Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
23 MART1996 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 15
Istanbul Devlet Opera ve Balesi, bu oyunla dünya bale tarihine yeni bir imza atıyor
4
Leyla île Mecram'ım dünya prömiyeri
DUYGU DURGUN
İstanbul Devlet Opera ve Balesi (ÎDOB),
bu sezon içerisinde yeni prodüksiyonlara
bir yenisini daha ekliyor: 'Leyla ile Mec-
nım' balesi. Dünya prömiyennı bugün sa-
at 20.00'de AKM Büyük Salon'da gerçek-
leştirecek olan 'Leyla ile Mecnun' balesi
ÎDOB'nin '8. Senfoni', 'SaJome', 'KraJ ve
Ben'den sonra sahneleyeceğı dördüncü ye-
ni yapıt.
Edebiyatımızda pek çok şaire esin kay-
nağı olmuş bu trajik aşk öyküsünü, Deutc-
heOper Berlin'ın bale direktörü ve başko-
regraf Ray Barra sahneye koyuyor. Libret-
toyu Jak Deieoo ve Barra'nın birlikte dü-
zenlediğı yapıtın müzigi 1902-80 yıllan
arasında yaşamış Rus besteci Sergei Bal-
sanyan'a aıt. Balsanyan'm Moskova'da ya-
şayan kızının da katılacağı prömiyer gece-
sinde 'Leyla ile Mecnun' rollerinde Serap
Meriç ve Deniz Berge, baleseverlerin kar-
şısında olacaklar. Orkestrayı şef Elsad Ba-
gjrov'un yönettıği 2 perdelik balenin dekor-
lan Erkut Uzelli. kostütnlen Ayşegül AJev,
ışık düzeni ise Ahmet Deftıe imzasını taşı-
yor. 'Leyta ile Mecmın'da Serap Meriç, De-
nizBerge'nin yanı sıraHaldun Yedican,Ke-
rem Kıraner. Tatyana Egeü, Alkış Peker,
Baher Mdinlioglu, Çiğdem Tezcür başrol-
leri paylaşıyorlar. 27 ve 30 mart tanhlenn-
de yınelenecek olan Istanbul Menkul Kıy-
metler Borsası'nın (İMKB) sponsorluğu-
nu üstlendiği yapıtın gösterimı sezon sonu-
na dek sûrecek.
İDOB'den'BaleGünleri'
İDOB Genel Sanat Müdürü Yekta Kara
dûnyada ilk kez sahnelenen 'Leylave Mec-
oun' ile dünya bale tarihinde yeni bir ımza
atıidığım vurguladı. Yekta Kara'nın ver-
dıği bilgiye göre, tDOB'nin IMKB spon-
sorluğunda 9-13 nisan tarihlen arasında
düzenleyeceği ve aralarında İDOB'un bir
başka yeni prodüksıyonu 'Balede Çeşitfc-
meler' (12 nisan) ve 'Spartaküs' (13 nısan)
adlı yapıtlann yanı sıraZürih Balesi'nden
iki temsilın de bulunduğu 'Bale Gfinle-
ri'nde 11 nisan akşamı ızleyıci karşısına çı-
kacak olan 'Leyla ile Mecnun', haziran
ayında da 3. Aspendos Uluslararası Opera
ve Bale Festivali'ne katılacak.
'Leyla ile Mecnun'un koregrafısini ger-
çekleştıren ABD doğumlu, Ispanyol asıllı
koregraf Ray Barnı bir yıl kadar önce Is-
tanbul Devlet Opera ve Balesi'nden bir
prodûksiyon sahnelemesi yönünde teklif
alınca, Tûrk izleyicısinm yabancısı olma-
dığı, gerek kulağına gerek kalbine seslene-
bilecek bir yapıtı sahnelemeyı düşünmüş
öncelikle. Oneri üzerine 'Leyla ile Mec-
nun'u eline alan ve yapıt üzerinde araştır-
malara gırişen Barra'nın en çok zorlandı-
ğı konu, 'Leyla ile Mecnun' üzerine, sade-
ce eski Türkçe ile yazılmış kitaplarla kar-
şılaşmak olmuş. Istanbul Devlet Opera ve
T"^Y debiyatımızda pek
/-/ çok şaire esin kaynağı
I J olmuş bu trajik aşk
öyküsünü, DeutcheOper
Berlin'in bale direktörü ve
başkoregraf Ray Barra
sahneye koyuyor. Librettoyu
Jak Deleon ve Barra'nın
birlikte düzenlediği yapıtın
müzigi 1902-80 yıllan
arasında yaşamış Rus besteci
Sergei Balsanyan'a ait.
alsanyan'ın
Moskova'da yaşayan
kızının da katılacağı
prömiyer gecesinde 'Leyla
ile Mecnun' rollerinde Serap
Meriç ve Deniz Berge,
baleseverlerin karşısında
olacaklar. Orkestrayı şef
Elşad Bagirov yönetiyor.
Balesi Başkoregrafı Ozkan Arslan'ın yar-
dımlanyla, yapıtın Ingilızce çevirisini el-
de eden Barra, 'Leyla üe Mecnun' öyküsü-
nün farklı yorumlan arasında en çok Fu-
zııli'nm yazdığı öyküyü ılginç buluyor.
"Fuzuli'nin 'Leyla ile Mecnun'ubemgüç-
Ifi bir metin hem de dramatik bir baleye da-
ha kolaj u\arlanabilir nitelikte. Sö/cükle-
rin arkasındaki anlam çok güçlü Fuzuli'de.
fld gencin aşklan uğruna ötümû gö/t alış-
lan; Leyla'nın.istemediği biradamlaevlen-
dirilişi; Mecnun'un çöldeki nıh halini son
derece dramatik, etkileyici bir üslupla an-
latmış Fuzuli."
Fuzulı'nin, kendisini acı çekenlere ve
âşık olanlara yakın hissettiğı için 1535 yı-
lmda kaleme aldığı bu üzüntü ve sonsuz
acılarla dolu. ümit ve neşe vaat etmeyen
trajedı, 15-19. yüzyılarasında yaşamışCa-
idi, Sevdai, Mir Ali, şair Nava gibi pek çok
şaire esin vermiş. Türkıye'dekı kütüpha-
nelerde 20'den fazla el yazması değişık yo-
rumlan olan bu yapıtı, dün>a yazın tanhı-
nin bir başka trajik aşk öyküsüne. 'Romeo
ve JuHet'c çok yakın bulduğunu söylcyen
Barra, 'Leyla ile Mecnun'un daha ilginç bir
kurgusu olduğu görüşünde.
"Balede sözcüklerden yararlanamazs»-
nız. Bu yuzden de işiniz daha giiçtür. Söz-
cüklerin gerisindeki anlamı çarpıcı bir bi-
çimde anlatmak zorundasınız" diyen Bar-
ra, dramatik öğelenn ön plana çıktığı 'Ley-
la ile Mecnun' balesinde, Istanbul Devlet
Opera Balesi dansçılannın sergiledıkleri
performanstan ve yeni bilgileYe son dere-
ce açık oluşlanndan övgüyle söz ediyor.
"Türk dansçılan solistlik anlanunda müt-
hiş IdşiHkli. Çok kısa bir zaman içerisinde
kotanlan bu işin üstesinden gelebildiysek,
bu başanda dansçılann nlduğu kadar tek-
nik kadronun da büyük payı var."
1930, ABD doğumlu Barra, çok küçük
yaşlarda ilgi duymuş baleye. Ailesinin şid-
detli itirazlarına ragmen, yeteneğıni özel
dersler alarak geliştirmış. San Francisco
Balesi'nden sonra 1950'de New York'taki
American Ballet Theatre'a (ABT) dansçı
olarak giren ve kısa bir süre sonra solist
olan Ray Barra, 1956'da, Ses Tıyatro-
su'nun henüz o büyük yangınla tanhe ka-
nşmadığı yıllarda bu görkemli tiyatroda ve
Ankara'da ABT'nin turnesi sırasında dans-
çı olarak çıkmış Türk izleyicismın karşısı-
na. ("O yıilann lstanbul'u ile bugünün Is-
tanbul'u arasında inanılmaz bir fark var"
dıyor Barra.
1950'lenn lstanbulu'nun kcndisine hep
San Francisco'yu anımsattığını söylüyor.)
ABT parasal nedenlerle iki yıl boyunca
perdelerini kapayınca kanyerine 1958'de
Stuttgart Balesı'nde devam eden Barra
'Romeo ve Juliet', 'Firebird' gibi büyük
prodüksiyonlarda dans etmiş. Ancak,
1966'da sahnede geçirdiği talıhsız bir ka-
za ile bacak kaslan zedelenen Barra o ta-
rihten bu yana bir daha hiç dans edememiş.
"Bu kaza,bir bakımabenim için bir dönüm
noktasıoMu" dıyor Barra. "Böyleükiedans
etmek kadar güzel bir başka işe sahip ol-
dum: Dans etmeyi ögretmek."
Münıh, Kopenhag, Zürih, Vtyana, Ham-
burg, Londra gıbı pek çok kentte, koregra-
fılerini üstlendiği yapıtlar sahneleyen Bar-
ra, dansçı olmakla dans eğıtmeni olmak
arasında dıle getırilmesı güç bir aynm ol-
duğunu belirtiyor. "Dans ederken sadece
kendinizî merkez ahrsınız. nasıJ daha iyi
olabileceğinizi araşnnrsımz. Dans, bu anla-
mıyia çok kişisel bir ugraştır. Eğer bir öğ-
rermcnst'ni/ ilgi alanianmz daha farklıdır.
Oğrencilerinizin nasıl ivi birer dansçı olma-
lan gerektiğini düşünür, kendini/j tümüy-
le onlann başansına adarsınız. Bale direk-
törlüğü Lsc daha da geni; bir alanı kapsar.
Sahnelediğiniz yapıt koregrail ve bunlar
gibi pek çokönemli konu artık sizin sorum-
lulugunuzdadır."
66 yaşındakı Barra, Deutche Oper Ber-
lın'deki görevinden bu yıl sonunda emek-
lıye aynlacak. Ancak, sahneye yeni yapıt-
lar kazandırmanın tatlı heyecanı kolay ko-
lay terk edilemeyeceğinden, emekli olsa
da üretmeyi sürdürecek.
8 U L U S L A R A R A S I A N K A R A F Î L M F E - S . T 1 V - A L » î
Mastroianni'nin Pereira'sı günün sürprizi
CUMHURCANBAZOĞLU
Ankara Film FestrvaJi, yurtdışındaki
organizasyonlara da göndereceği çok ni-
telikJi bir kısa film programma sahip bu
yıl. Kısa film köşeleri, bu türün ülke-
mizde nereden nereye geldiği, şu anda
neler yaptığıyla ilgili önemli bir rehber
niteliğinde.
Kısa fiimle başlıyoruz; kısa filmin bu-
günkü programında Alman Kültür Mer-
kezi'nde 10.00'da başlayacak Türk Kısa
Film Tarihinden-Canlandırma köşesi gi-
bi ilginç bölümler var. Tekin Aral ve
Oğuz Aral'ın Ferruh Doğan'la birlikte
yaptıklan otuz yıllık çizgi film Koca Yu-
suTla açılıyor bu bölûm. Ardından yine
aynı üçlünün 1967 yapımı filmi Direk-
lerarası var. Diğer filmler şöyle sıralanı-
yor: Ipler (Meral-Cemal Erez), Acemi
Knrt (Meral Erez), Klbritier (M.Celal
Ülken), Böcü (M. Celal Ülken), Güwr-
cin (Orhan Büyükdoğan), Helsinki Yurt-
taşlar Derneği (karma), MJdas (Ateş Be-
nice). Aynı salonda 13.30'da GünerSa-
noğlu'nun Ladik 76 adlı 35 mm'lik fıl-
miyle iki video fiimi sunulacak: Haliç
(Altan Yalçm), İstanbul'aDair(Enis Rı-
za). Alman Kültür Merkezi 'ndeki günün
etkinlikleri Pembe Toz adlı Çin filmiyle
bitiyor.
Türk-İngiliz Kültür Derneği'nde Türk
Kısa Film Tarihinden köşesi iki belgesel-
den oluşuyor. Ilk belgesel Turgut Çevi-
ker'in hazırladıgı 1995 yapımı Türk
Canlandırma Sinemast,adlı video filmi;
ikinci belgesel ise TûrkSinemasmda Al-
ü Yönetmenadlı Kerime Şenyücd'in vi-
deo yapıtı. Senaryosunu Mahmut Tali
B U G U I İ I
KAVAKLIDERE
12.00 Aşk
15.30 Shangai Üçlüsü
18.30 MaconBebeği
21.00 Xinqua'nın Öyküsü
24.00 Beyaz Geceler : Profesör
Hannibal, Aşk, Mayıs'ta Mılou
MEGAPOL (Yeşil)
12.15 Cherbourg Şemsiyeleri
15.15 Vatanseverler
I8.15ÖIümüBeklerken
21.15 OkuyanKız
MEGAPOL (Kırmızj)
12.00 On BınGüneş
15.00Tutsaklar
18.00KızılIlahı
21.00 Yıldızlann Altında
24.00 Beyaz Geceler:
Düş...Gerçekler...Bırde Sınema,
Umutsuzlar. Yüzyüze.
Öngören'in yazdığı belgeselde Lütfî
Akad, Atıf Ydmaz, Haüt Refığ, Metin
Erksan, Memduh Un, Osman Seden'in
sinema serüvenleri inceleniyor. Aynı sa-
londa öğleden sonra saat 14.00'te 35
mm'lik dört Hollanda, beş Italyan kısa
metrajlı filmi gösterilecek.
Fransız Kültür Merkezi'nin bugünkü
programı festivalin eline sonradan ulaşan
iki uzun metrajlı fılme aynlmış,. Sabah
10.00'da Çocuk Yargıç adlı filmden son-
ra başrolde MarceUo Mastroianni'nin ol-
duğu Sostiene Pereira var. Ülkemizde
gösterıme çıkmayan bu önemli filmin
yönetmeni Roberto Faenza. Ücretsiz ız-
lenebilecek Sostiene Pereira AntonioTa-
bucchi'nin aynı adlı bestsellerinden sine-
mayaaktanldı; Portekiz'deçekılen fılm-
de oyuncular Fransızca konuştu. Bu mi-
nik notlardan sonra filmin konusunu ak-
taralım: Pereira, Lisboa adlı gazetenin
kültür sayfalannı hazırlayan, yaşamını
yalnız bu işe ayırmış bir insan.
Ülkesinde Salazar'm yaptığı baskı,
Avrupa'da patlayacak 2. Dünya Sava-
şı'nın belirtileri onu fazla ilgilendirmi-
yor. Ancak, evine sığınan iki rejim kar-
şıtı Monteiro ve Marta ona uğrunda çar-
pışılması gereken başka değerlerin de ol-
duğunu anımsatınca yaşlı gazeteci eyle-
me geçiyor. Sostiene Pereira günün sürp-
rizi.
Hafta içinde festivale zaman ayırama-
yanlar için önemli filmlerın tekrânndan
oluşan bir program var bugün. Kavakb-
dere'de Macar usta Karoly Makk'ın
Cannes Jüri Ödüllü filmi Aşk,Çin'in sı-
radışı yönetmeni Zhang Yimou'nun
1930'larda Hollyvvood fılmlerinde gör-
dükleri gansterler gibi yajayan Çin maf-
yasını anlattığı Sanghay l'çlüsü,bir baş-
ka Çin filmi Xinqua'nın Öyküsü ve Pe-
ter Greenavvay'ın Macon Bebeği var. Fes-
tivalin başından beri Macon Bebeği'nin
üzerinde çok duruyoruz; Greenaway'in
Avrupa sinemasını şaşırtan ölçüde şidde-
tin dozunu fazla tuttuğu bu çalışması, ki-
lisenin yapısına getirdiği eleştiriyle de
doksanlann en çok konuşulan fılmlerin-
den biri oldu... Kavaklıdere'nin sabaha
dek sürecek Beyaz Geceler programında
1944'te ölen Macar ustaZoltan Fabri'nin
Profesör Hannibal'i, Louis MaOe'in 68
Fırtmas'nın Fransa'yı nasıl etkisi altına
aldığını anlattığı Mayısta MUou'su,
üçüncü film olarak da Makk'in tekrar-
lanan Aşk'ı var.
Megapol Yeşil Sakm tamamıyla dört
Fransız filmine aynlmış. Aralanndan
Bertrand Tavernier'nin 1979'da yaptığı
Ölürnü Beklerken'i özellikle öneriyoruz
sinemaseverlere. Film, bizim medyanın
son dönemde yaşadığı çılgın yarışı anım-
satan sahnelerle dolu. Olümcül hastalığa
yakalandığını anlayan mankenle son an-
lannı görüntülemek için anlaşma
yapıyor bir TV şirketi; amaç, izlenirlik
oranını arttırmak. Ama manken son-
radan anlaşmadan cayıp kaçmaya
çahşıyor. Medya yakaladığı avı kolay
bırakır mı? Kadınla televizyoncular
arasında bir köşe kapmaca başlıyor...
Megapol Kırmızı Salon'un Beyaz
Geceler'ine Bergman'ın Yüz Yüze'si,
MiklosJancso'nun Umutsuzlar ı ve An-
kara'da birinci seçilen film toplanmış.
Sinemaseverieri yine uykusuz bir gece
bekJiyor.
DUŞUNCEYE SAYGI
MEMET FUAT
Semih Gümüş'e Övgü
"Adam Öykü"nün üçüncü sayısı çıktı... Bir yıl ön-
ce "bir düş" diye anlatıyorduk... Gerçekleşti de,
üçüncü sayısına bile ulaştı...
Genellikle dergilerin ilk sayılarında göze batan bir-
takım aksaklıklar olur, ikinci sayıda, bakarsınız, der-
leniptoparlanmış...
Adam Öykü" böyle bir bocalama atlatmadı. Da-
ha ilk sayısında yerieşmiş bir dergi görünümündey-
di.
Beklediğimin çok üstünde bir ilgiyle karşılandığı da
bir gerçek. Bunu hem satışa, hem de süregelen
olumlu yankılara dayanarak söylüyorum.
"Adam Öytö"nün genel yayın yönetmeni Semih
Gümüş derginin yalnızca içeriğıyle ilgilenmiyor, harf-
lerin seçimi, sayfaların düzeni, her şey onun sorum-
luluğunda. Bilgisayarının başında çalışıp duruyor...
Sonuçta ortaya gerçekten övgüye değer bir öykü
dergisi çıkardığı yadsınamaz...
Bu arada, daha önce adlannı pek duymadığımız
birtakım genç öykücü adaylan da yer almaya başla-
dı dergide... Demek ki Semih Gümüş yayımlanmak
üzere gönderilen öyküleri okurken, yazariann adla-
nndan yardım almadan, doğrudan yapıta yönelerek
değerlendirme yapıyor...
"Adam öykü"nün başında böyle bir eleştirmenin
bulunması birtakım pariak yeteneklerin ortaya çıkma-
sınayol açabilir...
Dört beş ay kadar önce, 1 Kasım 1995'te, "Cum-
huriyef'tekı bir yazımda Era Yayıncılık'ın da bir öykü
dergisi yayımlayacağını duyurmuştum.
Adnan Özer'in yöneteceği bu dergi üç aylıktı, adı
"Düşler/Öyküler" olacak, ilk sayısı kasım ortalannda
çıkacaktı.
Nedense bugüne kadar çıkmadı...
Birkaç kezaradım Adnan Özer'i. "Adam Öykü"nün
çok iyi karşılandığını, iyi satıldığını, öykü dergilerine
ilgi gösterileceginin anlaşıldığını bildirecek, "Düş-
ler/Öyküler"] neden geciktirdiğinı soracaktım.
Ama Adnan Özer'e, ulaşmak kolay değil. Evliya
Çelebi gibi doteşıyor... Bir Makedonya'da, bir Iz-
mir'de...
Sonunda, yüzümü kızdınp telefona çıkan sesten
birtakım bilgiler alabilir miyim diye soruları sırala-
dım...
Durumu tam olarak bilmiyordu, ama "Düşler/Öy-
küler"\n yayımlanmasından vazgeçilmiş değildi. Ter-
sine, eli kulağındaydı çıkması. Adnan Özer yazıları
basımevine ya vermişti, ya da Izmir dönüşü verecek-
ti...
Bu iyi haberın üstünden birkaç gün geçti, ne der-
şiniz, bir daha arayalım mı, belkı dönmüştür Adnan
Özer?..
(0212 512 16 36)
Çalıyor, ama açan yok. O konuştuğum ses de ya-
yınevinde değil bugün anlaşılan.
Haydi öykü dostlan, gelin, bırakmayalım bu işin ar-
kasını... Soğumasın bu ısınmış tasarı...
Siz de bulana kadar arayın Adnan Özer'i, belki de
içinde birtakım kuşkular taşıyordur, okurlarla konuş-
mak o kuşkulardan kurtulmasına yardımcı olabilir...
İki aylık bir öykü dergimiz var, bir tane de üç aylık
olsun...
"Cumhuriyet Dergi" de her hafta sektirmeden bir
.öyküyayımlıyor...
Hiçbirinin arkasını bırakmayın, telefon edın, mek-
tup yazın, yaptıkları güzel işi, güzel olduğuna inanı-
yorsanız, sesinizi yükselterekdestekleyin...
Geriye bir de haftalık bol resimlı bir öykü dergisi ya-
yımlamak kalıyor... Aşk, merak, gülmeceağırlıklı, bir
ucundan başlayınca sonuna varmadan elden bıra-
kılamayacak türden yerli, yabancı öykülerle dolu,
özellikle gençlere okumanın tadını tattıracak bir der-
gi...
Yanlış anlamayın, düşük nitelikte bir dergiden söz
etmiyorum...
Bir öykünün düzeyi, içine aşk, macera, gülmece
girdiği için düşmez. Bu çerçevedeki konular, düzeyi
düşük öyküleri bile okunabilir kıldığı için öyle sanılır.
Berlin Üniversitesi ögrencileri İÜ
İletişim Faküftesi'ne konuk oftıyor
Kültür Senisi - Almanya Berlin Üniversitesi Radyo-
TV ve Gazetecilik bölümünden Dr. Ulrich Lange
başkanlığında 15 kişilik öğrenci grubu, 25-26 mart
tarihlerinde Türkiye'ye geiiyor. Türkiye'deki radyo
televizyon ve gazetecilik alanındaki gelişmeleri
incelemek üzere gelen gnıba, programlannda tstanbul
lniversitesi İletişim Fakültesi öğretim üyesi ve
öğrencileri eşlik edecek. 25 mart pazartesi günü saat
10.00'da başlayacak programda ilk olarak İU İletişim
Fakültesi ve üniversite bünyesindeki kurumlar
gezilecek. Daha sonra İÜ İletişim Fakültesi, 3-4
amfisinde saat 11.30'da gerçekleştırilecek konferansta
"Alman Gazeteci Gözüyle Türkıye. Türk Gazeteci
Gözüyle Almanya" konusu ele alınacak. Cumhuriyet
gazetesi ve Basın Müzesi ziyaretiyle program
tamamianacak. 26 mart salı günü ise Hürriyet, Milliyet
ve Show TV. TRT ziyaret edilecek.
Tarih ve küttür geztteri
Kültür Senisi - Boğaziçi Üniversitesi Mezunlar
Derneği'nin üç yıldır düzenlemekte olduğu "Tarih ve
Kültür Gezileri" 1996 yılında da devam ediyor. Yeni
yılın ilk gezisi. Jak Deleon ile "Pera Gezisı". Bugün
Jak Deleon rehberliğinde Tünel'den başlayacak Pera
Gezisi'nin duraklan St. Antuan Kilisesi, Çiçek Pasajı,
Rejans, Pera Palas. (Tel: 287 02 32)
YENİ BAŞLAYANLAR... YENİ BASLAYANLAR... YENİ BASLAYANLAR... YENİ BASLAYANLAR... YENİ BASLAYANLAR.
BUGUN
• Nixon Joan Allen, Anthony Hopkins'in rol aldıgı filmin yönetmeni
Oliver Stone. (ŞişUKent24162 03, BakırköyAvşar 58314 97, Kadtköy
Reks 336 0112, Beyoğlu Sinepop 25111 76, Ataköy Prestij 560 72
66
• Sabrina Hamson Ford ve Julia Ormond'un rol aldıgı filmin yönet-
meni Sydney Pollack (Etiler Akmerkez 282 05 05, Istanbul Princess
285 06 95, Beyoğlu Fitaş 249 01 66, Teşvikiye AFM 230 94 38, Etiler
Hillside 2631838, Kadiköy Süreyya 336 06 82, Altunizade Capitol310
06 16, Bakırköy Carousel 571 83 80, Bakırköy tncirli 572 64 39)
• Jumanji Robin \Villiams, Bonnie Hunt'un rol aldıgı filmin yönet-
meni Joe Johnston. Beyoğlu Emek 293 84 39, Harbiye As 247 63 15,
TeşvikiyeAFM 224 0505, EtilerAkmerkez 282 05 05, IstanbulPrincess
285 06 95, Çemberlitaş Şafak 516 26 60, Bakırköy 74 572 04 44,
AvcUar Standart 695 36 45, Altunizade Capitol 310 06 16, Kadiköy
Kadiköy 337 74 00, Kadiköy As 336 00 50, Erenköy Apollon 362 51
00 Pendik Oscar 390 09 69
• Sabrina Harrison Ford ve Julia Ormond'un rol aldıgı filmin yönet-
meni Sydney Pollack (Etiler Akmerkez 282 05 05, Istanbul Princess
285 06 95, Beyoğlu Fitaş 249 01 66, Teşvikiye AFM 230 94 38, Etiler
Hillside 26318 38, Kadiköy Süreyya 336 06 82, Altunizade Capitol 310
06 16, Bakırköy Carousel 571 83 80, Bakırköy Incirii 572 64 39)
• Istanbul Kanatianmın Attında Ege Aydan ve Beatnz Rico'nun rol
aldıgı filmin yönetmeni Mustafa Altıoklar. (Beyoğlu Fitaş 249 01 66,
TeşvikiyeAFM 230 94 38, Ortaköy Feriye 236 28 64, tstanbul Princess
285 06 95, Bakırköy Carousel 571 83 80, Altunizade Capitol 310 06
16, Kadiköy Bahariye 414 35 05)
• Otomatik Portakal Stanley Cubrick'in yönertiği filmde Malcolm
McDowell başrolde. (Beyoğlu Alkazar 245 73 83, Harbiye As 247 63
15, tstanbul Princess 285 06 95, Etiler Akmerkez 282 05 05, Hillside
Başrolünde Robin VVilliamsın ov nadıgı Jumanjin gösterime girdi.
Parliament 263 18 38, Ortaköy Princess 227 9147, Çemberlitaş Şafak
516 26 60, Bakırköy Avşar 58314 9 7, Kadiköy Kadiköy 33 7 74 00, Al-
tunizade Capitol 310 06 16)
• Amerikan Başkanı Başrollennde Michael Douglas ve Annette Ben-
ıng'ınoynadığı filmin yönetmeni RobReiner. (Beyoğlu Atlas 252 85 76,
Etiler Akmerkez 282 05 05, tstanbul Princess 285 06 95, Ortaköy
Princess 227 91 47, Teşvikiye AFM 230 94 38, Osmanbey Gazi 247 96
65, Kadiköy Süreyya 336 06 82, Altunizade Capitol310 0616, Bakırköy
Carousel 571 83 80, Bakırköy Renk 572 18 63, Kartal kartal 389 06
16)..
• Ölüm Yotunda Yönetmenliğini Tim Robbins'in yaptığı filmde Su-
san Sarandon ve Sean Penn başrolde. (Şişli Kent 24162 03, Beyoğlu Lale
249 25 24, Çemberlitaş Şafak 516 26 60, Bakırköy Avşar 583 14 7,
Kadiköy As 336 00 50, Fenerbahçe Pyramid 348 01 50)
I Bulutiann Otesi Alfonso Arau'nun yönettiğifilminbaşrolünde Keanu
Reeves oynuyor. (Şişli Kent 24162 03, Kadiköy Reks 336 0112, Beyoğlu
Lale 249 25 24, Çemberlitaş Şafak 516 26 60, Bakırköy Avşar 583 14
9
7
, Ataköy Prestij 560 72 66)
• Elvedâ Las Vegas Nıcolas Cage ve Elisabeth Shue'nun rol aldıgı
filmin yönetmeni Mike Figgis. (Beyoğlu Beyoğlu 25132 40, HillsidePar-
liament 257 78 22, Kadiköy Atlantis 418 26 56)
• Underground Emir Kusturica'nın yönettıği filmde başrollen Mıkı
Manojloviç ve Lazar Ristovski paylaşıyor. (Beyoğlu Alkazar 245 73 83,
Kadiköy As 336 00 50)
• Desperado Antonio Banderas ve Salma Hayek'in rol aldıgı filmin
yönetmeni Roberto Rodnguez. (Beyoğlu Fitaş 249 0166, BakırköyAvşar
583 14 97, Erenköy Apollon 362 51 00)
•Kınk Ok John VVoo'nun yönettıği filmde John Travolta ve Christian
Slater rol a\\yor.(Kadıköy As 336 00 50, Çemberlitaş Şafak 516 26 60,
Bakırköy tncirli 572 64 39, AvcUar Standard)
• Yedi Davıd Fincher'ın yönettiği filmde Brad Pitt ve Morgan Freeman
rol ahyor. (Beyoğlu Fitaş 249 0166, TeşvikiyeAFM 230 94 38, Bakırköy
tncirli 572 64 39, Florya Prestij 663 28 86, Aksaray Yüdız 589 61 39,
Kadiköy Moda 33701 28, Pendik Güney 354 13 88)
M Kmmızı Leke Roland Joffe'nın yönettıği filmde basrollen Demi Moore
ve Gary Oldman paylaşıyorlar. (Bakırköy tncirli 572 64 39, Bakırköy
Avşar 583 14 97, Beyoğlu Sinepop 251 11 76, Çemberlitaş Şafak 516
26 60, Kadiköy Broadway 346 14 81, Kadiköy Hakan 337 96 37)
U Cesur Yürek Gibson'unfilmindebaşrollen Sophıe Marceau ve Mel
Gıbson paylaşıyorlar. ( Kadiköy As 336 00 50) Kadiköy Süreyya 348 84
83)
MÜZİK
"Igor Oıstrakh-Natalia Zertsalova'" keman-piyano ikılisi
saat 19.30'da CRR'de bır konser venyor. Davıd Oıstrah'ın
oğlu ve öğrencisi olan Igor Oistrakh 1949'da Budapeşte
Uluslararası Yanşması'nda ve 1952'de Poznan'da Vv'ıenı-
awskı Uluslararası Yanşmasf nda binncihk ödülü sahıbı.
PANEL
"Halepce Newroz ve Irk Aynmf' konulu panel saat 15.00'da
BEKSAV'da gerçekleştırilıyor. Ismaıl Sanoğlu'nun yönete-
ceği panele konuşmacı olarak Fuat Dündar (İHDjjYılmaz
Çamlıbel(Kürt Hak ve Özg.Vakfı Gn.Sek.), Latif Ozdemir
(Ronahı Gazetesi Yazan), AyşeZarakolu (HADEP)katılıyor.
"Ozanata Aşık Veysel" konulu Panel 16.00'da Gençlık Ki-
tabevı'nde gerçekleştırılıyor. Konuşmacılar, Tahır Kutsı,
Ahmet Özdemir. Aşık Sancakızbacı.(Tel: 337 96 05)
SERGİ
Laleper Aytek'ın "Tenhahğın Ortasında" başlıklı fotoğraf
sergisi bugün saat 14.30'da Fotoğrafevi'nde açılıyor.
SÖYLEŞİ
Cezrrü Ersöz'ün konuşmacı olarak katılacağı söyleşi saat
17.00'de Toplumsal Araştırmalar Kültür ve Sanat Vakfi'nda
izlenebılır. (346 53 33)
FtLM GÖSTERİMİ VE SÖYLEŞİ
Pasolıni'nın "Salo ya da Sodom'un 120 Günü"adlı filmi-
nın gösterimı ve ardından Hasan Aydın'ın katılacağı söyle-
şi saat 15.00 Piya Kültürevı'nde gerçekleştirilecek.
(245 28 03)