Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
İmtivaz Sahibi: Berin Nadi
öı> Habcrler trgun Balcıt Utıhbarat Ceneiz YaymKunjhrİlhanSdçtıktRaşkan).
Y ıldırım • hkonomı Bülent kı/anlık orhan Erinç, Okta> kurtböke
• Kultur liandan Şenköken • Spor_ HiknwtÇeU«k«ı,şİkn»Soner,
u . .. , ... ,. „ . i, Karaören • Duzeltmc "Abdullah Ya'™! Erg"nBaicı,DinçTa)aııç, İbrahim
ı Habcr Mcrkc/ı Mudunı Hakan Kara « ^o!oğral Erdoğan Köseoğlu • Bılm-Belge Vıldız, Orhan Bursalı, Mustafa
• üorscl Yonelmen Fikret Eser Edib« Buğra • V urt Hdbcricrı Mehniet Faraç Balbay, llakan kara.
(icncl Yavın Yonetmenı Orhan Krinç#
Genel Yavın Koordınatoru Hikmet
Çetinkava 9 Yazıı^lcrı Mudurlorı
I b h i Yld S l Di Tfbrahim Yıld,/ (Sorumlu,, Dinç Ta>anÇ ^ ^ " d i r
. V ö
^ ' " . . * ^ 1 ^ ^ V
S
»™İ
\nkara IcmsılciM Mustafa Balba) # Habcr Viudunı
Doğan Akın \taturk Bulvan \o 125. Kuıt 4. Bakanlıklar-
Ankara Tel 419502ü (7 hat). haks 4I9502"
1
• Izmır
TemsılciM S«rdar kı/ık. H Zıja Bh 1352 S 2 3 Tcl
4411220.Faks 44191 !70AdanaTemsılci!,ı ÇetinVŞenoğtu.
InonuCd 1I9S No I KaJl.Tel 3522550. Faks 35225^0
Muessese Muduru Erol Erkut • VIED\\C:« Yonelım MEDY \ C : •
Koordınator Ahmet Korulsan 0 Kunıiu Uaîkanı-lıcncl >ı>nı:ıım kurulu
Muhasebc BülentVener0Idare Mudur Gulbin Erduran Başkanı - denel
Hüse\
r
inGürer0l^letmc Önder • koordınaıor Reha Mudur Lstun
Çelik • Bılgı-lşlem Nail İnal 0 l»ıtm»n0ücnclMûdur Akmen • Murahhas
BilgnavarSıstem MürûvetÇiler tardımcM Mine \kdağ u\c Bora (ioneıu;
\ a t ı m l a t ı n *e Basan: Yenr Oun Haber \|anM. B.Lsin w Vavıncılık \ ^
T u r k ^ a j ı . a u •" 41 (_ iğjluğiu "Î4.1U 1,1 PK ;.<M«iant>ul fel (0 2 \2\ sı > ıl< 0S ,20 hau Kilı- 9ŞUBAT 1996 İmsak:5.34 Güneş. 7.0! Ögle: 12.25 ikindı: 15.10 Akşam 17.36 Yatsı: 18.57 M E D \ \ C I e l 514 07 53 - 513 >j< &o - 5H M 6U-6I. hak=. MIX466
Dünya sigarayı
bfpakma giinü
• Haber Merkezi -' Dünya
Sigarayı Bırakma Günü'
nedenıyle bugün Türkiye ve
dünyada çeşitli kuruluşlar
ve örgütler çeşitli etkinlikler
düzenleyecek. Merkezi
ABD'de bulunan Dünya
Anayasa \ e Parlamento
Örgütü (WCPA)
yayımladığı mesajda, sigara
tehlikesının, her yıl
hazırlanan " Dünya
Sorunlan' listesinde bu yıl
da gündemde olduğunu
bildirdi.
'Kasımpaşa
dilberi' kınaması
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-ANAPKadın
Kollan Başkanlıği, DYP
Muğla Milletvekili Yalım
Erez'in, ANAP Adana
Milletvekili Imren Aykut'a
yönelik "Kasımpaşa
dilben" ıçenklı sözlerini bir
açıklama yaparak kınadı.
Sevgililer giinü
için hazıplık
• Haber Merkezi -
Akmerkez, Nuruosmaniye,
Çırağan Sarayı ve Izmır
Alsancak'ta magazalan
bulunan Gılan, sevgililer
gününe yaklaştığımız şu
günlerde mücevherleriyle
kadın ve erkeklere geniş
altematifler sunuyor.
Yapı mabemeleri
sergisi
• Haber Merkezi-
Esenkent ve Boğazköy Yapı
Kooperatif üst birliklen,
üyelerine kalıteli. ekonomik
ve isteklerine uygun yapılan
üretmek amacıyla 'Üretici
ve ithalatçıdan üyeye' yapı
malzemesi sergisi hazırladı.
İstanbul'da
elektrik kesintisi
• İstanbul Haber Servisi -
Boğazıçi Elektnk Dağıtım
AŞ Genel Müdürlüğü'nden
yapılan yazılı açıklamada.
abonelere daha ıyi hizmet
vermek amacıyla 11 şubat
pazar günü bazı semtlere
elektnk verilemeyeceği
belirtildi. 07.00-15.00
saatleri arasında elektrik
venlemeyecek semtler
şöyle: Hızlı Tramvay. Mega
Center, Topçular
Ferhatpaşa Caddesi. Murat
Mahallesı. Pancar Motor
Fabrikası cıvan. Oltulu
tşhanı Fabnkalar Sokak ve
civan, San Dökümcüler
Uluyol ve civan. Özçay
Sıtesı, Rami KuruGıda
Şitesi, Ramtaş. Zafer,
Ütüsan Sanayi Siteleri.
Tanju Okan
hastanede
• İZMİR(AA)-Bir
ayağının kesilmesinden
sonra İzmir'in Urla
ilçesındeki evinde
dınlenmekte olan Tanju
Okan. sağlık durumunun
bozulması üzerine yeniden
hastaneye kaldınldı. Okan.
yoğun bakıma alıhdı.
Anadolu Nselerine
başvuru
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Fen ve Anadolu
öğretmen liseleri. Anadolu
liseleri ile meslek liseleri
sınavlanna yapılan
başvurular bellı oldu.
Anadolu Liseleri Sınavı içın
geçen yıla göre daha fazla
öğrenci başvurdu. Geçen yıl
300 bin başvuru yapılan
sınav için bu yılki başvuru
sayısı 322 bin 470 oldu. Fen
Liseleri ve Anadolu
Öğretmen Liseleri Sınavı'na
ise bu yıl ilgi azaldı. Geçen
yıl 210 bin 198 olan başvuru
sayısı. bu yıl 133 bin 89'a
düştü.
ÖSYM Başkanı
uyandı
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-ÖSYM Başkanı
Prof. Dr. Eres Söylemez,
Anadolu Ünıversıtesi Iktısat
ve İşletme fakültelerinin
açıköğretım programlan ile
Açık Öğretim Fakültesi'ne
bağlı önlısans
programlannın ara ve
yılsonu sınav ına gırecek
öğrencılerin sınav
ücretlerini bugün mesai
saati bıtimıne kadar
yatırmalannı istedi.
TDİ'den yeni hat
• İstanbul Haber Servisi -
Türkiye Denızcılik
tşletmeleri, Şeker
Bayramı'nda yurttaşlann
rahat seyahat edebilmeleri
amacıyla lstanbul-
Bandırma-lstanbul hattında
ek gemı seferlen
düzenlemeye başladı.
İstanbul'un kartpostal simgesi, restorasyon çalışmalan tamamlandıktan sonra turistik işletme olarak hizmet verecek
Kız KıdesTııiıı pembe buhdları dağılıyor
Şairierin ilham kaynağı kule turistikleştiriliyoru.
ZAFER AKNAR
"M. Ö499 yılından beri Boğazın Mar-
mara Denizi çıkışında duran KJZ Kule-
si'nin 49 metre yukansuıa 1983 yıhnda
bıraktığım, orta boyda, hiçbir hava ko-
şulunda kıpırdamayan, içinden şarkı
söyleyenve'mutluluk veren' pembebu-
lutu görüp tadına vardığını bana açık-
ça bevan eden Yavuzer Çetınkaya işbu
sertifİkayı almaya hak kazanmıştır..."
Notertasdikli sertifıkalara geçen Kız
Kulesi'nin üzerindeki pembe bulutlarya-
vaş yavaş dağılıyor. Leandra'nın ruhu
yavaş yavaş gökyüzüne yükseliyor. Yüz-
yıllar önce kuleye çıkan yılan uykudan
kalkıyor. Kommenus'un zıncirleri Sa-
rayburnu'ndan KızKulesi'nedoğruçe-
kiliyor... Şairierin ılham, âşıklann ilti-
fat İcaynağı kule, zamana yenik düşme-
mek için turistikleştiriliyor...
Uzun yıllar gözden ırak olmayıp da
gönülden ırak olan Kız Kulesi, 49 yıl-
lığına kıralandı. Salacak ıskclesının ya-
kınında İstanbul'un kartpostal simgesi
Kız Kulesi yap-işlet-devret modelıyle
• Bizans döneminde Damaliş ya da Arkia Kulesi olarak
adlandınhyordu. KJZ Kulesi, Üsküdar Salacak iskelesinin
yakınında kayalık küçük bir ada üzerine kurulu deniz
fenerinin, XII. yy'da Manuel Komnenos tarafından, İstanbul
Boğazı'nın girişıni düşman gemilerine zincirle kapayabilmek
için yapıldığı sanılıyor.
kurtuluşunu bekliyor! Ahmet Hamoğ-
lu'nun sahibi olduğu Hamoğlu Hol-
dıng'edevredilen Kule. restorasyon ça-
lışmalan yapıldıktan sonra turistik iş-
letme olarak hizmet verecek.
Uzmanlar, yap-işlet- devret yönte-
mıyle tüm güzelliklerin halka kapatıl-
dığını söylüyor. Zaman ıçınde fstan-
bul'un tüm tarihı yerlennin devredile-
ceğini belirten uzmanlar, "Hayal dûn-
yalan o kadar dar ki tüm güzel olan şe>-
leri sadece kafeterya, me\hanc. lokan-
ta olarak göriiyoriar. Kız Kulesi bir kül-
tür merkezi olamaz mıydı? Restoras-
yon adı attında yapılan degişikliklerdcn
geriyc dönüş nasıl olacak bilen var
mı"şeklinde konuşuyorlar.
Şarkılara. şiırlere defalarca konu olan
Kız Kulesi, Bizans döneminde Dama-
lis ya da Arkia Kulesi olarak adlandı-
nhyordu. Üsküdar Salacak iskelesinin
yakınında kayalık küçük bir ada üzeri-
ne kurulu denız fenennin. XII. yv 'da Ma-
nuel Komnenos tarafından, İstanbul
Boğazı'nın gırişini düşman gemilerine
zincirle kapayabilmek için yapıldığı sa-
nılıyor. Istanbul'un fetih sırasında Fa-
tih Suitan Mehmet tarafından yıkılan ku-
le, ahşap olarak yeniden yapıldı. Bu ku-
le 1719 yangınında yandıktan sonra bu
kez 1857'de taştan yapıldı. Uzun süre
askeri amaçlarla kullanıldı.
Seyahatnamelerde kule
Gvllius anlalınııvla
Kızkulesi vaktiyle yüz adım uzunlu-
ğunda bir yeraltı yol ile sahile bağlı idi
ve içinde, > ağmur sulanndan başka,ye-
raltı yollan vasıtasıyla karadan akan su
ile dolan bir sanuç vardı...
Evliya Çelebi'nın anlatımıyla-
Kule karadan birok menzili kadar me-
safede dört köşe, yüksek irtifaı 80 zi-
ra(65 cm) hacmı da 200 adımdı. Kule-
nin iki tarafa nazır bir demir kapıSL,
içinde muhafiz olarak dizdarlan ile be-
raber yüz nefer. sahilde de kırk pare
'balyemez toplan," ayncada mükem-
mel bir cephanelik mevcuttu...
Efsaneler
Mıtolojı kahramanı Leandros bu ku-
ledeyaşayan Hero'yaâşıkmış veherge-
ce Galata'dan buraya yüzermiş; ancak
bir gece fırtınaya kapılıp ölmüş. Bir
başka efsaneye göre ise Bizans impa-
ratorlanndan biri tarafından kızının yı-
lan sokmasından öleceğı kehaneti üze-
rine yaptınlmıştı.
Bir öykü de halk kahramanı Battal
Gazi'yle ilgilidir ve kulenin Üsküdar tek-
furu tarafından kızını Battal Gazi'den
saklamak için yaptınldığı söylenir.
Madonna, Evita için
Budapeşte'ye gidecek
MEHMET MESTÇİ
BLDAPEŞTE - Oskar
ödüllü yönetmen Aian Par-
ker, çağımızın -hâlâ ne ol-
duğuna pek karar \ereme-
diğimiz- rengârenk tannça-
sı Madonna'ya başrolünü
verdıği, 56 mılyon dolar büt-
çelı "Evıta" fılmınin bazı
bölümlerini "Budapeşte'de"
çekeceğinı açıkladığından
beri Macar gazetelerinde
konu ile ilgili haber üzeri-
ne haber çıkıyor. Filmin esas
çekım yeri Buenos Aires'ten
gelen bılgılen derleyen 27
Ocak 1996tanhliNepsza-
badsag gazetesı. "Madonna
persona non grata?" (tsten-
meyen şahıs) başlığı altın-
da konuya geniş yer verdi.
Gyula Ortutay, şunlan ya-
ziyor:"Dünya çapındakiyıl-
dız (Madonna), geçen hafta,
Arjantin'in başkentine var-
dığından beri imajını sarsa-
cak ölçüde aklı başında dav-
ranıyor, normal giyiniyor,
skandal yaratmaktan kesin-
likle kaçınıyor. Arjantinlile-
re, sonsuz sevgi besledikleri
Evha Beron'un anısını zede-
leyecek hiçbir davranışta
bulunmayacağını herfırsat-
ta yineliyor.
Güney Amerika yazını
kot pantolon. ince bir triko.
• 26 marttan itibaren
Budapeşte'de 6 hafta
boyunca devam edecek
olan filmin çekimleri
için kullanılacak
mekânlar,
kamuoyundan büyük
birgizlilikle
saklanıyor.
güneş gözlüğü ve kucağın-
daki köpeğıyle kucaklayan
Madonna'yı, havaalanında
bekleyen. camlan karartıl-
mış Mercedes'e alelacele
bındırerek götürdüler. Yol-
lara dizilmış tutkunlan ken-
disini göremesc de Madon-
na, dev harflerle, hakkında
duvarlara spreylenmiş "He-
men tası tarağı topla ve ge-
ri dön" gibı yazılan bir bir
gördü. Aynca Arjantin Cum-
hurbaşkanı Carlos Menem
-Madonna gelmeden evvel-
kendısiyle hiçbir şekilde kar-
şılaşmayacağını belırtti.
1993 yılında da buna ben-
zerbirolay yaşanmıştı. Ar-
jantın'e gelen ve Menem'le
buluşmak ısteyen Madon-
na. ülkedeki din adamlan
tarafından "•pornocu" olarak
nıtelendınlmışti.
Menem'in utanç vericı
bulduğu bır nokta da Alan
Parker'ın Evita rolü için Ma-
donna'yı uygun görmesi.
Menem'e göre, Arjantin so-
ap-operalannın, müzikalle-
rinin büyük yıldızı ve Evi-
ta Peron'a çok benzeyen
Andrea del Boca'dan başka
hiç kımseye bu rol verilme-
meliydi.
Şu anda iktidarda olan Pe-
ronist partinin sağ kanadı,
Madonna ve pek yakında
çevrilmeye başlanacak olan
film aleyhine büyük bir
kampanya yürütüyor. La Ri-
oja Bölge Parlamentosu
Başkanı Marta Rivadera,
LJoyd Weber'in ve Tim Ri-
ce'ın meşhur Evita miizika-
linıhiçgörmemişolmasına
rağmen ondan, bundan mü-
zikalin Evita Peron'u hop-
pa bir kadın olarak yorum-
ladığı savını işitip-Alan Par-
ker'ın filmi de aynı senar-
yoya sadık kaldığından- fil-
me karşı cephe aldı.
26 marttan itibaren, Bu-
dapeşte'de 6 hafta boyunca
devam edecek olan filmin
çekimleri ıçın kullanılacak
mekânlar, kamuoyundan bü-
yük bır gızlılıkle saklanı-
yor. Medya dışında, Madon-
na'ntn Budapeşte'ye gelece-
ğı haberi. kimsenin ilgisini
çekmiyor. Hayat pahalıhği
ve dondurucu soğukta in-
sanlann başka derdı var..
Madonna, Evita Peron'un anısını zedeleyecek hiçbir dav-
ranışta bulunmayacağını her firsatta belirtivor.
Akkuyu için kavga yılı
ÜMİTOTAN
İZMİR - Ermenistan sınınndaki Metza-
mor Nükleer Santralı ve Bulgaristan'daki
rıükleer santrallerde her an meydana gele-
bilecek kazalar için Başbakanlık Güvenlik
işleri Daire Başkanlığf ncaönlemleralınır-
ken, Akkuyu'ya kurulması planlanan nük-
leer santralin ihale çalışma-
lan da sürüyor. Yetkililerden
"eski teknoloji-yeni teknok>
ji pala>rasını" bırakmalannı
isteyen nükleer karşıtlan. ya-
nn Mersin'de yapılacak top-
lantıyla da 1996 yılında nük-
leer santrallere karşı yapıla-
cak kitlesel eylemlerin tak-
vimini belırleyecek. Nükleer
karşıtlannın ilk hedefı kitle-
selleşmek, ikınci hedefi de
santral sahasını işgal etmek.
1988 yılında Ermenistan'da yaşanan dep-
rem sonrası yöreye radyasyon yayan ve Tür-
kiye için büyük tehlike oluşturan Metzamor
Nükleer Santrali'nde her an meydana gele-
bilecek bir kazaya karşı dikkatli olunması
uyansı yapılırken diğer yandan Türkiye'ye
nükleer santral kurma çabasına hız veril-
mesi yeşiller \e anti-nükleercilerarasında bü-
yük tepki yarattı. SOS Akdeniz'den Nesrin
Timur, nükleer santrallerin birbırinden fark-
lı olmadığını, kamuoyunu kandırmaya kim-
senin hakkı olmadığını vurguladi. Timur
şöyle konuştu:
"Eski ve yeni teknoloji diye bir mesele ol-
maz. Nükleer santral kazalan önceden plan-
lanmamış. hiç akla gelmeyen hatta ahmak-
ça gerekçelerie ortaya çıkar. Şimdi hükümet
Ermenistan ve Bulgaris-
tan'daki eski nükleer santra-
le karşı hangi önlcmleri ala-
bileceğini düşünüyor. Ama
Akkuyu ihalesiy le ilgili çaba-
dan da vazgeçmiyor. Başka-
laıma 'santralini kapat' diyen-
lerin kendileri de kurmama-
sı lazım. Bu yıl tüm etkinlik-
leranti nükleer kampanyalar
üzerinde yoğunlaştınlacak.
Bu konuda komşu ülkelerde-
ki gönüllü ve anti- nükleerci-
leıie dc işbiriigi gdişlirilecek."
Yann başlayacak nükleer karşıtı etkinlik-
ler haziran ayında gerçekJeştirilecek HA-
B1TAT toplantısına dek sürecek. Mersin'de
yapılacak toplantının birinci gündem mad-
desi Akkuyu olacak. Toplantıda biraraya ge-
lecek olan anti nükleerciler, Dünya Dostla-
n ve Mersin'deki yerel örgütler bu yılın ey-
lem takvimini de belirleyecekler.
• Yann başlayacak
nükleer karşıtı
etkinlikler haziran
ayında
gerçekJeştirilecek
HABITAT
toplantısına dek
sürecek.
SEYAHATNAME YAVUZGÖR
Kristof Kolomb'un izinde
D
ış ülkelere tayin sürem gelince,
umum müdür Ali Haydar Bey
beni çağırdı; "Hem mgılizceni
ılertetmen hem de oradaki büyükelçisa-
na bu işleri verirse, Marshall yardımı
ve diğer ekonomik konularla da çalış-
man için seni VVashington Büyükelçi-
liği'ne atamayı karahaştırdık" dedi.
Teşekkür ettik. Bir süre sonra perso-
nel dairesinden çağırdılar. 1952 başın-
da nareket edebilırmışim. "Uçakbilet-
lerinialdırahm mı" sorusuna, "Biryere
ulaşmanın yan zevki oraya seyahat et-
mektir" cevabını verdım.
Kısacası bır uçağa binip "hop" diye
kendimizi Amerika kıtasında bulacağız
ha... Bu kadar yıllık tahsil ve uğraşı so-
nunda 15 günlük bır dınlenmeyi ve uzun
bır vapur yolculuğunu istemekten ken-
dimi suçlayamazdım...
• • •
2 Temmuz 1952. Denızyollan'nın "Tar-
sus" gemisi bir ögle vaktı, Sarayburnu'nu
dönüyor. Gemının pervanesinde çırpı-
şan sular gibı degışik duygularla çıkı-
yoruz bu seruvene...
Pire'de gemı hoparlörleri "IzmirMar-
ş/"nı çalıyor. Külus-
tür bır otobüsle, Ak-
ropol'u zıyarete gö-
türüyorlar... Bu taş-
lan görmek ve 35.000
drahmıye(1 dolaf)bır
bardak ılık portakal
suyu içmeye degmez
bır "turistikgezi" bu...
Yıne Izmir Marşı ve
verelinı Akdeniz...
• • •
Napoli Limanı'nda
curcuna... Anlaşılıyor
ki Italyanca hızlı bağırarak ve el kol işa-
retleri yapılmadan konuşulamıyor...
Mütevazı bir otelde, 3 gün kalıp bır
Italyan gemisi ile devam edıtecek seru-
vene...
Sokaklarda, hâlâ eski Afrika ordusu-
nun kısa pantolonlan ile ışsız, güçsüz
dolaşan "yenilmiş" genç adamlar var...
Otel odasını temizleyen yaşlı, güleç,
cana yakın kadın Amerika'ya gidecegiz
deyince, aklına "muhacıriik" gelıyor. Bi-
ze acıyor galiba... Son gün elinde sol-
muş bir çiçekle geliyor. Iyı yolculuklar
diliyor. Yanaklarından öpüp vedalaşı-
yoruz...
9Temmuz 1952... M/N Saturnia-Na-
poli nhtımından kalkmak üzere... Önün-
de ve arkasında Amerikan 6. Filosu'na
ait iki destroyer var. Napolili römorkör-
cüler, gemiyi yan yana çakip çıkarma-
yageldiler, bu cendereden. Saturnia'ntn
kaptanı manevrayı idare ediyor, köprü-
sünden... Römorkörcüler, "HeyAmıra-
le! Amerika'ya selam"diye bağırıyor-
lar.. Arkasından da -pek ıyi anlayama-
dım, ama- Amerikalılara deginen bırta-
kım "renW/"sözler...
Gemi limandan çıkıyor.. Kuzeye dö-
nüyor. Çizme'nin batı sahilini gitgıde
uzaklaşan selvi ağaçlannı izleyerek baş-
lıyor, 14 gün sürecek bu yolculuk.
Cenova'dan 300 muhacir. "Piccolo
Suori di Povri1
' rahibelen de alıp, Bar-
selona'da biraz kalıp bır gece yansı Ce-
belitank'a varıyor Saturnia. Sonra bir-
kaç martı gemıyı uğurluyor ve şimdi At-
lantik'in sinesıne attık kendimizi...
• • •
Santa Maria, Nina ve Pınta.. Çata-
na'dan biraz ıri üç yelkenli... Koiomb'un
elinde ilkel bir "Sekstanf yüreğinde
kuşkular ve umutlar, "Eldorado"yu (al-
tın ülkesini) bulmaya gidiyor...
Sonralan, Yuri Gagarin'ın 1968'de ilk
uzay uçuşu ile Kolomb'un bu ilk sefe-
rinı kıyasladım... 1492'dekı atılım,
1957'dekınden çok farklı... Gagarin,
yaptığı işın bılincındeydi... O, uzaydatek
başına idi, ama arkasında çok gelışti-
rilmiş bir teknolojiyı ellennde tutan yüz-
lerce uzman vardı. Elbette yıne de "yü-
rek" isteyen bir iştı, amma Kolomb'un-
kı başka...
Bizim emektar Saturnia'nın 26.000
tonluk gövdesı, radarı, telsizi, eksiksız
haritaları ve 250 kişilik mürettebatı ile
şimdi üzerinde 16-17 mil süratle ilerle-
diği sulardan, bir an deniz canavarlan,
karabasanlardagörünen korkunç yara-
tıklar çıkaracağına inanmış, Italyan, Is-
panyol ve Portekızli gemicıler, yürekle-
rinde bilınmezın korkusu ile yelken açıp
güverte temızleyıp dualar mırıldanarak
gıdıyoriar... Onlan Lu seruvene süruk-
leyen dürtü, yertilerin kanlarına bulan-
mış altınlann rüyası "Eldorado..."
23 Temmuz 1952... Sisler arasında,
Saturnia girdı New York Limanı'na.. Ön-
ce Amerikan vatandaşlan çıktı gemi-
den. Sonra diplomatik pasaportlular,
sonra dığerlerı ve en sonra "muhacir-
ler..."
Koca binalar. kocaman caddeler, ko-
caman adamlar... Alışmadığımız bir ha-
reketlilık..
VVashington'a ulaşmak içın "Pennsyl-
vania"garınagıdilecek. Bızim "gar"di-
ye bildiğımiz yerde "tren" de olurdu.
Burada trenler yerin altında bekliyor.. Sı-
caklık 30-35 derece, nem oranı yüzde
90.. Tren kalkıyor, bır tünelden geçip
düz bir arazıde başlıyor yoluna...
• • •
VVashington garında bır arkadaşım
karşılıyor. Bır otele yerleştırıyor. "Yann
09.00'da buyükelçilığe gel. Geç kal-
ma" deyıp gidiyor...
Ertesi gün, "Bismıllah" çekip geliyo-
rum büyükelçiliğe...
"Büyükelçi, senisaat 11.00'dekabul
edecek" dıyorlar...
Yann: Büyükelçiyle ilk görüşme
İşte yükselme isteğî, âşık olmaktan bir adım önde
Çeviri Servisi - Modern toplumlann insanoğlunun
sırtına yüklediği sorumluluk, yaşanan stres
psikolojı çevrelerinı sürekli araştırma içine itiyor.
Artık çalışmak, yaşamının temel nedeni haline
gelmiş olan günümüz insanı yaşamındaki
neredeyse tüm diğer olgulan çalışma hayatına ve
işine endekslemek durumunda kalıyor ve
uzmanlann belırttıklenne göre aşk da buna dahil.
İkıli ilişkiler. insanlık tanhinin temel unsurlandır.
Bu ilişkiler sonucunda toplumlann temel birimleri
olan aıleler kurulur, bu ilişkiler sonunda yeni
bireyleroluşur. Ve bu ilışkilerin temelinde de iki
cinsın birbınne duyduğu ılgi, tutku ve aşk \ardır.
Aşkı ister biyolojık, ıster psikolojik bır olgu olarak
kabul edelim; ınsanın karşı koyamadığı, bazen alt
üst etse de ya$ama anlam kazandıran ve ikili
ilişkileri oluşturan bir duygudur.
Oysa uzman çevrelerin araştırmalar sonucunda elde
ettikleri verilere göre insanlık, aşk denen tılsımdan
neredeyse kendı isteğıyle vazgeçmek üzere.
Özellıkle gelışmış ülke toplumlardaki bıreylenn
aşklannı yaşamaya /aman bulamadıklannı ve bu
nedenle aşk ılışkılen yaşayamadıklarını
• Özellikle 20-35 yaş grubu arasından seçilen
erkek denekler işlerine öncelik tanıyorlar ve
kadının bu durum karşısındaki
anlayışsızlığmı, aşktan kaçışlanna sebep
gösteriyorlar. Kadın denekler de zamansızlık,
iş yoğunluğu ve yorgunluktan şikâyetçi.
belirtmeleri bu kanıyı güçlendiriyor. Amerika'da
ve iki ayn Avrupa ülkesinde yapılan ve 2600
kişinin katıldığı bir inceleme sırasında, erkek
deneklerin yüzde 46'sı, kadın deneklerin ise yüzde
65'i âşık olamadıklanndan şikâyetçi olduklannı
ifade etmişler. Buna gerekçe olarak ise (kadınlarda
yüzde 32, erkeklerde yüzde 54'ü) öncelıkle
işlerinin yoğunluğunu, çalışma saatlerini ve kariyer
yaparken âşık olmanın onlan verimsiz hale
getireceğini düşündükierini vurgulamışlar.
Öncelik işe tanınıyor
Özellikle 20-35 yaş grubu arasından seçilen erkek
denekler. âşık olduklan ya da aşk ilışkilerinc
girdikleri zaman karşı tarafın taleplerinı
karşılayamadıklannı, işlerine öncelik tanımak
durumunda olduklannı söyleyerek karşılanndaki
kadının bunlar karşısındaki anlayışsızlığmı aşktan
kaçışlanna sebep göstermişlerdir. Kadın denekler
de zamansızlık, iş yoğunluğu ve yorgunluktan
şikâyet etmiş erkeklerin buna saygı
göstermediklerini ileri sürmüşlerdir. İki cinsin de
âşık olurlar ya da süreli duygusal ilişkiler
yaşarlarsa kariyerlerinin engelleneceği korkusu
vardır. İki cins de zamansız bir evliliğin, iş
yasamlannı kesintiye uğratacağı kaygısını açıklıkla
dile getirmiştir. Ancak araştırmalann sonucunda
iki cinsin de nedenleri aynı gibi görünen bu
sevgisizlikten ve yalnızlıktan son derece rahatsız
olduğu ortaya çıktı. Uzmanlar, bu durumda
öncelikle kariyer stresinin atılması ve ilişkilerin iş
hayatını engelleyeceği korkusundan kurtulunması
gereğinin altını çizmektedirler. Bu korkularla
aşktan kaçan insanlann daha büyük rahatsızlıklar
yaşadıklannın ortaya çıktığını söyleyen psikoloji
çevreleri, özellikle 20-35 yaş grubu insanlar için
aşkın vazgeçilmemesi gereken bır olgu olduğunu
da ifade etmektcdırlcr.