Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 20 MART 1996 ÇARŞAMBA
14 KÜLTÜR
Değişik konularda yapıtlar üreten Fransız film yönetmeni Rene Clement, 83 yaşında öldü
Kahplaıı kıran bir yöneimeııdiKültür Servisi - Fransa'nın en ünlü
fîln yönetmenlerinden Rene Clement,
83 yaşını kutladığı pazar gecesi öldü.
Jnstıut Des Hautes Erudes Cinematog-
raphiques"ın kunıcu üyelerinden biri
olan. ilk filmi "Demiryolu Savaşı"nı
1945 yilında çeken Clement'in başlica
filmleri arasında "Yasak Oyunlar"
(1951). "Bay Ripois" (1954), "Okya-
nus'a Karşı" (1958), "Kızgın Güneş"
(1959). "Sen Bir Metektin", "Paris Ya-
nıyor " bulunuyor Yonetmen, 1960'lar-
da "Yaşama Ze>ki", **Gün ve Saat",
"AşkKafesi*. -Yağmurla Geten Adam",
1970'lerde "SisliGünler", "Devlet Yan-
şı" ve "Çocuk Bakıcısı" filmlerini yo-
nettı. Clement, çevırdıği filmlerle, Can-
nes, Venedık, Londra, Hollywood ve
Tokyo'da ödüller almıştı. 1946-54 yılla-
n arasında Cannes'da aldıgı ödüllerle si-
nema dünyasında önemli bir rüzgâr es-
tiren Clement'e 1951 ve 52 yıllannda art
arda iki kere de en iyi yabancı fılm Os-
car'ı verilmişti.
1913 yilında Bordeaux'da doğan, mi-
marlık eğitimi gören Clement, sinema-
ya 1933 yılında JacquesTati ile birlikte
çektıkleri kısa fılmlerle baslamıştı.
Fransız sınemasmın eski ustalan Juli-
en Dmivier'i, Jacques Feyder'i ve Mar-
cel Carne'ı beğenıyordu Clement. O dö-
nemde Fransa'nın etkin akımı olan Yenı
Dalga hakkında ise pek olumlu düşün-
müyordu. Yenı Dalga akımının tama-
mıyla iflas ettiğini söyleyen Clement, şu
eleştiriyi getiriyordu: "Yeni Dalga, bir
yıkım hareketiydi. Sinemada çok şeyi yık-
tı ama yerine yeterince şey koyamadı."
fkinci Dünya Savaşı yıllannda Fransız
ordusunun film servisinde çalışan, bu
dönemde bir grup belgesel fîlm çeken
yonetmen, kameraman, teknisyen ve
editörolarak görev yaptıktan sonra sava-
şın ardından çektiği, "Demiryolu Sava-
şTyla büyük başan kazandı. Bu film,
1946 yılında, ilk kez düzenlenen Cannes
Film Festıvali'nde büyük ödül kazandı.
^ l k fîlmi "Demiryolu Savaşı"yla 1946
/ yılında, ilk kez düzenlenen Cannes
A- Film Festıvali'nde büyük ödül
kazanan Rene Clement, ikinci filmi
"Yasak Oyunlar"la, 1951 yılında Cannes
ve Venedik festivallerinin yanı sıra bir de
en iyi yabancı film dalında Oscar aldı.
ene Clement, 30 yılı aşan kariyeri
boyunca belli bir türde
yoğunlaşmamış, değişik konularda
yapıtlar ortaya çıkartarak izleyenleri
sürekli şaşırtmıştı. Eleştirmenlerin,
yönetmenleri sınıflandınp, etiketleyip,
bir tür kafa rahatlığına ulaşma
huylanndan yakınan Clement,
eleştirmenlere böyle bir fırsatı hiç
veımemişti.
