29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20 MART 1996 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Ulaştırnıa Bakanlığı, satış yetkisinin bakanlık ya da ÖYK'de olmadığı bir yasa tasansını yetiştirmeye çalışıyor T'nm satışma kıfaf hazırhğı• Anayasa Mahkemesi'nin iptal karan ile ilgili gerekçeyi hemen hemen tahmin ettiklerini ve ona göre yeni yasa hazırlıklanna başladıklannı belirten Enerji Bakanı Ömer Barutçu, gerekçeli karar açıklandıktan sonra bir hafta içinde çahşması süren tasanyı Meclis'e sunacaklannı söyledi. ESRA YENER bakanhğunızda da Özelleştirme Yüksek Kurulu'nda da olmayacak" dedi. Anayasa Mahkemesi, PTT'nin T'sinin özelleştirilmesine ılişkın LTaştırma Bakanı Barutçu. ANKARA - Ulaştırma Bakanı Ömer Barutçu, PTT'nin T'sinin özelleştirilmesi için yeni bir yasa tasansı üzerinde çalıştıklannı belirtirken "Ancak T'yi satma yetkisi, Anayasa Mahkemesi'nin kararian çerçevesinde yasanın, tüm satış işlemlennin yürütülmesi ve karara bağlanmasında Özelleştirme ldaresi Başkanlığı ve Özelleştirme Yüksek Kurulu'na "yetki devreden" hükümlerini geçen ay anayasaya aykın olduğu gerekçesiyle iptal etti. Ulaştırma Bakanı Ömer Barutçu Cumhuriyet'e yaptığı değerlendırmede, Türk Telekomünikasyon AŞ'nin özelleştirme işlemlennin düzenlenmesi için yeni bir yasa tasansı üzerinde çalıştıklannı söyledi. Tasannın, Anayasa Mahkemesi'nin iptal ettiği hükümler için gerekçeli karannı yayımlamasmın ardından kesinleşecegini anlatan Barutçu, "Ancak biz Anayasa Mahkemesi'nin yasanın ilgili hükümlerini neden iptal ettiğini hemen hemen biliyoruz. Bu nedenle bir tasan taslağı üzerinde çaltşmaya başladık" dedi. Yetki iptaü ~ Anayasa Mahkemesi'nin yasanın ÖİB ve ÖYK'ye yetki veren hükümlerini iptal ettiğine dikkat çeken Barutçu; "Bu çerçevede, T'yi satma yetkisi Özeueştinne Yüksek Kurulu'nda da bakanhğunızda da olmayacak. Anayasaya uygun başka bir formül düşünülecek" diye konuştu. Ulaştırma Bakanı Ömer Barutçu, tasannın en geç, Anayasa Mahkemesi'nin gerekçeli karannın yayımianmasının ardından 1 hafta içinde Meclis'e sunulacağını söyledi. Anayasa Mahkemesi, geçen yılın ocak ayında da PTT'nin T'sinin özelleştirilmesine ilişkin Çikanlan ilk yasanın, satış işlemlerinin yürütülmesinde ve karara bağlanmasında Ulaştırma Bakanı'na yetki devreden hükümlerini iptal etmişti. Pankobirlik avans fiyat istedi 'Pancar fiyatı önceden açıklansın' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Pancar Ekicilen Kooperanfleri Bırliği (Pan- kobırlik) Genel Müdürü Ka- milÖzdemir. 1996 yilı şe- kerpancan alım avans fiya- tının kiloda en az 5 bin 200 liraolması gerektiğinı söy- ledi. Özdemir, dün yaptığı ya- zılı açıklamada. geçen yıl şeker sıkmtısı yaşandığına dikkat çekerek, bu yıl geniş ekim sağlanması için pan- car alım avans fiyatının er- ken açıklanması gerektiği- ni belirtti. Pancar ekiminin bu yıl, iklimin olanaklı olduğu yer- lerde başladığına dikkat çe- ken Özdemir, 1996 yılında 4.1 milyon dekaralanda. 15 milyon ton şeker pancan üretimi sağlanmasının prog- ramlandığını belirtti. 