Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
20 MART1996 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Çok sayıda milletvekilinin özel sektörde yöneticilik yapması tartışmaya neden oldu
MecBs'te 'raııivekfflerf abşmasıANKARA (Cumhuriyet Bfirosu) - tk-
tidar partileri DYP ve ANAP'ın çok sa-
yıda milletvekilinin özel banka ve hol-
dinglerde yöneticilik yapması, TBMM
Genel Kunûu'nda tartışmaya neden ol-
du.
TBMM Genel Kurulu'nda DSP Kü-
tahya Milletvekili Emin Karaca, gün-
dem dışı söz alarak holding ve banka yö-
netim kurullannda görev alan milletve-
killerini eleştirdi. DSP'li Emin Karaca,
tartışmaJara yol açan konuşmasında,
milletvekillerinin asli görevleri dışında-
ki işlerle aktif olarak uğraşmalannın ah-
lak teamülieri ile bağdaşmadığını ve bu-
nun gelişmış demokrasilerde mümkün
olmadığına dikkat çektı. Karaca, şunla-
n söyledi: "Eskiden milletvekili seçilen-
ler, önceükle işlerini tasviye ederlerdL Bu-
gün böyle olmazsa bile hiç değilse anaya-
sanın 82. nıaddesinin değiştirilerek tica-
ri faaliyetlerinin yasama görevi süresin-
ce kavv ıma devri, zorunluluk haline ge-
tirilmelidir. Bu yapılmadığı takdirde ter-
cih, milletvekiiine bırakılmaktadır. Mil-
letvekilleri de ne yazık ki bu tercihi yerin-
de kullanmamaktadır."
Otununu yöneten TBMM Başkanve-
kili Kamer Genç, yeni bir düzenlemeye
gerek olmadığını, anayasanın 82. mad-
desenin açık olduğunu, ancak yine de
Meclis'in, milletvekillerinin hangi işie-
ri yapıp hangi işleri yapamayacakJannı
belirleyecek biryasal düzenlemeye gide-
işın çelebi. 82. maddenin değiştirilmesi için önerge verebileceâini söyledi
'Milletvekilleri ortaklıklannı kayyıma devretsin'
Haber Merkezi- Sabancı Yönetim
Kuruhj üyesi, ANAP Istanbul Milletve-
kili IŞJJI Çekbi, milietvekillerine, dev-
letle ihale gibi çıkar ilişkisinde olmayan
kuruluşlarda görev alma imkânı tanı-
yan anayasanın 82. maddesinin değiş-
tirihnesi yönünde önerge verebileceği-
ni söyledi.
Çelebi, gazetemizde önceki gün yer
afan "RantvekiBeri Yâzgeçmiyor'' baş-
lıklı habcrie ilgili olarak bir açıklama
yaptı. Meclis'teki 200'den fazla miUet-
veİcilinin özel sektörde görev yaptığmı
dikkat çeken Çeiebi, Törldye'nin ûre-
tim dûzeyinin ve rekabet gücünün art-
masının 'rant' anlayışı ile etı ufak bir
üişkisi olmadığını savundu.
"Tam tersine, üretim güciinün arttt-
nhnası,Tûridye'nm kaikmması için çok
Önemlidir'' diyen Çelebi, anayasanın
82. maddesinin değiştirilmesi için öner-
ge verebileceğini söyledi.
Önergesinin desteklenmesini isteyen
Çelebi, önerilerini şöyle sıraladı:
"Anayasanın 82'nci maddesinideğiş-
tirelim. Tüın milletvekilleri ve 1 'ind de-
rece akrabaları. tüm ortaklıklanm ve
hisseJerini, kavyıma devretsinler. Mil-
ktvekillikJerinin sona ennesinden 2
yıl sonra kayyımlar görevi bıraksın-
lar.
Özel sektörde çalışan ve kamunun
öst düzey bürokrasisinde görev alan
ve yine aynı kuruluşa dönen kişilere
de izin vermeyelim (Hazine Müste-
şariığı, Özelleştirme İdaresi Başkan-
lığı gibi) veya bu kişiler 5 yıl süreyle
özel kesimde görev almasınlar."
Çelebi, Sabancı Holding yöneümin-
de görev almasınm Özdemir Saban-
cı'nm vurulmasından sonra bir daya-
nışma mantığına dayandbğını yineleye-
rek sözlerini şöyle sürdürdü:
-1995yılında9mii\ardolarlıkûretinı
diizeyi olan bir kuruluşun, (toplam
GSMH'nin yüzde 7 düzeyinde) iireti-
minin Japoo-A\Tupa-ABD pazannda
daha i>i rekabet edebümesine katkıda
butunmak, Türkiye'nin iiretim diizeyi-
nin ve rekabet gücünün getiştirümeskbr.
GB sürerinde rekabet düzeyinin yük-
seHümcsiçokönemlidir. Bukonu, benim
thfisas atantna ve uzmani^una girmek-
tedir."
bileceklerini söyledi. Genç'in bu sözle-
ri, ANAP Sinop Milletvekili Yaşar Top-
çu'nun tepkisine neden oldu. Topçu,
oturduğu sıradan ayağı kalkarak "Bu
söylediklerinizie miUervekillerini memur
statüsüne sokmak istediğiniz ortay a çıkı-
yor" dedi. Genç ise böyle bir niyeti ol-
madığını söyledi.
Bu tartışma sürerken genel kurul sa-
lonuna giren lnterbank Yönetim Kurulu
üyelerinden DYP tstanbul milletvekille-
ri Necdet Menzir ile Hayri Kozakçmğ-
lu'nun sinirli olduklan gözlendi. Sataş-
ma oldugu gerekçesiyle söz isteyen Ko-
zakçıoğlu, holdinglere yönetim kurulu
üyeliğinin kendileri ile başlamadığını
belirterek "15-20 yıldır pariamentoda
özel sektörde görev aianlar vardır. Gaze-
telerde yazı yazan milletvekilleri vardır.
Bizim siyasi nüfusumuzu kullanacağımız
öne süriilüyor. Oysa bizim icraat yetkimiz
yoktur. Potansiyel suçlu gibi gösteriliyo-
nız. Bu konuda yapılacak yeni bir dü-
zenlemeyi say gıyla karşılariz. Alınacak
karara uyanz" dedi. DSP'liler, Kozak-
çıoğlu'na "O zaman aynlsana" derken
Menzir de oturduğu yerden, "Bizi siyasi
ahlaksızhkla suçluyoriar. Bizim namusu-
muzu bürün Türkiye biByor" diye bağır-
dı. DSP'lilerden Menzir'e, "Kendinihâ-
lâ emnivet müdürii mii sanıyorsun?" iti-
razlan yükseldi.
DSP Istanbul Milletvekili AhmetTan
da Kozakçıoğlu'nun, konuşmasında, ga-
zetecilerin de TBMM çatısı altında oldu-
guna dikkat çektiğini anımsatarak iki iş
arasındakı farkı vurguladı. Bu arada
Menzir, yine oturduğu yerden Tan'a,
"Bedava mı yaayorsun?" diye çıkıştı.
Cumhuriyet'in sorulannı yanıtlayan
DYP'li Hayri Kozakçioğlu da yönetim
göreviyle milletvekilliğini bir arada yü-
rütmesinde yasal hiçbir terslik bulunma-
dığını söyledi. Kozakçıoğlu, "Biz hangi
görevde olursak olalım. Ister sade vatan-
daş, ister millervekili, ister banka yöneti-
cisi olalım, daima devlet menfaatını ön-
de rutmak zorundayız. Kamu yaran, her
şeyinönündedir^dedi. "Üst düzey yöne-
tim birikimlerini" değerlendirdiklerini
söyleyen Kozakçıoğlu, Menzir ve Sağ-
lam"la birlikte lnterbank'ta görev alma-
lannın nedenini. "Yıllardan beri üzeri-
mizde biriktirdiğimiz dev let tecrübesin-
den bankanın ve milktin yararlanmas»-
nı düşiinüyoruz" diyerek açıkladı. Ko-
zakçıoğlu, yönetim kurulundaki arka-
daşlan için de "Oradaki arkadaşlar, hep
güvendiğimiz insanlar" nitelemesini kul-
landı ve Cavit Çaglar'ın da aynı düşün-
cede olduğunu söyledi.
Iskence yapıldığı kanıtlandı
Uselilerin
işkence raponı
Avrupa'da
NECATt AYGIN
İZMİR - IHD Izmir Şubesi
hazırladıgı raporda, Manısa
Emniyet Müdürlüğü'nde liselı
öğrencilere işkence yapıldıgı-
nın kanıtlandıöını açıkladı.
İHD lzmır Şubesi Başkanı avu-
kat Ercan Demir. "Bu raponı
Uluslararası Af Örgütü'ne ve
Avrupa'daki insan haklan ala-
nında çalışan tüm kurumlara
gönderdik" dedi.
Ercan Demir, gördükleri iş-
kence sonucu hastalanan tutuk-
lulardan, MG, M.A_ Aşkın Ve-
gin, S.T, Hüseyin Korkufun te-
davilerinin sûrdüğünü belirtti.
Demir, M.A'ya Atatürk Devlet
Hastanesi'nde tüberküloz teş-
hısi konulduğunu, bu hastanın
Kahramanlar Verem Savaş Dis-
panseri'nde ayakta tedavı edil-
diğini söyledi. Tüm bu bulgu-
lann Manisa Emnivet Müdür-
lüğü'nde işkence yapıldığını
gösterdiğinı belırten Demir,
IHD olarak işkence yapan gö-
revliler hakkında suç duyuru-
sunda bulunduklannı ve a>Tica
dernek olarak hazırladıklan ra-
porlan Avrupa'da ilgili kuruluş-
lara gönderdiklerini açıkladı.
tHD Izmir Şubesi Yönetim K.u-
rulu'nun Manisa'daki işkence
olayına ilişkin iki sayfahk ra-
porunda şu görüşlere yer \eril-
di: "Gözaltma alınanlar. Ali
Göktaş (öğretmen), MG. (14),
Faruk Deniz, Le% ent Kılıç, Em-
rah Sait Erda, Aşkın Vegin.
AJVLR (17), M A. (.17), S.T. (17),
Hüseyin Korkut, O Z (17), Ja-
le Kurt, Fulya Apa>dıru Erdo-
ğan Kılıç, AbdullaJİ Y üceL Bo-
ran Şenol adındaki kişilerdir.
CHP Izmir Milletvekili Sabri
Ergül. gözaltında iken emnivet
müdürtüğü binasmda gençletie
görüşmüş göı^ü %e tespitlerin-
de bu kişilerin işkence>e manız
kakuklan izJenimini edindiğini
açtklanuşOr. Bu olayda gozam-
na alınan ve işkeoceve uğravan
kişilere\yazılı bevanlanyla' UĞ-
radıklan işkence> ı' aynntılı ola-
rak açıklamışlardır. Olayda
mağdur olan 16 genç hakkında
Izmir DGM Başsavcılığı tara-
ftndan DHKP-C örgürüne üye
olduklan ve yardunda bulun-
duklan iddiası ile kamu davası
açümış ve 5 ile 15 yıl arasında
hapis cezası ile cezalandırüma-
lan istenmektedir. S.T. isimli 16
\aşındaki tiseögrencisigenç kız,
çırüçıplak soyulmu; vaziyette
ayak başparmağı ve cinsel or-
ganı errafinda gezdirUme şek-
linde elektrik verme işkencesi
yapılnuş ve bu işkence sonucu
vajinal kanama nedeniyle
31.12.1995 günü saat 0130:
da
Manisa Kadın Doğum Hasta-
oesi'ne götürülmüş ve bu husus
hastane protokol deftcrinüı 25.
sayfası 5690 numara ile resmen
kavdedilmiştir. Hüsevin Kor-
kut, dayak, soğuk su rutma,
elektrik verme ve havalan stk-
ma şeklinde işkenct vapıunası
sonucu delirme beliriileri gös-
tererek fenalaşması sonucu
29.12.1995 günü gece Manisa
Ruh ve Sinir Hastalıklan Has-
tanesi'negötürülmüş vc doktor-
larca kendisine sakinleştirici iğ-
ne yapüarak bu husus hastane
poBkinikdefterine 17718proto-
kol numarası ile kavdedilmiştir.
16 yaşındaki Vnadolu Lisesi
ögrencisi >LA. çınlçıplaksovııl-
muş ve bu haliyle davak, elekt-
rik verme, cinsel taciz şeklinde
işkence yapılması SODUCU kriz
geçirerek fenalaştıgı 31.12.1995
günü saat 05.00 sıralaruıda Ma-
nisa Devlet Hastanesi'ne götü-
rülmüş ve hastanede kısa süre-
li tedavisi yapılarak bu hususta
hastane poiikinik defterine
38110 protokol numarası ile
kavdedilmiştir. M.G. 14 yaşın-
da, dayak, tazvikli su, haya
burma ve elektrik verme, cin-
sel taciz şeklinde işkenceye
maruz kalmış ve bu husus
"kabuk baglamış yara ve darp
izleri bulunduğu' ibaresiyle
Manisa Devlet Hastanesi poii-
kinik defterine 453 sıra no'su ile
kavdedilmiştir DGM'ye sevk
edilen dosva içerisinde ynkan-
da belirtüen kayıt ve raporlann
hiçbiri yer almâmış,aksine tüm
sanıklar için polis tarafından
Manisa Devlet Hastanesi'nde
görevli doktorlar, Dr. Erkan
Keskın, Dr. Emine Keskin ve
Dr. Metin Erkan Cleyoğlu im-
zasıyla 'darp ve cebir izine rast-
lanmadığı' şeklinde raporlar
düzenlenerek dosyaya konul-
muştur. tşkence sonucu alınan
ifadeierle oluşturulan dava dos-
yası içeriğine dayanılarak 12
genç tutuklanmış ve Izmir Bu-
ca Cezaevi'ne konulmuşlardır.
Buca Cezaevi doktorian tara-
nndan yapılan muayenede de iş-
kence izleri tespit edilmiştir.
Olaylann basuıayansunası üze-
rine Manisa Cumhuriyet Baş-
savcılığı tarafından Emniyet
müdürii ve görevli polisler hak-
kında soruşturma başlarılmış
ancak bugüne kadar kayda de-
ğer bir gelişme olmamıştır."
Gazetedgözaltılannaprotesto
İstanbul Haber Servisi - Atılım, Odak ve
Ronahi dergisi çalışanlan dün saat 12.30
sıralannda Türkiye Gazeteciler Cemiyeti
binası önünde toplanarak yaptıklan basın
açıklamasında, çeşitli gerekçelerle
dergilerinin kapatılmasını ve muhabirlerinin
gözaltına alınmasını protesto ettiler.
Atılım gazetesi adına yapılan açıklamada,
"sosyalist basın"a hukuk dışı ve keyfı
baskîlar uygulandığı belirtildi. İstanbul
Emniyet Müdürii Orhan Taşanlar'ın medya
kuruluşlan aracılığıyla toplumsal muhalefeti
tehdit ettiği belirtüen açıklamada, Atılım
gazetesi, Ozgür Gençlik ve Odak dergilerinin
kapatıldığı anlatıldı. Dergi çalışanlannın
gözaltında işkence gördükleri ifade edilen
açıklamada, hukuk devleti söylemlerinin
"demagojiden" ibaret olduğu belirtildi.
Basın açıklamasına katılanlar, Kamu
Emekçileri Sendikalan Konfederasyonu
Genel Sekreteri Faysal Özçift'in de katıldığı
açıklamanın ardından dağıldılar. Atılım
gazetesi çalışanlannın gözaltına alınmasını
protesto etmek üzere bir de imza kampanyası
başlatıldı. DİSK Genel Sekreteri Kemal
Daysal, Bank-Sen Genel Başkanı Hulusi
Karh, Gıda-lş Sendikası Genel Başkanı
Mehmet Mıhlacı. Basın-lş Genel Başkanı
Alaattin Orhan. Yeraltı Maden-lş
Sendikası Genel Başkanı Çetin Uygur ve
Lastik-lş Sendikası Başkanvekili Esat
Gürevin'in de aralannda bulunduğu
yaklaşık yirmi sendika yöneticisi de imza
vererek gazetecilerin gözaltına alınmasını
protesto etti.
(Fotoğraf: YAHYA KOÇOGLU)
Eğitiıııdeflkyd hedefleri tuttnadı
EMtNE KAPLAN
ANKARA - Milli Egitim Bakan-
lığı, eğitimde yaşanan sorunlann çö-
zümlenmesinde öncelikli olarak ya-
şama geçirilmesi gereken projeleri
içeren 1995-1996 Tcra Planı'nın ilk
yıl hedeflenni gerçekleştiremedi. lc-
ra planında 1 yıllık süre tanınmasına
karşın, zorunlu egitimin 8 yıla çıka-
nlması. Özel Öğretim Kurumlan ve
YÖK yasalannda değişiklik yapıl-
ması, merkez ve taşra örgütünün ye-
niden yapılandınlmasma ilişkin ça-
lışmalardanbirsonuçalınamadı. Ba-
kanlık, 1995 yılı içinde 224 okulun
satışına izın verdi.
Milli Eğitim Bakanlığı, 1995-
1996 lcra Planı'nın ilk yıhnı içeren
çahşmaraporunuhazırladı. 121 pro-
jenin yer aldığı planda, 1 yılda yaşa-
ma geçirilmesi öngörülen projelerin
çoğunluğundan sonuç alınamayarak
1996 yılında da çalışmalann sürdü-
rülmesi kararlaştınlırken yasa tasa-
• Milli Eğitim Bakanlığı, 1995-1996 lcra Planf nın ilk yıl hedeflenni gerçekleştiremedi. lcra
planında yaşamajeçirilebilmesi için 1 yıllık süre tanınmasına karşın. zorunlu egitimin 8 yıla
çıkanlması, Özel Öğretim Kurumlan ve VÖK yasalannda değişiklik yapılması, merkez ve taşra
örgütünün yeniden yapılandınlmasma ilişkin çalışmalardan sonuç alınamadı.
nlannın da TBMM'nin yavaş işle-
mesi ve bazı tasarılann geri gönde-
rilmesi nedeniyle yasalaştınlamadı-
ğına dikkat çekıldı. Raporda, tamam-
lanması için 1 yıllık süre tanınan pro-
jelerden sonuç alınamamasının ne-
denleri şöyle sıralandı:
Yönetinide etkinligin, verimlOiğin
artünlması, merkez ve taşra örgütü-
nün yeniden yapılanması: Merkez ve
taşra örgütü, yerel yönetimlere ağır-
lık verilerek yeniden organize edile-
cek ve bu amaçla gerekli yasal dü-
zenlemeleryapılacak. Yönetimin de-
ğerlendirilmesı ve geliştirilmesi için
önenlerde bulunulacak. 1995 yılı so-
nunda tamamlanması planlanması-
na karşın. çalışmalann sonuçlandın-
labilmesi için 4 aylık bir ek süreye
gereksinim vardır. Yeni bir çalışma
planı yapıldı.
Zorunlu egitimin 8 yıla çıkanlma-
sı: 222 sayılı llköğretım ve Eğıtim
Yasası ile 1739 sayılı Milli Eğitim
Temel Yasası'nda değişiklik yapıla-
cak hükümlerle ilgili çalışmalartas-
lak haline getirildi.
625 sayılı Özel Öğretim Kununla-
n Yasası'nda değişiklik yapılması:
Başbakanlık Kanunlar ve Kararlar
Genel Müdürlüğü'ne gönderilmesi-
ne karşın, diğer bakanlıklardan alı-
nan görüşler doğrultusunda yeniden
düzenlenmek üzere geri gönderildi.
Taslak. bu doğrultuda yeniden oluş-
turulacak.
YÖK Yasası'nda değişiklik yapıl-
ması: 2 yıldan beri tartışılan taslak,
Başbakanlığın görüşüne ancak sunu-
labildı. Taslak ile ilgili geniş kap-
samlı değişiklik çalışmalan devam
ediyor.
Milli eğitim personel yasa tasansı-
nın yasalaşması: Merkez. taşra ve
yurtdışı örgütlerinde eğitim öğretim
ve bununla ilgili yönetim ve denetim
hizmetlerini yürütmekle görevli per-
sonelin nitelikleri, yetiştirilmeleri,
atama ve yer değıştirmeleri, kariyer
basamaklan ve her türlü özlük hak-
lannı düzenlemek amacıyla hazırla-
nan yasa taslağı, bakanlıklann görü-
şüne yeni sunuldu.
Miİh Egitim Bakanlığı Döner Ser-
maye İşletmeleri yasa tasansı: 1994
yılında TBMM Genel Kurul günde-
mine alınan taslağın yasalaşması için
sürdürülen girişimler sonuçsuz kal-
dı. Çalışmalann 1996 yılında dasür-
dürülmesi karan alındı.
w
Hâldıııe ret' mahkemedeıı döndü
tstanbul Haber Servisi - Türkiye'de adliye ta-
rihinde ilk kez yaşanan savcının hâkımı reddet-
mesi. İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nden
döndü. ABD'de yaşayan Prof. Dr. tlhan Arsel'in
"Biz Profesörler"adlı kitabıyla ilgili davayı yü-
riiten 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde duruşma-
ya çıkan İstanbul Cumhuriyet Savcısı Abdur-
rahman Yılancı'nın, mahkeme hâkimi Yücel
Yurdakul'un davanın sonucu hakkında görüşü-
nü belirttiği için reddedilmesi istemı. istanbul
5. Ağır Ceza Mahkemesi'nce reddedildi.
Adliye tarihinde belki de ilk kez bir savcı. ay-
nı kürsüde yer aldığı hâkimi. "İhsas-ı Rey"de
bulunduğu (önceden dava konusundaki kanaati-
ni belirttiği) gerekçesiyle ret isteminde bulun-
du. İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi, C-
MUK'un 29/A maddesi uyarınca "Ret sebebi
veya inandn-Kidefil gösterihnenıesi" gerekçesiy-
le savcının istemini reddettı.
Halen ABD'de yaşayan Prof. Dr. Ihsan Ar-
sel'in "Biz Profesbrler" adh kitabında "Dine
hakaret ettiği'' gerekçesiyle yargılanması sıra-
sında meydana gelen olayla ilgili olarak savcı
Abdurrahman Yılancı, yasalannkendisine ver-
diği hakkı kullandığını belirtti. Kendisinin da-
va sırasında llhan Arsel'in ifadesinin alınması-
nı istediğıni kaydeden Yılancı, şu bilgileri ver-
di: "Hâkün, Ceza Muhakemekri Lsulü Kanu-
nu'nun (CMUK) 223'üncü maddesinin en son
fıkrası olan 'sanık hakkında toplanan delillere
göre mahkûmiyet dışında bir karar verilmesi
gerektiği kanaatine vanlırsa. sorgusu yapılma-
mış gibi dava gıyabında bitirilebilir" hükmüne
dayanarak sanık profesörün ifadesinin alınına-
sına gerek olmadıgı karannı verdi. Hâkim, bu
karan vermekte gösterdiği gerekçeyle de bana
göre 'thsas-ı Rey'de bulundu. Bunun üzerine
ben de CMUK'un 23 ve 24'üncü maddelerine
dayanarak 'hâkimi ret' isteminde bulundum."
Hâkimin, sanığın ifadesinin alınmasına gerek
olmadığı yolundaki karan verirken 'bitaraflıgı-
nı şüpheye düşürdüğü'nü gösteren bir cümle
kullandığını belirten Abdurahman Yılancı.
"Ben de bu cümleden sanık hakkında beraat
karan verileceğini anladım" dedi. Yılancı, ko-
nunun hukuksal olduğunu. her iki tarafın da ya-
salann verdiği hakkı kullandığını, hâkimle ara-
lannda kişisel bir sorun olmadığını da vurgula-
dı. Yılancı. "Redd-i hâkim'' isteğini reddeden
İstanbul 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'ne itiraz
edeceğini söyledi. Yapacağı itirazın redddedil-
mesi halinde davanın normal seyrinde devam
edeceğini belirten Yılancı. daha sonra temyize
başvuracağını kaydetti. İstanbul 2'inci Asliye
Ceza Mahkemesi'nin hâkimi Yücel Yurdakul
ise davanın sanığı Prof. Arsel'in Amerika'da
bulunduğunu ve gelmesinin mümkün olmadı-
ğını belirterek "Ben karanmı vermekle, irade-
mi açıklamış oldum. Ben, CMUK'un 223'üncü
maddesini o şekilde yorumladım. savcı" thsas-ı
Rey' şeklindeyorumladı" diye konu^tu. Yurda-
kul. kanunun kendisine verdiği hakkı kullan-
dığını, olayın çok normal olduğunu belirtti.
Film, Radyo ve lelevizyonla Egi-
tim Başkanlığı Teşkilat Vasası'ıun çı-
kanlması: 1994 vılı sonunda hazır-
lanan taslak. Başbakanlığın "Tasan-
da değinikn hizmetlerin mevcut teş-
kilat yapısıvla yerine getirilebileceği
ve 5 Nisan Kararlan doğrultusunda
uygun görüunedigi" yönünde görüş
bildirmesi üzerine yeniden düzen-
lendi. Yeni taslak, bu kez de Maliye
Bakanlığı ve Başbakanlık Devlet
Personel Başkanlığf nın görüşüne y-
er verilmediği gerekçesiyle yeniden
gen gönderildi.
Öğretmen Huzurevi V önetmeü'gi:
Yaşama geçirilmesi için 6 aylık süre
tanınırken Talim ve Terbiye Kuru-
lu'nun onayından geçen yönetmelik,
Maliye Bakanlığı'nın görüşüne an-
cak sunulabildi.
Anadohı öğretmen liselerûıin öğ-
retmen yetiştiren yükseköğretim ku-
nımlanna ana kaynaklık ehnesinin
sağlanması:Yasa tasansı taslağı, Ta-
lim ve Terbiye Kurulu Başkanlı-
ğı'nca uygun bulunmayarak yeniden
düzenlenmek üzere geri gönderildi.
Raporda. ortaöğretimde kazandın-
lan bilgı ve becerilerin yükseköğre-
tıme geçişte değerlendinlmesine iliş-
kin çalışmalann 15. Milli Eğitim Şû-
rası'nda alınacak kararlara göre sür-
dürüleceği, öğrencilerin eğitimle il-
gili veri ve bilgilere en hızlı biçimde
ulaşmalannın sağlanmasına ilişkin
çalışmalann da kaynak bulunamadı-
ğı için durdurulduğu kaydedildi.
1995-1996 lcra Planı'nın ilk yılın-
da, bazı yönetmeliklerde değişiklik
yapılırken okulöncesi eğitim prog-
ramlan uygulamaya konuldu. Mes-
lek liselennde "tam yıl ve tam gün
eğitim projesi"ne başlanırken mer-
kezi yerlerdeki rantı yüksek okul ve
kurumlann satılmasına da hız veril-
di. Bakanlık. bu kapsamda, lstan-
bul'da 3, Ankara'da 2, Aydın'da 2,
Aryon'da2, Nevşehir'de 10, Bursa'da
180, Malatya'da 20. Ka\SL-n'de 3
okulun satışına, Ankara ve Rize'de
birer okulun iş merkezıne dönüştü-
rülmesine izin verdi.
HAFTAYABAKIŞ
AHMET TANER KIŞLALI
Kardeş ve Biz...
"Yunanlı Kardeş"\e ilgili yazımdan sonra çok tele-
fon ve mektup geldi. Hepsi de o yazıdaki düşüncele-
ri paylaşan, destekleyen içerikteydi. Bazıları da ek bil-
gi istiyordu.
Venizelos'un Atatürk'ü "NobelBanş Ödülü"nea-
day göstermesi olayını da çok kişinin bilmediği anla-
şılıyordu.
•••
Zamanın Yunanistan Başbakanı Venizelos'un, Ata-
türk'ü Nobel'e aday gösteren mektubu, 12 Ocak 1934
tarihini taşıyor. Mektubu Norveç arşivlerinden bulup
çıkaran kişi de Dr. Süreyya Sofuoğlu.
Olay, geçen aylarda Lefkoşa'da yapılan "3. Ulusla-
rarası Atatürk Sempozyumu "nda sunulan bir bildiri ile
açıklığa kavuşturulmuştu.
Venizelos'un, "Büyük devrimci Mustafa Kemal
Paşa" diye nitelendirdiği Türk devlet başkanını "No-
bel Banş Ödülü"ne aday gösterdiği mektup, Norveç
Nobel Odülü Komitesi Başkanlığı'na yollanmış. Şu
satırlar yer alıyor:
"Birulusun yaşamında, bu kadar kısa bir süre için-
de böylesine köklü bir değişme çok ender olarak ger-
çekleşmiştir(...) Banşı güçlendirme hareketi, yeni ve
seçkin Türk devletine bugünkü görüntüsünü veren
tüm iç reform hareketleriyle birlikte yürümüştür. Tür-
kiye yabancı öğelehn yerleşmiş olduğu illerini terk
etmekte duraksamamış ve kendi ulusal sınırlan ile iç-
tenlikleyetinerek Yakındoğu 'da banşın gerçek birsa-
vunucusu olmuştur (...) Banşın borçlu olduğu değer-
li katkının sahibi olan kişi, Türkiye Cumhurbaşkanı
Mustafa Kemal Paşa'dır (...) Yakındoğu'da banşa
doğnj yeni bir dönem başlarken Mustafa Kemal Pa-
şa 'yı, Yüksek Nobel Banş Ödülü için adaygöstermek-
ten onur duyanm."
• • •
Bu sadece Atatürk'ü degil, aynı zamanda Yunan
Başbakanı'nı da yücelten bir belge.
Daha birkaç yıl önce büyük bir yenilgiye uğrattığı
bir ülkenin insanlannda bile, bu ölçüde saygı uyandı-
rabilmek elbette çok önemli. Ama o yenilgiye karşın,
kendini yenilgiye uğratanın büyüklüğünü kabul etmek
de en az o kadar alkışlanacak bir davranış.
Bir gerçek devlet adamlığı... Bir "büyüklük" örne-
9'-
Tıpkı, Mustafa Kemal Paşa'nın, esirdüşmüş Yunan
ordulan başkomutanına gösterdiği saygı gibi.
Tıpkı, ayaklannın altına serilmiş Yunan bayrağını
yerden kaldırtıp; "Bayrak bir ulusun onurudur, ona
saygı göstermek gerekir" dediği gibi...
• • •
Peki Venizelos'un, Atatürk'ün çocukları şimdi ne
yapıyorlar?
Ermeni terör örgütü ASALA, Güney Kıbrıs'ın Larna-
ka kentinde kuruldu. Kıbrıs Rum kesimi ile PKK ara-
sında bir uyuşturucu ve silah ticareti işbirliği açıktan
yapılıyor. İngiliz JANE'S Intelligence Revievv dergisin-
de, bu konuyla ilgili bilgiler ayrıntıları ile yer aldı.
Yunanistan PKK'ye para, silah ve malzeme yardı-
mı yapıyor. Yunanlı general ve milletvekilleri, Bekaa va-
disindeki PKK kamplarını ziyaret ediyorlar... Bu konu-
daki haber ve fotograflar da Yunan basınında geniş
biçimde yer aldı.
Ünlü Lavrion kampında, Türkiye'ye karşı savaşan
bütün terör örgütleri besleniyor... Melina Merküri'nin
Kültür Bakanlığı, Lavrion'daki teröristlere açıktan pa?,,
ra yardımı yaptı, kaynak aktardı. Ve Yunanistan'ın P-'
KK'ye verdiği desteğin nedenini, 9 Aralık.1994 tart-v
hinde, Yunan içişleri Müsteşan Kuluris, şöyle açıkla-
dı:
"Elenizmin sınırlan kuzey ucundan başlayarak tüm
Trakya'yı ve Ege'yi kapsar, Kıbns'a kadar uzanır (...)
Başı böylesine büyük dertler içindeyken Türkiye ile
boy ölçüşmemiz zor olmaz!.."
• • •
Venizelos'un çocuklan işte böyle... Ya Atatürk'ün
çocuklan?
Theodorakis'i "banş elçisi" diye bağırlarına bası-
yoriar. "Makedonya ve Arnavutluk ile fazla ilgilendik;
Yunanlıları tedirgin ettik" diye yazılar döktürüyorlar.
Paris'te oturan değerli bir bilim adamımız, Sayın
Haluk Tarcan yazıyor: "Theodorakis, istanbul'daki
kokteyllerde banştan, kardeşlikten söz eder. Uçağa
atlar Paris 'e gelir, aleyhimize söylemediğini bırak-
maz..."
Ve Avukat Sayın Nezihi Sanal soruyor: "Gerçek-
ten merak ediyonjm; ilericiaydın olma merakı ile Kıb-
rıs sorununda Türkiye'yi haklı bulan Yunan aydını,
solcusu, komünisti var mı acaba? Yoksa bu bize has
birilletmi?"
Soru herkese yönelik.
Bana gelince... Ben tüm insanlar arasında eşitlik-
ten, banştan ve kardeşlikten yanayım... Ama aptallık-
tan yana değilim!
Tek yanlı banş da olmaz kardeşlik de!.. Gerçeklere
gözlerini kapatmak ise ne iyi niyettir ne de saflık; sa-
dece aptallıktır!
Taciz olayı
Oğrencinin annesine
görevden uzaklaştırma
OMERYURTSEVEN
DENİZLİ- Denizli Lise-
si'ndeki cinsel taciz olayını
soruşturan müfettışlerin ara
raporundan sonra Milli Eğitim
Müdürlüğü, hem şenatçı fizik
öğretmeni CanerGüzin'i hem
de tacize uğradığı iddia edilen
D.A.'nın annesi NUgün Açık-
göz'ü geçici görevle okuldan
uzaklaştırdı.
Denizli Milli Eğitim Mü-
dürlüğü, 5 bin oğrencinin öğ-
renim gördüğü okulda tepkile-
ri durdurmak amacıyla fizik
öğretmeni Caner Güzın'i Çı-
raklık Eğitim Merkezi'ne, ta-
cize uğradığı belirtüen oğren-
cinin annesi Nilgün Açık-
göz'ün ise Mehmet Akif Er-
soy Lisesi'ne tayın edildiğini
açıkladı. Güzin'in okuldan
almması gecikmiş bir karar
olarak yorumlanırken D.A.'nın
annesinin tayini kamuoyunda
şaşkınlıkla karşılandı. Konu
hakkında görüşünü aldığımız
Milli Eğitim Müdürii Ekrem
Ekici, kamuoyundaki eleştıri-
lere karşın. "Yönetmeliklere
göre hareket ediyoruz. Duy gu-
lanmızla olayı sonışturama-
VTZ" dedi. Ekici, oğrencinin an-
ne ve babasının fizik öğretme-
nine saldırdığına ilişkin şikâ-
yet bulunduğunu da belirterek,
"Aynca Nilgün Açıkgöz, okul-
da öğretmene 'ırz düşmanı' ve
'sapık" gibi suçlamalarda bu-
lunmuş. Bu durumda her iki-
sini de görevden almak zorun-
daydık" diye konuştu. Milli
Eğitim Müdürü, olayın adliye-
yeyansıdığını, kendilennin ise
idare olarak disıplin soruştur-
ması yaptıklarını sözlerine ek-
ledi. J
Eğit-DerŞube Başkanı Ha-
san YigJt ise yaptığı açıklama-
da, hakkında önceden başka
iddialarda bulunulan fizik öğ-
retmeni Caner Güzin'ın öğret-
menlikten uzaklaştınlması ge-
rektiğmı savundu. Öğrenci
D.A.'nın annesinin aynı şekil-
de tayın edilmesine anlam ve-
remediklerini belirten Yiğit,
"Burada mağdur, mağdure
yapılıyor. Böyle şey olur
mu?"dedi. Eğit-Sen'den yapı-
lan açıklamada da soruştur-
manın daha titız yapılması is-
tendi.
Denizli Barosu da cinsel ta-
cize uğradığı öne sürülen
D.A.'nın ailesine destek ver-
di. Baro Başkanı Tuncer Yıl-
raaz, olayı yakından izledik-
lerini belirterek. "Gerekirse
bu davaya toplu olarak girece-
ğiz" dedi. Fizik öğretmeni Gü-
zın hakkındakı ıddıalann yüz
kızartıcı bir suç olduğunu di-
le getircn Yılmaz, olayı yakın-
dan izlediklerini bildırdi. Öte
yandan. fizik öğretmeni Ca-
ner Güzin'ın görüştüğü bazı
av ukatlann kendisinin vekilli-
ğıni gcn çevirdıklen öğrcnil-
di Milli Eğitim müfettişleri-
nin de olayla ilgili soruşturma-
yı hafta sonuna dek tamamla-
vacaklan bilırildı.