"Demiryolu Savaşı", yönetmenin Dire-
niş Hareketi içinde yer aldığı yıllarda,
demiryolu işçilerinin Almanya'ya karşı
mücadelede ne kadar önemli görevler
üstlendiğini anlatan, belgesel ve kurgu-
sal teknikleri bir arada kullanan, profes-
yonel oyuncularla birlikte profesyonel
olmayanlann da rol aldığı bir filmdi.
Italyan yeni gerçekçileriyle aynı dö-
nemde, yeni gerçekçi bir fılm yapan Cle-
ment, bu filmin Fransa'da böyle bir akım
dogurmamasını, şaka yollu, Fransızlann
kendilerini tümüyle gerçekçıliğe bağla-
mayacak kadar fanteziye düşkün olma-
lanyla açıklıyordu. Ancak kendisi de
sonraki dönemde, filmlerine belgesel ni-
telikle görüntüler yerleştirse de zaman
zaman, daha çok fantastik bir dünyanm
içinedalmıştı.
İkinci filmi "Yasak Oyunlar"la, yo-
netmen "Demiryolu Savaşf'nın başan-
sını da aştı ve 1951 yılında Cannes ve Ve-
nedik festivallerinin yanı sıra bir de en
iyi yabancı film dalında Oscar aldı.
'Yasak Oyunlar' TRT'de
gösterilmemişti
Rene Clement, 30 yılı aşan kariyeri
boyunca belli bir türde yoğunlaşmamış,
değişik konularda yapıtlar ortaya çıkar-
tarak izleyenleri sürekJi şaşırtmıştı. Eleş-
tirmenlerin, yönetmenleri sınıflandınp,
etiketleyip. bir tür kafa rahatlığına ulaş-
ma huylanndan yakınan Clement, eleş-
tirmenlere böyle bir fırsatı hıç vermedi-
ğini, bu yüzden onlarla arasının hep kö-
tüolduğunubelirtiyordu. "Eleştirmenle-
ri hep şaşırttım. Hep benden bckiedikJe-
rinin tersini yaptım. Sinema, evrensel bir
düdir. Çok değişik konularda, alanlarda
işlev gorebilir. Çok farklı şeyler yapabilir,
değişik yollar deneyebilir, her şeyi anla-
tabilirsiniz. Ben hep böyle yapmayı seç-
tim." Birçok edebiyat uyarlaması da ya-
pan Clement, "Kızgın Güneş"ı Patricia
Highsmith'ın. "Okyanusa Karşı "yı
Marguerite Duras'nm. "Gervaise"i
Emile Zola'nın ve "Paris Yanıyor "u
Larry Collins'in romanlanndan uyarla-
mıştı. Hatta "Okyanusa Karşı", Du-
ras'nın ilk sinema uyarlaması olma özel-
Iiğini de taşıyordu. Birçok uluslararası
yapım gerçekleştiren, Jane Fonda,Char-
les Bronson, Faye Dunaway gibi yıldız-
larla birlikte çalışan Clement'e, 1984 yı-
lında Cesar Onur Ödülü ve Akademi Ya-
şam Boyu Basan Ödülü de verilmişti.
Clement'in son filmi ise 1975 yılıda
çektiği "Bebek BakKtsr olmuş. O za-
mandan beri kamera arkasına geçme-
mişti. Çocuk kaçırma üzerine bir film
olan "Bebek Bakıcısı"nın başansızlığı-
nı, o dönemde gazetelerde bu konuyla il-
gili birçok haberçıktığı için insanlann bu
tatsız olaylan bir de sinemada izlemek
istememesine bağlıyordu yonetmen. Za-
ten ona göre artık sinemanın "albn ça-
ğı" bitmişti. Büyü gibi olan, etkisinden
kurtulmanın olanaksız olduğu, haftada
üç-dört kez sinemaya gidilen günler, te-
levizyon ve video ile bitmişti. Artık in-
sanlar sinemaya gitmiyor, film yapımı
zorlaşıyordu ve onun bu koşullarda ya-
pımcılarla boğuşacak gücü yoktu.
Yönetmenin, en önemli filmi olarak
nitelenen, Cannes, Venedik ve Ameri-
ka'da ödüller kazanan filmi "Yasak
Oyunlar"ın ise Türkiye için başka bir
anlamı var. Bu fılm, 1989 yılında TRT'de
gösterildiği gün, yansında, "Hristiyan-
lık propagandasT ve "İzleykiden gekn
teplti" gerekçeleriyle yayından kaldınl-
mış, bu olay büyük tepkilere neden ol-
muş, TRT yönetimi aleyhinde davalar
açılmıştı. Onur konuğu olarak katıldığı
Kahire Film Şenliği 'nde Clement bu ko-
nuda Atilla Dorsay'a şunlan söylüyor-
du: "Aptallığa,saçmalığakarşınediyebi-
lir, ne yapabilirsiniz ki? Yine de şunu söy-
lemek isterim. Dümada en çok korktu-
ğum ve en çok korkulması gereken şey
olarak nitelcdiğim. fanati/mdir. Bu fîî-
min. hem de klasikler arasına çoktan gir-
miş bir filmin yasaklanması, bir fanatizm
örneğidir.. Yine de şunu eklemek iste-
rim: Fırsat bulup Türkiye'ye gelemedim.
Ancak çok merak ettiğim, ilk firsatta n-
yaret etmek istediğun bir ülke. Uzaktan
da olsa kalkındığuu, modernleştiğini, Av-
rupa Topluhığu'na üye olmak istediğmi
okuyorum, biliyorum. Peki ama, 'Yasak
Oyunlar'ı ya da başka bir filmi, bir sanat
ya da düşünce yapıtını >asakla>arak mı
bu amaçlannıza ulaşacaksınız?"
8 U L U S L A R A R A S I A N K A R A F l L M F E S T l V A L Î
Rosi^ımı Carmen'i ve diğeılerL
CUMHUR
CANBAZOĞLU
Festival filmlerini bugün
iki bölümde inceleyeceğiz;
ilk bölüme geçen beş gün sü-
resinde festivalde yer almış
önemli çalışmalar koyacagız,
diğenne de ilk kez gösterile-
cek ünlü filmleri. Önce ilk
kez gösterilecek ünlü yapım-
!ara değinelim; Georges Bi-
zet'nin Carmen'ini birçok
yonetmen çekti. ama Fran-
cesco Rosi'nin Placido Do-
mingo'lu Carmen' i bir başka
sevildi. Bu ilginin sırn Ro-
si'nin yanına aldığı isimlerde
saklı; koreograf AntonioGa-
des, görüntü yönetmeni Pas-
qualino de Santis, orkestra
yönetmeni usta Lorin Maazel
olunca çıkan iş de iyi oluyor
tabii... Ankara, uluslararası
piyasadan bol film toplaya-
mıyor; ama getirebıldikleriyle yabancı film
düzeyini \asatın üzerinde tutmayı başan-
yor. Örneğin 1994'te Bertin Film Festiva-
li'nde Gümüş Ayı'yla ödüllendırilmiş, ay-
nca dört Cesar ödülü kazanmış Alain Res-
nais'nin Sigara İçince (Smoking) ve Sigara
Içmeyince (No Smoking) adlı filmleri çok
iyi seçim bizce. Toplam 282 dakikalık iki
fümin tamamını stüdyoda çeken Resnaıs,
sigara içme kültürünü Sabrine Azema ve
Pierre Arditi'nin oyunlannın üzerine yıka-
rak usta. akıcı bir dille anlatıyor. Birinci
fılmde temizliğe ara veren Celia Teasdale
bir sigara yakınca diğer dokuz karakter bu
hareket sonucunda yaşamlannı yeniden dü-
zenliyor. İkinci filmde ise Celia Teasdale si-
gara yakmaktan vazgeçince yine dokuz ka-
rakter farklı bir yaşama başlıyor. Gerisi
filmlerde..
Fransız Devrimi'nin önde gelen kahra-
manlanndan Danton ile Robespierre çekiş-
mesinde birinci ismin tarafında yer alarak
"Danton" filmini yapan Andrej Wajda bu
tercihi nedeniyle çok eleştirilmişti. Bu eleş-
tiriler, ne yazık ki filmin teknik ve sanatsal
'Sekizinci Saat'
BUGÜN
KAVAKLIDERE- 12J0Normal
İnsanlann Olağanüstü Hiçbir Şeyi Yoktur
15J0 Aşk
18J0 Yeşil Papayanın Kokusu
21.00 Profesör Hannibal
MEGAPOL (Yeşü)
12.15 Sekızıncı Saat
15.15 80. Adım
18.15 Yüz Yüze
21.15 Carmen
MEGAPOL (Kırmızı)
12i» Bak Adamlar Düşüyor
15JK) Danton
18.00 Smoking
21.00 No Smoking.
başansını gölgede bırakacak düzeye çıktı
ve 1982 yapımı Danton, sinema tarihine bir
polemik filmi olarak yazıldı. Wajda'nın ne
kadar objektif davTandığına Megapol Kır-
mızı Salon'da saat 15.00'teki gösterimde
hazır bulunarak karar verebilirsiniz.
Sinemada yeni soluklar keşfetmek iste-
yenler için Normal İnsanlann Olağandışı
Hiçbir Şeyleri Yoktur (Yön: Laurence Fer-
reir Barbosa) ve Bak Adamlar Düşüyor
(Yön: Jacques Audiard) adlı iki Fransız fil-
mi var programda.
Festivalde tekraredilen yapımJar Yeşil Pa-
payanın Kokusu (Yön: Anh Hung), Profe-
sör Hannibal (Yön: Zoteın Fabri) ve Yüz
Yüze (Yön: Ingmar Bergman), UhısalUzun
Film Yanşması'na dahil 80. Adım ve Seki-
zinci Saat, Macar Karoly Makk'ın Aşk ad-
lı yapıtı günün diğer filmleri.
Sekizinci Saat'te sevgilisi Sinan'ı elinde
tutamayan Esra, tedavi gördüğü akıl hasta-
nesinden kaçıp telefonla Sinan'ı her saat
başı anyor. Her telefondan sonra dozunu
arttırdığı uyku ilacıyla intihara gittiğini söy-
lüyor Sinan'a.
Sonunda Esra'yı bulan Sinan, bir kez da-
ha genç kadını kandınnca, bizım medyayı
günlerce meşgul eden penis kesme sahnesi
gerçekleşiyor...
80. Adım ise Tomris Giritljoğtu'nun 12
Eylül'ün açtığı yaralan, 80 öncesi aşın po-
litize olmuşlann ve uç ideolojileri savun-
'Carmen'
muşlann sonra hangi noktalara geldiğıni
sorguladığı önemli bir film...
Kısa filmcilerden açıkotunım
Kısa fılmcilerin bugün iki açıkoturumu
var programda. Birincisi Alman Kültür
Merkezi'nde (13.30) canlandırma filmleri
üzerine, ikincisi Türk- tngiliz Derneği'nde
17.30'da başlayacak Asya - Avrupa Bıüuş-
masınaDoğru.
Kısa filmlerin programma kısaca göz ata-
lım; Vakıfbank KonferansSalonu'nda "Ya-
nşmadışı Belgesel" filmler gösteriliyor.
13.30]da başlayacak program. Işkence-Be-
deni Öldürmeden Ruhu Ötdürmek (Can-
berk Benli), Johnny Türk (Sena Merter),
Alevfler (M. Adil Yalçın), Mizah Yolculan
(Yıldınm Eskici), Müze Köşk(Harun Eryıl-
maz) adlı yapıtlardan oluşuyor. Fransız Kül-
tür Merkezi'nde Dünyaya Kısa Bir Bakış
başlığıyla dokuz Fransız, beş Belçika filmi
var. Agnes Varda'nın Jacques Demy'nin
Dünyasıadlı filmi 18.30'da. Alman Kültür
Merkezi'nde ise 18.00'de Götz Gnıner'le
filmlerini takiben söyieşi yapılacak.
Belgesel
vekısa
metraj
ödülleri
açıklandı
Kültür Servisi-8.
Ankara Uluslararası
Film Festîvafi'nde "
belgesel ve kısa metraj
dallannda ödül alan
yapımlar belli oldu.
'Belgesel Dalı'nda
birinciliği Mihriban
Tamk'ın 'Zamanın
Durduğu Yer Kayaköy'
adlı çalışması alırken,
ikincilik ödülüne
Nilgün Eroğlu
Makdav'ın 'Cennete
Açılan Pencere',
üçüncülüğe ise luiami
Aigör'ün 'Kmhepeli
Kalpak' adlı
çalışmalan değer
görüldü.
Seçici kurul, bu daldaki
Özel Ödiil'ü Aydın
Bulut'un 'Gazi
Mahallesi' adlı
belgeseline verdi. 'lOsa
Metraj Film' dalında
'Deneysel VTdeo'
kategorisinde Fatih
Gezen'in 'Curriculum
Vitae'si oy çokluğuyla
birinci seçilirken, Jüri
Özel Ödülü'nü 'Şimdi'
adlı çalışmasıyla Ali
Pekşen aldı. 'Dramatik
Video Dalı'nda Gürcan
Keltek'Kovboylarve
Melekler' adlı
çalışmasıyla birincilik
ödülünü kazanırken,
jüri, 16-35 mm
kategorisinde ve
canlandırma dalında,
oy çokluğuyla ödüle
değer yapıt bulamadı.
Oyun yazarları, Türk
tiyatrosunu tarhşıyor
Kültür Servisi - 'Tiyatro Tîyatn)' dergisi,
mart sayısında yayımladıgı Şakir
Eczacıbaşı'nın önümüzdeki hafta
kutlanacak olan 27 Mart Dünya Tiyatro
Günü dolayısıyla kaleme aldığı Dünya
Tiyatro Günü Bildinsi'yie
kutluyor Dünya Tiyatro
Günü'nü. Dergı, bu ayki
dosyasını Türk Tıyatrosu'na
ayırmış.
Oyun yazarlan Murathan
Mungan "Tıyatronun
Dışında", Memet Baydur
"Cam Kıngı Tiyatrosu",
Ataol Behramo|lu
"Tıyatroda Belgeselliğin
Olanaklan", Turgay Nar
"Tîyatro ve Entelektüel
Ahlak" ve Refık Erduran
"Oyun Vazarlıgımız Başa
Bela(mı?) başlıklı
yazılanyla Türk
Tiyatrosu'nu tartışıyorlar bu
dosyada. Özdemir Nutku, ünlü tiyatro
eleştırmeni Kenneth Tynan'm anısına
kaleme aldığı "Elestirmen Olmak
lsteyenter" başlıklı yazısında eleştırmenliğe
soyunanlan bekleyen sorumluluklan
anlatırken, eleştirmenın temel eğiliminin
gözlenen değil, gözlemleyen olması
gerekJılığini belirtiyor. Tiyatro Tiyatro
dergisinin bu ay ele aldığı bir başka konu
danstıyatrolan.. "Türkiye'de Dans
Tiyatrosu Tartışılıyor"
başlığıyla incelenen konu
üzerine Berrak Yedek, MSÜ
Devlet Konservatuvan Bale
Bölümü dansçılannın kurduğu
Kumpanya Bale Türk
topluluğunu tanıtırken,
Şebnem Sehsık Aslan "Bausch,
Sahnede Çığhk Atar" başlıkh
yazısında dans tiyatrosu
kavramının geliştiricılerinden
ünlü Alman koreograf Pina
Bausch ve VVuppertal Dans
Tiyatrosu'nu ele alıyor.
Tiyatro Tiyatro dergisi,
sanatseverlerle tiyatro arasında
köprü kurmak çerçevesinde
bir etkınlik daha üstleniyor.
Dergı. bünyesinde oluşturduğu "Tiyatro
Kulübü"nün okurlanna her ay ulaştıracağı
davetıyelerle tiyatro izleme ahşkanlığı ve
bilinci taşıyan bir seyirci kitlesi yaratmaya
çalışıyor.
Yunus Koray, Suphi Kaner,
Robert Graves, Kedı Cinsi;
John Updike, Tahta îşi Bir Yumurta;
John E. McMillin, Penelope'ye;
Ferit Öngören, Aziz Nesin'le Kırk Yıl;
M. Ali Kılıçbay, Marmaris'in Generali,
Bodrum'un Paşası;
Andr£ François, Karikatürler;
Andre François, Anılar;
Ben Shahn, Andre François'mn Gülüşü;
Ölümle Uğili Mizahi Yazûar, Sözler;
Aykut Köksal, îzcl Rozental'in
Karikatürü Nerede Duruyor?;
Turgay Karadağ, Karikatürler;
L.R. Varchavski, Rus Karikatûr
Tarihine Genel Bir Bakış;
Erim Gözen, Çizgi Film Maceram;
Dostlan, Sadri
Alışık'ı andıKültür Servisi - Türk si-
nema ve tıyatrosunun ünlü
oyuncusu Sadri Abşık, ölu-
münün binnci yıldönümün-
de AKM'de düzenlenen bir
törenle anıldı Halit Kı-
vanç'ın sunduğu hüzünle
neşenin iç içe yaşandığı ge-
cede oyuncunun yakmlan,
ış arkadaşlan ve sevenlen
anılardakı duygulardaki
Sadri Alışık'ı dile getirdı-
ler. Ara ara Sadri Alışık da
katıldı, anma gecesinc Ön-
ce Türker Inanoglu'nun
filmlerinden hazırladığı
belgeselde, güldü, şakalaş-
tı, şarkı söyledı ve izleyicı-
leri o meşhur Turist Omer
selamıyla selamladı. Sonra
MüşfikKenter'ın seslendır-
dığı şiirlerindekı duygula-
nyla doldurdu salonu. Tı-
yatronun duvarlanna yansı-
tılarak sergılenen resimleri
ise ızleyicilere Sadn Alı-
şık'ın bir başka zenginliği-
nı, ressamiığını tanıma ola-
nağını sundu.
"Sadri Alışık ağlavarak
değiL, gülerek, neşelenerek
amlır." Halit Kıvanç böyle
anılması gerektığinr düşü-
nüyordu, ünlü oyuncunun.
Ancak zaman zaman özle-
min gözyaşına dönüştüğü
de oldu gecede. Lale Ora-
loğlu, tiyatroya adım attığı
ilk gün kendisıne ilk dost
elını uzatan Sadri Alışık'ın
insan ve oyuncu yönüne de-
ğinırken gözyaşlannı tuta-
madı. Mücap Ofluoghı için
ise Sadn Alışık hâlâ yaşı-
yordu ve onunIa ilgili anıla-
rrm anlatırken. takildıkça
"öyle dep miydi Sadri"
şeklinde yardım aldı dos-
tundan. Ofluoğlu ayrıca
Küçük Sahne'de paylaştık-
lan oyunlardan söz ederek
"Sadri kadar mesleğini cid-
diye alan çok az kişi tanı-
dım"dedi. Alışık'ı "Halk-
tan aidıgmı ona geri veren
nirşanatçT olarak anan Sa-
fa ÖnaL, diğer konuşmacı-
lar gibi onun dostluğundan,
sıcaklığından, güzelliğm-
den ve mesleğıne gösterdi-
ği saygıdan söz etti. Tunst
Omer filmlennin yönetme-
ni Hulki Saner, Sadn Alı-
şık'la settekı neşelı anılan-
nı aktaran bir konuşma ya-
parak sıcak bir selam gön-
derdi sanatçıya.
Başbakan Mesut Yılmaz,
Deviet Bakanı tmren Ay-
kut, Kültür Bakanı Agâh
Oktay Güner, CHP Genel
Başkanı Deniz Baykal, Gü-
lay Abğ, Türkân Şoray ve
EroJ Evgin'in telgraflanyla
katıldıklan gecede oyuncu-
ya kısa birer konuşmayla
selam gönderen ıkı isim de
Selim fîeri ve Sevda Ferdağ
idi. Selım llen. "Türkiye'de
sanatçılar sanatçılan sev-
mez, ancak o sanatçılan se-
ven bir sanatçı> dı" sözleriy-
le, Alışık'ın sonsuz sevgi-
sıne dikkat çektı. Sevda Fer-
dağ ise "bir İstanbul beye-
fendisi" olarak tanımladığı
Alışık"la dostluğundan söz
ettı. Bu arada geceye katılan
Beyoğlu Beledıye Başkanı
Nusret Ba\raktar, Sadri
Alışık adım gönüllerde ya-
şarmanın ötesinde birçaba-
yı müjdeleyerek 22 mart cu-
ma günü Ahududu Soka-
ğı'nın adının Sadri Alışık
Sokağı olarak değiştirilece-
ğini söyledı. İndÇayırh'nın
oyuncunun Avni Aml tara-
fından bestelenmış "Mer-
haba tstanbul'um" adlı şi-
ırını seslendirdığı, Yavuz
Özkan'm "Yengeç Sepeti"
filmının çekimlerinde oluş-
turduğu klıbinin gösterimi-
nin yer aldığı gecenın son
konuşmacısını Çolpan ll-
han oldu.
llhan, "Kaybettiklerimi-
zi sürekli habriarsak, onla-
nn varlıklannı sürdürebili-
riz. Bizler hepimiz biraraya
gefinceSadri her şeyi>le ara-
mızda yaşadı. Onİan han-
zamızda tazelersek yaşadı-
ğımız hayata bir anlam ge-
lecektir"sözleriyle gecenın
kendısı için ne kadar önem-
li olduğunu vurguladı. Sad-
ri Alışık'ı anma ya da Sad-
ri Alışık ile birlikte olma ge-
cesine katılan isimlerden
diğer bazılan ise Yavuz Öz-
kan. Müjdat Gezen, Gülriz
Sunıri, Metin Akpınar, Me-
like Demirağ, Perihan Sa-
vaş, Sibel TumagöL, lzzet
Günay, Büyükşehır Beledi-
yesı Başkan Vekılı AliMü-
fit Gürtuna ve Hüiya Avşar
idi.
Yılmaz Odabaşı'dan şîir kasedi
Kültür Servisi- Şaır ve yazar Yılmaz Odabaşf nın şiir
kasedi. "Nice Küllerden" adıyla piyasaya çıktı.
Prodüktörlüğünü Anadolu Müzik Üretim Şirketi'nin
üstlendiği kasette. şairin "Siste Kalabalıklar",
"Yurtsuz Şiirler", "Aynı Göğün Ezgisi". "HerÖmür
Kendi Gençliğinden Vurulur" ve "Cehennem Bileti"
adlı şiir kıtaplanndan seçip seslendirdiği 20 şiiri yer
alıyor. Kasette Odabaşı'na Ingiltere Kralıyet
Orkestrası üyelerinden Dilsat da kemanıyla eşlik
ediyor.
K Ü L T Ü R İ Ç İ Z İ K
K Â M İ L M AS AR ACI