1.9tonüretilebilir Bu kapsamda, 1.9 mil- yon ton şeker üretilebilece- ğine dikkat çeken Özdemir, ekimlerin gecikmemesi ve üreticinin başka ürünlere yönelmemesi için avans fi- yatının bir an önce açıklan- masını istedi. Özdemir, pan- car alım avans fiyatının ki- loda en az 5 bin 200 lira ol- ması gerektiğini de vurgu- ladı. Elbistan Ziraat Odası (EZO) Başkanı Mehmet Ali Bulut, Sanayı ve Tica- ret Bakanı Yalım Erez'in şekerpancan üretimine iliş- kin yaklaşımını memnun- lukla karşıladıklannı söyle- di. Bulut şekerpancan ekim alanlannın çeşitli sorunlar nedeniyle her geçen yıl da- raldığını. bunabağlıolarak şeker talebinin ithalatla kar- şılanabildiğini kaydederek, "Şekerpancarı üreticile- ri, şeker ithalatından bü- yük üzüntü duyuyor" de- di. Erez'in, Türkiye'nin yıl- lık şekerpancan ihtiyacının 15 milyon ton olduğunu, 8.5 milyon ton olan yıllık üre- n'min artnnlabilmesi için fi- yatın ekim öncesinde açık- lanması gerektiğini söyle- diğıni hatırlatan Bulut, şöy- le devametti: "Erez, bizim yıllardır dile getirdiğimiz bir tale- bimizi ortaya koydu. Di- leriz, şekerpancan fiyatı ekim öncesinde açıklanır. Çünkü, şekerpancan üre- timini artırmak için fiya- tın yüksek verilmesi. tek başına yeteıii olmamakta- dır. Geç açıklanan fiyat, üretici için çok cazip de olsa üretim artışına yol açmıvor. Fiyat açıklandı- ğında ya ekim zamanı geçmiş ya üretici bir baş- ka ürünü tercih etmiş olu- yordu." Bulut, yanlış uygulama- lara son verildiğınde, Tür- kiye'nin şeker ithal eden de- ğil, yeniden ihraç eden ül- ke konumuna gelebileceği- ni ifade ederek. şu öneri- lerde bulundu: Destek kesilmemeli "Şckenpancan fiyatı- nın ekim öncesinde açık- lanması yanında, ekim öncesi ve sırasında uygu- lanan destekler kesintiye ugratılmamalıdır. Birdi- ğer beklentimiz ise ürün bedellerinin ödenmesin- de geç kalınmamasıdır. Şekerpancanfiyatı,enf- lasyon ve girdi maliyetle- rindeki artışlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Belirlenen fiyat, üretimi köstekleyecek değil, des- tekleyecek düzeyde olma- lıdır." 1UI l/UğlHlıı ııujlllUU w t v u ı . ^ l l ı •• ıv J Ut 11111M111UO111III UlUllIliail ı/ı«ıuıuı^uıııt»*« \Rt* \J***M*AJ a v o n ı I1URU11UV1 1111 1LJU11 ldaresi Başkanlığı ve kesinleşecegini anlatan Barutçu, Anayasaya uygun başka bir etmişti. Ortağı Sıdıka Atalay, basın çalışanlan ve diğer tüm alacaklılara güvence verdi: 6 Nadir borçlarnn ödeyecek' Nadir'in ortağı Atalay, ödenıe planı yapıldığuıı söyledi. • Adana'daki matbaa satışına girecek avukatlannın kaçınlması ve satışın hile ile ucuza getirilmesinin ödeme planlannı aksattığını kaydeden Sıdıka Atalay, Asil Nadir'in başta eski basın kuruluşlanndaki çalışanlan olmak üzere, tüm alacaklılanna haklarını vereceğini bildirdi. nın matbaasbının satışına ka- tılmak üzere avukat Ahmet Çifter'le birlikte gittiği Ada- na'da icra satışına katılacağı sırada silahlı üç kişi tarann- dan zorla bir taksiye bindiri- lerek kaçınlmıştı. 36 milyar 927 milyon 450 bin lira geçi- ci bedelle satışa çikanlan, 111 •bin metrekarelik portakal bah- çesine sahıp üç katlı matba- ayı ise tek başına ihaleye ka- tılan ve Nadir'in lngiltere'de yaşadığı bunalımlı dönemin- de işlennin başına geçmek üzere Türkiye'ye gönderdi- ği, ancak şitndi aralannda itı- laf bulundugu öne sürülen Er- dal Yılmaz ile ortağı Neşet Yıldız 39 milyar liraya satın almıştı. Matbaanın gerçekde- ğennin en az 150 milyar lira olduğu ilen sürülürken Ata- lay'ın kaçınlan avukatı ihale- nin bitmesinden iki saat son- ra serbest bırakılmıştı. Satışın iptali için dava aç- SEVtM ERTEMUR Kıbnslı işadamı Asil Na dir'in Türkiye'deki basın ça- lışanlanna olan borçlanru öde- yen Sıdıka Atalay, "Sadece dava açıp, Nadir'e ait gayri- menkuDerin üzerine hacizkoy- duranlara ödeme >apılı\or" ıddıalannı yalanladı. Nadır'e ait eski Güneş gazetesinin matbaasının icra kanalıyla sa- tışı sırasında avukatının kaçı- nlması nedeniyle satışa katı- lamadıklannı, bu nedenle de hedeflediklen ödeme planı- nın gerçekleştirilemediğinı ifade eden Atalay. "Asfl Bey'in en büyük hedefi bir an önce imkân \aratıp.borçlannı öde- mektir. İşçi borçlan olsun, di- ğer borçlar olsun kesinlikle ödenecektir. Her türlü borç- lannı ödeyecektir" dedi. Sıdıka Atalay'ın avukatı Eyüp Osman Hacıbekiroğlu. 1 mart günü Güneş gazetesı- Çay-Kur'a Karabük modeK ÖMERŞAN RİZE - Liberal ekonominin gereği olarak görülen devletin küçültülmesı çalışmalannın ilk koşulu özelleştırme- nin kıskacından Çay-Kur da kurtulama- dı. Kurumun özellıkle bazı bankalardan aldığı düzensiz faizli krediler nedeniy- le girdiğı borç batağı. özelleştırmenin kaçınılmaz koşulu oldu. Çay-Kur'dan sorumlu Devlet Baka- nı Eyüp Aşık öncekı gece geç saatlere kadar yaptığı incelemeler sonucunda dün yaptığı basın açıklamasında, yöre insanının Çay-Kur'un özelleştirilme- sine kendılenni hazırlaması sinvalinı verdi. Bakan Aşık açıkiamasında, Çay- Kur'un şu andaki mal varlığı ile bulu- nan borcunu karşılamasınm olanaksız olduğunu belırterek beş yıl içerisinde özelleştinne çalışmalannın tamamlana- cağının sinyalini verdi. Aşık açıklamasında "Çay-Kur'un 1980'den bu yana bütün dokümanlan- nı incelemeye aldık. Cerekirse daha ge- niş raporiann rurulması için bir komis- yon oluşturacağu. Devlet olarak şu an- da elimizde bulunan verilere göre 27 trüyonluk bu borcun alündan kalka- mayız. Bu yükü üreticilere de yükleye- meyiz. Kurumun elindeki stoklar ve di- ğer işletme varlıgı 10 trihonu bulmuyor. Ancak bu sorun da cozüme ulaşnnüp çayuı önü açılmah. Önümüzde bir Ka- rabük örnegi var. Bütün koşullan ryi değerlendirmemizgerekiyor. Çay sana- yündeki dolandınlcılık ve kalitesizliğin önûne geçmek için de bir otokontrol sis- teminin oluşturulması gerekiyor. Üreti- ci, çalısanlar >e yöre halkı olarak buna hazırtıidı olmalryız" dedi. 200 bınin üzerinde işçinin çalıştığı ve yaklaşık 230 bin üretici ailenin geçimi- ni sağladığı çay sektörü için girilen dö- nemecin zorluğundan da söz eden Aşık, incelemeleri sırasında sektör işçisinin bağlı bulundugu Tek Gıda-lş Sendika- sı bölge şubesini de ziyaret etti. tıklannı ve önümüzdeki gün- lerde davanın görüleceğini bildiren Sıdıka Atalay, "Çok daha başka koşuDarda o bina- ya