'in kırsal kesiminden Güney Afrika'nın gecekondu semtlerine gelenlerin çoğu. sıtma belırtilerinı, ruhlannı ele geçiren şeytanın kendilerini cezalandırması olarak yorumluyorlar. Sokak sokak dolaîjip hastaneye başvurmayan sıtma kurbanlannı arayan sağlık görevlilennin yüzüne kapılann sırf bu nedenle kapanması çok acı Umar, kabilenın büyücü- doktorunun hazırladığı ılaçlardan bekleniyor. Aslında katil dişı sivrisinek Anophelus Arabiensis, >alnızca çok özel doğa koşullannda yaşayabiliyor. Bu yıizden, yaşadığı çevreyi terk etmesi olası değil. Durum böyleyken sıtma vakalannın bütün Hint Okyanusu kıyılanna yayılmasının nedeni. katil sivrisinekle kaçak işçiler arasındaki ölümüne bır anlaşmadan başka bir şey değil. Yurdunu terk etmeyen sivrisinek. sıtmaya neden olan paraziti, yurdunu terk eden Mozambikliler aracılığıyla Güney Afrika sınınndan geçirmeyi başanyor. Güney Afrika'nın büyük kentlerinedağılan kaçak Mozambikli işçilerin damarlannda dolaşan ve AIDS'ten daha hızlı yayılan bir canavar sıtma. Akıllan kurcalayan soru, ister istemez aynı: Neden insanoğulunun yaşamını tehdit eden hastalıklar hep Afrika'dan kaynaklanıyor? Nüfusun çoğunun elektriği, suyu ve analizasypnu olmayan teneke kulübeler sokaf mda oturuyor olmasından mı? Yoksa doktor yerine kabile büyücüsünü seçen eğitimsizlik mi her şeyin nedeni? Hayvanlarla iç içe yaşama mı? Belki tanma olanak tanımayan çöller suçlanmalı. Belki de kıta çok eskidi, Fıre venyor.. HBERİNİ TEŞEKKÜR Marmara Üniversitesi Hastanesi'nde hastalığım nedeniyle yattığım sürede göstermiş olduklan yakın ilgi ve başanlı tedavileriyle beni yeniden sağlığıma kavuşturan degerli hocalar, Prof. Dr. TEVFİK AKOĞLU Prof. Dr. MAHMUT BAYIK ve Dr. ŞJRET RATİP Dr. TÜLİN BUDAK Dr. ABDULLAH SAADALLAH Dr. SAMİ KARTI Dr. ZEKAVER ODABAŞI Dr. SERHAN KARIŞ Int. Dr. NEVİN UYSAL Int. Dr. YALÇIN ERDOĞAN'a Dahiliye Servisi bakım hemşireleri ile bütün hastane personeline ve bizzat gelerek ya da çiçek, telefon ile yakın ilgi ve geçmiş olsun dileklerini ileten tüm dost ve meslektaşlanma ve can arkadaşlanma teşekkür ederim. ERGUN BALCI DORUKTAKILER '95 KAZANANLARI, KONUKLARI VE BÜTÜN YÖNLERİYLE DIYANET'TE FETVA SAVAŞLARI... FETVALAR MEZHEPLERJN ETKİSİNDE Mİ? STAFA KEMAL'E KARŞI CIKANLAR KİMLERDİ? PRAG HAPİSHANESİ'NDE TUTUKLU TÜRK DOKTORUNUN FİLMLERE KONU OLACAK DRAMI SURİYE ANTAKYA'NIN SUYUNU NASIL ZEHİRLİYOR? M< \ U \ \ I \ UIK / \ H \ i : l l ) \ i l \ \ \ K I s s l / KİTAP OLNfADAN ASLA: KÜTÜPHANECİÜK HAFTASI \',\\ \\^\\ 11 \M \KI K( >\ \ \^ li \"1 IRAN bFÇLMLFRINDF. DÜŞ KlRIKİlCl II s| \l) •) ] M - \ | N \ \ \ (,l Ki K l ü h ;r,\
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle