Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
7 ŞUBAT1996 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
EKONOM
Avnıpa Kalite Yönetim Derneği, bu yıl ilk kez, kamu sektöründen bir kuruluşa kalite ödülü verecek
Avrapa KITleröie sahip çıkıyor• Ocak ayında
AmsterdarrTda
düzenlenen konferansta,
özel sektörden ve kamu
sektöründen üst düzey
temsilciler, Toplam
Kalite Yönetimi'nin
kamu sektöründe
kullanılmasının
olanaklannı araştırdı.
• Kamu sektörüne
verilecek kalite ödülü ile
ilgili değerlendirmenin
ekim ayında yapılacağı
belirtildi.
ÖZGÜRULUSOY
Türkiye'de, verimsizlik KlT'le-
rin "kaderi" olarak tanıplanıp
özelleştirmenın en büyük gerek-
çelerinden biri olarak gösterilir-
Avrupa Kalite
Yönetim Derneği
Avrupa Kalite Yönetim Derneği, I988'de
Avrupa'da toplam kalite yönetiminin
yaygınlaştınlması amacıyla kuruldu. Kâr
amacı gütmeyen derneğin Avrupa'nın farklı
ülkelerindeki farklı
sektörlerden gelen toplam
450 üyesi var. Dernek, toplam
kalite yönetimiyle
Avrupa'daki rekabet gücünün
arttinlmasını ve işletmelerde
tam verimliliğin sağlanmasını
hedefliyor. 1992'den beri heryıl bir özel
kuruluşa, Avrupa Kalite Ödülü veren demek,
bu yıl ekim ayında ilk kez kamu sektöründen
bir kuruluşa da ödül verecek.
KalDer
Yerli KİT'ler de kalite ödülüne aday
1991 'de kurulan KalDer'in kalite ödülü
bu yıl ilk kez, kamu sektörüne de
açılıyor. KalDer Ödül Sekreterliği'nden
Orhan Argon, KalDer'in TÜSİAD'la
birlikte geliştirdiği bu projede
Avrupa Kalite Yönetim
Demeği'nin örnek alındığını *
söylüyor KalDer, üç yıldır Türk * .
denetçilerin de yer aldığı
Avrupa Kalite Yönetim Derneği'ne üye
olmaya çalışıyor.
Türk derneklerinin uluslararası
kuruluşlara üye olmak için Bakanlar
Kurulu karan gerektiğini kaydeden
Argon, kararın halen çıkmadığını
belirtiyor.
Kalite ödülü için son başvuru tarihi 29
şubat.
Yanşmaya katılmak için 300
") milyon TL yatıran adaylar, en
geç 26 nisanda hazırlamış
olduklan raporlan 12 set halinde
teslim ediyorlar.
Seçimde liderlik, çalışanlann yönetimi,
politika ve strateji, kaynaklar. prosesler
(süreçler), çalışanlann tatmini,
müşterilerin tatmini, toplum üzerindeki
etki ve iş sonuçlan baz alınıyor.
ken, gerek özel gerek kamu sek-
törlerinde rekabet gücüne önem
veren Avrupa Birligi, kamu sek-
töründe verimliliği arttırma çaba-
larına destek veriyor.
Son olarak, Avrupa Kalite Yö-
netim Derneği'nin düzenledigi
"Kamu Sektöründe VerimJilik"
konulu konferansın sponsoriuğu-
nu Avrupa Komisyonu üstlendi.
Avrupa Kalite Yönetim Der-
neği, bu yıl ilk kez, kamu sektö-
ründen bir kuruluşa kalite ödülü
vermeyi de planlıyor.
24-25 ocak tarihlerinide Ams-
terdam'da düzenlenen konferans-
ta, özel sektörden ve kamu sek-
töründen üst düzey temsilciler,
Toplam Kalite Yönetimi'nin ka-
mu sektöründe kullanılmasının
olanaklannı araştırdı.
Açılış konuşmasını Avrupa Ko-
misyonu'ndan Magnus Lem-
mel'in yaptığı konferansta, özel
sektör ve kamu sektöründe ve-
rimliliğin arttınlması için benim-
senen yöntemler ve yaklaşımlar
karşılastırmalı olarak ele alındı.
Konferansta ağırlıle sağlık, eği-
tim ve kamu yönetimi konulan-
na verildi.
Projeler ele alındı
Konferansın toplam kalite yö-
netiminin eğitim kurumlanna na-
sıl uygulanabileceği sorusunun
tartışildığı bölümünde, Avrupa
Birliği ve Danimarka Eğitim Ba-
kanlığı'nın ortakJaşa fınanse et-
tiği, özerk bir yönetime sahip olan
Aarhus Teknik Okulu'nda uygu-
lanan ve üç yıl»kapsayan proje ele
alındı. Sağlık sektöründe, toplam
kalite yönetimini altı yıldır uygu-
layan Norveç Tromso Üniversi-
te Hastanesi'nin yanı sıra Ingil-
tere, Danimarka ve Holianda'da-
ki, toplam kalite yönetimini uy-
gulayan hastaneler örnek olarak
incelendi.
EĞİTİMDEN MEDYAYA
Müteahhitler
her alana girdi
Ekonomi Servisi - Müteahhitlerin el atmadığı sektör kalma-
dı. Bundan 20 yıl önce yalnızca yurtiçinde faaliyet gösteren Türk
müteahhitlik firmalan, bugün bir yandan yurtdışına açilırken bir
yandan da sanayiden, eğitime, bankacılıktan medyaya dek sek-
tör dışı pek çok alanda faaliyet gösteriyor.
Epsilon Şirketler Grubu AR-GE Departmanrnca hazırlanan
"Türkiye Müteahhitler Birliği Üyesi Firma Gnıpiannın Müte-
ahhitlik Sektörü İçindeki ve Dışındaki Çalışma Alanlannuı De-
ğerlendirmesr başlıklı çalışmada. Türk taahhüt sektörün hem
sektör içi hem dışı çalışma alanlannın genişlediği ifade ediliyor.
Çalışmada önceleri yalnızca basit inşaatlann genel müteahhi-
di, daha karmaşık yapilann da taşeronu olarak hizmet veren mü-
teahhitlik firmalan-
nın sektör dışındaki
çalışma alanlan şöy-
le sıralanıyor: "Sana-
yi, ithalat- ihracat-pa-
zariama. finansman-
bankacılık. turi/m,
eğitim, sağlık, sigor-
tacılık. madencilik,
elektrik-elektronik-
Müteahhit firmaların
sektör dışı faaliyetleri
ALARKO: Sanayi, ihracat-ithalat-
pazarlama, turizm, su ürünleri,
BAY1NDIR: Sanayi, ihracat-ithalat-
pazariama. finansman-bankacılık,
turizm, sağlık, sigortacılık,
DOĞUŞ: Medya, sanayi, ihracat-
ithalat-pazarlama, finansman-
bankacılık, turizm, eğitim,
sigortacılık, market-hipermarket,
ENKA: Sanayi, ihracat-ithalat-
pazariama, fînansman-bankacilık,
turizm, eğitim, sigortacılik, market-
hipermarket, mimarlık mühendislik-
dantşmanlık,
IVUROL: Sanayi, ihracat-ithalat-
pazarlama, fınansman bankacılık,
turizm, sigortacılık, madencilik,
njimarİık-mühendislik-danışmanlık,
STFA: Sanayi, ihracat-ithalat-
pazarlama, turizm, sigortacılık
madencilik, nakliyat, mimarhk-
mühendislik-danışmanlık.
TEKFEN: Sanayi, ihracat-ithalat-
pazarlama, finansman-bankacılık,
turizm, sigortacılık, nakliyat.
nilgisayar hizmetieri.
nakliyat, su ürünleri,
market-hipennarket,
mimarlık-mühondis-
lik-danışmanlık, eğ-
lence hizmetleri ve
medya."
Araştırmada Alar-
ko Holding. Enka,
Bayındır Holding gi-
bi kuruluşlann sana-
yi, ihracat gibi alanlar-
da, Enka ve Bayın-
dır'ın bankacılık sek-
töründe, Doğuş Gru-
bu'nun ise sanayi, ih-
racat, finansman, tu-
rizm, eğitim, sigorta-
cılık, market-hiper-
market ve medya sek-
törlerinde faaliyet
gösterdiği belirtiliyor. STFA. Tekfen. Nurol, Üçgen gibi isimler
de sektör dışı faaliyetlerde bulunan firmalar arasında. Çalışma-
ya göre firmalann yüzde 64"lük bir bölümü sanayi sektöründe
faaliyet gösterirken 2. sırada yüzde 55'le ihracat-ithalat- pazar-
lama yer alıyor. Firmalann sektör içi çalışma alanlan da çeşit-
lilik gösteriyor: "Su getirme, kanalifiasyon sistemkri, su antma,
yol, köprü, rüncL baraj, sulama, enerji saııtralu enerji nakil hat-
n- dektriflkasyon. petrokimya tesisleri rafineri \apınu, boru hat-
ü,dentirvolu, havaalanu lirrıan, otel-hastane ve ev-bina."
Firmaİann ev - bına alanlannda faaliyet gösterme yoğunluğu
yüzde 89 iken ikinci sırada otel- hastane. üçüncü sırada su ge-
tirme, dördüncü sırada da kanalizasyon sistemleri yer alıyor.
Yaklaşık 250 bin Idşinin Öldüğü, binlerce in.vmıiıt»nrini terk ettiği savaş sonrasında Bosna-Hersek'in kentteri
harabeye dönmüş durumda. Bosna-Hersek'in yeniden vapılandınlmasında etkin rol oynamak isteyen Türk
işadamlan Sara>1josna'da temaslannı sürdürüvor. (Fotoğraf: HATİCE TUNCER)
Bosna'nın yeniden yapılanması konusunda temaslar sürüyor
Savaşın izlerini Türklersilecek
HATİCE TUNCER
Türk işadamlan, >aklaşık 4 yıl,
süren savaş sonunda Bosna-
Hersek'in yeniden yapılanmasında
rol almak için Saraybosnaîda
temaslarda bulunuyorlar. Türk,
Hırvat ve Bosnalı firmalann
oluşturduğu konsorsiyum
temsilcileri, Bosna-Hersek
Cumhuriyeti'nin hazırladığı 412
projenin hayata geçirilmesi
konusunda ocak ayından bu yana
temaslannı sürdürüyorlar.
Cumhurbaşkanı Süİeymai) Demirei,
Bosna-Hersek Cumhurbaşkanı
Alrya İzzetbegoviç. Hırvatistan
Devlet Başkanı Franjo Tudjman.
23 Ekim 1995 tanhınde New
York'taki görüşmelerinde üçlü bir iş
konsorsiyumu kurulmasi yönünde
tavsiye karan almışlardı. Ûç
ülkeden temsilciler, 18 kasımda
Istanbul'da Çırağan Sarayı'nda
yaptıklan toplantıda. konsorsiyum
için bir ön anlaşma imzalamışlardı.
14 aralıkta imzalanan banş
anlaşmasının ardından işadamlan
çalışmalannı hızlandırdılar.
Hırvatistan'ın Split kenti ile
Istanbul arasında karşılıklı uçak
seferleri düzenlenmesı nedeniyle
Split üzerinden Saraybosna'ya
geçen işadamlan konsorsiyum
hakkında bilgi verdiler.
KonsorsiyumdaTürkiye'den Kar
Şirketler Grubu, Hırvatistan'dan
Ingra şırketi ve Bosna Odalar
Birliği yer alıyor. Kar_Şirketler
Grubu Başkanvekili Ömer Faruk
Berksan dünyanın, bölgeyc
yapacağı yardımlann bu
konsorsiyum tarafından organize
edilmesinın planlandığını belirtti.
Kar Atılım Genel Müdürü Hayri
Modanü. Türkiye'nin en büyük
firmalanyla görüştükleri ve işbirliği
sözü aldıklarını bildirdi. Bosna'nın
yeniden yapılanması için Bosna-
Hersek Cumhuriyeti yetkileri
tarafından 412 proje hazırlandığını.
bunlann kısa sürelerde
gerçekleşemeyeceğini ifade eden
Modanlı, köprü ve yol yapımı,
enerji üretimi, fabrikalann çalışır
duruma getirilmesi ve konut
inşasının öncelik taşıdığını söyledi.
Bosna-Hersek'teki köprülerin
yüzde 80'inin yıkıldığını, tennik ve
hidroelektrik santrallann yüzde 30
kapasite ile çalıştığını belirten
Modanlı, sanayi tesislerinin
hammadde alımı için finansman
sorunlan olduğunu, fabrikalann
yüzde 80'inin çalışmadığını,
konutların da yüzde 60'ının hasar
gördüğünü vurguladı. Modanlı,
Dünya Bankasf nın tahmınıne göre
3^4 yıl içinde Bosna'ya 5 milyar
dolarlık para akacağını, buna karşın
yeniden yapılanma için 25 milyar
dolara ihtiyaç olduğunu söyledi.
Türk işadamlanna eşlik eden
Hırvatistan'ın ünlü müteahhitlik
firması Ingra'nın Türkiye temsilcisi
Igor Ragurya da yeniden yapılanma
sürecinde önemli görevler
üstleneceklerini söyledi. Öte
yandan 12-13 şubat tarihlerinde
Zagreb'e gidecek işadamlanndan
olan bir heyet. Hırvatistan Ekonomi
Bakanı. ikili ticaret ilişkilerinin
geliştirilmesi için görüşmelerde
bulunacak.
KöNUK YAZAR l OĞUZ ANTER
Camel da
zamlandı
İSTANBUL (AA) - RJ
Reynolds Tütün Sanayii AŞ ta-
rafindan üretilen Camel ve Sa-
lem marka sigaralann fiyatla-
n yüzde 8.3 ile 9.1 oranında
arttınldı.
Monte Carlo, NVinston ve
Ege'nin fıyatı ise değişmedi.
RJ Reynolds'dan yapılan açık-
lamaya göre, bugünden ge-
çerli olacak zamdan sonra,
Camel 100's, Camel Lights
100's ve Salem 100's'in fiyat-
lan 60 bin liradan 65 bin lira-
ya, kısa Camel ve kutu Ca-
mel'in fiyatlan da 55 bin li-
radan 60 bin liraya çıktı. Şir-
ket, Monte Carlo 100's, kısa
Monte Carlo, VVinston 100's,
kısa Winston, uzun Ege ve kı-
sa Ege'nin fıyatında ise deği-
şiklik yapmadı.
Türk
girişimcileri
bir araya
geliyor
ISTANBUL (AA) -Avrupa
Türk İşadamlan ve Sanayici-
leri Derneği (ATlAD) Başka-
nı Kemal Şahin, Istanbul'da
27-28 şubat tarihlerinde ya-
pılacak Dünya Türk Işadam-
îan Kunjltayı'nın, yurtdışın-
da üstün bir varlık ve perfor-
mans gösteren Türk müteşeb-
bis gücünün kamuoyuna ta-
nıtılması bakımından büyük
önem taşıdığını bildirdi.
Şahin, yaptığı açıklamada,
yurtdışındaki genç ve dina-
mik Türk girişimcilerinin, ül-
kenin sahip oİduğu en büyük
servetlerden birini oluşturdu-
ğunu belirtti. Bu potansiyeli ül-
ke ekonomisine en üst düzey-
de entegre etmek gerektiğini
kaydeden Şahin, kurultayın
amacının da bu olduğunu bil-
dirdi. Şahin,
u
Kurultaya vurt-
dışında faalivet gösteren her
müteşebbisi candan davet edi-
vor ve bajansına katkıda bu-
lunmaya çağınyonız'" dedi.
BENCE
İZZETTİN ONDER
Gerçek ve Efektif Döviz
Fiyaü
Birer tüketici olarak hepimiz çok iyi biliriz ki, bir ma-
lı peşin aldığımızda ona daha düşük bir fiyat ödeme
şansına sahip olabiliriz. Bu nedenle, elimizin rahat
olduğu durumlarda genellikle peşin almayı tercih
ederiz. Bizi böyle bir karara iten veri, piyasada pe-
şin fiyat ile vadeli fiyat arasındaki açık farkı görme-
miz ve vade farkını bizzat yükleniyor olmamızdır.
• • •
Dış âlemle yapılan ticarette farklı nedenlerle ma-
lın fiyatı, ülkeye olan maliyetinin altında olabilir. Bir
şekilde ithal mal kullanan, kendisi o malın fiyatını
peşin ödese de Türkiye o malı, bir anlamda vadeli
almaktadır. Zira o malın Türkiye'ye ithali için gerekli
döviz üretilemeyince, dış âlemden borç alarak alın-
makta ve karşılıgında da oldukça yüklü faiz öden-
mektedir. Diğer bir deyışle, bu süreç çerçevesinde
malı aldığımız firmadan değil, başka yerden borç al-
maktayız.
Her işletmede olduğu gibi ülke ekonomisi düze-
yinde de borç ile girişilen bir işlemin gerçek maliye-
ti, diğer görünen maliyetler yanında faiz yükünü de
içermelidir. Faiz maliyetinin dikkate alınmadığı durum-
da, ithal malın fiyatı yapay olarak düşük algılanaca-
ğından dolayı, mala olan talep aşın büyür ve mali-
yetin bir bölümü, bu işlemle ilgisi olmayanlar tara-
fından karşılanmış olur, böylece oluşan fark, ithalat-
çı ve tüketici arasında bölüşülür. Aynı koşullarda ya-
tınm malı ithal eden bir sanayici ise toplumun katkı-
lan ile fıilen ödediği bedelin üzerinde bir değerde
üretim aracını mülkiyetine geçirmiş olur.
• • •
Bu basit açıklama şunu açıkça ortaya koyuyor ki,
ithalat üzerindeki vergileri bırtarafa bırakırsak, dış açık
veren bir ekonomide dövizin efektif fiyatı, gerçek fi-
yatını yansıtmaktan uzak olabilir. Sıcak para operas-
yonu vb. gibi döviz fiyatını gerçek kurdan saptıran
süreçler esnasında bu fark, daha da görünür bir bi-
çimde açılabilir.
Bu noktada iki soruya cevap vermek mecburiye-
tindeyiz.
- Ekonomik açık neden kaynaklanıyor?
- Açığa bağlı olarak oluşan faiz yükü, efektif döviz
fiyatına yansımıyorsa dövizi kim kullanıyor, maliye-
te kim katlanıyor!
• • •
Dövizin gerçek fiyatı ile efektif fiyatı arasındaki far-
kın dövizi kullanana rant olarak yansımaması için
aradaki farkın vergi ya da benzeri bir kamulaştırma
aracı ile kapatılması gerekmektedir. Gümrük birliği
üyeliği sonucunda Türkiye'nin ithalat talebi artarken
ticaret açığı büyürse dış borcu ve faiz yükü artma eğı-
limine girer. öte taraftan uygulanagelen sıcak para
politikası, döviz kurunu baskı altında tutmaktadır.
Buna karşılık gümrük birliği deklarasyonu çerçeve-
sinde, dövizin efektif ve gerçek fiyatı arasındaki far-
kı, kamulaştırma araçlarını uygulamaya koymak iti-
razları çekecektir. Bu durumda bir yandan dış açığı
kapatmak, diğer yandan da döviz üzerindeki baskı-
yı kaldırmak, yani kamu açığına bir çare bulmak ge-
rekmektedir. Kamu harcamalarını daha fazla bastır-
mak olası olmadığına göre, kaçınılmaz olarak vergi
konusunu odağa çekmek mecburiyetindeyız. Kısa-
cası, bugünkü durumdan daha geçerli bir duruma
geçmek demek, bugünkü rantiyelerin musluğunu
kapatmanın ötesınde, onlardan kaynak aktarmak
demektir.
• • *
Görüldüğü gibi piyasa uçsuz bucaksız entrikala-
ra sahne olabilir.
Eğitimin özelleştirilmesini savunanlar, hizmetten
yararlananlarta bedeli ödeyenler arasındaki farklılığı
ileri sürmektedir. Aynı mantıkla, kimler bu ülkeyi bu
denli borçlu hale getirdi ise onların malvarlıklarını
kullanarak "borç/özvariık" değişimi yapalım savına
sıra gelince, nedense aynı çevreier, derin bir sessiz-
liğe gömülmektedir.
Ekonomik liberalizm ve onun da üzerinde gerçek-
leştirilen finansal liberalizm, bu bağlamda yeniden
gözden geçirHmeye muhtaç görülmektedir. Libera-
lizm, hiç kimsenin karşı çıkamayacağı insancıl bir kav-
ramdır, ama uygulandığı süreçler bağlamında çok cid-
di sömürü aracına dönüşebilir. Ekonominin bu den-
li girift olduğu günümüz koşullarında, liberalizm kav-
ramını kullanan, hatta bu kavramı dayatan kişi ya da
gruplara kuşku ile bakmak gerekmektedir.
(*)
Gümrük birliği sonrası
dışsatım zorlaşıyor mu?
B
ilindiği gibi 6 Mart 1995 tarihinde im-
zalanan ve 31 Aralık 1995 tarihinde yü-
rürtüğe giren Türkiye-AT 36. Ortaklık
Konseyi Karan uyannca, gümrük bir-
liğine geçiş süreci, Türkiye'de seçimlerin yeni-
lenmesine karar verilen dönemle çakışmıştır.
Genel kanı, AT ile gümrük birliğinin, öngörülen
tarihte gerçekleştirilemeyecegi. seçimlerin ye-
nilenmesi, parlamentonun çalışmaya başlayıp
yeni hükümetin kurulmasına değin, geçişin er-
teleneceği doğrultusunda idi. Ancak ekonomi
bürokrasinin çabalan, mustafi hükümetin iyi ni-
yetli yaklaşımlan ile önceden belirlenen takvi-
me aynen uyulmuş ve gümrük yasasının yeni
biryasa ile değiştirilmesi gereken hükümleri dı-
şındaki, diğer düzenlemeler 31 Aralık 1995 iti-
banyla yürürlüğe konulmuştur.
Çok teknik bilgi ve açıklamalar gerektiren
sözleşme hükümlerine değinmeden, 1 Ocak
1996 sabahı itibanyla, dışalım ve dışsatım da
uygulanan işlemleri şöylece özetlemek müm-
kündür:
Gerek AT gerek topluluk dışı üçüncü ülkeler-
den yapılacak dışalımda, formaliteler ve baş-
vuru mercileri asgari düzeye indirilmiştir. itha-
latçı belgesi olmaksızın, aracı bankalardan it-
hal müsaadesi almaksızın, "Tek idari Belge"
olarak tanımlanan gümrük beyannamesinin dol-
durulmasıyla dışalım mümkün hale gelmiştir.
Özellik arzeden bazı mal grupları bir kenara bı-
rakıldığında, AT ülkelerinde olduğu gibi başka
bir kamu kuruluşuna başvurmadan sadece tek
bir kamu kuruluşuna gidilerek dışalımın ger-
çekleştirilmesine imkân veren düzenlemelerin,
ithalatçılar ve özellikle sanayiciler açısından da
olumlu karşılandığını söylemek mümkündür.
Ancak konu dışsatım olduğunda işlemler de-
ğişmektedir. Türk gümrük mevzuatının ve özel-
likle ekonomik gümrük rejimlerinin, Ortaklık
Gümrük Kodu ve Gümrük Yönetmeligi hüküm-
lerine uyarlanmasını öngören Ortaklık Konse-
yi-Türkiye anlaşmasına rağmen yürürlüğe ko-
nulan kararname ve yönetmelikler, dışsatımda
aracı kurumlara başvurulmasını ve izin alınma-
sını zorunlu hale getirmiştir.
Buna göre dışsatım yapacak mükelleflerin,
doğrudan gümrük idareleri yerine, dışsatımda
da kullanılan "Tek İdari Belge" gümrük beyan-
namesini dokJurarak ilgili ihracatçı birliklerine baş-
vurmalan, şayet üye değiller ise zorunlu olarak
üye olmalan, ihracat tutan ile orantılı (nispi) har-
cı yatırmalan, ne işe yaradığı bilinemeyen baş-
vuru tarih ve sayisını, gümrük beyannamesinin
arkasına yazdırdıktan sonra gümrük idareleri-
nebaşvurulan gerekmektedir. AT ile gümrük bir-
liğinin başlatıldığı bu aşamada, bir başka sınır-
lama ve formaliteler zinciri de ekonomik güm-
rük rejimlerinin uygulanmasında görülmekte-
dir. Yürürtükteki gümrük yasamızın "Geçici Çı-
kış ve Geri Gelen Eşya" rejimi içinde, mükellef-
lerin 31 Aralık 1995 tarihinden önce doğrudan
gümrük idarelerine başvurarak yapageldikleri iş-
lemler, tamir amaçlı geçici çıkışlar, Dış Ticaret
Müsteşarlığı'nca izne bağlanmıştır.
Başlangıçta da ifade edildiği gibi Türkiye, Or-
taklık Gümrük Kodu ve Yönetmeliği'nin pek
çok kurallannı ve özellikle ekonomik etkili güm-
rük rejimlerini, ulusal mevzuatına uyarlamak zo-
rundadır. Nitekim, TBMM'nin gündeminde iken
seçimler dolayısıyla yasallaşma imkânı bula-
mayan gümrük yasasının değişiklik tasarısı, bu
doğrultuda hazırlanmış, "Dahilde Işleme Reji-
mi", "Gümrûk KontrolüAltında Işleme Rejimi",
'Hariçte Işleme Rejimi", 'Geçicitihalat"gibi eko-
nomik etkili gümrük rejimlerine aynen yer veril-
miştir.
Ne var ki 31 Aralık 1995'ten sonra, kararna-
melerle yapılan düzenlemelerin de bu doğrul-
tuda olması gerekirken, dışsatım ve ekonomik
gümrük rejimlerine ilişkin olarak önceki çalış-
malarla ve ortaklık gümrük kodu ile bağdaşma-
yan yöntemler uygulamaya konulmuştur.
Ekonomi bürokrasisinin ve siyasi otoritenin,
konulann teknik özelliklerini kısa zamanda an-
layacağını ve gerekli düzeltmeleri yapacağını
umuyoruz.
0 E. Gümrük ve Tekel Bakanlığı Em. Müsteşar
Yardımcısı
HULYA GENÇ
unymt Gazetesı
caûı Cad 39/4 1
ogiu 'ISTANBUL
12 05 05
1-4 07 51
Devre mülke yargı yolu
D
evre mülk satış sözleşmelerini iptal
ettirmek isteyen tüketiciler, artık
haklarını yargı yolu ile
arayabilecekler. Büyülü bir atmosferde
imzaladıklan devre mülk satış
sözleşmelerini iptal ettirebilmek için bu
zamana kadar tazminat ödemek
zorunda kalan tüketiciler, 'devre mülk
satış sözleşmelerinin resmi olmadığını
ileri sürerek' dava açabilecekJer.
'Devre tatil' satın alan tüketicilerin ise
imzaladıklan sözleşmeyi iptal
ettirebilmek için tazminat ödemekten
başka seçenekleri yok. Bu gibi
durumlarda tüketicilerin devre tatil
pazarlayan firmanın istemiş olduğu
tazminat miktannı 'insafsız' bularak
dava açma hakkı bulunuyor.
Geçen yıl devre mülk satın alan bir
tüketicinin kendisıne başvurması
üzerine harekete geçen avukat Erkan
Yılmaz, devre mülk satışına ilişkin
yapılan sözleşmenin 'resmi olmadığı'r»
ileri sürürek dava açmış. Geçen yıl
şubatta açılan dava, yaklaşık 11 ay
sonra tüketici lehine sonuçlanmış.
Devre tatilde tazminata itiraz
B
izi Dedeman Club adına arayan
Özekin İç ve Dış Ticaret tatil
kazandtğımızı, bunun için eşimle
beni düzenlemiş olduklan tanıtım
toplantısına davet ettiklerini
bildirdiler. Davetliler için hazırlanan
büyülü atmosfer ve cazip indirim
oranları bize uzatılan devre tatil
sözleşmelerini yeterince okumadan
imzalamamıza neden oldu. Eve gelip
söz konusu sözleşmeyi
incelediğimizde, yapmış olduğumuz
hatanın farkına vardık. 'Zarann
neresinden dönersek kârdır'
düşüncesiyle hareket ederek,
sözleşmeyi iptal ettirmeye karar
verdik. İmzalamış olduğumuz 4650
dolarlık devre mülk sözleşmesinin
yüzde 20'lik bölümünü oluşturan 930
doları tazminat olarak ödemek
zorunda bırakıldık.
Bu arada Dedeman Clup yetkilileri ile
yaptığımız görüşmeler ise fayda
vermedi. Satışın Özekin İç ve Dış
Ticaret tarafından yapıldığını belirten
Dedeman Clup yetkilileri, söz konusu
tazminatı ödemek zorunda
olduğumuzu belirttiler.
Şaziye Demircioğlu/ANKARA
İ
mzaladıklan devre tatil
sözleşmesini iptal ettirmek
isteyen tüketicilerin,
sözleşmede belirtilen tazminat
miktannı ödemek dışında
yapacaklan pek bir şey yok.
Tüketiciler yalnızca
sözleşmeyle talep edilen
tazminat miktannın insafsız bir
rakam olduğunu ileri sürerek,
ilgili firma hakkında dava
açabilir. Devre tatil
sözleşmesinin altına yeterince
düşünmeden ve okumadan
imza atan okurumuza bu
konuda yardımcı olmamız
mümkün değil. Okurumuzun
şikâyeti üzerine görüştüğümüz
Dedeman Clup Satış ve Halkla
ilişkiler Müdürü Füsun Oze,
devre tatil sözleşmelerini şirket
adına acentelerin pazarladığını
belirtti. Acenteler tarafından
yapılan satışlar sonrasında
Dedeman Clup'ın sözleşmede
yer alan tazminat oranı kadar
acenteJerine komisyon
ödediğini vurgulayan Oze,
müşterilerin sözleşmeJeri iptaJ
ettirmeleri halinde bu tazminatı
ödemek zorunda kafacaklannı
bildirdi.
Devre mülk pazartama işini
genelde Dedeman Clup'ın
üstlendiğini vurgulayan Oze,
acentelerin düzenlemiş olduğu
devre tatil toplantılannda bazen
devre mülk isteyen müşterilerin
de ç/ktığını, bu gibi durumlarda
acentelerin devre mülk de
pazarladıklannt belirtti.
Müşterilerin sözieşmeleri
okumalannı sağlamak ve
kararsız müşterilere düşünme
fırsatı tanımak için üye
bilgilendirme formu
düzenlediklerini belirten Oze,
bunu doldurmadan kimseye
sözieşme imzalatmadıklannı
bildirdi. Toplantı arasında
sözleşme imzalayan
müşterilerine 2 bin dolarltk
indirim yaptıklannı bildiren Oze,
'biraz düşüneyim, daha sonra
imzafanm' diyenlere indirim
yapmadıklannı bildirdi. •
Erkan Yılmaz'ın müvekkili böylece
devre mülk satış sözleşmesini tazminat
ödemeden iptal ettirmeyi başarmış.
Borçlar Kanunu'nun 213'üncü maddesi
ile Medeni Kanun'un 634'üncü
maddesinin 'gayri menkulün tamamının
ya da bir kısmının satışına veya satış
vaadine ilişkin sözleşmelerin resmi
şekilde yapılmasını' emrettiğini
söyleyen Yılmaz. devre mülk satış
sözleşmelerinin mülkiyete ilişkin
olduğunu hatırlatarak "Resmi şekilde
yapılmayan sözleşmeler geçersizdir"
dedi.
Geçen yıl açmış olduklan davanın bazı
sebeplerden dolayı uzadığını söyleyen
Yılmaz, normalde benzeri bir davanın 2-
3 duruşmada tamamlanacağına dikkat
çekti.
Devre tatil sözleşmelerinin geçerli
(resmi) sayılacağını anımsatan Yılmaz,
yalnızca devre tatil pazarlayan
şirketlerin istedikleri tazminat miktannın
dava konusu olabileceğini vurgulayarak
"Borçlar Kanunu'nun 161'inci
maddesine göre tüketici dava açılabilir.
Hâkim bu gibi durumda tazminat
miktannı fahiş bulursa, bu oranı
düşürebilir" diye konuştu. Yılmaz,
devre mülk satın alan tüketicılerin dava
açmalan halinde davayı kazanma
olasılıklannın çok yüksek olduğunu
belirtti. Tüketicilerin devre mülk veya
devre tatil satın alırken verdikleri
senetlerin üzerine 'ciro edilemez'
ibaresini koymalarını öneren Yılmaz, bu
şekilde senetlerin 3'üncü şahıslara
devredilmesmin önlenebileceğini
söyledi. Devre mülk ve devre tatil
sözleşmelennde tüketicinin tesisleri
hangi dönem kullanacağının genellikle
belirtilmediğine değinen Yılmaz,
toplantılar sırasında vaat edilenlerin
gerçeği yansrtmadığını
belirterek"Söz/eşmede yazılanlar
önemlidir. Sözleşmede tarih
belirtilmemışse, tüketici firmanın
keyfine göre hareket etmek durumunda
kalabilir" dedi. •