sahip olmak isteven birta- kun insanlar benim avukün- mı kaçırdılar" dedi. Bınanın değenmn çok altında satıldı- ğını vurgulayan Atalay. kaçı- nlma olayıyia ilgili şıİcâyette bulunduklannı ve suçlulann yakalanabilmesi için polisin çalışmalannı sürdürdüğünü söyledi. Atalay sözlerini şöy- le sürdürdü: "Edindiğûn bü- gflere göre, icra saüşlannda kaçırma şekünde değilse bilc değişik şekiUerde fesat kanş- ünlıyormuş. Bi/inı olayunız- daki amaç,baa insanlannbi- navı değerinin çok altında ele geçirmesL İcra satışına her- kes girebilir. Ama burda bir başka kişinin bu satışa ginne- sini alıko> ma >öntemi ile cn- gel olmak söz konusudur. Sa- bşa bu de girsc> dik o binanın değeri. açıkartbrmayla yük- seltilecek ve gücü yeten para- yıwrip abcakn. .4İna bunaen- gel olundu." Atalay, Güneş gazetesin- den alacağı olanlardan dava açıp, gazetenin binalanna ha- ciz koyanlara ödeme yapıldı- ğı, diger çalışanlann oyalan- dığı iddialannın ise doğru ol- madığını söyledi. Nadir'in avukatı Rezzan Aydınoghı da Güneş çalışan- lanndan 122kişiyetoplam40 milyar lira ödendiğini, geriye 500 kişinin kaldığını bildirir- ken Sıdıka Atalay, "Asfl Bey'in amaa borçtann tamammıöde- vebilmekrir ve bütün çahşma- lan bu doğrultudadır" dedi. Mahkemeye başvurmuş ya da başvurmamış tüm alacaİdıla- nn borçlannın ödeneceğini, kimsenin bundan şüphe duy- maması gerektiğini vurgula- yan Atalay, ancak bundan son- ra yapılacak ödemeler konu- sunda son yaşanan olay ne- deniyle bir zaman veremeye- ceklerini belirtti. BENCE tZZETTİN ÖNDER Yazarımız Izzettin Onder'in yazısını teknik bir aksaklıktan dolayı yayımlayamıyoruz. Tekstilcilere kötü haber ABD, kotayı kaldırmıyorANKARA (ANKA) - ABD Ticaret Bakan Yardım- cısı Charles Meissner, ABD'nin son dört yılda Tür- kiye'nin tekstil ihracatına uyguladığı kotalan hafiflet- tiğini. ancak önümüzdeki dönemde kotalann tamamen kalkacağını sanmadığını söy- ledi. ABD Ticaret Bakanlı- ğı 'nda uluslararası ekono- mik politikadan sorumlu olan Charles Meissner, Was- hington'dan uydu aracılığıy- la düzenlenen basın toplan- tısında Ankara ve Istan- bul'daki Türk bürokratlan, akademisyenler, ışadamala- n ve gazetecılenn ABD'nın "Büyük Yükselen Pazariar" (BEM) stratejisine ilişkin sorulannı yanıtladı. Aralannda Türkiye'nin de bulundugu "büyük yükse- lenpazarlar"ın ÂBD ticare- tının yüzde 20'sini oluştur- duğuna dikkat çeken Meiss- ner, Türkiye'nin ABD için "anahtar" bir pazar oldu- ğunu, Türkiye'de ABD işa- damlan için çok önemli oîa- naklar bulunduğunu söyle- di. ABD'nin "BEM"strate- jisi çerçevesinde Türk eko- nomisinin büyümesine kat- kıda bulunacağını belirten Meissner, gümriik birliği ile birlikte Türkiye-A\Tupa bir- liği ticaretinin Türkiye-Av- rupa ticaretinden fazla arta- cağını, ancak ikili ticarette de gelişme beklediklenni ifa- de etti. Türkiye ile sadece ticaret değil yatınm ilişki- lerini de geliştirmek istedik- lerinı bildiren Charles Me- isser, uzun bir süreden beri devam eden çifte vergilendir- menın önlenmesı anlaşma- sına ilişkin müzakerelerin tamamlandığını, anlaşma- nın Cumhurbaşkanı Sİkley- man Demirei'ın ABD'ye ya- pacağı ziyaret sırasında im- zalanacağını söyledi. Portland Üniversitesinde kuruldu Türkiye pazan' üniversite bölümü oldu OZGUR ULUSOY Morell destek buunaya çalışıyor. ABD'nin Port- land Eyalet Üni- versıtesı'nde, Tür- kiye'deki son eko- nomik ve siyasi ge- lişmelerin ele alı- nacağı Modern Türkiye Araştırma- lar Programı açıl- ması planlanıyor. Program. Kuzey- batı ABD ile Tür- kiye arasındakı ti- cari iliskilerin geliş- tirilmesi için bir iş konseyi oluşturul- masını da öngörü- yor. Üniversitenin Ortadoğu Araştır- malar Merkezi bünyesınde yer alan Türkiye Programlan Koordinatörü Linda Morrell, ABD'de şu anda Türkiye ile ilgili bütün akademik programlann Osmanlı tarihı veya Cum- huriyet tarihıni ele aldığını kaydederek şöyle konuştu: "ABD, Türldye'yi \iiksden yeni on pazar arasında sayryor. ABDfleTürkiye arasındaki ricari iliskilcr. ortak \atinm- lar destekleniyor. ABD-Türkiye ilişküerinin stratejik işbir- liği ekseninden tfcarete ka> masu ABD'de, Türkiye'nin ye- ni ekonomik ve siyasi yapısı hakkında bügilenme ve egitim görme ihti\acını ortaya koydu." Program çerçevesinde, Türkiye ile ilgili bir enformas- yon merkezinın oluşturulaması da planlanıyor. Programm maliyetı 5 milyon dolar. Morrell, eyalette uygulanan sıs- temde, bulduklan her dolar için bir dolar da Oregon Eya- letı'nden alacakianna ışaret ediyor. 25 marta kadar Türki- ye'de bulunacak olan Monell, Türk hükümetinden, Tür- kiye'de ış yapan ABD firmalanndan toplam 2.5 milyon do- larlık fınansman elde etmeye çalıştıklannı söylüyor. (Bağ- lantı için Tel (Portland, ABD): 503- 725 54 67) ÇIFTÇI D O S T U / SADULLAH USUMÎ - Sakarya Hayvancılığı kurtarma masallan T ürkiye'de devlet ve hükümet yet- kilileri dahil, insanlanmız büyük çoğunluğu "Peynirgemisi"ni hâ- lâ lafla yürütme alışkanlığından kurtulamadı... Başbakanlar, bakanlar, par- ti liderleri, önemli sorunlanmız gündeme geldiği zaman "hayali proje"\&r\e çözüm yollan aramaya başlıyorlar!.. Bazı uzmanlanmıza da ne yazık ki, gü- ven yok... En iyi bildikleri konularda bile, kendi veya yakın çevresinin çikarlanna gö- re ferva veriyorlar... Bunun tam tersi işler de olabiliyor... Ör- „ neğin, uzmanlann, bilim adamlannın, ba- kanlık mensuplannın birleştikleri bir görü- şe, başbakanlık soğuk bakabiliyor... Bazı devlet ve hükümet adamlanmız da bilmedikleri konularda görüş açıklamayı ma- rifet sayıyortar. Bilmediklen konularda "bir araştırma yapalım" demeyi kendilerine ye- diremiyorlar. Sanki, herkesin her konuyu uzmanhk derecesinde bilmesi zorunluyrnuş ' gibi... Halbuki, herkes her şeyin en iyisini bilemez. Kahvehane kültürü ile de 60 mil- yon insanın sorunlannayaklaşılamaz... Bir yöneticinın veya siyasetçinin bilmediği ko- nularda konuşma yerine araştrma yapma- ya kalkması kadar saygıdeğer bir tavır ola- maz... Başbakan'dan bakanlara, parti II- derlerine kadar bütün yetkililerimiz sene- lerden beri "Hayvancılığı kurtarma" ede- k biyatı yaptılar... Çeşitli projeler ürettiler. * Türk halkını ve ekonomisini "kobay'' gibi ; kullandılar... Hele, bazı çok bilmiş bürok- ; ratlanmız ve siyasetçilerimiz sadece hay- . van fotoğraflanndan kaynaklanan bilgile- ' ri ile demeçler ve akıllar verdiler!... Peki... Sonuç ne oldu? Kocaman bir sıfır!.. Beylerimlz eğleniyor ama, olan Türk ekonomisine ve 60 milyon insanımıza olu- yor... Hayvancılığımızı kredi ile kurtarma- ya çalısanlar şimdi neredeler? Eski Baş- bakanımız Çiller, Güneydogu'ya selamlar gönderiyordu... Once "Bir milyon lira kre- di dağıtacağım" dedi... Sonra 2 milyona çıkardı... Bu kredilerte Güneydoğu'da hay- vancılığın kalkınacağını ileri sürdü... Bu arada "Sadece kredi ile bu işleryürûmez" diyenlere ateş püskürdü. Kendisini çeke- medikleri için karşı çıkıkjığını iddia etti... So- nuç... Krediler ne getirdi? Kocaman bir hiç!.. Boşu boşuna üç-beş yıl daha kaybettik ve hayvancılığı batma noktasına biraz daha surükledik!.. Sayın Çiller, Güneydoğu'daki başansız- lığının ardından hayvancılığı Türkiye çaptn- da kurtarmaya kalktı... Ve... 20 trilyon lira kredi dağıtacağım açıkladı... Sonuç gene kocaman bir hiç oldu!.. Tansu Çiller'in sunduğu çözüm projesi- ni son 5 yıl içinde iki kez daha izlemiştik... Çiftçi, önceleri çok cazip geldiği için kre- dilerte hayvanlannı alıyor... Bir tek hayvan için 150 milyon liraya kadar borçlanıyor... Ancak, süt ve etten para kazanamadığı için hayyanlanna bakamıyor ve borçlannı öde- yemiyor... Ardından da kasaba gidip 150 ile 200 milyon liraya mal olan ineğini sat- makzorundakalıyor... Üstelikde "Oh... Çok şükürkurtuldum" diye dua ediyor!.. Işte... Tansu Çiller'in havyancılığı kurtarmak için sunduğu çözüm önerileri üreticilerimizi bu noktalara getirdi... Hayvancılık nasıl kurtulabilirT^ Senelerden beri yazdık, çizdik... Hayvan- cılığı kurtarmak için "Kredi gereklidir, an- cak tek başına yeterlı değildır..." Bir işin devam edebilmesi için para kazanılması gerektiğini hervesileiletekrarladık... Dev- let ve hükümet adamlarımızın da katıldığı toplantılarda bilim adamları, uzmanlar, zi- raat odaları, ziraat mühendisleri odası, zi- raatçılar derneği yetkilıleri "SEK'i, Et-Ba- lık Kurumu'nu, yem sanayiinı özel sektö- re satmayınız... AKSİ halde hayvancılık bi- ter..." diye senelerce haykırdılar... Bu uya- nlar devlet ve hükümet yetkililerinin yüz- lerine karşı yapıldı!.. Dinleyen olmadı... Bu önemli kuruluşla- n kendi asil sahibi olan üreticilenne satma- dılar... Üç kuruş para karşılığında özel sek- töre adeta bağışladılar... Hâlâ bu konuda- ki söylentiler sürüp gidiyor!... Bu bir hükümet polıtikası idi... Hatta ba- zı siyasetçilerimiz veyazarlanmız "Aman.. istersenız bedava verin de kurtulalım..." di- ye akıllar verdiler!.. Bazı çıkar çevreleri de "Özelleştirme de özelleştirme..." diye tut- turdu... KlT'ler gözden düşürülmek için halkımıza da hepsi birer "kara delik" ola- rak gösterildi!.. Hükümet de bu kadar des- teği arkasına alınca önce "yem sanayi- ini", arkasından Türkiye Süt Endüstrisi Ku- rumu'nu.. sonuçta Et-Balık Kurumu'nun en değerii kombınalannı bedava fiyatına özel sektöre devrediverdi... Hatta DYP Genel Başkanı bu sonuçtan o kadar memnun kalmış olacak ki bu ku- ruluşlardan bazılannın özel sektöre çar- çabuk devretme becerisini gösteren son Özelleştirme idaresi Başkanı Ufuk Söyle- mez'i önce milletvekili, sonra da bakan ya- parak ödüllendirdı... Başka bir hükümet ve- ya başbakan olsaydı "kraldan daha fazla kralcı" geçinen Ufuk Söylemez'i görev- den alırdı!... Şimdi öyle bir noktaya gelindi ki... SEK- Et-Balık Kurumu ve Yem Sanayii geri ge- tirilmeden, hayvancılık kesinlikle kurtanla- maz... Üreticileri bu 3 kuruluşun şemsiye- si attna almadan hayvancılığı değil kurtar- mak veya geliştirmek, bulunduğumuz kö- tü noktada bile tutmak mümkün değildir... Yem Sanayii satıldı... Yem fiyatları 3 ka- tına çıktı... SEK ve Et-Balık Kurumu satıl- dı, üretici etini ve sütünü istediği fiyattan satamaz hale gekjı. Ömeğın süt fiyatlan SEK satılır satılmaz 18 bin lıradan 10 bin liraya kadar düştü... Buna karşılık, yem fiyatları da 6 ile 7 bin liralardan 18 ile 20 binlere kadar yükseldi. SEK ve Yem Sanayii sa- tılmadan önce üretici bir kilo süt satarak karşılığında 2 kılo 500 gram yem alabili- yordu... Bu iki kuruluş satıldıktan sonra ise üretici bir kilo süt ile yanm kilo yem ala- maz hale geldi... Bu koşullar devam ettikçe hayvancılığı yaşatmak mümkün olamaz!... YARIN: Hayvan üreticileri örgütleniyor... Devre mülkte yasal düzenleme hazırlığı 8 Eylül 1995'te yürüriüğe giren Tüketici Yasası yalnızca taşınır malları kapsıyor. Gayrimenkuller ise Tüketici Yasası'nın kapsamına girmiyor. Son iki yıldır devre mülk ve devre tatil sistemine yönelik tüketici şikâyetlerinin artması üzerine, Rekabetin ve Tüketicinin Korunması Genel Müdüriüğü, yasaya devre mülk ve devre tatil sistemiyle ilgili yeni düzenlemelerin eklenip eklenemeyeceğini araştınyor. 4077 sayılı Tüketici Yasası'nın gayrirnenkulleri kapsamadığını belirten Tüketicinin Korunması Genel Müdür Yardımcısı Aytıan Özer, devre mülk ve devre tatillerin tartışmalı bir konu olduğunu vurgulayarak bu konuda hukuki bir çalışma başlattıklannı dile getirdi. Devre mülk ve devre tatil sisteminin "hizmetyönü"nün bulunduğuna değinen Özer, şu anda devre mülk ve devre tatil sisteminin ek bir düzenleme ile yasa kapsamına alınıp alınamayacağını tartıştıklannı bildirdi. Çok kısa bir süre sonra sonuç alabileceklerini belirten Özer, tüketicinin mağdur edilmesini önlemek için çalışmalara hız verdiklerini kaydetti. Türkiye ilk kez devre mülk ve devre tatil sistemiyle 199O'lı yıllarda tanıştı Türk tüketicisi bu konuda bilgi sahibi olmaya fırsat bulamadan devre mülk ve devre tatil sözleşmesinin altına imza attı. "Son pişmanlık fayda etmez" sözünün doğruluğunu bir kez daha doğrulayan tüketiciler, büyülü bir atmosferde imzaladıklan sözleşmeleri iptal ettırmek ıstediklerinde yüzde 20'lere varan oranlarda tazmınat ödemek zorunda kaldılar. Dileriz, tüketiciler fazla zarar görmeden devre mülk ve devre tatil satışlanna ilişkin düzenleme bir an önce yürürlüğe girer. • HÜLYA CENÇ Cumhurtyot Gaıetaa Turkocaşt Cad 39/41 j Cagalogiu/İSTANBUL i TEL 512 OS> O5 İ FAX 514 O7 51 / Paşabahçe'nin tüketici duyarlılığı A nkara Tunalı Hilmi Caddesi'ndeki Paşabahçe mağazasından 3İmış olduğum bir ürünü değıştirmek istedim. Paşabahçe mağazasına gıderek yetkililerden Çiğdem Yaman'a, almış olduğum ürünü pek sevemediğimi, yerine başka bir ürün almak istediğimi söyledim. Yaman, her türlü kolaylığı sağlayarak söz konusu ürünü beğendığim bir ürünle değiştırebileceklerini belirtti. Paşabahçe çalışanlanna gösterdikleri tüketici duyarlılığı için teşekkür edıyorum. Esra Yener/ANKARA Kapıdan satışlarda tarih hilesi T üketici Yasası yürürlüğe girene kadar tüketicilerin şikâyet ettiği konulann başında kapıdan satış yapan pazartama firrnalan geliyordu. 1995 Eylülü'nde yürürlüğe giren Tüketici Yasası'nın kapıdan satışlara düzenleme getirmesiyle tüketiciler bir ölçüde rahatladılar. Ancak tüketicilerin bilgisizliğinden faydalanarak elde edilen tatlı kârdan vazgeçmek istemeyen pazariama firmalan, boş durmayıp tüketicilerin bir haftalık deneme süresini kullanmasını engellemeye çalışıyoriar. Sözleşmelerdeki tarih bölümünü boş bırakan veya eski tarihi yazan pazariama firmalan, tüketicilerin 1 haftalık deneme süresini kullanmasını böylece önlemiş oluyortar. Böyle bir olayla karşılaşmak istemeyen tüketicilere bir kez daha herhangi bir sözleşmenin altına imza atmadan etraflıca düşünmelerini, evrakı incelemelerini öneriyorum. Istanbuf'dan yazan okuoımuz Selma Kaşmer, 6 Mart 1996 tarihinde annesine Gülsan Dayanıklı Tüketim Mallan Aktif Satış Merkezi'nden gelen pazariama elemanlarının çelık tencere setı sattığını belirtiyor. Mektubunda, annesinin evraklan yeterince incelemeden imzaladığını vurgulayan Selma Kaşmer, akşama eve geldiğinde annesinin olaydan bahsetmesi üzerine sözleşmeyi kontrol ettiğini yazıyor. ÇeJik tencerelerin piyasa fiyatının çok üstünde satılmış olduğunu fark ettiğini bildiren okurumuz, sözleşmeyi iptal ettirmeyi düşündüğünü belirtiyor. Sözleşmenin üzerindeki tarihi kontrol ettiğinde küçük bir şaşkınlık geçirdiğini yazan Kaşmer, satışın 6 Mart 1996'da yapılmış olmasına karşın sözleşmede 22 Şubat 1996 yazdığını dile getirmiş. Ertesi sabah Gülsan pazartamayı arayan okurumuz, şirket ortaklanndan Mustafa Sami'ye ulaşmasına karşın bir sonuç elde edememiş. Sözleşme tarihinin yanlış yazılmış olduğunu kabul etmeyen Mustafa Samı, okurumuzun elinden kandınmacayla alınmış olan haklannı iade etmemiş. Bunun üzerine Gülsan Dayanıklı Tüketim Mallan Aktif Satış Merkezi'ni arayarak Mustafa Sami ile bir kez de biz görüştük. Pazariama elemanlannın sözleşmelere yanlış tarih yazmayacaklannı ileri süren Sami, sözleşmelerin muhasebe elemanlan tarafından kontrol edildiğini dile getirerek, "Böyle bir şey olsa fark ederdik" dedi. Tekrar görüştüğümüz Sami, okurumuza çelik tencere seti yenne başka bir ürün vereceklenni, faturayı iptal etmeyeceklerini soyledı. Okurumuz Selma Kaşmer ise sözleşme iptal edilsin ya da edilmesin olayın peşini bırakmak niyetinde değil. Geçen hafta noterden ihtarname çeken okurumuz, Tüketici Hakem Heyeti'ne başvurmanın yanı sıra savcılığa da suç duyurusunda bulunacak. •
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle