04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 23 MART 1996 CUMARTESİ HABERLER Demirel'den uyuştunucu uyarısı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel. uyuşturucu ile mücadelede etkin ve acil önlemler alınmasını istedi. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Başbakanhğa gönderdiği yazıda, uyuşturucunun okullarda, eğlence yerlerinde ve tatil yörelerinde olağan hale gelen kullanımtndan rahatsız olduğunu belirterek gençlerin uyanlması için kampanyalar düzenlenmesini istedi. Cumhurbaşkanı Demirel, uyuşturucu ticaretinin Türkiye üzerinde karanlık oyunlar oynayan bölücü terör örgütünün en önemli mali kaynağını oluşturduğunu da vurguladı. DSP'de Çekiç Güç toplantısı • ANKARA (AA)- DSP TBMM Grubu, Çekiç Güç oylamasında izlenecek tavn belirlemek üzere olağanüstü toplanacak. DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit'in pazar günü başlayacak İsrail seyahati nedeniyle bugün yapılacak grup toplantısında, Çekiç Güç'ün görev süresinin uzatılıp uzatılmaması yönünde Genel Kurul'da kullanılacak oyun rengi belirlenecek. DSP Genel Başkanı Ecevit, TBMM'ye sunulacak tezkerede, Çekiç Güç'ün görev süresinin "Son kez uzatılacağı, Irak'ın bütünlüğünün korunması ve Kuzey Irak'tan Türkiye'ye yönelik tehdidın sona erdirilmesine yönelik somut adımlaratılacağı" yönünde taahhütlerin bulunması durumunda oylamada, "çekinser" kalabileceklerini açıklamıştı. Yerel yönetime yetki ve kaynak • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Bayındırlık ve lskân Bakanı Mehmet Keçeciler, yere! yönetimlerin yetki ve kaynaklannın arttınlmasının bir zomnluluk olduğunu kaydetti. lller Bankası Genel Müdürlüğü'nce düzenlenen "Kentsel Altyapı, Finansman ve Örgütlenme" adlı sempozyum açıhşında konuşan Keçeciler, ll Özel îdareleri Kuruluş Yasası'nda yeni düzenlemeler yapacaklannı söyledi. Keçeciler, "Merkezi yönetimler, yetkilerini yerel yönetimlerle paylaşmalı" dedi. lleri saat uygulaması • ANKARA (AA) - Gün ışığından daha fazla yararlanmak amacıyla yapılan ileri saat uygulaması, bu yıl 31 Mart Pazar günü başlıyor. Bakanîar Kurulu Karan, Resmi Gazete'nin dünkü sayısında yayımlandı. Karara göre 30 Mart Cumartesi gününü, 31 Mart Pazar'a bağlayan gece, saatler 01,00'de bir saat ileri alınarak 02.00'ye getirilecek. Bu yılki ileri saat uygulamasından 400 ila 450 milyon kilovatsaat enerji tasarrufu sağlanmasının planlandığını kaydeden yetkililer, söz konusu tasarrufun parasal karşılığının ise yaklaşık 2 trilyon lirayı bulacağmı belirttiler. Muhtarlar yasalarmı istîyor • İZMİR(AA)-Çiğlili muhtarlar, TBMM'de beklemekte olan muhtarlar yasasının çıkanlmasını ve belediye meclislerinde söz sahibi olmalannın sağlanmasını istediler. Çiğlili mahalle muhtarlannın düzenlediği basın toplantısında konuşan Egekent Mahallesi muhtan Nüket Aslan, Meclis'te beklemekte olan muhtarlar yasasının bir an önce çıkanlmasının gerektiğini söyledi. Çarşamba toplaımiarı • Haber Merkezi -Tank Zafer Tunaya Kültür Merkezi'nde düzenlenen Çarşamba Toplantılan'nda önümüzdeki '" Yeniden biçimlenmesi gereken uiusal eğitim politikamız" konusu tartışılacak. 27 mart günü saat 17.30-19.30 arasında yapılacak olan toplantıda Prof. Dr. Necla Arat konuşacak. Başbakan Mesut Yılmaz, hak ve özgürlüklerin genişletilmesi için hükümette çalışma başlattı Demokratildeşme atamANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Polis tarafından dövülen öğretmenlerden özür dileyen ve yazar Yaşar Kemal'e verilen ce- zayı eleşririrken düşünce özgürlüğünü sa- vunan Başbakan Mesut Yılmaz, hükümet- te kişi hak ve özgürlüklerinin genişletilebil- mesi için çalışma başlattı. ANAYOL hükümeti, "Idşi hak veözgür- lükJerini kısıtlayan yasa htikümlerinin de- ğiştirilmesi" için harekete geçti. Hükümet programında. "çağdaş demokratik yapıyla bağdaşmayan hükümlerin metinlerden çı- kanlacağmı"vaat eden hükümette, Başba- kan Yardımcısı Nahit Menteşe, Içişleri Ba- kanı Ülkü Güne>- ve Adalet Bakanı Meh- met Agar'dan oluşan bir komisyon kurul- du. flk olarak 2911 sayılı Toplantı ve Gös- teri Yürüyüşleri Yasası'nı ele alan komis- yon, bu yasayı daha esnek duruma getirme- nin yanı sıra düşünce ifadesi ve örgütlen- me özgürlüğünü kısıtlayıcı yasa hükümle- •Polis tarafından dövülen öğretmenlerden özür dileyen, DGM tarafından hapis cezasına çarptınlan yazar Yaşar KemaFi "insanlann düşüncelerini özgiirce ifade etmelerine olanak sağlanması gerektiğini" belirterek savunan Yılmaz, demokratikleşme için girişimler başlattı. rini değiştirmek üzere tanyor. Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası üzerinde inceleme başlatılan Bakanîar Ku- rulu'nda, toplantı ya da gösteri için mülki amirlere bildirim süresinin 72 saatten 8 sa- ate kadar indirilebileceğı görüşü ağırlık ka- zandı. Mülki amirlerin, eylemleri yasakla- ma ve ertelemede yetkilerini kullanırken göz önünde bulundurduklan kıstaslara da sınırlama getirilmesiyle birlıkte. kaldınl- ması planlanan olağanüstü hal uygulama- sıyla bu bölgedeki gösterilenn de diğer il- lerdekilerle aynı statüye getırilmesi öngö- rülüyor. Toplantı ve gösteriler için vasak- lanan kentin ana cadde ve meydanlannın da yeni düzenlemelerle halka açılması hedef- lenirken Istanbul'da Taksim, Ankara'da ise Kızılay gibi meydanlarda açıkhava toplan- tılannınyapılabileccğivekentdışında top- lantı yeri gösterilmesinin engellencceği bil- dirildi. Bakanîar Kurulu'nda, bazı üyelerin dile getirilen isteklere olumsuz bakması üzeri- ne. 3 bakandan oluşan komisyonun çalış- malannı tamamlayarak hükümete bir rapor sunması benimsendi. Komisyonun, 2911 sayılı yasanın yanı sıra örgütlenme özgür- lüğüne >önelik olarak Dernekler Yasası'nı ve benzer yasalan da tarayarak kısıtlayıcı hükümleri belirleyeceği bildirildi. Muhalefet döneminde yapılan çalışma- larda Kürtçe TV ve eğitim konusuna sıcak bakan ANAP'ın, iktidar ortaği olduktan sonra bu çahşmalann yaşama geçirilmesi- ne yöneldiğine dikkat çekildi. ANAP ikti- dan döneminde, Kürtçe kaset ve basılı ya- yın yasağının kaldınldığı anımsatılırken programda ifade edilen, "Hükünıetimiz ifa- de ve fikir hürriyeti, din ve vicdan hürriye- ti ve teşebbüs hürmennin daha da kökleş- mesi ve gelişmesi için geniş çaph anayasal ve yasal düzenlemelere gidecektir. Teröre, bas- kıya, cebir ve şkidete yönelmemek kaydıy- la ifade hürriyetinin önündeki tüm cnğeUer kaJdınlacaktır" görüşlen doğrultusunda örgütlenme özgürlüğünün yanı sıra ve dü- şünce açıklama özgürlüğüne yönelik olarak Terörle Mücadele Yasası'nın da yeniden ele alınabileceği bildirildi. Başbakan, Kürtçe eğitim konusunda gazetecilerin ısrarlı sorulannı yanıtsız bıraktı Ydıııaz beldenen ıııesajı vermedi •Iğdır'da Alişan Sınır Kapısf nı ziyaret eden Başbakan Mesut Yılmaz, Ermenistan toprağında banş mesajı verdi. Türkiye'nin Ermenistan hava koridorunu açma jestine karşılık alamadığını belirten Yılmaz, "Banş en çok Ermenistan'ın lehine" dedi. IĞDIR (Cumhuriyet)- Başbakan Mesut Yılmaz, 2. Uluslararası Nevruz Bayramı kutlamalan için gittiği Iğdır'da, komşu ül- ke Ermenistan'a olumlu mesajlar verirken Dağlık Karabağ nedeniyle Azerbaycan ile bu ülke arasındaki banş sürecinin hızlan- dınlmasını istedi. Alişan Sınır Kapısı'nı ziyaret eden ve Ermenistan toprağına bir adım ilerleyen Yılmaz, Türkiye'nin hava ko- ridorunu açma jestine, Erivan'ın olumlu karşılık göstermediğini belirterek "Banş, en çok Ermenistan'ın lehinedir" dedi. Resmi Nevruz şenliklerine katılmak için Iğdır'a giden Yılmaz, bu gezisinde, daha ön- ce hükümetin çalışma yapacağını açıkladı- ğı "anadilde eğitim 7 ' konusuna deginmeme- ye özen gösterdı. Gazetecilerin, etnik sorun- lan temei alan sorulannı da yanıtlamayan Yılmaz, Iğdır meydanında yakılan Nevruz ateşinin üzerinden eşiyle birlikte atlaması- nın ardından, gazetecilerin ısran üzerine gece yemek yediği Devlet Su İşleri misa- firhanesinin önünde yakılan ateşten-de at- ladı. Yılmaz, burada ne dilek tuttuğunun so- rulması üzerine, atladığı ateşin közlerini göstererek "Bütün belaiarburada kaJdı" de- di. Ermenistan'a banş mesajı Yılmaz, gezisinin ikinci gününde Erme- nistan sınınnda incelemelerde bulunarak Bakü-Erivan arasındaki banş sürecinin hız- landınlmasınt istedi. Iğdır'ı Ermenistan'a bağlayan ve uzun süreden beri kapalı olma- sı nedeniyle bölge ekonomîsini de olumsuz yönde etkileyen Alişan Sınır Kapısı'nı zi- yaret eden Yılmaz, Aras Nehri üzerindeki köprüye çizilen sınır çizgisini de ihlal ede- rek Ermenistan topraklanna bir adım attı. Basın açıklamasını sınınn Ermenistan ta- rafındayapan Yılmaz, gazetecilerin gecık- meli uyansı üzerine, "Kusurabakmayın,ge- ri geri" diyerek Türkiye topraklanna geç- ti. Yılmaz. Azerbaycan ile Ermenistan ara- sındaki Karabağ sorununun banşçı çözü- me kav uşturulması için Türkiye'nin elin- den geleni yapmaya hazır olduğunu vurgu- layarak MİNSK Grubu'nun yanı sıra ikilı düzeyde de süren görüşmeler sonucunda. kısa sürede bir uzlaşma protokolü imzala- nacak aşamaya gelinebileceğini söyledi. Azerbaycan ile Ermenistan arasında dek- lerasyonun imzalanması veya imzalanma aşamasına getmesiyle birlikte Alişan Sınır Kapısı'nm da açılacağını bildiren Yılmaz, Başbakan Mesut Yılma/, Iğdır'da Ahı.ska TürkJerinin geçici iskân edildikJeri konut- lara konuk oldu. Sabah kah\altısında çayın yanı sıra ikram edilen gözlemeyi vedi. "Sınır kapısının açılması, hem Ermenistan açLsından dış dümayla çok önemli bir bağ- lantı teşkil edecektir hem de Türkiye'nin Orta Asya cumhuri>etleriyle olan güzer- gâhtaki çok önemli bir merhalenin aşıima- sı olacaktar" dedi. Türkiye'nin, hava kori- dorunu açarak Ermenistan'a yönelik bir jest yaptığını. ancak Erivan'dan buna kar- şılık olumlu bir karşılık verilmediğini vur- gulayan Yılmaz. şunlan söyledi: "•Ermenistan'ın, .Azerbaycan 'a olan tutu- munda herhangi bir ıŞileşme gözlev emedik. Anıa buna karşın banşı tesvik etmek için ka- ra sınınnı da açmayı amaçbvomz. Bunun için hiç olma/sa ikili mü/akerelerde bir iler- leme olduğunu görmemiz lazım. Tabii ki Türkiye, atacağı her adımda kardeş Azer- baycan'ın çıkarlannı gözetmek zorunda- dır. Banş, bölgede her ülkenin lehinedir, anıa en fazla Ermenistan'ın lehinedir." Basbakan Yılmaz. gazetecilerin sorula- n üzenne, Ermenistan'ın, Türkiye sınınna 10 kilometre uzaklıkta bulunan ve Çerno- bil teknolojiyle yapılması nedeniyle gü- \ enlik kabuğu zayıfgörülen Metsamor Nük- leerSantralı'nında önemli birriskoluştur- duğunu söyledi. Nükleer santral devreye sokulmadan, Ermenistan'ın enerji sorunu- nun alternatif şekilde çözümlenebilmesi için gerekli girişimlerin yapıldığını, büyü- kelçilik düzeyinde bir özel temsilcinin Er- menistan'da bu konuyu da kapsayan görüş- meler yaptığını bildiren Yılmaz, "Kısaza- man içinde, Ermenistan'ın yapacağı diğer teşebbüslere de katkıda bulunmaya haz>- nz" diye konuştu. Muhalefetle genel merkez restleşiyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Partı yönetimiyle Tansu ÇiBer'i devirmek ıçın ola- ğanüstü kongreyi toplamaya çalışan muha- lifler ile DYP Genel Merkezi arasındaki mü- cadele sertleşiyor. Genel Başkan Yardımcı- sı Ismail Köse, DYP'yediğer partılerden da- ha fazla zarar vermekle suçladığı muhalifle- ri, il ve ilçe kongrelerinde mücadeleye çağır- dı. 400'den fazla delegenin imzasını toplayan muhalifleriseolağanüstükongre için 29 mart cuma günü başvuru yapacaklannı bildirdiler. Köse, Çiller yönetimine ba>Tak açarak par- tiyi olağanüstü kongreye götürmeye hazıria- nan muhaliflere sert çıktı. Olağanüstü kong- re çabalannı eleştiren Köse, DYP'de kongre sürecinin işlediğini belirterek "Bu arkadas- lar DYP've, muhalefet partilerinden daha fazla zarar vermektedir" dedi. Muhaiiflerin, il ve ilçe kongreleriyle ardından yapılacak olan olağan büyük kongrede göriişlerinı açıklama- lannı isteyen Köse. "Arkadaşlanmızı kong- relere davet ediyoruz. ll ve ilçe kongrelerine gelsinler, sıkınülanru \<e sorunlannı orada an- labanlar. Bu hareketinhaşanyaıılasafagım san- mıyorunı" diye konuştu. Nisan ayında olağanüstü kongre için ha- zırlıklannı sürdüren muhalifeski milletvekıl- leri ve kurucular, daha önce belirlenen 13-14 nisan günlerini 18 nisana ertelediler. DYP Tüzüğü'ne göre olağanüstü kongre çağnsı için 215 delegenin noter onaylı imzası yeterli ol- masına karşın, muhalifler güç gösterisi yap- mak ve desteği arttırabilmek için imza top- lamayı sürdürüyorlar. 29 mart cuma günü Çankaya 1 Numaralı tlçe Seçım Kurulu'na başvuracak olan muhalifler, toplanan noter onaylı imza sayısının 400'ü aştığını, olağa- nüstü kongrenin toplanmak zorunda oldu- ğunu bildirdiler. DYP'den koparak ANAP'a geçen, ancak örgütlerle ılişki içinde bulunan milletvekil- leri ve muhal iflerle sürekli görüşmeler yapan Hüsamettin Cindoruk da olağanüstü kong- re için öncülük ediyor. DYP'den Cavit Çağ- lar, Necdet Menzir ve Mehmet Batallıgibi isimlerle görüşen Cindoruk'un. muhalifes- ki milletvekillennede "Bukezdönüş>t>k.So- mına kadargkJecegiz" diyerek desteğuii açık- ladığı ifade edıldi. DYP Başkanlık Divanı dün Teşkilat Baş- kanı Necmettin Cevheri başkanlığında yak- laşık 2.5 saat süren bir toplantı yaptı. îbp- lantıdan sonra açıklama yapan DYP Genel Başkan Yardımcısı Hasan Ekinci. olağanüs- tü kongre için yeterlı imza toplanamayaca- ğını, toplansa bile yeterli delegenin katılımının sağlanamayacağını ileri sürdü. Avrupa'ya işkence başvurusu İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)- Manisa Emniyet Müdürlüğü'nde liseli öğrencilere yapılan işkence, Avrupa lnsan Haklan Komisyonu'na götürülüyor. Avukatlan, öğrencilerin, Avrupa lnsan Haklan Sözleşmesi'ne aykın olarak 4 günden fazla gözetim altında bulundurulmalan ve bu süre içinde avukat bulundurma hakkının olmayışı nedeniyle "Adil yargdama v« eşittik ilkesinin ihlal ediidiğT gerekçesiyle komisyona başvuracaklannı açıkladılar. Izmir Barosu'nda basın toplantısı düzenleyen Avukatlar Mehmet Nur Terzi, Sema Pekdaş, HüJya Cçpınar, Orhan Kemal Cengiz ve Peün Erda, Manisa Terörle Mücadele Şubesi'nce DHKP-C operasyonunda_gözaltınan Ali Göktaş, M-A^ O i , M.G., A.M^, S.T^ EAE^ E.IC, Faruk Deniz, Aşkın Yeğin, Abdullah Yücel Karakaş, Jaîe Kurt, Hüseyin Korkut ve Boran Şenol'un. 8-11 gün arasında işkence altında sorgulandığını bildirdiler. Avukatlann ortak basın açıklamasını okuyan Pelin Erda, işkence olayıyla ilgili iç hukuk yollanyla halen uğraş verdiklerini, sonuç vermeyeceğine inandıklan an bu konudakı başvurulannı aynca yapacaklannı belirttiler. Güneydoğu sorunu için Bask modelini tartışıyor, eyalet sistemini öneriyor RP'nin de 'Kürtçöziitnüy özjel1bn ERGÜN AKSOY ANKARA - Güneydoğu soru- nunun çözümü için parti içinde Bask modelini tartışmaya açan RP'lilerin hazırladıklan bırrapor- da, "Sorun, PKK'yi yok etmek değHdir. Sorun, silahlı terörii so- na erdirmektir. Çözüm. daha de- rinlere inerek kanseri tedavi et- mektir" denildi. Özel timlerin sa- yısınm artınlması ve güçlendiril- mesinin savunulduğu raporda. Kürtçe yayın, basım \ e eğitim ko- nulannda yasal düzenlemeye gi- dilmesi gerektiğı vurgulanarak. Türkiye'de eyalet sisteminin yer- leştirilmesi istendi. Raporda, "Her eyaletin, merkezi hükümete bağ- h ve TC ordusu bünyesinde bulu- nan bir "milli muhafaza' örgütü kurulmalıdır. Bu örgüt, yöredeki demokrashi koruma amacı taşı- mahdu-*'görüşüne yer verildi. RP bünyesinde oluşturulan te- rör komsyonu, Komar Holding yöneticılerinden Can Komar ta- rafından hazırlanan terör raporu- nu parti içinde tartışmaya açtı. Güneydoğu'daki sorunun çözü- müne ağırlık verilen raporda, PKK ile ilgili aynntılı değerlendirme- de bulunuldu. Raporda, doğada- ki dengenin bozulması halinde ortaya istenmeyen durumlann çı- kacağı belirtilerek, "Toplumlar- da da böyle bir denge mevcuttur. Türkiye'de demokratik olsun ol- masuı hiçbir ayınm yapılmadan bastınlan, Kürt isteklerini dilege- tiren unsurlann >okluğu PKK'ye meydaıu boş bırakmıştır" denil- di. Çözümün. Kürtler tarafından bulunması gerektiğine dikkat çe- kilen raporda, Kürt toplumunda or- taya çıkacak olan demokratik un- surlann desteklenmesi gerektiği, bu demokratik unsurlann PKK'ye alternatif olmalannın sağlanma- sı görüşüne yer verildi. PKK'nin, Kürtlerin örgütü ve üderi görü- başansı \e halk desteği bu özelli- ğinden ileri gelmektedir." Raporda, sorunun çözümü için PKK'nin muhatap olarak kabul edilmemesi gerektiği belirtilerek, PKK'nin mücadelesinin terör ol- duğu vurgulandı. Bask modeli- nin uygun bir çözüm olduğuna dikkat çekilen raporda, ancak bu çözüm modelinde bazı noktalann hassasiyetle değerlendirilmesinin kaçınılmaz olduğunu vurgulandı. •Partinin terör komisyonunca hazırlanarak tartışmaya açılan raporda, özel timin büyütülerek güçlendirilmesi gerektiği savunuldu. Kürtçe yayın, basım ve eğitimin yapılabilmesi için yasal koşullann yaratılması gerektiği bildirilen raporda, "Eyalet sistemine gidilmeli" denildi. nümünde olduğu belirtilen rapor- da, şunlar kaydedildi: "TC kentlerde Dev-SoPa karşı başanlı olmakta, ancak kırda ge- rilla savaşı veren PKK've karşı başanlı olamamakta. Kaınumun- dan saklanan hirtakım »i/Ji bilgi- lerin olduğu muhakkaktır. Ancak güneş balçıkla snanmaz ki, şart- lar süratle olumsuza doğru geliş- mektedir. Yani TC, geriUa savaşı- na ve yöre halkının gerillaya ver- diği desteğe karşı başanlı olama- maktadır. Ancak unutulmamalı- dır ki, \örenin önceliği uiusal kim- liğin tanınmamasıdır. PKK'nin Raporda, Kürt halkının haklannı PKK dışında savunanlannın des- teklenmesi gerektiği kaydedile- rek, şu görüşlere yer verildi: " Bu çözüm yolu en doğal olaıu- dır. Kabul etmek gerekir ki, top- lumun doğal dengelerini bozarak, demokratik unsurian basbrarak PKK sorununu istemeyerek de ol- sa TC yaratmıştır. Artık bıraka- lıııı toplum kendi kendini iyilestir- süı. Sorun PKK'ji yok etmek de- ğildir. Sorun silahlı terörii sona erdirmektir. TC bugün Kürttop- lumunu tanımayı reddetmek, tüm uıısunlan baskı altına aunak, kan- ser ripi oiuşumlara me\ danı boş tn- rakmak anlamına gf İmektedir." Raporun çözüm öneriieri bö- lümünde de, Kürt halkının ihtiyaç- lannı demokratik yönlerden diie getirmek isteyen gruplann ve şa- hıslann saptanması gerektiği vur- gulanarak. "Bugunıplarsamiıni şekilde demokratik yollan benim- semeüdirier. PKK'nin bir kolu ol- mamahdıriar. Bu gruplar, örne- ğin bazj DEP üyelerini de içerebi- lirter" görüşü savunuldu. Rapor- da, özel tim görevlilerinin sayısı- nın büyütülmesi gerektiğine dik- kat çekilerek, özel tim görevlile- rinin bu şekilde her türlü terörün üzerine gitmeleri istendi. Rapor- da, şöyledendi: "Oiağanüstü hal derhal lağve- dilmelidir. Çünkü, bu valilik böl- gede sıkıyönetimin sivil bir şekJi- dir. Tüm partikrin desteği ahna- rak Kürtçe yayın, basın ve eğitim gibi konularda yasal değişikUkle- re gidilmelidir. Yerel yönetûnkre yetki devri ile başlayıp nihai ola- rak Türkiye'de eyalet sistemine gi- dilmetidir. Valiler yörede seçimle işbaşuıa gelmeli, DGM'ler kaldı- nlmalı, her türlü adli sorun yöre halkınınoylan ileseçtiği hakim ve safvcılar tarafından çozümlenme- lidir. Her eyaletin, merkezi hükü- mete bağlı ve TC ordusu bünye- sinde bulunan bir milli muhanz ör- gütü kurulmalıdır. Bu örgüt, yöredeki demokrasiyi koruma amacı taşımalıdır." CUMAKTESI YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU Yaşlılığa Üvgü Herrıangi bir Batı ükesinden Türkiye'ye ük kez ge- len kişiyi öncelikle sı>kaklardaki genç erkek kalaba- lığı şaşırtacaktır. Bir jtadyumdan ya da kışladan bo- şalmışa benzeyen bJ 9" kalabalığın içinde genç kız ve kadınlara çok az rastlanır. Yaşlı kadın ve erkek ise yok gibidir. Büyük k^tlerde (ve özellikle de şu sev- gili Istanbul'umuzdaisokaklardaki genç kız ve kaciın oranı biraz artmakla firlikte yaşlı insan sayısı daha da azalır. Kadınlann evlere sürgün edilmiş olmasının ne- denleri biliniyor ve artık tartışılıyor da. Yaşlı insanlan- mızın yaşam koşullan ve sorunları ise kendileri ve (varsa, olanakları da elverişliyse) yakınları dışında kimseyi ilgilendirmemektedir. Kapalı mekânlara sür- gün edilmiş olmaktan öte, onlar sanki bu toplumun lanetlileridir. Hâlâ yaşiyor olmaktan ötürü neredeyse birsuçlulukduygusu içinde, yaşamlannın son dönem- lerindeki sıkıntılarta Daşbaşa, çoğu kez yapayalnız bir yaşam sürmeye niankûm edilmişlerdir. Gelişmiş ülkelerde ortalama ölüm yaşının giderek yükselmekte oluşunun sonucunda yaşlı insan sayı- sındaki artış, bu ülkelerde "nüfus yaşlanması" diye adlandırılan bir olguya yol açmışken, ülkemizde 60 yaşında ve daha ileri yaşlarda insan sayısının genel nüfusa oranı otuz yılı aşkın bir süredir yaklaşık yüz- de 7'lerdedir. (1965 nüfus sayımına göre bu yaş gru- bunun toplam sayısı yaklaşık 1.5 milyon ve genel nü- fusa göre oranı yüzde 6 iken, 1990 nüfus sayımında bu sayının yaklaşık 4 milyona, genel nüfusa göre ora- nının ise yüzde 7'ye yükselebildiği görülmüştür.) Genç bir nüfusa sahip olmanın (eğer bu olanak de- ğerlendirilebiliyorsa) olumlu yönleri bulunduğunda kuşku yok. Fakat acaba sadece olumlu yönler mi söz konusu? Bu soruyu yanıtlayabilmek için "yaşhlık" kavramının irdelenmesi gerek. Ve "yaşlılar haftası"n\n sözümona kutlandığı şu günlerde bunu yapmanın tam sırasıdır... • • • Sadece insanlann değil bütün canlılann ve hatta can- sızlann da yazgısı olan yaşlılık (yıpranma, eskime), can- lılar ve özellikle de insanlar için "bedensel gücün azalması, zihinsel yetinin güçsüzleşmesi" (bilimsel deyimle, nöronlann azalması) olarak tanımlanıyor... Sa- dece bu kadar mı? "Yaşlılık" olgusuvla ilgili bilgileri- mi tazelerken, bitkilere ilişkin bir gözlem bana çok an- lamlı göründü. Çeşitli etkenler nedeniyle köklerin ar- tık besin sağlayamadığı durumlarda, bitkinin bütün besin yedeklen tohumlara göç etmekteymiş... Bu do- ğal olgu bana, yaşamın sürüp gitmesi için yapılmış bir özveri gibi göründü... İnsanlar dünyasında bu ol- gu, bilinçli olarak yaşanmaktadır. Yaşlanan insan, kendinden sonra gelenlere yer açması gerektiğini bi- lirvehisseder... Bu bilinçveduygu, büyük bir olgun- laşmadır. Genç toplumun, yeni kuşaklann, bu olgun- laşmayı gözlemlemekten öğreneceği şeyler vardır. Bu gözlemi yapabilmekten yoksun (bir başka deyiş- le, yaşlısı olmayan ya da yaşlısı yaşamın dışına itil- miş toplumlar), uygar bir toplum görüntüsüne sahip olmaktan çok, tıpkı bizimki gibi, bir kurt sürüsünü andıracaklardır... • • • Uzun ömüriülük; deney ve düşünmenin uzun ya- şanmışlığı demektir. Bütün eskı uygarlıklarda yaşlılık, ölümsüzlüğe yakın bir imge olarak algılanmıştır. Tan- rının çoğu kez yaşlı bir insan olarak düşlemlenmesi (tasavvur edilmesi) bu nedenledir. Yunan mitolojisin- de tanrıların en büyüğü olan Zeus, aynı zamanda on- ların en yaşlı olanıdır. Budizm, Taoizm, bütün Doğu dinleri, yaşlılığı seçkinlikle birtutar. Taoizmin babası, .0. VI. yüzyılda yaşamış Laozi'nin aksaçlarla doğ- duğuna ve iki yüzyıldan fazla yaşadığına inanriması da, yaşlılık olgusuna verilen bu ayncalıklı değer ne- deniyledir... • • • Laozi'yle yaklaşık olarak aynı yüzyılda yaşamış olan Yunan bilgesi Solon, soytularla halk arasında patlak veren ve bitmek bilmeyen vahşi savaşı durdurmak için sitenin başına getirildiği zaman onlara şöyle seslen- mişti: "lonya'ntn en eski toprağının katledildiğinigör- düğümde, göğsümün içinde yüreğim bana acı çek- tiriyor." Solon, zenginleri, nefret duygusunun kayna- ğı olarak gördüğü "açgözlülük ve gurur"öan el çek- meye çağırmış, her iki tarafa da ulusun çıkarlar için uzlaşmazlığa son vermelerini emretmişti... Uzlaşmaz- lık ve gurur, gençlikte aşılması daha zor duygulardır. Genç nüfusa sahip olan toplumlann uzlaşmaya da- ha az yatkın toplumlar olduklan sanıyorum ki söyle- nebilir... • • • Victor Hugo'nun yıllar önce okuduğumda beni et- kilemişolan uykudaki bir yaşlı adamı betimlediği "Bo- az Uykuda" (Orhan Veli çevirisi) adlı şiirine yeniden baktığımda, düşüncelerimi destekleyen dizeler bulu- yorum: "O ki aslına dönmekte olan kişidir, Geçer yalan dünyadan ebedi dünyaya; Gencin gözündeki ihtiras ateşidir Ihtiyarınkinde başka bir nur, bir ziya." ' ' Watt Whitman'ın, yine yıllar önce, 6O'lı yıllardaki üniversite çağımızda, dılimize Memet Fuat'ın çevir- diği "Çimen Yapraklan "nda okuduğum ve hep anım- sadığım iki dizesi ise, bence bütün zamanlarda söy- lenmiş en insanca, en anlamlı sözlerdendir: "Kadınlar otunıyor, ya da oradan oraya gidip ge- ' liyohar, kimi yaşlı, kimi genç, Gençler güzel, ama yaşhlargençlerden degüzel." Kısa... Kısa... Kısa... Kısa... Kısa. MHP Gend Sekreter Yardımcısı Akkan Suver, MHP lideri Alparslan Türkes'in oturduğu milletvekili lojmanının boşatbimasuun me\sinı şartlan nedeniyle geciktiğini öne sürerek bu işlemin hafta sonunda tamamlanmasının beklendiğini bildirdi • RP lideri Erbakan'ın, partilerin oy kaybetmesini "Uganda usulü sevme" ^eklinde açıklamasından sonra RP Grup Başkanvekili Necati Çelik de hükümete "Afrika yamyamı" benzetmesinde bulundu. Çelik, bu hükümetin halkı ezmekten başka hiçbir hedefi olmadığını öne sürdü. ~~ Cumhurbaşkanı Sülejman Demirel, Tofik Ahmok ve Erdoğan Oner'in görev sürelerinin dolması nedeniyle boşalan Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) üyeliklerine Doç, Dr. Necdet Basa ile Dr. Yavuz Ege'nin seçilmekrine ilişkin karan onayladı. • Başbakan Mesut Yılmaz ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Emin Kul arasındaki görüşmeden sonra TtSK Genel Sekreteri Kubilay Atasayar'm bakanlık müsteşarlığına getirilecegi öğrenildi. • Devlet Bakanı Halit Dağh, Yüksek Denetfcme Kurulu çalışmalanyla ilgili brifing aldı. Dağlı, kurulun daha etkin hale getirileceğini bildirdi. . - - '
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle